• Sonuç bulunamadı

Yaşar Nabi'yi anmak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşar Nabi'yi anmak"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAL

Yaşar Nabi’yi Anmak

“Sanat anlayışım ta başlangıçtan ben sağlam bir temel üze­ rine kurulmuştur. Bu da, edebiyatta her çeşit görüş ve akımlara karşı tam bir anlayış ve hoşgörürlülükle davranmak, belli bir tu­ tumda saplantılara ve direnmelere düşmemektir?’

Yaşar Nabi Naytr’ın görüşü, tutumu buydu. Hoşgörüden ay­ rılmamak, saplantılardan uzak kalmak...

Yıllar hep geçip gider! Ben saymak da istemem bir dostun, bir arkadaşın aramızdan ayrılmasının zaman ölçüsünü... Ya­ şar Bey’i, sanki gitsem yerinde bulacak gibiyim! Belki de bu yüzden Varlık yönetim yerine uğramıyorum çoktan beri... Oy­ sa kızı Filiz o sandalyede, o masanın başında oturuyor çoğu günler. İçim kaldırmıyor belki! Ya da Yaşar Bey’i hep o masa başında oturuyor, yazıları okuyor, yanıtlıyor diye düşlemek ho­ şuma gidiyor...

Yaşar Nabi’nin ekinimize katkıları mı?.. Bunu bir bir saymak pek mi gerekli? Kaç kuşak yetişti 'Varlık' okulunda? Ta 1936’dan bu yana, kaç şair, yazar, düşünür, en çok daha ekine, sanata bağlı okurlar yetişti? Nayır, Kemalist devrim adını verdiğimiz bir ‘ekin devrimi’nin baş gönüllüsüydü. Atatürk devrimi, her şey­ den önce bir ekin, yani bir kültür devrimidir. Tarihte nice ihti­ lal, devrim yapıldı ama hiçbirinde bir ulusun ekin temellerini, en başta da yazısı, sözlükleri, giyimi kuşamı değiştirilmedi. Ata­ türk’ün ekin devrimi tarihte benzersiz ise bu yüzden... Bu dev­ rimin birkaç öncüsünü saysam mı size? Tiyatroda Muhsin Ertuğrul, yazında Nurullah Ataç, basında Nadir Nadi... Yaşar Nabi de bu ekin devrimini yığınlara ulaştırmada görev yapan­ ların öncülerindendi.

Ne yaptı Yaşar Nabi? ‘Varlık’ı çıkardı. Bu dergide 1940 ku­ şağını yetiştirdi, Orhan Veli’den Sait Faik’ten Mahmut Makal’a, daha nicelerine dek çağdaş sanata, yazına ulaşmak, yetişmek, onu aşmak isteyen sanatçılarımız bu derginin yapraklarında yetiştiler, seslerini, güçlerini duyurdular. Hangi birini saymalı: Orhan Kemal’den Hacıhasanoğlu’na, Dağlarca’dan NecatigiF den Cumalı’dan Başaran’a, Talip Apaydın’a...

’Varlık’ bugün de görevini sürdürüyor. Yarın da sürdürecek­ se Yaşar Nabi’nin attığı temelin, ekin temelinin sağlam olma­ sından; Atatürk’ün “ çağdaş uygarlık düzeyini aşacağız” inan­ cına bağlılığından...

"Ne fildişi kule önemlidir benim için, ne toplum yararı. Bun­ lar gelip geçici şeylerdir. Kalıcı olan sanat gücüdür. Ancak, fil­ dişi kulesine kapanarak gerçek yapıtını verebilecek bir yazarı arenaya çağırmak, hem ona, hem sanata yazık etmektir. Bu, toplumsal dengesizliklere başkaldırmaktan gücünü alan bir sa­ natçıyı aşk idilleri yazmaya zorlamak gibi saçma bir şey olur. Edebiyat, sanat tartışmalarının büyük çoğunluğu bu sorunla il­ gilidir. Zaman zaman sanatçıları ille de fildişi kuleye tıkıp, onları toplumcu savaştan uzaklaştıranlara, uzaklaştırmak isteyenlere nasıl karşı çıkmışsam, sanatçı ille de toplumcu olmalı; topluma yararlı yolda yürümeli diye, yeteneksiz birtakım yazarları gök­ yüzüne uçurmaya çalışanlara da gene öyle karşı çıkmışımdır.”

Budur Yaşar Nabi: Tek yanlı olmamayı, Gide’in deyimiyle ‘açık olmayı, açık kalmayı’ yeğleyen bir aydın kişi, bir ekin adamı...

Genç yaşında şair olarak tanınmıştı, Yedi Meşale eyleminin önde gelen bir sanatçısıydı, Kemalist devrimi yücelten oyun­ lar, yazılar yazan bir ilericiydi. Bu kadar mı? Değill^Nasıl unu­ tulur dilimize kazandırdığı sayısız çeviri? Haşan Âli Yücel’in -ki o da bu ekin devriminin bir başka öncüsüdür- ‘Dünya Kla­ siklerinden Tercümeler’ dizisinde yer alan pek çok çevirisi bu­ gün bile değerini koruyor. Atatürk çağının yarattığı bir aydın­ lanma dönemiydi o 1940 yılları... Bol bol çeviriler, genç yazar­ ların yeni yapıtları, çağın akımlarına, yaratılarına dönük bir ça­ lışma, içinde yaşadığımız çağın uygarlığını anlama, bilincine varma eylemiydi bu. Yaşadığımız dünyanın insanları olmalıy­ dık. Kemalist devrim bunu istiyordu. Böyle bir toplum yaratmak amacındaydı. Oldu mu, olabildi mi? Kesin ne denebilir? 1950’den sonra gerileme dönemi başladıysa, başlatıldıysa, bu­ nun suçu kimde? Herhalde Atatürk devrimine bağlı aydınlar­ da, yazarlarda, bilinçli yurttaşlarda değil... Ucuzcu, kolaycı, fır­ satçı politikacıların 'demokrasi' adı altında etkin yerlere gelme­ lerinde!..

Yaşar Nabi’nin ‘Varlık Yıllıkiarı’nda çıkan başyazılarını okur­ sanız, açtırdığı soruşturma sorularının ne olduğunu görürse­ niz, anlarsınız savaşımının önemini, değerini... Bakın 1979 Yıl- ! Iığı’nda ne diyor: “ Yolunda önemli bir engelle karşılaşmadığı için her attığı adımda biraz daha açılıp şımaran yobazlık kah­ ramanlarının ölçüyü büsbütün yitirerek azıttığı apaçık görün­ mekte ve gerçek Atatürkçüleri tedirgin etmekten geri kalma­ maktadır.”

Cumhuriyetin 50. yılında ise şu soruyu sormuş düşünürle­ re, yazarlara: “ Toplumsal yaşamımızın, kültür ve eğitimimizin Atatürk devrimleri çizgisinde yeniden değerlendirilmesi için ne­ leri gerekli görürsünüz?

Görüyorsunuz, Yaşar Nabi'nin en önemli sorunu Atatürk dev­ rimi idi. Bu devrimin yaşatılması idi. Gericiliklere, üçkâğıtçılık­ lara, çıkarcılıklara karşı savaşım verilmesi idi. Hep de böyle ol- ı du. Yaşar Nabi, Türk ulusunun yararını bu devrimin yaşatılma­ sında, sürdürülmesinde görüyordu. Varlık dergisini bu devri­ min bir bayrağı yaptıysa, bundan...

Yaşar Nabi için çok şey yazılabilir. Yazınımızdaki yazar, şair, yayıncı olarak yeri övülebilir, yerilebilir. Tartışmaya açıktır bu gibi konular. Tarihin söyleyeceği sözler her zaman saygıya değer. Ama yadsınmayacak bir gerçek var, o da Yaşar Nabi Nayır’ın Atatürk’ün başlattığı, hızla sürdürdüğü ekin devriminin en ön­ de gelen savaşçılarından biri olduğudur. Son soluğuna dek böy- leydi. ___________________ ________________

Prof. Dr. METİN ÖZEK

148 23 54 Teşvikiye, İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

doğum gününde hâlâ çok büyük anlam taşıyor Türk yazını için.. Türk yazınında Batılı anlamda ilk deneme yazarı, de­ neme tülünün

In univariate analysis, pignatti risk score, seizure, extent of resection, GTR, biopsy or partial resection, residue, recurrence or progression,

Senato 13 Mayıs 1920 tarihinde aldığı bîr kararla, Ermeni soykırım iddialarının gerçek olduğunu ifade etmiştir.. Tem- silciler Meclisi 148 sayılı kararı ile

Montanari’ye göre, cam kötü bir ısı yalıtkanı olduğu hâlde bina yapımında çok fazla kullanılıyor, bu da binalarda çok büyük miktarda ısı kaybına neden

Beyin araştırmalarında yaygın olarak kullanılan başlıca işlevsel görüntüleme yöntemleri arasında Pozitron Emisyon Tomografi (PET), Magnetoensefalogram

1— Tutanakların tespit Maliklerinden Hayrullah kızı Kadriye Sabancı İbrahim oğlu İbrahim Topuz, A li oğlu Haşan Erol, Hüseyin kızı Hüsniye Tıranpeş- li,

Daha sonra adı Güzel Sanatlar Akademi­ si olan Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisi’nin 1 numaralı “talebesi” Müzdan Safi Arel geçen­ lerde Moda’daki evinde sessizce son

Uygur \ "vrinde Budist, Manişeit me-1 «Vniyetlerine, daha sonra İslâm medeniyetine girerken çektiği­ miz sıkıntıları o devirlerin eser leri gösteriyor’ On