• Sonuç bulunamadı

Cahit Külebi'yi anmak...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cahit Külebi'yi anmak..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'S /.

^

— u—

i— 2

-ARAYIŞ k

Z6t>

TOKTAMIŞ ATEŞ___________

Cahit Külebi'yi Anmak...

Bu yazıyı yazalı, bir buçuk ay oldu. Haziran ayı, büyük ozanımız Cahit Külebi’yi yitirdiğimiz aydı. O

gün; bir seminer nedeniyle, Ankara’daydım. Fakat seminerden ayrılıp “Cahit A m cam "ın cenazesine ka­ tılamamıştım. Çok üzülmüştüm ama, yapabileceğim bir şey yoktu.

Bugün sîzlerle birlikte, Cahit Külebi’nin şiirlerini bir daha okumak İstiyorum. Zira, bizleri öyle karanlıklara mahkûm ettiler ki; en önemli değerlerimizi bile unu­ tur olduk. İÜ İktisat Fakültesi, (şimdi çok ciddi düşüş yaşamasına karşın), toplum sal bilim ler alanında, özellikle “İngilizce İktisat Bölüm ü” ne, en yüksek pu­ anla öğrenci alır. Her sene başında; “dünyadan” ne

kadar haberleri olduğunu soruştururum. Öyle isimle­ ri tanımazlar ki; inanın, çıldıracak gibi olurum. “Aklı

evvel" kimi siyasetçilerimiz, AKP’ye iktidar yolunu;

“neyin" ve “kimlerin" açtığını düşünürken, toplumlu­

muzu böylesine cahil bırakan “Amerikancı siyasetçi­

lerin” önemini değerlendiriyorlar mı acaba?

★★★

Ülkemizde “kim ile ri”, “küçük A m erika” olmaya

çabalarken ve bunu bir marifet zannederken; 1949 yılında büyük ozanımız, “Biz ve Amerika" başlıklı şi­

irinde, şunları yazıyordu: (CHP’nin aynı dönemde ABD ile 1947 Askeri Antlaşması’nı imzalamış olma­ sını da anımsamakta yarar var).

“Biz de karaderiliyiz onlara göre / Tarla çapala-

yan, pam uk toplayan, tütün kıran / Ağızsız, dilsiz

koyunlar gibi / Sancılanınca bağı ramayan.

Bizim de nasırlı ellerimiz / Çalıştığınca alamayan /

Bizim de var türkülerimiz, ama / Taş atılmış kuşlar

gibi perişan.

B ir mendil kiraz aldım eve götürdüm / Çocukla-

nm dört yanıma üşüştü / Yeni doğmuş birer taydılar / Anasının memesini arayan.

Bizim de nasırlı ellerimiz / Çalıştığınca alamayan /

Biz de karaderiliyiz onlara göre / Tarla çapalayan,

pamuk toplayan, tütün kıran.”

Aynı Külebi, 1971 yılında kaleme aldığı “Amerika” şiirinde şunları yazıyordu:

“Önce Kristof Kolomb buldu Amerika’yı / Sonra

biz. / Umutlar azaldı, günden güne, mutluluklar / Ve

ekmeğimiz.

B ir ç o c u k ağlarsa dağ başında / Gözyaşında Amerika akar. / Vurdularsa birini, kanı şorladıysa /

Bilin ki o kurşunlarda Amerika var.

Kişi kişiye köle tutulduysa, asıldıysa / Darağaçla-

nnda Amerika var / Ama biz yine de direneceğiz /

Sonuncuya kadar. ”

i r k i r

Kimi “süper zekâlılar” ; 27 Mayıs, 12 Mart ve 12

Eylül’ü aynı kefeye koyarlar. 12 Eylül’ü unutan kimi süper zekâlılar da hep, 27 Mayıs’lar yaşanır, zanne­ derler. Külebi, 28 Mayıs Türkiyesl’ni şöyle resmedi­ yor:

“Devlet gemisi ılıman sulara girdi / Kurtuldu kaya­

larda parçalanmaktan / Coşan ulu b ir deniz Türkiye

şimdi / Sevinçten, umuttan, alınan haktan / Bayrak­

lar kıvanç duyar dalgalanmaktan.

A rtık ne şehzadeler var, ne sultan. / Türk ulusu

büyüklüğünce herkes yüce. / Ne bir lokmada koca

ülkeyi yutan / Filler var; yüzlerce, binlerce... / Ne de

kimse kendi halkına düşman.

Atatürk’ün o şanlı devrimleri... / Ne kalmıştı Kur­

tuluş SavaşTndan / onur mu, erdem mi, bilgelik mi? / Ulustuk, insanlık yasasından... / B ir içki içmemişti­

ler onun kafatasından...

Ey kardeşi kardeşe kırdıran / Ey göz diken yetimin

ekmeğine! / Gözyaşı dökmeye yasak koyan, / Zincir

vuran tarihin ellerine! Sansar gibi halkımızı boğdu­ ran!

Coşan, ulu b ir deniz Türkiye yine! / Bayraklar se­ vinç duyar dalgalanmaktan. / Yol açıldı en güzele,

en iyiye / Sevinçten, umuttan, alınan haktan. / Rad­

yoda b ir marş çalar, farkı yok bayraktan / Yaşa varol

Harbiye. ”

★★★

Külebi Usta! 27 Mayıs öncesi, “28 Nisan"\ da, şu

dizelerle ölümsüzleştiriyordu:

u

B ir şey düğümlenmişti gırtlaklarında / Nisan yağ­

muru g ib i kirpiklerinde damlalar vardı. / Yaşamak

güzeldi ama, insan gibi / Yaşamadıktan sonra neye

yarardı.

Neye yarardı sabahlara kadar / Kör ışıklar altında

oturup çalışmak / Neye yarardı bilim, neye yarardı

tüze, / Neye yarardı eşit olmadıktan sonra aşk.

Neye yarardı başaklar gibi / İlkyaz günlerinde ha­

yal kurmak / Neye yarardı umut, neye yarardı sevi, /

Neye yarardı sabahlara kadar çalışmak.

-TT. VI

Ah kader, beklenmedik yolcu! / Sen hep ters za­

manda gelirsin. / Umut isteriz, özgürlük isteriz yüz

yıldan ben / Geçer karşıya dikilirsin.

Bir yanda bilim, çalışma, inanç / Türküsü söyle­

yen dudaklar var / Bir yanda kahpelik, kalleşlik / Kü­

fürler, tekmeler, kurşunlar var.

Yaşamaya son kurşuna kadar! / Son kurşuna ka­

dar bilime / Tüzeye son kurşuna kadar! / Son kurşu­

na kadar en güzele, en iyiye.

Bayrak gibi saçlar darmadağın / Kız mı, erkek mi

belli değildiler. / Kanrevan içinde, ter içinde / Öz­

gürlük isteyenler devhldiler. ”

i r i r k

Tarih, salt tarih kitapları okuyarak öğrenilm ez. Edebiyat ürünlerinden de çok şey öğrenebiliriz.

Referanslar

Benzer Belgeler

TMU: Stem

EBCPG provides a comprehensive way to assist clinicians in making decision according to the visualized clinical practice guidelines while

İndüksiyon öncesi, entübasyon sonrası, cerrahi sırasında ve ekstübasyon sonrası kaydedilen diyastolik arter basıncı değerleri gruplar arasında anlamlı

rın «ön cephesi» sokağa bakan cephe olacak yerde «Manzaraya yönelik» cephe haline dönüştürüldüğü ve böylece manza­ raya açılan sırtta bina

B a ğım sız olarak İstanbul şehrinin ekseriyet nüfusunu teşkil eden amele, şehir sınırlan için­ deki yoksul köylü, küçük esnaf, küçük memuru temsil eden halk

Nadir Bey’in en güldüğüm öykü­ lerinden birisi (kendisi gerçekte çok esprili, şakacı bir insandı) Asil Na­ d irle karşılaşmasıdır. Asil Nadir, Nadir Bey’in elini

Farklı süre ve enzim oranı ile hidrolize olan alabalık, hamsi ve mezgit atıklarından elde edilen protein hidrolizatlarının moleküler ağırlıklarının SDS-PAGE ile

Balıkçı barınağı; her türlü balıkçı gemisine hizmet vermek amacıyla mendireklerle korunmuş, yeterli havuz ve geri saha ile barınacak gemilerin manevra yapabilecekleri