• Sonuç bulunamadı

Bir temsil dönüşü düşünceleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir temsil dönüşü düşünceleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K S E S İ

Bir

t e m s i l d ö n ü ş ü

d ü ş ü n c e l e r i

E p ey zam andan b e ri p erde­ lerin i açm ış olan Ş eh ir T iy a t­ ro larım ızın birin d e, b ir te lif p i­ y es, sanırım k i b ü y ü k b ir ra ğ ­ bete m azh ar olm aksızın, oynan m aktad ır. B ü y ü k b ir rağbete m azh ar olm ayışın ı söyleyişim şunun için k i, benim gittiğim taleb e gecesinde b ile tiyatro m aalesef y a r ı y a r ıy a boştu. M ü n ekk id lerim iz (Dökm eci) adını taşıy a n v e B e k ir A rk ın ism in­ de b ir zat tarafın d an yazılm ış olan bu eserle o ynan ış tarzı hak kın d a n eler y a zd ıla r, b ilm iyo ­ ru m . S ad e, dendiğine göre, pi- 'es tiy atro idaresince lam se­ kiz y ıl e v v e l k a b u l edilm iş de oynanm ak şerefin e — m erham et mi ed ilerek, y o k sa sıra b e k le ­ men te lif eserlerin en düzgü nü >lduğuna hü kü m m ü e d ilerek— ;imdi m azh ar olm uş. Hem en lâ ve ed eyim ki, m ü e llifi h a k ­ lında hiç b ir şey bilm ediğim bu iy e s i b ü y ü k b ir d ik k a t v e iy i liy elle , ayn ı zam anda hem de ılâk a ile sonuna k ad ar seyret- :im. B a y B e k ir A rk ın 'm k u v ­ vetli b ir tiyatro m u h arriri ol­ duğunu, tiyatro tekniğine sahip olup p ek tem iz b ir dille y a z d ı­ ğın ı m aalesef sö yliyem iyece- ğim V a k 'a la rın sev k v e id are­ sinde v e b ü y ü k tesirler halke- d ecek dönem eçlerin hazırlanış- ların d a çocu kça b ir istical ve b e cerik sizlik ken d in i g ö steri­ y o rd u . B u n u n la berab er, m ü el­ lif h a kik aten canlı b ir ko n u yu ele alm ış b u lu n m aktad ır. B ö y ­ le ifad e v e ta rif caizse d iyeyim k i, p ek k u d re tli b ir k lâ s ik h e y ­ k e l kon usu k a fasın d a can lan ­ m ış, bunu seçtiği m adde için ­ den y a r ı y a r ıy a olsun yo n tab il

m iş de. Ç ü n k ü b ü y ü k m evzu u , başla kah ram an ı olm ak üzere çeşitli in san ların ı, p ek acem ice id are edilen v a k 'a la r gerisin de, iy i kon u şam ıyan , iy i anlalam ı- yan , çok k e re gü lü n çleşen m ah lü k a tın ı d in lerken seziyor ve âdeta gö rü yo ru z.

H a y ır, b u eser âdi b ir şey d e ğ il.

n ok tad aki s a ffe ti de, p ek zen ­ gin kah ram an ın ın b ir m u h arrir o larak gö sterilişin d eki h a y alp e ­ restliği de b ir ta ra fa b ıra kıp i- lâ v e ed eyim : İn san lard an iğre- nen, h er şeyin ardında b ir men fa a l kasd ı göre göre y a r ı ç ıl­

rastgele ikram ın te lif piyese k a rşı b ir eh em m iyet ve rm ey işi ifşa etm ekte bulun m asıdır.

A m m a si*. fiziğ in i ak tö r d i­ led iği g ib i h am u ru r da d iy eb i­ lirsin iz ve eğer b ira z y a ş lı ise­ niz, A b d ü lh a k H âm ldi in kâ r

e-Y a z a n :

Nahid Sırrı Ö R İK

gın b ir halde ölüm e gid en bir insan h alketm ek. buna sadece teşebbüs elm el: b ir tiy atro ada­ m ı için b iç d eğilse teşv ik e d il­ m eğe lâ y ık b ir cehd teşk il ed i­ yo r: Ş eh ir tiyatro su b u eseri keşke sek iz y ıl dolap ların d a u- yu tm asayd ıl

ö lü m ü n ü v e ö lü m iyle kona­ ca k la rı m irası b ekleyen in san ­ la r ortasında zen gin b ir adam ın ıstıra p la rın ı ve n efre tlerin i hiç d eğilse ta sa vv u r e ttiriy o r. M u ­ h a rririn zannına göre bu zen­ g in adam ın e trafın ı m irasçıla­ rın aç k u rtla r g ib i sarışları, k a ­ rısının kend isin e b ir e v lâ t v e r­ m em iş olm asındandır. Y o ksa , kan ınd an gelm e ço cu k ları b u ­ lu n sayd ı, bu k a i'iy y e n böyle ol m azdı. E y v a h k i b elk i y in e ta ­ m am en b ö yle olurdu am m a, bu

D olapların d a u y u lm a say d ı ve bu sefer, n ih ayet tem siline k a ­ ra r verin ce, k e şk e ro lle ri d a ğ ı­ tırk en daha d ik k a tli olsaydı. K a ld ı ki, bunu sö ylerk en , an­ cak eserin b elk em iğ in i teşkil eden, b ü tü n v a k a la ra h âkim o- lan şah siyeti kasd ed iyo ru m ve ö yle san ıyoru m k i o yu n u n b ü ­ tün d evam ı m üd detin ce bizden g erçek b ir h a y at v e g e rçe k b ir k a ra k te r karşısın d a bulu n d u ğu m uzu esirgeyen k e y fiy e t, baş­ rolü o yn ıyan aktörü seçm ekte­ k i isab etsizlik olm uştur. B u ro ­ lü, o yn ıya n aktör m u tlaka fizik bakım ın d an harap b ir insan o- la ra k görü n m ekle m ü k ellefti. Zaten eserin üç perdesi boyu n ­ ca kend isin in hasta, kalb ind en m u ztarip olduğunu , y a ş lı b ir insan olduğunu, ik i a yağın ın çu ku rd a bu lu n d u ğu n u d u yu yo ­ ruz. B un u hem onun lisan ın ­ dan, hem ö tekilerin sözlerinden d u yu yo ru z. A y n i zam anda da, ölüm ünü b izzat y a k ın v e zaru ­ rî bulan adam , ölüm ünü b ek le­ yen ler ortasında d im d ik b oyu ile, genç ve gü zel yü zile, güm- rah ve ta-e sesiyle karşım ızda: K â n i K ıp çak .

Ö lüm iyle zev k lere ve m acera lara koşacağından şüphe etm e­ diği karısı, annesi olduğu şüp­ h esini v e riy o r. M irası beklenen b u ih tiy a r o ka d a r d elikan lıya benzem ektedir k i, m acerasın­ dan d o layı gazaba g e ld iğ i h iz­ m etçisin i ilkön ce m etresi san ­ dım v e g eçkin ka rısın a ih an eti­ ni de a ffa hazırlan d ım d ı. B u ro lü y a R aşid R ıza v e y a i . aG lip gib i y a şla rın ı b aşların ı alm ış san atk ârlara, y ah u t da fiziğ i ih ­ tiyar k a lıb ın a u ya b ilen b ir a k ­ töre verm eliyd i. K e y fiy e tin in ­ sanı asıl üzen ciheti, bu telif p iyesin en m üh im rolü nü bu

d en lerd şn d eğilsen iz, onun y e t­ m işine y a k ın k en N apoleon'un yirm isin de verem d en ölm üş o ğ ­ lunu, (K artal y avru su ) n u tem ­ sil etm iş olan S a ra h B ern h ard t h akk ın d a sarfettlğ i: (İstediği za m an gü zeld ir), h ü km ün ü h a tır­ larsın ız. F a k a t d iled ik leri za ­ m an genç, d ile d ik leri zam an İh tiyar, isted ikleri v a k it g ü zel ve isted ikleri v a k it çirkin olm ak, cidden b ü yü k san a tk ârlara m ah sus im tiyazlard an d ır. O n ların u z v î şe k ille riy le sah nede tem ­ sil ettik le ri -h lû k u n şahsiye- ti arasında p ek b ü y ü k farkla: m evcu t bulunsa d ah i onlar sa n alla rın ın y ü k s e k liğ iy le b izi b i y ü le r. b ir k a ç söz v e jestle bv n isb etsizliği, bu tezad ı unuttu ru v e rirle r. Y jjzım ı buna daiı p ek e sk i b ir h atıram ı n ak led e­ rek b itireyim :

O lu z y ılı e y v a h k i aşan bir m üddet önce R om ada, İtalya- nm o tarih tek i en b ü y ü k dram san atk ârların d an b iri olan Era- m a G ra m a tica 'y ı seyrelm iştim . F ran sız m u h arriri H enry Bota- ille'in b ir eserinde başrolü o y­ n u yo r ve bütün b ir p erde bo­ yu n ca onun gü zelliğin d en , genç liğin den , m üstesn alığınd an bah sed ild ik len sonra, perdenin n i­ h ayetin e doğru, b ir R u s P ren ­ sesi iken oda h izm etçisin in k ı­ yafetin e girm iş o larak g ittiği haslah an eden ölüm ünün y ak ın old u ğ u n u öğrenm iş, m uztarip, perişan d ön üyordu. V e zaten çirkin ve y a ş lı olduğu için bu fak ira n e k ıy a fe t içinde de o k a dar z a v a llı b ir m anzara arzedi- y o rd u k i, sözleri:.: hiç de sakın m ayan R om alı sey irciler arasın da (— Ne k ad ar da Çirkin k a ­ dın!) d iye b ağırısan lar olm uştu. G ra m a lica 'n in bu sesleri d u y ­ m am ası im kân sızd ı. H iç alınm a ğa ten ezzü l etm eksizin konuş­ m ağa b aşlad ı v e kend isin e has- iah an e d oktoru nca b ü yü k ih ti­ y a tla r bahasına ancak beş y ıl olarak tak d ir edilm iş b ir istik ­ bal karşısın d a isyan ların ı ve ha y a t nim etlerine karşı aşkınr ö y­ le bir ihtişam la bild irm eğe ko-

ı,u k i, İradını âdeta nefes

alm aktan çekin erek din leyen h a lk o susunca bird en taşdı ve m eftu n lu k ların ı, tazim lerin i u- zun, sonu gelm ez a lk ışla rla ar- zetti.

B a şk a Ve daha b ü y ü k b ir İ- la ly a n san atk ârın ın , D u oe'nun p ek p ah alı b ir P a ris â lü ftesi o lan (K a m e lya lı k a d ın lı, saç la ­ rın ın ak ların ı b oyam ağa ten ez­ zü l etm eden o yn a d ığ ın ı da v a k ­ tiy le b ir F ra n sız tiy atro m ünek kid in in y azısın d a okum uştum .

B u n lar g e rçe k am m a b iz p er­ d em izi a lelek ser va sat değerde san a tk ârlarla açıyo ru z. H ele ha fifç e eserler o yn ark en im k â n ­ la rım ızı fev k a lâ d e â ya rla m a lı, h er ro l için en u ygu n olan ı seç m eli, zaten p ek n adir o y n a d ığ ı­ m ız telif eserlere k a rşı da b u d ik k a t v e itin an ın âzam isini g ö sterm eliyiz. Ne çare k i b u ­ nun y ap ılm ası için de, h er şey ­ den e v v e l, resm i y ah u t y a r ı res m î tiyatro la rım ızın baş v a z ife ­ le ri ken d i tiyatro e d eb iy a tım ı­ zın gelişm esin e hizm et etm ek o lduğunu b ilm eleri gerek.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilhassa baskı resim konusunda, yıllarca Almanya'da çalışarak ihtisas yapmış olan sanatçının gerek metal, gerek tahta üzerine oymaları ve bunlardan elde

1913 den başlıyarak Hukuk Fakültesinde medeni hukuk ve toprak hukuku okut

[r]

196o ihtilalinden sonra Türkiye'de Ekonomik politika ve sosyal de~i~meler oldu. Pan-Türkistler de bu arada slogan~~ de~i~tiler, islamc~~ çizgiye yana~t~lar. Rehber Kur'ân,

In this report, we present a case of paraganglioma of pancreas which was completely removed by surgery and review all previously reported cases..

Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, Nevşehir, 2000; Gürkan Haşit, İşletmelerde Kriz Yönetimi ve Türkiye’nin Büyük Sanayi İşletmeleri Üzerinde Yapılan

Toraks bilgi sayarl› tomografisinde (BT)’de ön mediasteni dolduran, mediasten yap›lar›n- dan s›n›rlar› net ayr›lamayan, içinde nekroz alanlar› ve kalsifikasyon

M il­ liyet nazariyelerinin henüz gelişmediği devrelerde imparatorluğun içine yaban­ cıların karışmamış olması, her millette ve hattâ her ailede olduğu gibi