H E E T E L S E N
Cebinden 610 Hra çıkan bitli!.
B
ir tanıdığım anlattı. Üzerinde ufaklık bulunduğu için hama
ma götürülen bir adam bir türlü soyunmak istemezmiş. Israr
üstüne ısrar, nihayet kendisinin üzerinde minimini hayvanlan»
yanş ettikleri elbiseleri hemen hemen zorla çıkanlmış. Bu esnada
Î
ere
bir şey
düşmüş. Bir de bakmışlar ki, gayet kirli ve yine
itli paçavralara sarılmış 610 lira para!..
Cebindeki 610 liraya rağmen bitler içinde gezen bu adam — tâ
bir caizse — tam bir «temizlik muhtekiri» dir. Eskiden dilimizde
«kirli çıkı» diye bir tâbir vardı. «O ne kirli çıkıdır!.» sözlerile bazı
kimselerin gizli paralan kastedilirdi.
İşte her mânasile ve bitlerile tam bir «kirli çıkı»!.. Ne garip te
cellidir ki bu kirli çıkıyı yüzlerce lirasına rağmen bedava
temizle
meğe mecbur oluyoruz.
Bu üzerinde binlerce lira çıktığı halde dilencilik ederken yaka
lanan tamahkâr ve hırslı vatandaşın yaptığından da fena ve iğrenç
bir şeydir.
Üzerinde 610 lira bulunan bitliye şöyle bir ceza vermek aklıma
geldi:
610 lirasını elinden alıp bütün parasını mis gibi sabuna tahvil
etmek!.. Para yerine eline kalıp kalıp sabun vermek...
Fakat sonra düşündüm ki adam o sabunlan, hattâ belki de ih
tikârla fazla fiatle satıp, yeniden bitlenir ve öyle gezer... — H
RIZA TEVFİK ve VASIFLARI
O, neden her sahada
“Enteresan,, olmuştur?
31 sene evvel T ev fik F ik ret, (H a lû k u n d e fte ri) n d e k i (H a k ik a tin y ıldızı) m an zu m esin d e R iza T e v - fığe karşı, m uarızlarının v aziyetini şöyle a n la tıy o rd u :
«Pürtehekküm soruyorlardı: — Niçin
herkesten
Ayn durdun? Ne için istenilen,
titrenilen,
Koşulan şeyleri tahkir ederek,
çiğneyerek
Alemin zıddına, pür çinü teap, bir
meslek
- İhtiyar etmeğe me*bur oldun?»
Y arım a sırd a n b e rid ir ki h e r za m a n d a v e h er y e rd e , h e r söylediği •öze, h er işlediği fiile karşı k endisine tervcih edilen h ita p ve ita b la r, en y a kın şair d o stu n u n b u ölm ez m ısra- larile n e beliğ h ülâsa edilm iştir? B ununla b e ra b e r R iza T ev fik , b ir ta ra fta n m uhitini m ü tem ad iy en k ız d ırırk e n , ayni zam a n d a n e d e n sevil m iş, benim senm iş, sem p atik v e « en teresan » o lm uştur?
F ilozofun m u v a ffak iy etin d ek i bu sır, yalnız T ü rk ed eb iy atın a en içli ve özlü şiirler v erd iğ in d en v e m u h a ta p larını teshir ed en n ü k te v e so h b e tle rin d e n m id ir? H ayır, o ed eb iy atım ı zın bütün güzelliklerini k alem inin u cu n d a toplıyan tek şair ve T ü rk ze k â v e kabiliyetinin b ü tü n n ü k te ve zarafetlerini diline d o la y a n biricik «hoş soh b et» değildir. M uasırları içinde öyle sa n a t y ıld ızlan v a rd ır ki T ü rk ed eb iy atın a yeni b ir ses g etir m ekle b ir d e v ir açm ışlar, öyle n â d ir hilk atlere tesad ü f olunur ki «nükte» yi, m illî espriyi erişilm ez b ir sa n a t şahikasına ulaştım ışlardır.
G önülleri z a p ted en , fikirleri p e r çinleyen b u iki tılsım lı v a sıta d a n gayri b aşka u fu k la rd a d a h ü n e r ve k u d re t gösteren R iza T ev fik , m e m le ketin b ü tün İçtim aî sınıf ve ta b a k a la rın d a fikrî h am le v e h a re k e tle rd e ehem m iyetle d ik k ati çekm iş b ir si m adır. Bu b a k ım d a n o, eşi b u lu n m az b ir k ıra tta kendisini tanıtm ıştır. R iza T evfiğin fıtra tın d a k i hususi yet, 74 yıllık h ü r ve se râ z a d öm rü, çocuk y aşın d an b eri aldığı fikrî ve hissî terbiye, hüviyetine istisnaî b ir m ahiyet verm iştir.
H ay atın ın safh aları ü zerin d e g öz gezdirdiğim iz zam an an lıy o ru z ki şiirlerindeki acı çeşni, v a ta n ın ıstı raplı m anzarası k arşısın d ak i k ıv ra nışlarının kaynağı, 93 h arb in in Ista n , bula akıttığı m uhacir kafilelerinin acıklı m enkibelerile d a h a çocuk y a şında d u yduğu elem dir.
V icdanının d erin lik lerin d e şiir p e risi yaşayan bu n âd ir istid at, b ir ta ra fta n ilk sa n at m ayasını b u b e d b a h t insanların k alb sızlatan iniltilerinden alırken, öte ta ra fta n o ta rih le rd e m em lek ettek i siyasî ve İd arî d eğ i şikliklere dikilen m ütecessis şuuru v e h ak ik at aray an kabiliyeti, asır- la rd a n b e ri d ev am edeci, h ü k ü m et sistem inin m em lek ette açtığı d erin u çu ru m lar karşısında irkilm iş, ru h u n d a k o p an fev eran ların tesirde y er yüzündeki İd arî şekillerin m ah i yetlerini araştırm ağ a koyulm uştu.
G elib o lu d a ta b ia t güzelliklerinin d aim a ilham veren şairan e ve başı b o ş h ayatı onun şiir k u d retin i k a m çılarken, oğlunun y arad ılışın d ak i h u . susî m ayayı — m ek te p te k i nizam - p e rest h o caların d an d a h a çok iyi — k av ray an h ü r düşünceli b ab asın ın aerbes düşünm eye ve söylem eğe her v ak it teşvik etm esi, onu zam anının hâkim inanları üstüne çık aran bir terbiyeye şevketm iş, «hakikati a r a m ak, düşüncelerini h em en söyle m ek» zevkini tattırm ıştı.
Riza T evfiği» G a la ta sa ra y d a , M ülkiya m ek teb in d e ve h a ttâ T ıb b i.
Yazan: Mustafa Ragıb F.şatlı
yenin ilk sın ıfların d a dikiş tu ttu ra m am ası, zam anın telâk k ilerd e b a ğ d a ş k u ra m a y a n perv asız h a re k e tle rin d e n ileri gelm iştir. Y aşı ilerled ik çe, bilgi v e ru h u olg u n laştık ça dili durm am ış, k e n d i k a n a a t v e h a y a t felsefesine aykırı g ö rd ü ğ ü o la ğ a n la r k arşısın d a isyan etm iş, A b d ü lh a m it idaresinin m ah p eslerin i b o y lam ış» . Bu m ah p u s günleri, filozofa çilesini d o ld u ra n b ir h ö c re d e n ziyade, ka tilin d en hırsızına, k ü lh an b eğ in d e n efendisine k a d a r cem iyetin m uhtelif tip leri ü zerin d e te te b b ü e im k ân v e . re n b ir m e k te p olm uştur. O , o ra d a b u çeşitli ad a m la rın h a y a t telâk k ile rine nüfuz etm iş, İstanbul arg o su n a v arın cay a k a d a r h alk ta b a k a la rın ın b ir çok inceliklerini k av ram ış, h a p ish a n e d e n hariçte b u lu n d u ğ u za m a n la rd a d a Istanbulun m uhtelif zü m relerd e kaynaşm ış, b u a ra d a d ev rin m ü n ev v er ve yüksek ta b a k a larının d ostluklarını .k azan m ış, hu susiyet ve m ah rem iy etlerin e girm iş tir.
R iza T evfik, ilm e v e felsefeye karşı d u y d u ğ u cazibe v e meyil k a r şısında d ü n y a fikir âlem ini a lâ k a la n d ıran cerey an ları d a kayıtsız k a r şılay am azd ı: G a rp felsefesinin a n a h tarını ele alm ak için y ab an cı d ille r d ek i m üm aresesini artırırk en , m uasır filozofların prensipleri, felsefe ta ri hinin tekâm ül ve istihaleleri karşı sın d a en küçük te fe rrü a tı b d e ihm al etm ek istem em iş, olgun b ir T ü rk m ütefekkirinin yalnız m o d e rn fikir cerey an larile k a lm ıy arak şarkın da irfan hâzinelerine nüfuz etm esinin lüzum una kani olm uş, fıkıhtan ke lâm a, tasav v u fa k a d a r İslâm î b ü tü n tarih î fikir v a rlık ların a n üfuz etm ek için gecesini gü n d ü z etm iştir. M ua sırla n ilim a d am ları gibi şarkı ta . m am ile k a v ra m a k la b e ra b e r ilim de, felsefede tam am ile (g a rb lı) olm uş tur. Bu suretle R ıza Teıvfik, d a h a 40 sen e evvel T ü rk ilim ve fikir h a y a tı nın skolastik zihniyetten silkinebil m esi için m em lek ette ilk m u asır fel sefenin m übeşşirlerin d en olm uştur. O, cem iyetin n ab zın ı iyi an lıy a b d m e k m ak sad d e lisan, hars, din, san at, ta rih, p o litik a m ev zu ların ı yalnız ki ta p ların n a z a rî ve am elî sahifeleri üzerin d e araştırm am ış, m ed rese o d a sın d an keşiş hücresine, m ev lev î d e rg â h ın d a n b ek taşi tekyesine, tu lu m b acı m ey h an esin d en k ib ar sa lo n , larına, saz şairleri k ah v esin d en ede b î m ahfillere, m aso n lo casın d an p a rti to p la n tıların a k a d a r h e r m u h ite, h e r m üesseseye sokulm uş, ze kâsının enginliği ile bilgiler, in tib a la r toplam ış, b u s a h a la rd a söz v e fi kir sahi olm uştur. *
Bütün b u zıt m izaç, m ezh ep ve telâkkilerdeki m u h itlerin h e r b irin d e tu tu o ab ilen , benim sen en R iza T e v fik, — k en d i itik at v e p rensiplerin den hiç d e ferag at v e fed ak ârlığ a lüzum görm eksizin — serbesçe h a rek et ettiği h a ld e h e r ta ra fta h ü rm et uyandırm ıştır. L üzum ve z a ru re t g ördükçe taassuba v e irticaa en şid d etli isyanlarla a y a k la n a n filozof, m uarızlarının n efretin i çekm em iş, b ir tefsir, b ir h ad is âlim i k a d a r v u kufla bildiği şerî m ev zu attak i ilm i! karşısında m ed rese m en su p ların ın bile y ad ırg a m a d ık la rı b ir d o st ol m uştur.
K endi ken d in i yetiştiren ve ed e b î şahsiyetile İlmî ve felsefî k u d retin i tan ıtan R iza T evfik, yalnız T ü rk fikriyat sah asın d a değil, y u rt dışın- j dairi g a rp ilim d ü n y asîle d e m ü n a s e -! b e tle re girişm ek su retile ehliyet ve salâhiyetini isp a t etm iştir. M eşruti y etten evvel, A v rııp a n m iki b ü y ü k
3 Temmuz 1943
Rıza Tevfik ve vasıfları
(B a ş ta ra fı 5 iocı a h ıfe d e ) m ü tefek k iri ta ra fın d a n k en d isin e y a p ılan rica tizerirja (H u u fî m e z h e b i) h a k k ın d a F ran sızca yazıp b a stırılan m ü h im eseri, filozofun ilm i k u d re ti n e g a rb ın en salah iy etli İlm î m ah fil le rin d e — d a h a o zam an — n e k a d a r k ıy m e t v erildiğinin c an lı b ir m isalidir.
F ikir ve s a n a t âlem inin b u engin sa fh a la rın d a b u k a d a r te m ay ü z ed en b u ilim ve şiir a le m d a rı, ilişle rin d ek i salâset, d im a ğ ın d a k i selâ- b e t a y a rın d a p azu larım d a b a k ım sız b ırak m am ıştır. G ü lle k a d ıra ra k b e d e n î m ü m areselere ehem m iyet v e ren R iza T ev fik , siyaset v a d isin d ek i m ü sa ra a la rd a n d a y ılm am ıştır:
A sırla rd a n b e ri şark m ed e n iy e ti to n u n d a b ir terb iy ey e alışkın T ü rk i ye halkı, M eşrutiyetin ilânile tan ım a dığı b ir h ita b e t tarzını ilk d e fa R iza T ev fiğ in şah siy etin d e görm üş, p a r lâ m e n to h a y a tı henüz b a şla m a y a n g ü n le rd e siyası p ro p a g a n d a n ın ilk ö rn ek lerin i on u n d ilin d en ö ğ re n mişti.
R ıza T ev fiğ in in zib at ve k ay ıt k ab u l etm iyen m izacı, M eşrutiyet inkılâbının y a p a n (ittih a d ve T e ra k k i) nin tethiş politikasile uyuşam az dı. A b d ü lh a m it idaresine karşı ru h u n d a d u y d u ğ u aksülâm el, Jo n T ü rk siyaseti ö n ü n d e de şahlandı. O, (M eclisi m e b u sa n ) m en perv asız v e ölçüsüz m u h aliflerin d en biri oldu. F a k a t R ıza T e v fik 'in siyasî m u arız la rın a karşı y aptığı hücum lar, m u h a ta p la rın d a kin d o ğ u ra m ıy o rd u :
1912 in tih ap m ü cad elesin d e başını y a ra lıy a n la r bile R ıza T e v fik ’in şah siyetine karşı n e fre t d u y m am ışlard ı. Ç ünkü şair ve filozofun, m u k ab il kanlı ihtilâlleri ve h ü k ü m e t d a rb e lerini h azırlay an gizli teşekküllerle hiç bir alâkası olm adığını m u h alif leri d e b ilirle rd i: M ah m u t Ş ev k et p aşan ın k a tlin d e n sonra İttih ad ve
T e ra k k i — h em en h em en — b ü tü n m u h aliflerin i so rg u v e tazyik süzge c in d e n geçirirken, C em al p a şa gibi en şid d e tli v e a ffe tm e z b ir in zib at âm iri bile, m a h d u t b ir k a ç a rk a d a - şile b e ra b e r R ıza T e v fik 'i d e ta k i b a ta tâ b i tu tm a ğ a lüzum g ö rm em iş ti.
F a k a t h e r s a h a d a b u k a d a r cesur sav letlerle b o y ö lçm eğe k alk ışan Rı za T ev fik , günün b irin d e ta k d irle ri nin n o k san b ir hesabı, içtih ad ın ın yanlış b ir insiyakile v a ta n d ışın d a yirm i b ir yıl, h icran h astalığının en acıklı seyiri erile çırp ın m a ğ a m ecb u r oldu.
İşte b ü tü n bu hususiyetlerini, h er m u h itte, h e r sa h a d a bu k a d a r «en teresan » b ir m azinin birb irin e zıd tesirlerini o m u z u n d a ta şıy arak yirm i b ir yıl so n ra d eh asın ın en olgun feyizl erile v a ta n a k av u şan filozof, h a sta d ö şe ğ in d e b a n a şunları söyle d i:
— H iç bir m e d e n î cem iyet,
74
y aşın d a n so n ra bir a d a m d a n hizm et b ek ley em ez. B ununla b e ra b e r ben, T ü rk m ü n ev v er gençliğine hizm et etm e k için b aşlad ığ ım işleri b itirm e ğe çalışacağım .»
F ilozof, felsefe k am usunu ta m a m lam ak , b ü tü n sa n at m esele ve d â v a larını m ü n ak aşa ve tahlil ed en este tik k ita b ın ı n eşretm ek , evvelce T ü rk ilim ve e d e p m ahfiline v ad ettiğ i (F ü z u lî) , (T e v fik Fikret)^ gibi m o n o g rafilerin i b astırm ak , henüz neşre- dilm em işlerile b e ra b e r b ü tü n şiir lerini h atasız bir ta rz d a çıkarm ak, T ü rk filolojisi etra fın d a k i derin tetk ik lerin i y ay m ak ve y ıllard an b eri yap tığ ı tecrü b elerin m ahsulü yeni b ir (T ü rk g ra m e ri) y azm ak niyetile b u g ü n k ü T ü rk fikir âlem ine yeni k ıy m etler h ed iy e ed ecek tir. İşte b ü yük ü sta d ın b u n d a n so n rak i ilm î
m esaisinin hülâsası... ve T ü rk gençli ğinin bek led ik leri...
|____
İstanbul Belediyesi ilânları
|
chmin İlk Şartnamete-sedell teminatı ferruatı bedeli
5334,50 4066.72 2,82 Haseki, Cerrahpaşa, Beyoğlu, Zührevî - has talıklar hastahanelerile Zeynep Kâmil Do ğumevi, Üsküdar Çocuk Bakımevi, Kdirııekapı Sıhhat Merkezi ve Konservtuvar yatı kısmının yıllık İhtiyacı İçin alınacak muhtelif cins yaş sebze.
6680,00 1251,00 Darülâceze Müessesesinin yıllık ihtiyacı için alınacak muhtelif cins yaş sebze.
Tahmin bedelleri ile ilk teminat miktarları yukarıda yazılı iki parça nevaddı gıdaiye satın alınmak üzere ayn ayn kapalı r.arf usulile eksiltmeye lo.ıulmuştur. Birinci kalemdeki işe ait mukavele ve eksiltme şartnamesi Kİ lira SEKSEN İKİ kuruş mukabilinde Levazım Müdürlüğünden almacak e diğer işe ait şartname de mezkûr Müdürlükte görülecektir.
İhaleleri 5/7/943 pazartesi günü saat 15 de Daim! Encümende yapılacak- ır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektuptan ve şartname mucıbin- e ibrazı lâzım gelen diğer vesikalarile 2490 No. lı kanunun tarifatı çevıe- inde hazırlıyacakian teklif mektuplarını İhale günü saat 14 de kadar Da- nî Encümene vermeleri lâzımdır.___________________________(57361______
D iyarbakır N um une H a sta h a n esi baştabibliğin den
revi mikdarı tahmin bedeli Muvakkat teminatı İhale gün ve _________ kilo_________ lira Kr, _____ lira Kr._____________ saati İkmek 25000 21 250 00 1593 75 15/7/943 perşembe
saat 11 1 — 1943 malî yılı ihtiyacı için kapalı zarf usulile eksiltmeye konulan (25000) ilo ekmeğin tahmin bedeli muvakkat teminatı, ihale gün ve saati yukarıda azılmıştır
2 — Eksiltme 15/7/043 perşembe günü saat on birde Nümune hastanesi inasmda yapılacaktır.
3 — Taliplerin % 7,5 nisbetinde verecekleri muvakkat teminat, teklif mek- uplanr.ı ihale saatinden bir saat evvel komisyon reisliğine vermeleri şart- ır. Kanunî tariflere uygun olmıyan teklif mektupları kabul olunmaz.
4 — İstekliler şartnameyi her gün saat 9 dan 12 ye kadar hastanede para-ız görebilirler. (6181)_________________________________________________
N a k liy e İlâm
Z ira î k o m b in a la r k u ru m u ta ra fın d a n o rta A n a d o lu n u n m uhtelif m ah allerin d e ekilm iş b u lu n an h u b u b a tın Biçer - D ö ğ er m akine! erile h asad ı sırasın d a b u m akinelerin b ir to n lu k d e p o la rın d a to p la n a c a k olan m ahsulü ekim m evkileri c iv arın d a g ö sterilecek olan y erlere n a k le tm e İşi m ü teah h id e verilecektir. Bu işi üz rine a lm a ğ a talip olan nakil vası tası sah ip lerin in ihale günü olan T em m u zu n 5 inci günü sa a t 15 de A n k a ra : Y en işeh ird e K o m b in alar İd aresin e m ü racaatları.
E kim m ah alleri, d e k a rla rı ve ta a h h ü t şartların ı d a h a e v v e ld e n öğ renm ek isteyenler h e r gün Reisliğim ize m ü ra c a a t ed eb ilirler. ( 6 0 3 9 )
ıb ah ley in tev k if edilecekti.
Bir a n k açm ay ı d üşündü. İhtiyacı a n h er şeyi to p lam ası ve A v ru p a cı h a re k e t edecek ilk vasıtay la sıvış ası m ü m k ü n d ü ; ve nisp eten k o lay - ı. O ra d a n d a A m e rik a y a geçer, in leri iyi fiate satar, b ö ylelikle uzun
ü d d e t refah içinde y aşard ı. Lâkin, vaşçı ta b ia ti b u k a ra rın d a n onu ızgeçirdi. E vvelâ, düşm anın ilk hü_ ımu k arşısın d a sıvışm ak fenasına tti. O n ca m ü cad ele, h ay atın tuzu beriydi, İkincisi, k açm ayı nam u s eselesi saym ıştı. A n lıy o rd u ki sırrı- bilip d e o na telefo n eden k ad ın , ndisine b u m ühleti verecek y erd e k â lâ polisi h a b e rd a r ed eb ilird i; rsizı h ap se attırab ilird i. O halde, dm , o na işin içinden sıyrılm ak im - nını verm işti. Ş ay et ele geçerse, n d a n d o lay ı k adını m u ah aze et- ;k d o ğ ru değildi.
P eki am m a, incileri yerine koy- lyı nasıl becerm eli? M inimini bir k e t y a p a ra k kolyeyi bir çocuğun ne v erm ek , küçücük b ir bahşiş rşılığm da sah ib in e y o llam ak m üm - n. F a k a t bu, h arek etin i tam ir sa- m az. H alb u k i m aceray a atılm ak çok fdblikeli. H em sonra, k en d i- i şu a n d a tah rik e d e n şey, bir k a im o n a galip gelm em esiydi, |
«— M u k a d d e r neyse o lu r; — di ye d ü şü n d ü . — m ecb u r old u ğ u m töhlikeli işi k e n d im yap acağ ım ! H iç k im sed en k o rk u m k alm ad ığ ım isp at ed eceğim .»
F a k a t nasıl? N asıl? Y en id en asîl- za d e n in kılığına g irerek o su retle h a re k e te geçm esi a rtık k ab il olam az. Z ira M arsh all'in hırsızlığını ö ğ ren d i ğini ve ikinci sefer a ld atılam ıy acağ ı- nı biliy o rd u . Bir an k en d i k en d in e k ızdı: Ne d em eğ e polisle alay etm e ğe kalkm ış, M arsh all'i sir A lle n 'e b ir çey rek so n ra telefo n etm eğe kış kırtm ıştı.
Ş ayet, sırf m e y d a n oku m ak m ak- sadile b u n u y ap m am ış olsaydı, şim di işi p ek b asit o lu rd u : Y e n id en asil zad en in kılığına girer, d etek tiv in ya nm a gider, o na n asihatini tu ttu ğ u n u söyler, m ü cev h eri kasay a k o y ard ı. Ş im di b u n a im kân yoktu. M arshall’in u ğ rad ığ ı h i L / i a n la r anlam az, dem in ne hale gelm iş olacağını d ü şünerek b ird e n b ire bir k a h k a h a salıverdi.
F a k a t alay etm enin sırası d a d e ğil! Z ira ta sarlad ığ ı b ü tü n p lânlar, artık eve girip çık acak ları sıkı bir k o n tro l a ltın d a tu ta c a k o lan düş m an ların ın ihtiyatı k arşısın d a suya düşecekti.
(A rk a s ı v a r)
Taha Toros Arşivi