um.'
A*,
7'deıt
7 7 'y e "
ile herkesin
sevgilisi olan BARIŞ
MANÇO'yla ailesi,^
/
programı, müzik ve ¿¿çimle**
üzerine konuştuk.^
S
ocukların “Sevgili Barış A b isi”... 6 yıldır pazar sabahlan on
lara sesleniyor: “Isp an ak yi-
, “Arabanın ön koltuğuna o- turmayın!”... Yetişkinlere de “Gelin benimle kaçın” diyor, “günlük ya şantınızı biraz olsun unutun, Tür kiye’yi ve dünyayı benimle dola şın.” Bu arada müzikle olan yakın
ilişkisini sürdürüyor, hep aynı heye canla.
Barış A h i’yle evinde konuştuk. “7’den 77’ye”den, seçim deneyiminden, müzik çalışmalarından söz etti. Eşi
Lale Manço da, “sevgili” ve “pat ron” olarak Barış Manço’yu anlattı.
HAZİRAN'DA 2 5 0 .HAFTA
Program 6.yayın yılında... Hazi- ran’da 250. haftayı kutlayacağız. Net bir Türkiye, Avrupa rekoru. Yola çı karken tek amacımız vardı; bütün ai leyi aynı anda ekran başına çivile mek... iki öğeden hareket ettik.
Dünyanın en güzel varlığı olan ço cuk ve insanların rüyaları, hayalleri, bir yerlere gitme arzulan. Biz her ye re gidelim, bütün dünyayı insanları mızın ayağı altına getirelim. O her pa zar bizimle rüyalar görsün, bir şeyler yaşasın. O odadan çıksınlar olmaya cak yerlere gitsinler, bir bakıma kaç sınlar... Giderek çocuklar yetmedi... Babaanneleri de konuk etmeye başla dık programa, Tü rkiye’de gezmeye başladık. Daha sonra gençlerin ne ka bahati var diyerek, 12 hafta “Kavak
Yelleri”ni açtık. Sonra ilkokul kuşağı
için “Yamalı B ohça”yı yaptık. Red K it ’in, Şirinler’in çizerlerini konuk ettik... Şimdi muhasebe yaparken farklı farklı şeyler ürettiğimizi görü
yorum. Formatı habire değiştirdik... M antık olarak bizi bağladı. Tü rk i ye’nin ilk şovu ama konuklarımız ün süzdü. Program ünlü konuk istemedi.
"SABAH KUŞAĞI ÜVEY EVLAT"
Haziranda 250. haftayı kutladık tan sonra bitireceğim, şanı şerefiyle dursun program. Çünkü yapım zorlu ğu başladı. Doların 40 bin lira olduğu bir dönemde biz dış ülke gezilerimizi baştan, çok ciddi olarak düşünmek zo rundayız. Aynı oranda zam
alamayca-Manço çözünden bile sakındığı antikala rının önünde piyano çalarak dinleniyor.
ğımıza göre... insanları zo'ra sokmak da benim hayat görüşüme aykırı. 17- 18 kanalın olduğu yerde çok ciddi re kabet koşulları altındayız biz, TRT o- larak zorlanıyoruz. TR T’nin reklam gelirleri neredeyse sıfıra indi. Girdisi olmayan bir televizyon dış yapımlara pek sıcak bakmıyor, gerçi bize bir şey söylemediler... Sürekli akşam kuşağı isteniyor benden. Sabah kuşakları ü- vey evlat gibi, esas çocuk akşam kuşa ğı. Yarışın birinci aşamasında başarılı olamıyoruz, her kanalın kendi gazete si var.
Desteklenemiyoruz... Türkiye’nin tek sorunu ekonomiktir. Biz de kendi çapımızda buna katkıda bulunacağız ama ekonomi yapacağız diye de halkın bilgilendirilmesine sekte vurulmasını kabul edemiyorum... Şimdi yeni ço cuklar doğuyor, onların da bilgilenme ye hakkı var. Bir Barış Abileri oldu ğunu onlar da bilsinler. Ben devam edeceğim bu işe ama akşam kuşağın da... Çünkü oturamam ve biz çok sevi yoruz yaptığımız işi...
"TÜRK İNSANININ VİZYONU
ÇOK GENİŞ"
Ayı yavrusunu severken öldürür müş örneği... Ben de kendi insanımı severken bazen öldürüyorum doğru su... Türk insanıyla ilgili çarpıklık gördüğüm zaman onu nasıl düzeltebi lirim diye düşünüyorum. Çocuklara sahip çıktım, ben kendi kendime Türk çocuklarına talip oldum... Halkımızda sevdiğim bir taraf var. Kendimizi A l manya, Amerika, Japonya bazen de Kore’yle mukayese ediyoruz. Biz viz- . yonu geniş, iştahı çok kabarmış sade- ^ ce en büyükleri gören bir toplumuz, r
Bu bir anlamda iyi... Hiç olmazsa bak tığı yer doğru, ama... Gençlerimiz kıç larına giydikleri jean’in ‘89 modelini beğenmez hale gelmişse, gümrük de polan mercedesten geçilmiyorsa, o za man bu ülkelere bu kadar bakmak doğru değil. Adama “h a d d in i b il
haddini, haddini bilmezsen patla tırlar enseni” derler... ikisi arasın
daki çizgiyi bulmak gerekli... Ben in sanlar iyi şeylere layık değildir demi yorum. İnsanlar o iyi şeylere kendileri üretebiliyorlarsa layıktır. Şu anda ya şadığımız hikaye o...
"CEKET BANA UYMADI"
Seçimlere katılmak için sokağa çıkmış bir insan değilim, o seçimler bana tabak içinde sunuldu. Sunuldu ğu zamanki düşüncemizle 3 gün son raki düşüncemiz birbirine uymadığın dan 4-5 gün sonra çekildim... Ben par tili bile değildim. Hayatımda garip bir sayfa açıldı, pek de mutlu olmadım bu sayfadan ötürü, iyi bir anı olarak ha tırlamıyoruz bunu.
Başka bir parti arasaydı da, aşağı yukarı aynı şey olacaktı. Refah da, SHP de beni arayabilirdi. DYP’de gör düğüm bazı aksaklıklar yüzünden ay rılmış değilim. Bu işin ceket olarak bana oturmadığının farkına vardım, bu benle olmuyor. Çok fazla büyütül dü. Hayatımızda iz bırakan birşey de ğil. Projelerim vardı, onları çoktan er teledim.' ‘98’li yıllara gelelim tekrar konuşuruz...
"BESTELERİM 2 0 0'Ü BULDU"
Temposu biraz ağır bir besteciyim. Bir şarkıyı 3 ayda bitirebiliyorum. Şimdi 7. bestemin ortalarında olduğu
ma göre, yaza doğru kaset hazır olur. Hergün 10 tane kaset çıkınca yadırgı yor insanlar..»Şarkıları yaparken ya şadığım, yaşamak istediğim, görünce etkilendiğim bir olaydan hareket edi yorum.
Müzik bittikten sonra o öykü su yüzüne çıkıyor, oturmaya çalışıyor. Türkçenin çok doğru ve akıllı kullanıl ması gibi özel bir gayretim var... 200’ü buldu beste sayım, daha henüz sıkıl ma olayı yok. Dünya konudan, rüya dan geçilmiyor... Benim şarkılarımın
Barış Manço işiyle, özel yaşamını ayır mayı iyi biliyor. Bu yüzden de çok mutlu.
zamanı yoktur... Sabah kalktığımda piyanomun başına geçiyorum, parça lar çalıyorum... Gençlere önerim, ilk kasetlerinde tamam, ama bundan son ra biraz kendileri gibi olsunlar. Genç kızların tümü Sezen gibi söylüyor, bunu hiç yadırgamıyorum. Ben de ka yıtsız şartsız bir Sezen tutkunuyum. Erkekler ise çok farklı, onları çok da ha başarılı bu konuda. Ben taraftarım yeni seslerin olabildiği kadar çok ol masına, çok büyük bir renklilik çün kü...
LALE MANÇO’NUN GÖZÜYLE
BARIŞMANÇO».
Çalışma arkadaşı olarak pek kolay değil, çok dikkatli olmak lazım. Ken disi perfeksiyonist olduğu için etrafın dan da böyle şey bekler. Hata affet mez demiyorum, çünkü Barış son de rece affedici bir insandır. İşlerin iyi ol masını ister ve bunu öyle bir empoze eder ki, zaten herkes buna şartlanır. Her ne kadar ortak gibiysek de ben o- nu patron olarak görüyorum...
Çok tatlı bir patron; arkadaşlık, dostluk yönleriyle de... Sanıyorum, Türkiye’nin en iyi kocasıyla evliyim, erkeği demiyorum. Aynı zaman da en iyi sevgilisi de... 20 yıllık beraberliği miz var. Ben kendi çevremde ya da ge nel Türk erkeği konumunda Barış gi bi karısını onore eden, getirdiği plat formda da onunla iftihar eden çok az erkek gördüm. Bence bu zamanlarda sevgi çok önemli...
Sürekli olarak sevildiğini hisset mek ve bunu etrafa göstermek güzel birşey. Yani kısacası Barış, iyi bir ko ca, iyi bir sevgili, iyi bir aşık ve iyi bir
baba... • Nilüfer OKTAY
Sayfa 7