• Sonuç bulunamadı

Güneşe çıkan yıllar...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güneşe çıkan yıllar..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

13

POLİTİKA VE ÖTESİ

MEHMED KEMAL

Güneşe Çıkan Yıllar...

İnsan yazar olup da bir kitabı kıskanır mı kıs­ kanır. Doğrusu M em et Fuat’ın Gölgede Kalan

Y7//ar’ını kıskandım. Memet Fuat odak noktası çevresinde olan, ünlü kişilerle dolu bir dönemi ser­ giliyor. Ortada bir yazar, bir de onun çevrelediği kişiler. Yazar gözlemcidir, hiçbir şeyi kaçırmaz. An­ layan da dinleyen de kendi olmak ister.

Yazar, 1920’lerden 1950’lere çocukluk, ilk genç­ lik, yazarlığa giriş anıları... Yalnız Nâzım ile Pira- y e ’nin çevresinden ünlü kişileri değil, Erenköylü- leri, Çamlıcaları da sevgiyle anar. “Ne güzel in­ sanlardır o insanlar. ”

Sevgi vardır, sevginin egemen olduğu bir dün­ ya da vardır.

Bakıyorum her şeyi toplamıştır, hiç geride bı­ rakmamıştır. Bir gün bir şeyi geride koymaktan çekinmiştir. Geride kalmış olanları da ilk fırsatta değerlendirmiştir. Şöyle bakar:

“Bu kitabı yazmaya başladığımda altmış dokuz yaşındaydım; bitirdiğimde, yetmiş bir... İki yıl sür­

dü. Arada bir gidip gelmeler var... Yoğun bakım­ da gözlerimi açtığımda, “ Bir ay daha yaşayıp ki­ tabımı bitirebilseydim ” diye kaygılanıyordum. Bir ay daha!"

Böyle diyor Memet Fuat...

Flep Nâzım Hikmet odak alınıp onun çevresin­ de olaylar anlatılmıştır. Nâzım’ın yerine başka ün­ lüler de girebilir.

Burada odak olarak Memet Fuat alınıyor, bü­ tün olaylar onun çevresinde dönüyor.

Memet Fuat, Piraye’nin ölümüyle giriyor.

Piraye öldü.

Dün gece. Kaçta bilmiyorum. Arada bir gidip bakıyor.

Uyurken bile elleri, kolları güzel.

Kitapta köşkler, konaklar, saraylar bir yana; pa­ şalar, vezirler, sadrazamlar bir yana...

Halil Rıfat Paşa dedesi, uzun yaşamış çok şey görmüş. Anılarını anlatırken çapkınlıklarını söyler; Abdülhamit’i sever miydi? Övdüğünü duymadı. Nenesi Nurhayat Hanım, neden Kadıköy’de otu­ rurdu? Altunizade’de oturuşuna şaşardı?

A nadolu’yla ilişkisi şairlerden gelirdi. Nâzım Flikmet, Nizamettin Nazif, Naci Sadullah, Fa­ ruk Nafiz... Nâzım’dan biraz saklanır gibiydiler.

Faruk Nafiz’le Yusuf Ziya’yı Ankara’ya alma­ mışlardı. İnebolu’dan savmışlardı.

Kimileri de Nâzım’dan saklanıyorlardı. Sonra an­ laşıldı Bolşeviklerin yolu buradan açılmıştı.

Memet Fuat köşklerin, konakların içinde yitm i­ yor, şuradan, buradan peyda oluyor. Bir yanda sol­ culuğun en koyusu, bir yanda da sporculuk; Me­ met voleybol, futbol oynuyor takım çalıştırıyor. Al- tunizade’nin arsaları dar geliyor. Arsalar üstüne apartmanlara yapılıyor.

Yazarlığa soyunuyor. Briç adlı kitaptan yazı parasını alıyor. İkinci basımı bile yapılıyor.

Dedesinin Erenköy’deki evinin bahçesi otuz metredir, ne güzel top oynanır! İnşaat vardır tuğ­ la, çimento, kireç.

Bunlar, “gölgede kalan yıllar!” değil güneşe çı­ kan yıtla/cür, ,:Sa»cİ.\vık'\lÛK ı \

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

öğleye kadar Pi­ erre Loti kahvesi «normal» bir mahalle kahvesi olarak kullanı­ lıyor. öğleden sonra ise turis­ tik bir görünüm

Kenize Paris'te ikinci Dünya Savaşı yıllarında başlayıp Hindistan'a, Pakistan'a ve Mısır'a uzanan bir hayatı, kendi hayatını anlatıyordu. Annesini İkinci Dünya Savaşı

Fikret için yapılan ihtifal Tevfik Fikretin ölümünün 15 inci yıl dönümü vesilesile.. 19 ağustos salı günü güzel San’atler Birliğinde bir ihtifal

Elektron mik- roskobu altında yapılan incelemede bu kablo benzeri yapının yaklaşık 1 cm kadar uzadığı ve tortunun dibindeki oksijensiz ortamdaki bakterilerin yüzeye yakın

Gezegeni sabah Güneş doğmadan önce görmek için batı-güneybatı ufku üzerine bak- mak gerekiyor.. Satürn batmak üzereyken Spi- ka bu sefer onun solunda, ufukta hemen he- men

Çevirir camları birden peri kâşânesine, Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka. Mestolup içtiği altın

Sokak isimlerinin değiştirilmesi konusundaki takdi­ rin, tamamen İsimlendirme Komisyonu ve Belediye Meclisi’ne ait olduğunu bildiren Gökçek, “Bizim Çetin

1947’de Fransa, İngil­ tere, İspanya, İtalya’da yaptığ bir inceleme gezisi sonunda doğaya bağlı akademik görüş­ ler yerini ilkin yan soyut, son- ralan