• Sonuç bulunamadı

KONYA'DA FAALİYET GÖSTEREN ÇEŞİTLİ MANDIRALARDAN TOPLANAN SÜT ÖRNEKLERİNDE KLORAMFENİKOL İLAÇ KALINTILARININ ARAŞTIRILMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KONYA'DA FAALİYET GÖSTEREN ÇEŞİTLİ MANDIRALARDAN TOPLANAN SÜT ÖRNEKLERİNDE KLORAMFENİKOL İLAÇ KALINTILARININ ARAŞTIRILMASI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S.

Ü.

Vet. Fak. Derg. (1992) 8,1,

35-37.

3. Booth, ~.M., Mc Oonald, LE. (1982). Veterinary Phamıacology and Therapeutic The ıowa State Univers~y. Ames, k>wa, USA.

4. Brander, G.C., Pugh, D.M. and Bywater, R.J (1982): Veterinary Applied Phar-macology and Therapeutics. Fouıth Edition, Baillerie Tindall, London.

5. Briguglio, G.T and L.au-cam, C (1984): Separation and idendHication of nine

pe-nicilirıs by reverse hpase liquid chromatogra~y. J. Assoc. of Anal. Chem., 67, 2,

228-231.

6. Deme~ 0., Acet, A., Traş, 8., EOilmez, 1 (1991). Konya'da t{j(eti!Yie sunulan yu-murtalarda Klorarnfen kol ve Furazolidon ilaç kalıntılannın araştınlması. S. U. Veteriner

Fa-kü~esi Derg., 1, 6-7, 61-63. .

7. Katı, S.E., Fassbender, C.A., Hackett, A.J. and M~hell, R.G. (1974): Antibiotics ; comparison of two analytical methods for penicilin residues in milt Journal of the f(JAC, 57, 4, 819-822.

8. Katı. S.E. and Fassberıder, C.A. (1978): Antiıiotics; improved microbiological assay for penicilin residues in mik and dairy products. J. Assoc. Chem., 61, 4, 918-922.

9 Kaya, S., Şahal, M. (1990). Besinlerimizdeki ilaç kalıntılan, bunlara ilişkin

tole-rans düzeyleri, ilaç verilmiş hayvanlarda uyulması gereken kesim öncesi bekletma v~ sü-tün kullanma süreleri. Tanmda Kaynak Tanmsal Kakınma Vakfı yayın Organı, 1, 2, 22-28.

10. Moats, W,A (1983): Determina,tion of penicilin G, Penicilin V and cloxacilin in mik by reversed pase high performance liquid chromatography. J. Agric. Food Chem.,

31, 880-883.

11. Moats, Wa.A. (1983): Detection and semiquant~tive esiimation of penicilin G

and cloxacilin in milk by thin-layer chrornatography J. Agric. Food Chem., 31, 1249-1350. 12. Neide~ E., Saschertırecker, P.W and tittiger, F (1987): Drug residues in ani-mal tissue. Thin-layer chromatographic/Bioautographic method for identHication of

antiıi-otic residues in animal tissue j. Assoc. off Anal. Chem., 70, 2, 197-200. _ 13. Şanh, Y (1988): Veteriner Farm~oloji kemoterapotk ilaçlar Ankara Universile-si Veteriner FakülteUniversile-si yayınlan No. 412, A.U. Basımevi, Arkara

14. Terada, H and Sakabe, Y (1985). Studies ıesudual antbacterials in foods.

Si-mu~aneous determination of penicilin G, Penicilin V and ampicilin. In mik by High perfor-mance liquid chromatograpy. Journal of Chromatograpy. 348, 379-387.

KONYA'DA FAALiYET GÖSTEREN

ÇEŞITLI

MAN DIRALARDAN TOPLANAN SÜT ÖRNEKLERINDE

KLORAMFENIKOL lLAÇ KALlNTlLARlNlN

ARAŞTIRILMASI

ömer Demet 1 A. Levent Baş 2 BOnyamln Traş 3

Determlnatlon of chlor,mphenlcol resldues In mlik col~ected from same smail dalry factorles In Konya

özet :

Bu çalişmada, Konya'da faaliyet gösteren çeşitli san sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir (2, 7, 11, t2).

mandlfalardan toplanan 61 adet süt örneğinde HPLC (Yüksek Pastörizasyon ve kaynatma ile sütteki antibiyotik kalıntıları

performans likit Kromatografi) ile kloramfenikol kalmtllafl araş- tümüyle tahrip edilememektedir. Sütün 100 oc•ye kadar

ısıtıl-tmldl. Analiz edilen süt örneklerinin 28'inde kloramfenikol bu- ması ile panisilinin% 50'si, streptomisinin% 66'sı, tetrasiklinin

/undu. Sütlerde bulunan kloramfenikol düzeyi en düşük 3.10 % 90'ı tahrip olduğu halde kloramfenikolün bu işlemlere

daya-ng/m/, en yüksek 266.67 ng/ml, ortalama düzey ise 55.96 ng/ nıklı olduğu bildirilmektedir (17).

ml olarak belirlendi. Besin maddeleri ile birlikte alınan anübiyotiklerin bazı

Summary : In this study, chloramphenicol residues were studied in sixtyone mi/k samples collected from smail dairy factories in Konya, by HPLC Chlorampenicol was found in twentyeight of the mi/k samples analysed. The limit /eve/ of chloramphenicol determined in mi/k was 3.10 nglml, the high-est /eve/ was 266.67 ng/ml, the average /eve/ was 55.96 ng/ ml.

Giriş

Kloramfenikol gram pozitif ve gram negatif bakterilere, ri-ketsiyalara ve psittacosis lymphagranulom grubu mikroorga-nizmalara etkili geniş spektrumlu bir antibiyotiktir. Hayvanların hastalıklardan korunması ve sağıtımı amacı ile ülkemizde

yay-gın bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı Avrupa ülkeleri ve ABD'de ise besin üretiminde kullanılan hayvanlarda uygulanmasına

müsade edilmemektedir (3,4,9, 18).

Akut mastitis olgularından izole edilen gram pozitif bakte-rilerin% 95'inin, gram negatifterin ise% 89.1'inin kloramfeni-kole duyarlı olduğu belirtenmiştir (5). özellikle koliform grubu bakterilerin neden olduğu mastitislerin perakut, akut ve sub-klinik olarak ortaya çıktığı (16) ve kloramfenikol ile başarıyla sağıtılabildiği bildirilmektedir (14) .. ~u amaçla kloramfenikol kas içi ve meme içi uygulanmaktadır. azeilikle meme içi

uygulama-ları sütün ilaç kalıntıları ile aşırı düzeyde kirlenmesine yol aç-·

maktadır (12).

Kloramfenikolün, oral ve parenteral uygulamaları sonucu vücudun sıvı ve dokusal kesimlerine hızla dağıldığı (1, 2, 10, 13), et (8, 10), süt (4, 15, 17, 18) ve yumurtada (2, 7, 9) kalıntı bıraktığı bildirilmektedir. Mastitisin hayvancılıkta önemli bir so-run olması dolayısıyla, antibiyotik tedavisine çok sık başwrul­

ması sonucu süte geçen ilaç kalıntıları, süt teknolojisini ve

in-1. Doç. Dr. S.

O.

Vtl Fak. Farmakoıojl ve Tokslkoıo}ı Anabilim Dalı/Konya

2. A11. Gör., S.O. Y!l Fak. Farmakolojl ve Toksikoıojl Anabilim Dalı/Konya

3. Yrd. Doç. Dr., S. U. Yel Fak. Farmakolo}ı ve Tokslkoıojı Anabilim Daıüt<onya

önemli sakıncaları vardır. Bu sakıncaların başlıcaları; hastalık

etkeni mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç

kazan-maları ve antibiyotiktera bağlı olarak kişilerde oluşabilecek tok-sik etkiler şeklinde özetlenebilir (3, 9). insanda Salmonella

en-feksiyonlarının sağıtımında seçkin bir şekilde kullanılan

kloramfenikole karşı hastalık etkefJierinin direnç kazanması,

tedaviyi oldukça zortaştırmaktadır. öte yandan besinlerte uzun süre alınan kloramfenikolün insanlarda apiastik anemi ve gra-nülositopeni gibi ciddi rahatsızlıklara neden olduğu bildirilmek-tedir (2, 6, 7, 9, 18). ..

Amerikan Ilaç ve Gıda Orgütü (FDA) ve Dünya Sağlık

Teşkilatı (WHO) et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlerde kloramfenikol kalıntısının bulunmasına müsade etmemektedir

{3, 7, 9).

Bu çalışma lle, Konya'da faaliyet gösteren çeşitli mandıra­

lardan toplanan süt örneklerinde kloramfenikol kalıntılarının araştırılması amaçlandı.

Materyal ve Metot

Materyal olarak, Konya'da faaliyet gösteren çeşitli mandır­

alardan toplanan 61 adet süt örneği kullanıldı.

Çözeltiler ve Diğer Malzemeler

a. Solventler : Etilasetat (Merck), Asetonitril (Merck), lzooktan (Merck), Kloroform (Merck), Propilen glikol (Merck), Metanci (Merck).

b. Standart kloramfenikol çözeltileri

Stok çözelti (250 uglml): 25 ml kloramfenikol (S lG MA)

tar-tılarak 100 ml balon jojede asetonitril ile çözdürülerek hazırlan­ dı.

Çalışma çözeltileri (25, 25, 0.25 ug/ml) : Stok çözeltiden mobil faz ile hazırtandı.

c. Kromatografi (HPLC) ve şartları

(2)

S.

Ü.

Vet. Fak. Derg. (1992) 8,1, 35-37.

Likit kromatografi (LC-6A Shimadzu), Dedektör (UV-VIS Spektrofotometrik Kolon (Shim-pack CLC-ODS, C 18), Kolon

tırını (CT0-6A Shimadzu), Yazıcı (C-R6A Chro"1otopac Shı­

madzu). Kolon ısısı :33

oc

mobil faz ( su-metanol: 65t35) Kol-on akış hızı 1.2 ml/dk, Spektro dalga boyu: 280 nm Absorbans : 0.01, Yazıcı kağıt hızı: 5 mm/dk.

Süt örneklerinin ekstraksiyonu ve analizi

--~ ml süt 250 ml'lik ayırma hunisine konarak üzerine 75 ml e,,:J.setat ilave edildi. Karıştırıldıktan ve fazlar ayrıldıktan

sonra etilasetat fazının yarısı (37.5 ml) alınarak evaporatörde kuruyuncaya kadar uçuruldu. Kalıntı 2x5 ml asetonitrilde çöz-dürülerek 50 ml'lik ayırma hunisine aktanldı. Çözelti, 2x3 ml izooktan ile çalkalanarak, yağlardan arındırıldı. Kalan asetoni-tril fazı kurumaya yakın yoğunlaştırıldı. Kalıntı 2x1 ml atilasetat ile ağzı kapalı dibi koni k bir tüpe ~lınarak, uçuruldu ve yeniden 0.2 ml klorotormda çözdürüldü. Uzerine 0.2 ml propilen glik-oltsu (50t50) ilave edilerek .. vorteks mikserde karıştırıldıktan , sonra dinlenmeye bırakıldı. Ustte oluşan sulu-alkolik fazın 20 ul'sinin HPLC'ye enjeksiyonu ile ançıliz gerçekleştirildi.

Süt numunelerinin esktraksiyonu ve analizinde Wal ve ark

(18)'nın önermiş oldukları yöntem esas alındı.

· Bulgular

Analizi yapılan 61 adet süt örneğinin 28'inde (% 45.9) klo-ramfenikol belirlenmiş olup sonuçlar Tablo 1 'de gösterilmiştir.

Süt numunelerinde belirlenen kloramfenikol düzeyi en düşük

3.1 O ng/ml, en yüksek 266.67 ng/ml, ortalama kloramfenikol düzeyi ise 55.96 ng/ml'dir.

Kloramfenikolün, kontrol olarak kullanılan ve ilaç içermey-en süt numunelerine farklı yoğunluklarda katılması ile yapılan

analizleri sonucu, geriye kazanç yüzdesi% 86-93, analiz

duy-arlılığının ise 2 ug/litre olduğu tespit edildi. Uygulanan HPLC analiz şartlarında ise kloramfenokol piki 12. dakikada elde edil-di (Şekil1a ve 1b).

Tablo 1: Süt örneklerinde* Belirlenen Kloramfenlkol Düzeyleri (ng/ml süt)

Analiz Düzey Analiz Düzey

Sıra No** Sıra No**

1 3.72 24 2 6.00 25 3 3.74 26 4 27 5 12.54 28 6 11.36 29 7 30 8 6.71 31 9 7.20 32 10 33 11 5.69 34 12 35 13 6.92 36 14 37 15 8.38 38 16 7.20 39 17 8.69 40 18 41 19 23.66 42 20 6.00 43 21 6.21 44 22 5.40 45 23 14.58 46 3.10 266.67 168.73 4.42 19.11 Analiz Düzey Sıra No** 47 49 49 50 51 52 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 139.48 139.48 131.40 231.41 103.32 212.28 Ortalama: 55.96 (") Ekim-Kasım aylan içerisinde beş büyük mandıradan 1 O' ar gün aravia 3'er örnek alındi

{"")·,.·Analiz sına no" numune alma zamanı ve sırasına göre belirlendi.

36

O.ltU ı •• 10 ul(50 a&)

••Jeuiı•• 11• illıua

. •t:uau' klezoaateQJ.IId

"lld.(ı) ..

U•ld.l n ı ao uı a1111ııae

eub'akh •alelı:alJoaıa ll• •UU• blllwaaa klı~r..­

teD111ol (ıe.u ac) pi.ki.o

(14,,0 a&J ü IUUe)

t,

!

'i

Tart1şma ve Sonuç :;

Tablo 1 'de görüldüğü gibi analizi yapılan 61 adet süt ör-f>'

neğinin 28'inde (%45.9) ortalama 55.96 ng/ml kloramfenikol ~:

tespit edilmiştir. Amerikan Gıda ve Ilaç Örgütü (FDA) ve Dün- :: ya Sağlık Teşkilatı (WHO) besin maddelerinde kiQramfenikol ··

ılaç kalintısı için tanınan toleransın sıfır olduğunu, yani hiç bu- .ı

lunmaması gerektiğini bildirmekledir (3, 7, 9). /!

Analizi yapılan 61 adet süt örneğinin ilk 20'sinde belirle-~~ı

nen kloramfenikolün, diğerlerine göre daha düşük düzeylerde ;

olduğu görülmektedir. Bunun nedeni, ilk 20 günde alınan süt : örneklerinin bir çok hayvandan elde edilen sütleri n karışı m ın- i

dan, sonradan alınan örneklerin ise tek tek hayvaniara ait süt-lerden alınmış olmasına bağlanabilir. Tablo 1 'de görüldüğü gibi · 32 no.lu nurnunade 266.67 ng/ml gibi oldukça yüksek bir dü-zey tespit edilmiştir. BununiB: beraber, bu düzeyler ilacın uygu- , lama zamanından numunenın alınma zamanına kadar geçen .<

süreye bağlı olarak değişmektedir. Wal ve ark. (18) tarafından

keçiler üzerinde yapılan, kloramfenikolün sütle atılma süresinin belirlenmesine yönelik çalışmalarında, kas içi ve meme içi

uy-gulamalardan sonraki birkaç saat içerisinde ilaç kalıntısının

yüksek düzeyde olduğu ancak daha sonra giderek azaldığı ; kaydedilmektedir. Yine Acet ve ark. (2)'nın aynı amaca yöne- :: lik, sığırlarda yaptıkları çalışmada da buna benzer durum görül- 1

mektedir. Ancak burada önemli olan

ilacın

sütte

hiç

bulunma·

!

masının gerektiğidir (7,9). Kloramfenikol, düşük düzylerde bile olsa yoğurt ve peynir yapımında fermentasyonu engellemekle ; ve uzun süre besınlerle alındığında insanda apiastik anemi ve\ granülositopeni gibi ciddi rahatsızi ıkiara yol açmaktadır (2, 18). ~,

Bu nedenledir ki, bazı ülkelerde örneğin ABD'de kloramfeniko- '- . lün kullaılmasına sadece, ürünleri insan tütetimine sunulmaya-c;_

cak hayvanlarda izin verilmektedir (3, 7,9).

S

Sonuç olarak, sütlerde bulunan kloramfenikol kalıntılarının ' -yoğurt ve peynir yapımını güçleştirebileceği,- bu gibi süHerin .i

uzun süre tüketilmesinin dirençli suların~ oluşmasına sebebr:

olabileceği ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği~~-:

kanısına varılmıştır. ~:"

Kaynaklar ~;;,

1. Abou-Khalil, W.H., Yunıs, A.A., and Abou-Khaıil, S.(1988). Stabil~y of chloram-:~·­ penicoı metabol~es in human blood and liver as determined by HPLC. Pharmacology, 36,;;:

272-278. ;: ;

2. Acet, A, Tuncer, Ş.D., Coşkun, B., Demet, 0., Traş, B., Baytok, E. (1989). Klo-t ramfenikolün yumu~ tavıJdarında verim üzerine elkisi ve yumurtada kloramfenikol rezich; ülerinin aranması. S.U. Vet. Fak. Derg., 5, 1, 241-251. · ~ ·

3. Acet, A., Demet, 0., Dirıç_, D.A.,.Traş, A., Baş, Al. (1990). Tedavi dozlannda kJof_, ramfenikol uygulanan inekleri.n sütlerinde kloramfenikol düzeyleri ve atılma sürelerinin:,'

arıştırılması. (Sonuçlanmış S. U. Araştırma Fonu Projesi, Proje No: VF 90/5n, ı.,

4. Alien, E.H. (1985). Rewiev of chromatOQratl)ic methods for chloral'!llhenicoh~. residues in milk, eggs and tissues from food producıng animals. JAOAC., 68, 5, 990-999. ';

(3)

S.

Ü.

Vet. Fak. Derg. (1992) 8,1, 37-43.

(1982). Diagnosis and treatment of acute mastitis ina large dairy herd. JAUMA. 181, 7, 690-693.

6. Becheiraz, M., Haldeman, A. und Etter, R. (1983). Bestimmung von chloram-penicol in tierrischen lebensmitteln. Miti. Geibete. Lebens. Hyg., 74, 147-155.

· 7. Booth, N.M., NcDonald, LE. (1982). Veterinary pharmacology and therapeutics. The lowa State Univershy, Ames., lowa, USA.

8. Bories, G.F., Peleran J.C., Wal, J.M. (1983). Liquid choromatographic determ~

nation and mass spektrometric canfirmation of chloramphenicol residues ın animal tis-sues. JAOAC.,66;~,.6, 1521-1526.

9. Demeı u., Acet, A. Traş, B., ECilmez, 1. (1991). Konya'da tıJtetime.sunulan_yu­

muıtalarda kloramfenikol ve furazolidon ilaç kalıntılannın araştınlması. S. U. Vet. Fak. Derg.,1, 6-7, 61-63

10. Epstetin, R.L, Ashword, R.B., and Simpson, R.M. (1988). Chloramphenicol concer.ırations in caJf muscle tissue Am. J. Vet Res., 47, 9, 2075-2077.

11. FA0(1988). Residues of some veterinary drug in animal and foods. Food and nutrhin paper, 41, Roma

12. Haaland, M.A., Manspeaker, J.E. and Moreland, T.U. (1984). Anti>iotic resi· dues in mik after intrauterin infusion. Vet Med.,-3, 382-286.

13. Hapke, H.J., Frawhh, G. (1987). Residues of veterinary drugs, feed addhives

and enviromental chemical. Animal production and Enviromental Hea~. 7, 219-244. 14. Jones, T.O. (1990). Escherichia coli mastitis in dairy cattle-A review of the liter· ature. Veterinary Bultein, 60, 3, 205-231.

15. Nouws, J.F.M. and Zıv, G. (1978). A studv of chlorampenicol distrubtion and residues in dairy cows. Tijschr Die~neesk, 103, 14, 725-735.

16. Stalberger R.l. and Kersting, K. W. (1988). Peracute toxic coiHorm masthis. The Veterinary Student., 50, 1 , 48-52.

17. Vautier, H.E. and Pastigo, C.B. (1986). Bovine masthis and anti>iotic in milk risktopublic he~. World. Anim. Rev., 60,41-42.

18. Wal, J.M., pel~ran. O.C. and bories G.F. (1980). High performanca liquid chro-matographic determination of chorampenicol in mUk JAOAC., 63, 1044-1048.

GENIŞ

DEFEKTLI FITIKLARIN KAPATILMASlNDA SENTETIK TÜL KULLANIMI ÜZERINE KLINiK VE

HISTOPATOLOJiK

ARAŞTIRMALAR

Yılmaz Koç 1 M. Kemal Çiftçi 2 Celallzci 3 S.Serap Türkülanıt 4 Mustafa Arıcan 5

Clinical and histopatologicallnvestigations on repalrlng large defected hernias by synthetic tulle Summary :In this study in order to close the large

defect-ed umbilical and abdominal hernias synthetic tu/le that is eco-nomic, close tressed easily extend, lasting and abudantfy found was used.

For this reason we have studied on totally 15 elinical cas-es consisting of 11 calvcas-es, 1 cow, 1 young bul/ and 2 sheep and experimentally on B dogs.

lt has been thought that synthetic tu/le can easily be used in domestic anima/s with large defected um biJical and abdarni-nal hernias because having the peculiarity of easily acceptabil-ity from body either by entering info the fibers of tibrous con-nective tissue increassing the strength by surraunding them.

Özet : Geniş defektli göbek ~ karm duvar1 fıt1klarmm

ka-patiimasi amac1 ile sık örgülü, esneme yeteneğine sahip,

daya-nakli, ucuz ve kolay bulunabilen sentetik tü/ kullamldl. Bu

amaçla 11 dana, 1 inek, 1 tosun ve 2 koyun olmak üzere 15

klinik vaka ve eksperimental defekt oluşturduğumuz B köpek

üzerinde çalişıidi.

Sentetik tü/ün gerek vücut taratmdan iyi kabul edilebilmiş

olmasi gerekse fibröz bağ dokusunun demet iplikleri arasma

girip onları sararak dayanıkliiığını artlfmış olması nedeniyle

ev-cil hayvanların geniş defektli göbek ve karın fıtıklarmda

rahat-lıkla kullamlabileceği kanısma varılmıştir. Giriş

Evcil hayvanlarda, özellikle sığırlarda çeşiUi nedenlere

bağlı olarak şekillenen göbek ve karın fıtıklarına oldukça sık rastlanır. Bunların büyük çoğunluğu normal cerrahi yöntem-lerle tedavi edilebilirken, bir kısmıda hayvanın kaybına neden olacak şekilde geniş defektler halinde oluşmaktadır. Uzun yıl­

lardan beri özellikle geniş defektli göbek ve karın fıtıklarının

operalif sağıtımında çeşitli sentetik gref uygulamalarının yapıl­ dığı bilinmektedir.

. Karın duvarı fıkıHarı genellikle iç ve dış kökenli bir travmayı

izleyerek oluşurken göbek fıtıkları konjenital veya göbek deliği­

nin ya çok büyük olması yada doğumdan sonraki dönemde 1. Yrd. Doç. Dr., S.O. Vttt,::dr FakDitnl, Cerrahi AnablUm Dal~ Konya.

2 • Doç. Dr., s.O. Veterlnet· fakOitell, Patoloji Anabilim Dalı, Konya.

3. Doç. Dr., S.Ü.: Veteriner FakOites~ Cerrahi Anabilim Dal~ Konya. 4. Arş. Gör., S.U. SaOiık Bilimleri EnstltOsO, Konya.

5. Arş. Gör., S.O. Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı, Konya

zamanında teşhis ve tedavi edilemeyen uzun süreli göbek böl· gesi lazyonları sonucu oluşabilir.

Göbek ve karın duvarı fıtıklarının tedavisinde esas olan,

kapanmayı sağlamak için özellikle fıtık deliği kenarlarının karşı karşıya getirilmesi gerekir. Bu maksaHa değişik cerrahi işlem­

ler geliştirilmiştir. Çapı 5 cm'nin altındaki fıtık deliklerinde zayıf

doku bölgelerinin proliferasyonunu artırmak, bağ doku üreme-sini hızlandırmak amacı ile skleroterapiden bahsedilmiş ve bu amaçla Dondren köpeklerin göbek fıtıklarında kullanılmıştır

(15). Danalarda çapı 2-9 cm arasında değişen göbek fıtıkları­ nın doğal kapanmasını kolaylaştırmak amacı ile poröz, elastik, adeziv bandajlardan yararlanılmıştır (1 ). Göbek fıtıklarının

ka-patılmasında metal dikiş materyallerinden gümüş teller kullanı­

larak olumlu sonuçlar alınmıştır (7). Danalarda göbek fıtıkları­ nın tedavisinde tahta mandallarda kullanılmıştır (14).

Fıtık deliğinin büyük olduğu durumlarda karın duvarı üze-rine etkiyen yoğun basınç dolayısıyle dikişlerin yırtılmasına bağlı olarak oluşan prolapsus nedeniyle operasyon sonuçları

memnun edici olmadığından, son yıllarda kapalılamayan gö-bek ve ventral karın duvarı fıtıklarının tedavisinde hernioplasti (AIIoplastie) adı.altında doku grefi, metal ve sentetik materyal-ler (dacron fabric, naylon bez, carbon fiber, terlen filtre bezi, vinyon-N bezi, polythene örtü, perlon, merselene mesh ve marlex me sh) kullanı Imiştır (2,3,5,8,1 0,11,12,17). Plastik per-deler de kullanılarak göbek fıtıklarında olumlu sonuçlar alınmış­ tır. (16).

Göbek ve ventral karın duvarı fıtıklarının kapatılması yön-temleri, fıtık deliğinin boyutlarına, fıtığın yeni ve eski oluşuna, fıtığın şekline, hayvanın yaşına göre değişir. Bazı fıtıklar kon-servatif olarak kapatılamamaktadır. 1.5- 2 cm çapındakl fıtık

delikleri basit dikişlerle dikilerek, çapı 5 cm'nin üzerindeki fıtık

deliklerinin onarımı ise son yıllarda biyolojik implantlar ac;ı veri-len sentetik meteryaller kullanılarak gerçekleştirilmektedir (9).

Geniş defektli fıtıklarda kullanılan sentetik materyalierin kuweUi ve esnek olmaları gereklidir. Aynı zamanda bu sente-tik implantların bağ doku tarafından iyi sarılabilmeleri için göze-nekli ve sık örgülü. olmaları tercih edilmelidir. Gözeneksiz

Referanslar

Benzer Belgeler

Yayın hayatına 1981 yılında S.Ü. Fen· Edebiyat Fakültesi'nin yayın organı olarak başlayan S. Edebiyat Fakültesi Dergisi ikinci sayısından itibaren.. S. Fen

Osmanlı tarihlerinde yer alan en büyük alimlerden biri olan (Kemal Paşa­ zade) İbn-i Kemal, tarih , edebiyat, dil ve islami ilimlere dair Türkçe, Arapça ve

Konya Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım İşletme Müdürlüğü tarafından tramvay başta olmak üzere diğer toplu ulaşım araçlarında da 29 Kasım 2000 tarihi itibariyle

Ço¤u çal›flma yafll› erkeklerde semen ve sperm parametre- lerinin daha düflük oldu¤unu göstermektedir.1980-1999 y›l- lar›na aras›nda yay›nlanan

Temporomandibular eklem sendromu, myofasial a¤r› disfonk- siyon sendromu, kraniomandibular disfonksiyon sendromu, disfonksiyonel temporomandibular eklem artriti, fasial artrom-

A- ) Circle the correct alternative. My grandfather, who / whose is dead now, came from Wales. This cupboard, which / who is under the staircase, is so dirty. Monday is the

Arboretumun kurulmasına, 1902 yılında, Mr A.F.Tigersled tarafından, egzotik iğne yapraklı türlerin toplanmasıyla başlanmıştır.1902 yılından bu yana yaklaşık 100

Dry deposition velocities of PAHs were determined using particle dry deposition and ambient air samples collected at two sites (Urban 1 and Suburban) within a few kilometers of