• Sonuç bulunamadı

Hz. Peygamber'in eşi Hz. Safiye / The Prophet's wife Safiya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hz. Peygamber'in eşi Hz. Safiye / The Prophet's wife Safiya"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİMDALI

HZ. PEYGAMBER’İN EŞİ HZ. SAFİYE

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN

Prof. Dr. Adem TUTAR Esra ÖZÇELİK

(2)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI

HZ. PEYGAMBER’İN EŞİ HZ. SAFİYE

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN

Prof. Dr. Adem TUTAR Esra ÖZÇELİK

Jürimiz …………tarihinde yapılan tez savunma sınavı sonunda bu yüksek lisans tezini oy birliğiyle / oy çokluğuyla başarılı saymıştır.

Jüri Üyeleri: 1.

2. 3.

F. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulunun ……… tarih ve ………. Sayılı kararıyla bu tezin kabulü onaylanmıştır.

Prof. Dr. Ömer Osman UMAR Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü

(3)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

Hz. Peygamber’in Eşi Hz. Safiye

Esra ÖZÇELİK

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı İslam Tarihi Bilim Dalı

Elazığ-2018, Sayfa: VII+59

Hz. Safiye, 610 yılında Medine’de dünyaya geldi. Babası Medine’nin üç Yahudi kabilesinden biri olan Ben-i Nadir’in reisi Huyey b. Ahtab, annesi diğer bir Yahudi kabilesi olan Ben-i Kurayza’dan Berre bint Semev’el’dir. Safiye Peygamberimiz ile evlenmeden önce iki evlilik yapmıştır. Peygamberimiz ile 628 yılında Hayber Savaşın’dan sonra evlenmiştir. Hayber’de esir olan Safiye, Hz. Peygamberle evlenerek müminlerin annesi olmuştur. Safiye hicretin 50. yılının Ramazan ayında ( Ekim 670 ) Muaviye b. Ebu Süfyan’nın halifeliği döneminde Medine’de vefat etmiştir. Baki mezarlığına defnedilmiştir.

Çalışmamızın konusu Hz. Safiye’nin Hz. Peygamber ile evlenmesi ve bu evliliğin Peygamberimizin hayatındaki yansımalarıdır. Amacımız bu evliliğin İslam coğrafyasında ve kadın dünyası içerisinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkardığını sergilemektir. Bunun için de temel kaynaklara ve çeşitli çalışmalara başvurarak konuyu açıklığa kavuşturmaya çalıştık ve istediğimiz sonucu elde ettik.

Bu çalışma sonucunda Peygamberimizin eşlerinden birinin daha hayatını gün yüzüne çıkarmış olduk. Yahudi toplumunu daha yakından inceleme fırsatımız oldu. İslam Tarihi açısından faydalı bir çalışma ortaya koymaya gayret ettik.

(4)

ABSTRACT

Master Thesis

The Prophet’s Wife Safiya

Esra ÖZÇELİK

The University of Fırat The Institute of Social Science The Department of Islamic History

Elazığ-2018, Page: VII+59

Hz. Safiye came to the world in 610 AD in Medina. The reign of Ben-i Nadir, one of the three Jewish tribes of Medina, his father, Huyey b. Ahtab was Berre bint Semev'el from Ben-i Kurayza, whose mother was another Jewish tribe. Safiye had two marriages before marrying our Prophet. He married our Prophet in 628 after Haybar War. Safiye, who was captured in Khaybar, Hz. He became a mother of believers by marrying the Prophet. Safiye hicretin is the 50th year of Ramadan (October 670) Muaviye b. Abu Sufyan died in Medina during his period of caliphate. Baki was buried in his graveyard.

The subject of our work Hz. Safiye'nin Hz. The marriage with the Prophet and this marriage are the reflections in the life of our Prophet. Our aim is to show what kind of consequences this marriage is in the Islamic world and in the women's world. For this we have tried to bring clarity to the subject by resorting to basic resources and various studies and obtained the result that we wanted.

As a result of this work, one of the wives of our Prophet (PBUH) was brought to life. We had a closer look at the Jewish community. We have tried to put forth a useful work in terms of Islamic history.

(5)

İÇİNDEKİLER ÖZET ... II ABSTRACT ... III İÇİNDEKİLER ... IV ÖN SÖZ ... VI KISALTMALAR ... VII GİRİŞ ... 1 I. KAYNAK VE METOTLAR ... 1 I.I. Metot ... 1 I.II. Kaynaklar ... 1

I.III. Hz. Peygamber’in Evlilik Nedenleri ve Evlilikleri ... 2

I.III.I. Hz. Peygamber’in Evlilik Nedenleri ... 2

I.III.II. Eğitim ve Öğretime Yönelik Nedenler ... 3

I.III.III. Topluma Yönelik Nedenler ... 4

I.III.IV. Teşrii (Kanun koyma noktasında) Nedenler ... 4

I.III.V. Siyasi Nedenler ... 5

I.IV. Hz. Peygamber’in Evlilikleri ... 5

I.IV.I. Hz. Hatice ... 5

I.IV.II. Hz. Sevde Binti Zem’a ... 11

I.IV.III. Hz. Aişe ... 11

I.IV.IV. Hz. Hafsa binti Ömer ... 14

I.IV.V. Hz. Zeynep binti Huzeyme ... 14

I. IV.VI. Hz. Ümmü Seleme ... 15

I.IV.VII. Hz. Zeyneb binti Cahş ... 15

I.IV.VIII. Hz. Cüveyriye binti Haris ... 17

I.IV.IX. Hz. Safiye binti Huvey ... 17

I.IV.X. Hz. Ümmü Habibe ... 17

I.IV.XI. Meymune binti Haris ... 18

I.IV.XII. Hz. Mariye ... 19

(6)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. HZ. SAFİYE’NİN HZ. PEYGAMBER İLE EVLENMEDEN ÖNCEKİ ... 20

1.1. Hz. Safiye’nin Çocukluk ve Gençlik Dönemi ... 20

1.1.1. Hz. Safiye’nin Nesebi ... 20

1.1.2. Hz. Safiye’nin Çocukluğu ve Gençliği ... 20

1.2. Hz. Safiye’nin Evlilikleri ... 23

1.2.1. Hz. Safiye’nin Sellam b. Mişkem el-Suradi ile Evliliği ... 23

1.2.2. Hz. Safiye’nin Kinane b. Übeyy el–Hakik ile Evliliği ... 23

İKİNCİ BÖLÜM 2. HZ.SAFİYE’NİN HZ. PEYGAMBER İLE EVLİLİK HAYATI ... 26

2.1. HZ. SAFİYE’NİN HZ. MUHAMMED İLE TANIŞMASI ... 26

2.1.1. Hayber Savaşı ... 26

2.1.2. Hayber Savaşı’nın Sonunda Esirlerin Durumu ... 35

2.2. Hz. Safiye’nin hz. Peygamber ile Geçen Hayatı ... 36

2.2.1. Hz. Safiye’nin Hz. Muhammed ile Evlenmesi ... 36

2.2.2. Hz. Safiye’nin Hz. Muhammed ile Münasebetleri ... 42

2.2.2.1. Hz. Safiye’nin Ev Hayatı ... 42

2.2.2.2. Hz. Safiye’nin Hz. Peygamber’den Sonraki Hayatı ... 45

SONUÇ ... 50

KAYNAKLAR ... 52

EKLER ... 55

Ek 1. Orjinallik Raporu ... 55

(7)

ÖN SÖZ

İslamiyet, Hz. Peygamber’in sağlığında tedricen teşekkül etmişti. Asırları etkileyecek olan İslam’ın prensipleri ise parça parça vaz edilmişti. Mekke döneminde tek eşle evli olan Hz. Peygamber sonraki yıllarda birçok hanımla evlenmiştir. Bu evlilikler farklı nedenler çerçevesinde gerçekleşmiş olup; özellikle İslam hukukunun, kadınlarla ilgili kısmında oldukça faydalı olmuştur.

Farklı karakterlere ve mizaçlara sahip olan Hz. Peygamber’in her hanımının hayatı incelenmeye değerdir. Biz de tez çalışmamızda konu olarak “mü’minlerin anneleri” olma vasfını kazanmış hanımlardan olan Hz. Safiye üzerinde durduk. Genç yaşta babasını, erkek kardeşini ve eşini Peygamberimizin yaptığı savaşlarda kaybeden Hz. Safiye’nin her şeye rağmen İslam Dinini seçmesi ve Hz. Peygamber ile evlenmesi dikkat çekicidir.

Bu araştırmada Hz. Peygamber’in hanımlarından birkaç tanesi hariç genel olarak hanımlarının hayatı hakkında pek fazla malumatın olmadığını gördük. Hz. Peygamberin otuz sekiz yıllık hayatı göz önüne alındığında hanımlarıyla geçirdiği sürenin yaşamının büyük bir kısmını kapsamasına rağmen yeteri kadar göz önünde bulundurulmadığını, uzun yıllar beraber yaşadığı hanımlarının da yeterince tanınmadığını müşahede ettik. Bu düşünceden hareketle tezimize konu olarak seçtiğimiz Hz. Safiye’nin hayatını inceledik. Araştırmamızın giriş kısmında, metot ve kaynaklardan bahsedildikten sonra Hz. Peygamber’in evliliği ve evlenme nedenleri üzerinde durulacaktır. Birinci bölümde, Hz. Safiye’nin Hz. Peygamber ile evlenmeden önceki hayatı konu edilecektir. İkinci bölümde, Hz. Safiye’nin Hz. Peygamber ile evliliğinden bahsedilecektir.

Hz. Peygamber’in bilinen hanımlarının aksine Hz. Safiye’nin çok tanınan bir kadın olmaması işimizi zaman zaman zorlaştırdı. Kaynakların temini, elde edilen kaynaklarda da mevcut bilgilerin tekrar edilmesi gibi olumsuzluklarla karşılaşmamıza rağmen Safiye’nin hayatını klasik araştırmacı bir bakış açısıyla incelemeye çalıştık.

Bu amaçla başladığım araştırmamda bana yol gösteren değerli hocam Prof. Dr. Adem TUTAR’a, Arapça ve Türkçe kaynakların temininde yardımcı olan Dr. Öğr. Üyesi Sıddık ÜNALAN hocama, her türlü desteğini esirgemeyen kız kardeşim Arş. Gör. Nisa GECEKUŞU DEMİRBAŞ’a ve eşime teşekkürü bir borç bilirim.

(8)

KISALTMALAR

a.s : Aleyhisselam

b : bin

bk : Bakınız

by : Basım yeri yok C : Cilt

Çev : Çeviren

DİBY : Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları

Hz. : Hazreti

r.a : Radıyallahu anh. r. anha : Radıyallahu anha.

s : Sayfa

s.a.v. : Sallallahu aleyhi vesellem

Thk : Tahkik

Trc :Tercüme

Ty : Tarih yok

(9)

I. KAYNAK VE METOTLAR I.I. Metot

Araştırma konumuz, alan itibariyle İslam Tarihi Ana alanında içerisinde yer aldığı için, İslam Tarihi araştırma yöntem ve metodları kullanılmıştır. Bu nedenle ilk olarak, o döneme ait Temel islam tarihi kaynakları taranarak doğru ve objektif bilgilere ulaşılmaya çalışılmıştır. İlk dönem kaynaklarından sonra konuya ait bilgi veren tâli kaynaklar taranarak, çalıştığımız döneme ilişkin gelişmelerden bahseden kaynaklardan istifade edilmiş ve bu şekilde çalışma zenginleştirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede Arapça eserlerin yanı sıra Arapça’dan dilimize çevrilmiş eserlere ve Türkçe yazılmış kaynaklara da başvurulmuştur.

I.II. Kaynaklar

Araştırmamızda özellikle tabakat, siyer, hadis ve İslam Tarihi kaynaklarından yararlandık. Çalışmamızın bir biyografi olması hasebiyle tabakat kitapları sıklıkla başvurduğumuz kaynaklardandır. Hz. Peygamber devri kadınları hakkında en geniş ve güvenilir bilgiler hususunda bilhassa İbn Sa‘d’ın Tabakat’ı en fazla yararlandığımız tabakat kitabıdır. Bunun yanında siyer kitapları, başvurduğumuz kaynaklar arasındadır. İlk devir İslam Tarihi araştırmalarında, Hz. Peygamber devrine en yakın olanlar diğerlerine nazaran daha önemli olduğundan daha çok ilk devir siyer kitaplarına başvurduk. Bunlar arasında İbnü’l-Esir’in Üsdü’l-Ğâbe fi Ma’rifeti’s-Sahabe’sinden, Belâzurî’nin Fütûhû-l Buldan adlı eserlerinden faydalandık. Ayrıca,Taberi’ninTarihi Taberi, İbn Hazm Endülüsî’nin Cevâmiu’s-Sîretü’n-Nebeviyye, İbn Kesîr’in el-Bidâye ve’n-Nihâye isimli eserlerinden de yararlandık. Konumuzla ilgili olması nedeniyle Şibli Numâni’nin, Son Peygamber Hazreti Muhammed, Abdulaziz eş-Şennavi’nin Sahabe Hayatından Tablolar isimli eserlerinden de istifade ettik. Araştırmamızla ilgili olması nedeniyle Diyanet Aylık Dergi ve Shorter Encyclopedia of İslam dergilerinden de yararlandık. Bununla birlikte daha güncel eserler olarak nitelendirebileceğimiz çalışmalardan, Muhammed Hamidullah’ın İslam Peygamberi, Asım Köksal’ın İslam Tarihi, İbrahim Sarıçam’ın Hazreti Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ziya Kazıcı’nın Hz. Muhammed’in Eşleri ve Aile Hayatı adlı eserlerden de

(10)

istifade ettik. Hadislerde ise kaynak olarak Zeynu’d-din Ahmed b. Abdullatifiz-Zebidi’nin Tecridi Sarih adlı eserinden yararlandık.

I.III. Hz. Peygamber’in Evlilik Nedenleri ve Evlilikleri

Doğumundan ölümüne kadar 63 yıl süren hayatının bütün safhaları zabt ve tespit edilmeye çalışılmış olan Hz. Peygamber’in hayatı, kendisine inanan inanmayan herkes tarafından bir merak ve inceleme konusu olmuştur.

Çok eşle evliliğin yaygın olduğu bir toplumda yedi çocuğundan altısının annesi olan Hz. Hatice ile 25 yıl evli kalmıştır. Eşinin ölümünden sonra meydana gelen gelişmeler sonucu Medine’ye hicret etmiş ve burada diğer evliliklerini yapmıştır.

Peygamberimiz, Hz. Hatice’den sonra Hz. Sevde, Hz Aişe. Hz. Hafsa, Zeynep binti Huzeyme, Ümmü Seleme, Zeynep binti Cahş, Hz. Cüveyriye, Hz. Safiye, Ümmü Habibe, Meymune binti Haris, Mariye ve Reyhane annelerimizle evlenmiştir. Her biri farklı yaş, huy ve karaktere sahip olup; farklı sosyal ve kültürel ortamda yetişmiş olan Peygamberimizin hanımları, Allah’ın Resul’u ile birlikte yaşamalarından dolayı, bütün insanlara özellikle kadınlara Peygamberimizden duyduklarını ve ondan öğrendiklerini anlatmakla yükümlüydüler. Onlar da gerek yaşantılarıyla gerekse Hz. Muhammed’den rivayet ettikleri hadislerle bunu en güzel şekilde yapmışlardır.

I.III.I. Hz. Peygamber’in Evlilik Nedenleri

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatına baktığımız zaman ilk zevcesi Hz. Hatice’den sonra birçok evlilik yaptığını görmekteyiz. Yapmış olduğu bu evlilikler ateistler ve batılı müşteşrikler tarafından çokça eleştirilmiştir. Hatta günümüzde bazı kimseler, bu durumu kullanarak birden fazla evlilik yapmalarını Resulullah’a dayandırıp, onun sünnetini uyguladıklarını söylüyorlar. Fakat bu doğru bir söylem değildir. Çünkü Resulullah’ın evlilikleri birçok ilahi maksat taşımaktadır. Yani bu evlilikler peygamberin hevası veya nefsani duygularını tatmin etmek için yapılmamıştır. Bilakis her birinin kendi içerisinde özel nedenleri vardır. Birden fazla kadınla evlilik ilk olarak Hz. Peygamber’in uygulamalarında ortaya çıkan bir durum değildir. Daha önce gönderilmiş olan birçok peygamberde de buna örnekler bulmak mümkündür. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de de bu durumu destekleyen ayetleri görüyoruz. “Andolsun senden

(11)

önce de nice peygamberler gönderdik, onlara da eşler ve çocuklar verdik.”1 Diyerek

haber vermektedir. Şimdi bu evliliklerin hikmetlerini farklı yönlerden incelemeye çalışalım.

I.III.II. Eğitim ve Öğretime Yönelik Nedenler

a) Sünnet, Resulullah Efendimizin salt sözlerinden ibaret değildir. Bununla

beraber onun hal ve hareketleri, yaşam tarzı ve düşünceleri, hayatındaki uygulamaları da sünnet sayılmaktadır. Peygamberimizin bu tür sünneti de inananlar tarafından kabul edilip hayat düsturu haline getirilmiş ve uygulanmıştır. İşte burada Peygamberimizin hanımları devreye girmektedir. Çünkü kadınların sosyal yaşantısına dair uygulamalarını öğrenmek ve anlamlandırmak için peygamber hanımlarına fazlasıyla ihtiyaç duyulmaktadır.2 Sayılarının fazla oluşu iletişim kanallarının genişlemesine,

Peygamberle daha fazla irtibat kurulmasına ve kadınların İslam Dininin gereklerini daha kolay öğrenmelerine vesile oluyordu. Akrabalık bağı ve yaş münasebetiyle onların her biriyle kaynaşan bir topluluk vardı. Peygamberimizin bazı eşleri sayesinde, aslında tek başına hususi olan durumlar, bütün kadınların hususiyetleri olarak kavrandı. Şayet böyle olmasaydı. Hz. Peygamberden sonra gelen nesil, eşleri vasıtasıyla Hz. Peygamberden rivayet edilen binlerce hadisi işitemezdi. Bu durumun neticesinde ise birçok problem çözümsüz kalarak, bilinmezliklerin sayısı çoğalmış olacaktı. Netice olarak bu çözümsüzlükler İslam âlemi için büyük bir kayıp olurdu.

b) İslam dininde mevcut olan bazı konuları Peygamberimizin kadınlarla

doğrudan iletişim içerisinde olarak kadınlara açıklaması mümkün değildi. Çünkü bu mevzular kadınların özel hayatlarına ait hükümler idi. Bu sebeple bu konuların izahı Hz. Peygamber’in hanımları tarafından yapılıyordu. Hz. Peygamber’den günümüze ulaşan birçok hadis, bizzat kadınlar tarafından Peygamberimize yöneltilen soruların, Allah Resulü tarafından zevcelerine tevdi edildiğini göstermektedir.3

c) Her yaşın kendine göre problemleri ve çeşitli ihtiyaçları vardır. Resulullah,

her yaşa uygun sorunların cevabını ümmetine aktarmak ve ümmeti için gerekli olan bilgileri onlara ulaştırmak için genç, orta yaşlı ve yaşlı her yaştan kadınla evlenmiştir.

1Rad,13/3.

2Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. Salih Tuğ, C. II, Ankara, 2003, s. 670. 3 Kazıcı, Ziya, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, Çamlıca Yay., İstanbul, 2009, s. 53.

(12)

Bu evlilikleri sayesinde Müslümanlar aile hayatlarında karşılarına çıkan sorunları, İslami anlayışla çözme imkânı bulmuşlardır.

d) Farklı kabilelerdeki kadınlarla yapmış olduğu evlilikler, O’nun hayatında ve

ölümünden sonra, kendi kabilesi içerisinde arasında çok ciddi dini hizmete vesile olabiliyor; uzak yakın bütün akrabalarına, zahir ve batin hususunda tercümanlık yapmıştır. Bu sayede O’nun kabilesi de kadın ve erkeğiyle Kur’an’ı daha iyi anlıyor, tefsiri, hadisi ondan öğreniyor ve dinin özüne vakıf olabilmiştir.4

I.III.III. Topluma Yönelik Nedenler

a) Hz. Peygamberin yaptığı evliliklerde kadınların çoğu dul, kimsesiz ve yetim

çocuklarıyla hayat mücadelesi veren kimselerdi. Kocasını kaybetmiş, çocuklarıyla tek başına kalan bir kadının durumuna ilişkin empati kuracak olursak bu durumun ne kadar zor olduğunu daha iyi kavramış oluruz. Toplumdaki böyle insanlara yardımına koşulmalı, ellerinden tutulmalıydı. İşte bu noktada kimsesiz olan bu insanların kimsesi olarak, onlara elinden gelen yardımı esirgemeyen Hz. Peygamber’in merhameti açık şekilde kendini göstermiştir. Bu mevzuda nasıl davranılması gerektiğini bizzat kendisi uygulayarak insanlara örnek olmuştur.

b) Peygamberimizin bazı hanımlarla yapmış olduğu evliliklerde topluma ait bir

takım hususları gözettiği görülmektedir. Örneğin Raşid halifelerden Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’in kızlarıyla evlenmesiyle, Kureyş kabilesi ile yakından bir bağ kurulmuş oluyordu. Böylelikle Kureyş’in desteğini elde etmek daha kolay oluyordu. O dönemde insanların İslam’a ısınmasını sağlamak için güçlü akrabalık bağlarını devreye sokmak büyük önem arz ediyordu.

I.III.IV. Teşrii (Kanun koyma noktasında) Nedenler

Hz. Muhammed’in birden fazla evlilik yapmış olma hikmetlerinden birisi de yeni bir takım hükümlerin uygulamaya konulmasına yöneliktir. Arap cahiliye toplumunda geçmişten beri yerleşmiş bazı batıl adetler vardı. Bunların tamamen yürürlükten kaldırılması, batıl olmayan adetlerin uygulamaya konulması gerekiyordu. Bunu da ancak Resulullah yapabilirdi. Bu duruma örnek olarak şunu verebiliriz. İslamiyet gelmeden önce Arap toplumunda yaygın olan adetlerden biri evlatlık

(13)

edinmeydi. Bir kişi başkasının çocuğunu evlatlık alıyor, kendi öz çocuğuymuş gibi kabul ederek öz evlada karşı uygulanan talak, miras, evlenme yasağı gibi muamelelerin aynısını ona da yapıyordu. Allah Resulü de İslam’dan önce Zeyd b. Harise’yi evlatlık edinmişti. Herkes Zeyd’i, Hz. Peygamber’e nispetle Zeyd b. Muhammed diye çağırıyordu. Batıl olan bu geleneğin ortadan kaldırılması zorunluydu. Hz. Peygamber’in Zeyd'in boşadığı Hz. Zeynep ile yapmış olduğu evlilikle bu batıl adet ortadan kaldırılmıştır. Bunun yanında bir de azatlı köleden boşanmış bir hanımla evlenilerek, kölelerin de birey olduğu, her yönden diğer insanlara eşit olabileceği, şayet boşanmışlarsa, onların boşadıkları bu hanımlarıyla evlenmede hiçbir mahsur olmadığı gösterilmiştir.5

I.III.V. Siyasi Nedenler

Peygamberimizin yapmış olduğu bazı evliliklerin amacı ise siyasidir. Bu evlilikler pek çok kabilenin İslam dini etrafında bir araya gelmesini sağlamıştır. Fıtrat gereği olarak şunu söyleyebiliriz ki; kişi, bir kabile veya aileyle evlilik bağı kurduğunda, o kabile veya aileyle aralarında ister istemez bir yakınlaşma ve sevgi meydana geliyordu. Aradaki anlaşmazlıklar kalkıyor, kin, öfke ve nefret azalıyor ya da tamamen bitiyor, yerini sevgi ve hoşgörü almıştır. Bu gerçeğin çok iyi bir şekilde farkında olan Hz. Peygamber, bu vesileyle onları İslam'a yaklaştırmayı tercih etmiştir. Mesela Cüveyriye binti Haris, Safiyye binti Huyeyy ve Remle binti Ebi Süfyan ile yapmış olduğu evlilikler bu türden evliliklerdir. Müminlerin anneleri olan bu üç hanımefendi de toplumda önemli yeri olan kimselerin kızlarıdır. Cüveyriye ile Safiye’nin babaları, Yahudilerin liderleri sayılırlar. Resulullah, bunlarla evlenince Yahudilerle akrabalık bağı kurulmuş ve bu vesileyle pek çoğunun İslam ile müşerref olmalarına vesile olmuştur.6

I.IV. Hz. Peygamber’in Evlilikleri I.IV.I. Hz. Hatice

Mekke halkı genel olarak ticaretle uğraşıyordu. Ebu Talib de ticaretle uğraşan birisiydi. Ancak o yıllarda kıtlık ve kuraklığın baş göstermesi, kabileler arasında savaşların ortaya çıkması ve ailesindeki nüfus sayısının fazla olmasından dolayı ticaret

5 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s .290. 6 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s .289.

(14)

yapabilecek kadar mali gücü kalmamıştı. Bu yüzden Hz. Muhammed ile birlikte yapmış olduğu ticari Suriye yolculuğundan sonra bir daha ticaret kervanlarına katılarak seyahat etme imkânı olmamıştı. Geçimini Mekke içerisinde yaptığı bazı işlerle sağlıyordu.

Peygamberimiz yirmi beş yaşında iken Kureyş, yine Şam’a gönderilecek bir ticaret kervanının hazırlığını yapmaktaydı. Hz. Hatice de mallarıyla bu kervana katılacaklar arasındaydı. Daha öncelerden de yaptığı gibi yine mallarının başında göndereceği sağlam ve güvenilir adamlar bulmaya çalışıyordu. Maddi sıkıntı içinde olan Ebu Talib bunu duydu. Efendimizi yanına çağırarak onunla konuştu. Ona maddi olarak içinde bulundukları maddi sıkıntıdan bahsetti. Bu yolculuğun maddi getirisinin onlar için önemli olduğundan bahsetti. Hz. Muhammed amcasının söylediklerini düşündü ve bu yolculuğa katılmak istediğini belirtti. Bu konu Hz. Hatice’ye iletilince Mekke halkı arasında güvenilir ve doğru sözlü bir şahsiyet olarak şöhret bulan Hz. Muhammed’e kervanını memnuniyetle teslim etti. Kaynaklarda onun doğruluğunu, güvenilirliğini ve ahlakını öğrenmesi üzerine kendisine iş teklif ettiği de nakledilmektedir.7

Hz. Hatice, kölesi Meysere’yi, muvakkaten hizmetinde bulunmak üzere de kendi akrabalarından Huzeyme’yi Peygamberimizle gönderdi.8 Bu durumdan anlaşılmaktadır ki bu kervan diğer tüccarlarla birlikte değil müstakil bir teşebbüs olmuştur.

Peygamberimiz Mekke’den götürdüğü malları sattı ve istediği malları da satın alarak Meysere ile birlikte Mekke’ye geri döndü. Getirdiği malları Hatice’ye teslim etti. Hz. Muhammed’in yönetiminde olan bu kervan, daha önceki seferlerden iki kat daha fazla kârla dönmüştü. Meysere Hatice’ye Hz. Muhammed’den övgüyle bahsetti. Sonuçtan son derece memnun kalan Hatice Hz. Muhammed için belirlediği ücretin iki katını verdi.9

Hz. Muhammed’in Hatice ile evliliğinden bahsedecek olursak bunu iki safhada incelemek mümkündür. Birincisi Hatice’nin evlilik teklifinde bulunması, ikincisi ise düğün merasimidir. Bununla beraber Hatice’nin Hz. Muhammed ile evlenmeden önceki hayatı hakkında kısa bilgi vermenin faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Hatice, Kureyş’in Esedoğulları kolundan Huveylid b. Esed’in kızıdır. Hz. Muhammed (s.a.v.) ile evlenmeden önce iki evlilik yapmıştı. Önce Ebu Hale ile

7 Uyar, Gülgün, Hz Muhammed’in Risalet Öncesi Hayatına Dair Bazı Rivayet Farklılıklarının Tesbiti, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1993, s. 60. 8 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. I, s. 58.

(15)

evlenmiş ve ondan Hind isimli bir oğlu olmuştu. Onun ölümü üzerine Atik b. Abid ile evlenmiş ve bundan da bir kızı olmuştu. Ona da Hind adını vermişlerdi.10 Hatice İkinci

kocası da ölünce, kendisini işine ve çocuklarına vermişti. Zengin Kureyşlilerin yaptığı gibi kendi adına Suriye ve Yemen’e ticaret kervanları gönderiyordu. Sahip olduğu akıllılık, zenginlik, güzellik ve namusluluk vasıflarından dolayı Kureyş’in ileri gelenlerinden pek çok kişi onunla evlenmek istiyordu. Fakat O, kendisine yapılan evlilik tekliflerini reddediyordu.

Bir rivayete göre; Hatice’nin bizzat kendisinin Peygamberimize evlilik teklifinde bulunduğu, diğer bir rivayete göre ise; birileri aracılığıyla Peygamberimize evlilik teklifinde bulunduğu şeklinde iki ayrı rivayet vardır. İbn İshak, bu teklifi vasıtasız götürdüğü görüşündedir.11 Diğer rivayetlerde ise Nefise (veya Nufeysa) b. Münye adlı

bir hanımın Hatice adına aracılık yaptığı haber verilmektedir. Önce biraz tereddüt eden Hz. Muhammed’in olumlu cevap vermesi üzerine, Hatice harekete geçti. Nikâh ve düğün için bir gün belirlendi. Hz. Muhammed amcaları Ebu Talib ve Hamza ile beraber gelinin yani Hatice’nin evine gitti. Kureyş’in önemli isimleri de bu merasime iştirak ettiler. Hatice babası Hüveylid’i Ficar savaşlarından önce kaybettiğinden dolayı, amcası Amr b. Esed’e haber göndererek durumu bildirdi. Orada hazır bulunanlardan biri de amcasının oğlu Varaka b. Nevfel’di. Orada Hatice’yi amcasından istedi.12 Mehir olarak

Peygamberimiz’in yirmi deve veya dört yüz seksen gümüş dirhem para verdiği nakledilmektedir.13 Nikâh akdinden sonra düğün merasimi başlamıştır. Hz. Hatice;

cariyelerin çaldığı defler eşliğinde, oyunlar oynatarak bir düğün eğlencesi tertip etti. Peygamberimiz, evden çıkacağı sırada Hz. Hatice; “Ey Muhammed nereye gidiyorsun? Amcan Ebu Talib’e uğra da, senin develerinden bir veya iki deve kessin ve halka yemek yedirsin!” dedi. Ebu Talib de develer keserek düğün yemeği verdi.14 Evlendiklerinde

umumiyetle kabul edilen, Hz. Muhammed’in yirmi beş, Hatice’nin ise kırk yaşında olduğudur. Hz. Muhammed’in yirmi bir, otuz, otuz yedi ya da yaklaşık otuz yaşlarında olduğu; Hz. Hatice’nin de yirmi beş, kırk beş, otuz ya da yirmi yedisinde bulunduğu şeklinde farklı rivayetler bulunsa da bunların pek ehemmiyeti olmamıştır.15 Bir diğer

10Hamidullah, İslam Peygamberi, C. I, s. 60.

11 Uyar, Hz Muhammed’in Risalet Öncesi Hayatına Dair Bazı Rivayet Farklılıklarının Tesbiti, s. 62. 12 Keskioğlu, Osman, Siyer-i Nebi, DİB Yayınları, Ankara, 2006, s. 26.

13Hamidullah,İslam Peygamberi, C. I, s. 64.

14 Köksal, Asım, İslam Tarihi Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed ve İslamiyet, Köksal Yayınları, C. I, İstanbul, 2000, s. 124.

(16)

rivayet de Hz. Hatice’nin yirmi sekiz yaşında olduğudur. Yirmi sekiz yaşında olduğunu ileri sürenlerin görüşü, tıbbi gerçekler daha çok örtüşmektedir. Çünkü Hz. Hatice’nin Hz. Muhammed’den altı çocuğu olmuştur. Bu, kırk yaşından sonra imkânsız olmamakla birlikte, evlendiklerinde yirmi sekiz yaşında olması gerçeğe daha yakın ve akla daha uygun görülmektedir. Şayet Hz. Hatice’nin kırk yaşında evlendiğini varsayarsak, ilk çocuğu Kasım’ı doğurduğunda kırk üç yaşında, son çocuğu Abdullah’ı16 doğurduğunda

ise elli dört yaşında olması gerekiyor. Ortalama menopoz yaşının elli olduğunu kabul edersek bu varsayımın çok makul olmadığını, elli dört yaşında bir bayanın doğum yapamayacağını mantıken görmüş oluyoruz.

Hz. Muhammed, Hz. Hatice ile evlendikten sonra Ebu Talib’in evinden ayrılarak eşinin evinde ikamet etmeye başladı. İkisi arasında tarih boyu Müslümanlara örnek teşkil edecek mutlu, huzurlu bir evlilik hayatı yaşandı.17 Hz. Muhammed, Hatice ile

evlendikten sonra maddi zorluklardan kurtuldu ve rahat bir hayat yaşamaya başladı. Evliliklerinin ilk yıllarında Hatice’nin mal varlığı ile ticaret yapmaya devam etti. Bu arada amcası Ebu Talib ile ilişkisini devam ettirdi. Otuz altı yaşında iken, amcasının yükünü hafifletmek için o zaman henüz beş yaşında olan amcasının oğlu Ali’yi yanına aldı ve hicrete kadar kendisiyle birlikte kaldı. 18

Peygamberimizin Hz. Hatice’den altı çocuğu olmuştur. Onların en büyük çocukları Kasım idi; fakat o iki yaşını doldurmadan öldü. Hz. Muhammed’e onun ismine nispetle Ebu’l Kasım denmiştir. İkinci çocukları Zeynep’tir. Siyer uzmanları Hz. Peygamber’in kız çocukları arasında en büyüğünün Zeynep olduğu hususunda hemfikirdir. O, peygamberlikten on yıl önce Hz. Peygamber 30 yaşında iken doğmuştur.19

Hz. Peygamber, Mekke'den Medine’ye hicret edince, çoluk çocuğu Mekke'de kalmıştı. Zeynep halası tarafından akrabası olan Ebu'l-As ile evlendi. Bedir savaşında Ebu'l-As esir edilmişti. Serbest bırakıldığında Mekke'ye gidince Zeynep'i göndereceğine dair kendisinden söz alındı. Zeynep, Medine'ye geldi ve kocası Ebu'1-As inanmadığı için Mekke’de kaldı. Ebu'l-As tekrar ikinci bir sefer sırasında yakalandı. Hz. Zeynep onu himaye hakkını kullandı. Ebu'l-As bu kez Mekke'ye döndükten sonra diğer insanların kendisi üzerindeki emanetlerini teslim etti ve Müslüman oldu. Müslüman

16Dinim İslam Temel Dini Bilgiler, 1. Baskı, DİB Yayınları, Ankara, 2014, s. 394. 17 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. I, s. 64.

18 Hizmetli, Sabri, İslam Tarihi(İlk Dönem), Ankara Okulu Yay., Ankara, 2006, s. 195. 19 Sarıçam, İslam Peygamberi, s. 70.

(17)

olduktan sonra hicret edip Medine'ye geldi. Zeynep onu iman etmediği için bırakmıştı ve ikisi arasındaki evlilik bağı bitmişti. Ebu’l–As Medine'ye döndükten sonra Zeynep ile tekrar evlendi. Yeniden evlendikten sonra Zeynep çok yaşamadı. Ebu'l-As, hicretin altıncı ya da yedinci yılında Müslüman olduğuna göre o hicretin sekizinci yılında vefat etmişti. Ümmü Eymen, Sevde binti Zem'a ve Ümmü Seleme onu yıkadılar. Hz. Peygamber de cenaze namazını kıldırdı. Ebu'l-As ile Hz. Peygamber beraber cenazeyi kabre indirdiler.20

Üçüncü çocukları Rukiye, babası otuz üç yaşındayken dünyaya geldi. Rukiye Ebu Leheb’in oğlu Utbe ile nikâhlanmıştır. Fakat bütün güvenilir kaynaklar, Onların arasında tam bir evlilik gerçekleşmediği noktasında hemfikirlerdir. Tebbet Suresi’nin nazil olması ve Rukiye’nin İslam’ı kabul etmesi sonucu, Rukiye eşinden ayrılmış ve daha sonra Hz. Osman ile evlenmiştir. Rukiye eşi ile birlikte önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret etmiştir. Hicretin ikinci yılında Bedir seferi hazırlıkları sırasında kızamığa yakalanmış ve Hz. Peygamber seferde iken vefat etmiştir. Hz. Osman’dan dünyaya gelen Abdullah adındaki oğlu iki veya altı yaşındayken vefat etmiştir.21

Hz. Peygamber’in dördüncü çocuğu Ümmü Gülsüm, Rukiye’den küçük olduğuna göre babası otuz dört yaşındayken dünyaya gelmiş olmalıdır. Ebu Leheb’in oğullarından Uteybe ile nikâhlanmıştır. Uteybe’nin onu boşaması üzerine bir süre babasının evinde yaşamıştır. Daha sonra ailesiyle birlikte Medine’ye hicret edip, hicretin üçüncü yılında Hz. Osman ile evlendirildi. Hicretin dokuzuncu yılında vefat etmiştir.22

Hz. Fatıma, Hz. Peygamber’in kızlarının en küçüğü, beşinci çocuğudur. Doğum tarihi konusunda çeşitli rivayetler vardır. Kabul edilen genel kanaat 605 ve 609 yıllarında yoğunlaşmaktadır. Kaynaklarda onun çocukluğu ve gençliğiyle ilgili bilgiler azdır. O hicret sırasında ailesi ile birlikte Medine’ye hicret etmiştir. Hicretin ikinci yılında Hz. Ali ile evlenmiştir. Hz. Fatıma, evlendikten bir yıl kadar sonra ilk çocuğu Hasan’ı, ondan bir yıl sonra ise ikinci çocuğu Hüseyin’i dünyaya getirdi. Daha sonraki yıllarda Ümmü Gülsüm ve Zeynep adlı kızları dünyaya gelmiştir.23 Hz. Fatıma, babasının vefatına çok üzülmüş ve ondan altı ay sonra vefat etmiştir.

20 Mevlana Şibli Numani, Son Peygamber Hz. Muhammed,çev. Karaca, Yusuf, İz Yayıncılık, C. II, İstanbul, 2005, s. 673-675.

21 Sarıçam, İslam Peygamberi,s .292. 22 Sarıçam, İslam Peygamberi,s .292. 23 İbn Sa’d , et-Tabakâtü’l-Kübra,C. X, s. 27.

(18)

Altıncı çocuğu ise çok kısa süre yaşayan Abdullah’tır. Hz Peygamber’in yedinci çocuğu Mısırlı Mariye’den olma oğlu İbrahim’dir. Hicri sekizinci yılda dünyaya gelmiştir. Hz Peygamber İbrahim’in doğumu üzerine köle olan Mariye’yi serbest bırakmış ve çocuğu da sütanneye vermiştir. İbrahim iki yaşını gelmeden hicretin onuncu yılında vefat etmiştir.24

Hz. Hatice’nin daha önceki evliliklerinden dünyaya gelen çocuklarıyla ilgili kaynaklarda pek fazla bilgi yoktur. Peygamberimiz, evlendiği gün kedisine babasından miras kalan Bereke adlı cariyeyi azad etti ve onu Medineli birisiyle evlendirdi. Hatice de kardeşinin Ukaz Panayırından alıp, kendisine hediye ettiği Hıristiyan asıllı kölesi Zeyd b. Harise’yi Hz. Muhammed’e hediye etti. Ancak Resulullah Efendimiz onu hemen kölelikten azad ederek manevi çocuğu ilan etti. 25

Hz. Hatice, gerek Hz. Muhammed’in eşi ve çocuklarının annesi olması gerekse ilk Müslüman olması bakımından İslam Tarihinde çok büyük bir yere sahiptir. Çünkü o Resululluh’ın ilk eşidir. Vahiy sürecinde ilk olarak o, Hz. Muhammed’e iman etmiştir. Hatta ilahi tebliğle ilgili ilk vahiy kendisine ulaştığında Hz. Muhammed, dehşete kapılmış ve bunun bir hayal ya da aldatmaca olmasından korkmuştu. Bunun üzerine Hatice kendisini şöyle teskin etmiştir. “Hiç korkma! Allah asla seni kötülük içine atmaz. Allah mutlaka sana iyilikle muamele edecektir. Zira sen yakınlarına yardım ediyor, ailene bakıyor, hayatını namuslu bir şekilde kazanıyor, yetimlere sığınacak bir yer temin ediyor, doğru sözlü, emanete ihanet etmeyen, herkes ile iyi geçinip nezaketle muamele eden bir kimsesin.” Peygamberimizin süt annesi onu ziyarete geldiğinde onu hediyelerle geri göndermişti.26 Hz. Hatice eşinin yakınlarına bu kadar saygılı, mütevazı ve cömert

davranarak Resulullah’ın kendisine olan sevgisini daha da arttırmıştır. Hz. Aişe’nin Peygamberimizin hanımları içerisinde en çok onu kıskandığı kaynaklarda geçmektedir.

Hz. Hatice, vahiy geldikten sonra Hz. Muhammed ile on yıl yaşamış ve altmış beş yaşındayken vefat etmiştir. Resulullah’ın kendisiyle yirmi beş yıl yaşadığı tek eşidir. Onun ölümüne Efendimiz çok üzülmüştür ve o yıla “ Hüzün Yılı” adı verilmiştir.

24 Sarıçam, İslam Peygamberi, s .293.

25 Hizmetli, Sabri, İslam Tarihi(İlk Dönem), Ankara Okulu Yay., Ankara, 2006, s. 194. 26 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. I, s. 65.

(19)

I.IV.II. Hz. Sevde Binti Zem’a

Zem’a’nın kızıdır. Amir ibn Lu’eyy kabilesine mensup olup Mekkeli bir hanımdır. Kendisi önce amcasının oğlu es-Sükran ibn Amr ile evlenmiştir.27 İslam’ı

kabul eden ilk Müslüman kadınlardandır. Mekke’de görmüş olduğu baskılardan dolayı Habeşistan’a hicret edenler arasında Sevde ve kocası da vardı. Sonraları Mekke’de zulmün bittiğini düşünüp oraya geri dönmüşlerdi. Mekke’ye döndüklerinde bir gece Hz. Sevde rüyasında ayın süzülüp üzerine iniverdiğini görmüştü. Bunu kocasına anlatınca da kocası şöyle cevap vermişti. “Eğer rüyan doğru ise ben yakında öleceğim. Benden sonra sen de evleneceksin.”

Hakikaten kısa bir süre sonra Sükran hastalanıp vefat etmişti. Böylece Hz. Sevde de dul kalmıştı. O sırada Hz. Hatice yeni vefat etmişti ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in bakıma muhtaç çok sayıda küçük çocuğu bulunuyordu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra peygamberimiz, sahabeden Osman b. Muaz’ın eşi Havle binti Hakim’i Hz. Sevde’ye evlilik teklifi için gönderdi. Hz. Sevde bu teklife çok sevinmiştir.. Fakat bir konuda tereddüt etti. Acaba Efendimiz yetim kalan beş çocuğunu kabul edecek miydi? Bu endişe sebebiyle Hz. Muhammed’e hemen cevap vermedi. Bunun üzerine Resulullah Efendimiz bizzat kendisiyle görüşmüştür. O da durumu tereddütlerini kendisine anlattıktan sonra Hz. Muhammed şöyle cevap verdi. “Allah sana rahmet etsin! Kadınların en hayırlısı küçük çocuklarından dolayı zorluklarla karşılaşandır.” diyerek endişelerinin yersiz olduğunu belirtmiştir. Sonra da “Seni nikâhlamak için kavminden birini görevlendir.” demiştir.28

Hz. Sevde, kaynı Hatip b. Amr’e salahiyat verdi. O da nübüvvetin 10. yılında Resulullah Efendimize nikâhlamıştır. O sırada Hz. Sevde 55 yaşlarında idi. Resulullah’ın bu hanımı 19. Hicri yılda Hz. Ömer’in hilafeti sırasında vefat etmiştir.29

I.IV.III. Hz. Aişe

Kâinatın Efendisi’ne eş olan bahtiyar hanımlardan birisi de Hz. Aişe validemizdir. O hem kadınlarla ilgili hem de Kur’an ve sünnetin daha iyi anlaşılması noktasında önemli bir yere sahiptir. Hz. Muhammed’in evlenirken bekâr olan tek hanımıdır.

27 Hizmetli, İslam Tarihi(İlk Dönem), s.196.

28 Muhammed Ali Kutub, Zevcatul Enbiya ve Ümmühat-ul Mü’minin, Kahire, 2004, s.121-126. 29 Muhammed Ali Kutub, Zevcatul Enbiya ve Ümmühat-ul Mü’minin, s. 126.

(20)

Hz. Aişe Beni Temim kabilesindendir. Babası Hz. Ebubekir, annesi Kureyş’in Kinane kolundan Ümmü Rumman’dır. Hz. Sevde validemizde olduğu gibi Hz. Aişe validemizde de bu hayırlı işe vesile olan Havle binti Hakim’dir. Evlilik yolundaki ilk adımı zaman olarak yaklaşık hicretten iki ya da üç yıl önce gerçekleşmiştir. Havle bu teklifi götürdüğünde Hz. Ebubekir evde yoktu. Daha sonra bu teklif Hz. Ebubekir’e iletildiğinde buna çok sevindi. Fakat bu sırada Hz. Aişe, Mutim b. Adiyy’in oğlu Cübeyr ile sözlüydü. Hz. Ebubekir hemen cevap vermedi. Çünkü önce başkasına söz vermişti. Hz. Ebubekir durumu netleştirmek için Mutim b. Adiyy’in yanına gitti. Mutim b. Adiyy, Hz. Ebubekir’e kendisinin ve kızının Müslüman olduğu için bu işin olmayacağını belirtince Hz. Ebubekir bu cevaba çok sevindi. Havle’ye Resulullah’a söz konusu teklifi kabul ettiğini haber vermesini söyledi. Hz Muhammed hemen Hz. Ebubekir’in evine geldi ve nikâh kıyıldı. Efendimiz mehir olarak beş yüz dirhem verdi.30

Hz. Aişe, Hz Muhammed ile nikâhlandığında yedi yaşında idi.31 Bu konuyla

ilgili birçok değişik rivayet daha vardır Nikâhtan sonra Hz. Aişe, babasının evinde kaldı. Medine’ye hicretten sonra ise düğünleri yapıldı. Hz Aişe düğün merasimini şöyle anlatır. “Resûlüllah evimize geldiğinde Ensar'dan bir takım kadın ve erkekler toplandılar. Ben iki hurma dalı arasındaki salıncakta sallanırken annem beni oradan indirip eve getirdi. Saçlarımı düzeltti ve biraz su ile yüzümü sildi. Beni kapının yanına kadar götürdü. Heyecanım yatışıncaya kadar beni orada durdurdu. Sonra içeriye soktu. Resûlullah bizim evdeki sedirin üzerinde oturuyordu, annem beni onun yanına oturttu ve: “Bu senin eşindir. Allah onu sana, seni de ona hayırlı kılsın.” diye dua etmiştir.32

Kadın ve erkekler kalkıp evden çıktılar. Resûlullah burada benimle zifafa girdi. Benim düğünümde ne bir deve, ne de bir koyun kesilmedi. Ben o vakit dokuz yaşındaydım. Sa'd b. Ubâde de Resûlullah, büyük bir kapla düğün yemeği göndermiştir.

Hz. Aişe ince yapılı, büyükçe gözlü, dalgalı saçlı, pembe beyaz yüzlü, tatlı bir gelin olmuştu. Gelin olunca yeni evine taşındı. Bu ev kerpiç ve hurma dalları kullanılarak, mescidin etrafına yapılmış odalardan birisi idi. Odanın tabanında bir hasır serili, onun üstünde de içi hurma lifi dolu deri bir yatak vardı. Kapı olarak kıldan

30 Akgül, Saliha, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat, Gül Yurdu Yayınları, İzmir, 2007, s. 58.

31 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. II, s. 678.

(21)

örülmüş bir perde asılmıştı. Bu sade ve mütevazı evde Aîşe kalabalık zevcelerden biri olarak yaşamını devam ettirmeye başladı. Aynı şekilde Resûlullah’ın ve İslâm'ın hayatındaki yüce mevkiini de almaya başlamıştı.33

İslam tarihinde Hz. Aişe’ye çokça yer verilir. Hz Muhammed’in eşi ve müminlerin annesi olmasının yanında ilmi ve kişiliğinin de bunda çok önemli bir payı vardır.

İslam tarihinde Hz. Aişe ile ilgili anlatılan olayların en önemlisi “ ifk hadisesi”dir. Bazı sahabiler asılsız iddialar ve dedikodular ortaya atarak, Hz. Aişe’yi çok zor bir durumda bırakıp onu üzmüşlerdir. Bu durum eşi Hz. Muhammed’i de çok zor durumda bırakmıştır. Yüce Allah’ın konu ile ilgili ayetler indirmesi üzerine hem Hz. Aişe’nin temizliğini ve suçsuzluğunu teyid edilmiş hem de Hz. Muhammed sıkıntıdan kurtulmuştur.34

Hz. Aişe İslam’ın birçok hükmünün özellikle kadınlarla ilgili konuların açıklayıcısı olmuştur. Bu açıklamaları Müslüman toplumlara intikal etmesine çok büyük katkı sağlamıştır. Çok zeki ve feraset sahibi birisidir. Evlenmeden önce Resulullah Efendimiz’e sorduğu bir takım sorularla onu kendisine hayran bırakmıştır. Çok sayıda hadis rivayet etmiştir.35

Müminlerin annesi Hz. Aişe gerek sağlığında gerekse ölümünden sonra sahabelerden büyük bir ilgi görmüştür. İnsanlar birçok konuda onun görüşlerine başvurmuşlardır. Ancak Hz. Osman’ın hilafeti döneminden itibaren aktif olarak siyasete girmesi, Cemel Vakası’nın meydana gelmesinde büyük rol alması, onun saygınlığını zedelemiştir. O, Hz. Osman’ın idare şeklini beğenmediği gibi, Hz. Ali’nin de devleti yönetme şekline de karşı tavır almıştır. Cemel Savaşı’nda yaşanan üzücü hadiselerin ardından siyasetten çekilmiş ve karıştığı siyasi olaylardan pişmanlık duyduğunu belirtmiştir.36

Hayatının son günlerini hastalıkla geçiren Hz. Aişe hicretin 57 veya 58. yılında 66 yaşında iken vefat etmiştir. Baki mezarlığına defnolunan Hz. Aişe’nin cenaze

33 Abdulaziz eş-Şennavi, Nisau’s-Sahibe, Hanım Sahabiler, Thk. Tacettin, Uzun, Uysal Yayınevi, C. III, Konya, 1990, s. 36-69.

34 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 197. 35 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 198.

(22)

namazını Ebu Hureyre kıldırmıştır.37 Vasiyet ettiği gibi gece karanlıkta ışıklarla

aydınlatma sağlanarak Peygamberimizin diğer hanımlarının yanına gömülmüştür. 38

I.IV.IV. Hz. Hafsa binti Ömer

Hafsa, Adiy Kabilesine mensup, Hz. Ömer’in kızıdır. Annesi de ilk dönem sahabilerinden Zeynep binti Mazun’dur. Önce Huneys b. Huzafe ile evlenmiş ve pek erken bir devirde islam’a girerek Müslüman olduğundan Habeşistan’a göç etmek durumunda kalmıştır. Kocası Huneys Bedir Savaşı’na katılmış, Uhud Savaşın’da şehit olmuştu.39 Hafsa bu sırada 22 yaşındadır. Bunun üzerine Hz. Ömer kızını yeniden

evlendirmek istemiştir. Hz. Ömer önce kızını hanımı Rukiye’nin vefatıyla dul kalan Mekke’nin ileri gelenlerinden zengin bir tüccar olan Hz. Osman’a teklif etti. Fakat o bunu kabul etmemiştir. Daha sonra Hz. Ebubekir’e teklif etmiş. O da kabul etmeyince Resulullah’a şikâyete gitmiştir. Resulullah da kendisinin Hafsa ile evleneceğini bildirerek hem Hz. Ömer’i hem de Hafsa’yı çok sevindirmiştir.40

İleri görüşlü ve eğitimli bir aileden gelen Hafsa, o dönemin okuma-yazma bilen sayılı hanımlarından birisidir. O Resulullah’ın yaptığı ve söylediği şeyler hakkında bize çok sayıda hadis nakletmiştir.41 Resulullah’ın ölümünden sonra uzun yıllar yaşamıştır.

Muaviye’nin hilafeti döneminde hicri 45 yılının Şaban ayında Medine’de vefat etmiştir.42

I.IV.V. Hz. Zeynep binti Huzeyme

Huzeyme’nin kızı olan Zeynep, Mekke’ye gelip yerleşmiş Necdli bir hanımdır. Mensubu olduğu Amir ibn Sa’sa’a kabilesi, o devirde Arabistan’ın en güçlü kabilesi idi. İslam’ın ilk dönemlerinde yaşanan bazı olaylardan dolayı bu kabile ile aradaki husumetin giderilmesi gerekiyordu. Bunun için de Resulullah Efendimiz Hz. Zeynep ile evlenmiştir.43 Zeynep, önce amcasının oğlu Cehm İbnu'I-Harîs el-Hilâlî ile daha sonra

ise Ubeyde İbnu'I-Harîs İbn Abdi'l-Muttâlib ile evlendi.44 Başka bir rivayete göre ise

37 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 198.

38 Abdulaziz eş-Şennavi, Nisau’s-Sahibe(Hanım Sahabiler), C. III, s. 36-69. 39 Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat , s. 113. 40 Abdulaziz eş-Şennavi, Nisau’s-Sahibe(Hanım Sahabiler), C. III, s. 70-77. 41 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. II, s. 679.

42 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 198.

43 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. 2, s. 680.

(23)

Zeyneb binti Cahş’ın erkek kardeşi Abdullah b. Cahş ile evlendi.45 İkinci eşinin Uhud

Savaşın’da şehit olması üzerine Zeynep dul kaldı. Hz. Zeyneb’in Resulullah ile evliliği üç ay sürmüştür. Zeynep, 30 yaşında vefat etmiştir. O çok cömert, iyiliksever olduğu için İslam’dan önceki devirde bile “Ümmü’l Mesakin” yani fakirlerin annesi lakabıyla anılıyordu.46

I. IV.VI. Hz. Ümmü Seleme

Adı Hint binti Ebu Ümeyye olup, Mahzun Kabilesi’ndendir. Babası Ebu Ümeyye b. Muğire, annesi de yine aynı kabileden olan Atike binti Amir’dir. Ümmü Seleme ve ilk eşi Ebu Seleme daha ilk devirlerde İslamiyet’i kabul ettiler. Eşiyle beraber Habeşistan’a hicret etmiş olan Ümmü Seleme çocuğunu orada doğurmuştur. Daha sonra Medine’ye hicret etmek üzere dönüş yolu üzerinde Mekke’ye uğramışlardır. Ancak kendisinin ve eşinin akrabaları onların Medine’ye gitmelerine engel olmuştur. Mekke’de kaldığı süre içinde iki aile ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. O, her sabah Safa tepesi üzerine çıkıyor, Kâbe’ye doğru dönerek kendisini burada tutan akrabalarına beddua ediyordu. Akrabaları da intikam almak amacıyla Ümmü Seleme’nin çocuğunun kolunu çıkaracak kadar ileriye gittiler. Onun bu ardı arkası kesilmeyen isyanları üzerine onların Medine’ye gitmelerine izin verdiler. Hicri 3. yılda kocası Uhud’da şehit oldu. Bu duruma çok üzülen Ümmü Seleme bir yıl boyunca ağladı. Resulullah onun bu durumuna üzüldü ve ilerlemiş yaşına, birçok çocuğunun bulunmasına rağmen ona çok sevdiği kocasının acısını unutturmak için evlilik teklif etti. Hicri 61. yılda vefat etti. Kendisi şair bir hanımdı. Okuma yazması vardı. Bize Hz. Muhammed’in öğretim ve tebliğleri ile ilgili birçok hadis nakletmiştir. Habeşistan’da dünyaya gelen kızı Zeyneb’in sonradan büyük bir hanım hukukçu olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.47

I.IV.VII. Hz. Zeyneb binti Cahş

Cahş’ın kızıdır. Mekke’ye gelip yerleşmiş ve buranın tebaasından olmuştur. Annesi Umeyme Resulullah’ın babasının kız kardeşiydi. Resulullah’ın bu evliliği birçok tartışmaya yol açmıştır. Gerçeğin şu oldoğu anlaşılmaktadır:

45 Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat , s. 137. 46 Kazıcı, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, s. 185.

(24)

Zeynep, Hz. Muhammed’e karşı şefkatli bir muhabbet besliyordu. Gizliden gizliye bir adakta bulunmuştu. Şayet bir gün Resulullah kendisi ile nikâhlanacak olursa Allah’a şükür maksadıyla iki ay devamlı oruç tutacağına yemin etmişti. Beklediği bu haberi aldığı gün, haberi kendisine ulaştıran kimseye üzerinde bulunan bütün ziynet eşyalarını çıkarıp vermiştir. Resulullah Zeynep ile evlenmeden önce birçok evlilik yapmasına rağmen o, ümidini asla kesmemiştir. 35 yaşına kadar bekâr olarak hayatını sürdürmüştür ve işte o yaştayken Resulullah onun Zeyd b. Harise ile evlenmesini talep etmiştir mecburiyeti ile karşı karşıya bırakmıştı. Belli ki o, hiç kimseye bu adağından bahsetmemiştir.

Zeyd’den boşanmasının ardından Resulullah’ın onunla nikâhlanmak istediğine dair haberi alır almaz, daha bu haberi kendisine getirene cevabı vermeden, hemen doğrulup Allah’a şükür namazı kılmıştır. Diğer taraftan ise Resulullah, azatlı kölelerin yaşam hakkını zora sokan her türlü gelenek ve göreneğe bağlı yasaların ortadan kaldırılmasına iyice karar vermiş bulunuyordu. İşte verdiği talimat üzerine Zeyneb, Hz. Muhammed’in azatlı kölesi ve evlat edindiği Zeyd b. Harise ile evlenmişti. Fakat ikisi geçinemediler. İki taraf da birbirine karşı sinirli davranıyorlar ve sık sık acı sözler sarfediyorlardı. Resulullah’ın aralarını bulmaya çalışmasına rağmen Zeyd, onu boşamak istiyordu ve sonunda Zeyd, Zeyneb’i boşadı. Bundan birkaç ay sonra Allah, Resulullah’a Zeyneb ile evlenmesini emreden ayeti indirilmiştir. Kur’an-ı Kerim bu ayetiyle evlenme yasaklarına dair konularda öz oğulla evlat edinilmiş kimseleri bir tutan örf ve âdetin değiştirilmesini hedef almıştı. Evlat edinilmiş oğlun boşanmış veya dul kalmış karısının kayınpederi ile evlenmesi yasak idi. Bu gelenek Müslümanlar üzerinde çok tesirliydi. İşte Resulullah Efendimiz bu etkiyi silmek için Zeynep binti Cahş ile evlenmiştir. Bu evlilik hicri 3. yıla rastlamıştır. Resulullah’ın bıraktığı dul olarak bıraktığı eşlerinden ilk olarak vefat eden validemizdir. Kendisi elinden çok iyi iş gelen, iyi deri tabaklamasını ve deriden eşya imal etmesini iyi bilen bir hanımdı.48 Ancak bu

evlilik çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Ahzab suresinin 5 ve 37. Ayetlerinin faklı yorumlanması bu farklılıkların başlıca nedenleridir. Fakat bu konuya sosyal, psikolojik ve kültürel açıdan bakılırsa daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyiz.

(25)

I.IV.VIII. Hz. Cüveyriye binti Haris

Hicretin 5. veya 6. yılında Hz. Peygamber Mustalikoğullarının kendisine karşı asker topladıklarını ve Huzaa kabilesiyle işbirliği yaptıklarını öğrenmişti. Prensip olarak Resulullah kendisine bir kavmin saldıracağını öğrendiği zaman, onların saldırmalarına fırsat vermeden kendisi onları bastırmıştır. Hz. Peygamber Medine’den çıkarken yerine vekil olarak Ebu Zer el-Gıfari’yi bırakmıştı. Sahabeden 700 civarında kişiyle Mustalikoğullarına doğru yola çıkmıştı.49 İki ordunun karşılaşması sonucu

Mustalikoğulları yenilmiştir. Bu gazvenin sonunda kabile reisinin esir edilen kızını Resulullah kendi hissesine almış ve sonra da onunla evlenmiştir. Bunun üzerine Müslümanlar da diğer Mustalikoğulları esirlerini serbest bırakmışlardır. Bu haber kabile reisi Haris’e ulaşınca Medine’ye gelmiş ve Müslüman olmuştur.50

Cüveyriye validemiz 65 yaşları civarında vefat etmiştir. Resulullah ile evlendiğinde 20 yaşındadır. Resulullah’ın yaşı ise 58’dir. Allah Resulu ile evliliği altı yıl sürmüştür.

I.IV.IX. Hz. Safiye binti Huvey

Hz. Safiye ile ilgili bilgiler çalışmamızın ana konusu olduğu için ilerleyen bölümlerde anlatılacaktır.

I.IV.X. Hz. Ümmü Habibe

Ümmü Habibe, Ebu Süfyan’ın kızıdır. Asıl adı Remle olup kızı Habibe’den dolayı Ümmü Habibe olarak künyelenmiştir. Babasının aksine İslam ile daha erken tanışmıştır. Babasının ve çevresinin baskılarına dayanamayarak kocası Ubeydullah b. Cahş ile Habeşistan’a hicret etmek durumunda kalmıştı. Burada bir kız çocukları olmuş adını da Habibe koymuşlardı.51 Alkol alışkanlığına sahip olan kocası, Habeşistan’da

İslam dinini terk ederek, Hıristiyanlığı benimsemiş ve kısa bir süre sonra burada ölmüştür. Kocasının, üzerinde gösterdiği baskılara rağmen kendisi inancından asla taviz vermemiştir. Muhtemelen Habeşistan kralı Necaşi’nin huzuruna Resulullah tarafından bir elçi gönderildiğinde, Ümmü Habibe’nin İslam noktasında göstermiş olduğu sabır ve tahammül haberi Medine’ye kadar ulaşmış ve bundan son derece hoşnut olan Resulullah, Habeşistan’a özel bir elçi göndererek, şayet o da razı olursa Ümmü Habibe

49 Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat, s. 189. 50 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 199.

(26)

ile kendisinin nikâhını gıyaben kıymasını ve onu da beraberinde alıp Medine’ye getirmesini emretmişti. Bu Ümmü Habibe’nin iman noktasında göstermiş olduğu bağlılığın bir ödülü olmuştur. Bu olay tahminen hicretin 8. yılında vuku bulmuştur.52

Evlilik haberini duyan Ebu Süfyan memnuniyetini şöyle ifade etmiştir:53 “Bu erkeği

beyninde bir yumrukla devirmek mümkün değil.” Hz. Muhammed bu izdivaç sayesinde Haşimilerle ezeli husumet içinde olan Ümeyyeoğulları ile sıhrî bağlar kurmuş ve Mekke’nin reisi Ebu Süfyan’ın da damadı olmuştur. Hicri 59. yılda vefat etmiştir.54

Resulullah ile evlendiğinde 30 yaşındadır. Peygamberimizin yaşı ise 60 civarındadır. Dört yıla yakın beraberlikleri olmuştur.

I.IV.XI. Meymune binti Haris

Peygamberimizin amcası Abbas’ın baldızıdır. Aynı zamanda Halid b. Velid ve İbn Abbas’ın teyzesidir. İslamiyet’ten kısa süre önce Mesud b. Amr es-Sakafi ile evlendi. Bir süre sonra ondan ayrıldı. Daha sonra Ebu Ruhm b. Abdu’l-uzza adındaki biriyle evlendi. O da bir süre sonra vefat edince dul kaldı.55

Resulullah hicri 7. yılda Umre için Mekke’ye gittiğinde Meymune binti Haris ile nikâhlandı. O sırada Meymune 36 yaşında idi. Bu evliliğin iki sebebi vardır. Birincisi; Meymune’nin sekiz kız kardeşi çeşitli kabilelerin ileri gelen kişileriyle evlenmişlerdi. İkincisi ise Resulullah’ın Mekke ile arasındaki ilişkilerinde bir yumuşama ve uzlaşma meydana getirmek için olmuştur. Kendisi Mekke’ye Hudeybiye Antlaşması’nın kendisine vermiş olduğu haktan dolayı orada bulunuyordu. Antlaşmaya göre şehri üç geceden sonra terk etmesi gerekiyordu. Müslümanların burada kalacaklarını tahmin eden Mekkeliler şehri tamamen boşaltmışlardı. Üç günün ardından Mekkeliler bir elçi göndererek artık şehri boşaltıp gitmelerini istedi. Resulullah da elçiye şunları söyledi: “Şayet bizim burada fazla kalmamıza müsaade etsen sana ne zararı olur? Şu anda yeni nikâhlanmış bulunuyorum. Büyük bir düğün tertipleyeceğim, sizi de davet ediyorum.” Meymune’nin vefat tarihinde ihtilaf olmakla beraber 671 yılında vefat ettiği yaygın bir rivayettir.56

52 Hamidullah, İslam Peygamberi C. II, s. 685. 53 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 199.

54 Hizmetli, İslam Tarihi, s. 200.

55 Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat, s. 220-221. 56 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. II, s. 687.

(27)

I.IV.XII. Hz. Mariye

Mısırlı olup Hristiyan bir hanımdır. Bazı yazarların Belirttiğine göre o Kıpt soyundandı. Kız kardeşinin verdiği bilgiye göre ise İran asıllı idi. Resulullah, hicri 7. yılda Mısır’daki “Koptların Büyük Başkanı” na İslam’a davet için bir mektup yazmıştı. Resulullah’ın bu mektubuna karşılık olarak mektup yazan Mısır başkanı birçok hediye ile birlikte bu köle kadını da hediye olarak göndermişti. Resulullah, bu hediyeleri kabul etmiş ve İslam’ı seçen Mariye ile evlenmiştir. Resulullah’ın Mariye’den İbrahim adında bir oğlu olmuştur. Fakat İbrahim küçük yaşta iken vefat etmiştir.57

I.IV.XIII. Hz. Reyhane

Medine’deki Yahudi kabilelerinden biri olan Beni Kurayzalı bir hanımdır. Hicretin 5. yılında Kurayza kabilesi ile yapılan savaşın sonunda O, ganimet olarak Hz. Muhammed’in hissesine düşmüştür. Bir sürelik tereddütün ardından İslam ile müşerref olmuştur. Bunun üzerine Hz. Muhammed ona evlilik teklifinde bulunmuş ve böylece hür bir kadın statüsünü elde edeceğini ifade etmiştir. Ancak o şu cevabı vermiştir: “Beni nikâhın altına almaktansa cariyen olarak muhafaza et. Zira hür Müslüman kadınlar gibi başıma örtü ve yüzüme peçe takmak istemediğim için cariye kadın olarak kalmak isterim.” Peygamberimiz onun bu teklifine rıza göstermiş, Medine’nin içine bile gelmeyip eski evinde kalmıştır. Resûlullah Veda Haccı’ndan döndükten sonra hicri 10. yılda vefat etmiştir. 58

Hz. Peygamber, on iki hanımını bir arada nikâhı altında bulundurmuştur. Vefatı esnasında ise nikâhı altında dokuz hanımı vardı. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’in hanımlarının müminlerin anneleri oldukları zikredilmektedir. Bu sebepten ötürü müminlerin Hz. Peygamber’in ölümünden sonra onun eşleriyle asla evlenemeyecekleri hükmünü getirilmiştir.59

57 Mustafa Sadık Vicdani, Peygamberimiz Niçin Çok Evlendi, Bedir Yay., İstanbul, 1998, s. 50. 58 Hamidullah, İslam Peygamberi, C. II, s. 690-691.

(28)

1. HZ. SAFİYE’NİN HZ. PEYGAMBER İLE EVLENMEDEN ÖNCEKİ HAYATI

1.1. Hz. Safiye’nin Çocukluk ve Gençlik Dönemi 1.1.1. Hz. Safiye’nin Nesebi

Hz. Safiye miladi 610 yılında Medine’de dünyaya geldi. Babası o dönemde Medine’de bulunan üç Yahudi kabilesinden biri olan Beni Nadir’in reisi Huyey b. Ahtab’dır. Kaynaklarda geçtiği şekliyle soyu şöyledir: “Safiye binti Huyey b. Ahtab b. San’a b. Sa’lebe b. Ubeyd b. Kâ’b b. Ebî Habîb b. El-Hazrec b. Ebi Habib b. En-Nadir b. En-Nehham b. Yenhüm.”60 Hz. Musa’nın kardeşi Harun b. İmran’ın soyundan olan Lavey b. Yakub’un torunudur.61 Annesi ise diğer bir Yahudi kabilesi Benî Kureyza’ya

mensup olan Berre binti Samuel’dir.62 Yani Hz. Safiye hem anne hem de baba tarafından Yahudi soyundan gelmektedir. Hamidullah’ın eserindeki bilgiye göre asıl adı Zeynep’tir.63 Araplar arasında ganimet paylaştırılırken lider veya hükümdarın hissesine

düşen ganimet malının en iyi kısmına “Safiyy” deniliyordu. Hz. Safiye’de Hayber savaşında Hz. Peygamber’in hissesine düşen kısım olduğu için kendisine “Safiye” denilmiştir.

1.1.2. Hz. Safiye’nin Çocukluğu ve Gençliği

Hz. Safiye’nin çocukluğu ve gençliği hakkında incelediğimiz kaynaklarda; Ziya Kazıcı’nın “Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri’’, Muhammed Hamidullah’ın “İslam Peygamberi’’, İbrahim Sarıçam’ın “Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı’’ İbn Sad “Tabakat”, İbn Kesir “el-Bidaye ve-nihaye”, İbn Esir “Üsdü-l Ğabe fi Ma’rifeti’s

60 Sabuncu Ömer, “Hz. Peygamber’in Hanımı Hz. Safiye’nin Hayatı ve Kişiliği”,İstem Dergisi,Sayı 28, 2016, s. 312-313.

61 İbnü’l Esir, Üsdü’-Ğabe fi Ma’rifeti’s-Sahabe, C. VII, Kahire, 1970, s. 168; İbn Sa’d , Tabakat,C. X, s. 116; Stephen and Nandy Ronart, CEAL ( Concice Encyelopaedia of Arab Civiliz.), Amsterdam, 1959, s. 457; el-Bûti, Fıkhu’s Sire, s. 347-349; Yücel, İrfan, Peygamberimizin Hayatı, DİB Yay.,Ankara, 1998;Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat, s. 198; Mevlana Şibli Numani,Son Peygamber Hz. Muhammed, C. II, s. 671; Hamidullah, İslam Peygamberi, C. II, s. 686; Sarıçam, Hz. Peygamber ve Evrensel Mesajı, s. 233; Şehabeddin Ahmed b. Abdulvehhab Nuveyri, Nihayet’ül Arab, s. 186-187; Shorter Encylopaedia of İslam, Leiden E. J. Brill, 1953.

62 Apak, Adem, “Müminlerin Annesi Hz. Safiye”, Diyanet Aylık Dergi, Temmuz, 2011, Sayı 247, s. 62; Kazıcı, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı veEşleri, s. 29; Sabuncu Ömer, “Hz. Peygamber’in Hanımı Hz. Safiye’nin Hayatı ve Kişiliği”, İstem Dergisi, Sayı 28, 2016, s. 312-313.

(29)

Sahabe” gibi temel kaynaklarda aydınlatıcı bilgilere rastlayamadık. Bu nedenle yetiştiği çevrenin ve sosyal hayatın genel bir çerçevesinin ortaya konması, Hz. Safiye’nin çocukluk ve gençlik dönemini öğrenmede kolaylık sağlayacaktır.

Bi’set yılında doğmuş olan Hz. Safiye’nin çocukluk ve gençlik dönemi İslam’ın tebliğinin ve yayılışının ilk yıllarına rastlamaktadır. Safiye’nin hayatının ilerleyen dönemlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için hicret öncesi Medine’nin sosyal, kültürel ve dini yapısına bakmak faydalı olacaktır.

Hicretten önce Medine’de Kurayza, Kaynukâ ve Nadiroğulları’ndan oluşan Yahudi kabileleri ile kökenleri Güney Arabistan olan Evs ve Hazrec olmak üzere Arap kabileleri bulunuyordu. Bunlar yerleşik bir hayat yaşıyorlardı. Bu kabileler arasında zaman zaman savaşlar oluyordu. Savaşların yanı sıra bazen bir takım siyasi gayelerle birbirleriyle müttefik oldukları zamanlar da oluyordu. Arap kabilelerinin birbirlerine karşı Yahudi kabileleriyle işbirliği yapmaları da rastlanılan durumlar arasındaydı. Evs kabilesi, Kurayza ve Nadiroğulları ile Hazrec kabilesi de Benî Kaynuka ile ittifak kurmuştu.64

Sosyal, kültürel ve ahlaki alanlarda kabile gelenekleri hâkimdi. Arap kabileleri ve Yahudiler birbirlerinden tamamen kopuk bir şekilde yaşamıyorlardı. Bu nedenle bu kabilelerin birbirlerinden etkilenmemeleri düşünülemezdi.65

Medine’de yaşayan Arap kabilelerinin kadına bakışı, kadının toplumdaki yeri, burada bulunan Yahudilerin de kadına bakışını ve Hz. Safiye’nin yetiştiği çevrenin nasıl olduğunu ortaya koymaktadır. O dönemde toplumda birden fazla kadınla evlilik çok yaygındı. Vefat eden bir adamın ne hanımı ne kızı ne de küçük çocukları mirastan pay alabiliyordu. Mirası sadece ergenlik çağına girmiş, savaş anında savaşacak yeterliliğe sahip eli silah tutan erkek çocukları bulunabiliyordu.66 Bunun yanı sıra toplumun ileri gelen, soylu ailelerin kızları halk tabakasındaki erkeklerden daha seçkin bir konumda yer alabiliyorlardı.67 Hz. Safiye ‘de Medine’nin ileri gelen Yahudi kabilelerinden Beni

Nadir ve Beni Kurayza’dan olup, babası da bu kabilelerden Beni Nadir’in reisi idi. Onu bu bağlamda değerlendirdiğimizde Medine toplumunda kadının sosyal statüsünden daha farklı bir konumda olduğunu söyleyebiliriz. O, sıradan birisi değil, bir kabile reisinin

64Sarıçam, Hz. Peygamber ve Evrensel Mesajı, s.129. 65 Sarıçam, Hz. Peygamber ve Evrensel Mesajı, s.132. 66 Sarıçam, Hz. Peygamber ve Evrensel Mesajı, s.132.

67 Kotan, Sehal Deniz, Medine Dönemi Sosyal Yaşantısında Kadının Konumu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007, s. 1.

(30)

kızıydı ve onun soyu Hz. Musa’ya dayanmaktaydı. Bu haliyle toplumdaki diğer kadınlardan daha ayrıcalıklıydı.

Hz. Peygamber Medine’ye hicret ettiğinde Safiye annemiz henüz küçük bir çocuk idi. Yahudilerin kendi kitaplarında böyle bir peygamberin geleceğinden haberdar olmasına rağmen onlar Allah’ın gönderdiği peygamberi kabul etmiyor; ona karşı kin ve düşmanlık besliyorlardı. Hz. Safiye bu durumla ilgili çocukluğunda yaşamış olduğu bir olayı şöyle anlatmaktadır:

“ Ben, babam ile amcam Ebû Yâsir’in en sevgili çocuğu idim. Onlarla karşılaştığımda diğer bütün çocuklarından önce benimle ilgilenirlerdi. Resûlullah Medine’ye geldikten sonra bunları bir düşünce aldı. Onların eve dönüşü, güneşin batıp karanlık çökmüş gibi bir hava getirdi. Eve gelirken sanki düşeceklermiş gibi yalpalayıp geldiler. Her zaman yaptığım gibi onları neşelendirmek istedim. Allah’a yemin ederim ki, üzüntülerinin çokluğundan yüzüme bile bakmadılar. Ancak Ebu Yâsir’in babama şöyle sorduğunu işittim:

“ O, o mudur? ’’ Babam cevaben:

“ Evet, Allah’a yemin ederim ki odur.’’ Bunun üzerine amcam:

“ Onu tanıyor ve sıfatlarını tespit edebiliyor musun? ’’ Babam:

“ Evet’’ dedi.

Konuşmanın burasında amcam tekrar:

“ Ona karşı nefsinde ne hissediyorsun? ’’ diye sordu. Babam cevap verip:

“ Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece ona karşı düşmanlık duyacağım’’ dedi.68

Hz. Safiye’nin anlattığı bu olaya bakacak olursak, onun gençlik dönemi ailesinin İslam dinine karşı verdiği mücadele ile geçtiğini söyleyebiliriz.

Safiye annemizin bir erkek kardeşinin olduğu ve onun Kurayza Gazvesi’nde öldürüldüğü bilgisine rastlanıldı. Fakat onun ismine dair ya da hakkında ayrıntılı bir bilgiye ulaşılamadı.69

(31)

1.2. Hz. Safiye’nin Evlilikleri

1.2.1. Hz. Safiye’nin Sellam b. Mişkem el-Suradi ile Evliliği

Safiye annemiz evlilik çağına geldiğinde kendi kabilesi olan Benî Nadir’in ileri gelenlerinden Sellam b. Mişkem ile evlendi.70 Fakat bir süre sonra ondan boşandı. Hz.

Safiye’nin bu evliliği yaptığı sırada kaç yaşında olduğunu bilmemekteyiz. Bu evliliğin ne kadar sürdüğü ve neden boşandığına dair bir bilgiye İbn Sa’d “Tabakat”, İbnü’l Esir’in “Üsdü-Ğabe” gibi temel kaynaklarda rastlayamadık.

1.2.2. Hz. Safiye’nin Kinane b. Übeyy el–Hakik ile Evliliği

Hz. Safiye ikinci evliliğini Hayber kalelerinden Kamus kalesi komutanı Kinane b. Rebi Ebi’l Hukayk ile yapmıştır.71 O, peygamberimiz Hayber’e gelmeden birkaç gün

önce Kinane ile evlenmiştir. Kinane, onun için develer boğazlatıp, yahudilere ziyafet vermiştir ve Sülalim bölgesine gelin olarak götürmüştür.72 Hayber savaşında Kinane’nin

öldürülmesiyle dul kalmıştır. Yani bu evlilik çok kısa sürmüştür. Başka bir rivayete göre ise Hz. Safiye’nin Kinane ile evliliği iki ay sürmüştür. Hz. Safiye bu sırada on yedi yaşındadır. Kinane ile kısa süren bu zaman zarfında mutlu bir evliliği olmamıştır.73

Kinane b. Rebi Ebi’l Hukayk’ın öldürülme olayı şöyle vuku bulmuştur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kinane, Kamus kalesinin komutanı idi ve burada yaşıyordu. Burası sağlam bir kale idi. O, zengin birisi olduğu için kendi adamları vardı. Savaş sırasında onunla birlikte bulunan Yahudiler kalenin kapılarını kapattılar ve uzun bir süre dışarı çıkamadılar. Hz. Peygamber burayı on dört gün boyunca kuşattı. Sonra buraya mancınıkla taş atmaya başladı ve Kinane b. Rebi Ebi’l Hukayk savaşçılarıyla Kamus kalesinin önüne çıktı, ok atmaya hazırlandı. Fakat elleri titremeye başlayınca savaşçılarına ok atmamalarını söyledi. Sonra Şemmah isimli bir Yahudi’yi barış yapmak için Hz. Peygambere gönderdi. Sahabeler Şemmah’ı Hz. Peygamber’e getirdi.

69 Akdoğan, Leyla, Huyey b. Ahtab, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2007, s. 18; Sabuncu, “Hz. Peygamber’in Hanımı Hz. Safiye’nin Hayatı ve Kişiliği”, s 313.

70 Kazıcı, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, s. 279; Apak, “Müminlerin Annesi Hz. Safiye”, s. 62; Hizmetli, İslam Tarihi, s. 200; Akgül, Saadet Hanesinin Bahtiyar Gülleri Ezvac-ı Tahirat, s. 200; Temir, Fatma, Siyer-i Nebi Canım Peygamberim Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v.), s. 310; İbn Sa’d ,Tabakat, C. X, s. 117; Abdulaziz eş-Şennavi, Nisau’s-Sahibe(Hanım Sahabiler),C. III, s. 133-141; İbnü’l Esir, Üsdü-l Ğabe, C.VII, s. 168.

71 İbn İshak, es-Siretün-Nebeviyye, thk. Ahmed Ferit Mezidi, C. I, Beyrut, 2004,s. 284; Kazıcı, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, s. 279; Abdulaziz eş-Şennavi, Nisau’s-Sahibe(Hanım Sahabiler), C. III, s. 133-141; İbnü’l Esir, Üsdü-l Ğabe, C.VII, s.168;İbn Sa’d ,Tabakat, C. X, s. 117.

72 Köksal, İslam Tarihi, C. VI, s. 98-100.

73 Mohammed Hanif Haidary, Sebep ve Sonuçlarıyla Hayber Gazvesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2011, s. 64.

Referanslar

Benzer Belgeler

Allah Resûlü (s.a.s.), muhataplarından müsamaha beklemeden önce kendisi müsamahakâr olmuş ve bu hususta ümmetine şu şekilde tavsiyede bulunmuştur: “Müsamahakâr ol

Peygamber’in sık sık onun yanına gitmesine şahit olan Peygamber eşleri durumdan rahatsız olunca biraz daha uzak yere taşındı.. Peygamber’in onu Âliye’ye

ilk defa insanlan islam'a davet ettiginde nasll insanlardan bir insan olarak miiteva.zt idi ise, Mekke'nin fatihi olarak Kabe'ye girdiginde de ayru tevazuya sahipti. Bu da

13 Allah’ın varlığı hakkında (O’nu kim yarattı? Nasıl oluştu? vb) 11 Allah'ın varlığının kanıtının olup olmadığı hakkında (Somut delil) 11 Cinlerin musallat olup

6 Bu ayette ifade edilen “nazar” eyleminin eğitsel açıdan taşıdığı değere dair ayrıntılı bilgi için bkz.. peygamber haricindeki kişilerin söz

dınları kapsayacak şekilde kullaruldığı halde seby erkekler hak- kında kullarulmaz. İslam hukuk kaynaklarında da bu iki kelime an- lam farkları muhafaza edilerek

Muhammed’in ve İslam’ın güç kazandığını belirten yazar, daha sonra kabilesine karşı boykot uygulandığından ve iki büyük kaybı olan Ebû Talib ve eşi

lik kazanmalarına yardımcı olmak, eğitim ve öğretimleriyle ilgilen- mek, öz evlatlar için reva görülenleri yetimler için de reva görmek olarak ifade edilebilir. İyi bir