• Sonuç bulunamadı

Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihleri: Artvin İli Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihleri: Artvin İli Örneği"

Copied!
104
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN GİYİM TERCİHLERİ:

ARTVİN İLİ ÖRNEĞİ

MELEK SUSUZLU ÖZTÜRK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)
(3)
(4)

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN GİYİM TERCİHLERİ:

ARTVİN İLİ ÖRNEĞİ

MELEK SUSUZLU ÖZTÜRK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(5)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Melek

Soyadı: SUSUZLU ÖZTÜRK Bölümü: Aile ve Tüketici Bilimleri İmza:

Teslim Tarihi:

TEZİN

Türkçe Adı: Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihleri: Artvin İli Örneği

(6)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Melek SUSUZLU ÖZTÜRK İmza: ………

(7)

iii

JURİ ONAY SAYFASI

Melek SUSUZLU ÖZTÜRK tarafından hazırlanan “Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihi: Artvin İli Örneği” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Aile ve Tüketici Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. H.Sinem ŞANLI

(Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Gazi Üniversitesi) ...

Başkan: Prof. Dr. Nuran KAYABAŞI

(Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü, Ankara Üniversitesi) ...

Üye: Yrd. Doç. Dr. Meral BÜYÜKYAZICI

(Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı Bölümü, Gazi Üniversitesi) ...

Tez Savunma Tarihi : 15/07/2016

Bu tezin Aile ve Tüketici Bilimleri Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Ülkü Eser ÜNALDI

(8)

iv

TEŞEKKÜR

İnsanların görsel dili olarak da adlandırabileceğimiz giyim; farklı yaşayış, kültür ve değer yargılarına sahip toplumların ortak ve evrensel düşüncelerini yansıtan yegâne araçtır.

Zaman yolculuğunda giyimin gelişmesi insanlığın gelişmesine paralellik göstermiştir.Bu gelişmişlik çerçevesinde geçmişle geleceği ilişkilendiren giyimin, günümüze dek sunduğu alternatifler tüketici üzerinde "tercih" kavramının oluşmasına neden olmuştur.

Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihleri (Artvin İli Örneği) konulu tez çalışmamda araştırma konusunun seçilmesinde, araştırmanın yönlendirilmesinde ve geliştirilmesinde desteğini, ilgisini ve engin bilgilerini hiçbir zaman esirgemeyen danışman hocam Sayın Doç. Dr. H.Sinem ŞANLI' ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Anketlerimin uygulanması sürecinde yardımlarını minnetle hatırlayacağım çok kişi vardır. Bu süreçte her konuda kolaylık sağlayan Yusufeli eski Kaymakamı Sayın Cumhur DURAN Bey başta olmak üzere Artvin İl Milli Eğitim camiasına teşekkürü bir borç bilirim.

Maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen aileme, sabrı, sevgisi ve desteği ile her daim yanımda olan sevgili eşim Abdullah ÖZTÜRK' e teşekkür ederim.

(9)

v

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN GİYİM TERCİHLERİ:

ARTVİN İLİ ÖRNEĞİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Melek SUSUZLU ÖZTÜRK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz, 2016

ÖZ

Bu çalışma, ortaokul öğrencilerinin giyim tercihlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla Artvin’in Merkez, Yusufeli, Hopa, Ardanuç, Şavşat, Arhavi, Borçka ve Murgul ilçelerinde bulunan toplam 8 ortaokulda öğrenim gören 166’sı kız, 132’si erkek toplam 298 ortaokul öğrencisi üzerinde araştırma gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırmadan elde edilen sonuçlara göre ortaokul öğrencileri giyimlerinde en çok modaya ve rahatına önem vermektedir. Ayrıca giyim tarzları ruh haline göre değişmekle birlikte kendilerine özeldir. Kıyafet satın alımları ise çoğunlukla mevsim sonunda yapılmaktadır. Kıyafet tercihinde en çok arkadaşlardan etkilenilmektedir. Ayrıca kızlar kıyafet tercih ederken en çok renk uyumuna, rahatlığa, modaya, yakışanı giymeye, vücuduna uygunluğuna dikkat etmektedir. Erkekler ise bütçe uygunluğuna, arkadaşlarınınkilerle benzerliğe ve çevresindekilerin görüşlerine dikkat etmektedir.

Anahtar Kelimeler : Moda, giysi, giyim tarzı, giyim tercihi, giysi satın alma Sayfa Adedi : 85

(10)

vi

CLOTHING PREFERENCES OF SECONDARY SCHOOL

STUDENTS: ARTVİN SAMPLE

(Master's Thesis)

Melek SUSUZLU ÖZTÜRK

GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

July, 2016

ABSTRACT

This study has been made to determine clothing preferences of secondary school students. For this purpose, a research has been made with 166 girls and 132 boys and total of 298 secondary school students in 8 secondary school in counties of Artvin which are Merkez, Yusufeli, Hopa, Ardanuç, Savşat, Arhavi, Borçka and Murgul. As a result, secondary school students give weight to fashion and comfort. Also, their style is private although depends on their mood. The purchases of clothing is usually made at the end of the season. Choice of clothing is influenced the most by friends. Also, boys give attention to budget, similarity of their friends dress and opinions of those around him while girls give attention to comfort, color scheme, fashion, suitability to body and to wear which suits.

Key Words : Fashion, clothes, style, clothing preference, purchasing clothes

Page Number : 85

(11)

vii

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii TABLOLAR LİSTESİ ... x

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xiv

BÖLÜM 1 ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Amaç ... 2 1.3. Önem ... 2 1.4. Varsayımlar... 2 1.5. Sınırlılıklar ... 3

1.6. İlgili Yayın ve Araştırmalar ... 3

BÖLÜM 2 ... 5

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5

2.1. Ergenlik ... 5

2.1.1. Çocukluk ve Ergenlik Kavramı ... 6

2.1.2. Ergenlikte Bilişsel Gelişim ... 8

(12)

viii

2.2. Giyim Tercihi ... 11

2.2.1. Giyim Kavramı ... 11

2.2.2. Giyimde Moda ... 14

2.2.3. Ergenlik ve Giyim ... 15

2.2.4. Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihlerine Etki Eden Faktörler ... 16

2.2.4.1. Fiziksel Faktörler... 16 2.2.4.2. Psikolojik Faktörler... 17 2.2.4.3. Sosyolojik Faktörler ... 17 2.2.4.4. Ekonomik Faktörler ... 18 2.2.4.5. Aile ... 18 2.2.4.6. Arkadaşlar... 22

2.2.4.7. Kitle İletişim Araçları ... 24

2.2.4.8. Müzik ... 25 2.2.4.9. Renk ... 27 BÖLÜM 3 ... 29 YÖNTEM ... 29 3.1. Araştırma Modeli ... 29 3.2. Evren ve Örneklem... 29 3.3. Verilerin Toplanması ... 30 3.4. Verilerin Analizi ... 30 BÖLÜM 4 ... 31 BULGULAR VE YORUMLAR ... 31 BÖLÜM 5 ... 63 SONUÇ VE ÖNERİLER ... 63 KAYNAKLAR ... 66 EK 1. Anket Formu ... 70 EK 2. Özgeçmiş ... 76

(13)

ix

(14)

x

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Türkiye Nüfusu İçerisinde Gençliğin Payı (2015) ... 5

Tablo 2. Ortaokulda Okuyan Öğrenci Sayısı ... 6

Tablo 3. Erikson’un Psikososyal Gelişim Evreleri Kuramı ve Karşılık Gelen Kimlik ııııııııııııııDuygusu ... 9

Tablo 4. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı ... 31

Tablo 5. Verilen Harçlığı Giyim Alışverişinde Kullanma ve Alınan Giyim Çeşidi ... 32

Tablo 6. Giyimde En Çok Önem Verilenler ve Sevilen Giyinme Tarzı ... 32

Tablo 7. Giysi Satın Alırken Yardımcı Olan Kişiler ... 33

Tablo 8. Giysi Satın Alma Zamanı ... 33

Tablo 9. Giysi Satın Almayı Etkileyen Faktörler ... 34

Tablo 10. Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Renkler ... 35

Tablo 11. Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Desenler ... 36

Tablo 12. Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Dokuma Türü ve Hammadde Çeşidi ... 37

Tablo 13. Giysiyi Bir Başkasında Görünce Verilen Tepki ... 38

Tablo 14. Yeni Bir Kıyafet Alırken Dikkat Edilen Hususlar ... 38

Tablo 15. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Giyimde En Çok Önem Verdiklerine Göre ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 39

Tablo 16. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Sevilen Giyinme Tarzına Göre Ki-Kare Testi ... 39

Tablo 17. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Giysi Satın Alırken Yardım Aldığı Kişiye Göre ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 40

Tablo 18. Öğrencilerin Cinsiyetine Giysi Satın Aldığı Zamana Göre Ki-Kare Testi ... 41

Tablo 19. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Giysi Satın Alırken Nelerden Etkilendiklerine ııııııııııııııGöre Ki-Kare Testi ... 42

Tablo 20. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Tercih Ettikleri Desenlere Göre Ki-Kare Testi ... 43

Tablo 21. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Tercih Edilen Dokuma Türü – Hammadde ııııııııııııııÇeşidine Göre Ki-Kare Testi ... 44

(15)

xi

Tablo 21. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Tercih Edilen Dokuma Türü – Hammadde

ııııııııııııııÇeşidine Göre Ki-Kare Testi (Devamı) ... 45

Tablo 22. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Giysiyi Başkasında Görünce Verdiği Tepkiye

ııııııııııııııGöre Ki-Kare Testi ... 46

Tablo 23. Öğrencilerin Cinsiyetine ve Yeni Bir Kıyafet Alırken Dikkat Edilen

ııııııııııııııHususlara Göre Ki-Kare Testi ... 47

Tablo 24. Öğrencilerin Yaşına ve Giyimde En Çok Önem Verilenlere Göre Ki-Kare

ııııııııııııııTesti ... 48

Tablo 25. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alırken Yardımcı Olan Kişiye Göre

ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 48

Tablo 25. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alırken Yardımcı Olan Kişiye Göre

ııııııııııııııKi-Kare Testi (Devamı)... 49

Tablo 26. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alınan Zamana Göre Ki-Kare Testi ... 50 Tablo 27. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alırken Etkilenilen Kişiye Göre

ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 51

Tablo 28. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Desene Göre

ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 52

Tablo 29. Öğrencilerin Yaşına ve Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Dokuma Türü –

ııııııııııııııHammadde Çeşidine Göre Ki-Kare Testi ... 53

Tablo 30. Öğrencilerin Yaşına ve Giysiyi Bir Başkasında Görünce Verilen Tepkiye

ııııııııııııııGöre Ki-Kare Testi ... 54

Tablo 31. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giyim Alışverişinde Verilen Harçlığı

ııııııııııııııKullanmalarına Göre Ki-Kare Testi ... 56

Tablo 32. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alırken Yardımcı Olan Kişiye

ııııııııııııııGöre Ki-Kare Testi ... 56

Tablo 32. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alırken Yardımcı Olan Kişiye

ııııııııııııııGöre Ki-Kare Testi (Devamı) ... 57

Tablo 33. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alınan Zamana Göre Ki-Kare

ııııııııııııııTesti ... 58

Tablo 34. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alırken Etkilendiklerine Göre

ııııııııııııııKi-Kare Testi ... 59

Tablo 35. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Desene

(16)

xii

Tablo 36. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Dokuma

ııııııııııııııTürü – Hammadde Çeşidine Göre Ki-Kare Testi ... 60

Tablo 37. Öğrencilerin Okuduğu Sınıfa ve Giysiyi Başkasında Görünce Verilen

(17)

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

(18)

xiv

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

ABD Amerika Birleşik Devletleri MTV Music Television

(19)

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya ilişkin problem durumu, amaç, önem, varsayımlar, sınırlılıklar, ilgili yayın ve araştırmalar yer almaktadır.

1.1. Problem Durumu

Çok eski çağlardan bu yana insanoğlu barınma ihtiyacının yanında örtünme ihtiyacı hissetmekte ve bu amaçla giyinmektedir. Giyinme, her yaştan bireyin ortak ihtiyacıdır. Ancak giyinme, tarihi açıdan düşünüldüğünde yalnızca bir ihtiyaç iken, günümüzde ihtiyacın da ötesinde bir kimlik, bir gösteriş ve bir statü aracıdır. Kıyafet tercihinde ihtiyacın yanında beğeniler devreye girmiştir. Tıpkı yetişkin bireyler gibi çocuklar ve ergenler de kıyafet tercihlerinde aile, arkadaş ve ortam gibi birçok faktörlerin etkisinde kalmaktadır.

Ortaokul öğrencileri, artık çocukluktan çıkmaya başlayıp ergenliğe geçiş yapan, dolayısıyla kendi kimliği, kendi benliği, kendi tercihleri olan bireylere dönüşmektedir. Çocukluk çağında ebeveynlerinin şekillendirdiği giyim tarzı, ergenliğe geçiş ile birlikte doğrudan kendisi tarafından şekillendirilmeye başlanmaktadır. Bu noktada ergenlerin kıyafet tercihlerini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Ergenlerin içinde bulunduğu toplumdan topluma değişmekle birlikte, kıyafet tercihleri, bu tercihleri yaparken dikkate aldıkları ve önem verdikleri konular değişmektedir.

Bu çalışmada Artvin ilindeki ortaokul öğrencilerinin kıyafet tercihleri ve bu tercihleri yaparken dikkate aldıkları faktörlere ilişkin görüşlerinin neler olduğu ortaya konulmuştur.

(20)

2

1.2. Amaç

Bu çalışmanın temel amacı, Artvin ilindeki ortaokul öğrencilerinin giyim tercihlerinin belirlenmesidir. Bu amaçla giyim tercihlerinin şekillenmesi, ne giymekten hoşlandığı, satın alma zamanı, giysi satın alırken etkilenme durumu, tercih edilen renk, kumaş ve desen çeşitleri, kıyafet alırken dikkat edilen noktalar araştırılmıştır.

1.3. Önem

Toplumu yakından etkileyen kültür, ekonomik, sosyal ve toplumsal olaylar gibi hayatı şekillendiren her olayda bir dışavurum biçimi olarak giyim devreye girmektedir. Giyim tercihi, yetişkin bireylerin olduğu kadar ergenlerin de ilgi alanına giren çok yönlü bir olgudur ve insanların neyi ne zaman giydikleri gibi gözükse de bundan çok daha kapsamlı anlamları bulunmaktadır.

Giyim tercihlerinin sürekli değişmesi ve modayı takip etme olgusu, yalnızca yetişkinler için değil, kimlik arayışı içinde olan ergenler için de geçerlidir. Dönem itibariyle dış görünüşlerine maksimum özen gösteren ve dünyanın yalnızca dış görünüşleri etrafında döndüğünü zanneden ergen bireyler giyim sektöründe önemli bir aktör konumundadır.

Bu çalışma kimlik arayışındaki ergenler olan ortaokul öğrencilerinin kıyafet tercihlerinin belirlenmesi bakımından önem taşımaktadır. Ergenlerin giyim tercihi araştırmalarında genellikle lise öğrencilerinin kıyafet tercihi araştırılmış, ortaokul öğrencileri göz ardı edilmiştir. Bu nedenle çalışmanın ortaokul öğrencilerine özel yapılmasının literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.4. Varsayımlar

Araştırma için seçilen örneklemin evreni temsil etme gücüne sahip olduğu, Katılımcı öğrencilerin araştırmanın konusuna ilgi göstereceği,

Katılımcı öğrencilerin anket sorularını doğru ve içten bir şekilde yanıtlayacağı, Bilgi toplama aracı olarak hazırlanan anket formunda verilen cevapların gerçek görüşlerini yansıttığı varsayılmıştır.

(21)

3

1.5. Sınırlılıklar

Araştırma, Artvin ilinin ilçeleri ve ortaokul öğrencileri ile sınırlandırılmıştır.

Çalışma, ortaokul öğrencilerinin giyim tercihlerinin belirlenmesine yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde giriş ve ilgili yayın ve araştırmalara, ikinci bölümünde ergenlik ve giyim tercihi ile ilgili literatür taramasına yer verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümü araştırma yöntemine, dördüncü bölüm ise bulgulara ayrılmıştır. Son olarak beşinci bölümde ise sonuca yer verilmiştir.

1.6. İlgili Yayın ve Araştırmalar

Araştırmanın bu bölümünde konu kapsamında ele alınan ortaokul öğrencilerinin giysi tercihlerinin belirlenmesi ile ilgili yapılan araştırmalara yer verilmiştir.

Ağaç ve Şahinoğlu (2008) araştırmasında ergenlik dönemindeki kızların, akranı erkeklerden daha çok kendini ifade etme aracı olarak giysilerden faydalanmakta olduğunu belirtmiştirler.

Akça, Baran ve Bıçakçı (2011)' ya göre; giyim, insanların kişisel duygu ve düşüncelerini yansıtmasının yanı sıra bireylerin kendilerini ifade edebilmeleri, rahat hissedebilmeleri, estetik görünüş ve saygınlık kazanması bağlamında önem taşımaktadır.

Aksoy ve Temel (2005) ergen bireylerin, görünüşlerinin ve giyim tarzlarının yaşıtlarınca onaylanmasına ihtiyaç duyduklarına, bu nedenle yaşıtlarının giydiği ve bu sayede kabul edilen kıyafetleri kendisi de giymekte olduğuna değinmiştir.

Çivitci (2011) ergenlerin kıyafet tercihlerinde ortamın etkisinin büyük olduğunu açıklamış ve ergenlerin ortama, dolayısıyla arkadaş çevresine uyumlu olabilmek için kalite ve rahatlık gibi unsurları hatta modayı geri planda tutarak, uyumlu olup olmamasına bakmaksızın yalnızca ortamın gerektirdiği şekilde giyindiklerini belirtmiştir. Çalışmasında doğal çevrenin koşulları ile biçimlenmesine rağmen toplumsal özelliklere göre değer kazanan giyim, sosyolojik, psikolojik ve tarihsel olarak doğal çevre ile birebir ilişki içerisinde olduğuna değinmiştir. Giyimin ergen bireyler için duygularını ifade edebilmenin bir aracı konumun olduğuna, bireysel zevklerin ve kimliğin oturmaya başladığı ergenlik döneminde bir giyim zevkinin

(22)

4

oluştuğundan söz etmiştir. Ayrıca ergen bireylerin yetişkin bireylere göre giyim ihtiyaçlarını karşıladıklarında elde ettikleri tatmin düzeyinin de çok daha fazla olduğuna değinmiştir. Aynı zamanda ergenlerin kişisel görünümlerinin en önemli ilgi alanları olduğuna, diğer ergenler için de giyim önemli olduğundan giyimleri ile akranlarının ilgisini çekeceğinden bahsetmiştir.

Esen ve Aktuğ (2007) ergenlik döneminde bireyler üzerinde akranlarının etkisinin ebeveynlerinin etkisinden daha fazla önem kazanmakta olduğuna vurgu yapmışlardır. Göksel (2007) giyinme nedenlerini; sergileme, sosyal doğruluk, karşı cinsi çekebilmek, iffet, cinsel kimlik, büyü ve ruhlardan korunma, iyi şans için, fiziksel ve duygusal güven hissi olarak belirlemiştir.

Göksel ve Yanmaz ( 2014) giyim konusunda tercihleri; hem belli bir zaman dilimine uygun görünüşe, hem modaya, hem de seçenek bolluğu ile kültüre göre değişiklik gösterebildiğine değinmiştir.

Karaca, Pekyaman ve Güney (2007) çocuklarda ve ergenlerde marka bağlılığı yaratmanın, özellikle kolay etkilenmeleri ve yönlendirilebilmeleri, yetişkinlere göre daha hızlı karar vermeleri gibi nedenlerle yetişkinlere göre daha kolay olduğunu vurgulamışlardır.

Koca ve Koç (2010) ergen ve gençler üzerindeki büyük etkisi ile müziğin bireylerin duygusal, düşünsel, sosyal ve kişilik gelişimlerine katkı sağlamasının yanı sıra giyim tercihleri üzerine de etki ettiğine değinmişlerdir. Ayrıca ergenlik dönemindeki giysi tercihlerinde, karamsarlığı çağrıştıran siyah ve grinin tonları sıklıkla tercih edilebilmekte olduğunun üzerinde durmuşlardır.

Kurtbaş ve Barut (2010) üreticilerin reklamlarında gençlerin rol model aldığı sanatçı, şarkıcı ya da sporcu gibi yıldızları kullanarak gençlerin giyim alışkanlıklarına doğrudan etki ettiklerini belirmiştir.

Yurdakul ve Üstün (2009) ergenliğe adım atan gençlerin kendi tercihleri oluşmaya başlayan bireyler haline gelmekte olduklarına ancak yine de bu yaşlarda tercihleri ve kararları birçok faktörden etkilendiğine değinmişlerdir. Bu faktörlerin başında da ailesinin ve ebeveynlerinin görüşleri geldiğinden bahsetmişlerdir.

(23)

5

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Ergenlik

Çalışmanın temel araştırma alanını Artvin ilindeki ortaokul öğrencilerinin giyim tercihleri oluşturmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde ortaokul öğrencilerinin sayısına değinmek önem taşımaktadır.

Ülkemizde en son yapılan nüfus sayımına göre toplam 18,89 milyon 15 yaş altında birey bulunmaktadır. Bunların 9,70 milyonu erkek, 9,19 milyonu ise kızdır (TÜİK, 2016).

Tablo 1

Türkiye Nüfusu İçerisinde Gençliğin Payı (2015)

Yıl Yaş Grubu Toplam Erkek Kadın 2015 Toplam 78.741.053 39.511.191 392.29.862 0-14 18.886.220 9.695.191 9.191.029 15-64 53.359.594 26.972.558 26.387.036 65 + 6.495.239 2.843.442 3.651.797 Türkiye İstatistik Kurumu (2016). Yıllara, Yaş Grubu ve Cinsiyete Göre Nüfus.

http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1059 sayfasından erişilmiştir.

Ülkemizde bulunan 15 yaş altı nüfus, 19 milyon kişiye yaklaşmıştır. Ancak bu çalışma ortaokul öğrencileri özelinde gerçekleştirildiğinden ortaokul öğrencilerinin sayısı, ortaokulda öğrenim görecek yaşta bulunan bireylerin sayısının belirlenmesi

(24)

6

açısından iyi bir çıkış noktası olabilir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 2015 yılı itibariyle 5.278.107 ortaokul öğrencisi bulunmaktadır.

Tablo 2

Ortaokulda Okuyan Öğrenci Sayısı

ÖĞRENCİ SAYISI

2012-2013 5.566.986

2013-2014 5.478.399

2014-2015 5.278.107

Türkiye İstatistik Kurumu (2016). Eğitim İstatistikleri.

http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1018 sayfasından erişilmiştir.

Ortaokul, yaş dönemi itibariyle çocukluğun bitişi ve ergenliğin başlangıcına denk gelmektedir. Bu nedenle çocukluk ve ergenlik kavramlarına değinmek yararlı olacaktır.

2.1.1. Çocukluk ve Ergenlik Kavramı

Yetişkinliğin alt yapısı, çocukluk ve ergenliktir. Yetişkinliğe giden yolda bireyler, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan ergenliğe, ergenlikten ise yetişkinliğe geçiş yaparak hızlı bir gelişim göstermektedir. Tüm bu dönemler birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Ortaokul, son çocukluk dönemi olan 10-12 yaş ile ilk ergenlik olan 12-14 yaş grubunu bünyesinde barındırmaktadır. Dolayısıyla ortaokul çağındaki bireyler, çocukluktan ergenliğe geçiş yapan özellikler göstermektedir. 10-12 yaş dönemindeki bireyler, kendilerini sınıf, arkadaş ve oyun grubu içinde bulmaktadır. Ergenlikte olduğu gibi kendi cinsiyetindeki grubun tüm faaliyetlerine katılım göstermeye ve arkadaşları ile iletişim halinde olmaya çalışmaktadır. 10-12 yaş döneminde yer alan çocukların gösterdiği temel davranış şekilleri şunlardır (Can, 2008, s. 65):

 Görsel ve işitsel araçlara yönelme,

 Yarışmacı kimlik kazanma,

 Kolay etkilenme,

(25)

7

 Grup içinde ve gruplar arasında rekabet,

 Sorumluluk duygusunda gelişim.

Ergenlik, her yaş döneminde farklı yaşanmaktadır. Her dönemin gelişim, beklenti, istek ve ihtiyaçları değişiklik göstermektedir. Ortaokul yıllarında son çocukluk ve ilk ergenlik dönemlerinin bir araya girdiği bir dönem yaşanmaktadır. Son çocukluktan ilk ergenliğe geçerken bireyin vücudunun gelişmeye başlaması, ilk ergenlik dönemlerinde ise cinsel kimlik ve fiziksel büyüme meydana gelmektedir. Ortaokul yıllarından çıktıktan sonra ise psikolojik gelişimi ve olgunlaşması söz konusudur (Çivitci, 2008, s. 193).

Ergenlik dönemindeki bireyler, ne çocukluk ne de yetişkinlik özelliği gösterebilen kimlik arayışındaki bireylerdir. Ergenlik buluğ ile başlamaktaysa da bitişi için belirgin bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Bir ergenin ne zaman yetişkin sayılabileceğine ilişkin tek bir kanıt yoktur. Çocukluk ile yetişkinlik arasındaki dönem olan ergenlik, kişiden kişiye olduğu kadar toplumdan topluma da farklılık gösterdiğinden tam anlamıyla bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Ancak genel olarak düşünüldüğünde ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe geçiş döneminde yeni davranış ve rollerin denendiği, bireyde sosyal, biyolojik ve psikolojik çeşitli değişimlerin baş gösterdiği bir dönemdir (Baran, 2013, s. 11).

Ergenlik, insanın bebeklikten sonra en hızlı gelişim gösterdiği dönemdir. Bu dönemde biyolojik, psikolojik, duygusal değişimler söz konusu olmaktadır. Bu değişiklikler nedeniyle çocukluk dönemindeki kendilik algılamalarının toplumsal beklentiler ile birleşerek değişim göstermesi, ergen bireyleri değişime zorlamaktadır. Bu dönemde ne çocukluk ne de yetişkinlik özellikleri gösteren bireylerin kimliklerine karşı rol karmaşası yaşaması nedeniyle ergenlik dönemindeki bireyler yardıma ve desteğe, diğer dönemlerden çok daha fazla ihtiyaç duymaktadır (Atak, 2011, s. 168-169).

Ergen bireyin yetişkin yaşamına adım atması ve toplumsal olgunluğa erişmesi, ergenlik döneminde yaşadığı sorunları başarılı bir şekilde atlatması ile mümkün olmaktadır. Ancak bu noktada ergen bireyin yakın çevresi ile olan etkileşimi de önem taşımaktadır. Bireyin yakın çevresi ile olan etkileşimi kendini ve kendi dışında var olan olayları algılamasını etkilemektedir. Bu etki ergen bireylerin tercihlerine yansıyabilmektedir (Ertem & Yazıcı, 2006, s. 8).

(26)

8

2.1.2. Ergenlikte Bilişsel Gelişim

Ortaokul, gelişim dönemleri açısından değerlendirildiğinde Piaget’in bilişsel gelişim dönemleri bağlamında 7-11 yaş arasındaki dönem olan somut işlemler ile 11-12 yaştan itibaren başlayan soyut dönemi bünyesinde barındırmaktadır. Piaget’e göre birey, somut işlemler dönemini geçtikten sonra soyut işlemlere adım atmaktadır. Somut işlemler döneminde birey, deneme yanılma ile çözüm ararken, soyut işlemler döneminde ise çözüme yönelik fikir yürütme söz konusudur. Soyut işlemler döneminde başkalarının görüşlerinden ziyade, olayların arkasındaki nedenler araştırılır. Ayrıca deyimlerin ve atasözlerinin içerisinde geçen kelimelerin gerçek anlamları ile değil soyut anlamları ile kullanıldığını ve başka bir anlama gelebileceğini kavrayabilir (Ahioğlu, 2011, s. 6).

Soyut işlemsel dönemde ergenler, dünya, gelecek, felsefe, ölüm, din gibi konular üzerinde kafa yormaya başlar. Ancak bilişsel becerilerin henüz yeterince olgunlaşmamış olması nedeniyle ergenlerin dünya bakışı bu durumdan etkilenmektedir. Çoğu ergen, dönem itibariyle benmerkezcidir. Olaylar ve yaşamını yalnızca kendi bakış açısı ile ele almaktadır. Çevresindeki insanların da davranışlarını ve dış görünüşünü kendini önemsediği kadar önemsediğini düşünmektedir. Bu tür düşünce yapısı nedeniyle sürekli olarak kendini eleştirme ve olumsuz duygular geliştirmeye odaklanabilmektedir (Öncü & Sakarya, 2013, s. 234).

2.1.3. Ergenlikte Kimlik

Ergenlik; Erikson’un Psikososyal Gelişim Evreleri Kuramı’ndaki gelişim evrelerinden Kimlik Duygusu – Kimlik Kargaşası dönemine denk gelen yaşam evresidir. Bu dönemdeki kimlik duygusu, “ben kimim?” sorusu ile açıklanabilmektedir. Tablo 3’te Erikson’un Psikososyal Gelişim Evreleri Kuramı görülmektedir.

(27)

9 Tablo 3

Erikson’un Psikososyal Gelişim Evreleri Kuramı ve Karşılık Gelen Kimlik Duygusu

Yaşam Dönemi Psikososyal Gelişim Evresi Kimlik Duygusu Bebeklik Temel güven-Güvensizlik “Ben bana verilenim” İlk çocukluk Özerklik-Utanç, kuşku “Ben oluşturduğum

şeyim”

Oyun çağı Girişimcilik-Suçluluk “Ben olacağımı hayal ettiğim şeyim”

Okul çağı Çalışkanlık-Aşağılık duygusu “Ben öğrenebildiklerimin tümüyüm”

Ergenlik Kimlik duygusu-Kimlik

kargaşası “Ben kimim”

Genç Yetişkinlik Yakınlık-Yalıtılmışlık “Biz sevebildiklerimizin tümüyüz” Yetişkinlik Üretkenlik-Durgunluk “Ben ürettiğim şeyim” Yaşlılık Ego bütünlüğü-Umutsuzluk “Ben geride

bırakabildiklerimin!” (Atak, 2011, s. 169)

Erikson’a göre kimlik, ergenlik evresinde kazanılması gereken temel özelliktir. Bu dönemde grup kimliğinin yanı sıra, ulusal, kültürel ve cinsel kimlikler şekillenmektedir. Her ne kadar Erikson’a göre kimlik, ne ergenlikte başlayan ne de yetişkinliğe geçiş ile tamamlanan bir süreç değilse de, ergenlikte kimliğe yönelik keşiflerin yoğunlaşması, fiziksel görünüşte meydana gelen değişiklikler, bilişsel gelişim ve geleceğe yönelik altyapının oluşturulması bağlamında kimlik oluşumunun en hızlı gelişimi ergenlik döneminde ortaya çıkmaktadır (Atak, 2011, s. 169).

Ergenlerin kimlik kazanımlarında bedensel, bilişsel ve psikososyal gelişim bağlamındaki değişimlerin etkisi büyüktür. Örneğin ergenlik döneminde beden gelişimini kabul etmesi ve kendi bedenine ilişkin görüşlerinin olumlu olması, ergenlikte kimlik kazanımı konusunda önemlidir. En az bedensel gelişim kadar önemli olan kimlik kazanımı, daha önceki tutumların bir sentezini ve bireyin kendisi hakkındaki soyut düşüncesini gerektirmektedir. Bu sayede soyut işlemsel düşünce sistemi gelişerek bireyin, gelecekte ne olabileceğini öngörerek yaşamını yönlendireceği zihinsel becerilere ulaşması mümkün olmaktadır (Balkaya & Ceyhan, 2007, s. 434).

(28)

10

Erikson, her gelişme döneminde çözülmesi gereken bir kriz olduğunu ve bu krizlerin başarılı bir şekilde çözülmesi, bir sonraki evrede ortaya çıkacak olan krizin de kontrolünü kolaylaştıracağını belirtmiştir. Ergenlik döneminin krizini ise kimlik gelişimi olarak tanımlamıştır. Kimlik kazanımı, bireyin dünyadaki yeri ve yaşamındaki hedeflerini tanımlaması için önemini vurgulamıştır. Ergenler, kimlik kazanımı sürecinde geçmiş deneyimleri ile şimdiki ilgi ve ihtiyaçlarını bütünleştirerek kendine özgü bir kimlik meydana getirmektedir. Kimlik oluşumunda başarı gösterildiğinde kendi içerisinde tutarlı ve kesinlik ifade eden sağlıklı bütünleştirilmiş bir yapı ortaya çıkarken, başarısızlık ise kimlik bunalımını ortaya çıkarmaktadır (Demir, 2011, s. 100).

Ergenlik döneminde kimlik anlamında en önemli gelişimsel beceriler şu şekilde sıralanabilir (Özçelik & Karamustafalıoğlu, 2002, s. 69):

1. Bağımsız bir kimliğin yapılanması: Ergenler, yaklaşık olarak 12 yaş civarında gelişmiş olan bilişsel olgunlaşma ile birlikte artık cinsel, arkadaşlarıyla olan ya da sosyal kimliklerini yavaş yavaş tek bir kimlikte bütünleştirmeye başlamaktadır.

2. Arzuların gerçekçi ve ideallerin mantıklı biçimde yapılanması: Ergenler, ideal olan ebeveyn, otorite ya da ideal kendisi ile ilgili arzularından vazgeçerek durumu olduğu gibi kabul ederek durumla başa çıkmaya başlamaktadır. 3. Cinsel kimliğin gelişiminde ilerleme: Ergenlik süresince cinsel konular

öncelik kazanmaktadır. Cinsel organların gelişimi ile birlikte cinsellik merkeze yerleşmektedir. Bu dönemde cinsel tercihlerle paralel olarak doğrudan deneyimler de edinilebilmektedir.

4. Sosyal kimliğin gelişmesinde ilerleme: Ergen, bu dönemde tercihlerinin geri dönüşümsüz eylemlere yol açtığını ve toplumun bir parçası olduğunu kavramaktadır. Sosyal, etik ve ahlaki gelişimi ilerlemektedir.

(29)

11

2.2. Giyim Tercihi

2.2.1. Giyim Kavramı

Giyim, eski devirlerden bu yana pek çok evrelerden geçmiş ve insanların bulundukları uygarlık seviyesine göre şekli değişmiştir. Doğal çevrenin koşulları ile biçimlenmesine rağmen toplumsal özelliklere göre değer kazanan giyim, sosyolojik, psikolojik ve tarihsel olarak doğal çevre ile birebir ilişki içerisindedir. Bireylerin içinde bulunduğu toplumun değer yargıları ve yerleşmiş ilkeleri ile hangi giysinin kim tarafından, nerede, ne şekilde giyilebileceği, hangi aksesuarların kullanılabileceği belirlenmektedir. Böylece bireylerin sosyal durumları ortaya çıkabildiği gibi, cinsiyet, yaş, medeni hal gibi değişkenler hakkında da fikir verebilmektedir (Çivitci, 2011, s. 98).

Giyinme, bireyin vücudunun fiziksel boyutları ile ilgili bir kavram olup, bireyin kendi dış görüntüsünü algılama şekli nedeniyle doğrudan kendisini algılamasını da etkileyen önemli bir kavramdır. Aslında bir bireyin giyimi, kişinin kendisini algılaması olması nedeniyle, kendi hakkında ne düşündüğünün ya da kendi anlayışının bir simgesi konumundadır. Giyinme, bireyin fiziksel sağlığını koruyabilmesinin yanı sıra, psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarını karşılama konusunda da önemlidir (Ersoy, Arpacı & Demirci, 2004, s. 2).

Giyim, insanlıkla birlikte var olmuş ve ilkel toplumlardan günümüze kadar önemini her geçen gün arttırmış bir olgudur. Toplumsal kültürün de bir parçası olan giyim, elbise, çamaşır, saç şekli, makyaj, aksesuar, başa ve ayağa giyilen ve takılan tüm parçalardan oluşan bir bütünü ifade etmektedir. Özellikle ailenin ortaya çıkması ile birlikte örtünme ihtiyacı geleneğe dönüşmüştür (Üral & Mutlu, 2012, s. 104).

Giyim, insan kültürünün en göze çarpan unsurlarından biridir. Kişilik ile de ilgili olarak değişken bir sembol olan giyim, insanların kişisel duygu ve düşüncelerini yansıtmasının yanı sıra bireylerin kendilerini ifade edebilmeleri, rahat hissedebilmeleri, estetik görünüş ve saygınlık kazanması bağlamında önem taşımaktadır. Giyim, bireylerin giyim felsefesi, estetik zevki ve beğenisi, ekonomik durumları ve ait oldukları ya da olmak istedikleri grup hakkında fikir vermektedir (Akça vd., 2011, s. 176).

(30)

12

Giyim, tüketimin en görünür biçimlerinden biridir. Kimliğin kurulmasında önemli bir rol üstlenen giyim konusunda tercihler hem belli bir zaman dilimine uygun görünüşe, hem modaya, hem de seçenek bolluğu ile kültüre göre değişiklik gösterebilmektedir. Giyim, toplumsal statünün ve cinsiyetin en belirgin özelliklerindendir. Toplumsal yapı içerisindeki farklı statülerin çağlar boyunca nasıl algılandığına yönelik sınırları oluşturmaktadır (Göksel & Yanmaz, 2014, s. 34).

İnsanların giyimi, toplumsal ve estetik değerleri, dini inançları ve uygulamaları, cinsiyet ve yaş, ait olduğu sosyal sınıf, meslek, medeni durum gibi birçok değişkene bağlıdır. Giyim, ayrıca bir ülkenin, bir dönemin ve bir kişinin özelliklerini belirten bir araç konumundadır. İçinde bulunulan dönemin giyim tarzından ya da ait olduğu toplumun değer yargılarından etkilenmektedir (Üral & Mutlu, 2012, s. 104).

Toplumsal sınıflar arasındaki ayrımı yumuşatabildiği gibi, cinsiyetler arası farklılıkları da sertleştirebilen giyim, farklı dönemlerdeki toplumsal yapılar içerisindeki konumların nasıl algılandığını ve bireylerin statülerinin sınırlarını da çizmektedir (Yağlı, 2012, s. 159).

Giysilerin kullanım ömrünü, kullanım oranının yanı sıra kullanıcının yaşıyla bağlantılı faaliyetleri, hedefleri, mevcut giysilerinin miktar ve kalitesi gibi faktörler belirlemektedir. Moda da bireylerin giyiminde bir giysiyi kullanıp kullanmamasına ya da yeni bir giysi satın almasına neden olabileceği gibi, modasının çok hızlı geçeceği düşüncesiyle satın almamaya da itebilmektedir (Ersoy vd., 2004, s. 2). İnsanoğlunun en eski çağlardan beri en temel ihtiyaçlarından olan giyim ihtiyacı, çağlar boyunca birçok değişiklik göstermiştir. Günümüzde bireyler birçok nedene bağlı olarak giyinmektedir. Bu nedenleri şu şekilde sıralamak mümkündür (Göksel, 2007, s. 50-51):

 Sergileme: Bireyler, topluluk içerisinde ve hatta günlük hayatlarında ev içinde dahi giyinmek ihtiyacı hissederler. Bu durumun başlıca sebeplerinden biri sergilemedir. Bireyler, el ve yüzleri hariç çoğu zaman vücudunu değil kıyafetlerini sergiler.

 Sosyal Doğruluk: Sosyal bir ortama girilmeden önce, o ortama uygun kıyafetler giyildiği taktirde, ortamın gerektirdiği kuralların birey tarafından bilindiği ve böylece diğer (ortama uygun giyinmeyen) bireylere karşı üstünlük hissi doğar.

(31)

13

 Karşı Cinsi Çekebilmek: Giyim kuşam ile karşı cinsin dikkatini çekebilmek de giyinme nedenleri arasındadır.

 İffet: Vücudun giyim yolu ile örtünmemiş kısımlarının sosyal ve kültürel normlara ve geleneklere göre utanç verici ve yakışıksız olmaması gereklidir.

 Cinsel Kimlik: Giyim, bireylerin kadın ya da erkek kimliklerini göstermek için kullanılan bir araçtır. Kadınların kadınlar için yapılmış kıyafetler giymesi ve erkeklerin erkekler için yapılmış kıyafetler giymesi bu kapsamdadır.

 Büyü ve Ruhlardan Korunma: Eski çağlardan bu yana büyü ve çeşitli batıl inançlardan korunmak için de giyinilmektedir.

 İyi Şans İçin: Batıl inanç kapsamında değerlendirilebilirse de bireylerin kendilerine şans getirdiğine inandıkları kıyafetleri giymesi ya da aksesuarları takması bu kapsamda değerlendirilmektedir.

 Fiziksel ve Duygusal Güven Hissi İçin: Bireyler, kimi zaman manevi değeri olan (anneden, babadan, eşten, arkadaştan, çocuklarından kalan) kıyafetleri giyerek kendilerini duygusal olarak güvende hissetmek isteyebilmektedir. Bireyler, giyimlerinde yansız, dışavurumcu, olumsuz, politik, ekonomik, vücudunun bilincinde, dramatik ya da rahatlık hissini de ön plana çıkarabilmektedir. Buna göre (Göksel, 2007, s. 51):

 Yansız Giyinenler: Benlik duygusu gelişmemiş bireylerin giyim tarzıdır. Çoğunlukla gençlikleri ya da ilk çocukluk çağları yatılı okul ya da yetimhanede geçen veya annesiyle olan ilişkileri oldukça zayıf olan bireylerde görülmektedir.

 Dışavurumcu Giyinenler: Kıyafetlerinden zevk alırlar. Giyinmek ya da ne giyeceğini seçmek, bu bireyler için keyifli bir uğraştır.

 Olumsuz Giyinenler: Kıyafetleri ile uğraşmak ve ne giyeceğini seçmek bu bireyler için keyifli bir uğraş değildir. Çoğu zaman kılıksız ya da uyumsuz görünebilirler. Kıyafetlerine özen göstermediklerinden çoğu zaman kıyafetleri temiz, bakımlı ya da ütülü değildir.

 Politik Giyinenler: Kıyafetlerini sosyal ya da profesyonel bir ifade oluşturmak için seçmekte ve ona göre giyinmektedir.

 Ekonomik Giyinenler: Kelepir olmadıkça kendilerine yeni bir kıyafet almayı tercih etmezler. Olabildiğince az harcamak, uyum ve kaliteden daha öndedir.

(32)

14

 Vücudunun Bilincinde Giyinenler: Fiziksel özelliklerine uygun olarak giyinirler. “Taşıyamayacağı” kıyafetleri giymemeye özen gösterirler.

 Dramatik Giyinenler: Bir sosyal ortamda diğerlerine üstün gelmek amacıyla giyinirler.

 Rahat İçin Giyinenler: Kıyafet seçerken baktıkları ilk kural fiziksel olarak rahatlık hissi uyandıran kıyafetlerdir.

2.2.2. Giyimde Moda

Her ne kadar günümüzde moda kavramı hemen hemen tüm alanlarda kullanılan çok yönlü ve geniş kapsamlı bir kavram olsa da, moda kavramının ortaya çıkışı giyim-kuşam alanında olmuştur. Giyim alanında moda, çoğu zaman önemli sayıda tüketicilerin talep ettiği bir giysi ürünü için kullanılmakta olup, yeni üretilen giysi ürünlerine karşı tüketicilerin olumlu tepkisini belirtmek amacıyla da kullanılmaktadır (Bilgen, 2002, s. 17).

Modanın birçok alanı etkilemesinin yanı sıra en yoğun ve en gözle görülür etkisi giyim üzerindedir. Moda hareketleri, ekonomik olduğu kadar toplumsal yapıdaki gelişmelere de bağlıdır. Modaya uygun giyinmek, özellikle Batı toplumlarında olmak üzere birçok toplumda hem ekonomik hem de sosyal önem taşıyan bir olgudur. Öyle ki, bireylerin giydikleri kıyafetin kişiliğine büründüğü, giydikleri kıyafetlerin özgüvenlerini bile etkileyerek gerçekte hiç olmadığı kadar özgüvenli görünmesini sağladığına yönelik araştırmalar da mevcuttur (Çivitci, 2011, s. 99).

Moda ve giyim, birbirini tamamlayan nitelikte olmalarının yanı sıra, aynı maddenin farklı formlarda var oluşu şeklinde de nitelendirilebilir. İlk çıkışı itibariyle yalnızca koruma amaçlı olan giyim, günümüzde insanın maddi ve manevi varlığını tamamlayan toplumsal bir olguya dönüşmüştür. Giyim, bireylerin toplum hayatı içerisindeki en önemli ihtiyaçlarından biridir. Bu ihtiyaç, bireylerin topluma kabulü ve toplumsal farklılıkların altında yatan sosyolojik bulguları da desteklemektedir. Bu bağlamda giyimin ve moda olanı giymenin, kültürel ve sosyal kimliğin yapısını ve iletişimini önemli ölçüde etkilediğini söylemek mümkündür (Bilgen, 2002, s. 17).

(33)

15

2.2.3. Ergenlik ve Giyim

Ergenlerin başlıca ilgi ve endişe alanlarını vücut imajı ve giyim oluşturmaktadır. Ergenlikte bedensel gelişim ile birlikte duygusal, toplumsal ve zihinsel gelişimin de etkisi ile ergen bireylerin toplumsallaşmasında giysilerinin önemli bir yeri olmaktadır. Toplumsallaşma sürecinde ergen bireylerin özgüvenleri ve vücudunun görünümünün akranları tarafından onaylanması ergen bireyin dünyasında o an için belki de “dünyanın en önemli olayı” konumuna gelmektedir. Ergenlik dönemindeki kızlar, akranı erkeklerden daha çok kendini ifade etme aracı olarak giysilerden faydalanmaktadır (Ağaç & Şahinoğlu, 2008, s. 251).

Giyim, ergenler tarafından kimlik ifadesi ve sosyal kabul görme aracı olarak kullanılmaktadır. Ergenler, dönem itibariyle kişisel imaj ve kimlik arayışında olduğundan, kendilerini daha iyi ifade edebilmek için dış görünüşlerine gereğinden fazla önem vermektedir. Ergenler giyimlerini, kendilerini yaşıtlarına benzetmek, “artık büyüdüğünü” başkalarına göstermek, heyecanını ve toplumla uyuşmayı ya da başkaldırıyı ifade etmektedir (Akça vd., 2011, s. 176).

Her bireyde farklı düzeyde yaşanan ergenlik ve ergenlik sorunları, ergen bireylerin beklenti, istek ve ihtiyaçlarına göre farklılık göstermektedir. Giyim, ergen bireyler için duygularını ifade edebilmenin de bir aracı konumundadır. Bireysel zevklerin ve kimliğin oturmaya başladığı ergenlik döneminde bir giyim zevki de oluşturmaktadır (Çivitci, 2011, s. 100).

Ergenlik dönemindeki bireylerin psikolojisi üzerinde önemli bir etkisi olan giyim konusunda ergen bireylerin başlıca sıkıntısı, çocukluğunun sonlarında ergenliğinin başlarında olan ve henüz büyümesini tamamlayamamış bireylerin vücutlarına uygun kıyafet bulamamasıdır. Bu çağdaki çocuklar için üretilen “garson boy” kıyafetler ergenlerin ihtiyaçlarına çoğunlukla karşılık vermemekte ve kısa kalan ya da üzerine oturmayan kıyafetler nedeniyle ergenlerin dünyasında üzüntü kaynağı olabilmektedir (Ağaç & Şahinoğlu, 2008, s. 251).

Ergenler, akranları ile benzer giysiler giymenin toplumsal kabul ve onay için gerekli olduğunu düşündüğünden, ergenlik döneminde giysi uyumu, yetişkinler için olduğundan çok daha fazla önem taşımaktadır. Ergen bireyler, giysi seçiminde tam bir özgürlük verilmiş olsa, yakışma, uygunluk, rahatlık, ekonomik olması ya da sağlık koşullarına uygunluk (karakışta tişört giymek) gibi özelliklere bakmaksızın

(34)

16

sadece yaşıtlarının ve arkadaşlarının giydiği tarzda giyinmeyi tercih edebilmektedir (Akça vd., 2011, s. 176).

Özellikle gençlik döneminde bireylerin tüketim harcamaları içinde giyim harcamalarının payı diğer birçok harcama grubuna göre çok daha fazla yer kaplamaktadır. Yetişkinlik ve daha ileri yaşlarda giyim harcamalarının miktarı, ergenlik ve gençlik dönemlerine göre çok daha düşüktür. Ayrıca ergen bireylerin yetişkin bireylere göre giyim ihtiyaçlarını karşıladıklarında elde ettikleri tatmin düzeyi de çok daha fazladır (Çivitci, 2011, s. 100).

2.2.4. Ortaokul Öğrencilerinin Giyim Tercihlerine Etki Eden Faktörler

Ortaokul öğrencilerinin giyim tercihlerini fiziksel, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik faktörler olarak temel olarak sınıflandırmak mümkündür. Ancak daha ayrıntılı bir sınıflandırmada ortaokul öğrencilerinin giyim tercihleri, başta ailesi ve arkadaşları olmak üzere kitle iletişim araçlarından, müzikten, renkten ve kullanılan aksesuarlardan etkilenebilmektedir. Bu kısımda ortaokul öğrencilerinin giyim tercihlerine etki eden faktörler hakkında bilgi verilecektir.

2.2.4.1. Fiziksel Faktörler

İnsanlar, doğumdan itibaren yetişkin bir birey olana kadar sürekli büyümektedir. Ergenlik döneminde ise büyüme hızlanmakta ve vücudun fiziksel yapısında farklılıklar oluşmaktadır. Bu dönemde yaşanan boy ve ağırlık artışı, organların şekillenmesi ve hacim kazanması gibi değişiklikler, fiziksel büyümenin bir sonucudur. Büyüme ve gelişmenin hızı, sağlıklı beslenme ile paralel olduğundan, anne babaların da büyüme üzerine etkisi olduğu söylenebilir. Ayrıca bu dönemde hızlı büyüme nedeniyle alınacak giysilerin kısa süre içerisinde küçülecek olması nedeniyle ailelerin ekonomik koşulları da göz önüne alınarak ergenlerin üzerine tam oturmayan ve “seneye de giyebilmesi için” alınan kıyafetler ergenleri mutsuzluğa itebilmektedir (Çivitci & Terli, 2008, s. 193).

Daha temel olarak düşünüldüğünde ergenlerin tarzlarında ilk önemli faktör, fiziksel özelliklerine uygun kıyafetler almaktır. Bu noktada ergen bireyler, üzerlerine tam oturan kıyafetleri almak isteyecektir. Ancak bu noktada aileler ile ekonomik anlamda

(35)

17

çatışma yaşanması muhtemeldir. Aileler, ergen bireylerden kendilerine kıyafet alırken, “seneye de giymesi için” kıyafet almasını isteyebilmektedir. Bu da ergenlerin kıyafet satın alırken daha çekingen davranmasına yol açabilir.

2.2.4.2. Psikolojik Faktörler

Bireylerin, fiziksel sağlıkları ve ihtiyaçları önemli olduğu kadar, psikolojik sağlık ve ihtiyaçları da önemlidir. Bu ihtiyaçlar, ergenlik döneminde tavan yapmaktadır. Ergen bireyler, kimlik arayışında olduğu için kişisel görünümleri ile ilgili kaygıları maksimum seviyededir. Bu kaygılar ise psikolojik olarak onları zorlayabilmektedir. Bu noktada giyime verdikleri önem de aşırı derece artmaktadır.

Ergenlik döneminde giysi seçimini etkileyen en temel psikolojik faktör ilgidir. Ergen bireyler, özellikle giyim kuşamları tüm ilgiyi üzerine çekmek istemektedir. Kişisel görünümleri, ergenlerin en önemli ilgi alanıdır. Diğer ergenler için de giyim önemli olduğundan, giyimleri ile akranlarının ilgisini çekeceğini düşünmektedir (Çivitci, 2011, s. 101). Diğer önemli psikolojik faktörler, aileleri, yaşıtları, alışkanlıkları, reklamların etkisi, kendisini rahat hissetmesini sağlayan giysilerin konforu ve renkleri gibi faktörlerdir.

2.2.4.3. Sosyolojik Faktörler

Giyim, ergenlik kültürünün en dikkat çeken özelliği olduğundan, ergenlerin kimliklerini ifade etmek ve toplumda kabul görmek için kullandıkları bir araç konumundadır. Ergen birey, giyimi kendi yaşıtlarına benzemek, “artık büyüdüğünü” topluma göstermek ya da heyecanını ve toplumla uyuşmasını veya topluma başkaldırısını ifade etmek amacıyla kullanmaktadır. Ergenlerin kıyafet tercihlerinde ortamın etkisi büyüktür. Ergenler, ortama, dolayısıyla arkadaş çevresine uyumlu olabilmek için kalite ve rahatlık gibi unsurları ve hatta modayı geri planda tutarak, uyumlu olup olmamasına bakmaksızın yalnızca ortamın gerektirdiği şekilde giyinebilmektedir (Çivitci, 2011, s. 101).

(36)

18

2.2.4.4. Ekonomik Faktörler

Ailelerin gelir düzeyi, ekonomik faktörlerin temelini oluşturmaktadır. Özellikle ergenlerin giyim harcamaları, fiziksel olarak hızlı bir büyüme içerisinde olduklarından çok daha fazla olabilmektedir. Ayrıca ergenlerin, kendilerini başkalarına kanıtlama çabalarının bir ürünü olarak sıklıkla giysi satın almaları, ailelerin bütçesini zorlayan bir durum olabilmektedir. Kısaca, ergenlerin giyim tarzlarının belirlenmesinde, ailelerinin ekonomik durumunun da etkisi bulunmaktadır.

2.2.4.5. Aile

Giyim endüstrisi bağlamında geniş bir hedef kitleyi ve pazarı oluşturan gençler, çocukluktan çıkıp ergenliğe adım atmaları ile birlikte kendi tercihleri oluşmaya başlayan bireyler haline gelmektedir. Ancak yine de bu yaşlarda tercihleri ve kararları birçok faktörden etkilenmektedir. Bu faktörlerin başında da ailesinin ve ebeveynlerinin görüşleri gelmektedir. Ergenliğe geçiş ile birlikte ebeveynlerin kıyafet alımları yerini, ergenin kendisinin kıyafet satın almasına bırakmaktadır (Yurdakul & Üstün, 2009, s. 275).

Giysi seçimlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için ergenlerin dikte eden tarzdan çok yol gösteren tarzda bir yardımcıya ihtiyacı vardır. Bu nedenle anne ve babaların, ergen çocuklarına kıyafet seçimi konusunda ön bilgi vermesi, seçimi ise ergen çocuklarına bırakması ergenlerin kişiliklerinin gelişiminde de önem taşımaktadır. Anne babaların çocuklarının giyim ihtiyaçlarını karşılamalarının bir diğer yolu ise büyük çocuklardan kalan kıyafetlerin küçük çocuklara devretmeleridir. Bu yöntem, özellikle çocuk sayısı fazla olan aileler tarafından ekonomik bir zorunluluk olarak kullanılıyorsa da, bu yöntemin sürekli olarak kullanılması ve küçük çocuğa yeni kıyafetlerin alınmaması ergenlerin dünyasında yaralayıcı bir faktör olabilmektedir (Yurdakul & Üstün, 2009, s. 276).

Aile, ergen bireylerin sosyalleşmesi başta olmak üzere kişisel gelişiminde büyük rol oynamaktadır. Çocukluktan ergenliğe geçen bireylerin, birey olmaları ve benliğini oluşturması ailesi ile olan ilişkisinin bir yansımasıdır. Aile, çocuğun tam bağımlılıktan bağımsızlığa, yalnızlıktan diğer insanlarla kaynaşmaya, oluşmamış kişilikten birey olmaya geçişte gerçek deneyimler sunmaktadır (Avcı, 2006, s. 50).

(37)

19

Ailenin ergenle olan ilişkisi, ergen bireylerin kişisel gelişimlerinde olduğu kadar kıyafet tercihlerine de etki edebilmektedir.

1976 yılında Elder tarafından 7400’den fazla ergen üzerinde gerçekleştirilen araştırmasında anne baba modeline bağlı olarak ergenlerin davranış ve tutumlarının neler olabileceği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Temel olarak ebeveyn modelleri ve bu modeller karşısında ergenlerin davranış şekli araştırılmıştır. Buna göre;

Otokratik Anne Baba Tutumu:

Otokratik anne baba tutumunun olduğu ailelerde ergen bireylerin kendi görüşlerini ifade etmesine ya da benlik bilincine ve benliğini yönetebilmesine izin verilmemektedir (Avcı, 2006, s. 50).

Otokratik ebeveynler, koydukları kurallara çocuklarının koşulsuz, sorgusuz sualsiz uymasını ve hatta itaat etmesini beklemektedir. Bu tip ailelerde çocukların kurallara uymaması, cezalandırılmaktadır. Çocuk ve ailesi arasında bir görüş alışverişi bulunmamaktadır. Bu baskıcı tutum ve çocuğa karşı sert davranılması, çocuğun da hem ailesine hem de diğer insanlara karşı sert tepkiler vermesine neden olmaktadır (Yavuzer vd., 2013, s. 47).

Bu tip bir davranış yaklaşımını benimseyen ailelerin çocuklarını sürekli eleştirmesi, kıyafet seçimi konusunda çocuğun çekingen davranmasına neden olabilmektedir. Kişilik özellikleri ve benlik saygısı doğrudan annesi ya da babası ya da her ikisi tarafından törpülenen ergen birey, kıyafet seçiminde yanlış yapma ya da ailesinin onayını alamama korkusu içerisinde alışveriş yapmaktadır (Uzunay, 2013, s. 39). Otokratik ailelerde ergen bireylerin duygu ve düşüncelerine önem verilmemesi nedeniyle ergen bireyler sürekli olarak duygularını bastırmak zorunda kalmaktadır. Bu ruh hali, ergenlerin kıyafetlerine de yansımakta, koyu renkleri ve daha kasvetli - kapalı modelleri tercih etmesine neden olabilmektedir. Bu tip bir aileye sahip ergen bireyler, ailesinin de etkisi ile kendi tercihlerini yansıtmaktan uzak olduğundan arkadaşlarının etkisi altına girebilmektedir.

(38)

20

Yetkeci Anne Baba Tutumu:

Bu tip bir tutuma sahip anne babalar, ergenlerin sorunlarının çözümüne katkı sağlıyor olmalarına rağmen her zaman kendi yargılarına göre karar vermektedir. Bir problemin çözümünde ergenlerin görüşleri alınmaktaysa da, kararı veren anne babalar olmaktadır (Avcı, 2006, s. 50).

Bu durum ergen bireylerin kıyafet tercihlerine de yansıyabilmektedir. Her ne kadar ergen bireyler kıyafet satın alırken çekingen davranmasa da, “nasıl olsa istediğim kıyafeti alamayacağım” düşüncesi ile anne babasının kıyafet tercihlerine yönelebilmektedir. Bu da ergeni kendi beğeneceği kıyafeti değil, anne babasının onay verip beğeneceği kıyafeti seçme noktasına getirebilir. Kısacası birey, kendi tercihlerini değil, anne babasının tercihlerini sanki kendi tercihiymiş gibi satın alabilmektedir (Uzunay, 2013, s. 39-40).

Demokratik Anne Baba Tutumu:

Demokratik ailelerde ergen bireyler, kendi davranışı ile ilgili konuların tartışılmasına özgürce katılabilmektedir. Ayrıca ergen bireylerin kendi kararlarını verebilmesine de olanak sağlanmaktadır. Son karar her ne kadar anne baba tarafından veriliyorsa da ergen bireylerin benlik saygıları için demokratik tutuma sahip ebeveynlerinin olması ergen bireylerin gelişiminde önem taşımaktadır (Avcı, 2006, s. 50).

Demokratik anne baba tutumuna sahip ailelerde yetişen ergen bireyler, davranış seçimlerinde kendilerini özgür olarak görebildiğinden, çekinmeden anne ve babasına danışarak fikir alışverişinde bulunabilmektedir. Aile fertleri arasındaki açık ve net iletişim, ergenlerin kıyafet seçimine etki etmektedir. Sınırları önceden çizilmiş olmasına rağmen ergen bireyler, nasıl giyinmesi konusunda kendi kararlarını verebilecek rahatlık ve özgüvene sahip olabilmektedir (Yavuzer vd., 2013, s. 49).

Eşitlikçi Anne Baba Tutumu:

Eşitlikçi ailelerde mümkün olduğunca azaltılmış rol farklılaşması söz konusudur. Anne, baba ve ergen birey, ergen bireylerin davranışlarıyla ilgili kararları almada eşit derecede katılımda bulunmaktadır (Avcı, 2006, s. 50).

(39)

21

Ergen bireye sürekli olarak ailenin bir üyesi olduğu hissettirilmeye çalışılmaktadır. Bu tip bir ailede yetişen ergen birey, kendisine güvenen, bağımsız hareket edebilen, kendi haklarını savunabilen, karşılaştığı problemler ile mücadele ederek üstesinden gelebilen bireyler haline gelmektedir (Yavuzer vd., 2013, s. 50). Bu tip bir birey, aile içerisinde her konuda olduğu gibi kıyafet tercihi konusunda da kendisini özgür hissettiğinden, kendi tercihlerini ortaya koyabilmektedir.

İzin Verici Anne Baba Tutumu:

Bu tip bir aile yapısına sahip ergen bireyler, kendisi ile ilgili kararları oluştururken, anne babadan daha etkin ve etkili konumdadır (Avcı, 2006, s. 50). Ergenlerin yaptığı her davranış, hoşgörü ile karşılandığından, istekleri sınırlama getirilmeden yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Çocuğa herhangi bir ceza da verilmemektedir. Bu tip bir ailede yetişen birey, ileride kendi kendine yetebilmek konusunda problem yaşayabilmektedir. Sosyal sorumluluk almaktan kaçınmakta ve çevresindeki insanları kullanmaya varan davranışlar sergileyebilmektedir (Yavuzer vd., 2013, s. 50).

Bu tip bir ailede yetişen bireyin kıyafet tercihlerinde de ailesinin etkisi bulunmamaktadır. Ergen birey, çocukluktan bu yana gelen aşırı rahatlığın da etkisi ile yer, zaman ve uyum gibi kriterlere bakmaksızın istediği şekilde giyinebilmektedir. Örneğin kışın tişört giyilmesi ya da yazın bere takılması gibi uç giyim örnekleri sergilenebilmekte, bu durum ergeni toplum gözünde “garip” görünen biri konumuna getirmektedir. İleride “garip” görünüşlü bireyler yalnızlaşabilmektedir.

Tutarsız Anne Baba Tutumu:

Anne babaların dengesiz ve tutarsız nitelikteki davranışları, kişilik ve benliğinin oturma dönemindeki ergen bireylerin gelişimlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Anne baba arasındaki görüş ayrılıklarının yanı sıra, bir konu hakkında annenin farklı tepki, babanın farklı tepki vermesi, ergen bireylerin davranışlarına yansıyabilmektedir. Anne babadan birinin hoşgörü ile yaklaştığı bir konuda diğerinin

(40)

22

cezalandırıcı nitelikte tutum sergilemesi sonucunda ergen birey, hangi davranışın ne zaman gösterilebileceğini tahmin edememektedir (Uzunay, 2013, s. 41).

Bu tip bir aile yapısında yetişen bireyler, kıyafet tercihlerinde de tutarsızlıklar gösterebilmektedir. Örneğin annenin kızabileceği babanın hoşgörü gösterebileceği bir kıyafet aldığında, bu kez annesinin kızmasının etkisi ile babasının kızacağı başka bir kıyafet alabilir. Dolayısıyla bu tutarsızlık, ergen bireylere de yansıyarak kıyafet tercihlerinde tutarsızlığa yol açabilmektedir.

2.2.4.6. Arkadaşlar

Ergenlik, dönem itibariyle bireylerin yetişkinlerin tavsiyelerini ve söylediklerini kulak arkası ettikleri bir dönemdir. Bu dönemde ergen bireyler, arkadaşları ile çok daha fazla zaman geçirmekte ve tüm mutluluklarını ve sorunlarını arkadaşları ile paylaşmaktadır. Arkadaşları arasında kendisini güvende hissetmektedir. Maddi imkanları dahilinde modayı, daha doğrusu arkadaşlarının modasını takip etmektedir. Çocukluktan ergenliğe geçiş ile birlikte ergenler üzerinde arkadaşlarının etkisi diğer etkilere göre daha fazla olarak görülmektedir. Ergen bireylerin arkadaşları ile ailesi arasındaki hassas denge, aileye olan yakınlık derecesi, ailesine olan bağlılığı, aile nitelikleri, aile içerisindeki özel davranışlar ya da inançlara bağlı olarak değişim göstermektedir. Her ne kadar ebeveynlerinin etkisi hiçbir zaman ortadan kalkmasa da akranlarının etkisi ergenlik döneminde daha fazla önem kazanmaktadır (Esen & Aktuğ, 2007, s. 13-14).

Ergenlik döneminin en önemli konularından biri ergenlerin arkadaşları ile olan ilişkileri ve etkileşimidir. Ergenlikte arkadaşlar, aynı etkinliği gerçekleştiren insanlar grubu olarak düşünülmektedir. Ergenlerin arkadaş gruplarında çok katı ve kesin kurallar bulunmaktadır. Yaş, cinsiyet, sosyal sınır ya da boş zaman etkinlikleri ve ilgi ortaklığı bu kurallardan bazıları olup gruba üye olabilmek için bu kurallar önceden bilinmektedir (Bayhan & Işıtan, 2010, s. 36).

Ergen bireyler, akranı olan arkadaşlarının görüşlerinden daha fazla etkilenmekte ve sorunlarını akranları ile paylaşınca rahatlık hissetmektedir. Akranlarının duygu ve düşüncelerini ailesinden daha iyi anladığını düşündüğünden akran grupları ile daha fazla iletişime girerek daha fazla birlikte vakit geçirmektedir. Kendilerini gruplarına

(41)

23

daha fazla bağlı ve ait hissetmektedir. Grubun aldığı kararlara uyarak grubun diğer üyelerine benzemeye çalışmaktadır (Esen & Aktuğ, 2007, s. 14). Şekil 1’de ergenlikte arkadaşlık ve gruplaşmalar görülmektedir.

5.Aşama: Kaynaşma olmayan kalabalığın başlangıcı, çift sayısında azalma

4.Aşama: Tamamıyla kalabalık gruplaşma, karma cinsiyetten oluşan yakın arkadaş grupları

3.Aşama: Kalabalık gruplaşmaya geçiş, aynı cinsiyet arkadaş grubundan karma cinsiyet arkadaş grubuna geçiş

2.Aşama: Kalabalık ortamın başlangıcı, aynı cinsiyette oluşan diğer gruplarla etkileşim.

1.Aşama: Kalabalık öncesi dönem, diğer gruplardan izole, aynı cinsiyette oluşan arkadaş grubu

Erkekler Kızlar Kızlar ve Erkekler

Şekil 1. Ergenlikte arkadaşlık. Bayhan & Işıtan, (2010). Ergenlik Döneminde

İlişkiler. Aile ve Toplum Dergisi, 20(5), s. 36.

Ergenlik döneminde yaşanan akran baskısı, gruba ait olma, grubun aldığı kararlara uyma ve grubun diğer üyelerine benzeme, kıyafet tercihleri konusunda da etkisini göstermektedir. Ergen birey, akranlarının giyim tarzını benimseyebilmektedir. Ergenler, oluşturdukları arkadaş grubunda hepsi aynı tip problemlerle baş eden bireyler olduğundan, kendi içlerinde destek olmakta ve birbirlerine arka çıkmaktadır. Çoğu zaman yaşıtları ve arkadaşlarının gözünden dünyaya bakmaktadır. Görünüşleri ve giyim tarzlarının yaşıtlarınca onaylanmasına adeta ihtiyaç duymaktadırlar. Bu

(42)

24

nedenle yaşıtlarının giydiği ve bu sayede kabul gördüğü kıyafetleri kendisi de giymektedir (Aksoy & Temel, 2005, s. 61).

2.2.4.7. Kitle İletişim Araçları

Pazarlama ve reklam dünyası, insanlara ve özellikle ergen bireylere çağdaş ve güncel olmaları için modayı takip etmeleri gerektiğini dikte etmektedir. Reklam ile moda endüstrisi de yeni bir tüketim toplumunun üretilmesine ve bireylerin ergenlikten başlayarak bu topluma katılmasını sağlamaya çalışmaktadır. Süreç içerisinde moda endüstrisi reklamlar aracılığı ile hangi rengin ve hangi ürünün tercih edilmesini, neyin iyi neyin kötü olduğunu kitle iletişim araçları vasıtasıyla aktarmaktadır (Güneri & Dündar, 2007, s. 22).

Toplumun ne çocuk ne de yetişkin bireyleri olan ergenler, günümüzde kitle iletişim araçlarından ve kitle iletişim araçlarındaki reklamlardan fazlasıyla etkilenmektedir. Kitle iletişim araçları, ergenler üzerinde yanlış yönlendirme, özenti ve taklit etme gibi etkiler bırakabilmektedir. Ergenler, yetişkinliğe adım atarlarken kendilerine bir model aramaktadır. Bu model bazen aile içinden biri, bazen sokaktan biri, bazen de ergenin seyrettiği filmlerdeki ya da dizilerdeki kahramanlardan biri olabilmektedir. Ergenler, özendikleri bu kahramanları taklit etmeye çalışmaktadır. Dolayısıyla ergenlerin rol model aldıkları yetişkinlerin kullandığı ürünler, ürünün ne olduğunun önüne geçebilmekte ve tüketimi arttırıcı etki yaratabilmektedir (Önder, 2007, s. 18). Kitle iletişim araçlarındaki reklam mesajlarında ve görsellerinde çoğu zaman yaşama dair pembe bir tablo çizilmektedir. Çizilen bu pembe tabloda mutlu, sorunsuz ve pürüzsüz yaşam vaat edilmekte ve bu tip kusursuz sonuçlara ulaşmanın yolunun o ürüne sahip olmaktan geçtiği işaret edilmektedir. Reklamlardaki bu tip mesajlar henüz toplumsallaşma ve yetişkin birey olma yolunda olan ergenleri daha fazla etkilemektedir. Bu nedenle ergenlerin zihinlerinde çalışmak, başarılı olmak, erdemli olmak gibi insani pek çok değer yargısının yerine yalnızca satın alarak ve tüketerek mutlu olunacağı yolunda bir düşünce oluşabilmektedir (Engin, 2013, s. 229).

Ergenlerin kitle iletişim araçlarının etkisiyle düşünceleriyle çelişen davranışlar sergileyebildikleri gözlemlenmektedir. Ergenler, seçimleri esnasında onlara

(43)

25

hatırlatılsa dahi anne ve babalarının görüşlerini pek dikkate almayabilmektedir. Seçim yaparken hoşlanma ölçütü, sağlıktan, rahatlıktan, ekonomiklikten vb. faktörlerden daha üstün gelmektedir. Kısacası ergenler, seçimlerinde sağlıklılık, rahatlık, ekonomiklik, kalite gibi unsurlar yerine hoşlandıkları ürünleri satın alma yoluna gidebilmektedir (Karaca vd., 2007, s. 237).

Ergenler, günümüzde geniş bir yelpazedeki ürün grupları için hedef kitlesine dahil edilmiş durumdadır. Özellikle marka algısı konusunda firmaların marka sadakatinin çocuklukta ve ergenlikte başladığını keşfetmeleri ile birlikte çocuklara ve ergenlere yönelik pazarlama giderek artış göstermiştir. Marka bağlılığı, tüketicilerin bir markaya diğerlerinden daha fazla değer atfetmesi, o markayı diğerlerinden daha olumlu görmesi ve o markayı diğer markalardan daha sık satın alması ifade eden bir faktördür. Dolayısıyla çocuklarda ve ergenlerde marka bağlılığı yaratmak, özellikle kolay etkilenmeleri ve yönlendirilebilmeleri, yetişkinlere göre daha hızlı karar vermeleri gibi nedenlerle yetişkinlere göre daha kolay olmaktadır (Karaca vd., 2007, s. 236).

Ergenler, kitle iletişim araçlarında ciddi bir mesaj bombardımanına maruz kalmaktadır. Kimlik arayışındaki ergenler, televizyonda gördükleri hayranı oldukları sanatçıların giyim tarzını aynen alabilmektedir. Benzer şekilde yazılı basım materyallerindeki fotoğraflar da aynı etkiyi yaratmaktadır. Kitle iletişim araçlarında kıyafetlerin ihtiyaç olmasından çok imaj ve tarz yönü ön plana çıkarılmaktadır. Bu nedenle ergen bireylerin giyim tercihlerinde kitle iletişim araçları önem taşımaktadır. Ergenler, arkadaş grupları içerisinde ön plana çıkma, dışlanmama ihtiyacı ve tükettiği ölçüde mutlu olma güdüleri ile giyim markaları için en iyi tüketici profilini oluşturmaktadır. Bu durumu bilen üreticiler de reklamlarında gençlerin rol model aldığı sanatçı, şarkıcı ya da sporcu gibi yıldızları kullanarak gençlerin giyim alışkanlıklarına doğrudan etki etmektedir (Kurtbaş & Barut, 2010 s. 115).

2.2.4.8. Müzik

Müzik, insanların hayatında sosyal, kültürel ve psikolojik olarak olumlu etkileri olan ve insan ruhu üzerinde derin etkiler bırakan bir sanat dalıdır. Müzik, bireylere estetik bakış açısı kazandırmasının yanı sıra, bireyleri estetik ve etik değerlere yönelterek çağdaş toplumun ahlak kurallarına uyumlu davranışlar sergileyen bir kişilik haline

Şekil

Şekil 1. Ergenlikte arkadaşlık. Bayhan & Işıtan, (2010). Ergenlik Döneminde

Referanslar

Benzer Belgeler

- Öğrencilerin caz müzik, arabesk müzik, rock müzik, rap müzik, Türk Halk müziği, klasik batı müziği türlerini hiç dinlemediği ve Türk Sanat Müziği

Adres Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kayalı Kampüsü - Kırklareli / TÜRKİYE e-posta:

Genelgede, söz konusu tarihe kadar sadece yakın çevresinde konaklama yapılan inşaatlarda ve gerekli görülen diğer mahallerde, gürültü, çirkin görünüm, çevreyi kirletme

Anestezi teknikeri; her türlü ameliyatta hastanın uyutulması ile ilgili tıbbi yöntemleri anestezi uzmanı hekimin talimatına göre uygulayan, anestezi işlerinde hekime

Osmanlı düşüncesinin önemli isimlerinden birisi olan Hatîbzâde Muhyiddin Mehmed Efendi (ö. 901/1496), Risâle fî ta‘rîfi’l-ilm ismiyle meşhur olmuş risâlesinde

FİLTRELENMİŞ ÖĞRENCİ SAYISI.. Sınıf / D Şubesi) D 84,48 BALCALI SEYHAN DEVLET ŞEHİR HASTANESİ ÇUKUROVA DEVLET ACIBADEM BALCALI HASTANESİ 141 877 SONGÜL BİRCAN ( AMP -

Kitaplarda yer alan kadın ve erkek kahramanların; roman içerisindeki rol dağılımın ve istihdam oranları incelendiğinde; kadın başrol kahramanların %58,3‟ü

TUI-Tantur geçen yılın sekiz ayında getirdiği turist sayısını yüzde 7 artırırken Odeon’un turist sayısı. geçen yıla göre yüzde 18 düşmesine