• Sonuç bulunamadı

Üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu"

Copied!
172
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ÜRETİCİNİN AYIPLI MALIN SEBEP OLDUĞU

ZARARLARDAN SORUMLULUĞU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ULUÇ ALİ KARYOT

(2)

T.C.

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ÜRETİCİNİN AYIPLI MALIN SEBEP OLDUĞU

ZARARLARDAN SORUMLULUĞU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ULUÇ ALİ KARYOT

DANIŞMAN

PROF. DR. ÜMİT GEZDER

(3)

i BİLDİRİM

Hazırladığım tezin tamamen kendi çalışmam olduğunu, akademik ve etik kuralları gözeterek çalıştığımı ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi taahhüt ederim.

Uluç Ali KARYOT

Danışmanlığını yaptığım işbu tezin tamamen öğrencinin çalışması olduğunu, akademik ve etik kuralları gözeterek çalıştığını taahhüt ederim.

(4)

İMZA SAYFASI

Uluç Ali Karyot tarafından hazırlanan ‘Üreticinin Ayıplı Malın Sebep Olduğu Zararlardan Sorumluluğu’ başlıklı bu yüksek lisans tezi, Özel Hukuk Anabilim Dalında hazırlanmış ve jürimiz tarafından kabul edilmiştir.

JÜRİ ÜYELERİ İMZA

Tez Danışmanı:

Prof. Dr. Ümit GEZDER

Kurumu: İstanbul Medeniyet Üniversitesi

Üyeler:

Prof. Dr. M. Deniz YENER Kurumu: Marmara Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Özgür ARIKAN

Kurumu: İstanbul Medeniyet Üniversitesi

(5)

ii ÖNSÖZ

Üreticinin sorumluluğu konusu toplumu yakından ilgilendirmektedir. Zira toplumu oluşturan her birey esasında tüketicidir ve üreticinin sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler de tüketiciler ile üreticiler arasında adil bir dengenin sağlanmasına yöneliktir. Ülkemizde 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile üreticinin sorumluluğu konusu özel olarak düzenlenmiştir. Çalışmamızda üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu konusu yakın tarihte yürürlüğe girecek olan bu Kanun’un getirmiş olduğu yeni hükümler, onlara esas teşkil eden 25 Temmuz 1985 tarihli 85/374/AET sayılı AB Konsey Direktifi hükümleri ve ayrıca mevcut hükümlerimiz çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir.

Tez danışmanlığımı üstlenen, çalışmanın konusunun belirlenmesi ve hazırlanması sürecinde değerli görüşleriyle katkıda bulunan, tezimi geliştirmeye yardımcı olan ve desteğini esirgemeyen değerli tez danışman hocam Sayın Prof. Dr. Ümit GEZDER’ e teşekkürü borç bilirim. Savunma jürimde yer almayı kabul ederek beni onurlandıran kıymetli hocalarım Sayın Prof. Dr. M. Deniz YENER ve Sayın Dr. Öğr. Üyesi Özgür ARIKAN’ a teşekkürlerimi sunarım.

Uluç Ali Karyot İstanbul, 2020.

(6)

iii ÖZET

ÜRETİCİNİN AYIPLI MALIN SEBEP OLDUĞU ZARARLARDAN SORUMLULUĞU

Karyot, Uluç Ali

Yüksek Lisans Tezi, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Özel Hukuk Programı Danışman: Prof. Dr. Ümit Gezder

Eylül, 2020. 156 Sayfa.

AB Konseyi’nin 25 Temmuz 1985 tarihli 85/374/AET sayılı Direktifi ile üreticiye ayıplı malın sebep olduğu zararlar nedeniyle kusursuz sorumluluk getirilmiştir. Mevzuatımızın AB mevzuatı ile uyumlu olması hedeflendiğinden, 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nda üreticinin sorumluluğuna ilişkin hükümler Direktif’te yer alan hükümleri esas almıştır. Bu çalışma ile amaçlanan, üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu konusunun mevcut düzenlemeler, 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı ÜGTDK ve 85/374 sayılı AB Konsey Direktifi kapsamında incelenmesidir.

(7)

iv ABSTRACT

LIABILITY OF THE PRODUCER FOR DAMAGES CAUSED BY DEFECTIVE PRODUCT

Karyot, Uluç Ali

Master’s Thesis, Private Law Department, Private Law Program Supervisor: Prof. Dr. Ümit Gezder

September, 2020. 156 Pages.

The Council Directive 85/374/EEC of 25 July adopts liability without fault of the producer for damages caused by defective product. As it is aimed to harmonize our legislation with EU legislation, the provisions regarding the producer’s responsibility in the Product Safety and Technical Regulations Code No. 7223 which will enter into force on March 12, 2021, are based on the provisions of the The Council Directive 85/374/EEC of 25 July. The aim of this study is to examine the liability of the producer for damages caused by defective product within the scope of both the existing regulations, the Code No. 7223 which will enter into force on 12 March 2021, and the Council Directive 85/374/EEC of 25 July.

(8)

v İÇİNDEKİLER BİLDİRİM ... i ÖNSÖZ ... i ÖZET ... iii ABSTRACT ... iv KISALTMALAR ... x GİRİŞ ... 1 BÖLÜM I ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN ESASLAR, SORUMLULUĞUN HUKUKİ NİTELİĞİ VE TARİHİ GELİŞİMİ 1. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN ESASLAR ... 6

1.1. Üreticinin Sorumluluğu Kavramı ... 6

1.2. Üreticinin Sorumlu Tutulmasının Amacı ... 8

1.3. Üreticinin Sorumlu Tutulmak İstenmesinin Dayandığı Düşünce ... 8

1.4. Üreticinin Sorumluluğu Alanındaki Ayıp Kavramı... 9

1.5. Üreticinin Sorumluluğu Alanında Sözleşmesel Hükümlerin Yetersizliği ... 13

2. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ ... 18

2.1. Sözleşmesel Sorumluluk - Sözleşme Dışı Sorumluluk Bakımından ... 18

2.2. Kusur Sorumluluğu - Kusursuz Sorumluluk Bakımından ... 22

2.2.1. Olağan sebep sorumluluğu - tehlike sorumluluğu bakımından ... 26

3. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNUN TARİHİ GELİŞİMİ ... 29

3.1. Avrupa Birliği’ndeki Gelişim ... 29

3.1.1. 85/374 sayılı AB Direktifi uyarınca sorumluluğunun hukuki niteliği .. 35

3.2. Türk Hukukundaki Gelişim ... 36

(9)

vi

3.2.2. Ayıplı Malın Sebep Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında

Yönetmelik hükümleri bakımından... 42

3.2.3. 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri bakımından... 45

3.2.4. 6502 sayılı TKHK hükümleri bakımından ... 47

3.2.5. 7223 Sayılı ÜGTDK hükümleri bakımından ... 50

BÖLÜM II ÜRETİCİNİN AYIPLI MALIN SEBEP OLDUĞU ZARARLARDAN SORUMLULUĞUNUN KOŞULLARI 1. 85/374 SAYILI AB KONSEY DİREKTİFİ BAKIMINDAN ... 52

1.1. Ürünün Ayıplı Olması ... 52

1.1.1. Haklı güvenlik beklentisi ve belirlenmesi ... 53

1.1.1.1. Sunum ... 54

1.1.1.2. Makul olarak beklenen kullanım ... 55

1.1.1.3. Piyasaya sürülme zamanı ... 56

1.1.1.4. Haklı güvenlik beklentilerini belirleyen diğer hususlar ... 57

1.1.2. Ayıpların sınıflandırılması ... 59

1.1.2.1. Tasarım ayıpları ... 60

1.1.2.2. Fabrikasyon ayıpları ... 61

1.1.2.3. Bilim ve tekniğin gelişmesi sonucu ortaya çıkan ayıplar ... 62

1.1.2.4. Yanlış ve eksik bilgilendirmeden kaynaklanan ayıplar ... 64

1.2. Zarar ... 66

1.3. İlliyet Bağı ... 70

2. 7223 SAYILI ÜGTDK BAKIMINDAN ... 72

2.1. Ürünün Uygunsuz Olması ... 72

(10)

vii

2.3. İlliyet Bağı ... 79

3. TBK M. 49 KAPSAMINDA GENEL HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU BAKIMINDAN ... 80

3.1. Hukuka Aykırı Fiil ... 80

3.1.1. Ürünün ayıplı olduğunun belirlenmesi... 83

3.2. Zarar ... 86

3.3. İlliyet Bağı ... 89

3.4. Kusur ... 90

3.4.1. İmalat kaçağı veya gelişme riski sebebiyle ürünün ayıplı olması ... 95

4. TBK M. 66 KAPSAMINDA ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU BAKIMINDAN ... 96

4.1. Genel Şartlar ... 96

4.2. Özel Şartlar ... 98

4.2.1. Adam çalıştıran ile çalışan arasında bağımlılık ilişkisi ... 98

4.2.2. Zararın çalışanın işi gördüğü sırada hukuka aykırı davranışı sonucu meydana gelmesi ... 99

4.2.3. Kurtuluş kanıtının getirilmemiş olması ... 99

BÖLÜM III ÜRÜN KAVRAMI, SORUMLULAR, TAZMİNAT TALEP EDEBİLENLER VE SORUMLULUKLA İLGİLİ DİĞER KONULAR 1. ÜRÜN KAVRAMI ... 103

1.1. 85/374 Sayılı AB Konsey Direktifi Bakımından ... 103

1.2. 7223 Sayılı ÜGTDK Bakımından... 108

1.3. TBK Kapsamında Haksız Fiil Sorumluluğu Bakımından ... 111

2. SORUMLULAR ... 112

(11)

viii 2.1.1. Üretici ... 112 2.1.2. İthalatçı ... 115 2.1.3. Tedarikçi ... 116 2.2. 7223 Sayılı ÜGTDK Bakımından... 117 2.2.1. İmalatçı ... 117 2.2.2. İthalatçı ... 119 2.2.3. Dağıtıcı ... 119

2.3. TBK Kapsamında Haksız Fiil Sorumluluğu Bakımından ... 121

3. TAZMİNAT TALEP EDEBİLENLER ... 123

3.1. 85/374 Sayılı AB Konsey Direktifi Bakımından ... 123

3.2. 7223 Sayılı ÜGTDK Bakımından... 124

3.3. TBK Kapsamında Haksız Fiil Sorumluluğu Bakımından ... 124

4. SORUMLULUKLA İLGİLİ DİĞER KONULAR ... 125

4.1. Sorumluluğun Sınırlandırılması ... 125

4.2. Müteselsil Sorumluluk ... 126

4.3. Sorumluluktan Kurtuluş İmkanları ... 127

4.3.1. 85/374 Sayılı AB Konsey Direktifi bakımından ... 127

4.3.1.1. Üreticinin ürünü bizzat piyasaya sürmemiş olması ... 127

4.3.1.2. Ürünün piyasaya sürülürken ayıpsız olması ... 128

4.3.1.3. Ürünün ticari yahut mesleki faaliyet çerçevesinde üretilmemiş olması ... 129

4.3.1.4. Ürünün emredici hukuk kurallarına uygun üretilmesi... 130

4.3.1.5. Ürün piyasaya sürüldüğü sıradaki bilimsel ve teknolojik bilgi seviyesinin ürünün ayıplı olduğunu ortaya çıkarmak bakımından yetersiz kalması ... 131

(12)

ix

4.3.1.6. Bileşen parçadaki ayıbın, bileşen parçanın dahil edildiği ürünün tasarımından yahut da ürünün üreticisinin talimatlarından kaynaklanması

... 133

4.3.2. 7223 Sayılı ÜGTDK bakımından... 133

4.3.2.1. Ürünü bizzat piyasaya arz etmemiş olması ... 134

4.3.2.2. Uygunsuzluğun üçüncü kişilerin davranışlarından kaynaklanması ... 134

4.3.2.3. Ürünün emredici hukuk kurallarına uygun üretilmesi... 134

4.4. Sorumsuzluk Kaydı... 135

4.4.1. 85/374 sayılı AB Direktifi bakımından ... 135

4.4.2. 7223 sayılı ÜGTDK bakımından ... 135

4.4.3. TBK Kapsamında Haksız Fiil Sorumluluğu Bakımından ... 135

4.5. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre ... 136

4.5.1. 85/374 Sayılı AB Konsey Direktifi bakımından ... 136

4.5.2. 7223 sayılı ÜGTDK bakımından ... 137

4.5.3. TBK kapsamında haksız fiil sorumluluğu bakımından ... 137

4.6. Tazminatın Hesaplanması ... 138

4.6.1. 85/374 Sayılı AB Direktifi bakımından ... 138

4.6.2. 7223 sayılı ÜGTDK bakımından ... 138

4.6.3. TBK kapsamında haksız fiil sorumluluğu bakımından ... 139

4.7. Ürün Sorumluluğu Sigortası ... 140

4.8. Kanunlar İhtilafı ... 141

SONUÇ ... 144

(13)

x

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

ABAD : Avrupa Birliği Adalet Divanı ABD : Amerika Birleşik Devletleri AET : Avrupa Ekonomik Topluluğu a.g.e. : Adı Geçen Eser

a.g.t. : Adı Geçen Tez a.g.m. : Adı Geçen Makale AT : Avrupa Topluluğu

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

a.y. : Aynı Yer

BGB : Bürgerliches Gesetzbuch BK : 818 sayılı Borçlar Kanunu Bkz. : Bakınız

bs. : Baskı

C. : Cilt

c. : Cümle

COM : European Commission Der. : Derleyen

dn. : Dipnot

E. : Esas

EC : European Community

Ed. : Editör

(14)

xi

eTKHK : Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun EÜHFD : Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

f. : Fıkra

HD. : Hukuk Dairesi HGK : Hukuk Genel Kurulu

IOCU : International Organisation of Consumers Unions İÜHFM : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

K. : Karar

kıs. : Kısaca

L : Legislation

LRFP : Loi Fédérale Sur La Responsabilité Du Fait Des Produits

m. : Madde

MÖHUK : 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun

MÜHF-HAD : Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi

RG : Resmi Gazete

RO : Recueil Officiel Du Droit Fédéral

S. : Sayı

s. : Sayfa

SWD : Staff Working Document (European Commission)

T. : Tarih

TAAD : Türkiye Adalet Akademisi Dergisi TBK : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TCK : 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu

(15)

xii TDK : Türk Dil Kurumu

TKHK : 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun TMK : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu

ÜGTDK : 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu

(16)

1 GİRİŞ

Piyasaya sürülen ürünlerin sayı ve çeşitliliğinde görülen artışlar, bilim ve teknolojinin kaydettiği ilerlemelere paralel olarak sanayide yaşanan modernleşmenin ve pazarlama ile dağıtım alanında yaşanan gelişmelerin bir sonucudur.1 Bununla beraber söz konusu gelişmeler, piyasaya sürülen ürün çeşitliliğini arttırarak insan hayatını kolaylaştırsa da bazı tehlikeleri beraberinde getirmiştir.2

Tarım ve yiyecek sektöründe gıdaların genetiğinde değişiklik yapılması yahut hormon ilave edilmesi gibi yöntemlere başvurulması, üretim faaliyetlerinde yaşanan modernleşmenin insan sağlığı bakımından tehdit oluşturduğu gerçeğinin yalnızca bir örneğidir.3

Hakikaten endüstri toplumlarında elektronik sistemlerle çalışan büyük işletmelerin modern üretim sistemleriyle üretim faaliyetinde bulunduğu göz önüne alındığında, üretimin teknikleştiği apaçık ortadadır.4

Otomasyona dayalı üretim ise, salt teknik tehlikeyi ön plana alarak insan kusurundan kaynaklı tehlikenin arka planda kalmasına yol açmıştır.5

Öte yandan, ayıplı bir ürünün seri imalata konu edilmesi, üretilecek malların tümünün ayıplı olmasına sebebiyet vereceği için seri zararlara yol açabilecektir.6

Zira günümüzde uluslararası şirketler tarafından seri olarak üretilen ürünlerin dünyanın

1

Candan Yasan, “İmalatçının Sorumluluğuna Uygulanacak Hukuk” (Doktora Tezi, Galatasaray Üniversitesi, 2015), s. 5; Renan Baykan, Tüketici Hukuku Mevzuata İlişkin

Yorum-Eleştiri-Öneri, 2.bs. (İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları, 2005), s. 21. 2

Ayşe Havutçu, Türk Hukukunda Örtülü Bir Boşluk: Üreticinin Sorumluluğu (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2005), s. 17; Özcan Günergök, “Üreticinin Sorumluluğu Çerçevesinde Üreticinin Ürün Gözleme Yükümlülüğü”, EÜHFD, C. XII, S. 3-4 (2008), s. 314; Reşat Atabek, “İmalatçının 3. Kişilere Karşı Sorumluluğu”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. 10, S. 1 (1979), s. 160.

3

Tuba Akçura Karaman, Üreticinin Ayıplı Ürünün Sebep Olduğu Zararlar Nedeniyle

Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu (İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2008), s. 1. 4

Bilge Öztan, İmalâtçının Sorumluluğu (Ankara: Turhan Kitabevi Yayınları, 1982), s. 6.

5

Ergun Özsunay, “Türk Hukukunda Gerçek Bir Boşluk: Yapımcının Sorumluluğu”, Banka

ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. 10, S. 1 (1979), s. 106; Öztan, a.g.e., s. 6. 6

Serdar Demirci, “Ürün Sorumluluk Sigortasına Sorumluluk Hukuku ve Genel Şartlar Çerçevesinde Güncel Bir Bakış”, Ankara Barosu Dergisi, C. 77, S. 3 (2019), s. 123; Özsunay, a.g.m., s. 105.

(17)

2

farklı yerlerinde birçok kişi tarafından kullanıldığı dikkate alındığında bu ürünlerin ayıplı olması halinde geniş kitlelerin zarar görme riskinin bulunduğu gayet açıktır.7

Bunun yanı sıra, bilim ve teknolojinin ilerlemesi sonucu üretilen ürünlerin yapısının giderek daha karmaşık bir hal alması, üründeki ayıbın fark edilmesinin zorlaşmasına sebep olduğundan zararın doğmasında etkisi göz ardı edilemeyecek bir husustur.8 Diğer yandan, bir malın üretilmesi için gerekli olan ham madde ve ara parçaların çoğu kez farklı üreticiler tarafından üretilmesi ve üretim faaliyeti için kullanılacak teçhizatın da farklı işletmelerce hazırlanması, işbölümünün karmaşık bir yapıya büründüğünü göstermektedir.9

Hal böyleyken de montaj endüstrisi, zarar gören karşısına birden fazla imalatçı çıkarmakta ve zarar gören bakımından üründeki ayıptan kimin sorumlu olduğunu tespit edebilmek güçleşmektedir.10

Görüldüğü üzere üretimin otomasyona dayalı olması, seri üretime geçilmesi ve karmaşıklaşan işbölümü gibi sektörde yaşanan gelişmeler, üretilen malların ayıplı olması halinde toplumların risk altında bulunmasına ortam hazırlamıştır. Bununla beraber söz konusu gelişmeler, kişilerin piyasaya sunulan malların alıcısı olmayacağı, her türlü riskten uzak durmak için söz konusu ürünlerden faydalanmayacağı anlamına gelmemektedir. Zira günümüz toplumlarında gayet net olan husus, tüketici ihtiyaçlarının karşılanmasının mal yahut hizmetler vasıtasıyla sağlandığı ve bu mal yahut hizmetlerin ihtiyaç sahiplerine sunulabilmesinin ise üretici, satıcı, sağlayıcı gibi kimselerin faaliyetlerinin sonucunda mümkün olduğudur. Hatta, kişisel ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyin üzerinde bir üretim faaliyetinin ister istemez tüketim alışkanlığını ortaya çıkardığından söz edilmektedir.11 Bu itibarla kişilerin gerçek ihtiyaçlarının değil, tüketme ihtiyaçlarının karşılanmasının amaç haline geldiği ve toplumların da tüketim toplumu niteliğine

7

Akçura Karaman, a.g.e., s. 2.

8

Oğuz Sadık Aydos, Ürün Sorumluluğu (Ankara: Adalet Yayınevi, 2009), s. 92; Çiğdem Kırca, Ürün Sorumluluğu (Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, 2007), s. 32. 9 Öztan, a.g.e., s. 7. 10 Özsunay, a.g.m., s. 106. 11

Betül Tiryaki, Tüketicinin Korunması Hukuku Açısından Ayıplı Hizmetten Doğan

(18)

3 büründüğü ifade edilmektedir.12

İnsan yaşamının giderek tüketime bağlı bir hal alması ise, malların ayıplı üretildiği takdirde sebep olabileceği zararlardan kaçınmanın zorluğunu ortaya koymaktadır. Hal böyleyken13

, kanun koyucular harekete geçmiş ve üreticinin sorumluluğu konusunda düzenlemeler yapma yoluna gitmiştir. Kuşkusuz, bu düzenlemeler yapılırken her iki tarafın menfaatlerinin gözetilmesi büyük önem arz etmektedir.

Belirtmek gerekir ki ülkemiz, üreticinin ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğu konusunda oldukça tartışmalı bir süreç geçirmiştir. Gerçekten de konunun 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı eTKHK14’da ayıba karşı tekeffül borcundan bağımsız olarak ele alınıp alınmadığı konusunda görüş birliği sağlanamadığı gibi, bu Kanun’un 2003 yılında 4822 sayılı Kanun15

ile değiştirilmesinden sonraki halinde dahi sorumluluğun hukuki niteliği ve şartları bakımından ayrık fikirler ortaya atılmıştır. 4077 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik16

(Ayıplı Mal Yönetmeliği) ise AB Konseyi’nin 25 Temmuz 1985 Tarihli ve 85/374/AET sayılı Direktifi17

ile öngörülen sorumluluğu esas alsa da 4077 sayılı eTKHK’da yer alan hükümler ile çeliştiğinden, üreticinin sorumluluğu konusuna herhangi bir çözüm getirememiş, hatta bu konudaki tartışmaları daha da büyütmekten öteye

12

Baykan, a.g.e., s. 22; İ. Yılmaz Aslan, 6502 Sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, 5.bs. (Bursa: Ekin Yayınevi, 2015), s. 2.

13

Son birkaç on yıldır, ayıplı ürünlerin sebep olduğu zararların tazmini, ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin çoğunda önemli bir siyasi ve yasal gündem olmuştur. Bkz. Mathias Reimann, "Liability for Defective Products at the Beginning of the Twenty-First Century: Emergence of a Worldwide Standard.", American Journal of Comparative Law, C. 51, S. 4 (2003), s. 751, https://heinonline.org [Erişim 29.03.2020].

14

RG Tarihi: 08.03.1995, RG Sayısı: 22221 (Yürürlük tarihi: 08.09.1995.)

15

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, RG Tarihi: 14.03.2003, RG Sayısı: 25048.

16

RG Tarihi: 13.06.2003, RG Sayısı: 25137 (Yürürlük tarihi: 14.06.2003).

17

AB Resmi Gazetesi, L 210, 7.8.1985, s. 29-33. (Council Directive 85/374/EEC of 25 July 1985 on the approximation of the laws, regulations and administrative provisions of the Member States concerning liability for defective products); Söz konusu Direktif’e Ürün

Sorumluluğu Direktifi (Product Liability Directive) de denilmektedir. Bkz. Taivo Liivak,

"Liability of a Manufacturer of Fully Autonomous and Connected Vehicles under the Product Liability Directive," International Comparative Jurisprudence, C. 4, S. 2 (2018), s. 178, https://heinonline.org [Erişim 29.03.2020]; Kırca, a.g.e., s. 1; Ayrıca bu Direktif’te, Avrupa Parlamento ve Konseyi’nin 10 Mayıs 1999 tarihli 1999/34/AT sayılı Direktifi (AB Resmi Gazetesi, L 141, 4.6.1999, s. 20.) ile değişiklik yapılmıştır.

(19)

4

geçememiştir. Öte yandan 2002 yılında 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun18

yürürlüğe girmiş ve bu sefer de üreticinin hukuki sorumluluğunun burada düzenlenip düzenlenmediği hususu tartışılmaya başlanmıştır. Tüm bu tartışmalar sürerken 2014 yılında 6502 sayılı TKHK19’nın yürürlüğe girmesiyle 4077 sayılı eTKHK yürürlükten kalkmıştır. Bununla beraber 4077 sayılı eTKHK’dan farklı olarak 6502 sayılı TKHK’da üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu konusuna yer verilmemiştir. Bu durum da, Ayıplı Mal Yönetmeliği’nin yürürlükte kalmaya devam edip etmediği tartışmalarına yol açmıştır.

Görüldüğü üzere Türk Hukuku, üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu bakımından özel bir düzenleme ihtiyacı hissetmiştir. Bununla beraber söz konusu ihtiyacın varlığı göz ardı edilmemiştir. Gerçekten de 2013 yılından bu yana konu ile ilgili çalışmalar yapılmış ve nihayet ürün sorumluluğu tazminatını düzenleyen 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu20 (ÜGTDK) 12.03.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bununla beraber ÜGTDK yürürlük maddesi gereği 12 Mart 2021’de yürürlüğe girecektir.

Bu çalışma ile amaçlanan, Hukukumuzda uzun süredir yoğun bir şekilde özel olarak düzenlenmesi ihtiyacı hissedilen üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu konusunun21

mevcut düzenlemeler, 12.03.2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı ÜGTDK ve ayrıca onun hazırlanmasında etkili olan 85/374 sayılı AB Konsey Direktifi kapsamında ele alınarak incelenmesidir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, çalışmada üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararların tazmin edilmesinin amaçlandığı hukuki sorumluluğu incelenecektir. Bu bakımdan,

18

RG Tarihi: 11.07.2001, RG Sayısı: 24459 (Yürürlük Tarihi: 11.01.2002).

19

RG Tarihi: 28.11.2013, RG Sayısı: 28835 (Yürürlük Tarihi: 28.05.2014).

20

RG Tarihi: 12.03.2020, RG Sayısı: 31066 (Yürürlük Tarihi: 12.03.2021).

21

Nitekim hem 6502 sayılı TKHK hem de 4703 sayılı Kanun bulunmasına rağmen, ürün sorumluluğunun ve dolayısıyla da ürün sorumluluğu tazminatının hukuki anlamda net bir düzenlemeye oturtulmadığı ve hukuki niteliğinin ortaya konulamadığı, dolayısıyla da ürün sorumluluğu hakkında özel düzenleme ihtiyacının bulunduğu ifade edilmişti. Bkz. Şebnem Akipek, “Bedensel Zararların Tazmini Kapsamında Tüketici Hukuku Yönünden Ürün Sorumluluğu”, Yeni Gelişmeler Işığında Bedensel Zararların Tazmini Uluslararası Kongre

(20)

5

üreticinin malın ayıplı olması sebebiyle her türlü sorumluluğu değil, yalnızca

üreticinin sorumluluğu alanındaki giderim yükümlülüğüne esas olan zararlardan

dolayı sorumluluğu bu çalışmanın kapsamındadır. Üreticilerin cezai sorumluluğu yahut da uymaları gereken düzenlemelere uymamaları dolayısıyla idari yaptırımların uygulanması da gündeme gelebilecek olmakla beraber, söz konusu hususlar bu çalışmanın kapsamına dahil değildir.

(21)

6

BÖLÜM I

ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN ESASLAR,

SORUMLULUĞUN HUKUKİ NİTELİĞİ VE TARİHİ GELİŞİMİ

1. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN ESASLAR

1.1. Üreticinin Sorumluluğu Kavramı Üreticinin22

sorumluluğu ile ifade edilen, bir malı üreterek onu piyasaya süren kimsenin, bu malın ayıplı23 olması sebebiyle toplumdaki kişilerin hukuken korunan mal ve bedensel varlıklarına verilen zararlardan sorumlu tutulması, bu zararları tazmin etmesidir.24 Dolayısıyla bu sorumluluktan söz edebilmek için ayıplı bir malın

22

Öğretide, üreticinin sorumluluğu alanında üretici yerine imalatçı yahut yapımcı kelimeleri de kullanılmaktadır. Ayrıca mevzuatımız bakımından 4077 sayılı eTKHK’da imalatçı-üretici şeklinde, Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik’de

İmalatçı-Üretici şeklinde, 7223 Sayılı ÜGTDK’da imalatçı şeklinde, 5718 sayılı

MÖHUK’da imâlatçı şeklinde ifade edilmiştir.

23

Öğretide, üreticinin sorumluluğu alanında ayıplı yerine hatalı, bozuk, kusurlu, güvensiz gibi sözcükler de tercih edilmektedir. Özsunay, ayıplı yahut bozuk ürün denilmesini tercih etmiş, hatalı ürün denilmesinin tercih edilmesinin ise hukuk terminolojisine uygun olmadığını ifade etmiştir. Bkz. Ergun Özsunay ve R. Murat Özsunay, “Araçlardaki Bozukluk Nedeniyle Üçüncü Kişilere Gelen Zararlardan Dolayı Üreticinin Sorumluluğu”, Tüketici

Hukuku Konferansı, Ed. Hüseyin Can Aksoy (Ankara: Yetkin Yayınları, 2016), s. 207,

dn.12; Yavuz ise bozuk, hatalı ürün denilmesini tercih etmiştir. Bkz. Cevdet Yavuz, “Tüketicinin Korunması Bakımından İmalatçının (Ürün) Sorumluluğu”, Prof. Dr. Mustafa

Dural’a Armağan, Ed. Tufan Öğüz, (İstanbul: Filiz Kitabevi, 2013), s. 1316; Atamer ise

Türkçe dilinde yerleşik kavramın imalat hatası olması dolayısıyla hatalı ürün denilmesini uygun görmüştür. Bkz. Yeşim M. Atamer, “Avrupa Topluluğu Hukukunda İmalatçının Sorumluluğu”, Tüketicinin Korunması Semineri, Ed. Ebru Ceylan (Ankara: Türkiye Adalet Akademisi Yayınları, 2007), s. 73; Havutçu ise, hata teriminin irade sakatlığı hallerinden birini çağrıştırabilecek olmasına rağmen üründeki bir bozukluğu ifade etmek bakımından hata teriminin hukukumuzda yadırganan bir terim olmadığını belirterek hata terimini kullanmayı tercih etmiştir. Bkz. Havutçu, a.g.e., s. 23,24.

24

Öztan, a.g.e., s. 21; Yavuz, İmalatçı, s. 1316; Zeynep Derya Tarman, “Türk Hukukunda İmalatçının Sorumluluğuna Genel Bir Bakış”, İÜHFM, C. LXV, S. 2 (2007), s. 299,300.

(22)

7

piyasaya sürülmesi ve ayıbı takip eden zarar25 doğması gerekir.26 Esas itibarıyla ürün sorumluluğu, bu zararların tazmini amacıyla öngörülmüş bir hukuki kurumdur.27 Nitekim ürün sorumluluğu, piyasaya sürülen28 ayıplı ürünün sebep olduğu zararlar dolayısıyla tazminat yükümlülüğünü ifade eder.29

Bir başka deyişle ürün sorumluluğu, güvenli olmayan bir ürünün üreticisi tarafından piyasaya sürülmesi halinde üreticinin ve ayrıca koşulları sağlıyorsa tedarik zincirine katılan diğer kimselerin, ürünün sebep olduğu zararlar dolayısıyla hukuki tazmin borcunu konu alır.30

Hatta daha geniş bir bir ifadeyle ürün sorumluluğunun, bir ürünün ham madde aşamasından kullanımına kadar varan tasarım, proje, dağıtım, pazarlama ve satış gibi tüm aşamaları kapsayacak şekilde kanuni sorumluluklar silsilesi olarak nitelendirilebileceği ifade edilmiştir.31

Bu yönüyle de ürün sorumluluğunun, üreticinin sorumluluğundan daha kapsamlı olduğu kabul edilir.32

Ayrıca bu sorumluluğun, Sorumluluk Hukuku ile Tüketici Hukukunun kesişiminde yer alan bir sorumluluk türü olduğu belirtilmektedir.33

25

Ayıbı takip eden zararlar, diğer bir ifadeyle ayıba refakat eden zararlar, ayıplı malın kendisinin dışındaki hukuki değerlerde ortaya çıkan zararları ifade eder. Bkz. Kırca, a.g.e., s. 18.

26

Tiryaki, Hizmet, s. 117.

27

Akın Ünal ve Arif Kalkan, “Türk Hukukunda Ürün Sorumluluğu Üzerine Olan ve Olması Gereken Hukuka Dair Genel Düşünceler”, TAAD, Yıl: 11, S. 39 (2019), s. 46; Bu durum, Öğretide Yavuz’un imalatçının (ürün) sorumluluğu şeklindeki ifadeyi tercih etmesinden de anlaşılabilir. Bkz. Yavuz, İmalatçı, s. 1316.

28

Ürün sorumluluğunu kuran olgu, ürünün ayıplı olarak üretilmesi değil, ayıplı ürünün piyasaya sürülmesidir. Bkz. Fadıl Yıldırım, “Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerden Sorumluluk”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sorumluk ve Tazminat Hukuku

Sempozyumu (28-29 Mayıs 2009), s. 247. 29

Kırca, a.g.e., s. 1.

30

İnan Deniz Dinç, Ürün Sorumluluk Sigortasında Rizikonun Konusu ve Teminatın Kapsamı (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2017), s. 56.

31

Akipek, a.g.m., s. 24.

32

Burcu G. Özcan Büyüktanır, “Tüketicinin ve Üçüncü Kişilerin Ayıplı Satılanın Kullanılması Nedeniyle Ortaya Çıkan Bedensel Bütünlük İhlali Halinde Manevi Zararlarının Tazmini”, AÜHFD, C. 67, S. 3 (2018), s. 497.

33

Emrah Kulaklı, Ürün Sorumluluğu ve Ayıp Kavramı (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2009), s. 5.

(23)

8 1.2. Üreticinin Sorumlu Tutulmasının Amacı

Tüketicilerin korunmasının sağlanabilmesi için onların hem sağlığının, hem güvenliğinin ve hem de ekonomik çıkarlarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınması amaçlanır.34

Üreticinin sorumluluğunun amacı da bu doğrultuda olup, can ve mal güvenliği bakımından tehlike arz eden, güvenli olmayan ürünlerin piyasaya sürülmesinin sebebiyet verebileceği zararlara karşı toplumun korunmasıdır.35 Dolayısıyla üreticinin sorumluluğu toplumun korunmasını amaçladığından, yalnızca tüketicinin korunması ile sınırlı olmayan, herkese karşı olan bir sorumluluktur.36 Nitekim üretilerek piyasaya sürülmüş bulunan her ayıplı malın, toplumda yaşayan kişilerin hem mal varlıklarını hem de kişilik haklarını tehlikeye attığı bir gerçektir.37 Bu bakımdan üreticilerin sorumlu tutulmasıyla, üründeki ayıbın başkalarının bütünlük değerleri üzerinde yarattığı riski üstlenmeleri amaçlanır.38

Keza ürün sorumluluğunun, ürün güvenliği düşüncesi üzerine kurulu bir sorumluluk olduğu belirtilmektedir.39

1.3. Üreticinin Sorumlu Tutulmak İstenmesinin Dayandığı Düşünce

Piyasaya sunulmuş ayıplı bir ürünü alan, kullanan yahut da ürünle hiçbir ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerin mal yahut bedensel varlıklarına verilen zararlardan ötürü o ürünün üreticisine sorumluluk yüklenmesinin esas sebebi, ürünün ayıplı olmasına sebebiyet verenin üretici olduğu düşüncesinin hakim olmasıdır.40

Zira üretim faaliyetleri, üreticinin kendi alanında gerçekleştirilir.41

Bu bakımdan üreticinin sebebiyet verdiği ayıplardan satıcının sorumlu tutulmasının amaca uygun olmadığı ifade edilmektedir.42

Gerçekten de ürünün nihai kullanıcıya ulaştırılmasını

34

Tiryaki, Hizmet, s. 27.

35

Akçura Karaman, a.g.e., s. 192.

36

Betül Tiryaki, “Avrupa Konseyi’nin 25.7.1985 Tarihli Direktifi’ne Göre Üreticinin Sorumluluğunun Şartları ve Tüketicinin Korunması Mevzuatı İle Mukayesesi”, AÜHFD, C. 55, S. 2 (2006), s. 230. 37 Aslan, a.g.e., s. 214. 38 Havutçu, a.g.e., s. 22. 39 Dinç, a.g.e., s. 55. 40 Öztan, a.g.e., s. 1. 41 Dinç, a.g.e., s. 69. 42 Özsunay, a.g.m., s. 107.

(24)

9

sağlamak üzere aralarında satıcının da bulunduğu tedarik zincirinde yer alan kişilerin, ürünün yapımına herhangi bir etkileri söz konusu değildir ve hatta, içinde bulundukları şartlar dolayısıyla mal hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları, özellikle paketlenmiş ürünleri kontrol etmeleri dahi çoğu zaman olanaksızdır.43

Üretici ise hem üretim sürecine daha hakim olduğu için malı güvenli kılmak bakımından, hem de ayıplı malın sebep olduğu zararların tazmin edilebilmesi için ödeme gücü bakımından herhangi bir satıcıya göre daha iyi konumdadır.44

Keza üretici, kuşkusuz sorumluluk sigortası yaptırabilir ve sigorta primlerini de ürünün fiyatına yansıtabilir.45 Bunun yanı sıra, ürünü piyasaya süren ve ondan ekonomik fayda sağlayan kişinin üretici olması, ürünün güvenli olmaması dolayısıyla doğacak zararlardan da onun sorumlu tutulmasını gerektirir.46

1.4. Üreticinin Sorumluluğu Alanındaki Ayıp Kavramı

Bir malın ayıplı olması, o malın olması gereken durumda olmamasını ifade eder.47 Dolayısıyla da ayıp kavramının, hem uygunluk ayıplarını hem de güvenlik ayıplarını içerisinde barındıran bir kavram olduğundan söz edilir.48

Üreticinin sorumluluğuna yol açan ayıplar güvenlik ayıpları, diğer bir ifadeyle güvenlik eksiklikleridir.49

Bu bakımdan üreticinin sorumluluğu alanındaki ayıp, esas

43

Özsunay, a.g.m., s. 107; Kırca, a.g.e., s. 7.

44

Baykan, a.g.e., s. 335.

45

Marija Karanikic, "Development Risks," Annals of the Faculty of Law in Belgrade

International Edition (2006), s.118, https://heinonline.org [Erişim 29.03.2020]; Baykan, a.g.e., s. 335. 46 Havutçu, a.g.e., s. 17. 47 Öztan, a.g.e., s. 23. 48

Akçura Karaman, a.g.e., s. 15; Ayıp kavramının hem fonksiyonel gereklilikleri hem de güvenlik gerekliliklerini kapsadığı belirtilmiştir. Bkz. Eleonora Rajneri Karageorgevitch, “La notion de défectuosité du produit dans les jurisprudences des pays européens”, Revue

internationale de droit comparé, C. 67, S. 1 (2015), s. 199, www.persee.fr/doc/ridc_0035-3337_2015_num_67_1_20481 [Erişim 22.03.2020].

49

Dinç, a.g.e., s. 108; Akçura Karaman, a.g.e., s. 14,15; İmalatçının sorumluluğu alanındaki ayıbın geleneksel anlayıştan ayrılmış olduğu ve Amerikan Hukukunun etkisinde kalarak, ürününün beklenen güvenliği sağlamaması şekline büründüğü ifade edilmektedir. Bkz. F. Yıldırım, a.g.m., s. 248; Güvenlik ayıbı terimi Türk öğretisi ve uygulaması bakımından yerleşik bir terim olmamakla beraber giderek yer edinmeye başlamıştır. Bkz. Akçura Karaman, a.g.e., s. 193; Ayrıca TBK’nın 69. maddesine karşılık gelen mülga 818 sayılı BK m. 58 uyarınca yapı malikinin sorumluluğunun esas itibarıyla güvenlik ayıbının varlığına

(25)

10 itibarıyla ürünün güvenli olmamasını50

, başka bir deyişle beklenen güvenlikte olmamasını ifade eder.51 Dolayısıyla da bu ayıbı taşıyan üründe, başkalarının beden bütünlüğü veya malvarlığı değerleri bakımından zarar tehlikesi yaratan bir eksiklik söz konusudur.52

Söz konusu güvenlik eksikliğinin üründe bulunup bulunmadığı tespit edilirken tüm koşullar dikkate alınarak ürünün kendisinden haklı olarak beklenen güvenliği53

sağlayıp sağlamadığına bakılır.54 Bu bakımdan üreticinin sorumluluğu alanında malın ayıplı olup olmadığının tespiti için yapılacak değerlendirme objektif ölçüte bağlanmıştır.55

Örneğin bir sandalyenin, yalnızca ortalamanın üzerinde kilosu olan bir kimse oturduğu için kırılması ve oturan kişinin düşmesine sebebiyet verdiği bir durumda, toplumun haklı olarak o sandalyenin çeşitli ağırlıktaki kişilerin güvenle oturabilmesine dair beklentisinin bulunduğu kabul edilirse, sandalye, haklı güvenlik beklentilerini karşılamadığından ayıplı kabul edilecektir.

Uygunluk ayıbı ise sözleşmenin taraf arzusuna uygun olarak ifa edilmediğini gösteren bir ayıp olduğundan yalnızca sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğu hallerde söz konusu olabilir.56

Bilindiği üzere sözleşme hukukunda ayıp, genel olarak sözleşme konusunun olması gereken durumda olmamasını ifade ettiğinden, sözleşme konusunun ayıplı olması halinde ondan sözleşme ile öngörülen amaca uygun şekilde fayda sağlanamayacaktır. Örneğin, bir elektrik süpürgesinin yerden tozları çekemediği, buzdolabının yeterince soğutamadığı, telefonun tuş takımının

bağlandığı, maddedeki bozukluk, eksiklik olarak ifadesini bulan güvenlik ayıbının, toplumun genel güvenlik beklentileri dikkate alınarak objektif şekilde belirlendiği ifade edilmiştir. Bkz. Akçura Karaman, a.g.e. s. 190-192.

50

Esas itibarıyla ürün sorumluluğunda ayıp kavramını ifade etmek üzere en uygun ifade

güvensiz, güvenli olmayan, tehlikeli anlamında bir kelime olsa da söz konusu kelimelerin

ürün güvenliği ile ilgili kamu hukukuna dair tedbir ve idari cezalarla ilgili sorumlulukla ilgili olarak kullanılması dolayısıyla özel hukuk düzenlemeleri arasında yer almasının hatalı bağlantılar kurulması ve nitelendirmeler yapılmasına sebep olabileceği ve olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Kırca, a.g.e., s. 129.

51

H. Tamer İnal, Tüketici Hukuku, 3.bs. (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2014), s. 75,76; Özcan Büyüktanır, a.g.m., s. 503.

52

Yavuz, İmalatçı, s. 1316.

53

Hâkim haklı güvenlik beklentisini belirlerken takdir yetkisine dayanacak ve tüm hal ve şartları dikkate alacaktır. Bkz. Kırca, a.g.e., s. 134.

54

Havutçu, a.g.e., s. 22.

55

Tarman, İmalatçı, s. 315.

56

(26)

11

çalışmadığı, şemsiyenin su geçirdiği, aracın öngörülenin iki katı yakıt yaktığı, hoparlörün sesi kesik kesik verdiği hallerde ayıp söz konusudur ve bu tür ayıplar ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açar. Dolayısıyla ürünün sözleşme ile açıkça veya zımnen kararlaştırılan niteliklere uygun olmaması sebebiyle uygunluk ayıbı taşıdığı hallerin, sözleşmeye dayalı sorumluluk hükümleri ile çözümleneceği ve böylelikle zarar görenin ekonomik menfaatinin korunacağı ifade edilmekte; sözleşmeye taraf olmayan kişilerin üründeki güvenlik ayıbı dolayısıyla zarar görmeleri halinde ise sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereği sözleşmeye dayalı sorumluluk hükümleri uygulanamayacağından güvenlik ayıplarınin farklı bir düzenlemeyi gerektirdiği kabul edilmektedir.57

Nitekim Avrupa Birliği’nde de ayıba karşı tekeffül hükümleri ile üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu bakımından farklı düzenlemeler getirilmiştir. Sözleşmeye uygun olmama anlamına gelen ayıp kavramı Avrupa Birliği’nde 25 Mayıs 1999 tarihli

Tüketici Malları Satım Sözleşmeleri ve İlgili Garantilerin Bazı Yönleri Hakkında

1999/44/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi58’nde düzenlenmişken,

güvenlik ayıbı sebebiyle tazminat ise 25 Temmuz 1985 tarihli Üye Devletlerin Ayıplı

Ürünlerden Doğan Sorumluluk ile İlgili Hukuki ve İdari Düzenlemelerinin Uyumlaştırılmasına İlişkin 85/374/AET sayılı Konsey Direktifi’nde düzenlenmiştir.

Gerçekten de üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu ile ayıba karşı tekeffül sorumluluğu farklı sorumluluklardır.59

Her ne kadar üreticinin ayıplı malın sebep olduğu zararlardan sorumluluğu hakkında uygulanmak üzere ilk akla gelen hükümler ayıba karşı tekeffül hükümleri olsa da, ayıba karşı tekeffül hükümlerinin amacı, fonksiyonu ve şartları dikkate alındığında üreticinin sorumluluğu meselesinde uygulanmak bakımından uygun bir çözüm sağlamadığı

57

Akçura Karaman, a.g.e., s. 16.

58

AB Resmi Gazetesi, L 171, 7.7.1999, s. 12-16. (Directive 1999/44/EC of the European Parliament and of the Council of 25 May 1999 on certain aspects of the sale of consumer goods and associated guarantees) Bu Direktif’te 2011/83/AT sayılı Konsey Direktifi (AB Resmi Gazetesi, L 304, 22.11.2011, s. 64) ile değişiklik yapılmıştır.

59

Mustafa Alper Gümüş, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi Cilt 1 (İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2014), s. 107; Kulaklı, a.g.e., s. 2; Özlem Döğerlioğlu Işıksungur, “Avrupa Birliği Elektrik Piyasasında Tüketicinin “Ayıba” Karşı Korunması”,

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 13, S. 1 (2011), s. 102; Demirci,

(27)

12 görülmüştür.60

Nitekim ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna sebep olan ayıp, tarafların edimleri arasındaki mübadele amacını zedeleyerek dengenin bozulmasına neden olduğundan, ayıba karşı tekeffül borcu ile de bu dengenin yeniden kurulması amaçlanır.61

Halbuki üreticinin sorumluluğu ile ise kişilerin bütünlük menfaatlerinin korunması amaçlanır.62

Dolayısıyla da ürün sorumluluğu, bir ürünün işlevini gerçekleştirip gerçekleştirmediği ile değil, güvenliğin sağlanıp sağlanmadığı ile ilgilenir.63 Bu bakımdan burada malın sözleşmeye uygun olması yahut da fonksiyonlarını yerine getirebiliyor olmasına dair bir beklenti değil, malın bir kimsenin can ve mal güvenliğini tehlikeye atmayacak özelliklere sahip olmasına dair bir beklenti söz konusudur.64

Bu beklentinin sağlanabilmesi de ürünün güvenli olmasından geçer. Dolayısıyla da her iki sorumluluğun temelinde malın ayıplı olması bulunsa da, üreticinin sorumluğuna yol açan ayıp kavramı ile ayıba karşı tekeffül borcu kapsamındaki ayıp kavramı esaslı bir biçimde ayrılmıştır.65

Örneğin, bir cep telefonu kabının esnek olduğu ve telefona rahatça takılabileceği belirtilmiş olmasına rağmen en ufak bir esneme olmaması halinde ayıba karşı tekeffül hükümleri uygulanırken, söz konusu kabın üzerinde yer alan kimyasal maddelerin insan cildinde alerji yapması halinde üreticinin sorumluluğu gündeme gelir. Bir tost makinesinin ekmeği yeterince ısıtmaması halinde uygunluk ayıbı söz konusu iken, normal kullanıma rağmen fazla ısınıp patlaması ise güvenlik ayıbı teşkil eder. Keza, bir monitörün renkleri canlı göstereceği öngörülmesine rağmen soluk göstermesi halinde uygunluk ayıbı söz konusu iken, söz konusu monitöre dokununca elektrik çarpıyorsa bu halde güvenlik ayıbı söz konusudur.

Belirtmek gerekir ki ürünün sözleşme ile açıkça veya zımnen kararlaştırılan niteliklere uygun olabilmesi için güvenlik ayıbı da taşımaması gerektiğinden,

60

Havutçu, a.g.e., s. 24.

61

Hasan Petek, İlaç Üreticisinin Hukuki Sorumluluğu (Ankara: Yetkin Yayınları, 2009), s. 64.

62

Yeşim M. Atamer ve Ece Baş, “Avrupa Birliği Hukuku İle Karşılaştırmalı Olarak 6502 Sayılı Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Uyarınca Satım Sözleşmesinde Ayıptan Doğan Sorumluluk”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 88, Özel S. 1 (2014), s. 50.

63

Çağlar Özel, Tüketicinin Korunması Hukuku, 3.bs. (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2016), s. 135.

64

Kırca, a.g.e., s. 127.

65

(28)

13

uygunluk ayıbının güvenlik ayıbını kapsadığı, başka bir deyişle güvenlik ayıbının bulunduğu hallerin aynı zamanda uygunluk ayıbı da teşkil edeceği belirtilmektedir.66 Dolayısıyla da güvenli olmayan her ürünün ayıplı olduğu kabul edilebilmekle beraber, ayıplı olan her ürünün güvensiz olduğu gibi bir sonuca varılamayacaktır.67 Bu bakımdan dikkat edilmesi gereken husus, maldaki bir ayıbın hem ayıba karşı tekeffül hükümlerine hem de üreticinin sorumluluğuna yol açmasının mümkün olduğudur. Örneğin, pedalı kitlenip duran bir bisikletin hem sözleşme ile beklenen faydayı hem de sürüş emniyetini sağlamadığı dikkate alındığında taşıdığı ayıbın, hem ayıba karşı tekeffül sorumluluğunu hem de üreticinin sorumluluğunu kuran bir ayıp olduğu kuşkusuzdur. Bu tür durumlarda hem ayıba karşı tekeffül sorumluluğu hem de üreticinin sorumluluğu ile ilgili tüm koşullar değerlendirilerek şartları sağlaması halinde ilgili sorumluluk hükümlerine başvurulabilecektir.

1.5. Üreticinin Sorumluluğu Alanında Sözleşmesel Hükümlerin Yetersizliği Günümüzde ürünler bir nakil zinciri içerisinden geçerek alıcıya ulaşmaktadır.68

Diğer bir ifadeyle üretici ile nihai kullanıcı arasına başkaca kimselerin de dahil olması sebebiyle ürün, nihai kullanıcıya ulaşana dek çok kez el değiştirmektedir.69 Dolayısıyla da günümüzde bir ürünün nihai satıcısı ile üreticisi genellikle farklı kişilerdir.70

Gerçekten de bir ürünü temin etmek isteyen kişi, genel olarak nihai satıcı ile irtibata geçmekte ve üretici ile değil nihai satıcı ile sözleşme yapmaktadır.71

Dolayısıyla da ürünü bu şekilde temin eden ile üretici arasında akdi bağ oluşmadığından, üreticiye karşı sözleşmeye dayanılarak herhangi bir talepte bulunulması gibi bir durum da mümkün olamamaktadır. Ayrıca üretici kural olarak satıcının ifa yardımcısı olmadığı gibi, üreticinin üründeki ayıplar için garanti vermesi halinde dahi üründeki ayıpların 66 Dinç, a.g.e., s. 109. 67 Aslan, a.g.e., s. 219. 68 Öztan, a.g.e., s. 31. 69 Aydos, a.g.e., s. 92. 70

Atabek, a.g.m., s. 164,165; Atamer, a.g.m., s. 73; Aslan, a.g.e., s. 214; Hayrunnisa Özdemir, “Ayıplı Mal”, Tüketici Hukuku Davaları, Editörler: Oya Şahin McCarthy ve Mutlu Dinç (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2017), s. 178,179; Tarman, İmalatçı, s. 301.

71

(29)

14

sebep olduğu zararlar kural olarak bu garanti kapsamında değildir.72

Zira garanti ile verilen güvence, kural olarak tüketicinin üründen faydalanmasına ilişkin menfaatidir.73

Ürünü nihai satıcıdan satın alan kişinin, üründeki ayıp dolayısıyla zarara uğraması halinde sözleşmeye aykırılık hükümlerine dayanarak satıcıya karşı tazminat talebinde bulunması elbette mümkündür.74

Zira satıcının alıcıya ayıplı mal teslim etmesi borcun gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Dolayısıyla da alıcı TBK m. 112 hükmüne başvurabilir. Keza satış sözleşmesi bakımından ayıba karşı tekeffül hükümlerinde alıcının seçimlik haklarını düzenleyen TBK m. 227 f. 2 hükmü de, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkını saklı tutmuştur. Dolayısıyla alıcı, hem TBK m. 223 uyarınca muayene ve ihbar külfetini yerine getirmese hem de TBK m. 231’de yer alan zamanaşımını süresini kaçırsa dahi TBK m. 146’da yer alan on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde TBK m. 112 uyarınca satıcıdan zararlarının tazmin edilmesini talep edebilecektir.75 Ancak TBK m. 112 hükmüne dayanılması halinde satıcı, malın ayıplı olmasında kusurunun bulunmadığını ispatlarsa alıcının zararlarını gidermek zorunda kalmayacaktır. Zira sözleşmesel sorumluluk kusur esasına dayanmaktadır.76

Dolayısıyla da ayıplı üründen zarar gören kişinin, sözleşmenin karşı tarafından uğradığı zararları tazmin edebilmesinin önündeki engellerden biri söz konusu sözleşmenin karşı tarafının kusurunun bulunmaması halidir. 72 Havutçu, a.g.e., s. 46,47. 73 Dinç, a.g.e., s. 62. 74 Atamer, a.g.m., s. 73. 75

Mustafa Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler Cilt 1, 3.bs. (İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2013), s. 95.

76

Öztan, a.g.e., s. 40. Üreticinin ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğu, kira, eser ve bağışlama sözleşmesinde de gündeme gelebilir. Bkz. Öztan, a.g.e., s.43. Nitekim İnceoğlu, eser sözleşmelerinin iş görme sözleşmeleri olmakla beraber, bu sözleşmelerden kaynaklanan edimin gereği gibi yerine getirilmediği her halin ayıplı hizmet olarak kabul edilmemesi gerektiği, zira yüklenicinin eser sözleşmesinde mal sağlama taahhüdünde bulunabileceğini belirtmiştir. Bkz. M. Murat İnceoğlu, “Ayıba Karşı Tekeffül ve Garanti Sorumluluğu”, Yeni Tüketici Hukuku Konferansı, der. M. Murat İnceoğlu (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2015), s. 154. Öte yandan kira sözleşmesi bakımından kiraya verenin, eser sözleşmesi bakımından da yüklenicinin, ayıbı takip eden zararlardan sorumlu olabilmeleri için kusurlu olmaları gerekir. Bağışlama sözleşmesi bakımından ise TBK m. 294 uyarınca bağışlayanın, bağışlamadan doğan zarardan bu zarara ağır kusuru ile sebebiyet vermiş olmadıkça bağışlanana karşı sorumlu tutulmayacağı belirtilmiştir.

(30)

15

Bunun yanı sıra TBK m. 221 hükmü gereği, satıcının sorumluluğunun ağır kusurlu olmadıkça sorumsuzluk anlaşması yoluyla daraltılması yahut kaldırılması da mümkündür. Bu şekilde bir sorumsuzluk anlaşmasının yapılmış olması da ağır kusuru bulunmayan satıcıdan zararların tazmin edilememesi sonucunu doğuracaktır. Belirtmek gerekir ki TBK m. 229 hükmü uyarınca satış sözleşmesinden dönen alıcı, ayıplı maldan doğan doğrudan zararın giderilmesini kusuru bulunmasa dahi satıcıdan talep edebilir. Zira söz konusu maddenin ikinci fıkrası uyarınca satıcının, alıcının diğer, yani doğrudan zararların da aralarında sayıldığı ilk fıkrada yer alan zarar kalemlerinin dışındaki zararlarının tazmin edilebilmesi bakımından kusurlu olması arandığından, ayıplı maldan doğan doğrudan zararlardan satıcının kusuru olmasa dahi sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla alıcı, TBK m. 223’de yer alan muayene ve ihbar külfetlerini zamanında yerine getirmek ve TBK m. 231’de yer alan zamanaşımını süresine riayet etmek şartıyla77

, TBK m. 229 uyarınca sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanırsa, satıcı, maldaki ayıbın sebep olduğu doğrudan zararlardan objektif olarak sorumlu olacak, diğer bir ifade ile bu zararları kusuru olmasa dahi tazmin etmek mecburiyetinde kalacaktır.

Kuşkusuz, ayıplı mal dolayısıyla zarar gören kişi nihai alıcı olabileceği gibi ara satıcı da olabilir ve eğer örneğin üretici ile arasında satış sözleşmesi bulunuyorsa, ara satıcının da muayene ve ihbar külfetlerini zamanında yerine getirmek kaydıyla TBK m. 229 hükmüne dayanması ve bu durumda üreticiyi ayıplı malın sebep olduğu doğrudan zararlar bakımından kusuru olmasa dahi sorumlu tutması mümkündür. Öte yandan öğretide, doğrudan ve dolaylı zararın kapsamı bakımından görüş birliği sağlanamamıştır.78

Dolayısıyla ayıbı takip eden zararların da doğrudan zarar mı

77

Tüketici sözleşmeleri bakımından, tüketicinin 6502 sayılı TKHK m. 11 f. 1 (a) bendinde yer alan sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabilmesi için ise muayene ve ihbar külfeti söz konusu değildir.

78

Bir ayrıma göre doğrudan zarar fiili zararı, dolaylı zarar ise yoksun kalınan karı ifade ederken, diğer ayrıma göre doğrudan zarar menfi zararı, dolaylı zarar ise müspet zararı ifade etmekte, bir diğer ayrım uyarınca ise doğrudan yahut dolaylı zarar, ayıp ile zarar arasında illiyet arasındaki yoğunluğa göre belirlenmektedir. Bkz. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Özel

Hükümler, 6.bs. (Ankara: Yetkin Yayınları, 2018), s. 141; Söz konusu doğrudan ve dolaylı

zarar ayrımı, sözleşme dışı sorumlulukta illiyet bağı ile ilgili olarak yapılan bir ayrımdır. Bkz. Fahrettin Aral, Türk Borçlar Hukukunda Kötü İfa (Ankara: Yetkin Yayınları, 2011), s. 165,166; Gerçekten de Türk-İsviçre öğretisinde giderek hakim olan görüşün doğrudan

(31)

16

yoksa dolaylı zarar kapsamında mı değerlendirileceği hususunda fikir birliğine varılamamıştır.79

Ayıbı takip eden zararların doğrudan zarar değil dolaylı zarar kapsamına girdiği görüşünün80

kabul edilmesi halinde, alıcının ayıbı takip eden zararların tazmini için kusuru olmayan satıcıyı TBK m. 229 uyarınca sorumlu tutma imkânı kalmayacaktır. Bununla beraber, ayıbı takip eden zararların doğrudan zarar kapsamına dahil edilmesi halinde ise, satıcı TBK m. 229 uyarınca maldaki ayıbın sebep olduğu doğrudan zararlardan kusuru olmasa dahi sorumlu olacaktır. Bu hal her ne kadar zarar gören bakımından avantajlı olsa da satıcı yönünden bakıldığında onun kusuru olmasa dahi sorumlu tutulması, rücu ilişkisinin yetersizliği de göz önüne alındığında ağır sonuçlara yol açabilecektir.81

Zira satıcı, ayıplı maldan zarar görenin zararlarını tazmin ederse ödemiş olduğu tazminat için şüphesiz o mal dolayısıyla akdi ilişki içinde bulunduğu diğer ara satıcı veya üreticiye rücu edebilir, ancak rücu yoluyla talep edeceği bu zararlar akdin ihlalinden doğan zararlardır; hal böyleyken de dolaylı zararın ayırt edilmesinde sebep zincirinin uzunluğunun kıstas alınması yönünde olduğu ifade edilmiştir, dolayısıyla da ayıplı malın ilk yahut da yakın sonucu olan zararların doğrudan zarar, eklenen diğer olayların sonucu olan zararların ise dolaylı zarar kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir. Bkz. Kırca, a.g.e., s. 17; Doğrudan ve dolaylı zararların sınırlarının kesin olarak belirlenememesi dolayısıyla zarar görenin zararlarının bir kısmının karşılanamaması söz konusu olabilecektir. Bkz. Öztan, a.g.e., s. 43.

79

Ayıp, zararın ilk veya yakın sebebini teşkil ediyorsa bu halde ayıbı takip eden zarar doğrudan zarar kapsamında olacak, ancak zararın meydana gelmesinde ayıba eklenen başka sebepler de mevcut ise bu halde ayıbı takip eden zararlar dolaylı zarar kapsamında değerlendirilecektir. Bkz. Eren, Özel, s. 145; Elektrik kaçağı olan aracın denenirken elektrik çarpması dolayısıyla sakatlanmaya sebebiyet vermesi yahut da elektrik kontağı sonucunda evdeki eşyaların yanması şeklindeki zararlar doğrudan zararlara örnek olarak verilmiştir. Bkz. Murat Aydoğdu, “Ayıplı Araç Satışlarında Tüketici Hakları, Özellikle Ayıplı Araç Değişimi ve İadelerinde Karşılaşılan Sorunlar ve Sorumlu Kişi/Kişiler”, Sektörel Bazda

Tüketici Hukuku ve Uygulamaları 2014-2015, Editörler: Hakan Tokbaş ve Fehim Üçışık

(Ankara: Bilge Yayınevi, 2015), s. 337; Aydın Zevkliler ve Çağlar Özel, Tüketicinin

Korunması Hukuku (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2016), s. 184. 80

Atamer, a.g.m., s. 73; Gümüş, Borçlar, s. 103; Aydos, a.g.e., s. 49; Ayıba karşı tekeffül borcu ile ilgili hükümler, ayıplı ifa sebebiyle zedelenen edimler arası mübadele amacının yeniden sağlanması ile ilgili olduğundan, fakat bütünlük menfaatlerinin ihlali sonucu doğan zararlar ise doğrudan mübadele amacı ile ilgili olmadığından bu zararların doğrudan zarar kapsamına girmemesi gerektiği belirtilmektedir. Bkz. Havutçu, a.g.e., s.36; Kırca, a.g.e., s. 18,19; Özdemir, ayıplı malın teslimi dolayısıyla ayıbın bizzat satılan şey üzerinde doğrudan olarak meydana getirdiği kayıp ve eksilmelerin doğrudan zarar kapsamında olduğunu ifade etmiştir. Bkz. Özdemir, Mal, s. 178,179; Ayrıca Eren, TBK m. 229 f. 1 b.3 uyarınca kusursuz sorumluluk söz konusu olduğundan buradaki doğrudan zararın fiili zarar şeklinde dar yorumlanması gerektiği ve yoksun kalınan karın doğrudan zarar kapsamında görülmemesi gerektiği görüşündedir. Bkz. Eren, Özel, s. 141,142.

81

(32)

17

nihai satıcı ile alıcı arasındaki sözleşmeden doğan zarar ayıplı maldan doğan doğrudan zarar, nihai satıcı ile diğer ara satıcı veya üretici arasındaki sözleşmesel ilişkiden doğan zarar ise ayıplı maldan doğan dolaylı zarar olarak nitelendirildiğinde82, nihai satıcının alıcıya ödemiş olduğu tazminat için diğer ara satıcı veya üreticiye rücu etmesi halinde bu kişileri sorumlu tutabilmesi ancak kusurlu olmaları halinde mümkün olabilecektir. Esas itibarıyla üreticiden kaynaklanan ayıbı taşıyan bir malı satan ve ayıplı maldan zarar görenin zararlarını tazmin eden bir nihai satıcının, kendi akdi ilişki içinde bulunduğu kişiye rücu etmesi ve böylelikle zincirleme bir şekilde üreticiye ulaşılması mümkün olsa da böyle bir yöntemin benimsenmesi, masraflı olma ve geç işlemenin yanısıra83

sorumsuzluk kaydının konulması, zamanaşımı süresinin bitmesi yahut sürüm zincirindeki bir halkanın ödeme gücünün bulunmaması gibi sebeplerle zararı malın ayıplı olmasında etkisi bulunmayan bir kimse üzerinde bırakabileceğinden sakıncalıdır.84

Belirtmek gerekir ki, her ne kadar ilk olarak ürünün alıcısının zarar görebileceği akla gelse de, ürünle hiç ilgisi olmayan üçüncü kişilerin de zarar görmeleri mümkün olduğundan üretici, ürünün yarattığı risk alanına dahil edilebilen tüm kişilere karşı sorumlu olmalıdır.85

Gerçekten de üreticinin piyasaya sürdüğü ayıplı ürünler dolayısıyla yalnızca sözleşmesel ilişki içerisinde olan ve bu kapsamda korunan kişiler değil, sözleşmesel ilişki içerisinde bulunmamasına rağmen üreticinin ayıplı ürününü kullanan yahut ayıplı ürünün yakınlarında bulunan üçüncü kişilerin de zarar görmeleri mümkündür.86

Hatta vakıaların çoğunda güvensiz bir üründen zarar görenlerin üretici ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmayan üçüncü kişiler olduğu belirtilmiştir.87

Ürünle hiç bir ilgisi bulunmamasına rağmen tesadüfen ürünün yakınlarında bulunduğu için zarar gören üçüncü kişiler bakımından her ne kadar üçüncü kişiyi koruyucu etkili sözleşme kuramında faydalanılması, böylelikle sözleşme sınırlarının genişletilmesi yoluyla üçüncü kişilere tazminat talep hakkı 82 Öztan, a.g.e., s. 41-43. 83 Kırca, a.g.e., s. 34. 84 Öztan, a.g.e., s. 13. 85 Havutçu, a.g.e., s. 22. 86

Atabek, a.g.m., s. 161,162; Aslan, a.g.e., s. 214; Akipek, a.g.m., s. 24; Yargıtay HGK. E. 1992/13-213, K. 1992/315, K. 06.05.1992, https://legalbank.net/arama [Erişim 22.11.2019].

87

Otton baron von Wasse van Gatwijck, "Products Liability in Europe.", American Journal

(33)

18

tanınabilse de88, uygun ve yeterli bir çözüm değildir.89

Dolayısıyla da sözleşme sorumluluğunun uygulama alanının yalnızca akde taraf olanlar arasında söz konusu olması, diğer bir ifade ile sözleşmelerin nisbiliği prensibi, esasında üreticinin sorumluluğunun sözleşme sorumluluğu ile çözümlenmesinin en büyük mahzurudur.90 Zira borç ilişkilerinden doğan alacak hakkı nispi bir haktır.91

Özetle, sözleşmesel sorumluluk hükümleri, üreticinin sorumluluğu meselesine uygun çözümler sunamadığından üreticinin sorumluluğunun sözleşme dışı sorumluluk alanında çözümlenmesi gerekmiştir.92

Nitekim tarih boyunca ürün sorumluluğu, aynı zamanda satıcı olan ve dolayısıyla da zarar görenle aralarında sözleşmesel ilişki bulunan üreticinin kusuru ile sorumlu tutulabildiği bir halden, aynı zamanda satıcı olmayan ve böylelikle zarar gören ile arasında sözleşme bulunmayan üreticinin kusuru olmasa dahi sorumlu tutulduğu hale gelindiği bir süreç izlemiştir.93

Daha basit bir ifadeyle ürün sorumluluğu, satıcının sözleşmesel sorumluluğunun geliştirilmesi ile ortaya çıkmıştır.94

2. ÜRETİCİNİN SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ

2.1. Sözleşmesel Sorumluluk - Sözleşme Dışı Sorumluluk Bakımından

Hukukumuzda sorumluluk kavramı ile iki durum kastedilmekte olup, bunlardan biri borçlunun neyi ile sorumlu tutulacağını ifade eden ile sorumluluk, diğeri ise borçlunun neden sorumlu tutulduğunu ifade eden den sorumluluk tur.95

İle

sorumluluk, borçlunun borcunu yerine getirmemesi halinde malvarlığına alacaklının

88

Yargıtay HGK. E. 1992/13-213, K. 1992/315, K. 06.05.1992, https://legalbank.net/arama

[Erişim 22.11.2019].

89

Yasan, a.g.t., s. 7; Özsunay, a.g.m., s. 123.

90

Öztan, a.g.e., s. 48.

91

Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17.bs. (Ankara: Yetkin Yayınları, 2014), s. 18.

92

Petek, a.g.e., s. 107; Yasan, a.g.t., s. 7.

93

Dinç, a.g.e., s. 56; Bu konuda geniş bilgi için bkz. Aydos, a.g.e., s. 37 vd.

94

Kırca, a.g.e., s. 7.

95

Erol Cansel ve Çağlar Özel, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-1, 2.bs. (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2017), s. 87; Tiryaki, Hizmet, s. 85; Necip Kocayusufpaşaoğlu, Borçlar

(34)

19

yetkili devlet organları vasıtasıyla el koymasını ifade eder.96 Diğer bir ifadeyle borcunu yerine getirmeyen borçlu alacaklıya karşı malvarlığı ile sorumludur.97

Den

sorumluluk ise bir borcun kaynağını ifade etmekte, dolayısıyla burada borçlunun

zarar verdiği alacaklının söz konusu zararını tazmin etme yükümlülüğü söz konusudur.98 Başka bir deyişle den sorumluluk, yüklendiği bir borca yahut da genel davranış kurallarına aykırı davranan bir şahsın bu davranışı ile verdiği zararı tazmin etme yükümlülüğüdür.99

Den sorumluluk uyarınca bir olay, şey yahut da kimseden dolayı sorumlu olunabilir.100

Genel yükümlülük getiren hukuk kuralları objektif, soyut, emredici olup herkesi bağlarken, özel yükümlülük getiren kurallar ise yalnızca hukuki işlemlerden yahut da kanundan doğmakta ve belirli kişileri bağlamaktadır.101 Kişilerin uymak zorunda olduğu hukuki yükümlülüklerin genel yükümlülükler ve özel yükümlülükler olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulması, sözleşme sorumluluğu ve sözleşme dışı sorumluluk olmak üzere ikili bir ayrımı gündeme getirmiştir.102

Sözleşmeye dayalı sorumlulukta, zararın doğmasından önce fail ile zarar gören arasında bir hukuki ilişki mevcut bulunmakta ve sorumluluk da bu hukuki ilişkiden, dolayısıyla nisbi niteliği gereği yalnızca belirli bir kişiye karşı mevcut olan borcun ihlal edilmesi halinde doğmaktayken; sözleşme dışı sorumluluk hallerinde ise, fail ile zarar gören arasında hukuki ilişki, herkesin uymakla yükümlü olduğu genel davranış ödevlerinin ihlal edilmesi, yani zarara sebep olan olayın gerçekleşmesiyle doğmaktadır.103

96 Eren, Genel, s. 490. 97 Kocayusufpaşaoğlu, a.g.e., s. 26. 98 Eren, a.y. 99

M. Kemal Oğuzman ve M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-1, 10.bs. (İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2012), s. 17; O. Gökhan Antalya, Borçlar Hukuku Genel

Hükümler Cilt 1 (İstanbul: Legal Yayıncılık, 2016), s. 65; Kocayusufpaşaoğlu, a.g.e., s. 26;

Mustafa Reşit Karahasan, Sorumluluk Hukuku Birinci Kitap Kusura Dayanan Sözleşme Dışı

Sorumluluk İkinci Kitap Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk (İstanbul: Beta,

1995), s. 59.

100

Cansel ve Özel, a.g.e., s. 87.

101

Eren, Genel, s. 508.

102

Eren, Genel, s. 508,509; Tiryaki, Hizmet, s. 86.

103

(35)

20

En geniş anlamıyla sorumluluk, her iki sorumluluğu, yani hem sözleşmeye dayalı sorumluluğu hem de sözleşme dışı sorumluluk hallerini kapsamı içine almaktadır.104 Dar anlamda sorumluluk ile ifade edilen ise sözleşme dışı sorumluluktur.105

Her iki sorumluluk da verilen zararların giderimini amaçlamaktadır. Zira sorumluluk hukukunun asıl amacı, kişilerin malvarlığında iradesi dışında eksilme olması halinde bu eksilmenin aynen yahut nakden giderilmesi ve böylelikle zarar görenin malvarlığının eksilen değerinin, nitelik yahut nicelik yönünden özdeş bir değer ile kapatılmasıdır.106

Diğer bir ifadeyle hukuka aykırı olarak kimseye zarar vermeme ilkesinin ihlali halinde, zararın, zarar görenden zarar verene aktarılmasının sorumluluk hukukunda esas amaç olduğu ifade edilmektedir.107

Üreticilerin piyasaya ayıplı mal sürmeme, böylelikle de kişilerin canına yahut da malına zarar vermeme yükümlülüğü bulunmakta olup, bu yükümlülük doğrudan doğruya dürüstlük kurallarından doğan genel davranış ödevlerinden kaynaklıdır.108 Ayrıca 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun m. 5 f. 3 uyarınca üreticinin piyasaya yalnızca güvenli ürünleri arz etmek zorunda olduğu belirtilmiştir.109

Söz konusu Kanun’un yerine geçmek üzere 5.3.2020 tarihinde kabul edilerek 12.03.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan ve 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nun 5. maddesinin ilk fıkrası uyarınca da üreticilerin ürettikleri ürünlerin güvenli olmasının zorunlu olduğu belirtilmiş ve Kanun’un 6. maddesi uyarınca ise ürünün, bir kişiye yahut da bir mala zarar vermesi halinde imalatçısının söz konusu zararı tazminle yükümlü olduğu belirtilmişir. Bu bakımdan üreticinin üreterek piyasaya sürmüş olduğu ayıplı malın zarara yol açmasıyla zarar gören ile üretici arasında hukuki ilişki kurulmakta ve zarar

104

Akipek, a.g.m., s. 33; Tiryaki, Hizmet, s. 85,86; Ünal ve Kalkan, a.g.m., s. 46.

105

Antalya, a.g.e., s. 65.

106

Akipek, a.g.m., s. 33.

107

Başak Başoğlu, “Sözleşme Dışı Kusursuz Sorumluluk Hukuku ve Özellikle Tehlike Sorumluluğuna İlişkin Değerlendirmeler”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 6, S. 2 (2015), s. 30.

108

Akçura Karaman, a.g.e., s. 91.

109

TKHK m. 76’nın 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki hususları tekrarladığı, dolayısıyla da esasında bu düzenleme ile amaçlananın, kanun koyucunun, güvenli olmayan ürünlerin piyasaya arz edilmesini yasaklayarak, bu ürünleri piyasaya sunanların hareketinin hukuka aykırı olduğunu tespit etmek olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Aslan, a.g.e., s. 216-218.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ali efendi «Basiret gazetesini çıkarmak 'için İmtiyaz almak üzere Fuat paşaya müracaat et­ mişti. Girit hâdisesinden sonra Fuat* paşa Basiret’in çıkması

Yâni, b u ilimler arasında birliği temin eden ve ilim adamı­ na hayat ve cemiyet karşısında­ ki büyük Sorumluluğunu (mesu­ liyetini) öğreten felsefe

Deliktsrecht – Eine nach Anspruchsgrundlagen geordnete Darstellung des Rechts der unerlaubten Handlungen und der Gefaehrdungshaftung, 7. 166; Widmer, Pierre;

a) Ömrünü tamamlamış araçlarda yeniden kullanım ve geri kazanım oranları ortalama araç ağırlığının en az % 85’i; yeniden kullanım ve geri dönüşüm oranları ise

Bu paritede esas: Üretici üretmiş olduğu 1 litre beher çiğ sütü satarak 1,3 kg fabrika süt yemi alabilmesidir… Türki- ye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez

Bireye fizyolojik alanda; fiziksel harekette bozulma, benlik kavramı alanında; anksiyete, kemoterapi tedavi sürecine yönelik bilgi eksikliği, rol fonksiyon alanında;

Kanun taslağının hazırlanış sürecinde üretici örgütlerinin görüşlerinin alınmamasına tepki gösteren kurumlardan olan Çay-Sen, üreticileri koruyacak maddelerin kanunda

› Üretilmek İstenen X Malı Miktarı Diğer Malların Fiyatlarıyla Ters Yönlü Değişir... › Maliyet↑, ↓Kar,↓Üretilmek İstenen