• Sonuç bulunamadı

Karşı karşıya:Oktay Akbal:Yazarlık güven, umut ve aydınlık dağıtmaktır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karşı karşıya:Oktay Akbal:Yazarlık güven, umut ve aydınlık dağıtmaktır"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

5

'L 'L Z t- t

) \

taşıdığı anlam, çok daha baş­ ka, çok daha güncel, çok daha çağdaş...

“‘ II. Dünya Savaşı’ ndan sonra dünyaya gelen kuşaklar, sonu gelmez bir kargaşa ortamı içinde buldular kendilerini. Siz ise bugün 60 yaşındasınız ve 1943’ ten beri yazıyorsunuz. Bir bilanço yapacak olsanız, bu bilanço, genç kuşakların kötüm­ serliğini mi pekiştirirdi, yoksa onlara iyimser ufuklar mı açardı?”

—İyimserlik, kötümserlik kişi­ den kişiye değişir. Yaratılıştan iyimser, ya da kötümser olan­ lar vardır. Ben ikisinden de değilim. Zaman zaman karam­ sar oluyorsam, toplumda her şeyin kapkara bir görüntü kazanmasından... Ben, öykücü olarak da, gündelik yazıların yazarı olarak da aydınlık, umutlu bir dünyanın insanı ol­ mak savaşımını vermek iste­ rim. En karanlık, en umutsuz anlarda bile, yarınların daha iyi, daha güzel olacağı kanısını yitirmemeye çalışırım. Yazar, dediğiniz kişi, yalnız kendi adına yazmaz, konuşmaz. Hele belli bir çağa, bir üne, bir et­ kinliğe ulaşmış yazar; hele hele benim gibi otuz yıldır hemen her gün gazete sütunlarında ol­ dukça geniş bir aydın ve bilinç­ li okur yığınıyla iletişim kuran yazar, asla umutsuz olmamalı, asla güzel yarınlara duyduğu özlemi, beslediği umudu yitir­ memek.

İkinci Dünya Savaşı’nda as­ kere, yani savaşa gidecek çağ­ daydım, 17-22 yaşlarındaydım o beş yıl süresince... Benim kuşağım, Avrupa'da savaşlar­ da epeyce kırıldı. Bizler, savaş görmedik, savaş sonrasına da engin umutlarla girdik. Ata­ türk cumhuriyetinin temel il­ kelerine inanmış bir kuşağın insanıyım. Bu temel ilkelere dayanarak, toplumca yücele­ cektik, demokrasi düzeninde, karşılıklı tartışma ortamında, özgürlükleri gereği gibi duya­ rak, onlardan yarar’ıarlanarak yaşayacaktık. Zaman zaman öyle de oldu, zaman zaman tam tersi de... Şimdi gençlik bitti çoktan; orta yaş çizgisi de çe­ kildi, geriye yaşlılık kalıyor, kalacaksa!.. Ben yine de yarın­ ların güzel umutlarla dolu ol­ duğuna inanıyorum, 'tnsan’a inanıyorum çünkü. 'Suçumuz İnsan Olmamak' diyecek, böy- lece 'gerçek insan’ı yaratacak insanımıza... Yazarlık, karam­ sarlıktan öncülük etmek değil­ dir, güven, umut, aydınlık da­ ğıtmaktır. Bunu yapabildimse ne iyi, değilse boşa gitti bunca yıl, bunca çaba!.. ■

©

KARSI KARSIYA

1923

yılında İstan­ bul'da doğan Oktay Akbal ilk öğrenimine Saint Assomti- on okulunda başladı. Saint Be- noit’de sürdürdüğü orta öğre­ nimini İstiklal Lisesi’nde ta­ mamladı. Daha lise çağların- dayken edebiyatla yakından il­ gilendi. 1938 yılında, 15 yaşın­ da iken iki öyküsü Ateş çocuk dergisinde yayınlandı. İkdam ve Yeni Sabah gazetelerinde 1940 yılına kadar magazin ö y ­ küleri yazdı. Bir süre hukuk, bir süre de edebiyat fakültele­ rinde okuduktan sonra yazarlık mesleğini seçti. Servet i Fünun (Uyanış) dergisine girdi. Kısa bir süre sonra dergi sekreterliği görevine geldi. 1943 yılında Vakit gazetesinde çalışmaya başlayan Akbal, 1947-49 tarih­ leri arasmda Millî Eğitim Ba­ kanlığı Tercüme Bürosu’nda görev aldı. Oktay Akbal 1951 - 56 yılları arasmda Vatan ga­ zetesinde düzeltmenlik, dış ha­ berler çevirmenliği ve gece sek­ reterliği yaptı, 1956 yılında fıkra yazarlığına başladı. 1969 yılında Cumhuriyet gazetesin­ de fıkra yazarı olarak göreve başlayan Akbal 12 Mart döne­ mindeki kısa bir ara dışında sürekli olarak bu gazetede fıkra yazıyor.

Kitapları çeşitli dillere de çevrilmiş olan Akbal’la, her yazarın değişmeyen konusu, insandan konuştuk...

“ Günümüzde insanların karşı karşıya olduğu sorunlar, içinde bulundukları öznel ve nesnel koşullar gözönüne alın­ dıkta, 'Suçumuz İnsan Olmak' başlığı romanın konusunu da anımsarsak, epey abarl ilmiş duygusu uyandırıyor şimdi. Ne dersiniz?”

—'Suçumuz İnsan Olmak’ ro­ manı, şu satırlarla biter:

“ Bu, bir düş değildi. Bu, bir düş olmayan bayatı, yaşamayı sevmesi gerekliydi. Sevecekti. Benim seyecekti. Bu aşksız dünyaya alışacaktı. Hayat zor­ la ona kendine uygun bir biçim verecekti, kendine yakıştıra­ caktı. O da girecekti bu biçime. İnsandı sonunda. Suçu varsa, buydu. Bu kadarcık bir şeydi. Hayatın üzerinde fazla düşün­ meye gelmezdi. Hele büyüt­ meye h iç...”

İkisi de evli, bir kadınla bir erkeğin yarım kalan bir aşk se­ rüveninin öyküsü... Yaşamda binlerce kez yaşanan bir olay. Yaşam denen gerçeğe karşı koymaya çalışmak, sonra ye­ nilmek. Bu romandan epey uzun zaman sonra yazdığım 'İnsan Bir Ormandır’ da ise, tam tersi olur, kendine, yaz­ gısına, gündelik zorunluluklara

Oktay Akbal:

«Yazarlık güven,

umut ve aydınlık

dağıtmaktır»

T U R H A N İLGAZ

meydan okuşan kişi, başarıya, yengiye ulaşır.

“ Suçumuz...’u çok karamsar bulmuşlardı o günlerde. Bir eleştirici ‘hiç bir aydınlık yok mu?' demişti hatta... Öyle midir bilmem, kimi zaman umut, en güçlü umutsuzluk­ ların arkasında saklıdır. Umut, umutsuzluğun ardından gele­ cektir. Bir abartma yok o ro­ manda... Bireyin kendisiyle sa­ vaşım ı, kendine yenilm esi. Toplumsal büyük bir sorun değil kuşkusuz; ama toplum da tek tek bireylerin bir araya gel­ mesinden oluşur. ‘ Suçumuz İn­ san Olmak” derken, kişinin bo­ yutlarının, olanaklarının, kısa­ cası gücünün sınırlı olduğunu anlatmak da istemiş olabilirim. Aradan öyle uzun zaman geçti ki, düşünün 1955’te yazmıştım bu kitabı. O günlerin ruh hali, beni böyle bir yoruma sürük­ lemiş demek... Kişi, hep aynı

kişi değildir. Geçmişte yazdık­ larımızı okurken, şaşıp kalıyo­ ruz. "B u ben miyim?” diyen André Gide gibi...

“ Bu başlığı şimdilerde yaza­ cağınız bir roman için kullan­ manız söz konusu olsaydı, nasıl bir roman olurdu bu?”

— Bugün ‘Suçumuz insan Ol mak' diye bir roman yazsay dım ... Elbette 1955’tekigibi ol mazdı bu. Belki de, "Suçumuz insan Olmamak” diye bir ro man yazmam daha iyi olurdu Gerçekten, ’ insan’ olmanın ne denli zor bir iş olduğunu kişi zamanla anlıyor. Türlü de ney imlerden geçerek... Sorun insan olmak’ . Uygar, dürüst çağdaş bir 'insan' olabilmenin böyle bir insanı yaratabilmenin yolunu bulmak... Otuz yaşın romanıyla altmış yaşın romanı çok değişik olurdu. Hele ‘ Su­ çumuz insan Olmak’ derken,

•1

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer taraftan göç olgusunu gerçekleştiren göçmenlerin, farklı bir kültürel yapıya sahip hedef toplum içerisinde yaşadıkları uyum zorlukları

Bu alt bölümde, Van yöresine ait 25 sözlü türkünün, keman eğitimi çalma ve yorumlama yöntemlerine uygun biçimde uyarlanmasında karşılaşılan sağ eldeki (yay)

derûndan yetişme ve kimsesiz adamı Yıldızda bir sığıntı şek­ linde yaşamağa tahammülü kalmadığı için çaresiz kabul et­ miş, fakat sarayına geldikten,

Normal kalp genel hatlarıyla ters piramit şeklinde iken, yetersiz beslenen annelerin yavrularının kalbi daha yuvarlak ve daha az kaslıydı.. Daha az kaslı kalp kanı pompalamada

O yüzden, o devirde lise öğrencisi olup ta, sonradan Haşan - A li Yücel’in Türk maarifine Uzandırdığı müsbet hamlelerin değerini ölçmek imkânından

In general, the initial problems, dynamical systems and boundary value problem can be formulated as Volterra and Fredholm integral equations respectively.. The

“Haritada Bir Nokta” da insanın umarsızlığı, bir bakıma yenilmişliği karşısında başkaldıran ve yazı’yı bu başkaldırının aracı gibi kullanan Sait

[r]