• Sonuç bulunamadı

Hilafetin kaldırılış sahnesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hilafetin kaldırılış sahnesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÎKÎ

H

er ulusun yaşam ında kimi zaman siyasal, ki­ m i zaman sosyal devrim niteliğinde çok önem li tarihsel dönem eçler vardır. Bizim son ya­ rım yüzyıllık tarihim izin en önemli siyasal dev­ rim i, kuşkusuz, Saltanatın kaldırılm ası (1 kasım 1922) ve bir yıl sonra da Cum huriyetin ilânıdır. (29 ekim 1923). En köklü sosyal devrim ise T ü r­ kiye Büyük Millet Meclisi’nce 3 m a rt 1924’te ka­ bul edilen 429 sayılı yasa ile Şeriye ve E vkât Ve­ kâletinin: 430 sayılı yasa ile m edreselerin; 431 sa yılı yasa ile de Halifeliğin kaldırılm asıdır. O gün akşam a kadar süren görüşm e ve tartışm alar (1) sonunda ard ard a kabul edilen bu yasalarla T ü r­ kiye’de devlet yaşam ı ilk kez lâyik bir yönetime kavuştu. Ayrıca o gün Şeriye ve Evkaf Bakanlığı ile birlikte, o zam ana değin kabineye dahil bulu­ n an Genelkurmay Başkanlığı da kabine bünyesin den ayrılarak askerlikle politika birbirinden ke­ sin olarak uzaklaştırıldı.

Bu olgular, kim ilerinin sandığı gibi, b ir re­ form (ıslâhat) hareketi değil, doğrudan doğruya köklü b ir devrim di: Y asalardan birincisi hukuk devrim ini ve Y u rttaşlar Yasasını (Medeni K anu­ n u ); İkincisi «öğrenim birliği» ilkesini; üçüncüsü de devletin siyasal ve sosyal yapısına tam lâyik lik esasını getirdi. Şıı halde yarın 51. yılını ta ­ mam layacak olduğum uz 3 m art 1924 günü, tarihi mizin gerçekten çok önemli köşe noktalarından b irid ir. Bu yazıda 429 ve 430 sayılı yasaları bir yana bırakarak yalnız 431 sayılı yasayı ele alıyo­ rum . Geçen yıl Af Yasası tasarısına Osmanoğul- larının erkek üyelerinin de yurda dönm elerine ilişkin bir m adde eklenmesi dolayısıyle Saltana­ tın (kendi gözlerim le izlediğim) «Yıkılış Sahne­ s i n i anlatm ıştım . (C um huriyet 2 haziran 1974). Son aylarda m üstebit Padişah A bdüiham it’in ki m i yayın organları ve kişilerce «Ulu Hakan» di­ ye göklere çıkarıldığı; Ulusal K urtuluş Savaşın da. milli orduya karşı. Y unanlılarla aynı safta ve elele savaşm ak üzere H ilâfet O rdusunu gönderen hain Padişah V ahdettin'in «vatansever» olduğu­ nun savunulduğu ve böylece gayet sinsi b ir hi­ lâfet propagandasının sürdürüldüğü; kimi yerler de, kim i siyasal ku ru lu şlarca din yobazlığının ve düpedüz gericiliğin, eski deyimiyle irticaın hori- latıldığı bugünlerde, tam 51 yıl önce yine kendi gözlerim in önünde geçen «Halifeliğin Yıkılış Sah nesinnden izlenim ler sunm ak istiyorum , sizlere;

Yasa Önerisi

Saltanatın kaldırılm asından sonra Türkiye Büyük Millet M eclisi’nce Halifeliğe seçilen Abdtil mecıt. Efendi’nin. kendisine cum a selâm lıkların da büyük sultanlara özgü tö ren ler yaptırdığı ha­ b erleri Ankara’da hoşnutsuzluk ve kuşku uyan­ dırıyordu. O tarihte geniş halk yığınlarının ru h u ­

1 * ■ ... MI. I . . I I I . I . .1 I.— ■!■■■■ 1.1 İlil . I ■ ■■■ ■— I I . . .

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

Hilâfetin Kaldırılış Sahnesi

Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU

na henüz tam anlam iyle yerleşm em iş olan Cum­ huriyet rejim inin tehlikeye düşm esinden, Saltana tı geri getirm e girişim lerinin ülkeyi karıştırm a­ sından korkuluyor, ard ard a p arti (H alk Partisi) grup toplantıları yapılıyordu. B unlar gizliydi. Fa k a t m a rt 1924 başlarında Meclise çok önemli ki m i devrim yasalarının kabul edileceğine ilişkin h aberler, daha şu b at sonlarına doğru bizim ka­ lemde yayılmıştı. D oğrusu çok m erak ediyordum . Gerçi Saltanatın kaldırıldığı gündeki heyecanım yoktu. G erçekleştirilecek devrim ler herhalde da­ ha önemli olam azdı. Ama yine de içim içime sığ m ıyordu. O ta rih te . TBMM «Divan-ı .Riyaset Me­ murluğu» görevinde bulunuyordum . Bu m em ur­ luk, Sayın N ecm ettin Sahir Sılan’ın m üdür bu­ lunduğu E vrak ve T ah rirat K alem ine bağlıydı. «Divan-ı Riyaset» Meclis B aşkanlık Divanı demek ti. Bu Divan M eclis’in tü rlü yönetim işlerini, mil letvekillerinin izin ve sair özlük işlem lerini ka­ ra ra bağlar, gerekenleri Meclis Gene! K uruluna yollardı. Gen"! K urul toplantıları sırasında benim pek işim olm adığından, görüşm eleri rahatça iz­ lemek olanağım bulurdum . 3 m a rt 1924 günlü top lantıya da başından sonuna dek tan ık oldum . Toplantı salonunda bulunduğum yer, bugün TBMM Müzesi olan ilk Meclis Binasındaki Baş­ kanlık M akam ının sağm a düşen dinleyici loca­ sının taşıyıcı direklerinden, ta h ta m erdivenin he men bitişiğindeki direğin yanı idi.

Sözünü ettiğim devrim yasaların ın görü şü l­ düğü gün başkanlık k ü rsü sü n d e Meclis B aşka­ nı Fethi O k y ar y er alm ıştı, Şeriye ve E v k af V ek âletlerin in kaldırılm asını. G enelkurm ay B aş­ kanlığının kabine bünyesinden çıkarılm asını, m edreselerin k ald ırılıp öğrenim birliğinin sağ­ lanm asını g erçek leştiren 4Ü9 ve 430 sayılı yasa­ ların kısa görüşm elerle k ab u lü n d en sonra, otu­ ru m a b ir saat a ra verildi. A kşam a k ad ar süren

ikinci o tu ru m a yine F eth i Bey başk an lık etti. G ündem m addesi —b u g ü n k ü dille— şu y d u :

«Urfa M illetvekili Şcvh S affet Efendi ile 53 ark ad aşın ın , H alifeliğin kaldırılm asına ve Os- m anii H anedanının T ü rk iy e dışına çıkarılm asına d a ir yasa önerisi.»

B urada d ik k ate değer n o k ta, o gün kabul olunan devrim yasaları ö n erilerin in h ü k ü m et­ ten değil, doğrudan doğruya m illetvekillerinden gelm iş olm asıydı. N itekim öğrenim birliği yasa önerisi, S aru h an m illetvekili Vasıf (Ç ın ar) ve 59 a rk a d a ş ın ın ; Ş eriye ve E vkaf ve E rk ân -ı H arbiye U m um iye V ekâletlerinin kaldırılm asını öngören yasa önerisi de S iirt M illetvekili H a­ lil H ulki ve 53 ark ad aşın ın im zasını taşıyordu. B unun böyle y ü rü tü lm esi, devrim leri gerçekleş tirm ek isteyen C u m hurbaşkanı Gazi M ustafa K em al’in d irek tifi ile u y g u lan an b ir P arlam en to taktiğiydi. Şeyh S affet Efendinin başı çektiği, H ilâfetin kaldırılm ası önerisinde, tan ın m ış ki­ şilerden şu im zalar v a rd ı: R efik (K o ra lta n ), Ali (K ılıç), Celâl N uri, Y unus N adi, M azlıar M ü­ fit (K an su ), Sam ih R ıfat, V asıf (Ç ın ar), Ruşen E şref (Ü nayüın), Recep (P ek er), Ahmet (Ağa- oğlu).

B ilindiği gibi dönem te k p a rti dönem iydi. H alk P artisin d en başka p a rti yoktu o zam an. M ecliste b ir te k bağım sız üye v ard ı ki, o da G üm üşhane M illetvekili Z eki Beydi.

Görüşmeler

ilk sözü, ask erlik ten gelm e genç m illetvekili E krem Rize aldı ve kendisi H arbiyede öğrenci iken bir gün b ir K orgeneral ile yanındaki gö- rev ü lerin , A bdülham it’in 15 yaşındaki şeh zad e­ sinin k arşısında nasıl elpençe divan d u rd u k la rı m gördüğünü. H anedanın daha küçük yaştaki üyeleri karşısında da d ev let b ü y ü k lerin ce aynı

saygının gösterilm ekte olduğunu a n lattı ve coş- ı kulu bir sesle: «Artık hiç kim se 5-6 yaşındaki | çocukların karşısında elpençe divan d u rm ay a­ cak ve hiç kim se «Arzuyu şahanem böyledir» «M illetim e ihsan ettim » gibi sözler duym ayacak. H alifelik zaten Islâm dininde, h ü k ü m etin içeri- ğindedir ve bundan ib arettir» dedi.

Yasa önerisinin genel görüşm esinde birçok m illetvekili söz a la ra k : «Eğer H ilâfet k ald ırıl­ m ayacak olursa, b ir gün saltan atın m utlaka ge­ ri geleceğini, çünkü ta rih te h ü k ü m et gücüne sahip olm ayan halife bulunm adığını» açıkladı­ lar.

Genel görüşm eler bitip m addelere geçilin­ ce, önerge aahiplerinden Şeyh S affet Efendi, D avut P eygam berden b aşlay arak , halifeliğin gerçek anlam ını ve K u ran d ak i yerini anlattı.

Kimi m illetvekilleri «hilâfet kaldırılm ıştır» denilm eyip «Türkiye B ü y ü k M illet M eclisinin tüzei kişiliğindedir» denilm esini ö nerdiler.

S o n rad an Millî E ğitim B akanlığı yapm ış olan Vasıf Ç ınar, o gün coşkulu konuşm aların­ dan birini daha yaptı. H ilâfet o rd u la rın d a n söz etti. «H ilâfet adına T ü rk ’ü boğazlam ak İçin ge­ len o rd u ları ve H alifenin yayınladığı fetvaları u n u tm ay alım . Y unanlılarla b e ra b e r olarak bizi boğazlam ak için H ilâfet O rdusu diye hain b ir orduyu üzerim ize gönderen. Halifeliği ülkede bı rakam ayız. K onya, Yozgat. Bolu, Düzce ve Hen dek isy an ları hep H alifenin z a ra rlı fe tv a la rın ­ dan ve dini âlet eden zararlı etk ilerin d en çık- j mıştır» dedi ve çok alkışlandı.

Adalet Bakanı Seyyit Bey, çok uzun, bilimsel bir konuşma yaparak Halifeliğin Islâm dinindeki yerini anlattı. Eski İstanbul D arülfünununda u- sul-i fıkıh m üderrisi (profesörü) olan bu değerli bi lim adamının saatlerce süren konuşması büyük saygı ile dinlendi. Bu konuşmasında özetle: «Hilâ­ fetin (hüküm et) demek olduğunu ve doğrudan doğ rüya m illet işi niteliğinde bulunduğunu. K u r’anda İslâm Hilâfeti, yani İslâm peygamberinin halife­ liği hakkında kullanılmış hiç b ir âyet bulunm adı­ ğını, Muhammet Peygamberin, hilâfet işinin çözü münü halka bıraktığını, ilk dört halifenin adale­ tini, tarihte Emevî ve Abbasi halifelerinin ve da­ ha sonra Osmanlı halifelerin yaptıkları zulüm leri anlattı, ve şöyle dedi: «Zannolur ki. Halifeliğin kal dırılması, Mısır'da, Hindistan'da ve öbür M üslü­ man ülkelerde kötü etki yapacak. Oysa Dünya Sa vasmda '‘Birinci) İstanbul'da cihat fetvası çıkarıl­ dığı halde. Islâm dünyasından buna uyarak yar­ dıma gelen olmadı. Irak'ı. S uriye’yi, hattâ güya Hilâfet makamı sayılan İstanbul’u işgal eden ordu lan n büyük bir kısmı H indistan’ın müslüman as­ kerlerinden oluşmuştu.»

Referanslar

Benzer Belgeler

İzmir Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi Dönem Sözcüsü, TMMOB çevre Mühendisleri Odas ı İzmir Şubesi Yöneticisi Halil Gezer imzasıyla

Denge ve işletme eğrileri doğru şeklinde (seyreltik çözelti durumu) ise ve çözücü çözünen madde içermiyorsa Transfer birimleri sayısı;. Bu eşitlik grafiksel olarak

Büyük salon 350 M 2 olup 140 kişinin okumasına mahsus masa.. ve

Kışın soğuğunun (ki vasatı - 1 4 dere- cedir) kış odasına v e yatak odasına girmemesini te- min için bazı tedbirler alınmış bu arada kış odasının kapısı

dükkânı, duşlar, kulüp ve masaj odaları mevcuUu». Gazinonun zemini mozaikten, diğer döşemeler mshaîinde dökülen çimento karolar ile kaplıdır. ka- dar bir irtifada

Þerif Hüseyin, Ýngilizlerle Osmanlýya karþý isyan konusunda, anlaþ- týktan sonra bile Hicaz yönetiminin babadan oðla geçecek þekilde ken- di yönetimine býrakýlmasýný Enver

Ahmet Sü- heyl Beyefendiye ve böyle kıymetli tetkiklerde bulunan mimar Zühtü Beyefendiye alenî teşekkürlerimi arzede-... 49 uncu ve bu sahifadaki gravürler Fransızca bir

avcı övgü evcil aşçı vana vida ayva vali hava tava kivi maviC.