26 ARALIK 1961
mııııııııııııııımtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııiMimııııııııııııııııııımımıııııııııııııııiHHi!:hâdiseler Ç arşısın da.
bir İstanbullu
Fikret’e, Panf’a re
editörlere dair
Pazar günü, Tcvfik Fikret için Galatasaray lisesinde saygı | durucu yapılır ve onun hakkında konferans salonunda sözler = söylenirken bir nokta unutuldu: Galatasaray’ın bahçesinde Fik- j= ret’ln büstü vardı, oraya tam otuz yıl önce dikilmişti ve bu, bir | sanat ve fikir adamı adına, memleketimizde yapılmış ilk büst ş idi.
l*üstü, heykelci Hadi Bara yapmıştır. Güzel Sanatlar Aka- = demişi profesörlerinden olan Hâdl Bara, memleketimizin en ta- nııımış saııatçılarındandır. Fransa’da Julian Akademisinde, Bo- =j uchard ve Landowskinln yanında, sonra bir müddet Despiau’nun £ atölyesinde, onun hususî miisadesiyle çalıştıktan sonra Hâdi *5 Bara memleketimize dönmüştü.
Tevfik Fikret için merasim yapılırken büstünün önünde de = bir an durulmalı idi.
Tevfik Fikret’e yapılan merasimde Edebiyat-ı Cedlde’den £ bahsedilmemek olamazdı. Nitekim edildi. Fakat birden aklıma £ Mehmet Rauf geldi. “ Eylül” muharriri 23 Aralık 1931 de hazin 5 bir şekilde vefat etmişti. Tam otuz yıl oluyor.
Mehmet Rauf, Tevfik Fikret’in şiirde yaptığım, hikâye ve 5 romanda yapmıştı. Romanlarını gündelik kelimelerle yazardı, £ hu yüzden de zamanının en çok okunur ronıaneılarındandı.
Mehmet Rauf 57 yaşında unutulmuş bir durumda, tedavi g edildiği Cerrahpaşa hasta hanesinde gözlerini kapadı. O gün, Ga- E latasaray bahçesinde Tevfik F ikret’in bi/stü dikiliyordu.
Bu satırları yazarken düşünüyorum. Neden memleketimizin E değerlerine karşı bu kadar kayıtsız bulunuyoruz? Edebİyat-ı 5 Cedide gibi sanat dünyamızda dönüm noktası olmuş bir devri £ yaratanlar İçinde ön plânda bulunan Mehmet Rauf, İşte büsbü- 2 tün unutuldu.
Neden? Bu sorunun karşılığını vermek kolaydır. Bizde, her zaman söylediğim gibi. AvrupalI anlamında editörler yoktur, ölenlerin eserleri yeniden hastırılmamaktadır. Yaşadıkları za- j man basılanlar da, sömürülmeleri içindir. İşte, yirmiden fazla romanı ve hikâye kitabı olan Mehmet R au f! İste ayni devirden Hüseyin Cahit, hattâ Halit Ziya, Ahmet Rasim. İşte daha dün : diyeceğimiz devirden bir Mahmut Yesarî, Osman Cemal, Sadrl : Ertem.. Ve daha niceleri? Meselâ bir Salftlıattin Enis!
Sağlıklarında “ sömürülmek” için eserleri basılmıştı dedim. Amma editörlerimiz sömürmeği de beceremiyorlar ve çok kısa : görüşlü oluyorlar. AvrupalI anlamında biri çıksa, bu muharrir- j lerin eserlerini ora ölçülerinde anlaşmalarla alırlar, durmadan i kazanç sağlarlar, onların İsimlerini dc nesilden nesile aktarır lardı.
Fikret ADİL j
llllllllllllll)llflllllllll91llltlllt1lflllltlll1lllllllllltlllllinillllMlllimıııııııı,i|MMn.».ıt|i.... .
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Tah a T o ros Arşivi