• Sonuç bulunamadı

Siz bu tür bir kitabı basar mısınız?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Siz bu tür bir kitabı basar mısınız?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇARŞAMBA 1 4 ŞUBAT 2 0 0 1

Hl I

\7i

P731

Dizi

Yazarlar, gönderdikleri mektupların Attilâ İlhan tarafından kitaplaşmasına tepki gösterdiler

ir izin isteyemez mi

.itap dünyasında yeni akım, çok

özel sırların açığa vurulduğu kitaplar

yayınlamak. Bunun tek nedeni, bu

tür kitapların çok satması.

Hastalarının sırlarını açıklayan

Psikiyatr Dr. Ergon Mengi,

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le

yaptığı özel görüşmeleri yayınlayıp

siyasi televole yakıştırmasına hedef

olan Cüneyt Arcayürek, Bülent

Ersoy'un ders aldığı hocası

tarafından homoseksüelliğe itildiğini

iddia eden Sadun Aksüt'ten sonra,

kendisine yollanan mektupları

yayınlayan Attilâ Ilhan'a da

mektupların sahiplerinden tepki

geliyor. "M ektup yazana mı,

gönderilen kişiye mi aittir"

tartışması süredursun, gönderilen

mektupları izinsiz yayınlamak etik

açıdan doğru mu, bunu tartıştık.

O zdem ir İnce

Bu dostluğun etik

sınırlarını zorlamaktır

Ben Attila'mn kötü bir şeye izin vereceğini tahmin etmem. Ancak bana önceden haber verilseydi, memnun olurdum. Yalnız şunu da öğrendim: Bu tip durumlarda metnin sahibi hukuken yazan değil, gönderilenmiş. Ama bu bile mektup yazışmalarmda geçerli olan yakın dostluğun, özel hayatın etik sınırlarını zorlamak anlamına gelir benim için. Sonuç olarak, bana bu kitabı hazırlayan kişi haber verip, iznimi alsaydı, gerçekten mutlu olurdum.

Selim İleri

Söylediklerimin hepsi

acı tatlı birer anı

Henüz tümünü okumadığım bu mektuplar bana o yetişme yıllarımı hatırlattı. Eğrisiyle,

doğrusuyla -hatta bugün bana çok abuk gelecek- birçok şey

söylemişim. Zamanı ve ken­ di duyuşlarımı yakalamak

açısından çok ilginç geldi. Bence bu mektupların ya­ yınlanmalarında hiçbir

sakınca yok. Biraz hoşgörülü olmakta yarar var. Bu mektuplar­ dan bu ya­ na kaç yıl geçmiş, hepsi acı tatlı birer anı.

Telefon konuşmalarını ne zaman

yayınlayacak?

Bu kitabın çıkacağından bir hafta önce haberim oldu. Keşke daha önceden bana sorulsaydı ve haber verilseydi. Yazdığım mektuplar

1978 yılından başlıyor ve ben o zamanlarda daha çocuktum. Çok özel şeyleri paylaştığım mektuplarım tam 42 sayfa yayınlanmış. Okurlar o zamanki Buket ile bugünkü Buket'i karıştırabilirler. Çok saygı ve sevgi duyduğum bir insan Attilâ İlhan. Bu mektuplardan oluşan kitaba da asan Bülent Kahraman

hiç ihtiyacının olmayacağını düşünüyorum. Mektupları

yayınlamaya yasal olarak da hakkı yok. Çünkü mektupların yayın hakkı yazana aittir. Aklıma gelen ilk şey telefon konuşmalarını da kaydedip kaydetmediği. Onları ne zaman yayınlayacak acaba? Ben bunu duygusal bir ihanete benzetiyorum. Hüzünlü bir kırgınlık yaşıyorum. Edebiyat dünyası sanırım bunu bir süre konuşacak.

Muhataplar hayattayken

sormamak niye?

Ben mektupların mutlaka yayınlanması gerektiği kanısındayım.

Gerek tarihte gerek edebiyat tarihinde herhangi bir belgenin kaybolmaması, hele Türkiye gibi bunu ihmal etmiş toplumda, belgelerin toplanmasına ve

yayınlanmasına ya ihtiyaç var. Yine de bu işlerin etik bir çerçevede, yapılması gerektiğini de

düşünüyorum. Bunların her türlü sansasyondan, medyatik olma kaygısından uzak bir biçimde ele alınması gerekir. Nitekim bunların yayınlanması da, o mektupları

elinde bulunduran kişinin

iradesinden çok, o kişi üstüne veya onun içinde bulunduğu dönem üzerine araştırma yapanlar tarafından notlanarak, açıklanarak yayınlanır.

Bu arada mektup sahibinden de yayınlanması konusunda izin almak gerekir. Ben kişisel olarak

rahatsızlık duymadım.

Yazdıklarımın o günkü koşullar içinde geçerli olduğunu

düşünüyorum. Ama muhatap hayattayken izin istenmesi gibi hassasiyetleri beklemek de herkesin en doğal hakkı.

r

Soldan sağa

1- “Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgili­ sinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde

olup biteni de fark etmez” anlamında bir deyimin ilk iki kelimesi (... kördür), 2-Şiir söyleyen veya yazan kimse... Köy ev­ lerinin tavanlarında iki direk arasında bıra­ kılan boşluk, 3- Büyük akarsu, nehir... Er­ miş kişi, evliya, 4- Bir bağlaç... Alman para

birimi... Su, 5- Alışveriş... Madeni ip, 6- Yi­ yecek, içecek ve başka ihtiyaç maddelerini perakende olarak satan kimse ve bu gibi

şeylerin satıldığı dükkân... Bir sayı, 7- Bir papağan tü­ rü... Vilayet, 8- Lityum'un simgesi... Japonya'da kent,

9- Coşku veren, duyguları kamçılayan, 10- Altın'ın sim­ gesi... Kalbur ve tef gibi şey­ lerin tahta çemberi, 11- Bir iş, bir düşünce sırasını, dü­ zeyini gösteren yazı, resim, plan... Bir nota, 12- Yürek gücü, moral. Jj j Yukarıdan aşağıya ^

Dünkü çözüm

MA K *s A L1 AK AT A 0 * : A A K A E M,H A Rs s ş T RÄ «■ MA N ME N « AT lA N A AM I R A L N K H I s A L ET Y AT1 MA AK A K B I R AMAY A s 1 AT A|K AT l A R S E N T A7 AMA I R AMA K S Aç

1- Bir şeye çok istekli olan kimsenin, o şe­ yi elde etmedeki zorlukları hiçe saydığını anlatan bir deyimin ilk iki kelimesi (.... ...sorulmaz), 2- Afganistan'da bir kent... En çok atlarda görülen, insanlara da bula­ şan ölümcül bir hayvan hastalığı, sakağı, 3- Hangi kişi... Valslı değirmenlerde unun incelik derecesini ayarlayan parça... Za­ man birimi saatin kısa yazılışı, 4- Uzaklaş­ mak... Olanak, 5- Basra Körfezi'nde dev­ let... İsviçre'de ırmak, 6- Galyum'un sim­ gesi... Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses... Teknolojik uygulamalı Amerikan yapay uydu ailesi, 7 -Takım, küme, grup... Öğle ile akşam arası, 8- ince perde veya örtü... Hintli kadınların alınlarına taktıkları süslere verilen ad, 9- Doğup çoğal­ mak... Tayland'da kıstak, 10- Çözümlemeli... Bir besin maddesi.

BULMACA

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

\

zzmzz~azz

= n IN KT

Attilâ İlhan'ın kitabında Çetin Altan'dan Nezihe Meriç'e daha birçok ünlünün mektubu var.

Olayı televoleye benzetiyorum

Gül Çalışkan (Remzi Kitabeyi)

Ben bu olayı televoleye

benzetiyorum. Kitap dünyasında da aynı şey maalasef başlamıştır. İnsanların özel hayatlarının açığa çıkması üzücü. Yazar bize bu kitabı getirse basmazdık. Ayrıca Attilâ

Ilhan'ın mektuplar için izin aldığını da zannetmiyorum. Yayın

dünyasında televolecilik başladı. Bu kitapların çok satacağından eminim ama bu tür olayları protesto

etmemiz gerekiyor.

Kitap Attilâ İlhan'ın sorum luluğu

«

Batu Bozkurt (Altın Kitaplar)

Piyasada bu tür kitaplara rağbet olduğu için bizlere başvuruyorlar. Burada asıl sorumluluk yazara aittir, yayınevi bastığı için bunu paylaşıyor. Ancak yazar bize bir kitabı getirirken bütün izinleri aldığını söylüyor. Biz de bunun araştırmasını yapma gereği duymadığımız için basıyoruz. Bugüne

kadar birçok edebi kitap yayınladık, gazetelerde hiç çıkmadı, bu durumda böyle kitapları basmak zorunda

kalıyoruz. Doğru bir olmadığını biliyoruz, ama basıyoruz. Bu kitap

Attilâ İlhan'ın kendi sorumluluğudur.

Bana getirseydi basar mıydım, bilemiyorum.

İzin alınmış mı, önce buna bakarız

Turgay Araz (İnkılap Kitabevi)

Türkiye'deki edebiyat dünyasına bakarken, dünya edebiyatına da bakmakta yarar var. Dünyada bu tür kitaplar mevcut. Bizde de yapılması normaldir. Yalnız etik kurallar ve kişi­ sel hak ve özgürlüklere saygı duymak

gerekir. Bunun sınırı nedir? Bunun kararını o yayınevinin editörü verir. Biz şu ana kadar Attilâ Ilhan'ın kitabı türü bir kitap basmadık, gelirse ince­ ler, ondan sonra basarız. İzin alınmış mı, hukuksal alanda problem var mı?

Mektup iki insanın dertleşmesidir

Mehmet Yaşin (Doğan Kitapçılık)

Edebiyat dışı konuların anlatıldığı mektupların yayınlanmasının doğru olmadığını söylüyorum. İnsanlar

Attilâ Ilhan'a bu mektupları günün

birinde yayınlansın diye göndermedi­ ler. Attilâ İlhan o insanlara bunu sor­ madan, izin almadan yazıp basıldığı için ahlak kurallarına uygun

bulmuyorum. Mektuplar özeldir. Bunlar iki insan ile arasındaki dertleşmedir. Bu tür şeylerin diğer insanları ilgilendireceğini

zannetmiyorum. Gizli olduğu için açık açık yazılmıştır. Ne doktorun, ne Arcayürek'in, ne de İlhan'm yazdığı kitapları doğru bulmuyorum.

Mahrem bulduklarımızı basmıyoruz

Mustafa Küpüşoğlu (Kabalcı Yaymevi)

Biz yayınevi olarak mahrem olduğunu düşündüğümüz yazıları basmıyoruz. Mesela, hastalarının sırlarını açığa çıkaran bir

psikiyatristin yazıları, tamamen sırları açığa çıkartmak anlamında olduğu için basılamaz. Bizim bu anlamda

yayınladığımız bir kitap vardır. O da Irvin Yallom'un 'Her Gün Biraz Daha Yakın' kitabıdır.

Ama burada, kesinlikle hastanın izni alınmıştır, hatta hastanın Irvin Yallom ile birlikte yazarlık deneyimi olmuştur.

Demirhan HARARLI - Dilek DALLIAG MAGAZİN SERVİSİ

Ya gönderene sormuşumdur, ya

rahatsız etmeyeceğini bilirim

Ben bütün yaşamım boyunca çeşitli belge, yazı, notlar ve mektupları biriktiririm. Bana

gönderilen mektupların bazılarını yayınlamışımdır. Ama ya bunu gönderene sorarım, ya da rahatsız etmeyeceğini bilirim. Mesela, Melih Cevdet’in bende yüzden fazla mektubu vardır ama hiçbiri de benim kitaplarımın içinde yayınlanmamıştır. Bunun yanında Orhan Kemal'in mektuplarını yayınlamışımdır ama yaşasa onu hiç rahatsız etmezdi. Önemli olan bunu yazan kişiye zarar vermeyecek şekilde yayınlamak.

+

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ayda geçiş başlayan hasta- larda (14 olgu) OKYZ değerlerinin kontrol gru- buna göre anlamlı olarak daha uzun olmasıdır (Tablo l ve 2)1. Nitekim erken tüp atılması du-

Daha sonra Şehzadebaşında bir binaya, oradan Divanyo- lunda bir konağa, oradan yine Divanyolunda bugün Sıhhi­ ye Müzesi olan binanın bir bölümüne

Hastay› ilk gören doktor taraf›ndan hastan›n risk grubu ve a¤›rl›k fak- törlerinin de¤erlendirilmesiyle hasta n›n uygun bulundu¤u grup (klinik grup) ile hastalara

Therefore, the aims of this work were: (1) to develop asymmetric membrane capsules to deliver poorly water soluble drug such as NF; (2) to evaluate the influence of core

Erzincan’da bir aile sağlığı merkezinde yapılan çalışmada da dul olan hastaların, evli ve bekar hastalara oranla depresyon ve anksiyete puan ortalamalarının

KED, işte bu vakumun boşluktan ibaret olmadığını, sürekli var olup yok olan parçacıkların doldurduğu çok dina- mik bir şey olduğunu söyler.. Daha açık bir ifadey- le, KED

Po­ litikadan çok konuşmuşuzdur, birbirimizin siyasî fikirlerini çok tartışmışızdır ama bunları hiç kına- mamışızdır.. DEVRİM dönemi Türkiye’nin

In cases using mul- tiple drugs, methods, such as the oral stimulation test, skin patch test, drug lymphocyte stimulation test (DLST), intradermal tests, and skin prick test, are