DÜNYADA DÜNYADA
ÇOCUK MÜZELERİ ÇOCUK MÜZELERİ DÜNYADA DÜNYADA ÇOCUK MÜZELERİ ÇOCUK MÜZELERİ
CEREN KARADENİZ CEREN KARADENİZ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ Müze Eğitimi Anabilim Dalı Müze Eğitimi Anabilim Dalı
Çocuk müzelerinin koleksiyon içerikleri ve eğitim
etkinliklerini,
çeşitli örnekler aracılığıyla tanıtmak ve izleyicinin “çocuk
müzesi” konusundaki bilgi birikimini desteklemektir.
Amaç
• Çocuk Müzesi nedir?
• Çocuk müzeleri nasıl sergiler ve
eğitim etkinlikleri düzenlemektedir?
• Çocuk müzeleri niçin önemli ve gereklidir?
• Türkiye’de bir çocuk müzesine neden ihtiyaç duyulmaktadır?
Yanıt Aradığımız Sorular
Bu sunumda...
Kuzey Amerika ülkeleri Güney Amerika ülkeleri
Kıta Avrupa ülkeleri İskandinavya ülkeleri
Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri Uzak Doğu, Asya ve Pasifik ülkeleri Orta Doğu ve Arap Yarımadası ülkeleri
Okyanusya ülkeleri
Afrika ülkelerine ilişkin
çocuk müzesi örnekleri de yer almaktadır.
Çocuk Müzesi Nedir?
Çocuk müzeleri; çocukların gelişimini temel alan, öğrenmeye öncelik tanıyan,
çocukların yaşadıkları çevreye ve
dünyada olup bitene tanıklık etmelerini sağlayacak bilgi ve materyalleri
araştıran, inceleyen, depolayan ve bunları salt çocukların değil genç ve
yetişkinlerin de eğitimi amacıyla sergileyen ve etkinlikler oluşturan
kuruluşlardır
(Çocuk Müzeleri Birliği, 2008).
Çocuk müzeleri; çocukların çocukluklarını doyasıya
yaşayabildikleri, kendilerini baskı altında hissetmeden özgürce
hareket edebildikleri ve yaşam boyu eğitim amacıyla kurulmuş olan
müzelerdir.
Çocuk müzeleri, farklı kültürel ve sosyal alt yapıdan ziyaretçileri
etkileşimli sergi ve müze programlarında buluşturan,
ziyaretçilerin müzede bulundukları sürede yeni bilgi ve deneyimler
kazanmalarını sağlayan modern eğitim
ve keşif merkezleridir.
Çocuk müzeleri, sergi ve eğitim
programlarında çocukların bilim, sanat ve teknolojiye ilgi göstermelerini
amaçlayan ve bu alanlara merak uyandırarak çocukların öğrenme
güdülerini artırmayı hedefleyen anı ve
eğlence merkezleridir.
Bugünün eğitim yaklaşımı sonucu değil,sonuca götüren becerileri,
etkinlikleri, deneyimi, yaratıcı potansiyeli vurgular.
Dolayısıyla müzelerde de süreçler önem kazanmaktadır; eğitim
etkinlikleri artık keşfedici ve yaşantısal olmak zorundadır
(Greenhill,1996).
Çağdaş eğitimin kişiliği geliştirici, kural ve varsayımları sorgulayıcı,
öğrencinin derse katılımını
isteklendirici, ezber yerine anahtar kavramları öğretici ve öğrenmede öğrenciye etkin bir rol kazandırma amacı, çocuk müzelerinin çocuklara
kazandırmaya çalıştığı nitelikleri
destekler...
Çocuk müzeleri, genellikle 0-12 yaş
grubundaki çocukları birincil ziyaretçileri olarak ele alır, bu yaş gruplarına
yönelik serimler ve etkinlikler hazırlarlar.
Hedef Kitle...
Çocuk müzeleri, müze eğitiminin temel ilkelerinin en iyi uygulandığı müzelerdir.
Yaparak, dokunarak, konuşarak ve etkinlik aracılığıyla çocuk merkezli
öğrenme olanakları sunan çocuk müzeleri, ziyaretçisine açık uçlu
yönergelerle yaşam boyu eğitim veren
özel kurumlardır.
Çocuk müzeleri, gerek müze eğitim uzmanını gerekse öğretmeni öğreten
kişi pozisyonundan ve öğrenciyi ise pasif dinleyici durumundan kurtarır;
etkin, etkileşimli, eğlenceli bir öğrenme ortamı yaratarak çocukların zihninde oluşan geleneksel müze anlayışını yıkar,
müzeleri yaşam boyu öğrenme merkezi
haline getirirler.
Çocuk müzelerinde müze koleksiyonu
‘oyunun aracı’dır ve bu müzelerde gösterilmek istenen sadece
sergilenmekle kalmaz, çeşitli etkinlikler aracılığıyla koleksiyon
nesneleri çocuğa kullandırılır
(hands-on) ve konunun çocuk
tarafından algılanması sağlanır.
Bu süreç kimi zaman müzenin sınırlarını aşan bir eğlenceye dönüşür ve çocuk müzeleri birer
“duvarsız müze”ye dönüşür.
Çocuk müzeleri, olguları ve bilgileri doğrudan iletmekten çok, öncelikle ziyaretçisinin estetik duyarlılığına, düş gücüne ve duyularına ulaşmayı hedefler.
Bu yaklaşım müze eğitiminin zorunlu olmayan, özgür eğitimcilik anlayışı ile
örtüşür.
Çocuk müzelerinde gerçekleştirilen etkinliklerin ortak bir özelliği vardır.
Çocuk müzeleri bu çalışmalarda
geleneksel müzelerdeki kimi kurallara
“hoşçakal” der ve kendi kurallarını
hatırlatırlar “Lütfen Dokunun” çünkü “Bu müzede nesnelere dokunmamak
yasaktır”.
ÇOCUK MÜZELERİNİN TARİHÇESİ
Çocuk müzelerinin ortaya çıkışı 19. yüzyılın son çeyreği ile 20. yüzyılın başlarına
rastlamaktadır. Günümüz ebeveynlerine yabancı olmayan “çocukların dokunarak ve yaparak öğrenmesi” anlayışı ancak 1900’lerin
başında benimsenmeye başlanmıştır.
Öncü eğitimcilerden
Dewey ve Montessori’nin
teorileri kurulan ilk çocuk
müzelerine ilham vermiştir.
Dünyanın ilk çocuk müzesi olan Brooklyn Çocuk Müzesi , 1899 yılında New York’da ziyarete
açılmıştır. Müzenin amacı, çocukların zevklerini inceleştirecek, yaşama ilişkin
konulara ilgilerini artıracak ve okul öncesi ile ilköğretim çağındaki çocuklara eğitim alanında
fırsatlar ve yaratıcı programlar sunacak, serbest zamanlarını etkili biçimde
değerlendirebilecekleri bir ortam yaratmaktır.
...
Daha sonra 1913 yılında Boston, 1917 yılında Detroit, 1925 yılında ise
Indianapolis Çocuk Müzeleri ziyarete açılmıştır.
ABD’de açılan bu kapsamlı çocuk
müzelerinin aksine, Avrupa’daki çocuk müzeleri genellikle bir müze bölümü
görünümündedir.
1969 yılında fizikçi Profesör Frank Oppenheimer’ın ABD’de dokun-yap temeline dayanan bilim ve teknoloji
merkezi Exploratorium’u San
Francisco’da ziyarete açmasıyla birlikle dünya, çocuk müzelerine benzeyen
ancak öncelikle bilim ve teknolojiyi konu edinen yeni merkezlerle
tanışmıştır.
Oppenheimer’ın bilim ve teknoloji
merkezinin felsefesi şu idi: “Ziyaretçiler nesneleri kullanarak ve kendi kendilerine
deneyler yaparak öğrenmeyi
gerçekleştirecekler”. Gönüllüler ya da merkez çalışanları da herhangi bir
soruları olduğunda onlara yardım edecek.
Dünyanın 23 farklı ülkesinden yaklaşık 340 çocuk müzesi ve çocukla ilgili birimleri bulunan müzeler
Çocuk Müzeleri Birliği (ACM)’ne üyedir.
Amerikan Müzeler Birliği’nin verilerine göre, 1989 yılında sadece ABD’de 128 adet çocuk müzesi
bulunuyorken, 1995 yılında bu rakam 256’ya ulaşmıştır. ACM’ye göre ABD’de 80’e yakın çocuk
müzesinin önümüzdeki yıllarda açılması planlanmaktadır.