• Sonuç bulunamadı

Günah ve Tövbe Kavramları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Günah ve Tövbe Kavramları"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

únsan kendi kudretiyle en güzel bir biçimde yaratp1 yeryü- züne halife klan2 Yüce Allah, göklerde ve yerde, açk ve gizli olarak ne varsa bütün nimetlerini hizmetine sunduùu3 insan

imtihan için yaratmütr.4 Bu sebeple insan iyi kötü, doùru yan- lü, helâl haram, sevap günah olarak vasflandrlan iü ve eylem- leri tercih edecek ve bu tercihlerini gerçekleütirebilecek özellik ve donanmda yaratlmütr. únsan bu özelliùi gereùi, yaüadù çev- renin olumsuz etkileri ve bir de üeytann hile ve tuzaklarna ma- ruz kalp günah saylan fiilleri iüleyebilir. Bu durum onun, beüer vasfndan kaynaklanmaktadr. Zira yüce yaratc insanda fücur (günah iüleme) ve takva (Allah’a sayg/itaat) gibi iki zt özelliùi birleütirmiütir.5 Önemli olan insann takva çerçevesinde bir ha- yat sürmeye gayret etmesidir. Tövbe ve istiùfar bu amaca katk

saùlayan bir ibadet olarak deùerlendirilebilir. Hz. Peygamber (s.a.s.),

ģĠ ĦîÆ īÖÒ ÅÓĉì ĪijÖÒijÝĤÒ ŷÐÓĉíĤÒ ŞìIJ ³

“Bütün insanlar günah iüleyebilir. Günah iüleyenlerin en ha- yrls(iülediùi günaha piüman olup) tövbe edenlerdir.”6 buyura- rak insann günah iüleyebilecek mahiyette yaratldùn; ancak

* Bu metin Din úüleri Yüksek Kurulu Üyesi Zeki SAYAR tarafndan hazrlanmütr.

1 Tîn, 95/4.

2 Bakara, 2/30.

3 Lokman, 31/20.

4 Mülk, 67/2.

5 ûems, 91/7, 8, 9.

6 úbn Mâce, “Zühd”, 30.

(2)

mühim olann insann hatasnda srar etmeden piümanlk duya- rak iülediùi günahtan dolay tövbe etmesi olduùunu haber ver- miütir.

Günah ve Tövbe Kavramları

“Günah”, Farsça bir kelime olup “suç” anlamna gelir. Dinî bir kavram olarak ilâhî emir ve yasaklara aykr fiil ve davranü anlamnda kullanlr.7 Hz. Peygamber de kendisine sorulan bir soruya karülk günah üöyle tarif etmiütir: “Günah içini kemirip seni huzursuz eden ve insanlarn öùrenmesini istemediùin üey- dir.”8

Sözlükte “piümanlk, dönmek, nedamet” anlamna gelen tövbe, úslâmî bir kavram olarak, kulun iülediùi kötülük ve gü- nahlara piüman olup, onlar terk ederek Allah’a yönelmesi, emirlerine uymak ve yasaklarndan kaçnmak suretiyle Allah’a sùnarak baùülanmasn dilemesi demektir.9 Tanmdan da an- laülacaù gibi tövbe; insann kendine dönmesi, kulluùunu ve günahlarn itiraf ederek, Allah’n büyüklüùünü, kendisinin kü- çüklüùünü kavrayarak, günahlar ancak Allah’n baùülayacaù

bilinci ile halini O’na arz edip temizlenmeyi talep etmesidir. Bu hususta Kur’ân- Kerîm’de üöyle buyurulmaktadr:

ƲĪij ƳéƸĥƱęƳÜ ƱħƳġƲƼĥƲđƲĤ ƲĪijƳĭƸĨƱËƳĩƱĤÒ ÓƲıƳƼĺƲÈƴÓđĻƸƲƐ Ƹ ƲƼľÒ ĵƲĤƸÌ ÒijƳÖijƳÜƲIJ

“Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe ediniz ki, kurtuluüa eresiniz.”10

7 Dini Kavramlar Sözlüùü, DúB Yaynlar, Ankara 2006, s. 204.

8 Müslim, “Birr”, 15.

9 Dini Kavramlar Sözlüùü, s. 657.

10 Nûr, 24/31.

(3)

Böylece kurtuluüun ancak tövbe ile saùlanacaù dile getiril- mektedir. Bir baüka âyet-i kerimede ise insan kurtuluüa götüre- cek tövbenin nasl olmas gerektiùi üöyle açklanmaktadr:

ƴÓèij ƳāƲƼĬ ƴÙƲÖƱijƲÜ Ƹ ƲƼľÒ ĵƲĤƸÌ ÒijƳÖijƳÜ ÒijƳĭƲĨÆ ƲīĺƸñƲƼĤÒ ÓƲıƳƼĺƲÈ ÓƲĺ ƲóƸƼęƲġƳĺ ĪƲÈ ƱħƳġƳƼÖƲò ĵ ƲùƲĐ

ƱħƳġƲĥ ƸìƱïƳĺƲIJ ƱħƳġƸÜÓƲÑƸƼĻ Ʋø ƱħƳġĭƲĐ ƲŅ ƲĦƱijƲĺ ƳòÓƲıƱĬƲ ƱŁÒ ÓƲıƸÝƱ ƲŎ īƸĨ ĸƸóƱƲō ƹÚÓƲƼĭƲä

ƳįƲđƲĨ ÒijƳĭƲĨÆ ƲīĺƸñƲƼĤÒƲIJ ƲƼ ƸƇƲƼĭĤÒ Ƴ ƲƼľÒ ĸƸõƱ ƳŘ .

“Ey úman edenler, Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamberi ve onunla bir- likte iman edenleri utandrmayacaù günde Allah sizi içlerinden

rmaklar akan cennetlere sokar.”11 Baz âlimler âyet-i kerimede kullanlan “nasuh” kelimesinin “halis, katüksz” manalar ya- nnda “düzeltici, onarc” anlamlarn da içerdiùini ifade etmek- tedirler. Buna göre kiüi, ciddi bir piümanlk duygusu ile vicda- nnda oluüan rahatszlùn, gözyaülaryla düa vuran samimi bir duyarllkla dile getirmelidir. Bir daha ayn günaha dönmemek azim ve karar içinde yaüadù hayat gözden geçirip, ilâhî emir ve yasaklar çizgisinde düzgün bir hayata yönelmelidir.12

Hz. Peygamber (s.a.s.) tövbenin dinî hayatmzdaki önemine dikkat çekerek üöyle buyurmaktadr:

ƸĦƱijƲĻĤÒ ĹĘ ³ įƱĻĤƸÌ ƳÔijƳÜƲÈƲIJ ³ ľÒ ƳóęƱĕƲÝ ƱøƲŁ ĹƸƼĬƸÌ ƲƼľÒIJ ƴØƲƼóĨ ŷƸđƱ× Ʋø ƱīƸĨ ŜĠƲÈ ³

“Allah’a yemin ederim ki, ben günde yetmiü defadan fazla O’nun beni baùülamasn dileyerek tövbe ediyorum.”13 Pey- gamber Efendimiz günah iülemekten korunduùu ve bütün gü- nahlar baùülandù bildirildiùi halde böyle davranarak ayn

zamanda bize örnek olmaktadr. Buna göre, hiçbir kimsenin Peygamberden daha günahsz olamayacaù düüünüldüùünde, inanmü bir insann hayatnda tövbe ve istiùfarn önemi ve ge-

11 Tahrim, 66/8.

12 Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, 4/410.

13 Buhârî, “Davet”, 3.

(4)

rekliliùi kolayca anlaülr. Ayrca kulun tövbesinden dolay

Cenâb- Hakk’n sevinç ve memnuniyet duyacaù bir hadiste üöyle ifade edilmektedir:

ƲƥƲĐ ĪÓĠ ƱħƳĠƸïƲèƲÈ ƱīƸĨ ƸįĻƱĤƸÌ ƳÔijƳÝĺ ŷ Ƹè ƸĮƸïƱ×ƲĐ ƸÙÖƱijƲÝƸÖ ƴÓèóĘ ƳƼïüƲÈ Ƴ ƲƼľ ƸįƸÝƲĥ ƸèÒò ÓƲıƱĭƸĨ Ʋ÷ƸĺƲÉĘ ƳįƳÖÒƲóüIJ ƳįƳĨÓđĈ ÓıƱĻƲĥĐIJ ƳįƱĭƸĨ ƱÛÝĥęƱĬÓĘ ³ ƹØņĘ ƹĂƱòƲÉƸÖ

óƲå Ʋü ĵƲÜƲÉĘ ³ Ʋijİ ÓĩĭƱĻƲ×ƲĘ ³ ƸįƸÝĥ ƸèÒƲò ƱīƸĨ Ʋ÷Ƹĺ ƲÈ ïĜIJ ³ ÓƲıƸƼĥƸČ ĹĘ ƲďƲåƲĉ ƱĄÓĘ ƴØ

ƸæóƲęĤÒ ƸØƲƼï Ƹü ƱīƸĨ ƲĢÓƲĜ ƲƼħƳà ÓƲıƸĨÓĉ ƸŌ ñì ƲÉƲĘ ³ ƳĮƲïƱĭƸĐ ÙĩƸÐÓƲĜ ÓıƸÖ ƲijƳİ ƱðƸÌ ƲğƸĤƲñƲĠ æóęĤÒ ƸØƲƼï Ƹü ƱīƸĨƲÉƲĉ ƱìƲÈ ³ ƲğƳƼÖò ÓĬƲÈIJ ĸƸïƱ×Đ ÛĬƲÈ ƲƼħƳıƲƼĥĤÒ :

“Herhangi birinizin tövbe etmesinden dolay Allah Teâlâ’nn duyduùu sevinç ssz çölde giderken üzerindeki yiyecek ve içe- ceùiyle birlikte devesini kaybedip arayp taramalar sonuç ver- meyince ümidini kaybederek bir aùacn gölgesine uzanp yatan, derken yanna devesinin geldiùini görerek yularna yapüan ve aür derecede sevincinden ne söylediùini bilmeyerek, ‘Allahm!

Sen benim kulumsun; ben de senin rabbinim’ diyen kimsenin sevincinden çok daha fazladr.”14

Gerçekten hadis-i üerif Yüce Allah’n kullarna yönelik engin üefkat ve merhametini çok veciz bir üekilde ortaya koymaktadr.

Böylece kulluk bilinci içerisinde günahlar ancak Allah’n baùü- layacaù düüüncesiyle tövbe edip af dileyen kullarn baùülarken kullarnn bu tutumu da, Canâb- Hakk’ hoünut etmektedir.

Burada hemen üunu da belirtelim ki, Allah’n hoünutlu- ùu/sevinci gibi ifadeler daha çok mecazi ifadeler olup, maksat, Allah’n rzasdr. Kulunun talep ve arzusuna hemen karülk vermesidir.

14 Müslim, “Tevbe”, 7.

(5)

Makbul Tövbe

Makbul tövbenin temel esaslarn Kur’ân- Kerîm üöyle açklar:

ƲƼĬƸÌ ƹÕĺƸóƲĜ īƸĨ ƲĪijƳÖijƳÝƲĺ ƲƼħƳà ƹÙƲĤÓƲıƲ ƸŊ ƲÅƲij ƳƼùĤÒ ƲĪijƳĥƲĩ ƱđƲĺ ƲīĺƸñƲƼĥƸĤ Ƹ ƼľÒ ƲƥƲĐ ƳÙƲÖƱijƲƼÝĤÒ ÓƲĩ

ƲĪÓƲĠƲIJ ƱħƸıƱĻƲĥƲĐ Ƴ ƼľÒ ƳÔijƳÝƲĺ ƲğƸÑÄƲĤƱIJƳÉƲĘ ƴÓĩĻ Ƹġ ƲèƴÓĩĻƸĥƲĐ Ƴ ƼľÒ

“Allah katnda (makbul) tövbe ancak bilmeyerek günah iüle- yip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. úüte Allah bunlarn tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”15 Baz âlimler, âyette geçen “bil- meden” ifadesinin, yaplan davranün günah olduùunu bilme- mek manasnda olmayp bildiùi halde iradesine hâkim olama- yarak nefsine uyup kötülük yapan anlamnda kullanldùn

ifade etmektedirler.16

Âyette, bu durumda olup Allah’n tövbe kapsn çalan mü- minlerin baùülanacaù bildirilmektedir. Bu da Allah’n kullarna olan sonsuz merhametinin açk bir göstergesidir. Bu husus aüa- ùdaki âyet ve hadislerde de açkça bildirilmektedir:

ƲƼĪƸÌ Ƹ ƲƼľÒ ƸÙƲ ƱƑƲƼò īƸĨ ÒijƳĉƲĭƱĝƲÜ ƲŅ ƱħƸı ƸùƳęĬƲÈ ƲƥƲĐ ÒijƳĘƲó ƱøƲÈ ƲīĺƸñƲƼĤÒ ƲĸƸîÓƲ×ƸĐ ÓƲĺ ƱģƳĜ ƳħĻ ƸèƲƼóĤÒ ƳòijƳęƲĕƱĤÒ ƲijƳİ ƳįƲƼĬƸÌ ƴÓđĻƸƲƐ ƲÔijƳĬƳƼñĤÒ ƳóƸęƱĕƲĺ Ʋ ƲƼľÒ

“Deki ey kendileri aleyhine aür giden kullarm! Allah’n rahmetinden ümidinizi kesmeyin. ûüphesiz Allah, bütün günah- lar affeder; çünkü O, çok baùülayandr, çok merhamet eden- dir.”17

15 Nisâ, 4/17.

16 Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, 2/34.

17 Zümer, 39/53.

(6)

ƳóƲĠƲð ƱħƳı ƲùƳęƱĬƲÈ ƱÒijƳĩƲĥƲČ ƱIJƲÈ ƴÙ Ʋý ƸèÓƲĘ ƱÒijƳĥƲđƲĘ ÒƲðƸÌ ƲīĺƸñƲƼĤÒƲIJ ƱÒIJƳóƲęƱĕƲÝ ƱøÓƲĘ Ʋ ƼľÒ ƱÒIJ

Ƴ ƼľÒ ƲƼŅƸÌ ƲÔijƳĬƳƼñĤÒ ƳóƸęƱĕƲĺ īƲĨƲIJ ƱħƸıƸÖijƳĬƳñƸĤ

“Yine onlar çirkin bir iü yaptklar yahut nefislerine zulmettik- leri zaman Allah’ hatrlayp, hemen günahlarnn baùülanmas- n isteyen kimselerdir. Allah’tan baüka günahlar kim baùülaya- bilir?”18 Peygamber (s.a.s.) de,

įĤ ÕĬð Ņ īĩĠ ÕĬñĤÒ īĨ ÕÐÓÝĤÒ

“Günahlarndan tövbe eden kimse, hiç günah olmayan kim- se gibidir.”19 buyurarak tövbenin müslümann dünyasnda ne kadar hayati bir önemi haiz olduùunu veciz bir üekilde beyan etmektedir.

Tövbede Acele Edilmeli, Geciktirilmemelidir ƳħƳİƲï ƲèƲÈ Ʋó ƲąƲè ÒƲðƸÌ ƲƼƈƲè ƸÚÓƲÑƸƼĻ ƲƼùĤÒ ƲĪijƳĥƲĩƱđƲĺ ƲīĺƸñƲƼĥƸĤ ƳÙƲÖƱijƲƼÝĤÒ ƸÛ ƲùƱĻƲĤƲIJ

ƲğƸÑÄƲĤƱIJƳÈ ƵòÓƲƼęƳĠ ƱħƳİƲIJ ƲĪijƳÜijƳĩƲĺ ƲīĺƸñƲƼĤÒ ƲŅƲIJ ƲĪĿÒ ƳÛƱ×ƳÜ ĹƸƼĬƸÌ ƲĢÓƲĜ ƳÚƱijƲĩƱĤÒ ƲĐ ƱħƳıƲĤ ÓƲĬƱïƲÝ ƱĐƲÈ ƴÓĩĻƸĤƲÈ ƴÓÖÒƲñ

“Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahlar) yapp yapp da kendisine ölüm gelip çatnca, ‘iüte ben üimdi tövbe ettim’

diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki deùildir. Bunlar için âhirette elem dolu bir azap hazrlamüzdr.”20 Hz. Peygamber de günahlarn gönül dünyamzda açtù tahribata iüaret ederek üöyle buyurmaktadr:

18 Âl-i úmrân, 3/135.

19úbn Mâce, “Zühd”, 30.

20 Nisâ, 4/18.

(7)

į×ĥĜ ĹĘ ÅÒîijø ÙÝġĬ ÛĬÓĠ ÕĬðÈ ÒðÌ īĨËĩĤÒ ĪÌ .

ĎõĬIJ ÔÓÜ ĪÍĘ

į×ĥĘ ģĝĀ óęĕÝøÒIJ .

ÚîÒô îÒô ĪÍĘ .

ľÒ ĮóĠð ĸñĤÒ ĪÒóĤÒ ğĤñĘ

ÒijĬÓĠÓĨ ħıÖijĥĜ ƥĐ ĪÒò ģÖ ņĠ įÖÓÝĠ ĹĘ ĺ

Īij×ùġ

“ûüphe yok ki mümin bir günah iülediùi zaman (iülenen bu günah sebebi ile) kalbinde siyah bir nokta oluüur. Eùer piüman- lk duyarak iülediùi günahtan el çeker, tövbe ve istiùfar ederse (leke silinir) kalbi parlar. Günah iülemeye devam ederse kalpte- ki siyahlk da artmaya devam eder. ‘Hayr hayr, onlarn ka- zanmakta olduklar, kalplerini paslandrmütr’ (Mutaffifîn, 83/14) âyetinde kast edilen mana budur.”21 Hadis, iülenen gü- nah nedeni ile kalpte oluüacak manevî kirlenmenin kalbin du- yarllùnn azalmasna yol açacaùn, günaha devam edildikçe bu duyarllùn büsbütün yitirileceùini ifade etmektedir. Ancak vakit kaybetmeden iülenen günaha tövbe ve istiùfar edilirse, günah lekesinin silinip, kalbin manevî duyarllùn yeniden ka- zanacaùn bildirmektedir. Bir de ölümün ne zaman, nerede ve nasl geleceùi bilinemediùi için tövbede acele edilmelidir.

Tövbenin Şartları

úülenen bütün günahlardan tövbe etmek gerekir. Eùer iüle- nen günah sadece Allah’a karü bir yükümlülüùün ihlâli ise; yani salt Allah hakkn içeriyorsa, tövbe:

1.úülenen günah terk etmeyi,

2.úülenen günahtan dolay gönülden piümanlk duymay, 3. Ayn günaha bir daha dönmemek üzere kesin karar ver- meyi gerektirmektedir.

Eºer içlenen günah insanlara ait bir hakkÇ içeriyorsa; yani kul hakkÇ ile ilgili ise, bu üç madde ile beraber hakkÇ ihlâl edilen kiçi veya kiçilere haklarÇnÇ ödemeyi veya onlardan

21 úbn Mâce, “Zühd”, 29.

(8)

helâllik almayÇ da gerektirmektedir.22 Hazret-i Peygamber (s.a.s.), kul hakkÇ ile ilgili hak ihlâli varsa bu dünyada mutlaka helâlleçmeyi tavsiye etmektedir.23

İstiğfar

Sözlükte, “örtmek” anlamna gelen istiùfar, dinî bir terim olarak kulun hata ve kusurlarnn Allah tarafndan baùülanma- sn istemesidir. Ayrca, ibadet ve salih amellerini yeterli bulma- yarak artrmaya çalümasn, buna mukabil iülediùi günahlarn

çok görerek onlardan uzaklaüma gayreti ve duyarllù içerisinde bulunmasn ifade etmektedir.

ústiùfar ile tövbe arasnda üöyle bir farktan söz edebiliriz: Kiüi ancak kendi iülediùi günahlarna tövbe ederken, hem kendisi ve hem de baüka insanlarn iülemiü olduùu günahlar için istiùfarda bulunabilir.24 Cenâb- Hakk’n kullarna karü merhametini ifade ederek istiùfarda bulunmalarn emreden âyet ve hadislerden bir kaçn burada zikredelim:

Ƴ ƲƼľÒƲIJ ƸÚÓƲĭƸĨƱËƳĩƱĤÒƲIJ ƲŷƸĭƸĨƱËƳĩƱĥƸĤƲIJ ƲğƸ×ĬƲñƸĤ ƱóƸęƱĕƲÝ ƱøÒƲIJ ƱħƳĠÒƲijƱáƲĨƲIJ ƱħƳġƲ×ƲƼĥƲĝƲÝƳĨ ƳħƲĥƱđƲĺ

“Hem kendinin, hem de inanmü erkek ve kadnlarn günah- larnn baùülanmasn dile! Allah, gezip dolaütùnz yeri de, içinde kalacaùnz yeri de bilir.”25

ƴĩĻ ƸèƲƼò ÒƴòijƳęƲĔ ƲĪÓƲĠ Ʋ ƼľÒ ƲƼĪƸÌ Ƹ ƼľÒ ƸóƸęƱĕƲÝ ƱøÒƲIJ Ó

“Allah’tan baùülanma dile. ûüphesiz Allah, çok baùülayan- dr, çok merhamet edendir.”26

ÓƴÖÒƲƼijƲÜ ƲĪÓƲĠ ƳįƲƼĬƸÌ ƳĮƱóƸęƱĕƲÝ ƱøÒƲIJ ƲğƸƼÖƲò Ƹï ƱĩƲ Ƹŋ ƱçƸƼ× ƲùƲĘ

22 Nisâ, 4/18.

23 Buhârî, “Mezalim”, 10.

24 Dini Kavramlar Sözlüùü, s. 332.

25 Muhammed, 47/19.

26 Nisâ, 4/106.

(9)

“Rabbine hamd ederek tesbihte bulun ve O’ndan baùülama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.”27

ÓƴĩĻ ƸèƲƼò ÒƴòijƳęƲĔ Ʋ ƼľÒ ƸïƸ ƲŖ Ʋ ƼľÒ ƸóƸęƱĕƲÝ ƱùƲĺ ƲƼħƳà Ƴį ƲùƱęƲĬ ƱħƸĥƱčƲĺ ƱIJƲÈ ÒƴÅij Ƴø ƱģƲĩ ƱđƲĺ īƲĨƲIJ

“Kim bir kötülük yapar yahut kendine zulmeder, sonra da Allah’tan baùülanma dilerse, Allah’ çok baùülayc ve çok mer- hamet edici bulur.”28

ÓƲĨƲIJ ƲĪIJƳóƸęƱĕƲÝ ƱùƲĺ ƱħƳİƲIJ ƱħƳıƲÖƸƼñƲđƳĨ Ƴ ƼľÒ ƲĪÓƲĠ ÓƲĨƲIJ ƱħƸıĻƸĘ ƲÛĬƲÈƲIJ ƱħƳıƲÖƸƼñƲđƳĻƸĤ Ƴ ƼľÒ ƲĪÓƲĠ

“Oysa sen onlarn içinde iken, Allah onlara azap edecek deùil- dir. Baùülanma dilerken de Allah onlara azap edecek deùildir.”29

Hz. Enes’in rivayet ettiùi bir hadis-i kudside Peygamber (s.a.s.) üöyle buyurmuütur: “Allah Teâlâ üöyle buyurdu: Ey Âdemoùlu! Sen bana dua ettiùin ve benden affn umduùun sürece, iülediùin günahlar ne kadar çok olursa olsun onlarn büyüklüùüne bakmadan seni baùülarm. Ey Âdemoùlu! Günah- larn gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa sonra da benden affn dilesen, seni affederim. Ey Âdemoùlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karüma gelsen, fakat bana hiçbir üeyi ortak koümamü olsan üüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu baùüla karülarm.”30

Hadis, kulun günah ne kadar çok olursa olsun, Allah’n birliùi- ne inanarak O’na hiçbir üeyi ortak koümadan tövbe ve istiùfarda bulunursa Allah’n baùülayacaù müjdesini vermektedir.

27 Nasr, 110/3.

28 Nisâ, 4/110.

29 Enfal, 8/33.

30 Tirmîzî, “Daavât”, 98.

(10)

Hz. Peygamber bir diùer hadislerinde:

òÓƲęƱĕƸÝ ƱøŅÒ ĦƸõƲĤ ƱīĨ ƹƼħƲİ ƸƼģƳĠ ƱīĨIJ ³ƴÓäóƱƩ ƹěĻ ƸĄ ƸƼģƳĠ ƱīƸĨ ƳįƲĤ ƲƼľÒ ģđä ³

ƳÕ ƸùƲÝƱ Ʋŗ Ņ ƳßƱĻè ƱīƸĨ ƳįƲĜƲôƲòƲIJ ³ ƴÓäóƲĘ

“Bir kimse istiùfar dilinden düüürmezse, Allah Teâlâ ona her darlktan bir çkü, her üzüntüden bir kurtuluü yolu gösterir ve ona beklemediùi yerden rzk verir.”31 buyurmuütur.

31 úbni Mâce, “Edeb”, 57.

Referanslar

Benzer Belgeler

A) CÜMLELERİN İFADE ETTİĞİ ANLAM

Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman olmuş, tövbe etmiş fakat tövbesini tutamamış.. Defalarca tövbe edip

TRANSFERRIN, FERRITIN AND Na/K LEVELS IN SERUM AND BREAST CYST

Bu yönteme alternatif olarak, kali- teli ve ayarlanabilir beyaz ›fl›k üret- mek için araflt›rma grubumuzda na- nokristal katk›l› renk dönüflüm tekni-.. ¤i

Bu gibi yalnız Allah hakkı ile ilgili olan günahlardan tövbe etmek için üç şartın yerine getirilmesi gerekir. Bunlar:. a) Günahı terketmek b) Yaptığına pişmanlık duymak c)

Bu gibi yalnız Allah hakkı ile ilgili olan günahlardan tövbe etmek için üç şartın yerine getirilmesi gerekir.. Günahı terketmeden yapılmış olan tövbe ile yine günaha

aritmetik orta sözlük anlamı ‘bir diziyi oluşturan sayıların toplamının, dizinin terim sayısına bölünmesiyle elde edilen sayı’ olan birleştirme yoluyla

1944’te yazılan Aşka Tövbe romanı, sadece Kerime Nadir’in kendi roman anlayışı bakımından, -hatta popüler aşk romanlarının değişmez kurgusu an- lamında bile değil-