• Sonuç bulunamadı

fr1l 0 \:\ T.C. A~ADOLU ÜNİV~RSİTESİ YAYINLARI; NO ~o~ EDEBIYAT FAKULTESI YAYINLARI; NO EDEBIYAT FAKULTESI DERGISI SAYI:3

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "fr1l 0 \:\ T.C. A~ADOLU ÜNİV~RSİTESİ YAYINLARI; NO ~o~ EDEBIYAT FAKULTESI YAYINLARI; NO EDEBIYAT FAKULTESI DERGISI SAYI:3"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

fr1l

0\:\ T.C. A~ADOLU __ ÜNİV~RSİTESİ YAYINLARI; NO. 1335

~o~ EDEBIYAT FAKULTESI YAYINLARI; NO. 10

.. . . .

ANADOLU UNIVERSITESI . .. . EDEBIYAT FAKULTESI

DERGISI

SAYI:3

Eskişehir,

2002

.

'

(2)

EDEBİYAT FAKÜLTESi DERGiSi Süreli Bilimsel Dergi

Sayı: 3, Aralık 2001

Yayın Yönetmeni ve Sorumlusu:

Prof. Dr. İhsan GÜNEŞ

Dergi Sahibi:

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına

Prof. Dr. İhsan GÜNEŞ

Yayın Kurulu:

Prof. Dr. İhsan GÜNEŞ Prof. Dr. Cahit BİLİM Prof. Dr. Ebru PARMAN Prof. Dr. Bilhan KARTAL

Doç. Dr. Nejat BiLGEN Yard. Doç. Dr. Erol ALT.I:N"SAPAN

Y ard. Doç. Dr. Zeliha GÜNEŞ

Editör:

Prof. Dr. Cahit BİLİM

isteme Adresi:

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığı

Yunusemre Kampüsü ESKİŞEHİR

Baskı:

Anadolu Üniversitesi Matbaası ESKİŞEHİR. ~: ı;:. ·· •• 1.

' .~.~.~·t.r~r:.ıı .. ·' :

ISSN 1302.:3020 ~ ·

· ..... :. ·. :~::

. .

,. ~-" .

Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu ii?Za sahiplerine aittir.

(3)

TUNUS'TA ERKEN İSLAM DÖN)l:MİNDEN B.İR ÖRNEK:

KAYREV AN CAMİİ

Nilgün ÇÖL*

İslam Sariatında birliği sağlayan dinunsurunun yanı sıra İs~amiyetin kabul görçl.üğü coğrafyada yer alan önceki kültürlerin ve ikiimin katkılarını

da. göz önüp.~ almak gerekir. Özellikle minarenin biçimlerrmesinde etken olan iklim koşulları hefi?.en hemen aynı coğrafyada yayılım .gösteren İslam Sanatında devamlılık ve birlik olgusunu beraberinde getinniştir.

İslamiyetin doğuşundan önce yayılım gösterdiği bölgeler_de kurulan uygarlıkların İslam Sanatının oluşumu ve gelişimi için güçlü. kaynaklar

oluş1;urduğunu göz önüne a!mak gerekir. ·

İslam birliği içinde sanatı besley~n kaynakların güçlüğü yanı sıra bir devlet sanatı yaratma çabaları bölgesel farklılıkları da. bünyesine katarak olt;ıinliı sonuçlar doğurmu·Ş~r. . .

Kuzey Afrika' da, özellikle Tunus; Romalılar, d9n.eminde hem

taiınl;

herri kentsel

yerleşim açısı~dan

Çok

ze~gin

ve

işlen~bÜen 'bi~

bölge olmuştu;: Çok erk~n bir tarihte. Hıristiyan . Merkezlerinden biri durumun·a

gelmiş, Bizans'i~ ön~~sediği ey~letlerden

biri olarak güçlü konumunu

sürdhrmüŞtiİ;: Biza~s zeytinyağı

ve

bugda~ ihtiyacının

büyük

kısmını

buradan sağlamakta idi.1

İslam öncesi kentlerin, anıtların, moz~iklerin, villa ve konutların Kuzey Afrika, örnekleri olarak değerlendirilmeleri _yanlış olur. Çünkü Roma

.. . . . . .-· . . . : .. '.· ..

Y~d.Doç .. Dr.: Anadolu Üniverslt.esf. .Edebiyat Fakültesi, sıffiat Tarihi Bölümü Öğretim

üyesi. ,. ·, · · '

1 Oktay Akşit, Roma imparatorluk Tarihi, İstanbul, 1~85, s.526 .

125. :

(4)

geleneğinin ardından gelişen Akdeniz Kültürünün birikimidir. Tunus

yapıtları birkaç yüzyıl içinde Hıristiyanlığı neredeyse tamamen yok edecek kadar Müslümanlaşan ve birçok kentin Müslümanlarca kurulduğu bir bölge içindedir.

Kıyı şeridi ve yaylalann dışında güneye inildikçe yerli halk Serberilerin daha önceden Roma ve Bizans otoritesini kabul etmeme tavrının

bu kez yeni gelen Müslüman Arap'larla uzun ve sonuçsuz çatışmalara dönüştüğü görülür.

Yerel hanedanlar olan Ağlebiler, Rüstemiler, idrisiler gibi güçlü gruplarin ortaya koyacağı destekleyici tavırda farklı olmayacak ve Tunus mimari açıdan Erken İslam Sanatında kaynak oluşturucu konumunda

kalacaktır. 9. yüzyıldan kalma yapılar sistematik bir şekilde taranmadığı için mimari değerlendirmeler sağlam verilere dayanmaz.

Tipolojik açıdan İslam mimarisinde belli bir yere otura bilen abidevi bir yapıt olarak karşımıza çıkan Kayrevan Camii yerel kültürün köklü Akdeniz mimari geleneği ile sentezidir. Bölge İslami yönetimin İfrikıye eyaleti olarak Osmanlı idaresine girişine değin hanedanların siyasi otorite

karmaşası ile siyasi varlığını sürdürecektir.

9. yüzyılda Mısır' da, Kuzey Afrika' da, İspanya' da ve Kuzeydoğu İran' da tam anlamı ile oluşmuş. ve tipotojik açıdan belgelenebilen bir İslam

sanatı ortay_a çıkar.

İslam sanatının oluşum sürecinde Hellen, Roma ve Akdeniz

tarzından etkilendiği kadar yerel merkezlerinde kültürel birikiminden yaratım, tasarım aşamasında etkilendiği açıktır. Özellikle mimarinin iklim ve coğrafya· ile yakından ilişkili biçimlenişi, İslam mimarisinin benimsediği

anıtsal ölçüde, malzeme ve teknik açıdan güçlü, plan açısından işieve

yönelik

tasarım anlayışı'

ile

birleşmesi sonuc~

abidevi

yapıtıai-ı ort~ya

koymuştur.

Kayrevan Camii (Sidi Okba) ·

671 yılında İfrikıye imaını Ukbe bin Nafı (Ogba lbn Nafaa)

tarafından temeli atılan;Nizam bin Abdülmelik' in destek ve ilgisi ile inşası

devam eden yapı mimari açıdan 726' da kesin biçimini almış, daha

(5)

sonraki yıllarda yapılan eklemeler ve değişikliklere rağmen biçimini koruyarak günümüze gelmiştir. Res. 1

Camii büyük ölçüde Ağiebi ban'edanlarınm çalışmaları ile inşa edilmiştir. Ziyadat Allah I (836), Abu .İbrahim Ahmed 862-3 ve İbrahim İbn Al-Aghlab, camii inşaasma gerekli desteği sağlayan bölgede güçlü Aglebi idarecilerdir. 2

Camii günümüzde sağlam ve bakırnit duruinda ibadete açıktır. Res.2

"Mağrip" olarak bilinen Kuzey Afrika bölgesinin en abidevi ölçülerdeki camisi olan yapının boyu 126 metre, eni 77 metredir. 67x56 metrelik aviuyu dört yönden çifte revaklar çevirir. Res.3

Kuzeybatı revakının ortasında 8. yüzyılın taribiense de inşaa taribi

!

tartışmalı olan, birbiri üzerine bindirilmiş kare kesitli üç kademeden oluşan

yüksek minare 35 metre yüksekliği, 10 metre karelik taban alanı ile abidevi ölçülerdedir. Güney ve doğu revakları ise iki kemer gözlü bir son cemaat yeri oluşturmaktadır.3

Yapının namaz kılınan bölümü mibraba dikey, her iki yönde sekizer kemer gözlü on yedişer neften oluşur. Sağ ve solda çifte sütunların devam

ettirdiği orta nef diğer netlerden daha yüksek ve geniş olup tüm netler düz tavan örtüsüne sahiptir. Res.4

Camii; geniş, düzensiz paralel kenar formundadır. Yapı ve revaklı

avlunun duvarları önceden planlanmayan, ihtiyaçtan dolayı oluşturulan, kare

·-kesitii tuğla payandalar tarafından desteklenmektedir. Şam Emeviye Camii' nde kıble duvarına paralel uzanan üç nefı bu duvara dikey inen tek bir nef keser .. "Eksen nef' olarak ·adlandırılan bu birim erken islam dönemi camilerinin pek çoğunda tekrarlanır. Bu uygulama Kayrevan Camiinde

geliştirilen bir sistem olarak karşımıza çıkar. Kıble duvarına paralel netlerden biri, . diğerine göre daha geniş tutulmuştur. Eksen nefın başlangıcında, kesişme noktasında ve iki köşesinde yer alan kubbeler vas ı tası ile bu iki nef daha belirgin kılınmıştır. Bu düzenleme 1 O. ve ı ı.

yüzyıllarda inşa edilen Kahire camilerinde görülen ve geleneksel Hipostil'

2 Barbara Brend, lslamic Art, London, 1991, s.51

3 Barbara Brend, lslamic Art, London,. 1991, s.51

127 ;

(6)

den üretilmiş, "T-plan Hipostil" olarak bilinen bir alt tipi oluşmasına yol açmıştır.4

Hipostil kullanış açısından uygunluğu nedeniyle saray yapılarında da

kullanılmıştır. Fakat mimari odaktan yoksunluğu, dini yapılarda işieve

hizmette eksiklik hissi uyandırır .. Bu nedenle tamamlayıcı elemana ihtiyaç duyulur. Bu da mihraba dik olarak yerleştirilen ayrı bir nefle çözümlenir. Bu

açıdan Hıristiyan mimarisindeki bazilika ile benzerdir. Hipostil geleneği

Akdeniz çevresinde tercih edilmesine karşın, İslam mimarisinde işieve yönelik olarak bazı özelikler kazanır. Kayrevan Camiinde olduğu gibi "T- plan Hipostil" örneği İslam mimarisinin oluşumu içinde ayrı bir mimari

gelişim örneğidir. Plan.l

Yine Şam Emeviye Camiinde uyğulandığı alanda gibi yakında

varolan Roma veya Hristiyan yapısından alınan sütunların İslam camilerinde

kullanılma uygulaması ile Kayrevan Camii' nde karşılaşmaktayız. Hristiyan

yapılardan alınıp kullanılan sütunlara ilk örnek Kfıfe Camii' dir. Kayrevan Camii' nde yakın çevrede bulunan Roma tapınağı, mimari yapıtlarından alınıp kullanılan sütunlar, bunlara benzer özellikte yeniden yapılantarla

birlikte kullanılmıştır. Belli bir periyod izleomeyen kullanılma düzeninde Roma orijinli sütunlar çoğunlukla iç mekanda bulunur. İmpost, zarif

başlıklara sahip sütunlar gri-pembe damarlı mermerden yapılmıştır.

Devşirme olarak kullanılan sütunları, yüksekliği azaltmak yerine tüm yapıda kullanılan s.ütunları aynı seviyeye getirme çözümü İmpost·başlıkların üzerine zarif asma yaprağı frizleri işlenmiş mermer tablalar yerleştirilerek sağlanmıştır. Kullanılan at nalı biçimindeki taşkın kemerler, yarım daire kavisli olup tavan ağırlığıhı üzerinde yükselen duvariarta taşımaktadır.

Yükseltilen kemerli açıklıklar aynı zamanda yapıya aydınlık kazandırmaktadır:

Kayrevan Camii' nde at nalı kemerler sadece neflerde, avlu

rev~arında kullanılmakla kalmamış, mihrap, minber, minare kapıları ve pencerelerinde, avlu girişleriıide, barim giriş kapısında kullanılarak yapının

karakteristik özelliği olmuştur. Avludan harim kısmına iki kapı ile girilir.

Revaklı avlu beş adet birbirine benzer formda kapı ile dışarı açılır.

4 Oleg Grabar, İslam Sanatının Oluşumu, İstanbul, 1998, s. 122

(7)

Kayrevan Camii; kubbeleri ile dikkati çekmektedir. Özellikle mihrap önündeki istiridye biçimi tromplarla geçiş yapan dilinıli kubbe, Kuzey Afrika ve İspanya yapılarında tercih edilen özelliktedir. Hırbet-el Mefcer' de uygulanan köşe kemerleri çözümünün, Kayrevan Camii' nde de uygulandığı

görülür. Köşe kemerinin içi, istiridye biçimli nişlerle bağiantıyı sağlar.

Kubbe dışardan kaburgalı düzenlenmiştir. Kubbe içi, kaleriı işi tekniğinde

asma dalları ve üzüm salkımı motifi işlenmiş mermer panolarda kaplıdır.

"Bab-el Bahu" olarak bilinen giriş kapısının üzerindeki kubbe

İbrahim Ibn Al-Aghlab tarafından 862 yılında inşa edilmiş olup dilimlidir.

Nişlerle süslü kare bir kaide, sekizgen pen~ereli yüksek bir kasnakla birleşir.

Kubbe kasnağın üzerinde yivli olarak yükselir. Res.S

Caminin muhteşem işçilik gösteren mihrabı nişi, çok ince ajur tekniğinde işlenmiş mermer pan~larla kaplanİnıştır. Ahşap, ajur tekniğinde, asma yaprağı motifi ve sarmal dalların işlendiği bir yarım kubbe derin mihrap nişinin üzerinde yer alır. Mihrap nişinin içindeki mermer panolarda, istiridye formları ve bitkisel motifler, geçmeli geometrik bordürlerle

çerçevelenmiştir. Panolarda ikonografık anlam taşıyan bir betimleme yoktur.

Mihrap nişinin iki yanında, kızıl portir malzemelerden ajur tekniğinde, asma

yaprağı ve sarmal dal figürleri işlenmiş beyaz mermer başlıklara sahip at nalı

formlu mihrap kemerini taşıyan iki sütun yer alır. Res.6

Mihrap kemer yayında radyal olarak döşenen Lüster tekniğinde çini panolar 9. yüzyılda Bağdat' tan getirilmiş kaliteli işçilik ve malzeme özelliği gösterirler. 5

. - Kare biçimli panolar yalnızca at nalı kemer yayında değil, mihrap nişinin iki yanında, kemerin üçgen panolarında yer alır. Üçgen· geçiş panolarında. dağınık görünüm vermesine karşın dikey hatlar boyunca

yerleştirilmiŞ1eı:dir. Stilize bitkisel ve geometrik kompozisyon düzenleme ile

kızıl-kahve ve sarı, krem renklerle ışıltılı sırlı yüzeyleri mihrap

duvarlarındaki özenli süsleme programını tamamlamaktadır.

Caminin minberi ahşap, ajur tekniğinde, kalem işi dikdörtgen panolara bölünmüş, ahşap bölme ( odacık) olarak düzenlenen maksure

paravanları ile aynı bezerne ve işçilik özelliklerini gösterir. Mihraba dik

5 Gönül Öney, İslam Mimarisinde Çini, İzmir, 1987, s.l6

129 :

(8)

olarak yerleştirilen maksure, XI. yüzyılın ikinci çeyreğinde Fatimi valisi El- Mucize için inşa edilmiştir. Yapraklı Kufi bir yazı kuşağı maksurenin korkuluk bölümünü boydan boya çevrelemektedir. 6 Res.7

Kufi yazı bordürünün üstünde, üçgen tepelikli mazgal sİperi formu

verilmiş, sarmal dallar ve stilize yapraklardan oluşan bir bordür yer

almaktadır. Caminin birbiri üzerine bindirilmiş, üç kare kuleden ibaret olan minaresinin, en üstünde yer alan at nalı kemerlerle dört yöne açılan, dilimli kubbeyle örtülü kule biçimi, yüksek tutulan üst kütlesi XI. Yüzyılda yeniden

inşa edilmiş, maksure ile bezerne ve form açısından benzerlikler gösterir.

Kesin olmamakla beraber Vali El-Mucize adına ikisinin beraber

planlandığını düşünmek yanlış olmaz. Res. S

İslam sanatının gelişimi çerçevesinde gerek mimari özellikleri gerekse ahşap, menner ve çini tezyİnatı açısından, önemli yeri olan yapı bu

çalışmada detaylı incelenememiştir. Çalışma kapsamı tanıtırola sınırlı tutulmuş, İslam inancının getirdiği yeni işlevsel özelliklerin erken dönemde mimari çözüm ve uygulamalarda birleştirilmesinin önemli bir örneğidir.

Kayrevan Camii, Hipostilli gruba giren mimari yapısı, çifte revaklı

avlusu, anıtsal giriş düzenlemesi, eksen nefin gelişmiş örneği oluşu,

maksurenin ayrı bir odacık şeklinde düzenlenişi, merrner, ahşap ve çini tezyinatındaki uyumlu bezerne programı ile İslam Sanatı' nın güçlü bir

yansıması olarak değerlendirilmelidir.

Yapıyla bağlantılı olarak inşa edilen tek minaresi Kurtuba Camii (786) ile benzeşir. Hayli büyük olan ve gösterişli süsleme programı uygulanan, mihrabın önündeki kubbe ve kubbenin taşıyıcı sistemi daha geç dönemlerde Kuzey Afrika ve İspanya' da fazlasıyla benimsenecektir.

Şam Emeviye Camiinde uygulanan eksen nefin geliştirilerek,

kubbeli olarak burada uygulandığını görürüz.

Hipostil geleneği ise Kayrevan Camiinden sonra Kahire Tulunoğlu C~ii (876-879) ve İspanya Kurtuba Camii' nde (8.-10. yüzyıl) daha

karmaşık olarak uygulanacaktır.

~ayrevan Camii;. çifte revaklı avlusunda ve harimde kullanılan

devşirme sütunlarının yanı sıra yoğun süsleme programında da, simgesel ve

6 Barbara Brend, lslamic Art, London, 1991, s.52

(9)

pratik olarak önemli bölümlerini ön plana çıkarır. Mihrap, minher ve maksurede çarpıcı dekorasyonları aracıl_ığı ile İslam inancının gücünü hissettiren elemanlardır.

Yapı güçlü ve hızlı yayılım gösteren İslam inancının, aynı zamanda siyasi otoritesini de ortaya koyma çabasının anıtsal bir örneğidir.

131

.

'

(10)

Resim 1: Kayrev an Camii

Resim 2: Kayrevan Camii Harim Giriş Revakları

(11)

Resim 3: Kayrevan Camii · Çifte Revaklı Giriş Bölümü

Resim 4: Kayrevan Camii Harim

133

.

'

(12)

Resim 6: Kayrevan Camü Mihrap Nişi

Resim 5: Kayrevan Camü

Giriş Bölümünde Yer Alan Kubbe

(13)

Resim 7: Kayrevan Canıii

Maksure

Resim 8: Kayrevan Camii Minare

135 :

(14)

;.· ~

_.,

~

::: ~

{ i ' ,.;;

ı:

~

:l ~

:• ::

·~

~

' ~

1 ı:

··'

·~·~·~~·~·==~====~··~

Plan 1. Kayrevan Camii

Referanslar

Benzer Belgeler

bölümünde de belirtildiği gibi, çağdaş alışveriş merkezlerinin kullanıcı grup- ları ile ilgili yapılan araştırmalarda, çok farklı yaş grupları ve farklı sosyal

Evlenmeden önce eşine âşık olup olmadı- ğını merak edip sorduğumda tanışmalarından kısa bir süre sonra birbirleri için doğru insanlar olduklarını düşünüp

6 Aynı Divan, s. Süreyya Bey'in verdiği bilgi, şu cümlelerden ibarettir: "Vahyi Efendi İbra'illi'dir. Bursalı Emin ve Neş'et Efendiler'in şiikirdidir. Topkapı'da

Kahramanlar Öykülerle Yaşar, Hayata Tutunma Öyküleri, Kedi Öyküleri, Sadık Dostlara, Son Gemi Antoloji 1-2, Kaynana Şekeri, Kadın Öyküleri, Aşk Var Düşersen gibi

'Ubeydu 'llah ijan'ın üç e1if-namesi de dörtlükler şeklinde olup otuz ikişer mısradan ibarettir.. Doğu Türk Yazı Dili Araştınnaları III 'Ubeydu'llfilı ljan: 29

15 8- Bizim evde bir kuyu icinde agca suyu suyun icinde ilan ilan agzmda gevher geceler bize gonder. 159- Bizim evde bir kuyu var icindc serin suyu var

İdari Tarihçe: 1876 yılına kadar Mindeval ve Kovata adında iki nahiye olarak idare edilen Alucra, bu tarihten sonra Şebinkarahisar Mutasarraflığına bağlı bir ilçe

LEFKOSA.. LIBRARY i<;iNDEKiLER Onsoz.... Zaman yil itibariyle tam bilinmese de ilkbahar aylannm sonu ve yaz aymda gecmektedir, Mektup karsilikh degil de birinci salus