• Sonuç bulunamadı

FEN - EDEBiYAT FAKULTESi TURK DiLi VE EDEBiYATI BOL0M0 K.K.T.C. YAKIN DOGU ONiVERSiTESi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "FEN - EDEBiYAT FAKULTESi TURK DiLi VE EDEBiYATI BOL0M0 K.K.T.C. YAKIN DOGU ONiVERSiTESi"

Copied!
166
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K.K.T.C.

YAKIN DOGU ONiVERSiTESi

· FEN - EDEBiYAT FAKULTESi

TURK DiLi VE EDEBiYATI BOL0M0

GUL

YABANi ROMANININ iNCELENMESi

MEZUNiYET CALl$MAS1

AhmetEROGLU

MAVIS 1999

(2)

K.K.T.C.

YAKIN DOGU ONiVERSiTESi

FEN- EDEBiYAT FAKULTESi

TURK

olu

VE EDEBiYATI B0L0M0

GULYABANi

AhmetEROGLU

OSYM NO

: 9519500483

Okul No

: 950823

Tezin Darusmam

Doc.Dr.Bulent YORULMAZ

MAVIS 1999

LEFKOSA I KIBRIS

(3)

Huseyin

Rah mi

Gurp1nar

GULYABANi

(4)

ONSOZ

Bu bitirme tez cahsmasi Yakm Dogu Dili ve Edebiyati Bolumu Yeni Turk

Edebiyat1

kapsarm dahilinde yapilrmstrr.

Cah~mada HOseyin Rahmi Gurpinar'm Gulyabani adh romanmda

«

maddi - kOltur

»

aynntrh olarak incelenmlstir. Bu kapsam icerisinde bilinmeyen

kelimeler ve deyimler crkartihp tahlil edilrnistir.

Bu cahsrnada beni yonlendiren, her turlu yardrrm ve

elestlrtyi

esirgemeyen, daima fikirlerinden istifade ettigim bitirme tezi darusmarum

kryrnetli hocam Dcc.Dr.Bulent YORULMAZ'a tesskkur ederim.

(5)

Yaym Haklan

: Ozgur Yaymlan

On Birinci Bas1m :

Ocak

1995,

istanbul

(6)

GiRi$

Gulyabani; yazann cin, peri ve gulyabani gibi bos inanc;lann nasil kotuye kullanilarak saf ve namuslu insanlarm kandmld1gm1 vurgulayan, bos inanclan mahkQm ederek bilimsel dusunceyi savunan romamdir.

Gulyabani, bOtOnOyle batu inane; temine dayanan, fikir, vaka,

satuslar,

c;evre, ve Oslup

arasrnda stkt

rnunasebet kurulan bir

romandrr.

Yazar, eserini, neticesi sonunda anlasilan esrarll bir plana gore kurmus olmakla beraber hayaletlere inanan eski kadm tiplerini Muhsine, <;e~mifelek, Rusen Kalfa ve

Hanimefendi'yi gOzel

cantandrmustrr.

Kadmlann cahil ve safdil olmalan

dolayrsryla

burada tern,

drsandan

romana sokulan bir fikir olmaktan cikarak samslann hayatlannm canh bir unsuru haline gelmi~tir.

$efika Hamm, parasma goz diken haytrsiz yegeni tarafmdan OskOdar'da Bulgurlu dolaylarmda bir konakta cinlere, perilere tehdit ettirilmektedir. Evde, korkutulan Oc;

kadrn

daha vardir: <;e~mifelek Kalfa, zenci Rusen Dad1 Olaylar Muhsine'nin agzmdan anlatthr. DOgOm, Muhsine'yi seven Hasan admda gene; bir koylO tarafmdan c;ozOIOr. Gulyabani k1llgma girerek kadmlan dehsete dusuren kisinin konagm kahyasi Bekir, cin k1llgmdaki adamm da $efika

(7)

i<;iNDEKiLER

GiRi$

I.

HOSEYiN RAHMi GORPINAR

1.1.

Yazann Hayati

1.2.

Yazarhqa Baslarnasi

1.3.

Romancrhqi

1.4.

Konulan

1.5.

Romanlannda i~ledigi Tipler

1.6.

Roman Teknigi

1.7.

Gen;ekgiligi ve D0galc1l1g1

1.8.

Oil ve

Anlatrrru

1.9.

Yazd191 Turler

1

1

2

4

5

8

8

9

10

10

II.

YAPITLARI

11. 1 .

Roman

12

11.2.

Oyku (Hikaye)

12

11.3.

Oyun

12

11.4.

Kalem Tartismalan

13

11. 5.

Maka

le

13

Ill.

HOSEYiN RAHMi GORPINAR'IN

ROMANCILIGININ BA$LICA QZELLiKLERi

14

IV.

HOSEYiN RAHMi GORPINAR'IN ROMANLARINDA

ASLi TiPLER

21

V.

HOSEYiN RAHMi GORPINAR'IN

« YOKSEK FELSEFESi »

40

VI.

S0ZL0KTE KULLANILAN KISAL

TMALAR

55

VII.

BiLiNMEYEN KELiMELER VE

DEYiMLERiN MANALARI

56

VIII. ACIKLAYICI NOTLAR

119

Vlll.1. GUL

YABANi'NiN YENiLMESi VE

MASKESiNiN D0$0R0L0$0

119

Vlll.2. GUL

YABANi ROMANINDAKi

CiNLERiN iSiMLERi

120

IX.

GULYABANi ROMANININ BOLOMLERi

122

IX.1.

HANIMNiNEDEN Y

AZARA MEKTUP 122

IX.2.(1

).

MUHSiNE HANIM

123

IX.3.(2).

AGLATICI BiR YOL

124

IX.4.(3).

«YEDi COBANLAR » CiFTLiGi

125

(8)

IX.6.(5). KORKULU BiR AK$AM YEMEGi 127

IX.7.(6). PERiLER 128

IX.8.(7). GERi D0NMEK OLANAKSIZ 129

IX.9.(8). BiLMECE i<;iNDE BiLMECE 129

IX.10.(9). AHU BABA YAHUT GULYABANi 130

IX.11.)10). HANIMEFENDi'Yi ZiYARET 130

IX.12.(11 ). SAM SAM 131

IX.13.(12). A$1K BiR PERi 132

IX.14.(13). PERiYLE S0YLE$ME 133

IX.15.(14). MUHSiNE'YE OLAN AYNEN

HASAN'A DA OLMU$ 134

IX.16.(15). TUHAF BiR SINAV 135

IX.17.(16). KANLI BiR D0V0$ME 136

IX.18.(17). HANIMEFENDi'NiN NEFESi 137

IX.19.(18). HEPiMiZ HAKKINDA iDAM HOKMO 138

IX.20.(19). GUL YABANi'NiN YENiLMESi VE

MASKESiNiN D0$0R0L0$0 139 X. 80$ iNAN<;LAR VE POZiTiF D0$0NCE YOLUNDA 141 XI. SON UC 143 XII. BiBLiYOGRAFYA 145 XIII. iNDEKS 147

(9)

I.

HUSEYiN RAHMi GURPINAR

Romanim1zda dogalc1l1gm ve ger9ek9iligin en onernli kavsaklanndan biri olan Huseyin Rahmi Gurprnar, sanat yasarru boyunca hep aklm ve rnantrqm yanmda

, olrnus; romanlanyla, oykuleriyle, yazilanyla toplumun 9agda~la~mas1 yolunda,

yobazhga, gericilige, bagnazhga, somuruculuqe kars: savasrmstrr. Onu

boylesine verimli, 90k okunan bir yazar yapan da bu ozelligi olmustur. Huseyin Rahmi, Turk toplumunun buyuk bir donusurn surecine girdigi bir donemde, yani

dogru zamanda ortaya 91km1~ bir dusunur-yazardrr.

1.1. YAZARIN HAYATI

17 Agustos 1864'te, lstanbul'un Ayaspasa semtinde dogan Huseyin Rahmi Gurpmar, hunkar yaverlerinden Mehmet Sait Pasanm ogludur. Ancak babasmm pek etkisi altmda kald1g1 soylenemez; cunku, Mehmet Sait Pasa, gorevli olarak

zamarnrun 9ogunu Istanbul dismda ge9iren bir kimsedir. Annesi de, kucuk Huseyin Rahmi daha dart bucuk yasindayken olunce, yapayalruz kalir. Bu

nedenle cocukluqu teyzesinin Aksaray'daki konaqmda ge9er.

Tipik bir Osmanh konutu olan konakta kadmlar arasmda yasarm

romanlarmda i~ledigi olaylar ve ozellikle kadm tipleri konusunda buyuk bir

gozlem birikimi saglamasmda en onemli etken olacaktir,

Seiki de anne imgesi ve bu imgeden cok cabuk aynlmas,, romanlarmdaki ve oykulerindeki "Annem okur yazar bir kadrndr. Beni dart bucuk yasmda teyzemin egitici kucaqma birakarak pek gene;; iken, yirmi iki yasmda oldu. Soz annemden acihnca, kendimi tutamam, aglamadan duramam. Cunku kendisine pek duskundurn. Kucagmdan hi9 inmezdim." (Yalmlastmlrrusttr, Yeni Turk Dergisi, say: 25, 1934). Buna karsm Huseyin Rahmi, ilk ogrenimden sonra, once

Beyaz1t'taki Mahmudiye Ru~tiyesi'nde okumaya baslar ama diploma almadan Mahrec-i Aklam ad, verilen bir tor meslek okuluna ge9er. Bu okul, devlet memuru yetistiren bir okuldur. 1878'de Mulkiye ldadisi'ne yazrlrr: ancak ikinci

siruftayken, hastaland191 icin aynlmak zorunda kahr. Agzmdan kan gelmi~tir. Bu durum, gene;; Huseyin Rahmi'yi urkutur, Annesinin de veremden olmus olmast,

(10)

1908 Me~rutiyeti'nden sonra, resmi gorevinden aynhr ve yapnlanru

yayrmlarnaya

baslar,

1912'de, Heybeliada'da yaptird1g1 koske tasrrur ve ornrunun otuz yihru bu koskte ge9irir. 1914'te DarOlbedayi kuruldugu zaman olusturulan "edebi kurul" Oyeligine atarur. lkdam gazetesinde, tiyatro yazuan da yaytmlar. 1936'da Kutahya milletvekili secilmesiyle baslayan siyasi yasamr, iki donern sonra

1943'te sona erer.

yazann, bir bakrma mikrop korkusunun da nedenini olusturur. Yakmlannm belirttigine gore, oldukca "kuruntulu" bir ki~iligi vardrr ve i~i, baskalanyla iliskiden

kacrnaya kadar gotoror.

1880'de Adliye Nezareti Umur-u Cezaiye Kalemi'nde (Ceza

lsleri

BOrosu)

memur olarak cahsrnaya baslar. Daha sonra lkinci Asliye Mahkemesi namzet

Oyeliginde bulunur.

11.2. YAZARLIGA BASLAMASI

HOseyin Rahmi'nin annesi de babasi da okumus insanlarda. Babasmm divan silri yazd191 da bilinmektedir. Kendisinin yetenegi de k090k yasta ortaya 91km1~tir; 1887'de

yayunlanan

ilk yazrsr, lstanbul'da Bir Frenk adrru

tasrr,

Bu oyku, hayli de begeni toplar.

Bu yrllar, Tanzimat ikinci kusak yazar ve sairlerinin, edebiyat dOnyasma egemen oldugu, Servet-i FOnun ku~agmmsa yazi alanma crkmaya hazrrlandrq' y11lardir. $iirde, cosumculuk (romantizm) kendisini duyururken, roman ve oykude, Sarnipasazade'nin SergOze~t rornaruyla K090k $eyler adrl oyku kltabr, Nabizade Nazim'rn Zehra rornaruyla Karabibik adh ilk dogalc1 (naturalist) uzun

oykusu, Recaizade Ekrem'in Araba Sevdasi rornaru adebiyatrrruza bOyOk acrhmlar getirmi~ dilde, anlatimda, anlati estetiginde bOyOk bir geli~me saglanm1~tir. Bunlarm yarn sira, ama bambaska bir yolda yazan, donemin basm ve yazm alanmdaki devi Ahmet Mithat Efendi'nin her tOrden yazd1g1 romanlan,

(11)

HOseyin Rahmi'nin ilk romanr da, 1887'de Ahmet Mithat Efendi'nin 91kard1g1 TercOman-1 Hakikat gazetesinde, tefrika edilmeye baslar. Kendisi, rornaruru

Ahmet Mithat Efendi"e gondermi~. ertesi gOnO romanm gazetede

yayrmlanacagtm, kendisinin matbaaya 9agnld1gm1 okuyunca gozlerine

tnanamarruetrr: "Hazretin huzuruna bOyOk bir helecanla crktrm. GOr kaslt, kara sakalh, iri yan, heybetli bir zat... Beni goronce ilk sorusu su oldu:

-Kimsin sen cocuqurn? -$1k yazan HOseyin Rahmi.

Korktuqurna ugrad1m. Efendi'nin yOzOnde derhal bir gOvensizlik gOIOmsemesi

belirdi. (.) Bana pek alayct gelen bir sesle:

-Oglum, senin agzm daha sot kokuyor. Bu roman usta i~i. Senin ne

kalemin, ne yazt gOcOn, ne deneyimin, ne de gorgon henOz bunu yazmaya yeterli degil. Bu ger9ek goronoyor. Sen boyle bir ~ey tasvirine ozenebilirsin, ama tek basma basararnazsm. Sana bir yardrrn eden var. Baban rmdir,

agabeyin midir, arkadasm rrudrr, o kimdir? Soyle ...

( ... ) Koca Ahmet Mithat Efendi'nin bu suclamasi karsismda kuculdum, buzuldurn, hicbir soz bulamadtrn, Sonunda gozlerimden dokulen iki damla, huzunlu bir yanrt yerine ge9ti. Bu saf, masumca aglay1~1m Efendi'ye dokundu,

hemen:

--Aglama ... Aglama, inandrm ... dedi.($1k'm onsozunden, ikinci basrrn,

Ibrahim Hilmi KOtophanesi, 1920)

Boylece HOseyin Rahmi, yazm dOnyasma, hem de onu, daha sonra krzirn vermeyi dusunecek kadar begenen ve seven Ahmet Mithat Efendinin desteqiyle girmi~ olur. (Ahmet Mithat Efendi'nin, kendisine krzirn verme teklifini nazikce

reddeder ve ornur boyunca evlenmez.)

okuru hem anlati turunu okumaya ahstrrrms, hem de romanlanyla

(12)

1.3.ROMANCILIGI

HOseyin Rahmi, daha ilk yapttryla, yani $1k romarnyla bOyOk bir On kazarur.

Buna kendisi de sasirmrstrr. Nedenini Ahmet Mithat Efendi'ye sorduqunda, su

yanm alrr, "Oglum, senin kafandan daha 90k seyler dogacak gibi gorOnOyor.

Eserinin en bOyOk erdemi, okuyanlan kahkahalarla gOldOrmesidir."

Gercekten de, HOseyin Rahmi, ustadi Ahmet Mithat Efendi gibi, hem

okurlanru bilinclendirrneye, 9agda~la~tirmaya, bos inanlardan, 9agd1~1hklardan

kurtarmaya 9ah~1r, hem de bunu yaparken eglendirmeye okura hosca vakit

ge9irtmeye 9ah~1r. Bu arada, ilerde deginilecegi gibi, belki biraz asmya kacar,

ogreticiligin dozunu kacmr: ama onun inancma gore, roman estetigi ister

zedelensin, ister zedelenmesin, bunun o donernde, o kosullarda, yasarnsal bir

geregi vardrr.

HOseyin Rahmi'nin romanlannda, ilk kez yapmacrksrz bir yerlilik vardir.

lstanbul'un bOtOn semtleriyle, mahallenin delisinden konak harnmefendisine,

sokak cocuklarmdan kaympederinin evine yan gelen i9gOveyine kadar. Kimi ve

neyi konu olarak ahyorsa, onu yerli renkleriyle betimlemesini bilir. lffet

romarunm yay1mland1g1 srrada (1897) romanm konusunun bir Fransiz

yapitmdan a~mld1gm1 ileri sOrenlere, sair Andelib'in verdigi yarut, ilgin9tir: "lnsaf

ediniz yahu, Fransa'da Edimekapi mezarl1g1, Yenibahce caym, Kale Dibi

mahallelerimizin hayati var m1d1r/ HOseyin Rahmi bu halk1 dil siveleriyle, bOtOn

adetleri, feci ve gOIOn9 ahlaklan, sefaletleriyle yasafmrstrr, Mezarhklarda

gordOgOmOz

~iir de bOsbOton yerlidir, hie Fransiz ~iirselligini andrrmaz. lffet

·ipligi, yunu, boyast yerli olan eski Turk hall Ian kadar TOrktOr!

HOseyin Rahmi, sanati, halki yOkseltmek icin bir arac olarak gorOr. Bu

nedenle, bOtOn yazarhk yasarru boyunca Ozerine gitmedigi, elestirip alay

etmedigi hicbir toplumsal kurum yoktur; iki yOzlO aile ahlakrrn (daha dogrusu

ahlaks1zhgm1),

dini kotOye kullarnp dOnyahklanrn

dogrultan yobazlan, kansirn ya

da kocasrru aldatan esleri, her torlO rezaleti Avrupalilasmarun bir geregi olarak

goren kadinlan, toyo bitmedik yetimin hakkrru gasp eden ticaret erbabrru

yergilerinin hedefi olarak lslerken, amaci yalrnzca okuru biraz olsun

(13)

Gercekten de HOseyin Rahmi GOrpmar'm yaprtlarmda, cosurncutuqun, duslemlerin, bOyOk asklann, kara sevdalann, yasamrn dussu yanlarmm yeri yoktur. Kendi deyisiyle o, okurlanru yOksek bir felsefeye dogru yOkseltme amacmdan baska bir arnacla yazmaz; bunun icin de konulanru secerken, bunlarm yasarrun icinden sayfalar olmasma ozen gosterir. lstanbul'un kenar semtlerinde, mezarhklarmda, 9ingene mahallelerinde, konaklannda, $irket-i Hayriye vapurlannda, gazinolannda, yazhklarmda, gezi yerlerinde vb. dclasir, okurlanru dolastmr, Berna Moran'm deyisiyle, "Halk cahil kaidikca hi9bir seyin duzelmeyeceqtne inand1gmdan, halkm geleneklere, goreneklere ve dine dayah zihniyeti yerine, Batr'run akla, bilime dayah pozitivist zihniyetini yerlestlrmek

lstemietir. Onun icin, romanlannda hep 'eski kafa', 'yeni kafa' dedigi iki zihniyetin 9arp1§t1gma taruk oluruz." (Selim lleri ile yapt1g1 konusmadan),

Bu amacmm

ger9ekle§tirmek icin, Istanbul, bir laboratuardrr sanki.

dusundurmek ve eglendirmektir. Kendisini "Oslupsuzlukla suclayan yazar ve

', \

elestirmen $ahabettin SOleyman'a §6yle yarut verir: "Karsimrzda yOkselmek

ozlemiyle ellerini bize uzatrms milyonlarla halk var. Bir milletin genel kOltOrO,

birka9 estetik hocasmm arastrrmalarmm sonuclanyla

olculemez,

I Halk i9in

edebiyat olmazrrus

... Ne sacmalrkl Halk bilgisizlik icinde bogulsun, koca bir

millet yok olmaya mahkum olsun, biz karsidan seyrine bakahm, oyle mi? Siz

edebiyati kendi araruzda ge9erli bir kalp paraya, yalnrz seckinlere ozgO bir

sifreye

cevirmek istiyorsunuz." (Cad, <;arp1yor'dan).

1.4.KONULARI

Refik Ahmet Sevengil, HOseyin Rahmi GOrpmar adh yapitrnda, "Halk icin

yazan yazar, konulanru ve tiplerini halkm yasayrsrndan, dusuncesinden,

konususundan aldr. Ostadm rornanlanru okurken, bu kitaplardaki kahramanlan

bir bir tarur gibi olurum. Onlar yazann dO§lemgOcOnOn (muhayyilesinin) yaratt1g1

tiplerdir ama bu hayal aleminin yaratiklan, sokakta dolasan, vapura, tramvaya,

trene binen, sizinle konusan, benim yarumda oturan ger9ek insanlardan hi9 de

baska torlO degillerdir." Demektedir. (1944,s.58).

(14)

Huseyin Rahmi Gurprnar'm Romanian ve Romanian ve Romanlannda $ah1slar Kadrosu adh yapitmda Onder Go9gun, Huseyin Rahmi'nin i~ledigi konulan ~oyle srruf suuflandtrmaktadrr:

1. Batrhlasmayi yanhs anlayan, davraruslan Turk toplumunun

gelenekleriyle tezat teskil ettigi i9in gulOn9 durumlara dusen, alafranga, zuppe

ve dejenere tiplere yer veren eserler

($1k, Milrebbiye, Metres, $1psevdi,

Tutusmus Gontilter, Gonill Bir Degirmendir Sevda Ogiltilr, Dirilen lskelet,

Kaderin Cilvesi, Can Pazan).

2. Toplumun gerisine itilmi~, yokluklar icinde kivranan, genellikle her turlu

himayeden mahrum, zavalh, aciz kimseleri ve onlann problemlerini, dustukleri

kotu durumlan ele alan eserler (/ffet, Nimetsines, Hakka S1gmd1k, Billur Kalp).

3. Bat,I seylere inanan ve birtakim fantastik unsurlann etkisinde kalan

tipleri konu edinen eserler (Kuyruklu

Ytkit:

Altmda Bir lzdivag, Gulyabani,

ceai,

Efsuncu Baba, Muhabbet T1ls1m1, Mezanndan Kalkan $ehit, $eytan l§i).

4. Kan-koca ge9imsizliklerin ve bunlann zeminini hazrrtayan 9e~itli

faktorleri isleyen eserler (Mutallaka, Tebessilm-i Elem).

5. Kadrnrn veya erkegin istegine aykm olarak yapilan evlilikleri ve

bunlarrn olumsuz neticelerini konu alan eserler (Muadele-i Sevda, Tesadilf,

Sevda F:;'e§inde, Son Arzu).

6. Yash erkeklerle evlendirilen gen9 ktzlarm fizyolojik ve ruhsal

crrprnmalanru, ev icindekl veya d1~rndaki kendi yasttlan delikanhlarla gayri

rnesru monasebetlerini, turlu maceralanrn ve neticede tam anlarmyla ahlaki

dO~O~lerini sergileyen eserler (Toraman, Cehennemlik, Dilnyanm Mihveri Kadm

tm

Para

mi>.

Namuslu Kokotlar).

7. Toplumu temelinden sarsan sosyal meselelerin en mOhimlerinden

birini te~kil eden fuhusu, son derece realist olculer icersinde gozler onune seren

eserler (Hayattan Sayfalar, Kokotlar Mektebi).

(15)

8. Felsefeyi hareket noktasi kabul ederek, dunya ve ahretle ilgili 9e~itli hadiselerle ugra~an filozof tavirh kimseleri, onlann fikri ve ruhsal yaptlanru, anlayislanm, davrarus ozelliklerini, egilimlerini ve ideallerini ele alan eserler

(Deli Filozof, lnsanlar Once Maymun mu idi?).

_ 9. Ruhsal bakrmdan hasta tipleri ve onlarm toplum icersindekt son derece

olumsuz, zararh hareketlerini, bir psikolog titizligiyle tahlil ve tenkit eden eserler

(Ben Deli miyim?, Utanmaz Adam).

10. llerlemis yaslanna ragmen, hala olgunla~mam1~

ve kendilerini sadece

cinsel i9gudulerine teslim etmis tipleri, yer yer hicvederek ele alan eserler

(Ev/ere $enlik Kaynanam Nasif Kudurdu?).

11. Tehditle para srzdrrmak arnacryla kacmlan insanlan ve onlara tOrlO

eziyetler cektiren e~k1yay1 konu alan eserler (E§k,ya lninde).

12. Bastan sona polisiye bir nitelik tasryan, gerilimi yuksek eserler (Kesik

Ba§).

13. Ruhculuk ve bu nedenle ruh9uluga inanan kimselerin ge9irdikleri

sarsmttlan konu alan eserler (OWier Ya§,yor mu?)

14. <;e~itli psikolojik zikzaklar cizerek, careyi canlanna kryrnakta bulan ve

neticede intihar manyasma tutulan zavallllan ve onlarm bu hallerini tasvire

yonetik eserler ( OWm Bir Kurtulu§ mudur?). (1993, s.603-6-4

).

Bu struflandrrrnadan da anla~1lacag1 gibi, Huseyin Rahmi, genel olarak

toplumun ve insanlarm her turlu olumsuzluklanm, suca yonelmelerini, toplumsal

ve dinsel yolsuzluklanm, cinsel kudurqanhklarrrn, saflrklarrru, dogalc1lara ozgu

bir gozlemci ger9ek9ilikle i~lemi~tir.

(16)

1.5.ROMANLARINDA iSLEDiGi TiPLER

Yine Onder Go9gOn'On

kapsamh suuflandumasma gore, HOseyin Rahmi'nin

romanlannda i~ledigi tipler, toplumun her kesiminden, her yastan, her ruhsal

durumda olan tiplerdir: Yoksullar, dilenciler, evlathklar, oksuz ve yetimler, gayri

mesru , cocuklar, iffetsizler; mOlkiyeliler, hukukcular, askerler, doktorlar,

eczacrlar, ogretmenler, din adamlan, mOrebbiyeler, bOrokratlar, k090k

memurlar, polisler, yazarlar, polltikacrlar, sairler, rnusikisinaslar, ressamlar,

tiyatrocular, sporcular, harp zenginleri, vurguncular, mirasyediler, i9gOveyi

olanlar, ) dullar, dolandmcilar, fahiseler, metresler, muhabbet tellallan,

beslemeler, dadtlar, kalfalar; aydmlar, yanaydmlar, cahiller; alafranga-dejenere-

zuppe tipler, tutucular, yobazlar, milliyetcller, devrimciler, yenillkciler,

pozitivistler, enternasyonalistler, namussuzlar, kalenderler, kaderciler, filozof

ge9inenler; Fransrzlar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Ruslar; hovardalar,

stpsevdiler,

Istanbul hantmefendllerl,

istanbul beyefendileri, fedakarlar,

dedikoducular, fettanlar vb.

BOtOn bu tipler arasmda, HOseyin Rahmi GOrpmar'm ozel bir beceriyle

canlandrrdrqt tipler, kadmlar, ozellikle yash kadrnlardrr. Bir9ok elestirmen bu

konuda, onun k090k yasta teyzesinin konaqmda tanid191 kadmlan

gozlemledigini soyler.

1.6.ROMAN TEKNiGi

HOseyin Rahmi GOrpmar'm romanlarmda teknik bir yetkinlik olmad191 genel

kabul goren bir yarg1d1r. Roman estetigi tekniginin yenile~tigi, 9agda~la~t191 bir

donernde, Servet-i FOnOncularla

ayru zaman diliminde ya~ad191 dusunulurse, bir

Halit Ziya U~akhgil'in, bir Mehmet Raufun romanlannda ulastiklan dOzeyle

kar~1la~tmld1gmda

HOseyin Rahmi'nin romanlarmm (ve oykOlerinin) ger~kten

teknik kusurlar ta~1d191 soylenmelidir.

Ornegin, dogalc1lan ve ger9ek9ileri ornek almasma karsin, romanm akrstru

srk srk keserek kendi dusuncelerlnl soylernesl, hem roman teknigi acismdan

kusur sayrltr. Hem de ger9ek9i ve dogalc1 akamm anlatrlan olaylara romancmm

(17)

kansmamasr, yorum yapmarnasr, yalruzca olayt betimlemesi anlayrsma aykmdrr, Romandan bir ders, bir sonuc crkanlacaksa, bunu okurun anlayrsma

ve yorumuna brrakrnak ger9ek9iligin ve dogalc1llgm genel kurahdir.

Murebbiye

rornarunda HOseyin Rahmi, Fransiz mOrebbiye Anjel'in ge9mi!}ine deginirken,

onun duskun bir kadm olduqunu belirtir ve donemin Paris'inin betimlemesini

yaparken, ahlak dO!}OklOgOnOn yol a9t191 felaketler Ozerinde uzun uzun durur;

sozu dogalc1lara getirerek, dogalc1llgm nasu bir sanat akrrru olduqu, hangi

ozelllkleri bulundugu konusunda bilgi verir. Gulyabani'nin sonunda da,

Gulyabaninin gizi cozuldukten sonra, aslmda bunun bos inanctan baska bir !}ey

olmadrqm), bu bos inanclardan dolayr, acrkqozlerin insanlan dolandrrdiqrrn

anlanr.

HOseyin Rahmi'nin teknik ozelliklerinden biri de, roman kurgusunu estetik bir

bicimde duzenlemeylsl, dolayrsryla konunun geli!}imini yalruzca olaylarm akisma

brrakrnasrdrr. Bu nedenle de ortaya crkan zorluklan, dOgOm noktalanrn kimi

zaman mant1ga uygun gelmeyen yollarla cozrnek zorunda kalmakta, o zaman

da yetkin olmaktan uzak, naif bir roman canst ortaya crkmaktadtr. Ancak bu

konunun, onun romanlannda gOlmece ogelerinden birini olusturduqu da

soylenmelidir.

1.7.GERCEKCiLiGi VE DOGALCILIGI

HOseyin Rahmi, sanatmda ger9ek9ilik ve dogalc1llk akrrnlanndan 90k

etkilenmis ve bu yolda yaprtlar vermistir. Onun yapitlannda, dogalc1 gelenege

uygun olarak topluma kotumser, yergici bir gozle bakrlir ve cocuklar drsmda "iyi

insan" bulmak 90k g09tOr. Yazann bu koturnserliqinde, annesini gen9 yasta

yitirmesinden hastallk korkusuna kadar pek 90k etken bulmak olasrdir: ama asil

etkeni, belki de bir fotograf objektifi gibi betirnlediql toplumda aramak yerinde

olur.

As1I olarak ger9ek9iligi ald191 halde, HOseyin Rahmi'nin romanlannda neden-

sonuc ili!}kisi de oldukca zayiftrr. Kahramanlar daha 90k "yazar oyle ya da boyle

istegi icin" "oyle ya da boyle" davrarurlar. <;onkO yazann olaylan duzenleylslnds

neden-sonuc ili!}kisine dikkat etmekten 90k baska arnaclan vardir: "Okuru

(18)

bilinc;lendirmek". Bununla birlikte, Selim lleri'nin kendisiyle yapt191 konusrnada,

Berna Moran, hakll olarak suntan soylemektedir: "Okurlanru yuksek bir

felsefeye dogru c;ekmeye c;all~t1gm1 soyleyen Gurprnar'm bunu ba~ard191 soylenemez. Ondan aktlda kalan, gOlmecesi, turlu tipleriyle, canh bir istanbul

yasarmdrr. Okura asilamaya c;all~t191 ve onernlt sayd191 fikirlerin pek c;ogu gOrOltoye gitmi~tir. <;unkO bunlan romarun olay orgOsOyle butunlestirerek lsleyememlstlr."

Onun dogalc1l191 konusunda soylenecek bir baska yarg1 da, dogalc1lann

genel olarak i~ledigi her toplum ic;in gec;erli olacak iliskileri, ask, cinayet, evlilik ili~kileri, kan ya da kocanm ihaneti gibi konulan degil, yazann kendi toplumunun, hatta denebilir ki istanbul'da yasayan insanlann (bu topluma ozqu) ili~kilerini islemesldtr. Bu da asllnda romantiklere ozgO konu anlayrsmdan baska bir ~ey degildir.

1.8.DiL VE ANLATIMI

Huseyin Rahmi Gurpmar, romanlannda da oykulerinde de dil estetigine onem vermez. Ilk yaprtlannda yer yer Servet-i FOnun anlanrmru uygular. Daha sonraysa hem sozcuklerl, hem de anlatrrm yalrnlasmaya yonelir. Bu konuda,

Cad, 9arp,yoradh

polemik kitabmda (1913), "Dilimizde sadeligin zorunlulugu ve onernl ciddi olarak bilindigi gun, edebiyat baslamrs olacaknr," demektedir.

1.9.Y AZDIGI TURLER

Huseyin Rahmi'nin en verimli oldugu tor, rornandrr. Roman drsmda

oyku,

oyun, makale gibi turlerde de yazrmstrr. Yazm ve dil konusundaki gorO~lerini, kalem tarnsrnalannda dile getirmi~tir.

Gonut Ticareti, Melek Senmistim $eytan,, lki Hodilgiln Seyahati, Meyhanede

Hentmlsr

gibi kitaplarda toplad191 oykulerinde, romanlannda oldugu gibi, arnact yine toplumsal yergi yoluyla halkm bilinc; duzeyinl yuksettrnektlr, Oykuierinin dili, romanlarmdan daha yalm, yap, bakrmrndan da daha basittir.

(19)

Kal~m tartrsrnalan

Cad, c;arp,yor ve §ekavet-i Edebiyye (Yazm E§k,ya/1g1)

adrl yapitlannda yer ahr. Bu kitaplardaki yazilar, romanlanna yapilan elestirilere

verdigi yarntlardir, Kalem tartrsmalannda Huseyin Rahmi, kendi yazdiklanmn

uzerine titreyen, hrrcm ama yazmci ki~iliginden emin bir yazar kimligi

gostermektedir.

(20)

II. YAPITLARI

(Tarihler, kitap olarak 91kt1g1 y1II

gostermektedir):

11.1.ROMAN

$1k (Ayna, 1889), lffet (1896) Mutallaka (1898), MOrebbiye (1899), Bir

Muadele-i Sevda (1899), Metres (1899), TesadOf (1900) Nimetslnas (1901),

$1psevdi (1911 ), Kuyruklu Yrldrz Altmda Bir lzdivac (1912), Sevda Pesinde

(1912), Gulyabani (1912), Cad, (1912), Hakka S1gmd1k (1919), Toraman

(1919), Hayattan Sayfalar (1919), Son arzu (1922), TebessOm-i Elem (1923),

Cehennemlik (1924), Efsuncu Baba (1924, Ben Deli miyim? (1925), Billur Kalp

(1926), Tutusmus Gonuller (1926), Evlere $enlik Kaynanam Nasil Kudurdu?

(1927), Muhabbet T1ls1m1 (1928), Mezanndan Kalkan $ehit (1929), Kokotlar

Mektebi (1929), $eytan l~i (1933), Utanmaz Adam (1934), E~k,ya lninde (1935),

Kesik Ba~ (1942), GonOI Bir Yel degirmenidir Sevda Ogotor (1943), OIOm Bir

mvov,r?

(J94S),

Di,r,i)en )ske)et (1.946), Dilnyan1n MJllveri Kadm mi

), Deli Filozof (1964), Ac, GOIO~ (TebessOm-i Elem, 1967), Can

nlar Maymun muydu? (1968), Namuslu Kokotlar (1973)b

nc

·»i

(1920), Meyhanede Harumlar (1924), Namusla Aclrk Meselesi

(1933), lki HodOgOn Seyahati (1933), TOnelden Ilk <;1k1~

(1939), Melek Sanrmstrrn $eytani (1943), Eti Senin

(21)

'

Hazan BOlbOIO (1916), Kadm Erkeklesince (1933), lki Damla Yas (1973),

Tokusan Kafalar (1973).

11.4.KALEM TARTISMALARI

Cad1 <;arp1yor (1911

), $ekavet-i Edebiyye (1933),

11.5.MAKALE

(22)

Ill. HUSEYiN RAHMi GURPINAR'IN ROMANCILIGININ BA~LICA

OZELLiKLERi

HOseyin Rahmi, ilk eserlerinden son yazrlanna kadar hep ayru ozellikleri surdurmustur.

Romanctlrqm bashca ozellikleri sunlardir:

1- Genel olarak Realizm etkisi altrndadrr. Hemen butun eserleri birer gozlem urunudur, Bu konuda kendisi soyle demektedir:

Bir sanatkar tabiat, ne kadar vuzuh ve s1dk ile istinsah edebilirse

eserine o kadar ruh

vetmis

olur. lcatta hi9bir muhayyile tabiat kadar

zengin ve rengoin olamaz.

(Son Arzu, mukaddime)

Roman ahlakm eynesut«. Onun objektifi gordOgO

manzaray, eltr. (Ben

Deli miyim?

Savunmasr, "Vakit'' gazetesi, 1 Ekim 1340 "1924")

HOseyin Rahmi'yi yakmdan taruyan bir yazar da, bir konferansmda, onun cahsma yontemtni ~oyle anlatrmstrr:

Kendisinin

birco«

not defterleri

verau;

biryerde otururken, yolda

giderken filan dikkate §Byan bir vaka oldu, bir mO§ahede filan ge9ti mi

hemen defterine not eder, sonra romanda

strest

gelince bu ma/zemeyi

kullentr.

(Refik Ahmet, HOseyin Rahmi Bey, Hayati ve Eseri: GOzel Sanatlar Birligi'nde verilmis bir konferans; DarOlbedayi, 1932, no. 35)

2- Kimi eserlerinde, Natoralizm etkisi altmdadrr. Caude Bernadr'm bilime

uygulad191 deneyim (experimentation)'i Zola romana uygulam1~ ve boylece

(23)

de, kimi eserlerini bu yonternle yazrmstrr

(Milrebbiye, Hayattan Sayfalar, Ben

Deli miyim?)

Yazar, Natoralizm uzerine dusuncelenni Murebbiye romanmda bir

kahrarnarnn agzmdan ~oyle anlatmaktadrr:

Ahlak,yyundan olmak icin ahlaks1z/Jg1 tedkik etmek icap eder. (

.. .)

Eski "moral" ile yenisini ve bilhassa edebiyat ile "moral" i yekdigerinden

tefrik etmek

leztmatr. (. . .)

Ahlak1yyun-i kadime levse el degdirmeden

bunun mahiyyat, hakkmda hilkilm ve rey vermek iddia-yi garibinde

bulununsrmts. ( ... )

"Naturalizm" ve "experimentalisme" usulleri edebiyata

tatbik edileli beri, tedkik ve tahrir yo/Ian degi§ti. "Claude Bemard"m usul-i

tecrilbiyyeyi "fizyoloji''ye, ttbb« tatbikinden sonra roman, usul-i

tetkiyyesince filnun-i tecrilbiyye idadma girmek

istkieatrn

gosterdi. (. . .) Bu

kaideye tebaan biz de

romenienmnae

ya§atacag1m1z aza-yi vak'ay,

tabiattan birer "tip" omek olmak ilzere intihab eder, bun/arm valideyn ve

ecdad/ar,ndan irsen ahz edecekleri bilnye ve mizac ve ahval-i saire-i

hulkiyyeleriyle sonradan it;inde ya§ayacak/ar, adat, ahlak ve usul-i

mai§eti nazar-1 i'tibara olarak filan §erait-i hulkiyye ile dogup ve filan

ahval-i ictimaiyye ilzere ya§ayan bir adamm sergilze§t-i

omru,

tesadilf

edecegi vukuat-i hayatiyyeye nazaran tabiaten ne yolda gilzeran olmak

ve ne gibi netayic

qosterme«

icab ediyorsa, bunu son derecede bir

mutabakat-i tabiiyye ile tasvir ederiz. (Milrebbiye,

1315 "1889':

s. 40-44)

Bugiln Natilralizm, Realizm'in fenni hududu dahilinde bir hikaye

yazmak bilyilk bir ihataya lilzum gosteren derin bir ilimdir. Gilne§iyle,

havas,yla, ictimaiyyat, ve ahlak1yla, iyi kotil mizac ve adetleriyle, hestt,

biltiln

maessesetiyt«

bir muhit

stecskstruz.

Sonra her tabakadan intihab

edeceginiz ksbrememenmzm ruhlarma hu/ul ile, namus/u, namussuz,

terbiyeli, terbiyesiz, magdur, gaddar, zalim, mazlum §ahsiyetleri bir vaka

it;inde, tabiatta gordilgilmilz gibi

yeseteceksimz.

lctimai tilrlil tilrlil

Ben Deli miyim? Romani aleyhinde actlan davada, eserini savunurken, ~oyle

(24)

mil§terek yara/ar, ececekstmz. Frengi, cinnet gibi feci' emrazm irsi

te'siratm, gostereceksiniz. Tabible beraber fahi§elerin muayenesine

gideceksiniz, morga gireceksiniz, te§rih masasmm ba§mda r;ilrilmil§

etleri, sinirleri kensttrecskstruz. Fenn-i hakikat namma yilrilyecek ve

insanlardan hir;bir §ey gizlemeyeceksiniz. Hakiki hikayecilik biltiln ulumu, filnunun ihtiva eden, her fenallg,, her merezt, her gizli teseas, yerey)

aydmllga cikeren yilksek bir kudrettir. (Ben Deli

miyim?savunmas1,

Vakit,

1 . 1 0 .1340 "1924)

3- . Nati.iralizm etkisinin sonucu olarak, kimi eserlerinde bastan sona, kimi

eserlerinde de yer yer, hayatm "cirkin, bozuk, gi.ili.in<; yanlanru ahr, bu yanlan

a91ga vurur. Kendisi ~oyle demektedir:

* lnsanlarm kabahatlerini, gilnahlarm, kendilerine ar;,k olarak

gostermeli ki, onlen tekrardan

kecinstnter.

insanllk odur ki, ba§kalarmm

yanmda yapmamas,

leztm

gelen §eyi, yalmzken de yapmamall. Bunten

soy/emek leumatr. Nice adamlar, herkesr;e fena tanmm1§ mevzular etrafmda scz soylemi§lerdir. Edebiyatm cercevesine her §ey girer, fecaat

ve istikrah bile.

("Hi.iseyin Rahmi ile",

Yeni Adam, 1941, no. 324).

*

Romanm fezalar kadar geni§ sehest her mevzu icin ar;1kt1r.

lctimai ve bilnyevi her marazm her r;e§idi biltiln ilryanllk/ar,yya hikayelere

girer. ("Hakim/ere, Kaarilerime, Efkar-1

Umumiyyeye",

Son Telgraf,

23.9.1340 "1924)

* Herhangi bir sanat eseri bir mezbeleyi, bir cifeyi de tasvir etse,

hakikate mutabakat, itibariyle nezihtir. (Ben Deli miyim? Savunmasr, Va kit)-

4- Hi.iseyin Rahmi, toplum

hayatrmrzda

Tanzimat'la

baslayip

Mesrutiyet,

Birinci Di.inya Savasi, Cumhuriyet gibi turlu donernler gosteren degi~melerin,

insanlarm hayatlannda ve gori.i~lerinde meydana getirdigi etkileri ve tepkileri ele

alrms, bunlan birer olay cercevesi icinde islernistir.

(25)

Daha ilk romanmdan baslayarak, bircok eserlerinde eski ile yeni catrsrnasrru ana tema olarak secmis: boylece, kimi eserlerinde, geleneklerin y1k1h~1 sirasmda eskiye baglanamayan, yeniyi de hazmedemeyen taklitci, zuppe tipi

($tk, $tpsevdi, vb.); kimi eserlerinde, insan ic;gOdOsOyle toplum kurallan

arasmdaki uyusmazhk Ozerine egilmi~ ve eski devrin kati ahlak kurallanyla

bagda~amayan yeni dusunceli insanm eski dozen icindeki olumsuz etkisini

(lffet, Mutallaka, Tesadilf, Nimetsines, Bir Muadele-i Sevda, Sevda Pesinae,

Son Arzu) gostermi~tir.

Birinci Donya savasr icinde maddi manevi butun degerler altust olup da

toplum katlan arasmdaki farklar daha keskin c;izgilerle ortaya cikmca, yazar

eskiden toplumla birey arasmdaki uyusrnazhktan dogdugunu belirttigi

kotOIOklerin

bu kez katlar arasmdaki uc;urumlardan, kuwetli ile zayif arasmdaki

catismadan dogdugu gorO~One

varrrus, "gOcO yetenin yetmeyeni bag,rta bag,rta

yenesi"nden (Kaynanam Nasti Kudurdu) yakmrnrs ve yalmz cikar kaygusuna

dayanan ili~kilerin dogurdugu sapikhklan, kudurganhklan gostermi~; ilk

romanlarmda gorOlen zuppe tipinin yerine, bu sefer, hayat savasinda basan

kazanmak icin ahlaksizca yasamayt ilke edinen kisileri ele almrs, bunlann cikar

ve zevk elde etmek lcln butun deger yarqtlanru nastl c;ignediklerini lslemlstir

(Hakka S1gmd1k, Billur Kalb, Tebessilm-i Elem, Cehennemlik, Muhabbet

T1ls1m1, Ben Deli miyim? Kokotlar Mektebi, Utanmaz Adam, vb.)

5- Eserlerini birer gozlem sonunda yazmakla birlikte, anlatmak istedigi seyleri

daha iyi belirtebilmek icln kimi zaman mubalaqaya kacrnrstrr. Bu konuda ~oyle

demektedir:

Sanatm da daima hakikatle tesviye olunamayan bir mefkuresi verair ki,

bazan milbalagaya, bazan da tabiatm kusutienm ortmege meyil gosterir

(Son Arzu, mukaddime)

6- HOseyin Rahmi'nin romanlan "tore rornaru''drr. BOyOk konak ve yahlarda

ya~ayan insanlardan en kenar mahallelerde yasayan yoksul halka kadar,

pasasi, efendisi, harurm, kucukbeyi, gelini, kaynanas,, mOrebbiyesi, metresi,

zOppesi, zamparasi, delisi, doktoru, hacrsr, hocasi, ufurukcusu, tulurnbacrsr,

(26)

dilencisi, vb. ile eski lstanbul'un her katmdan insanlan onun eserlerinde kendi cevreleri, krhklan, gorenek ve gelenekleri, dusunceleri, inanclan, dilleri ve her

turtu

ozellikleriyle yasarnakta: yanm yuzy1I onceki lstanbul'un ath tramvaylan

($tpsevdij, Kag1thane alemleri (Bir Muadele-i Sevda), Ramazan gecelerinde

$ehzadeba~1 gezmeleri (Son Arzu), mahalle baskmlan (Tebessilm-i Elem), olu gomme torenleri (Hayattan Sayfalar), kenar mahalle kadmlanrun konusmalan

(Tesadilf), veb. Butun aynntnanyla yazrya ge9irilmi~ bulunmaktadrr.

7- "Sanat icin sanat" goru~unu benimseyen Edebiyat-1 Cedide'ciler, aydm kisilere seslenirlerdi. Huseyin Rahmi ise dogrudan dogruya halk tabakasma seslenmistir. Butun eserlerinde halkm toplumsal egitimini yukseltme amaci gutmu~. b6ylece, Edebiyat-1 Cedide goru~unun tam tersine, "toplum icin sanat" gorO~OnO benimsemi~tir. Kendisi ~oy/e demektedir:

* Edebiyattan, sanattan gaye herhalde bir menfaat-i ictimaiyyedir.

($akaavet-i Edebiyye, 1329 !1913'; s. 55).

* Benim gibi havastan ziyade avamm, ekalliyyetten ziyade

ekseriyyetin terbiye-i ictimaiyyesine hasr-1 nets etmi§, bu emel ile senelerce 9alt§mt§ bir hadim-i samimiyi devirmek i9in sskiirmey: sere! zannetme. (Cad, 9arp,yor, 1329 "1913", s. 58)

* Edip, muharrir ismi etnunce, vuku-i ilmi ve edebisini

kasabalanm,zm, koytertmitln en izbe k6§e bucaklarma kadar nesir

imkentnt dil§ilnen ve bu memleketin ihtiyacatm, tamam,yle mildrik hay,r- hah bilyilk kafalar teztmair. ($akaavet-i Edebiyye, s. 59).

* Avam i9in edebiyat olemezmts ... Ne hezeyan! Avam cehl i9inde

bogulsun, biz kar§idan seyrine bakaltm oyle mi? (Cad, 9arp1yor, s. 57)

8- Kendisini,

"krrk yrldrr

kafasma doldurdugu felsefeyi etrafma sacan bir

mDrebbi" (Son Telgraf, 23.9.1924) diye goren yazar, ha/km bilgisini geni~letme

·• ttpkt

Ahmet Mithat gibi, hikaye aractlrqryla yapmaqa 9al1~1r. Fakat Ahmet

at'tan aynld191 nokta, ogretmek istedigi seyleri kendi agzmdan degil de, ramanlardan birinin agzmdan vermesindedir. Sozgelimi, bir yerde mantarlar

(27)

uzerine uzun uzun konusulur. (Milrebbiye),

alafranga sofrada yemek yeme

usulu tarif edilir (

$tpsevdi),

bir baska eserde de «determinizm» felsefesi anlatihr

(Tebessilm-i Elem),

vb. Yazar, soyle demektedir:

* Ben her eserimde kaarilerimi avami §athiyyat arasmda yilksek bir

felsefeye dogru gekmege ugra§mm. ($akaavet-i Edebiyye, s. 68)

*

Bana eserlerimde fazla felsefe yapt1g1m1 soylilyorlar. Fakat herkez

kupkuru

felsefeyi okur mu? Halka on/an okutmak igin hikayenin iginde

perc«

parga vermeli. («Hilseyin Rahmi /Je» Yeni Adam, 1941, no. 324).

9- Halk lcln yazi yazmanm dogal bir sonucu olarak, halkm anlayablleceql dille

yazmak gerektigini dusunrnus, butun eserlerini sade bir dille yazmaga

yall~m1~tir.

Dil konusunda ~oyle demistir:

Lisan denilen §eyi, yazarlarm yalntz kendileri degil, okuyacaklann

ekseriyyeti de anlamak

mesrutiur. (

.. .)

Lisan bir nevi tarikat esran degildir

ve oyle olamaz. Yaztlan bir eseri onun muharririyle birkag havassmdan ba§kas, anlayamazsa, affedersiniz, ona lisan denemez. ($akaavet-i Edebiyye, s. 121).

Dille edebiyatm ayn ayn seyler

olduqu

kamsirun egemen oldugu bir devirde,

onlarm birbirinden ayntarnayacaqrrn savunrnus, boylece, kendi 9ag1rn astp

gelecegin dil ve sanat tutumuna yol gostermi~tir:

*

Liserumtzde

sadeligin elzemiyyet ve ehemmiyyeti cidden bilindigi giln edebiyat ba§lamt§ otecektu: (Cad, <;arp,yor, s. 1)

*

Edebiyat, gayesine dogru tea/i lcin 9,rpmd1gm1 kanadlarmm kuvvetini

lisandan

etecekiu;

lisan, tayyare-i sanatm pervanesidir. ($akaavet-i

(28)

12- Sonuclar genellikle acikh ve ahlakidir. <;ogu zaman gOldOrOcO sahnelerle aslayan eserler, boylece, uzuntu verici olaylarla sona erdirilmis olur.

*

Fikir kuvvetsiz olursa ne yaparsamz nafile, Fikirde kuvvetl olursa

odun gibi yaztlsa yine okunur.

(«HOseyin Rahmi ile»,

Yeni Adam, no. 34).

10- COmleleri kurulus bakrrrundan kusursuz olmakla birlikte, Oslubu ozenli degildir. Osluptan once dusunceye onern verrnis, saglamllg1 sOse yeg sayrrus: butun eserlerini sussuz, sade ve dogal bir

antatrmla

yazrrusnr:

*

Bizim icin

eru«

edebiyatta, her §eyde, her yerde sthhati ziynete tercih

edecek zaman qetmistlr. (Cad, r;arp,yor, s. 63).

*

Ne eskilere, ne yenilere benzemeyen, kendime

has,

a91k, sade bir

Oslubum vardtr. Muvaffak,yyetimi temin eden de i§te bu

sassuz,

§B'§aas,z ifademdir. (Cad, <;arp,yor,

s.

46),

11-

Romanlannm

cans:

kuwetli olmakla birlikte, okuyucuyu eglendirmek,

lki biraz da gazetede tefrika sayistm 9ogaltmak i9ni uzanlan taklitli

onusmalar, makale cesnlll felsefi dusunceler, vaka d1~1 bilgi vermeler

yOzOnden ana vakanm yOrOyO~O aksarnaktadrr.

(sozqelimi, $tpsevdi"de

(29)

IV. HOSEYiN RAHMi GORPINAR'IN ROMANLARINDA

ASLi TiPLER

1889 yrlrnda $rk romanryla yazr hayatrna atrlan HOseyin Rahmi GOrprnar, 1908 de memuriyeti brrakarak kalemiyle ge9inmege karar verdikten sonra olurn tarihi olan 1944 yrlrna kadar 9ogu gazetelerde tefrika edilen pek 90k roman yazmr~ ve bunlarda TOrkiye'nin yOz elli-iki yOz yrldan beri ge9irdigi kOltOr ve medeniyet buhranryla ilgili alafrangalrk, batrl inane, ahlak ve ge9im

stkrntrsi

arasmda catisma, ask ve evlilikte anlasmazhk, sosyal sefalet, eski ahlak kaidelerine, orf ve adetlere isyan konularrnr ele alrmstir.

Eserlerinde bu konularr bazen hakim bir tern, bazen ikisini veya 090nO bir

arada kullanan romancr, onlarr anlatmak icin gOnlOk hayatta yapt191

rnusahedelerden faydaland191 gibi, muhayyel vaka ve tipler de icat eder. Fikir ve anaat catrsrnalanyla beraber, konusanlann sosyal durumlarrnr, mizac ve karakterlerini if~a eden nOktelerle dolu, eglenceli diyaloglar tertip etmekten

oslamr. Gen9lik yrllarrnda ornek ald191 Ahmed Midhat Efendi gibi o da okuyucularrna bahis konusu meseleler Ozerinde ders ve bilgi vermeyi vazife sayar.

HOseyin Rahmi, edebiyatrn sadece bir sanat olduquna kani degildir. Yazarrn hi9 olmazsa TOrkiye'nin iclnde bulunduqu durum karsismda bir uyarrcr olmasrnr da ister. Eserlerinde edebiyatrn sanat seviyesine yOkselebilmesi icin riayet etmesi zaruri olan estetik prensipleriyle, kendisine gore dogru bulduqu felsefi,

ahlaki ve ictlmai fikirler arasrnda muvazene kurrnaqa

cahsrr,

Yazar bazr

eserlerinde bu gayesine ulasrnrs, bazrlarrnda ulasamarmstrr. Her romanrnda unsurlar arasrndaki mOnasebet degi~iktir.

Edebi eserin bir bOtOn olduqunu gozonOne almayanlar tecrit ettikleri bazr

unsurlara gore HOseyin Rahmi'yi naturalist ve realist bir romancr olarak gostermi~lerdi. BOtOne degil, parcaya dayanan bu goro~ dogru degildir. HOseyin Rahmi bazr fikir ve usullerinden faydalanmakla beraber, hayata fazla ciddi ve

(30)

objektif bir gozle bakan Fransiz naturalist ve realist ekolOnOn prensiplerine bagl, kalmarms, gerek vakalanrn kurar, gerek tiplerini yaratirken gazete okuyuculanru

uyandirma, eglendirme maksadryla r;e~itli malzeme, usul ve vasrtaya

basvurmustur. Agah S1m Levend'in de belirttigi gibi, HOseyin Rahmi «edebi mesleklerin hepsinden fayda'annustrr»."

Eserlerinde, rnusahede kadar muhayyile ve icadi ile ansiklopedik bilgi ve

ntezinin de bOyOk pay, vardrr.

Gazetelere roman yeti~tirmek i9in durmadan yaz, yazmak mecburiyetinde

kalan HOseyin Rahmi, biraz da halka hitap etmesi dolayrsiyla eserlerinin

yap,sma ve Oslubuna fazla itina etmemistlr, Romanlanru teskil eden r;e~itli

nsurlar, vakalar, karakterler, durumlar ve konusrnalar arasmda mOkemmel bir

learn ve muvazene yoktur. Bunlardan bir r;ogu kolayca

crkanlabjlir.

Biz

rada HOseyin Rahmi'nin romanlannda asli tipleri incelemek istedigimiz icln

at bakrrrundan cok mOhim olan yap, meselesi Ozerinde durmayacaqiz.

alruz tiplerle yakmdan ilgili bazi noktalan belirteceqiz.

HOseyin Rahmi, romanlannm r;ogunda muayyen insan ve cemiyet gorO~OnO

ya koymak istedigi ir;in sahrslanru onceden belli sernalara gore yaratrmstrr.

lar umumiyetle E.M. Foster'in «doz» (flat) diye adland1rd191

2

tek cepheli,

noglunun kompleks temayOllerini ve ir; catrsrnalann hesaba katmayan,

ayyen bir hususiyeti mubalaqah olarak belirtmek rnaksadiyla yaratrlrnrs

rdir. Onlann karakterlerini E.M. Foster'in verdigi olr;Oye gore bir tek cOmlede

-,asa etmek rnumkundur. Tek 9ekirdekli ve sabit karakter\i olan bu tipler

basianndan bir 90k hadiseler ger;tigi halde roman boyunca ayrn kahrlar ve

baska isimler alarak muhtelif romanlannda tekrar gozOkOrler. Romane, onlan

yeniden ele allrken isimleriyle beraber beden yaprlanru, sosyal statOlerini ve

kOltOrlerini degi~tirir, fakat bu degi~iklikler onlann davrarusian, duygulan ve

dO~Onceleri

Ozerinde mOessir olmaz. Bu HOseyin Rahmi'nin insanlan ir;gOdOleri

ve sabit fikirleri bakimmdan ele almasmdan, kahrarnanlanm sematik kallplara

gore yaratmasmdan ileri gelir.

· Agah Sim Levend, Hnseyin Rahmi Gurpmar, Ankara 1964, s.46. 1

(31)

Bunun bir baska sebebi de HOseyin Rahmi'nin insanlann degi~mez ruh allerine, psikolojik yasanttlanna degil, d1~ gorOnO~lerine sosyal davraruslanna

ve bilhassa konuya ehemmiyet vermesindendir. HOseyin Rahmi bir 90k

rornanlanru bilhassa batrl inane konusunu ele alan eserlerini «esrar romanlan» seklinde yazrrustrr. Bunlarda cozulmesi lazirn gelen bir sir vardir, Bu sir menfaat

veya baska sebepler dolayrsryla safdil insanlann battl inanctanndan

faydalanmak isteyenlerin oynadrklan oyundan ibarettir. Roman bu srrnn

kesf

uzerine kurulur. Bunlarda ve daha baska eserlerinde heyecan verici vakalar tertip etmekten hoslanan rornanci «doz» karakterleri kullarur.

HOseyin Rahmi'nin romanlannda canh olan ve okuyucuya ger9eklik intibarru veren bashca unsurlar, diyaloglan ile bazt mekan tasvirleridir. Yazar, insan sikolojisi hakkmda basit, sematik fikirlere sahip oldugu icln baz: eserlerinin ~slubuna hakim olan ve umumiyetle sahrslanru hareket ettiren amillerin sosyal ve psikolojik teferruat incelemelerine giri~mez.

HOseyin Rahmi'nin kendisine has bir tip yaratma usulO vardir, Bunlardan biri ~h1slara tasidrklan bashca ozellige uygun hakiki, mecazi veya yan mecazi · imler vermektir. Bunlar yazarm insanlan sernalastrrma temayOIOnO gostermesi bakrrnmdan dikkate sayandir. Bu semalastrrmemn baslica gayesi muayyen bir

ususiyeti iyice belirtmek, komik romanlannda ise okuyucuyu gOldOrmektir.

Bu durum HOseyin Rahmi'nin romanlarmda canland1rd1g1 tiplerin

repertuvanru yaprnayt kolaylastmr, Kitaplarmm adlan bile bize bu hususta bir

kir verebilir:

§1k

(1889) da o devir Turk cemiyetinde alay konusu olan alafranga ·pi canlandmr.

lffet

(1896) iffetli bir gen9 kizm sefalete dustukten sonra 9ektigi

isnraplan anlatrr.

MOrebbiye

(1898) de muhafazakar bir Osmanh ailesine

mOrebbiye olarak girmege muvaffak olan Paris'li bir fahisenin konaqm butun

erkeklerini nastl bastan 91kard1g1 hikaye olunmustur.

Metres

(1898) romanmda ayru tip baska bir cerceve ve macera icinde yeniden ele almrrustrr,

§1psevdi

(1911) roman mm kahrarnarn

§1k'ta

portresi cizilen alafranga tipin bir baska

~megidir.

Gu/yabani

(1912) de banl inanclara inanan kadmlar ortaya

(32)

HOseyin Rahmi'nin romanlannda bazilan esas kahramanlarmdan 90k daha canll fakat romandaki yerleri tali derecede veya krsa sOren bir y1gm satus vardrr. Karikatore varan bir portre tasviri, bir konusma, bir jest ve hareketle

canlandmlan bu tali sahrslarrn, asli kahramanlann icinde yasadiklan dunyayi gozonune koymakla beraber, romanlarm esas konusu veya aksiyonlanyla 90k s1k1 mOnasebetleri yoktur. Biz burada romancrrun asli tiplerini ele ald191m1z icin

tekrarlarnr. Toraman (1919) da ya~h bir adamm evlendigi gene;: kadmla dO~Op

kalkan oglu, Cehennemlik (1924) de evin u~agma goz koyan ve onu bastan

cikaran yash bir kadm, Efsuncu Baba (1924) da tilsrma inanan ve gizli hazineler

kesfine cahsan orta 9ag art191 bir tip, Meyhanede Hammlar (1926) da

Cumhuriyet devrinde ilk defa hOrriyetlerine kavusan gen9 krz veya kadmlar, Ben

Deli miyim? (1926) de bir ruh hastasi, Utanmaz Adam (1947) ile Deli Filozof

(1964) ta tabiatct gorO~ adrna ahlak kaidelerine isyan eden tipler tasvir

olunmustur.

Romanlarma verdigi isimlerden de anla~1ld1g1 Ozere, HOseyin Rahmi bu

eserlerinde muayyen zihniyet ve davraruslan temsil eden tipleri ortaya koyma

gayesini gOtmO~tor. Yukarda adlan zikredilmeyen romanlarda da belli konular

ve muayyen tipler vardrr. Ilk devrilerde yazd191 Mutal/aka (1898) da bahis

onusu olan kaynana tipi Ev/ere $enlik-Kaynanam Nest' Kudurdu (1927) da

yeniden ele ahrur, Kuyruklu Y1/d1z Altmda bir izdivag (1912) romanmda mahalle

admlanyla aydm fikirli bir dellkanh ve bir gen9 krz. Nimet§inas (1901) ile Billur

Kalb (1926) da iffet goibi namus yOzOnden

intihar eden gen9 krzlar, Mezarmdan

Kalkan $eh it ( 1928) ile Dirilen lskelet ( 1946) da batrl seylere inananlarla

inanmayanlar. Kokotlar Mektebi (1922) ile Gonill Bir Ye/ De{Jirmenidir Sevda

Ogiltilr (1943) romanlannda cinsi arzulanna gore yasayan ve bunu hayat

(33)

} Hiiseyin Rahmi'nin romanlanndaki asli ve tali sahislar eski talebelerimden Sudi Baybars tarafindan mensup olduklan ictimai tabakalara, zihniyetlerine, mizaclanna, milliyetlerine, cinslerine ve yaslanna gOre tasnif edilerek incelenmistir. Sudi Baybars: Huseyin Rahmi Gurpmar'm Y arattigi Tipler, Tez, TOrkiyat Bnstitusu Nr. 320; istanbul Universitesi Turkoloji Bolumunde Huseyin Rahmi Uzerinde daha bir

arastirmalar yapilmistir. 1938-39 yilmda Mustafa Gurses, Huseyin Rahmi Gurpmar adh tezinde daha ziyade romancmm eserlerinin ozetlerini yapmakla yetinir (Tez, Turkiyat Enstitusu, Nr. 98). 1953 yilmda

)'Wtl Koksal Huseyin Rahmi'nin II. Mesrutiyet'e kadar yazdigi romanlan, (Tez, Turkiyat Enstitusu Nr.,

954 te Goksin Guzak II. Mesrutiyet'ten Cumhuriyet'e kadar cikan romanlarmi (Tez, Turkiyat Enstitusu, .ilr. 451), konu, sahislar, Kompozisyon ve uslup bakimmdan tahlil etmislerdir. 1954-55 de S.Eri§en HOseyin Rahmi'de ask temini (Tez, nr. 459); 1970 de c;.Durmu§oglu yazarm 1923-24 yillan arasmda .~1g1 romanlan (Tez,nr. 966), F.Tilrk ise 1918-23 arasi roman ve hikayelerini (Tez, nr. 1012) · lemislerdir.

HOseyin Rahmi'nin sosyal gorusleri, A.-0.D.T.C. Fakilltesi dergisi, c. 3, nr. 3, 1945

onlar Ozerinde

durmayacaqrz."

«Tip» kelimesini, bazi psikologlann kullandtklan manada muhtelif insanlarm

ayat karstsinda alrms olduklan tavirlara ve hakim temayOllerine gore

sokulabilecekleri grup veya nev'i manasmda kullaruyorum, Mesela alafrangalar,

yahut batn inane, olanlar, bu bakrmdan bir grup veya tip teskil ederler. Romane,

onlan hayatta gordOgO muhtelif insanlarm kendinde uyand1rd1g1 intibalarla

uayyen bir sernaya, bir tipe gore insa eder. Onlar musahede ile bir

O~Oncenin mahsulOdOrler.

Burada musahedenin mi, yoksa pesin bir kanaatm

, on planda geldigini tayin etmek cok gOytOr. HOseyin Rahmi romanlannda

saruslanm canlandirmak icin musahedelerinden bol bol faydalanrmstrr. Fakat

onlarla alay etmek, okuyuculanru gOldOrmek veya kendi insan ve cemiyet

orO~OnO telkin etmek rnaksadryla bazen karikatOre gittigi, bin bir nuansi olan

yat1 ~emala~tird1g1

da muhakkaktrr, Niyazi Berkes'in de belirttigi Ozere,

Oseyin Rahmi eserlerinde TOrkiye'nin Tanzimat'tan sonra geyirdigi «sosyal

seleleri icine alan bir tek roman yazm1~ gibidir ve buna da belirli bir insan ve

cemiyet goro~o hakim olmaktadtrs".

Yalruz bu hOkmO verirken romancmm tipler ve durumlar kadrosu ayrn kalsa

a zengin bir yaratma kabiliyeti gosterdigini, sadece «belirli insan ve cemiyet

orO~OnO» mOdafaa etmekle kalmayarak roman sanatmm temel prensiplerine

iayet etmeye yal1~t1gm1 unutmamak lazrmdrr. HOseyin Rahmi her seyden once

ir sosyolog veya ideolog degil, bir rornancidrr. Fikir, onun ye~itli cepheleri olan

sanatmm ancak bir tarafiru teskll eder ve kanaatrrruza gore degerli ve mOhim

Ian bu tarafmdan ziyade tip yaratma, canh konusrnalar ve sahneler tertip etme,

knik ve Oslubuyla

cok yakmdan ilgili olan gOldOrme

gOcOdOr.

(34)

HOseyin Rahmi'nin tiplerini psikologlann tesbit ettikleri orneklere veya sosyal tabakalara gore tasnif etmek mOmkOndOr. Fakat o, sahrslanru yaratirken daha ziyade geni~ halk kOtlesinin hayata oldukca basit bak1~ tarzma gore hareket

etmlstir. Bundan dclayi onlan psikolog veya sosyologlarm tasniflerine

durmaga kalkmak zorlayrci olur. Mesela HOseyin Rahmi'nin romanlannda insi arzularma tabi olanlar veya batil inanclanna gore hareket edenler ne

ayyen bir sosyal tabakaya, ne de muayyen bir beden yaprst veya mizaca

sahiptirler. A9hk ve sefalet lclnde bulunanlar arasmda cinsi arzulanna gore reket edenler oldugu, gibi, 90k ahlakhlar, bu yOzden intihara kalkanlar da

rdir. Okur yazar olduklan bildirilen saluslardan bir 9ogu cahil halk gibi ~- -ocoden medet umarlar. Zeng in tabakaya mensup olanlardan bazilan dOrOst

ahlakli, bazilan dejeneredir. Kanaatima gore HOseyin Rahmi'nin

anlanndaki sahislan tasnif ederken takip edilecek en dogru yol, yazann

htelif romanlarmda tekrarlad1g1 asli tiplerden hareket etmektir. Bunlardan en dikkati cekenleri birbirleriyle monasebetlerini de goz onune alarak, ~oyle ralayabiliriz.

1- Alafrangalar ve onlan istismar eden Fransiz fahlseleri

2- Bat1I inanca gore hareket edenler ve onlan 9e~itli bakimlardan istismar eden sahrslar

3- Ahlak ve namusa bOyOk deger verenlerle i9gOdOlerine gore hareket eden ve bunu hayata felsefesi haline getirenler.

HOseyin Rahmi, sosyal sefalet meselesini, bir siruf meselesi olmaktan 90k, bir

lak meselesi olarak ele alrrustrr. Baz: romanlarmda zenginler, ahlak

nsiplerini maske gibi kullanan insanlar olarak gosterilmi~lerdir. Aclar bu skeleri yrrtarlar ve ahlakstzlrklanru i9gOdOleriyle mazur gostermege 9ah~1rlar. ~,seyin Rahmi'nin romanlarmda emekcilerln haklanna dayanan, namuslu

h~may1 ahlak prensibi haline getiren ve bu prensip adma isyan eden asli bir rastlarulmaz. Onda Ahmed Midhat Efendi, Narruk Kemal, Halid Ziya, hmet Rauf, Halide Edib, Yakup Kadri, Resat Nuri, Peyami Safa, Ahmet mdi Tanpmar ve son devir romancrlanrun eserlerinde goronen mOsbet

(35)

HOseyin Rahmi'nin yaratt191 tiplerin eserlerindeki yeri, fonksiyonu, hayat

sefesiyle munasebeti, mekanizma ve hududunu ana c;izgileriyle belirten bu

hattan sonra, az once verilen

semaya

gore eserlerini

krsaca

gozden

irmek istiyorum:

1- Alafrangalar ve Frans1z Fahiseleri:

Avrupalt

cahsma

tarzrru ve

yuksek

-ttorono degil de, ktltk ve ktyafetini ve eglence seklini taklit eden alafranga

ini Turk romanma ilk once sokan Ahmet Midhat Efendi otmustur.

Felatun Bey

Rak,m Efendi

(1876) romanmda o Tanzimat devrinde

yasayan

biri menfi, kisi mOsbet vasiflan haiz iki genci tasvir ve mukayese eder. Yazar bunlardan ·nncisini gOIOnc; bulur ve gOIOnc; gosterir, ikincisine ise hayran olur. Ve eserinde

"'-er verdigi Avrupaltlar vasrtasiyla onu yuceltir.

elatin Bey bir mirasyedi, sathi kulturu olan bir genc;tir. Avrupaltltgt disa ve

tense

dayantr. Midhat Efendi'nin kendi idealizasyonu olan Rakrrn Efendi ise n derece caliskan, agtr bash, kulturlu ve ~ahsiyet sahibi bir

delikanhdtr.

HOseyin Rahmi ilk romaru olan

§1k'ta

Ahmet Midhat Efendi'nin bu romaruru ek

tutmus,

fakat mOsbet tipi

cok

silik btrakarak, menfi tipin gOIOnc;IOgOnO ha kuvvetli bir sekilde belirtmistlr. Romanda gOIOnc; olmayan, alafranga bir Ork genci

vardrr:

Ma~uk Bey.

0

zengin, yaka~tklt ve kOltorlO bir

delikanhdrr.

OZel bir ltalyan

ktzryla

sevisir, fakat romanm

astl

kahramarn

cok

cirkln oldugu Ide kendisine hayran olan, iktisadi durumu ve kulturu rnusaid olmad191 halde franga gorOnmege ozenen $ohret Bey'dir. Kendisine bir asalet ada da duran $at1rzade $ohret Bey tam bir budaladrr, <;irkin ve a~ag11tk bir fransiz

isesi olan Potich, onun bu budalal1gmdm bol bol istifade eder. Onu her vesile yolar. Neticede $ohret Bey, kendisine cins diye yutturulan bir sokak eginin Beyoglu'nun kibar lokantalannda yapt191 zararlar, annesinin kupelerlni

arkadasi Ma'suk.Abey'in misafirlerinin elbise ve esyalanm calmasi yOzOnden

pse atrhr.

HOseyin Rahmi bu eserinde alafranqahk ile a~ag11tk duygusu ve onu telafi arzusu arasmdaki munasebeti cok iyi yakalarmstrr. Adtntn da telkin ettigi Ozere,

(36)

~hret Bey'e hakim olan ihtiras kendisini gosterme arzusudur. Yazann Fransrz ahisesine verdigi Potich adr da alaylr bir mana tasrr: Fransrzca <;in ve Japon vazosu manasma gelen bu kelime onu taklit eden ic;i renkli eli~i kagrtlanyle --10 adi, taklit cam vazo manasma da gelir. ilk romanr olmasma ragmen

-seyin Rahmi bu eserinde tiplerle vaka arasmda iyi bir muvazene kurmus, jest hareketle beraber durum komigi yaratmaqa da muvaffak olmustur.

Milrebbiye romanmda Fransrz Fahisesi baska bir isim altmda tekrar

rsirmza

crkar,

Ve asli kahraman haline gelir. Yazar onu bu sefer gene; ve

~-el olarak gostermi~, TOrkiye'ye gelmeden onceki muhitine ve hayat

ubesine geni~ yer vermistir. Angel (Melek) adim tasiyan bu gene; ve gOzel

isli kiz, ta~1d191 adm zrddma tam bir seytandrr. Yazann bir cok sahis

lannda oldugu gibi burada da kahramanma ironik bir ad verdigini gorOyoruz.

gel, annesini, kendisini ve daha bir cok gene; k121 igfal eden erkeklerden

ikarn almak icin onune gelen her erkegi bastan c;1karmag1 gaye edinmistir, 0,

Oseyin Rahmi'nin daha sonraki romanlannda geli~tirdigi cinsiyet nazariyesinin

·r oncusudur. Hayat gorO~O bakrmmdan Fransrz natoralistlerinin fikirlerini

nimseyen Angel'e gore ahlak bir maskeden ibarettir. insanda esas olan

iattrr.

Angel'in baska bir ozelligi HOseyin Rahmi'nin daha sonra yaratt191 tiplerde

rulecegi Ozere ta~1d191 hayat felsefesine gore suurlu olarak hareket etmesi ve

'f olmastdrr. Milrebbiye romanmm diger kahramanlan bir bir onun tuzaqma

rler. Bunlardan en komigi Dehri Efendi'dir. Dehri Efendi'nin komikligi

ersahi otoritesi ile cocuk mizacr ve gOIOnc; allameligi ve bilhassa romanm

unda otoritesini siftra indiren davrarusi arasmdaki tezattan ileri gelir. Yasrna

ma bakmadan o da oglu $em'i gibi mOrebbiyenin tuzaqrna d user, Yazann

a Dehri adrrn vermesi, ukalalrg, ile alay etmek, ona gonoc; bir feylesof tavn

ek icln olmalrdrr. Dehri kelimesi osmanlrcada «dOnyanm sonsuzluquna

mp, oteki dOnyay, inkar eden, ruhun cesetle birlikte oldOgOne inanan,

nsizca materyalist manasma gelir» Bununla beraber Dehri Efendi HOseyin

hmi'ni daha sonra yazd191 Deli Filozof romanmm kahramanr gibi insicamlr bir

tyat felsefesinin savunucusu degildir. Onu canlr ve komik yapan da tezatlr bir

kteri haiz olmasrdrr. Milrebbiye romanrndaki sahislann her biri aile iclndeki

(37)

Yazar bu sahrslar arasrnda kansik mOnasebetler kurar. Suni bir tesir brrakan lanlar ve vakalar dolayrsiyla

Metres

romaru komik bir macera roman: haline lir. Burada tipler baktmrndan yeni olan, alafranga tiplerin Fransrz fahlseleri ibi aktif hale gelmeleri, kurnaz bir hOviyet kazanmalan, $ohret Bey gibi aptal urumlanna, yaslanna, kOltorlerine ve beden yaprlarma gore tavsif edilmislerdlr.

omanm canh taraflarmdan bir hem karakterleri veren, hem de komik tesirler

andrran konusrnalandrr.

MOrebbiye

romaru HOseyin Rahmi'nin karakter,

trika, durum, dialog, tahlil ve sosyal hiciv unsurlanru muvazeneli bir sekilde lland1g1 en mOkemmel romanlarmdan biridir.

Vine alafrangallk temini ihtiva eden

Metres

romanmda bu muvazene ve

-~-nlOk yoktur. Yazar burada karakter romanmdan macera rornarn kutbuna

yar. $ah1s kadrosunun zenqlnlestirmek, ve vakayi kompleks hale getirmek in iki romarn birlestirmis gibidir.

MOrebbiye

romanmda satuslann ve vakanm

lr konak icinde toplanmasmdan ve onlar arasmda sik: bir mOnasebet

rulmasmdan ileri gelen teksife kansrk,

Metres

romanmda bir dag,lma ve bu "1lmaya mani olmak icin bir zorlama vardrr,

Roman, merkezini Hami Bey'in teskf ettigi alafranga Turk ailesi ile kendine bir cevresi olan Fransiz fahlsesi Parnasse olmak Ozere iki krsrna

lrmsnr. Ba~lang19ta Hami Bey ve cevresini tarutan yazar, sonra onu asse ve cevresindekilerle temasa ge9irir. Birinci krsirnda kocasi oldukten ra dOnyanm zevkini 91karmaga bakan yash ve suslu Firuze Hanrm'la ,franga oglu Hami Bey'i ve onun eski tipte bir kadm olan kanst Saffet Harum'i ~rOrOz. Paris'te gezip tozduktan sonra TOrkiye'ye donen Hami Bey, ad, gibi saf

n ~i~man ve alafranga bir ~~kle sokrnaqa cahsrrsa da muvaffak olamaz. srru kaybetmemek i9in tOrlO ezalara katlanan Saffet Hanrm'm tipi ve rumu romanda gayet komik olarak tasvir edilmistir. Romanm ikinci krsmmda

smdan memnun olmayan alafranga Hami Bey'in Parnasse'la monasebeti latnrmstrr. Parnasse'm ayn ayn idare ettigi iki a~1g1 vardir: Reyhan ile MO~tak.

rsrlanna zengin bir rakip 91kt1g1nr goren bu iki alafranga delikanll Hami'ye bir n oynamaga karar verirler. Reyhan, Hami Bey'in yash annesi Firuze Harurm stan cikararak parasm, yiyecek, Mustak safdil Saffet Harum't elde edecektir.

(38)

mamalandir. Onlara hakim olan vasrf Avrupalllan d1~ gorunu~leri bakimmdan

litten ziyade cinsi arzulanrn serbest bir sekilde tatmin veya para elde etmek

in ahlak kaidelerin pervasizca c;ignemeleridir. Bu cepheleriyle onlar,

ancmm daha sonra yaratacaqi «Utanmaz Adam» tipi ile onun benzerlerinin

culeridlr. Huseyin Rahmi bu sonunculara hareketlerini rnesru gosteren bir

yat felsefesini, ahlaki kiyrnetlerin tam inkan manasma ald191 naturalizm ve

teryalizmi mudafaa ettirir. Bu gec;i~i hazirlayan daha onceki alafranga tiplerin

frangallkla serbest cinsi rnunasebeti birlestirrneleridir.

§1psevdi

romanmm kahramaru Meftun Bey, Ham Bey'in baska bir ornegidir.

da Paris'e giderek tam bir alafranga olarak doner, Kalaballk aile c;evresine,

seksen yasrndaki ninesinden hizmetci kadmlara kadar alafrangallk dersi verir.

derslerden en cok istifade eden krz kardesi Lebibe'dir. Lebibe, komsulann

n muhafazakar Kasun Efendi'nin oglunu bastan cikanr, Bundan

.ydalanmay1 dusunen Meftun, Kasun Efendi'nin servetinden faydalanmak icin

un kizi Rabia'ya talip olur. Huseyin Rahmi burada alafranga bir Turk ailesiyle

uhafazakar bir Turk ailesini yanyana getirir. Fakat maceraya ehemmiyet

rdigi icin, derin ve teferruatll karakter ve davrarus tahlilleri yapmaz. l~i daha

a kanstirmak ic;in araya Makferlan ve kansrru sokar. Mahir, Makferlan'm

nsma asrk olur v.s.

Romanda bastan crkan veya bastan cikanlan daha bir cok sahrs vardir.

Bunlarm hemen hepsi tek bir temayOle gore adeta mekanik olarak hareket

ederler. lc;lerinde bu ternayullere

karst

koyucu bir kuvvet ve prensip yoktur.

omanda tipler bakmundan rnuhirn olan noktalardan biri Meftun Bey'den

aJafrangahk dersi alan gene; kizlann da bunu cinsi serbestlik manasmda

anlamalan ve uzerinde hie; dusunrneden tatbike gec;meleridir.

Kuyruklu Y1/d1z Altmda Bir lzdiva9

adh romanmda aktuel bir hadiseden

ydalanan yazar, aydm fikirli bir delikanh ile bir gene; kiz: eski zihniyete bagh

dmlar arasma sokar. Rornarun erkek kahramaru lrfan Galip, eek geri buldugu

halle kadmlarma dunyarun yarundan gec;ecek olan Haley yrldizrna dair

rsler verir. Yazar, ona bir ferdiyet kazandrrmak icin birbirine zit vasiflar izafe

etmistir. Mesela lrfan Galip bir kadm dusrnaru olmakla berabsr kadmlann

(39)

suna gitmeyi de arzu eder. Kendisine mektuplar yazarak ileri fikirli olduqun

ildiren Feriha'yt takipten geri kalmaz. <;ok gOzel, 90k zeki, 90k kOltorlO olan eriha o zamanki TOrkiye'de kadmlann pece ve kafes arkasmda esir lmalanndan

sikrlan

ve buna isyan eden bir tiptir. Konferanslarma devam ettigi

rfan Galib'e

asrk

olur ve onu mektuplanyla kendine cezbeder. HOseyin Rahmi

u romanmda ilk defa mOspet vasiflar ta,1yan, Avrupallca dusunen, irade ve

,uuruna sahip bir gift

yaratrr

ve onlan

blrtestlrlr.

Bu y1llarda Avrupall aydm kadtn tipinin musahhas bir ornegi olan Halide Edip

yaz1 hayatma

atrlmrs

bulunuyordu.

Handan ile Kuyruklu Y1ld1z Altmda Bir

izdiva~

ayru y1I

(1912) nesrolunurtar.

ikinci Me,rutiyet devrinde aydtn kadtnlartn sosyal hayata kansmalan HOseyin Rahmi'ye tesir etmis olmahdrr. Halide Edib'in

nenoen'!

ile mukayese olunursa d devirde Ostad mevkiinde olan

Milrebbiye

romanctntn rornam 90k zayif kahr. Bunun sebebi onun tiplerini pesln bir fikre gore yaratmasma karsihk Halide Edib'in hayat ile ger9ege daha yaktn

otmasi,

TOrkiye'de dogmakta olan «yeni kadtn» m ideal ve meselelerini bizzat ya,amas1d1r. Seiki yine devrin tesiri altmda HOseyin Rahmi ayru y1I ne,rettigi

«Sevda Pe§inde»

adh romanmda, a,k1 i9in intihar eden asil ruhlu bir gen9 kadtn ipi

yaratrrustrr.

Ayn-1 nur'un arkadasi Seza Hamm da iyi kalbi, olgun bir

kadmdrr.

Tebessilm-i Elem

romarurun erkek kahramanlarmdan Kenan Bey alafranga capkm bir adamdir. Kansi Rag1be onun alafrangallk icabt olarak gosterdigi

hareketlerin sebeplerini anlayacak kadar zekidir. Kocasmm 9apkmhklann1

ogrenince ondan bosamr.

Cumhuriyetin ilk y1llannda yaz1lm1, olan

Meyhanede Hammlar

romanmda

kadtn hOrriyetinden istifade etmek isteyen kadmlar, kocalanyla beraber

meyhaneye giderler, fakat orada k1skan9llk yOzOnden cekisirler ve karakolluk

olurlar.

Tutu§mU§ Gonilller (1926)

romanmda hOrriyeti cinsi arzulanna gore

yasamak telakki eden Cumhuriyet devri gen9 kizlan tasvir edllrnistlr.

Billur Kalb

(1926)

de i' hayatma anlan gen9 kizlardan bazilan duser, bir tanesi kurtulur. Bu

romanda ge9im zaruretleri ile cahsrnak zorunda kalan gen9

krztann

Referanslar

Benzer Belgeler

Sis : Ermeniler'in baskenti idi. Hug: Armony'nin biiyiik mahdumudur. hug' den sonra kral olmak 19m Luzinyan saltanatma gecmek icin ugrasmisdir. Bir donem Beyrut'ta

eşya,insan v dolduran yazar, her şeyin güzel dolaşmaktan olsun ayrılmak istemez.. Kendisinin &#34;hikaye&#34; adını verdiği, klasik romandan çok farklı biçimdeki romanlarında

Yer: LEFKOŞA.. 20 Temmuz 1974'te Birinci Harekat'ta Hamitköy'de Balyo Tepesi'nde savaşa katıldım. Komutanlarımız bize Türkiye'den yardım için asker geleceğini söylediler.

Simdiki halde Atina Kibns yetistirmesi atlar icin simflar acrms oldugundan suphe edilmez ki diger mucavir memleketlerde aym suretle hareket edeceklerdir,ve bir muddet sonra

Abdulhak Sinasi Hisar, cevre olarak seksen yil onceki istanbul'un Camhca, Adalar ve Bogazici gibi hem deniz kiyisma (veya yakmma) dusen, hem sahsiyetli hem de

=&#34;---- tarihi anhr, Aydm yoresinde genel olarak Nisan'dan sonra aln ay kadar beklenir ve alu sonunda dugun yapihr.. Eger iki gencte okuyorsa okullannm

kaldığında birleşen bir çok kimseler vardır, Bu hususu en güzel irade edenlerden biri YK Karaosmanoğlu ohnuştu: &#34;Şimdi Abdülhak Şinasi Hisar'la Marcel Proust'un burcu

Bicaye önüne varıldı; karaya asker ve top çıkarıldı. Dış hisar şedit bir surette düçar-ı hücum olup dört gün zarfında zapt olundu; bu hisarın fethi ile harpte telef