• Sonuç bulunamadı

Türkiye İl Ve Coğrafi Bölge Bazında İnsani Gelişmişlik Araştırması: 1995-2001

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye İl Ve Coğrafi Bölge Bazında İnsani Gelişmişlik Araştırması: 1995-2001"

Copied!
198
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

TÜRKĠYE ĠL VE COĞRAFĠ BÖLGE BAZINDA ĠNSANĠ GELĠġMĠġLĠK ARAġTIRMASI: 1995-2001

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ BarıĢ TURAN

507021009

OCAK 2005

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 27 Aralık 2004 Tezin Savunulduğu Tarih : 26 Ocak 2005

Tez DanıĢmanı : Doç.Dr. Raziye SELĠM

Diğer Jüri Üyeleri Doç.Dr. Suat KÜÇÜKÇĠFÇĠ (Ġ.T.Ü)

(2)

ÖNSÖZ

Öncelikle, 1995-2001 yılları arası Türkiye il ve coğrafi bölgelerinin insani gelişmişlik incelemeleri için hazırladığım bu yüksek lisans tezinin başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen, tanıdığım ilk günden itibaren daima yanımda olan sevgili danışman hocam Doç. Dr. Raziye Selim’e teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca, İşletme Mühendisliği Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi olarak çalıştığım süre boyunca sıcak bir aile ortamını aratmayan değerli anabilim hocalarım Ümit Şenesen, Burç Ülengin, Benan Zeki Orbay, Suat Küçükçifçi, Raziye Selim, Mehtap Hisarcıklılar, çalışma arkadaşım Cem Çakmaklı ve isimlerini bu satırlara sığdıramadığım tüm hocalarım ve çalışma arkadaşlarıma da bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Maalesef aynı koridorlarda çalışmayı devam ettiremesem de, başka bir işte hiçbir zaman bulabileceğime inanmadığım sevgi ve dayanışmayı, en azından normal yaşamda onlarla devam ettirebilirsem çok mutlu olacağım.

(3)

ĠÇĠNDEKĠLER

KISALTMALAR ………. v

TABLO LĠSTESĠ ……… vi

ġEKĠL LĠSTESĠ ………x

SEMBOL LĠSTESĠ ………... xiii

ÖZET ... xiv

SUMMARY ………... xvi

1 GĠRĠġ ... 1

1.1 Giriş ve Çalışmanın Amacı ... 1

2 ARAġTIRMA KAPSAMI ... 8

2.1 Genel Değerlendirme ... 8

2.2 İnsani Gelişmişlik Endeksi Oluşturulmasında Kullanılan Değişkenler ... 10

2.2.1 Demografik Göstergeler ... 10 2.2.2 Eğitim Göstergeleri ... 11 2.2.3 Sağlık Göstergeleri ... 12 2.2.4 Kültür Göstergeleri... 12 2.2.5 İnşaat Göstergeleri ... 12 2.2.6 Tarım Göstergeleri ... 13 2.2.7 Mali Göstergeler... 13 2.2.8 Bankacılık Göstergeleri ... 14

2.2.9 Diğer Göstergeler (Adalet-Enerji-Sanayi-Ulaştırma Göstergeleri) ... 14

3 ARAġTIRMA TEKNĠĞĠ ... 17

3.1 Temel Bileşenler Analizi Tekniği ... 17

3.1.1 Bartlett Küresellik Testi ... 20

3.1.2 Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Örneklem Yeterlilik Testi ... 21

3.1.3 SPSS Programı Temel Bileşenler Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi ... 21

3.2 Kümeleme Analizi Tekniği ... 26

3.2.1 SPSS Programı Kümeleme Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi.29 4 1995-2001 YILLARI ARASI TÜRKĠYE ĠLLERĠNĠN SORGULAYICI VERĠ ÇÖZÜMLEMESĠ ĠLE ĠNCELENMESĠ ... 31

5 ĠLLERĠN SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK SIRALAMASI ... 60

5.1 İllerin İnsani Gelişmişlik Endeksi ve Sıralama Sonuçlarına İlişkin Genel Değerlendirme : 1995-2001 ... 60

(4)

6 1995-2001 YILLARI SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK ENDEKSĠNE

GÖRE ĠLLERĠN GRUPLANDIRILMASI ... 73

6.1 Genel Değerlendirme ... 73

6.2 Birinci Derece Gelişmiş İller Grubu ... 77

6.3 İkinci Derece Gelişmiş İller Grubu ... 79

6.4 Üçüncü Derece Gelişmiş İller Grubu ... 82

6.5 Dördüncü Derece Gelişmiş İller Grubu ... 84

6.6 Beşinci Derece Gelişmiş İller Grubu ... 86

7 COĞRAFĠ BÖLGELERĠN SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK SIRALAMASI ... 89

7.1 Coğrafi Bölgelerin İnsani Gelişmişlik Endeksi ve Sıralama Sonuçlarına İlişkin Genel Değerlendirme : 1995-2001... 89

7.2 Marmara Bölgesi ... 91

7.3 Ege Bölgesi ... 94

7.4 İç Anadolu Bölgesi ... 97

7.5 Akdeniz Bölgesi ... 100

7.6 Karadeniz Bölgesi ... 102

7.7 Güneydoğu Anadolu Bölgesi ... 106

7.8 Doğu Anadolu Bölgesi ... 108

8 SONUÇLAR VE TARTIġMA ...113

KAYNAKLAR ...123

EKLER ...126

(5)

KISALTMALAR

DAP : Doğu Anadolu Projesi Ana Planı

DĠE : Devlet İstatistik Enstitüsü

DOKAP : Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı HDI : İnsani Kalkınma Endeksi

GAP : Güneydoğu Anadolu Projesi

GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

GSYĠH : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla

JICA : Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı

KMO : Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Yeterlilik Testi

KOBĠ : Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler

KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi

Başkanlığı

KÖY : Kalkınmada Öncelikli Yöre

KSS : Küçük Sanayi Sitesi

NASA : Amerikan Uzay Teşkilatı

OECD : Ekonomik Kalkınma ve Birleşme Teşkilatı

OSB : Organize Sanayi Bölgesi

SAS : İstatistiksel Analiz Sistemi

SPSS : Sosyal Bilimler İçin İstatistiksel Paket Programı

PQLI : Fiziksel Yaşam Kalitesi Endeksi

(6)

TABLO LĠSTESĠ

Sayfa No

Tablo 2.1 Türkiye il ve bölge bazında insani gelişmişlik

araştırmasında kullanılan sosyo-ekonomik değişkenler 16

Tablo 3.1 Birinci temel bileşen varyans ve açıklama oranları

(1995-2001) ... 22

Tablo 3.2 Temel bileşenler ile değişkenler arası korelasyonlar

(1995-2001) ... 24

Tablo 3.3 Temel bileşen yükleri (1995-2001) ... 25

Tablo 3.4 Agglomeration Schedule... 30

Tablo 5.1 Spearman sıra korelasyonu katsayıları (1995-2001) . 60

Tablo 5.2 Pearson korelasyon katsayıları (1995-2001) ……… 61

Tablo 5.3 Türkiye illeri insani gelişmişlik endeksi değerleri

(1995-2001) ... 69

Tablo 5.4 Türkiye illeri insani gelişmişlik sıralaması (1995-2001)

71

Tablo 6.1 1995-2001 yılları insani gelişmişlik seviyelerine göre il

grupları ... 75

Tablo 7.1 Türkiye coğrafi bölgeleri insani gelişmişlik endeksi

değerleri (1995-2001) ... 89

Tablo 7.2 Türkiye coğrafi bölgeleri insani gelişmişlik sıralaması

(1995-2001) ... 89

Tablo 7.3 Marmara bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri

(1995-2001) ... 91

Tablo 7.4 Ege Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri

(1995-2001) ... 95

Tablo 7.5 İç Anadolu Bölgesi illeri sosyo-ekonomik gelişmişlik

endeksleri (1995-2001) ... 97

Tablo 7.6 Akdeniz Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri

(1995-2001) ... 100

Tablo 7.7 Karadeniz Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri

(1995-2001) ... 102

Tablo 7.8 Güneydoğu Anadolu Bölgesi illeri insani gelişmişlik

endeksleri (1995-2001) ... 106

Tablo 7.9 Doğu Anadolu Bölgesi illeri insani gelişmişlik

(7)

Sayfa No

Tablo A.1 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1995) .... 126

Tablo A.2 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1996) .... 128

Tablo A.3 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1997) .... 130

Tablo A.4 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1998) .... 132

Tablo A.5 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1999) .... 134

Tablo A.6 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (2000) .... 136

Tablo A.7 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (2001) .... 138

Tablo B.1 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1995) 140

Tablo B.2 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1996) 141

Tablo B.3 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1997) 142

Tablo B.4 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1998) 143

Tablo B.5 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1999) 144

Tablo B.6 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (2000) 145

Tablo B.7 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (2001) 146

Tablo C.1 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (1995) ... 147

Tablo C.2 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (1996) ... 149

Tablo C.3 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (1997) ... 151

Tablo C.4 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (1998) ... 153

Tablo C.5 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (1999) ... 155

Tablo C.6 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (2000) ... 157

Tablo C.7 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli

gösterim (2001) ... 159

Tablo D.1 Doğuşta yaşam beklentisi beşli özetleri (yıl)

(1995-2001) ... 161

Tablo D.2 İl nüfusları beşli özetleri (1995-2001) ... 161

Tablo D.3 Şehirleşme oranları beşli özetleri (%) (1995-2001) ... 161

Tablo D.4 Nüfus artış hızları beşli özetleri (Binde) (1995-2001) 161

Tablo D.5 Nüfus yoğunlukları beşli özetleri (kişi/km2)

(1995-2001) ... 162

Tablo D.6 Ortalama hanehalkı büyüklükleri beşli özetleri

(8)

Sayfa No

Tablo D.7 Doğurganlık hızları beşli özetleri (1995-2001) …... 162

Tablo D.8 Bebek ölüm oranları beşli özetleri (Binde) (1995-2001) 162

Tablo D.9 Okuryazar nüfus oranları beşli özetleri (%)

(1995-2001) ... 162

Tablo D.10 Kadın nüfus okuryazar oranları beşli özetleri (%)

(1995-2001)... 163

Tablo D.11 Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı beşli

özetleri (%) (1995-2001) ... 163

Tablo D.12 İlköğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları beşli

özetleri (1995-2001) ... 163

Tablo D.13 Ortaöğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları

beşli özetleri (1995-2001) ... 163

Tablo D.14 On bin kişiye düşen eczacı sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 163

Tablo D.15 On bin kişiye düşen hekim sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 164

Tablo D.16 On bin kişiye düşen dişçi sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 164

Tablo D.17 On bin kişiye düşen hemşire sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 164

Tablo D.18 On bin kişiye düşen hastane yatak sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 164

Tablo D.19 Kırsal kesim kişi başı tarımsal üretim değerleri beşli

özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 164

Tablo D.20 Kırsal kesim on bin kişiye düşen traktör adedi beşli

özetleri (1995-2001) ... 165

Tablo D.21 On bin kişiye düşen tamamen ya da kısmen biten daire

sayıları beşli özetleri (1995-2001) ... 165

Tablo D.22 Kişi başı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri beşli

özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 165

Tablo D.23 Yüz bin kişiye düşen sinema sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 165

Tablo D.24 Yüz bin kişiye düşen satılan sinema biletleri beşli

özetleri (1995-2001) ... 165

Tablo D.25 Yüz bin kişiye düşen tiyatro-opera-bale sayıları beşli

özetleri (1995-2001) ... 166

Tablo D.26 Yüz bin kişiye düşen satılan tiyatro-opera-bale bilet

sayıları beşli özetleri (1995-2001) ... 166

Tablo D.27 Cezaevine giren kişi sayıları beşli özetleri (Binde)

(1995-2001) ... 166

Tablo D.28 Kişi başına düşen gsyih değerleri beşli özetleri

(9)

Sayfa No

Tablo D.29 Kişi başına düşen genel bütçe gelirleri beşli özetleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 166

Tablo D.30 Yüz bin kişiye düşen toplam banka şube sayıları beşli

özetleri (1995-2001) ………... 167

Tablo D.31 Kişi başına düşen toplam banka mevduat tutarları beşli

özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 167

Tablo D.32 Kişi başına düşen toplam banka kredi tutarları beşli

özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 167

Tablo D.33 Kırsal kesim kişi başına düşen tarım kredileri tutarları

beşli özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla

milyon TL.) ... 167

Tablo D.34 Kişi başına düşen teşvik belgeli yatırımlar beşli özetleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 168

Tablo D.35 Kişi başına düşen kamu yatırımları beşli özetleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 168

Tablo D.36 Kişi başına düşen belediye giderleri beşli özetleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 168

Tablo D.37 On bin kişiye düşen toplam motorlu taşıt sayıları beşli

özetleri (1995-2001) ... 168

Tablo D.38 On bin kişiye düşen özel otomobil sayıları beşli özetleri

(1995-2001) ... 169

Tablo D.39 Kişi başına düşen elektrik tüketim miktarları beşli

özetleri (Kilowatt-saat) (1995-2001) ... 169

Tablo D.40 Kişi başına düşen imalat sanayi katma değer tutarları

beşli özetleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon

TL.) ... 169

Tablo E.1 Sosyo-ekonomik değişkenler Bowley çarpıklık ölçüleri

(1995-2001) ... 170

Tablo F.1 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1995) 171

Tablo F.2 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1996) 172

Tablo F.3 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1997) 173

Tablo F.4 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1998) 174

Tablo F.5 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1999) 175

Tablo F.6 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (2000) 176

Tablo F.7 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (2001) 177

Tablo G.1 İnsani gelişmişlik endekslerine göre iller arasındaki

yakınlık matrisi ... 178

Tablo H.1 Kalkınmada Öncelikli Yöreler Kapsamındaki İller

(10)

ġEKĠL LĠSTESĠ

Sayfa No

ġekil 4.1 Doğuşta yaşam beklentisi kutu gösterimleri (yıl) (1995-2001) . 33

ġekil 4.2 İl nüfusları kutu gösterimleri (1995-2001) ... 34

ġekil 4.3 Şehirleşme oranları kutu gösterimleri (%) (1995-2001) ... 34

ġekil 4.4 Nüfus artış hızları kutu gösterimleri (Binde) (1995-2001) ... 35

ġekil 4.5 Nüfus yoğunlukları kutu gösterimleri (kişi/km2) (1995-2001) .. 35

ġekil 4.6 Ortalama hanehalkı büyüklükleri kutu gösterimleri (1995-2001) 36

ġekil 4.7 Doğurganlık hızları kutu gösterimleri (1995-2001) ... 36

ġekil 4.8 Bebek ölüm oranları kutu gösterimleri (Binde) (1995-2001) .... 37

ġekil 4.9 Okuryazar nüfus oranları kutu gösterimleri (%) (1995-2001) ... 38

ġekil 4.10 Kadın nüfus okuryazar oranları kutu gösterimleri (%)

(1995-2001) ... 38

ġekil 4.11 Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı kutu gösterimleri

(%) (1995-2001) ... 39

ġekil 4.12 İlköğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 39

ġekil 4.13 Ortaöğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 40

ġekil 4.14 On bin kişiye düşen eczacı sayıları kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 41

ġekil 4.15 On bin kişiye düşen hekim sayıları (1995-2001) ... 41

ġekil 4.16 On bin kişiye düşen dişçi sayıları kutu gösterimleri (1995-2001) 42

ġekil 4.17 On bin kişiye düşen hemşire sayıları kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 42

ġekil 4.18 On bin kişiye düşen hastane yatak sayıları kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 43

ġekil 4.19 Kırsal kesim kişi başı tarımsal üretim değerleri kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 44

ġekil 4.20 Kırsal kesim on bin kişiye düşen traktör adedi kutu gösterimleri

(11)

Sayfa No

ġekil 4.21 On bin kişiye düşen tamamen ya da kısmen biten daire sayıları

kutu gösterimleri (1995-2001) ... 45

ġekil 4.22 Kişi başı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri kutu

gösterimleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) .. 46

ġekil 4.23 Yüz bin kişiye düşen sinema sayıları kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 46

ġekil 4.24 Yüz bin kişiye düşen satılan sinema biletleri kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 47

ġekil 4.25 Yüz bin kişiye düşen tiyatro-opera-bale sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 48

ġekil 4.26 Yüz bin kişiye düşen satılan tiyatro-opera-bale bilet sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 48

ġekil 4.27 Cezaevine giren kişi sayıları kutu gösterimleri (Binde)

(1995-2001) ... 49

ġekil 4.28 Kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla değerleri kutu

gösterimleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 50

ġekil 4.29 Kişi başına düşen genel bütçe gelirleri kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 50

ġekil 4.30 Yüz bin kişiye düşen toplam banka şube sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 51

ġekil 4.31 Kişi başına düşen toplam banka mevduat tutarları kutu

gösterimleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 52

ġekil 4.32 Kişi başına düşen toplam banka kredi tutarları kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 53

ġekil 4.33 Kırsal kesim kişi başına düşen tarım kredileri tutarları kutu

gösterimleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) .... 53

ġekil 4.34 Kişi başına düşen teşvik belgeli yatırımlar kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 54

ġekil 4.35 Kişi başına düşen kamu yatırımları kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 55

ġekil 4.36 Kişi başına düşen belediye giderleri kutu gösterimleri

(1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 56

ġekil 4.37 On bin kişiye düşen toplam motorlu taşıt sayıları kutu

gösterimleri (1995-2001) ... 57

ġekil 4.38 On bin kişiye düşen özel otomobil sayıları kutu gösterimleri

(1995-2001) ... 57

ġekil 4.39 Kişi başına düşen elektrik tüketim miktarları kutu gösterimleri

(Kilowatt-saat) (1995-2001) ... 58

ġekil 4.40 Kişi başına düşen imalat sanayi katma değer tutarları kutu

gösterimleri (1995-2001) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ... 58

ġekil 5.1 1995-2001 yılları arası Türkiye illeri insani gelişmişlik

(12)

Sayfa No

ġekil 6.1 Kümeleme analizi Dendogram grafiği ... 74

ġekil 6.2 1995-2001 yılları insani gelişmişlik seviyelerine göre il grupları

dağılımı ... 76

ġekil 7.1 1995 ve 2001 yılları Türkiye bölgeleri insani gelişmişlik endeksi

(13)

SEMBOL LĠSTESĠ

Da : Alt Dördebölen

DAr : Dördebölenler Aralığı

: Üst Dördebölen

Ea : Alt Eşik Değeri

: Üst Eşik Değeri

Ortc : Ortanca

1, 2,..., p : Temel Bileşenler

wij : j. Değişkenin i. Temel Bileşen Üzerindeki Ağırlığı

: Standartlaştırılmış Veri Matrisinin Kovaryans Matrisi

i : i. Temel Bileşenin Özdeğeri (Varyansı)

Sj : j. Değişkenin Standart Sapması

i, Xj

(14)

TÜRKĠYE ĠL VE COĞRAFĠ BÖLGE BAZINDA ĠNSANĠ GELĠġMĠġLĠK ARAġTIRMASI: 1995-2001

ÖZET

Ülke ekonomileri içinde farklı gelişmişlik düzeyinde yörelerin ortaya çıkmasının toplumu oluşturan fertler arasında istihdam imkanları, gelir ve refah dağılımı açısından çeşitli eşitsizlik ve dengesizliklere yol açıp, mekansal kutuplaşmaları doğurduğu bilinmekte olup, bölgesel ekonomik ve sosyal farklılıklar yıllardan beri ülkelerin yönetimini meşgul eden önemli problemlerden biri olarak süregelmektedir. Türkiye il ve coğrafi bölgeleri arasında, 1995-2001 yılları bireylerin gelişmişlik düzeylerinin ortaya çıkarıldığı bu çalışmada, insani gelişmişlik endeksi elde edilebilmesine ve göstergelerin gelişmişliğe olan nispi katkılarının belirlenebilmesine imkan sağlayan Temel Bileşenler Analizi yöntemi uygulanmış olup, gelişmişliğin ekonomik boyutları yanında, sosyal ve kültürel yanlarını içeren çeşitli göstergelerden oluşan veri seti kullanılmıştır.

Bu tür gelişmişlik endeksinin elde edilmesi ile il ve coğrafi bölgeler arasındaki farklılıklarının ortaya çıkarılması, yerleşim birimleri üzerinde zaman içinde uygulanan çeşitli politikaların sonuçlarının izlenmesi imkanını doğurmakla birlikte bu politikaların başarı derecelerini görmek ve günün koşullarına göre yeni politikalar uygulayabilme olanağını da yaramaktadır. Öte yandan zaman içinde insani gelişmişlik seviyelerine etki eden sosyo-ekonomik göstergelerin önem sıralarına göre derecelendirilmelerinin yapılması da gelecek dönemlerde hangi göstergeler üzerinde önemle durulacağı gibi konularda da bakış açısı kazandırmaktadır.

Nitekim, on bin kişiye düşen eczacı sayısı, dişçi sayısı ile toplam özel otomobil sayıları göstergeleri zaman içindeki gelişmişlik endekslerini oluşturmada en etkili öğeler olarak ortaya çıkmaktadır. On bin kişiye düşen hekim ve toplam motorlu taşıt sayısı, yüz bin kişiye düşen banka şube sayısı, kişi başı yıl içinde biten yapı değeri, banka mevduatı tutarı ve gayri safi yurt içi hasıla değerleri ile okuryazar oranı, okuryazar kadın oranı ve üniversite bitirenlerin oranı göstergeleri de endeks üzerinde diğer etkili unsurlar olmaktadır. Ortalama hanehalkı büyüklüğü, doğurganlık hızı, bebek ölüm oranı, ilk ve ortaöğretim öğretmen başı öğrenci sayıları da endeks hesaplanmasında negatif etkileri ile öne çıkmakta, insani gelişme düzeyiyle ters orantılı bir ilişki içinde oldukları düşünülmektedir.

Bu bağlamda, 1995-2001 yılları için ülke gelişmişlik sıralamaları elde edilip zaman içindeki değişimleri saptandıktan sonra, birbirlerine yakın gelişmişlik seviyesine sahip illerin belirlenmesi ve bir bakıma ülke içinde homojen il gruplarının ortaya çıkarılması amacıyla Kümeleme Analizi uygulanmıştır. Buna göre, Marmara, Ege ve Akdeniz sahil şeridi üzerindeki yerleşim bölgeleri gelişmiş iller grubunu oluştururken, ülkenin batısından doğusuna gidildikçe gelişmişlik düzeyi nispi olarak azalmakta, Doğu ve Güneydoğu illerinin gelişmişlik seviyeleri en düşük iller grubunu meydana getirdiği öne çıkmaktadır. Bu şekilde oluşturulan kademeli il grupları, hükümetler tarafından ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma amaçları

(15)

doğrultusunda hangi kesimlerin kalkınmada öncelikli yöre (KÖY) kapsamına alınması gerektiği konusunda da fikir vermektedir.

Sonuç olarak, zaman içerisinde bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi amacına yönelik bazı politikalar oluşturulup, birtakım araçlar kullanılsa da istenilen hedeflere ulaşılamamış olup, bölgelerarası dengesizliklerin minimize edilmesinin gerçekleştirilmesinde ülke kaynakları ile AB destekleri gibi dışsal araçlar önemli bir işlev görmekle birlikte geliştirilecek bölgesel gelişme politikalarına olan ihtiyaç ta devam etmektedir.

(16)

HUMAN DEVELOPMENT RESEARCH OF THE CITIES AND GEOGRAPHICAL REGIONS OF TURKEY: 1995-2001

SUMMARY

Knowing that appearing the different development leveled areas in the country’s economies causes the inequalities and imbalances of the distribution of employment opportunities, income and life qualities between the individuals, regional economic and social differences have been one of the important problems taking up time of the governments.

In this study human development levels between the provinces and geographical regions of Turkey are obtained for 1995-2001 using the principal components analysis, that gives an opportunity for obtaining the human development indices and determining the relative contribution of the indicators to the development. Also, data sets are composed of various indicators that include social and cultural sides of the development besides economic dimensions.

Revealing the differences between provinces and geographical regions with these development indices, enables observing the results of various politics that has applied on the settlement units and applying new politics according to the life conditions. At the same time, ranking the socio-economic indicators according to their importance on influencing human development levels during the time, enables selecting the indicators in the future periods which we should consider important. As a matter of fact, the indicators of pharmacists and dentists per ten thousand people and total personal automobiles are the most effective elements on constituting the development indices in time. Moreover, doctors and total vehicles per ten thousand people, branch banks per a hundred thousand people, finished buildings, bank accounts and gross domestic products per one person, the literacy rate of population, literacy rate of women and the rate of university graduates are the other effective elements of development indices. On the other hand, the indicators of the average number of households, fertility rate, infant mortality rate and the number of students per a teacher in primary and secondary schools have a negative effect on calculating the indices, and it is thought that they have a relation of an opposite proportion with human development levels.

In this respect, after obtaining the positions and changes between 1995 and 2001, cluster analysis was used for determining the cities that have similar development levels, and bringing the homogeneous city groups of the country to light. While the settlement areas that are located near Marmara, Aegean and Mediterranean coasts form high developing city groups, development level is decreasing relatively from west to east of the country. Moreover, cities that are located in east and southeast form the least developed city groups. Thus, the groups of provinces that were classificated, give an idea about which regions are necessary to be taken to the list of priority of regions for development according to the economic, social and cultural development purposes by governments.

(17)

As a result, despite constituting some politics and using some tools for the purpose of removing the differences of development between the regions in time, desiring goals couldn’t have been reached. Finally, external tools like country resources and European community supports have an important function on minimizing the imbalances between the regions, and needs to the regional development politics that will be improved are going on.

(18)

1 GĠRĠġ

1.1 GiriĢ ve ÇalıĢmanın Amacı

Bölgesel ekonomik ve sosyal farklılıklar yıllardan beri ülkelerin yönetimini meĢgul eden önemli problemlerden biri olarak süregelmiĢtir (Gedik ve diğ., 2002). Bu noktada belirtilmesi gereken husus, yerleĢim birimleri arasındaki insani geliĢmiĢlik farklılıklarının, sadece geri kalmıĢ yöreler açısından değil, geliĢmiĢ bölgeler açısından da düzeltilmesi gereken bir sorun olduğudur. Bu geliĢmiĢlik farklılıklarından ortaya çıkan göçler ülke içinde yerleĢme sorunlarına neden olmakta, yerleĢme sorunları da zaman içinde iktisadi, siyasal ve toplumsal yapılara nüfuz etmektedir. Bunun sonucunda, göç alan yerleĢim yerlerinde ortaya çıkan eğitim-sağlık yetersizlikleri, konut ihtiyacı, su-enerji-altyapı vs. belediye hizmetlerinin yetersizliği, trafik, kalabalık, gürültü ve çevre kirliliği gibi sorunlar yatırım ihtiyacını arttırarak, kamu maliyesine ek bir yük getirmektedir.

Ülkemizde de çeĢitli yerleĢim birimleri arasındaki geliĢmiĢlik farklılıkları, yüksek nüfus artıĢ hızı, kırsal alanlarda arazi sıkıntısı, Ģehirlerin sosyo-ekonomik çekiciliği ve özellikle de yol yapım çalıĢmaları ile 1950’lerden sonra kentlere göçler hızlanmıĢtır (Kerimoğlu ve Dökmeci, 2000). Sonuç olarak yukarıda sayılan sorunlar baĢ göstermiĢtir.

Yukarıdaki bilgiler ıĢığında, yerleĢim birimleri arasındaki geliĢmiĢlik farklılıklarını ortaya koyan kalkınma ölçümü alanı, ekonomideki en sıcak temalardan birini teĢkil etmekte olup, bu ölçümlerden hareketle yaĢam kalitesinin geliĢtirilmesi gerekliliği 2. Dünya SavaĢı sonunda Avrupa’nın bazı ülkelerinde ve Çin’de Ģekillenen komünist ve sosyalist düĢünceler sonucu 20. yüzyılın ilk yarısında belirginleĢmiĢtir (Matutinovic, 1998).

Bu bağlamda, yüzyılı aĢkın süredir istatistikler ve göstergeler toplulukları betimlemekte kullanılmaktadır (Boelhouwer, 2002). 1970’ler öncesinde, kiĢi baĢı gayri safi yurt içi hasıla (GSYĠH) ya da gayri safi milli hasıla (GSMH) değerleri geliĢmiĢliğin en temel göstergesi olarak kabul edilmekte, yaĢam refahını ölçmede tek

(19)

baĢına yeterli bir gösterge olarak değerlendirilmekte iken, birkaç on yıl öncesinde bu göstergelerin gelir dağılımını açıklamada yetersiz kaldığı, dolayısıyla insani kalkınmayı ortaya çıkarmada tam olarak yeterli olamadığı görülmüĢtür (Cahill ve Sanchez, 2001). Bu duruma bağlı olarak, yaĢamın gerçeği ve ekonomik teorinin bir parçası olan sürdürülebilir ekonomik kalkınma kavramı, son dünya savaĢının bitiminde ortaya çıkmıĢ, batıdaki ve Latin Amerika ile Güney Asya’daki geliĢmekte olan ekonomilerdeki tam istihdam ve sabit ekonomik büyümenin ilk on yılı sonunda, sosyal problemleri çözmede ekonomik büyümenin yeterliliği tartıĢılmıĢtır (Desai, 1991). 1950’li ve 60’lı yıllarda çok sayıda üçüncü dünya ülkesinin BirleĢmiĢ Milletler’in büyüme hedeflerini yakalamasına karĢın, kitlelerin yaĢam seviyelerinin sabit kalması, kalkınmanın öne sürülen dar tanımıyla ilgili ters giden bir Ģeylerin varlığına iĢaret etmiĢ, böylelikle, ekonomistler ve politikacılar arasında, kiĢi baĢı gayri safi yurt içi ve milli hasıla değerlerinin geliĢmiĢliği ölçmedeki egemenlikleri bir bakıma tehlikeye girmiĢtir (Mazumdar, 1999).

Sonuç olarak, 1970’lerde kalkınma kavramının yeniden tanımlanması ihtiyacı belirmiĢ, artan önem diğer sosyo-ekonomik değiĢkenlere verilmeye baĢlanmıĢtır. Sosyal göstergelerin baĢlangıcı, 1966 yılında Bauer ve birkaç meslektaĢının Amerikan Uzay TeĢkilatı (NASA) tarafından uzay araĢtırma programlarının sosyal etkilerini incelemek ile görevlendirilmesine dayandırılmaktadır (Horn, 1993). Bu durum diğer kuruluĢları da benzer aktivitelere teĢvik etmiĢ, bunlardan en etkilisi olan ve 1970 yılında baĢlayan OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve BirleĢme TeĢkilatı) Sosyal Göstergeler ve YaĢam Kalitesi adı altında birçok ülke ve bölgeler üzerinde sosyal istatistikler ortaya koyan Sosyal Göstergeler Kalkınma Programı günümüze kadar süregelmiĢtir (Boelhouwer, 2002).

Öte yandan, sosyal göstergeler araĢtırması alanında, ekonomik büyümenin tek baĢına bir toplumun genel kalkınmasını ifade etmede yetersiz kaldığı, hayat kalitesinin çok boyutlu yüzünü tek baĢına yansıtamadığı gerçeği çeĢitli çalıĢmalarla ortaya konmuĢtur. Bunun sonucunda, ülkelerin büyük bölümünün ana hedeflerinin vatandaĢlarının daha iyi yaĢam standardına sahip olması bilgisi ıĢığında, ekonomik büyümenin yaĢam refah düzeylerini direkt temsil etmediği geniĢ kabul görmüĢtür (Mazumdar, 1998). GeliĢmeyi, insani, sosyal, kültürel, çevresel ve mekansal boyutlarıyla da tanımlama amacı taĢıyan bu yeni yaklaĢımlar, ekonomik büyüme kavramı yanında; yoksulluk, iĢsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizliklerin de

(20)

geliĢme tanımlarının içinde değerlendirilmesini öne çıkarmıĢlardır (Dinçer ve diğ., 2003).

Bu değerlendirmeler ıĢığında geliĢme olgusu, ülke genelinde toplumsal, siyasal, kültürel ve benzeri kurumlardaki yapısal değiĢimleri kapsayan çok boyutlu bir öze sahip olup, ülkelerin bu alanlardaki ilerlemelerini kapsamakta ve bir bütün oluĢturmaktadır. Nitekim, bu amaç için çeĢitli geliĢmiĢlik ölçümleri ortaya atılmıĢ olup, bunların en bilinen örnekleri, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından oluĢturulan Ġnsani Kalkınma Endeksi (HDI) ile Morris’in Fiziksel YaĢam Kalitesi Endeksi (PQLI) olarak literatürde yer bulmaktadır. GeliĢmiĢlik ölçümlerini gerçekleĢtirmede endeks yaratmanın temel faydaları ise, ilgili yörenin sosyal ve kültürel refah düzeyi ile bu alanlardaki olası geliĢmelerin anlaĢılır yüzünü resmetmek, uygun politika seçimlerine katkıda bulunmak olarak sıralanabilir.

UNDP tarafından hazırlanan Ġnsani Kalkınma Endeksi önceleri, ülkelerin kalkınmalarını ortaya çıkarmada kullanılmıĢ, sonradan ülkelerin bölgelerine uygulanarak bölgesel farklılıkları ortaya çıkartmada etkin rol oynamıĢtır (Lai, 2003). 1990 yılından bu yana yıllık olarak UNDP tarafından hazırlanan Ġnsani Kalkınma Raporları’nda, her bir ülkenin Ġnsani Kalkınma Endeksi’ne göre sıralamaları yapılmakta, karĢılaĢtırmaları gerçekleĢtirilmektedir (Lai, 2000).

Ġnsani Kalkınma Endeksi yukarıdaki bilgiler ıĢığında kiĢi baĢı gayri safi milli hasıla ve yurt içi hasıla gibi gelir tabanlı kalkınma ölçümlerine ilave olarak, insan yaĢamlarının çeĢitli boyutları üzerinde ekonomik çıktı ve büyümenin etkilerini yansıtmak amacıyla oluĢturulmuĢtur (Hicks, 1997). Son revize edilmiĢ haliyle Ġnsani Kalkınma Endeksi, sağlık ve uzun ömürlülük endeksi, bilgi ve haberleĢme endeksi ile yaĢam standardı endeksi olmak üzere üç ayrı değerin basit aritmetik ortalamasını teĢkil etmektedir. Sağlık ve uzun ömürlülük endeksi doğuĢta yaĢam beklentisi değiĢkeni ile ifade edilirken, bilgi ve haberleĢme endeksi okur-yazar oranı ile okullaĢma oranı göstergeleriyle, yaĢam standardı endeksi ise satın alma gücü paritesine göre kiĢi baĢı gayri safi yurt içi hasıla değerinin doğal logaritması ile belirtilmektedir. Bilgi ve haberleĢme endeksini oluĢturmada kullanılan değiĢkenlerden okur-yazar oranı 2/3 ağırlıkla hesaplamalara dahil edilirken, okullaĢma oranı ise 1/3 ağırlık payıyla ele alınmaktadır (Noorbakhsh, 1998a). Ek olarak, Ġnsani Kalkınma Endeksi 0 ile 1 arasında değerler alan bir sayı olup, yüksek değerler, göreli olarak daha iyi insani kalkınmayı ifade etmektedir (Neumayer,

(21)

2001). Ġnsani Kalkınma da, genel anlamıyla kiĢi yaĢam koĢullarının iyileĢtirilmesini, dolayısıyla daha uzun ömürlü, sağlıklı, dolu dolu bir yaĢamı öngörmektedir (Ranis ve Stewart, 2000).

Ġnsani Kalkınma Endeksi’nin yanında, yaĢam kalitesini ölçmede literatürde kendine yer bulan Morris’in Fiziksel YaĢam Kalitesi Endeksi (PQLI) incelendiğinde, oluĢturulması Ġnsani Kalkınma Endeksi’ne çok benzer olup, insan yaĢamını doğuĢta yaĢam beklentisi, yetiĢkin okuma oranı ve bebek ölüm oranı olmak üzere üç ana göstergede incelediği göze çarpmaktadır (Mazumdar, 1999).

Bu yöntemlerin, uygulamadaki basitliklerinin kendilerine kazandırmıĢ olduğu pozitif puanın yanında, yaĢam kalitesi ve geliĢmiĢliğin çoklu boyutunu yansıtmada ciddi zayıf yönlerinin bulunduğu gerçeği araĢtırmacıların ısrarla eleĢtirdiği konuların baĢında gelmektedir. Son yıllarda geliĢmiĢliği ölçme alanında en revaçtaki yöntem olan Ġnsani Kalkınma Endeksi’nin dünyanın bir bakıma çarpık resmini yansıttığı, kalkınmanın çevresel boyutlarını, özellikle de ülkelerin çevresel ve insani kalkınma boyutları üzerindeki performansları arasındaki bağlantılarını ihmal ettiği ileri sürülmektedir (Sagar ve Najam, 1998). Ek olarak, Ġnsani Kalkınma Endeksi’ne getirilen en temel eleĢtirilerin baĢında, oluĢturulmasında ele alınan göstergelerin basit aritmetik ortalamalarının kullanılıyor olmasıdır (Noorbakhsh, 1998b).

Ġnsani Kalkınma Endeksi üzerine çalıĢmalarda bulunan araĢtırmacılardan Srinivasan (1994), Ġnsani Kalkınma Endeksi hakkında sert eleĢtirilerde bulunarak, endeksi veri sınırlamasına bağlı olarak sınırlı bir amacı temsil eden kavramsal olarak zayıf, ampirik açıdan sağlıksız, zaman içinde karĢılaĢtırılabilme açısından ciddi problemler içeren bir metot olarak eleĢtirirken, Mc Gillivray (1991) endeksin birbirleri ile bağımlı değiĢkenleri içermede uygunsuzluğunu öne sürmüĢ, teknik özelliklerini eleĢtirmiĢtir. Yine, Mc Gillivray (1991) ve Kelley (1991)’e göre Ġnsani Kalkınma Endeksi ve gelire dayalı olarak yapılan sıralamalar arasında esas itibariyle farklılık bulunmadığı, dolayısıyla Ġnsani Kalkınma Endeksi ile verilmek istenen ek bilginin ihmal edilebilirliği vurgulanmıĢtır. Öte yandan, Martin Ravallion (1997) makalesinde Ġnsani Kalkınma Endeksi değiĢkenleri arasındaki iliĢkilere dikkat çekmiĢtir. Buna göre, kiĢi baĢı gayri safi yurt içi hasıla değerleri bakımından dünya ortalamasının altındaki ülkelerde, doğuĢta yaĢam beklentisinde meydana gelecek 1 senelik gerilemeye karĢı endeks değerinin sabit tutulması amacı doğrultusunda kiĢi baĢı gayri safi yurt içi hasıla değerinde yapılacak artıĢ oldukça düĢük düzeylerdeyken,

(22)

zengin ülkelerde doğuĢta yaĢam beklentisindeki 1 senelik azalıĢın endeks üzerindeki negatif yönlü etkisinin gayri safi yurt içi hasıla değerindeki yükselme ile telafisinin neredeyse imkansız olduğu öne sürülmüĢtür.

Bu bilgiler ıĢığında, çeĢitli araĢtırmacılar zaman içindeki çalıĢmalarında bu yöntemleri yeni değiĢkenler eklemek suretiyle geliĢmiĢliği daha geniĢ boyutuyla temsil edecek Ģekilde geniĢletmiĢlerdir. Buna rağmen, bu endeksler, ele alınan insan yaĢamına ait göstergelerin kalkınmayı oluĢturmada birbirlerine göre göreli önemlerini ortaya çıkaramamakta ve hangi göstergenin gelecek dönemlerdeki kalkınmada önemle vurgulanması gerektiği gibi konularda yine yetersiz kalmaktadırlar (Lee, 2003).

Bu bağlamda, Türkiye’ye bakıldığında ise, bölgesel eĢitsizlikte ekonomik göstergelerin sosyo-demografik göstergelere göre daha önemli olduğu yönünde yıllardan beri süregelen genel bir eğilim mevcut olup, bu doğrultuda 1990’ların baĢlarına kadar hükümetlerin kalkınma stratejilerinde, yatırım politikalarında ve harcamalarında diğer sosyo-demografik faktörlere nazaran, ekonomik faktörlere çok daha fazla önem verilmiĢtir. (Gedik ve diğ, 2002) Bu durum bölgeler arası geliĢmiĢlik farklılıklarını daha da arttırmıĢ olup, birçok toplumsal sorunu da beraberinde getirmiĢtir. Nitekim, bu alanda yapılan çeĢitli çalıĢmalarda, bölgesel farklılıkları ortaya çıkarmada sosyal göstergelerin ekonomik değiĢkenlere karĢı göreli önemleri vurgulanmıĢ, dikkatlerin bu alanda yoğunlaĢması sağlanmıĢtır. Bu araĢtırmada, Türkiye il ve coğrafi bölgeleri arasında, bireylerin geliĢmiĢlik düzeylerinin ortaya çıkarılmasına çalıĢılacaktır. Ġktisadi ve sosyal faktörlerin farklı yoğunluklarda dağılımı sonucu ülkemizin önde gelen sorunlarından birini teĢkil eden yerleĢim birimleri arasındaki geliĢmiĢlik farklılıklarının önemi dikkate alınarak, illerin ve bölgelerin performansları ve durumlarının belirlenmesi ve değerlendirilmesinde, sadece Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla (GSYĠH) ve Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ile ölçülen gelir öğesi dikkate alınmayıp ekonomik ve sosyal alanlardan elde edilecek çeĢitli göstergelerden oluĢan veri seti kullanılacaktır. Böylelikle, geliĢmiĢliğin ekonomik boyutları yanında, sosyal ve kültürel yanlarını da öne çıkaran bu çalıĢmada, il ve coğrafi bölgelerin 1995-2001 yılları ülke geliĢmiĢlik sıralamalarındaki konumları ile zaman içindeki değiĢimleri değerlendirilerek, bu değiĢimlerin arkasında yatan nedenler üzerinde durulacaktır. Bu durum, hükümetlerin coğrafi bölge ve kesimler içinde dengeli bir geliĢme sağlanması

(23)

hedefinin gerçekleĢmesi doğrultusunda hangi yörelere hangi alanlarda yatırım yapmaları gerektiği konusunda da yardımcı olacaktır.

Ġl ve coğrafi bölgelerin geliĢmiĢlik endekslerini ortaya çıkaracak olan bu çalıĢmada, yukarıda bahsedilen, geliĢmiĢliği ölçen Ġnsani Kalkınma Endeksi ve benzeri diğer endeksleme yöntemleri, göstergeler açısından somut ve objektif bir ağırlıklandırma getirememesi, ağırlıklandırma üzerinde araĢtırmacıya fazla inisiyatif tanıması gibi nedenlerden ötürü kullanılmayacaktır. Onun yerine, daha tutarlı sonuçlar verebilen, istatistiksel olarak da anlamlılık testleri uygulanabilen, birbirleriyle iliĢkili değiĢkenlerin bir arada kullanımına olanak tanıyan ve bu bağımlılık yapısını ortadan kaldırabilen, iller ve bölgeler açısından geliĢmiĢliği ortaya çıkaran insani geliĢmiĢlik endeksi elde edilebilmesine ve göstergelerin geliĢmiĢliğe olan nispi katkılarının belirlenebilmesine imkan sağlayan Temel BileĢenler Analizi yöntemi kullanılacaktır. Çok değiĢkenli istatistiksel bir yöntem olan Temel BileĢenler Analizi aynı zamanda, çok boyutlu analizlerde popüler bir sıralama metodudur (Slottje ve diğ., 1991). Bu metot, çoklu istatistiksel metotlar içinde en etkili teknik olarak göze çarpmaktadır (Morrison, 1967). Temel BileĢenler Analizi yönteminde, değiĢkenlere keyfi ağırlık verilmesinden kurtulunurken, çok sayıda değiĢkenden, bu değiĢkenlerin sahip oldukları bilginin büyük bir kısmını taĢıyan daha az sayıda yeni değiĢkenler elde edilmektedir. En önemli karakteristiklerinden biri gözlenen verilerin herhangi bir istatistiksel dağılımını (örneğin normal dağılım) gerektirmemesidir (Türker ve Türker, 1997). Temel bileĢenler analizi metodunun bir diğer yararı da, ana bileĢen değerlerinin 0-1 değer aralığında sınırlandırılmamalarıdır (Lai, 2003).

Bu tür geliĢmiĢlik endeksinin elde edilmesi ile il ve coğrafi bölgeler arasındaki farklılıklarının ortaya çıkarılması, yerleĢim birimleri üzerinde zaman içinde uygulanan çeĢitli politikaların sonuçlarının izlenmesi imkanını doğurmakla beraber, bu politikaların baĢarı derecelerini görmek ve günün koĢullarına göre yeni politikalar uygulayabilme olanağını da yaratacaktır. Öte yandan zaman içinde insani geliĢmiĢlik seviyelerine etki eden sosyo-ekonomik göstergelerin önem sıralarına göre derecelendirilmelerinin yapılması da incelemelerin daha sağlıklı yapılabilmesini mümkün kılacaktır. Böylelikle, gelecek dönemlerde hangi göstergeler üzerinde önemle durulacağı gibi konularda da bakıĢ açısı kazandıracaktır.

Ülke ekonomileri içinde farklı geliĢmiĢlik düzeyinde yörelerin ortaya çıkmasının toplumu oluĢturan fertler arasında istihdam imkanları, gelir ve refah dağılımı

(24)

açısından çeĢitli eĢitsizlik ve dengesizliklere yol açıp, mekansal kutuplaĢmaları doğurduğu bilinmektedir. Bu bağlamda, il ve coğrafi bölgeler için 1995-2001 yılları insani geliĢmiĢlik endeksi ve ülke geliĢmiĢlik sıralamaları elde edilip zamansal eğilimleri saptandıktan sonra, zaman içindeki geliĢmiĢlik seviyelerine göre birbirlerine yakın geliĢmiĢlik seviyesine sahip illerin belirlenmesi ve bir bakıma ülke içinde homojen il gruplarının ortaya çıkarılması amacıyla Kümeleme Analizi uygulanacaktır. Böylelikle, oluĢturulacak her bir gruptaki iller birbirleriyle yakın seviyede insani refah düzeyini ifade eden endeks değerlerine sahip olurken, farklı gruplardaki iller ise, değiĢik seviyelerdeki endeksler tarafından temsil edileceklerdir. Bu Ģekilde oluĢturulacak kademeli il grupları, hükümetler tarafından ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma amaçları doğrultusunda hangi kesimlerin kalkınmada öncelikli yöre (KÖY) kapsamına alınması gerektiği konusunda da fikir verecek olup, mevcut KÖY listelerinin geliĢmiĢlik sıralamalarıyla karĢılaĢtırmalarının yapılabilmesine olanak tanıyacaktır. Bu tarz sınıflama, nicel verilerle ilgili dağılımları ortaya çıkartmada bir bakıma önkoĢul teĢkil etmekte, benzerlik ve farklılıkları algılamada daha doğru sonuçlar sağlamaktadır (Indrayan ve diğ., 1999). Yukarıda açıklanan bilgiler ıĢığında, çalıĢmanın baĢlıca amaçları 3 maddede özetlenebilir :

 Ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardan seçilecek olan göstergelerin eĢliğinde, Türkiye illerinin insani geliĢmiĢlik endeksi oluĢturularak geliĢmiĢlik seviyelerinin ortaya çıkarılması ile bu doğrultuda sıralamalarının yapılarak 1995 yılından bu yana zaman içindeki değiĢimlerinin izlenmesi, geliĢmiĢlik seviyesine etki eden faktörlerin incelenmesi,

 OluĢturulan 1995-2001 yılları insani geliĢmiĢlik endeksleri baz alınarak illerin zaman içindeki benzerliklerinin incelenmesi, birbirlerine yakın geliĢmiĢlik seviyesine sahip illerin kümeleme analizi ile dereceli olarak gruplandırılması,

 Coğrafi bölgeler bazında sosyo-ekonomik insani geliĢmiĢlik seviyelerinin oluĢturulması, bu doğrultuda sıralamalarının yapılarak 1995’ten bu yana zaman içindeki değiĢimlerinin ortaya konmasıdır.

(25)

2 ARAġTIRMA KAPSAMI

2.1 Genel Değerlendirme

YaĢam kalitesinin uygun ve mümkün kılınabilir çok sayıda niteliği temel alarak ölçülmesi gerekliliği genel kabul gören bir düĢüncedir (Mazumdar, 1999). Bu düĢünce ıĢığında, bu çalıĢmaya konu olan insani geliĢmiĢlik düzeylerini ölçmede ele alınacak göstergelerin belirli grupların aksine nüfusun tümüne uygulanabilir olmaları, yaĢam koĢullarının objektif karakteristiklerini yansıtmaları, refah düzeyi üzerindeki yönlerinin açıkça belirtilmesi ve birey düzeyinde ölçülmeleri gerekmektedir (Boelhouwer ve Stoop, 1999). Göstergelerin ayrıca, bilimsel olarak geçerli, anlaĢılabilir, ölçülebilir, sık sık güncelleĢtirmelerin yapılabilmesine elveriĢli ve ölçülen değerlerdeki değiĢimlere hassas olmaları beklenmektedir (Custance ve Hillier, 1998).

Bu yüksek lisans tezinde incelenen ülkemiz il ve coğrafi bölgelerin insani geliĢmiĢlik seviyelerini ölçmede, el verdiğince çok değiĢken seçilerek incelemenin çok boyutlu olarak yapılabilmesi hedef alınmıĢtır. Bunun yanında, araĢtırmada kullanılan temel bileĢenler ve kümeleme analizi yöntemleri de birbirleriyle iliĢkili değiĢkenlerin kullanımına olanak tanıması yönünden bu durumu destekleyen unsur olmuĢtur. AraĢtırmaya insani geliĢmiĢliği ölçmede kullanılacak yetmiĢ kadar sosyo-ekonomik göstergenin ilgili yerlerden temin edilmesi ile baĢlanmıĢ, il ve bölge karĢılaĢtırmalarının bu çalıĢmada 1995-2001 yılları arasını, gelecek yıllarda ise gerek temin edilebilirliği, gerekse de güvenilirliği yönünden çalıĢmanın devam ettirilebilmesine imkan tanıyacak kırk adet değiĢken ile analizler gerçekleĢtirilmiĢtir. 1995 yılı baĢlangıç alınmak suretiyle analizlere bu yıl için mevcut yetmiĢ altı ile ait veriler ile baĢlanmıĢ, ülke idari bölünüĢünün değiĢimi sonucu 1996 yılında Karabük, Kilis ve Yalova’nın eklenmesiyle bu rakam 79’a, Osmaniye’nin il olması ile 1997’de 80’e ve son olarak Düzce’nin il olması ile 2000 yılında 81’e çıkmıĢtır.

KiĢi refah düzeylerini temsil etmede seçilen değiĢkenlerin kapsamlı ve karĢılaĢtırılabilir olması temel gereklilik olarak karĢımıza çıkmaktadır (Mazumdar,

(26)

2000). ÇalıĢmada bir diğer belirtilmesi gereken husus, il nüfuslarının etkisini ortadan kaldırmak ve karĢılaĢtırılmaların yapılabilmesine olanak tanımak amacıyla kullanılan değiĢkenlerin kiĢi baĢına düĢen değerler olarak ifade edilmesi, il ve bölge bazında insani refah düzeylerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun yanında, 1995-2001 yılları için analize dahil edilen değiĢkenler içindeki tüm parasal büyüklükler gayri safi milli hasıla deflatörü ile 2001 yılı sabit fiyatlarına çevrilmiĢ, böylelikle yıllar arası karĢılaĢtırmaların daha sağlıklı yapılabilmesi hedef alınmıĢtır.

ÇalıĢmanın bir diğer önemli yanı ele alınan yerleĢim birimlerinin karĢılaĢtırılmalarında sadece ekonomik değiĢkenlerin değil sosyal alanlardan da seçilen çeĢitli göstergelerin de kullanılıyor olmasıdır. Sosyal göstergelerin güçlü yanlarından biri, çeĢitli yaĢam sahalarından ölçümler içermesi, sadece ekonomik değiĢkenlerle ifade edilemeyen, toplumun önemli yönlerini yakalamasıdır. Objektiflik sosyal göstergelerin diğer güçlü yönlerinden biridir. Aynı zamanda, sosyal göstergeler kolayca tanımlanıp ölçülebilmekte, ülkeler, bölgeler, demografik sektörler arasında zaman içinde sosyal göstergelerin karĢılaĢtırmalarının yapılması teknik açıdan uygun olmaktadır. Objektiflik bu bağlamda çeĢitli anlamlar içermektedir. Ġlk olarak, ölçülen özelliğin değeri hakkında genel kabul görüĢü belirtir; örnek vermek gerekirse bebek ölüm oranı yüksekliği herkes tarafından kabul edildiği üzere kötü, okuryazarlık ise iyi bir özelliktir. Objektiflik ayrıca, incelenen karakteristiğin yüksek doğrulukta ve çok az ölçüm hatası ile ölçülebileceği anlamına da gelmektedir.

Sosyal göstergelerin yukarıda bahsedilen avantajlarının yanında bazı durumlarda eksiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Yine örnek vermek gerekirse bebeklerin önemli bir kısmının hane içinde doğduğu bölgelerde bebek ölüm oranının ölçülmesi Ģüphesiz zordur ve elde edilen değerler elbette ki gerçeği tam olarak yansıtmayacaktır. Bunun yanında, doğum kayıtlarının elveriĢsiz olduğu yörelerde doğuĢta yaĢam beklentisi gibi değerleri sağlıklı olarak temin etmek yine zor olacaktır. Bu gibi nedenlerle, her ne kadar sosyal göstergelerin objektif olduğu düĢünülse de, bazen çeĢitli ölçüm problemleriyle karĢı karĢıya kalınabilmektedir. Sonuç olarak, Türkiye il ve bölge bazında bireylerin insani geliĢmiĢlik seviyeleri, diğer bir deyiĢle refah düzeylerini ortaya çıkarmak için yapılan bu araĢtırmada, 1995-2001 yıllarını temsil eden kırk adet sosyo-ekonomik değiĢken seçilmiĢ olup bu göstergeler nüfus, eğitim, sağlık, kültür, inĢaat, tarım, mali, bankacılık, adalet, enerji,

(27)

ulaĢtırma ve imalat sanayi istatistikleri olmak üzere 12 ana grupta toplanmaktadır. Seçilen sosyo-ekonomik değiĢkenler, bölüm sonunda tablo halinde verilmektedir.

2.2 Ġnsani GeliĢmiĢlik Endeksi OluĢturulmasında Kullanılan DeğiĢkenler 2.2.1 Demografik Göstergeler

Bir toplumun demografik karakteristikleri, o toplumun sosyal konumlarını yansıtmada gerekli yapıtaĢlarındandır (Drewnowski, 1972). AraĢtırmada ele alınan nüfus istatistiklerini temsil eden sekiz değiĢkenden yedi tanesi 1990 ve 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçları esas alınarak, ara yıllar bu değerlere bağlı kalınarak tahmin edilmek suretiyle hesaplanmıĢ olup il bazında doğuĢta yaĢam beklentisi değiĢkeni için UNDP’nin (1997) Türkiye için hazırlamıĢ olduğu Ġnsani Kalkınma Raporu’nda belirtilen değerler, araĢtırmada ele alınan tüm yıllar için sabit kabul edilmek suretiyle analize dahil edilmiĢtir. DoğuĢta yaĢam beklentisi, yeni doğan bebeğin tahmini beklenen yaĢam süresini ifade etmekte olup, bu değiĢken sağlık, beslenme ve gelir değiĢkenleriyle doğrudan, iĢ ve barınma durumu ile de dolaylı olarak bağlantılıdır (Mazumdar, 2000).

Nüfus Ġstatistiklerinden toplam nüfus değiĢkeni, genel nüfus sayımlarından ortaya çıkan toplam nüfusu,

ġehirleĢme oranı değiĢkeni, il ve ilçe merkezleri nüfusunun toplam nüfusa oranını, Nüfus artıĢ hızı değiĢkeni, 1990-2000 yıları arasındaki ortalama yıllık nüfus artıĢını, Nüfus yoğunluğu değiĢkeni, toplam nüfusun ilgili yerleĢim biriminin sahip olduğu yüzölçümüne bölünerek elde edilen km2

baĢına düĢen insan sayısını,

Ortalama hanehalkı büyüklüğü değiĢkeni, aralarında aile bağı bulunsun veya bulunmasın, aynı evde ya da evin bir bölümünde yaĢayan, hanehalkı hizmet ve yönetimine katılan ortalama kiĢi sayısını,

Doğurganlık hızı değiĢkeni, 1990-2000 yılları arasındaki, Bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca (15-49 yaĢları arasında) doğurabileceği çocuk sayısıdır. Bebek ölüm oranı değiĢkeni ise, belli bir yıl içinde meydana gelen bir yaĢından küçük bebek ölümlerinin o yıl içinde meydana gelen canlı doğumlara oranının ifadesidir.

(28)

YerleĢim birimlerinin sosyo-demografik geliĢim düzeyini yansıtan bu değiĢkenlerden doğurganlık hızı, ortalama hanehalkı büyüklüğü ve bebek ölüm oranının araĢtırmada ortaya çıkarılmasına çalıĢılacak insani geliĢmiĢlik endeksi ile ters yönlü iliĢkili olmaları beklenmektedir. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan yerleĢim birimlerinin kiĢilere sağladıkları olanaklar dolayısıyla insanları kendisine çekmesi ile bu yerlerde nüfus, nüfus artıĢ hızı ve nüfus yoğunluğu gibi göstergelerin yüksek olmaları beklenen bir netice olarak karĢımıza çıkmaktadır.

2.2.2 Eğitim Göstergeleri

YerleĢim birimlerinin geliĢmesi insan kaynağının eğitim yolu ile değerlendirilmesi ile mümkündür. Planlı kalkınmada eğitim sistemi, yaratıcı ve milli bilinçle donanmıĢ bireylerin yetiĢtirilmesini vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir. Bu bilgilerden hareketle eğitim ve öğretimin kiĢi ve toplum hayatı üzerindeki önemi vazgeçilmezdir. AraĢtırmada eğitim istatistiklerini temsil eden beĢ adet değiĢken kullanılmıĢ olup bu değiĢkenler: okuryazar oranı, okuryazar kadın sayısının toplam kadın sayısına oranı, üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı, ilköğretim öğretmen baĢı öğrenci değeri ile ortaöğretim öğretmen baĢı öğrenci değerleridir. Bu değiĢkenlerden okur yazar oranı, altı ve yukarı yaĢtaki okur yazar kiĢi sayısının bu nüfusa oranını,

Okuryazar kadın sayısını temsil eden değiĢken, altı ve yukarı yaĢtaki okuryazar kadın sayısının altı ve yukarı yaĢ toplam kadın nüfusuna oranını,

Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı değiĢkeni, üniversite mezunu kiĢi sayısının en azından bir okul bitiren toplam nüfusa oranını,

Ġlköğretim öğretmen baĢı değeri, ilköğretim kurumlarının birinci kademesini oluĢturan beĢ yıl süreli öğretim kurumlarının genel adı olan ilkokullar ile üç yıllık ikinci kademesini kapsayan ortaokullardaki öğrenci sayısının öğretmen sayısına oranını,

Ortaöğretim öğretmen baĢı öğrenci değeri değiĢkeni ise, ilköğretime dayalı en az üç yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsayan ortaöğretimdeki öğrenci sayısının öğretmen sayısına oranını temsil etmektedir. Ġlköğretim ve ortaöğretim öğretmen baĢı öğrenci değerlerini temsil eden göstergeler Devlet Ġstatistik Enstitüsü Milli Eğitim Bakanlığı Ġstatistikleri Birimi’nden temin

(29)

edilmiĢ olup, diğer göstergeler 1990 ve 2000 Genel Nüfus Sayımları’ndan alınmıĢ ve ara yıllar tahmin edilmek suretiyle analizlere dahil edilmiĢtir.

2.2.3 Sağlık Göstergeleri

Ġnsani kalkınmanın hayati bileĢenlerinden biri sağlık servislerine eriĢim ve bu servislerin kullanılabilirliğidir (Das, 1999). AraĢtırmada sağlık göstergelerini temsilen il ve bölge bazında ele alınan hekim, eczacı, diĢçi, hemĢire ve hastane yatak sayılarını ifade eden Sağlık Bakanlığı’ndan temin edilen değiĢkenler Devlet Ġstatistik Enstitüsü Sağlık Ġstatistikleri Birimi tarafından düzenlenmiĢ olup, ilgili yıllara ait nüfus değerleri göz önüne alınarak on bin kiĢiye düĢen değerler hesaplanmıĢtır. Sağlık göstergelerinden hastane yatak sayıları değiĢkeni, il ve bölgelerdeki sağlık hizmetleri arzı ve bu hizmetlerden yararlanma durumunu belirtirken, diğer değiĢkenler eğitimli ve nitelikli iĢgücünün geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan yörelerdeki dağılımlarını göstermekte ve dolayısıyla insani refah düzeyini belirtmedeki önemleri bakımından ele alınmaktadır. Bunlara ilave olarak, hastane yatak sayısı değiĢkeni sağlık servisi olanaklarını belirtirken, özellikle ilgili yerleĢim birimindeki sağlık altyapı ve barınma olanakları düzeyini ifade etmede önemli bir rol teĢkil etmektedir.

2.2.4 Kültür Göstergeleri

Bireylerin kültür düzeyi ve yerleĢim birimlerindeki ilgili kültürel faaliyetler sosyal geliĢmiĢliği yansıtmada Ģüphesiz etkili olmaktadır. Bu bakımdan il ve bölgelere kültürel istatistiklerin analize eklenmesi ve bu değiĢkenlerin istenen geliĢmiĢlik endeksinin oluĢturulmasındaki öneminin incelenmesi amacıyla il ve bölgelerde yüz bin kiĢiye düĢen sinema ve tiyatro-opera-bale sayıları ile, yine yüz bin kiĢiye düĢen satılan sinema ve tiyatro-opera-bale bileti sayılarını ifade eden değiĢkenler, Devlet Ġstatistik Enstitüsü Kültür ve Spor Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilip ilgili yıllara ait Ģehir ve bölge nüfuslarına oranlanarak analize dahil edilmiĢtir.

2.2.5 ĠnĢaat Göstergeleri

ĠnĢaat sektörü ekonominin önemli sektörlerinden birini oluĢturmakta, insani refah düzeyi ile yakın iliĢkili bulunan nüfus, nüfus artıĢı, ĢehirleĢme gibi unsurlara paralel olarak ilerlemektedir. Sektör aynı zamanda elverdiği istihdam bakımından da ülkemizde önemli bir yer teĢkil etmektedir.

(30)

ÇalıĢmada ele alınan inĢaat istatistiklerini temsilen il ve bölge bazında on bin kiĢiye düĢen yapı kullanma izin belgelerine göre tamamen ya da kısmen biten daire sayısı ile kiĢi baĢı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri değiĢkenleri, Devlet Ġstatistik Enstitüsü ĠnĢaat Ġstatistikleri ġubesi’nden alınan rakamların temsil edilen yılların nüfuslarına oranlanması sonucu elde edilmiĢlerdir.

2.2.6 Tarım Göstergeleri

ÇalıĢmada aynı zamanda, ulusal gelirimizin önemli bir bölümünü oluĢturan tarım sektörünün yıllar itibariyle geliĢiminin endeks üzerinde etkisi olacağı düĢünüldüğünden il ve bölge bazında kırsal kesim kiĢi baĢı tarımsal üretim değerleri ile kırsal kesim on bin kiĢiye düĢen traktör sayısı değiĢkenleri analize dahil edilmiĢtir. Ġncelenen her iki değiĢken de Devlet Ġstatistik Enstitüsü Tarım Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilmiĢtir.

Tarım sektöründe çalıĢan kesimin gelir düzeyi ve verimliliğini yansıtmak amacıyla, tarımsal üretim değerleri kırsal kesim için ilgili yılların kırsal nüfuslarına bölünmesi ile kiĢi baĢı değerler olarak analize eklenmiĢtir. Yine aynı Ģekilde tarımsal geliĢmeyi temsil etmede kırsal kesim kiĢi baĢı traktör sayısı değerleri ele alınmıĢtır. Toplam istihdamın yarısından fazlasının tarım sektöründe bulunduğu da göz önüne alınırsa tarımsal geliĢme göstergelerinin ele alınmasının gerekliliği vazgeçilmez olmaktadır.

2.2.7 Mali Göstergeler

ÇalıĢmada beĢ değiĢken ile temsil edilen Mali Ġstatistikler tümü kiĢi baĢı olmak üzere gayri safi yurt içi hasıla (GSYĠH), genel bütçe gelirleri, kamu yatırım miktarları, teĢvik belgeli yatırımlar ve belediye kesin hesap gider kalemlerinden oluĢmakta, ekonomik geliĢmiĢliği ortaya çıkarmada çok önemli bir yer teĢkil etmektedir.

Üretilen mal ve hizmetlerin üretim değerlerinden bu üretimin elde edilmesinde kullanılan ara girdilerin ve diğer masrafların çıkarılması ile bulunan gayri safi yurt içi hasıla değerleri yerleĢim birimlerinin geliĢmiĢlik düzeylerini gösteren en önemli göstergelerden birini teĢkil etmektedir. GSYĠH aynı zamanda ekonomik büyümenin en temel ölçüsüdür (Mazumdar, 2000). Analizlerde kullanılan GSYĠH değiĢkenleri Devlet Ġstatistik Enstitüsü Üretim Hesapları ġubesi’nden elde edilmiĢtir.

Ġlgili yerleĢim birimlerine yapılan yatırımları belirtmek amacıyla da kiĢi baĢı kamu yatırım miktarı, kiĢi baĢı teĢvik belgeli yatırımlar ile kiĢi baĢı belediye giderleri

(31)

kullanılmakta olup, bu değiĢkenlerin insani refah düzeylerini etkileyen unsurlar arasında bulundukları dikkate alınmıĢtır. Bu değiĢkenlerden teĢvik belgeli yatırımlar, özel sektörün kalkınma faaliyetlerine katkısı ile yatırım potansiyelini temsil ederken, kamu yatımları kamu katkılarını ve potansiyelini ifade etmektedir.

Mali göstergelerden belediye gideri değiĢkeni, Devlet Ġstatistik Enstitüsü Maliye Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilmiĢ olup, kamu ve teĢvik belgeli yatırımlar Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT) kaynaklarından elde edilmiĢtir. Son olarak kiĢilerin gelir durumlarını yansıtmada etkili olduğu düĢünülen genel bütçe gelirleri için yine DPT kaynaklarından yararlanılmıĢtır.

2.2.8 Bankacılık Göstergeleri

Mali Ġstatistikler grubu altına alabileceğimiz Bankacılık Ġstatistikleri gelir düzeyi ile sermaye birikimine bağlı olan kiĢi baĢı toplam banka mevduatı, yatırım potansiyeli ile yakın iliĢkili toplam banka kredileri tutarı, yüz bin kiĢiye düĢen banka Ģube sayısı ve yukarıda da belirtildiği gibi toplam istihdamın yarısından fazlasını içine alan tarım sektörünün yatırım potansiyeli ile doğrudan iliĢkili kırsal kesim kiĢi baĢı tarım kredileri miktarı olmak üzere dört değiĢken ile temsil edilmekte, ekonomik geliĢmiĢlik düzeylerini göstermede önemli rol oynamaktadır. Bankacılık değiĢkenleri yurt içinde bulunan tüm ticari bankalardan verileri toplayıp düzenleyen Bankalar Birliği’nden temin edilmiĢtir.

2.2.9 Diğer Göstergeler (Adalet-Enerji-Sanayi-UlaĢtırma Göstergeleri)

Buraya kadar belirtilen değiĢkenlerin dıĢında, çalıĢmada il ve bölge bazında insani refah düzeylerini etkilediği düĢünülen suçun iĢlendiği ile göre cezaevine girme oranı, kiĢi baĢı elektrik tüketim miktarı, kiĢi baĢı imalat sanayi katma değeri ile on bin kiĢiye düĢen toplam motorlu kara taĢıtı ve özel otomobil sayılarını ifade eden değiĢkenler ele alınmıĢtır. Bu değiĢkenlerden suçun iĢlendiği ile göre cezaevine girme değerleri Devlet Ġstatistik Enstitüsü Adalet Ġstatistikleri Birimi’nden, toplumların refah düzeylerinin yükseltilmesinde gerekli bir hizmet aracı olarak ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel göstergelerinden biri olan elektrik tüketim miktarları Devlet Ġstatistik Enstitüsü Enerji Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilmiĢ olup, ilgili yıllara ait nüfuslara oranlanmasıyla analize dahil edilmiĢtir.

(32)

Alınacak sosyo-ekonomik kararlarda gösterge olarak kullanılan imalat sanayi istatistikleri il ve bölgelerin geliĢmiĢliğini yansıtmada önemli bir role sahip olup, çalıĢmada Devlet Ġstatistik Enstitüsü Sanayi Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilen ve yıl nüfuslarına bölünerek il ve bölge bazında kiĢi baĢı değerleri bulunan imalat sanayi katma değeri, çıktı değerinden girdi değerinin çıkarılması ile elde edilmektedir.

Son olarak, Devlet Ġstatistik Enstitüsü UlaĢtırma Ġstatistikleri ġubesi’nden temin edilen toplam motorlu kara taĢıtı ve özel otomobil değiĢkenleri aynı Ģekilde ilgili yıllara ait nüfusların göz önünde bulundurulması ile il ve bölge bazında on bin kiĢiye düĢen değerler olarak elde edilmiĢtir.

Türkiye il ve bölge bazında insani geliĢmiĢlik araĢtırmasında kullanılan sosyo-ekonomik değiĢkenler, Tablo 2.1’de verilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• 15-34 yaş grubundaki işsizlerin yanı sıra 10 milyon 830 bin genç iş gücünün dahi içinde yer almamaktadır. Bu sayı Yunanistan’ın toplam nüfusu kadardır... • 943

Kütleleri m 1 =2 kg ve m 2 =1 kg olan iki cisim sürtünme katsayısı f=0,1 olan yatay düzlem üzerinde bulunmakta olup kütlesi m 3 =1 kg olan cisimden şekildeki gibi harekete

• Diğer taraftan üniversiteli işsiz sayısı (707 bin) yüksek düzeyini korumuş ve üniversiteli olup iş gücünün dışında kalanların (1 milyon 272 bin) sayısı ise

İrdeleme yönteminde kazanç oranı küçük adımlarla arttırılarak net bugünkü değer sıfır sonucu veren kadar kazanç oranı bulunmaya çalışılır.. Net kadar

• Yapı elemanlarının ölçülmesinde hangi birimlerin kullanılacağına karar verilmesi (Bunlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanmış bulunan “Birim

OTH, NLO ve TLO değerlerinin hastalığın başlangıç yaşı, hastalık süresi, PAŞI skoru gibi hastalık özellikleriyle ilişkisine bakıldığında OTH’nin PAŞI skoru

Ülkemizin kültürel mirasını ve evrensel kültürel değerlerini dünyaya tanıtmak ve gelecek kuşaklara bu değerleri aktarmak için uygulanan politikalar ile pek çok reklam

 İşlem ve ihtiyat saikiyle para talebi söz konusu olduğunda faiz oranının ne derece etkili olduğu tartışmalıdır..  Keynes’e göre, kişiler, aynı zamanda spekülasyon