10.Sınıf 6.Ünite
BİLMEN GEREKEN KELİMELER
HELPFUL TIPS
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
www.dilekdemirel.com
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
be all ears : can kulağıyla dinlemek
dilekdemirel.com How are you listening if you say that you are all ears ?
… OK. I‛m reading some of the helpful tips. Are you ready? I‛m sure you are all ears . Yes. Listen carefully.
I‛m / We‛re listening very carefully
on the tip of my tongue : dilimin ucunda
What are you trying to do if you say that something is on the tip of your tongue ?
… Well, I‛ve heard that. What‛s that fruit? It‛s on the tip of my tongue . Errr… No, I can‛t remember, Maggie. What‛s the answer?
I‛m / We‛re trying to remember something.
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
PROVERB
One hand washes the other : Bir elin nesi var iki elin sesi var.
dilekdemirel.com
We need other people to get on as cooperation benefits us all.
One hand washes the other and together they wash the face.
Two heads are better than one : akıl akıldan üstündür.
When two people work together, they come up with better ideas.
job interview : iş görüşmesi / mülakat graduate : mezun olmak
search for jobs : iş aramak get the job : işi almak
get a degree : lisans bölümünden mezun olmak pass exams : sınavları geçmek
CV (curriculum vitae) : özgeçmiş send : göndermek
prepare well : iyi hazırlanmak good idea : iyi fikir
To be positive : pozitif olmak
company website : şirketin web sayfası possible questions : muhtemel sorular bring : getirmek
wear properly : düzgün bir şekilde giyinmek
on time : zamanında
speak politely : kibarca konuş
during the interview : mülakat sırasında body language : beden dili
important : önemli smile : gülümsemek
make eye contact : göz teması kurmak be confident : özgüvenli ol / kendine güven Nice to see you again : sizi tekrar görmek güzel
miss somebody so much : birini çok özlemek How is it going ? : Nasıl gidiyor?
business management : işletme Not yet! : Henüz değil
feel a bit nervous:Biraz sinirli/gergin hissetmek
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
give some tips : bazı ipuçları / tiyo vermekto be successful : başarılı olmak In my opinion : Benim görüşüme göre explain well : iyi açıklamak
clean and smart : temiz ve aklı başında
I wish you good luck : Sana iyi şanslar dilerim make a good decision : iyi karar vermek discover yourself : kendini keşfet
know your skills and interests : Yeteneklerini ve ilgi alanlarını bil
write down your weaknesses : Zayıf yanlarını yaz
decide what makes you happy : seni ne mutlu eder konusunda karar ver
make a list of your strengths : güçlü yanlarını listele.
www.dilekdemirel.com
get high grades : yüksek notlar almak perfect for me : benim için mükemmel to be good at : bir konuda iyi olmak
learn new things quickly : yeni şeyleri çabucak öğrenmek
maths : matematik physics : fizik
Don't mention it ! : Lafı bile olmaz
Could you please give me a hand : Bana yardım edermisin?
see a doctor : doktora gitmek
visit relatives : akrabaları ziyaret etmek be punctual : dakik olmak
imaginary problem : hayali problem feel tired : yorgun hissetmek
I agree with you : Sana katılıyorum. Aynı fikirdeyim.
You're right : Haklısın executive : yönetici
solving problems : problem çözme accountant : muhasebeci
working with numbers : rakamlarla çalışmak musician : müzisyen
playing musical instrument : müzik aleti çalmak journalist : gazeteci
communicating with people : insanlarla iletişim kurmak
computer engineer : bilgisayar mühendisi working with computers : bilgisayarlarla çalışmak
architect : mimar
designing buildings : binaları tasarlamak novelist : romancı / roman yazarı
writing creatively : yaratıcı şeyler yazmak teacher : öğretmen
working with children : çocuklarla çalışmak vet : veteriner
working with animals : hayvanlarla çalışmak doctor : doktor
helping people : insanlara yardım etmek engineer : mühendis
inventing something : bir şey icat etmek fashion designer : moda tasarımcısı designing clothes : kıyafet tasarlamak
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
to be healthier : daha sağlıklı olmakhave strong bones : güçlü kemiklere sahip olmak
have high blood pressure : yüksek tansiyonu olması
catch a cold : soğuk algınlığına yakalanmak / üşütmek
garlic : sarımsak
have a couch : öksürüğü olması
have a stomachache : karın ağrısı olması lose weight : kilo vermek
twice a day : günde iki kez toothpaste : diş macunu baking soda : karbonat vinegar : sirke
lemon : limon
www.dilekdemirel.com
remove a stain : leke çıkartmak shower head : duş başlığı
headlights : farlar squeeze : sıkmak wipe : ovmak / silmek fruit's peel : meyva kabuğu rub : sürtmek / ovmak
environmental problems : çevre sorunları waste energy : enerjiyi boşa harcamak environmental campaigns : çevre ile ilgili kampanyalar
leave the electrical appliances on standby : elektrikli cihazları beklemede bırakmak consequences : sonuçlar
environmentally friendly : çevre dostu
turn off the light : ışıkları kapatmak wisely : akıllıca
face various problems : çeşitli problemler yüzyüze karşılaşmak
turn off the tap : musluğu kapatmak Unfortunately : maalesef
valuable : değerli / kıymetli run out of : tüketmek
face famine : kıtlıkla karşılaşmak
disappear : gözden kaybolmak / yok olmak become extinct : soyu tükenmek
damage ecological balance : ekolojik dengeye zarar vermek
drought : kuraklık
natural disasters : doğal afet
occur : oluşmak
industrial activities : endüstriyel aktiviteler ask for advice : tavsiye almak / akıl danışmak similar : benzer
get on well : iyi geçinmek have arguments : tartışmak good relationship : iyi ilişki
talk each other : birbiri ile konuşmak feel unhappy : mutsuz hissetmek
make new friend : yeni arkadaş edinmek get angry : sinirlenmek
shout at : bağırmak
part time job : yarım günlük iş
discover something : birşey keşfetmek steal : çalmak
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
afford : parası yetmek / bir şey için parasıolmak
quit the job : işi bırakmak / işten ayrılmak feel extremely uncomfortable : oldukça rahat hissetmek
boss : patron however : ama thief : hırsız
have trouble with somebody : biriyle sorunları olması
phone conversation : telefon konuşması annoying : rahatsız edici
promise : söz vermek
look after : ilgilenmek / bakmak take care of : ilgilenmek
to be stressed : gerilmek / stres olmak
www.dilekdemirel.com
get tired : yorulmak protect : korumak trust : güvenmek crime : suç
immediately : hemen / derhal strict : katı
liter : litre
to-do list : yapılacaklar listesi tell the truth : doğruyu söylemek regulations : düzenlemeler
residents : bölge sakinleri
obey the rules : kurallara uymak bicycle racks : bisiklet parkı / demiri furniture : mobilya
lounge : salon
ask for permission : izin istemek make noise : gürültü yapmak set the table : masayı hazırlamak cook : yemek pişirmek
wash up / do the washing up : bulaşık yıkamak sweep the floor : yerleri süpürmek
mop the floor : yerleri silmek / viledalamak vacuum the carpets : halıları süpürmek dust the furniture / do the dusting : toz almak
do the washing/ do the laundry : çamaşır yıkamak
iron / do the ironing : ütü yapmak make the beds : yatağı düzeltmek tidy up : düzenlemek
load the dishwasher : bulaşık makinasını doldurmak
empty the dishwasher : bulaşık makinasını boşaltmak
do the cleaning : temizlik yapmak
take out the garbage / rubbish : çöpü dışarı çıkartmak
do the shopping / shop for food : alışveriş yapmak
clean the bathroom / the kitchen / the windows : banyoyu / mutfağı / pencereleri temizlemek
WORKBOOK VOCABULARY
wrap : sarmak beverage : içecek freezer : dondurucu
İNGİLİZCE SİL BAŞTAN Dilek Demirel ile
ribbon : kurdeleburn yourself : kendini yakmak school counselor : rehber öğretmen cheat : kopya çekmek
honest : dürüst improve : geliştirmek flatmate : ev arkadaşı messy : dağınık
drive somebody crazy : birini çıldırtmak tight-fisted : eli sıkı / pinti
bill : hesap
have headache : başı ağrımak
feel exhausted : bitkin / yorgun hissetmek fall asleep : uyuya kalmak
risky : riskli
www.dilekdemirel.com
nail polish : oje
identify : tanımlamak key : anahtar
stem : sap / kök straw : pipet add : eklemek
teaspoonful : çay kaşığı dolusu boil an egg : yumurta kaynatmak shell : kabuk
throw away : atmak crumbs : kırıntı fluff : tüy cable : kablo candle : mum gun : sakız
