• Sonuç bulunamadı

KARAKTER VE DEĞER EĞİTİMİ 9. HAFTA – 1. DERS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KARAKTER VE DEĞER EĞİTİMİ 9. HAFTA – 1. DERS"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARAKTER VE DEĞER EĞİTİMİ

9. HAFTA – 1. DERS

Sunu İçeriği:

Değerler Eğitimi

Değerler Eğitiminin Tarihçesi

Günümüzde her şey hızla ve sürekli değişim içindeyken, bu durumdan Türk toplumunun değerleri de payını almakta ve hatta bunun çok ciddi boyutta olduğu görülmektedir. Bu değişim, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde etkili olmakta, bunun sonucu olarak da ailelerin işi gittikçe zorlaşmaktadır. Bir toplum değerlerinden uzaklaşmışsa, değerleri ile olan bağı kopmuşsa o toplumun ayakta durması zorlaşacaktır.

Günümüz toplumunda da şiddet, sorumsuzluk, saygısızlık, hırsızlık, dolandırıcılık, ihmalkarlık, duyarsızlık, madde bağımlılığı, kurallara uymama, bencillik, argo kelimelerin kullanılması vb. gibi birtakım değerlerden yoksun olumsuz davranışların giderek yaygınlaşmasına engel olmak amacıyla; gençlere sevgi, saygı, sorumluluk, hoşgörü, duyarlılık, çalışkanlık gibi değerlerin kazandırılmasında değer öğretimi bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Bu açıdan bakıldığında değerler eğitimi kavramı daha fazla önem kazanmakta ve bu kavram olumlu değerlerin uygun yöntem, teknik ve stratejiler kullanılarak öğretilmesini içermektedir.

Değerlerin kazandırılması noktasında eğitim sistemimize ve bu süreçte uygulayıcı konumda olan okullara önemli görevler düşmektedir. Eğitim sisteminin temel taşı olan ilköğretim kademesinde, bireylere toplum içinde diğer üyelerle uyum içinde yaşamaları ve yaşamlarını daha iyi bir biçimde sürdürmeleri için gerekli olan temel bilgi ve beceriler kazandırılmaktadır (Fidan ve Erden, 2001).

Okullar, eğitim programlarına “değer eğitimi” dersi koymasa bile, Örtük Program (hidden curriculum) ile değer öğretmektedir. Çünkü okulun atmosferi, öğretmenlerin disiplin anlayışı ve beklentileri gibi yapılar, değer öğretmekte veya öğrencilerin değer gelişimine katkıda bulunmaktadır (Akbaş, 2004).

Bu açıdan bakıldığında, insanın büyük oranda şekillendiği ilköğretim kademesinde, değer eğitiminin sağlıklı bir şekilde verilmesi, çocuğun ileriki yaşamı için dengeli bir kişilik oluşturması bakımından önemlidir.

Değerler eğitiminin tarihini gözden geçirildiğinde, değerlerin eğitim öğretimin bir parçası olması gerektiğine dair fikir birliği oluşmaktadır. Ancak neyin nasıl öğretileceğine dair çok daha az bir ortak fikir oluşmuştur. Çok farklı alanlardan uzmanları da içine alan bu konu bugün çok karmaşık bir tartışma halini almıştır. Modern eğitim günümüzün çoğulcu ortak değerlerini içerik olarak almıştır.

(2)

Buna karşı çıkanların ortaya attığı iddia ise neredeyse her zaman bu değerler sistemi savunulduğunda, diğer değer sistemlerini açıkça ya da dolaylı olarak bir dışlama ya da kınama kaçınılmaz olmaktadır.

Değer sistemlerini karmaşık ortamların içine nasıl dahil edeceğimizi anlamak için, değer ölçülerini kendilerine has okul kültürlerinin içine katmak için uğraşan ve ne gibi stratejiler ve uygulamalar kullanabileceklerini araştıran organizasyonların içine girmek gereklidir (Haris, 1991).

Bugün değer eğitimi, gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde tartışılmaktadır. Değerler konusunda farklı düşünceler olsa da hemen hepsi de değerlerin yetişmekte olan nesillere aktarılması ve kazandırılması düşüncesindedir (Tozlu, 1992).

Değerler eğitimi sosyal, kültürel, ahlaki eğitim; bireysel ve sosyal eğitim, dini eğitim, çok kültürcü eğitim, program ötesi temalar, vatandaşlık, çevre ve sağlık, manevi özen, okul etiği, programa ek etkinlikler, geniş toplum bağlantıları, öğrenen bir topluluk olarak okul yaşamı gibi ortak program deneyimlerinin bir sınıflamasını yapabilmeye yönelik yeni bir genel terimdir

Genel yaklaşım olarak değer eğitimi, idealist anlayışa göre öğrencinin değerli davranış ve insan modellerini örnek alması amacıyla eğitilmesini içerir. Bundan dolayı öğrenciye günümüze dek varlığını sürdüren büyük sanat ve edebiyat eserleri eleştirel bir şekilde açıklanmalıdır. Naturalistlere göre de değerler insanların çevreyle etkileşiminden kaynaklanırlar.

Bu nedenle öğretim ve müfredat programda temele çocuğun dürtüleri ve duyguları alınmalıdır. Okul, çocuğun çevresinden ayrı düşünülmemeli tersine öğretim çocuğun çevresini de içermelidir. Naturalistlerin bu düşüncesi bilgi ile yaşam arasında bir köprü kurulmasının önemini vurgulamaktadır (Kale, 2004) .

Değerler eğitimi öğrencilere değer seçimi yapmalarında yardım etmeyi içermektedir (Naylor ve Diem,1987). Değerler eğitimi kavramı, uygulamada yurttaşlık eğitimini ve ahlak değerlerinde eğitimi vurgularken; şu günlerde bu kavrama yakın anlamda kullanılan, psikolojik, ahlaki, sosyal ve kültürel gelişimi içeren karakter eğitimi kavramı, erdemler, tutumlar ve kişisel niteliklerin gelişimi üzerine eğitimi vurgular (Halstead ve Taylor, 2000).

Değerler eğitimi, okullarda ahlaki ortam ve programlar yolu ile değerlerin nakledilmesini ve transferini yapmayı amaçlar. Aynı zamanda değer eğitimi, öğrencideki değerlerin gelişimiyle ilgilenir, öğrencilere gerekli olan değerler hakkında açık fikirler verir (Veugelers, 2000).

Değer eğitimi, eğitimin ve etiğin çok yönlü bileşimidir. Değer eğitimini, eğitimin sadece bir parçası olarak ele almak yanlıştır. Değer, eğitim modelinin ruhudur (Dilmaç,1999).

Değerlerin öğretiminin üç seviyesi, aşağıdaki piramitteki gibi ifade edilmektedir:

Olaylar, piramidin temel görevini üstlenir. Milyonlarca adet başlı başına olay vardır. Bu ayrık olaylar, kavram ve genellemelerin yapıldığı yapı bloklarıdır. Hiçbir genelleme, olaylar tarafından desteklenmeksizin ayakta duramaz. Hiçbir karmaşık beceri, ayrık ve basit beceriler öğrenilmeden etkili bir şekilde öğrenilemez.

Olaylardan çok daha fazla kavram vardır. Kavramlar seviyesinde öğretimin, olaylar seviyesindeki öğretimden daha kullanışlı olmasının sebeplerinden biri, kavram seviyesinin

(3)

daha az yapıyla daha çok bilgiyi bir araya getirebilmesidir. Kavramlar seviyesi, milyarlarca ayrık olayın görülebildiği ve organize edilebildiği daha yüksek bir bilgi şeklini oluşturur.

Hayatımızda değerlerden çok kavramlar vardır. Değerler, algıladığımız anlamlarla, sahip olduğumuz kavramlarla ve kendimiz ve dünyamızla ilgili yaptığımız genellemelerle şekillenir ve kalır. Değerlerimiz hayatımıza rehberlik eder. Böylece değerler seviyesi piramidin zirvesini oluşturur (Harmin, Kirschenbaum ve Simon, 1973).

DEĞERLER EĞİTİMİNİN TARİHÇESİ

Her toplumun kendi kültürel yapısına göre geçmişinde hangi değerleri, nasıl kazandırdığı araştırmaya değer bir konudur. Bu sebeple değerler eğitiminin tarihsel gelişimi, söz konusu süreci daha anlamlı hale getirebilir.

Değerler eğitiminin tarihsel gelişimi incelendiğinde; genç nesillerin topluma uyumlu birer üye olması, ahlaklı bireylerin yetişmesi, yöneticilerin adil olma gibi değerlere sahip olması gibi etkenler, daha ilk zamanlardan itibaren hem Türk tarihinde hem de diğer toplumların tarihinde önemli yer teşkil etmiştir.

20. yüzyılın başlarına kadar din kurumlarına yüklenen ahlak eğitimi sorumluluğu, bu yüzyıldan itibaren köyden kente göçlerin artması, farklı kültürlerin bir arada yaşaması gibi gerekçeler demokratik vatandaş yetiştirme gereğini doğurmuş, bu gereklilik, sorumluluğun dini kurumlardan yavaş yavaş okullara alınmasına neden olmuştur. Bir başka ifadeyle, 19.

yüzyılın sonlarına kadar Hıristiyan toplumlarda gençlere ahlaki öğretiler genellikle kilisede aşılanmaya çalışılmıştır.

Ancak hem Hıristiyanlıktaki öğretilerin farklılaşması hem de demokratik değerlerin eğitim sistemi içerisinde standart olarak verilmesi gerekliliği, okullara yeni bir misyon eklemiştir.

Günümüzde hala kiliselerde dini öğretiler içerisinde ahlaki özellikler verilmeye devam etmekle birlikte, ahlaki eğitim çoğu ülkenin resmi öğretim programında ders olarak görülmektedir.

Bu toplumlardan biri olan Amerika’da, 20. yüzyılın ilk on yılında eğitsel programların kalbi olan karakter eğitimi, 1930’da Hartshorne ve May tarafından yürütülen bir çalışma sonrasında okul programlarında önemini yitirmiş olmasına rağmen, 1960’lardan itibaren tekrar okul programlarında yer alması gerekliliği gündeme gelmiştir (Titus, 1994).

1990'lara bakılacak olursa; toplumdaki ahlaki değerlerin önemini yavaş yavaş yitirdiği açık bir şekilde görülmekte iken kişilerin uyumuyla alakalı değerlerin ön plana çıktığı görülmektedir.

Yaşanan önemli gençlik sorunları ve sosyal yapıda meydana gelen bozulmalar değerlerin yeniden kazanılması gerektiği hususunun gündeme gelmesini sağlamıştır.

Bu negatif gelişmelerden ötürü de aileler, eğitimciler ve toplumda lider konumundakiler okullardaki ahlaki eğitimi yeniden vurgulamaya başlamışlardır (Demircioğlu ve Tokdemir, 2008: 73).

(4)

1992 yılı Temmuz ayında devlet okullarının yönetimini, öğretmen topluluklarını, üniversiteleri, gençlik örgütlerini ve dini grupları kapsayan 30 eğitim lideri Josephon Etik Enstitüsü tarafından toplanmıştır.

Yapılan toplantı neticesinde Aspern Karakter Eğitimi Deklerasyonu yayımlanmıştır. Bu deklerasyonda karakter eğitiminin 8 prensibi belirlenmiştir.

Karakter eğitimi (Değerler Eğitimi) 1993 yılı Mart ayında ABD‘de ulusal eğitim gündeminin işbirliği anlayışıyla ulusal eğitim gündeminin en üst noktasına yerleştirilmiştir. İş, ticaret, hükümet, gençlik, veliler ve medyadan temsil edilmesi de bu şekilde sağlanmıştır (Çağatay, 2009: 19).

Taylor (2013), 26 Avrupa ülkesinde değerler eğitimi hakkında kapsamlı bir genel araştırma yapmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre;

Avustralya: Avustralya Hükümeti halihazırda okulların her birinde eğitimin her seviyesinde değer eğitimi konusundaki kendi yayınları ve okul forumlarının finansmanı ile değerler eğitimini finanse etmektedir. Ayrıca öğrencilerin daha iyi bir insan olmasında yardımcı olmaktadır. Monash Üniversitesi'nde 2007 yılında "Ahlak Eğitimi ve Avustralya Değerleri"

konulu bir konferans düzenlemiştir.

Hindistan: Hindistan Hükümeti uzun yıllardır okulları değerler eğitimine teşvik etmektedir.

İnsan Kaynakları Geliştirme Bakanlığı, okullar ile öğretmenlerin eğitim merkezleri arasındaki değerleri tanıtmak için güçlü bir adım atmıştır. Ayrıca Hindistan dünyada genellikle değerlerin tanıtıldığı ülke olarak tanınmaktadır. Hindistan'da, Yeni Altın Eğitim Vakfı (NGET) liderliğinde, değerler Tabanlı Eğitim ilk sınıftan on ikici sınıfa kadar okullar arasında ülke çapında ilerlemektedir.

Endonezya: Endonezya'da eğitimin önemli bir özelliği Pancasila'nın beş ilkesidir.

Endonezya’nın ulusal ideolojisidir. Pancasila Sanskritçede "beş ilke" demektir.

 Birbirinden bağımsız düşünülemeyen bu beş ilke şunlardır:

Tektanrıcılık

Adil ve modern toplum.

Endonezya'nın birliği.

Demokrasi Sosyal adalet

Japonya: İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin ilk sınıftan dokuzuncu sınıfa kadar yaşamın önemi, farklı görüşlere sahip başkalarını dinlemeleri, adil olmaları, ülkelerine saygı duymaları ve yabancı kültürler hakkında bilgi edinmeleri öğretilmektedir.

Filipinler: Değerler eğitimi öğrencilerin ahlaksal karakterini geliştirmeyi ve büyütmeyi amaçlamaktadır. öğrencinin hayatının anlamını, toplumdaki rolünü, toplumu inşa etmede, gerçeği, özgürlüğü, adaleti ve sevgiyi paylaşmadaki rolünü bulmaya yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Bunu göstermek için beş temel beceriye sahip olmalıdır: anlama, yansıtma, danışma, karar verme ve eylem olarak sıralanmaktadır.

(5)

Singapur: Singapur'daki eğitim kurumlarının yurttaşlık ve ahlak eğitimi programlarını öğretmek için müfredatları vardır. Ancak öğrenciler bunları değerlendirme eksikliğinden dolayı ciddiye almamaktadırlar (Thomas 1992, Thornberg 2009).

Slovenya: Değer eğitimi öğretilmesi için okullarda Vatandaşlık Kültürü ve Etik konularını içeren zorunlu bir okul ders programı bulunmaktadır. İlkokulun 7. veya 8. sınıflarında öğretilmektedir. Bunun yanı sıra, değerler eğitimiyle kısmen ilgilenen iki seçmeli ders bulunmaktadır: Dinler ve Etik (7, 8. ve 9. sınıflar için) ve Çocuklar için Felsefe (Eleştirel Düşünme, Etik Araştırma, Ben ve Ötekiler) Slovenya eğitim sistemi, söz konusu konuları öğreten öğretmenler için değerler eğitimi alanında özel eğitimi zorunlu görmemektedirler (Löfdahl, 2006).

İsveç: Değerler eğitimi İsveç okullarının bir parçasıdır. Örgün müfredat, öğrencilerin katılımını sağlayarak, öğrencileri yetkin demokratik vatandaşlar olarak eğitmekle ilgili olsa da, nitel çalışmalar, günlük okul yaşamında, değerler eğitimi ve okul demokrasisinin, kurallara ve yönetmeliklere yoğunlaşan geleneksel disiplinlere indirgenmiş olduğunu göstermiştir.

Tayland: Tayland'da, değerler geleneksel olarak Budist din eğitimi bağlamında öğretilmiştir.

1982'den beri Budist, Müslüman ve Hristiyan öğrenciler için Taylandlı öğrencileri küreselleşmenin etkilerine hazırlamak için uygun bir müfredat dışı etkinlik olarak uygulanan değerlerin yeniden canlanması olmuştur (Kriengsak Chareonwongsakin, 2006).

İngiltere:

Değer eğitimi standartlarının olup olmadığı net değildir. Hükümet ve devlet okulu sistemlerinin hiçbir zaman buna ―değerler eğitimi- adını vermediği belirtilmelidir.

Britanya'daki değerler eğitim kursları, Sosyal ve Duygusal Öğrenme Unsurları (SEAL) gibi hükümet destekli kampanyalar şeklinde uygulanabilmekte, ancak daha çok LVEP (Living Values Education Program) şeklinde yerel uzmanlar tarafından sağlanır (Englund,2006) Dünyada olduğu gibi Türk tarihinde de değerler eğitiminin tarihsel gelişiminde karşımıza ahlak eğitimi kavramı çıkmaktadır. Türk toplumlarında özellikle İslamiyet’in kabulünden sonra mekteplerde ahlak, dini öğretilerle birlikte verilmiştir.

Tanzimat döneminin (1839-1876) ahlakçıları, kurtuluşu İslam ahlakına dönmekte görmüşler ve ahlak üzerine birçok edebi eser meydana getirmişlerdir (Kaya, 2012). Ahlak eğitiminin yerleşik olarak okul programlarında yer alması ise biraz gecikmeli olmuştur. Tanzimat döneminde açılmaya başlayan modern okulların programlarında zaman zaman müstakil olarak ahlak dersleri yer almaya başlamıştır (Ağırakça, 2012).

II. Meşrutiyetin ilanından günümüze kadar tüm ilkokul, ortaokul ve ilköğretim okulu programlarının amaçlarında dolaylı veya doğrudan ahlak ve karakter eğitimine vurgu yapıldığı görülmektedir (Keskin, 2010).

1913 tarihli programda Musahabat-ı Ahlakiyye dersi, ahlak üzerine sohbetlerin yapılmasını ön gören bir ders olarak karşımıza çıkmaktadır.

1922 tarihli programda Malumat-ı Medeniyye dersiyle öğrencilere demokratik değerler edindirilmeye çalışılmıştır. Bu derste ağırlıklı olarak milliyetçilik değerine vurgu yapılmaktadır.

(6)

1924 programında Musabahat-ı Ahlakiyye ve Malumat-ı Vataniye adlı derste, ahlak esaslarının çocuklara telkin edilmesi amaçlanmıştır. Bu dersin, ahlak kurallarını çocukların vicdanında yaşatacak sohbetler şeklinde verilmesi istenmektedir.

1926 programından 1968 programına kadar Yurt Bilgisi adıyla programda yer alan derste, öğrencilere genellikle mevcut yönetimin ilkeleri kazandırılmaya çalışılmıştır (Keskin, 2008).

1968 programında Sosyal Bilgiler adıyla birleştirilen derslerde yine toplumun değerleri önemsenmiştir.

2005 yılında uygulamaya konan ve 2017 yılında revize edilen Sosyal Bilgiler Ders Programında ise doğrudan verilecek değerler belirlenmiş ve sınıf düzeyine göre ünitelere dağıtılmıştır.

Günümüzde Sosyal Bilgiler Ders Programı dışında, diğer branşların öğretim programlarında da dolaylı olarak değerler yer almaktadır. Ancak söz konusu programlarda, değer kazandırma yöntem veya teknikleri mevcut değildir

Geçmişten günümüze olumlu davranış özelliklerinin nesilden nesle aktarılması, eğitim alanını her zaman meşgul eden bir mesele olmuştur.

Her toplumun kendine özgü yapıya sahip olması sebebiyle, hedefi kendi kültürüne uyum sağlayan iyi vatandaşı yetiştirmek olan toplumların, kendi vatandaşının hangi özelliklere nasıl sahip olacağını doğru belirlemesi gerekir.

Değerler eğitimi son yıllarda ülkemizde önem kazanmaya başlamış olup bunların gençlere aktarılmasına yönelik stratejiler de bu bağlamda çeşitlenmiş ve artmıştır. Yaşanan gelişmelere paralel olarak doğruluk, dürüstlük, sevgi, saygı, hoşgörü, işbirliği, paylaşma, önyargısız yaklaşma ve şiddetten uzak durma gibi konuları içine alan eğitim programları oluşturulmaya başlanmıştır. Bu programlarla çocukların değerler ile erken yaşlardan itibaren tanıştırılması amaçlanmıştır. Hazırlanan programlar çoğunlukla bilişsel süreçlere hitap etmektedir.

Buna karşın değerler yaşanılarak öğrenilmektedir. Bu tarz eğitimler ile değerlerin tam manasıyla öğretilemeyeceği de unutulmamalıdır. Bilhassa ev, okul ve sosyal ortamlarda bunların uygulanabilirliklerinin artırılması gerekir.

Sınıfta ortak bir sosyal ortam tesis etmenin öğrencilerin değerleri çok daha kolay kazanabilmeleri noktasında etkili olacağı aşikardır. Öğretmenler öğrencilerine çeşitli sorumluluklar ve olumlu-olumsuz pekiştireçler vermek suretiyle onların değerleri kazanmalarına, anlamalarına ve içselleştirmelerine katkı yaparlar

Referanslar

Benzer Belgeler

Etik: Yunanca “ethos” kelimesinden türeyen “etik” kavramı, insanların oluşturduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini yapan değerleri, normları, kuralları, doğru- yanlış

Mesleki guruplar ne kadar sağlam ve örgütlü olurlarsa,mesleki etik de o kadar gelişir ve saygınlık kazanır.Mesleki etik kuralları olarak belirlenen üyelerinin genel ve ortak

Marx‘ın bakış açısı, daha çok öğretmenin değerlerin öğrenilmesini ve uygulamaya geçirilmesini sağlayacak uygun öğrenme ortamını sağlaması için fikirler

D- Meslektaşlara karşı etik davranışlar: Öğretmenler , meslektaşları ile olan ilişkilerinde etik açıdan örnek olacaklar, bütün meslek üyelerine eşit ve

Yine öğrencilere ait gizli ve mahrem bilgileri diğer öğrenciler ya da öğretmenlerle paylaşmak, öğrencinin ya da ailesinin özel yaşamına karşı saygı göstermemek de

Bu bağlamda Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı 2010 yılında valiliklere ve tüm ilk ve orta dereceli okullara; 2010 2011 Eğitim

Bu gözlem, öğrencinin kendi değerlerin farkına varması için kullanılabileceği gibi Fen ve Teknoloji dersi için de kullanılabilir.. Öğrenciler hayvanları

Öğrenciler cevaplarını yazdıktan sonra seçimlerinden emin olmalarına yardımcı olmak için aşağıdaki maddeler tahtaya yazılır ve öğrencilerin bu maddeleri okuduktan