• Sonuç bulunamadı

HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 7 Nisan 2008

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 7 Nisan 2008"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HABER BÜLTENİ

7 Nisan 2008

Haber Özetleri

Irak

 Amerika Birleşik Devletleri'nin, Irak ve Afganistan'daki asker sayısını kademeli olarak azaltmaya başlayacağı bildiriliyor. Bu konudaki açıklamanın, gelecek hafta Başkan Bush tarafından yapılması bekleniyor. Irak'taki Amerikan ordusunun komutanı General David Petraeus, Kongre'ye, Irak ve Afganistan'daki askerlerin bir kısmının çekilmesi için öneri hazırlıyor. Öneride, geri çekilecek asker sayısının 18 bin civarında olması bekleniyor. Petraeus'un, öneriyi kongreye sunmasının ardından bu askerler bir yıl içinde aşamalı olarak çekilecek. Amerika'nın, Irak ve Afganistan'da toplam 158 bin dolayında askeri bulunuyor. (TRT)

 Irak‟taki önemli Şii, Sünni ve Kürt partiler, Sadr Grubundan Mehdi Ordusu‟nu silahsızlandırmasını istedi. Irak‟taki önemli Şii, Sünni ve Kürt partilerin temsilcileri, Sadr Grubunun Mehdi Ordusu‟nu silahsızlandırması gerektiğini belirterek aksi takdirde Sadr Grubunun siyasi hayata veda edeceğini ifade ettiler. Bölgeden ulaşan haberlere göre Mehdi Ordusu‟nun silahsızlandırılması konusunda görüş birliği içinde olan Iraklı partiler, sonbaharda yapılacak seçimlerde aday gösterdikleri milisleri çıkarmayan partilerin yasaklanmasını öngören bir seçim planı hazırlamanın bu konuda atacakları ilk adım olacağını belirttiler. Irak Başbakanının üst düzey danışmanlarından Sadık Er-Rikabi, Sadr grubundan Mehdi Ordusu‟nu silahsızlandırmasını istediklerini belirterek sadece eylemleri azaltmanın artık kabul edilebilir bir şey olmadığını söyledi.

Er-Rikabi, yeni seçim yasasında silah sahibi olan ve seçim rekabetini milis güçleriyle etkileyen partilerin engelleneceğini belirtti. (www.yakindoguhaber.com)

 İran‟daki önemli bir kurumun lideri olan Ayetullah Haşimi Rafsancani ile görüşen Irak‟ın eski Başbakanı İbrahim Caferi, İran‟ın Irak‟taki gücünden yararlanmanın birçok sorunu çözeceğini söyledi. İranlı yetkililerle görüşmek için Tahran‟da bulunan Irak‟ın eski Başbakanı İbrahim Caferi, dün Tahran‟da Ayetullah Haşimi Rafsancani ile görüştü. İran‟ın Irak‟ta huzur ve istikrar istediğini belirten Caferi, İran‟ın Irak‟taki sorunların çözümü konusunda oldukça etkili bir gücünün bulunduğunu belirterek “bu güçten Irak‟taki sorunların çözümü yönünde yararlanılması durumunda Irak‟ta birçok olumlu gelişme yaşanacaktır”, dedi. Basra‟da yaşanan olayları da Irak ve Şiiler açısından bir facia olarak niteleyen Caferi, çatışmaların ancak yasaların uygulanması ve sorunun barışçı yollarla çözülmesiyle mümkün olabileceğini söyledi. Ayetullah Haşimi Rafsancani de görüşmede Irak halkının birlik ve

(2)

beraberliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak Irak‟taki dini, etnik ve siyasi grupların ilişkilerinin düzenlenmesi konusunda Irak anayasasının başvurulabilecek bir merci olduğunu söyledi. Masum insanların kanının akıtılmasıyla sonuçlanan çatışmaların Irak halkının düşmanlarının istediği bir şey olduğunu belirten Ayetullah Rafsancani, tüm etkili şahısların bir daha böylesi bir durum yaşanmaması için çaba göstermesi gerektiğini ifade etti.

(www.yakindoguhaber.com)

 Irak Başbakan Yardımcısı Berham Salih yaptığı açıklamada, Irak‟ta siyasi gruplar arasında yaşanan gerginliğin Irak‟ın ekonomik gelişmelerini ve yapılanmasını pasif bir şekilde etkilediğini açıkladı. Salih yaptığı açıklamanın devamında, “Irak‟taki güvenliğin sağlanmadığı dolayısıyla Irak‟ın ekonomisinde büyük bir derecede ilerlemenin olmadığı ancak, siyasi gruplar arasında yaşanan en son olaylarda ekonomide büyük bir zararın görüldüğünü”

dile getirdi. (www.akhbaar.org)

 Sözde Kürt yönetimi yetkilisi Cemal Abdullah yaptığı açıklamada, çok yakında Neçirvan Barzani başkanlığında bir heyetin „Peşmerge bütçesi‟ ve „petrol ve doğal gaz‟ meselelerini Merkezi Hükümetle görüşmek için Bağdat‟a gideceğini açıkladı. (www.nahrain.com)

 Irak Dışişleri Bakanı Yardımcısı Muhammed El-Hac Humud, Irak‟ın Kuveyt‟e ödeyeceği tazminat konusu ile ilgili iki gün içerisinde çok önemli bir anlaşmaya varacaklarını açıkladı. Humud yaptığı açıklamanın devamında, “Irak‟ın, petrol kuyularında kendisine komşu olan ülkelerle yeni bir anlaşmaya varacağını”

belirtti. Humud, İsviçre‟de düzenlenecek olan Uluslararası Güvenlik Konseyinin toplantısına katılacağını ve toplantıda Irak ile Kuveyt arasındaki tazminat konusunda yeni bir anlaşmanın yapılacağını açıkladı. (www.alsabaah.com)

 04.04.2008 tarihinde Almanya'nın başkenti Berlin'de toplanan Irak sivil toplum örgütleri aylar süren uzun bir çalışma sonrası Berlin ve Brandenburg eyaletinde Çatı Derneğinin kurulmasını başardılar. Almanya‟da Irak‟ın çeşitli etnik gruplarını temsil eden yaklaşık 20‟ye yakın dernek ve siyasi şahsiyetlerin katılımıyla ve Irak Büyükelçisinin 1.Müsteşarı Sayın Suphi Al-Berwari„nin de katılımıyla en fazla oy alan Irak Türkmen Cephesi Almanya Temsilcisi Sayın Ganim Osman yeni kurulan Irak Çatı Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

Ayrıca 09.06.2008 tarihinde diğer eyaletlerin de katılımıyla Almanya genelinde bir Irak federasyonun kurulması kararlaştırılmıştır. Federasyonun yönetimine şimdiden Ganim Osman aday olarak görülmektedir. (www.bizturkmeniz.com)

 Birleşmiş Milletler, savaşın vurduğu Irak‟ta giderek kötüleşen insani durumda iyileşme sağlanması için 265 milyon dolar yardım çağrısında bulundu. BM Genel Sekreterinin insani işlerden sorumlu yardımcısı ve acil yardım koordinatörü John Holmes, yardımın gıda, sağlık, barınma, eğitim ve tarım için kullanılacağını söyledi. Holmes yardım çağrısını Amman‟da düzenlediği basın toplantısında yaptı. (AA)

 FBI tarafından soruşturulan Blackwater özel güvenlik şirketi, 1 yıl daha Irak‟ın başkenti Bağdat‟ta görev yapacak. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Gregory Starr, konuya ilişkin basına yaptığı açıklamada, “Blackwater özel güvenlik

(3)

şirketinin Irak‟ın başkenti Bağdat‟ta kişisel güvenlik hizmetleri sunması hakkındaki 6 numaralı görev emrinin yenilenmesi konusundaki isteğim 1 yıllığına kabul edildi”, diye konuştu. Blackwater özel güvenlik şirketinin Bağdat‟ta çalışan görevlilerinin 2007‟de karıştığı bir olayda 17 Iraklının öldürülmesi üzerine güvenlik şirketi hakkında FBI soruşturması başlatılmıştı.

(AA)

 Yaklaşık 4 milyon kadının dul kaldığı tahmin edilen ülkede kimi kadınlar eşlerini, kimi kadınlar da eşleriyle birlikte erkek çocuklarını yitirdiler. Dul kalan, sosyal güvenceleri ve kendilerine bakacak kimsesi olmayan birçok kadın, kendisinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için her türlü tehlikeyi göze alarak başkent Bağdat‟ın sokaklarında dileniyor. Bağdat‟ta faaliyet yürüten Iraklı kimi insani kuruluşlar, Bağdat‟ta, dul kalıp da dilencilik yapan kadınların sayısının 4 bini bulduğunu ileri sürdü. Ülkedeki dul kadın sayısının ise 4 milyonu bulduğu belirtiliyor. Öte yandan emniyet kaynakları, ülkede gerginlik üretmek için kimi tarafların son 1 yılda onlarca kadın dilenciyi kaçırdığını ve öldürdüğünü kaydetti. (NTV)

 ABD‟de Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Senatör John McCain, Irak ordusunun Basra‟daki son operasyonlarının başarılı olduğunu savundu. Bir Amerikan televizyonuna konuşan McCain, 9 ay kadar önce bu tür bir operasyonun hayal bile edilemeyeceğini kaydetti. (VOANEWS)

 Irak ordusunun Şii milislere yönelik operasyonunun ardından ülkede şiddet dozunu arttırdı. Meydana gelen saldırı ve çatışmalarda 5'i Amerikan askeri 56 kişi öldü. Amerikan ve Irak güçlerinin Bağdat'ın doğusundaki Şii Sadr mahallesine yönelik operasyonu sırasında düzenlenen helikopter saldırısında 25 Iraklı öldü, 100'den fazla kişi de yaralandı. Hükümet binaları ve diplomatik temsilciliklerin bulunduğu Yeşil Bölge'ye düzenlenen saldırıda ise 2 Amerikan askeri öldü. Bağdat'ın farklı noktaları ve Diyala'da ise 3 Amerikan askeri yaşamını yitirdi. Bağdat'ta bir alışveriş yerine düzenlenen saldırı sonucu 100'den fazla dükkânın yandığı bildirildi. Irak ordusu ülkenin çeşitli noktalarındaki operasyonlarda 17 militanı öldürdüğünü açıkladı. Ülkenin çeşitli noktalarındaki diğer çatışma ve saldırılarda 7'si polis, 2'si militan 9 kişinin öldüğü bildirildi. Ayrıca Irak'ın Basra kentinde dün gece patlama olduğu, 8 kişinin öldüğü bildirildi. (TRT)(AA)

 Irak'ın kuzeyindeki Musul kenti yakınında, silahlı kişilerce 42 üniversite öğrencisinin kaçırıldığı; ancak bir süre sonra bırakıldığı açıklandı. (AA)

Ortadoğu

 Lübnan hükümetinin ABD ve İsrail‟le 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde bir ateşkes metni üzerinde uzlaşmaya vardığı bildirildi.

Lübnan‟dan yayın yapan OTV televizyonu, Lübnan hükümetinin 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Lübnan‟la İsrail arasında ateşkes sağlanmasını öngören bir metin üzerinde ABD ve İsrail‟le uzlaştığını duyurdu.

OTV televizyonunun haberine göre Fransa, iki taraf arasında ateşkes imzalanması için söz konusu uzlaşma metni doğrultusunda hazırlayacağı teklifi önümüzdeki Salı günü Güvenlik Konseyi‟ne sunacak. İsrail‟le Hizbullah

(4)

arasında 2006 yılının Temmuz ayında yaşanan savaşa son veren 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararının ateşkes hükmünü içermediği, yalnızca askeri operasyonların durdurulmasını öngördüğü bildiriliyor. (www.yakindoguhaber.com)

 İsrail yine çocukları hedef aldı. Gazze Şeridi'ndeki El Bureyc mülteci kampına, İsrail tanklarının açtığı ateşte, 5 yaşındaki bir Filistinli çocuk öldü, 2'si çocuk 4 kişi yaralandı. Filistinli yerel kaynakların verdiği bilgiye göre, kamp yakınlarında İsrail askerleri ile Filistinli militanlar arasında karşılıklı ateş açıldı.

Tanklardan açılan ateşte, şarapnel parçalarının isabet ettiği 5 yaşındaki çocuk öldü, 2'si çocuk 4 kişi kurşunla yaralandı. İsrail ordusu ise askerlerin mülteci kampı yakınındaki silahlı 3 Filistinliye ateş açtığını belirtti. (TRT)

Kafkasya ve Orta Asya

 ABD Başkanı George W. Bush ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptıkları görüşmede, füze kalkanı konusunda aralarındaki farklılıkları gideremediler; ancak iki ülke ilişkilerinin geleceği için ''stratejik çerçeve'' konusunda anlaştılar. Putin, Bush ile görüşmesinden sonra düzenlenen basın toplantısında, ortak deklarasyonu okuyarak, ''Amerikan tarafı kaygılarımızı dinledi'', dedi. Bush ile 8 yıllık görevi boyunca sürdürdüğü ilişkinin ''çoğunlukla olumlu'' olduğunu ifade eden Putin, ''Bazen diyalog oluşturmak çok zor oldu.

Ülkelerimiz arasında mevcut sorunlar konusunda hâlâ anlaşmazlıklar var.

Ortak payda bulma çalışmaları çok kolay değildi'', ifadelerini kullandı. Ortak bildirgede, ABD ve Rusya'nın potansiyel füze tehditlerine karşı bir sistem oluşturulmasıyla ilgilendiği belirtilerek, Rusya ve ABD'nin füze kalkanı konusunda diyalogu yoğunlaştırmaya ve yeni ABD önerilerinin Moskova'nın kaygılarını hafifletebileceğine dikkat çekildi. Bildirgede, Rusya'nın ABD'nin Çek Cumhuriyeti ve Polonya'daki füze kalkanı planlarına karşı olmaya devam ettiğine özellikle vurgu yapıldı. Putin, ABD ve Rusya'nın ABD'nin ''füze kalkanı'' projesi üzerinde olası anlaşması için ''temkinli iyimserlik'' ifadesini kullandı.

Putin, ''Füze kalkanı'' ile ilgili sorunun çözümü hakkında ''kat etmeleri gereken çok yol olduğunu'' belirterek, ülkeleri arasında belirli sorunlar üzerinde hâlâ ''ciddi anlaşmazlıklar'' bulunduğunu ifade etti. Bush da yaptığı konuşmada, Doğu Avrupa'da kurmayı planladıkları ''füze kalkanı''nın Rusya'ya karşı olmadığını ifade ederek, ''İnsanların Soğuk Savaş döneminin sona erdiğini kabul etmeleri gerekiyor'', dedi. Rusya'da 7 Mayısta yemin ederek görevine başlayacak yeni Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ise, kendi döneminde ABD ile yapıcı bir ilişki sürdürmek istediğini söyledi. (AA)

Avrupa Birliği

 AB‟nin Batı Balkanlarla özellikle organize suçlarla savaşmak için polis eğitimi alanında iş birliği seçenekleri Avrupa Polis Koleji‟nde (CEPOL) yapılan bir konferansta odak konusu oldu. Konferans, Avrupa Polis Koleji‟nin aktiviteleri ve polis eğitimi sistemi konularında sunumlar içeriyordu. Katılımcılar polis eğitiminin gereklerini tanımlamak için önemli bir araç olan Organize Suç Tehdit Değerlendirme Raporu (OCTA) üzerine odaklandılar. Polis eğitimi Avrupa‟nın her yerinde farklılaşıyor ve eğitim sisteminin birleşmesi için bir gereklilik yok;

fakat üye devletlerin uymak zorunda olduğu standartlar var. Konferans

(5)

sonunda Avrupa Polis Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Nevenka Tomovi her yıl yaklaşık organize suçlar konusunda çalışan polis memurları için 80 eğitim kursu organize edildiğini vurgulayarak “Bu kursların Batı Balkanlardan gelen polis memurlarını içermesi olasılığı test edilecek”, ifadesinde bulundu. (AB

HABER)

 Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonundaki toplantısına AB‟nin Orta Asya (Kafkaslar) Özel Temsilcisi Pierre Morel katıldı. Morel, Türkî Cumhuriyetlerin durumunu ve AB‟nin bu devletlerle olan ilişkilerini ele aldı.

Morel, Türkiye‟nin bu bölgede önemli bir rol üstlendiğine değinerek, “Türk yetkilileriyle yaptığım görüşmede bu bölgenin durumunu kendilerine ilettim”, dedi. Morel, en son AB 1998–1999 yıllarında bölgede bulunan bazı ülkelerle stratejik iş birliği yapmak istemişti. AB Özbekistan‟ın liberalleştirilmesi çalışmalarında önemli rol üstlendi. Bu aşamada her zaman baş aktör olduğunu öne süren Rusya ile dönem dönem bu devletlerle ilişki kurmaya çalışan Türkiye bulunmakta. Açıkçası bu bölgede birilerinin büyük ağabey rolü oynaması gerekiyor”, diye konuştu. Morel Komisyon toplantısında “Biz AB olarak da bu devletlerle hem iş birliği hem de rekabet koşulları oluşturulmasını teşvik ediyoruz. AB bu devletlerle ileri aşamada ortaklık ve stratejik iş birliği yapmaya devam edecektir. Özellikle bu devletlerle ortak bir metin üzerinde yeni bir ajanda belirleme çalışmalarımız sürmekte. Bunun için zamana ihtiyacımız var. Aynı zamanda bu devletlerin problemlerine hep birlikte çözümler üretmeye çalışcağız. Rusya giderek güçlenmekte. Bunun yanında stratejik Eski Sovyet Sosyalist devletlerinin önemini anlamaya başladı. Önemli iş birliği ve ortaklıklar kurmaya çalışıyor. Kazakistan‟a baktığımızda daha yeni çok büyük enerji kaynağı keşfedildi. Avrupa Birliği de bu devlet ile iş birliği haline geçip enerji transferi konusunda ve yeni bir boru hattı kurulması için projeler oluşturulması bekleniyor”, ifadesinde bulundu. (AB HABER)

Diğer Haberler

 Afganistan'ın güneyinde meydana gelen çatışmalarda, Afgan ve NATO güçleri 15 Taliban militanını öldürdü. Kandahar'ın 40 kilometre batısında, Afgan ve NATO güçleri ile Taliban militanları arasında iki ayrı yerde çatışma çıktı.

Çatışmalarda, ilk belirlemelere göre 15 militan öldürüldü. Afganistan'da, yalnızca geçen yılki şiddet olaylarında 6 binden fazla kişinin öldüğü, bu rakamın üçte birini sivillerin oluşturduğu tahmin ediliyor. Amerika, Bükreş'teki son NATO zirvesinde Afganistan'a 3.500 askerlik ek kuvvet yollama kararı almış, Fransa da 700 kişilik askeri birlik göndermeyi taahhüt etmişti. (TRT)

Dünya Basını

Dünya basınında ilk durağımız İsrail. Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrail savaş uçaklarının Suriye'de Kuzey Kore'nin yardımıyla yapıldığı ve bir nükleer tesis olduğu öne sürülen hedefe yönelik saldırısıyla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail kapsamlı bir açıklama yapmayı planlıyor. Haberde, Amerikalı yetkililerin Nisan sonunda Kongrede yapılacak oturumlarda İsrail saldırısıyla ilgili ayrıntıları ortaya koyabilecekleri belirtiliyor. Haberde, İsrail savunma kuruluşlarının saldırının ayrıntılarının yayımlanmasına karşı olmasına rağmen, İsrail ve Amerikan yönetimlerinin Suriye'nin bir "intikam

(6)

saldırısı" ihtimalinin düşük olması nedeniyle ayrıntıların açıklanmasının uygun olduğu görüşünü taşıdıkları kaydediliyor. Haaretz'in haberine göre, Başbakan Ehud Olmert'in iki danışmanı, konuyu geçen hafta Washington'da Amerikan istihbarat yetkilileri ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile değerlendirdi. Görüşmede, saldırıyla ilgili hangi ayrıntıların kamuoyuna verilebileceği ve hangilerinin olumsuz etkiler yaratacağı konuları ele alındı.

Haberde, Amerikan ve İsrail yönetiminde hâkim olan görüşün, saldırıyla ilgili ayrıntıların ortaya konulmasının İsrail'in caydırıcılığını artıracağı ve Suriye'nin İran ve Kuzey Kore ile yakın ilişkilerini bir miktar soğutabileceği yönünde olduğu ve ayrıca Kuzey Kore'nin nükleer silahlarının bertaraf edilmesine yönelik görüşmelerde Amerikan yönetiminin elini güçlendireceği şeklinde olduğu kaydedildi.

Dünya basınındaki turumuz Amerika Birleşik Devletleri'yle sürüyor.

Washington Post'ta Bükreş‟te yapılan son NATO zirvesine ilişkin bir değerlendirme dikkati çekiyor. Gazetenin yorumu şöyle: "NATO ittifakı zaman zaman çöküşün veya bölünmenin eşiğine geliyor ancak son anda durumu kurtarmak gibi bir yeteneğe de sahip. Geçen haftaki Bükreş Zirvesi de istisna değildi... Afganistan'da durum giderek kötüleşirken ve Kanada da ülkenin güneyindeki cepheden birliklerini çekme tehdidinde bulunurken, NATO bir bölümü Fransa'dan olmak üzere ülkeye taze birlikler göndermeyi kararlaştırdı.

Varılan uzlaşı NATO'nun Taliban tehdidine karşı duracağı işareti olarak algılansa da sahadaki gerçekler farklı: Taliban'a karşı tam anlamıyla üstünlük sağlanabilmesi için Afganistan'a daha çok asker gerekiyor. Fransız birliklerine ek olarak gönderilen 3 bin 500 Amerikan deniz piyadesi ülkeye geçici olarak konuşlandırılacak. Ve bu durum giderek güçlenen Taliban karşısında NATO'nun ne süre etkinliğini koruyabileceği sorusunu da beraberinde getiriyor." Amerikan yönetiminin Doğu Avrupa'ya kurmayı planladığı Füze Kalkanı'na NATO üyelerinin verdiği desteği, "Koltuğuna veda etmeye hazırlanan Amerikan Başkanına verilen son taviz" olarak niteleyen Washington Post bu konuya ilişkin olarak da, "Belki önümüzdeki 10 yıl içinde İran nükleer başlık taşıyabilen füze fırlatma kapasitesine sahip olacak ya da olmayacak. Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne yerleştirilmesi planlanan füze kalkanı sistemi de ya yaşlanacak ya da hiç tamamlanamayacak. Rusya'ya yaşanan gerginlik de göz önüne alındığında Füze Kalkanı girişimi hem finansal hem diplomatik sermayenin boşa harcanmasından başka da bir şey olmayacak gibi görünüyor." yorumunu getiriyor.

New York Times'ta ise üst üste Irak cephesine gönderilen askerlerin akıl sağlığıyla ilgili durumun Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'da büyük endişelere yol açtığı yorumu yapılmış. Çünkü yine Pentagon'un yaptığı bir sağlık araştırmasına göre Irak'a üçüncü ya da dördüncü kez gönderilen her dört askerden en az birinde anksiyete (kaygı), depresyon ve kronik stres gibi hastalıklara rastlanıyor. Haberde Bush yönetiminin, yaz boyunca en az 140 bin askeri Irak'ta tutacağı hatırlatılıyor ve bunlardan birçoğunun Irak'ta birden fazla görev yapan birlikler olacağı gerçeğinin, ordu komutanlarını endişeye sevk ettiği dile getiriliyor. Ordunun araştırmasına göre sahada emir veren ve ordunun en kritik birimleri olan Subayların yüzde 27'si travma sonrası stresle mücadele ediyor. Haberde, 2003'teki işgalden bu yana Irak'ta görev yapmış 513 bin askerden yaklaşık 200 bini birden fazla, 53 bini ise 3 ya da 4 kez Irak'a

(7)

gitmiş bulunuyor. Habere göre Pentagon, Irak'ta bu sayıda asker tutmanın stratejik riskleri hakkında da Başkan George W. Bush'u uyardı. Komutanlar, dünyanın herhangi bir başka yerinde tehdit oluşturan bir kriz halinde ve buraya müdahale durumunda bunun faturasının Irak'tan bile daha büyük olabileceği uyarısını aktardılar.

İngiltere'deyiz. Times gazetesi, Basra'da Amerikan ve İngiliz destekli Irak güçlerinin Şii milislere karşı düzenlediği operasyon sırasında çıkan şiddetli çatışmalara, İran güçlerinin de katıldığını öne sürüyor. Gazeteye göre, söz konusu iddia, Irak'taki Amerikan güçlerinin komutanı David Petraeus tarafından bu hafta Amerikan Kongresi'nde yapacağı konuşma sırasında dile getirilecek. İddiaya göre İranlılar çatışmalara komuta düzeyinde katıldı; yani operasyonları yönetti ve Şii milislere taktik verdi. Gazete, Petreaus'un bu iddiayı Irak'taki Amerikan güçlerinin azaltılmasını önlemeye yönelik girişimlere karşı taktik olarak kullanacağı yorumunu getiriyor. Petreaus'un önerisi üzerine Bush yönetimi, 2008 Temmuz'una kadar Irak'taki mevcut askeri varlığın korunması kararını almıştı.

Olimpiyat Oyunları Meşalesi'nin, dünya turunun Londra durağında protestolarla karşılanması, neredeyse tüm İngiltere gazetelerinin manşetlerinden verdikleri bir haber. Haberi, Çin karşıtı bir göstericinin polis tarafından gözaltına alınması fotoğrafıyla birlikte veren Guardian gazetesi, bir yıllık bir planlanma süresine rağmen, meşalenin güvenliğinin göstericilerin kararlılığı nedeniyle zar zor sağlandığını yazıyor. Gazete, görevlendirilen 2,000 polise ve güvenlik için harcanan bir milyon sterline rağmen, güvenlik görevlilerinin, meşalenin güvenliğini sağlamak için zorlu bir itiş kakışa girmek zorunda kaldığını kaydediyor. Guardian ayrıca, daha meşale yola çıkmadan, emniyet amirleri, daha önce verdikleri, müdahale etmeme sözlerini çiğneyerek, Tibet yanlısı göstericilerden taşıdıkları bayrakları toplamalarını ve mesajlar içeren tişörtlerini çıkarmalarını istediğine, dikkat çekiyor. Londra'nın 2012 yılında düzenlenecek Olimpiyat Oyunları için, "umut ve uzlaşma" temalı bir yürüyüş düzenlemeyi planladığını belirten gazeteye göre, dün olanların ardından, bu planlar tekrar gözden geçiriliyor.

Independent gazetesinde aynı konuyla ilgili bir yorumda ise, Çin hükümetinin, Pekin Olimpiyat Oyunları ile ilgili ürettiği "Tek bir dünya, tek bir düş" sloganının doğru olduğunu acı veren bir şekilde tekrar öğrendiğine işaret ediliyor.

“Olimpiyat meşalesi, dünya turu boyunca geçtiği her kentte, aynı şekilde selamlandı. Tibetliler bayraklarını sallayıp, yakın zamanda ölen soydaşlarını andılar. Darfurlular, Pekin tarafından desteklenen katliamlarının sona ermesi çağrısında bulundular ve sıradan insanlar onları desteklemek için bir araya geldiler.” Olimpiyat Oyunları öncesi hazırlıkların siyasi tepkilere sahne olmasına da değinen gazete, oyunlara siyaseti Çin Hükümeti‟nin getirdiğini iddia ediyor. “Peki, Olimpiyat Oyunları, ideolojilerimizi bir kenara bırakarak girdiğimiz çok az yerden biri ve dolayısıyla apolitik spor olayları olarak düşünülmemiş miydi? Evet, öyleydi, ancak, Olimpiyatları asıl politize eden, Çin'in Komünist diktatörlüğünün kendisidir." Çinli insan hakları avukatı Gao Zhisheng'in sözlerine atıf yapan yazar, "Çin'in komünist rejimi, Çin halkı üzerindeki tüm baskısına ve kanlı tiranlığa rağmen, olimpiyat oyunları

(8)

üzerinden kendi halkına dünyanın kendisini meşru bir hükümet olarak kabul ettiğini göstermek istiyor." diyor.

Independent gazetesinin yorum sayfalarında bu görüş savunulurken, Daily Telegraph gazetesinden Jim White ise yorum yazısında, neden yalnızca sporun vicdanı olmak zorunda diye soruyor? “Dün bir BBC radyo sunucusu, söyleşi yaptığı 16 yaşındaki sporcu kıza, Olimpiyat meşalesini taşıyıp taşımama konusunda düşünüp düşünmediğini soruyordu. Belki de o dakikaya kadar meşaleyi taşırken, ellerinin titremesini nasıl engelleyeceğinden başka bir şey düşünmeyen sporcu kız, birden bire bir ulusun vicdanının savunucusu konumuna itilmiş oldu. Düzenlenen protesto gösterilerindeki hava da, meşaleyi taşıyan kişileri de ahlaki olarak sorumlu tutulduğuna işaret ediyordu.” White bu noktada, dikkatin Çin ile spor dışında kurulan ilişkilere de kaydırılmasını öneriyor. “Olimpiyatlarla bir yerinden ilişki kuran herkes Çin destekçisi olarak hedef haline getirilirken, neden hiç kimse, Şangay'da şubeler açan bankalara, ya da otomobil fabrikalarının açılması için Çin sermayesini bekleyen işçilere benzer vicdan soruları sormuyor?”

Financial Times gazetesi ise, Uluslararası Para Fonu IMF Direktörü Dominique Strauss-Kahn'ın uluslararası piyasalardaki çalkantılarla ilgili özel demecine yer veriyor. Gazete, IMF Direktörü'nün piyasalara küresel düzeyde bir kamu müdahalesi olması gerektiğinin altını çizdiğini yazıyor. Financial Times, Dominique Strauss-Kahn'ın tartışmalı önerilerinin, dünya maliye bakanları ve merkez bankası yöneticilerinin Washington'da IMF ve Dünya Bankası toplantıları için bir araya gelmesinden birkaç gün önceye rastladığına dikkat çekiyor. Strauss-Kahn'a göre, piyasalardaki çalkantının dünya ölçeğinde büyümeye ilişkin olumsuz bir etkisi olacak. Financial Times'a konuşan IMF Direktörü, devletlerin müdahalelerinin gerekliliği artık daha da açık bir şekilde kendisini gösterdiğini söylüyor. Yetkililer, özellikle ABD'de olmak üzere, şimdiye kadar, piyasalara likit para sağlama konusunda ciddi birçok önlem aldılar ancak, Amerika'da Bear Stearns ve İngiltere'de Northern Rock bankalarının kurtarılmaları dışında mali sisteme doğrudan müdahalelerde bulunmadılar. IMF Direktörünün bu sözleri, son aylarda, kapalı kapılar ardında piyasalara müdahale olasılıklarını tartışan merkez bankası başkanları ve maliye bakanları üzerinde, bu yönde hareket etmeleri için var olan baskıyı artıracak

Times gazetesinin Güneydoğu Asya muhabiri Jeremy Page, Sri Lankalı Bakan Jeyaraj Fernandopulle'ün, Tamil Kaplanları tarafından düzenlendiği sanılan bir intihar saldırısı ile öldürülmesinin, hükümetin örgütü yıl sonuna kadar bitireceği iddiasının zor olduğuna işaret ettiğini yazıyor. Karayolları Bakanı Jeyaraj Fernandopulle'nin, bu yıl içinde öldürülen ikinci Sri Lankalı bakan olduğuna dikkat çeken gazete, siyasilere yönelen saldırıların öncesinde, hükümetin, örgütle arasında var olan ateşkesi bozduğunu vurguluyor. "Sri Lanka hükümeti, saldırıdan sorumlu tutulan ve Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından terörist olarak ilan edilen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları Örgütü ile altı yıllık ateşkesi Ocak ayında resmi olarak sona erdirmiş ve örgütün kontrol altında bulundurduğu bölgelere yoğun bir saldırı başlatmıştı." Gazeteye göre saldırı, Tamil Kaplanları örgütünün operasyonel kapasitesinin gelişkinliğine işaret ediyor. "Örgüte yönelttiği sert

(9)

eleştiriler nedeniyle hükümetin en yoğun korunan bakanı olan ve geleceğin başbakanı olarak görülen Fernandopulle'ün öldürülmesi, gözlemcilere göre, Tamil Kaplanları'nın hükümet kontrolündeki alanlarda dahi üst düzey hedeflere saldırılar düzenleyebildiğini kanıtlıyor.

Dünya basınında son durağımız İran. Tehran Times gazetesi, ülkedeki bir sivil toplum örgütünün, Hollanda'da bir parti liderinin hazırladığı "Fitne" adlı İslam karşıtı filme misilleme için harekete geçtiğini yazıyor. Haberde, İran'da faaliyet gösteren "İslam ve Hıristiyanlık" adlı sivil toplum örgütünün, "Fitne" filmine karşılık, Hıristiyanlıktaki "şiddet unsurlarını" göz önüne sermek için "Fitneden Öte" adlı bir film çekeceği bildiriliyor. Gazetenin haberine göre, yapılacak filmde, "tahrif edilen İncil'e dayanarak Orta Çağ'da milyonlarca insanın öldürülmesi, tutuklu kadın ve çocukların başlarının kesilmesi, ateşte yakılması"

gibi konular işlenecek. Gazete, "Aşırılık yanlısı Hıristiyanların cinayetlerini belgelemeyi" amaçlayan filmin, aynı zamanda, "İslam'ın şiddet ve sertlik dini olduğunu" söyleyen Papa 16. Benediktus'a da tepki niteliğinde olacağını belirtiyor. Tehran Times, Hollanda'da yabancı karşıtı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders tarafından yapılan 17 dakikalık filmde, terörün kaynağının İslamiyet olduğu ve İslamiyet'in Batı uygarlığını yok etmek istediğini iddia ediyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Irak Parlamentosundaki Fazilet Partisinin önemli isimlerinden Basim Şerif yaptığı açıklamada, Kerkük sorununun seçim yasasının çıkarılması konusunda siyasi

Suriye'yi ziyaret eden Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad tarafından kabul edildikten sonra yaptığı açıklamada, iki

 İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in resmi konuğu olarak, 3 günlük resmi bir ziyaret için Kudüs'e gelen Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, kendisini İsrail'in dostu

Daha sonra özellikle 2000‟lerin başından itibaren ikinci aşama olarak bölge ülkeleriyle ekonomik, ticari ve enerji ilişkilerini yoğunlaştırma politikası

 Irak Parlamentosundaki Bölgeler Meclisi Başkanı ve Irak Uzlaşma Cephesi üyesi Haşim El-Tayi yaptığı açıklamada, Irak Ulusal Güvenlik Siyasi

Solana, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ile yapılan görüşmeden sonraki açıklamasında, tarafların

 Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle Türkiye arasındaki temasların bundan sonra da devam edebileceğini, ancak önemli olanın

Görüşmede eski Başbakan İyad Allavi'nin başkanlığındaki heyete konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkesinin her zaman Irak'ın barış ve