• Sonuç bulunamadı

GİZLİLİK GELENEGİNDEN ŞEFFAF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GİZLİLİK GELENEGİNDEN ŞEFFAF"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİZLİLİK GELENEGİNDEN ŞEFFAF YÖNETİME DOGRU

MusaEKEN

4<

Yöneticiler bir şeyler gizliyoriarsa,

doğruluğunu ve yasallığını anlatamayacakları

bir gerçek var demektir.

Çalışmamızda, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile ilgili bir değerlendir­

me yapılmaya çalışılmıştır. Türk kamu yönetimi sisteminin gizlilik geleneğinden çıkarak

halka açık ve onun gözleri altında çalışmasını sağlamayı hedefleyen bu yasal düzenle­

menin getirdikleri ele alınmaktadır. Kanunun getirdiği düzenlemeleri ele almadan önce, yönetimde gizliliğin varlığı ve sonuçları ile bilgi edinme hakkının yönetim-halk ilişkile­

rine getireceği dönüşümler üzerinde durulmaktadır.

Çalışmada 4982 sayılı kanunun getirdiği düzenlemelerin uygulanabilirliği, bürokra­

sinin muhtemel tutumunun ne olacağı, bürokratik yönetim geleneğinin direnç noktaları

gibi konulara değinilmemiştir. Ayrıca, çalışmanın hacim olarak büyük olacağı düşünce­

siyle başka ülkelerin uygulamaları ile karşılaştırma da yapılmamıştır. Bununla birlikte, söz konusu yasal düzenleme Türk kamu yönetimi sistemi ve halk-yönetim ilişkileri açı­

sından önemli bir değişimin başlangıcı niteliğinde görülmektedir.

Anahtar Sözcükler: Yönetimde açıklık, bilgi edinme hakkı, yönetsel demokrasi, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu

GİRİş

24 Ekim 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bilgi Edinme Hakkı Ka­

nunu ile Türkiye'de gizli yönetimden şeffafyönetime doğru bir adım atılmış ol­

du. Bu adım, gelenekselolarak gizliliği esas alan bir kamu yönetimi anlayışın­

dan uzaklaşmanın ilk işareti niteliğini taşımaktadır.

Bilindiği gibi, bilgi edinme hakkı, 20. yüzyılın ikinci yansında gelişme gös­

termiştir. Hatta, siyasal haklar ile ekonomik ve sosyal haklardan sonra üçüncü

kuşak haklar sınıfında değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, kamu yönetimi­

ne karşı kullanılan bir hak olması, yönetilenlerin yönetime katılma ve onu de­

netlemelerine olanak vermesi açısından "katılma hakkı" niteliği taşıdığı da öne sürülebilir (Eken, 1995-1996: 63).

Etkin, verimli, sorumlu ve şeffafbir kamu yönetimine duyulan ihtiyaç, kamu yönetiminin yeniden düzenlenmesi ile ilgili çalışmalara daha fazla yönelinmesine neden olmuştur. Yönetirnde şeffaflık düşüncesi ve bu amaçla ya­

• Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Ögretim Üyesi.

Amme İdaresi Dergisi, eDt 38 Sayı 1 Mart 2005, s. 113-130.

(2)

ı ı 4 Amme İdaresi Dergisi

pılan yasal düzenlemeler, bu tür ihtiyaçlann bir ürünüdür. Özellikle 1960'lı yıl­

lardan itibaren dünyada, yönetimde şeffaflık düşüncesi ve uygulamalan hızla gelişmeye başlamıştır. Bazı ülkeler bu konuda önemli mesafeler almışlardır.

Gerek diğer ülkelerde ve uluslararası alanda gerekse ülkemizde ortaya çıkan

bu gelişmeler, insanlann sadece etkilenen ve yükümlülükleri olan bir vatandaş değil, yönetime katılan, onu denetleyen ve sorgulayan aktif birer unsur haline gelmesini ifade etmektedir. Artık insanlar, yönetimden aşağıya doğru gelen e­

mir ve talimatlan uygulayan birer yönetilen değil, kamunun karar ve uygulama sürecine katılan, kamu hizmetlerinden faydalanan birer vatandaş/müşteri pozis­

yonundadırlar. Bunun gereği ise, kamu kurumlannın işleyişinden haberdar ol­

mak, bilgi almak ve onu sorumlu tutabilmektir.

Bu çalışmanın amacı, kamu yönetimi ile halk arasındaki ilişkilerin serüveni­

ni aktarmak değil, karşılıklı ilişkilerin yeniden yapılandınlmasında ve daha de­

mokratik hale gelmesinde "bilgi edinme hakkı"nın önemine değinerek 4982 sa­

yılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununu değerlendirmektir.

KAMU YÖNETİMİNDE GİZLİLİK EGİLİMİ

Bilgi edinme hakkı, kamu kurumlannın gücüne ve iktidanna getirilmiş bir

sınırlamadır. Çünkü, hiç bir yönetim mekanizması, kapalı kapılar arkasında ra­

hat bir çalışma ortamı yerine, halkın gözü önünde ve her hareketinin kontrol al­

tında olduğu bir çalışma şeklini tercih etmez. Geleneksel yönetim sistemine e­

gemen olan temel düşünce, gizlilik içinde çalışmak ve elinde tuttuğu her türlü bilgi ve belgeyi "devlet sım" kapsamına sokmaktır. Max Weber de bunu doğru­

lar nitelikte tespitler yapmıştır. Ona göre,

"Resmi sır" kavramı, bürokrasinin özgül buluşudur. Başka hiç bir şey, bunun ka­

dar fanatik bir biçimde korunmaya çalışılmaz. Bürokrasi, parlamento ile olan mü­

cadelesinde, şaşmaz bir iktidar içgüdüsüyle, parlamentonun bilgi edinmek için gi­

riştigi her çabaya kaı:şı savaş verir" (Weber, 1986: 209-210).

Gizlilik, kamu örgütlerinin doğasında olan bir olgudur. Weber'e göre,

"Bütün bürokraSİler, bilgilerini ve niyetlerini gizli tutarak, meslekten yetişmiş

lanlann üstünlüğünü artırmaya çalışırlar. Bürokratik yöneti~ her zaman gizli otu­

nımlar yönetİmi olmak egilimindedir. Bilgisini ve eylemlerini eleştirel gözlerden olabildigince saklamaya özen gösterir" (Weber, 1986: 209-210).

Gizlilik ve dışa kapalılık, yönetimin elindeki bilgi, belge ve diğer verilerin

açıklanmamasını; yine yönetimin, dış etkilere kapalı olmasını; eylem ve işlem­

lerinin dıştan görülememesini ve bunlann gerekçelerinin açıklanmamasını ifade etmektedir.

Gizlilik, yönetim sistemlerinin hem idari hem de siyasi boyutlanna egemen

olagelmiştir. Bunun temelinde, siyasi rejimin niteliği, uluslararası ilişkiler, dev­

let güvenliği, özel hayatın korunması, bazı resmi bilgi ve belgeleri gizli tutma

eğilimi, yönetimde tarafsızlığı ve etkinliği sağlama düşüncesi, kötü yönetim uy­

(3)

Gizlilik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğru ı ı 5

gulamaları, memurların kendilerini denetim riskinden koruma eğilimi gibi ne­

denler yatmaktadır (Bkz. Eken, 1993).

Kamu yönetimi, kamu gücünü kullanma ve kamu yararını yorumlama ayrı­

calığı sebebiyle, kendini toplumun üzerinde görür, ondan uzak ve kapalı bir po­

litika izler. Böylece bürokratlar, kendilerini halkın ve politikacıların eleştirile­

rinden korumaya çalışırlar (Eryılmaz, 1997: 3 1 6).

Günümüzde, gizlilikten kaynaklanan olumsuzlukları bertaraf etmek, yöne­

tenleri sorumlu tutabilmek, halkın beklentilerine cevap vermek ve yönetime ka­

tılımı artırmak amacıyla, şeffaflığı gerçekleştirmek ve halka bilgilenme hakkı tanımak önem kazanmaktadır.

ŞeffafYönetim ve Bilgi Edinme Hakkının Amaçları

Şeffaflık ve bilgi edinme hakkı, yönetimin işleyiş sisteminin, aldığı kararla­

rın, personelin tutum ve davranışlarının vatandaşlar tarafından bilinmesini ifade eder. Bu ilke sayesinde halk, yönetsel faaliyetler üzerinde hukuka uygunluk ve yerindelik denetimi de yapabilmektedir. Bu açıdan şeffaflık, hem ilişkilerin iyi­

leştirilmesi, hem yönetime katılma, hem de yönetimi denetleme fırsatı vermek­

tedir.

Yönetimin işleyişinin iyileştirilmesi

Kamu yönetiminin yetersizliği ve eksiklikleri sürekli eleştirmektedir. Bürok­

rasinin ağırlığı ve maliyeti giderek katlanılamaz duruma gelmektedir. Artık va­

tandaşlar doğruluğuna inanmadıkları ve ikna olmadıkları kararları kabullenmek istememektedirler (Ripoche, 1988: 9-1 O).

Günden güne gelişen teknoloji, insanların hayat tarzını ve çalışma metotları­

nı değiştirmektedir. İdari sistemin de bu değişmelerden etkilenerek, işleyişini basitleştirmesi ve hızlandırması gerekmektedir. Öte yandan, ekonominin sınır

tanımaması ve uluslararası rekabetin yoğunlaşması karşısında kamu yönetimi­

nin de bu rekabete destek vermesi ve bu amaçla kendini yenilemesi gerektiği vurgulanmaktadır (bkz. Ripoch, 1988: 10-13; Drai, 1988: 230).

Yönetimin işleyişinin iyileştirilmesine dönük temel adımlar arasında bilgi edinme hakkı da yer almaktadır. Bilgi edinme hakkının varlığı, yönetimi "kötü yönetim" uygulamalarından uzaklaşmaya zorlayacaktır. Kendisini sürekli göz­

lem altında hisseden kurum ve kuruluşlar ile çalışanları, karar, eylem ve işlem­

lerinin sonuçlarına dikkat ettikleri oranda, iç işleyiş sistemlerini de yeniden dü­

zenlemek ihtiyacı hissedeceklerdir.

Yönetim-Halk ilişkilerinin iyileştirilmesi

Açıklık, yönetim ile toplum arasındaki mesafeyi azaltarak ilişkileri yumu­

şatmaya çalışmaktadır. Yönetimdeki kapalılığı azaıtacak ilişkiler ve iletişim

(4)

i ı 6 Amme İdaresi Dergisi

teknikleri, yönetimi sosyal çevresine daha duyarlı hale getirmektedir. Böylelikle yönetim, toplumla beraber yaşamaktadır.

Yönetim-halk ilişkilerindeki değişim ihtiyacı, son yanm yüzyıldır bütün Batı

demokrasilerinde görülmektedir. Yönetim-halk arasındaki kopukluğu gidermek için, daha önceleri halkla ilişkilere önem verilmesi ve bu amaçla halkla ilişkiler bürolannın oluşturulması gibi faaliyetler söz konusu olmuştur. Ancak bugün bunlar artık yeterli görülmemektedir. Yönetim-halk ilişkilerinin geliştirilmesi

için, yönetimin dışa açık hale gelmesi, dışandan görülebilir ve içine girilebilir

olması önemli katkı sağlamaktadır.

Yönetimde Demokratikleşme Sağlanması

Nasıl ki siyasal iktidarlann amaçlan, hedefleri ve kararlan halkın tartışması­

na ve yönlendirmesine açık ise, aynı şekilde, kamu yönetiminin kararlan, amaç­

lan ve hedefleri de tartışılmalı, eleştirilmeli ve yönlendirilmelidir. Bu açıdan,

kamu yönetiminin halka karşı duyarlı hale getirilmesi, yani demokratikleştiril­

mesi, çağdaş bir yönetim tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzdeki demokrasilerin büyük bir kısmı, kamusal işlerin yürütülme­

sinde vatandaşı dışanda tutmaktadır. Yönetilenlerin, siyasi düzeyde varolan et­

kilerne güçlerini, yönetsel düzeyde görmek mümkün olarnamaktadır. Oysa, ka­

mu yönetimi de bazen kararlar alan, kamu politikalannın uygulamasını yapan mekanizmadır. Önemli kamusal kararlan alarak uygulamak ve hatta düzenleyici

işlem yapmak gibi temel fonksiyonlar üstlenmesine rağmen, doğrudan halka yönelik bir sorumluluk taşımamaktadır.

Halkın yönetim karşısında aktif vatandaş-müşteri olmalannı öngören yönet­

sel demokrasiyi kurumsallaştırmaya yönelik, bir çok çalışma ve uygulama söz konusudur. "Yönetirnde şeffaflık", "halk duruşması (public hearing)" , "bürokra­

tik temsil" ve "anket" yöntemi bunlardan bazılandır.

ŞeffafYönetimin İki YÜZÜ: Bilgi Verme Ödevi ve Bilgi Edinme Hakkı Yönetirnde şeffaflığın iki temel aracı vardır; "bilgi verme ödevi" ve "bilgi edinme hakkı". Bilgi verme ödevi, yönetimin uyması gereken bir yükümlülük­

tür. Bilgi edinme hakkı ise, halk tarafından kullanılmaktadır. Bu hakka dayana­

rak, yönetimin eylem, işlem ve kararlan hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir.

Bilgi Verme Ödevi

Bir ödev şeklinde olmasa da, gelenekselolarak bütün yönetimlerin bilgi verme politikası izlediği bilinmektedir. Ama bu bilgi verme politikalan, genel­

likle kamu yönetiminin kararlannı halka iletmeye yardımcı olmak için kulla­

nılmaktadır. Son yıllarda gelişen bilgi verme politikası ise, gizliliğin yönetimin

işleyişini etkilediği ve bazı zorluklann kaynağı olduğu düşüncesinin bir ürünü­

dür. Yönetsel faaliyetleri yürütenlerin niyetlerinin ve hedeflerinin bilinmezliği,

(5)

Gizlilik Geleneğinden ŞeffafYönelime Doğru 117

kamuoyunun yönetime karşı hoşnutsuzluğunun ve güvensizliğinin temelini o­

luşturmaktadır.

Bazı ülkelerde, bilgi edinme hakkının yanında kamu yönetimi ve çalışanları

için "bilgi verme ödevi" de düzenlenmiştir. Devlet memurlarının hak, yükümlü­

lük ve statülerini düzenleyen mevzuatta değişikliğe gidilerek gizlilik ve sır sak­

lama yükümlülüğünün yerini "bilgi verme ödevi" almıştır.

Bilgi verme ödevi, kamu görevlilerinin dışarıya bilgi vermesini yasaklayan kurallann kaldırılmasını gerektirir. Bilgi vermeyi bir ödevolarak kabullenen yönetimler, tanıtım faaliyetleri, danışma hizmetleri, periyodik açıklamalar, ey­

lem, işlem ve kararlann gerekçelendirilmesi gibi yollarla bu görevini yerine ge­

tirmektedirler.

Ülkemizde de 4982 sayılı kanunun 5. maddesi bilgi verme yükümlülüğünü düzenlemiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, kurum ve kuruluşlar istisnalar dı­

şındaki bilgi veya belge edinme talebini etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak,

gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.

Ayrıca, bu kanuna aykırı diğer kanun hükümlerinin uygulanmayacağı da be­

lirtilmektedir (md.5). Bu durumda 657 sayılı DMK'nın 15. maddesinde belirti­

len ve kamu görevlerinin basına, haber ajansıarına, radyo ve televizyon kuruluş­

lanna, bakan ya da valinin izni olmadan demeç veya bilgi vermesini yasaklayan düzenleme ile 31. maddesinde yer alan ve devlet memurlarının kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı

izni olmadıkça açıklamalarını yasaklayan hükmü hakkında bir belirsizlik söz konusudur. Kamu görevlilerinin bilgi ve demeç vermelerinin yasaklılığı, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile birlikte kalkmış mıdır?

Ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 132-138. maddeleri "devlet gizliliği", 198.

maddesi "mesleki sırlarını ifşa", 229. maddesi "memurluk sımnı ifşa" ve 364.

maddesi ise "fenni ve sınai sırlan ifşa" suçlarını düzenlemektedir. Maddelerdeki düzenleme biçimine göre her türlü bilgi ve belgenin açıklanması Ceza Kanunu

kapsamında suç teşkil etmektedir. Bu durumda kamu görevlileri hangi yasal dü­

zenleme hükümlerine uyacaklar? Hiçbir endişe taşımadan bilgi verme yükümlü­

lüğünü yerine getirebilecek mi? Bu ve benzeri sorular varlığını korumaktadır.

Muhtemel sorulara cevap vermek ve çıkabilecek sorunlan çözmek açısından

hem Devlet Memurları Kanunu'nda hem de Türk Ceza Kanunu'nda açıkça bazı

düzenlemelerin ve değişikliklerin yapılması uygun olacaktır. Bilgi edinme hak­

kının tanınmış olması tek başına yeterli değildir. Bilgi vermenin de bir ödev ola­

rak düzenlenmesi, bilgi vermeyi yasaklayan düzenlemelerin kaldırılması gere­

kir.

(6)

118 Amme İdaresi Dergisi

Bilgi Edinme Hakkı ve 4982 Sayılı Kanun

Bilgi edinme hakkı, giderek yaygınlaşan bir nitelik göstermektedir. Hatta, bilgi edinme hakkı, temel hak ve özgürlükler konusu içerisinde bazı bakımıar­

dan öne çıkmaktadır. Ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel gelişmeyle birlikte,

toplumların kamusal sorunlara karşı ilgisi geliştikçe, bilgi edinme hakkına olan ihtiyaç da artmaktadır.

111kemizde de giderek kendini hissettiren bu ihtiyaç, 4982 sayılı "Bilgi E­

dinme Hakkı Kanunu" ile karşılanmaya başlamıştır. Nitekim, söz konusu kanu­

nun amacını açıklayan 1. maddesinde, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği

olan eşitlik, mrafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme

hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usuller düzenlenmektir.

Bilgi edinme hakkı, bilginin meşru olmayan amaçlarla kullanılmasını ve

keyfiliği önlenmek, ayrıca demokratik yollarla "hesap sorabilmelıyi sağlamak

için, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Hesap so­

rabilme, bilgi alma hakkının tanınmadığı bir sistemde hiç bir anlam ifade etmez.

Bu anlamda demokrasi, bilgi edinme hakkının tanındığı bir rejim olarak değer­

lendirilebilir.

Bilgi Edinme Hakkının Kapsamı

Bilgi edinme hakkı, esas itibariyle bilgilenme ihtiyacının bir sonucudur. Bil­

gi edinme, kamu yönetiminin kararları, eylem ve işlemleri konusunda resmi a­

çıklamaları beklemeden, gerekli belge ve bilgilerin elde edilebilmesi olgusudur.

4982 sayılı kanunun 2. maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetleri bilgi edinme hakkının kapsamındadır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak bilinen oda, borsa, baro gibi örgütler bu kanun kapsamında bulunurken yasama ve yargı organının idari nitelik taşıyan faaliyetlerinin, bilgi ve belgelerinin bu kanun

kapsamında olup olmadığı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır.

Benzer şekilde, bir kamu hizmetini yerine getirmekle görevlendirilmiş özel

kuruluşların bu hizmetlerin yüıütülmesi sürecinde ürettiği veya elde ettiği bilgi ve belgelerin, kanun kapsamında bulunduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamak­

tadır. Bu tür bilgi ve belgeler söz konusu hizmetin sorumlusu olan kamu kurum ve kuruluşundan da istenebilecektir. Ancak elinde bulunmadığı veya kendisi ta­

rafından üretilmediği gerekçesiyle olumsuz cevap verilmesi mümkündür. Böyle bir gelişme ise Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun amacı ile çelişmektedir.

Bilgi edinme hakkının diğer boyutu ve hatta temeli, yönetimin elindeki bilgi ve belgelere ulaşma serbestisidir. Bu serbesti, kamu yönetiminin elindeki çeşitli

bilgilerin ya da dokümanların, halkın veya ilgililerin yararlanmasına sunulması­

dır. Bu aynı zamanda, kamu yönetiminin faaliyet sahasını, hem kamu görevlileri hem de halk tarafından kullanılan ortak bir alan haline getirmektedir.

(7)

Gizlilik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğru 119

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 3. maddesi, kamu yönetiminin faaliyet sa­

hasında yer alan ve üretilen ne tür bilgi ve belgelerin bu hakkın kapsamında bu­

lunduğu sorusuna cevap vermektedir. Buna göre, 2. maddede sayılan kamu ku­

rum ve kuruluşlannın sahip olduğu kayıtlarda yer alan her türlü veri, yazılı, ba­

sılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plan, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, elektronik or­

tamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcılan, yine bu kanunla geti­

rilen sınırlamalar dışında bilgi alma hakkı kapsamındadır.

Belirtilen bu bilgi ve belge kategorilerine daha bazı eklemeler yapılabilir.

Kurul, komisyon gibi karar ve yürütme organlannın toplantı tutanaklan, kamu

kaynaklı işletmelerin mali bilançolan, araştırma ve inceleme raporlan, kurumsal faaliyet ve teftiş raporlan da ilgili maddede sayılarak hakkın kapsamı genişleti­

lebilirdi. Gerçi, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nda sayılan bazı temel istisnalar

dışında her türlü bilgi, belge vb. malzemeler hakkın kullanımı kapsamında de­

ğerlendirilmelidir.

Bilgi Edinme Hakkının Kullanımı

Kamu yönetiminin elindeki bilgi ve belgelere ulaşma hakkı ve şartlan, kamu görevlilerinin kişisel değerlendirme ve hükümlerine bağlı değildir. Hakkın kap­

samı ve şartlan doğrudan kanun koyucu tarafından yasal düzenlemelerle belir­

lenmekte ve garanti altına alınmaktadır.

Bilgi edinme hakkı, gerçek veya tüzel kişilere tanınmaktadır. Bu haktan sa­

dece vatandaşlar değil, yabancılar da yararlanmaktadır. Ülkede yaşayan gerçek ve tüzel kişi niteliğindeki yabancılann da yönetimin faaliyetlerinden etkilenme­

leri söz konusu olduğundan, onlara da kendilerini ilgilendiren konularda bilgi edinme hakkının verilmesi doğaldır.

Nitekim 4982 sayılı kanun, "Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir" hükmünü getirdikten sonra, "Türkiye 'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alan­

larıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu kanun hü­

kümlerinden yararlanırlar" şeklinde yabancılann da bu hakkı kullanabilecekle­

rini belirtmektedir (md.4).

Ancak kanun, Türkiye'de ikamet eden yabancılara bilgi edinme hakkını ta­

nırken bazı sınırlamalar getirmektedir. Sınırlama, iki düzeyli olarak karşımıza çıkmaktadır. Birincisi, yabancılar, ancak kendileriyle ve faaliyet alanlanyla ilgi­

li bilgilere ulaşabilmektedirler. İkincisi ise, Türkiye'de yabancı olarak kabul e­

dilen kişilerin vatandaşı olduğu ülkelerin Türk vatandaşlanna da bilgi edinme

hakkını tanımalan gerekmektedir.

Bu konuda ülkelerin uygulamalan yeknesaklık göstermemektedir. Bazı ülke­

lerde karşılıklılık esası aranmaksızın tüm yabancılara bu hak tanınmaktadır. Ör­

(8)

120 Amme Idaresi Dergisi

neğin Fransa'da uyruk şartı aramaksızın bilgilere ulaşma hakkı herkese tanın­

maktadır (www.cada.fr. 2003). Öte yandan, yabancılar da Türk vatandaşlan gi­

bi, kendileriyle veya faaliyet alanlanyla ilgili olmayan bir çok konuda kamu yö­

netiminin eylem, işlem ve kararlarından etkilenmektedirler.

Başvuru Sahibinin Uyacağı Usul ve Esaslar

Bilgi edinme hakkının kullanımı, bazı usul ve esaslara bağlanmaktadır. Bu usul ve esaslar başvuru sahiplerinin uyması/izlemesi gerekenler ile kamu yöne­

timinin uyması ve izlemesi gerekenler olmak üzere iki şekilde tasnif edilmekte­

dir.

Bilgi ve belgelere ulaşmanın bazı usul ve esaslara bağlanması, kamu hizmet­

lerinde etkinlik ve hizmetlerin aksamaması açısından gerekli görülmektedir.

Hizmetlere engelolmadan ve belgelere zarar vermeden bu hak kullanılmalıdır.

Kişiler, yerinde inceleme yapabilmelidirler ve isterlerse dokümanın varlığına

zarar vermemek ve fiyatını ödemek şartıyla kopyasını alabilmelidirler.

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nda 6. maddesi, bilgi ve belgelere ulaşmada başvuru sahiplerinin izlemesi gerekli yolu ve uyulması gerekli kurallan düzen­

lemektedir. Buna göre,

"Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetki­

li kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin

bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzası­

nın veya yazının kimden neşet ettiğinin tespitine yarayacak başka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçla­

rıyla da yapılabilir.

Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir."

Bilgi edinme hakkının kullanımı için yapılacak başvurularda Kanun, oldukça

geniş bir başvuru şekli belirlemektedir. Başvurunun yazılı olması kuralı bulun­

makla birlikte bu yazılı başvurunun posta, mektup, elektronik posta, faks, teleks gibi araçlarla yapılabileceği anlaşılmaktadır. Ancak, başvurunun içeriğinde ki­

şinin kimliği, imzası ve diğer bilgilerin bulunması ve anlaşılabilir olması koşulu bulunmaktadır.

Başvuruyu alan kurum ve kuruluş ise, istenen belgenin onaylı bir kopyasını başvuru sahibine verecektir. Kanun, belgenin kopyasının çıkanlmasının müm­

kün olmadığı ya da kopya yapmanın aslına zarar verebileceği durumlan da dü­

zenlemektedir. 10. maddede,

"Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı

veya kopya çıkanlmasımn aslına zarar vereceği hallerde, kurum ve kuruluşlar ilgi­

linin;

a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslım incelemesi ve not alabilmesini,

(9)

Gizlilik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğru ı 21

b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,

c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini, saglar­

lar."

hükmüyle bilgi edinme hakkının kullanım biçimini belirlemektedir.

Belgelerin yerinde incelenmesi için, yönetim birimlerinin bu amaca yönelik özel salonlar oluşturmalan ve gerektiğinde kopya alabilmek için gerekli araç­

gereci bulundurmalan, hakkın kullanımını kolaylaştıracaktır.

Kamu Yönetiminin İzleyeceği Usul ve Esaslar

Kamu yönetiminin uyması gereken usul, esas ve kurallan incelediğimizde, karşımıza ilk olarak, yönetimin bu hakkın kullanımına saygı duyması ve kulla­

nılması için gerekli kolaylığı göstermesi gereği ortaya çıkmaktadır. Bilindiği

gibi kamu kurum ve kuruluşlan, bilgi alma hakkı ile birlikte, tekellerinde tuttuk­

lan bilgileri, ilgililere vermekle ellerindeki önemli bir güç kaynağını kaybet­

mektedirler. Çeşitli bahanelerle, bilgi vermekten kaçınılacak ve bilgi alma hak­

kının kullanım alanı daraltılmaya çalışılacaktır. örneğin; talep edilen bir belge­

nin, bilgi edinme hakkı kapsamında olmadığı, ellerinde bulunmadığı gibi gerek­

çelerle kaçınmak bu türden bir yaklaşımdır.

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 7, 9, 10 ve 12. maddeleri kamu kurum ve

kuruluşlannın bu hakkın kullanımında uyması gereken usul, esas ve kurallan düzenlemektedir. Kanunun 7. maddesi, istenilen bilgi veya belgenin özel bir ça­

lışma ve araştırma gerektirmesi halinde ve kendisinde bulunmaması durumunda izlenmesi gereken yöntemi belirlemektedir. 7. maddenin ikinci ve üçüncü pa­

ragrafında,

"Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da ana­

liz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvuru­

lara olumsuz cevap verebilirler.

İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulu­

nuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı

olarak bildirilir." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, istenilen bilgi veya belge ilgili kurum ve kuruluşun elinde bulunmuyor ve bunlan elde etmek için ayn ve özel bir çalışma, araştırma, ince­

leme ya da analiz gerekiyorsa bilgi alma talebi reddedilebilecektir. Bu konuda kamu kurum ve kuruluşuna takdir yetkisi bırakılmaktadır. Kurum ve kuruluş is­

terse, gerekli çalışma, araştırma, inceleme, analiz gibi faaliyetleri yaparak iste­

nilen veriyi oluşturur ve talep sahibine verir. Bunun tersi de her zaman mümkün olabilecektir. Kurum ve kuruluş elinde varolan bilgi talebini, bu düzenlemeye

sığınarak olumsuz cevaplandırabilecektir.

Aynca, istenilen bilgi veya belgelerin kendisinde bulunmaması durumunda

başvuru dilekçesi ilgili kişi veya kuruluşa gönderilmektedir. Bu işlem

(10)

ı 22 Amme İdaresi Dergisi

başvuruyu alan kamu kurumu için bir maliyet getinnektedir. Her zaman bu ma­

liyete katlanmak mümkün olamayabilir. Öte yandan, istenilen bilgi veya belge­

lerin, hangi kurum ve kuruluşun elinde olduğunu bilmek de mümkün değildir.

Bu tür durumlar hakkın kullanımının önünde engeloluşturacaktır. Söz konusu ve benzeri engellerin kaldınlması ve halkın önceden yeterince haberdar edilme­

si amacıyla, kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşlann ellerinde bulunan bilgi ve belgelerin yayınlanması gerekecektir.

Halkın, kamu yönetiminin elinde bulunan bilgi ve belgelerin varlığından ha­

berdar edilmesi, bu hakkın kullanımında etkinliği sağlayan unsurlardandır. Eğer kişi, kendisini ilgilendiren bilgi veya belgenin varlığını veya hangi kurum ve

kuruluşunun elinde bulunduğunu bilmiyorsa, böyle bir hakkı kullanması güçle­

şecektir. Kurum ve kuruluşlann ellerinde bulunan ve bilgi edinme hakkı kapsa­

mında olan bilgi ve belgeleri periyodik olarak yayımlaması ya da yayımlanmak

üzere Bilgi Edinme Değerlendinne Kurulu'na verilmesi, oldukça kolaylık sağ­

layacaktır. Söz konusu yayın, bilgi ve belgelerin adını, konusunu, tarihini, hangi birime ait olduğunu, nerede incelenebileceğini, nasıl elde edilebileceğini kapsa­

yacak şekilde düzenlenmelidir.

Halk da, bu yayınlar aracılığıyla bilgi ve belge hakkında gerekli referans bil­

gilere sahip olabilir. Bilgi ve belge hakkında, sayı ve numarası, dosya numarası

gibi bilgilere sahip olmak önemlidir. Çünkü ilgili memurun dokümanı kolayca bulabilmesi için talep yaparken referans bilgilerin eksiksiz verilmesi gerekebilir.

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile kamu kurumlarının izlemesi gereken bir

başka usul ve esas ise, istenilen bilgi ve belgelerde varsa gizlilik dereceli bilgi­

leri ayrıştınnaktır. Kanunun 9. maddesinde, gizli olarak kabul edilen ya da bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulan bilgilerin ayıklandıktan sonra açıklanabi­

lir olanlann başvuru sahibine verilmesi öngörülmektedir. Bu ayıklama işleminin

de gerekçelendirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Bilgi Edinme Hakkının Garanti Altına Alınması: Süre ve İtiraz

Bilgi edinme hakkının etkin ve verimli kullanılması için, bazı garantilerle

donatılması gerekmektedir. Bu garantilerin ilki başvuruya verilecek cevap süre­

sine, ikincisi ise olumsuz cevap durumunda itiraz mekanizmalarına ilişkindir.

Bilgi ve belge talebi mümkün olduğu oranda anında karşılanmalıdır. Eğer bu mümkün değilse, önceden belirlenmiş makul bir sürede yönetim olumlu ya da olumsuz bir cevap vennelidir. Bilgi venne hizmetinden faydalanmada kargaşa doğmaması için sürelerin belirlenmesi bir ihtiyaçtır. Bu sürelerin uzun olmama­

ve hakkın etkin bir şekilde kullanımına engel teşkil etmemesi gerekmektedir.

Kanunun ll. maddesi bilgi veya belgeye erişim sürelerini düzenlemiştir.

Buna göre, kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye eri­

şimi onbeş iş günü içinde sağlamak durumundadırlar. Ancak istenen bilgi veya

(11)

Gizli/ik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğru ı 23

belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması;

başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekınesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirme­

si durumlannda bilgi veya belgeye erişim otuz günü içinde sağlanmaktadır.

Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı ola­

rak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir. Bu düzenleme çerçe­

vesinde, bilgi edinme hakkının kullanımı 21 gün ila 38 gün civannda olmakta­

dır. Bu da oldukça uzun bir süredir.

Başvuru sahibinin herhangi bir red ile karşılaştığında veya istediği bilgi ve belgenin çeşitli bahanelerle verilmediğinde ne yapacağına ilişkin olarak iki dü­

zenleme bulunmaktadır. Birincisi, kurum ve kuruluş, başvuruyu reddetmesi ha­

linde bu karann gerekçesini ve buna karşı başvuru yollannı belirtecektir. Böyle­

ce başvuru sahibi gerekçeyi yetersiz veya hukuka aykın görürse karşı başvuru yollannı kullanabilecektir. 13. madde ise şu düzenlemeyi getirmektedir;

"Bilgi edinme istemi 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplerle reddedilen

başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce karann tebliginden itibaren onbeş

gün içinde Kurula- itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istedigi her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş

günü içinde vermekle yükümlüdürler."

Bu maddenin düzenlediği itiraz, istenilen bilgi veya belgenin devlet sımna

veya ülkenin ekonomik çıkarlanna ilişkin bilgi ve belge niteliği taşıdığı gerek­

çesiyle reddinden kaynaklanmaktadır. Başvuru sahibinin talebi, istenilen bilgi veya belgenin belirtilen kapsamda olduğundan dolayı reddedilmesi durumunda, karara karşı yargıya başvuru öncesi Kurul'a itiraz edilebilmektedir. Kurula itiraz süresi 15 gün olarak belirlenmiştir. Kurulun itiraza cevap verme süresi ise 15

günüdür.

Başvuru sahibinin kullandığı sürenin 15 gün, kamu kurum ve kuruluşlannın

cevap süresinin 15 günü olarak belirlenmesi kendi içinde bir çelişki oluştur­

maktadır. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun amacı, kamu gücü karşısında birey­

leri güçlendirmek ve kamu yönetiminin daha demokratik bir çerçevede çalışma­

sını temin etmektir. Oysa süreler ile ilgili farklı yaklaşımlar, Bilgi Edinme Hak­

Kanunu'nda bile halka bakış açısının kamu yönetimine bakış açısından daha

düşük olduğunu göstermektedir.

Öte yandan, idari yargıya başvuru durumunda idari yargı için davayı sonuç­

landırma süresi öngörülmemiştir. İdari yargıda uyuşmazlıklann çözümlenmesi­

nin uzaması halinde bilgi edinme hakkı önemli bir yara alacaktır. Hem hakkın kullanımından beklenen çıkar ortadan kalkabilecek hem de iyi niyetli olmayan kamu kurum ve kuruluşlan başvuru sahibini idari yargıya yönlendiricİ cevaplar vereceklerdir. Bu tür sorunlann önüne geçmek amacıyla Fransız Bilgi Edinme

- Bi1gi Edinme Degerlendirme Kurulu.

(12)

124 Amme İdaresi Dergisi

Hakkı Yasası (la liberte d'acces aux documents adminİstratifs), bilgi edinme ta­

lebinin reddine karşı idari yargıya başvuru durumunda idari yargının uyuşmaz­

lığı 6 ay içinde görüşmesini hüküm altına almıştır (www.cada.fr. 2003).

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu

Kanunun 14. maddesİ, bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazları

incelemek, itiraz üzerine bir bilgi veya belgenin devlet sırrı ya da ülkenin eko­

nomik çıkarına ilişkin nitelik taşıyıp taşımadığı hakkında karar vermek ve bu alanda verilen kararları incelemek üzerine, "Bilgi Edinme Değerlendirme Kuru­

lu" oluşturulmasını düzenlemektedif.

Kurul, 9 üyeden oluşmaktadır. Bakanlar Kurulunca seçilecek, Yargıtay ve

Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday i­

çinden belirlenecek bir üye, ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku a­

lanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişilerden bir üye, Türkiye Ba­

rolar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip kişiler içinden göstere­

ceği iki adaydan bir üye, en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar­

dan iki üye ve Adalet Bakanı 'nın önerisi üzerine bu Bakanlıkta idari görevlerde

çalışan hakimler arasından bir üyeden oluşmaktadır.

Kurul, en az ayda bir defa olmak üzere ihtiyaç duyulduğu her zaman top­

lanmaktadır. Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona eren­

ler yeniden seçilebilirler. Kurul, belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabilir; ayrıca gerekli gördüğü takdirde, ilgili bakanlık ile diğer ku­

rum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere

toplantılarına katılmaya davet edebilir.

Karşılaşılması muhtemel sorunları önlemek için, halkın böyle durumlarda

başvuracakları bir merci oluşturulmuştur. Bu amaçla oluşturulan Bilgi Edinme

Değerlendirme Kurulu'nun, görevlerinin açıkça tanımlanması ve hangi şartlarda

müdahale edeceği ve diğer çalışma şekilleri yönetmelikte düzenlenecektir.

Kurul 'un yetkileri, müracaat üzerine harekete geçerek ve ilgilinin talebinin red sebeplerini araştırarak en kısa sürede sonuca ulaşabilecek şekilde düzen­

lenmelidir. İnceleme sonunda, eğer başvuru sahibi haklı görülürse, kurum ve

kuruluşun bilgiyi vermesini sağlayacak güce ya da yaptırıma sahip olmalıdır.

Bununla birlikte Kurul 'un karar ve tavsiyelerine uyulmadığında yargı yolu açık tutulmuştur.

Bilgi alma hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar, sadece bilgi veya belge talebinin reddiyle alakalı değildir. Yanlış veya eksik bilgi verilmesi de, uyuşmazlık sebe­

bi olabilir. Başvuru sahiplerinin yanlış bilgi almaktan ya da başka bir deyişle,

kendilerine yanlış ve eksik bilgi verilmesinden dolayı maddi ve manevi bir zara­

ra uğramaları muhtemeldir. Gerek bilgi talebinin reddedilmesinden, gerekse ek­

(13)

Gizli/ik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğro ı 25

sik ve yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar konusunda Kurul 'un yetkilerinin açık bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Bireysel Bilgiler ve Bilgi Edinme Hakkı

Genelolarak bireyler kendileriyle ilgili her türlü bilgi ve belgeye ulaşma hakkına sahiptir. Kurum ve kuruluşlann kendileriyle ilgili aldıkları kararlan öğ­

renebilmektedirler. Ancak, kişisel kararlann, eylemlerin ve işlemlerin hazırlık

sürecinde bilgi verme hakkı düzenlenmemiştir. Mevcut düzenleme biçimiyle bi­

reyler kendileriyle ilgili karar süreçlerini etkileyebilme imkanına sahip değildir­

ler. Fakat demokratik yönetim uygulamalanndan biri de kurum ve kuruluşlann

tek bir bireyi veya küçük bir grubu (bir mesleği icra edenler, bir sokakta ikamet edenler gibi) ilgilendiren hazırlık işlemlerinin ilgililere açık olmasıdır.

Bununla birlikte kanun, yargı denetimi dışında kalan idari işlemler ile sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belge­

lerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyenleri bilgi edinme

hakkı kapsamına sokmaktadır. Ancak bunlann içeriğindeki yanlışlıklan düzelt­

me veya itiraza ilişkin usul ve esaslar konusunda tam açıklık yoktur. Kişiler, fiş­

lerin varlığını ve içeriğini bilmenin yanında, kendisi hakkındaki yanlış bilgi ve ön yargılan da düzeltebilme imkanına sahip olmalıdır.

Aynca bilinmektedir ki, sivil ve askeri istihbarat birimleri ile genel kolluk birimlerinin elinde bir çok bireysel bilgi bulunmaktadır. Bunlann bir kısmı, ki­

şinin çalışma ve mesleki onuruna ilişkin olmayabilmektedir. Kanun, kurum ve

kuruluşlara bu tür bilgilerden bireylerin haberdar edilmesi gibi bir yükümlülük getirmemekte ve içeriğini öğrenme hakkını tanımamaktadır.

Bilgi Edinme Hakkının Sınırları

Bir özgürlüğün sınınnın diğerinin başladığı yerde bitmesi gibi, bilgi edinme

hakkı ve belgelere ulaşma özgürlüğünün de sının vardır. Bu sınırlar, devletin ve ülkenin güvenliği, kişilerin özel hayatının korunması ve işletmelerin serbestçe rekabet edebilmeleri gibi alanlarla ilgilidir.

Bilgi edinme hakkı kamu yönetiminin, tüm karar, düşünce, plan, proje ve bilgisine ulaşma imkanı vermemektedir. Devletin ve kamunun güvenliğini sağ­

lamak amacıyla "milli savunma", "dış ilişkiler", "mali politikalar", "idari ve adli

soruşturma/kovuşturma" alanındaki bilgiler ile "hazırlık aşamasındaki ve yöne­

timin iç düzenine ait dokümanlar" konusunda sınırlamalar getirilebilmektedir.

Nitekim, 4982 sayılı kanunun dördüncü bölümü bilgi edinme hakkının sınır­

lannı düzenlemektedir. Kanun bu hakkın kullanımına 13 ayrı istisna getirmek­

tedir.

Söz konusu istisnalann başında "yargı denetimi dışında kalan işlemler" sa­

yılmıştır. Anayasa'nın 125. maddesiyle yargı denetimi dışında tutulan Cumhur­

(14)

126 Amme İdaresi Dergisi

başkanının tek başına yapacağı işlemler, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlan ile Yüksek Askeri Şuranın kararlanndan kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar dışında kalanlar Bilgi Edinme

Hakkı Kanunu kapsamında değildir.

Benzer bir düzenleme, "istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler" açısından da söz konusudur. Kanunun 18. maddesi, sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeleri, kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte olmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutmaktadır. Bu düzenlemenin, istihbarat birimlerinin elinde bulunan bireysel

fiş, kayıt gibi dokümanlara ulaşma hakkı verip vennediği açık değildir.

Bilgi edinme hakkının bir diğer istisnasını ise, "Devlet sımna ilişkin bilgi ve belgeler" oluşturmaktadır. Açıklanması halinde devletin emniyetine, dış ilişkile­

rine, milli savunmasına ve milli güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği iti­

bariyle devlet sım olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışında kalmaktadır. Ancak, "devlet sım" kavramının neyi ifade ettiği,

üzerinde "gizli" kaşesi bulunan her bilgi veya belgenin devlet sım mı sayılaca­

ğı, bilgi ve belgenin devlet sım kapsamına girdiğini kimin belirleyeceği, akla gelen ilk sorulardır.

Bu konuda kurum ve kuruluşlann vereceği karara karşı Bilgi Edinme Değer­

lendinne Kurulu'na itiraz edilebilecektir. Kurul'un verdiği kararlar, ne tür bilgi ve belgelerin devlet sım kapsamında olacağını tespit edecektir.

İstisna getirilen bir başka alan ise "ülkenin ekonomik çıkarlanna ilişkin bilgi veya belgeler"dir. Kanun, açıklanması ya da zamanından önce açıklanması ha­

linde, ülkenin ekonomik çıkarlanna zarar verecek veya haksız rekabet ve ka­

zanca sebep olacak bilgi veya belgelere ulaşılmasına sınırlama getinnektedir.

Örneğin, paranın devalüe edilmesi konusundaki bir hükümet planının önceden herkesçe öğrenilmesi, paradan kaçışı hızlandınp kargaşa doğurduğu gibi, spekü­

latörlere haksız kazanç sağlama imkanı verir ve söz konusu bu politikadan bek­

lenen amaca ulaşılmaz.

İdari soruştunna ile adli soruşturma ve kovuştunnaya ilişkin bilgi ve belgeler de bilgi edinme hakkı kapsamı dışında kalmaktadır. Kanunun düzenlemesine göre,

"Kurum ve kuruluşlann yetkili birimlerince yürütülen idari soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde;

a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,

b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenli~ini

tehlikeye sokacak,

c) Soruşturmanın güven1i~ini tehlikeye düşürecek,

(15)

Gizlilik Geleneğinden ŞeffafYönetime Doğru 127

d) Gizli kalması gereken bilgi kaynagının açıga çıkmasına neden olacak veya so­

ruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynak.lannm temin edilmesini güçleştire­

cek" bilgi veya belgeler bilgi edinme hakkına kapatılmıştır.

Aynı şekilde, "Açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde;

a) Suç işlenmesine yol açacak,

b) Suçlann önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluIann kanuni yollarla yakala­

nıp koyuşturulmasını tehlikeye düşürecek,

c) Yargılama görevinin geregince yerine getirilmesini engelleyecek, d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlal edecek"

nitelikteki adli soruşturmaya ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulmaktadır.

Bilgi edinme hakkının en önemli istisnası olan "özel hayatın gizliliği" madde 2 ı'de düzenlenmiştir. Buna göre, "kişinin izin verdiği hiil/er saklı kalmak üzere, özel hayatın gizlifiği kapsamında, açıklanması hiilinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler" özel hayatın gizliliği kapsa­

mında bulunmaktadır. Benzer şekilde haberleşme gizliliği de kanunda ayrı

maddede düzenlenmekle birlikte özel hayatın gizliliği çerçevesinde değerlendi­

rilmelidir.

Çağdaş toplum, özel hayatın ve mahremiyetlerinin korunmasını

gerektirmektedir. Bilgi alma hakkının özel yaşamın gizliliği ilkesi ile çelişki

yaratmaması için, özel kişilere ait bilgilere ulaşımı sınırlanmıştır. örneğin, vergi mükelleflerinin dosyalannın gizliliği (mali gizlilik), hasta hakkındaki verileri içeren dosyanın gizliliği (tıbbi gizlilik), kişisel özellikler hakkındaki bilgilerin

gizliliği, haberleşme gizliliği, özel hayat ve kişisel bilgiler kapsamında değerlendirilmektedir.

Bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulan bilgi veya belgelerin bir grubunu da "ticari ve mali bilgiler ile fikir ve sanat eserleri" oluşturmaktadır. Kamu ku­

rum ve kuruluşlannın elde ettikleri veya ellerinde bulunan ticari sır niteliği taşı­

yan bilgi ve belgeler ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin bilgi ve belgeler bilgi e­

dinme hakkı kapsamı dışında tutulmaktadır.

"Üretim gizliliği", "ticari ve sınai bilgilerin gizliliği", "mali gizlilik" serbest piyasa ekonomisinin tam işlemesi ve olumsuz rekabet şartlannın doğmaması

amacıyla kurumlaştınlmıştır. İşletmelerin ekonomik ve mali durumlannı ve pa­

zar stratejilerini kapsayan bilgileri üçüncü kişilerin bilmesi bu işletmelere zarar verebilir.

Bununla beraber, özellikle işletmelerin üretim gizliliği ilkesine bazı eleştiri­

ler getirilmektedir. Buna göre, çevrenin ve tüketicinin korunması, üretim tekni­

ğini bilmeyi ve diğer tamamlayıcı bilgilere ulaşmayı gerektirmektedir. Bu bilgi­

ler, bir fabrikanın atıklanyla oluşan kirliliğin derecesini ve bir ürünün zararlılık

(16)

ı 28 Amme idaresi Dergisi

düzeyini ölçmeye imkan vermektedir (Spanou, 1988: 138). Ayrıca, bir fabrika­

nın kullandığı üretim tekniğini bilmek, çalışanları açısından da önemlidir. Eğer

üretimde sağlığa zararlı maddeler, zehirli gazlar vs. kullanılıyor ve çalışanlar da

bunları bilmiyorsa, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Bu tür muhtemel sorunlann engellenmesi için, söz konusu üretim tesislerinde

çalışacaklara daha işe girmeden, kendilerini bekleyen ortamın anlatılması ve on­

lann sağlıklannın korunması, "üretim gizliliği" ilkesinden daha önemlidir.

Nitekim Birleşmiş Milletler, çevre konusunda bilgi edinme hakkını düzenle­

yen ve karar sürecine katılımı sağlayan bir sözleşme hazırlamıştır

(www.agora2L.org, 2003). Benzer şekilde bilgi edinme hakkını kabul eden ül­

kelerde de hakkın kullanım alanı bazı koşullarda çevre ile ilgili bilgilere kadar

genişletilmiştir (www.cada.fr. 2003)

İstisnalara ilişkin bir diğer bilgi ve belge grubu ise, "hazırlık ve iç düzen do­

kümanlan" olarak nitelendirilen, kurum içi düzenlemeler, kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyelerdir. Kanunun 25 ve 26. maddeleri, bu tür bilgilerin gizliliğine ilişkin düzenleme getirmektedir.

Hazırlık ve iç düzen dokümanlannın bilgi alma hakkı kapsamı dışında tu­

tulmasının temel amacı, yönetimin rahatsız edilmeden ve sessizlik içinde çalış­

masının sağlanması, tasarladığı plan ve projelerini değiştirip yenilerini düşüne­

bilmesidir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, bireylerin ve küçük gruplann kendileriyle ilgili işlemlerden haberdar olmalan ve karar sürecine katılmalan sağlanmalıdır.

Belirtilen istisnalara da bazı sınırlamalar getirilmesi talepleri bulunmaktadır.

Bu taleplere göre, her ne kadar, hastanın tıbbi bilgileri, bir firmanın üretim ve ticaretine ilişkin bilgiler, ilke olarak bilgi alma hakkı kapsamı dışında tutulmuş­

larsa da, tehlikeli ve bulaşıcı hastalıklar ve bu hastalığı taşıyan kişileri, uyuştu­

rucu kullananlan ve tehlikeli alkolikleri kamuoyunun tanımasında bazı faydalar beklenebilir. Bunun yanında, yasa dışı iş yapan ticaret erbabı, çevreyi kirleten ve çalışanlan açısından tehlikeli olan işyerleri, tüketici sağlığı ile bağdaşmayan

üretim tekniği kullananların açıklanması ve herkesçe bilinmesi gizlilik kapsamı dışında tutulabilir.

SONUÇ

Bilgi edinme hakkının kurumsallaşması, gerek demokratikleşme, gerekse yönetimdeki yolsuzluk ve suiistimallerin önlenmesi açısından gereklidir. Kamu yönetiminden ve onun sunduğu hizmetlerden vazgeçmek mümkün değildir. Bu­

nunla birlikte, verimsiz ve bürokratik bir örgüt yerine, çevresine açık ve denet­

lenebilen bir yönetim modeli tercih edilmektedir. Yönetimin başarısı ve hizmet­

lerde etkinliğin sağlanması, halkın tepkisine ve tavırlanna sıkı sıkıya bağlıdır.

Faaliyetlerini halkın katılımına ve denetlemesine açık tutan bir yönetim anlayı­

şında, yönetsel demokrasiden bahsedilebilir. Bu çerçevede, yönetsel demokrasi,

Referanslar

Benzer Belgeler

Harem Otogarı’nın Haydarpaşaport kapsamında &#34;rekreasyon alanı&#34; olarak halk ın kullanacağı bir yeşil alana dönüştürüleceği iddia edilse de araziye,

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Küresel ısınmanın gıda krizine ve salgın hastalıkların yayılmasına etkisi Guatemala'da düzenlenen &#34;İklim Değişikliği Kar şısında Sivil Toplum&#34; adlı

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy&#34;ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Projelerin, vadide geri dönülmez ekolojik sorunlar çıkaracağını, orman ekosistemine büyük zararlar vereceğini ve derelere yeterli su sa ğlanamayacağını öne süren

Cumhurba şkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, TBMM tarafından 18 Nisan'da yeniden görüşülerek kabul edilen 5627 sayılı &#34;Enerji Verimliliği Kanunu'

Öte yandan, hemen her konuda &#34;bize benzeyeceksiniz&#34; diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm