• Sonuç bulunamadı

T.C. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi A.D. HASSAS TUTUCULU PROTEZLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi A.D. HASSAS TUTUCULU PROTEZLER"

Copied!
51
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi A.D.

HASSAS TUTUCULU PROTEZLER

(2)

HASSAS TUTUCULAR (PRECISION ATTACHMENTS) TANIMLAMA

Hassas bağlantılar için çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Genel olarak birbirleri ile çok farklı olmasalar da tanımlamalara bakmak istersek: Hassas bağlantılar diş hekimliğinde hareketli veya yarı hareketli protezlerin retansiyonunu sağlayabilmek için kısmen veya tamamen makine ile şekillendirilmiş aksesuarlardır.(1) Hassas bağlantılar, hareketli köprüler ile bölümlü protezlerin tutucuları (retainer) olarak kabul edilirler. Bazıları birkaç dişin kaldığı tam protezlere (overdenture) tutucu olarak hizmet verirler.(3) Diş Hekimliği Terimleri Sözlüğünde 'hassas tutucu' teriminin karşılığı şöyle verilmiştir: Hassas tutucu, sabit ve hareketli bölümlü protez yapımında kullanılan, negatif yuvası destek dişin normal veya genişletilmiş kron konturu içerisinde yer alan, pozitif parçası ise gövdeye veya protez iskeletine tespit edilen metal bir yuva ile buna sıkıca uyan bir parçadan oluşan bir tutucudur.

(2)

Hassas bağlantıları fonksiyonel olarak çok fazla parçadan oluşmaktaysa da genellikle iki fonksiyonel üniteden meydana gelir. Bir fonksiyonel ünite destek diş restorasyonu ile birleşik olan primer parçadır, diğeri hareketli aparey, köprü, bölümlü protez ya da tam protez içine inşaa edilen sekonder parçadır. “Dişi” ve “Erkek” , “Patrix” ve “Matrix” şeklindeki diğer ifadeler oldukça fazla karışıklıklara neden olur, çünkü bunlar fonksiyondan ziyade parçanın gövde şekline göre belirlenir. T- harfi şeklindeki attachmentte “ erkek parça”

hareketli parçaya aitken, stud yada teleskopik kronlarda erkek parça, primer, sabit parçadır.

Bu nedenle “dişi” ve “erkek” ya da “patrix” ve “matrix” gibi seksüel terimlerin kullanımında, primer veya sekonder ya da sabit veya hareketli olmasına bakılmaksızın, içine giren, çevrelenen parça erkek ifadesiyle ve içine girilen çevreleyen parça dişi ifadesiyle tanımlanır.(3)

Hassas bağlantıların fonksiyonu, bölümlü protez için direkt olarak ve pozitif bir tutuculuk sağlamaktır. Bu konuda kroşelerden daha etkili oldukları da kanıtlanmıştır. Bir ataçmanı ayırmak için gerekli çekme kuvveti 2,3-5,4 kg arasında olmalıdır. Bir vakada ataçmanı ne kadar fazla olursa her bir ataçmanı’ da gerekli olan sürtünme kuvveti o derecede azalacaktır. Parsiyel dentisyonda ataçmanın takılıp çıkarılmasının hasta için kolay ve aynı zamanda retantif olacak şekilde tasarlanması bir sanattır.(1,3)

(3)

HASSAS TUTUCULARIN SINIFLANDIRILMASI

Hassas tutucuların sınıflandırılmasında çeşitli araştırıcılar hassas bağlantıları çalışma prensiplerine, destek dişine vs. gibi çeşitli özelliklerini göz önüne almışlardır.

Kabcenell bu konudaki sınıflamanın kuvvet iletimi ve yer değiştirmeye karşı direnç yetenekleri göz önüne alınarak yapılmasının uygun olacağını belirtmektedir. Bu bakış açısı ile sınıflamayı ikiye ayırarak yapan araştırmacı diş hekimlerinin destek dişlere ve kretlere gelen yük miktarının iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulamaktadır:

1. Dikey yönde dokuya doğru olan oklüzal kuvvetleri altında protez kaidesi ile destek dişler arasındaki ilişkiyi kontrol eden hassas tutucular:

a. Rijid, yani bütün. Chayes benzeri üniteler, Crismani, C ve L sistemi, Schutzmann üniteleri.

b. Bir düzlemde harekete müsaade edenler. Örneğin, pozitif ünitenin gingival sonlanmasının rölyeflendiği Chayes benzeri tutucu sistemler ve tutucu ile protez kaidesi arasında distal uzantı menteşesi içerenler.

c. İki düzlemde harekete müsaade edenler. Örneğin; Dalbo.

d. Tüm düzlemlerde harekete müsaade edenler. Örneğin, Ceka ve Karşıt Ark Roach'u.

2. Dikey yönde çıkarıcı kuvvetler altında protez kaidesi ile destek dişler arasındaki ilişkiyi kontrol eden hassas tutucular:

a. Rijid, yani Chayes benzeri tutucu sistem, Crismani, C ve L sistemi, Schutzmann, Dalbo, pozitif ünitelerin gingival sonlanmasında rolyefli Cha- yes tipi tutucu sistem.

b. Fleksibl tutucu. Örneğin, Ceka ve Karşıt Ark Roach'u.

Bu tutucular yerinden çıkarıcı kuvvetler karşısında değişik derecelerde farklı davranışlar gösterirler.

Breisach'a göre hassas tutucular tip, yapım veya fonksiyona göre sınıflandırılabilirler:

A) Tip'e göre sınıflandırma:.

1- T-dizaynlı tutucu. (Ney Chayes), 2- Menteşeler,

3- Eklemler.

B) Yapılışına' a göre sınıflandırma:

1- Sabit tutucular (13 İaggi eklemleri, AX-RO eklemleri ve esnek eklemler 'BMS, Beat Muller'),

(4)

2- Ayrılabilen tutucular (ASC 52, Ancorvis ve Dalbo).

C) Fonksiyon' a göre sınıflandırma:

1- T -dizaynlı tutucu (Stern ve Ney Chayes),

2- Menteşeli tutucu (Ancorvis tarafından modifiye edilen Strini menteşesi) , 3- Ek1emli tutucu (ASC 52 eklemi).

Zembilci, bu tür bağlantıları mekanik çalışma prensiplerine göre 3 sınıfa ayırmıştır:

1. Bağlantılar 2. Amortisörler 3. Kuvvet kırıcılar

Kantorowicz, ise destek dişleri esas alarak sınıflandırmasını yapmıştır:

1. Destek dişin kron kısmına ait bağlantılar a. Kron içi

b. Kron dışı

2. Dişlerin kökleri üzerine yapılan bağlantılar

3. Destek iki veya daha fazla destek diş arasına yapılan transvers bağlantılar 4. Yardımcı bağlantılar

Ray presizyon bağlantılarını 5 ana sınıf altında toplamıştır. Bunların bazılarında alt sınıflar da söz konusudur:

I. Kron içi bağlantılar:

1. Pasif 2. Aktif

a. Friction grip, Regulex, Omega, McCollum, Crismani b. Snap grip, Crismani, Shatzmann

II. Kron dışı bağlantılar: Stabilex Conex Fletcher

III. Birleşik bağlantılar: Pini, Romagnoli, Ancorvis, Cuenod, Stern system, Dalla bona, Crismani system

IV. Çapa tipli bağlantılar (Anchors):

1.Screw Block Hruska Schubiger Markowitsch 2. Slide Block

a- Friction grip Gmür Dalla Bona b- Snap grip Rothermann eccentric V. Bar tipi bağlantılar:

Dolder

(5)

Preiskel tarafından yapılan sınıflandırma ise günümüzde en yaygın bir şekilde kullanılandır:

• Kron içi hassas tutucular 'intracoronal attachments'

• Kron dışı bağlantılar ‘ extracoronal attachments’

• Çivi başlı bağlantılar( Stud attachments)

• Barlı bağlantılar(Bar attachments)

• Yardımcı Hassas Tutucular (Auxiliary attachments) I. Kron içi hassas tutucular 'intracoronal attachments'

1- Sadece sürtünme yoluyla tutuculuk sağlayanlar

Örnek: Chayes. Ney-Chayes. Stern G/A ve G/L McCollum 2- Tutuculukları mekanik kilitlenme yoluyla arttırılabilenler

Örnek: Schatzmann. Crismani

II.Kron dışı bağlantılar ‘ extracoronal attachments’

1- Protezin destek aldığı dişin dışında bir uzantı yapanlar Örnek: Dalla Bona, Ceka

2- Protezi destek dişe sıkıca bağlamayan sadece protezin iki kısmı arasında bir miktar harekete müsaade edecek şekilde eklem yapanlar

Örnek: Axial rotation, Axial rotation joint

3- Destek dişin kron kısmı dışında bulunan menteşe tipi bir bağlantı ile destek dişin kron kısmını içerisinde bulunan intracoronal bir bağlantıya direkt olarak bağlanırlar.

Örnek: Stern Kuvvet Kırıcı Ünitesi, Kombine Crismani ünitesi III.Çivi başlı bağlantılar( Stud attachments)

Örnek: Gerber 868 ve696, Dalbo 604,604A,604P Rothermann, Eccentric Anderes ve Schçnenburer, Introfix, Gmur

IV.Barlı bağlantılar (Bar attachments)

1- Tek gömlekli barlı bağlantılar (Dolder Bar) 2- Çok eklemli Örnek: Gilmore , Goslee 3- Rijid barlı üniteler (1,2)

V. Yardımcı Hassas Tutucular (Auxiliary Attachments) 1- Piston Tipi Hassas Tutucular

2- Vidalı Tutucular

a- Vital Dişler İçin Vidalı Tutucular b- Devital Dişler İçin Vidalı Tutucular

(6)

HAREKETLİ BAĞLANTILARIN ÖZELLİĞİ :

1) Hareketli bağlantıların en önemli özelliği ve amacı yerinden çıkmaya karşı gösterilen direnç diye tanımlandığımız retansiyondur.

2) Hassas bağlantılı protezlerde tek bir giriş yolu olmalıdır. Bu tip ataçmanlar kuvvet kırıcı ya da sabit köprülerde paralel olmayan dayanak dişlerde paralelliği sağlayıcı olarak kullanılırlar.

3)Rijid hassas bağlantılı sistemler hareketli bölümlü protezlerdeki rijit kroşelere benzer şekilde katı ankraj sağlar Hassas bağlantının rijid türleri serbest sonlanan bölümlü protez vakalarında , özellikle alt çenede kullanılmamalıdırlar.

4)Rezilyent sistemler, stresslerin yönlendirilmesinde yardımcıdır.

5)Hassas bağlantılı protez yapılacak çenenin karşıtındaki oklüzyon önemlidir.

Karşıt çenede uzamış doğal diş varsa diş ya möllenmeli yada çekilmelidir.Hassas bölümlü protez yapılacak çenenin karşıtında hareketli protez varsa, fonksiyon, estetik ve oklüzyon açısından değerlendirilmelidir. Önemli olan, hassas bağlantılı proteze aşırı basınç gelmesini engellemektir.

6)Hassas bölümlü protezlerin ömrü yada kullanım süresi 7- 10 yıldır. Planlama, laboratuar tekniği, hastanın oral hijyeni, kullanım becerisi, proteze düzenli olarak besleme yapılması bu süreyi etkiler.

HASSAS TUTUCULARIN AVANTAJLARI:

1- Estetik üstünlükleri, özellikle kanin ve premolarlar için anlam taşır.

2- Vertikal ve horizontal kuvvetler, dişin uzun eksenine paralel olarak iletilir.

3- Destek dişlerin anatomik şekilleri, yani ekvator altı bölgedeki undercut’ın yeterli olup olmaması retansiyonu etkilemez.

4- Protezin parça sayısı azaldığı için hastalar rahatlık hissederler.

5- Serbest sonlanan olgularda, protezde ön-arka yöndeki hareketleri daha iyi bir şekilde kontrol eder.

6- Bölümlü protezin ağza uygulanması sırasında destek dişlerde yan kuvvetler oluşmaz.

7- Destek dişlere uygulanan kronlar, ilerideki çürümeleri önler.

8- Resiprokal kroşe kolu konulamayacağı zaman endike olabilir.

9- Ancak çok uzun zaman içerisinde sürtünme sonucu yıpranabilirler.

(7)

HASSAS TUTUCULARIN DEZAVANTAJLARI:

1- Karmaşık klinik ve laboratuar işlemleri fazla zaman alır.

2- Protezin çıkarılmasına karşı sürtünmesel direncin kaybı sonucunda aşınabilirler..

3- Onarılmaları ve yeniden kullanıma sevk edilmeleri zordur.

4- Uzunluk ile orantılı olarak etkili oldukları için, kısa dişlerde fazla etkili olamazlar.

Bir başka ifade ile tutuculukları sürtünmesel dirence bağımlı olduğundan, yeterli sürtünmesel yüzeyler temin etmek için kron uzunluğunun uygun olması gerekir.

5- Bir destek dişin çevresine tam olarak yerleştirilmeleri zordur.

6- Bu sistemin dişin koronal limitleri içinde hazırlanması gerektiğinden, ünitenin derinliği sebebiyle, geniş olan bir pulpanın sağlığı tehlikeye atılabilir.

7- Hassas tutuculu bir protezin maliyeti yüksektir.

8- Yapılmaları büyük hassasiyet gerektirir. En ufak bir hata olumsuz kuvvetler nedeniyle dişlerin kaybıyla sonuçlanabilir.

9- Hastada ağız hijyeninin çok iyi olması gerekir.

Bu özellikleri hassas tutucuların yaygın şekilde kullanımını kısıtlayabilmektedir.

Hassas tutucu horizontal harekete izin vermediği için bu sistemde protezin bütün horizontal, devrilme ve rotasyonel hareketleri doğrudan doğruya destek dişe ulaştırır.. Bu sebeple iç tutucu, hareket edebilen kaide ile rijid tutucu arasında kuvvet kırıcı kullanılmadıkça doku desteği serbest sonlanan protez kaidelerinde uygulanamaz. Kuvvet kırıcılar ise bölümlü pro- tezin ayrıca maliyetini arttırır.

Prefabrik tutucular genellikle birbirine tutunan iki soy metal komponentinden oluşur.

Prefabrik bağlantıdan birbirine hassas olarak tutunan unsurlar, tamamen aynı metallerle oluşturulmaktadır. Örneğin, protezin sabit kısmına birleşecek alan bağlantı kısımları platinize Au şeklinde mevcuttur ve bu kısımlar, benzer alaşımlı desteklerle uyum gösterir.

Tutucunun hareketli kısmı genellikle saf Au' dan hazırlanır.(2) Hassas Bağlantılarının Endikasyonları:

Hassas bağlantıları genel olarak kısmi dişsiz çenelerde endike olabilir. Fakat daha spesifik endikasyonları şunlardır:

1. Sabit köprülerde ve sonları dişli biten bölümlü protezlerde bağlantı (eklem) olarak,

2. Hareketli veya yarı hareketli köprülerde, dolder ve teleskop sistemli protezlerde,

(8)

3. Sonları serbest sonlanan bölümlü protezlerde kuvvet kırıcı olarak, 4. Hibrit protezlerde tutuculuk sağlamak için,

5. Unilateral protezlerde kaide plağını stabilize etmek için,

6. Kavsin karşı tarafındaki kaide plağını birleştiren bir bağlayıcıyı kilitlemek için, 7. Mevcut sabit protezlerin uzatılması veya değiştirilmesi için muhtemel bir önlem

olarak.

Hassas Bağlantılarının Kontrendikasyonları:

1. Hasta ve yaşlılarda,

2. Aşırı periodontal hastalıkları olanlarda, 3. Çürüğe yatkın olanlarda,

4. Kron boyları kısa olan destek dişlerde, 5. Pulpa odası geniş olan dişlerde. (1)

Özel Kontrendikasyonlar:

1) Hassas tutucuları rijid olan türleri serbest sonlanan bölümlü protez vakalarında, özellikle alt çenede kullanılmamalıdır.

2) Hassas tutuculu protez tek bir giriş yoluyla takıldığından çok yaşlı bireylerde kontrendikedir.

DEĞERLENDİRME ve TEDAVİ PLANLAMASI Değerlendirme aşağıdaki faktörlere göre yapılır.

A-Destek Dişlerde B-Destek Dokularında

C-Sentrik İlişki ve Sentrik Oklüzyon

A-Destek Dişlerde:

• Çürük kontrolü ve bunların tedavisi

• Periodontal dokuların kontrolü ve şayet patolojik bir durum varsa bunların önceden tedavisi

• Kron içi bağlantı türünde şayet destek diş yeterli yükseklikte değilse, gingivektomi yapılması

(9)

• Destek dişlerde yapılacak işlemlerin sentrik ilişki ve sentrik oklüzyonun incelenmesinden sonra yapılması

B-Destek Dokularında:

Mukoza dokusunun sağlıklı olması gerekir. Bu genel kural gerçi her tür protez için geçerli ise de özellikle hassas bağlantılı protezler için son derece önemli bir konudur.

Özellikle Kennedy I sınıf vakalarda alveol mukozasının reziliensi, kullanılacak içi bağlantının rijidliği veya kuvvet kırıcı ile elde edilebilecek hareketlilik yönünden önem taşır. Reziliensi fazla olan dokular, sonları serbest protezler de destek dişlere aşırı kuvvetler yüklemesi açısından sakıncalıdır.

C-Sentrik İlişki ve Sentrik Oklüzyon:

Planlama ve bağlantının tipinin saptanması konusunda sentrik ilişki ile sentrik oklüzyon arasındaki fark incelenir.

Erken kapanış durumlarında selektif mölleme yapılır. Çekimler nedeniyle dikey boyutun azalmış olduğu vakalarda geçici oklüzyon yükseltici plaklar yapılır ve daha sonrada sabit kron veya onleylerle sentrik ilişki düzeltilir.

Bunlardan başka ağızda kalan doğal dişlerin destek dişlerle olan ilişkilerine , sayı ve alveol kavsi üzerindeki dağılımlarına ve dişsiz alveol kretinin boyutlarına ve repozisyonuna bağlı olarak anatomik şekillerine göre bağlantının türü ve protezin şekli belirlenir.(1)

TEDAVİ PLANLAMASI VE BAŞLANGIÇ PROSEDÜRLERİ TEDAVİ PLANLAMASI

1- Hastanın genel sağlık durumu ve oral hijyeni değerlendirilir.

2- Hastanın daha önceki restorasyonları değerlendirilir ve hastanın protetik tedaviden beklentisi öğrenilir.

3- Full mounth radyografi alınır. Hastadan kayıtlar toplanır ve ısırma kaydı alınır.

4- Radyografiler ve modeller incelenerek mevcut durum ( biyomekanik, fonksiyon ve estetik) değerlendirilir. Örnek: Restore edilecek boşluğun miktarı ne kadar?

Restorasyonun nasıl destek alacağı? Hareketli ya da sabit restorasyonlardan hangisinin yapılacağı?

5- Kullanılacak boşluk sahalar ölçülür ve değerlendirilir. Ataçman seçiminde teknisyen ile de konuşularak gerekli ekipman olup olmadığı öğrenilmelidir.

(10)

BAŞLANGIÇ PROSEDÜRLERİ Safha I:

o Laboratuarca diagnoztik modellerin ( Temporary Set-Up) yapılması Diagnoztik modellerin yararları:

1. Hasta için psikolojik önem taşır.

2. Hasta işlem sonunda yapılacak restorasyonu görmüş olur.

3. Diş kesimi ve intracoronal ataçmanların eğimlerinin değerlendirilmesinde kullanılır.

4. Oklüzal ilişkinin doğrulanmasında kullanılır.

Safha II:

o Yapay dişler dizilir.

o TSU diş hekimine incelenmek üzere geri gönderilir.

Safha III:

o TSU oklüzyon ve estetik yönünden değerlendirilir.

o Ataçman seçimine göre TSU rehberliğinde abutment preparasyonları yapılır.

o Daha sonra ölçü işlemine geçilir ve laboratuara gönderilir.

(11)

KRON İÇİ HASSAS TUTUCULAR ‘INTRACORONAL ATTACHMENTS’

Kron içi tutucu bir kenar ‘flange' ve bir yiv 'slot' olmak üzere iki parçadan ibarettir.

Kenar parçası protez kısmına birleştirilir, yiv parçası da protezin diğer parçasını oluşturan restorasyona yerleştirilir. Böylece iki ünitenin ağızda birbirine tutunması suretiyle, diş kronunun konturu içerisinde birleşme olur. Kron içi hassas tutucular paralel kenarlı uzantılara sahiptir, yarı hassas ünitelerin uzantı kısımları ise hafifçe koniklik sergiler. Bu tutucular genellikle protezin iki kısmı arasında rijid bir birleşme sağlarlar.

Yukarda da belirtildiği gibi yarı hassas kron içi tutucular konik yapıdadırlar. Bunlar ham modellerden dökülebilir veya bütünüyle laboratuarda hazırlanabilir. Hassas tutuculardan farklı olarak ek bir tutucu eleman bulunur.

Kron içi tutucular, kroşe ünitelerinde olduğu gibi, tutucu ve destekleyici fonksiyonlar görürler. Bağlantı tarafından sağlanan tutuculuk, iki parça arasındaki yüzey temas alanına bağlıdır. Bu nedenle olabildiğince fazla yüzey alanının olması tercih edilir. Mevcut yüzey alanı pozitif kısmın uzunluğu ve kesiti ile ilgilidir. Tutucunun uzunluğunu etkileyen klinik kron yüksekliği, bağlantının retansiyon ve stabilitesi yönünden en önemli bir faktördür.

Negatif kısmın, dişin konturu içinde yer alması zorunludur. Aksi halde dişin konturu değişir ve restorasyonun gingival marjininde kalan bir çıkıntı oluşur. H-şeklinde uzantısı olan tutucuların, uzantısı T-şeklinde olan önceki tutucu karşında büyük avantajları vardır. H- şeklindeki ünitenin diş uzantısı, yüzey alanını iki misli yapar ve negatif kısmın boyutunda herhangi bir artış olmadan tutucunun mukavemetini artırır.

Alışıla gelen uygulamada kavrama aksiyonu, tutucunun yan yüzeyleri ile sağlanır. Bu tür bağlantılarla mükemmel şekilde temin edilen tutuculuk ve stabilite bakış açısından kron içi tutucular, gerek sabit ve gerekse hareketli bölümlü protezlerde geniş uygulama alanları bulurlar.

Kron İçi Hassas Bağlantıların Özellikleri

1) Kron içi bağlantılar sonları dişli biten vakalarda, serbest sonlanan vakalarda, bağlayıcı olarak, ileride planlama değişikliği yapılabilecek vakalarda kullanılırlar.

2) Kron içi bağlantılarda tutuculuk oluk ve sürgü arasındaki sürtünme yüzeyi ile doğru orantılıdır.

3) Kron içi bağlantılarda direkt tutuculuk, erkek ve dişi parçanın sürtünen yüzeylerinden sağlanır.

4) Kron içi retansiyon, vertikal yüksekliğin kübü ile doğru orantılıdır.

5) Kron içi bağlantılar Kennedy Cl III vakalarda (dişli sonlanan ) endikedir.

(12)

6) Undercut derinliği kroşe için uygun değilse, dişler ön bölgede ise kron içi bağlantı kullanılır.

7) Serbest sonlanan vakalarda kron içi bağlantı kullanılacaksa mukoza karakteri önemlidir, mukozanın sert ve sağlıklı olması istenir. Böylece rezilyens miktarı minimuma indirilmiş olur.

8) Kron içi bağlantılarda destek dişe gelen yükü azaltmak için çene kayıtları dikkatli alınmalı, bukkolingual boyutu dar olan dişler kullanılmalı, dişi parçalar (kron konturu içinde yer alan) giriş yoluna paralel olmalıdır.

9) Kron içi bağlantılar Kennedy Klas IV. sınıf vakalarda da kullanılabilir. Önde alveolde aşırı kemik kaybı varsa , pembe akrilikle kemik kaybının rahatça telafisi açısından kron içi tutuculu protez endikedir.

10) Kron içi bağlantılarda destek dişin kron konturları içerisinde dişi parça için inley, pinley, 3/4 parsiyel kron ve kron restorasyonları dişi parça için yapılabilir.

11) En az 2 bazen 3-4 tane olarak kullanılan hassas bağlantıların paralellikleri şarttır.

Modelaj safhasında paralolemetre kullanılarak bu paralellik sağlanmalıdır.

12) Kron içi bağlantılar bağlayıcı (konnektör) olarak kullanıldığında, dayanak dişlerin paralelliği önemli değildir.

13) Oklüzal tabla uzunluğunu kısaltmak için 1 diş eksik konulmalıdır .Bu durum kaldıraç kolunu kısaltır ve desteğe gelen horizontal ve vertikal yükü azaltmış olur.

14) Kron içi bağlantılarda dişi parçanın kron içine yerleştirileninde 2 yöntem söz konusu ya döküm krona sonradan lehimlenir veya ataçman kronun mum modelasyonuyla beraber döküme sevk edilir.

15) Kron içi bağlantılar bir flange (kenar) ve bir slot (yiv)dan ibarettir. Kenar parçası proteze birleştirilir,yiv parçası protezin diğer parçasını oluşturan restorasyona yerleştirilir.Bu iki parça diş kronu konturu içinde yer alır.

Kron İçi Hassas Bağlantıların Kroşelere Göre Avantajları:

1- Görünüm: Bukkal veya labial kroşe kollarına gerek kalmadığı için görünüm, özellikle ağzın ön bölgelerinde oldukça iyidir.

2- Tutuculuğun kron konturuna bağımlı olmaması: Kron içi tutucu kroşe kolunun aksine, kronun konturuna bağımlı olmadan mükemmel tutuculuk sağlar.

3- Kütlenin azaltılması: Kron içi tutucu bir dişin kron konturuna uyar. Böylece protez kütlesinde herhangi bir artma olmaz.

(13)

4- Stabilite: Kron içi tutucular, horizontal eğici veya rotasyonel yer değiştirici kuvvetlere karşı iyi direnç gösterirler. Bu stabilite, dişin konturuna uymak üzere hazırlanmış olan palatal bir kavrayıcı kol ile artırılabilir. Oysa ki kroşeli bölümlü protezlerin basamaksız yapılan rijid kavrama kolları son derece kütlelidir.

5- Gıda birikiminin önlenmesi: Özellikle arka dişlerde kullanılan karmaşık tasarımlı kroşeler gıda birikimine, gingival irritasyona ve çürüklere yol açabilir.

6- Destek dişler üzerindeki stress’lerin azaltılması: Kroşe tutuculu bir bölümlü protez ağza yerleştirilirken kroşeler, andırkat sahaya geçinceye kadar deforme olurlar. Özellikle tasarım ve yapım yönünden hatalı olan kroşeler, deformasyon sırasında kroşelenen dişlere lateral yükler uygular. Oysa ki hassas bir tutucu söze edilen lateral stress olmadan yerine yerleştirilir.

Kron İçi Hassas Bağlantıların Kroşelere Göre Dezavantajları:

1- Destek dişlerde aşırı preparasyon gerektirmesi,

2- Ekonomik olmaması ve fazla çalışma zamanı gerektirmesi, 3- Kron uzunluğu ve pulpa hacminin uygun olmasını gerektirmesi, 4- Yapımlarında zorlukların olması.

Genellikle protezin iki kısmı arasında rijid bir birleşme sağlayan kron içi hassas tutucuların:

I) Retansiyonu tamamen sürtünmesel olanlar,

2) Retansiyonu mekanik bir kilit ile artırılanlar, olmak üzere iki tipi mevcuttur. (2)

1) Retansiyonu tamamen sürtünmesel olan kron içi hassas tutucular:

A) Ayarlanabilen sürtünmesel kron içi hassas tutucular

a) Chayes Bağlantısı: Bu bağlantı 1906 yılında Herman Chayes tarafından yapılmış olup T şeklindeki ünitesi bugün bile kullanılmaktadır. Bağlantı orijinal olarak destek dişin lingual tarafına konulmak üzere imal edilmiştir, fakat sonradan mesiodistal konum önerilmiştir. Chayes bağlantısının iki yarısı tornavida ile açılarak ajuste edilebilir ve bu suretle sürtünmesi artırılarak tutuculuğu da artırılmış olur.

b) Ney Chayes Bağlantısı: Bu bağlantıda aynen Chayes bağlantısı gibi tutuculuğu daha da artırmak için erkek ve dişi parçaları H şeklinde hazırlanmıştır.

(14)

c) Stern G/A Bağlantısı: Bunda da erkek bağlantısı H şeklindedir. Bu da sürtünme esasına dayanır. Erkek parçanın dişiye giren kısmı ikiye ayrılmıştır. Araya bir şey sokulup açılarak tutuculuğun artırılması mümkün olur.

d) Mc Collum Bağlantısı: Bu bağlantı da sürtünme yüzeyinin artırılması için H şeklinde dizayn edilmiş bir apareydir. Bunun da erkek parçası üzerinde bir yarık vardır. Burası açılarak tutuculuk artırılabilir. (1)

B) Ayarlanamayan sürtünmesel kron içi bağlantılar

Bu tip üniteler hareketli protezler için uygun değildir, çünkü tekrarlanan takıp çıkarmalar bağlantının aşınmasına sebep olur. Bununla beraber, müşterek bir giriş yolu olmayan bir dizi kronu birleştirmek için kullanılabilirler. Ön dişler söz konusu olduğunda yuvarlak profiller tercih edilir; oysa ki arka gruplarda Beyeler ünitesi daha çok yüzey temas alanı sağlar.

Ayarlanamayan sürtünmesel kron içi bağlantılara diğer örnekler, SD Omega M, SD- Snap- İn Latch Sistem, Cps Sistemi, Yarı Hassas Kron İçi Bağlantı, Thompson Dowel Yarı Hassas Kron İçi Bağlantı örnek verilebilir.

2) Retansiyonu mekanik bir kilitle artırılan kron içi hassas tutucular:

Bazı bağlantılara, ekstra bir stabilite söz konusu olmamakla beraber, belirli bir temas alanında daha fazla tutuculuk sağlamak için yardımcı tutucu özelikler kazandırılmıştır.

Minimum 4 mm’lik dikey saha gereklidir. (2)

a) Schatzmann Bağlantısı: Bu bağlantı türünün içinde bir yay sistemi vardır. Yay sıkıştırılınca sürtünme artmakta ve bu durum tutuculuğun da çoğalmasına neden olmaktadır. Hacimli ve büyük bir bağlantı olduğundan daha çok azı dişlerinde kullanımı önerilmektedir.

b) Crismani Bağlantısı: Bu bağlantının içinde bir retansiyon sistemi geliştirilmiştir.

Bu sistemi çalıştıran dış kısmında bir vidası vardır. Vida döndürülmek suretiyle sistem aktive edilir ve bu yolla daha çok retansiyon sağlanır. Negatif ünite tutucu tel için iki çöküntü taşır ve 7 mm uzunluğundadır. Bu da hacimli bir aparey olduğu için azı dişlerinde kullanılması önerilmektedir.

c) Stern G/L Bağlantısı: Erkek parçanın altında aynı şekilde bir yarık vardır.

Ayarlamak için özel aletler mevcuttur. Bu aletlerle ara istenildiği kadar açılarak sürtünme artırılır. Böylece tutuculuk da artırılmış olur.(1)

(15)

d) Kırlangıç ve ESI formları: Pozitif ünitede takviye amacına yönelik uzantılı modifikasyonlardır. Kırlangıç tasarımı lehimleme işlemini kolaylaştırır ve bağlantı bir yarık gövde 'split-pontic' şeklinde kullanıldığında yararlı olur. ESI tasarımında ise, pozitifin protezin iskeletine elektronik olarak lehimlenmesini kolaylaştıran uzun bir plak uzantısı bulunur. Bu kısım, akrilik rezinle tutuculuğu sağlamak için pürüzlendirilebilir.

Bu bağlantıların dışında CNS Sistem, Tach-E-Z Sistem, C ve L Sistem, Servo AP, SD/AP, SD/AP Piccolino gibi çeşitli örnekler de bulunmaktadır.

KRON İÇİ HASSAS BAĞLANTILARIN KLİNİK UYGULAMASI Destek Diş Preparasyonları

Her şeyden önce başarılı çalışmalar dikkatli bir tedavi planlaması ile mümkündür.

Bunun için de tanı araçlarının örneğin , tüm ağız röntgen filmlerinin ve artikülatöre alınmış tanı modellerinin elde bulunması gerekir. Tanı modelleri çoğaltılır. (duplikat modeller).

Hassas tutucunun uygulanacağı dişteki preparasyon boşluğu öncelikle bu duplikat modeller üzerinde oluşturularak gerekli kontroller yapılır. Destek diş preparasyonunda yapılması öngörülen basamak tam kron restorasyon ilkelerine göre oluşturulur, ancak dişin proksimal ve lingual yüzeylerindeki basamaklar, kronun bu bölgelerinde yer alacak olan kron içi hassas tutucunun negatif kısmının yerleşebileceği ölçüde genişletilmelidir. Negatif kısım içerisine stenç veya plastrin yardımıyla bir tel parçası tespit edilerek elle ve paralelometre yardımıyla laboratuvar safhasındaki kontroller daha kolay gerçekleştirilebilir. Preparasyon çalışması sırasında hassas tutucunun negatif kısmını çevreleyecek metal kalınlığının 0.5 mm den daha büyük olmamasına dikkat edilmelidir. Lingual veya palatal stabilizasyon kolunun uygulandığı durumlarda kron kalınlığının arttırılmaması için bu kolunun geçeceği yüzeylerde de diş dokusunun daha fazla kaldırılmaması uygun olmaktadır.

Ölçü Materyalleri

Ölçü netliği açısından reversible hidrokollidlerin kullanılması önerilmektedir. Fakat iyi bir retraksiyonun yapılması ile elastomerik ölçü maddeleri de kullanılabilir.

Restorasyonun yerleştirilmesi:

Büyük restorasyonların birkaç günlük bir süre için geçici simanlar ile tespit edilmesi uygun olur. Geçici yapıştırmanın oklüzal yüzeyler üzerindeki herhangi bir düzeltmeyi ve cilalamayı kolaylaştırmak gibi avantajları vardır. Böyle bir işlem ek olarak, proksimal aralıkların plak kontrolü yönünden incelenmesine ve gereken değişikliklerin yapılmasına da

(16)

izin vermektedir.

Kron ile kesilmiş diş arasında yer alan siman tabakasının kron içi hassas tutucuların net yerleşimini engellemesi mümkündür; bu ise bitmiş bir protez için son derece dramatik sonuçlar yaratmaktadır. İstenilmeyen bu durumun önlenmesi için, protezin diğer unsurları ile birlikte ve siman sertleşmeden önce kron ya da kron gruplarının kontrol işlemleri yapılmalıdır. Taşkın simanların temizlenmesi sonrası bölümlü protez hastalan 24 saat süresince protezlerini çıkartmamaları uyarısı ile gönderilirler. İkinci seansta oklüzyon ve artikülasyon gözden geçirilir. Protez kaidesinin mukoza ile uyumu basınç gösterici pat ile kontrol edilir. Bu aşamada bir sorun çıkacak olur ise bide yenileme işlemi yapılmalıdır.

Teslim aşamasında protezin nasıl yerleştirilip çıkartılacağı hususunda hastaya büyük bir ayna yardımıyla bilgi verilmelidir. Yine, yerleştirme yolu hakkında, bir demonstrasyon modeli veya diagram üzerinde açıklama yapılması yararlı olmaktadır. Protez üzerine uygulanacak hatalı kuvvetlerin oluşturacağı tehlikeler, özellikle bilateral protezlerde ortaya çıkabilecek kaldıraç faktörleri önemle vurgulanmalıdır. Temizliğe yönelik olarak yalnızca plak kontrolü ile yetinilmeyip protez hijyenine ilişkin talimatlar verilmelidir. Kron içi hassas tutucuların negatif ve pozitif üniteleri ara yüz fırçaları ile temizlenebilirler. Hasta protezine alıştıktan yaklaşık bir ay sonra kontrol işlemleri ve radyografik incelemeler yapılmalıdır.

Hasta periyodik olarak altı ayda bir kontrole çağrılmalıdır.

Tutuculuk Kontrolü

Kron içi hassas tutucuların gelişigüzel ayarlanması, genellikle kırılma ile sonuçlanmaktadır.Geniş kontak sahaları ve hassas yerleştirme yolu söz konusu olduğunda küçük boyutlu ayarlamalar retansiyonun düzeltilmesinde yeterli olabilir. Stern G/L gibi yardımcı tutucu özellikleri olan bazı tutucular, özel ayarlama aletleri gerektirebilirler. Avrupa kökenli çoğu hassas tutucular için yay yerleştirme veya tutucu mandal ayarlama işlemleri gerekli olabilmektedir. Bu çalışmalar için uygun boyutlu bir tornavida bulundurulmalıdır.

Uygun bir alet sayesinde çok kısa bir süre içerisinde ayarlama yapılabilmektedir. Bu aletin hatalı seçilmesi durumunda girişim sadece başarısız olmakla kalmaz, aynı zamanda hassas tutucu zarar da görebilir. Stern G/ A ve McCollum üniteleri gibi küçük açıklık içeren kron içi hassas tutucular, ısıtılarak tavlanmış bir jilet yardımı ile ayarlanabilir. Bu ünitelerde jiletin yarık içerisine yerleştirilerek hafifçe esnetilmesi ile ayarlama yapılmaktadır. Chayes ve en küçük boy Crismani gibi diğer kron içi hassas tutucu tipleri ise küçük bir kuyumcu tornavidası ile ayarlanabilmektedir. Yıllar sonra kron içi hassas tutucunun negatif kısımlarında açılma eğilimi gözlenir. Bu tip distorsiyon veya aşınmalar, yerleştirme

(17)

aşamasında protezlerine aşırı kuvvetler uygulayan hastalarda daha kısa sürede ortaya çıkmak- tadır. Bu tür uyumsuzlukları, lingual stabilizasyon veya kavrama kolları azaltabilir. Sözü edilen problemlerin, Stern serisinden büyük boyutlu pozitif bir ünite ile giderilmesi mümkündür. (2)

(18)

KRON DIŞI HASSAS TUTUCULAR 'EXTRACORONAL ATTACHMENTS'

Kron dışı bağlantılar terimi, mekanizmasının bir kısmının veya tamamının destek dişin konturları dışında bulunan bir bağlayıcı türüdür. Bu tür bağlayıcıların esas uygulama alanı sonları serbest biten vakalardır. Ancak bazı hallerde sonları dişli biten protezlerde de kullanılabilir.

Her tür protezin yapımında olduğu gibi bu tür ataçmanların yapımında da planlamaya ve özellikle oklüzyona çok dikkat etmek gerekir. Hassas bağlantılı bir protez yapılacak çenenin karşıtında uzamış bir doğal diş varsa, bunun daha protez yapılmadan önce gerekli önlemlerin alınması gerekir. (1)

Kron dışı bağlantılı protezlerin çoğu iki kompenentten oluşur ve bu iki parça arasında bir miktar hareket söz konusudur. Onun için bu tür bağlantılara kuvvet kırıcı adını veren yazarlar vardır. Ancak buna yanıltıcı bir terim olduğunu savunan yazarlar çoğunluktadır.

Onun için bu bağlantılara yük dağıtıcı terimi daha uygundur. Tasarımı seçimini etkileyen ana faktörler bakteri plağı kontrolüne ilişkin problemler, saha özellikleri yani vestibülolingual genişlik ve mekanik etkinliktir. (1,2)

Kron dışı hassas tutucular üç gruba ayrılır:

1- Çıkıntılı Unsurlar ‘Projeksiyon Üniteleri’: Bu üniteler bir kronun proksimal yüzeyine birleştirilir. Destek kronlardan çıkıntı yaptıkları için kutu preparasyonu gerekli değildir, ancak bu uzantılar plak kontrolünü oldukça güçleştirir. Projeksiyon üniteleri iki alt gruba ayrılır:

a- Sıkı ‘rijid’ birleşme sağlayanlar: Bunlar Stabilex, Conex (rijid tip), Scott (rijid tip), SD-Conic-Anker, SD-Anker (rijid tip), SD-CPA, NAB 92, Vario-Stud-Snap-in VKS- SG, ARS 88 (rijid tip).

b- Unsurlar arasında harekete izin verenler: Bunlar Dalbo, Ceka, Conex (rezilient tip), Scott (rezilient tip), Basamaklı Dalbo, Rod, SD Servo 2, Servo SD-Snap in Latch, Vario Soft 3, Vario Soft Bar VSS, SD-Anker.

Dalbo : Dalbo kron dışı tutucuları, iki kısım arasında harekete müsaade eden ünitelere güzel örneklerdir. Destek diş kronlarının yüzeyine lehimlenen pozitif ünite, protezde yer alan negatif unsura çıkıntı teşkil eder. Dalbo tasarımının pozitif kısmı, alt sınırında bir küre eklemi bulunan, L-şeklindeki bir bar çıkıntısı halindedir. Negatif kısım bar'a uyar ve pozitif'in küre bağlantısının kenarlarına tutunur. Yuva ile küre arasındaki bu kilit, üniteye direkt tutuculuk

(19)

basılması ya da açılması mümkündür. Dalbo üniteleri, matrix yüksekliği 5 veya 6 mm. olmak üzere iki farklı boyut halinde mevcuttur.

Dalbo üniteleri gerek distal ve gerekse lateral yer değiştirici kuvvetlere karşı yeterli direnç gösterirler. Keza, dikey yüzeyler arasındaki temas, distal protez kaidesinin mukozadan öteye rotasyon yapmasını engeller.

Bilinen Dalbo tasarımı, bir miktar dikey harekete izin verir. Böylece bu yönde etkili yükler, yay ile pozitif unsurun küre bağlayıcısına ulaşır. Basamaklı Dalbo 'Shoulder Dalbo' ise, metal-metal temasları ile dikey hareketin kısıtlandığı bir modifikasyondur. Yay, sadece menteşe hareketini kontrol eder. Yayla ilgili herhangi bir hasar, oklüzal desteğe zarar vermez.

Yaylar problem çıkarabilir veya çene ilişki kaydını ve kaide yenileme işlemlerini karmaşık hale getirebilir. Bu taktirde yayın yerini almak üzere, katı bir yer tutucu 'spacer' kullanılabilir. Ayrıca yay odası bulunmayan negatif kısmın küçültülmesi suretiyle dikey saha kazanılması mümkündür.

Dalbo tutucusunda negatif ünitenin yüksekliğinin azaltılmasıyla lateral yüzey temas alanı azalır ve lateral yüklere daha az karşı konulabilir. Bu eksikliği gidermek için yapımcılar, daha uzun 'unilateral' tipte olan mini Dalbo ünitesini önerirler. 'Bilateral' mini Dalbo kullanıldığında, yıkıcı yan kuvvetlerin önlenmesine büyük özen gösterilmelidir.

Dalbo kron dışı üniteleri, bukkal tutucular veya lingual kavrayıcı kollar gerektirmez.

Destek diş kronunun konturunu değiştirmeyen bu tür bağlantılar, bukkolingual sahanın kısıtlı olduğu durumlarda özellikle yararlı olurlar. Kron içi tutucu uygulanamayan alt kanin dişleri bu duruma yaygın bir örnek olarak gösterilebilir.

Bu ünitelerde de diğer kron dışı tutucularda olduğu gibi dikey yükler, destek dişlerin uzun eksenlerinden uzakta nakledilir. Bu nedenle, splintli desteklerin kullanılması ve protezin iyi hazırlanması gereklidir. Lateral yönde uygulanan eğici kuvvetlere akrilik resin-metal teması ile değil de metal-metal teması ile karşı konması, bu ünitelerin önemli bir özelliğidir.

Mukoza ile temas halinde olan bağlantı kaidelerinde, temizlenmesi güç olan ve düzensiz sahalardan kaçınılmalıdır. Tutucunun biraz linguale doğru yönelmesi plak kontrollünü kolaylaştırır.

Tutucuların vertikal düzlemde birbirlerine paralel olmaları esas olduğundan paralelometre kullanılmalıdır.

Diğer kron dışı üniteler gibi Dalbo üniteleri de, iki küçük diş grubu arasında ön boşluk bulunması gibi durumlarda, planlanan kombine restorasyonlar için kullanım imkanı sağlar.

Tercih edilen yaklaşım, ön boşluğu sabit protez1e restore etmek ve böylece mevcut dişleri splintlemektir. Kron dışı tutucular bi1ateral serbest sonlanan protezi tutmak için kullanılabilir.

(20)

Kemik desteğinin yeterli olması kaydıyla, altta yalnızca iki kanin dişinin kaldığı olgularda yine benzer bir restorasyon uygulanabilir. Bu tip restorasyona üst çenede genellik1e bir tam protez iştirak eder. Bütün restorasyon tamamlandığında bu tam protezin stabil olması son derece önemlidir.

Dalbo üniteleri, kron içi tutucular gibi, sınırlı boşlukları restore etmek için kullanılabilir. Bu şekilde uygulandığında menteşe işlevi azalır ve dikey hareket engellenir.

Destek dişte kutu preparasyonu gerektirmeme avantajı daha genç hastalarda ön protezlerde, tutucu için yeterli dikey sahanın bulunması kaydıyla; zaman zaman da arka protezlerde kullanılmalarını mümkün kılar.

Dalbo gibi kron dışı üniteler, destek dişlerin arkın her iki tarafında birbirine doğru eğildiği durumlarda kullanılmamalıdır. Bu tür olgularda görülen plak kontrol problemi, gingival ve periodontal hasarlara sebep olur. (2)

Ceka Tutucu Sistemi 'Ceka Attachment System’: Sürekli olarak evrim geçiren ve giderek düzelme gösteren bu sistemin, çok yönlü olan tutucular arasında önemli bir yeri vardır. Dairesel tutucu elemanın merkezine pozitif pinin geçmesi esasına dayanır.

Kron dışı tutucu olarak kullanılmadığında pozitif tutucu pin 'patriks', protezle birleştirilir. Bu pin destek dişe birleştirilmiş olan negatif tutucu elemanın 'matriks' merkezine geçer. Tutucu pin şekil olarak koniktir, negatif kısım ise tepeden kaideye doğru daralma gösterir. Negatif tutucu unsurun boyutlan standarttır.

Tam boyutlu üniteler için en azından 5 mm.’ lik dikey saha gereklidir. Prefabrik tutucular için ilgili dikey sahanın yüksekliği, 'Em Gauge' diye isimlendirilen bir alet yardımıyla ölçülebilir.Aynı zamanda, yeterli kalınlıkta protez kaide materyali ile çevrelenecek olan halka da 4 mm. lik çapaya müsaade edecek yeterli bukkolingual saha da olmalıdır.

Dairesel şekli, vertikal eksen etrafındaki rotasyonu önleyemez. Bu nedenle destek kron konturuna bir oklüzal rest yuvası dahil edilmelidir. Bu oklüzal rest yuvası, oklüzal olarak yönelen kuvvetlerin geçişine pozitif bir stop temin eder ve ayrıca, ilerideki kaide astarlama (besleme) işlemleri sırasında protezin uygun pozisyonda yerleştirilmesine yardım eder. Destek kronunun lingual konturunda, lingual bir kavrayıcı kol için hazırlık yapılmalıdır.

Bu kol, protez kaidesinin lateral hareketini önler ve protezin ağza yerleştirilmesine yardım eder.Destek kronun lingual konturunda, lingual bir kavrayıcı kol için hazırlık yapılmalıdır.

Lateral kavrayıcı kollarla birlikte rehber düzlemler, protezin giriş ve çıkış yolunun hassas

(21)

Ceka sistemlerine ve modellere rehber düzlemler dahil edilmiştir.

Günümüzde mevcut olan çeşitli Ceka üniteleri özet olarak anlatılırken yapımcının terminolojisine olabildiğince sadık kalınacaktır.

600 Serileri: Esnektirler. Uygun tutucu pin ve yer tutucularla birlikte kullanılmaları gerekir. Bu serideki Ceka sistemi iskelete lehimlenecek veya akriliğe gömülecek şekilde tasarımlanabilir.

700 Serileri: Nispeten rijiddirler. Pozitif yaylı pinin tasarımı, herhangi bir dikey hareketi engeller.

300 Serileri: Pozitif pinin kaidesi şu üç şekilden biri ile bölümlü protezin iskeletine birleştirebilir ve buna göre de kaide tipi seçilebilir.Bölümlü protezin iskeletine lehimleme işlemi için 'S' tipi tasarlanmıştır. 'KS' tipi, akrilik resin proteze gömülmek üzere geliştirilmiş olup akrilik için tutucu uçlar içerir.Üçüncü şekil ise tutucunun, bölümlü protezin minör bağlayıcısına kilitlenmesini sağlar.

Mini tutucu ünite: Dikey sahanın kısıtlı olduğu durumlarda, yeni tip tutucu pin tercih edilir. 'Mini tutucu ünite' olarak bilinen bu sistemde, dikey sahanın korunması amacıyla, kaide ile tutucu pin solid bir ünite oluşturur. Ceka sistemindeki diğer pozitif tutucu pinlerin aksine minyatür tutucu pin, kaideden ayrılamaz. Minyatür ünitede tutucu pinin yüksekliği rijid bağlantı için 2.45 mm.' ye, esnek bağlantı için de 2.7 mm.' ye kadar azaltılabilir.

Palladium Au ve sarı Au' ın yanı sıra, porselen-Au teknikleri ile kullanılmak üzere, yüksek ısıya dayanıklı Au alaşımlarından yapılmış negatif tutucu halkalar mevcuttur.

OL Serileri: Yukarıda anlatılan seriye yeni bir ilave olarak revetmana alınan ve tutucunun kronla birlikte döküme sevk edilmesini sağlayan plastik bir model olup, bünyesinde metal astarla birlikte döküm gerçekleştirilir. Böylece pozitif tutucu pinle hassas uyum ve aşınmaya karşı yeterli direnç sağlanmış olur.

Tutucunun arka plak 'back plate' diye bilinen kendi rehber düzlemi, bazen yüksek ısıda eriyen alaşımdan prefabrik olarak mevcuttur.

Pozitif tutucu pinlerin seçimi, esnek (696 Serileri) veya rijid (726 Serileri) tutucuya izin verir. Bununla birlikte ayrıca 300, 400 Serileri ve Ceka mini pozitif parçaları kullanılabilir. Bu yararlı gereç aynı zamanda plastik modeller halinde mevcuttur. Soy ala- şımlarla kırmızı, soy olmayan alaşımlarla mavi model kullanılmaktadır.Çok yönlü ve sağlam olan Ceka sistemlerinin kullanılmaları oldukça kolaydır. Serbest sonlu protezlerde kullanıldıklarında uygulamaları diğer kron dışı ünitelere benzer, ancak daha önce de belirtildiği gibi, kavrayıcı kollara ve bazı ilave okluzal desteğe gereksinme vardır.

Tutucuların dikey düzlemde birbirine paralel olması gerekir, bu husus ise özel bir mandrel ile

(22)

sağlanır. Tutucu ile destek diş arasındaki birleştirici destek parçası 'strut', destek dişlere yönelik kaldıracı azaltmak üzere olabildiğince kısa tutulmalıdır. Dikey sahanın korunabilmesi yönünden tutucu halka, mukozaya oldukça yakın yerleştirilir.

Destek kronunun distal yüzeyinde, buraya uyacak mesial metal protez kısmına karşı rehber düzlem bulunmalıdır. Bu adaptasyon, protez kaidesinin distal kısmının mukozadan ayrılmasının önlenmesine yardım eder. Kavrayıcı kol, ek rehber düzlem aktivitesi sağlar.

Metal-mukoza temasının, bağlantıya göre hemen distal de olması önemlidir. Bu önemli bölgeye, mumdan yer tutucu yerleştirilmemelidir.

Kron ünitesi tamamlandığında revetman model oluşturulur. Bu modelde ilgili bölgede bir tutucu taslağı yer alır. Bu sayede protez kaidesinin metali, tutucunun çevresine sağlıklı olarak adapte olur. Daha sonra bilinen şekilde protez iskeleti dökülür. Rotasyonel kuvvetlere karşı ek direnç, metal iskeletin halkanın çevresine uzanmasıyla sağlanır. Yapımcılar tarafından geliştirilmiş olan bir dizi gereç sayesinde teknisyen. iskeletin modelajını özel bir şekillendiricinin çevresinde tamamlayabilir. Bu sayede, tutucunun çevresinde son derece düzgün bir metal yüzeyi oluşturulabilir. Akrilik çalışması ve diğer laboratuar işlemleri sırasında orijinal pozitif tutucu pin ile paslanmaz çelikten oluşan taslak model yer değiştirir.

Böylece tutucu pinin mekanik özellikleri ısı değişimlerinden etkilenmez ve mekanik hasar olmaz. 600 Serileri için H1 diye bilinen. standart büyüklükte bir taslak model , yeni 700 Serileri için H1A denilen taslak model kullanılabilir. Şüphesiz mini tutucu pin kaidesinden çıkarılamaz. Taslak model çıkartılıp pozitif yaylı pin yerleştirildiğinde, ağızdaki herhangi bir gevşemenin önlenmesi amacıyla perçinleme işlemi yapılmalıdır.

Hekimde rutin düzetmeler ve mevcut durumun korunması için Ceka düzeltme seti, teknisyende ise daha geniş kapsamlı bir başka set bulunmalıdır.

Tutuculuğun Düzeltilmesi:

Yapımcılar, tutuculuğun istenilen şekilde düzenlenmesi amacıyla 'Al' rumuzlu özel bir ayar aleti geliştirmişlerdir. Aletin bir ucunda kama şeklinde bir bıçak, diğer ucunda ise pozitif tutucu pinleri yerine tespit etme amacına yönelik bir ünite bulunur. Kama şeklindeki parçanın pozitif pinin dilimleri arasına yerleştirilmesi, bunların hafifçe ayrılmasını sağlar.

Sözü edilen bıçakla, dilimlere herhangi bir kaldıraç etkisi uygulanmamalıdır .

Tutuculuğun azaltılması amacıyla tasarlanmış olan 'H9' ünitesi, pozitif pinin üzerine yerleştirilir. Tutuculukta istenilen azalma oluncaya kadar bu işlem tekrarlanır.Protez ilk olarak yerleştirilirken pinlerin retansiyonu, olabildiğince az olmalıdır.

Kaide astarlama (besleme) işlemi:

(23)

yerleştirilmesini gerektirir. Protezin yerleştirilmesi sırasında yüklerin, kavrayıcı kol ve oklüzal reste uygulanması önemlidir, eğer bu yük daha distale uygulanırsa, protezin yerleşmesinde rotasyonel bir hata olabilir.

Protez kaidesinin destek dişin proksimal yüzeylerine uyumu kritik olduğundan, onarım ölçüsü ile ağızda yer alan bölümlü protezin, ayrıca bütün arkı kapsayan aljinat ölçü ile ağızdan çıkartılması önerilir. Bu sayede dişlerin tüm detayları elde edilebilir.

Ölçüye model materyali dökülmeden önce, H3 üniteleri diye bilinen konumlama pinleri, pozitif pinler üzerine yerleştirilir. Pozitif pinin üzerine yerleşmenin uygun olup olmadığının anlaşılması için, pinde bir pencere hazırlanmıştır. Pin üzerinde bulunan uzantı bu sistemin, ölçüden elde edilen modele transferini sağlar. Pozitif pini çevreleyen pinin boyutlan, ağızdaki negatif tutucu halkanın boyutlan ile aynıdır. Bu sayede işlemler sırasında hiçbir hareket oluşmaz. Kuşkusuz akrilik resin çalışması sırasında pozitif pin, taslak modeli ile yer değiştirir ve protez hasta ağzına yerleştirilmeden önce yeniden sisteme eklenir.

Yeniden Yerleştirme:

Kaide veya hudut yenileme işlemleri sonrası pozitif yaylı pin, yuvasına tam olarak oturmayabilir. Giriş yolunu tıkayan akrilik resin fazlalığı için, protezin proksimal yüzeyleri kontrol edilir. Bu yüzeyler incelenip temiz oldukları anlaşıldığında, H5 denilen özel bir aletle pozitif pin gevşetilir ve pozitif pinin yeniden yerleştirilip sıkılaştırılmasından önce, vida kaidesine Pt yaprak foil'dan hazırlanmış yer tutucu yerleştirilerek sözü edilen problem çözümlenebilir. Günümüzde 0.05 mm. kalınlığında olan özel bir Ceka yer tutucusu mev- cuttur. Tutucu istenilen şekilde tutunuyorsa o zaman, pozitif pinin kazara gevşemesini önlemek için perçin aletinden yararlanılabilir. Pozitif pinin böyle yapay olarak uzatılması problemi gideremeyebilir ve tutuculardan birinde önemli hareket olabilir. Bu hareket genellikle, akrilik resine gömülen ve protezin metal iskeletine doğrudan doğruya birleşmeyen KS tipi bağlayıcılarda oluşur.

Ceka negatifinin şekli, ünitenin altında ve çevresindeki sahanın dikkatli bir şekilde bloke edilmesini gerektirir. Esnek sistemler kullanıldığında, yer tutucunun yerleştirilmesi unutulmamalıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, kavrayıcı kollar ve ilgili oklüzal restler, işlem sırasında protezin doğru olarak yerleştirilmesini sağlar. Pozitif yaylı pin ve kaide, protezden tamamen ayrılır ve ağızda, otopolimerizan akrilik yardımıyla yeniden proteze yerleştirilir. Yeterli ilişki temin edildiğinde protez, dişleri de içine alan geniş kapsamlı ölçü ile yerinden çıkarılır. İki bağlantı üzerine H13 konumlama pinleri yerleştirilir ve sıcak akrilikle onarım işlemi tamamlanır.

(24)

Duplikat Protez Yapımı:

Pratik amaçlarla Hl4 diye bilinen özel bir gereç kullanılır. Sözü edilen ünite pozitif pin ile aynı boyutlardadır. Pasif karakterde olan H14 ünitesi, uzantılı olarak hazırlanmıştır.

H14 ünitesi ağızda negatife yerleştirilir ve sonra ölçü alınır. Bu ünitenin uzantısı ölçüye sağlıklı olarak tutunmayı sağlar.Ölçüye model maddesi dökülmeden önce teknisyen, H14 ünitesi üzerine H13 konumlama pinlerini yerleştirir. Bunlar, ağızdaki negatif dairesel ünite ile aynıdır, öyle ki ölçüye model materyali döküldüğünde ağızdaki durumun sağlıklı bir duplikasyonu söz konusudur. Bu aşamadan sonra duplikat bir protezin elde edilmesi oldukça kolaydır.

Ceka ünitelerinin overdenture desteklerinde iki parçalı çivi başlı ünite olarak kullanılmaları da mümkündür. Bu tür tasarımlarda pozitif unsur overdenture desteğine, negatif unsur ise protez kaidesine tespit edilmektedir.

2- Bağlayıcılar ‘Birleştirici Üniteler’ : Bu üniteler hareketli bir protezin iki kısmını birleştirir ve belirli derecede harekete izin verirler.

Bu üniteler, kısıtlı bir hareket miktarına müsaade ederek hareketli bir protezin iki kısmını birleştirirler. Bunlar, uzun ve esnek bir ana bağlayıcı ile belirgin olarak aynı fonksiyona sahiptirler, ancak daha hassastırlar.

Steiger ek1emleri bu tip ünitelere örnek olarak verilebilir. Bu eklemler protezi tutucuların, özellikle kronların hareketli kısımlarına birleştirmek için geliştirilmişlerdir.

Steiger hareketli kronlar iyin CSP sistemini önermiştir; oysa ki daha sade bir teleskopik sistem de yeterli olabilmektedir. Sözü edilen eklemler protez kaidelerini, kroşe tutuculu bir protezin ana bağlayıcısına birleştirmek için de kullanılabilir.

Tutucunun negatif kısmı, hareketli kronlara (teleskop kronlara) veya protezin kroşe tutuculu kısmına lehimlenen dikey bir oluktan ibarettir. Yassı bir çubuk olan pozitif ünite, protezin eyer kısmına bağlanır ve sözü edilen oluğa uyar. Tutucunun iki kısmı, küçük bir vida ile birleştirilir.

Steiger Rotation Joint Teleskop krona bağlı dişi parça ve protez eyerine bağlı erkek parçadan oluşur. Axial Rotation Joint ve Rotation Joint olmak üzere iki tiptir. Axial Rotation Joint: Vertikal harekete izin verir, serbest sonlanan tarafta kullanılır. AX Ro Joint tutucuda,

(25)

vakalarda kullanılır. Rotation Joint: Vertikal harekete izin vermez, diş destekli tarafta kullanılır.Her iki hassas bağlayıcının montajında paralelliğin sağlanabilmesi için paralelometre kullanılmalıdır. Tek taraflı sonlanan Kennedy Cl II vakalarda endikedir.

3- Birleşik Üniteler: Kron içi bir hassas tutucuya bağlanan kron dışı menteşe tipi bir bağlantıdır. Bu gruba örnek ise: Crismani Kombine Üniteleri, Stern Kuvvet Kırıcı Üniteleri

Bu üniteler, önce de belirtildiği gibi kron içi tutucu ile bir1eşen kron dışı menteşe tipi bir bağlantıdır. Menteşe ünitesi proteze gömülür ve bu sayede, bağlantı yerinde iken rijid bir kron içi tutucuya benzer. Kombine sistemlerin pozitif kısımları, aynı yapımcı tarafından oluşturulmuş olan kron içi tutuculardaki negatif yuvalara genellikle uyar. Bu sayede, diş kaybedildikten sonra, kron içi sistemin yerini alan kombine bağlantılı bir protez hazırlanabilir. Bu ünitelerde kutu preparasyonları gereklidir. Karmaşık ve hantal bir yapıya sahip olmaları nedeniyle de kullanım alanları oldukça sınırlı kalmıştır. Bu grubun tipik örnekleri Stern kuvvet kırıcı ve Crismani kombine üniteleridir.

Kombine tutucular, destek diş direncinin zayıf olduğu serbest sonlu protezleri tutmak için kullanılabilir. Sahanın yeterli olması durumunda lingual kavrayıcı kollar önerilmektedir (2).

(26)

ÇİVİ BAŞLI HASSAS TUTUCULAR (STUD ATACHMENTS)

Çivi başlı bağlantılar , diğer hassas tutucular arasında en basit olanıdır.

Ünitenin pozitif kısmı , post ile tutunan restorasyonun diyaframına lehimlenmiş çivi başlı bir çıkıntıdan ibaret olup negatif kısmı ise pozitif kısmına uyum sağlayan ve protezin kaidesi içerisine gömülen bir yapı sergiler.Bununla beraber negatif ve pozitif kısımlar konum değişikliği gösterebilirler.Bazı çivi başlı bağlantılar tamamen rijid olduğu halde yapılarının özelliği nedeniyle iki unsur arasında küçük miktarda da olsa hareketliliği önlemek güçtür.Bunların overdenturlara çok değişik uygulanma özellikleri de vardır; küçük hacimde olmaları nedeniyle restorasyonlara ek stabilite , retansiyon ve destek sağlarken birimler arasında pozitif anlamdaki kilitlenme suretiyle de protezin kenar uyumlarını devam ettirilir .Birçok çivi başlı tutucunun küçük boyutlu olmasına rağmen , vertikal ve bukkolingual aralığı yetersiz hastalarda sorunlarla karşılaşılabilmektedir.Hassas tutucu seçiminden önce, çeneler arası aralığın kontrol edilebilmesi amacıyla tanı modellerinin artikülatöre tespit edilmesi yara sağlamaktadır.Dikey boyutun uygun olmadığı veya kemik desteğinin minimal olduğu yerlerde kısa kubbe şeklindeki başlıkların uygulandığı kök preparasyonları önerilmektedir.Tüm overdenturlarda olduğu gibi sağlıklı periodontal yapılara sahip olmanın , restorasyonun başarısı açısından büyük önemi vardır.yapışık dişeti bölgesi ile uyumlu bir sulkus derinliğinin bulunması iyi bir prognoz için önemli bir kriterdir.Diğer tüm overdenturlar da olduğu gibi çivi başlı tutucu ile tutunan bir overdenture gingival marginleri örter ve bu potansiyel irritasyon kaynağı, protez kaidesinin hareketi ile şiddetlendirilebilir.Metal kaidelerin plak barındırmama özelliğine rağmen çoğu çivi başlı bağlantının akrilik resin içerisine gömülmesi gerekmektedir.Bu nedenle titiz bir plak kontrolü ve protez hijyeni gereklidir.Bu ayrıntılara gereken önemin verilmemesi gingival dokuların tahriş, epitelyal bağlantının süratle yıkılması ve yapışık dişetinin kaybı sonuçlarını doğurur. Yine irritasyon gingival dokuların proliferasyonuna da öncülük edebilir. Gingival dokuları örten akrilik protez parçasının kesilip çıkartılmasını bu bölgelerdeki sorunların çözümü için yeterli olduğuna inanılırdı .Oysa ki böyle bir işlem zarar gören gingival dokunun buradaki boşluğun içine doğru prolifere olmasına yol açar.Bu nedenle protezler ,en küçük çıkartıcı kuvvetler karşısında dahi son derece stabil ve tutucu olmalıdırlar. Bu düşünce ile, iyi planlanmış ve yapılmış bir protezde kuvvet kırıcılı hassas tutucuların gerekli olmadığı belirtilmektedir.

Nasıl ki hatalı yapılmış bir tam protez ağız içerisinde hareket ederse , aynı şekilde iyi yapılmamış hassas tutuculu bir protez de kökler etrafında hareket ederek gingival ve

(27)

açar.Hassa tutucu üreten bir çok firma ürünlerine ilişkin kapsamlı teknik bilgiler sağlarlar . Pozitif ve negatif üniteler arasında son derece kısıtlı bir hareket olduğu için bu tür hassas tutucu protezlerin yapım aşamasında metal yer tutucuların kullanılmasına gerek vardır.

Akrilik resin kaidenin keskin ve sivri kısımları ölçü yüzeyinden uzaklaştırılmalı, fakat bu bölgede özelliği olan kısımlara dokunulmamalıdır. Önemli olan husus kaidenin uyumunun iyi ve plaktan arındırılmasının kolay olmasıdır. Tanımlama açısından çivi başlı tutucular iki kısma ayrılırlar:

1- Pozitif kısmı kök preparasyon yüzeyi dışına taşan ve kök dışı extraradiküler olanlar

2- Pozitif kısmı protez kaidesinin bir kısmını oluşturan ve kök konturu içerisinde özel bir girinti içeren kök içi intraradiküler olanlar

Doğru dikey boyutun tespiti çok önemlidir; bu ise daha önce de belirtildiği gibi, artikülatöre tespit edilmiş tanı modellerinin incelenmesi ile sağlanabilmektedir. Hassas aralık ölçümleri prova sonrası en iyi şekilde kontrol edilebilir ve buna göre hassas tutucu türlerinde değişiklikler gerekebilir. Gelişigüzel bir ölçüm yapılması sonucu kısa tutucuların yerleştirileceği akrilik kütlenin dayanıksızlığı nedeniyle protezde kırıkların oluşması kaçınılmaz bir durumdur.

Hassas tutucu hareketleri genellikle değişiklikler arz edebilir; şöyle ki küçük boyutlu rijid bir bağlantının tamamen hareketsiz olmaması veya boyutça daha büyük olanlarının ise beklenilenden daha fazla harekete izin vermeleri mümkündür.

Kök dışı çivi başlı bağlantılar kök içi olanlara oranla nispeten güçlü olurlar ve retansiyon yönünden daha fazla etkilidirler.

Daha geniş bağlantılar genellikle küçük olanlara oranla daha kuvvetli ve aşınmaya karşı da daha dirençlidirler. Boşluğun müsait olduğu yerde en büyük bağlantının kullanılması bir kuraldır. Bununla beraber bağlantıların çevresinde yeterli bir akrilik kalınlığının mevcudiyeti de gereklidir. Aksi halde protez kaidesi zayıflayacaktır.

Bukkolingual aralığın kısıtlı olduğu hallerde metal bir lingual bağlayıcı kullanılabilir.

Öncül bir mukogingival cerrahi gerçekleştirilir ise hassas tutucuyu yerleştirme seviyesi düşürülebilir.

Mevcut aralık hassas tutucu seçimini etkiler, fakat asıl tartışma halen rijit ünitelerin harekete yardım etmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır.

(28)

Geniş mukoza desteğine sahip konvansiyonel overdenture ‘ların düşünüldüğü durumlarda Fenner-Gerber ve Muhleman ‘ın çalışmasını aktaran Mensor tarafından ; rijid veya silindirik çivi başlı tutucuların kökler üzerinde devirici etkisi olmadığı, buna karşılık mafsallı planlamaların dört misli daha fazla bu tür potansiyele sahip olduğu ifade edilmiştir.Thayer ve Caputo(1980) fotoelastik stres analizi kullanarak yaptıkları laboratuar araştırmasında kök içi çivi başlı tutuculara tespit edilen Dolder bar üzerine uyguladıkları kuvvetleri apikal yönde dağıldığını ve devirici potansiyele sahip olduğunu bulmuşlardır. Bu testler , kökleri splintlemenin mekanik avantajını vurgulamıştır. Laboratuar deneyleri yapılmadan protetik teknikler gelişim gösteremezler. Bununla beraber laboratuar deneyleri ağız şartlarına ve bireysel durumlara bağlı farklı klinik tekniklerin karmaşasına uyum sağlayamamaktadır.

Masfallı aygıtlar (ball- socket türü) ile harekete izin veren diğer bağlantılar ,sağladıkları potansiyel hareketle rijid köke stabil olmayan bir kaideyi bağlarken bir güvenli sübabı gibi zarar vermeyen bir etkiye sahiptirler. Overdenture’ın köklere devirici kuvvetler uygulama eğilimi kuşkusuz vardır.Bu nedenle restorasyonun başarısı bağlantı unsurunun hassasiyetinden ziyade, planlama ,biyolojik ve protetik hususlardan etkilenmektedir.

Köklerin ek bağlantılarla birbirine bağlanması , plak kontrolünü karmaşık hale getirir . bağlantı ya dişsiz boşluğu keteden cilalı bir bar veya iki başlık arasındaki ufak bir bağlayıcı unsur ile oluşturulur. Bağlantının kuvvetleri daha apikale yönlendirmesi gerekmektedir. Hangi bağlantı kullanılırsa kullanılsın, plak birikimini kontrol edici önlemler alınmalıdır.Kök üzerindeki kaldıraç etkisi önemli bir husustur. Hareketler bağlantı planı ve keza yükün hangi düzeyde uygulanmış olduğundan etkilenir. Daha rijid bağlantılar mafsallı tiplere göre daha çok dikey mesafe işgal ederler; kubbe şeklindeki başlıklar ise minimum aralık işgal ettikleri için uyguladıkları kaldıraç etkisi nispeten ufak olur.

Kaldıraç etkilerinden ayrı olarak hassas tutucu seçimindeki ana fikir ünite için gerekli aralık , ağız hazırlığı ve titiz protetik teknikler üzerinde yoğunlaşır. Diğer önemli bir nokta da yeniden kaideleme yöntemleri veya bağlantı retansiyonlarının ayarlanması için yardımcı el aletlerinin bulunabilirliğidir.

Cl II Div 2 gibi oklüzyonlarda geriye eğimli ön dişlerin mevcudiyetinden dolayı aralığın yeterli olmaması güçlük yaratır. Bukkolingual aralığın müsaade ettiği hallerde alt restorasyonlardaki bağlantılar, normal konumlarına göre 1-2 mm daha lingualde yerleştirilebilir.

(29)

GİRİŞ YOLU:

Daha uzun tutucular protez için daha hassas giriş yolları gerektirdikleri halde daha kısa ve küresel tipte olan ünite tipleri (ball-socket) çalışma kolaylığı sağlamaktadırlar.Tutucu paralel yerleştirilmesi overdenture için önerilen giriş yoluna uymalıdır; aksi halde protez kaidesinden fazla miktarda aşındırma gerekir. Zaman zaman, dişsiz kret konturları undercutlıdır ve bu durum, mevcut köklerin bukkalin de ve retromylohyoid fossalarda belirgin undercutlar bulunan alt protezlerde özellikle sıkıntı yaratır. Freidline ve Wicale (1981) ,mevcut kökler çevresinde labial undercutlarda doldurma için cerrahi teknikler tanımlamışlardır. Konturlar mevcut kök çevresinde bukkal kenarın feda edilmesini gerektirdiğinde protez kaidesi oldukça zayıflayacaktır. Bu durumlarda metal bir ana bağlayıcı planlanması önerilir. Metal kaide hazırlanırken bu materyal başlıklar üzerine taşınmalıdır, bu sayede iyi cilalı metal bir yüzeyden plağın uzaklaştırılması çok daha kolay olacaktır. Çivi başlı bağlantıların çoğu akrilik rezine gömüldükleri için bağlantı ve ilgili başlık akril rezin ile örtülme gerektirir

Çivi başlı hassas tutucunun sayısı: Arkın her tarafında çivi başlı tutucu genellikle yeterlidir, diğer mevcut kökler basit başlıklar ile örtülebilir.Bir protezde bağlantı sayısının artması, retansiyonda bağıntılı bir düzelme sağlamaz ; stabilitede iyileşmeye yardım edebilir , ancak temizleme ve bakımı daha güç olacaktır.

Komşu başlıkların birleştirilmesi: Komşu kökler üzerinde çivi başlı iki bağlantı nadiren gereklidir.Bunlar yalnızca protezi, zayıflatır ve plak kontrolünü güçleştirir.Bununla beraber başlıkların birleştirilmesi rotasyonel yüklere iyi karşı konması ve eğik kuvvetlerin aksiyel yönde dağıtılması ile ilgili bir konudur.saha elverdiğinde bağlantı, en kuvvetli kökte konumlandırılmalı ve preperasyon ,minimal ilave kütle ile bağlantıyı uyumlandırmak için çukurlaştırılmalıdır. Birleştirilen parçanın konturları ,kaide altında yeterli plak kontrolüne elvermeli ve bu parça çivi başlı ünitenin kaidesi üzerine gömülmemelidir. Ek bir komplikasyon ise protez kaidesinde bu birleştirici unsur için yer bulunması gereğidir. Bu düzenleme şekli genellikle , komşu magrin seviyeleri yaklaşık eşdeğer olduğunda ve bu iki kök arasında en az 2-3 mm mesafe bulunduğunda başarılı olur;biri diğerine neredeyse temas eden kök preparasyonlarının birleştirilmesi , preparasyonlar tamamlandığında hastanın diş ipliğini hünerli bir şekilde kullanmasını gerektirir.

(30)

Stud Ataşmanların Tipleri A-Resiliens Tipleri:

1-Gerber 696 apereye yay sistemi ile hareketlilik kazandırmıştır.

B-Rijid Tipleri:

1- Dalbo Ataşman serisi, en çok kullanılandır.

• Dişi parça protez akriliği içinde yer alır.

• Dalbo ataşman serisinin rijid, resiliens ve kuvvet kırıcı olan tipleri vardır.

Dalbo çivi başlı üniteler :Dalbo mafsallı aygıtı son derece popüler olup yıllardan beri başarıyla kullanılmaktadır. Üç tipi üretilmekle beraber mafsallı olanları en bilinenleridir.

Rijid Dalbo bağlantısı iki komponent arasında sıkı bir bağlantı sağlar, ancak mafsallı ünitenin çok yönlülüğüne sahip değildirler. Dalbo mafsalı serinin en küçük üyesi olup birçok proteze kolaylıkla uyarlanabilir. Bu üniteler 4 mm yüksekliğindedir. Bağlantının iki kısmı arasında düşey ve yatay yönde sınırlı hareketlere izin verirler. Küre şeklindeki pozitif kısım , kolay temizlenebilme imkanına sahiptir. Ünitede hareket özelliği her zaman söz konusu olmayabilir.

Rijid protez yapımı , oluşan harekete kısıtlama getirir. Bağlantı yuvasının dilimleri üzerindeki naylon halka , parçalar arsında uyumlanmaya imkan sağlar. Bu seri bağlantılarda negatif ünitelerin, protezin akrilik rezin kısmına gömülmesi gerekir. Bağlantıyı zayıflatacağından dolayı alt iskelet yapıya lehimlenmeye gerek yoktur. Uyarlanmaları kolaydır ve düzgün yerleştirilmişlerse negatif ünite az oranda aşınır. Ünitenin tutuculuğu, lamelli serbest sonlu kısımların pozisyonu değiştirilerek arttırılabilir. Uyarlama işlemleri özel ayar aletleri ile kolaylıkla yapılabilmektedir.

Kompakt ünitesi : Kompakt ünitesi önemli özellikleri olan diğer bir küçük ünitedir.

Tüm yüksekliği yalnızca 2.85mm iken retansiyon başlığının çapı 2.8 mm’ dir. Yapımcılar, pozitif kısımda gereksiz aşınmaya neden olunmadan iki ünite konumu arasında 10 dereceye yakın sapmaya izin verebilir. Negatif kısmında retansiyonun ayarlanmasını sağlayan 8 lamel bulunur. Bu lameller plastik bir unsur tarafından korunur.

Battesti üniteleri: Bu ünitelerde pozitif kısım yarıktır ve retansiyon için ayarlama yapılması mümkündür. Pozitif ünite aynı zamanda kaide kısmından vidası açılarak ayrılabilir

Referanslar

Benzer Belgeler

Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Alan Öğrenci Sayısı .... Birim Mezun Öğrenci

Cihaz önce nemli Dezenfektan Etkili Sıvı Deterjanlı / Dezenfektanlı / Sıvı Deterjanlı su ile ıslatılmış temiz Temizlik Bezi ( Sarı Renkli ) ile silinire. Su ile

Eğitim hizmeti verilen öğrenci grubuna son yılda Diş Hekimliğinde Uzmanlık Sınavı (DUS) ile gelen DUS öğrencileri ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı

Diş hekimliği Fakültesi kliniklerinde hem eğitim amaçlı hem de toplum ağız diş sağlığına katkıda bulunmak amacıyla hastalara hizmet verilmektedir. maddesi

Eğitim hizmeti verilen öğrenci grubuna son yılda Diş Hekimliğinde Uzmanlık Sınavı (DUS) ile gelen DUS öğrencileri ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı

Üst santral kesici dişler arasında sürmüş olan iki adet supernumerer dişin çekilmesi ile üst sol santral ve lateral kesici dişlerin ve üst sol kanin dişin dental

Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dr.Öğr.Üyesi 1 1 Göğüs Hastalıkları veya Kardiyoloji alanında yan dal uzmanlığını almış olmak

%12’si ise olumsuz olarak değerlendirirken, 11 yaptığımız çalışmada olumlu deneyime sahip kişilerin oranı % 31.4, olumsuzlar ise % 27.3’tür. Elde edilen veriler