• Sonuç bulunamadı

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA BAZI BUĞDAY, ARPA VE TRİTİKALE ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM

ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

İLHAN TURAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAHRAMANMARAŞ Eylül -2008

(2)

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA BAZI BUĞDAY, ARPA VE TRİTİKALE ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

İlhan TURAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ Kod No:

Bu tez 23/ 09 / 2008 Tarihinde Aşağıdaki jüri üyeleri tarafından Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir.

Prof. Dr. Yrd. Doç. Dr. Yrd. Doç. Dr.

Mustafa ÇÖLKESEN Leyla İDİKUT Tülin ÖZSİSLİ

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Prof. Dr. Süleyman TOLUN Enstitü Müdürü

Bu çalışma K.S.Ü. Araştırma fonu tarafından desteklenmiştir. Proje No: 2007/1 - 9.

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve şekillerin kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ

ANABİLİM DALI

(3)

İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER...I

ÖZET ...II ABSTRACT ...III ÖNSÖZ ...IV ÇİZELGELER DİZİNİ ...V SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ...VI

1. GİRİŞ...1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR...3

3. MATERYAL VE METOT ...11

3.1. Materyal ...11

3.1.1. Deneme Yeri...11

3.1.2. Denemede Kullanılan Çeşitler...11

3.1.3. İklim Koşulları ...11

3.2. Metot...12

3.2.1. Deneme Planı ...12

3.2.2. Gübre Uygulama Yöntemleri ...12

3.2.3. Ekim ve Bakım...12

3.2.4. Hasat ve Harman...12

3.2.5. Verilerin Elde Edilişi...12

3.2.5.1. Verim Ve Verim Unsurları ...12

3.2.5.1.1. Başaklanma Süresi ...12

3.2.5.1.2. Olgunlaşma Süresi...13

3.2.5.1.3. Bitki Boyu ...13

3.2.5.1.4. Başak Uzunluğu ...13

3.2.5.1.5. Başakta Başakçık Sayısı ...13

3.2.5.1.6. Başakta Tane Ağırlığı...13

3.2.5.1.7. Başaktaki Tane Sayısı ...13

3.2.5.1.8. Bin Tane Ağırlığı ...13

3.2.5.1.9. Tane Verimi ...13

3.2.5.1.10. Hasat İndeksi ...13

3.2.5.1.11. Hektolitre Ağırlığı ...14

3.2.6. Verilerin İstatistiksel Değerlendirilmesi...14

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ...15

4.1. Başaklanma Süresi ...15

4.2. Olgunlaşma Süresi ...16

4.3. Bitki Boyu...18

4.4. Başak Uzunluğu ...19

4.5. Başakçık Sayısı ...21

4.6. Başakta Tane Ağırlığı ...23

4.7. Başaktaki Tane Sayısı ...24

4.8. Bin Tane Ağırlığı ...26

4.9. Tane Verimi ...28

4.10. Hasat İndeksi ...30

4.11. Hektolitre Ağırlığı ...31

5.SONUÇ VE ÖNERİLER ...34

KAYNAKLAR...35

ÖZGEÇMİŞ ...42

(4)

T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÖZET

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA BAZI BUĞDAY, ARPA VE TRİTİKALE ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

İlhan TURAN

Danışman: Prof. Dr. Mustafa ÇÖLKESEN

Yıl: 2008, Sayfa: 42 Jüri: Prof. Dr. Mustafa ÇÖLKESEN : Yrd. Doç. Dr. Leyla İDİKUT : Yrd. Doç. Dr. Tülin ÖZSİSLİ

Bu araştırma, Kahramanmaraş ekolojik koşullarında 2006–2007 yıllarında, tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekrarlamalı olarak yürütülmüştür.

Yürütülen çalışmada; makarnalık buğday (NN90-E3, Svevo, Atlar–84 stn, Avanos–

97), ekmeklik buğday (Ceyhan–99, Seyhan–95, Golia, Genç–99), arpa (Vanessa, Prestige, Sunrise, Sladoran) ve tritikale çeşitlerinin (Mikham–2002, Karma–2000, Presto, Tatlıcak–97) tane verimi ve verime etkili bazı özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

En yüksek tane verimi buğday çeşitleri arasında 761 kg/da ile Ceyhan–99 ve 731 kg/da ile Seyhan–95, arpa çeşitleri arasında 552 kg/da ile Sladoran ve tritikale çeşitleri arasında ise 736 kg/da ile Karma–2000 çeşidinden elde edilmiştir. Cinsler arasında ise en yüksek tane verimi buğday çeşitlerinden elde edilmiştir.

Bu çalışmada, Kahramanmaraş koşullarında buğdayın, tritikale ve arpaya göre daha yüksek performansa sahip olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Buğday, Arpa, Tahıl, Verim

(5)

UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM

INSTITUTE FOR GRADUATE STUDIES IN SCIENCE AND ENGINEERING DEPARTMENT OF FIELD CROPS

MSc THESIS

ABSTRACT

DETERMINING OF YIELD AND YIELD TRAITS OF SOME WHEAT, BARLEY AND TRITICALE VARIETIES

IN KAHRAMANMARAŞ CONDITIONS

İlhan TURAN

Supervisor: Prof. Dr. Mustafa ÇÖLKESEN Year: 2008, Page: 42

Jury: Prof. Dr. Mustafa ÇÖLKESEN : Assist. Prof. Dr. Leyla İDİKUT : Assist. Prof. Dr. Tülin ÖZSİSLi

This study was conducted during the 2006–2007 growing season in Kahramanmaraş ecological conditions. The experimental design was a completely randomized block design with four replications.

In this study, durum wheat (NN90-E3, Svevo, Atlar–84 stn, Amanos–97), macaroni wheat (Ceyhan–99, Seyhan–95, Golia, Genç–99), barley (Vanessa, Prestige, Sunrise, Sladoran) and triticale (Mikham–2002, Karma–2000, Presto–2000, Tatlıcak–97) were used to determine of their grain yield and yield components.

The highest grain yield was obtained from Ceyhan–99 with 761 kg/da and Seyhan–95 with 731 kg/da in wheat varieties; Sladoran with 552 kg/da in barley varieties and Karma–2000 with 736 kg/da in triticale varieties in the results. The highest grain yield was obtained from wheat with in cereals genus.

Wheat has higher performance than barley and triticale in conditions of Kahramanmaraş region to determined in the current research.

Keywords: Wheat, Barley, Cereal, Yield

(6)

ÖNSÖZ

Bu çalışmada, farklı kökenli ekmeklik buğday, makarnalık buğday, arpa ve tritikale çeşitlerinin verim ve bazı verim özellikleri Kahramanmaraş koşullarında incelenmiştir.

Araştırma sonucunda ekmeklik buğday çeşidi; Ceyhan–99, makarnalık buğday çeşidi; NN90-E3, arpa çeşidi; Prestige ve tritikale çeşidi; Karma-2000’nin verimlilik yönünden bu bölgede yetiştirilebileceği ortaya çıkmıştır.

Araştırmanın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen, danışman hocam Sayın Prof.

Dr. Mustafa ÇÖLKESEN’ e, Sayın Dr. Alihan ÇOKKIZGIN’ a ve Araştırma Görevlisi Sayın Ziya DUMLUPINAR’ a çok teşekkür ederim.

Eylül-2008

KAHRAMANMARAŞ İlhan TURAN

(7)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa

Çizelge 3.1. Denemede Kullanılan Çeşitler ...11

Çizelge 3.2. Deneme Yılı ile Uzun Yıllar Ortalamasına ait Bazı İklim Verileri ...11

Çizelge 4.1. Çeşitlerin Başaklanma Süresine İlişkin Analiz Çizelgesi ... 15

Çizelge 4.2. Bitkilerin Başaklanma Süresine İlişkin Analiz Çizelgesi... 15

Çizelge 4.3. Çeşitlere Ait Başaklanma Süresi ve Oluşan Gruplar ...16

Çizelge 4.4. Çeşitlerin Olgunlaşma Süresine İlişkin Analiz Çizelgesi...16

Çizelge 4.5. Bitkilerin Olgunlaşma Süresine İlişkin Analiz Çizelgesi...17

Çizelge 4.6. Çeşitlere Ait Olgunlaşma Süresi ve Oluşan Gruplar...17

Çizelge 4.7. Çeşitlerin Bitki Boyuna İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ... 18

Çizelge 4.8. Bitkilerin Bitki Boyuna Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 18

Çizelge 4.9. Çeşitlere ait Bitki Boyu ve Oluşan Gruplar ...19

Çizelge 4.10. Çeşitlerin Başak Uzunluğuna İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ...20

Çizelge 4.11. Bitkilerin Başak Uzunluklarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi ... 20

Çizelge 4.12. Çeşitlere ait Başak Uzunlukları ve Oluşan Gruplar ...21

Çizelge 4.13. Çeşitlerin Başakçık sayısına ilişkin varyans analiz çizelgesi ...21

Çizelge 4.14. Bitkilerin Başakçık Sayılarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 22

Çizelge 4.15. Başakçık Sayısı Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...22

Çizelge 4.16. Çeşitlerin Başakta Tane Ağırlığına İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ...23

Çizelge 4.17. Bitkilerin Başaktaki Tane Ağırlıklarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 23

Çizelge 4.18. Başakta Tane Ağırlığı Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...24

Çizelge 4.19. Çeşitlerin Başakta Tane Sayısına İlişkin Varyans Analiz Çizelgesii...25

Çizelge 4.20. Bitkilerin Başaktaki Tane Sayılarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 25

Çizelge 4.21. Başakta Tane Sayısı Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...26

Çizelge 4.22. Çeşitlerin Bin Tane Ağırlıklarına İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ...26

Çizelge 4.23. Bitkilerin Bin Tane Ağırlıklarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi ... 27

Çizelge 4.24. Bin Tane Ağırlığı Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...27

Çizelge 4.25. Çeşitlerin Tane Verimlerine İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ...28

Çizelge 4.26. Bitkilerin Tane Verimlerine Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 28

Çizelge 4.27. Tane Verimi Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...29

Çizelge 4.28. Çeşitlerin Hasat İndekslerine İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi ...30

Çizelge 4.29. Bitkilerin Hasat İndeksine Ait Varyans Analiz Çizelgesi ... 30

Çizelge 4.30. Hasat İndeksi Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...31

Çizelge 4.31. Çeşitlerin Hektolitre Ağırlığına İlişkin Varyans Analiz Çizelgesi...32

Çizelge 4.32. Bitkilerin Hektolitre Ağırlıklarına Ait Varyans Analiz Çizelgesi... 32

Çizelge 4.33. Hektolitre Ağırlığı Ortalamaları ve Oluşan Gruplar ...33

(8)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

T.C. :Türkiye Cumhuriyeti

K.S.Ü. : Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu ÜSİGEM : Üniversite Sanayi İşbirliği Geliştirme Merkezi

ICARDA : International Center for Agricultural Research in Dry Areas CIMMYT : International Maize and Wheat Improvement Center

FAO : Food and Agricultural Organisation

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

A.B.D. : Amerika Birleşik Devletleri

Da : Dekar

cm : Santimetre

kg : Kilogram

g : Gram

oC : Santigrat Derece

m : Metre

hl : Hektolitre

mm : Milimetre

Max : Maximum

Min : Minimum

Ort : Ortalama

Topl : Toplam

N : Azot

K : Potasyum

m2 : Metrekare

SAS :The SAS System Version 8

LSD : Least Significant Difference

S.D. : Serbestlik Derecesi

D.K. : Değişim Katsayısı

MİKHAM : Milletlerarası Kışlık Hububat Araştırma Merkezi

(9)

1.GİRİŞ

Buğday, geçmişte olduğu gibi günümüzde de insan beslenmesinde doğrudan veya dolaylı olarak en fazla kullanılan, kültür bitkileri arasında, ekiliş ve üretim bakımından dünyada ilk sırada yer alan bir bitkidir. Buğday Dünya'da 217 milyon hektarlık ekim alanı, 629 milyon tonluk üretim miktarı ile ilk sırada yer almakta olup ortalama yerimi 290 kg/da'dır (Fao, 2005).

Buğday geniş adaptasyon özelliğine sahip olduğu için dünyanın her tarafında yetişebilen bir bitkidir. Ayrıca ucuz, kaliteli ve dengeli bir besin maddesi olmasının yanı sıra makineli tarıma uygun ve depolanmasının kolaylığı sayesinde artan dünya nüfusu ile birlikte önemi gün geçtikçe artan özel bir bitkidir.

Ülkelerin, beslenmede buğdaya doğrudan bağımlılığı; coğrafi konumlarına ve gelişmişlik durumlarına göre değişmekle beraber, gelişmiş ülkelerde dahi buğday dolaylı yollardan da olsa günlük beslenmenin en önemli unsuru durumundadır (Kırtok., 1986).

Ülkemizde kişi başına yıllık buğday tüketimimiz 200 kg olduğu ve günlük kalori tüketiminin % 53'ünün buğday ve diğer buğday ürünlerinden karşılandığı göz önüne alınırsa (Anon., 1988), ülkemiz tarımı bakımından günümüzde olduğu gibi buğdayın gelecekte de en önemli tahıl ürünü olacağı söylenebilir.

Ülkemiz tarımında da 9,3 milyon ha'lık ekim alanı ve 21 milyon ton'luk üretim ile buğday, tahıllar içerisinde ilk sırayı almakta olup, ortalama verim 223 kg/da'dır (FAO, 2005).

Arpa dünyada en fazla üretimi yapılan tahıllar içinde buğday, çeltik ve mısırdan sonra dördüncü sırada yer alan önemli bir tahıl cinsidir. Çok geniş adaptasyon sınırına sahip olan arpa, aynı zamanda geniş genetik varyasyona da sahiptir. Ülkemizde ise arpa, tahıllar içerisinde 3,6 milyon ha ekim alanı, 9 milyon ton üretimi ve 250 kg/da’lık verim ortalaması ile ikinci sırada yer almaktadır. (FAO, 2005).

Arpa ülkemizde daha çok hayvan yemi olarak, az bir kısmı da malt sanayinde kullanılmaktadır. Bölgemizde arpa genellikle yemlik olarak yetiştirilmekte ve arpa yetiştiriciliğinde gelişi güzel tohumluk kullanılmaktadır.

Ülkemizin maltlık arpa ihtiyacı, toplam arpa üretiminin % 3,5 kadar olmasına rağmen, kalitenin uygun olmaması nedeniyle, ortaya çıkan ham madde açığı ithalat yoluyla karşılanmaktadır (Başgül ve Kınacı, 1995). Dünyanın birçok ülkesinde kaliteyi yükseltmek için çeşit populasyonunu artırıcı çalışmalar yapılmaktadır. Değişik iklim şartlarına sahip ülkemiz için çeşit populasyonunun çokluğu önem arz etmektedir.

Tritikae bitkisi, buğday x çavdar melezinden ABD, Polonya, Kanada ve Meksika gibi bir çok ülkede uzun süre devam eden ıslah çalışmaları sonucu marjinal, fakir tarım alanlarından dekardan alınan verimi artırmak suretiyle, hızla artan Dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilmiştir. Tritikale elde edilmesinde yapılan melezlemede ana bitki olarak buğday ve baba bitki olarak çavdar kullanılmaktadır. Bu melezleme sonucu elde edilen döller, kromozom sayılarına göre tetrapoloid, hekzoploid

(10)

veya oktoploid yapıda olabilir. Bugün başarılı olan tritikale tipleri, makarnalık buğday ile çavdar melezinden elde edilen hekzoploid (2n=42) genotipe sahip olan sekonder amfidiploidlerdir. Tritikalenin kıraç, marjinal alanlara adaptasyonu ve verim potansiyeli A ve B genomuna sahip makarnalık buğday ebeveyninden, soğuk, asitli, tuzlu topraklarda yetişebilme özelliği R genomuna sahip çavdardan gelmektedir. Buğday ile arpanın verimli ve kaliteli yetişmediği tarla koşullarında tritikale yüksek verim potansiyeline sahiptir.

Tritikale buğday ile arpaya göre biotik ve abiotik stress koşullarına daha fazla dayanıklıdır (Süzer, 2003).

Tritikale tane ürünü olarak çoğunlukla hayvan beslenmesinde, bazen de hasıl olarak kaba yem üretimi ve otlatma için de yetiştirilmektedir. Özellikle tanesi kanatlıların beslenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Belaid, 1994). Tanesinin yemlik kalitesi mısır, buğday ve arpa ile eşit kalitededir (Azman, 1997; Preiffer, 1992). Dünyadaki toplam 2,9 milyon ha tritikale ekim alanın % 80’ni kışlık, %20’si yazlık olarak yapılmaktadır (Bağcı ve Ekiz, 1993).

Tritikale son yıllarda kaliteli buğday unuyla karıştırılarak pasta, bisküvi, ekmek, kek ve makarna yapımında da kullanılabilmektedir (Elgün vd., 1996; Bağcı, 2001).

Bu araştırma, farklı buğday, arpa ve tritikale çeşitlerinde bazı verim ve verim özelliklerinin incelenmesini ve aynı zaman da üzerinde çalışılacak çeşitler hakkında, üreticiyi bilgilendirmeyi hedeflemektedir.

(11)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Lorenz ve ark. (1972), Lorenz ve Welsh (1977), Skowmand ve ark. (1984) tarafından, tritikale çeşitleri buğdaydan daha yüksek amilaz aktivitesine sahip olması sebebiyle buğday ununa kıyasla tritikale unundan yapılan ekmeklerde oldukça düşük nitelikte ekmek içi oluşur. Buğdayda protein ile gluten miktarları arasında bulunan korelasyon tritikalede daha zayıftır. Bu durum çavdarın özelliğinden ileri gelir ve tritikale hamurunda elastikiyet yoktur.

Sapra ve ark. (1973), Kansas’ta sulu koşullar altında yaptıkları denemelerde tritikalede tane verimi ile başakta tane sayısı arasında önemli ve olumlu ilişki olduğunu bildirmişlerdir. Bin tane ağırlığının tritikale çeşitlerinde 35,4–51,8 g Scout buğday çeşidinde 24,9–35,5 g ve Balbo çavdar çeşidinde 23,3–25,9 g arasında bulmuşlardır.

Allee (1974), Tritikalenin proteince zengin ve bileşiminde temel amino asitlerin çok fazla olması bakımından diğer tahıllara göre üstün olduğunu ve bu üstünlüğü ile gelecekte önemli bir tahıl olabileceğini bildirmişlerdir. Ancak unundaki protein ihtivası buğdaya eşittir. Çünkü tritikalenin kepeğinde fazla miktarda protein vardır.

Tosun ve Yurtman (1974), ekmeklik buğday çeşitlerinde tane verimi ile birim alandaki başak sayısı ve bin tane ağırlığı arasında olumlu ve önemli, birim alandaki başak sayısı ile başakta tane sayısı ve bin tane ağırlığı arasında önemli ve olumsuz, bin tane ağırlığı ile başakta tane sayısı arasında olumsuz ve önemli ilişkiler olduğunu; ancak her üç verim unsurunu artırarak yüksek verim elde etmenin mümkün olamayacağını bildirmişlerdir.

Prato ve ark. (1975), Kaliforniya‘nın kuzey ve güney bölgelerinde 10 tritikale çeşidini Anza ve Inia 66r buğday çeşitleriyle kıyaslamak amacıyla kurmuş oldukları denemelerde en verimli tritikale çeşidinde tane veriminin 550 kg/da, iki buğday çeşidinin ortalama tane veriminin 633 kg/da olduğunu ve Güney Kaliforniya‘da tritikale çeşitlerinde tane veriminin buğday çeşitlerine göre oldukça düşük olmasına karşın Kuzey Kaliforniya‘da aradaki farkın daha az olduğunu bildirmişlerdir.

Ingold (1976), tritikalenin son yıllarda bir laboratuar materyalinden tarla bitkisi olmaya doğru geliştiğini ve tarımsal potansiyelinin giderek buğdaya yaklaştığını bildirmektedir. Ayrıca araştırıcı tritikale ıslahında başarının sterilite ve kırışık tane gibi çözülmesi gereken iki ana soruna bağlı olduğunu belirtmiştir.

Bernard (1979), 1976 ve 1977 yıllarında Fransa'da 15 yerde yaptığı denemelerde, tane veriminin tritikalede 280-610 kg/da, buğdayda 170-510 kg/da ve çavdarda ise 280-590 kg/da arasında değiştiğini saptamıştır.

Anonymous (1980), Cimmyt tarafından 1977–78 yılında dünyanın değişik bölgelerinde ve Akdeniz ülkelerinde yapılan denemelerde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir; Tane verimi Mapache tritikale çeşidinde 384 kg/da, Nacozari ekmeklik buğday çeşidinde 351 kg/da olarak bulunmuş ve Akdeniz ülkelerinde Mapache 451 kg/da, Nacozari 462 kg/da tane ürünü vermiştir. Mapache tritikale çeşidi, Siete Cerros ekmeklik buğday çeşidi ve Mexicali–75 makarnalık buğday çeşitlerinde bintane ağırlığı sırasıyla 42,

(12)

36 ve 49 g Akdeniz ülkelerinde 44, 37 ve 53 g; hektolitre ağırlığı ise 63, 75 ve 72 kg olarak bulunmuştur. Bitki boyu tritikale hatlarında ortalama 91.2 cm olup, Siete Cerros' dan 6 cm Mexicali-75' den 11 cm daha fazladır. Akdeniz ülkelerinde de benzer sonuçlar elde edilmiştir. En erkenci tritikale hatları, Siete Cerros 'dan 8 gün, Mexicali 75' den 3 gün, Akdeniz ülkelerinde ise sırasıyla 15 ve 7 gün daha erkenci olmuştur.

Cauderon ve Bernard (1980), Fransa'da yaptıkları bir araştırmada tritikale çeşitleri arasındaki verimlilik farkının esas olarak başakta tane sayısı ve bin tane ağırlığı ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir.

Demir ve ark. (1980), CIMMYT' den sağlanan tritikale çeşitleri ile Bornova koşullarında yaptıkları çalışmalarda, en yüksek tane verimine sahip tritikale çeşitlerinin ekmeklik ve makarnalık buğdaylardan % 5–71 daha verimli olduğunu saptayarak, tritikale tarımının geleceğinin ümitli göründüğünü ve buğdayın düşük verimli olduğu yerlerde tritikalenin önemli bir alternatif ürün olabileceğini ileri sürmüşlerdir.

Rossi (1980), tritikale çeşitlerinin kumlu topraklarda, bol yağışlı yüksek yerlerde sulu koşullar altındaki verimli topraklarda ve kurak bölgelerde erkenci bir ürün yetiştirilebileceğini ileri sürmektedir.

Lehman ve ark. (1983), Kaliforniya'da yaptıkları denemelerde, tritikalede tane verimini buğdaya eşit veya daha fazla, bitki boyunu daha yüksek, hektolitre ağırlığını ise daha düşük olarak bulmuşlardır.

Sehgal ve ark. (1983), tritikalede protein oranının %12.4–14.6 ile buğdayın protein değeri olan % 12.2-12.6 lık değerden daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Demir ve ark. (1987), ileri buğday varyetelerinin agronomik ve kalite karakterlerini inceledikleri bir çalışmada; buğday çeşitlerinde sedimantasyon değerini 10.5–28 ml, ortalama bitki boyunu 94-103 cm olarak bulmuşlardır. Ayrıca metrekarede 400 adet ekim sıklığında, tane verimlerini buğday çeşitlerinde dekara 532–587 kg, TCA1 tritikale çeşidinde 673 kg olarak tespit etmişlerdir.

Genç ve ark. (1987a), tarafından Çukurova şartlarında yetiştirilen başlıca makarnalık ve ekmeklik buğday çeşitleri ile bazı ümitvar hatlarda önemli agronomik ve kalite karakterlerini karşılaştırmak amacıyla yaptıkları araştırmada, makarnalık buğday çeşitlerinin başakta tane sayıları 34–45,4 adet, başakta tane ağırlıkları 1.68–2.19 g, bin tane ağırlıkları 44,1–56,8 g, hektolitre ağırlıkları 79,5–83,9 kg ve tane verimleri 587–651 kg/da arasında olurken; ekmeklik buğday çeşitlerinin, başakta tane sayıları 36,1–46,1 adet, başakta tane ağırlıkları 1,45–1,91 g, bin tane ağırlıkları 35,4–45,6 g, hektolitre ağırlıkları 78,6–82.9 kg ve tane verimleri 517–676 kg/da olarak bulunmuştur.

Yağbasanlar (1987), tritikalede tane verimi ile başaklanma-erme süresi bitkide kardeş (sap) sayısı, bitkide fertil kardeş (başak) sayısı, başak verimi, bin tane ağırlığı hektolitre ağırlığı arasında önemli olumlu; başak uzunluğu başakta başakçık sayısı arasında ise önemli olumsuz ilişkiler saptamıştır.

(13)

Yürür ve ark. (1987), Yaptıkları araştırmada, 20 ekmeklik ve 9 makarnalık olmak üzere 29 buğday çeşidini 1983–1984 ekim döneminde denemeye almışlardır. Ekmeklik buğdaylarla ilgili deneme sonuçlan BEİ–2032, BEİ–1223 ve BEİ–2024 hatlarının diğerlerinden, özellikle de Cumhuriyet–75 ve Lachis-line'den daha yüksek verimli olduklarını göstermiştir. Nitekim, adı geçen hatların verimleri 396–439 kg/da arasında değiştiği halde Cumhuriyet–75 280 kg/da, Lachis-line ise 226 kg/da verim vermişlerdir.

Ayrıca makarnalık buğdaylarda en yüksek verimin (409 kg/da) MBMN–1154 hattından elde edildiği ve bunu MBMN–1417 hattının izlediği bildirilmiştir.

Baier (1990), tritikalede en yüksek verim potansiyelinin 500 m ve daha yukarıdaki alanlarda elde edildiğini bildirmiştir. Kardeşlenme sırasında, ortalama sıcaklığın 12–14°C arasında, toprak organik madde içeriğinin % 3,5’ten daha yüksek, toprak pH. sının 4,5–5,5 olması gerektiğini açıklamıştır. Aynı araştırıcı, çavdarda % 28 olan hasat indeksinin buğdayda % 37–38, tritikalede ise % 37–52 arasında değiştiğini belirlemiştir. Yine tritikalede 1976 yılında 230 kg/da olan tane veriminin 1989 yılında 800 kg/da’a yükseldiği ve bu artışa uygun münavebe, azotlu gübreleme, ekim tarihi ve ekim metotlarının katkıda bulunduğu belirtilmiştir.

Gill ve ark. (1990), Hindistan, ABD, SSCB, Kanada, Macaristan, Avustralya ve Meksika’dan temin ettikleri 485 yazlık tritikale hattı ile yaptıkları bir araştırmada; tritikale hatlarında başakta tane ağırlığının 2,6–8,4 g, başakta tane sayısının 16–130 adet, başakta başakçık sayısının 14,0–27,2 adet, başak boyunun 6,1–27,2 cm bitki boyunun ise 44,8–

172,4 cm arasında değiştiğini belirlemişlerdir.

Mc Leod ve ark. (1990), 1979 yılında ıslah edilen verimli ve erkenci bir genotipe sahip olan Frank yazlık tritikale çeşidi ile yaptıkları bir araştırmada; 31 deneme istasyonundan aldıkları sonuçlara göre, Frank çeşidinden ortalama 521 kg/da verim alındığı, % 17 ile HY 320, % 16 ile Carmen ve % 3 ile Wapiti çeşitlerini verim bakımından geçtiğini belirlemişlerdir. Ayrıca Frank çeşidinin Carmen ve Wapiti çeşidiyle mukayese edildiğinde Frank çeşidinin bu çeşitlere göre 7-8 cm daha kısa ve 2 gün daha erkenci yatmaya dayanıklı protein ihtivası bakımından da daha üstün olduğunu tespit etmişlerdir.

Nalepa (1990), 1981’den beri tritikaleye Aegilops ovata, Ae. juvanalis, Ae.

sharonensis, Ae. heldreichi ve Triticum timopheevi'nin sitoplazmalarının başarılı olarak transfer edildiği ve 1981-89 yıllarında 60’tan fazla stoplazmik erkek kısır hat geliştirildiğini belirtmiştir. Ayrıca tritikalede en iyi erkek kısır sistemi T. timopheevi ve Ae.

Sharonensis sitoplazmalarının verdiğini, bu sitoplazmaların tritikalenin çeşitli karakterleri üzerine özel etki yapmadığını, Ae. ovata sitoplazması başaklanmanın gecikmesine ve zayıf tane gelişmesine sebep olurken, Ae. juvanalis ve Ae. heldreichi sitoplazmaları beş gün daha erkenciliğe ve daha zayıf tane gelişmesine sebep olduğunu belirtmiştir.

Samiullah ve ark.(1990), 4 tritikale çeşidi, HD–1982 buğday çeşidi ve Russian çavdar çeşidi (Meksika orijinli) ile yaptıkları bir tarla denemesinde; çeşitler dekara 5, 7,5, 10, 12.5, 15 kg ’lık ekim sıklıklarında ekildiklerinde sırasıyla; 436, 436, 454, 474 ve 428 kg/da ortalama tane verimi elde edildiğini, Delfın, Tigre/s, Muskox İsi (Meksika orijinli) ve TL 419 (Hindistan orijinli) tritikale çeşitleri ile buğday ve çavdardan elde edilen tane verimlerinin sırasıyla 540, 488, 435, 424, 491 ve 295 kg/da olduğunu, ekim sıklıklarının tane protein ihtivaları üzerine önemli bir etkisi olmadığını, artan ekim sıklıklarının bitki

(14)

yoğunluğunu artırdığını fakat yaprak N-P-K ihtivasını, bin tane ağırlığını ve diğer unsurları azalttığını ifade etmişlerdir.

Stapper ve Fischer (1990), 1983–1985 yıllarında New South Wales te (Avustralya’da) 25 buğday ve 3 tritikale çeşidi üzerinde ekim zamanı, ekim sıklığı ve sıra aralığı etkilerinin incelendiği bir araştırmada; en yüksek ortalama tane veriminin 891 g/m2 olduğunu, her üç deneme yılında da yatmanın önemli ölçüde problem olduğunu, erken olgunlaşan veya daha kısa boylu tiplerde ekim tarihinin gecikmesiyle yatmanın daha az olduğunu, sıra aralığı (17–45 cm) veya ekim sıklığındaki (5–20 kg/da) varyasyonların tane verimini etkilemediğini, fakat sıra aralığının artışıyla ve tohum oranının azalmasıyla yatmanın azaldığını, kısa boylu, erkenci, az başaklı çeşitlerin herhangi bir ekim tarihinde yüksek verimli şartlara çok uygun olduğunu belirtmişlerdir.

Vovchuk ve ark. (1990), 1987–88 yıllarında 10 tritikale hattında tane yem kalitesinin protein, lisin, nişasta ve alkoloid ihtivasıyla ilişkisinin incelendiği bir çalışmada, tanenin besleyicilik değerinin protein ve lisin içeriğiyle doğrudan ilişkili olduğunu, regresyon analizleri, besleyicilik kalitesinin nişasta, protein ve alkoloid ihtivası üzerine elde edilecek verilerden tahmin edilebileceğini bildirmişlerdir.

Rosenkova ve ark. (1991), 1983–1989 yılları arasında yaptıkları bir çalışmada, hekzaploid tritikale çeşidi Belorissi’yi tanımlayarak bu çeşidin bitki boyunun 130–140 cm arasında, başak uzunluğunun 10 cm’ nin üzerinde, bin tane ağırlığının 50–57 g ve ortalama tane veriminin 601 kg/da ve ayrıca toplam yetişme periyodunun 315–320 gün olduğunu bildirmişlerdir.

Slepek ve Fraczek (1991), Polonya’da 1988–90 yıllarında 8 tritikale çeşidi üzerinde yaptıkları bir araştırmada; tane dökme, makinalı hasada uygunluk ve harman olma kabiliyeti gibi özellikleri incelemişlerdir. Çeşitlerin tane dökmeye hassasiyetinin önemsiz, harman olma kabiliyetine en stabil olan çeşitlerin Malno ve Presto, makinalı hasada uygunlukta bütün özellikleri üzerinde toplayan çeşidin ise Malno olduğunu bildirmişlerdir.

Kociuba (1992), 1986-89 yıllarında, 136 kışlık ve 155 yazlık tritikale çeşidi ile yapılan bir araştırmada; çeşitlerin tarla şartlarında Erysiphe graminis, Puccinia recondita ve P. graminis’e yüksek direnç gösterdikleri, Septoria nodorum (Leptosphaeria)’a ise yüksek hassasiyet gösterdiklerini belirtmiştir. En yüksek varyasyon seviyesinin başakta tane sayısı ve başakta tane ağırlığı için bulunduğu, bu özelliklerin çevre faktörlerine geniş oranda bağlı olduğunu açıklamıştır. Başakta tane ağırlığının yazlık ve kışlık formların her ikisinde de yüksek oranda başakta tane sayısıyla ilişkili, tanede protein oranı, başakta tane sayısı ve tane ağırlığı arasında olumsuz ilişki, fakat bin tane ağırlığı ile ilişkisinin olumsuz ve önemsiz olduğunu ifade etmiştir.

Çölkesen ve Ark. (1993), tarafından Çukurova ve Şanlıurfa koşullarına uygun arpa çeşitlerinin saptanması üzerine yapılan çalışmada, incelenen arpa çeşit ve genotiplerinin tane verimi ve diğer karakterleri bakımından aralarında önemli derecede farklı olduğu bulunmuş, tane veriminin Çukurova’da 420–655 kg/da, Şanlıurfa’da ise 136–258 kg/da arasında değişmiştir. Deneme sonuçlarına göre tane verimi bakımından Çukurova da Promesa ve Kervane Alger Crees, Şanlıurfa koşullarında ise Kaya ve Beecher 7028 AVT çeşitlerinin, diğer çeşit ve hatlara oranla daha verimli olduğu saptanmıştır.

(15)

Fossati ve ark. (1993), 10 hekzaploid kışlık tritikale hattı ile Batı İsviçre’de iki ekim zamanında ve üç yerde yaptıkları denemede; bütün karakterler için çevrexçeşit interaksiyonunda önemli farklılıklar bulmuşlardır. Ayrıca tane verimi, tane azot oranı (r =- 0.74**) arasında çok önemli olumsuz ilişki tespit etmişlerdir.

Çölkesen ve ark. (1993b), 1992–1993 yılında Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi araştırma alanında yürüttükleri çalışmayı kuru ve sulu koşullarda 8 makarnalık buğday çeşidini kullanarak yapmışlardır. Yapılan analizler sonucunda çeşitler arasında her iki koşulda da önemli farklılıklar bulunmuş olup, bölgede yetiştirilen Diyarbakır–81 çeşidi ile karşılaştırmışlardır. Kuru koşullarda tane verimi 563 kg/da ile 684 kg/da arasında değişmiş olup, 684 kg/da ile en yüksek tane verimini D.5237–1 buğday çeşidi vermiştir. Sulu koşullarda tane verimi 652 kg/da ile 862 kg/da arasında değişim göstermiş olup en yüksek tane verimi D.8869 (862 kg/da) ve D.5237–1 (853 kg/da) çeşitlerinden elde edildiğini belirmişlerdir.

Sönmez ve ark. (1993) tarafından yazlık olarak yürütülen bir çalışmada kullanılan 21 arpa çeşit ve hattının tane verimlerinin 71,8–135,5 kg/da arasında değiştiği bildirilmektedir.

Cooper ve ark. (1994), CIMMYT.ten temin edilen buğday hatlarını kıyaslamak amacıyla Queensland’da sulu ve kuru şartlarda yapılan bir araştırmada; sulu ve kuru şartlardaki su stresinin çeşitxçevre interaksiyonunu tane verimi yönünden çok kuvvetli etkilediği belirlenmiştir. Ayrıca tane verimi yönünden; çeşitxçevre interaksiyonunu çiçeklenme öncesi su stresi, çiçeklenme sonrası su stresinden daha fazla etkilemiştir. Tane verimi bütün çevrelerde, birim alandaki tane sayısı ile olumlu ilişkili, birim alandaki tane sayısı, başakta tane sayısı ile olumlu ilişkili iken, kardeş sayısı ile ilişkisiz olduğunu tespit etmişlerdir.

Ayçiçek ve Yürür. (1994a), 1988–1990 yıllarında Bursa koşullarında yetiştirilen 12 adet çeşit ve l adet hattın kullanıldığı makarnalık buğday çeşitlerinin; metrede bulunan başak sayısı, bitki boyu, başak uzunluğu, başakçık sayısı, başaktaki tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, tane verimi ve bin tane ağırlığı gibi özellikleri incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre; metrede başak sayısında 65-94başak/l metre, dekara tane veriminde 323- 474kg/da, bitki boyu 66-84cm, başak uzunluğu 5,6–7,6 cm, başakçık sayısı 26,2–38,5 adet, başaktaki tane sayısı 26,2–38,5 adet, bir başaktaki tane ağırlığı 1,10–1,68 gr ve bin tane ağırlığı ise 39,1–49,2 gr arasında yer aldığını bulmuşlardır.

Ayçiçek ve Yürür. (1994b), Bursa koşullarında 1987–1993 yıllarında 11 adet makarnalık buğday çeşitlerinin adaptasyon ve stabilite yeteneklerinin belirlendiği çalışmada, en yüksek verim 498 kg/da ile Diyarbakır çeşidinden elde edilirken, bunu Bintepe (476 kg/da) ve Gökgöl (473 kg/da) çeşitlerinin takip ettiğini belirtmişlerdir.

Verimleri deneme ortalamasından (452 kg/da) yüksek olan Diyarbakır, Bintepe, Gökgöl, Yavoras, Gediz ve Japiga çeşitlerinin iyi koşullara adapte olduklarını belirlemişlerdir.

Çölkesen ve ark. (1994), 1992–1993 yıllarında Harran Ovası ve Çukurova araştırma alanlarında sulu koşullarda 10 ekmeklik ve 9 makarnalık buğday çeşidi üzerinde çalışmışlardır. Tane verimine etkili; bitki boyu, başaklanma ve olgunlaşma süresi,

(16)

başaktaki tane sayısı ve ağırlığı, bin tane ağırlığı gibi özellikler incelenmiştir. Harran koşullarında, makarnalık buğday çeşitlerinde tane verimi 678–857 kg/da, Çukurova koşullarındaki çeşitlerde ise 448–595 kg/da arasında sonuç elde edilmiştir. Harran koşullarında, ekmeklik buğday çeşitlerinde tane verimi 496–724 kg/da, Çukurova koşullarında 539–653 kg/da arasında değişim göstermiştir.

Yılmaz ve Dokuyucu (1994a), 1991 ve 1992 yıllarında Kahramanmaraş koşullarında 25 ekmeklik buğday çeşit ve hattını denemeye alarak bitki boyu, bin tane ağırlığı, başaktaki tane ağırlığı, başaktaki tane sayısı, hektolitre ağırlığı ve tane verimi gibi özellikleri incelemişlerdir. Denemede incelenen özelliklerden; başaktaki tane sayısı ile bin tane ağırlığı arasında olumsuz ve önemli (r = -0,701**); başaktaki tane sayısı ile başaktaki tane ağırlığı arasında olumlu ve önemli (r = 0,538**); başaktaki tane sayısı ile tane verimi arasında olumlu ve önemli (r = 0,342**); hektolitre ağırlığı ile tane verimi arasında olumlu ve önemli (r = 0,245**) korelasyonlar olduğunu saptamışlardır. Denemeye alınan çeşit ve hatlardan 81ÇZT11, 81ÇZT01, 81ÇZT01(S), Gemini, Doğankent-I,, İzmir85, 81ÇZT03 ve Moktan çeşitlerinin sırasıyla 598, 561, 560, 553, 553, 552, 552 ve 552 kg/da tane verimi sağladığım bildirmişlerdir.

Yılmaz ve Dokuyucu (1994b), 1991 ve 1992 yıllarında Kahramanmaraş koşullarında 19 makarnalık buğday çeşit ve hattında bitki boyu, başaktaki tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve tane verimi gibi özellikleri incelemişlerdir.

Denemede, incelenen özelliklerden bin tane ağırlığı ile başaktaki tane ağırlığı arasında olumlu ve önemli (r = 0,318**); başaktaki tane sayısı ile bin tane ağırlığı arasında olumsuz ve önemli (r = 0,318**); başaktaki tane sayısı ile başaktaki tane ağırlığı arasında olumlu ve önemli (r = 0,568**); başaktaki tane sayısı ile tane verimi arasında olumlu ve önemli (r = 0,265*) korelasyonlar olduğunu belirlemişlerdir. Denemeye alınan çeşit ve hatlardan CIMMYT(Sl) ve 1CARDA(S3) hatları sırasıyla 566 ve 557 kg/da ile en yüksek tane verimlerini oluştururken, Shamı, Gediz75, Yavoros79, Dicle74, Monndorone, BalcalıSS veAltar84 çeşitleri sırasıyla 545, 538, 525, 519,503, 485 ve 469 kg/da tane verimleri oluşturmuşlardır.

Başgül ve Kınacı (1995), tarafından Orta Anadolu’nun yüksek alanlarına adapte edilecek 15 tane altı sıralı ve 9 tane iki sıralı arpayla yapılan çalışmada; çeşitlerin veriminin yıllara ve lokasyonlara göre değiştiği, ikinci yılda verimin daha yüksek olduğu belirtilmiştir.

Dokuyucu ve ark. (1997), Kahramanmaraş koşullarında 1993–1996 yılları arasında 16 ekmeklik buğday çeşidini kullanarak yaptıkları çalışmada; çeşitlerin tane verimi, metrekaredeki başak sayısı, başaktaki tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, vejetatif periyod, ekim-olgunlaşma süresi, tane dolum periyodu ve tane dolum oranı üzerinde durmuşlardır. İncelen özellikler yönünden çeşitler arasındaki farkı önemli bulmuşlardır. Seri–82, Gönen, Panda, Doğankent–1 ve Çukurova–86 çeşitleri üstün verim vermişlerdir. Tane verimleri ile başaktaki tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, vejetatif periyod ve tane dolum oranı arasındaki ilişkiler önemli ve olumlu, tane dolum periyodu arasındaki ilişkinin ise önemli ve olumsuz olduğunu ortaya koymuşlardır.

(17)

Aydın ve Katkat (1997) tarafından Eskişehir koşullarında 8 çeşit ile yürütülen çalışmada, tane verimi, başakta tane sayısı, bin tane ağırlığı, başaklanma süresi yönünden çeşitler arasında ortaya çıkan farkların önemli olduğu kaydedilmiştir.

Sezer ve ark. (1997), Samsun koşullarında 1989–1994 yılları arasında yürütülen bu araştırmada, 10 buğday çeşit ve hattını kullanmışlardır. Dört yıl ortalamalarına göre 217,1–

287,4 kg/da arasında değişen tane veriminde en yüksek tane veriminin, Marmara–86 buğday çeşidinden elde edildiğini bildirmişlerdir, ÇTD–15, VD–1041 hatları ile Cumhuriyet–75, Marmara-86 ve Seri çeşitlerinin dört yıllık ortalama tane verimlerinin 255 kg/da' m üzerinde olduğunu belirlemişlerdir. Bu denemelerden elde edilen ortalama tane verimleri ve verimin yıllara göre değişimim belirleyen faktörler birlikte değerlendirildiğinde; Marmara–86, Cumhuriyet–75 buğday çeşitleri ile VD–1041 hattını, Samsun koşulları için tercih edilebilecek çeşit ve hatlar olarak belirlemişlerdir.

Akman ve ark. (1999), Isparta koşullarında bölgeye uygun yüksek verimli buğday çeşit ve hatlarının belirlenmesi amacıyla 1996–1998 yılları arasında yaptıkları çalışmada, çeşitler arasında bitki boyu (63,5–95,8 cm), başak uzunluğu (4,50–6,88 cm), fertil kardeş sayısı (1,90–2,73 adet/bitki), başaktaki tane sayıları (16,2–24,2 adet/başak), bin tane ağırlıkları(32,4–43,3 gr), tane verimi (189,5–320,5 kg/da) ile hasat indeksi (%29,l–37,7) ve ham protein oranları (%9,82–12,87) bakımından önemli farklılıklar olduğunu belirlemişlerdir.

Dokuyucu ve ark. (1999), 1996–1998 yılları arasında Kahramanmaraş koşullarında 22 ekmeklik buğday genotipini denemeye alarak, başaktaki tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve tane verimleri üzerinde durmuşlardır.

Genotiplerin başaktaki tane sayıları 34-54 tane/başak, başaktaki tane ağırlıkları 1,50-1,95 g, bin tane ağırlıkları 34,0-45,7 g, hektolitre ağırlıkları 80,3-83,9 kg, tane verimlerinin ise 520-735 kg/da arasında değiştiğim bildirmişlerdir. Tane verimi ile başaktaki tane sayısı (r

= 0,448**), başaktaki tane ağırlığı (r = 0,269**) ve hektolitre ağırlığı(r = 0,181*) arasında olumlu ve önemli ilişkiler olduğunu saptamışlardır.

Çölkesen ve ark. (2002), Kahramanmaraş ve Şanlıurfa koşullarında 1997–98 ve 1998–99 yıllarında iki lokasyonlu olarak yürüttükleri çalışmalarında, 24 iki sıralı 1 altı sıralı olmak üzere toplam 25 arpa çeşidi kullanılmıştır. İki yıllık ortalama sonuçlara göre;

Kahramanmaraş koşullarında tane verimi 367,2–734,9 kg/da, bitki boyu 79.50–110,8 cm, başak uzunluğu 7.53–9.44 cm, bin tane ağırlığı 37.14–50.49 g arasında değişmiştir.

Şanlıurfa koşullarında ise tane verimi 419,2–540,8 kg/da, bitki boyu 55.98–80.60 cm, başak uzunluğu 5.59–7.24 cm, bin tane ağırlığı 41.62–52.52 g arasında değişmiştir.

Şanlıurfa lokasyonunda ortalama 1. Kalite değerleri % 63.38- 86.93, 2.kalite değerleri % 8.13–26,9 protein oranı % 10.32–11.95, tane nemi % 9.3- 10.1 arasında değişmiştir.

K.Maraş koşullarında Brenda, Jubilant, Volga, Brewstar, Viva çeşitleri; Ş.Urfa koşullarında S 448/88, Brenda, Brewstar, Şahin–91, Jubilant, Caruso ve Clarine çeşitleri yüksek verim vermişlerdir. ND.8972, W–1936, Steffi, Kaya, Clarine çeşitleri düşük protein oranı ve yüksek 1. Kalite değerleri verdiklerini belirtmişlerdir.

Taş ve Yürür (2002), Araştırmalarını Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanlarında 1997–1999 yılları arasında yürütmüşlerdir.

Denemenin kurulduğu ilk yıl olan 1997–1998 ekim döneminde 50 çeşit denemeye alınmış,

(18)

ancak gelişmesi iyi olan ve kuş zararına dayanıklı olarak belirlenen toplam 9 çeşit üzerinden denemenin ikinci yılı tekrarlanmıştır. Denemede standart çeşit olarak Angora kullanılmıştır. Araştırmada çeşitlerin verim değerleri ile bitki boyu, başak uzunluğu, başakçık sayısı başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı gibi bazı verim özellikleri ve bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, protein oranı ve ekstrakt oranı gibi bazı kalite özellikleri incelenmiştir.

Akdeniz ve ark. (2004), Van ekolojik koşullarında farklı arpa çeşitleri ile yürütülen bir çalışmada en yüksek biyolojik verimin Orza-96, Tokak 157/37 ve Aday-1 çeşitlerinden, en yüksek tane veriminin ise Orza-96 çeşidinden elde edildiği bildirilmiştir.

Sirat ve ark. (2005), Samsun ekolojik koşullarına uygun arpa çeşitlerinin belirlenmesi amacıyla, 2001-2002 ve 2002-2003 yılları arasında, Bafra ve Kurupelit’te tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çeşit olarak 6 sıralı Kıral, Erginel, Plaisent ve Çetin-2000 ile 2 sıralı Sladoran, Balkan-96 ve Fahrettinbey; hat olarak Sitap 01/6A kullanmışlardır. Araştırmada fenolojik özelliklerden başaklanma süresi, agronomik ve morfolojik özelliklerden bitki boyu, başak uzunluğu, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve tane verimi incelenmiştir. Ayrıca, kalite kriterlerinden 1000 tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı da belirlenmiştir. İki yıl ve iki lokasyonda yürütülen araştırma sonucuna göre en fazla tane verimi Fahrettinbey (590.8 kg/da), Sladoran (562.8 kg/da) çeşitleri ile Sitap 01/6A (556.8 kg/da) hattından; en yüksek 1000 tane ağırlığı Sitap 01/6A (52.0 g)’dan, en yüksek hektolitre ağırlığı Fahrettinbey (68.1 kg/hl) ile Balkan-96 (66.4 kg/hl) çeşitlerinden elde etmişlerdir.

Yağmur ve ark. (2007) Van koşullarında yürüttükleri çalışmalarında buğday, arpa ve tritikale’nin 4’er çeşidinin verimi ve verime etkili karakterlerini inceledikleri çalışmalarında, cinsler arasında en yüksek tane veriminin tritikale’den (303,5 kg/da) alındığını bildirmişlerdir.

(19)

3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal

3.1.1. Deneme Yeri:

Araştırma, Kahramanmaraş Tarla Bitkileri Araştırma Enstitüsü deneme alanında ekimi 2006–2007 ürün yılında yapılarak kışlık olarak yetiştirilmiştir.

3.1.2. Denemede Kullanılan Çeşitler

Araştırmada Kullanılan Çeşitler, Çizelge 3.1’de verilmiştir.

Çizelge 3.1. Denemede Kullanılan Çeşitler

No. Çeşit Adı No. Çeşit Adı

1 NN90-E3 T. durum 9 VANESSA H. vulgare

2 SVEVO T. durum 10 PRESTIGE H. vulgare

3 ATLAR-84 STN T. durum 11 SUNRISE H. vulgare

4 AMANOS-97 T. durum 12 SLADORAN H. vulgare

5 CEYHAN-99 T. aestivum 13 MIKHAM-2002 Triticosecale

6 SEYHAN-95 T. aestivum 14 KARMA-2000 Triticosecale

7 GOLIA T. aestivum 15 PRESTO Triticosecale

8 GENÇ-99 T. aestivum 16 TATLICAK-97 Triticosecale

Değişik Tarımsal Araştırma Kuruluşlarından Temin Edilen ve Denemede Kullanılan 4 adet Ekmeklik Buğday, 4 adet Makarnalık Buğday, 4 adet Arpa(iki sıralı) ve 4 adet Tritikale Çeşidi Materyal Olarak Kullanılmıştır.

3.1.3İklim Koşulları

Çizelge 3.2. Kahramanmaraş Koşullarına Ait, Uzun Yıllar ve 2006–2007 Yetiştirme Dönemine İlişkin Bazı İklim Değerleri

Sıcaklık (0C) Yağış (mm) Nem (%)

Madde I.

YLAR Uzun

Yıllar 2006 – 2007 Uzun

Yıllar 2006 – 2007 Uzun

Yıllar 2006 – 2007

Kasım 10.9 10.3 99.9 77.0 64.4 60.6

Aralık 6.2 6.8 124.8 1.1 69.0 53.3

Ocak 5.2 4.9 115.7 63.1 70.8 63.5

Şubat 6.2 7.8 105.8 133.6 65.3 71.2

Mart 10.3 11.4 96.1 99.9 60.7 57.9

Nisan 15.5 13.3 71.9 87.8 59.1 57.6

Mayıs 20.4 23.4 40.9 58.9 55.8 59.1

Haziran 25.0 27.5 4.9 0.8 52.4 49.8

Ort. 12.5 13.2 62.2 59.1

Toplam 660.0 522.2

Deneme yerinin sıcaklık, yağış ve nispi nem değerleri, ekim ve hasat arasındaki süreyi kapsayan aylık ortalamalar şeklinde Çizelge 3.2' de verilmiştir.

(20)

Çizelge 3.2’ incelendiğinde toplam yağış miktarı 522,2 mm olarak tespit edilmiştir (Anonim, 2007). Uzun yıllar ortalamasına göre yağış, yaklaşık 140 mm daha düşük olarak gerçekleşmiştir.

3.2. Metot

3.2.1. Deneme Planı

Deneme, tesadüf blokları deneme deseninde, 4 tekrarlamalı olarak yapılmıştır.

3.2.2. Gübre Uygulama Yöntemleri

Yetiştirme sezonu boyunca taban gübresi olarak 8 kg N ve 8 kg/da saf P2O5içeren 20–

20–0 gübresinden, üst gübre olarak da 8 kg (arpa çeşitlerine 4 kg) saf N gelecek şekilde üre gübresinden verilmiştir. Denemede kullanılan azotun yarısı ekimle birlikte diğer yarısı ise kardeşlenme sonu-sapa kalkma başlangıcında verilmiştir.

3.2.3. Ekim ve Bakım

Ekim 7,2 metrekarelik parsellere 6 sıralı parsel mibzeriyle metrekareye arpa da 450, buğday ve tritikale de metrekareye 550 adet tohum düşecek şekilde Kasım ayı içinde yapılmıştır. Deneme sulu koşullarda yürütülmüş olup üç sulama yapılmıştır. Yetişme süresi içinde meydana gelen yabancı otlarla kimyasal mücadele yapılmıştır.

3.2.4. Hasat ve Harman

Hasat işlemi, parsel hasat makinesi ile yapılarak; her parselin başından ve sonundan 50 cm, parselin kenarlarından 1‘er sıra kenar tesiri olarak ayrıldıktan sonra yapılmıştır.

3.2.5. Verilerin Elde Edilişi

Her parsel için Kırtok (1982), Dinçer (1991), Çölkesen (1994), Akkaya ve Akten (1988), Uluöz (1965), uygulamış oldukları yöntemler esas alınarak, aşağıda açıklanan gözlem, ölçüm ve tartımlar yapılmıştır.

3.2.5.1. Verim Ve Verim Unsurları 3.2.5.1.1. Başaklanma Süresi (gün)

Bitkilerin çıkışları gözlenerek, parseldeki bitkilerin tümünün çıkışı gerçekleştiği gün çıkış tarihi olarak belirlenmiştir. Daha sonra bitkiler normal gelişmelerine devam etmişler ve ilkbaharda parseldeki bitkilerin % 75’nin başaklanmasını tamamladığı tarih başaklanma tarihi olarak kaydedilmiştir. Çıkış tarihi ile başaklanma tarihi arasında geçen süre gün olarak tespit edilmiş ve başaklanma süresi olarak değerlendirilmiştir.

(21)

3.2.5.1.2. Olgunlaşma Süresi (gün)

Bitkilerin başaklanmasından itibaren olgunlaşmasına kadar geçen süre gün olarak belirlenmiştir.

3.2.5.1.3. Bitki Boyu (cm)

Her parselden 10 bitki örneği üzerinden, kök boğazından, kılçıklar hariç başakta en üst başakçık ucuna kadar olan uzunluk cm olarak ölçülüp, ortalaması alınarak hesaplanmıştır.

3.2.5.1.4. Başak Uzunluğu (cm)

Her parselden hasat öncesi alınan 10’ar başak örneği başak alt boğumundan kılçıklar hariç başakta en üst başakçık ucuna kadar olan uzunluk cm olarak ölçülüp ortalaması alınarak hesaplanmıştır.

3.2.5.1.5. Başakta Başakçık Sayısı (adet/başak)

Her parselden hasat öncesi alınan 10’ar bitkinin başakta bulunan başakçıkları sayılarak ortalamaları hesaplanmıştır.

3.2.5.1.6. Başakta Tane Sayısı (adet/başak)

Her parselden hasat öncesi alınan 10 başaktaki taneler sayılarak ortalamaları hesaplanmıştır.

3.2.5.1.7. Başakta Tane Ağırlığı (gram/başak)

Her parselden hasat öncesi alınan 10 başaktaki taneler tartılıp ortalamaları hesaplanmıştır.

3.2.5.1.8. 1000 Tane Ağırlığı (gram)

Her parselden alınan numunelerden 4’er defa 100’er tane tartılıp ortalaması alınarak 10 ile çarpımı yapılarak hesaplanmıştır.

3.2.5.1.9. Tane Verimi (kg/da)

Parseldeki bitkiler harman edildikten sonra elde edilen tane ürünü temizlendi ve tartılarak elde edilen değerler kg/da’ a çevrilerek hesaplanmıştır.

3.2.5.1.10. Hasat İndeksi

Her parsele ait tane verimi o parsele ait biyolojik verime oranlanarak, daha sonra % olarak hesaplanmıştır.

(22)

3.2.5.1.11. Hektolitre Ağırlığı

Hasat ve harmandan sonra her parselden alınan ürün 1 litrelik hektolitre aleti ile tartılmıştır, hektolitre ağırlığı kg olarak hesaplanmıştır.(kg/100lt)

3.6. Verilerin İstatistiksel Değerlendirilmesi:

İstatistiksel hesaplamalar deneme planına uygun olarak SAS paket programına göre analiz edildi. (SAS.1999) Ortalamalar arasındaki fark LSD testine göre yapıldı.

(23)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA 4.1. Başaklanma Süresi

Çeşitlerden Elde Edilen Başaklanma Sürelerine ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.1’ de verilmiştir.

Çizelge 4.1. Çeşitlerin Başaklanma Sürelerine Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı

Kareler Ortalaması

F Değeri

Değişim Katsayısı Blok 3 5.1718750 1.7239583 1.58

Çeşit 15 650.7343750 43.3822917 39.78**

Hata 45 49.0781250 1.0906250

Genel 63 704.9843750

0.2072

Bitkilerden Elde Edilen Başaklanma Sürelerine ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.1’ de verilmiştir.

Çizelge 4.2. Bitkilerin Başaklanma Sürelerine Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı Serbestlik

Derecesi Kareler

Toplamı Kareler

Ortalaması F

Değeri Değişim Katsayısı Blok 3 1.29296875 0.43098958 1.23

Bitki 3 98.73046875 32.91015625 93.73**

Hata 9 3.16015630 0.35112850

Genel 15 103.18359380

0.3552

Çizelge 4.1 ve Çizelge 4.2 incelendiğinde yapılan istatistiki analiz sonucunda bloklar arasındaki farklılıkların önemli olmadığı, bitkiler ve çeşitler arasındaki farklılıkların ise, 0.01 önem düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Denemeden elde edilen başaklanma sürelerine ait ortalama değerler ve oluşan gruplar Çizelge 4.3’de verilmiştir. Çizelge 4.3 incelendiğinde başaklanma süreleri 136–148 gün arasında olduğu görülmektedir. Çeşitler arasında en yüksek başaklanma süresine 148 gün ile Atlar–84 (makarnalık buğday) çeşidinde gerçekleştiği saptanmıştır. En düşük başaklanma süresine ise 136 gün ile Sladoran (arpa) çeşidinin sahip olduğu saptanmıştır.

Bitkiler arasında 146 gün ile makarnalık buğday çeşitlerinin en yüksek değere, arpa çeşitlerinin ise 139 gün ile en düşük başaklanma süresine sahip olduğu Çizelge 4.3’ den görülmektedir.

(24)

Çizelge 4.3. Makarnalık ve Ekmeklik Buğday, Arpa ve Tritikale Çeşitlerine ait Başaklanma Süreleri ve Oluşan Gruplar

Bitki Sıra

No

Çeşit Çeşit

Ortalaması

Bitki Ortalaması

1 NN90-3 146 b

2 SVEVO 146 b

3 ATLAR-84 STN 148 a

Makarnalık Buğday

4 AMANOS-97 145 bc

146 a

5 CEYHAN-99 143 dc

6 SEYHAN-95 142 e

7 GOLIA 144 ed

Ekmeklik Buğday

8 GENÇ-99 144 ed

143 b

9 VANESSA 144 ed

10 PRESTIGE 139 f

11 SUNRISE 138 g

Arpa

12 SLADORAN 136 h

139 d

13 MIKHAM-2002 139 f

14 KARMA-2000 144 ed

15 PRESTO 141 f

Tritikale

16 TATLICAK-97 147 ba

142 c

Ortalama 142

Yapılan bir araştırma; başaklanma süresinin genotip ve çevre şartlarının etkisi altında olduğunu göstermektedir (Gebeyehou et al. 1982).

Çukurova koşullarında yapılan bir çalışmada ise tritikale de başaklanma sürelerinin 124–131 gün olduğu saptanmıştır ( Yağmur. 1993).

İzmir- Bornova’da yapılan bir çalışmada ise tritikale hat ve çeşitlerinde bu sürenin 109–116 gün olduğu bildirilmiştir (Demir ve ark. 1981).

Araştırmamızdan elde ettiğimiz bulgular diğer çalışmalarla karşılaştırıldığında araştırmamızı destekler nitelikte oldukları anlaşılmaktadır.

4.2. Olgunlaşma Süresi

Çeşitlerden Elde Edilen Olgunlaşma Sürelerine ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.4’ de verilmiştir.

Çizelge 4.4. Çeşitlerin Olgunlaşma Sürelerine Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı Serbestlik

Derecesi Kareler

Toplamı Kareler

Ortalaması F

Değeri Değişim Katsayısı Blok 3 6.5468750 2.1822917 1.02

Çeşit 15 583.4843750 38.8989583 18.20 **

Hata 45 96.2031250 2.1378472

Genel 63 686.2343750

0.3924

(25)

Bitkilerden Elde Edilen Olgunlaşma Sürelerine ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.5’ de verilmiştir.

Çizelge 4.5. Bitkilerin Olgunlaşma Sürelerine Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı

Kareler Ortalaması

F Değeri

Değişim Katsayısı Blok 3 1.63671875 0.54557292 0.51

Bitki 3 91.29296875 30.43098958 28.63**

Hata 9 9.56640630 1.06293400

Genel 15 102.49609380

0.6832

Çizelge 4.4 ve Çizelge 4.5 incelendiğinde yapılan istatistiki analiz sonucunda bloklar arasındaki farklılıkların önemli olmadığı, bitkiler ve çeşitler arasındaki farklılıkların ise, 0.01 önem düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Denemeden elde edilen olgunlaşma sürelerine ait ortalama değerler ve oluşan gruplar Çizelge 4.6’da verilmiştir. Çizelge 4.6’da görüldüğü gibi olgunlaşma süresi 42–52 gün arasında olduğu saptanmıştır. En yüksek olgunlaşma süresine 52 gün ile Mikham–2000 ve presto tritikale çeşitlerinin sahip olduğu saptanmıştır. Bu çeşitleri sırasıyla 49 gün ile Sladoran (arpa) ve yine 49 gün ile Karma–2000 (tritikale) çeşitleri izlemiştir. En düşük olgunlaşma sürelerine ise 42 gün ile Vanessa (arpa) ve 43 gün ile Amonos–97 (makarnalık buğday) çeşitlerinin sahip olduğu saptanmıştır. Bitkiler arasında arpa ve buğday çeşitlerine oranla en yüksek olgunlaşma süresine 50 gün ile tritikale çeşitlerinin sahip olduğu belirlenmiştir.

Çizelge 4.6. Makarnalık ve Ekmeklik Buğday, Arpa ve Tritikale Çeşitlerine ait Olgunlaşma Süreleri ve Oluşan Gruplar

Bitki Sıra

No Çeşit Çeşit

Ortalaması Bitki Ortalaması

1 NN90-3 45 edc

2 SVEVO 44 ed

3 ATLAR-84 STN 44 ed

Makarnalık Buğday

4 AMANOS-97 43 ef

44 b

5 CEYHAN-99 45 edc

6 SEYHAN-95 46 dc

7 GOLIA 44 ed

Ekmeklik Buğday

8 GENÇ-99 45 edc

45 b

9 VANESSA 42 f

10 PRESTIGE 44 ed

11 SUNRISE 47 c

Arpa

12 SLADORAN 49 b

46 b

13 MIKHAM-2002 52 a

14 KARMA-2000 49 b

15 PRESTO 52 a

Tritikale

16 TATLICAK-97 47 c

50 a

Ortalama 46

(26)

Genç (1974) yaptığı araştırmada erken başaklanan genotiplerin olgunlaşma sürelerinin daha uzun olacağını belirtmiştir. Çalışmamızda da Çizelge 4.3 ve Çizelge 4.6’dan erken başaklanan çeşitlerin geç olgunlaştığı görülmektedir.

Çukurova koşullarında yapılan bir çalışmada tritikale de olgunlaşma sürelerinin 46–

62 gün olduğu belirlenmiştir (Genç ve ark 1987).

Aynı koşullarda yapılan diğer bir çalışmada gerek tritikale de gerekse ekmeklik ve makarnalık buğday da bu sürenin 45–57 gün olduğu bildirilmiştir (Yağmur, 1993). Elde edilen bu değerler denememizden alınan sonuçları desteklemektedir.

4.3. Bitki Boyu

Çeşitlerden Elde Edilen Bitki Boyuna ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.7’ de verilmiştir.

Çizelge 4.7. Çeşitlerin Bitki Boyuna Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı

Kareler Ortalaması

F Değeri Değişim Katsayısı

Blok 3 163.865 54.621 5,62

Çeşit 15 20806.477 1387.098 142,67**

Hata 45 437.502 9.722

Genel 63 21407.844

0,0023

Bitkilerden Elde Edilen Bitki Boyuna ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.8’de verilmiştir.

Çizelge 4.8. Bitkilerin Bitki Boyuna Ait Varyans Analiz Çizelgesi Varyasyon

Kaynağı

Serbestlik Derecesi

Kareler Toplamı

Kareler Ortalaması

F Değeri Değişim Katsayısı Blok 3 40.941650 13.647217 5.92

Bitki 3 4225.122950 1408.374317 611.29**

Hata 9 20.735400 2.303933

Genel 15 4286.800000

0.0163

Çizelge 4.7 ve Çizelge 4.8 incelendiğinde yapılan istatistiki analiz sonucunda bloklar arasındaki farklılıkların önemli olmadığı, bitkiler ve çeşitler arasındaki farklılıkların ise, 0.01 önem düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.

Denemeden elde edilen bitki boylarına ait ortalama değerler ve oluşan gruplar Çizelge 4.9’da verilmiştir. Çizelge 4.9’da görüldüğü gibi bitki boyu 67 cm ila 127,5 cm arasında değişmiş olup, çeşitler arasında en yüksek değer 127,5 cm ile Mikham–2002 (tritikale) çeşidinde görülmüştür. Bu çeşidi 125,8 cm ile Karma–2000 (tritikale) çeşidi ve 122,7 cm ile Presto(tritikale) çeşidi izlemiştir. En düşük değerler ise 67 cm ile golia

(27)

(ekmeklik buğday) çeşidinde ve 73,2 cm ile Prestige (arpa) çeşidinde görülmüştür.

Çizelge-’de görüldüğü gibi bitki boyu yönünden bitkiler arasında tritikale (124,5 cm) diğer bitkilere oranla daha yüksek bitki boyuna sahip olduğu belirlenmiştir.

Çizelge 4.9. Makarnalık ve Ekmeklik Buğday, Arpa ve Tritikale Çeşitlerine ait Bitki Boyu ve Oluşan Gruplar

Bitki Sıra

No

Çeşit Çeşit Ortalaması

Bitki

Ortalaması

1 NN90-3 87.8 de

2 SVEVO 83.8 e

3 ATLAR-84 STN 88.5 d

Makarnalık Buğday

4 AMANOS-97 97.7 c

89.4 b

5 CEYHAN-99 97.6 c

6 SEYHAN-95 85.6 de

7 GOLIA 67.0 g

Ekmeklik Buğday

8 GENÇ-99 89.9 d

85.0 c

9 VANESSA 99.5 c

10 PRESTIGE 73.2 f

11 SUNRISE 88.3 d

Arpa

12 SLADORAN 87.3 de

87.1 c

13 MIKHAM-2002 127.5 a

14 KARMA-2000 125.8 ab

15 PRESTO 122.7 b

Tritikale

16 TATLICAK-97 122.2 b

124.5 a

Ortalama 96.5

Araştırma bulguları benzer çalışmalarla uyum içerisindedir; Hindistan, ABD, SSCB, Kanada, Macaristan, Avustralya ve Meksika’dan temin edilen 485 yazlık tritikale çeşidi ile yapılan bir araştırmada; tritikale çeşitlerinde bitki boyunun 44,8–172,4 cm arasında değiştiği belirlenmiştir (Gill ve ark. 1990). Çukurova koşullarında yapılan bir çalışmada ise bitki boyunun 98,2–133,7 cm olduğu bildirilmiştir (Yağmur, 1993).

Lehman ve ark. (1983), Kaliforniya'da yaptıkları denemelerde, tritikalenin buğdaya göre bitki boyunu daha yüksek olarak bulmuşlardır.

Yağmur ve ark. (2007) çalışmalarında en yüksek bitki boyunun tritikalede saptandığını bildirmektedirler. Değişik çalışmalardan elde edilen bu değerler denememizden alınan sonuçları desteklemektedir.

4.4.Başak Uzunluğu

Çeşitlerin Başak Uzunluklarına ait Varyans Analiz Sonuçları ve Değişim Katsayısı (D.K.) Çizelge 4.10’da verilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park Müdürü.. Maddesine istinaden hazırlanan “Alan Kılavuzlarının Seçimi, Eğitimi,

Sonuç olarak, Edirne koşullarında Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisinde, 2014-2015 döneminde Selimiye kışlık ekmeklik buğday yetiştiriciliğinde dört adet

Tarla çalışmalarının ilk yılında, bitki boyu, metrekarede başak sayısı, başakta başakçık sayısı, yaprak kuruma oranı, başakta tane sayısı, tane verimi ve hasat

Nadas- buğday kışlık mercimek- buğday ve buğday- buğdaydan oluşan ekim sistemlerine göre ise ilk yıl sadece tane verimi, ikinci yıl ise birim alanda başak sayısı,

Yandaki görselde verilen bütün kaç tane birim kesirden oluşmuştur?.. Yandaki görselde verilen bütün kaç tane birim

Bu çalışmada BT incelemeleriyle teşhis konulan 167 skalp ve kalvarial lezyonlu hastanın cerrahi tedavileri sonrasındaki eksizyon materayallerinin histopatolojik

A) Maupassant – Olay hikâyesi B) Çehov –Durum hikâyesi C) Sait Faik - Olay hikâyesi D) Ömer Seyfettin- Durum hikâyesi E) Memduh Şevket- Olay hikâyesi. 16. Olayın

Araştırma sonucunda, anne görüşlerine göre okul öncesi eğitime devam süresi ile çocukların sosyal uyum ve uyumsuzluk puanları arasında anlamlı bir