• Sonuç bulunamadı

T ü r k i ye İLHAN ARGUVANLIGİL mimar, şehir plancısı O.D.T.0.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "T ü r k i ye İLHAN ARGUVANLIGİL mimar, şehir plancısı O.D.T.0."

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T ü r k i y e İLHAN ARGUVANLIGİL mimar, şehir plancısı

O.D.T.0. 1. Ç e v r e n i n t a n ı m ı

Çevre insanların ayakları dibinden başlar, ayakların hareket etmesiyle reler büyümeye başlar ve yeni, yen! çev-reler doğar ancak basarak veya bir araç'a binerek katettiğimiz bu çevre EVİ-MİZİN İÇİNDEN DIŞARI OLDUĞU GİBİ... DIŞARIDANDA İÇERİ BİR HAREKET YA-RATIR demekkl dışarıyı temiz tut-tuğumuz sürece içeriyide temiz tutabili-riz.

Ancak temiz tutma, temiz kullanma, yerinde kullanma sorunu... bir görgüdür. Toplumda şahısların görgülü olmaları faz-la blrşey ifade etmez, toplumun tümünün görgüsü önemlidir. Görgü bir yetişmenin sonucu olup, sosyal düzeni kurulmuş, TOPLUM HAKLARINA SAYGILI TOPLUM-LARDA BU GÖRGÜ KANUNİ KURALLAR OLMASA DAHİ MEVCUTTUR herkes tarafından doğal olarak uygulanır. Ancak en iyi düzeydeki toplumlarda dahi, İdari, iktisadi, hukuki sorunlar kurallara bağlan-mış, ve idari bir sorun çerçevesi içinde de ÇEVRE TEMİZLİĞİ/ÇEVRE SORUNU olarak yer almıştır. ÇÜNKİ BİZ TÜM TOP-LUMLAR YARATTIĞIMIZ ÇEVRE İÇİNDE HAREKET EDERİZ. Çevremizi temiz veya pis tutmak bizim elimizdedir... yeterkl çevre ile ilgili kaidelere uyalım. Demekkl Ç e v r e b i r T o p l u m ' u n ka.-( e d e b i l e c e ğ i h e r t ü r T o p r a k , O r m a n , D a ğ , Ç a y ı r . S u , N e h i r , D e n i z , G ö k y ü z ü , K e n t Y o l l a r ı , K a l d ı r ı m l a r ı , K o n u t l a r i i m ı z ı n Ö n ü v e İ ç i d i r . 2. Ç e v r e n a s ı l y a r a t ı l ı r ?

Doğdda mevcut herşey güzeldir. Do-ğa içinde bitkisel ve hayvansal öyle bir Oretlm-tüketim dengesi mevcuttuHkl, doğa hiçbir zaman kendi kendini kirletmez.' Doğanın kirlenmesi üstün yaratıkların, üs-tün nitelikli hayvanların, yani insanoğlu-nun doğuşuyla başlar, ilkel devirlerde yaşama şartlarının sadece İçgüdüsel duy-gulara bağlı olması ve insanların çok az sayıda olmaları ortaçağlara kadar büyük problemler yaratmamış, ancak çevrenin ilk kirlenmesi içiçe yaşayan ortaçağ İn-sanlarının, misalin Orta Avrupada Büyük/ Yaygın Hastalık Salgınlarının başlamasıy-la patbaşlamasıy-lak vermiştir. Subaşlamasıy-ların kirlenmesinin getirmiş olduğu bu salgınlardan son-ra Mikropların varlığı keşfedilmiş, ve bun-ların bertaraf edilmesi için Tıp Uzmanları araştırmalarını geliştirmişlerdir. Batılı

olan bu Toplumlar böylelikle Yeni Bir Çevre Yaratma Çabasına Girmişlerdir. Demek oluyorki, Çevre Toplum elinde ge-lişecektir... gelişebilir... bunun bir ikin-ci alternatifi yoktur ve olamaz. Sosyal nitelikleri gelişmiş ülkelerin toplumları Çevrenin ne denli bir gereksinme oldu-ğunu anlamışlar, ve bunun maddi ve ma-nevi değerlerini, ölçülerini vatandaşlık anlayışı içine sokmuşlardır. Manevi de-ğerleri tam olarak uygulayan toplumların maddi çevreleri de düzenlidir. Maddi çev-rede hiçbir veri, veya uygulama küçük de-ğildir, yeterki, buna o toplumun her üye-si tam olarak uysun.

3. T o p l u m a , t o p l u m s a y g ı s ı n ı k a z a n d ı r m a k

Toplum saygı ve sevgisi olan toplum-lar dünyamızın gelişmiş toplumtoplum-larıdır. Bu toplumlara Toplum Haklarını Gözetme, ve Toplum Haklarına Uyma YETENEĞİ za-manla, ancak bazı toplumlara daha kolay, diğerlerine daha zor kazandırılmıştır çünkü Toplumlar DEĞİŞİK TÜRLERDEN OLUŞURLAR. Şöyleki:

A. Tek Kültür Toplumları B. Çok Kültür Toplumları diye ayırabiliriz.

Bunlardan tek kültür toplumları, yani Germenler, iskandinavlar, Anglo-Sakson-lar.. ve Lâtinler tek Kültür Toplumları olup, bugün bu Toplumlar tarafından ku-rulmuş medeniyetlerde ekseri tek Kültür Medeniyeti şeklindedir. Bu sebeple Tek Kültür Toplumlarını eğitmek daha kolay olmaktadır. Çevre sorunu içinde bunları fazla izah etmeden sadece şunu ilâve' edebilirim bu Tek Kültür Toplumları-nın Gelenekleri ve Geleneksel anlayışla-rı ve İnançlaanlayışla-rı beyinlerininde daha rahat ve aynı yönde çalışmasını sağladığından, iyi veya kötü bir noktada birbirleriyle? daha çabuk ve uyumlu birleşerek sonu-ca daha emin ve çabuk varabilirler.

3 B'de bahsedilen, içine biz Tünk'leri-de alan Çok Kültür Toplumları her ge-lişmeyi daha zor, yavaş, ve umutsuz ka-bullenirler. Bunun sebeplerini aşağıda kı-saca inceleyelim:

a. Nüfus daima artmaktadır, ve nü-, fus plânlaması İçin ciddi önlemler alınmamaktadır,

b. Artan nüfus devamlı olarak Türk Topluluğunun bilinçsiz gücünü konstant tutmakta, hatta dahada arttırmaktadır,

c. işsizlik vatandaşları büyük şehir-lere akın ettirmekte olup, şehirle-rin onları sinesine alarak yetiş-melerine fırsat verememektedir, d. Kentlerin Alt Yapıları yetersizdir. Hızlı ve Yoğun Göçlere açık de-ğildir,

e. Zaruretin, Yoksulluğun oluşturdu^

ğu Yeni Yerleşme Bölgeleri bu İç Göçle bir Gecekondu Yerleş-mesine dönüşmekte, ilerisi İçin Türkiyede tüm METROPOLİTEN PLÂNLAMA ÜMİDLERİNİ YOKET-MEKTEDİR.

g. Kentler Hemşehri Gruplarının bir-leşmesiyle Bölge, Bölge birer Ghetto oluşturmaktadır Bu bölgeler, Plânlama değil, hertürlü kurallardan ve imkânlardan uzak MANTAR İSKAN BÖLGELERİDİR. Ancak eğri politikanın kurbanı po-litikacılar... bu sorunlara kökün-den hal çaresi bulmağa uğraşma-dıklarından zamanla hertürlü tavi-zi vererek, elektrik, su temin ede-rek İlerisi için, spelkülâtif plânsız islkân bölgeleri yaratılmasına se-bep olmaktadırlar, h. Kentlerde YAŞAM FARKLARI

YA-flATILMAKTADIR. Bu Toplulukla-rın çevresinde hertürlü sağlık ku-t rallarından yoksun İş Çevreleri Oluşmaktadır. Böylelikle Çevre Kirlenmesi Doğa'ya, Şehir Dışına Sıçra-maktadır. Pek tabiidirki Ulaşım Araçlarıy-la Şehirlere kirliliği taşımaktadır.

D e m e k k l , e n b ü y ü k s o -r u n , v a t a n d a ş a b i l i n ç , i ş v e A n a d o l u y a m u t l a k s u r e t t e a l t y a p ı y ı g ö -t ü r m e k , v e n ü f u s p l â n l a m a s ı n a e l a t m a k o l a -c a k t ı r . 4. Ç e v r e s o r u n u n u n a s ı l k a b u l e t t i r e b i l i r i z

Vatandaşı aşağıda yazılı üç yönde eğitmekle;

A. KAFA EĞİTİMİ (Bilinçlendirme) B. Beden Eğitimi (Güçlendirme) C. Ruh Eğitimi (Manevi güçlenme) Birçok kişiye bunlar Beyin Yıkanma diye geleceksede, Toplumlar Beyni Yıkan-mış kişilerden oluşurlar... ancak bu Be-yin Yıkanması Yıkıcı olduğu zaman za-rarlı addedilir. Türk Toplumu gibi Osman-lı İmparatorluğunun hemen akabinde ku-rulmuş bir Toplum henüz TAM BİR TOP-LUM OLUŞTURAMAMIŞTIR. 3 A'da belirt-tiğim gibi, Çok Kültür Toplumlarında, her Kültürün aynı yasalar ve aynı Yaşam şart-ları ile yönetimi % 100 gerçekleşmelide-ki ait olduğu. Toplum'u benimsesin ve o Toplum için her türlü gelişmeye manen ve maddeten katkıda bulunsun. Huzur İçinde yaşayan bir Toplum'un üyesi doğal olarak çevresini sevecek ve koruyacaktır. Çev-resini seven ve koruyan bir Toplum zaten g e l i ş m e s i g e r ç e k a n -d e n i b i r t o p l u m , y a n i s o s y a l t o p l u m olmuştur.

(2)

5. G ö z e h o ş g e l e n k a t k ı l a r ;

Ayakkabılarınızın basarak geçtiği cad-delerin tozdan arındırılmış olduğunu, par-ke taşların, veya asfaltın pırıl, pırıl oldu-ğunu, 'kaldırımların yıkanmış, ve yol ke-narındaki evlerin balkonlarının çiçeklerle bezenmiş olabileceğini, kaldırımlar ve yol kenarlarında, münasip yerlerde öbek, öbek çiçeklerin konmuş olduğunu düşün-mek dahi adeta insana bunların kokula-rını alıyormuş hissini vermektedir. Bun-lar ibi-z vatandaşBun-ların katkıBun-ları olabilir ve bazı hallerde bunları oluşturmak için 'mahalleliler, ufakda olsa uygulamaktadır-lar. Ne yazıkki, henüz alt yapıları eksik olan en mutena kentlerimiz zaman, za-man Kanalizasyon, Elektrik, Havagazı, Su gereksinmelerini tamamlamak için yollarımızı delik, deşik etmekte ve birtbir güçlükle yapılmış veya yaptırılmış olan bu katkıları, teşvik edeceği yerde hevesini kırmaktadır. BUNLARIN ASIL SEBEBİ NEDİR DİYE ARAMIZDA KAÇ Kİ-Şİ KENDİ - KENDİNE SORU YÖNETMİŞ-TİR?... Bizde henüz beynelmilel şehirler yoktur... ve bu gidişle olamıyacaktırda... çünkü UZUN VADELİ PLÂNLAMA YAPI-LAMAMAKTADIR.

6. U z u n v a d e l i p l â n l a m a ; Çok ilkel bir deyimle bu konuyu şöy-le başlatmak istiyorum TÜRKİYEDE KENTLER TEK BUUTLUDUR. HALBUKİ AVRUPADA KENTLER İKİ BU-UTLU, HATTA YER - YER ÜÇ VEYA DÖRT BUUTLU OLMAKTADIRLAR. İşte bu olay UZUN VADELİ PLÂNLAMANIN ŞEHİRLE-RE YANSIYAN FİZİKSEL YÖNÜDÜR. Bu demektirki. Batılı ve Sosyal nitelikleri ge-lişmiş toplumlarda kentlerin görünümleri, yazımızın Kısım 3'de belirtilen konuların halledilmiş olması sebebiyle, daima olumlu bir gelişimi sergilerler. Kentlerin alt yapılanda öylesine tamamlanmış du-rumdadırki, ancak çok ileri bir teknoloji-nin gereği olabilecek gelişmeleri uygula-ma zorunluluğunu duyabilirler. Bunlar ya-pılırkende Uzun Vadeli Plânlamada hazır-lanmış olan yer ve ölçülere riayet edi-leceğinden, çok zaruri durumlar dışında Çevreyi kirletmezler... ancak bu geçici 'kirletmenin tedbirleride, alınmış olduğun-dan bu olayları farketmek bile imkansız-laşır. Şöyle'ki:

a. Nüfus plânlaması uygulanmıştır. Toplum bunun bilinci İçinde oldu-ğundan yüksek bir yaşam seviye-sine ulaşmış, veya ulaşmaktadır, b. Toplumun bilinci yüksektir, c. iş sorunu ve dağılımı halledilmiş

olup iç göç yoktur,

d. Kentlerin Alt Yapıları orada yaşa-yan nüfusa göre plânlanmış olup her türlü medeni ihtiyaçlarına ce-vap vermektedir, e. Kentlerin gelişerek bir

Metropoli-ten Plânlamaya yönelmeleri için hazırlıklar elverişlidir, g. Ghettolar ve Mantar İskan

Bölge-leri kurulması diye bir ihtiyaç du-yulmaz, çünkü Toplum Sosyal Hak-larına kavuşmuş olup, Yasalara saygılıdır,

h. Toplum arasında Yaşam Farkı yok1

tur, asgari geçim standartları her vatandaş için tatminkârdır. İ ş t e y u k a r d a s a y d ı ğ ı m ı z b u ş a r t l a r a l t ı n d a y a ş a y a n b i r t o p l u m h u z u r i ç i n d e o l u p , g e ç i m d e r d i n i u n u t m u ş , k a f a b e d e n v e r u h e ğ i -t i m i n i -t a m m a n a s ı y l a b e n i m s e m i ş o l d u ğ u n d a n b u n d a n s o n r a s a d e c e ç e v r e s i n l e m e ş g u l o l m a k t a v e t e m i z ş e h i r l e r y a r a t m a k t a d ı r . B I l i n ç l i , g ü ç l ü v e g e l e n e k l e r i n e b a ğ l ı t o p l u m l a r t e m i z ç e v r e l e r y a r a t ı r I a r . (Baştarafı 150. Sayfada) İçinde ne bir sıradüzen nede bir ayırtı vardır.

'Mondrian ressamdı, Mies mimar. Mi-es'in, mimarî biçimi yenilemek için al-mış olduğu yüklem, çoğunlukla bir mima-rın önem vermesi gereken diğer

etmen-lerin karşıtı olarak gerçekleşmiştir. Diğer etmenler, var olan bir siteye girebilmek, işlevsel gereksemelere doyurucu karar almak, sosyal gerçelklere önem vermek,-yapı ve bakım giderlerinde tutumsal dav-ranmak, bir mimariyi karşama ve anlam yönünden zengin olmasına yardım etmek-tir. Mies van der Rohe'nun mimarisi,

öz-leştirme kaygısı ve ilkelerin kolaylıkla kısaltılabilmesl nedenleriyle yetersizdir; zira ilginç olması dolayısiyle, reçeteli Mies'vari öğreti (doktrin) çok çekincell-dir. Unutmıyalım ki, herkes Mies'in öke-liğine iye değildir.

(John Barnett'in bir yazısından derlen-miştir)

h a b e r l e r :

İ r a n ' d a s a n a t y ü k s e k o k u l l a r ı k a p a t ı l d ı

TAHRAN, AA f^] Başkent Tahran'ın da içinde bulun-duğu 9 ilde sanat yüksek Okullarının ka-patıldığı İran'da yayın yapan Kayhan ga-zetesi tarafından kamuoyuna duyurulmuş-Bakanlık, kapatma kararının bu okul-ların yıkıcı sanatları öğretip genç beyin-leri tahrip ettikbeyin-leri için alındiğını ve öğ-renime açılmadan önce yeniden elden ge-çirileceklerini de açıklamıştır.

Okulların öğrenime açılmasından birkaç -gün sonra kapatılması üzerine bir açıklama yapan İranlı Lider Ayetullah Hu-meyni, islâm'ın sanatın karşısında olma-dığını, fakat bu okulların devrime hizmet eden sanatla yıkıcı sanatın farkını öğren-cilere göstermeleri gerektiğini savunmuş-A n t a l y a d a k e m e r t e k n e b a r ı n a ğ ı y a t l i m a n ı y a p ı l ı y o r :

T. Turizm Bankası tarafından Antalya-nın kemer mevkiinde 105 milyon T. lirası keşifle küçü'k tekneler için dalga kıran, iskeleler, fenerler, yanaşma rıhtımları çe-kek yerleri ve tekne parkları inşası iha-leye çıkarılmıştır.

B o ğ a z ı n t ü n e l g e ç i ş i n i n ö n p r o j e s i i ç i n 2 5 0 b i n d o l a r k r e d i s a ğ l a n d ı

Ankara (a.a.) — Bakanlar Kurulu, Mil-letlerarası Kalkınma Dairesi (AID) nin boğaziçi tünelinin ön fizibilite çalışıVıası için Maliye Bakanlığı'na 250 bin dolara kadar bağışta bulunması hakkındaki an-laşmayı onayladı.

Bakanlar Kurulu'nun bu kararı Resmî Gazete'de yayınlandı.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ortada ondan bir adım önde elleriyle bir şey anlatmak ister gibi hareketli olan heyetin sözcüsü Esat Toptani Paşa, onun sağında Aram Efendi ve Ga- lip Paşa ve nihayet

Bu çalışmada Platon’un idealar evreni fikri ile metafiziği, toplumsal sorunlara bir çözüm yöntemi olarak geliştirmesi neticesinde inşa ettiği ve hem devlet

Sanık hakkında taktir olunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının suçun basit taksirle işlenmiş olması da dikkate alınarak 5237 Sayılı TCK'nın 50/4 Maddesi

Bitwise 10 Büyük Kripto Endeksi, likidite, güvenlik ve diğer riskler için taranan en büyük 10 kripto varlığın piyasa değeri ağırlıklarından oluşan bir endeksidir ve

Tüm bu açıklamalar kapsamında dosya muhteviyatındaki tüm bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar sanık hakkında silahlı

B 1: Siyah ipek üzerine altın kılaptan ile dokun- muştur. Dış bordürde palmet dizisi yer alır. Kartuş içinde “ve lem yûled ve lem yekün lehü küfüven ehad”,

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet