Türk Dili 41
Nurettin DURMAN
bir cuma günü beyazid meydanında beyazid-i bistami ile kol kola girip
horasanın köpeklerini konuşmak istiyorum.
beyazid-i veli sitemkâr bakışlarıyla beni tekmil tesbihatı ikmal edecek kadar bir serzenişle, belki de kaş çatmasıyla sirenlerden sonra kalabalık bir huruç için tekbir tekbir büyüyorken halk.
kelimei tevhid şanlı bir rüzgârdır artık dervişlerin kalyonları; amanın
denizden bir nağra kopartacak dalgalar kabaracak
kara korsanın gemisi kayalara çarpacak.
cüneydi bağdadi mütevekkil bir o kadar sermest şehrin mutena tepelerinden kuşlar uçurtacak biz birkaç bağrı yanık sultanahmette olacağız müthiş bir hutbe irat ederken hoca efendi ayasofya vakarla bakacak
firuzağada kavak yelleri esecek tesbihatı tamam edecek rüzgâr tekbir tekbir büyüyorken halk.
o vakit ben mavi kanatlarımı kuşanıp bir nida bırakacağım gökyüzüne.
ya hay. ya hakk. ya hakimi mutlak.