458
Kartal Eğitimve
Araştırma KlinikleriAMNİoTİK sıvıNıN DÖRT KADRAN DAGILIMI İLE PERİNATAL MORBİDİTE ARASINDAKİ İLİşKİ *
Fuat
DEMİRCİ i,Sadiye EREN
2,Mehmet ULUDoGAN 1, Hüsnü GÖRGEN 1, Muzaffer UÇARER
3,Mustafa KEKOV ALI
4, ÇiğdemORA Y
3Çalışmamızın amacı amniotik sıvının dört kadrandaki dağılımının perinatal morbidite üzerine olan etkisini
araştırmaktır. Doğum servisine spontan doğum ve doğum indüksiyonu için kabul edilen hastalar iki gruba
ayrıldı. Amniotik sıvısının %SO'sinden fazlası üst kadranlarda bulunan hastalar "üst kadran" büyük grup ola- rak kabul edildi. Diğer hastalar ise "alt kadran" büyük grubuna dahil edildi. Gruplar mekonyum boyanması, I, ve S. dakika Apgar skorlarının Tden az olması, doğumun birinci evresinde variabI deselerasyonlar, geç de- selerasyonlar, fetal distres nedeniyle sezaryen seksiyo ve umbilikal arter pH<7,20 yönünden karşılaştırıldı.
T.oplam 42 hasta değerlendirildi. Bu olguların 2S'i üst kadran büyük grup, i Tsi alt kadran büyük grupta idi.
Ust kadran büyük grup, alt kadran büyük grupla karşılaştırıldığında persisten variabi deselerasyonlar (%23 ye- rine %S6, p<O.OS), mekonyum boyanması (% i 2 yerine %28), I. dak. Apgar skorunun Tn in altında olması (%S yerine % i 2), S. dak. Apgar skorunun Tn in altında olması (%0 yerine %4), geç deselerasyonlar (%S yerine
%20), fetal distres nedeniyle sezaryen seksiyo (%S yerine % i 6) ve umbilikal arter pH<7,2 (%S yerine % i 6) o- larak bulundu. ASrnin dört kadrana dağılımı ve doğumun birinci evresinde persisten variabi deselerasyon
arasında anlamlı bir ilişki vardır, Perinatal morbiditenin değerlendirilmesinde kullandığımız diğer pa- rametreler için istatistiksel anlamlılık saptayamadık. Ancak üst kadran büyük grupta perinatal morbiditenin alt kadran büyük gruba oranla daha yüksek olduğunu gördük. Ayrıca perinatal morbidite yönünden oldukça yüksek negatif prediktif değerlerin bulunması bu tekniğin potansiyel bir tarama testi olabileceğini düşündürmektedir. Çalışma grubunun artırılarak daha sağlıklı sonuçlar elde edilebileceği inancındayız.
THE RELA TIONSHIP BETWEEN FOUR-QUADRANT DISTRIBUTION OF AMNIOTle FLUID AND PERINATAL MORBIDITY
The purpose of this study is to research the effects of four-quadrant distribution of amniotic fluid (AF) on perinatal morbidity, Patients with intact membran es who presented for induction were divided into two groups. Patients with greater than 50% oftheir AF distributed in the upper quadrants were placed in the "upper.greater" group. The remaining patients were placed in the "Iower.greater" group. Gro·
ups were compared with the following variables: Meconium staining, 1· or 5· minute Apgar score ofless than 7, persistent variable decelerations in the fırst stage of Iabor, Iate decelerations, cesarean delivery for fetal distress and umbilical arterial pH less than 7.20. A total of 42 patients were evaluated, 25 in the upper·greater group and 17 in the lower.greater group. When we compared the fındings in the upper·
greater group with those in the lower.greater group, we found that the upper·greater group had a gre·
ater incidence of variable decelerations (23% versus 56% p<O.OS), meconium staining (12% versus 28%), l·minute Apgar score of less than 7 (5% versus 12%), 5· minute Apgar score of less than 7 (O
%versus 20%), Iate decelerations (5% versus 20%), cesarean delivery for fetal distress (5% versus 16%) and umbilical arterial pH less than 7.20 (5% versus 16%). There was a good correlation between four.quadrant of AF distribution and persistent variable decelerations in the fırst stage of labor (p<O.OS). We didn't fınd any statistical correlation for other parameters used in the assessment of pe·
rinatal morbidity. But we determined that perinataı morbidity in the upper·greater group is greater than the lower·greater group. In addition, the presence of a high negative predictive value of this tech·
nique is a potential screening too!. We believe that good results can be obtained by inereasing the numbers in study groups.
Amniotik
sıvıvolüm
değerlendirilmesininante·
natal fetal
iyiliğin değerlendirilmesindeönemli bir yeri
vardır.Biofizik profil
skorlamasınınbir para- metresi olarak
başlangıç çalışmalarda,birbirine dik iki planda en az 1 cm'lik amniotik
sıvıcebi bulun-
ması
normal kabul
edilmiştir(4) . Ancak daha son- raki
çalışmalarda,birbirine dik iki planda en az 2 cm'lik amniotik
sıvıcebi kriterinin perinatal mor-
biditeyi
belirleyiciliğidaha yüksek bulunarak mo- difiye biofizik profilde yerini
almıştır(2).
Amniotik
sıvıvolümü 10. gestasyonel haftada 30 ml, 16. gestasyonel haftada 190 ml, 32-35. ges- tasyonel haftalarda ortalama 900 ml'ye
ulaşaraktakiben azalmaya
başlar (1).Günümüzde, amniotik
sıvıvolümünü
ölçüm yöntemleri her ne kadar se- mikantitatif olsa da amniotik
sıvınındört kadranda
değerlendirilmesi (ASİ)total amnios
miktarınıen iyi
yansıtanyöntem olarak kabul edilmektedir (7).
,. Zeynep Ka",il XL. J;ııekopaloloji Koııgresi'ndt' telıfiğ eıli/miştir.
16-18 Mayıs 1994
1 Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk (-{astalıklan Hilst<ıııesi Kııdın Hastillık
lan ve Doğum Kliniği Baş<ısistanı
2 Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kadın Hastalık
lan ve Doğum Kliniği Şef Mucıvini
3 Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları H<ıst<ınesi K<ıdın ı-ıastalık
ları ve Doğum Kliniği Asistanı
4 Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hasbmesi Kadın Hastalık
ları ve Doğum Kliniği Uzmcını
Intrapartum ASl<5 cm
olduğuolgularda
artmışanormal fetal kardiyotokogram paternleri ve pe- rinatal morbidite söz konusudur (9).
Normal
Asİolan olgularda
sıvınındört kadrana göre
dağılımınınperinatal morbidite ile
ilişkili olduğuileri
sürülmüştür(6). .
Çalışmamızın amacı,
özellikle ASI
sınırda düşükolan olgularda amniotik
sıvınındört kadrandaki
dağılımının
perinatal morbidite üzerine olan etkisi-
ni
araştırmaktır.Cilt V: 1-4, 1994
GEREÇ VE YÖNTEM
Zeynep Kamil
Kadınve Çocuk
HastalıklarıHas- tanesi
DoğumServisi'ne spontan
doğumveya do-
ğum
indüksiyonu için kabul edilen 42 olgu
çalışma kapsamına alındı.Malprezentasyon,
çoğulgebelik, fetal distres, membran TÜptürü, bilinen kongenital a- nomali, ASI>8 cm olan olgular
çalışmaya alınmadı.:rüm hastalarda, Phelan ve ark.
'nın(7) tarif
ettiğiASI ölçümü
yapıldı.Yine tüm hastalara inisiyal fetal mon.itorizasyon
yapıldı.Ust iki kadran amniotik
sıvıcebi
toplamı,alt iki kadran amniotik
sıvıcebi
toplamındanbüyük olan grup üst kadran büyük grup olarak;
diğerlerialt kadran büyük grup olarak kabul edildi.
ASI
dağılımı doğumyönetiminde karar verme yönünde
kullanılmadı.Cebelik
sonuçları,mekon- yum
boyanması,1. ve 5. dakika Apgar skorunun <7
olması,
fetal distres nedeniyle sezaryen seksiyo ve umbilikal arter pH <7.20 yönünden
değerlendirildi.Fetal monitorizasyon
kayıtlarıperinatal sonuç veya ASI
dağılım sonuçlarınıbilmeyen
~ir araştırmacı tarafından değerlendirildi. Doğumun
birinci evresinde persisten variabi deselerasyon olan ol- gular istatistiksel analize
alındı. Doğumunikinci evresindeki persisten variabi deselerasyonlar ista- tistiksel analiz
dışıtutuldu. Ceç deselerasyonlar do-
ğumun
evresine
bakılmaksızındikka te
alındı.Iki tip deselerasyon
insidansıamniotik
sıvı dağılımınagöre
karşılaştırıldı. .Perinatal sonuç, deselerasyonlar, ASI
dağılı-mının
ve maternal
değişkenlerinistatistikselolarak de-
ğerlendirilmesi
SPSS for windows ile t-test, Krus- kall-Wallis 1-Way Anova ve Mann Whitney U-Wil- coxon Rank Sum W Test
kullanılarak yapılmıştır.p<0.05
anlamlıolarak kabul
edilmiştir.BULGULAR
Kırkiki
hasta
çalışmaya alındı. Olguların25'i üst kadran büyük grupta 17'si ise alt kadran büyük grup-
tayd.ı.
Ust kadran büyük ve alt kadran büyük gruplar a-
rasında yaş,
gravidite, parite, gestasyonel
yaş,do-
ğum ağırlığı,
ASI (Tablo
1),prezentasyon (spontan
doğum
veya
doğumindüksiyonu) yönünden an-
lamlı
fark yoktu. Tüm
olgularınortalama ASI in- deksi 6.6, üst kadran büyük grupta 6.5, alt kadran büyük grupta ise 6.6 olarak bulundu. ASI dahil ol- mak üzere tüm bu
değişkenlerin dağılımınormal bulundu. Alt ve üst kadranlardaki amniotik
sıvıce- bi
toplamlarınınbirbirine
e~it olduğuolgu yoktu.
Kırkiki hastanın
üçü (%7) ASI 5 veya 5'in
altındaydı, bunlarınikisi üst kadran büyük grupta biri alt kad- ran büyük
gruptaydı.Bu fark istatistikselolarak an-
lamlı değildi. .
Tablo II'de, ASI
dağılımıve perinatal morbidite
sonuçları arasındaki ilişki
görülmektedir. Ust kad- ran büyük grupta bulunan 25 olgunun yedisinde (%28) mekonyum
boyanmasımevcut iken, alt kad- ran büyük grupta bulunan 17 olgunun sadece iki- sinde (%12) mekonyum
boyanmasımevcuttu. Ust kadran
büyüklüğüpozitif bulgu olarak
düşünüldüğünde
mekonyum
boyanmasınınnegatif pre- diktif
değeri %88'dir. ASI<5 olan hastalarda mekon-459 yum boyanma
insidansı %33,negatif prediktif
değeri
%78.5'dir.
Tablo i. Maternal Karakteristikler Üst Kadran Alt Kadran BüyükGrup BüyükGrup
n=25 n=17
Yaş
24,3 24,8
Gravida 2,2 1,9
Gestasyonel
yaş40,1 39,6
Doğum ağırlığı
3486 3507,6
Asİ
6,5 6,6
Tablo II. Amniotik
Sıvı Dağılımıve Perinatal Sonuç
Arasındaki IlişkiÜst Kadran Alt Kadran
AnlamlılıkBüyük Büyük (p)
n=25 n=17
Mekonyum 7 (%28) 2 (%12) AD Apgar
<7
1.
dak. 3 (%12) 1 (%5) AD
5. dak. 1 (%12) 0(%0) AD
Ua pH
<7,2 4 (%16) 1 (%5) AD Persisten variabi
deselerasyon 14 (%56) 4 (% 23) 0.0392 Geç deselerasyon 5 (% 20) 1 (% 5) AD Fetal distres 4 (%16) 1 (% 5) AD
nedeni~e
sezar-
yen se
ıyo4 (%16) 1 (% 5) AD AD:
İstatistikselolarak anlamlı değilÜst kadran büyük 25 olgunun üçünde (%12) 1.
dakika Apgar skoru 7'nin
altında;alt kadran büyük 17 olgunun birinde (%6) 1. dakika Apgar skoru 7'nin
altında bulunmuştur.
Negatif prediktif
değeri%94'tür. ASI<5 olan
olguların. oranıise % lDO, negatif prediktif
değeriise %97'dir. Ust kadran büyük 25 ol- gunun birinde (%4) 5. dakika Apgar skoru 7'nin
altında,
alt kadran büyük 17 olgunun hiç-birinde 5.
dakika Apgar skoru 7'nin
altında değildi.Negatif prediktif
değeri %lDO'dür.ASI<5 olan
olguların%33'ünde 5. dakika Apgar skoru. 7'nin altında
ve ne- gatif prediktif
değeri% 100 idi. Ust kadran büyük 25 olgunun dördü (%16) umbilikal arter pH<7,20, alt kadran büyük 17 olgunun biri (%6) umbilikal arter pH<7,20 olarak bulundu. ASI<5 olan
olguların%66'sında
umbilikal arter pH<7,20 ve negatif pre- diktif
değeri %92 olarak bulunmuştur.Ust kadran büyük 25 olgunun 14'ünde (%56) do-
ğumun
1. evresinde persisten variabi deselerasyon mevcut iken alt kadran büyük grupta 17 olgunun dördünde (%24)
doğumun1. evresinde persisten variabi deselerasyon
görülmüştür(p<0
.05). Negatif prediktif
değeri %76'dır.ASI<5 olan
olguların%66'sında doğumun
1. evresinde persisten variabI
deselerasyon görüldü. Negatif prediktif
değeri460
%59'dur. Üst kadran büyük gruptaki 25 olgunun
beşinde
(%20) persisten geç deselerasyon görülür- ken alt kadran büyük gruptaki 17 olgudan birinde (%6) persisten geç deselerasyon
görülmüştür.Ne- gatif prediktif
değeri%94'tür. ASI<5 olan
olgularınhepsinde geç deselerasyon mevcut olup negatif pre- diktif
değeri%92'dir.
Ust kadran büyük grupta 25 olgunun dördünde (% 16) fetal distres nedeni ile sezaryen seksiyo uy-
gulanmışken
alt kadran büyük gruptaki 17 olgu- nun birine (%6) fetal distres nedeni ile sezaryen sek- siyo
yapılmıştır.ASI<5 olan
olguların %66'sınafetal distres nedeni ile sezaryen seksiyo
uygulanmışolup negatif prediktif
değeri%92'dir.
TARTIŞMA
Gebelikte perinatal morbiditenin
artmasınıgös- teren herhangi bir test.
doğumyönetiminde oldukça
faydalı
bilgiler verir. üzellikle böyle bir test,
doğumeyleminin hemen
başlangıcında yapılabiliyorsadaha da anlam
kazanır.Ultrasonografik
değerlendirme,günümüzde he- men her obstetrisyenin
başvurduğuve çok
kısasü- rede
değerlibilgilerin elde
edildiğibir yöntem ola- rak
yaygınbir
şekilde kullanılmaktadır.Druzin ve Adam's (3) amniotomi
sırasınaam- niotik
sıvı drenajıolmayanolgularda mekonyum
boyanması
ile pozitif bir korelasyon
olduğunugös-
termişlerdir.
.
Sarno ve ark. (9) ASI 5 cm ve
altındaolan olgu- larda mekonyum
boyanmasıve variabi desele- rasyon
insidansının arttığını göstermişlerdir.Bizim
çalışmamızda
üst kadran büyük olgularda %28 ve alt kadran büyük grupta %12
oranındamekonyum
boyanması olduğu
gözlendi.
Yine persisten variabi deselerasyon üst kadran büyük grupta %56 ve alt kadran büyük grupta %23
oranında
görüldü (p<0.05). Bu bulgular Myles ve
ark.'nın
(6)
çalışmalarıylauyumludur.
Amniotik
sıvınınalt kadranlarda küçük bu-
lunduğu
olgularda fetal
başve umbilikal kord kompresyon
olasılığının artmasının artmışperinatal morbidite ile ilgili
olduğuileri sürülmektedir (6).
çalışmamızdaki
potansiyel hata
kaynaklarıise:
l-Fetal kardiotokografi
değerlendirmesi;bunun için
çalışmamızdahasta
hakkındabilgisi olmayan bir
araştırmacı tarafındanfetal monitorizasyon bul-
guları değerlendirildi.
.
2-Gözlemciler
arasıASI
değerlendirmefark-
lılıkları:
Fakat bu konuda Rutherford ve ark. (8); Mo- ore ve
Cayle'nın(5)
yaptıkları çalışmalarda değişikgözlemciler
arasındasadece küçük
farklılıkların olduğunuve istatistiksel
farklılıkların bulunmadığını göstermişlerdir.
Bir tarama testi için önemli olan özellikler: Ucuz, kolay uygulanabilir
olması,mümkün
olduğuncaçabuk
yapılabilir olması,pozitif predikfif
değerinin yanı sıranegatif prediktif
değerininde yüksek ol-
masıdır.
Bizim
hesapladığımıznegatif prediktif
değerlerioldukça yüksektir. Her ne kadar tek bir test pe-
Kartal Eğitim ve Araştırma Klinikleri
rinatal morbiditeyi %100 predikte edemezse de pe- rinatal morbiditeye
yardımcıher test
gerektiğinde kullanılabilir.
Strong ve ark. (10)
Asİ5 cm 'nin
altındaolan ol- gularda profilaktik amnioinfüzyon
uygulamışlarve bu olgularda variabi deselerasyon, mekonyum bo-
yanması,
fetal distres nedeniyle operatif
doğum insidansınınbelirgin
şekilde azaldığınıgöster-
mişlerdir.
Biz, özellikle ASI
sınırdad
üşük(5-8 cm) olan olgularda, profilaktik amnioinfüzyon yönün- den
hastalarınseçiminde, amniotik
sıvı dağılımının değerlendirilmesinin faydalı olacağı inancındayız.Devamlı
fetal kardiotokografik monitorizasyon bugün ülkemiz gibi
gelişmekteolan ülkelerde
yaygın
olarak
kullanım imkanı bularnamaktadırve pek çok enstitüde hastalar
düşükrisk ve yüksek risk olarak
sınıflanmaktave ona göre
devamlı mo~nitörize edilmektedir. Bizim
çalışmamızda,ASI
sınırda düşük
olan olgulardan üst kadran büyük grupta perinatal morbiditenin belirgin bir
şekildeyüksek
olduğunutespit ettik.
Her ne kadar
çalışmagrubumuz elde
ettiğimiz sonuçların genelleştirilmesineolanak verecek bü- yüklükte olmasa da ;
doğumyönetiminde risk gru- bunun belirlenmesinde (özellikle ASI
sınırda düşükolgularda), antenatal fetal
iyiliğin değerlendirilmesinde
kullanılan diğertestlerle birlikte am- niotik
sıvı dağılımınında
değerlendirilmesininfay-
dalı olacağı düşüncesindeyiz.
KAYNAKLAR
1. Brace RA, Wolf EJ. Normal amniotic fluid volume changes throughout pregnancy. Am J Obstet Gyneeol.
161:382,1989.
2. Chamberlain PF, Manning FA, Morrison I, Harman CR, Lange IR. Ultrasound evaluation of amniotie fluid vo- lume. The relationship of marginal and deereased amniotie fluid volumes to perinatal outeome. Am J Obstet Gynecol. 150: 245, 1984.
3. Druzin ML, Adams DM. Signifieance of observing no fluid at amniotomy. Am J Obstet Gynecol. 162: 1006-7, 1990.
4. Manning FA, Platt LO, Sipos L. Antepartum fetal e- volution: Development of a fetal biophysical profile. Am J Obstet Gyneeol. 136:787, 1980.
5. Moore TR, Cayle JE. The amniotic fluid index in nor- mal human pregnancy. Am J Obstet Gynecol. 162: 1168- 73,1990.
6. Myles TO, Strassner HT. Four-quadrant assessment of amniotic fluid volume: Distribution's role in predieting fetal outcome. Obstet Gynecol. 80:769-74, 1992.
7. Phelan JP, Ohn MO, Smith JV, Rutherford SE, An- derson E. Amniotic fluid index measurements during pregnancy. J Reprod Med. 32:603, 1987.
8. Rutherford SE, Smith CV, Phelan JP, Kawakami K, Ahn MO. Four-quadrant assessment of amniotie fluid vo- lume: Interobserver and intraobserver variation. J Reprod Med. 32:587-9, 1987.
9. Sarno AP Jr, Ahn MO, Phelan JP. Intrapartum am- niotic fluid volume at term: Assoeiation of ruptured membranes, oligohydroamnios and increased fetal risk. J
Reprod Med. 35:719-23, 1990. .
10. Strong TH, Hetzler G, Sarno AP, Paul RH. Proph- ylactic intrapartum amnioinfusion: A randomized clinical trial. AmJ Obstet Gynecol. 162:1370-5, 1990.