Türk Kardiyol Dern
Arş 2002; 30: 22-29Glikop~otein Ilb/IIIa Reseptör İnhibisyonunun
Erken Invazif Girişim Uygulanmayan Yüksek Riskli ST Elevasyonsuz Akut Koroner
Şendromlarda Erken ve Geç Dönem Prognoz Uzerine Etkisi
Uz. Dr. Ertan ÖKMEN, Dr. Hüseyin TUNAR, Uz. Dr.
İzzet ERDİNLER,Uz. Dr. Hülya
KAŞIKÇIOGLU,Dr. Arda ŞANLI, Dr. Zeynep TART AN, Uz. Dr. Recep ÖZTÜRK, Doç. Dr. Neşe ÇAM
Siyami Ersek
GöğüsKalp ve Damar Cerrahisi Merkezi, istanbul
ÖZET
ST e/evasyonsuz akut koroner sendrom ile
başvuranyük- sek riske sahip, ancak invaziv
girişim yöntenıleriile erken
revaskülarizasyon uygulanmayan hastalarda glikoprotein 1/blll/a inhibitörü tirofibamn hastane içi, birinci ay veuzun dönem majör kareliyak olaylar üzerine etkisinin
araştm/ması
amaçland1. ST elevasyonsuz akur koroner sendrom
kliniğiile
başvuranve aspirin, heparin, bera blo- ker ya da kalsiyum kanal blokeri
, IV nitral tedavisi uygu- lanan 29 erkek,13
kadıntoplam 42 hasTa
(yaş aralığı34-
77,orT. 55±14) sTandart redavi (heparin) grubunu
oluştururken, bu tedavi/ere ilave olarak tirofiban uygulanan 33 erkek, 8
kadıntoplam 41 hasta
(yaş aralığı43-78, ort.
57±12) tirofiban grubunu
oluşturdu.Tirofiban
grubundahastane içi toplam major kareliyak olaylar (%27'ya
karşthk %54, p: 0
.01 ), tekrarlayan dirençliangi na (%27'ya
karş1lık %50, p: 0.04) ve akut mi yokard infarktüsü gelişi
mi (%2 .4'e
karşilik %19, p: 0.03) hepari n grubundan an-lamlı
derecede daha az
Slkhkıa gelişirken;ölüm
s1kh,~1 veacil revaskülarizasyon ihtiyac/ iki grup
arasındafarkli de-
ğildi. ilk 30 günlük takips ii resi içinde her iki grup
arasında
kararsız angilıapekt01·is
gelişimi ile hastaneye yatınlnıa,
akut miyokard infarktiisü,
revaskiilariıasyon,ölüm, kalp
yetersizliğive inme oranlan aras1nda istatistiksel olarakfark bulunmadi. Benzer
şekildetirofiban grubunun ortalama 11.8±2 .4 ay, kontrol
grubununortalama 9.5±2.7
aylıkuzun dönem takiplerinde akut miyokard in- farktiisü,
kararsızangina pekt01·is nedeni ile hastaneye yatm./ma, revaskülarizasyon,
ölüm veinme oranlan ara-
sında
istatisliksel olarak
anlamlıfark saptanmazken, sa- dece kalp
yetersizliği gelişimi sımrdabir
anlamlılıkla(p:
0.048)
hepaı·ingrubunda daha
sık olarak saptandi.Sonuç: ST elevasyonsuz, yüksek riskli ve erken invaziv gi-
rişim
uygulanmayan akut koroner sendrom/arda, hepari n
ile beraber uygulanan tirofiban, rek başınaheparin uygu-
lanıası ile karşılaştmlcltğuıda
has/ane içi majör kareliyak olayiann
gelişimini azalımakta, ancak birinci ay veuzun dönemdeki majör kareliyak olaylar üzerine heparinden
farklı
bir etki
oluşturmamaktadır.Tiirk
Kardiyol Dem Arş 2002; 30:22-29Anahtar kelimeler: Glikoprotein 1/!J/11/a reseptör inhibis·
yo1111,
tirofiban, hepari n, akut koroner sendrom
Alındığı tarih: 20 Ağustos, .revizyon 13 Kasım 2001
Yazışma adresi: Dr. Ertan Okmen, Değer Bilir S. Ergün Apt. 20/1 Erenköy, Istanbul Tlf: (0532) 425 52 55 Faks: (0216) 330 74 73 E-posta: ertanokmen@Hotnıail.com
Akut koroner
sendromlarıntedavisinde özellikle son çeyrek
yüzyıldabüyük
aşamalar kaydedilmiştir.ST elevasyonlu akut miyokard infa rktü sünde
(AMİ)1980' lerde trombolitik
ajanların,1990'
lı yıllardaise perkütan
girişimselyöntemlerin
yaygınolarak kulla-
nılmaya başlanması
ile mortalite önemli derecede
azalmıştır.
ST elevasyonu olmayan akut koroner
sendromların
tedavisinde ise en önemli
gelişmestan- dart tedavinin (aspirin, heparin, beta-bloker, kalsi- yum kanal blokeri, nitrat)
yanısırakoroner kan
akımının
tamamen
durmasınıönlemeye yönelik, güçlü antitrombotik etkiye sahip
ilaçlarınön plana
çıkmasıdır. Bunların
içinde aktive
olmuştrombositlerin yüzeyindeki glikoprotein (GP) IIb/IIIa reseptörlerini inhibe eden
ajanlarınakut koro ner sendrom ve per- kütan
girişimlerdeiskemik
koınplikasyonlarıönle- mede oldukça etkin
olduğu gösterilmiştir (ı ,2).Ran- domize, büyük hasta
sayılarınıiçeren
çalışmalardaGP Ilb/Illa reseptör antagonistlerinin
kararsızanginapektoris ve Q
dalgasızmiyokard infarktüsünde erken dönemde mortalite ve morbiditeyi
anlamlıderecede
azalttığı saptanmıştır (3-6). Farklı ajanların kullanıl
dığı, hastaların
risk düzeylerinin
farklı olduğuve ba-
zılarında
erken invaziv
girişimuygulanan,
bazılarında ise konservatif stratej i seçilen bu
çalışmalardaer- ken dönemdekj
yararların30. gün ve uzun dönem ta- kiplerde devam
etmediğinedair bulgular elde edil-
miştir.
Buna
karşılıkhasta
sayılarıdaha az olmakla beraber 30. gün ve 6. ayda major kardiyak olaylarda
anlamlıazalma saptanan
çalışmalarda mevcuttur
(7).Devam eden ang ina il e beraber EKG'de ST depres-
yonu, kreatin kinaz-MB (KK-MB) ve kardiyak tro-
ponin T yükselmesi ile
başvuranyüksek riskli hasta-
larda, erken invaziv
girişimuygulanmadan, medika l
tedavi ile konservatif
yaklaşımdahastane iç i erken
E. Ökmen ve ark.: Gp //bl/lfa Re sept ör inlıibisyonw11111 Erken ini'O:ifGirişim Uygulanmayan Akut Koroner Sendromlarda Progno: Ü:erine Erkisi
dönemde, bir inc i ay ve uzun dönem tak ipte GP
Ilb/llla inhibtörlerinin prognoz üzerine etk ile ri halen
açıklığa kavuşmamıştır. Çalışmamızda kararsızangi- na pektoris ve Q
dalgasızmi yokard infarktüsünde trombosit glikoprotein Ilb/Illa reseptörünün sp esifik inhibitörü olan
tirofibanıny üksek risk
liolan, ancak erken invaziv
girişimuygulanm ayan hastalarda e r- ken ve geç dönem major kardiyak olaylar ve prog- noz üzerine olan etkilerinin
araştırılması amaçlandı.MA TERYEL ve METOD
Çalışına dizaynı
Çalışına
prospektif,
açıketiket ilaçlarla ve kontrollü olarak
uygulandı.
Yüksek
ilaç giderleriolan ve herhang i bir mali destek
alınmadan yapılanbu
çalışmada, çalışınayadahil edilme kriterlerine sahip olan
hastalar sosyal güvenceleri- ne göre
açıketiket tirofiban tedavisi ya da heparin tedavi- sine randemize edil diler ve bu nedenle
çalışına körleıneolarak
uygulanamadı.Ancak majör kardiyak olaylar labo- ratuvar, EKG ve k
linik olarak objektif bulgulara dayanılarak
tanımlandığındanbu d
urumun çalışmanıngüc ünü
azaltmayacağı düşünüldü.
Hasta seçimi
Uluslararası
kardiyoloji derneklerinin akut koroner send-
romların
tedavisi ile ilgili
hazırladıkları rehberlerde miyo-kard infarktüsü ve kardiyak nedenli ölüm riski yüksek has- ta grubu olarak
tanımlanan (8.9)devam eden
uzamıştipik
isıirahat anginası
(>20 dakika), troponin T yükselmesi ve EKG' de
ardışıkik i ekstremile veya prekordiyal derivas- yenda 1 mm ST d epresyonu olan hastalar
çalışınayadahil ed
ildi. Akciğerö demi
kliniğiile
başvuran , sistolik kan ba-
sıncı
90 mmH g'
nın altındaya da sürekli
180 ınınl-Ig'nınüzerinde olan,
heınodinamiyibozan ciddi
aritınileri,bili- nen hemodinamik
açıdan anlamlıkapak
hastalığı,hipertre- fik kardiyomiyopati ve konjen ital kalp
hastalığı,sürekl i ST elevasyonu, yeni
gelişensol dal
bloğu,antikoag ülasyo- na kontrendikasyon veya
artmışkanama riski ve tirofiban
uygulanmasına
engel ö
nemlimedikal problemleri olan hastalar
çalışına dışında bırakıldı.Bu kriteriere uygun 62 erkek, 2
1 kadın toplam83
hasta çalışmayadahil edildi.
Standart antiagregan (aspirin), antikoagülan (fraksiyone o lmayan heparin), betabloker ya da kalsiyum kanal bloke- ri ve IV nitrat tedavisi uyg ulanan 29 erkek (%69), 13 ka-
dın
(%3 1) toplam 42 hasta
(yaş aralığı34-77, ort. 55±
14)kontrol grubunu
oluştururken,bu tedavilere ilave olarak ti- rofiban
başlanan33 erkek (%81 ), 8
kadın(% 19) toplam 4 1 hasta
(yaş aralığı43-78, ort. 57± 1 2)
çalışmagrubunu
oluşturdu.
Tedavi
düzeneğiÇalışmaya alınan
t üm hastalara telere
edebildİkleriopti- mal dozlarda aspirin ( 100-300 mg/gün), fraksiyone olma- yan heparin (5000 Ü bolus
ardındanaPTT
değerlerino r- malin 2 -2.5
katıolacak
şekildeperfüzyon),
İVnitrat, beta- bloker veya kalsiyum kanal blokeri
başlandı.Tirofiban grubuna
ise yukarıda balısedilen standarıtedaviye ilave olarak 30 dk. süre ile 0.4 f.lgr/kg/dk bolus
ardından0. 1 f.lgr/kg/dk infüzyon
şeklindetirofi ban
başlandı.T irofi- ban infüzyonu
hastanınklinik, hemodinamik, elektrokardi- yografik durumu
, enzim değerlerive kanama komplikas-
yonları
temel
alınaraken az 48 en çok 108 saat uygulana- cak
şekilde planlandı.Tedavi
yaklaşımındamajör kardiyak olaylara revaskülari- zasyon
girişimlerininetk ilerini önleyerek ilaç
etkinliğinin bağımsızo larak
değerlendirilebilmesiiçin erken
girişimseltedavi
yaklaşımıseçilmedi . Genelde hastalar medikal teda- vi ile stabilize olduktan ve
çalışma ilaçlarınınminimum infüzyon süresi bittikten sonra koroner anj iyografi
yapıldı.Ancak
çalışma ilaçlarınıninfüzyonu devam ederken
sıktekrarlayan ve tedaviye dirençli angina, kardiyojen ik
şokve tedaviye dirençli ciddi ventriküler aritmi
olduğudurum- larda erken koroner anjiyografi ve invazif
girişimplan lan-
dı.
Uzun dönem takipler
esnasındaise yeni bir akut koro- ner sendrom ile hastaneye
yatırılma, sıktekrarlayan di- rençli ang ina, poziti f egzersiz testi ya da sol ventrikül dis- fon ksiyonu
gelişenhastalara revaskülarizasyon
açısından değerlendirilmeküzere koroner anjiyografi
uygulandı.Ko- roner anjiyografide epikardiyal majör koroner arterlerde
%75 ve daha üstü
, sol ana koronerde ise %50 ve daha üstü
darlık olması
kritik
darlıko larak kabul edildi.
Majör kardiyak olaylar
Hastanın
acil servise
başvurmasındanhastaneden
çıktığısüreye kadar geçen dönemde
oluşanEKG
değişikliği veyaenzim yükselmesi ile beraber olan 20 dk' dan uzun süren dirençl
i-tekrarlayan an gina, aku t
ıniyokardinfark tüsü, ölüm ve acil revaskülari zasyon
ihtiyacıhastane içi majör kardiyak olaylar olarak kabul edildi. Akut
nıiyokardin- fark tüsü KK-MB
değerlerininnormalin üç
katıveya daha fazla yükselmesi olarak
tanınılandı.Parcn teral diüretik ve inotropik
ihtiyacıgerektiren kalp
yetersizliği,cidd i ventri- kü ler
aritıniler, nıajör-nıinörkanama ve inme
sıklığıve or- taya
çıkış zamanıy
ine akut koroner sendromlarda gözle- nen kardiyak o
laylar ve ilaca bağlıistenmeyen etkiler ola- rak
ayrıca kayıtedildi. Kanama cidd iyeti TIMI
sınıflamasına ooı
göre
değerlendirilerekmajör ya da minör kanama
olduğunda,
trombosit
sayısı90 .000/mm3'ün ya da bazal
değerin l/3'
ünün
altına indiği altına indiğidurumlarda tiro- fiban, ant ikoagülan
ilaçlarve kanama ciddiyetine göre
aııtiagregaıı ilaçların
kesilmesi p laniand
ı.B irinci ay ve uzun dönemde ise yine benzer
şekildemajör kardiyak olaylar, akut koroner sendrom ve/veya
konıplikasyonlarınedeni ilc tekrar hastaneye
yatırılnıa,revaskülarizasyon ve mortali te
açısından
hastalar takip edildi.
Laboratuvar incelemeleri
Hastanın
acil servise
geli~indeherhangi bir tedavi
başlamadan önce,
göğüs ağrısı geçtiğianda, 6. saatte ve taburcu olana kadar her gün 12 derivasyon lu EKG
kayıtları alındı.Angina
ataklarının tekrarladığıdurumlarda ilave EKG ka-
yıtları alındı.
Serum KK-MB
değerleritedavi
başlamadanönce, tedaviye
başladıktansonraki 4, 8, 12, 24, 48, 72. sa- atlerde ve 20 dk'dan daha uzun
süren angina
ataklarıve/veya EKG
değişiklikleri olduğunda tekrarlandı.Yüksek riskli hasta grubunun
oluşturulmasıiçin kardiyak troponin T'si pozitif hastalar
çalışmayad ahil edildi. Serumdan te- mi zlenme süresi uzun
olmasınedeni ile tekrarlanan ölçüm- ler dikkate
alınınadı.G ünlük hemoglobin
değerleri, trenıbosit
sayısıve aPTT
değerlerikontrol edildi.
Tiirk Kardiyol Dem Arş 2002; 30:22-29
İstatistik
Standart tedavi ve standarı tedaviye ilave olarak tirofiban uygulanan iki grubun istatistiksel incelemesinde kantitatif değişkenler ortalama
±
SD olarak ifade edildi ve karşılaştırmalar Sıudent-ı testi (ıwo-ıailed) ile yapıldı. Kalitatif de- ğişkenler ise % olarak ifade edildi ve karşılaştırmalarında Fisher's exact testi kullanıldı. P<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
İki
grup
arasında yaş,cinsiyet, koroner arter
hastalığı
risk faktörleri ve klinik
geliş açısından anlamlıfark
saptanmadı(Tablo 1 ).
Angİnanınortaya
çıkışıile tedavinin
başlanınası arasındageçen süre tirofi- ban grubunda 1 0±8.2 saat, kontrol grubu nda ise 8.1±9.7 saat (p: AD) o larak
saptandı.Tirofiban gru- bunda ortalama tirofiban infüzyon süresi 63± 1 7 saat (24- 1 00 saat
aralığında)ve
heparİntedav isi sü resi 74±24 saat
sapıanırken;kontrol grubunda heparin te- davi si süresi 80±32 saat olarak
saptandı(p: AD).
Beta-bloker (tirofiban grubunda 37 hasta, 90%; he-
pari n grubunda 36 hasta, %85, p: AD) ve kalsiy um kanal blokeri (tirofi ban grubunda 4 hasta , 1 0%; he- pari n grubunda 6 hasta, 15%, p: AD)
kullanım sıklı ğıher iki grup
arasındabenzer
oranlardaydı.Hastane içi majör kardiyak olaylar
değerlendirildiğinde
akut miyokard infarktüsü veya reinfarktüs ge-
lişiminin
tirofiban grubunda kontrol grubuna göre
anlamlı
derecede daha az
sıklıkta olduğu saptandı(Tablo 2 ). Tirofiba n grubund a sadece 1 hastad a (%2.4)
AMİ gelişirken,kontrol grubunda toplam 8 hastada(% 19)
AMİ geliştiğigözlendi (p: 0.03). Yine hastane içinde tekrarlayan ve dirençli angina tirofi - ban grubunda 1 1 hastada (%27) gel
işirken; kontrol grubunda
anlamlıderecede daha yüksek ora nda sap-
tandı
(2 1 hastada, %50; p: 0.04). Kardi yak nedenli ölüm her iki. grupta da
oluşmaci ı.Tirofiban grubunda
sık
tekrarlayan dirençli angina nede ni ile
yapılanko- roner anjiyografide sol ana koroner
hastalığı sapıanan 1 hastaya (%2.4) acil baypass
girişimiuygula-
nırken,
ko ntrol grubunda acil revaskülarizasyon hiç bir hastaya
uygulanınadı(p: AD). Tekrarlayan
Tablo 1. Standart tedavi uygulanan ve standart tedaviye ilave tiı·ofiban
uygulanan hastaların klinik özellikleri
refrak ter angi na, akut mi yokard infarktli sü, ölüm , acil revask ülarizasyon
ihtiyacıbirlikte
değerlendirildiğinde
ti rofiban grubu
sonuçlarıkontrol grubuna göre
anlamlıde recede daha iyi bulundu (tirofiban grubunda 1 1 hasta, %26;
kontrol grubunda 23 hasta, %54, p: 0.0 1 ). Tiro- fiban grubunda hiçbir. hastada kalp yetersiz i i
ğigözle nmezken kontrol g rubunda 5 has tada (% 1 2) iV inotropik tedavi gerektiren sol
venırikül di sfonksiyonu
geliştianca k bu fark istatis- tiksel olarak
anlamlı değildi.Benzer
şekileleik i grup
arasındaciddi ventri küler ari tmi
gelişimi açısındanda
anlamlıfark
saptanmadı.Hastane- de
yatışsüresi iç inde tirofiban grubundaki has- talardan 30 hastaya
yarışındanitibaren ort.
7 .2±4.4 gün sonra, standart tedavi grubunda ise 21 hastaya ort. 6. 1 ±3 .9 gün sonra korone r anj i- yografi
uygulandı(p: AD).
İkigrup
arasındatek, iki ve üç
daınar hastalığı açısındanistati s- tiksel olarak fark
saptanmadı(Tablo 1 ). Koro- ner anji yografide saptan an kritik koroner arter
hastalığı
nedeni ile hastan eden
çıkarılmadanelektif revaskülarizasyon uygula nma
sıklığı açısından
da fark
saptanmadı(tirofiban grubunda 6 hasta %14; kontrol grubunda 8 hasta % 19).
Heparin+ Tirofiban
n: 41 (%)
Ortalama (±SD) yaş 57±12
Erkek 33 (8 1)
Kadın 8 (19)
Klinik prezantasyon
Non-Q-Mi 17 (41)
Karasızangina 24 (59)
Risk faktörleri
Hipertansiyon 23 (56)
Diyabetes mellitus 9 (22)
Sigara 24 (59)
Aile hikayesi 22 (54)
Lipid profili (ıng/di)
Total kolesterol 226±46
LDL 116±36
HDL 38±7
Trigl i seri d 190±75
Geçirilmiş ıniyokard infarktüsü 6 ( 15) Daha önce revaskülarizasyon 3 (7)
Koroner anjiyografi n:30 (73)
Tek damar hastalığı 9 (30)
İki daınar hastalığı 9 (30)
Üç damar hastalığı 12 (39)
Hepari n n: 42 (%) 55±14
29 (69) 13 (31)
15 (36)
27 (64)
18 (43) 7 (17) 30 (71) 26 (62)
216±52 125±34 36±11 200±80
lO (24)
6 (14) n: 21 (50)
5 (24)
6 (28)
lO (47)
İlk
30 günlük takip süres i iç inde he r iki grup
arasında kararsız
angina pe kto ris, akut miyo-
E. Öknıen ve ark.: Gp ll h/Illa Re septör inlıibisyonltlllln Erken inı•a:ifGirişinı Uygulmınıayan Akıl! Koro11er Sendromlarda Progno: Ü:erinc Eıkisi
kard infarktüsü , kalp
yetersizliği,revaskülarizasyon, ölüm ve inme
oranları arasındaistati stiksel olarak fark
bulunmadı(Tablo 3).
Tirofiban grubunun ortalama I 1 .8±2.4 ay , kontrol grubunun ortalama 9.5±2.7
aylıkuzun dönem takip- lerinde de benzer
şekildeakut miyokard infarktü sü,
kararsız
ang ina
pektoı·isnedeni ile hastaneye
yatırılma, revaskül arizasyon, ölüm ve inm e
oranlarıara-
sında
istatis tiksel olarak
anlamlıfark
saptanınazken,sadece kalp
yetersizliği gelişimi sınırciabir p
değeriile tirofiban grubunda daha az ola rak
saptandı(p:
0.048) (Tablo 3).
TARTIŞMA
Akut koroner sendromlarda prognoz klinik preza n- tasyonun
şekliile direkt
ilişkilidir. Kararsızangina
pektoris ve Q
dalgasız nıiyokardinfarktü süni.in yer
aldığı
ST elevasyons uz ak ut koroner send romlarda ölüm ris ki ilk ayda %2-5
arasında değişirken,akut
ın
i yokard infarktüsü riski %5-1 S
arasında değişmekteelir
(i1,12). Aspirin ve heparinl e uygulanan anti t-
roınbotik
ve antik oagülan tedav inin akut koroner sendromlarda iskemik olay risk ini
azalttığıve prog- nozu
iyileştirdiği gösterilmiştir (ı3, 14) .
Kararsız angİnalı
hastalarda
yapılmış altı çalışmanınmeta-anali- zinde, te k
başınaas pirin ile
karşılaştırıldığındaaspi- rin ile
heparİnölüm ve
Mİ oranında%33 aza lma
sağladığı gösterilmiştir
(1 5).
Tranıbositagregasyonu için son ortak yol fibrinojen ile
troınbosityüzeyinde- ki glikoprotein IIb/Ifla reseptörlerin in
bağlanmasıdır(1 6). Aktive
olmuştrombositleri n
membranlarındakiglikoprote in Ilb/Illa reseptörlerini bloke eden ilaçlar ST elevasyonsuz ak ut koroner sendromlarda, perkU - tan korone r
girişimlerdeo ld ukça Tablo 2. Standart tedavi uygulanan ve standart tedaviye ilav e tirofiban uygulanan önemli bir yer
edinmişlerve son gruplarda hastanede
yatış süı·eleı-iiçinde gözlenen majör kareliyak olaylar ve ilaca
bağ-lı
istenmeyen olaylar
yıllardabunlara ilave olarak ST ela-
Heparin+Tiı·ofiban
n: 41 (%)
Toplanı
m ajö r k ar diyak olaylar
ı ı(27) T ekrarlayan dire n çli angi na ll
(27)Akut m i yok ard
infarkıüsü ı(2. 4)
Ölüm o (O)
Acil revaskülarizasyon
ı(2.4)
Diğer
ka rdiyak ve istenmeyen olaylar
K alp
yetersizliğio (0)
Ciddi
veıııriküler ariınıi 2 (4. 9)
inm e o (O)
M ajor kanama o (0)
M in or kan ama 2 (4. 9)
Troıııbositopeni ı
(2.4)
AD: Anlamlı de.~il
Tablo 3. Birinci ay ve uzun dönem majör
kaı·diyakolaylar
Hepariıı+ Tirofıban
n:41
(%)Takip süresi 30 gün
I I.8±2.4 ay
Toplam majör kardiyak olaylar 1 2 (29) 6 (1 5) KAP nedeni ile
hospitaliı.asyoıı9 (2 1) 3 (7) Akut miyokard infaktüsii o (0) 2 (4.7)
Ölüm 0(0) o (0)
Revaskiilarizasyon lO (24) 3 (7)
Kalp
yetersizliği4 (9) 2 (4.7)
KAP: Kararsı: angina pektoris, *p: 0.048
Hepaı-in
p n:42
(%)23 (54) 0.01 21 (50) 0.04 8 (19) 0.03
o
(0)AD
o
(0)AD
5 (1 2) AD 4 (9.5) AD
o (O) AD
o (0) A D 2 (4.8) AD
ı
(2.4) AD
Hepaı·iıı
n:42
(%)30 gün 9.5±2.7 ay 1 5 (36) 10(24)
ı ı
(26) 5 (12) 4 (9) 4 (9)
ı
(2.4) 0(0)
ı
3 (3
ı)2 (4.7) 4 (9) 9 (21)*
vasyonlu Mi'de etkinl ikleri
araştırılmaya başlanmıştır. Çalışmamızda troınbüs oluşumunu
önlemeye yö- nelik aspirin ve hepari ne ilave ola- rak veril en
tirofibanın,erken inva- zif
girişimuygu lanmayan, yüksek riskli hasta larda hastane iç i iskemik
komplikasyonları
ön lemeele ilave
faydaları olduğunu saptadık. Çalış
maııııza
hastaneye
devanıeden uza-
mış
angina ile
başvuran,tropon in T yü ks elmesi ve EKG' de ST depres- yonu o lan yüksek riskli olarak ta-
nımlanan
hastalar
alındı(8.9,17-19).
Böyl ece verilen tedav inin
etkinliğinin ve
alınan cevabındaha objektif
değerlendirilmesi anıaçlandı.
Bu klinik ile
başvuranhastalarcia tirofi-
banın
hastanede
yatışsüresi içinde standart antiag regan ve antikoagü- lan teda viye göre majör karel iyak olaylardan kareliyak ölüm ve acil revaskü lar izasyon
sıklığıüzerine etkisi
olmadığıa ncak akut
nıiyokard infarktüsünü ve tek rarlayan refra kter ang ina
ataklarını anlamlıderecede
önlediği saptandı.Tekrar- la ya n angina tirofiban grubunda
%27
oranındagörülürken standart
Tiirk Kareliyol Dem Arş 2002; 30:22-29
tedavi grubunda %50
oranında anlamlıderecede yüksek
saptandı(p: 0.04 ). Klinik takiplerde tirofiban grubunda sadece 1 hastada (%2.4)
AMİ gelişirken,kontrol grubunda toplam 8 hastada (% 19)
AMİge-
liştiği
gözlendi (p: 0.03). Tüm majör kareliyak olay- lar birlikte
değerlendirildiğindeise tirofiban grubu- nun, tirofiban ile
yapılmışolan
diğerbüyük
çalışmalarda elde edilen sonuçlarla uyumlu olarak
anlamlıderecede (p: 0.01) daha iyi
olduğugözlendi. Heparin tedavisi ile tek
başına48 saat tirofiban
uygulamasının karşılaştırıldığı
PRISM
çalışınasında48. saatte
bileşik
son nokta olarak ölüm,
AMİve refrakter is- kemi
alındığında tirofibanınbu
olayları%32
oranında
azalttığı gösterilmiştir (4).Ancak bu fark 7. günde ve 1. ayda ortadan
kalkmıştır.Daha dirençli
kararsızangina pektoris hasta grubunun dahil
edildiğive tiro- fibanla beraber heparin uygulanan hasta grubu ile sa- dece
heparİnalan grubun
karşılaştırıldığıPRISM- PLUS
çalışmasındaise
yukarıdabahsedilen
bileşikson noktalarda
anlamlıderecede azalma
saptanmıştır(%17.9 a
karşılık% 12.9, p:0.004)
(5).Bu
çalışmadatedaviye
başlandıktansonraki 7. günde refrakte r is- kemi
insidansıstandart tedavi ile kombine tirofiban grubunda %9.3 , standart tedavi grubunda ise % 12.7
şeklinde anlamlı
derecede
farklı saptanırken(p:0.02), akut miyokard infarktüsü
gelişimininde 7.
günde standart tedavi grubuna göre %47
azaldığı gösterilmiştir.Glikoprotein IIb/liia inhibitörlerinden eptifibatide ile
yapılanPURSUIT
çalışmasındayine ilk 96 saatte ölüm veya reinfarktü sün eptifibatide te- davisi ile %9.1
değerinden% 7.6'ya
düştüğügözlen-
miştir (6).
Muhtemelen
sınırlıhasta
sayısınedeni ile her iki tedavi grubumuzcia hastane içi takip döne- minde ölüm gözlenmedi. Bununla beraber her iki te- davi yönteminin hastane içinde ortaya
çıkanmortali- te
sıklığıile ilgili olarak birbirlerinden
farklı olmadığı düşünüldü.
Benzer
şekildePRISM-PLUS
çalışınasında
da 7. günde elde edilen mortalite
oranıdi-
ğer
majör kareliyak olaylardan
ayrıolarak incelendi-
ğinde farklı saptanmamıştır
(her iki tedavi grubunda da
%ı.9)
(5).Çalışmamızda
ilaç
etkinliğininhastane içi majör kareliyak olaylara etkisinin
bağımsızolarak
değerlendirilebilmesi için tedavi
yaklaşımmdaerken inva- ziv
girişimyöntemi
seçilmemiştir. Hastaların çoğunluğuna
stabilizasyon
sağlandıktansonra koroner an- jiyografi
uygulandıve iki grup
arasındatek, iki ve üç
daınar hastalığı açısındanfark
saptanmadı.Bu
bulgu hastane iç i majör karel iyak
olayların gelişiminde hasta
daınar sayısınınbelirle yici
olmadığınıve akut koroner sendromdan sorumlu lezyonun stabili- zasyonunun daha önem li
olduğunu düşündürmektedir.
Tek ra rlayan dirençli angina, akut miyokard infarktü- sü ya da reinfarkrüs
gelişimininönlenmesinin fo nk- siyonel sonucu olarak parenteral
inoıropikve diüre- tik tedavi gerektiren kalp
yetersizliğiyine
ıirofibangrubunda daha az
sıklıkta gelişmiş olmasına rağmenbu fark istatistiksel olarak
anlamlı değildi.Cidd i ventriküler aritmi
insidansıda her iki grup
arasında farklı değildi.Akut koroner sendrom larda ciddi
ventriküle r aritmiler her ne kadar iskem i de reces i ile ele
ilişkiliolsa da patofizyolojide koroner arter ka n
akımı miktarı yanında
pek çok faktörün rol oynama-
sı
aritmi
sıklığında anlamlıfark
doğmaınasınaneden
olmuş
olabilir.
Kanama il e ilgi li komplikas yonlardan inme, majör ve minör kanama
sıklığı açısındantedavi
gruplarımız arasında
fark
saptamadık.Bu
komplikasyonlarınher iki grupta da benzer
şekilele saptanmış olmasıti-
rofibanın
standart tedaviye göre ilave kanama riski- ne neden
olmadığını düşündürmektedir.Glikoprote- in IIb/IIIa inhibitörleri ile
yapılan çalışınalardama- jör kanama
oranıuygulanan tedavi
dozlarına,bolus doz
uygulanıp uygulanmamasınave yine
değişikdozlarda fraksiyone veya f raks iyone olmayan hepa-
rİn kullanılınasına
göre %I .4- 14
arasında değişmektedir
(5,6).Heparin
uygulamasındadoz modifikasyo- nu
yapılarakuygulanan
çalışmalardadaha
düşükka- nama
insidansıelde edilmesi ile kanam a cidd iye ti nin
heparİn dozajı
ile
ilişkili olduğunuortaya
koymuştur (20).Tirofiban ile beraber
heparİnuygulanan PRISM-PLUS
çalışmasında oluşan%1 .4 majör ka- nama
oranısadece
heparİnalan gruptan
farklısap-
tanmamıştır (5).
Glikoprotein Il b/Illa inh ib itörleri il e
yapılan çalışmalarda
görülen %1 6.9
oranlarına (6)kadar
çıkabilen ıninörka nama
sıklığınıyükse lten panksiyon yeri
kanaması, hastalarıınızın çoğunluğuna perkütan invazif
tanıve teda vi yöntemlerinin
ıirofiban perfüzyonu bittikten so nra
uygulanınasınedeni ile oldukça
düşükoranda
saptandı.Akut koroner sendromlarda tirofiban ve
heparİnte- davisi
esnasında troınbositopenikomplikasyonu bil-
dirilmiştir. Çalışmamızda
trombositopeni
sıklığınaher iki tedavi grubunda
aynıoranda (%2.4) rastlan-
E. Ökmcn ı·e ark.. Gp //hi/Ila Re sep1ör inlıihisynnll/11111 Erken inı•a:ifGirişim Uygulalimayan Aklll Koroner Sendromlarda Progno: Ü:erine Erkisi
mıştır.
Tirofiban alan bir hastada ve standart tedavi alan bir hastada
rastladığımıztrombos it
sayısının sırasıyla
69.000/mm
3ve
54.000/nım3 değerlerinein- mesiyle seyreden
troınbositopeniher iki olguda da ilaç kesilmesinden 24 saat sonra
ıoo.OOO/mm3 değerinin üzerine
yükselmiştir.Glikoprotein Ilb/ IIIa inhi- bitörleri ile
yapılansekiz randomize, plasebo kont- rollü
çalışmanınanalizinde
abciximabınplaseboya göre daha
sıkhafif ve ciddi trombos itopeni
oluşturduğu saptanmıştır (sırasıyla
hafif trom bositopen i
%4.2; %2.0, p:<O.OO 1, ciddi trombositopeni
%ı,%0.4, p<O.Ol)
(21).Buna
karşılık aynıanalizde epiti- fibatide ve tirofiban gibi küçük moleküllü glikopro- tein Ilb/Illa inhibitörlerinin trombositopeni
açısından plasebo veya heparinden
farklı olmadığısaptan-
mıştır.
Aku t olay
esnasında uygulanmışolan
tirofibanınuzun dönem takipte major kareliyak
olayların gelişimi üzerine etkilerinin
araştırılması amacıylahastalar birinci ayda ve
yaklaşıkbir
yılboyunca takip edildi.
İlk
30 günlük takip süresi içinde her iki grup
arasında major kareliyak olaylardan
kararsızanginapekto- ris, akut miyokard infarktüsü (nispeten kontrol gru- bunda
sıkolmakla birlikte istatistiksel olarak
anlamlı değildi),kalp
yetersizliği,revaskülarizasyon, ölüm ve inme
oranları arasındaistatistiksel olarak fark bu-
lunmadı.
Be nze r
şekildeuzun dönem takiplerde akut miyokard infark tüsü,
kararsızangina pe ktoris nedeni ile hastaneye
yatırılma,revaskülarizasyon , ölüm , in- me
oranları arasındaistatisti ksel olarak
anlamlıfark saptanmazken, sadece kalp
yetersizliği gelişimi sınırda
bir p
değeriile tirofiban grubunda daha az ola- rak
saptandı(p: 0.048). Bu sonuçlar
tirofibanınakut koroner sendrom
esnasındamajor kareliyak
olayları önlediğiniancak bu
faydalıetkisinin 1. ay ve uzun dönem
sonuçları etkilemediğinigöstermektedir. Bu- güne kadar gl ikoprotein Ilb/llla inhibitörleri ile ya-
pılan sonuçlanmış
büyük hasta
gruplarınıiçeren ve erken in vazif olmayan
yaklaşımın seçildiği çalışmalarda da ilk 48 saat ve 7 gün iç inde
nıajor kaı·diyak
olayların engellenebildiğiancak bu etkilerin 30.
gün ve uzun dönemde ortadan
kalktığı gösterilmiştir (3-6).Buna
karşılıkeptifibat id il e
yapılanPURSUIT
çalışmasında
e rken dönemele pe rkütan
girişimuygu- lanan ya da uygulanmayan hastalarda ölüm ve
Mİüzerine de erken dönemde ortaya
çıkan anlamlıde re- cede olumlu etkilerin 30. günde de
devanı ettiğigös-
terilmiştir
(p: 0.01 )
(6).Uzun dönemde etkinlik
açı-sından
lamifiban ile
yapılanPARAGüN
çalışmasında ilk 30 günde sadece lamifiban
uygulamasıile mi- yokard infarktüsü ve ölümü içeren
bileşikson nokta- larda azalma saptanmazken;
düşükdoz lamifiban ve
düşük
doz
laınifibanberaberinde
heparİnuygulanan gruplarda 6. ayda bu son noktalarda
anlamlıderece- de azalma
saptanmıştır(p: 0.027)
(7).Bu
faydalıet- kinin
ı. yıldada devam etmesine
rağmenbu
çalışma diğerbüyük
çalışınalaragöre da ha az
hastayıiçer- mesi nede ni ile bu son noktalar üzerindek i
etkinliğikesin
değildir.Daha büyük hasta kitles inde yi ne la- mifiban ile
yapılanPARAGüN-B
çalışmasında30.
günde plaseboya göre beklene nden daha az kareliyak olay
azalması sağladığı,ancak
diğerbüyük
çalışmalara benzer
şekildetroponin T
pozitifliğiol an alt- grupta 30 . günde majör kareli yak o laylarda en fazl a
yararın
elde
edildiği saptanmıştır (22).Bizim
çalışmamızda
troponin T enz im i yüksek olan hastalar ça-
lışmaya
dahil
edilmiş olmasına rağmenmuhtemelen
sınırlı
hasta
sayısıneden i ile uzun döne m ta kiplerde heparine göre kareliyak olayla rda fark
saptanmadı.Yeni
açıklanan,erken invaz if
girişimuygu lan mayan akut koroner sendromlu hastalarda abc iximab infüz- yonunun 30 günlük major ka reliyak olayla r üzerine etkilerini
araştıranGUSTü IV
çalışınasındada. yük- sek risk kriterlerine sahip altgrupl arda da hi,
faydalıetkileri
olmadığı gösterilmiştir (23).Abcixi mab in- füzyonu ile beraber erken invazi f
girişimuyg ulanan
çalışınalardaki faydalı
etkilerin bu
çalışmadaelde edilememes inin nedenleri olara k hasta grub un un öze llikleri,
çalışına dizaynı,a bcixim ab infüzyonu- nun dozu, süresi ve örnek
büyüklüğününrol ayna-
yabileceği
ileri
sürülmüştür. Diğer çalışmalardan farklıolarak troponin
değerleriyüksek ve ST dep- resyonu olan yüksek riskli hastalarda dahi abci xima-
bın
etkisiz
kalması,önceki
çalışmalarda hastalarınaktif veya
kararsızkoroner hasta!
ı ğı olduğunukesin -
leştiren
hikaye, elektrok ard iyograf ik bulgu lar ve KK-MB
değerlerine bakılarak çalışmalara alınmış olmasıve troponin düzeylerin in sonradan ölçülerek altgrup anal izi
yapılması gösterilmiştir.GUS Tü IV
çalışmasında
sadece
anginasıve yüksek tropo nin de-
ğerleri
olan hastalar
çalışmayadahil
edilmişlerdir.Tropon in enzimi uzun
yarıömrü nedeni ile günler
önce
geçirilmişve stabil ize
olmuşakut koroner atak-
Iara
bağlıolarak
yükselmişo labilir. Bu neden le
sadece hastaneye
başvuru anındakitro ponin d üzey i-
ne göre
hastalarınyüksek riskl i grub a dahil edilme-
Tiirk Kareliyol Dem Arş 2002:30:22-29
me si ve anamnez, klinik bulgular, pozitif elektrokar- diyografi
bulgularıve
diğerenzim ve laboratuvar
bulgularının
hep birlikte
değerlendirilerekrisk
sınıflaması yapılması
glikoprotein Jib/ IIIa
inlıibisyonutedavisinden daha iyi s onuçlar elde edilmesini
sağlayacaktır.
Tirofiban
uygulamasıyüks ek riskli hastalarda hasta- ne içi dönemde elde edilen
faydalıetkiler son za- manlarda oldukça
başarılısonuç lar
alınanerken per- kUtan
girişimlekombine
edildiğindeuzun dönemde de devam edebilecektir
(24).SONUÇ
Glikoprotein Ilb/IIla inhibitörlerinden
tirofibanınyüksek riskli, e rken invaz iv
girişim uygulanınayanST elevasyons uz akut koroner sendromlarda
heparİnile beraber
kullanılınasınınhastanede
yatışsüresi içinde akut miyokard infarktüsü ya da reinfarktüs
gelişimini engelleyebildiği,
tekrarlayan dire nçli an- gina
ataklarını önleyebildiği,tüm majör kardiyak olaylar beraber
değerlendirildiğindebu
olaylarıönemli d er ec ede
azaltabildiği,anc ak birinci ay ve uzun dönem takiplerde majör kardiyak olaylar üzeri- ne etkilerinin sadece heparin uygulanan s tandart te- daviden
farklı olmadığı düşünüldü.Günümüzde te- davi maliyetleri de
düşünüldüğündeglikoprotein llb/Illa inhibitörleri tedaviden en çok yarar görmesi gereken yüksek riskli hasta grubunun be lirlenerek bu hastalara
uygulanmasıönemlidir.
KAYNAKLAR
1. Gregory C: Robe rtson: Manage me nt of
Intermediate Coronary Syndrome: Role of conservat ive Treatment, GP Ilb/ IIla receptor inhibitors and direct inte rvention.
AnıJ Ca rdiol 2000; 85:2
ı-6
2. Kong DF, Califf RM, M
iller DP, et al:Clinical outco- mes of therapeutic agents t hat bloc k the platele t g lycopro- tein Ilb/liia integrin in
ischeınicheart d isease. Circulation
ı
998; 98:2829-35
3. CAPTURE l nvestigators: Ra ndo mized place bo control- led trial of
abcixinıabbefore and during coronary interve n- tion in refractory unstable ang ina: The CAPTURE study.
La ncet 1997; 349:
1429-35
4. The plate let recepta r inhibition in ischemic s yndrome manageme nt (PRISM) study investigators: A comparison of aspirin plus tirofiban with aspirin plus hepa rin fo r uns- table angi na. New Eng l 1 Med I 998; 338 :1498-1505 5. PRISM-PLUS Study ln vestigators: Jnhibition o f the pla-
telet Glycoprotein Ilb/IIIa rece pta r with tiro fiban in uns-
table angina a nd non-Q-wave m
yocardia l
infarction. New En gl J Med I 998; 338: I 488-97
6. The PURS UIT lnves tig
arors:Inh i bit ion of plate le
tglyc oprotcin Il b/111a with eptifibatide
in patientswith a
cu-te corona ry
syndronıes.N En gl J Me d I
998; 339:436-437. The PARAGüN invest
igators, internat io na
l ranclonıizecl, c ontrolle d trial of
lanıifiban,he parin, or bo
th inuns- table angina. Circul ation 1998; 97: 2386-95
8. Braunwald E,
AntınanEM, Beasley JW, e t al:
ACC/AHA guiclelines for th e
ınanageınentof patic nts w ith unstable angina and no n-ST-segment e le
vation myocardial infarction. A re po rt of the American College of Carcl io- logy/American
Heaı·tAssociation T ask Fo rce on Pract ice Guide lines (Co mmittee o n the
Managenıent of Pat
ientsW ith Unstable Angin a). J Am C oll Card iol 2000;36:970-
1062
9. Bertrand ME, Simoons ML, Fox KA, et al: Manage- m ent of ac ute coronary syndromes: ac ute corona ry synd ro- m es without pe rsistcnt ST segment elevation. Recomenda- titions of the Tas k Force o f the Eu ropean Society of Ca rdi- ology. Eur Heart 1 2000;2 I: 1406-32
10. C
hesebroJH, Knatterud G, Robe rts R, et al:
T hrombolysis in acute myoca rdial infaretion
(TIM!) trial,phase 1: a comparison bctwee n intravenous tissue plasmi- nogen activator anel intravenous stre ptokinase: el in ical fin- din gs throug h hospit al
clischarge . C ircula
tionI 987;
76:142-54
ll. Theroux P, Waters D: Diagnosis and
nıanagcnıent ofpatients with unsta ble angina. In: Alexander RW, Schlanl RC , Fuster V, eds.
Hurst's the
heaı·t arıeriesanel ve ins.
Ne w York, NY: McGraw-Hill, 1998 : p. 1307
12. Alexander, R. Wayne, Griendling, Kath y K: T he coronary ische mic
synclronıes:rela tionship to the biology of
atlıerosclerosis.In: Alexander RW
, SchlantRC, Fustcr V, ecls. H urst's the heart arteries anel veins. Ne w York, NY: McGraw-Hill, 1998: p. 1263
13. Theroux P,
OuiınetH, McCans J, et al: Aspirin
, hc-parin, or both to treat unstable angi na. N En gl J Med 1 988;
319:1
105-11
14. T he RISK Group: Ri sk of myocarclial infare tio n a nel death during treatme nt with
low dose aspirin a nel intra
ve-nous
lıeparinin men
witlıunst
able coronary artery disease
.La nce t 1 990; 336:827-30
15. O
ler A,Whooley MA, O
lerJ, et a
l: Aciding lıeparinto a spirin recluces the ine idence of m lyocarcl ial in
fare tio n and cleath in
paticııtswith un stable a ngi na : a
ıııeta-analysis. JAMA 1 996; 276
:811-15
16. Madan M, Berkowitz SD, Tcheng JE: Glyc oprote in llb/llla integrin blockade. Circulation 1 998; 98:2629-35 17. Pepine CJ: An
ischeıııia-guicled approachfor
riskstratification in
paıienıswith acute
corona ry syndromes . Am 1 Carcliol 2000;86:27-35
18. Van Domburg RT, Cobbaert C ,
KinımanGJ, Z e r-
back R, Simoons ML:
Long-terıııprognostic value of se-
ria l troponin T be cls ide
tesısin patie nts
witlıa
cutc coro-nary sy ndromes. Am J Carcliol 2000;86:623
-7E. Ökme u ve ark.: Gp //b/Illa Re sept ör iulıibisyouwıwı Erken im•a:i{Girişim Uygulaumayan Akut Koroner Sendromlarda Proguo: Ü:eriue Etkisi
19.
Jernberg T, Lindahi B, Wallen
tin L: Thecombinati- on of a continuous 12-lead ECG and troponin T; a valuab- Je tool for risk
stratificatioıı during the first 6 hours inpati-
ents with chest pain and a non-diagnosıicECG. Eur Heart J 2000;
ı7:1464-72
20. The EPIC
Invesıigators: Use of a nıonoclonal antibodydirected against the platelet glycoprotein Ilb/llla receptar
in high-risk coronary angioplasty.N En gl
JMed 1994;
330:956-61
21. Dasgupta
H, Blankenship J C, Wood GC, F
rey CM,
Demko SL,Mena
pace FJ:
Thronıbocytopenia complica-ıing
treatment with
intravenous glycoprotein !Ib/IIIare- ceptor in hibitors: A pooled analysis.
AmHeart J 2000;
140:206-
l ı22. Newby LK,Oh man EM, Christenson RH, et al
: Be-nefit of glycoprotein Ilb/II!a
inhibition
in patienıs wiılıacute coronary syndromes and troponin-t
posiıive status:the
paragon- 8
tropoııinT substudy .
Circulation
200 ı;103:2891
-623. S
imoons ML; GUSTOJV-ACS
Invesıigators. Effect of glycoprotein Hb/IIla receptar bloeker
abcixinıab on ouıconıe in patieııts with acute coronary syndronıes witlıouı
early eoroııary revascularisatioıı: