6. ALÜVYON BARAJ GÖLÜ VE LAGÜNLER
Akarsular taşıdıkları erozyon maddelerini hızlarının azaldığı
bölgelerde biriktirirler. Bu durumda nehir yatağı alüvyon seti ile
kapatıldığından setin arkasında
vadinin şekline uygun bir baraj gölü
oluşur.
Ankara’da Mogan gölü ve Eymir gölü,
E M
Alüvyon Baraj Gölü Örnekleri
Mogan Gölü Kıyılarında Beslenen Küçük Akbalıkçıllar
Eymir Gölünden Bir
Görüntü
Ege bölgesinde Marmara Gölü
MARMARA GÖLÜ
Meriç ırmağı deltasındaki Gala Gölü
Büyük nehirlerin kendi havzalarında yaptıkları
sapmalardan oluşan eski yatakların alüvyonlarla kapatılmasıyla fazla
derin olmayan göller meydana gelir.
Meriç, Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya gibi büyük nehirlerin
denize döküldükleri bölgelerde bu
tip göllere rastlanır.
Lagünlerin meydana gelişlerinde ise deniz dalgalarının sürüklediği
çamur ve çakılların sahile çok yakın durgun zonda birikmesi rol oynar.
Körfezi ve koyu denizden ayıran bir set oluşur. Körfezin denizden bir
setle ayrılması halinde başlangıçta
körfez durumunda olan bölge sahil
baraj gölü (Lagün) şekline dönüşür.
Lagün
Lagün
LAGÜN
Ölü Deniz Lagünü
LAGÜN (Trakya, İğneada)
Büyükmenderes Deltası Karine Gölü
Bu göllerin suları
tuzludur. Göle akarsu
boşalıyorsa sular giderek tuzluluğunu kaybederek acı su, daha sonra tatlı su özelliğini kazanabilir.
Lagünde kademeli olarak tuzlu suyun tatlı suya
dönüşümü
(Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri)
Büyükçekmece Gölü’nden Bir Görünüm
Bazende bir körfez veya koya dökülen büyük bir akarsuyun taşıdığı sedimentler birikerek bir set
oluşturur. Bu set zamanla iyice büyüyerek körfezin iki tarafını birleştirebilir.
Örneğin: Köyceğiz ve Bafa gölleri.
Köyceğiz Gölü
Söke ovası 2000 yıl kadar önce denizdi ve burada büyük bir körfez vardı. Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi doldurmuş ve ova
haline getirmiştir. Bugünkü Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kalmıştır.
Meteorik Orijinli Göl Meteorik Orijinli Göl
Bunlardan başka organik ve meteorik
orijinli göl oluşumları da vardır.
METEOR KRATER
GÖLLERDE ZONASYON
VE BÖLGELERE
AYRILMA
BENTİK BÖLGE (Zemin Bölgesi): Göl çukurunun kıyıdan başlayarak
derinleştiği göl tabanına denir
PELAJİK BÖLGE : Göl çanağını
dolduran açık su kütlesine denir.
1. BENTİK BÖLGE (Zemin Bölgesi)
Kıyı şeridinden başlayarak göllerin en derin bölgesine kadar bütün dibi kapsayan bölgeye BENTİK BÖLGE denir.
3 farklı bölgeye ayrılır:
A. KIYI BÖLGESİ (Litoral Zon) B. MEYİL BÖLGESİ (Talus)
C. DERİN BÖLGE (Profundal Zon)
A) LİTORAL ZON (Kıyı Bölgesi)
Sahilden dalgaların etkilediği bölgeden, ışığın geçişinin köklü
bitkilerin yetişmesine imkan verdiği derinliğe kadar olan bölgeye Litoral Bölge denir.
Derinliğin az olan bu zonda ışık kolaylıkla geçer.
Sıcaklık değişkendir.
Organik madde boldur.
Bitki ve hayvan gruplarından çok sayıda organizma yaşar.
Litoral zonda yaşayan canlılar aşağıda belirtilen ekolojik gruplara ayrılarak incelenebilir.
Rhizomenon: Alglerden Chara türleri, bazı Bryophyta üyeleri ve Phanerogam’lardan Potomogeton, Ranunculus, Ceratophyllum, gibi sucul bitkilerin oluşturduğu gruptur.
Ceratophyllum Chara
Potomogeton
Perifiton: Sucul
ekosistemlerde taşlar ve bitkiler üzerinde bağımlı yaşayan organizmaların oluşturduğu gruptur.
Psammon : Chronomid larvaları gibi kumlu zeminlerde sedimentler üzerinde yaşayan organizmalardır.
•Biyotekton :
Taşların yüzeyini örten
Cladophora gibi bitkiler bu
gruptandır.
Litoral zonda bulunan su bitkilerinin dağılımıda derinliğe göre farklılıklar gösterir.
Litoral bölgenin kıyı çizgisinde yarısı su
altında, yarısı su üstünde yaşayan (EMERS TİPİ) bitkilerden, saz (Scirpus), kamış (Thypa) gibi
bitkiler bulunur.
Daha sonra yüzücü yapraklı su bitkileri (Nymphae, Azolla, Lemna) suyun yüzeyini kaplar.
Daha sonra litoral zonun sonuna kadar devam eden, tamamen su altında yaşayan bitkiler yer alır (Elodea, Ceratophyllum, Potomogeton).