• Sonuç bulunamadı

ORTAKLARA BORÇLAR ANONİM ve LİMİTED ŞİRKETLERİN SERMAYE ARTIRIMINDA KULLANILABİLİR Mİ?*1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ORTAKLARA BORÇLAR ANONİM ve LİMİTED ŞİRKETLERİN SERMAYE ARTIRIMINDA KULLANILABİLİR Mİ?*1"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORTAKLARA BORÇLAR ANONİM ve LİMİTED ŞİRKETLERİN SERMAYE ARTIRIMINDA KULLANILABİLİR Mİ?* 1

CAN PAYABLES TO SHAREHOLDERS BE USED FOR CAPITAL INCREASE O F INCORPORATED AND LIMITED LIABILITY COMPANIES?

Soner ALTAŞ(*)

ÖZET

Anonim şirketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ise ortakların zaman zaman şirkete serma­

ye haricinde borç para verdikleri ve şirketten alacaklı konuma geldikleri bilinen bir gerçektir. Şirketten alacaklı olan ortaklardan bazıları, alacaklarını tahsil etmek yerine şirkete sermaye olarak koymayı tercih edebilmektedir. Bu noktada, ortağın şirketken olan alacağının sermaye artırımında kullanılıp kullanılamayacağı ya da kullanılabilirse alacağın mevcudiyetinin mahkeme yerine yeminli mali mü­

şavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından rapora bağlanıp bağlanamayacağı yönünde tartışmalar ve tereddütler yaşanabilmektedir. İşte bu çalışmada, anonim ve limited şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarını sermaye artırımında kullanıp kullanamayacakları ve kullanmaları durumun­

da nasıl bir yol takip etmeleri gerektiği ele alınmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Anonim şirket, limited şirket, sermaye artırımı, ayni sermeye, ortaklara borçlar, bilirkişi, tespit raporu

ABSTRACT

It is a well known fact that shareholders of incorporations and partners of limited liability com- panies loan money to their companies and therefore become creditors of the companies as well as providing capital. Some of creditor shareholders may prefer putting the money they have loaned as a paid-in capital rather than collecting it. At his point, controversies and hesitations may occur as to whether the debt to partner could be used for the capital increase, if yes, then whether the existence of the debt is to be determined by the court's decision or a report issued by a chartered accountant

(*) Bilim, Sanayi, Teknoloji Bakanlığı Müfettişi

1 Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumunu bağlamaz.

(2)

o r c e rtifie d p u b lic a c c o u n ta n t. This study, hence, deals w ith w h e th e r c o m p a n y shareholders can use th e m o n e y th e y have lo a n ed fo r th e c a p ita l increase, and in th e a ffirm a tiv e , w h a t a p p ro a ch s h o u ld be a d o p te d in th e p ra c tic e .

Key Words: In c o rp o ra te d co m p a n y, lim ite d lia b ility co m p a n y, c a p ita l increase, real c a p ita l, payab- les to shareholders, e xp e rt, d e te c tio n re p o rt

1- GİRİŞ

B ilin d iğ i üzere, 6 762 sayılı eski T ica re t K anunu (ETK2)'n d a a n o n im ve lim ite d ş irk e tle r iç in sadece esas serm aye s iste m in d e dış k a yn a kla rd a n serm aye a rtırım ın a y e r v e rilm iş , iç k a yn a kla rd a n serm aye a rtırım ın a d e ğ in ilm e m iş ti3. 1 T em m uz 2 0 1 2 ta rih in d e yü rü rlü ğ e giren 6 102 sayılı T ü rk T ica re t K a n u n u 4 (TTK)'n d a ise a n o n im ş irk e tle r iç in esas serm aye sistem i y a n ın d a ka yıtlı serm aye siste m in e de y e r v e ril­

m iş ve serm aye a rtırım ı "serm aye ta a h h ü d ü y o lu y la serm aye a rtırım ı, iç k a yn a kla rd a n serm aye a rtırım ı ve şarta bağlı serm aye a rtırım ı" o lm a k ü zere ü ç b a şlık a ltın d a d ü z e n le n m iş tir. A n o n im ş irke tle rd e , iç k a y n a k la rd a n y a p ıla n a rtırım h a riç, p a y la rın n a k d î b e d e lle ri ta m a m e n ö d e n m e d iğ i sürece serm aye a rtırıla m a z (TTK, m.456/f.1). L im ite d ş irk e tle rd e ise şirk e tin k u ru lu ş u h a k k ın d a k i h ü k ü m le re ve ö z e l­

lik le serm ayenin ayın o la ra k konm ası ve b ir işle tm e ile a y ın la rın d e v ra lın m a s ın a d a ir k u ra lla ra u y m a k şa rtıyla esas serm aye a rtırıla b ilir (TTK, m.590).

Peki, a n o n im ş irk e tle rd e pay s a h ip le ri, lim ite d ş irk e tle rd e de o rta kla r, şirketten o la n a la c a k la rın ı şirke te serm aye o la ra k k o y a b ilir, b ir başka d e yişle , serm aye a rtırım ın d a k u lla n a b ilirle r mi? Z ira , u y g u ­ lam ada, şirke t o rta k la rın ın serm aye h a ric in d e şirkete b o rç para v e rd ik le ri ve şirketten a la ca klı k o n u m a g e ld ik le ri b ilin e n b ir g e rçe ktir. O rta k la rın şirke tte n o la n a la c a k la rın ı ta h s il e tm e k y e rin e şirke te serm a­

ye o la ra k ko ym a yı te rc ih e tm e le ri gayet d o ğ a ld ır. A n c a k , u y g u la m a d a bu hususla ilg ili bazı te re d d ü tle r y a ş a n a b ilm e k te d ir. İşte bu çalışm ada, 6 1 0 2 sayılı T ü rk T ica re t K a n u n u 'n a g ö re a n o n im ve lim ite d şirke t o rta k la rın ın şirketten o la n a la c a k la rın ı serm aye a rtırım ın d a k u lla n ıp k u lla n a m a y a c a k la rı ve k u lla n m a ­ ları d u ru m u n d a nasıl b ir y o l ta k ip e tm e le ri g e re k tiğ i ü z e rin d e d u ru la c a k tır.

2- ORTAKLARIN ŞİRKKETEN OLAN ALACAKLARININ SERMAYE ARTIRIMINDA KULLANILMASI 6 1 0 2 sayılı T ü rk T ica re t K a n u n u 'n u n 1 2 7 'n c i m a d d e s in in b irin c i fık ra s ın d a a la c a k la r ile d e v ro lu - n a b ile n ve nakden d e ğ e rle n d irile b ile n he r tü rlü d e ğ e rin tic a re t ş irk e tle rin e 5 serm aye o la ra k k o n u la b i­

leceği b e lirtilm iş , ik in c i fık ra s ın d a ise 3 4 2 'n c i ve 5 8 1 'in c i m a d d e le rin b irin c i fık ra h ü k ü m le rin in saklı o ld u ğ u h ü k m e ba ğ lan m ıştır. A n ıla n fık ra ile y o lla m a d a b u lu n u la n 3 4 2 'n c i m a d d e a n o n im şirke tle re , 5 8 1 'in c i m a d d e ise lim ite d şirk e tle re iliş k in d ir.

T T K 'n ın 3 4 2 'n c i m a d d e s in d e a n o n im şirkete ayni serm aye o la ra k k o n u la b ile c e k m a lv a rlığ ı u n ­ surları; ü z e rle rin d e sınırlı ayni b ir hak, h a c iz ve te d b ir b u lu n m a y a n , nakden d e ğ e rle n d irile b ile n ve

2 Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için TTK kısaltması kullanılmıştır.

3 Mevcut paysahiplerinin taahhütlerini artırmak yahut yeni pay senetleri çıkarmak suretiyle yapılan sermaye artırımı

"dış kaynaklardan esas sermaye artırımı" olarak adlandırılırken, sermaye artırımı için şirket mal varlığında bulunan bazı kaynakların kullanılması "iç kaynaklardan esas sermaye artırımı" olarak kabul edilmektedir. Bkz. ÇEVİK, agm, s.358 4 14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

5 Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir(TTK, m.124/f.1).

(3)

devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları olarak sayılmış;

hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklarınsermaye olamayacağı ayrıca ve açıkça vurgulanmıştır.

TTK'nın 581'inci maddesinin birinci fıkrasında da, 342'nci maddeye paralel şekilde, limited şirketle­

re üzerlerinde sınırlı aynî bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devro­

lunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurlarının aynî sermaye olarak konulabileceği, hizmet edimleri, kişisel emek, ticarî itibar ve vadesi gelmemiş alacaklarınsermaye olarak konulamayacağı belirtilmiştir.

TTK'nın 127. maddesi ile 342'nci ve 581'inci maddelere yapılan göndermeleri ve m.342/f1 ile m.581/f.1'deki "nakden değerlendirilebilme ve devrolunabilme" niteliklerini bir arada değerlendirdi­

ğimizde, anonim şirketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ortakların şirketten olan vadesi gelmiş alacaklarının (şirkete verdikleri borç paraların) şirkete ayni sermaye olarak konulmasının, diğer bir ifadeyle sermaye artırımında kullanılmasının önünde yasal bir engel olmadığı sonucuna varılmaktadır.

TTK'nın anonim şirketlerde sermaye taahhüdü yoluyla sermaye artırımına ilişkin 459'uncu mad­

desinin üçüncü fıkrasında, ayni sermaye konulmasına 342 ve 343'üncü madde hükümlerinin uygu­

lanması; limited şirketlerde sermayenin artırılmasına ilişkin 590'ncı maddede ise şirketin kuruluşu hakkındaki hükümlere ve özellikle sermayenin ayın olarak konması ve bir işletme ile ayınların devra- lınmasına dair kurallara uyulması şart koşulmuştur. TTK'nın limited şirket kuruluşuna ilişkin 578'nci maddesinde de, aynî sermaye konulması durumunda, anonim şirketlere ilişkin hükümlerin limited şir­

ketlere de uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Dikkat edileceği üzere, her iki şirket türü için de TTK'nın 343'üncü maddesine işaret edilmektedir.

Bu çerçevede, gerek anonim şirketlerin gerek limited şirketlerin sermaye artırımında, eğer ortaklar şirketten olan alacaklarını ayni sermaye olarak şirkete koyacaklar ise, konulan bu ayni sermayeye TTK'nın 343'üncü maddesi gereği, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahke­

mesince atanan bilirkişilerce değer biçilmesi gerekecektir.

Ancak, uygulamada, ortak alacaklarının şirkete ayni sermaye olarak konulmasında, özellikle orta­

ğın şirketten olan alacağını sermaye olarak şirkete koyması hususunda mahkemelerin alacağın tespiti bakımından bilirkişi atanması taleplerini reddettikleri, bunun da uygulamada sıkıntı doğurduğu anla­

şılmış, bunun üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ticaret sicili müdür­

lüklerine gönderdiği 27 Eylül 2013 tarihli ve 7326 sayılı Genelge ile uygulamada yaşanan aksaklıkları gidermeye yönelik açıklamalarda bulunmuştur6. Anılan Genelgeye göre;

- Ortağın şirketten olan alacağını bir başka şirketin kuruluşunda veya bir başka şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak koyması durumunda, ortağın şirketten olan alacağının varlığının tespitinde TTK'nın 343'üncü maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye tica­

6 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın aynı konuya ilişkin olarak Ticaret Sicili Müdürlüklerine göndermiş olduğu 15 Temmuz 2013 tarihli ve 5665 sayılı Genelgede ise "TTK'nın 127nci maddesine göre alacakların sermayeye ilavesi durumunda Kanunun 342nci maddesinden hareketle söz konusu payların ayni sermaye niteliği taşıyan bir mal varlığı unsuru oldu­

ğunun değerlendirilmesi ve 343üncü maddesi uyarınca da bunlara değer biçilmesi gerektiği" belirtilmiştir.

(4)

ret mahkemesince atanacak bilirkişiler tarafından hazırlanacak değerleme raporlarının ticaret sicili müdürlüğüne ibraz edilmesi gerekecek,

- Ortağın şirketten olan alacağını, ortağı olduğu şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak koyması durumunda ise, alacağın varlığının tespitinde, TTK'nın 343'üncü maddesi uyarınca şir­

ket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişilerce hazırlana­

cak değerleme raporları ibraz edilebileceği gibi yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu ibraz edilebilecektir.

Sözkonusu Bakanlık Genelgesinde yer verilen hususları şu şekilde yorumlamak mümkündür:

- Eğer ortak, şirketten olan alacağını bir başka şirketin kuruluşunda veya bir başka şirketin sermaye artırımında kullanmak istiyorsa, bu alacağının gerçekten var olduğu, sadeceşirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişiler tarafından hazırlanacak de­

ğerleme raporu ile tespit edilebilecektir. Bu konuda yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir veya denetçi tarafından düzenlenecek raporlar kabul görmeyecektir.

- Yok eğer ortak, şirketten olan alacağını pay sahibi olduğu şirkete sermaye olarak koyacaksa, bu durumda, TTK'nın 343'üncü maddesi gereği, şirket mahkemeye müracaat edecek ve mahkeme­

ce atanacak bilirkişiler tarafından bu alacakların varlığına dair bir değerleme raporu alınacaktır.

Ancak, mahkeme bu talebi reddeder ve bilirkişi atamaz ise, şirket, sözkonusu tespiti yeminli mali müşavire, serbest muhasebeci mali müşavire veya şirket denetime tabi ise denetçiye yaptırabile­

cektir. Tabi, şirketlerimiz, anılan Genelgeyi geniş olarak yorumlayıp, mahkemeye başvurmadan, anılan raporu doğrudan YMM veya SMMM'lere tanzim ettirebilecektir. Zira, Genelgede buna mani bir açıklama yer almamaktadır. Hatta, Genelge doğrudan bunu ifade etmektedir. Ancak, bu yöntemin tercih edilmesinin ileride doğurabileceği sıkıntılar birazdan izah edilecektir.

Bakanlığın sözkonusu genelgesi uygulamada yaşanan tıkanıklıkları gidermek amacıyla çıkarılmış olmakla birlikte, TTK hükümleri yönünden bakıldığında, ileride ortaya çıkabilecek hukuki ihtilaflarda mahkemelerin anılan Genelge hükmünü nasıl yorumlayacaklarını bugünden kestirmek zordur. Zira, esas sermaye sisteminde sermaye artırımının genel kurulca karara bağlanması zorunludur ve TTK'nın 622 ile 455nci maddeleri gereği, ortaklarca, "kanuna veya şirket sözleşmesi hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine", karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilir. Eğer ortakların hiçbirisi bu davayı açmazsa bir sorun -doğal olarak- olmayacaktır. Ancak, ortakların hepsi şirketten alacaklı değilse ise ve alacağı olmayan ortak, TTK'nın 343'üncü maddesi hükmünün açık olduğunu, bu nedenle ortağın şirketten olan alacağının ancak mahkemece atanacak bilirkişilerce tespit edile­

ceğini, yeminli mali müşavir veya mali müşavir raporunun kanunen geçerli olmadığını, bu nedenle sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerse, mahkeme, dava açan ortağın öne sürdüğü hususları yerinde bulabilir7. Bu tespiti yapmakla birlikte, Bakanlığın mezkûr

7 Bu konuda ayrıca bkz. Levent YARALI, Ortak Alacağının Anonim Şirkete Sermaye Olarak Konulmasında YMM- SMM Raporu, http://www.ticaretkanunu.net/ortak-alacaginin-anonim-sirkete-sermaye-olarak-konulmasin- da-ymm-smmm-raporu-levent-yarali/, Erişim: 28/12/2013

(5)

genelgesinde de belirtildiği üzere, mahkemelerce bilirkişi atanması taleplerinin neye istinaden redde­

dildiğini bilememekteyiz. Bu itibarla, bilirkişi tespiti mahkemece reddedilen şirketin bu tespiti yeminli mali müşavir ve serbest muhasebeci mali müşavire yaptırmaktan başka bir çıkar yolunun da bulunma­

dığını da kabul etmek gerekir. Ancak, şirketlerimizin yukarıda izah ettiğimiz olası sonuçları da düşü­

nerek, öncelikle mahkemeden bilirkişi talep etmeleri, mahkemece talepleri reddolunursa anılan tespit raporunu YMM ve SMMM'lere düzenlettirmeleri, ileride sermaye artırım kararı aleyhine açılacak iptal davasında lehe bir karine olarak ileri sürülebilecek ve iptal davasına bakacak mahkeme tarafından da dikkate alınabilecektir.

Bununla birlikte, TTK'nın 343'üncü maddesindeki açık hüküm karşısında hukuken tartışılabilir yö­

nü bulunsa da, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın uygulamada karşılaşılan aksaklıkları gidermek ama­

cıyla çıkardığı mezkur genelgeye göre, mahkemeden bilirkişi talebinde bulunmadan da, anonim şir­

ketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ise ortakların şirketten olan alacaklarının varlığını yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile ispat etmeleri durumunda, anılan ala­

caklar sermaye artırımında kullanılabilecek ve bu raporlarla yapılacak sermaye artırım tescil talepleri ticaret sicili müdürlükleri tarafından işleme konulacaktır.

3- ÖZET ve SONUÇ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 127'nci maddesinin birinci fıkrasında alacaklar ile devrolu- nabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerin ticaret şirketlerine sermaye olarak konula­

bileceği belirtilmiş, ikinci fıkrasında ise 342'nci ve 581'inci maddelerin birinci fıkra hükümlerinin saklı olduğu hükme bağlanmıştır. TTK'nın 127. maddesi ile 342'nci ve 581'inci maddelere yapılan yollamaları ve m.342/f1 ile m.581/f.1'deki "nakden değerlendirilebilme ve devrolunabilme" nitelikle­

rini bir arada değerlendirdiğimizde, anonim şirketlerde pay sahiplerinin, limited şirketlerde ortakların şirketten olan vadesi gelmiş alacaklarının sermaye artırımında kullanılmasının önünde yasal bir engel olmadığı sonucuna varılmaktadır. Gerek anonim şirketlerin gerek limited şirketlerin sermaye artırımın­

da, eğer ortaklar şirketten olan alacaklarını ayni sermaye olarak şirkete koyacaklar ise, konulan bu ayni sermayeye TTK'nın 343'üncü maddesi gereği, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilmesi gerekecektir.

Ancak, uygulamada, ortak alacaklarının şirkete ayni sermaye olarak konulmasında, özellikle orta­

ğın şirketten olan alacağını sermaye olarak şirkete koyması hususunda mahkemelerin alacağın tespiti bakımından bilirkişi atanması taleplerini reddettikleri, bunun da uygulamada sıkıntı doğurduğu anla­

şılmış, bunun üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ticaret sicili müdür­

lüklerine gönderdiği 27 Eylül 2013 tarihli ve 7326 sayılı Genelge ile uygulamada yaşanan aksaklıkları gidermeye yönelik açıklamalarda bulunmuştur. Sözkonusu genelgeye göre, anonim şirketlerde pay sa­

hiplerinin, limited şirketlerde ise ortakların şirketten olan alacaklarının varlığını yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile ispat etmeleri durumunda, anılan alacaklar sermaye artırımında kullanılabilecek ve bu raporlarla yapılacak sermaye artırım tescil talepleri ticaret sicili mü­

dürlükleri tarafından işleme konulacaktır.

(6)

KAYNAKÇA

• ÇEVİK, Orhan Nuri, Şirketler Hukuku, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1994,

• Genelge (15.07.2013) Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Ticaret Sicili Müdürlüklerine Gönderdiği

"Sermaye Artırımı" Konulu Genelge (5665 sayılı)

• Genelge (27.09.2013) Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Ticaret Sicili Müdürlüklerine Gönderdiği

"Alacağın Ayni Sermaye Olarak Şirkete Konulması" Konulu Genelge (7326 sayılı)

• Komisyon Raporu : Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:23, Yasama Yılı:2, S.Sayısı:96, Nr.112

• T.C. Yasalar (14.02.2011) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı)

• YARALI Levent, Ortak Alacağının Anonim Şirkete Sermaye Olarak Konulmasında YMM-SMM Raporu, http://www.ticaretkanunu.net/ortak-alacaginin-anonim-sirkete-sermaye-olarak-konul- masinda-ymm-smmm-raporu-levent-yarali/, Erişim: 28/12/2013

Referanslar

Benzer Belgeler

mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş

a) Esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kanuni hükümlerden ayrılan düzenlemeler. b) Ortaklara veya şirkete, esas sermaye payları ile

35 YILDIZ, Şükrü, Anonim Ortaklıkta Pay Sahipleri Açısından Eşit İşlem İlkesi, İstan- bul 2004; ÇELİKTAŞ, İlyas, Anonim Ortaklığın Kendi Paylarını

ÜÇÜNCÜ ALT AYIRIM KISA YOLDAN SERMAYE ARTIRIMI I. GENEL AÇIKLAMA ... Yönetim Kurulunca Sermaye Artırımına İlişkin Anasözleşme Değişikliği Önerisinin Hazırlanıp Karara

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında sermaye azaltımı yapmak isteyen limited şirketlerde öncelikle değişiklik metni hazırlanmalı, müdürler

şirket ilişkisi (kuruluş ortaklığı) 34 söz konusudur 35. Adi şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu sebeple adi şirket tarafından bir

Gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan olarak sınıflandırılmış finansal varlık ve finansal borçların bilanço tarihi itibarıyla gelir tablosuna

"menkul kıymet yatırım ortaklığı" statüsünden çıkılmasına ve Şirket tüzel kişiliğinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin olarak Şirket