• Sonuç bulunamadı

Kültürel farklılıklarla iletişim: profesyonel turist rehberleri perspektifinden bir değerlendirme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kültürel farklılıklarla iletişim: profesyonel turist rehberleri perspektifinden bir değerlendirme"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÜLTÜREL FARKLILIKLARLA İLETİŞİM : PROFESYONEL TURİST REHBERLERİ PERSPEKTİFİNDEN BİR DEĞERLENDİRME

ÖZET

Bu çalışmanın amacı profesyonel turist rehberlerinin farklı kültürlerden gelen turistlerle deneyimledikleri iletişim sürecini anlamak ve açıklamaktır. Bu amaca ulaşabilmek için sürecin ele alınması, süreci oluşturan bileşenlerin tanınması, betimlenip anlaşılması gerekir.Bunu sağlamak üzere, profesyonel turist rehberlerinin kültürlerarası farklardaki iletişime ne tür anlamlar yükledikleri, diğer bir deyişle kültürlerarası iletişimi nasıl nitelendirdikleri sorusuna cevap aranmıştır. Araştırma nitel bir araştırmadır ve profesyonel turist rehberlerinin yaşadıkları kültürlerarası iletişimi kendi bakış açılarından, bireysel deneyim ve gözlemlerine dayanarak araştırmayı ve ortaya koymayı amaçladığından fenomenolojik desende planlanmıştır. Gönüllü 8 katılımcı ile görüşmeler yapılmış ve yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler sonucunda, kültürlerarası iletişimin, değer, iletişim ve beden dili, dinleme, disiplinanlayışı, tepki verme, çatışma ve uzlaşma, hoşgörü, tatil anlayışı farklılıkları ana temaları altında toplandığı bulgulanmıştır. Elde edilen verilerin “Kültürlerarası İletişim” olgusuna bilgi üreteceği ve bu bilginin bağlama özgü bir genelleştirme çabasına imkan tanıyabileceği düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Kültür, kültürlerarası iletişim, kültürel farklılık, profesyonel turist rehberi, fenomenoloji GİRİŞ

Geniş anlamıyla insanı ve insan davranışlarını niteleyen, onu diğerlerinden ayıran özelliklerin ve donanımın tümünü ifade eden kültür, kültürel farklılıklar ve iletişim sorunlarıyla birlikte, küreselleşmenin hız kazandığı geçen yüzyılın son çeyreğinden itibaren çok değinilen, araştırılan ve ilgilenilen bir kavram olmuştur.Zira globalleşmeyle birlikte kültürler birbirlerine yaklaşmakta, kültürler arasındaki sınırlar ortadan kalkmaktadır. Böyle bir değişim, her ülkenin diğer kültürlerle ilişkisini arttırmakta, diğer kültürleri anlama yönünde baskıları beraberinde getirmektedir. Bu anlamda da hem toplumların hem de kişilerin diğer kültürlerle ilişkiler kurması ve bu ilişkilerde başarılı olması, kültürlerarası iletişim ile mümkün olabilmektedir.

Antropologlar tarafından uzun zamandır incelenen kültürün en iyi nasıl tanımlanabileceği ve bu tanım içinde hangi özelliklerin vurgulanması gerektiği konusunda farklı görüşler ortaya konmuştur (Ferrao, 2013; Groeschl ve Doherty, 2000). Kültür için yapılan tanımlamaların ortak vurgusu (Adler,2007; Griffith ve Ryans, 2000; Hoecklin 1995; Trompenaars ve Turner, 1997; Hofstede, 1998; Kluckhohn ve Kelly, 1945; Hall, 1959; Mead, 2005) kültürün insanların yaşam tarzını şekillendiren inanç, davranış, değer, fikir ve semboller dizisi olduğu yönündedir. Her kültür, kendi kültürel algılama, inanç, değer ve geleneklerine sahiptir ve bu sahip olunan değerler kişinin, toplumun iletişim biçimi üzerinde doğrudan etkilidir. Bu nedenledir ki farklı kültürlerden kişilerin birbirleri ile iletişim kurması durumunda anlamların paylaşılmasında güçlükler ya da engeller ortaya çıkabilmektedir (Eğinli ve Yalçın, 2016).

Kültürlerarası etkileşimler oldukça karmaşık ve çok boyutludur. Birey, sosyal dünyayı algılarken alıştığı kalıp yargılardan, geleneklerden ve içinde yaşadığı toplumun değer yargılarından hareket etme eğilimindedir. Bu durum ve kültürlerarası bağlamda varolduğu ileri sürülen farklılaşma, bireylerin davranış ve tutumlarını da etkilemektedir.Pizam (1998)’ın aktardığı üzere,Adler (1986), Bass ve Eldrige (1983), England (1975), Hairre vd. (1966), Heller ve Wilpert (1989), Hofstede (1980), Laurent (1983), Lincoln vd. (1981), Meyer ve Rowson (1977), Negarndh (1973), ulusal ve etnik kültürün insan davranışlarının ana belirleyicisi olduğunu evrensel bir geçerliliğin olamayacağını savunmuşlardır. Zira zihniyetlerde, yaşama şekillerinde, iletişim biçimlerinde farklılıklar söz konusudur ve bu farklılıklar aynı zamanda ülkelerin kültürel özgünlüğü ile açıklanmaktadır.Bunları gidermek mümkün değildir, başarı, farklı değerleri anlamaktan ve özümsemekten geçmektedir (Erdem, 1996). Turizm, farklı ülke, dil, din, ırktan gelen insanların birbirleriyle etkileşimlerinin bir arada olduğu yapısı ile kültürel farklılıkları içinde barındırdığı çok kültürlü ilişkilerin gerçekleştiği küresel ölçekte bir sektördür. Turizm, kültürler arasında köprü kurup, kültürel anlayışları zenginleştirerek, insanlar arasında iletişim yeteneğinin artmasına olanak sağlar. Aynı zamanda turizm, farklı kültürel niteliğe sahip turistlerin bir araya geldiği, kültürlerarası iletişim ve etkileşimin yaşandığı ve kültürel farklılıkların en çok gözlemlenebildiği bir etkileşim sürecidir.

Turizm faaliyetlerinde, turistlerin en uzun süre beraber oldukları, en çok etkilendikleri kişiler, çoğunlukla onlara seyahatleri sırasında eşlik eden turist rehberleridir. Turist rehberleri, turistlere yerel kültürü anlatan tanıtım elçileridir. Turist rehberleri, tanımları ve görevleri gereği turizm endüstrisinin turistle birebir temas eden, ürünü birlikte üreten, turistlerin mutluluklarını ve şikâyetlerini birlikte yaşayan, herhangi bir sorun karşısında en hızlı ve doğru çözüm üreten konumlarıyla, bir

(2)

anlamda turizmin temel aktörleridir(Ehtiyar, 2017). Bir turist rehberinin mesleki başarı sağlayabilmesi için turistler ve turizm çalışanları ile iletişim süreçlerini çok iyi yönetebilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, temel başarısı insanlarla iyi ve doğru ilişkiler kurabilme yeteneği üzerine odaklanmış olan bu mesleğin en iyi şekilde icra edilebilmesi, etkin bir kültürlerarası iletişim ile mümkün olabilmektedir.

Rehberler, farklı dili konuşan, farklı inançlara sahip, farklı dünya görüşleri taşıyan ve hatta farklı ten rengindeki insanlarla hiçbir ayırım yapmaksızın iletişim kurmak ve uzlaşı zemini aramak zorundadırlar. Evrensel bir rehberin rolü farklı kültürleri anlama, gözleme ve öğrenme konusunda başarılı olmak ve bu yönde bakış açısı geliştirmektir. Öncelikle rehberlik mesleği,kültürel farklılıkların iş performansını nasıl etkileyeceği, turistlerinasıl motive edip, nasıl ödüllendireceğini hatta nasıl disiplin edeceği yönündeki becerileri gerektirmektedir.Kültürel farklılıklar, turistlerin tatil anlayışları, beklentileri, değerlendirmeleri vb. pek çok faktörü etkileme olasılığına sahiptir. Farklı kültürle etkileşim içinde olan rehberlerin, kültürel farklılıkları anlayabilmeleri, farklı kültürlerde güçlü iletişim yeteneğini arttırabilmeleri, kültürel değer ve davranışlara karşı empati duygusunun geliştirebilmesi, değer farklılıklarını kavrayabilmesi ancak kültürlere has olan özellikleri bilmeleri ile mümkün olabilecektir.Ancak turizm alan yazınında, kültürel farklılıkların rolü pek dikkate alınmamıştır (Pizam, 1999). Bu eksiklikten hareketle, bu çalışmanın temel amacı profesyonel turist rehberlerinin kültürlerarası iletişim sürecinde yaşadıkları deneyimleriyordamak ve anlamlandırmaktır.Bu bağlamda ilk olarak alanyazınına ait bir özet sunulmuştur. İzleyen bölümlerde araştırma yöntemi açıklanarak elde edilen sonuçlar tartışılmıştır. Son olarak çalışmanın başlıca kısıtları ve ileride yapılabilecek araştırmalara dair bazı öneriler sunulmuştur.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Dünyada son elli yılda gerçekleşen ve özellikle sermayenin çok uluslu hale gelmesinin sonucu olarak değerlendirilen küreselleşme, dünyanın farklı ülke ve bölgelerinden insanların gittikçe artan oranda birlikte çalışmasına ve yaşamasına neden olmuştur.Kültürlerarası iletişim ve etkileşimin öneminin giderek artmakta olduğu bir dünya ve coğrafyada yaşadığımıza kuşku yoktur(Sarı, 2004). Kartarı (2001)’e göre kültürlerarası iletişim, farklı kültürlere mensup insanlar arasında etkileşim ve anlam aktarımları, yabancı olanın algılanması, açıklanması ve kültürel farklılıkların gözetilmesi gibi konuları inceleyen disiplinler arası bir bilim dalıdır.Kültürlerarası iletişim, farklı kültürel grupların (uluslararası, dinlerarası, etnik gruplararası, ırklararası grupların) iki ya da daha fazla üyesi arasında gerçekleşen her türlü etkileşimi tanımlanmaktadır.

Bir çalışma alanı olarak kültürlerarası iletişimin kurucusu Edward T. Hall kabul edilmektedir. Hall (1959),kültür ve iletişim arasındaki ilişkinin “iletişimin kültür,

kültürün de iletişim” olduğunu kabul edecek kadar yakın olduğunu belirterek, iletişim tarzlarının kültürden kültüre nasıl farklılaştığını araştırmış ve“ iletişim kültürdür”

önermesiyle, “her bir kültürün bilgiyi yaratma, gönderme, depolama ve işleme için öncelikli bir sistem” olduğunu belirtmektedir. Bu bakımdan kültürler arasındaki farklılıkları gösteren en temel unsur iletişimdir.Kartarı (2001) kültürlerarası iletişimin amacını, “farklı kültürlerden insanlar arasında gerçekleşen iletişimi anlamak ve

açıklamak, iletişim süreçleri ile ilgili tahminlerde bulunmak” şeklinde açıklamaktadır.

Etkin kültürlerarası iletişim kurulamadığında farklı kültürler arasında kimi zaman anlaşmazlıklar, kopmalar, bozulmalar önyargılara neden olabilmektedir.Landis ve Brislin'e (1983) göre, kültürel farklılıklar, etkileşimsel davranışlardaki farklılıklara ve yorumlamalardaki yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Bu nedenle kültürel farklılıklar çatışma yaratabilir (Wei vd., 1989). Albert ve Triandis (1979) ise bu durumun kültürlerarası temasta, farklı kültürlerin üyeleri arasındaki etkileşimi azaltmaya neden olabileceğini belirtmektedirler. Bu nedenle Triandis (1979), Landis ve Brislin (1983),kültürel farklılıkların, kişilerarası etkileşimleri nasıl etkilediğinin anlaşılmasının önemini bildirmişlerdir.Bununla beraber, farklı kültürlere mensup olan bireyler, diğerleri ile etkileşimde bulunurken, kendi bireysel (psikolojik) özellikleri ile yaşadıkları ortam ve koşullar içerisinde kazandıkları sosyo-kültürel özelliklerini (kullandıkları dil ve semboller, algılama-yorumlama ve davranış kalıpları, değer yargıları, inançları vb.) yansıtmaktadırlar. Bir kültürün mensubu olmak, diğer kültürlere kıyasla değer yargıları ve yorumlama farklılıklarını da beraberinde getirir. İletişim sürecinde, çeşitli nedenlerle oluşmuş ve nesiller boyu aktarılmış olan ön yargı ve stereotipler (kalıp yargı) de davranış şekillerinin belirlenmesinde etkili olmaktadır.Tüm bu açıklamalar turizm sektörünü çok yakından ilgilendirmekte,çok daha anlamlı ve önemli hale getirmektedir.Çünkü turizm sektörü farklı kültürlere, etnik kökenlere, coğrafyalara ve dinlere mensup insanları içinde barındıran yapısı ile kültürlerarası iletişim ve etkileşimlerin en yoğun yaşandığı bir sektördür. Bir başka deyişle turizm kültürlerarası iletişimin görünen yüzüdür(Şahin 2017).

Kültürden kültüre ortaya çıkan davranış farklılıkların göz ardı edilmesi, bu farklılıkların algılanamaması, kültürün insan davranışlarına nasıl yansıdığı konusunda bilgisiz kalmak büyük yanlışlıklara sebep olacaktır(Sargut, 2001). Nitekim uluslararası işletmecilikteki önemli gelişmelerle birlikte yönetim alanındaki anlayışlar ve

(3)

uygulamaların kültürel farklılıklara, farklı kültürdeki yönetim uygulamalarına ve kültürel değerlerin yönetimi nasıl ve ne yönde etkiledikleri üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Alanyazınında da farklı kültürlerden gelen insanların tutum, davranış ve motivasyon yönünden farklılıkları olup olmadığı, diğer bir deyişle kültürel yada davranışsal boyutlarının özgün yönlerinin keşfedildiği çalışmalar görülmektedir.

Turist rehberliği mesleği, kültürel miras izleri taşıyan eserlerin turistlere aktarılmasının yanısıra turistlerin genel seyahat deneyimleri üzerinde de etkisi olan farklı rollerin benimsenmesini gerektirmektedir (Güzel ve Köroğlu, 2014). İletişim eksikliğini gidermede, iletişimi kolaylaştıran turist rehberleri bir köprü işlevi görerek aracılık rolü üstlenirler (Macdonald, 2006; Weiler ve Yu, 2007).Aracılık rolünü üstlenen tur rehberinin bilgisi, davranışı ve kişilerarası iletişim becerisi; bilişsel, duygusal ve davranışsal üç boyut ile ilişkilendirilir (Swarbrooke, 1999; Cui ve Berg, 1991).

Profesyonel turist rehberleri turistlerle birebir iletişimde bulunan ve turist memnuniyeti üzerinde önemli etkisi olan turizm aktörleridir(Ap ve Wong, 2001).Bir turist rehberinin mesleki başarı sağlayabilmesi için turistler ve turizm çalışanları ile iletişim süreçlerini çok iyi yönetebilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle rehberlerin mesleğinde farklı kültürleri anlayabilme, uyum sağlayabilme ve yönetebilme mesleki başarı için stratejik öneme sahiptir.Kültürlerarası farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, ziyaretçi ile ev sahibi toplum arasında iletişim eksikliği ortaya çıkabilmektedir (Yu ve Ham, 2001). Dolayısıyla, profesyonel turizm rehberlerinin turistlerle olan iletişim kalitesinin yüksek olmasının memnuniyet ve turist algısını etkilemede ciddi potansiyeli olduğu söylenebilir.Benzer şekilde,Reisinger ve Turner (1997), turistler ile turist rehberi arasındaki iletişimin kalitesi, rehberin özellikleri ve performansı, turun kalitesine ilişkin turistlerin algılamaları ve son olarak turistlerin tatillerinden memnuniyet düzeyi son derece önemli olduğunu belirtmektedir.

Bugüne kadar, az sayıda çalışmanın kültürel olarak farklı ziyaretçi özelliklerini ve turist rehberlerinin kültürel farklılıklar üzerinde iletişimdeki rolünü incelediği görülmektedir. Bu çalışmalardan birisi, Şahin (2017) tarafından gerçekleştirilen ve kültürlerarası iletişimde turist rehberlerinin rolünü ele alan araştırmadır. Elde edilen sonuçlar, kültürlerarası iletişimde önemli bir role sahip olan turist rehberlerinin, kültürlerarası iletişim yeterliliği için rehberlik yaptığı dili ve kültürü yakından tanımasının yanında, empati kurabilme, sıcakkanlı olma, karizmatik olma, kaygı ve belirsizlikle baş edebilme gibi bir takım davranışsal özelliklere sahip olması gerektiğini göstermiştir. Ülkesini farklı kültürlerden gelen turistlere başarılı bir şekilde tanıtmak isteyen turist rehberlerinin, kültürlerarası farklılıklar konusunda bilgilerini arttırması gerektiğine ve böylelikle turistlerin seyahat deneyimi üzerinde doğrudan etkisi olacağına vurgu yapmıştır.

Pizam ve Jeong (1996), Kore dilinde hizmet veren tur rehberlerinin kültürlerarası turist davranışı üzerine algılarını inceledikleri çalışma, Koreli, Japon ve Amerikalı turistlerin seyahatlerine ilişkin özelliklerin, farklılıklarını ve benzerliklerini ortaya koymaktadır. Örneğin, Japon turistler, fotoğraf çekme konusunda daha aktif ve alışveriş yapmaya daha istekliyken, Koreli turistler ise her ziyaret ettikleri yerlerde yemek tercihlerini kendi ülkelerinin restoranlarına gitme eğiliminde göstermektedirler. Yu vd. (2001)’nin Çin dilinde hizmet veren tur rehberlerinin kültürlerarası yeterliliklerini analiz ederek kültürlerarası iletişim ve aracılık üzerine kavramsal bir çerçevede sundukları çalışmada, tur rehberlerinin eğitimi, dil akıcılığı, deneyimi, etnik kimliği gibi ayırt edici özellikleri ile birlikte destinasyon ve tur operatörünü içeren durumsal faktörler tur rehberlerinin kültürlerarası yeterliliklerine (bilişsel-duygusal-davranışsal) etki yapmakta ve kültürlerarası yeterlilikler de turistlerin kültürlerarası seyahat deneyimlerinin kalitesi üzerinde belirleyici olarak turist memnuniyetine yol açtığı bulgulanmıştır. Leclerc ve Martin (2004) tur rehberlerinin iletişim yeterlilikleri konusunda, farklı milliyetlerden insanlar arasındaki algılama farklılıklarına dair yaptıkları araştırmada iletişim boyutunda farklılıklar olduğunu ve Fransız ve Alman turistlerin, Amerikalı turistlerden farklı boyutlara önem verdiklerini ortaya koymuşlardır. Benzer şekilde Şahin (2012), turistlerin iletişimde önemli gördükleri özelliklerin kültürlere göre farklılıkgösterdiğini vebuna rağmen turistlerin, genellikle, ortak paydada birleştikleri hususların da mevcut olduğunu belirtmektedir.

Belirtilen araştırmalar rehberlerin mesleki başarısının farklı kültürlerle iletişim kurmasına ve sürdürmesi yeteneğine odaklanmakta, farklı kültürlerden kişilerle iletişim kurabilmek için, o kültüre özgü tutumların edinilmesinin ve becerilerin geliştirilmesinin önemli olduğuna işaret etmektedir. Etkin bir kültürlerarası iletişimin kazanılması için kültüre ya da kültürel farklılıklara ilişkin körlüğün ya da yanlış anlamaların azaltılması, ardından diğer kültürler ile ilgili değer, norm, sözlü ve sözsüz iletişim stilleri vb. konularda bilgilerin edinilmesi gereklidir.Dolayısıyla, turizm rehberlerinin turistlerle olan iletişim kalitesinin yüksek olmasının memnuniyet ve turist algısını etkileme açısından önemli olduğu gerçeğiyle farklı kültürlere mensup kişilerin değer yargılarını anlamak ve tanımak ve bu bilgileri memnuniyet yaratan motivasyon stratejilerine dönüştürmek bir zorunluluk haline gelmektedir (Pizam vd., 1997).

(4)

Kültürlerarası iletişimin önündeki birçok engel kültürel farklılıkların reddedilmesinden çok bu farklılıkların görmemezlikten gelinmesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Farklılıkları anlayabilmek için herhangi bir kültürü tek başına yorumlamadan ve değerlendirmeden önce mevcut kültürler tanınmalıdır. Bundan dolayı kültürel tanımlama ve diğer kültürden gelen insanların niçin o şekilde düşündüğünü, hissettiğini ve davrandığını anlamak (kültürel yorum) son derece önemli olmaktadır. Bu yolla başarılı ve etkin bir iletişim ortamı geliştirilebilir(Adler,2007). Ancak bugüne kadar, az sayıda çalışmanın kültürel olarak farklı ziyaretçi özelliklerini ve turist rehberlerinin kültürel farklılıklar üzerinde iletişimdeki rolünü incelediği görülmektedir. Çalışmanın bu eksikliğin giderilmesi noktasında da alana zengin bilgi üreteceği ve uygulamacılara yol göstereceğine inanılmaktadır.

YÖNTEM

Araştırma, kültürlerarası iletişim farklılıkları boyutlarını belirlemek amacıyla derinlemesine veri elde etmek üzere, nitelaraştırma yöntemlerinden olgu bilim (fenomenoloji) deseninde planlanmıştır. Fenomonolojik araştırma, insan olgusunu üzerine odaklanan, yaşanmış deneyimlerin ifade edilişinin anlamlarını tanımlamayı amaçlayan tümevarımsal betimleyici bir araştırmadır (Saban ve Ersoy, 2017). Fenomonolojik yaklaşımın temelini bireysel tecrübeler oluşturmaktadır. Bu yaklaşımda araştırmacı katılımcının kişisel (öznel) tecrübeleri ile ilgilenmekte, bireyin algılamaları ve olaylara yükledikleri anlamları incelemektedir ( Baş vd., 2008).

Keşif niteliğindeki sosyal araştırma yaklaşımları, bilinmeyeni bulma ve olasılıkları keşfetme ve sonraki araştırmalara temel oluşturma bağlamında önemlidir(Burell ve Morgan, 2017). Profesyonel turist rehberlerinin kültürlerarası iletişim deneyimlerini ortaya koymaya çalışan fenomenolojik araştırmada, bu süreçte yaşanan deneyimler, algılar, yönelimler ve durumlar ayrıntılı olarak incelenebilir. Böylelikle fenomene ilişkin deneyimler sorgulanarak özüne ulaşılmaya çalışılmıştır. Zira “Kültürlerarası İletişim” üzerine yapılacak bir çalışma profesyonel turist rehberlerin iş hayatının tüm dinamikleriyle ilgili öyküleri ortaya koyacak zengin bir veriye ihtiyaç bulunmaktadır. İhtiyaç duyulan veri zenginliğini nicel yöntemlerle sağlanabilmesi oldukça güçtür. Dolayısıyla araştırmada “Kültürlerarası İletişim” konusunun geniş bir kavrayışa ihtiyaç duyması ve bu nedenle en uygun yöntemin sonuçlara ulaşmayı sağlayan nitel bir teknik olan fenomoloji analizi olduğuna karar verilmiştir. Fenomenoloji araştırmaları, genellenebilir sonuçlar ortaya koymayabilir. Ancak bu araştırmalar, bir olgunun daha iyi tanınmasına ve anlaşılmasına yardımcı olacak sonuçlar sağlayan örnekler, açıklamalar ve yaşantılar sunabilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2013).Kısaca, araştırmada bu yöntemin seçilmesinin nedeni, Türkiye’de üzerinde sınırlı araştırma gerçekleştirilen “kültürlerarası iletişim” olgusuna profesyonel turist rehberlerinin deneyimleri sorgulanarak fenomene ilişkin zengin bir içerik elde edileceğinin düşünülmesidir.

ARAŞTIRMANIN ÖRNEKLEMİ VE VERİ TOPLAMA SÜRECİ

Nitel araştırma metodolojisi ve araştırma bakış açısına uygun olarak bireysel görüş yaklaşımı ile gerçekleştirilen bu çalışmada, son yıllarda popüler bir görüşme türü olan odak grup görüşme yönteminden yararlanılmıştır. Odak grup görüşmesi (OGG) önceden belirlenmiş bir konu hakkında yine önceden belirlenmiş bir grup katılımcının düşüncelerini öğrenmek için planlanmış bir tartışmalar serisi olarak tanımlanabilir (Baş ve Akturan, 2008: 103). OGG, katılımcıların belirli bir politika ve eğitim programının uygulanması gibi benzer deneyimler üzerine çoklu bakış açılarını ifade edebildikleri eylem ve değerlendirme araştırmaları için oldukça elverişli veri toplama aracı olarak görülmektedir. Odak grup görüşmelerinin araştırmacılara seçilen araştırma konusu ile ilgili derinlemesine bilgi edinme olanağını tanıması, katılımcıların belli bir konudaki tutum ve görüşlerini o kişiye özgü ifade ve tanımlamalarla, daha geniş bir görüş sunması açısından oldukça yaralıdır. Odak grup görüşmelerinde amaç, sağlıklı bir tartışma ortamı yaratarak, araştırılan konuya ilişkin faklı bakış açıları, fikirleri, değerlendirmeler ve yaşantılardan derlenen zengin bir içerik elde etmektir (Yıldırım ve Şimşek, 2006; Saban ve Ersoy, 2017).

Creswell (1998)’de fenomenolojik araştırmalar için ölçüt örnekleme tekniğini önermektedir.Amaçlı örneklemlerde araştırmacılar katılımcıları çalışma için en uygun özelliklerine göre belirler. Örneğin, katılımcılar çalışılan konu ile ilgili önceki deneyimleri ya da bu konu hakkındaki bilgileri nedeniyle seçilebilir (Başkale, 2016). Buna göre gerçekleştirilen araştırmada, örnekleme dahil edileceklerin deneyimli olmasına özen gösterilmiştir. Çokluk vd., (2011)’nin aktardığı üzere odak grup görüşmeleri için uygun katılımcı sayısı Byers ve Wilcox’a göre (1988) 8-12 kişi, MacIntosh’a göre (1981) 6-10 kişi, Kitzinger’e göre (1995) 4-9 kişi, Goss ve Leinbach’a göre (1996) 15 kişi, Morgan (1997) ve Gibbs’e göre (1997) 6-12 kişi, Edmunds’a göre (2000) 8-10 kişidir. Katılımcı sayısı ile ilgili farklı görüşler olsa da,

(5)

ideal sayı genellikle 4 ile 10 kişi arasında değişmektedir.Araştırma kapsamında sekiz profesyonel turist rehberi ile çalışılmıştır. Çalışma kapsamında ideal grup sayısına ulaşıldığı söylenebilir.

Olası kişiler belirlendikten sonra iletişim bilgileri kullanılarak her birine ulaşılmış ve kısa bir şekilde araştırmanın amacı ve içeriği ile araştırmacıların kimlikleri açıklanmıştır. Görüşmelerin tamamı, gönüllülük esasına dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, sekiz turist rehberi örnekleme dahil edilmiştir. Görüşme yapılan kişiler K1, K2, K3 şeklinde sıralanmış ve katılımcılara K1 ile K8 arasında kodlar verilmiştir.

Fenomenolojik verilerin toplanmasında odak grup görüşmesine katılan bireylere bireysel sorular ve araştırmanın amacınauygun bilgilerin toplanmasına yardımcı olacak, anlaşılır ve yarı yapılandırılmış altı adet sorudan oluşan görüşme formu kullanılmıştır.Moderatörün, görüşme yönergesi doğrultusunda herkese sırayla soruları yönelttiği görüşme, katılımcılardan önceden izin alınarak ses kayıt cihazlarıyla kaydedilmiştir. Odak grup görüşmesi için eğitim almış olan moderatör, odak grup görüşmesinin amacını açıklayarak, görüşmenin yaklaşık olarak ne kadar süreceği ile ilgili bilgi vermiştir.Görüşmede kullanılacak format ya da izlenecek yol hakkında bilgi verdikten sonra görüşmenin ana konusuna geçilmeden önce, konuya ısınmayı sağlayacak genel bir soru ile görüşmeye başlanmıştır. Her katılımcının, kısa bir sürede kendini tanıtmasına izin verilmiş, sonra anahtar sorulara geçilmiştir. Görüşme sonrası, ses kayıt cihazındaki görüşmeler dikkatle dinlenerek yazıya aktarılmış ve ifadelerin doğru anlaşılıpanlaşılmadığını sağlamak üzere, görüşmelerden elde edilen fenomenolojikbilgiler, ilgili katılımcı teyidi sağlanarak ilgili verilere son şekli verilmiştir.Görüşmeler, yaklaşıkolarak 90 dakika sürmüştür.

VERİLERİN ANALİZİ

Ses kayıt cihazı yoluyla kaydedilmiş olan sözel veri dikkatli biçimde deşifre edilmiş, tüm katılımcı deşifrelerinin bir arada sunulmasını sağlamak amacıyla titizlikle bir deşifre tablosu oluşturulmuş, veriler değerlendirme için hazır hale getirilmiştir. Verilerin analizinde betimsel analizbenimsenmiştir. Betimleyici fenomenolojide veri analizi genellikle deneyimlerin temalandırılarak betimlenmesi üzerine kurgulanır. Bu çalışmada Moustakas’ın (1994)önerdiği fenomenolojik veri analiz tekniği kullanılmıştır.Bu bağlamda sırasıyla, katılımcıların fenomene ilişkin önemli ifadeleri belirlenmiş, daha sonra ortak ifadeler gruplandırılmış ve ortak ifadeler belli temaları oluşturacak biçimde tasnif edilmiş, katılımcıların deneyimlerine ilişkin yapısal tanımlamalar oluşturularak ortak anlamlar çıkarılmıştır. Bu şekilde bağlama ilişkin zengin bir bilgi havuzuna ulaşılmıştır(Saban ve Ersoy, 2017).

ARAŞTIRMANIN İNANDIRICILIĞI

Nitel araştırmada "geçerlik" bilimsel bulguların doğruluğu, "güvenirlik" ise bilimsel bulguların tekrarlanabilirliği ile ilgilidir.Fenomenolojik araştırmalarda inandırıcılığı artırmak için belli yaklaşımlar söz konusudur.Bu doğrultuda araştırmanın geçerliliği ve güvenirliğini artırmak için aşağıdaki uygulamalar gerçekleştirilmiştir.

Bu doğrultuda araştırmanın geçerliliği ve güvenirliğini artırmak için aşağıdaki uygulamalar gerçekleştirilmiştir.

a) Araştırmanın iç geçerliliğini (inandırıcılığını) arttırmak için bireysel görüşme (görüşme formu geliştirilirken ilgili alanyazın incelemesi sonucunda konu ile ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturulmuştur. Betimleyici fenomenolojik analizinde temalar ve temaları oluşturan alt temaların kendi aralarındaki ilişkisi ile her bir temanın diğerleriyle ilişkisi kontrol edilerek bütünlük sağlanmıştır. Ayrıca veri toplamadan hemen sonra, ulaşılan sonuçlar ve yorumlar katılımcılarla teyit edilerek katılımcı teyidi sağlanmıştır. Diğer taraftan görüşmelerde kaydedilen bilgilerin sadece bilimsel amaçlı kullanılacağı ve gizliliği konusunda anlaşma yapılması, karşılıklı güvenin sağlanmasında önemli etken olmuştur. Böylece görüşme süresince toplanan verilerin gerçek durumu yansıtması sağlanmıştır. Süreç sonunda görüşü alınan katılımcılar bulguların doğruluğunu ifade etmiş ve kendi gerçekliklerini yansıttığını belirtmiştir.

b) Araştırmanın dış geçerliliğini (aktarılabilirliği) artırmak için araştırma süreci ve bu süreçte yapılanlar ayrıntılı bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, araştırmanın modeli, çalışma grubu, veri toplama aracı, veri toplama süreci, verilerin çözümlenmesi ve analizi ayrıntılı bir biçimde tanımlanmıştır. Ayrıca olay ve olguları hem de bunların değişkenlik gösteren özelliklerini ortaya koyma amacıyla amaçlı örneklem yöntemi, ölçüt örnekleme tekniğiyle gönüllük esasına dayalı olarak katılımcılarla görüşmeler yapılmıştır.

(6)

c) Araştırmanın iç geçerliliğini (tutarlılığını) artırmak için katılımcılarla elde edilen bulguların tamamı yorum yapılmadan doğrudan verilmiştir. Ayrıca görüşmelerde elde edilen veriler üzerinde araştırmacı ve konusunda deneyimli iki öğretim üyesi ayrı ayrı kodlamalar yapılmış ve analizin her aşamasında araştırmacılar arası tartışmalar ve uzlaşı arayışı gerçekleşmiştir.

d) Araştırmanın dış güvenirliği (teyit edilebilirliği) arttırmak için araştırmacının tüm veri toplama araçlarını, ham verilerini, analiz aşamasında yaptığı kodlamaları ve rapora temel oluşturan algıları, notları, yazıları ve çıkarımları dışarıdan bir uzmanın incelemesine sunarak teyit incelemesi yaptırılmıştır (Yıldırım ve Şimşek 2006).

BULGULAR

Kültürlerarası farklılıklarla iletişim konusunda araştırma bulguları değer, iletişim ve beden dili, dinleme, disiplin anlayışı, tepki verme, çatışma ve uzlaşma, hoşgörü,

tatil anlayışı ana temaları altında toplanmıştır. Tablo 2’de ana temaların altında yer alan alt temalar gösterilmektedir. Ana ve alt temalara ilişkin detaylı Ek-1’de yer

almaktadır.

Tablo 1’de gösterildiği gibi, katılımcı profili yedi farklı dilde hizmet verebilen, ağırlıklı olarak Bakanlık Kursu eğitimi almış olan ve iş tecrübesi en az 7 yıl, en çok 30 yıl olan ve ağırlıklı olarak erkek rehberlerden oluşmaktadır.

Tablo 1. Katılımcıların demografik özellikleri

No Cinsiyet Yaş Eğitim Tecrübe Yabancı dil

K1 Erkek 77 Bakanlık Kursu 30 İngilizce/Japonca

K2 Erkek 57 Bakanlık Kursu 23 Almanca

K3 Erkek 55 Bakanlık Kursu 21 Almanca

K4 Kadın 42 Bakanlık Kursu 13 Arapça/Almanca

K5 Kadın 33 Ön lisans 10 İngilizce

K6 Erkek 39 Bakanlık Kursu 13 Rusça

K7 Erkek 38 Bakanlık Kursu 7 Fransızca

(7)

Tablo 2. Kültürlerarası farklılıklarla iletişim tem

aları

1. Değer farklılıkları

Kültürlerarası farklılıklarla iletişim konusunda araştırmaya katılan profesyonel turist rehberleri ağırlıklı olarak “değer farklılıklarının” iletişimi etkilediğini belirtmişlerdir. Değer farklılıkları arasında yer alan geleneksellik “…Japon, japon kültürü ile hareket eder, ülke olarak gelenekleriyle, değerleriyle…” ya da

“..kültürleri 2000 yıldır değişmemiş, bunu sen değiştiremezsin, ben değiştiremem”K1 gibi uzak doğu geleneksel toplumları kadar, “Burası Türkiye gelenekler ve değerler farklı….”,K2Türk turistlerin geleneksel anlayışları ve hatta batı toplumlarının geleneksel anlayışları “Almanlar olsa rehberin bu hareketini yağcılık olarak anlarlar…”K3 iletişime yansımaktadır. Bu durum, öncelikle hizmet verilen ülkenin geleneklerini, değerlerini, anlayışını, ortak inançlarını çok iyi bilmenin gerekli

olduğunu göstermektedir.

Kültürlerarası farklılıklarda “merak” milletler arasında farklı gözlemlenmektedir. Bazı kültürler, destinasyonlarda her şeyi merak etmekte “…Almanlar, Perge’yi

gezerken bitkinin adı ne diye sorar, ağacın adı nedir diğer sorar…”K2 ve yerel kültürü tarih, doğa, insan boyutuyla çok yönlü tanımaya çalışırken, bazı kültürler

“merak” konusunu “fotoğraf çekme” olarak yansıtmaktadır: “…Japonlar hiçbir şey beklemezler sizden, gittiği yerde buyurun fotoğraf çekin derseniz tamam, onlara

Değer

farkılıkları

Geleneksellik

Merak

Nezaket

Batıl inançlar

Ciddiyet

İş ahlakı

Saygı

Kariyer

Para

Önyargı

Yaşam tarzları

Toplumsal

bağlılık

İletişim ve

Beden Dili

Geleneksellik

Göz teması

Fiziksel yakınlık

Saygı

Gülümseme

Ses tonu

Güven

Dinleme

Kültürel merak

Saygı

İlgi alanı

Disiplin

anlayışı

Kurallara bakış

açısı

Zaman

duyarlılığı

Uyum sağlama

Tepki verme

Güven

Eleştirel bakış

Tepki hızı ve

niteliği

Çatışma ve

uzlaşma

Çatışma

nedenleri

Uzlaşı

yöntemleri

Şİkayet

İkna

Hoşgörü

Beklenti

farklılığı

Özür dileme

anlayışı

Tatil anlayışı

Tatil deneyimi

Kültürü tanıma

isteği

Alışveriş talebi

(8)

hediye vermiş olursunuz….” K1, bazı milletler ise destinasyonun kültürel, tarihi, doğal, sosyal vb. özellikleri ile ilgilenmemekte ve merak etmemektedirler: “….Antalya’yı anlatmaya çalışıyordum, yok hocam gerek yok dedi, müzik koydu, otobüsün koridorunda göbek atmaya başladı…” K2

Değer farklılıkları arasında yer alan bir diğer alt tema batıl inançlardır. Kültürlerarası batıl inançlarda farklılıklar gözlenmekte ve bu da iletişime yansımaktadır: “Batıl

inançları var, kırmızı şans anlamına geliyor….”K5, “….Bir bayana çiçek verdiğiniz zaman tek sayı(1,3,5) olarak verilir çift sayı(2,4,6) verilirse bu ölülere işarettir..”K4

Nezaket anlayışı kültürlerarası iletişimde farklılık göstermektedir: “Orta doğulular bu konuda sınıfta kalır. Yani nezaket açısından ne çocuklara ne de kadınlara öncelik tanıyan, nezaket tanıyan herhangi bir durumları yok”K8.

İş ahlakı, kültürlerarası iletişimde bir diğer alt boyut olarak göze çarpmaktadır: “…Japon kültüründe en önemli şey nedir diye sorsanız bana, birinci planda iş ahlakı gelir…”K1, “….İşini hissetmek ve işinde özdeşleşmek, İşverenin verdiği değerlerle aynı anlama geliyor…” K9, “…Almanlarda aldatılma korkusu vardır…” K3 “…Hocam ben Japonlara bu şekilde davranamam onlarda her şey etik üzerine kurgulanmıştır”K1

Saygı anlayışı kültürlerarasında farklılık göstermekte ve bazı kültürlerde saygı hassasiyeti iletişime daha fazla yansımaktadır: “ …bir rehber rehberlik yaparken

ağzına bir sigara alsın, adamlar tuhaf tuhaf bakarlar…” K1

Bazı kültürleri tanımlarken kariyer, para gibi kavramlar sıklıkla dile getirilirken, bazı kültürlerde bu kavramlar arka planda kalmaktadır. Dolayısıyla, kariyer ve paraya bakış açısından da kültürlerarasında farklılıklar olduğu ve bu farklılıkların iletişimi etkilediği söylenebilir: “ Markalara çok fazla takıntıları var, elbiseleri renkli

giyinirler, marka ve zenginlik çok önemli, kariyeri önemli, para demek onlarda her şey demek yoksa hiç bir şey demek…”K5

Bazı milletler için pek çok konuda önyargılar söz konusu iken, bazı milletler için önyargı farklı anlam ve şekillerde olabilmektedir: “….yanlış anlaşılır ama

Almanlarda öyle değil”K2, “…. Fransızların daha çok eleştirisel, ön yargılı olma değerleri hakim, daha sonra tanıdıktan sonra ön yargıları kırılıyor…”K7.

Yaşam tarzlarındaki farklılıklarda kültürler arasında iletişimde farklılıkların doğmasına neden olmaktadır: “…Japonlar hoşgörülü insanlar, anlayışlı, beklentileri

yok, beklenti içinde olsalar da bunu söylemiyorlar, fakat başka kültürlerle tura gittiğimde devamlı bir şeyler isteme eğilimindedirler ….”K1. “Moskova da yaşayan Ruslar genel olarak daha stresliler, gülmüyorlar, içlerini insanlara açmıyorlar, belli zaman geçtikten sonra içlerini açıyorlar ”K4. “…Yaşam tarzları bizden daha farklı, bayramı ve eğlenmeyi seviyorlar. İklimleri soğuk olduğu için, kum ve güneşi çok seviyorlar. Turlara da çıkıyorlar, özellikle kültür turlarına- tabiat turlarına…” K4.

Toplumsal bağlılık da değerler kategorisinde yer alan ve toplumlararası farklılık gösteren bir diğer alt temadır. “…Japonlar birbirlerine çok bağlı, hep beraber

yıkılırız, geçinmesini öğreneceksin der, ömür boyu geçinmeyi öğreneceksin der, işte temelden bir kültür farkı bu…”. K1 2. İletişim ve Beden Dili

İletişim ve beden dili kullanımı açısından, geleneksellik kültürlerarası iletişimde gözlenmektedir: “….En ufak bir şey için defalarca özür dilerler…”K1 gibi kültürlerin alışmış oldukları gelenekleri iletişimlerine yansıttıkları ve bunu “…Burası Türkiye gelenekler ve değerler farklı…”K2 gibi farklı şekillerde ortaya koyduklarını göstermektedir.

Beden dili kullanımı kültürler arasında farklılaşmakta ve ağırlıklı olarak, fiziksel yakınlık, göz teması, ses tonu ve gülümseme olarak gözlenmektedir. Japon turistler fiziksel yakınlık ve göz temasından kaçınmakta, “Bizde kola girersin o dostum dersin gidersin, ama Japonlarda böyle bir şey yok, bizdeki gibi şapur şupur öpüşmek

(9)

yok turistlere böyle bir davranışta bir şey demezler ama intiba çok ters olabilir”K1, Alman turistler fiziksel yakınlığa bir süre sonra izin vermekte ancak her zaman

güleryüzü aramaktadırlar: “… Konuşurken gülümseme önemlidir. El teması ancak Alman izin verirse olur….”.K2. “Avrupalı turistlerden çok farklılar, hemen

yanlış düşünebiliyorlar, her zaman güler yüzlü olunmalı, Çinli turist çok zordur”K5. Bir diğer batılı turist grubu için belirtilen ifade “….Gözünüzün içine bakarlar, İşaret parmağını yukarı kaldırır konuşur”K6. şeklindedir.Ses tonu kullanımı milletler arasında farklılık göstermektedir. Batılı turistler, ses tonunu yükseltebilirken,

uzak doğulu misafirler alçak ses tonunu tercih etmektedirler.

Kültürel farklılıklar arasında iletişimin temel alt temaları olarak gözlemlenen diğer noktalar saygı ve güven kavramlarındaki kültürlerarası farklılıklarolarak bulgulanmıştır. Saygı konusu özellikle Japon turistler için son derece anlamlıdır ve iletişimde ifade edilmelidir: “…. özür dilemeseniz garip bir hava olur. Rehber

hatalıysa, 50 kere eğilip kalkması lazım”K1. Pek çok kere Rus ve Avrupalı turistler için ilişkilerde güvenin öncelikle kazanılması ve sonrasında iletişimin ilerlemesi

söz konusu olmaktadır: “Moskova da yaşayan Ruslar genel olarak daha stresliler, gülmüyorlar, işlerini insanlara açmıyorlar, belli zaman geçtikten sonra içlerini

açıyorlar, hemen güvenmiyorlar, iletişim olarak güvensizlik oluyor”K4. “….Tanıdıktan sonra özel konuşmalarını yaparlar” K6.“…Hollandalılar rahattırlar, Açık sözlüler, tanıdıktan sonra özel konuşmalarını yaparlar”K8. “…Almanlarda aldatılma korkusu vardır…Rehberi ve olayı tanımadıktan sonra şüphe ile bakar, ama güveni kazandıktan sonra içini döker….” K2 “…Almanlarda en önemli şey güven kazanmak, güven ve dürüstlük…” K2.

3. Dinleme

Dinleme, iletişimin başladığı aşama olarak oldukça önemlidir. Bu araştırma bulguları dinlemenin kültürler arasında farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Dinleme ana teması altında “kültürel merak” kültürler arasında farklılık göstermekte ve bu durum turistlerin dinleme motivasyonlarını etkilemektedir. Örneğin bir Türk grupla ilgili olarak kültürel merakın önemi şu şekilde vurgulanmıştır: “ Gittiğimiz yerler mitolojik yerlerdi. Zeus’u anlatırken Türk bir Tarih hocası “hepimiz Müslümanız”

bunu niye anlatıyorsun? Demişti. İstiklal savaşını anlat dedi. Türkler ters ters baktıklarını hatırlatıyorum”K1.“…..Aynı Türkler, çoğunlukla dinlemiyor, sonradan anlatılan her şey ile ilgili soru soruyorlar(dinlememişler), ne programı dinliyor ne de kültür turunda anlatılan kültürü, tarihe ilişkin kente ilişkin yaşam şekillerini çok fazla dinlemiyorlar”, K8 “….Kültür turlarına geldiğinde dinler, sahil güneşe geldiğinde bilinçlidirler”K6.

Konuşana duyulan saygı kültürlerarasında farklılık göstermektedir: “Ruslar konuştuğunuz zaman dinlerler”K4, “Ortadoğuların bir şey isterken, rica etmek gibi bir

şeyleri de yok”K8

Anlatılan konunun “ilgi alanı” dahilinde olup olmaması dinleme sürecini etkilemektedir: “Araplara yemekten bahsedeceksin”K1. “…. Almanlar ilgiliyse iyi dinler,

Türkler de öyle.”K3 4. Disiplin anlayışı

Disiplin anlayışı, kültürlerarasında farklılık göstermekte ve bu durum iletişimi etkilemektedir. Disiplin anlayışı kurallara bakış açısı, zaman duyarlılığı ve uyum

sağlamak alt temalarında incelenebilir. Bunların hepsine birden işaret eden katılımcılarda bulunmakla beraber “Almanlar disiplinlidir, bir şey söylerseniz yaparlar, turun alış saatinden 5 dak önce gelip otururlar ve dinlerler, dinlemek isteyenler gelip sizi bulurlar, elinizde bayrak tutmanıza gerek yok, onlar sizi bulurlar, kültürel turlara gelenler kültürü sanatı merak ederler”K3, bazılarının geçerli olduğunu belirten katılımcılar da bulunmaktadır. Örneğin zaman duyarlılığı konusunda : “Ruslar genellikle dakiktirler”K4, “Japonlar son derece dakiktir…”K1. “Bir saat derseniz, 45 dak deyin 45 dak sonra hazır olurlar, Fransızlar en az 2 saat gerekir, mesela İsviçre de farklı, Avusturyalılar farklı”K2.

Uyum sağlama açısından ele alındığında: “…. Potansiyel bir Hollandalı yazılı programa uyar”K6, “Almanlar neyse Fransızlarda odur, zamanından önce orada

(10)

harfi harfine uyulmasını isterler”K7. “Grubun büyük bir çoğunluğu ihanet ediyor zamana …mutlaka ya bir aileyi ya da iki kişiyi bekliyoruz. Aynısını Türklerle de çok yaşıyorum. Türkler ve Araplar bu anlamda birbirlerine çok benziyor.” K8

5. Tepki verme

İletişimin temel taşları arasında yer alan tepki verme, alınan mesajı kaynağın değerlendirmesi ve buna uygun bir geribesleme yapması anlamındadır. Burada genel anlamda turistlerin verdikleri tepkiler değerlendirilmiş ve katılımcılara tepki vermenin kültürlerarasında ne tarz farklılıklar gösterdiği sorulmuştur. Elde edilen bulgular, tepki vermenin kültürlerarasında, güven, eleştirel bakış ve tepki hızı ve niteliği alt temalarında farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Tepkinin şeklini ve niteliğini

güven kavramı etkilemektedir, güven bazı kültürlerde belirli bir süre almakta ve ancak belirli kıyaslamalardan sonra elde edilebilmektedir: “ ….Alman televizyonlarında çok fazla karşılaştırma kıyaslama vardır. Su gibi şunda şu kadar mineral var gibi, araba konusunda, tatil konusunda, çiklet konusunda, parasıyla en iyisini almaya çalışır…” K2

Kültürlerarasında tepki verme şekli farklılık göstermekte ve bu özellikle eleştirel bakış ve onun ifadesinde göze çarpmaktadır. Bazı kültürler eleştirel baksalar da dile getirmemekte, “Japonlar hoşgörülü insanlar, anlayışlı, beklentileri ok, beklenti içinde olsalar da bunu söylemiyorlar, fakat başka kültürlerle tura gittiğimde

devamlı bir şeyler isteme eğilimindedirler, işte bu ülkelerde olan değer farklılıkları”K1,“ Hollandalılar kusura çok bakmazlar”K2; bazı kültürler ise eleştirel

bakmakla birlikte profesyonel turist rehberi tarafından uygun şekilde ikna edilebilmektedir: “Alman hazırlıklı olmak ister, önceden bilmek ister. Pamukkale turu 4

saat sürer, , otelde satılırken 2 saat sürer dedilerse sorun çıkar. Eğer şikayeti engellemek isterseniz, bir içecek alkolsüz ikram edersiniz. Şikayet edecekse de şikayet etmez, free içecek aldıysa sorun çözülür”K3

Tepki hızı ve niteliği kültürlerarasında farklılaşmaktadır: “Tepkiyi çok aşırı veriyorlar”K5, “Birisi geç kaldı mı benim uyarmama gerek kalmadan otobüstekiler fırça

atıyor”K8, “ Ruslar aniden tepki veriyor, kin tutmazlar, kabalar, içlerindeki duyguları yansıtırlar, ancak bizden daha hoşgörülüler, konulara açıklar ”K4,

“Fransızlar tepkilerini çok sert kaba sözlerle değil yumuşak bir dille hissettiriyorlar”K7, “Haklarını bağırarak alıyorlar….”K5

5. Çatışma ve uzlaşma

Bazı kültürler bazı konularda hassasiyet sahibi olup, çabuk çatışmaya girebilmektedir. Örneğin zamana duyarlılığı yüksek olan kültürler için gecikme önemli bir çatışma nedeni olabilmektedir. Dolayısıyla, çatışma temasının altında öncelikle kültüleri birbirinden ayıran çatışma nedenleri yer almaktadır: “Otobüs geç kalmıştır,

haklısınız geç kaldık deriz, otobüsün lastiğinin havası azmış, mecburen servise gitmiş deriz, şöför uyumuş kalmış demeyiz. Haklılığımızı kabul edecek gerekçelerle açıklamak yapmak zorundayız. O zaman bir Alman’ı yatıştırabilirsiniz..”K8

Uzlaşı yöntemleri kültürlerarasında farklılık göstermektedir: “Almanlar bedavayı severler. Bir şeyler ısmarlıyorum dediğiniz zaman sevinirler çatışma olmaz”K2 Şikayet anlayışı ve şekli kültürlerarasında farklılık göstermektedir:“Japonları kandıramazsın, kendi kafasında giderler, bir tek şey var, baskı yapmayacaksın, daha

ilkokuldan öğretiyorlar, şikayet kötü bir şey, acentaya gidip şikayet ederler ama o size gelir mi bilemem” K1

İkna şekli ve yöntemleri kültürler arasında farklılık göstermekle birlikte, doğrudan özür dilemek özellikle batılı toplumları için gerekirken “Normalde aynı turda iki

farklı mağazaya girilmez. Eğer Alman’a izah ederseniz ve özür dilerseniz sorun olmaz”K3, bazı toplumlar için bedensel ifade de söz konusudur: “En ufak bir şey için defalarca özür dilerler, bunlar karşılıklı etkileme oluyor, özür dilemeseniz garip bir hava olur. Rehber hatalıysa, 50 kere yatıp kalkması lazım, Japonlar da mevkiniz ne olursa olsun, şikayet konusunda şöyle bir şey vardır: İlkokulda öğrenci benim kalemimi aldı, şikayet eden tokat yer. Benim mantığım almadı. Tokat atmasa da azarlar” K1

(11)

6. Hoşgörü

Hoşgörülü olmak, iletişimle ilgili pek çok kavramı etkilemektedir. Hoşgörü anlayışının da kültürler arasında farklılık gösterdiği ortaya konmuştur. Öncelikle kültürler arasında beklenti farklılığı bulunmaktadır. Bazı kültürlerin beklentisi farklıdır: “Japonların hiçbiri ile problem yaşamadım, onlar anlayışlı, sana hoşgörü ile

bakıyorlar, senden bir şey istemiyorlar, beklemiyorlar, bekleseler de senden bir şey istemiyorlar” K1; “İngilizler Avrupa’nın en hoşgörülü insanları…”K6; “Japonlar hoşgörülü insanlar, anlayışlı, beklentileri yok, beklenti içinde olsalar da bunu söylemiyorlar”K1; “Fransızlar …. yanlışınızda eksiğiniz de olsa hoş görülü olabiliyorlar”K7.

Özür dilemek, hoşgörülü olma anlayışına dayanır. Özür dileyen kişi karşısındaki hoşgörmekte ve iletişimi devam ettirme çabası göstermektedir. Özür dileme

anlayışının da kültürlerarasında farklılık gösterdiği görülmektedir: “Almanlar… varsa bir kusur onu affetmeye razılar..”K2. 7. Tatil anlayışı

Tatil anlayışı, tatil deneyimi, kültürü tanıma isteği ve alışveriş talebi olarak alt temalarda incelenebilir. Tatil anlayışı kültürler arasında farklılık göstermekte ve bu anlayış farklılığı, iletişime yansımaktadır. Bazı kültürler, diğer kültürleri tanımayı tatil anlayışı olarak benimsemekte, buna gayret etmekte ve kültürü pek çok yönden tanıma isteği duymaktadır: “Bir kere Alman hazırlıklı gelir kültür turuna, yanında kitabı ile gelir, hatta bazen sizin açığınızı bulmaya çalışır, sizi test eder, rehberin

çok iyi bilmesi gerekir, coğrafya, botanik. Perge’yi gezerken bitkinin adı ne diye sorar, ağacın adı nedir diğer sorar. Tüm Türkiye hakkında soru sorabilir” K3.

Kültürü tanıma isteği kültürlerarasında farklılık göstermektedir:“Almanlar kültür turlarına geldiğinde dinler…”K6;“…Fransızlar kültür turların tercih ediyorlar…

tarihsel konuları anlatırken sıkılmazlar Araplarla tam tersidir…”K7. Bazı kültürler ise kültürü tanımaya yönelik az ilgi duymaktadır: “Bazı arkadaşlarımız bir şeyleri anlatmak, dinletmek istiyorlar, rahat tutmak gerekiyor, hiçbir şekilde bilgi almak istemiyorlar müzik açtırıyorlar”K8.

Bazı kültürler ise tatil deneyimi olarak eğlenceye ağırlık vermektedir: “İranlı grupla tura çıktım. Refakatçi rehber olarak, ben Antalya’yı anlatmaya çalışıyordum,

yok hocam gerek yok dedi, müzik koydu, otobüsün koridorunda göbek atmaya başladı” K2. Bazı kültürler ise tatil deneyimi olarak dinlenmeyi tercih etmektedirler: “Yüzmek, denizde vakit geçirmek, güneşlenmek” K4; “…Cezayir den gelenler doğayla ilgili, rafting, tekne turunu seçerler…”K7; Bazıları ise film çekim yerlerini

merak etmektedir: “Daha çok filmlerde nerelerin gözüktüğü ile alakalı bir çerçeve çizebilirim. Boğaz turunda şeyi görecek miyim, filmin yalısını, stüdyosunu

görebilecek miyiz gibi sorular geliyor” K8.

Alışveriş talebi, kültürlerarasında farklılık göstermektedir: “Programın bir yarısı kültür turu diğer yarısı alış veriş turu olarak yapılıyor. Upuzun bir kültür turu

yapamazsın. Yarım gün Sultan Ahmet, Topkapı Sarayı, Hipodrom Meydanı ve hemen arkasından ya Mısır Çarşısı ya da bir AVM oluyor. Aynı şeyi boğaz turunda da yapıyoruz. Boğazın tarihini İstanbul’un kuruluşundan itibaren evrelerini filan anlatıyorsunuz ama hemen arkasından alış veriş ile ilgili ikinci program oluyor. Çocukları sevindirmek için programlar var akvaryum gibi, tema parkı gibi, Yani mutlak bir çeşitlendirilmiş program oluyor, tek başına kültür turu mümkün değildir mutlaka içinde macera, doğa, olacak ve biraz alış veriş” K8

SONUÇ VE ÖNERİLER:

Katılımcıların kültürel farklarla iletişime ilişkin görüşleri; değer, iletişim ve beden dili, dinleme, disiplin anlayışı, tepki verme, çatışma ve uzlaşma, hoşgörü, tatil

anlayışı ana temaları altında toplanmıştır.Değer temasının altında geleneksellik, merak, nezaket, batıl inançlar, ciddiyet, iş ahlakı, saygı, kariyer, para, önyargı, yaşam

tarzları, toplumsal bağlılık; iletişim ve beden dili temasının altında geleneksellik, göz teması, fiziksel yakınlık, saygı, gülümseme, ses tonu ve güven; dinleme ana temasının altında kültürel merak, saygı, ilgi alanı; disiplin anlayışı ana temasının altında kurallara bakış açısı, zaman duyarlılığı, uyum sağlama; tepki verme ana temasının altında güven, eleştirel bakış, tepki hızı ve niteliği; çatışma ve uzlaşma ana teması altında çatışma nedenleri, uzlaşma yöntemleri, şikayet ve ikna; hoşgörü

(12)

ana temasının altında beklenti farklılığı ve özür dileme anlayışı; tatil anlayışı ana teması altında tatil deneyimi farklılığı, kültürü tanıma isteği ve alışveriş talebi alt temaları bulgulanmıştır.

Rehberlerden elde edilen görüşme verileri, kültürlerarası iletişimde ağırlıklı ana temanın kültürlerarası değer farklılıkları olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma bulguları, farklı kültürlere sahip turistlerin yerel kültürlerinin baskın değerlerini çok güçlü bir şekilde yansıttıklarını, benimsemiş oldukları yerel değerlerin etkisinde kaldıklarını göstermektedir. Alt temalar incelendiğinde ise geleneksellik ve saygı kavramlarının sıklıkla vurgulandığı görülmektedir.Elde edilen bulgular toplumları birbirinden ayıran en önemli özelliklerinden birinin sahip oldukları farklı değer sistemleri olduğunu göstermektedir. Araştırmada farklı kültürlere ait olan değerlerin ait olunan toplumun ortak duygu ve düşüncelerini yansıttığı ve turistlerin düşünce, tutum ve davranışlarında bir ölçüt olarak ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle farklı kültürlere hizmet eden rehberlerin farklı kültürel değerlerin farkında olmaları ve diğer ülkelerde kabul edilebilir ve kabul edilemez davranışları tanımaları gerekir. Farklılıkları olumlu yönde kullanmak için rehberler hizmet ettiği turistlerin kültür normlarını anlayabilmeli, parametrelere karşı esnek ve uyumlu davranmalıdır. Bulgulanan sonuçlar (Macdonald, 2006; Weiler ve Yu, 2007,Pizam ve Jeong (1996), Yeke ve Semerciöz, 2016,s.314), Leclerc ve Martin (2004 )’ın yaptıkları araştırmalarla örtüşmektedir. Kültürlerarası yeterlilik kazanmak isteyen ve istekliliğe sahip rehberlerin öncelikle kültürlerarasındaki farklılıklara ilişkin farkındalığa sahip olması, farklı kültürel değerleri tanıma ve öğrenme sürecinde diğer kültürlere saygı duyma, farklılıkları kabul etme ve değer verme vb. kültürlerarası duyarlılık göstermesi gerekmektedir. Bu noktada bireylerin kültürel farklılıkları tanımaları, anlamaları ve davranış repertuvarlarını geliştirmelerini amaçlayan kültürlerarası iletişim eğitimi almaları önem kazanmaktadır. Nitekim Stewart (1978), Outline of Intercultural Communication adlı çalışmasında kültürlerarası iletişim eğitiminin önemini vurgulamıştır. Buradan hareketle rehberlerin kültürlerarası iletişim alanında eğitim alması oldukça önemlidir. Sarı ( 2004)’ün de önerdiği üzere alınacak spesifik eğitimler rehberlerin farklı kültürlerden insanlarla etkileşim kurarken yardımcı olan kültürel kavramlara duyarlı hale gelmelerine, kültürel öz algı (cultural self perception) ve belirli duygusal ve bilişsel algılar gibi zihinsel tutumların çeşitli görünümlerini daha yüksek bir empati düzeyine erişmek için değiştirmelerine, farklı kültürlerden insanlarla birlikteyken devreye giren davranış ve duyguları uyumluluğu artırarak yönetmelerine, değişen davranma ve algılama biçimine uyum sağlayarak, farklı kültürler içinde sosyal performansı geliştirebilmelerini sağlayacaktır. Rehberlik mesleğinin bu özelliğinden dolayı rehberlik eğitiminin önemli bir parçasını oluşturan Kültürlerarası İletişim eğitimlerinin verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla rehberlik eğitimi veren fakülte veya yüksekokullarda “Kültürlerarası iletişim” dersi konmalıdır. Bununla birlikte rehberlerin bağlı oldukları birlikler rehberlerin bu tür ihtiyaçlarına cevap verebilmeli, destek olmalıdırlar. Benzer şekilde, araştırmadan elde edilen ana ve alt temalar titizlikle analiz edilerek, kültürlerarası iletişimde dikkat edilecek konular rehberlik eğitimlerine dahil edilmelidir.

Araştırmanın hem kavramsal hemde metodolojik açıdan ilgili yazına katkılarının olduğu söylenebilir. Kavramsal açıdan bakıldığında Türkiye’de rehberler üzerinde ilk kez kültürel farklarla iletişimi ele alan bir araştırmanın gerçekleştirilmiş olmasıdır. Farklı kültürlerden gelen turistlerin davranışlarının nasıl değiştiğini ve iletişim sürecinde etkili olan değişkenlerin rehberlerin deneyimlerinden sunulması ve tanımlanması açısından ilgili alan yazınına katkı sağlamıştır. Zira, hem dünyada hem Türkiye’de kültürlerarası iletişim alanında yapılan çalışmaların kültürlerarası yönetim çerçevesinde yoğunlaştığı izlenmektedir. Bu nedenle bu alanda yapılan çalışmalar iletişim alanından daha çok işletme yönetimi (management) alanında yoğunlaşmaktadır. Çalışma bu yönden farklılık içermektedir. Çalışmanın metodolojik katkısı ise Türkiye’de rehberler üzerine yapılan araştırmalar arasında yöntem açısından bir yenilik oluşturmasıdır.Diğer bir ifade ile daha çok nicel araştırma ile yapılan çalışmalara karşın bu çalışmada rehberlerin deneyimlerini içeren ve verilerin betimsel analize tabi tutulduğu nitel yaklaşımın benimsenmiş olması ve kültürel farklılıklarla iletişimin rehberlerin deneyimlerinden yola çıkarılarak anlamlandırılması önemli bir metodolojik katkı olarak görülebilir.Bu çerçevede nitel bir yöntemin kültürel farklılıklarla iletişimi anlamada kullanılabilecek bir yaklaşım olduğu da gösterilmiş olmaktadır.

Sonuç olarak araştırma sonuçlarının “Kültürlerarası İletişim” olgusuna bilgi üreteceği ve bu bilginin bağlama özgü bir genelleştirme çabasına imkân tanıyabilmenin yanısıra, başta profesyonel turist rehberleri olmak üzere turizm alanında çalışan tüm profesyoneller için başvuru kaynağı haline geleceği düşünülmektedir. Her araştırmada olduğu gibi bu araştırmada da bir takım kısıtlardan bahsetmek mümkündür. Bu tür çalışmalarda amaç genellemelere ulaşmak değil, mevcut durumdan bir kesit almak ve görüşleri ortaya çıkarmak olsa da ileriki araştırmalarda farklı kültürlere hizmet eden rehberler örnekleme dahil edilerek elde edilecek sonuçlar genişletilebilir ve alanyazın katkısının artması sağlanabilir.

(13)

KAYNAKÇA

Adler, N. J., & Gundersen, A. (2007). International dimensions of organizational behavior. Cengage Learning.

Albert, R. D. ve Triandis, H. C. (1979). Cross-culturaltraining: A theoreticalframeworkandsomeobservations. In Bilingual multicultural education and theprofessional: Fromtheoryintopractice (ss. 181-194). Newbury House Rowley, MA.

Ap, J. ve Wong, K. K. (2001). Case study on tourguiding: Professionalism, issuesandproblems. Tourism Management, 22(5): 551-563.

Başkale, H. (2016). Nitel araştırmalarda geçerlik, güvenirlik ve örneklem büyüklüğünün belirlenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi, 9(1).

Baş, T.,Çamır M. ve Özmaklar B. (2008). Odak Grubu Çalışması, Baş, T. ve Akturan U. (Der.) Nitel Araştırma Yöntemleri içinde. Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Burrell, G., ve Morgan, G. (2017). Sociological paradigms and organisational analysis: Elements of the sociology of corporate life. Routledge.

Creswell, J. W. (1998). Quality inquiry and research design: Choosing among five traditions. Thousand Oaks.

Cui, G. ve Van Den Berg, S. (1991). Testingtheconstructvalidity of interculturaleffectiveness. International journal of interculturalrelations, 15(2): 227-240.

Çokluk, Ö., Yılmaz, K., & Oguz, E. (2011). Nitel bir görüşme yöntemi: Odak grup görüşmesi. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 4(1).

Ehtiyar V. R. (2017). "Turist Rehberliğinde Duygu Yönetimi", Turist Rehberliği Araştırmaları, Doç. Dr. F. Özlem Güzel, Doç. Dr. Volkan Altıntaş, Arş. Gör. İlker Şahin, Ed., Detay Yayıncılık, Ankara.

Erdem, F. (1996). İşletme kültürü. Friedrich-Naumann-Vakfı ve Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi. Ferraro, G. P., ve Briody, E. K. (2013). The cultural dimension of global business. Upper Saddle River: Pearson..

Griffith, D. A., Hu, M. Y., ve Ryans, J. K. (2000). Process standardization across intra-and inter-cultural relationships. Journal of International Business Studies, 31(2), 303-324.

Groseschl, S., ve Doherty, L. (2000). Conceptualising culture. Cross cultural management: an international journal, 7(4), 12-17.

Güzel, F. Ö. Ve Köroğlu, Ö. (2014). Turistrehberlerininliderlikvearacılıkrollerinin tur deneyimineetkisi: Doğaturlarıüzerinebiraraştırma. Gaziantep University Journal of Social Sciences, 13(4): 939-960.

Hall, E. T. (1959) TheSilent Language. Garden City, New York: DoubledayandFawcettCompany, AnchorPress.

(14)

Hofstede, G. (1998). Identifying organizational subcultures: An empirical approach. Journal of management studies, 35(1), 1-12.

Kartari, A. (2001). Farklılıklarla Yaflamak: Kültürlerarası iletişlim. Ürün Yayınevi, Ankara.

Kluckhohn, C. veKelly, W. H. (1945) Theconcept of culture. InLinton, R. (Deri) TheScience of Man in the World of Crisis. NewYork: Columbia UniversityPress, ss. 78–106.

Landis, D ve Brislin, R.W. (1983) Handbook of Intercultural Training 2 and 3: Issues in Training Methodology. New York: PergamonPress.

Leclerc, D. ve Martin, J. N. (2004). Tourguidecommunicationcompetence: French, GermanandAmericantourists' perceptions. International Journal of InterculturalRelations, 28(3-4): 181-200.

Macdonald, S. (2006). Mediatingheritage: Tourguides at theformer Nazi partyrallygrounds, Nuremberg. TouristStudies, 6(2): 119-138. Mead, R. (2005). International Management, Cross – CulturalDimensions.India: Blackwell Publishing.

Moustakas, C. (1994). Phenomenological research methods. Sage.

Pizam, A. ve Jeong, G. H. (1996). Cross-culturaltouristbehavior: Perceptions of Koreantour-guides. Tourism Management, 17(4): 277-286.

Pizam, A., Pine, R., Mok, C., ve Shin, J. Y. (1997). Nationality vs industry cultures: which has a greater effect on managerial behavior?. International journal of hospitality Management, 16(2), 127-145.

Pizam, A. veMansfeld, Y. (1999). Consumer Behavior in Travel andTourism.PsychologyPress.

Reisinger, Y. ve Turner, L. (1997). Cross-Cultural Differences in Tourism: Indonesian Tourists in Australia. Tourism Management, 18 (3), 139-147. Saban, A. Ve Ersoy, A. (2017). Eğitimde Nitel Araştırma Desenleri. Ana Yayıncılık, Ankara.

Sarı, E. (2004). Kültürlerarası iletişim: Temeller, gelişmeler, yaklaşımlar. Folklore/Edebiyat, x (29), 1-31.

Sargut, S. (2001). Kültürlerarası Farklılaşma ve Yönetim, İmge Kitapevi, Ankara. Swarbrooke, J. (1999). SustainableTourism Management. Cabi.

Şahin, S. (2017). Kültürlerarası İletişimde Turist Rehberlerinin Rolü: F. Ö. Güzel, V. Altıntaş ve İ. Şahin (Der.), Turist Rehberliği Araştırmaları: Öngörüler ve Uygulamalar, Ankara: Detay Yayıncılık, 221-266.

Şahin, S. (2012). Turist rehberlerinin kültürlerarası iletişim yeterlilikleri: Alman, İngiliz ve Rus turistlerin algılamaları. Doktora Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı, Balıkesir.

(15)

Temel, E. A., Ve Yalçın, M. (2016). Kültürlerarası Yeterliliğin Gelişmesi ve Kültürlerarası Uyum. Global Media Journal: Turkish Edition, 7(13).

Trompenaars, F., ve Hampden-Turner, C. (1997). Riding the Waves of Culture: Understanding cultural diversity in business, Nicholas Brealy. London, England.

Wei, L., Crompton, J. L. ve Reid, L. M. (1989). Culturalconflicts: Experiences of US visitorstoChina. Tourism Management, 10(4): 322-332.

Weiler, B. ve Yu, X. (2007). Dimensions of culturalmediation in guidingChinesetourgroups: Implicationsforinterpretation. TourismRecreationResearch, 32(3): 13-22. Yeke S., Semerciöz F. (2016), “Relationships between personality traits, cultural intelligence and intercultural communication competence”, Socail and Behavioural Sciences 235, pp.313-319.

Yıldırım, A., & Şimşek, H. (2006). Sosyal bilimlerde nitel arastirma yöntemleri. Seçkin yayıncılık.

Yu, X., Weiler, B. ve Ham, S. (2001). Interculturalcommunicationandmediation: A frameworkforanalysingtheinterculturalcompetence of Chinesetourguides. Journal of Vacation Marketing, 8(1): 75-87.

Ek 1:Ana ve alt temalara göre kültürel farklılıklarla iletişim

Ana tema Alt temalar Alıntılar

Değer Farklılıkları Geleneksellik Merak Nezaket Batıl inançlar Ciddiyet İş ahlakı Saygı Kariyer Para Önyargı Yaşam tarzları Toplumsal bağlılık

“Japonlar farklı bir ülke, çok farklı bir ülke, Avrupa ile hemen hemen hiç ilgisi yok, Japon, japon kültürü ile hareket eder, ülke olarak gelenekleriyle, değerleriyle hiç bozulmadan yaşayan ülke derseniz Japonya, 2000 yıldan beri yaşayan ülkedir”. K1

“…Perge’yi gezerken bitkinin adı ne diye sorar, ağacın adı nedir diğer sorar….” K3

“Evet, kadın olduğum için kadınlara dokunabiliyorum, erkekler ilginç bir şekilde kendi eşleri asla başka bir erkeğin yanında oturmasını ve konuşmasını istemezken direk benim rehber koltuğumun yanında oturmak istiyorlar. K8

“Japonlar hiçbir şey beklemezler sizden, gittiği yerde buyurun fotoğraf çekin derseniz tamam, onlara hediye vermiş olursunuz, bol bol fotoğraf çektireceksin çünkü onların değerlerinde bu var”K1

“Onlar Çin’de esmer tenli olmak, güneş altında ne kadar beyaz olursan o kadar zengin görünüyorsun, şemsiye olsun, eşarp olsun, yasaklamaya çalışıyorlar, beyaz tenli olursan zengin oluyorsun, koyu renkli olursan köylü oluyorsun”K5

“Orta doğulular bu konuda sınıfta kalır. Yani nezaket açısından ne çocuklara ne de kadınlara öncelik tanıyan, nezaket tanıyan herhangi bir durumları yok”K8

“Batıl inançları var, kırmızı şans anlamına geliyor(festivallerde ve kutlamalarda kırmızı giyorlar, şansları gelecekleri açık olsun diye), fotoğraf çekmek ve alışveriş yapmak”K5

“Japonların dikkat ettiği önemli değerleri vardır, orada herşey ciddiyet üzerine, ahlak üzerine, iş ahlakı üzerine, bir rehber rehberlik yaparken ağzına bir sigara alsın, adamlar tuhaf tuhaf bakarlar, rehberin iş yaparken sigara içmemesi lazım, onlar da iş yaparken sigara ya da başka laubali davranışa girmedikleri için, şikayet etmezler ama ederlerse de tam ederler”K1

“Markalara çok fazla takıntıları var, elbiseleri renkli giyinirler, marka ve zenginlik çok önemli, kariyeri önemli, para demek onlarda her şey demek yoksa hiç bir şey demek”K5

Bir bayana çiçek verdiğiniz zaman tek sayı(1,3,5) olarak verilir çift sayı(2,4,6) verilirse bu ölülere işarettir”K4

(16)

“Fikir üretme, temiz tutmak, nezaket gibi. Yaşam tarzları Türk aile grubuyla çok uyuşuyor. 1)ata erkeği 2) çocuklar ve kadın sürekli arka planda erkek karar veriyor her şeyi , ama nadiren bazı kadınlarda kendileri baskınlık kuruyor”K8

“Japonlar hoşgörülü insanlar ,anlayışlı, beklentileri ok, beklenti içinde olsalar da bunu söylemiyorlar, fakat başka kültürlerle tura gittiğimde devamlı bir şeyler isteme eğilimindedirler,işte bu ülkelerde olan değer farklılıkları”K1

Örneğin Japonları Kanada’da Kaya dağlarına götürmüştüm, dağların fotoğrafını çekmek için otobüsü 50 metre geriye aldırmışlardı, Kaya dağlarında ne görecek, bizde olsa şöföre söylesen güler geçer”K1

“Burası Türkiye gelenekler ve değerler farklı nasıl bir erkek kadının gözüne bakmaz yanlış anlaşılır ama Almanlarda öyle değil”K2 “Japon kültüründe en önemli şey nedir diye sorsanız bana, birinci planda iş ahlakı gelir, temeli buna kurulmuş, bu 1. Planda, Türk için ailesidir, Japon için işidir, ömür boyu iştir”K1

“Japonlarda hani Japonlara ait olan o eğilip kalkmalar var ya, onlar bir bakıma gönül alma olarak nitelenebilir.En ufak bir şey için defalarca özür dilerler, bunlar karşılığınıda bekliyorlar, özür dilemeseniz garip bir hava olur. Rehber hatalıysa, 50 kere eğilip kalkması lazım”K1

“İşteAlmanlar olsa rehberin bu hareketini yağcılık olarak anlarlar”K3

“Kültürleri 2000 yıldır değişmemiş, bunu sen değiştiremezsin, ben değiştiremem”K1 .

“Fransızlarınbakış açıları çok farklıdır, bizim için normal olan şey onlar için farklı değerlendiriliyor”K7

“Japon kültüründe en önemli şey nedir diye sorsanız bana, birinci planda iş ahlakı gelir, temeli buna kurulmuş, bu 1. Planda, Türk için ailesidir, Japon için işidir, ömür boyu iştir”K1.

“Fransızların daha çok eleştirisel, ön yargılı olma değerleri hakim, daha sonra tanıdıktan sonra ön yargıları kırılıyor ve fikirleri değişiyor, tanıdıktan sonra daha çok güveniyorlar.Bakış açıları çok farklıdır, bizim için normal olan şey onlar için farklı değerlendiriliyor,”K7

“Japonya’da ciddiyet dediğim şey vardır. 2000 yıldır hiç değişmeyen bir geleneksel değerleriyle yönetilen bir ülke. Rehberin bunları bilmesi lazım, dedim ya iş ahlakı gibi. Rehber bunları bilmezse ne yapar ? Almanlar sınav yapar rehberi bunu biliyor mu diye. Japonlar seni uzaktan kontrol eder. Seni şikayet etmez”K1

“Japonlar birbirlerine çok bağlı, hep beraber yıkılırız, geçinmesini öğreneceksin der, ömür boyu geçinmeyi öğreneceksin der, işte temelden bir kültür farkı bu”. K1

“İşini hissetmek ve işinde özdeşleşmek, İşverenin verdiği değerlerle aynı anlama geliyor”. K9

İletişim ve Beden Dili Geleneksellik Göz teması Fiziksel yakınlık Saygı Gülümseme Ses tonu Güven

“Erkekleri Avrupalı gibi davranıyor ama eşleri otobüste hiçbir erkekle asla konuşmuyor”K8

“ Bizde kola girersin o dostum dersin gidersin, ama Japonlarda böyle bir şey yok, bizdeki gibi şapur şupur öpüşmek yok turistlere böyle bir davranışta bir şey demezler ama intiba çok ters olabili”K1

“ Bizde kola girersin o dostum dersin gidersin, ama Japonlarda böyle bir şey yok, bizdeki gibi şapur şupur öpüşmek yok turistlere böyle bir davranışta bir şey demezler ama intiba çok ters olabili”K1

“Burası Türkiye gelenekler ve değerler farklı nasıl bir erkek kadının gözüne bakmaz yanlış anlaşılır ama Almanlarda öyle değil”K2

“Japonlarda hani Japonlara ait olan o eğilip kalkmalar var ya, onlar bir bakıma gönül alma olarak nitelenebilir.En ufak bir şey için defalarca özür dilerler, bunlar karşılığınıda bekliyorlar, özür dilemeseniz garip bir hava olur. Rehber hatalıysa, 50 kere eğilip kalkması lazım”K1

“Fransızlardaha fazla bilgi isterler, tepkilerini çok sert kaba sözlerle değil yumuşak bir dille hissettiriyorlar. Yanlışınızda eksiğiniz de olsa hoş görülü olabiliyorlar”K7

Şekil

Tablo 1. Katılımcıların demografik özellikleri
Tablo 2. Kültürlerarası farklılıklarla iletişim tem

Referanslar

Benzer Belgeler

Tüm çalışma grubunda 961 (% 9,03) olguda kronik otitis mediaya bağlı olmayan işitme kaybı saptandı.. Kronik otitis media’ya bağlı olmayan işitme kaybı olguların 134 (%

Hazırlayan: Yunus KÜLCÜ Zincirleme Sayı

Yutma güçlüğü ve ağız açmada kısıtlılık şikayetleri ile gelen sklerodermalı bir hastada bu hastalığın otolaringolojik belirtileri literatür bilgileri

Son görüşmede YGTSS motor tik puanı 12, YGTSS fonik tik puanı 9, total tik puanı 21, genel bozulma pua- nı 20 ve global şiddet puanı 41 olarak

Bir tesadüf, kü­ çük Fuadı Molla Bahaettin efen­ din»* küçük torunu Ahmet Reşitle taraşt:rıyor.. Hex' geçen gün, ah­ baplığı biraz daha

Deniz seviyesinden yüksekliği 1151 m. olduğu için ortalama % 11.4’ü plato ve vadilerden oluşmuştur. İl toprakla rı Doğu Anadolu Bölgesi ’nin yüksek platoları

The preconcentration and separation methods including ion- exchange, solvent extraction, electroanalytical techniques have been widely used prior to the atomic absorption

Urmiye Âfl›k Muhiti’nde Türk Âfl›k- l›k gelene¤ini günümüze kadar tafl›yan ancak hayatta olmayan âfl›klardan baz›- lar› flunlard›r: Âfl›k Dollu