• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birligi’nde Rekabet Politikaları, Türkiye ve Avrupa Birligi’nin İhracatta Rekabet Gücünün Ölçülmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avrupa Birligi’nde Rekabet Politikaları, Türkiye ve Avrupa Birligi’nin İhracatta Rekabet Gücünün Ölçülmesi"

Copied!
191
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bülent ALTAY

DOKTORA TEZ

ktisat Anabilim Dal)

Dan)*man: Doç. Dr. smail AYDO U0

Afyonkarahisar

Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Haziran 2006

(2)

DOKTORA TEZ ÖZET

AVRUPA B RL ’NDE REKABET POL T KALARI, TÜRK YE VE AVRUPA

B RL ’N N HRACATTA REKABET GÜCÜNÜN ÖLÇÜLMES

Bülent ALTAY ktisat Anabilim Dal)

Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Haziran 2006

Dan)*man: Doç. Dr. smail AYDO U0

Haz rlanan bu tezin amac ; Avrupa Birli i Rekabet politikalar n ve rekabet gücünü ortaya koymak ve Türkiye ile Avrupa Birli i aras ndaki ticarette rekabet gücünün ölçülmesidir. Rekabet ve rekabet gücü tan m yap larak, ulusal ve uluslararas rekabet gücü kavramlar üzerinde durulmu#tur. Daha sonra AB’deki rekabet politikalar ile ilgili bilgiler verilmi#tir. Burada özellikle hakim durumun kötüye kullan m , kartel olu#umlar , damping/anti-damping uygulamalar ile devlet yard mlar anlat lmaya çal # lm #t r. Çal #man n son k sm nda Türkiye ve AB’ye ait 1991:1-2005:2 dönemi verileri toplanarak Türkiye’nin ithalat ve ihracat fonksiyonlar olu#turulmu# ve regresyon sonuçlar de erlendirilmi#tir. Ç kan regresyon sonuçlar na göre Türkiye’nin AB ile rekabetinde fiyat rekabetinin çok mant kl olmad , rekabet için fiyat d # rekabet faktörlerine (kalite, sat # sonras hizmet vb. ) bakmas gerekti i kanaatine ula# lm #t r.

(3)

ABSTRACT

EUROPEAN UNION COMPETITION POLICIES AND MEASUREMENT OF COMPETITION POWER ON EXPORT BETWEEN TURKEY AND EU

Bülent ALTAY

Department Of Economics

Afyonkarahisar Kocatepe University, The Institute of Social Sciences June 2006

Advisor: Assoc. Prof. Dr. smail AYDO U0

This dissertation aims at exploring European Union’s Competition Policy, evaluating competition power and its effects on trade which is between Turkey and Europen Union. At the beginning, meaning of competition and competition power are explained and then the national and international competition power are defined. On the next part to give some information about European Union Competition policy. In this case especially, explained antitrust rules, merger controls, reorganisation of dg competition, dumping/anti-dumping and state aids. Last part of this dissertation, we used quarerly data between 1991:1-2005:2 about Turkish import and export. Then we deriveted Turkish import and export functions. Analyzing the regresion results: there is no price competition between Turkey and European Union. We would focused on non-price competition insturements.

(4)
(5)

ÖNSÖZ

Bu çal #man n seçilmesinde ve yürütülmesinde de erli destekleriyle bana yön veren dan #man m Doç. Dr. >smail AYDO@UA’a, çal #man n haz rlanmas s ras nda de erli görü#leriyle önemli katk larda bulunan Prof. Dr. Hasan Hüseyin BAYRAKLI’ya, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin AKGÖNÜL ve Yrd. Doç. Dr. Harun ÖZTÜRKLER’e, özellikle büyük sab r ve ho#görüsünden dolay e#im Ebru ile biricik k z m >remnur’a ve bugünlere ula#mamda çok büyük katk s olan aileme çok te#ekkür ederim.

(6)

ÖZGEÇM 0

Bülent ALTAY >ktisat Anabilim Dal Doktora

EAitim

Yüksek Lisans: 1996, Middle Tennessee State University, Tennessee, ABD Lisans : 1991, Hacettepe Üniversitesi, >.>.B.F., >ktisat Bölümü Lise : 1987, Kabata# Erkek Lisesi, >stanbul

*/ stihdam

1993-1998, Ara#t rma Görevlisi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, >.>.B.F., >ktisat Bölümü 1998-1999, Ara#t rma Görevlisi, Orta Do u Teknik Üniversitesi, >.>.B.F., >ktisat Böl. 2000-….., Ö retim Görevlisi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, >.>.B.F., >ktisat Bölümü

Al)nan Burslar ve Ödüller

1993-1997 y llar aras nda YÖK Burslusu olarak ABD’de Yüksek Lisans

Ki*isel Bilgiler

Do um Yeri ve Y l : Ayval k-Bal kesir 01/01/1969 Yabanc Dil : >ngilizce

(7)

Ç NDEK LER

ÖZET...ii

ABSTRACT ...iii

TEZ JÜR S VE ENST TÜ MÜDÜRLÜ Ü ONAYI ...iv

ÖNSÖZ... v

ÖZGEÇM 0...vi

Ç NDEK LER ...vii

TABLOLAR L STES ...xi

0EK LLER L STES ...xi

KISALTMALAR...xii

G R 0 ... 1

B R NC BÖLÜM REKABET, REKABET GÜCÜ VE REKABET POL T KASI KAVRAMLARI I. REKABET KAVRAMI ...4 A) REKABET TANIMI...4 B) REKABET ÇEA>TLER> ...6 1. Fiyat-Maliyet Rekabeti ...6 2. Fiyat-Maliyet D)*) Rekabet...9 C) REKABET>N YARARI...13

1. Genel Olarak Yarar) ...14

a) Yenilikleri Te#vik Etme Aç s ndan... 14

b) Seçme Hakk Aç s ndan... 14

c) Sosyal Amaç Aç s ndan ... 15

2. Ekonomik Olarak Yarar) ...16

a) Tüketicinin Korunmas Aç s ndan ... 16

b) Yeni Ürünün Piyasaya Ç kmas Aç s ndan... 17

c) Üretimde ve Kaynak Tahsisinde Verimlili in Artmas Aç s ndan ... 18

(8)

D) REKABET>N >STENMEYEN SONUÇLARI ...21

1. Rekabet Ortam)n)n KendiliAinden Ortadan Kalkabilmesi...21

2. Y)k)c) Etkileri Sonucu Ortaya Ç)kan Maliyetleri ...21

3. Miyopik Etkileri ...22

4. Toplumu Sosyo-Kültürel Aç)dan Fakirle*tirici Etkisi...23

II. REKABET GÜCÜ KAVRAMI ...23

A) REKABET GÜCÜ...23

B) ULUSLARARASI REKABET GÜCÜ...25

C) ULUSLARARASI REKABET GÜCÜ YAKLAAIMLARI ...29

1. Uluslararas) Rekabet Gücüne Klasik Yakla*)mlar...29

a) Mutlak Üstünlükler Teorisi... 30

b) Kar# la#t rmal Üstünlükler Teorisi ... 31

c) K. Marx’ n Rekabet Yakla# m ... 32

d) Faktör Donan m Teorisi... 33

e) Neo-Klasik Rekabet Teorisi... 34

f) Post Keynesyen Rekabet Teorisi ... 35

g) Avusturya >ktisat Okulu Yakla# m ... 36

2. Uluslararas) Rekabet Gücüne Modern Yakla*)mlar ...37

a) M. E. Porter Modeli ... 38

b) Krugman’ n Yakla# m ... 43

c) Çifte Elmas Yakla# m ... 44

d) Dokuz Faktör Modeli... 45

e) Kurumsal Yakla# mlar ... 47

D) ULUSLARARASI REKABET GÜCÜNE ETK> EDEN FAKTÖRLER...48

1. Makro Ekonomik Faktörler...49

2. Mikro Ekonomik Faktörler...51

a) Maliyetler ... 51

b) Verimlilik... 53

3. AR-GE Çal)*malar)n)n Önemi...54

4. D)* Ticarette Liberalizasyon ...54

E) ULUSLARARASI REKABET GÜCÜNÜ ÖLÇME TEKN>KLER> ...56

(9)

2. Temel Bile*enler ndeksi...59

3. Reel Döviz Kuru ...60

4. Kar*)la*t)rmal) hracat Performans) ndeksi ...62

III. REKABET POL T KASI ...64

A) REKABET POL>T>KASI TANIMI...64

B) REKABET POL>T>KASININ TAR>HSEL GEL>A>M> ...65

C) REKABET POL>T>KASININ AMAÇLARI...67

1. Ekonomik EtkinliAi Artt)rma...67

2. Tüketici Refah) ve Toplumsal Refah) Artt)rmas)...68

3. Ekonomik Geli*menin Sürdürülmesi ...68

K NC BÖLÜM AVRUPA B RL REKABET POL T KLARI VE TÜRK YE LE HRACATTA KAR0ILIKLI REKABET GÜCÜ I. AVRUPA B RL NDE REKABET POL T KALARI...70

A) AVRUPA’DA REKABET POL>T>KASI...70

1. Avrupa’da Rekabet Politikalar)n)n Tarihsel Geli*imi...70

2. Avrupa BirliAi Rekabet Politikalar) Aç)s)ndan Avrupa Kömür ve Çelik TopluluAunun (AKÇT) Önemi...75

3. AB Rekabet Politikalar)n)n Amac) ve Ana Çerçevesi...80

4. AB Rekabet Politikalar)n)n Yasal DayanaA) ...83

5. AB Rekabet Politikalar)n)n Kapsam)...88

a) Kartel Olu#umlar ve Hakim Durumun Kötüye Kullan lmas ... 88

b) Birle#me ve Devralmalar n AB Rekabet Politikalar Aç s ndan Uygunlu u91 ba) “de minimis” Kural ... 94

bb) Muaf Anla#malar ... 95

bc) Yasak Anla#malar ... 95

bd) >zin Verilen Anla#malar... 96

(10)

ca) Damping / Anti-Damping... 97

cb) Sübvansiyon / Anti-Sübvansiyon... 98

d) Devlet Yard mlar ... 100

da) AB’de Devlet yard mlar ... 101

db) Türkiye’deki Devlet Yard mlar ... 106

dc) Türkiye’deki Devlet Yard mlar ve Devlet Yard mlar n n AB Rekabet Mevzuat na Uyumu... 108

II. TÜRK YEDE REKABET POL T KASI ...114

A) 1980 ÖNCES> GENEL DURUM ...114

B) 1980 SONRASI DURUM...115

III. AB VE TÜRK YEN N HRACATTA REKABET GÜCÜ...116

A) AB >LE TÜRK>YE ARASINDAK> >L>AK>LER ...116

B) AB’N>N DIA T>CARET>M>ZDEK> YER>...119

C) TÜRK>YE’DE REKABET GÜCÜ ÖLÇÜMLER> KONUSUNDA YAPILAN ÇALIAMALAR...130

1. Akademik Çal)*malar ...130

2. Kurumsal Çal)*malar...133

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM REKABET GÜCÜNE YÖNEL K EKONOMETR K UYGULAMA I. L TERATÜRDE HRACAT VE THALAT FONKS YONLARININ TÜRET LMES ...135

A) >THALAT FONKS>YONU ...135

B) >HRACAT FONKS>YONU ...138

II. EKONOMETR K UYGULAMA VE DE ERLEND RME ...143

SONUÇ...151

KAYNAKÇA ...156

(11)

TABLOLAR L STES

Tablo 1-1 : Firma, Endüstri ve Ulusal Rekabet Gücü Kavramlar n n Kar# la#t rmas 28

Tablo 2-1 : Bölgesel Yard m Oran Tavanlar ... 111

Tablo 2 -2 : 1981-1990 Y llar Aras nda D # Ticaret De erleri(Bin $) ... 120

Tablo 2 -3 : >hracat n Mal Gruplar na Göre Da l m (Milyon $) ... 122

Tablo 2 -4 : >hracat n Mal Gruplar na Göre Da l m (Yüzde)... 123

Tablo 2 -5 : >thalat n Mal Gruplar na Göre Da l m (Milyon $) ... 124

Tablo 2 -6 : >thalat n Mal Gruplar na Göre Da l m (Yüzde)... 125

Tablo 2 -7 : Türkiye’nin D # Ticareti ve AB’nin Pay ... 130

0EK LLER L STES Aekil 1-1 : Porter’ n Elmas ... 39

Aekil 1-2 : Kuzey Amerika Elmas ... 45

(12)

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birli i

ABD : Amerika Birle#ik Devletleri AKÇT : Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu u AR-GE : Ara#t rma Geli#tirme

AT : Avrupa Toplulu u

CEP : Kar# la#t rmal >hracat Performans D>E : Devlet >statistik Enstitüsü

DPT : Devlet Planlama Te#kilat DTM : D # Ticaret Müste#arl DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü

ESO : Avrupa Online Bilgi Kayna EURATOM :Avrupa Atom Enerjisi Toplulu u

GATT : Gümrük Tarifeleri ve Ticareti Genel Anla#mas GB : Gümrük Birli i

GSMH : Gayri Safi Milli Has la GSY>H : Gayri Safi Yurtiçi Has la

IMD : Uluslararas Yönetim Geli#tirme Merkezi >TO : >stanbul Ticaret Odas

>SO : >stanbul Sanayi Odas K>T : Kamu >ktisadi Te#ebbüsleri

KOB> : Küçük ve Orta Büyüklükteki >#letmeler NATO : Kuzey Atlantik Pakt

NUTS : >statistiki Bölge Birimleri OLS : En Küçük Kareler Yöntemi PPP : Sat nalma Gücü Paritesi

RCA : Aç klanm # Kar# la#t rmal Üstünlük RER : Reel Döviz Kuru

RMA : Göreceli >thalat Avantaj RTA : Göreceli Ticaret Avantaj RXA : Göreceli >hracat Avantaj TDK : Türk Dil Kurumu

(13)

T>SK : Türkiye >#veren Sendikalar Konfederasyonu TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i

TÜS>AD : Türkiye Sanayici ve >#adamlar Derne i

UNCTAD : Birle#mi# Milletler Ticaret ve Kalk nma Konferans WEF : Dünya Ekonomik Forumu

vb. : ve benzeri vd. : ve di erleri

(14)

G R 0

Globalle#en dünyada art k bir ürünü üretmek de il onu gerek ulusal pazarda gerekse uluslararas pazarda satabilmektir. Ürünü rahatl kla satman n yolu dü#ük maliyetle üretip, di er ülke veya firmalara göre daha dü#ük bir fiyattan satabilmektir. Bu konuda ba#ar için gerekli olan iki unsur bulunmaktad r. Bunlardan bir tanesi pazarlama di eri ise rekabet edebilirliktir.

Günümüzde rekabet çok önemli bir konuma ula#m #t r. Gerek geli#mi# gerekse geli#mekte olan ülkeler, küreselle#en dünyan n bir parças olarak s n rlar n kalkmas yla birlikte yabanc firmalarla yar # r hale gelmi#tir. Yap lan yar # n olabildi ince adil olmas gerekmektedir. Aksi halde rekabetten bahsetmek mümkün olmayacakt r.

Rekabet sadece küreselle#en dünya ile dünya gündemine gelmi# bir konu de ildir. Rekabet klasik iktisad n do u#uyla ba#lam # ve üzerinde çe#itli teoriler üretilmi# bir konudur. Bu gün ise özellikle geli#mi# ülke ekonomileri veya ekonomik birle#me bölgeleri taraf ndan üzerinde çok yo un olarak durulan bir konu haline gelmi#tir. Rekabet Klasik iktisatç larla birlikte savunulmaya ba#layan bir görü# olarak kar# m za ç kmaktad r. Klasik görü#te tam rekabet modelinden bahsedilmektedir. Her ne kadar gerçek ya#amda pek rastlan lan bir piyasa türü olmasa da ula# lmak istenen ve hedeflenen bir piyasa yap s d r. Çünkü bu piyasada mal n fiyat di er piyasa türlerine göre çok dü#üktür. Bu durum tüketicinin daha çok mal ve hizmet tüketmesine neden olmaktad r. Daha fazla mal ve hizmet ise daha fazla fayda ve toplumsal refah demektir. K sacas rekabet ortam ki#ilerin faydas n ve dolay s yla toplumun refah n art rmaktad r.

Sadece ki#ilerin refah n art rmakla kalmamaktad r. Ayn zamanda >ktisat biliminin varl k sebebi olan k t kaynaklar n etkin kullan m n sa lamaktad r. Burada iki tür etkinlikten bahsetmek mümkündür. Üretimde etkinlik ve kaynak tahsisinde etkinlik. Rekabet her iki etkinli in de sa lanmas na neden olmaktad r.

Rekabet ulusal boyutta faydal oldu u gibi uluslararas boyutta da fayda sa lamaktad r. Sa lanan bu fayda dünyada kaynaklar n etkin kullan lmas anlam na gelmektedir. Dünya ticaretinde bir ülke avantajl oldu u mal üretecek ve ihraç edecek iken dezavantajl oldu u mallar ise d #ar dan sat n alacakt r. Bu durum dünya ticaretini geli#tirmektedir ayn zamanda ülkelerin refah n n artmas na katk da bulunmaktad r.

(15)

Bunun fark nda olan birçok ülke rekabetin gerek ülke içerisinde gerekse ülkeler aras nda geli#imini istemektedir. Çünkü her iki tarafta bundan yarar sa layacakt r. Geçmi#te rekabet ortam ndan uzakla#malar, hem toplum refah n azaltm # hem de toplumlar gereksiz sürtü#meler içerisine sokmu#tur. Bu gereksiz sürtü#meleri ya#amak istemeyen ülkeler rekabetle ilgili düzenlemeler yapmaya ba#lam #lard r.

Özellikle 1900’lü y llar n ba# ndan itibaren h zla ABD’de yay lmaya ba#layan rekabetle ilgili düzenlemeler, II. Dünya sava# ndan sonra Avrupa’da da kendisini göstermeye ba#lam #t r. Hatta Avrupa Birli inin olu#um sürecine bakacak olursak, birli e giden yolun temelinde rekabet yatmaktad r.

1900’lerin ba# nda Avrupa’da ortaya ç kan demir-çelik kartelleri Avrupa’da sava#lar n ç kmas na sebep olduklar gibi ekonominin daha da kötüle#mesine sebep olmu#lard r. Avrupa bu durumu ya#ad için, kartel olu#umlar n n asl nda çok tehlikeli oldu unu II. Dünya Sava# ’ndan önce görmü#tür. Bu tehlikeleri bir daha ya#amamak için çe#itli aray #lar içerisine dolay Avrupa Kömür Çelik Toplulu u (AKÇT) gibi bir anla#may ve olu#umu ortaya ç karm #t r.

AKÇT’nin temel amac Avrupa’da daha önce ya#anan kartelle#me ve sonucunda ortaya ç kan ekonomik güçlükleri bir kez daha ya#atmamak için kartel olu#umunun önüne geçmektir. Bu topluluk bugünkü AB’nin temelini olu#turan anla#malardan sadece bir tanesidir.

Bu gerekçeyle diyebiliriz ki; AB’nin kurulu# gerekçelerinden bir tanesi, ortaya ç kabilecek olan haks z rekabeti düzenlemektir. Bu gerekçeyle AB’de de rekabetle ilgili olarak yap lan birçok çal #ma mevcuttur. Yap lan bu çal #malar sonucunda AB’nin rekabet #artlar belirli kurallara dayand r lmaktad rlar.

AB’nin temelini atan anla#malardan bu yana Türkiye’nin, AB’ne yak nla#ma çabalar n görmekteyiz. 1959 y l ndan bu yana çe#itli giri#imlerde bulunan Türkiye’nin geçti imiz y llarda bu konuda çok ciddi bir yol katetti i aç kt r.

Türkiye’nin d # ticaretine bakt m z zaman, d # ticaret hacminin yakla# k yüzde50’den fazlas 15 AB üyesi ülkeye aittir. Hatta bu rakamlara en son kat lan 10 üyeyi yani toplam 25 ülkeyi dahil edersek bu rakam n artt n görebiliriz. Bu durumda Türkiye’nin, AB’de al nan rekabetle ilgili kararlara uyum sa lamas gerekmektedir. Bunun için de çe#itli düzenlemeler yapmas nda fayda görülmektedir.

(16)

Bu çal #mayla, Türkiye’nin AB ile yapt ticarette rekabet #ans olup olmad ara#t r lmak istenmektedir. Bunun için de rekabet gücünü ölçmeye dönük olarak yap lan çe#itli çal #malar ele al n p, AB ile rekabet edebilirlik #ans m z de erlendirilecektir.

Çal #man n ilk bölümünde teorik olarak rekabet kavram , rekabet gücü ve rekabet gücünün ölçüm teknikleri üzerinde durulmu#tur. Yine bu bölümde rekabetten sa lanan yararlar s ralanmaya çal # lm #t r. Rekabet politikas ve bu konudaki geli#melere de yer verilmi#tir.

>kinci bölümde, bizim için önemli olan AB’nin durumudur. Çünkü üye olmak için çaba sarf etti imiz ve d # ticaretimizin yakla# k olarak yar dan ço unu gerçekle#tirdi imiz birlik içerisinde rekabetle ilgili baz düzenlemeler yap lmaktad r. Üyelik konusunda yol katetti imize göre birlik içerisinde rekabetle ilgili düzenlemeleri çok iyi kavramal ve alg lamal y z. AB’de rekabet politikalar n n en önemli aya n olu#turan k s m devlet yard mlar d r. Devlet yard mlar rekabeti olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun için AB’de devlet yard mlar konusunda ciddi düzenlemeler mevcuttur. Türkiye’nin de bu konuda üzerine dü#eni yapmas gerekmektedir. Yine bu bölümde AB ile olan d # ticaretimiz, rekabet #ans m z ve Türkiye’nin rekabet gücü ölçümleriyle ilgili olarak yap lan gerek akademik gerekse kurumsal ara#t rmalar üzerinde durulmu#tur.

Son bölüm de ise ekonometrik model uygulanarak, Türkiye’nin ithalat ve ihracat fonksiyonlar ortaya konarak, AB ile yap lan ticarette rekabet #ans m z n var olup olmad ara#t r lm #t r.

(17)

B R NC BÖLÜM

REKABET, REKABET GÜCÜ VE REKABET POL T KASI KAVRAMLARI

I. REKABET KAVRAMI

A) REKABET TANIMI

Rekabet kelimesinin sözlük anlam ; ayn amac güden kimseler aras ndaki çeki#me, yar #ma ve yar # #eklindedir (TDK, 1988:1219). Ekonomik anlam ise biraz farkl l k içermektedir. Rekabet kavram , zaman içerisinde evrim geçirerek farkl anlamlar kazanm #t r. Klasik dü#ünceye göre, çok say da rakibin oldu u, fakat bunlardan ne üreticilerin ne de tüketicilerin bir araya gelerek fiyat belirleyemedikleri, giri# ve ç k # n serbest, bilgi ak # n n tam, ürünün homojen oldu u k sacas fiyat n veri oldu u bir durumdur (Maddala ve Miller, 1989:283-284). Encyclopedia International'da rekabet #u #ekilde tan mlanmaktad r;

"Rekabet, etkin ve güçlü bir sermaye ekonomisinin temelidir. Serbest rekabet, di er ad yla tam rekabet, teorik olarak al c lara ve sat c lara, seçenek farkl l sunar. Hiç birinin piyasaya egemen olamamalar n teminen yeterli say da küçük, ba ms z, rakip te!ebbüsün bulunmas n , ayn zamanda de i!ime konu mal veya hizmetin benzer birimlerde standardize olmas n gerektirir. Aksi halde, al c lar veya sat c lar kuvvetli bir tercih edilirlik kurup rakiplerine kar! avantaj elde edebilir. Nihayet tam rekabet, yeni rakiplerin piyasaya serbest giri!ini gerektirir. Yeni olas rakiplerin görülmesi, bir piyasay kontrol etme ya da k s tlama niyetindeki aktörü cayd rabilir. Tam rekabeti belirleyen rakip olma hali ve s n rs z de i!im, maliyetleri ve fiyatlar olabildi ince a!a seviyeye inmeye zorlarken, üretimi de olas en yüksek seviyede tutmaya yönlendirecektir.

(18)

Sat c lar aras ndaki rekabet fiyatlar yükselmekten, al c lar aras ndaki rekabet de dü!mekten koruyaca için, her ortamda belirli bir ürün için tek bir fiyat olu!acakt r. Böylece ula! lan tek fiyat (denge fiyat ) tüketicilerin talep miktar ile üreticilerin sunum miktar n dengeleyecektir. Bir kez olu!an piyasa fiyat talep veya arza tepki olarak a!a yukar oynayabilir."

Yukar da verilen rekabet tan m A. Smith’in görünmeyen el yakla# m n anlatmaktad r. Burada rekabet #artlar yla ilgili baz varsay mlar tart #ma konusudur. Örne in homojen mal kavram tart #mal bir konudur. Yine ayn #ekilde fiyat n veri olmas sonucu uzun dönemde ortadan kalkan a# r kardan dolay k smen fiyat rekabetini d #lad n ve yerine kalite rekabetinin kondu unu söyleyebiliriz. Bu gerekçelerden dolay da tam rekabet modeli, gerçek hayattaki olgular kavramaktan çok, bu olgular n daha gerçekçi modellerle tan mlanmas nda kullan labilecek bir referans modeli olarak anlam kazanmaktad r.

Tam rekabet kavram n n getirmi# oldu u k s tlar a#mak amac ile J. M. Clark (1940) taraf ndan i#leyebilir rekabet kavram ortaya at lm #t r. Tam rekabette her ko#ulun di er ko#ullara bak lmaks z n istenilir olmayabilece ini, ayn zamanda rekabetten her sapman n da istenilmez oldu u görü#ünün her zaman anlaml olmayaca n söylemi#tir. Tam rekabettin baz #artlar n n yerine getirilememi# olmas durumunda dahi rekabetten söz edilebilmektedir.

Rekabet, olabildi ince adil bir yar #ma ortam nda, birden çok benzer konumdaki kat l mc n n, yar #ma kurallar na ba l kalarak, e# anl olarak k t bir #eyi veya istenilir bir konumu kazanma amac yla, yapt klar çabalar olarak tan mlanabilir (Türkkan, 2001:69). Unutmamak gerekir ki bu tan m rekabeti tam olarak tan mlayan ve herkes taraf ndan kabul gören bir tan m da de ildir. Bu gerekçeyle rekabet tan m n #u #ekilde de yapmak mümkündür. Birden çok fiili veya potansiyel kat l mc n n oldu u, kat l m n ve terk etmenin serbest oldu u, adil yar # ve kurallar içerisinde k t ortamda pay alma performans ile kazanma amac güden bir ortam #eklinde tan mlanabilir. Rekabet, firmalar için bir çok farkl stratejiyi içeren kurallar bütünü içerisindeki yar # olarak da tan mlanmakt r. Bu kurallar bütünü Rekabet Hukuku olarak kar# m za ç kmaktad r (Audretsch, Baumol ve Burke, 2001:615).

(19)

Rekabetin Korunmas Hakk nda Kanun’a (Resmi Gazete, 1994:say 22140) göre de (madde 3) rekabet, “mal ve hizmet piyasalar ndaki te#ebbüsler aras nda özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sa layan yar #” olarak tan mlanmaktad r.

B) REKABET ÇEA>TLER>

Günümüzde uygulanmakta olan tek bir rekabet çe#idi bulunmamakta bir çok rekabet çe#idinden söz edilmektedir. Rekabet çe#itleri iktisat literatüründe rekabetten sapma biçimleri esas al narak s n fland r lm #t r. Fakat bunun d # nda da farkl kriterler esas al narak rekabet çe#itleri s ralanmaya çal # lm #t r. Rekabetten sapmalara dayal olmayan rekabet çe#itleri göz önüne al nd zaman, rekabeti her #eyden önce rekabette kullan lan araçlar ön plana ç kararak s n fland rmaya tabi tutmak mümkündür.(Türkkan, 2001:102) Bu aç dan en önemli s n fland rma; Fiyat- Maliyet Rekabeti ve Fiyat –Maliyet D # Rekabet olarak kar# m za ç kmaktad r.

1. Fiyat-Maliyet Rekabeti

>ktisat literatüründe üzerinde en fazla durulan konu fiyat rekabetidir. Hatta geçmi#te rekabet olgusu fiyat rekabeti ile e# anlaml olarak kullan lm #t r. Özellikle yüksek gelirli ülkelerde kalite rekabetinin büyük önem kazanmas , baz alanlarda fiyat rekabetini anlams z hale getirmi#tir. Yaln z burada fiyat rekabeti sadece mal ve hizmetlerin belli bir alandaki fiyatlar n kapsamamaktad r. Ödeme ko#ullar nda sa lanan kolayl klar, fiyat düzeyi ve fiyat düzeyindeki istikrar vb. faktörler de fiyat rekabetinin bir parças d r.

Fiyat düzeyi firmalar n dünya pazar nda rekabet gücünü belirleyen en önemli unsurlardan bir tanesidir. Nispi ihraç fiyatlar n n de i#imi, pazar paylar n n de i#iminde büyük önem ta# maktad r ve pazar paylar n etkilemektedir. Burada unutulmamas gereken bir konu, fiyat ancak üretimde belirli bir kalite düzeyine eri#tikten sonra söz konusu olabilir (Uydac , 1996:50)

Sermaye kayna n n k tl ve yüksek maliyetli olmas firman n di er firmalarla rekabetini, ülkenin ise ihracatta rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Sermaye

(20)

temini, maliyetlerin yüksek olmas na bu da fiyatlara yans maktad r. Sermaye yurt içinden bulanamamas durumunda yurt d # ndan temin edilmektedir. Böylece yurt d # ndan temin edilen sermaye ile döviz kuru arars nda yak n bir ili#ki ortaya ç kmaktad r.

Döviz kurlar , rekabet gücünü özellikle de fiyat-maliyet rekabetini etkileyen önemli bir unsur olarak kar# m za ç kmaktad r. Fakat k sa dönemde döviz kurlar nda meydana gelecek bir de i#me fiyat alan nda rekabeti etkilememektedir. Çünkü yap lacak olan bir devalüasyon veya ayn durumu yans tan ulusal paran n de er kayb , di er ülkelerin fiyatlar kar# s nda devalüasyonu yapan ülkenin ihraç ürünleri fiyat n ucuzlatmaktad r. Dolay s yla, döviz kurlar n n rekabet gücü ile yak n bir ili#kisi bulunmaktad r(Hokkanen, 1989:18).

Bir ülkenin ulusal paras n n di er paralar kar# s nda reel olarak de er kaybetmesi, uluslararas ticaret hadlerinin ayn kalmas durumunda ihracat n artmas ithalat n ise azalmas sonucuna yol açar. Çünkü ulusal paran n de er kaybetmesi ithal mallar n n fiyatlar n yerli tüketici için artt r rken, ihraç mallar fiyatlar n yabanc ülke vatanda#lar için azaltmaktad r. Buda fiyat aç s ndan bir rekabet avantaj yaratmaktad r(Türk Ticaret web sitesi, 24.01.2004).

Ulusal paran n de er kaybetmesi hammadde ithalat n da olumsuz etkilemektedir. Döviz kurlar ndaki art #, daha pahal girdi anlam na geldi i için ayn zamanda maliyetleri de yükselten bir unsur olarak kar# m za ç kmaktad r.

Bir ülkedeki döviz kurlar o ülkenin ihracat ve ithalat üzerindeki etkisinden dolay d # ticaret aç s ndan önem ta# maktad r. Bir ülke paras n n yabanc paralar kar# s nda reel olarak de er kaybetmi# olmas , ihracat n artmas ithalat n ise azalmas anlam n ta# maktad r.

Döviz kurlar nda meydana gelen de i#me sadece ihracat de il ayn zamanda o ülkeye gelecek veya gidecek olan yabanc sermaye miktar n da etkilemektedir. Dünyadaki birçok çok uluslu #irketin yeni bir ülkeye yat r m yaparken bakt klar göstergelerden bir tanesi de döviz kurlar ve döviz kuru rejimleridir. Döviz kuru veya döviz kuru rejimleri çok uluslu #irketlerin yat r m yap p yapmama karar n etkilemektedir(Bénassy-Quéré ve di erleri, 2001:185).

(21)

Uluslararas alanda rekabet edebilirlik, sürekli de i#en piyasa ortam nda en avantajl konumu alma yetene idir. Rekabetçilik, artan bir #ekilde, kaliteye, h za, teknik üstünlü e ve hizmet ve ürün farkl la#mas na dayanmaktad r. >ster ulusal, ister sektörel veya firma baz nda olsun, rekabetin en önemli unsurlar ndan biri toplam verimlili i art rmakt r. Ça m z n en önemli kavram haline gelen verimlilik, gerek geli#mi# gerekse geli#mekte olan ülkeler aç s ndan büyük önem ta# maktad r. Geli#mi# ülkelerde sürdürülebilir büyüme ile fiyat istikrar n korumak aç s ndan temel unsur olan verimlilik, geli#mekte olan ülkeler için, ülkede yap sal de i#imi de içeren kalk nma ve geli#me sorunlar n n çözüme kavu#turulmas nda etkin bir araçt r (DPT Web sitesi, 15.03.2006).

Verimlilik art # ; mikro düzeyde olabilece i gibi makro düzeyde de olabilir. Dünya piyasalar nda rekabet, daha önce “dü#ük maliyet” anlay # ile yap l rken, sonra kalite ile rekabet ön plana ç kmaya ba#lam #t r. Fiyat üstünlü ü yan nda, tüketici tatmini, farkl mal gibi farkl kriterler öncelik kazanm #t r. Verimlilik s n rl kaynaklar n en uygun #ekilde kullan m n ifade etti i için birim ba# maliyetlerin dü#mesi anlam n ta# maktad r. Verimlilik en genel anlam ile üretim yada hizmet sisteminin üretti i ç kt ile bu ç kt y üretmek için kullan lan girdi arars ndaki ili#ki olarak tan mlan r. Suiçmez’e (2000) göre verimlilik; bazen ayn ç kt y daha az maliyetle üretmek yada ayn girdi maliyetle daha fazla ürün elde etmek olarak tan mlanmaktad r.

Porter, rekabeti do rudan verimlili e ba lamaktad r. Ona göre piyasa ekonomileri olarak isimlendirilen sistem verimlili i art rma sorununda kilitlenmektedir ve 1970 y llar n ba# ndan itibaren bu kilit aç lmaya çal # lmaktad r. Rekabet gücü için verimlili in yükselmesi, her #eyden önce teknolojik yenili in geli#mesine ba l d r. Dünya standard nda verimlilik seviyesi yüksek ülkelerin rekabet gücünün de yüksek oldu u yap lan bir çok ara#t rmada ortaya konmu#tur(Suiçmez, 2000:4). Çünkü verimlilik art # maliyetlerin dü#mesi anlam n ta# maktad r.

Üreticiler rekabet güçlerini art rmak için girdi fiyatlar yard m ile ortalama maliyetleri ayn seviyede tutmak zorundad rlar. Fakat girdi fiyatlar n n kontrolü üreticilerin elinde de ildir. Bu gerekçeyle de girdi fiyatlar n kontrol alt na almak yerine verimlilik art # sa lamak en ak ll yoldur. Ortalama bir üretici firma için hammadde

(22)

maliyeti toplam maliyetin yüzde 60’ n , i#çilik yüzde 30’unu ve finansman da yüzde 10’unu te#kil etmektedir(DTM web sitesi, 13.03.2005).

Görüldü ü gibi bir ürün maliyeti içerisinde hammadde fiyatlar yan nda i#çi ücretleri de önemli bir maliyet unsuru olarak kar# m za ç kmakta ve rekabet gücünü etkilemektedir. ># gücü veya sermaye mallar n n maliyeti de rekabet aç s ndan önem ta# maktad r. Özellikle, dünya mal fiyatlar n n veri al nd durumlarda girdi maliyetlerindeki gerileme, rakip üreticilere göre göreli bir avantaj yaratmaktad r. Kavramsal olarak kullan lmas en uygun maliyet göstergeleri, i#çi ücretleri ve sermaye maliyetidir. Ancak, bu göstergeler, ülkeden ülkeye çok büyük farkl l k göstermekte ve kar# la#t rmay oldukça zorla#t rmaktad r.

Bunun yan nda Turner ve Van’t Dack’a (1993) göre, sermayenin i#gücüne göre ülkeler aras hareketlili i oldukça k s tl olmas da ülkeleraras kar# la#t rmay zorla#t ran bir etkendir. Di er bir alternatif olan ücretler ise verimlili i içermedi i için yeterli bir gösterge olarak görülmemektedir. Bu nedenle, maliyet rekabetine gösterge olmas bak m ndan birim ücret endeksleri kullan lmaktad r. Geli#mi# ülkeler aras ndaki rekabeti ölçmede oldukça kabul gören bu kriter, geli#mekte olan ülkeler için baz sorunlar içermektedir. Öncelikle, ülkeler aras nda üretimde kullan lan ara mal farkl la#maktad r. Bunun yan nda Pietrobelli’ye göre (1991), verimlilik ve i#gücü kullan m yo unlu u de i#iklik göstermektedir. Sermaye yo un sektörlerde i#gücü verimlili inin dü#mesi sermaye verimlili indeki art #la kapanabilmekte ve sadece birim i#gücü endeksine göre yap lacak analiz sonuçlar yan lt c olabilmektedir.

2. Fiyat-Maliyet D)*) Rekabet

Fiyat-Maliyet d # rekabet dendi i zaman akla maliyeti etkilemeyecek ama firman n veya ülkenin rekabet gücünü etkileyebilecek faktörler akla gelmektedir. Bir ülkenin ekonomik performans n belirleyen etmen o ülkenin rekabet gücüdür. Bu gücü meydana getiren de o ülkedeki #irketlerin rekabet güçlerinin toplam d r. Rekabet gücünü etkileyen kriterler zaman içerisinde de i#iklik gösterebilir. De i#iklik göstermesine ra men bunlar önemli etmenlerdir. Bu etmenlerden fiyat d # etmenlerin aras nda; pazarlama, ürün kalitesi, sat # sonras sunulan hizmetler, AR-GE, teknoloji ve inovasyon gibi etmenleri s ralayabiliriz.

(23)

Ya#am m z n hemen her a#amas na girmi# olan pazarlama, art k mal ve hizmetlerin ötesinde fikirlerin, ki#ilerin, kurumlar n, olaylar n ve mekanlar n pazarlanmas na kadar geni#leyen önemli bir kavram haline gelmi#tir. Ya#am n her alan na girmi# olan pazarlamay #u #ekilde tan mlamak mümkün. Pazarlama; bireysel ve kurumsal amaçlar tatmin edecek de i#imleri sa lamak üzere, ürün, hizmet ve fikirlerin #ekillendirilmesi (üretilmesi), fiyatland r lmas , da t m ve tutundurulmas n planlama ve uygulama sürecidir. Bir ba#ka tan mda ise; Tüketici ihtiyaçlar n belirlemek, bunlar tan mlamak ve karl bir biçimde tahmin etmekle sorumlu yönetim sürecidir #eklinde tan mlanmaktad r(American Marketing Association web sitesi, 28.02.2005).

Küreselle#en dünyada pazarlama, üretimden daha önemli bir unsur haline gelmi#tir. Ülkenin rekabet gücü, o ülkenin mallar n uluslararas alanda pazarlama yetene ine de ba l d r. Her pazar n ve ülkenin kendine has özellikleri vard r. Bir firma ihracata yönelik ürün geli#tirdikten sonra bu ürünü hedef ülkelerde tüketiciye hangi stratejilerle ula#t raca na karar vermek durumundad r. Her ürün ve pazarlama tekni inin tüm pazarlarda ba#ar l olmas umulmamal d r. Maksimum ba#ar sa lanabilmesi için her pazar kendi içerisinde de erlendirilmeli ve tüketicinin zevk ve tercihleri dikkate al narak pazara mal sunumu gerçekle#tirilmelidir(Aahinalp, 1996:96). Pazarlama faaliyetlerinin geli#mi#lik düzeyi ve süreklili i o ülkenin rekabet gücünü artt rmaktad r.

Pazarlama sat # ile son bulmaz. Her sat #tan sonra ba#ka bir sat # hedeflenir. Pazarlama bir sonuç de il bir süreçtir. Daha sonraki sat # sa layan unsurlar n en önemlilerinden birisi mü#terilere sat # sonras sunulan hizmettir. Sat # sonras hizmet veya halk tabiriyle “servis”. Pazarlama sava# nda, sat #tan önce ve sonra sat # fonksiyonunu destekleyen konu mü#teri hizmetleridir. Mevcut ve olas mü#terilere bilgi vermek, #ikayetleri çözümlemek (daha da iyisi önlemek) buna dahildir. Sat # sonras yap lacak olan hizmetlerin seviyesi o mal n sat # n kolayla#t rmakta ve rekabet gücünü artt rmaktad r. Bu gerekçeyle sat # sonras mü#terilere verilen hizmetler son derece önemlidir.

Mü#terilerin ürünle ilgili beklentilerinin #ekillenmesine yol açan pek çok faktör bulunmaktad r. Mü#terilerin geçmi# sat n alma deneyimleri, yak n çevrenin dü#ünceleri,

(24)

rakiplerin verdikleri ve vaatleri, sat # sonras hizmet bu faktörlerden sadece birkaç d r (Kotler, Amstrong: 1999:546).

Ürün kalitesi rekabet gücünü etkileyen fiyat-maliyet d # bir ba#ka faktör olarak kar# m za ç kmaktad r. Mal ve hizmet kalitesinin özelliklerini (Parasuraman ve di erleri, 1985:41-49) #u #ekilde s ralayabiliriz:

Güvenilirlik: firman n hizmeti zaman nda yapabilmesi,

Görüntü: firmadaki araç ve gereçlerin, personelin ileti#im araçlar n n

görüntü aç s ndan durumu,

Cevap Verme: firman n, mü#terilerin isteklerine uygun cevap verme yada

uygun hizmet verme durumu,

Yeterlilik: Hizmetlerin yap lmas nda kalifiye eleman istihdam edilmesi,

Nezaket: personelin mü#terilere kar# davran # ,

Ula!abilme: hizmet ve personele kolayca ula#abilme,

Mü!teriyi Anlama: mü#teri ve ihtiyaçlar n tan ma,

2leti!im: Mü#terinin anlayaca dilden konu#ma ve onlar dinleme,

Güvenlik: firmada yap lan hizmetlere güvenin olmas , üretilen mal ve

hizmetlerde tehlike ve riskin olmamas ,

Kredibilite. Firmada istihdam edilen ki#ilerin dürüstlü ü ve kredibilitesi

Rekabet gücü için yukar da say lan ürün kalitesiyle ilgili özelliklerin bir ürün de olmas gerekmektedir.

Günümüzün h zla de i#en rekabet ortam nda ayakta kalabilmek için #irketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak de i#tirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir. Bu de i#tirme ve yenileme i#lemi “inovasyon” olarak adland r l r. Bunu da yapabilmesi için AR-GE departmanlar na ihtiyaç vard r. Firmalar rekabetin devam içi AR-GE yat r m yapmak ve buna kaynak aktarmak zorundad r.

>novasyon, Türkçe'de tek sözcük ile ifade edilemeyen, oldukça geni# anlam olan bir kelimedir. >novasyon, “yeni ve de i#ik bir #ey yapmak” anlam ndaki Latince

(25)

“innovare” kökünden türetilmi#tir. >novasyon, yeni fikirleri ba#ar yla ticarile#tirilmesi demektir. (DTI- Department of Trade and Industry-Ingiltere). Peter Drucker’e (2000) göre; inovasyon, giri#imcilere farkl bir i# veya hizmet geli#tirme f rsat verenbir araçt r. >novasyon, teknoloji geli#tirmeyi ve i#leri daha iyi yöntemlerle ve yollarla yapmay ifade eder. Porter’a göre (1990) firmalar, rekabet avantaj n inovasyonla yakalar ve inovasyonu hem yeni teknolojileri hem de i#lerin yeni yap l # #ekillerini kapsayan çok geni# anlaml bir kavram olarak görürler.

>novasyon, bilimsel ara#t rmadan icada, geli#tirmeye ve ticarile#tirmeye kadar yeni bir ürün veya üretim süreci yaratmaktaki tüm faaliyetlerdir (Kamien ve Schwartz 1982, 2). Yeni veya iyile#tirilmi# ürün, hizmet veya üretim yöntemi geli#tirme, yeni dü#üncelerden do ar. >novasyon süreklili i olan bir faaliyettir. Bu nedenle, ortaya at lan, geli#tirilerek i#ler hale getirilen ve sonuçta firmaya rekabet gücü kazand racak #ekilde pazarlanan bu fikirlerin ve sonuçlar n n tekrar tekrar de erlendirilmesi ve yeni getiriler için yayg nla#t r larak kullan lmas gerekir. Bu sayede do acak yeni fikirlerse yeni inovasyon faaliyetlerini do urur.

>novasyonu #u #ekilde de tan mlayabiliriz; yeni süreç, ürün, organizasyon yap s ve yöntemlerini aramak, ke#fetmek, geli#tirmek, iyile#tirmek, adapte etmek ve ticarile#tirmektir(Jorde ve Teece, 1992: 48)

>novasyon, ya radikal fikirler sonucu daha önce denenmemi# ve geli#tirilmi# ürün veya üretim yöntemlerinin ortaya ç kar ld büyük at l mlarla olu#ur (radikal inovasyon), ya da ad m ad m yap lan, bir dizi geli#tirme ve iyile#tirme faaliyetini içeren çal #malar n n bir sonucu olarak ortaya ç kar (art msal inovasyon).

AR-GE, inovasyon için gereken en önemli faaliyetlerden biridir. Ancak giri#imsel inovasyon yoksa, di er bir deyi#le AR-GE'yi yapanlar n giri#imcilik niteli i yoksa, de er yarat lamaz; AR-GE sonuçlar inovasyona dönü#türülemez. Dolay s yla, teknoloji tabanl firmalar d # nda kalan tüm firmalarda yürütülen inovasyon çal #malar sadece “teknolojik inovasyon”u de il, “organizasyonel inovasyon” ve “sunumsal inovasyon”u da kapsar. Kald ki, teknoloji tabanl firmalarda her ne kadar a rl k teknolojik inovasyona veriliyorsa da, organizasyonel ve sunumsal inovasyona yeterli kaynak ayr lmadan ba#ar l olunmas beklenemez.

(26)

Teknolojik 2novasyon: Teknolojik inovasyon, teknolojik ürün ve süreç

inovasyonunu kapsar. Burada ürün, hem fiziksel bir ürünü hem de hizmeti ifade etmektedir. Teknolojik olarak yeni bir ürünün veya sürecin geli#tirilmesinin yan s ra, mevcut ürün ve süreçlerde önemli teknolojik de i#ikliklerin yap lmas da bu kapsamda de erlendirilir. Ürünün pazara sunulmas ve sürecin üretimde kullan lmas ile inovasyon gerçekle#tirilmi# olur.

Teknolojik Ürün 2novasyonu, tüketiciye yeni veya iyile#tirilmi# hizmetler

sunmak amac yla performans özellikleri art r lm # bir ürünün geli#tirmesini/ticarile#tirilmesini ifade eder. Teknolojik Süreç 2novasyonunda ise, yeni veya önemli ölçüde geli#mi# bir üretim ya da da t m yönteminin uygulanmas söz konusudur.

Organizasyonel 2novasyon: Yeni çal #ma ve i# yap # yöntemlerinin geli#tirilmesi

ve/veya uyarlanarak kullan lmas ile bir firman n rekabet gücünün yükseltilmesini ifade eder.

Sunumsal 2novasyon: Yeni tasar mlar n ve pazarlama yöntemlerinin geli#tirilmesi ve/veya uyarlanarak kullan lmas ile bir firman n rekabet gücünün yükseltilmesidir(>novasyon web sitesi, 10.12.2005).

C) REKABET>N YARARI

Ekonomik ya#am n kurallar n n konmas s ras nda rekabetin yads namayacak bir önemi ortaya ç kmaktad r. Bu gerekçeyle de her ülkede ve her dönemde rekabetle ilgili bir tak m düzenlemelerin yap ld n görmekteyiz. Bu kural ülkelerin yasama organlar taraf ndan konuldu u için birer kanun niteli indedir. Rekabetle ilgili bu yasal düzenlemeler bütününe Rekabet Hukuku diyoruz. Rekabet hukukuna verilen önem, ekonomik faaliyetleri düzenlemesinden kaynaklanmaktad r. Fakat unutmamak gerekir ki Rekabet Hukuku ile elde edilmek istenen #ey, sadece rekabetin ekonomik sonuçlar ndan olu#mamaktad r. Rekabetin ekonomideki yeri, yeni anla# lmaya ba#lanm # olsa da Rekabet Hukukunun geçmi#i oldukça eskidir. Ahlaki ve sosyal ihtiyaçlar kar# lamak için kabul edilmi# olan Rekabet Hukuku kurallar , ancak XX. yüzy lda ekonomi bilimindeki geli#melerle yeni bir boyut kazanm #t r.

(27)

1. Genel Olarak Yarar)

a) Yenilikleri Te#vik Etmesi Aç s ndan

Rekabetin istenmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi, rekabetin yenilikleri te#vik etmesi olarak kar# m za ç kmaktad r. Piyasada en statükocu firma dahi gerek pazar pay n , gerekse kar pay n art rmak için çaba sarf edecektir. Bu çabalar aras nda yeniliklerin te#viki de bulunmaktad r. Schumpeter’e (1942) göre yeniliklerin te#viki, yeni bir mal n piyasaya sunulmas , yeni bir girdi veya yeni bir teknoloji kullan lmas , yeni pazar n bulunmas , finansman konusunda yeni bir uygulaman n devreye girmesi ve firman n kar n art racak olan baz düzenlemelerin yap lmas olarak tan mlanabilir.

Rekabetin bu özelli i giri#imcinin yeni bir uygulamay ba#latmas gibi bir bulu#un h zla yay lmas n da sa lamaktad r. Burada önemli olan yenili in ke#fi de il, onun süratle yayg nla#t r lmas d r. Yayg nla#t rmadan kas t ba#kalar taraf ndan da bu yeniliklerin kullan lmas ve taklit edilmesidir(Türkkan, 2001:87). Rekabetin olmad ortamlarda yeni bulu#lara ihtiyaç olmad gibi, yeni bulu#lar n uygulamaya geçirilmesi de kolay kolay mümkün olmamaktad r. Bu da di er üreticilerin yeni bulu# için veya taklit için harcayacaklar çabalar yava#latmakta ve yeni bulu#lar ortaya ç kmamaktad r. Yeni bulu#lar n ortaya ç kmas nda önemli faktör, rekabetin varl d r.

Firmalar n yeni bulu#lar için çaba sarf etmeleri belli bir fiili ve potansiyel rekabet bask s sonucu ortaya ç kmaktad r. Belli bir düzeye ula#mayan rekabet bask s da yeniliklerin ortaya konmas nda etkili olamamaktad r.

b) Seçme Hakk Aç s ndan

Meade (1968) ve Backman (1967) yapt klar çal #malarla gerek tüketicilerin gerekse üreticilerin daha fazla bir seçme hakk na sahip olduklar n söylemi#lerdir. Piyasada az say da firman n varl , hem üretim faktörleri hem de mal ve hizmetlerin sunumunda baz zorluklar do urmaktad r.

Bir endüstride sadece birkaç firma varsa ve bunlar belirli birkaç ürünü üretiyorlarsa, tüketiciler sadece bunlar n mallar n seçmek zorunda kalacakt r. Ayn #ekilde piyasadaki birkaç firman n varl , üretim faktörlerini arz edenler için de s n rl

(28)

seçenek olu#turmaktad r. Oysa çok say da firman n mevcut olmas seçme hakk yaratacakt r.

Böylece rekabet ortam nda hem üretilen mal ve hizmet say s daha fazla olacak, hem de bu mal ve hizmetlerin temin edilece i kaynaklar n say s çok olacakt r. >#gücü ve sermaye gibi üretim faktörleri sahipleri, sahip olduklar bu faktörleri çok çe#itli alanlarda ve çok çe#itli kurumlarda de erlendirme avantaj na sahip olacaklard r (Türkkan, 2001:84).

Rekabet ortam , bireylerin iktisaden topluma aç lmas nda en geni# seçenekleri ortaya koyan bir mekanizma olu#turmaktad r. Rekabet ortam bireylerin ba ms zl k, kendine güvenen, giri#imcilik, yarat c l k, toleransl davranan özgür ya#ama e ilimlerini ve sosyal mobilitelerini artt ran ve geli#tiren etkiler yaratacakt r. Bu çerçevede rekabet ortam bireysel dinamiklerden en üst düzeyde yararlan lmas n garanti eden bir sistem olarak kar# m za ç kmaktad r(Türkkan, 2001:85)

c) Sosyal Amaç Aç s ndan

Rekabet, Adam Smith'in anlad #ekilde basit bir has ml k durumu olarak kabul edilse bile, bunun her zaman sosyal bir yan mevcuttur. Monopol firmalara kar# ileri sürülen ele#tirilerin ba# nda, bu firmalar n yenilik için bir #ey yapmamas gelir. Piyasada tek sat c durumunda olan firma ürünü geli#tirmek için bir çaba sarf etmeyecektir. Fiyat veya üretim miktar n kendi tespit edece i gibi üretilen mal n kalitesini de kendisi belirler. Kar n maksimize etmek isteyen monopol firman n, yeni AR-GE yat r mlar yapmas rasyonel bir davran # de ildir, çünkü herhangi bir yenilik olmadan da, firma kar n elde etme olana na sahiptir. Böyle bir firman n yapaca her türlü harcama, firma kar n n azalmas anlam nda olmas ndan dolay , firmalar yeni bulu#lara ve daha iyi mal üretmeye yönelik çaba içerisinde olmayacaklard r (Yi itba# ve Atabey, 2001:351-353). Tam rekabet piyasas nda faaliyet gösteren firmalar aç s ndan ise, ba#ar l olmak, di erlerinden fazla kazanç elde etmek, yani yeni bir bulu#a, daha iyi ürüne, ya da di erlerinden daha verimli faaliyet gösterme e ba l d r. Bütün bunlar da tam rekabet piyasas nda AR-GE faaliyetlerine önem verilmesi sonucunu do urmaktad r. Yenilikler, AR-GE faaliyetleriyle ortaya ç kar ve daha kaliteli ve ucuz mal tam rekabet piyasas n n do al sonucudur.

(29)

Monopol firmalarda her ne kadar, fiyat veya miktar kendileri belirlemi# ve kalitenin artmas için herhangi bir çaba sarf etmemi# olsalar da, onlarda baz yenilikler getirerek topluma katk da bulunmalar mümkündür. Fakat bunun örneklerine tam rekabet piyasas nda rastland kadar s k rastlanmamaktad r. Monopol firmalar n yenilik için yapacaklar harcamalar monopol gücü ile do ru orant l d r. Aayet monopol piyasaya ba#ka firmalar n girmesi kolaysa, firma bunu zorla#t rmak ve piyasada durumunu muhafaza etmek için bir tak m AR-GE harcamalar yapacakt r. Piyasaya giri# kolayl n sezen firman n yapaca bir ba#ka davran # ise piyasa fiyat n k rarak, di er firmalar için piyasaya giri# cazibesini ortadan kald rmakt r.

Rekabetin bir di er sosyal boyutu da ekonomik gücün tek bir elde toplanmas yerine bu gücün toplumda da lmas n sa layarak gelir da l m n n daha adil olmas na katk da bulunmakt r. Karar vermede ve sorumlulu un tek elde toplanmas na engel olmada en etkili yöntem tekellerin ve kartellerin faaliyetlerine son verilmesidir.

Rekabetin, sosyal bak mdan di er bir etkisi de, seçme ve f rsat özgürlü ünü tam olarak kar# lamas d r. Rekabetin k s tland piyasalar ile tekel piyasas nda, tüketicilerin seçme özgürlükleri fiilen s n rlan r. Rekabet piyasas nda, rakip firmalar n arz etti i mallar aras ndan diledi ini seçme ve diledi i firma ile sözle#me yapmak durumunda olan tüketiciler, tekel piyasas nda bu olanaktan yoksundurlar. Rekabetin k s tlanmas , tüketicilerin seçme hakk n ortadan kald r r.

2. Ekonomik Olarak Yarar)

Rekabetin yararlar ndan, ya da tekellerin zararlar ndan söz edildi i zaman, gerçekte anlat lmak istenen #ey, rekabetin sosyal ya#ama olumlu etkisinden çok te-kellerin sebep oldu u ekonomik de er kay plar d r.

a) Tüketicinin Korunmas Aç s ndan

Burada en önemli unsurlardan bir tanesi tüketici egemenli idir. Tüketici egemenli i hangi mallar n nerede ve ne kadar üretilece inin karar n n tüketicinin istekleri do rultusunda yap lmas anlam n ta# maktad r. Hangi mallar n üretilece i karar üreticiler taraf ndan al nmakla birlikte, üreticilerin bu karalar tüketicilerin istek

(30)

ve beklentileri do rultusunda almalar d r. Rekabetin oldu u bir ortamda firmalar, pazar paylar n art rabilmek veya muhafaza edebilmek için tüketicilerin istek ve beklentilerini tatmin etmeye çal #arak kararlar n bu do rultuda vermek zorunda kalacaklard r (Türkkan, 2001: 83).

Firmalar n as l amac kar elde etmek veya pazar pay n artt rmak olsa dahi bunu yaparken tüketici egemenli ini sa layacak #ekilde yapacaklard r. Sadece bunu yapmakla da kalmayacaklar, tüketicinin istedi i ürünü en dü#ük maliyetle üretmeye çal #acaklard r. Rekabet ortam nda piyasada rekabet bask s yaratma veya rekabet bask s ndan korunman n yolu maliyetleri dü#ürmektir. Maliyetlerdeki dü#ü# yine rekabet ortam n n etkisi ile daha dü#ük fiyat anlam n ta# maktad r. Daha dü#ük fiyat ise tüketici için faydas n n art r lmas anlam n ta# maktad r.

Rekabet ortam nda üreticiler, bir taraftan tüketicinin isteklerini göz önünde bulundurarak üretim yapacaklar ve yapt klar üretim minimum maliyetle oldu u için en dü#ük fiyata tüketiciye ula#acakt r. Bu hem tüketici egemenli i, hem de yüksek fiyattan tüketicinin korunmas anlam na gelmektedir. Sadece söz konusu dü#ük fiyat de il ayn zamanda ürün kalitesinin de artmas anlam ndad r. O halde tüketici rekabet sonucunda istedi i ürünü kaliteli ve ucuza tüketir hale gelecektir. Bu rekabetin tüketiciyi koruyan bir fonksiyonu olarak kar# m za ç kmaktad r.

b) Yeni Ürünün Piyasaya Ç kmas Aç s ndan

Yenilik; çe#itli kaynaklar taraf ndan farkl alg lanmakta ve farkl tan mlanmaktad r. Drucker’e (2000) göre yenilenme, #imdiye kadar görülmemi# h zla de i#mekte olan pazarlara uyum sa layacak #ekilde, ürün ve hizmetlerin de i#tirilmesidir. Teknolojik aç dan yeni ürün, önceki ürün ku#a yla kar# la#t r ld nda malzemesi, parçalar ve yerine getirdi i i#levler aç s ndan, öze ili#kin, teknolojik farklar gösteren bir ürünü ifade eder.

Yeni ürün geli#tirme ise firman n yeni ürün olu#turmak amac yla giri#ti i uzun ve risklerle dolu bir süreçtir. Bu süreç, gerek firman n kontrol edemedi i d # çevresel faktörler gerekse firma içi faktörler taraf ndan etkilenir (Sanders and Monrodt, 1994: 98).

(31)

Pazarda ürün liderli i ve yenilik yapmay hedefleyen firman n belirli bir geli#tirme/yenilik stratejisi olmal d r. Rakiplerine kar# rekabette öne geçmek, mü#teri kitlelerine belirlenmi# ilkeler do rultusunda en uygun ürün ve hizmetleri sunmak gibi istikameti belli bir yakla# ma sahip olmal d r. Günümüzde ba#ar l firmalar faaliyet alanlar n belirleyerek pazarlar , yap lmas gerekenleri ve teknolojileri ortaya koyan bir misyona sahiptir.

Ürün ve hizmet üreten #irketlerin pazarda rekabet edebilirli i geli#tirdikleri veya pazara sunduklar ürün ve hizmetlerin kalitesi ile do rudan ili#kilidir. Pazarda rekabet edebilmek aç s ndan Yeni Ürün Geli#tirme Süreci’nin etkinli i kurulu# için en can al c ba#ar #artlar ndan birisi olarak ortaya ç kmaktad r. H zl , hatas z ve mü#teri sesine dayand r lm # bir ürün geli#tirme süreci, geli#tirilen ürün ve hizmetler arac l yla firmaya pazar ba#ar s n da beraberinde getirecektir.

c) Üretimde ve Kaynak Tahsisinde Verimlili in Artmas Aç s ndan Rekabetin en önemli ekonomik yararlar ndan biri, üretimde verimlili in teminidir. Rekabet, te#ebbüsleri daha ucuza üretim yapma a, yani daha az kaynak kullan m ile üretim yapma a zorlar. Rekabet piyasas nda, fiyat n piyasadaki toplam arz ve talebe göre belirlenmesi ve bu piyasada faaliyet gösteren firmalar n piyasada olu#an fiyat etkileme gücünden yoksun olmas sebebi ile te#ebbüslerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri ya da daha fazla kazanç elde edebilmeleri, daha dü#ük ortalama toplam maliyete sahip olmalar na ba l d r. Ekonomik verimlili in elde edilmesinde, rekabet tekel piyasas na göre üstünlük arz eder.

Kaynak kullan m nda verimlilik ile üretimde verimlili in sa lanmas nda tekelci firma, rekabetin yoklu u sebebi ile herhangi bir gayret göstermez. Oysa, tam rekabet piyasas nda, maliyetini piyasa fiyat n n alt na dü#üremeyen firmalar, piyasadan çekilmek zorunda kal rlar. Üretimde verimlilik ticari faaliyete devam edebilmek için #artt r.

Tekelci firma bak m ndan da, üretimde verimlilik ilkesi geçerli olmakla beraber, bu ayn derecede önemli de ildir. Tekelci firman n piyasadaki fiyat kendi marjinal giderinin üzerinde tespit etmesi sebebi ile üretimde az kaynak tüketimi tekelci firma

(32)

bak m ndan bir var olmak sorunu de ildir. Bu sebepten de, tekel piyasas nda üretimde verimlilik ilkesi nadiren gözetilir.

Göz önünde bulundurulmas gereken bir di er konu da kaynak da l m nda verimlilik ilkesidir ki bu da belirli bir mal n ne miktar üretilece i, toplumsal de erlerin ne #ekilde tahsis edilece i ile ilgilidir. Toplumdaki ekonomik kaynaklar s n rl d r. Örne in, toplumda bütün kaynaklar kullan ld zaman, her bir maldan ancak belirli bir miktar üretilebilir. Herhangi bir mal n üretimi art r ld zaman, ba#ka bir mal n üretiminin dü#ürülmesi gerekir, çünkü hammadde, i#gücü, sermaye gibi toplumsal kaynaklar sonsuz miktarlarda de ildirler. Rekabet, kaynak da l m nda verimlili in temininde en etkili yöntemdir ve kaynaklar n, tüketicilerin her bir mal elde etmek arzusu ve o mala verdi i ekonomik de ere göre da l m n sa layarak, genel mutluluk ve refah n artmas n gerçekle#tirir.

Rekabet firmalar etkin kaynak kullanmaya zorlamaktad r. Kaynaklar n etkin kullan m iki kaynak çerçevesinde anlam kazanmaktad r. Türkkan’a göre (2001, 85), rekabetin etkin kaynak kullan m na zorlamas , firma içi kaynak da l m ndaki etkinlikler ile tahsis etkinli i kavramlar çerçevesinde anlam kazan r. Birincisi üretimin en az maliyetle gerçekle#mesini yani üretim etkinli i (X Etkinli i)1, ikincisi ise fiyatlar n uzun dönem marjinal maliyete ve en az ortalama maliyete e#itlenmesiyle kaynaklar n üretici ve tüketiciye en yüksek “toplam art k” da t lmas n ifade etmektedir. Rekabet ko#ullar n n varl halinde, te#ebbüslerin rekabetçi davran #lara yönelmek ya da piyasa d # na ç kmak zorunda kalmak ikilemiyle kar la#acaklar aç kt r. Yine de, rekabet halinde olsun olmas n her te#ebbüsün, kazanc n en çoklama arzusuyla, maliyetlerini azaltma, gelirlerini art rma yollar n aramas ekonominin temel ilkesidir. Tekelci bir te#ebbüsün ürünlerine teknolojik geli#meleri yans tmas , tüketici tatminini üst düzeye ç karacak yenilikleri uygulamas gibi davran #lar sonucu olu#acak art de eri, kendi ticari kazanc n en çoklama amac do rultusunda yönlendirece i öngörülebilir. Bunun anlam , ürünün niteli inin artmas ancak bu niteliksel art # n bedele de yans mas d r. Buna kar# l k, rekabetin yo un oldu u bir pazarda faaliyet gösteren te#ebbüsler zaten teknik yeniliklere gitme zorunda olduklar gibi, tüketici

1

Leibenstein, American Economic Review’da (1966) yay mlanan makalesinde, üretim etkinli ini ilk kez ‘X-etkinli i’ olarak adland rm # ve bunun rekabetçi piyasalarda sa lanabilece ini öne sürmü#tür.

(33)

tatminindeki söz konusu art #lar ticari ko#ullar n olabildi ince de i#tirmeden tüketicilerine sunmak durumundad rlar (Ayber, 2003:12).

d) Gelir Da l m Aç s ndan

Rekabet ortam n n varl , firmalar n satt klar mallar n fiyatlar n , üretim faktörü sahiplerinin faktör fiyatlar n , mal ve üretim faktörü sat n alanlar nda talep ettikleri mallar n ve üretim faktörlerinin fiyatlar n istedikleri gibi belirleyememeleri sonucunu do uracakt r. Fiyatlar üzerinde söz sahibi olmak demek, gelir da l m üzerinde de söz sahibi olmak demektir. Rekabet ortam nda fiyatlar piyasada belirlenece i için gelir da l m üzerinde olumsuz bir etki ortaya ç kmayacakt r. Bu durumda fiyat kimse taraf ndan belirlenemeyecek ve gelir da l m da yar #mac bir ortamda herkesin hak etti i kazançlar yans tacakt r (Türkkan, 2001:90).

Piyasada büyük firmalar n varl ayn zamanda bu firmalar n çe#itli i#ler için finansman ihtiyac n gidermede, büyük çapl finansman temin etmek durumunda kalmaktad rlar. Finansman n büyük çapl olmas , gerek ulusal gerekse uluslararas piyasalardan çok uygun ko#ullarda finansman temini sa lamalar na neden olmaktad r. Bu durumda faiz tamamen talep taraf ndan belirlenecek ve dü#ük faiz anlam na gelecektir. Bu sermaye faktörü sahipleri aleyhine bir durumdur. Yani gelir da l m n büyük firmalar lehine de i#tirmektedir (Bougheas, 2006:3).

Burada unutulmamas gereken bir unsur, rekabet ortam nda da gelir da l m , servet ve yeteneklerin bir fonksiyonu olarak belirlenecektir. Ba#lang çta gelir da l m adil ise rekabet ortam ile bunun devam sa lanacakt r. Fakat ba#lang çta gelir da l m adil de il ise rekabet bunu tamamen iyile#tiremeyecektir. Sadece bir miktar iyile#me yönünde geli#mesine sebep olacakt r.

Fakat burada rekabetin ac mas zl ndan dolay rekabetçi bir piyasada üretim yapan firmalar n çal #anlara çok dü#ük ücretler vererek gelir da l m nda olumsuz baz etkiler de yarataca n göz önünde bulundurmam z gerekmektedir.

(34)

D) REKABET>N >STENMEYEN SONUÇLARI

1. Rekabet Ortam)n)n KendiliAinden Ortadan Kalkabilmesi

Rekabet sürecine yap lan ele#tirilerden bir tanesi, rekabetin kendi kendini yok etmesidir. Bu durum özellikle ölçek ekonomilerinin yüksek oldu u alanlarda kendisini göstermektedir. Sahip oldu u ölçek üstünlü ü nedeniyle birkaç rakibini elimine edebilen bir firma, pazar pay n artt rarak ölçek üstünlü ünü artt racak ve ba#ka rakiplerine kar# da üstünlük kazanacakt r. Bu #ekilde kendi kendisini besleyen bir süreç içerisinde bir firma tüm rakiplerini elimine ederek rekabetin ortadan kalkmas na neden olacakt r. Ayn durum, yine ölçek ekonomilerinin oldu u alanlarda, bir firman n rakiplerinden önce pazara girerek daha ba#lang çta giri#i engelleyen bir üstünlük kazanmas halinde de söz konusu olabilecektir. Burada rekabetin kendi kendisini yok etmesi için ölçek ekonomilerinin olmas önemli bir ko#uldur. Ölçek ekonomilerinin olmad durumlarda rekabetin kendi kendisini yok etmesi nispeten dü#ük olas l klardad r (Türkkan, 2001:91).

Yeni teknolojilerin ortaya ç kmas da rekabet sürecinin kendili inden ortadan kalkmas na sebep olabilir. Yeni teknolojik geli#meler verimlili in artmas na ama ayn zamanda da eski teknolojilerin demode olmas na neden olmaktad r. Teknoloji sayesinde yeni bir bulu# yapan firma di er mevcut firmalar piyasadan silecektir. Böylelikle monopol durumuna gelecektir. Böylece yarat c y k m olarak isimlendirilen bir süreç ba#layacakt r (Walde, 2002:2). Bu sayede ortaya ç kan monopol firma fiyatlar n yükselterek a# r karlar elde etmeye ba#layacakt r. A# r karlar piyasaya giri#i cazip hale getirecektir. Fakat piyasaya giri# yeni bir ürünün bulunmas yla olaca için bir firma yeni bir bulu#la daha önceki monopol piyasay devre d # b rakacakt r. Bu süreçte ortaya ç kan bulu#lar toplum kazanc n olu#turmaktad r. Eski monopollerin ortadan kalkmas ise birer maliyet unsurudur. Fakat ortaya ç kan kazançlar kay plardan daha büyük oldu u için bunlar yarat c y k m olarak adland r lmaktad r.

2. Y)k)c) Etkileri Sonucu Ortaya Ç)kan Maliyetleri

Rekabete kar# yap lan en önemli ele#tirilerden bir tanesi de rekabetin y k c etkileridir. Rekabet bazen kötüleri elimine ederken bazen de kaynaklar etkin bir

(35)

biçimde kullanan firmalar da elimine edebilir. Rekabet yanl # olarak yap lan kaynak tahsisinin heba olmas anlam na da gelmektedir. Bu gerekçeyle rekabet edemedi i için piyasadan çekilen bir firman n kaynaklar n n hurdaya ç kar lmas söz konusudur.

Asl nda rekabet sürecinde y k c etkiler olmakla birlikte, kötüleri elimine etme sürecinin her zaman kaynak israf na yol açmas söz konusu de ildir. Pek çok halde rekabet etmeyen firmalar n el de i#tirmesi veya kapat lan firmalardaki be#eri ve fiziki yat r mlar n ba#ka alanlara aktar larak de erlendirilmesi söz konusudur. Di er taraftan dü#ük performansl firmalar n piyasadan çekilmemesinin yaratt kaynak israf , ço u zaman bunlar n piyasadan çekilmesinin getirece i maliyetlerden daha yüksek olabilir. Bu gerekçeyle de rekabet sürecinin bir maliyetinin olmas do ald r. Burada önemli olan bu maliyetin rekabetin sa lad faydalardan daha dü#ük olmas d r.(Türkkan, 2001:92)

Rekabet edebilmek için firmalar bazen çevreyi kirletmektedirler. Kirlenen çevre topluma bir maliyet olarak yans maktad r. Çevreyi kirleterek baz d #sall klardan yararlanan firma maliyetleri dü#ürerek ya rekabet bask s yaratmakta veya rekabet bask s na kar# koymaktad r.

3. Miyopik Etkileri

Rekabetin olumsuz etkilerinden bir tanesi miyopik rekabet olgusudur. Miyopik rekabet, rekabet sürecinin firmalar rekabet bask s n n yaratt günlük olaylarla a# r derecede me#gul etmesi sonucu firmalar n gelece e dönük olarak bir vizyon olu#turma ve uzun vadeli dü#ünme f rsat vermemesidir. Özellikle baz sektörlerde firmalar rekabet bask s alt nda günlük sorunlarla yo un bir #ekilde u ra#maktad r. Ancak rekabet sürecinin firmalar bu ko#ullar a#maya yönelik ad mlar atmaya ve gerekli düzenlemeleri yapmaya yönlendirici bir etki yapmas da söz konusudur. Dolay s yla miyopik etkilerin rekabet sürecinin sadece bir a#amas nda ortaya ç kaca ancak rekabet sürecinin ileri a#amalar nda bu tür sorunlar a#may ba#arabilen firmalar n ön plana ç kabilece i söylenebilir. Bu ele#tiriler, rekabet sürecinin tümüne de il, sadece miyopik rekabet a#amas na yönelik olarak yap lmaktad r.(Türkkan, 2001:93)

(36)

4. Toplumu Sosyo-Kültürel Aç)dan Fakirle*tirici Etkisi

Rekabet ayn zamanda ac mas zd r. Rekabet etmek için firmalar n en dü#ük ücretle i#çi çal #t rmaya yönelmi# olmalar , maliyetleri dü#ürmek ve rekabet #anslar n art rmalar için baz ahlaki de erleri çi nemeleri, kar# l kl ç karlar bazen göz ard edebilmektedirler. Bu tür olgular toplumun huzurunu bozucu davran #lard r. Rekabet süreci firmalar en dü#ük maliyetle üretim yapmaya itecektir. Fakat bu ayn zamanda piyasadaki en becerikli ve yetenekli i#gücüne yüksek ücret vererek çekmeye de yöneltebilir. Firmalar bu aç dan baz de erleri göz ard edebilmektedirler.

Fakat baz de erleri göz ard etme i#i toplumdan topluma farkl l k arz etmektedir. Bu gerekçeyle de rekabetin ortaya ç karaca sosyo-ekonomik etkiler toplumdan topluma farkl l k göstermektedir.

II. REKABET GÜCÜ KAVRAMI

A) REKABET GÜCÜ

Rekabet gücü, rekabetin tan m ndan farkl l k göstermektedir. T pk rekabet tan m nda oldu u gibi rekabet gücü kavram n n evrensel ve kesin bir tan m da mevcut de ildir. Rekabet gücü kavram , temelde yar #ma kavram n n bütün özelliklerini ta# m # olmas na ra men farl d r. Bu iki kavramdan birini hedefleyen politikalar di erine de yarar sa lar, rekabeti artt rmay amaçlayan politikalar muhtemelen uluslararas pazardaki rekabet gücünü de artt racakt r. Rekabet ortam nda ya#ayan her firman n belli bir rekabet gücüne sahip oldu u söylenebilir. Asl nda rekabet gücü kavram bir firman n rekabet ortam nda kar# la#t rekabet bask s na dayanabilmesi #eklinde pasif bir biçimde tan mlanabilece i gibi, bir firman n rekabet bask s yaratabilmesini sa layan güç olarak, aktif bir biçimde de tan mlanabilir (Türkkan, 2001:106). Bu aç dan bakacak olursak rekabet gücü mutlak de il nispi aç dan tan mlanabilecek bir güç olarak kar# m za ç kmaktad r. Rekabet gücünü tek ba# na ele almamak gerekmekte, rekabet gücünü rakiplere göre tan mlamak daha do ru bir i#tir. Fiili veya potansiyel rakiplerin olmad bir ortamda da rekabet gücü kavram anlam n

(37)

yitirmektedir. Dolay s yla rekabet gücü fiili veya potansiyel rakiplerle birlikte var olan bir kavramd r.

Rekabet gücü, ülkelerin bilinen serbest pazar ko#ullar nda ki#ilerin reel gelirlerini artt rmaya çal # rken, ayn anda üretti i ürün ve hizmetleri pazarlara sunmas ve bu konuda ba#ar l olmas d r (President’s Commission on Industrial Competitiveness, 1985:5).

Literatürde rekabet gücü kavram ; firma, endüstri ve ulusal düzeyde olmak üzere üç farkl #ekilde ele al n p incelenmekte ve tan mlanmaya çal # lmaktad r. Firma düzeyinde rekabet gücü; firman n ürünlerini belirli pazarlarda rakiplerinin fiyatlar na e#it yada daha dü#ük bir fiyatla üretme ve satabilme yetene idir (Aktan ve Vural, 2004:12). Endüstri düzeyin de ise rekabet gücü #u #ekilde tan mlanabilir; bir sanayinin rakiplerine e#it yada daha üst düzeyde bir verimlilik düzeyinde uluslararas piyasan n gereklerine uygun mal ve hizmet üretebilme ve daha dü#ük maliyetlerle uluslararas piyasalar n standart ve taleplerine uygun mal ve hizmetleri üretebilmesini sa layan icat ve yenilikleri gerçekle#tirme yetene idir (Aktan ve Vural, 2004:16). Ulusal düzeyde ise rekabet gücünü #u #ekilde tan mlayabiliriz; bir ülkenin serbest d # ticaret ko#ullar alt nda d # ticaret dengesini sa layarak ticaret ortaklar n n sahip oldu u milli gelir seviyesine e#it bir reel milli gelir büyümesini sa layarak rekabet edebilme (Markusen, 1992:8). Daha yal n bir anlat mla rekabet gücü, mikro (firma ve endüstri) ve makro (ulusal) bazda ele al nabilir. Makro aç dan tan ma bak ld nda, ülke vatanda#lar n n reel gelirini artt rmak ve sonuçta refah n artt rmak ve belli bir ya#am düzeyini sa layabilmek olarak tan mlanabilir( Waheeduzzaman ve Ryans, 1996:12-14)

Bir ulusun rekabet gücü, düzenli ve serbest piyasa #artlar alt nda halk n reel gelirini artt r rken, ayn zamanda uluslararas piyasalarda rekabet edebilirli i olan mal ve hizmetleri üretebilme yetene idir. Bu tan mda rekabet gücünü etkileyen üç temel faktör vurgulanmaktad r. Bu faktörler; ülkenin ihracat ndaki olu#an #artlar, bu piyasalara mal ve hizmet üretebilme ve satabilme yetene i, ülke vatanda#lar n n reel gelirleri ve ya#am standartlar d r (Rapkin ve Strand, 1995:2). Bir ba#ka tan ma göre ise rekabet gücü bir ekonominin GSMH ve ki#i ba# na GSMH’s n kendisine e#de er herhangi bir ekonomi kadar h zl artt rabilme kabiliyetidir.

(38)

Bu konuda bir ba#ka katk da Landau taraf ndan yap lm #t r. Landau’ya göre rekabet gücü gelecekteki neslin ya#am düzeyini ve ülkenin büyüme potansiyelini dü#ürmeden, tam istihdam düzeyine veya tam istihdama yak n bir istihdam düzeyine ula#arak, ülkede yüksek bir hayat standard ve makul bir büyüme oran n n elde edilmesi #eklinde tan mlamaktad r (Landau, 1992:5-6).

Rekabet gücü kavram n n genel kabul görmü# herhangi bir tan m n n olmad n belirten Porter, ulusal ölçekte rekabet gücünün verimlilikle e# anlaml olaca n ifade etmi#tir (Reinert, 1994: 2).

Literatürde bu konuda en önemli katk Porter taraf ndan yap lm #t r. Yaln z Porter rekabet gücü kavram n kullanmam #t r. Bunun yerine rekabet avantaj kavram n kulland n görüyoruz. Poter, rekabet avantaj n n üç temel kayna n #u #ekilde s ralamaktad r; genel maliyet üstünlü ü stratejisi, farkl la!t rma stratejisi, odakla!ma

stratejisi. Genel maliyet üstünlü ü stratejisinde, firma genel maliyetlerini dü#ürmek ve

kendi alan nda rakiplerine göre bir üstünlük sa lamak için organizasyon yap s nda her türlü de i#ikli i ve tekrar yap lanmay gerçekle#tirecektir. Porter’in farkl la#t rma stratejisinde organizasyon yap s nda firma imaj n iyile#tirecek ve mallar n kalitesini artt racak her türlü i#lemi gerçekle#tirecektir. Odakla#ma stratejisinde ise, firman n belli bir sektörde firman n dar kapsaml bir rekabet alan ve kendisine bir hedef kitle seçmesi ve üstünlük kazanma çabalar n bu dar alana göre #ekillendirmesi gerekmektedir (Porter, 1985:15-16).

B) ULUSLARARASI REKABET GÜCÜ

Güçlü ekonomi yarat labilmesinin temel ko#ulu rekabet gücünü artt rmaktan geçer. Rekabet gücü, bir ülkenin üretim yetene inin ve kapasitesinin düzenli bir #ekilde art # n ifade eder. Bir ba#ka ifadeyle, ulusal düzeyde rekabet gücü, bir ülkenin üretti i mal ve hizmetlerin sürekli ve düzenli art #lar göstererek ekonomik refah düzeyini yükseltmesi ve bunun sonucu olarak ülke vatanda#lar n n ya#am standartlar n n iyile#tirmesi anlam na gelmektedir.2

2Rekabet gücü kavram için bkz: Paul R. Krugman., “Competitiveness: A Dangerous Obsession”, in Paul

Krugman et.all., Competitiveness: An International Economics Reader. New York: Foreign Affairs. 1994, ss. 1- 19; Daniel F. Burton Jr., “Competitiveness: Here to Stay” in Brad Reberts (Ed.), New Forces in the

(39)

Ülkelerin rekabet gücü, firmalar n toplam rekabet gücünün d # nda bir kavram olarak kar# m za ç kmaktad r. Firmalar n rekabet gücü ile ulusal düzeydeki yap sal rekabet gücü aras nda birbirini tamamlayan ba lar oldu u ortadad r. Dolay s yla, dünyadaki küreselle#me e ilimlerinin ortaya koydu u genel #artlara uygun olarak, firmalar n ürettikleri mal ve hizmetlerde rakiplerine kar# üstünlük kazanmalar ; ülkelerin ise bu tür firmalar n kurulmas için gerekli ortam sa lamada di er ülkelere nazaran baz özel #artlara sahip olmas d r (Uzgören, 1999:9).

Uluslararas alanda rekabet edebilirlik veya di er bir ifadeyle uluslararas rekabet gücü, k saca #öyle tan mlanabilir. Bir firma veya ülkenin ya da sektörün dünya piyasalar ndaki sat # kabiliyetidir. Asl nda ihraç mallar n n üretim ve sat # imkanlar n n d # talebe uyum sa layabilmesi bir firman n veya ülkenin rekabet gücünü göstermektedir. Uluslararas alanda veya ticarette rekabetçi konumu devam ettirmenin yollar ndan bir tanesi, dünya ticaretinde olan de i#ikliklere oldu u kadar dünya ekonomisindeki geli#meleri de izleyebilmek ve hakim olabilmektir. Uluslararas pazarda herhangi bir ürün alan nda bir ülke belirli bir dönemde rekabet gücüne sahip olabilir. Rekabet gücü ihraç ürünlerinin çe#itlili inde, göreli fiyat ve maliyetlerde ve göreli kredi ve teslim sürelerinde kendini gösterir. Bu aç dan bak ld nda ülkelerin birbirleriyle rekabet halinde oldu u konu sadece fiyat ve kalite alan nda de ildir. Bu aç dan hükümetler birbiriyle mal, hizmet ve sermaye ticareti bak m ndan giderek daha fazla bütünle#en bir dünya ekonomisi içerisinde ülkelerini yabanc yat r mc lar için daha çekici hale getirerek rekabet etmektedir. Bu tür rekabetlerde hükümetlerin iktisat politikalar , ucuz i#çilik gibi geçici rekabet avantajlar sa layan etkenlerin ötesinde örne in sa lam ve yayg n bir ileti#im ve ula# m a kurmaya yönelik olmal d r. K sacas , ülkeler ve hükümetler aç s ndan söz konusu olabilecek olan, yaln z bir tür kurulu# yeri rekabetidir (Kibritçio lu, 1996:111).

Bir ba#ka tan mlamayla uluslararas rekabet gücü; uluslararas ticarette, ülkenin çe#itli ürünleri tasarlayabilmesi, üretebilmesi, da tabilmesi ve pazarlayabilmesi için gerekli yeteneklerin iyile#mesine ba l d r (Scoot ve Lodge, 1985:3)

World Economy. Cambridge: The MIT Press, 1996; Clyde V. Prestowitz, Jr., “The Fight over Competitiveess: A Zero-Sum Desate?” in Competitiveness: An International Economics Reader. New York: Canada Occasional Paper Number 5, April 1995, ss.3-4.; A.Francis, “The Consept of Competitiveness” in A. Francis and P. Tharakan (Eds.) The Competitiveness of European Industry: Routledge, 1989, SS. 15-16.; Rainer Feurer & Kazem Chaharbaghi, “Defininig Competitiveness: A Holistic Approach”, Management Decision, Vol. 32, No:2, 1994, ss.49-58.

(40)

Dahas , genellikle tan mlanmaks z n ölçülmeye çal # lan uluslararas rekabet gücünün kendisi ile unsurlar , göstergeleri, belirleyicileri, ölçütleri ve sonuçlar da içinden zor ç k lacak bir biçimde birbirine kar #t r lmaktad r. Bu kavram karga#as n n ba#ka bir nedeni de uluslararas rekabet gücü kavram n n tek bir kurumsal temelinin bulunmay # ; ba#ka bir deyi#le d # ticaret kuram n n yan s ra sanayi iktisad veya endüstriyel organizasyon gibi hem iktisatç hem de i#letmecilerin çal #ma konular n yak ndan ilgilendiren bir kavram olu#udur (Kibritçio lu, 1996:2). Uluslararas rekabet; bilgi, finans, üretim tecrübesi, sahip olunan mukayeseli üstünlükler teknik bilgi ve i# gücüne ba l olarak de i#mektedir (Uysal, 2000:6).

Ülke s n rlar içerisindeki firmalar aras ndaki ulusal rekabet ile ülke s n rlar d # ndaki firma ve endüstriler aras ndaki uluslararas rekabet aras nda birçok fark söz konusudur. Genellikle uluslararas rekabet stratejisinin geli#tirilmesinde bu farklar n alt çizilir ( Porter, 2000: 346).

• Ülkeler aras ndaki faktör farkl l klar , • Yabanc pazardaki farkl l klar, • Yabanc devletlerin farkl rolleri,

• Hedeflerdeki, kaynaklardaki ve yabanc rakiplerin gözlenmesi ile ilgili yeteneklerdeki farkl l klar.

Bir ülkenin rekabet gücü performans n ölçmede kullan lan en temel göstergeler; teknolojik geli#me düzeyi, AR-GE harcamalar n n düzeyi, firma büyüklü ünün önemi, küçük i#letmelerin rolü, insan sermayesi ve verimliliktir (Müegge, 1990:49). Bunun yan nda firmalar n sahip olduklar pazar pay ve karl l k oranlar da firmalar n ve dolay s yla ülkenin rekabet edebilirlikleriyle ilgilidir (Singh, 1991;27).

Uluslararas rekabet gücünün arkas nda yatan temel faktör verimlilikten de farkl d r. Verimlilik ürün yenili i gibi faktörlere yer vermez. Üstelik verimlilik bir ülkenin uluslararas düzeydeki ticari mallar n n fiyat n da aç klayamaz veya ölçemez. Verimlilik, ülkenin yeni üründen de er elde etme derecesinin ve ürün kalitesinin bir fonksiyonudur. Dolay s yla e er ülke gelenekselle#mi# ve farkl la#t r lm # mallar üretiyorsa, verimlilik ölçütlerinin tek ba# na, uluslararas rekabet gücünün temel belirleyicisi olma ihtimali imkans zd r (Çetinta#, 2000:218-219).

Referanslar

Benzer Belgeler

Maastricht Zirvesi: Avrupa Topluluklarından Avrupa Birliğine 75.. Maastricht Antlaşması ve Kapsamı 77

Ancak bu gerçeklerin yanı sıra alkol tüketimiyle başı en azından birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeye kıyasla daha az dertte olan Türkiye’nin alkol politikalarına ilişkin

Yine de CHP kendisini hâlâ Avrupa yanlısı bir parti olarak göstermek- tedir; ancak, CHP açısından en önemli sorun, hem Avrupa’da hem de Türki- ye’de CHP’yi

Makalenin amacı, son yıllarda Türkiye’nin üyeliği ile ilgili Avrupa Birliği ülkelerindeki akademik ve siyasi çevrelerce yapılan tartışmaların tarafsız olarak

It is possible that inspecting the process capability by means of multivariate process capability studies depends on a production process of a product of which different

Yeni kanamları alı rken İran edebiyatıııın cazibesine kapılan edebiyatçılarıınız. iran edebiyatından edebiyatıa ilgili başka alıntılar da yapmışlar: *: Atalürk

EndÜıüs'te Raks'ta tek renk, kırmızı ve nüansları, La Dans Serpantin'de ise bütün bir renk yelpazesi vardır.. Renkler sembolik anlamda algılanırsa, Yahya Kemal'in şiirine

Ticarette meydana gelen bozulmalarõn herhangi bir Üye Devlet tarafõndan işbu Antlaşmaya uygun olarak alõnan ticaret politikasõna ilişkin tedbirlerin uygulanmasõnõ