• Sonuç bulunamadı

UNIT 1 Friendship Cevap Anahtarı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "UNIT 1 Friendship Cevap Anahtarı"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

UNIT 1 Friendship – Cevap Anahtarı

Kullanılan bazı kısaltmalar

(v) verb : fiil (adj) adjective : sıfat (n) noun : isim s.o. someone : biri, birisi

1. Arkadaşlar sevgilerini sıkıntılı zamanlarda gösterirler, mutlulukta değil.

trouble: dert, bela, sıkıntı

2. Bence paylaşmak Kelly’yi benim en iyi arkadaşım yapan şey. Biz bütün sırlarımızı paylaşırız. Ben onu gece gündüz ararım.

share: paylaşmak secret: sır, gizli

3. Sandra benim gelmiş geçmiş en iyi arkadaşım. Ben her zaman onu desteklerim ve biliyorum ki o da bana her zaman arka çıkar.

best friend: en iyi arkadaş support=back up desteklemek, arka çıkmak back s.o. up: birisini desteklemek

4. Leila benim en iyi arkadaşımdır ve ben ona her zaman güvenebilirim. Güven benim için çok önemli.

count on = rely on = depend on = trust güvenmek, itimat etmek

5. Tom ve benim ortak çok noktamız var. Biz her zaman aynı şeyleri yaparız.

have things in common = have common interests ortak noktası olmak, ortak ilgileri olmak common: ortak, yaygın

6. Farketmez.

7. Buzlar eriyene kadar dostlarınızı düşmanlarınızdan asla ayırt edemezsiniz.

enemy: düşman until: -e kadar

8. Bence iyi bir arkadaş dürüst bir kişidir çünkü ben sinsi insanlardan nefret ederim. Kötü bir arkadaş kavgacı bir kişidir çünkü benim etrafımda anlayışlı ve şefkatli insanlara ihtiyacım var.

honest: dürüst sneaky: sinsi aggressive: saldırgan, kavgacı tactful: ince, anlayışlı caring: şefkatli

9. Biz bazen kızlarla pijama partisi yaparız. Bütün gece birçok şey hakkında sohbet ederiz.

slumber party: pijama partisi chat: sohbet etmek

(2)

10. Lunaparklar mı? Arkadaşlarım ve ben orada vakit geçirmeyi severiz. Çok heyecan verici.

amusement park: eğlence parkı, lunapark spend time: vakit geçirmek

amuse(v): eğlendirmek amusing(adj): eğlenceli amusement(n): eğlence

11. Merhaba! Siparişinizi alabilir miyim?

order(v)(n): sipariş etme, sipariş May I….? İzin alırken ya da ricada bulunurken kullanılır.

12. Ana yemek olarak ne almak istersiniz?

main course: ana yemek dessert: tatlı soup: çorba would like + isim Bir şeyi ya da bir şey yapmayı istemek would like + V1 I would like some cookies

Would you like to come over for a dinner?

13. Tatlı almak ister misiniz?

14. Pazar günü doğum günü partime gelmek ister misin?

15. Pazar günü bir pijama partisine ne dersin?

16. Doğum günü partisi mi? Kulağa eğlenceli geliyor.

17. Evet, tabii ki. Beni davet ettiğin için teşekkürler.

invite(v): davet etmek invitation(n): davet inviter(n): davet eden invitee(n): davet edilen

18. Evet, çok isterim. Saat kaçta?

19. Üzgünüm, ama Pazar günü çok yoğunum.

busy: meşgul, yoğun

20. Çok isterdim ama haftasonu ödevimi bitirmeliyim.

21. Tabii ki, kulağa harika geliyor. Partide başka kim olacak?

who else: başka kim awesome: harika, müthiş

22. Onun daveti reddetmekteki mazereti nedir?

excuse: mazeret, bahane kabul etmek accept X refuse reddetmek

23. Onlar ne tür bir film izlemeye karar verdiler?

decide: karar vermek What kind of = What sort of = What type of Ne tür

(3)

24. Arkadaşın seni bir etkinliğe davet ediyor. Daveti kabul edebilir ya da reddedebilirsin. Eğer kabul edersen etkinlikle ilgili daha fazla bilgi iste. Eğer reddedersen özür dile ve bir mazeret belirt.

event=activity: etkinlik information: bilgi apologize: özür dilemek give an excuse: mazeret belirtmek

25. Etkinliğe katılmak için son tarih nedir?

join: katılmak deadline: son başvuru tarihi, son teslim tarihi, son mühlet

26. İlk sınıf toplantı etkinliğini organize ediyoruz. Uzun süre sonra herkesi görmek maksadıyla hepimiz için harika bir şans. Bu fırsatı kaçırma. Hepinizi görmeyi bekliyoruz.

reunion: tekrar bir araya gelme, kavuşma, tekrar toplanma chance: şans,fırsat miss: kaçırmak, özlemek opportunity: fırsat expect: beklemek, ummak

27. Eğer etkinliğe katılabilecekseniz bize 22 Nisana kadar önceden bilgi verin lütfen.

İnform(v): bilgilendirmek, bilgi vermek information(n): bilgi in advance: önceden, vaktinden önce attend: katılmak

28. İlk olarak sınıfça bir araya gelme etkinliği organize ettiğiniz için teşekkürler. Etkinliğe gelmek isterim. Arkadaşlarımızla buluşmak çok güzel. Hatıralarımız ve yeni hayatlarımızdan bahsedebiliriz. Bir sorum var. Anne babalar etkinliğe katılabilir mi?

memory: anı, hatıra, bellek

29. Güzel davetin için teşekkürler. Üzgünüm ama etkinliğe katılamıyorum. Bütün eski arkadaşlarımı görmeyi çok isterdim ama 30 Nisanda tatile çıkıyoruz.

vacation: tatil

30. Benim en iyi arkadaşım Patricia. Biz bazen tartışırız ama genellikle onunla iyi geçinirim.

argue with s.o. = have an arguement with s.o. birisi ile tartışmak get on well with s.o. : birisi ile iyi geçinmek, iyi anlaşmak

31. Bill ve ben birbirimize her zaman dürüstüzdür. Hiç yalan söylemeyiz ve birbirimize çok yakınız.

tell the truth X tell a lie / lie truthful X liar doğruyu söylemek X yalan söylemek doğru sözlü, dürüst X yalancı

32. Siparişlerinizi birkaç dakikada getireceğim.

order(v)(n): sipariş, sipariş etmek couple: iki, birkaç

33. Pijama partisi kulağa eğlenceli geliyor ama önce anne ve babama sormalıyım.

(4)

34. Maçı izlemeyi isterdim ama izleyemem çünkü eve erken gitmeliyim.

early(erken) X late (geç)

35. Eğer senin için uygunsa seni evinden alabiliriz.

pick s.o. up : birisini bir yerden almak 36. Yarın uğramak ister misin?

come over: uğramak

37. Etkinliğe katılmanın ücreti ne kadar?

how much: ne kadar fee: ücret 38. Ücret: Kişi başı 5 dolar (ulaşım dahil)

per person: kişi başı transportation: ulaşım, taşıma 39. O arkadaşlarına çok önem verir.

attach importance to s.o : birisine önem vermek important(adj): önemli importance(n): önem 40. En iyi arkadaşlarım ve ben birbirimize önem veririz ve birbirimize güveniriz.

each other: birbirine, birbirini

41. Bu daveti reddedemem. Bu şansı kaçıramam.

miss the chance: şansı kaçırmak 42. Yürüyüşe gitmeye ne dersin?

How about + isim ? …… ya ne dersin?

What about + V-ing? …… yapmaya ne dersin?

43. Bu akşam sinemanın önünde buluşalım mı?

Shall We V1 ? …… yapalım mı?

44. Bu akşam sinemaya gidiyorum. Neden birlikte gitmiyoruz?

Why don’t we/you V1? Neden ……. yapmıyoruz?

45. Şimdilik hepsi bu kadar.

46. Arkadaşlarınla hafta sonu mangal yapmaya karar verirsiniz. John’u davet edersin ve o da davetini kabul eder.

47. Bir fincan kahve alabilir miyim?

Can I …….? İzin alırken ve ricada bulunurken kullanılır.

48. Paul ve John evde DVD izleyecekler.

am/is/are going to V1 Gelecekteki planları, amaçları vs. anlatmak için kullanılır.

49. Kesinlikle orada olacağım.

‘ll = will Gelecek zamanda kullanılan yardımcı fiil.

50. Organizasyoncuları bilgilendirmek için son tarih nedir?

Organize(v): organize etmek organizer(n): organize eden organization(n): organizasyon

(5)

51. Arkadaşım Emma harika bir ahbaptır.

buddy = mate ahbap, kanka, arkadaş 52. Başka yakın arkadaşların var mı?

close friend : yakın arkadaş

53. Arkadaşım Sandra ile çoğu zaman iyi anlaşırız.

most of the time : çoğu zaman

54. Ona ihtiyacım olduğu zaman o bana hep destek olur. Biz aynı hobilere sahibiz.

aynı same X different farklı

55. Suzy’ye güvenmiyorum çünkü o benim sırlarımı hiç saklamaz.

keep secret : sır saklamak

56. Yarın akşam meşgul müsün (işin var mı?) 57. Bizim bir çok benzer ilgilerimiz var.

have similar interests = have a lot in common Benzer ilgileri / ortak noktaları olmak 58. Mike dürüst bir insan. Ben ona daima güvenirim çünkü bana asla yalan söylemez.

59. Pazar günü saat 7’de aile toplantısına gelebilir misin?

reunion: tekrar bir araya gelme / kavuşma,

60. Mümkün olan en kısa zamanda gelip gelmeyeceğini bana bildir.

as soon as possible / asap mümkün olan en kısa zamanda as fast as possible mümkün olan en hızlı şekilde as quiet as possible mümkün olan en sessiz şekilde let s.o. know = inform s.o. birisine haber vermek

whether or not ….. yapıp yapmadığı mümkün possible X impossible imkansız 61. Tom davet eden, Jason davet edilen.

invite(v): davet etmek invitation(n): davet inviter(n): davet eden invitee(n): davet edilen

62. Bilim kurgu filmlerini izlemeyi severim.

sci-fi = science-fiction bilim kurgu

63. Lucy’nin doğum günü partisinin davetini kabul edecek misin?

64. Kulağa harika geliyor. Çok isterim.

65. A: Onun bisikleti yeni ama benimki eski. Ben de yeni bisiklet istiyorum B: Kıskanç olma Mike. Senin bisikletin hala yeni.

jealous: kıskanç still : hâlâ

66. Sally’ye güvenirim ve onunla sırlarımı paylaşırım.

count on = rely on = depend on = trust güvenmek, itimat etmek 67. John özür diledi çünkü arkadaşının partisine çok gecikti.

apologize: özür dilemek

(6)

68. Jim Bob’un en sadık arkadaşıdır. Her şeyde ona güvenebilir.

loyal: sadık

69. O çok kibirli. Kendisinin her şeyde en iyi olduğunu düşünüyor.

arrogant: kibirli, kendini beğenmiş

70. Sally hiç endişeli ya da kaygılı değildir. O rahat bir insandır.

laid-back: rahat, sakin,kaygısız

71. O ben merkezci bir çocuk, bu yüzden etrafında çok arkadaşı yok.

self-centered: ben merkezci, bencil, kendini düşünen

72. Umarım sen ve ben daima birbirimize karşı doğru sözlü oluruz.

doğru sözlü, dürüst truthful X liar yalancı

73. Linda tanıdığım en cömert insan. O hep ihtiyacı olan insanlara yardım eder.

Cömert generous X mean = stingy cimri

74. Kız kardeşimle hep tartışırım. O beni kıskanıyor.

jealous of s.o. birisini kıskanmak

75. Bu akşam ne yapıyorsun? Benimle bir heyecanlı film izlemek ister misin?

thriller: heyecanlı film, gerilim filmi

76. O kovboy filmlerini çok sever.

western: kovboy filmi

77. Salı günleri bir kafede buluşur ve birçok konu hakkında çene çalarız.

chit-chat: çene çalmak, lak lak yapmak,

78. Sinsi insanlardan nefret ederim. Çevremde güvenilir ve dürüst insanlara ihtiyacım var.

güvenilir reliable X unreliable güvenilmez honest = truthful

79. O kaba ve kavgacıdır. Başka insanların dediklerini asla dinlemez.

kibar polite X rude kaba

80. O komik ve şefkatli bir öğretmen. Onun derslerini seviyorum.

(7)

81. O cimri bir adam. Karısına hiç hediye almaz.

Cömert generous X mean = stingy cimri

82. Gelmemesi için iyi bir sebep belirtmedi.

give a reason: sebep belirtmek sebep reason X result sonuç absent: yok, var olmamak

83. Dağa tırmanmak çok maceralıdır.

adventure(n): macera adventurer(n): maceraperest adventurous(adj): maceralı

84. Eğlenceli hikayelerle dolu bir kitap okuyorum.

amuse(v): eğlendirmek amusing(adj): eğlenceli amusement(n): eğlence

85. Jim aksi bir kişi. Kimse onun arkadaşı olmak istemiyor.

bad-tempered : aksi, huysuz, ters

86. Yarışta birinci olmak için kararlı görünüyor.

determined : kararlı, azimli

87. O inatçı birisi. Onun fikrini değiştirmek çok zordur.

stubborn : inatçı change mind : fikrini değiştirmek

88. Gerçek arkadaşlar destekleyici olmalı.

supportive : destekleyici

89. O daima anlayışlı ve dürüsttür. Biz hep birbirimizle iyi anlaşırız.

get on well with s.o. : birisi ile iyi geçinmek, iyi anlaşmak

90. O güvenilir bir insan. Ona her zaman güvenebilirsin.

count on = rely on = depend on = trust güvenmek, itimat etmek

91. Helen’ın hiç kötü özelliği yoktur. O komik, destekleyici ve cömerttir.

trait / personal trait : kişisel özellik

Şehit Cennet Yiğit İHO/İngilizce Öğretmenleri/Eda ALTUNTAŞ-Samet ZEYREK

(8)

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

This research is about the relationship between photography and romantic love; The need for 'love' and the need for 'memory photography' are in a way similar; they both serve as

Physicians can get more financial rewards from coopera- tion with TTOs, and brightest minds will not be wasted in non- functional academic paper publishing and routine hospital

The intellectual climate not only influenced the reception of the film, but also the production of the film - for, the intellectual climate not only influenced the

actin filaments - involved in cell movements and in membrane deformations - smallest components of the cytoskeleton microtubules - hollow tubes made of proteins called

Influence of admission source and admission source related factors on intensive care unit (ICU) outcome have not known much in patients with chronic obstructive pulmonary

Invite Davet Et Sender Gönderen Awesome Müthiş Eat out Dışarıda Yemek. Backup Yedek

Bu konu içinde üzerinde duracağımız kalıp özellikle “have you ever …” kalıbıdır.. “Have you ever …” kalıbı ne demektir ve hangi