• Sonuç bulunamadı

NIS Ülke Derecelendirme Metodolojisi NATIONAL INVESTOR SERVICES DERECELENDİRME A.Ş. ÜLKE DERECELENDİRME METODOLOJİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "NIS Ülke Derecelendirme Metodolojisi NATIONAL INVESTOR SERVICES DERECELENDİRME A.Ş. ÜLKE DERECELENDİRME METODOLOJİSİ"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1/14

NATIONAL INVESTOR SERVICES DERECELENDİRME A.Ş. – ÜLKE DERECELENDİRME METODOLOJİSİ

İçindekiler

GİRİŞ ... 2

Temerrüt Tanımı ... 2

DERECELENDİRME YAKLAŞIMI ... 3

EKONOMİK DAYANIKLILIK ... 3

Ekonomik Aktivite ve Büyümenin İtici Güçleri ... 4

… Ekonomik Yapı ... 4

… Rekabet ve Ekonomik Yönetim ... 4

Ekonomi Politikalarının Oluşturulması ve Tutarlılığı ... 5

ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ REZERVLER ... 5

… Ödemeler Dengesi (ÖD)... 5

… Dış Rezervler ... 6

MALİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK... 6

…. Mali Yönetim Politikası Öncelikleri ... 6

… Bütçe Analizi ... 7

BORÇ YÜKÜ VE ÖDEME GÖRÜNÜMÜ ... 8

….Şarta bağlı yükümlülükler ... 9

PARA VE DÖVİZ KURU YÖNETİMİ ... 9

Faiz Yönetimi ve Enflasyon ... 10

… Döviz Kuru İstikrarı ... 10

FİNANSAL SİSTEM DAYANIKLILIĞI ... 10

KURUMSAL VE SOSYAL KARARLILIK ... 11

… Siyasi Senaryo ve Politika Ortamı ... 11

….Hukuk Sistemi ... 12

… Uluslararası İlişkiler ve Jeo-politik İstikrar ... 12

Anayasa İstikrarı ... 12

Nüfus ve Sosyal İstikrar ... 12

NIS’in Ülke Derecelendirme Not Cetveli ... 14

(2)

2/14

GİRİŞ

National Investor Derecelendirme A.Ş. (‘NIS’)’nin ülke derecelendirme metodolojisi, ülke düzeyindeki kredibiliteyi değerlendirmek için dahil olan tüm ekonomik ve sosyal boyutları içerecek şekilde oluşturulmuştur. Bu notlar, ülkenin uzun vadeli borç ödeme kapasitesi hakkında bir görüş olmasının yanı sıra, kurum düzeyinde değerlendirmeler için de bir ölçüt sağlar. Ana Ortağımız IIRA, İslam İşbirliği Örgütü (OIC)’e üye ülkelerin 12'sine ülke notu sağlamaktadır. IIRA’nın ihraççı derecelendirmeleri, hem mevcut ekonomik performansın analizine hem de ileriye dönük değerlendirmeye dayalı olarak belirli yükümlülüklerin tam ve zamanında ödenmesi olasılığı olarak tanımlanan kredi güvenilirliğinin bir göstergesidir. Yabancı para cinsinden konvertibilite ve transfer riski hususları, ihraççı ve yabancı hükümetlere tahsis edilen ihraç notlarında da yer almaktadır. Bu nedenle, IIRA’nın uluslararası ölçekte derecelendirme konusundaki yaklaşımı, dünyadaki en iyi uygulamalarla tutarlıdır. Aynı zamanda, metodolojinin İslam hukukunun temel felsefelerinin merkezinde olduğu gibi, uzun vadeli servet ve değer yaratma ve insani yükseliş ilkelerine vurgu yapması, ona bir ayrıcalık kazandırır.

NIS’in ülke metedolojisi topluma yapılan yatırım, altyapının kalitesi, siyasi, ekonomik ve sosyal kurumların etkinliği ve ekonomik döngülerle ülkeleri ayakta tutan mali ve borç yönetimine disiplinli bir yaklaşımdır. NIS’in ülke notlarının amacı, ilgili ülkenin, şeffaflık yoluyla uluslararası sermayeye daha iyi erişim sağlayarak, kredibilite ölçeğinde daha etkin bir şekilde haritalamaktır. NIS'in derecelendirme metodolojisini bir derecelendirme ölçeğinde genişleterek, sınır ötesi fon akışını artırmayı, gerektiğinde daha fazla fon erişimini ve bölgesel sermaye piyasalarını derinleştirmeyi hedefliyoruz.

Temerrüt Tanımı

• Herhangi bir finansal yükümlülüğün, sözleşme şartlarına göre, anaparanın/üzerinde önceden anlaşılmış primin (kar payı/faiz) zamanında ödenememesi durumudur. Söz konusu ödeyememe halinin, geri ödenecek tutarda herhangi bir eksiklik olması durumunda veya (sözleşme hükümlerinde belirtilen geri ödemesiz dönem varsa, bu sürenin haricinde) ödeme tarihinde herhangi bir gecikme olması durumunda meydana geldiği kabul edilir.

Buradaki finansal yükümlülük, geri ödenecek tutar ve geri ödeme tarihinin bilindiği (varsa ödemesiz dönem dahil) kredi benzeri yükümlülükleri ifade eder.

• Sözleşme şartlarına göre geri ödemelerin yapılmamasını sağlayacak muhtemel iflas başvurusu veya benzeri hukuki işlem.

• Aşağıdaki koşulların her ikisinin de mevcut olduğu ve ödeme tarihinden önce veya ödeme tarihinde yapılan zorunlu bir yeniden yapılandırma :

- Kreditörlerin, orijinal yükümlülüğe göre daha az getiriye razı olduğu ve

- Yeniden yapılandırmanın yükümlünün iflas veya ödeme temerrüdünden kaçınmasına imkan tanıdığı durumlar.

Basel rejimi kapsamında sermaye yeterliliği hesaplamaları için kullanılan karşı taraf değerlendirmeleri için, ödemelerin tam olarak yapılması bekleniyorsa, bu süre zarfında 30 günlük ilave bir dönem (veya bankacılık düzenleyici otoritesi tarafından ödemelerin ertelenmesi isteniliyorsa) uygulanabilir.

Ödeme yapma isteksizliği veya ödeme yapamama helleri dışındaki, teminatlardaki taahhütleri ihlal etme veya belli nedenlerden dolayı ödeyememe hallerini de içeren teknik temerrütler ve muhtemelen 30 günü (ödemesiz dönem varsa o dönem hariç) aşmayacak şekilde makul bir süre içerisinde çözüme kavuşturulabilecek olan nedenlerle kaçırılan ödemeler temerrüt olarak addedilmez.

(3)

3/14

DERECELENDİRME YAKLAŞIMI

Ülkelere yönelik derecelendirme yaklaşımı, makro-ekonomik analiz, mali sürdürülebilirlik ve borç yönetimi, dış pozisyon, finansal sektör istikrarı ve ülkenin sosyal ve kurumsal çerçevesi gibi süreçler dikkate alınarak çok aşamalı olarak belirlenmektedir. Makroekonomik analizimiz, temel kırılganlıklar ve itici güçler açısından ekonominin yapısını dikkate alarak, ülkenin ekonomik gücü ve beklentileri üzerine odaklanmaktadır. Bu yaklaşım, ödemeler dengesi ve yabancı yatırımlar gibi dış etmenlerin de değerlendirilmesine yol açar. Hükümetin mali sürdürülebilirliğine bağlı olarak, trendlerin ve gelişmelerin ülkenin borç yüküne ve geri ödeme kapasitesine etkileri gözlenir. Ayrıca, para politikasının yürütülmesi, özel sektör borçluluğu ve kilit sektörlerin durumu, özellikle finans sektörü gibi makroekonomik krizi hızlandırabilecek veya önleyebilecek alanlar da büyük önem taşımaktadır. Ayrıca metedoloji, demografik özellikler, fiziksel altyapı ve uzun vadeli politik istikrarsızlık potansiyeli üzerine düşünerek bir ülkenin kredibilitesinin uzun vadeli beklentilerinin değerlendirilmesini de içerir. Komşularla ve büyük ülkelerle diplomatik ilişkilerin önemli sonuçları olabilir. Euro Bölgesi, Körfez veya BDT gibi bölgesel blokların bir parçasını oluşturan ülkelerin diğerleriyle işbirliği elde etmesini sağlayan fırsatlar ve bağlantılar, ülke bazında tek tek değerlendirilir.

Ölçülebilir veriler genellikle ilgili merkez bankasından, Maliye Bakanlığı ve/veya resmi istatistiklerin toplanmasından ve dağıtılmasından sorumlu devlet kuruluşlarından elde edilir. Ulusal veri tabanlarında bulunmayan daha ileri araştırmalar için NIS, Uluslararası Para Fonu (IMF) veya Dünya Bankası gibi güvenilir uluslararası kuruluşlardan veri ve bilgi de kullanabilir. Nihai derecelendirme, her bir ülkenin kendi koşulları çerçevesinde, diğer faktörlere göre daha fazla önem kazanabilecek birden fazla faktörün etkileşiminin bir sonucudur. Analizlerimizde kapsanan çekirdek alanlar aşağıdaki gibidir:

• Ekonomik Yapı ve Büyüme Trendleri

• Ödemeler Dengesi, Dış Pozisyon

• Mali Sürdürülebilirlik

• Borç ve Koşullu Borç Yönetimi

• Para ve Döviz Kuru Yönetimi

• Finans Sektörünün Gücü ve İstikrarı

• Sosyal ve Kurumsal Altyapı

Ülke kredi derecelendirmelerini belirlerken, NIS’nın ana odak noktası, ekonomik döngülerin bir sonucu olarak ortaya çıkan kredi değerliliğindeki geçici değişikliklerden ziyade, bir ülkenin kredi temellerini etkileyen yapısal konulardır.

Yapısal konulara bu odaklanma, NIS’in anlık değerlendirme yerine “ekonomik döngü boyunca” kredi notları atama yaklaşımı ile tutarlıdır. Aynı zamanda, ülke notu, ülkenin dış veya mali sürdürülebilirliğini etkileyebilecek dış şoklar için önemli güvenlik açıklarını ve stres testlerini ölçmeye çalışır.

EKONOMİK DAYANIKLILIK

Bir ülkenin ekonomik gücünün değerlendirilmesi, ilgili metriklerin gücünü veya kırılganlığını, beklentilerini tanımlayarak, bu çıktıların analiz edilmesiyle oluşturulur. Nüfus, bir ulusun refah seviyesini ve sosyal yapısını etkiler. NIS’in analizi, diğerlerinin yanı sıra, ekonomik faaliyetin ana itici güçleri ve beklentileri, bölgesel ve küresel düzeylerde ekonomik entegrasyonun yanı sıra ülkedeki ekonomik politikaların planlama ve uygulama çerçevesi ve etkinliğine de odaklanır.

Ana Göstergeler ve Rasyolar Reel GSYİH büyümesi (%) GSYİH’daki volatilite (%) Kişi Başı Milli Gelir (US$) Ekonomik üretime katkıda bulunan faktörler (>% 10)

(4)

4/14

Ekonomik Aktivite ve Büyümenin İtici Güçleri

… Ekonomik Yapı

Ulusal ekonominin yapısı ve istikrarlı bir ekonomik genişleme beklentisi, derecelendirmenin belirlenmesinde önemlidir, çünkü büyüyen bir ekonomi, vergiler yoluyla ve iç kaynaklardan yararlanarak hükümete gelir sağlayarak, borç kapasitesi yaratır. Bu nedenle, iktisadi faaliyetin ana itici güçleri ve bunların yerel ve küresel gelişmelerdeki değişikliklere karşı genel dayanıklılıkları, ekonomik büyümenin temel belirleyicisidir. Açık bir ekonomi, küresel ve bölgesel pazarlara yüksek bağımlılık yaratır. NIS, her türlü ekonomik faaliyetin gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH), tarihsel eğilimlerine ve gelecekteki beklentilerine olan katkısını analiz eder. Bir ekonominin gelecekteki beklentileri, ülkenin gelecekteki borç ödeme kabiliyeti ile güçlü bir şekilde ilişkili olduğundan daha önemlidir. Çeşitli ekonomik faaliyetlere sahip olan bir ekonominin, ekonomik çalkantılar döneminde, birkaç kilit sektöre bağımlı olan bir ekonomiden daha dirençli olması muhtemeldir. Bu, özellikle, küresel pazarlarda fiyat düşüşünden etkilenebilecek mal ihracatı veya turizm gibi bölgesel güvenlikle ilgili endişelerden etkilenebilecek belirli sektörlere yüksek düzeyde bağımlılık gösteren ülkeler için geçerlidir. Aynı zamanda, belirli bir sektörde sürdürülebilir bir rekabet avantajı, bir ülke için ekonomik faaliyetin önemli bir itici gücü olabilir. Yüksek teknolojili ürünlerin üretiminde güçlü bir milli yeterlilik yada yetkinlik, kilit sektörlerdeki herhangi bir talep indirimini azaltabilecek oldukça sağlam faaliyetlerle desteklendiğinde, genellikle kredi pozitifleridir.

… Rekabet ve Ekonomik Yönetim

NIS, ülkenin GSYİH büyümesi için anlamlı uzun vadeli etkileri olduğuna inanılan dış rekabet gücünü inceler. Dış rekabet gücü genellikle beşeri sermayenin kalitesinden, vergiden ve düzenleyici ortamdan, altyapıdan ve finans sektörünün desteklenmesinden etkilenir. Üretkenliği artırmak, ürün ve işgücü piyasalarında esnekliği artırmak ve rekabeti teşvik etmek için yapılan yapısal reformlar, dış rekabet gücünün kaybının GSYİH büyümesinin azalmasının altında yatan bir neden olduğuna karar verildiği önemli bir derecelendirme değerlendirmesi olacaktır.

Bir ülkenin servet yaratma ve kaynakları verimli bir şekilde yönetme yetkinliği, borç geri ödemelerinin ülkenin birikmiş servetinden (geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek) elde edilmesi gerektiği göz önüne alındığında, kilit belirleyici olur.

Servet yaratan politikalar olmadan, bütçe açıkları yapısal hale gelebilir ve bu durum derecelendirme notunu olumsuz etkiler. Bu nedenle, ilgili makamların etkili yapısal uyum önlemleri uygulayıp uygulayamayacağını ve ayrıca siyasi çevrede zor reformları sürdürmek için yeterli kararlılık olup olmadığını anlamak önemlidir. Ayrıca NIS, bir ülkenin kaynaklarını (insan ve doğal kaynaklar) değerlendirerek potansiyellerini belirler ve katı işgücü piyasaları, yüksek vergilendirme ve verimlilik artırma bürokrasisi gibi konularda kısıtlamalar olup olmadığını kontrol eder. Buna ek olarak NIS, finans sektörünün etkinliğini, ekonomik üretimin çeşitliliğini, ülkenin doğal ve insan kaynakları yeteneğini ve (varsa) bölgesel ticaret, ekonomik veya para birimi işbirliklerini kontrol eder.

NIS, hükümetin müdahale düzeyini, altyapının yeterliliğini ve kamu sektörünün verimliliğini de değerlendirmektedir, çünkü piyasa-dostu ekonomiler planlı ekonomilerden daha fazla büyüme üretmektedir ve genellikle yatırımcıların haklarına daha saygılıdır. NIS, istihdam yaratma, yüksek enflasyon beklentileri, dış yatırımların düşmesi, tüketici ve iş güveninin aşınması gibi büyümeyi sınırlandırabilecek faktörleri dikkatle takip eder. Yurtiçi tasarruflar ve bunların yatırımları (hem özel hem de kamu), gelecekteki büyümenin de kilit belirleyicisidir ve bu yatırımların boyutunu, yönünü ve düzenliliğini de dikkate almak gerekir. NIS, hem nominal hem de reel olarak ölçülen ekonomik büyümeye odaklanacaktır. Gerçek anlamda ölçüm, büyümenin yalnızca nominal olarak ölçülmesi durumunda, temelde yatan büyümenin gerçek büyüklüğünün abartılabileceği bazı yüksek enflasyonlu ülkelerde gözlenmiştir. Mutlak GSYİH sayılarının yanı sıra, NIS kişi başına GSYİH sayılarına ülkenin ekonomik kalkınmasının, yaşam standartlarının ve verimlilik seviyelerinin bir göstergesi olarak bakmaktadır. Genel olarak, kişi başına düşen yüksek gelir düzeyi, katma değeri yüksek hizmetler ve üretime odaklanıldığını gösterir. Daha eşit bir gelir dağılımına sahip olarak büyüyen bir ekonominin şoklara, zayıf veya durgun bir ekonomiye sahip bir ülkeden daha iyi dayanabilmesi muhtemeldir. Yükselen yaşam standardının kredibilite açısından birçok faydası vardır: refah yaratan politikalar için kamu desteği üretir, daha yüksek kamu sektörü borç seviyelerine izin verir ve ekonomiyi beklenmedik siyasi, ekonomik veya mali şoklardan korur. İşsizlik oranı da ekonomik gücün bir göstergesidir.

(5)

5/14

Ekonomi Politikalarının Oluşturulması ve Tutarlılığı

NIS, yetkili kurumların belirlediği ekonomik politika ve önceliklerin tutarlılığını inceler. Etkili uygulama ve ve politika tutarlılığı genellikle daha parlak ekonomik beklentiler doğurur. Şeffaf ve kamuoyunda tartışmaya açık, en azından yasama müzakerelerine açık olan ekonomik politika formülasyonu da olumlu olarak değerlendirilmektedir. NIS, yetkililerin dışsal şokları ve ortaya çıkan yurtiçi makroekonomik dengesizlikleri öngörme ve esnek bir şekilde tepki verme yeteneğini de gözlemler.

ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ REZERVLER

Dışa açık ekonomiler, dünya pazarlarına mal ve hizmet satışı yoluyla, gerekli ithalatı satın almak için yeterli döviz kazanabilmeli, vadesi gelen borcu geri ödeyecek ve ek olarak yeterli rezerv seviyesini koruyabilecek kadar dövize sahip olmalıdır.

… Ödemeler Dengesi (ÖD)

NIS, ekonomik politikaların etkisi bağlamında hem genel ödemeler dengesini hem de temel yapısal bileşenlerini analiz etmektedir. Bir ülkenin ticari hesabı, ülkenin temel ticaret ve özel işlemlerinin bir sonucu olarak fon akışını gösterdiğinden, dış gelirler kapasitesini belirler. Ticaret bileşenlerinin (hem ithalat hem de ihracat) bir esneklik ve çeşitlilik modeli varsa,

ülke piyasalardaki fiyat dalgalanmalarına veya aksamalara karşı daha korunaklıdır. Öte yandan, bir ülkenin belli ihraç ürünlerine yapısal bağımlılığı varsa, örneğin pamuk gibi düşük değerli ürünlere veya hidrokarbon gibi yüksek katma değerli maddelere, ticaret dengesi daha az esneklik gösterir, diğer bir deyişle uluslararası pazarlarda daha az rekabet etme ve döviz yaratma kapasitesi vardır. Bu nedenle, NIS, ithalatın esnekliği ve ihracatta büyüme beklentileri (ürün ve ihracatın pazar çeşitliliğine ve ücret ve fiyat rekabetçiliğine bağlı olabilir) de dahil olmak üzere ödemeler dengesi esnekliğini değerlendirir. Ayrıca, ticaret ortaklarının kompozisyonu, yürürlükteki serbest ticaret anlaşmaları ve ihracat ve ithalat sepetinin incelenmesi de önemlidir. İhracat ithalat bileşenlerinde bir dengesizlik, belli pazarlara yönelik konsantrasyon, yüksek dış ekonomik bağımlılığı ortaya çıkarabilir ve olumsuz olarak görülecektir. Yabancı işletmelerden ya da işçi dövizlerinden elde edilen gelirin net girişlerin önemli bir parçası olduğu cari hesapta çeşitlendirme de pozitiftir. Cari işlemler fazlası bir kredi gücü olarak görülse de, eğer bir ülke cari açığı önemli bir olumsuz ekonomik etkisi olmadan sürdürebilme kabiliyetine dair kanıt sunabiliyorsa, cari işlemler açığının bir kredi zayıflığı olması gerekmez. Cari açığa sahip bir ülkedeki açık, gelecekteki gelir getirici mal ve hizmetlere yapılan iç yatırımın bir sonucu olabileceğinden, tek başına kritik bir derecelendirme değerlendirmesi olmayabilir. Bu nedenle, NIS dış açığın göreceli olarak iyi olup olmadığını veya bir döviz krizine yol açabilecek yanlış politikaların sonucu olup olmadığını belirlemeye çalışmaktadır. Bununla birlikte, sürekli genişleyen cari işlemler açığı ciddi iç dengesizliklere, ihracat gelirlerinde düşüşe veya ithalat maliyetlerinde artışa veya kredi endişelerini artırabilecek diğer faktörlere işaret edebilir.

Ayrıca, sermaye hesabı açısından, doğrudan yabancı yatırımı (DYY) ve portföy yatırımlarını çekme yeteneği ödemeler dengesini etkilemektedir. Ülkelere ait sermaye akımlarının giriş çıkışları da, bir ülkenin borç veya özkaynak açısından dış borçlarının niteliğini anlamak için analiz edilmesi gerekir. Gerek doğrudan yabancı yatırımlar, gerekse portföy yatırımları cari işlemler ile aynı derecede öngörülebilirlik sergilememektedir. Bu nedenle, ödemeler dengesi olumlu bir yörüngede olsa bile, bu tür işlemlerde ve altta yatan nedenlerdeki eğilimin tespit edilmesi gerekmektedir. Örneğin, bir açık sermaye hesabı rejiminde, DYY veya

sermaye yatırımları kısa vadede ödemeler dengesi fazlaları yaratabilmesine rağmen, sonunda kârların ve temettülerin geri gönderilmesi durumunda cari açıklarla sonuçlanabilir.

Ana Göstergeler ve Rasyolar

İhracat (US $ 'bn) - başlıca bileşenleri İthalat (US $ 'bn) - başlıca bileşenleri Cari İşlemler Dengesi

Cari İşlemler Dengesi/(Açık-CİD), GSYİH’nın % olarak Ana Ticaret Ortakları - kompozisyon ve trend Herhangi bir emtiya bağımlılık

Yatırım Giriş/Çıkışları – kompozisyon ve trend Direkt Yabancı Yatırımları – GSYİH’nın %’si Brüt Uluslararası Rezervler (US $ 'bn)

(6)

6/14

… Dış Rezervler

Dış borçları karşılamak için, özellikle dış rezervlerden (ihracat gelirlerinden ve dış finansmana erişimden) sağlanan yeterli likiditenin mevcudiyeti, odaklandığımız önemli noktalardan biridir. Bir ülkenin dış rezerv pozisyonu, gelecekteki döviz cinsinden taahhütleri geri ödeme yeteneğinin yanı sıra yerel para biriminin göreceli istikrarını sağlamak için döviz piyasasına müdahale edebileceğini gösterecektir. Bu bağlamda, döviz erişiminin güvenilirliğini not etmek önemlidir.

Ayrıca, bir ülkenin rezerv kaynaklarındaki (döviz gelirleri, denizaşırı yatırımların getirileri, altın vb.) dalgalanmanın kaynağını anlamak önemlidir. Mevcut veriler ve data setleri bu soruya rehberlik edebilir, fakat cevap profesyonel bir muhakeme gerektirir. Genel olarak, yeterli düzeyde dış rezervi olan bir ülke, düşük bir dış rezerv seviyesine sahip bir ülkeden kredibilite açısından daha olumlu görülmektedir. Bu bağlamda, bir ülkenin rezervlerinin yeterliliği, brüt dış finansman ihtiyaçları ile ilgili olarak değerlendirilmektedir. Kendi başına bir kredi gücü olmasa da, ikili veya çok taraflı uluslararası finansman kaynaklarına (örneğin IMF) erişim, ülke kredi notuna uygulanabilecek aşağı yönlü baskıyı hafifletebilir.

MALİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Bir ülkenin mali dengelerindeki eğilimler gelecekteki borç yükünün iyi bir belirleyicisidir. Aslında, maliye politikası kredibilitenin öncü göstergesidir. Kamu maliyesi ile bir ülkenin iç ve dış borcu arasında açık ve doğrudan bir bağlantı vardır.

…. Mali Yönetim Politikası Öncelikleri

NIS'in kamu maliyesi analizi, döngüsel faktörlerden büyük ölçüde etkilenen 'anlık' mali konumundan ziyade mali sürdürülebilirliği ele almaktadır. Maliye politikası bazı ekonomilerde konjonktürel bir rol oynayabilir. 2008-2009 küresel ekonomik durgunluğu sırasında, dünya genelindeki hükümetlerin küresel ekonomik gerilemenin şiddetini azaltmak için maliye ve para politikalarının bir kombinasyonunu kullandığı gözlemlenmiştir. NIS'in mali sürdürülebilirliğe odaklanmasının nedeni, iyi ekonomik koşullara bağlı olarak gerçekleşen kamu maliyesindeki iyileşmenin, genellikle daha uzun vadeli mali

zorlukları ele alma aciliyetini ve ülkenin mali disipline olan bağlılığı azaltma etkisine sahip olduğu gözlemlerimizden kaynaklanmaktadır. Emtia ihracatından artan gelirler (örneğin petrol zengini ülkeler için), artan petrol fiyatlarına tepki olarak enflasyonist mali harcamaları artırabilir. Bu nedenle, pozitif bir ekonomik iklim altında üretilen parasal fazlalıkların, fiyat oynaklıklarında kullanılmak üzere bir mali tampon oluşturmak için kullanılmasını sağlamak, sağlam bir mali yönetim gerektirir.

Bir hükümetin, bir kriz meydana gelirse geliri artırma ve harcamaları azaltma seçeneklerine sahip olması durumunda mali esnekliğe (ve ceteris paribus daha yüksek bir derecelendirmeye) sahip olduğu söylenir. Acil durum fonları gerekiyorsa, mali esnekliğe sahip bir hükümet vergi oranlarını artırabilir veya kamu hizmetlerinde ihtiyari harcamaları azaltabilir. Diğer taraftan, vergi ayarlama sorunları veya mali düzenlemelerin yapılmasında anayasal zorluklarla karşı karşıya olan hükümetlerin daha yüksek borç ve yükümlülüklere maruz kalma olasılığı daha yüksektir. Böyle bir durumda, reform politikalarını ve ekonomik büyümeyi sürdürmek de daha zordur. Ekonomideki dokümantasyon derecesi, ekonominin daha geniş bir bölümünde daha küçük değişiklikler yaparak hükümete esneklik sağlamaya hizmet eder ve bütçe krizi karşısında büyük mali yeniden yapılandırmaya eşdeğer faydalar sağlar. NIS’in analizinin bir kısmı, maliye politikası üzerindeki kısıtlamalar ve bunların maliye politikası duruşunu nasıl etkilediğini anlamaktır. Beşeri ve finansal sermaye için artan rekabetin, ülkenin vergi gelirlerini sürdürme veya artırma kabiliyeti üzerinde etkisi olması muhtemeldir. NIS, mevcut hedeflerine ek olarak ülkelerin orta vadeli mali hedeflerine de bakmaktadır. Bu, derecelendirme kuruluşuna ülkeninmali sürdürülebilirliğe olan bağlılığının, esnekliğinin ve ileriye dönük borç seviyelerinin muhtemel yönünün bir göstergesini sağlar.

Ana Göstergeler ve Rasyolar

Merkezi Yönetim Gelirleri (US$’b) - kompozisyon ve eğilim

Merkezi Yönetim Harcamaları (US$'b) - kompozisyon ve eğilim

Faiz Ödemeleri - Toplam Merkezi Yönetim Gelirlerinin Yüzdesi Olarak

GSYİH'nin yüzdesi olarak Bütçe Dengesi Faiz Dışı Fazla - GSYİH'nin yüzdesi Yıllık Bütçe Ana Tahsisleri

Toplam Devlet Borçları (ABD $ 'b)

Merkezi Yönetim Nominal Borç Stoku - GSYİH'nin yüzdesi olarak

(7)

7/14

… Bütçe Analizi

NIS, ulusal, bölgesel ve yerel yönetimlerin toplamı olan konsolide hükümet bütçesindeki eğilimleri değerlendirmektedir. Güçlü ve esnek bir gelir tabanı kredi pozitif olarak değerlendirilir. Çoğu ülke için vergilendirme, kilit gelir kaynağıdır. Diğer tipik gelir kaynakları arasında gümrük vergileri, telif hakları ve kamu işletmeleri tarafından üretilen gelirler yer alır. Bu bağlamda, daha geniş vergi ve gelir tabanına sahip bir ülkenin, daha dar vergi ve gelir tabanına bağımlı olan bir ülkeden daha iyi konumlandırılması muhtemeldir. NIS, vergi yapısının hem açık hem de kayıtdışı ekonomilerdeki gelirlerini maksimize edip etmediğini ve böylece hükümetin gelir tabanını artırmadaki etkinliğini değerlendirmeye çalışır. Bazı ülkeler vergilendirme yapılarında daha yüksek oranda dolaylı vergi gelirleri sergilerken, bu tür gelir kaynaklarındaki artış ekonomik büyümeye bağlıdır ve bu da hükümetin bütçe döngüsünü geçici hale getirir. Buna ek olarak, büyüyen bir ekonomide, sistemdeki mevcut vergi oranlarının tasarrufları teşvik edip etmediğini ve / veya yaratıcılık ve girişimciliğe engel teşkil edip etmediğini anlamak da dikkat çekicidir. Devlet harcamaları, cari faaliyet giderleri, sermaye giderleri ve borç ödeme taahhütleri şeklinde olabilir. Benzer şekilde NIS, kamu hizmetlerinin büyüklüğünün ulusal bütçeye aşırı bir yük getirip getirmediğini de belirlemektedir. NIS, ihtiyari ve ihtiyari olmayan bileşenlerine çok dikkat ederek, hükümet harcamalarının yapısını analiz eder. Kısa vadede, hükümetler genellikle kamu sektörü maaşları, sağlık hizmetleri ve yaşa bağlı harcamalar gibi işletme giderlerini kontrol etmek için sınırlı esnekliğe sahiptir. NIS aynı zamanda, bir ülkedeki uygulamaları uluslararası standartlarla uyumlu hale getirme konusunda garanti edilen her türlü politika uygulamasını da desteklemektedir. Öte yandan, gelecekteki büyümenin temelini atmak ve uzun vadeli rekabetçiliği güçlendirmek için kalkınma harcamaları kullanılabilir. Ekonomik veya sosyal altyapıya yapılan yatırımlar gelecekteki ekonomik çıktıyı etkileyebilir.

Bütçe Analizlerimizde diğer bir kilit odak alanı, borç dışı harcamaların gelirden çıkarılmasıyla hesaplanan birincil denge olacaktır. Birincil denge, mali esnekliğin temel bir göstergesidir ve hükümetlerin kontrol edebileceği bir metrik olarak görülür. Faiz giderlerini de içeren toplam mali denge (bütçe fazlası veya açığı), ilgili yıl için potansiyel finansman gereksinimlerini daha iyi yansıtır. Kredi verenlerin açısından bakıldığında bütçe fazlası tercih edilse de, uygulamada, özellikle yüksek düzeyde geliştirme harcamaları olan gelişmekte olan piyasalarda bu nadiren elde edilir. Bu nedenle NIS, bir ülkenin iç veya dış finansman gerektiren kronik açıklarla karşılaşıp karşılaşmadığını veya borçlanmayı en aza indirmeye ve yatırım kaynakları sağlamaya yardımcı olan düzenli parasal fazlalar olup olmadığını değerlendirir. Bu nedenle, özellikle başarılı borç servisini sağlayabilecek sağlam ekonomik beklentilerle birleştiğinde, iyi kontrol edilen ve yönetilebilir bir bütçe açığı hala olumlu görülmektedir.

Cari harcamalarını borçlanarak yada varlıkların elden çıkarılması gibi tekrarı olmayan gelir kaynakları (genellikle özelleştirme yoluyla yapılır) yoluyla karşılayan ülkeler, cari harcamalarını cari gelirle karşılayabilen ülkelerden daha olumsuz olarak görülür. Ancak, varlıkların satılması / özelleştirilmesinin operasyonel verimliliğin artırılmasının bir parçası olarak gerçekleştirilmesi durumunda, bu tür tedbirler, bu tür kazançların bir defalık niteliğine rağmen, sübjektif olarak olumlu olarak değerlendirilecektir. NIS, büyük mali açıklara maruz kalan ve uzun vadede artan borç oranları sergileyen ülkelerin büyük parasal düzeltme olasılığını daha yüksek olarak görmektedir. Parasal düzenlemenin çok uzun süre ertelenmesi zararlı olabilir ve hükümeti mali krize yatkın hale getirebilir. Mali durumun kötüleştiği ve mali krizin önüne geçmeye istekli borç yüklü ülkelerin, açık azaltma planlarını açıkladığı gözlemlenmiştir. NIS, uzun vadeli bir açık azaltma/kapama planının başarısının büyük ölçüde aşağıdakilere bağlı olduğuna inanmaktadır:

• Plandaki 'defansif' ve 'agresif' unsurların bir kombinasyonu (harcama kesintileri, ekonomik kalkınmayı güçlendirmek için özel sektör altyapı yatırımlarını artırmakla birleştirilmelidir);

• Planın dayandığı ekonomik tahminlerin konservatifliği;

• Ülkenin mali disiplini ve şeffaflığı;

• Toplam harcamalar ve GSYİH'ye göre cari açık, borç düzeyleri ve ilgili borç servis gereklilikleri; ve

• Planın mali sürdürülebilirliğe kesin bir bağlılık gösterme derecesi.

(8)

8/14

NIS, ülkedeki siyasi ve sosyal gerilimlerin seviyesini izleyerek mali konsolidasyon çabalarının sürdürülebilirliğini değerlendirir.

BORÇ YÜKÜ VE ÖDEME GÖRÜNÜMÜ

Ekonomiler üzerindeki borç yükünü gözden geçirirken, NIS kapsamlı bir yaklaşım uygulayarak ekonomideki toplam dış borcu ve devlet üzerindeki (iç ve dış borç) toplam borç yükünü göz önünde bulundurur. Açık ekonomilerde ve genel devlet borcuna ek olarak, bankacılık sektörü borcunun ve özellikle finansal olmayan kurumsal borçların, zor piyasa koşulları altında, düzenleme eksikliği veya iyi yönetilememeleri nedeniyle kriz tetikleyici bir faktör haline gelebilecek olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Şirketlere ait borçlardaki artış ve kur krizi ile şiddetlenen ve sistematik bir erime ile sonuçlanan Asya Mali krizi, artan borç seviyelerine gömülü olan kırılganlığın açık bir hatırlatıcısıdır. NIS’in görüşüne göre, özel sektörün yarattığı uzun vadeli borç, bir ülkenin genel borç profilinde aşağıdaki gibi önemli bir boyut oluşturmaktadır:

• Özel sektörün yurtdışı borcunu ödeyebilmesi, merkezi hükümetin ekonomik ve maliye politikalarına bağlıdır;

• Yerli şirketlerin ve bankaların dış yükümlülükleri krizde merkezi hükümetin yükümlülüğü haline gelebilir; ve

• Bireysellerin borçlarının hükümetin nihai kontrol sahibi olduğu döviz ile yapılması gerekmektedir.

Borç düzeyinin hem eğilimleri hem de ekonominin büyüklüğü (hem brüt hem de net bazda) açısından ve dolayısıyla borç yükünün sürdürülebilirliği açısından incelenmesi önemlidir. Bazı gelişmiş ekonomilerin borç yükleri GSYİH'nın % 100'ünü aşarken, ekonomik dayanıklılık ve borç yapısı göz önüne alındığında, bu ülkeler bu oranları sürdürebilmektedir.

Ayrıca, eğer ekonominin bunu sürdürmek için yeterli ve mali esnekliği yoksa, GSYİH ile ilgili düşük borç seviyeleri hala endişe yaratabilir. Geniş tabanlı ekonomi ve çeşitli gelir akışları, GSYİH'ye benzer borç yükü seviyelerini yönetmeyi kolaylaştırır.

Bağımsız borç profili değerlendirmesi, borç dağılımının devlet dışı borçlar karşısında genel devlet borcu açısından dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini de gerektirir. Borç yapısı açısından da önemli olan toplam borcun vade profili, daha kısa vadeli borca tercih edilen uzun vadeli borç ve ortalama borç maliyetinin yönüdür. Eğer borç geri ödemesi eğrinin daha kısa sonuna doğru eğilirse (hem kısa vadeli borç hem de uzun vadeli borçların itfa payları), geri ödememe riski artar. Hükümetin borcunun süresini ve belirli hedeflerini uzatma niyetini vurgulayan net bir borç yönetimi politikası, borç yapısının zaman içinde beklenen evrimi hakkında faydalı bilgiler sağlayabilir.

Devlet borcunun, sabit yada değişken faizli, yerel para birimi yada döviz cinsinden olması, genel borç profilinin döviz değerlerindeki oynaklığa ve para politikasındaki değişikliklere karşı kırılganlığını belirler. Genellikle bir ülkenin dış finansmana kıyasla yerel para birimi finansmanını artırma konusunda daha fazla yetenek göstermesi beklenir. Gelişmiş sermaye piyasalarından faydalanmayan bir ülke, güvene duyarlı dış finansmana daha bağımlı olacaktır. Bu durum, ülkenin küresel finansal piyasa oynaklığına karşı savunmasızlığını arttırır ve kur dalgalanmalarına karşı ülkenin borç servisi ve geri ödeme yeteneklerini de olumsuz etkileyecektir.

Dikkate alınması gereken önemli bir nokta, maliyet profilini de gözeterek, yeni borç alımına ilişkin olarak daha fazla finansman için uluslararası piyasalara erişim yeteneğidir. Ayrıca, uluslararası kurumsal alacaklılardan imtiyazlı finansmana erişim de önemli bir değişken olarak öne çıkmaktadır. Borçlanma planlarının netliği ve güvenilirliği, yatırımcının gelişen ülke risk profiliyle ilgili endişelerini azaltmaya yardımcı olmaktadır.

Ana Göstergeler ve Rasyolar Brüt Dış Borç (US $’b)

GSYİH'nin yüzdesi olarak Dış Borç Kamu Kesimi Dış Borçları (ABD $ 'b) Özel Sektör Dış Borçları (ABD $ 'b) Bankacılık Sektörü Dış Borçları (ABD $ 'b) Net Dış Borç (US $ ’b)

Kısa Vadeli Dış Borç (US $ 'b) Dış Borç Servisi (US $ ’b)

Brüt Uluslararası Rezervler (US $ ’b) (CAD + Kısa Vadeli Dış Borçlar) / Brüt Uluslararası Rezervler (%)

Koşullu Borçlar (US $ 'b)

(9)

9/14

Borç ödenebilirliği aynı zamanda bütçe dengeleri ve döviz üretimi ile de bağlantılıdır. Faiz ödemelerinin ülkelerin gelirlerinin önemli bir kısmını aştığı durumlarda, borcun sürdürülemez olması ve gelir şoku durumunda muhtemel faiz taahhütlerinin temerrüde düşmesi muhtemeldir. Yüksek borçluluk, hizmet için daha verimli kullanılabilecek fonları bağlayacağından mali esnekliği kısıtlayacaktır. Benzer şekilde, kronik bütçe açıkları, cari hesap gelirlerini daha kritik hale getiren finansman gerektirir.

Ekonomide üretken kapasiteyi arttırmak için uygulanan borç, işletme açıklarını karşılamaya ya da ihmal edilebilir ekonomik faydaları olan projelere yönelik borçtan daha avantajlı olarak görülür; ikincisi genellikle ekonomik önceliklerden ziyade siyasi öncelikleri karşılamak üzere gerçekleştirilir. NIS bir ülkenin son 20 yıldaki borç yükümlülüklerini yerine getirme geçmişine bakarak, ülkenin gelecekte tekrarlanabilecek zorlu zamanlarda borç ödeme isteğini değerlendirir.

….Şarta bağlı yükümlülükler

Çoğu hükümet, kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT'ler) borç garantileri veya ihtiyaç duyulan zamanda bankacılık sektörünü destekleme vaadleri gibi bütçe-dışı yükümlülüklere sahiptir. Koşullu borçlar, taahhütlü yükümlülükler (açık garantiler gibi) veya taahhüt edilmemiş ancak genellikle paydaşlar tarafından ihtiyaç durumunda gerçekleşmesi beklenen zımni koşullu borçlar olarak taahhüt edilebilir. Değerlendirmelerimizde özellikle ulaştırma ve telekomünikasyon gibi temel hizmetlerin sağlandığı sektörlerdeki KIT’lere ait koşullu yükümlülükler üzerinde durulur.

Bu varlıkların ülke ekonomisine verdiği önem göz önüne alındığında, hükümetin sıkıntılı dönemlerinde bile sağlıklı çalışmalarını sürdürmesi şarttır. Benzer şekilde, bazı ülkelerde hükümet PPP (kamu-özel sektör ortaklıkları) kapsamında ele alınan ve PPP'nin bir kısmı temerrüde düşmesi durumunda borç yüklerini daha da artırabilecek önemli altyapı projeleri için garanti vermektedir. NIS, mümkün olduğu ölçüde, bu kamu sektörü girişimleri için ülke tarafından karşılanması gereken şarta bağlı mali desteği analizinde dikkate alacaktır. NIS bunu, koşullu borçların bir stres senaryosunda gerçek bir yük haline gelip gelmeyeceğini belirlemek için kamu sektörünün genel ekonomideki büyüklüğünü ve KİT'lerin borçlarını inceleyerek yapar. Eğer öyleyse, hükümetin borç profili yeniden değerlendirilir ve derecelendirme kısıtlanır.

PARA VE DÖVİZ KURU YÖNETİMİ

Para ve döviz kuru yönetimi, faiz ve döviz kurlarının belirlenmesi yoluyla ekonominin beklentilerini etkileyebilecek kilit bir politika alanıdır. Parasal ve döviz kuru işlevinin doğası göz önüne alındığında, bu işlevlerin siyasi kararlardan bağımsız olması ve bağımsız bir para otoritesi veya merkez bankası tarafından yürütülmesi beklenir. Bağımsız bir otoritenin olmayışı genellikle kredi negatifi olarak görülür.

Merkez Bankası, siyasi etki veya hükümetin yürütme kolundan bağımsızsa, ekonominin gerekliliklerine göre daha sıkı veya daha gevşek para politikaları izleyebilir. Dahası, bir ülkenin finans sektörü ne kadar gelişmiş ve şeffafsa, parasal sinyaller ekonomi genelinde daha açık ve verimli bir şekilde iletileceğinden politika araçları o kadar etkili olacaktır. NIS, enflasyonu azaltmak ve para arzını kontrol etmek için merkez bankasının kullanabileceği seçenekleri dikkate almaktadır. Para otoriteleri için ne kadar fazla seçenek ve politika esnekliği varsa, enflasyonist veya deflasyonist baskılar ortaya çıktığında o kadar etkin sonuç alınabilir.

Öte yandan, merkez bankaları çeşitli bakanlıklardan, siyasi gruplardan veya lobilerden gelen baskılar nedeniyle bütçe açıkları veriyorsa, bu durumun enflasyon, tasarruflarda erozyon gibi ekonomik hasar yaratama olasılığı yüksektir.

Yüksek faiz oranları, borçlanma, yatırım ve harcamaları sınırlandırarak ekonomik genişlemeyi kısıtlar. Benzer şekilde, bir ülkenin sermaye piyasaları sığsa ve etkili bir şekilde aracılık sağlamıyorsa, para politikasındaki değişikliklerin hızlı veya kapsamlı bir etkisi olmayacaktır.

Bu nedenle NIS, ülkelerin kriz dönemlerindeki enflasyonist baskılara karşı başarısını ve merkez bankalarının ne kadar profesyonel ve bağımsız olduğunu belirlemek için bütçe açıklarının nasıl finanse edildiğini dikkatle inceler. NIS ayrıca

Ana Göstergeler ve Rasyolar

Enflasyon (TEFE,yılsonu,%) - kompozisyon ve trend

Döviz Dalgalanmaları - trend Politika Faizi (%) - trend

(10)

10/14

parasal hedeflerin döviz kuru rejimi ile uyumlu olup olmadığını değerlendirir. Bir ülkenin para birimi, dünyanın rezerv para birimine veya para birimlerine sıkıca veya gevşek bir şekilde sabitlenirse, merkez bankasının para yönetimindeki esnekliği kısıtlanır. NIS, ülke bir para birliğinin bir üyesi olduğunda, para ve döviz kuru yönetimi kabiliyetinin de sınırlı olabileceğini kabul eder. Ayrıca NIS, ekonomi ve maliye politikalarının da para politikası kararları üzerinde etkili olduğunu kabul etmekte ve bu nedenle iyi koordine edilmiş bir para politikasını daha olumlu görmektedir.

Faiz Yönetimi ve Enflasyon

NIS, ülkelerin uzun vadeli faiz oranları ve faiz politikalarındaki trendlere ve otoritelerin mali dengeyi koruma kararlılığını değerlendirir. Bazı ülkelerde gözlendiği gibi, iç piyasadaki fazla likidite, varlık fiyatlarının değerlenmesi ve istikrarsızlaşması riskini yükselterek, yetkililerin sistemden likiditeyi boşaltmasını ve zaman içinde kilit politika faizlerini yükseltmesini gerekli kılmaktadır. Küresel finansal krizde olduğu gibi, zaman zaman açık piyasa işlemleri ve yerel kredi piyasasının daralmasını önlemek için rezerv gereksinimlerinin düşürülmesi şeklinde yetkililerden parasal destek istenebilir. Yüksek reel faiz oranları, bu koşullar altında, bankacılık sistemi varlık kalitesi baskılarını artırabilir ve ekonomik aktiviteyi azaltabilir. Yüksek ve kontrolsüz bir enflasyon oranının, bir ülkenin uzun vadeli beklentilerini etkileyen yatırımcı güveninin yanı sıra tasarruf ve yatırımlar, para birimi değeri üzerinde de etkileri vardır. NIS, yetkililerin yükselen enflasyon beklentileriyle mücadelede kilit faiz oranlarını kullanmasının etkinliğini inceler.

… Döviz Kuru İstikrarı

Bir hükümetin yerel para biriminin istikrarı için müdahale edebilmesi, döviz rezervlerinin gücüne ve hükümetin bir döviz kuru rejimi formüle etme ve yönetme başarısına bağlıdır. İyi ifade edilmiş bir politikaya sahip olan bir ülke, olmayan bir ülkeye göre daha olumlu görülür. Serbest döviz kuru rejimine sahip bir ülke, 1997 Asya krizinde Endonezya rupiahı ve Tayland bahtında gözlendiği gibi, spekülatif saldırıların hedefi olma riskini taşımaktadır. Ayrıca, dalgalı bir döviz kuru rejiminin de belirsizlik getirerek ve iş yapma maliyetini artırarak iş kararlarını olumsuz yönde etkilemesi muhtemeldir. Diğer uçta, sabitlenmiş bir döviz kuru rejiminin, para biriminin sabitlendiği ülkenin para politikasının ithali yoluyla yerel merkez bankası için para politikası seçeneklerini sınırlaması muhtemeldir. Tüm bu seçenekler ülke ve vaka bazında analiz edilmektedir.

FİNANSAL SİSTEM DAYANIKLILIĞI

NIS’in ülke analizi, hükümetin bilançosuna göre finansal sektörün büyüklüğünü ve bankacılık sektörünün denetim ve düzenlemesinin etkinliğini de dikkate alarak, ülkenin finansal sisteminin esnekliğinin analizini de içerir. Zayıf bir finansal sistem sadece finansal aracılığın maliyetini arttırmakla kalmayacak ve böylece ekonomik aktiviteyi de engelleyecek, aynı zamanda küresel finansal kriz sırasında görüldüğü gibi ülke finansal kaynakları üzerinde koşullu bir yükümlülük oluşturacaktır. Aslında, son kriz finansal sektör istikrarının ekonomik istikrar için önemini açıkça vurgulamıştır. Bazı ülkeler finans kurumlarına, kesin taahhütleri olmamasına rağmen, finansal destek sağlamıştır. Elbette bu eylemlerin ülkelerin mali durumu üzerinde etkisi olmuştur. Bu nedenle finans sektörünün istikrarı sadece ülkenin ekonomik beklentileri için değil, aynı zamanda ülkenin kendi kredibilitesi üzerinde herhangi bir potansiyel baskıdan kaçınmak için de önemlidir.

Ana Göstergeler ve Rasyolar Finansal Sistem - Dağılımı

Bankacılık Sektörü – Ana Trendler

Bankacılık Sektörü Aktif Büyüklüğü(US$‘b) – Perakende, Ticari, Katılım Dağılımı

Bankacılık Sektörü Kredi Büyüklüğü ve Cinsi (US$‘b) – Perakende, Ticari, Katılım Dağılımı

Bankacılık Sektörü Mevduat Büyüklüğü (US$‘b) – Perakende, Ticari, Katılım Dağılımı

Yabacı Para Mevduatların toplam mevduata oranı (%) Aktif Kalitesi Göstergeleri – NPL trendleri ve karşılıklar Sigorta sektörünün Büyüklüğü

Yatırım Fonlarının Büyüklüğü Emeklilik Fonlarının Büyüklüğü

Sermaye Piyasalarının Derinliği; Hacim,PD vb.

Finansal Penetrasyon

(11)

11/14

NIS, bir ülkenin finansal sisteminin istikrarını, kilit finansal sektör oranlarının ve eğilimlerinin analizi ve Uluslararası Para Fonu gibi güvenilir uluslararası kuruluşlar tarafından derlenen finansal istikrar göstergelerinin analizi yoluyla değerlendirir.

KURUMSAL VE SOSYAL KARARLILIK

Kurumsal ve sosyal istikrarın analizi, siyasi ve ekonomik kurumların, sosyal sistemin, eşitliğin ve insanların gelişmeleri ve başarılı olmaları için mevcut ortamın gücünün değerlendirilmesini gerektirir. Politika oluşturma süreci, paydaşların katılımı, politika uygulamalarının etkinliği ve bir ülkenin genel sosyo- ekonomik istikrarı değerlendirmemizin kilit alanları haline gelir. NIS, gelişmekte olan pazarlara özgü özellikleri şu şekilde tasvir etmektedir:

• Ekonomik ve politik yapıların geçiş sürecinde olması

• Emtia fiyatları ve sermaye piyasalarındaki değişikliklere karşı yüksek hassasiyet/bağımlılık

• Devlet uygulama ve verilerinde istenenden daha az şeffaflık ve zamanındalık

Bu çerçevede, NIS öncelikle bir ülkede kredi notunu sınırlandırabilecek belirli koşulların mevcut olup olmadığını değerlendirir, örneğin:

• Politika sürekliliğini azaltan ve hatta borçların reddedilmesini cesaretlendirebilecek sık hükümet değişiklikleri

• Yatırımcılar için belirsizliği artıran ve risk primi talep eden, siyasi yarış/rekabet için sistematik bir sürecin olmaması

• Sosyal mutabakatı zayıflatan, güvenilir olmayan seçim süreçleri

• Yatırımları reddeden etkisiz adli ve kolluk kuvvetleri

• Sermayenin verimli kullanılmasına zarar veren resmi yolsuzluk veya kayırmacılık

• Yatırımları caydırabilecek veya kaynakları kısıtlayabilecek iç güvenlik tehditleri

• Yüksek işsizliği tetikleyebilecek, iç huzursuzluğu artıracak, reformları geciktirebilecek ve finansmana erişimi zorlaştırabilecek durgun veya var olmayan ekonomik büyüme

• Maliye politikasını zorlayabilen ve sermaye kaçışına yol açabilecek dış tehditler

… Siyasi Senaryo ve Politika Ortamı

NIS siyasi riski, sosyal eşitsizliklerin ve siyasi çekişmenin ekonomik reform ve dolayısıyla ülke kredibilitesi üzerindeki uzun vadeli etkileri bağlamında oldukça önemli görmektedir. Politik istikrarsızlığın ekonomi politikalarının yönü ve sürekliliği açısından sonuçları, politik riski genel değerlendirmemizde önemli bir yere koymaktadır.

Demokratik bir hükümet biçimi sosyal olarak arzu edilir ve iyi yerleşmişse, büyük siyasi aksaklıkları da önleyebilir; ancak kredi açısından her zaman en etkili hükümet biçimi olması gerekmez. Bir coğrafyada işe yarayan sistem diğerinde yaramayabilir. Güçlü bir yargı sistemine ek olarak, bir bütün olarak toplum tarafından sunulan ilerleme, dengeler ve teşvikler sistemi istikrarlı ve ilerici bir toplumun temelini oluşturmaktadır. Demokratik bir hükümet biçimi ve çok partili bir siyasal sistem, daha büyük kontrol ve denge olasılığına sahiptir. Seçilmiş temsilcilerin siyasi süreçlere katılımı ve ekonomi politikası kararlarında şeffaflık, iyi yönetişimi kurumsallaştıracağı için kredibiliteyi güçlendirir. Ayrıca, liderlik geçişlerinin sorunlu olabilieceği de endişe vericidir. Bu özellikle monarşiler, merkezi olarak planlanan veya sıkı kontrol edilen hükümetler ve koalisyon hükümetleri tarafından yönetilen ülkeler için bir endişe kaynağıdır.

Ayrıca, bir hükümetin reforma yatkın doğası ve politikalarının etkinliği, bu politikaların arkasındaki kamu desteği ile birleştiğinde, ekonomik büyüme ve siyasi istikrarı sağlayan teşvikler ve uygun yasal ortam yaratmayı başarıp başaramayacağını belirler.

(12)

12/14

NIS temel olarak mevcut hükümet politikalarının gelecekteki kredi sorunlarının en iyi göstergesi olduğunu gözlemlemiştir ve politika hedefleri ve uygulaması yabancı yatırımcılar için ekonomik güvenliğin önde gelen nedenleri olabilir. Bu iki noktanın ışığında, NIS hükümetin yürütme, yasama ve yargı organlarının ülkenin hedeflerini karşılayacak yeterli kapasite ve kararlılıkta olup olmadığını ve mali ve siyasi sorunlara cevap veren politikalar üretme ve karar verme kapasitesini inceler. NIS, hükümet politikalarının ekonomik büyümeyi ve borç servisinin ödenmesini kolaylaştıracak şekilde tasarlanıp tasarlanmadığını değerlendirir. Bunun için NIS, bir hükümetin borçlanma ve borcu geri ödeme eğilimini anlamak için geçmişte stres altındaki davranışlarını da inceler.

….Hukuk Sistemi

Etkili ve adil bir sistemin çalışması, iş dünyasının güvenini kazanmak ve korumak için önemlidir. Yabancı portföyü ve doğrudan yatırımları çekebilme yeteneği, özellikle hukukun üstünlüğünün korunduğu ve adaletin korku olmadan dağıtıldığı sağlam bir yasal sisteme bağlıdır.

… Uluslararası İlişkiler ve Jeo-politik İstikrar

Uluslararası ilişkilerin durumu ve jeo-politik istikrar, ticaret ve ekonomik büyüme ve bölgesel savaş tehditleri açısından her ülke için çok önemlidir. Komşu ülkelerle barışçıl ilişkilerin ve büyük küresel güçlerle güçlü ilişkilerin, bir ülkenin jeo- politik gerginlik dönemlerinde ve ekonomik ihtiyaç dönemlerinde desteğe yol açması muhtemeldir.

Büyükelçiliklerin yayılması, çeşitli ülkelerdeki ekonomik etki derecesi ve bir ülkenin parçası olabileceği ticaret anlaşmaları, bir ülkenin yıllar içinde sahip olabileceği veya gelişeceği bölgesel avantajı belirlemek için ayrıntılı olarak analiz edilmektedir. Uluslararası birliklerin bir parçası olmak, bir üye ülkeye, uzun vadeli çıkarlarını koruyabilmeleri ve refahın artmasına neden olan uluslararası bağları derinleştirebilmeleri açısından fayda sağlar ve rekabet gücünü arttırarak küresel işlere katılma yeteneği sağlar.

Güçlü bir ekonomik birliğin üyesi olan ve üyelerin ihtiyaç duyulduğunda ekonomik ve hatta askeri yardım yapma istek ve kaynaklarını gösterdikleri ülkeler dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Bu tür bir yardım taahhüdü bağlayıcı olmasa da, bu şekilde sunulan yardımların çok geniş kapsamlı sonuçları olabilir. Bu durum Avrupa borç krizi sırasında kendini göstermiştir ve örneğin Körfez ülkelerinin kredibilitesinin değerlendirilmesinde de benzer rol oynayabilir. Bu gibi durumlarda, NIS, bu tür destek için herhangi bir sınırlama da dahil olmak üzere, desteğin muhtemel doğası hakkındaki görüşlerini açıkça dile getirir.

Anayasa İstikrarı

Bir ülkenin siyasi ve ekonomik kurumlarının istikrar ve öngörülebilirliği ile siyasi ve ekonomik karar almadaki şeffaflığı önemli hususlardır. Bağımsız siyasi görüş ve medya özgürlüğü için sivil toplum örgütlerinin varlığı entelektüel düşünceyi destekler, bu da bilgi odaklı bir ekonominin yaratılmasını destekleyebilir. NIS’in analizindeki bir diğer önemli faktör, yargı alanında iş yapma kolaylığıdır. NIS düzenli olarak, çeşitli endeksleri, Dünya Bankası tarafından derlenen iş endeksini yapma kolaylığını ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından derlenen küresel rekabet endeksini izler. Rekabetçi ve iş dostu bir ekonominin girişimciliği teşvik etmesi ve doğrudan yabancı yatırımları çekmesi muhtemeldir ve bu da kredibilite açısından pozitiftir.

Nüfus ve Sosyal İstikrar

İnsan gücü, bir ülkenin ekonomik büyümesinin ve sürdürülebilirliğinin en kalıcı uzun vadeli göstergesidir. Sağlıklı, ancak kontrollü bir büyüme oranı ile sürdürülen genç nüfus, nüfusun verimliliğini sağlayan faktör girdilerine erişim, bir derecelendirme değerlendirmesinin temel unsurlarıdır. Büyümeye elverişli bir sosyo-ekonomik ortamın ve altyapının varlığı, genellikle yüksek düzeyde ekonomik faaliyet yaratabilen üretken bir işgücünü desteklemektedir. Eğitim veya ekonomik altyapı gibi sosyal altyapıya yapılan yüksek yatırım, uzun vadede kredibiliteyi destekler. İstihdam eğilimlerinin analizi, bir ekonominin genel direncini de etkileyeceğinden, aynı zamanda sosyal bir bakış açısından da önemlidir. İşsizlik düzeyi sürekli yüksek olan ülkeler, suç ve sivil rahatsızlıklar gibi ekonomik faaliyetler ve genel ticari güveni etkileyebilecek sosyal sıkıntılar ile karakterize edilir.

(13)

13/14

Bir ekonominin, artan ekonomik faaliyeti karşılamak ve yeterli işgücü arzını sağlamak için istikrarlı bir nüfus artışı oranı gereklidir. Düşük nüfus artış hızı, bir ülkenin ekonomik beklentilerini engelleyebilir, çünkü düşük üretkenliğe sahip yaşlanan yetişkinler işgücüne katılmama eğiliminde olacaktır. Ayrıca, yaşlanan nüfus gelecekte daha yüksek emekli maaşı ve sağlık hizmeti maliyetleriyle sonuçlanacaktır. Öte yandan, son derece yüksek bir nüfus artış hızı, sağlık ve eğitim gibi sosyo-ekonomik altyapı ve ekonomik altyapı üzerinde baskı oluşturarak nüfusun yaşam standardını düşürecektir. NIS, bir ülkedeki yaşam kalitesini ölçmek için okuryazarlık oranları, bebek ölümleri ve yaşam beklentileri gibi insani kalkınma göstergelerine de odaklanmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından geliştirilen İnsani Gelişme Endeksi bu boyutta karşılaştırılabilirlik sunmaktadır. Düşük bebek ölüm oranı ve yüksek yaşam beklentisi genellikle daha dirençli bir popülasyona işaret eder. Benzer şekilde, yüksek okuryazarlık düzeyi, genel olarak daha üretken bir nüfusa işaret eder.

Sosyal istikrarı değerlendirme yaklaşımı, gelir eşitsizlikleri, finansal hizmetlere ve günümüz teknolojisine erişim gibi alanları analiz etme ihtiyacını öne çıkarmaktadır. Yüksek mobil ve internet penetrasyonu da iş yapma kolaylığına katkıda bulunacak ve genel analizde etkili olacaktır. NIS’nın odak noktası uzun vadeli ekonomik reform ve sosyal refahın itici güçleri ve bunu desteklemek için gereken politika altyapısıdır.

(14)

14/14

NIS’in Ülke Derecelendirme Not Cetveli

Orta ve Uzun Vade

AAA

En yüksek kredi kalitesini ifade eder.

AA+, AA, AA-

Yüksek kredi kalitesi; koruma unsurları güçlü. Her ne kadar risk ılımlı olsa da ekonomik koşullar nedeniyle zaman zaman değişiklik gösterebilir.

A+, A, A-

İyi kredi kalitesi, yeterli koruma unsurları. Ekonomideki olası oynaklıklarda risk faktörleri değişklik gösterebilir.

BBB+, BBB, BBB-

Yeterli kredi kalitesi; koruma unsurları makul ve yeterli.

Ekonomide değişiklik gözlendiğinde risk faktörleri de değişken olarak addedilir.

BB+, BB, BB-

Yükümlülüklerin yerine getirilmesi beklenir. Ekonomik koşullar değiştiğinde koruma unsurlarının zayıflayabileceği

değerlendirilir.

B+, B+, B-

Yükümlülüklerin yerine getirilmesi beklentisi daha azdır.

Ekonomik koşullar değiştiğinde koruma unsurlarının büyük oranda oynaklık gösterebileceği değerlendirilir. Genel kredi kalitesi bu kategori içinde hızla değişebilir; ayrıca, üst ve alt not kategorilerine de hızla geçiş olabilir.

Kısa Vade

A-1+

Zamanında geri ödeme ihtimali en yüksek kesinlikte olan kategori. Alternatif finansman kaynaklarına erişim ve içsel faaliyet faktörleri kaynaklı kısa vadeli likidite çok güçlü.

A-1

Zamanında geri ödeme ihtimali oldukça yüksek. Likidite faktörleri mükemmel ve iyi temel koruma unsurlarınca desteklenir. Risk faktörleri sınırlı.

A-2

Zamanında ödeme kesinliği oldukça iyi. Likidite faktörleri ve şirketin temelleri sağlam. Sermaye piyasalarına erişim iyi. Risk faktörleri küçük.

A-3

Yeterli likidite ve diğer koruma unsurları şirketin yatırım yapılabilir kategoride olmasını sağlıyor.

Risk faktörleri daha büyük ve daha fazla oynaklık gösterir.

Bununla birlikte, zamanında geri ödeme beklenir.

B

Spekülatif yatırım vasıfları taşır; likidite yükümlülüklerin zamanında geri ödenmesi için yeterli olmayabilir C

Yükümlülüklerin zamanında yerine getirilebilme kapasitesi şüpheli.

CCC

Yükümlülüklerin karşılanmasına dair çok fazla belirsizlik mevcut. Koruma unsurları oldukça az ve risk oldukça yüksek olabilir.

CC

Yüksek temerrüt riski.

C

Çok yüksek temerrüt riski.

D

Temerrüde düşen yükümlülükler

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun yanı sıra Ajans, uluslararası koruma başvurularının değerlendirilmesinde ve sağlanan korumanın niteliğinde ve kalitesinde yakınlaşma sağlamak için Üye

Hemen hemen gayrisafi yurtiçi gelirine yakın bir seviyede dış ticaret hacmi bulunan İsveç, dış ticaretinin yaklaşık % 71’ini Avrupa Birliği

Ormanlaştırma, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla doğadan sera gazı emilimi ya da sera gazı üretmeden yapılan projeler, gönüllü sera

Uluslararası Kredi Derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Güney Kıbrıs, İtalya, Lesotho, Fas ve İspanya için Ülke Görünüm raporunu açıklayacak.. Uluslararası

Amerika Birleşik Devletleri’nin iki önemli derecelendirme şirketi; Standart and Poor’s ve Moody’s başta olmak üzere pek çok ülkede sürdürülen derecelendirme işlemi,

Sektörün faktoring alacaklarının gelişimi değerlendirildiğinde; 2014 yılında 24,7 milyar TL olan faktoring alacakları 2017 yılsonuna kadar %68,3 oranında artarken, 2018

Tek veya birkaç kullanıcılı projelerde, genellikle “al veya öde” sözleşmesi olan satın alma sözleşmelerinin var olması önemlidir.. Satınalma

Bir kuruluşun varlık kalitesi veya finansal kaynaklara erişim gibi nitelikleri değerlendirilirken, genellikle daha büyük işletmelerde daha fazla olan