• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ"

Copied!
90
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DELİL CENGİZ

ANKARA-2019

(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DELİL CENGİZ

ANKARA-2019

(3)

V İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER V

GİRİŞ 1

BİRİNCİ BÖLÜM

ADİ ORTAKLIK PAYI KAVRAMINA İLİŞKİN GENEL BİLGİ

A. ADİ ORTAKLIK VE UNSURLARI 3

I. Tanımı 4

II. Adi Ortaklığın Unsurları 5

1. Kişi 6

2. Sözleşme 12

3. Ortak Amaç 15

4. Katılım Payı 16

5. Affectio Societatis 17

B. ADİ ORTAKLIK PAYI 19

I. TBK'da Adi Ortaklığa İlişkin Kullanılan

"Pay" Kavramlarının Genel Olarak Açıklanması 19

1. Katılım Payı 19

2. Kazanç Payı 20

3. Zarara Katılma Payı 21

4. Ortaklıktaki Pay, Bir Ortağın Çıkma veya

Çıkarılması Durumundaki Payı 22

5. Tasfiyedeki Pay ya da Tasfiye Payı 24

6. Tasfiye Sonucunda Her Bir

Ortağa Dağıtılacak Pay 25

II. Elbirliği Mülkiyeti ve Pay Kavramı 26

(4)

VI III. Elbirliği Mülkiyetinin Adi Ortaklık

Bakımından Değerlendirilmesi 28

IV. Adi Ortaklık Payı Kavramı 32

İKİNCİ BÖLÜM

ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ

A. HACZİN KONUSU 35

B. HACZİN YAPILIŞI 37

C. HACZİN ETKİSİ VE SONUÇLARI 41

I. Haczin Ortağın Adi Ortaklıktaki Diğer

Malvarlığı Hakları Bakımından Değerlendirilmesi 43 1. Haczin Kazanç Payı

Bakımından Değerlendirilmesi 43

2. Haczin Tasfiye Payı (Tasfiye

Sonucunda Her Bir Ortağa Dağıtılacak

Pay) Bakımından Değerlendirilmesi 46

3. Haczim Ortağın Ücreti

Bakımından Değerlendirilmesi 47

4. Haczin Ortağın Avans, Gider

veya Üstlenilen Borca İlişkin Alacağı

Bakımından Değerlendirilmesi 49

II. Haczin Ortağın Yönetimsel Hakları Bakımından Etkisi 50

D. MAHCUZUN MUHAFAZASI 53

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ADİ ORTAKLIK PAYININ PARAYA ÇEVRİLMESİ

A. PARAYA ÇEVİRME TALEBİ VE SÜRESİ 57

(5)

VII

B. PARAYA ÇEVİRME USULÜ 59

I. Payın Açık Artırma veya Pazarlık İle Satışı 62

II. İktiza Eden Diğer Tedbirler 63

C. PARAYA ÇEVİRMENİN SONUÇLARI 65

I. Adi Ortaklık Sözleşmesinde Ortaklığın

Devam Edeceğinin Kararlaştırılmamış Olması 66 II. Adi Ortaklık Sözleşmesinde Ortaklığın

Devam Edeceğinin Kararlaştırılmış Olması 68 III. Adi Ortaklık Sözleşmesinde Ortaklığın

Diğer Ortaklarla Devam Edeceğinin

Kararlaştırılmış Olması 68

SONUÇ 70

KAYNAKÇA 73

KISALTMALAR 82

(6)

1 GİRİŞ

Çalışmanın konusunu, adi ortaklık payının haczi ve paraya çevrilmesi oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı adi ortaklık payının haczi ve paraya çevrilmesine ilişkin Türk hukuk sistemindeki yasal düzenlemeleri, değerlendirmek ve yorumlamaktır.

Adi ortaklık, tüzel kişiliği olmayan bir şirket tipidir. Kolay kurulan ve esnek yapıya sahip bu ortaklığa (şirkete) ilişkin kuralların uygulama alanı geniştir. Ekonomik alanda oldukça sık rastlanan bu ortaklık tipi basit bir işin gerçekleştirilmesi için kurulan ortaklıklardan, konsorsiyumlara, kartellere ve “joint-venture”lara kadar uygulanan bir ortaklıktır.

Kesinleşen takip sonrasında alacaklı, sırasıyla; haciz ve paraya çevirme talep edebilir. Bunun üzerine elde edilen para ile alacaklı tatmin edilir. Haczin konusunu, takip borçlusuna ait mallar, alacaklar ve diğer haklar oluşturur. Bu bağlamda İcra ve İflas Kanunu (İİK) açısından diğer haklar kategorisine giren adi ortaklık payı da hacze konu olabilir ve paraya çevrilebilir.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın genel bölümü olarak nitelendirilecek ilk bölümünde adi ortaklıkta pay kavramına ilişkin bilgi verilecektir. Bu bölümde öncelikle adi ortaklık incelenecek ve unsurları açıklanacak; sonrasında adi ortaklık payının anlamı araştırılacaktır.

Çalışmanın ikinci bölümünün konusunu adi ortaklık payının haczi oluşturmaktadır. Bu bölümde haczin tekemmülüne ilişkin tartışmalar üzerinde durulacak ve adi ortaklık payı haczine değinilecektir. Ayrıca bu bölümde adi ortaklık payının haczi, haczin etkisi ve sonuçları ile haczedilmiş bu payın muhafazası incelenecektir.

(7)

2 Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde adi ortaklık payının paraya çevrilmesi üzerinde durulacaktır. Bu bölümde adi ortaklık payının cebri icra ile paraya çevrilmesindeki usul belirtilecek ve adi ortaklık payının paraya çevrilmesi özelinde bu usul inceleme konusu yapılacaktır. Bu bölümde son olarak, adi ortaklık payının paraya çevrilmesinin sonuçları anlatılacaktır.

(8)

3 BİRİNCİ BÖLÜM

ADİ ORTAKLIK PAYI KAVRAMINA İLİŞKİN GENEL BİLGİ

A. ADİ ORTAKLIK VE UNSURLARI

Adi ortaklık, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK'nın) "Özel Borç İlişkileri" başlıklı ikinci kısmının onsekizinci bölümünde düzenlenmiştir. TBK'daki adi ortaklığa ilişkin düzenlemeler Kanun'un 620. maddesiyle başlamaktadır. Bu maddede adi ortaklık sözleşmesinin tanımı yapılmaktadır. Ardından Kanun'un 621 ilâ 636. maddelerinde ortaklar arasındaki ilişki ve Kanun'un 637. maddesi ile 638. maddesinde ortakların üçüncü kişilerle ilişkisi hükme bağlanmıştır. Son olarak Kanun'un 638 ilâ 645.

maddelerinde adi ortaklığın sona ermesi ve tasfiyesi yer almaktadır1.

6098 S.'lı TBK'da, 818 S.'lı mülga Borçlar Kanunu'ndan2 (BK'dan) farklı olarak, olarak Arapça kökenli “şirket” sözcüğü yerine, Türkçe “ortaklık” sözcüğü tercih edilmiştir3. TBK'nın genel gerekçesinde4 bu değişikliğe ilişkin olarak; “Kanun'da kullanılan kavramların, deyimlerin ve terimlerin, imkânlar ölçüsünde arılaştırıldığı ve Tasarı'nın tümünde terim birliğinin sağlanmasına büyük çaba harcandığı; birçok

1 Şener -Adi Ortaklık, s. 1.

2 22.04.1926 kabul tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 29.04.1926 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu Kanun, 01.07.2012 tarihinde yürürlülükten kalkmıştır.

3 "Şirket" sözcüğünün Arapça kökenli olduğuna ilişkin bkz. http://www.tdk.gov.tr;

"ortaklık" sözcüğünün Türkçe olduğuna ilişkin olarak bkz. Eyuboğlu, s. 242.

4 22.01.2008 günlü TBK Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu çalışmamızda kısaca

"TBK gerekçesi" olarak anılacaktır. Bu çerçevede Rapor'un genel gerekçesi, "TBK genel gerekçesi"; Rapor'un madde gerekçeleri, "TBK madde gerekçeleri" şeklinde ifade edilecektir.

(9)

4 kavramın, deyimin ve terimin günümüzde yerleşmiş veya kullanılmaya başlanmış olan ve TMK'da yer almış bulunan yeni karşılıklarıyla değiştirildiği; bu değişikliklerden biri olarak ‘adi şirket’ yerine ‘adi ortaklık’ teriminin kullanıldığı” belirtilmektedir.

I. Tanımı

TBK'nın 620. maddesinin birinci fıkrasında, “iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme” olarak adi ortaklık sözleşmesi tanımlanmıştır. Tanımdaki “emeklerini ve mallarını” ifadesi kanımızca doğru olmamıştır5. Nitekim Kanun'un 621. maddesinin birinci fıkrası uyarınca her bir ortak, katılım payı koyma yükümlülüğünü “para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak” yerine getirebilir. Dolayısıyla ortaklar, ortaklığa hem emeklerini ve hem de mallarını koymak zorunda değillerdir. Ayrıca Kanun'un 623.

5 Bkz. Aybar, s. 130; Bahtiyar, s. 20; Barlas, s. 13-14; Domaniç, s. 3; Karahan, s. 35;

Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 4-5; Şener -Adi Ortaklık, s. 1. Doktrinde Aybar, kanun koyucuyu bu kullanımı nedeniyle eleştirmekle beraber, kanun koyucunun "veya"

yerine "ve" kullanmakta bir amacı olabileceği varsayımı üzerinden açıklamada bulunmaktadır. Aybar'a göre bu kullanım adi ortaklığın "affectio societatis" (bkz. aşa.

Birinci Bölüm, A, II, 5) unsuruyla beraber düşünüldüğünde anlamlı kabul edilebilir.

Şöyle ki; bu kullanım uyarınca ortaklar, kural olarak hem emeklerini hem de mallarını koymayı üstlenmelidirler. Kanun'un 623. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yalnızca emeğin katılım payı olarak konabilmesiyse bu kuralın istisnası olarak kabul edilmelidir.

Çünkü ortaklar, "affectio societatis" unsuru gereğince, az da olsa emeklerini katmalıdırlar. Ayrıca adi ortaklıkta kişi unsuru ön planda olduğundan, katılım payı olarak mal koymayı üstlenen ortağın adi ortaklıktaki her işten uzak durması beklenemez (Aybar, s. 130-131).

(10)

5 maddesinin üçüncü fıkrasında "ortaklığa yalnızca emeğini koymuş olan ortak"tan söz edilmektedir.

Tanımda belirtilen emek ve mal, katılım payı olarak getirilebilecek malvarlığı haklarını belirlemek açısından kanımızca yetersizdir. Doktrinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK'nın) 127. maddesinin adi ortaklıkta da uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Bu doğrultuda doktrinde ortaklığa katılım payı olarak getirilebilecek malvarlığı haklarının bunlarla da sınırlı olmadığı, genel olarak iktisadi değere sahip her şeyin katılım payı adı altında getirilebileceği ifade edilmektedir6.

TBK'daki adi ortaklık sözleşmesine ilişkin tanımdan ve yukarıdaki açıklamalardan yola çıkarak adi ortaklığı şu şekilde tanımlayabiliriz: Adi ortaklık, en az iki kişinin paralarını, alacakların, diğer bir malvarlığı hakkını veya emeklerini birleştirmeyi üstlenerek ortak bir amaca erişmek üzere sözleşmeyle birleşmeleridir7.

II. Adi Ortaklığın Unsurları

Yukarıdaki verdiğimiz tanımdan8 anlaşılacağı üzere adi ortaklık; "kişi",

"sözleşme", "ortak amaç", "katılım payı taahhüdü" ve ayrıca doktrin tarafından kazandırılmış "affectio societatis" unsuru olmak üzere beş unsurdan oluşmaktadır9.

6 Bkz. Bahtiyar, s. 20; Barlas, 51-52; Karayalçın, s. 84; Özenli, s. 55-56;

Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s. 53-54; Şener -Ders Kitabı, s. 29; Yalman/Taylan, s. 26- 27; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 59-60.

7 Başka tanımlar için bkz. Arslanlı, 36; Aybar, s. 130; Barlas, s. 18; Doğanay, s. 5;

Domaniç, s. 7; Özenli s. 4; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 5.

8 Bkz. yuk. A.I.

(11)

6 1. Kişi

TBK'nın 620. maddesi uyarınca adi ortaklığın kurulması için en az iki kişi gerekir. TBK'da ortak sayısının üst sınırı belirtilmemiştir. Ayrıca gerçek kişiler veya tüzel kişiler adi ortaklık kurabilirler10.

Gerçek kişilerin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmeleri için, kural olarak tam ehliyetli olmaları gerekir11.

Türk Medeni Kanunu'nun (TMK'nın) 429. maddesine göre “kısıtlanmaları için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin kişilere” yasal danışman atanmaktadır. Kendisine oy danışmanı atanmış olan bir sınırlı ehliyetlinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi konusunda herhangi bir sınırlama yoktur12. Fakat sınırlı ehliyetli bu kişi, katılım payı taahhütlerini

9 Bkz. Arslanlı, s. 36-75; Aybar, s. 129; Bahtiyar, s. 15; Bilgili/Demirkapı, s. 23-26;

Kurşat, s. 303; Özenli, s. 36-38; Şener -Adi Ortaklık, s. 3-117; Yalman/Taylan, s. 18- 30; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 5-12.

10 Arslanlı, s. 45-46; Bahtiyar, s. 15-16; Barlas, 18-21; Bilgili/Demirkapı, s. 23;

Domaniç, s. 20-21; Özenli, s. 36; Özsungur, s. 43; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 52- 53; Şener -Ders Kitabı, s. 1-2; Yalman/Taylan, s. 23; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 6. “Adi ortaklık gerçek kişiler arasında kurulabileceği gibi bir veya daha ziyade gerçek kişi ile ticaret ortaklığı arasında da kurulabilir” (15. HD, T. 27.04.2017, E.

2016/1805, K. 2017/1810: KARARTEK).

11 Bilgili/Demirkapı, s. 23-24; Domaniç, s. 2; Özenli s. 36; Şener -Ders Kitabı, s. 2;

Yalman/Taylan, s. 25.

12 Şener -Adi Ortaklık, s. 6-7; Yalman/Taylan, s. 24.

(12)

7 yerine getirirken ve adi ortaklığı temsil sırasında bazı sınırlamalarla karşılaşabilir13. Kendisine yönetim danışmanı atanmış bir kişinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi için işleme yönetim danışmanının da katılması gerekecektir. Çünkü adi ortaklığa ortak olarak katılmak, kişinin malvarlığının özünü etkileyecek niteliktedir14.

Evli kişiler de herhangi bir sınırlama olmaksızın bir adi ortaklığa ortak olarak katılabilirler. Buna karşın TMK'nın 194. maddesi uyarınca evli bir ortağın aile konutunu katılım payı olarak koyması için eşinin rızası gerekecektir.

TMK'nın 16. maddesinde hukuki durumları düzenlenen “ayırt etme gücüne sahip bulunan küçükler ile kısıtlılar”, sınırlı ehliyetsizler kategorisini oluşturmaktadırlar15. Sınırlı ehliyetsiz bir kişinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi için kural olarak yasal temsilcisinin işleme katılması (yasal temsilci işlemi bizzat da yapabilir) veya izin ya da icazet vermesi gerekir. Ancak TMK'nın 345. maddesi uyarınca küçük ile ana veya babası aynı ortaklıkta bulunacaksa ya da ana veya babası yararına küçük ile üçüncü bir kişi arasında ortaklık kurulacaksa bu işlemlerin geçerliliği

13 Örneğin kendisine yasal danışman olarak TMK'nın 429. maddesinin birinci fıkrası uyarınca oy danışmanı atanmış bir kişi, danışmanının olumlu oyunu (iznini ya da icazetini) almazsızın adi ortaklığa taşınmazını katılım payı olarak getiremeyecektir.

Ayrıca bu kişi mecburi dava arkadaşlığı hükümleri uyarınca diğer ortaklarla birlikte ya da diğer ortaklardan aldığı özel yetki ile kendi adına ve diğer ortakları temsilen dava açamayacaktır (Akıntürk/Ateş, s. 130-131; Koç -Genel Bir Bakış, s. 106-112; Şener - Adi Ortaklık, s. 6-7; Yalman/Taylan, s. 24).

14 Barlas, s. 109-110; Şener -Adi Ortaklık, s. 7; Yalman/Taylan, s. 24.

15 Akıntürk/Derya, s. 131-132; Koç - Genel Bir Bakış, s. 112-114; Özenli, s. 36;

Yalman/Taylan, s. 24.

(13)

8 bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır16. Ayrıca TMK'nın 463.

maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendi uyarınca vesayet altındaki sınırlı ehliyetsiz bir kişinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi için vasinin işleme katılması veya izin ya da icazet vermesi gerekliliğiyle beraber vesayet makamının izni ve sonrasında denetim makamının izni gerekir17.

Tam ehliyetsiz bir kişinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi için yasal temsilcisinin bu kişi adına işlem yapması gerekir. Vesayet altındaki tam ehliyetsiz bir kişinin adi ortaklığa ortak olarak katılabilmesi için vasinin bu kişi adına işlem yapması gerekliliğinin yanında vesayet makamının ve sonrasında denetim makamının izni gerekir18.

Bir şahıs şirketi olması nedeniyle adi ortaklıkta sermaye unsurundan çok kişi unsuru ön plandadır. Bunun yansıması olarak adi ortaklıkta, TBK'nın 632. maddesi uyarınca ortak sıfatının kolaylıkla devredilmediğini ve Kanun’un 639. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendi uyarınca ortak sıfatının kural olarak mirasçılara geçmediğini görüyoruz19.

16 Karayalçın, s. 46; Özenli, s. 36-37.

17 Barlas, s. 20; Bahtiyar, s. 16; Bilgili/Demirkapı, s. 23; Özenli, s. 37; Şener -Ders Kitabı, s. 2; Yalman/Taylan, s. 24-25.

18 Barlas, s. 20; Bahtiyar, s. 16; Domaniç, s. 2; Özenli, s. 36; Şener -Adi Ortaklık, s.

6; Yalman/Taylan, s. 23.

19 “Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dâhildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili

(14)

9 Adi ortaklık, tüzel kişiliği yoktur20. Bu nedenle adi ortaklık hak ve fiil ehliyetinden yoksundur. Adi ortaklığın hak sahibi olması ya da yükümlülük altına girmesi söz konusu değildir. Bunun yerine ortakların tümü hak sahibi olur ya da yükümlülük altına girer21. Ayrıca ortaklığın dava ehliyeti ve takip ehliyeti yoktur22. Bu nedenle kural olarak davanın veya takibin tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir. İlke olarak ortaklar arasında mecburi dava ya da takip arkadaşlığı vardır23. Buna karşın ortaklıktan kaynaklanan talep bölünebilir nitelikteyse (örneğin bir para borcuna ilişkinse) TBK'nın

gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır” (Yargıtay 3. HD, T. 22.06.2016, E. 2016/9450; K. 2016/9672:

EUYAR).

20 Atalı/Ermenek/Üçüncü, s. 175; Akil, s. 339; Aybar, s. 141; ; Bahtiyar, s. 3;

Bilgili/Demirkapı, s. 27; Domaniç, s. 16-17; Erturgut, s. 216; Güman, s. 106;

Hamamcıoğlu/Karamanlıoğlu, 1311; Karayalçın, s. 43; Kurşat, s. 301; Muşul, s.

533; Özenli, s. 5-7; Şener -Adi Ortaklık, s. 154; Topuz, s. 71; Uyar -Takip Hakkının Kapsamı, s. 531; Yalman/Taylan, s. 17; Yongalık, -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 3;

Yongalık -Ortak Davası, s. 10.

21 Şener -Ders Kitabı, s. 21; Özenli, s. 6.

22 Görgün/Toraman/Kodakoğlu, s. 57; Kuru -El Kitabı, s. 156; Kuru -Ders Kitabı, s.

64; Üstündağ, s. 64; M. K. Yıldırım/N. D.Yıldırım, s. 13; Karayalçın, s. 95; Özenli, s. 6; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 51. “Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif daha ehliyeti yoktur. Bu nedenle takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunludur” (12. HD, T. 22.02.2008, 2359/3191: Günay, s. 1620).

23 Şener -Ders Kitabı, s. 20-21; Yalman/Taylan, s. 168; Yongalık -Ortak Davası, s. 49.

(15)

10 638. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca müteselsil sorumluluk ilkesi uyarınca dava ya da takip, ortaklardan birine veya birkaçına veya tümüne yöneltilebilir24.

Adi ortaklıkta ortaklar değişebilir. TBK'nın 632. maddesi uyarınca ortakların tamamının rızası varsa, ortaklığa yeni bir ortak alınabilir ya da ortaklıkta bir ortak, diğer ortakların tamamının rızasını alarak, payını ortaklardan birine, birkaçına ya da tamamına veya üçüncü bir şahsa devrederek ortaklıktan çıkabilir25.

Bazı durumlarda ortağın ortaklıktan çıkması veya çıkarılması da mümkündür.

Bu durum TBK'nın 633 ilâ 636. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 633.

maddesine göre, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunması koşuluyla, “bir ortağın fesih bildiriminde bulunması” ,

24 Güman, s. 110-111; Kuru -El Kitabı, s. 162; Şener -Ders Kitabı, s. 21.

Yalman/Taylan, s. 168. “Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığın borçlarından ortakların her biri müştereken ve müteselsilen sorumlu ise de, işe iade talebi bölünebilir bir talep olmadığından eldeki davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunludur” (22. HD, T.

23.01.2017, 798/677: KARARTEK). Ayrıca müteselsil borçlulardan yalnızca birinin icra takibinde borçlu olarak gösterildiği bir durumda, diğer müteselsil borçluların malları üzerine haciz konulması talep edilemez (Postacıoğlu/Altay, s. 353).

25 “... taraflar arasında düzenlenen "Ticari Ortaklık Payı Devir Sözleşmesidir." başlıklı sözleşmeyle davacı ... ... Madencilik San. A.Ş. ile yapmış olduğu adi ortaklıktaki ortaklık payını 200.000 TL bedel mukabilinde davalıya devretmiş ve devredilen ortaklık payı bedelinin 4 eşit taksitle ödenmesi ve ödemeden sonra ortaklıktaki tüm hak ve borçların devralana devir ve temlik edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 3-b maddesine göre ödemelerin vadesinde ve belirtilen miktarda yapılması halinde devir eden ...'nun adi ortaklıktaki payı sona erip tüm hak ve borçlar davalı ...'a devir ve temlik edilmiş olacaktır" (11. HD, T. 25.04.2017, E. 2015/14745, K. 2017/2416: KARARTEK).

(16)

11

“kısıtlanması” , “iflası”, “tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi” veya

“ölmesi” hâlinde; o ortak, ortağın temsilcisi26 ya da ölen ortağın mirasçısı ortaklıktan çıkabilecek27 veya diğer ortaklar tarafından, yazılı olarak yapılacak bildirimle

26 Kısıtlanmış ortağın yasal temsilcisi ortak sıfatına sahip değildir. Ortak sıfatı temsil edilen ortaktadır. Burada anlaşılması gereken çıkma hakkının temsilci aracılığıyla kullanılabileceğidir (Kurşat, s. 312).

27 TBK'nın 633. maddesinde bir ortağın ölmesi halinde sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa ölen ortağın mirasçısının ortaklıktan çıkabileceği veya yazılı bildirimle çıkarılabileceği belirtilmektedir. TBK'nın 639.

maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde de sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa ortaklardan birinin ölmesiyle, ortaklığın sona ereceği hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla ortaklardan birinin ölümü halinde adi ortaklığın devamı için adi ortaklık sözleşmesinde ortaklığın mirasçılarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm olmalıdır. Adi ortaklık sözleşmesinde böyle bir hüküm yoksa sözleşmede bir ortağın ölümü halinde ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceği kararlaştırılsa dâhi TBK'nın 639. maddesine göre ortaklık sona erecektir (Kurşat, s.

312). Dolayısıyla “sözleşmede bir ortağın ölmesi halinde ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa ölen ortağın mirasçısının ortaklıktan çıkabileceği veya yazılı bildirimle çıkarılabileceği” kuralı, ancak sona ermiş bir adi ortaklığı diriltilme imkânı sağlayacaktır. Nitekim adi ortaklığın sona ermesi ortaklık ilişkisini sona erdirmez. Ortaklık ilişkisi tasfiye sonunda çözülecektir. Ayrıca TBK m.

633 madde gerekçesinde de “bu düzenleme, ölen ortağın mirasçılarıyla ortaklığı sürdürmek istemeyen diğer ortakları, ortaklığı tasfiye edip yeni bir ortaklık kurma zahmetinden kurtaracaktır” denmektedir.

(17)

12 ortaklıktan çıkarılabilecektir28. Ayrıca sözleşme özerkliği ilkesi gereğince adi ortaklık sözleşmesine, bunlardan başka çıkma veya çıkarılma nedenleri de getirilebilir29.

2. Sözleşme

Her ortaklık (şirket) gibi adi ortaklık da sözleşmeye dayanır30. Adi ortaklığı doğuran sözleşme, bir başka deyişle adi ortaklık sözleşmesi TBK'da başlı başına sayılmış, tipik ve sürekli bir sözleşmedir. Bu sözleşme, borçlar hukuku sözleşmeleri gibi taraflar için çeşitli edimler ve talep hakları doğurur. Bu, sözleşmenin ilk yönüdür.

İkinci yön olarak bu sözleşme bir organizasyonu, yani adi ortaklığı doğurur. Bu yönü ile adi ortaklık sözleşmesi borçlar hukuku sözleşmelerinden ayrılmaktadır31.

28 Aybar, 138-39; Barlas, s. 43-44; Bilgili/Demirkapı, s. 37; Koç, s. 60; Kurşat, s.

310; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu -Ortaklıklar Hukuku, s. 75-77; Şener -Ders Kitabı, s.

69.

29 Aybar, s. 140; Bahtiyar, s. 44; Barlas, s. 44; Şener -Adi Ortaklık, s. 387-388; Şener -Ders Kitabı, s. 70; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 102. Üçüncü kişilerin iyiniyeti, bir bildirimle ya da başka bir şekilde ortadan kalkmadıkça, ortağın ortaklıktan çıkması veya çıkarılması üçüncü kişiler açısından sonuç doğurmaz (Şener -Adi Ortaklık, s.

391).

30 Arslanlı, s. 35-36; Bilgili/Demirkapı, s. 3-4; Domaniç, s. 2;

Hamamcıoğlu/Karamanlıoğlu, s. 1311; Karayalçın, s. 45;

Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 25; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 7.

31 Şener -Ders Kitabı, s. 9-11; Yongalık -Ortak Davası, s. 17.

(18)

13 Adi ortaklık sözleşmesinin yapılışı kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir32. Fakat taraflar bir şekil koşulu öngörebilirler33.

Doktrinde Bilgili/Demirkapı ve Özenli34, “taşınmaz gibi devri kanunî bir şekle tâbi olan bir malın katılım payı olarak getirilmesi durumunun, adi ortaklık sözleşmesinin (tamamının) geçerlilik şeklini belirleyeceğini” belirtmektedir35. Yargıtay’ın bazı kararlarında da36 “ortaklığa katılım payı olarak taşınmaz mülkiyetinin konması durumunda adi ortaklık sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği, aksi takdirde sözleşmenin geçersiz olacağı” belirtilmiştir. Bir başka görüş olarak doktrinde Bahtiyar37, Doğanay38, Hamamcıoğlu/Karamanlıoğlu39, Poroy/Tekinalp/Çamoğlu40, Şener41, Yongalık42 ve Yalman/Taylan43, “taşınmaz gibi devri kanunî bir şekle tâbi olan

32 “Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır” (3. HD, T.

05.06.2017, E. 2016/388, K. 2017/9052: KARARTEK).

33; Bilgili/Demirkapı, s. 24; Domaniç, s. 2; Hamamcıoğlu/Karamanlıoğlu, s. 1316;

Karayalçın, s. 81; Özenli, s. 21; Ruhi, s. 202; Şener -Adi Ortaklık, s. 21-22;

Yalman/Taylan, s. 49; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 7-8.

34 Özenli, s. 23-24.

35 Bilgili/Demirkapı, s. 24.

36 Bkz. 13. HD, T. 17.11.1987, 4442/5609: Şener -Adi Ortaklık, s. 26-27; 14. HD, T.

03.02.1983 E., 1982/5744, K. 1983/814: EUYAR.

37 Bahtiyar, s. 32.

38 Doğanay, s. 74.

39 Hamamcıoğlu/Karamanlıoğlu, s. 1319.

40 Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 52.

41 Şener -Ders Kitabı, s. 5.

42 Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 8-9.

(19)

14 bir malın katılım payı olarak getirilmesi durumunun, adi ortaklık sözleşmesinin tamamını değil sadece sözleşmenin katılım payı koymaya ilişkin maddesinin veya maddelerinin geçerlilik şeklini belirleyeceğini” ifade etmektedir. 13. HD.'nin 30.03.1981 günlü ve 696/2220 sayılı kararında da “ortaklığa katılım payı olarak taşınmaz mülkiyetinin konmasının taahhüt edilmesi durumunda adi ortaklık sözleşmesinin tamamının değil, sadece sözleşmenin katılım payı taahhüdüne ilişkin bölümünün resmi şekilde yapılması gerektiği” belirtilmiştir44. Buna karşın adi ortaklık sözleşmesinin kurulması bakımından katılım paylarının taahhüt edilmesi yeterlidir45. Dolayısıyla adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini, taahhüt edilen katılım payının ortakların elbirliği mülkiyetine geçirilip geçirilmemesi etkilemeyecektir. Bu nedenle kanımızca taşınmaz gibi devri şekle bağlı olan bir malın katılım payı olarak taahhüt edilmesi durumunun, adi ortaklık sözleşmesinin ya da bu sözleşmenin katılım payı taahhüdüne ilişkin maddesinin veya maddelerinin geçerlilik şeklini belirleyeceğini söylemek kanımızca doğru değildir46.

Adi ortaklığa getirilmesi taahhüt edilen katılım payının taşınmaz gibi devri şekle bağlı olan bir mal olması durumunda, bu malın ortakların elbirliği mülkiyetine geçirilmesi için gerekli olan geçerlilik şekline uyulması gerekir. Aksi takdirde ortaklık

43 Yalman/Taylan, s. 49-50.

44 Şener -Adi Ortaklık, s. 25-26.

45 “… ortakların katılma payı hususunda taahhütte bulunması da yeterlidir. Kat1ılma paylarının ortaklığa fiilen getirilmesine de gerek bulunmamaktadır” (HGK, T.

12.04.2012, E. 2012/13-798, K. 2013/568: EUYAR).

46 Bu doğrultuda doktrinde Karayalçın, katılım payını ortaklık sözleşmesinin asli unsuru olarak görmemektedir (Karayalçın, s. 85).

(20)

15 sözleşmesi değil, katılım payının ortakların elbirliği mülkiyetine, bir başka deyişle adi ortaklığa geçirilmesi işlemi geçersiz olur.

3. Ortak Amaç

TBK'da ortak amacın ne olduğu, adi ortaklığın hangi ortak amacı gerçekleştirmek için kurulabileceği belirtilmemiştir. Doktrinde Barlas47, Kurşat48, Yalman/Taylan49 ve Yongalık50 “adi ortaklığın her türlü amaçla kurulabileceğini” kabul etmektedir51. Bu görüşe kanımızca katılmak mümkün görülmemektedir. Zira TBK'nın 622. maddesinde “kazancın paylaşılmasından” ve TBK'nın 623. maddesinde “kazanç ve zarara katılmaktan” söz edilmektedir. Ayrıca adi ortaklığın TBK'nın “Özel Borç İlişkileri” başlıklı ikinci kısmında düzenlendiği unutulmamalıdır. Bu nedenle adi ortaklık sadece ekonomik, yani kazanç elde etme ve bu kazancı ortaklar arasında paylaşma amacı ile kurulabilir52.

47 Barlas, s. 33-35.

48 Kurşat, s. 303.

49 Yalman/Taylan, s. 29.

50 Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 10-11. Doktrinde Yongalık, adi ortaklığın her türlü amaçla kurulabileceğini kabul etmekle birlikte, ortaklığın kural olarak ekonomik amaçla kurulacağı sonucuna varmaktadır (Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 11).

51 Doktrinde Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, "affectio societatis" unsurunun varlığı şartıyla, adi ortaklığın ekonomik amaçlar dışında kurulabilmesi görüşünün kabulünün yararlı olacağını ifade etmektedir (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 55).

52 Bahtiyar, s. 21; Bilgili/Demirkapı, s. 26; Domaniç, s. 5-6; Karahan, s. 25;

Karayalçın, s. 79-80; Özenli, s. 11; Şener -Ders Kitabı, s. 7.

(21)

16 Kazanç elde etme ve ortaklar arasında paylaştırma amacını gerçekleştirmek için kullanılacak araç, yani adi ortaklık sözleşmesinin konusu da TBK'nın 27. maddesindeki sınırlamalara uygun olarak belirlenmelidir53.

4. Katılım Payı

TBK'nın 621. maddesine göre adi ortaklıkta, ortak amaca erişmeyi sağlayacak sermayenin oluşumuna her bir ortak katkı sağlamalıdır. Kanun'da ortakların bu katkısı

"katılım payı" ya da "katılma payı" olarak adlandırılmaktadır54.

Ortakların katılım paylarını fiilen getirmeleri ortaklığın varlığı için zorunlu bir unsur değildir. Katılım paylarının taahhüt edilmesi gerekli ve yeterlidir. Nitekim TBK'nın 620. maddesinin birinci fıkrasındaki tanımda da “ortakların emeklerini ve mallarını birleştirmeyi üstlenmesinden" söz edilmektedir55.

Katılım payı taahhüdünde bulunan her bir ortak, diğer ortaklara karşı borç altına girmiş olur. Her bir ortak katılım payı taahhüdünü, bu borcunu adi ortaklık sözleşmesinde belirtilen zamanda, yerde ve tarzda; sözleşmede buna ilişkin bir hüküm olmaması durumunda TBK'nın ifaya ilişkin hükümlerine göre yerine getirmek zorundadır. Katılım payı taahhüdünü yerine getirmeyen ortak, sözleşmede buna ilişkin

53 Bahtiyar, s. 32; Barlas, s. 32-33; Bilgili/Demirkapı, s. 16; Özenli, s. 16-17;

Yalman/Taylan, s. 29; Yongalık -Adi Şirkette Sermaye, s. 10; aynı yönde bkz. 4. HD, T. 18.11.1957, 8379/280; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 55.

54 Bkz. aşa. Birinci Bölüm, B.

55 Barlas, s. 45; Karahan, s. 52-53; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 54; Şener -Ders Kitabı, s. 27-28.

(22)

17 bir hüküm olmaması halinde, TBK'nın 117 ilâ 127. maddeleri uyarınca temerrüde düşer56.

5. Affectio Societatis

Roma hukukundan Fransız hukukuna geçmiş "affectio societatis" terimi Fransız hukukundan da Türk hukukuna geçmiştir57. Doktrinde Arslanlı, "affectio societatis"

terimini, “âkidlerin gayret ve faaliyetlerini müşterek gayeye tevcih hususundaki niyetleri” olarak tanımlamaktadır58. Domaniç, bu terimin “ortakların şirket gayesinin elde edilmesinde faal olarak etme niyetlerini” ifade ettiğini belirtmektedir59. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, bu terimi, “ortaklığın başarıya ulaştırılması niyeti” şeklinde Türkçeleştirmiştir60. Karayalçın, bu terimin Fransız-Belçika hukukunda "ortaklar arasında eşitlik ve aktif işbirliği" anlamına geldiğini belirtmektedir61. Doktrinde

56 Barlas, s. 56. Yargıtay HGK’nın 4.07.2018 günlü ve 2018/3-16 E., 2018/1315 K.

sayılı kararında“ortaklıkta bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa yalnızca ortaklığın feshini isteme yetkisi verir” denmektedir (EUYAR).

57 Arslanlı, s. 58; Barlas, s. 40; Karayalçın, s. 49.

58 Arslanlı, s. 21.

59 Domaniç, s. 6.

60 Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 29.

61 Karayalçın, s. 49. Karayalçın, Türk hukukunda ortaklar arasında eşitlik kural olmasına rağmen, ortaklık (şirket) sözleşmesi ile bu kuraldan ayrılmanın mümkün olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Karayalçın, ortaklar arasında işbirliğinin olmadığı bir durumda da ortaklık (şirket) sözleşmesinin ayakta kalabileceğini ifade etmektedir. Bu doğrultuda Karayalçın, "affectio societatis" unsurunu ortaklığın asli unsur sayan görüşe katılmamaktadır (Karayalçın, s. 49).

(23)

18 Barlas62 ve Aybar63, bu terime karşılık olarak "müşterek amaç uğruna birlikte çalışma"

ifadesini kullanmaktadır. Bilgili/Demirkapı bu terimi, "ortak çalışma iradesi" veya

"ortak amaç uğruna birlikte çaba" olarak ifade etmektedir64. Bahtiyar, bu unsurun

“ortak amacı gerçekleştirmek için ortakların eşit ve aktif şekilde birlikte çaba göstermeleri gereğine ve ortaklığın başarıya ulaştırılmasındaki niyete işaret” ettiğini belirtmektedir65.

"Affectio societatis", adi ortaklığın unsurları arasına doktrin tarafından kazandırılmıştır66. Yargıtay kararlarında da "affectio societatis" adi ortaklığın unsurları arasında sayılmaktadır67. Adi ortaklıkta bu unsur gereğince ortaklar, eşit bir şekilde, işbirliği içinde çalışma, adi ortaklığa katkıda bulunma ve ortaklık amacına aykırı eylemler yapmama iradesi göstermelidirler. Bu unsur adi ortaklık için zorunludur68.

Ortaklıkları (şirketleri) ve dolayısıyla adi ortaklığı diğer ilişkilerden ayıran en önemli ölçüt "affectio societatis" unsurudur. Örneğin, bu unsur adi ortaklığı “kâra katılmalı hizmet sözleşmesi”nden ayırır. Zira “kâra katılmalı hizmet sözleşmesi”nde

62 Barlas, s. 39.

63 Aybar, s. 129.

64 Bilgili/Demirkapı, s. 26.

65 Bahtiyar, s. 22.

66 Bahtiyar, s. 22.

67 Bkz. Yargıtay 3. HD, T. 16.05.2017, E. 2016/13975, K. 2017/7258: KARARTEK.

68 Arslanlı, s. 58; Bahtiyar, s. 22-23; Barlas, s. 39-41; Doğanay, 53-54; Karahan, s.

25; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 29; Şener -Ders Kitabı, s. 8-9.

(24)

19 taraflar arasında ast üst ilişkisi vardır69. Ayrıca "Affectio societatis" rekabet yapmama yükümlülüğü ve denetim hakkı için de temeldir70.

B. ADİ ORTAKLIK PAYI

İlgili olduğu bütüne göre özel anlamlar kazanan "pay" kavramı, adi ortaklığa ilişkin olarak TBK'da; "katılım payı" (m. 621, 642, 643) ya da "katılma payı" (m.

623/3); "kazanç payı" (m. 623/1) ya da "kazanca katılma payı" (m. 623/2) yahut "kâr payı" (m. 636); "zarardaki pay" (m. 623/1) ya da "zarara katılma payı" (m. 623/2);

"ortaklıktaki pay" (m. 632) ve "bir ortağın çıkma ve çıkarılması durumunda payı" (m.

634/1); "tasfiyedeki pay" (m. 633, 638/2, 639/1) ya da "tasfiye payı" (m. 634/2, m.

634/3); "tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak pay" (m. 644/4) olarak kullanılmaktadır.

I. TBK'da Adi Ortaklığa İlişkin Kullanılan "Pay" Kavramlarının Genel Olarak Açıklanması

1. Katılım Payı

"Katılım payı71", ortaklık sermayesinin oluşmasında ortaklardan her birine düşen kısma karşılık gelmektedir72. Buna “sermaye payı” da denmektedir73. Buna ilaveten

69 Barlas, s. 41-42; Şener -Ders Kitabı, s. 9; Yalman/Taylan, s. 30; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 12. Adi ortaklık ile kazanca katılmalı ödünç sözleşmesinin farkı için bkz. Barlas, s. 41-42.

70 Barlas, 42-43; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 30; Şener -Ders Kitabı, s. 9.

71 Bkz. yuk. A, II, 4.

72 Barlas, s. 46; Şener -Ders Kitabı, s. 27; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 38.

73 Bahtiyar, s. 20; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 53; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 28.

(25)

20 TBK'nın 623. maddesinin üçüncü fıkrasında "katılım payı" terimiyle aynı anlama gelecek şekilde "katılma payı" terimi de kullanılmaktadır. TBK gerekçesinde bu kullanımın nedeni belirtilmemiştir. Fakat mülkiyet hukuku literatüründe genel olarak,

"katılma payı" terimi, "elbirliği mülkiyeti hissesine (payına)" karşılık olarak kullanılmaktadır74. Şirketler hukuku alanında Yongalık, “ortakların sermaye (katılım) paylarından daha geniş bir anlama sahip olan ‘katılma payı’ teriminin ortakların sermaye (katılım) paylarını da kapsadığını” belirtmektedir75. Doktrinde Barlas76, Poroy/Tekinalp/Çamoğlu77, Yalman/Taylan78, Özenli79 ise “ortaklık sermayesinin oluşmasında ortaklardan her birine düşen pay”a karşılık olarak "katılma payı" terimini kullanmaktadır.

2. Kazanç Payı

TBK'nın 622. maddesi uyarınca ortaklar, ortaklık kazanç elde ettiğinde bu kazancı aralarında paylaştırmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülük gereğince her bir ortağa ortaklık kazancından verilecek kısma karşılık olarak Kanun'un 623. maddesinde

"kazanç payı" ya da "kazanca katılma payı" terimleri kullanılmıştır. Ayrıca TBK'nın 636. maddesinde "kâr payı" terimi kullanılmıştır. TBK gerekçesinde bu farklılığın sebebi belirtilmemiştir. TBK m. 636. madde gerekçesinde “maddenin düzenlenmesinde,

74 Akipek/Akıntürk, s. 411; Ayan, s. 124; Eren, s. 131. Yargıtay HGK'nın 24.09.2003 günlü ve 2003-6/514 E., 2003/512 K. sayılı kararında da ortakların iştirak hakkına karşılık olarak "katılma payı" kavramı kullanılmıştır (Yetik, s. 82).

75 Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 30.

76 Barlas, s. 43-44.

77 Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 53.

78 Yalman/Taylan, s. 26.

79 Özenli, s. 56.

(26)

21 Alman Medenî Kanununun (BGB)740 ıncı maddesi göz önünde tutulmuştur”

denilmektedir. TBK'nın 636. maddesinin Alman Medenî Kanunu'nundaki karşılığı olan

“Alman Medeni Kanunu”nun -Bürgerliches Gesetz- 740. maddesinde, TBK’nın 636.

maddesindeki “kâr” sözcüğüne karşılık olarak “gewinn” sözcüğü kullanılmaktadır.

TBK'nın mehazı “İsviçre Federal Borçlar Kanunu”nun adi ortaklığa ilişkin bölümünde, TBK’daki “kazanç” sözcüğüne karşılık olarak yine “gewinn” sözcüğü (İsviçre Federal Borçlar Kanun -obligationenrecht- m. 532, 533, 549) kullanılmaktadır. Dolayısıyla buradaki farklılığın anlam farklılığından kaynaklandığı söylenemez.

818 S.'lı mülga BK'dan farklı olarak, 6098 S.'lı TBK'nın adi ortaklığa ilişkin kısmında, TBK'nın 636. maddesi hariç, “kâr” sözcüğü yerine “kazanç” sözcüğü kullanılmaktadır. TBK'nın ortakların kazanç payını düzenleyen 622. maddesinin, 623, maddesinin ve 630. maddesinin gerekçesinde, "metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur”

denilmektedir. “Kâr” sözcüğü Farsça kökenlidir80. "Kazanç" sözcüğüyse Türkçedir81. Bu doğrultuda kanun koyucunun, eş anlamlı kabul ederek, Farsça kökenli“kâr”

sözcüğü yerine Türkçe “kazanç” sözcüğünü tercih ettiği söylenebilir.

3. Zarara Katılma Payı

Adi ortaklık kazanç elde edebileceği gibi zarar da edebilir. TBK'nın 623.

maddesine göre kural olarak her bir ortak, ortaklık zarar ettiğinde bu zarara katılmalıdır.

Ortaklık zararından her bir ortağa düşen kısma karşılık olarak bu maddede, "zarardaki pay" (m. 623/1) ya da "zarara katılma payı" terimleri kullanılmıştır.

80 Bkz. http://www.tdk.gov.tr

81 Bkz. Eyüpoğlu, s. 195.

(27)

22 4. Ortaklıktaki Pay, Bir Ortağın Çıkma veya Çıkarılması Durumundaki Payı

Adi ortaklık sona erince tasfiye aşamasına girer. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken bir husus da ortakların getirmiş oldukları katılım paylarının değerinin iade edilmesidir. TBK'nın 643. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ortaklık tasfiyesinde borçlar ödenerek ve ortakların yaptığı giderler ve avanslar iade edildikten sonra geriye bir şey kalırsa katılım paylarının değerinin geri verilmesi hususu söz konusu olur. Başka bir deyişle tasfiyede ortaklık borçları ödenmeden ve ortakların yaptığı giderler ve avanslar iade edilmeden kural olarak ortakların getirdiği katılım payları iade edilmez veya bu payların değeri verilmez. Nitekim adi ortaklık sona erip tasfiyesi yapıldığında, adi ortaklık malvarlığıyla öncelikle borçlarının ödenmesi, ortakların yaptığı giderler ve avanslar iade edilmesinden sonra ortağa düşecek değer tespit edilecektir82. Buna

82 Nitekim bu doğrultuda TBK'nın 638. maddesinin ikinci fıkrasıyla, bir ortağın şahsi alacaklısının adi ortaklık malvarlığına başvurması kural olarak engellenmiştir. “…

Diğer hacizli menkullere gelince; BK’nin 534. maddesi hükmü gereğince şirket mukavelesinde başka bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Olayımızda haciz, borçlu ….’in tasfiyedeki hissesi üzerine veya ortaklıktaki kazanç payına değil doğrudan ortaklık malları üzerinde uygulanmıştır. Bu nedenle haciz, usul ve yasaya aykırı ve geçersizdir” (Yargıtay 15. HD, T. 19.01.1984, E. 1983/3716, K. 1984/83: Şener -Adi Ortaklık, s. 185). “Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, alacaklı tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz koyduramaz”

(Yargıtay 12. HD, T. 30.04.2014, E. 2014/9341, K. 2014/12812: KİBB). “Öyleyse, yukarıda belirtildiği üzere, adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından

(28)

23 ilaveten adi ortaklık sona erdiğinde ve ardından tasfiyesi yapıldığında, ortaklığın zarar etmiş olması ve dolayısıyla da ortakların koydukları katılım paylarının değerinin geri verilmemesi de mümkündür83. Bu nedenle adi ortaklık sona erip tasfiyesi yapılmadığı sürece ortakların, getirdikleri katılım payları ve ortaklık malvarlığı üzerinde kural olarak doğrudan hakları olmayacaktır.

Ortaklık ilişkisi gereğince ortaklardan her birinin “ortak sıfatı” vardır84. Bu sıfat ortağa, haklar sağlar. Ayrıca ortağın bu sıfattan kaynaklanan yükümlülükleri de vardır85. Adi ortaklıkta, bu haklar ile yükümlülükleri ifade eden ve bu haliyle devre konu olan bir

dolayı hakkında icra takibi yapılması halinde, borçlu ortağın kar veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait hak edişin (istihkakın) doğrudan haczine karar verilemeyeceğinden, Ankara 9.İcra Müdürlüğü'nün 2010/14950 ve 15574 esas sayılı dosyalarında, “...Şti. - ...Şti.”in oluşturduğu ortak girişimin, Ulaştırma Bakanlığı Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü'ndeki hak edişinin (istihkakının) haczine ilişkin icra müdürlüğü işlemi usul ve yasaya aykırıdır” (Yargıtay HGK, T. 03.04.2013, E.

2012/12-863, K. 2013/432: EUYAR). Bununla birlikte adi ortaklıktan alacaklı bir kişi, ortakların tamamını takip talebinde göstermek kaydıyla, kesinleşen takip sonucunda, adi ortaklığın malvarlığına dâhil herhangi bir malvarlığı hakkını haczettirebilir. Zira elbirliği ile mülkiyetin bir sonucu olarak adi ortaklığın malvarlığına dâhil bir malvarlığı hakkının tasarrufu, kural olarak ortakların tamamının katılımı sonucunda yapılabilir (Şener -Adi Ortaklık, s. 182-183).

83 Karayalçın, s. 107; Şener -Adi Ortaklık, s. 629-630.

84 Arslanlı, s. 200; Topuz, s. 72.

85 Demirkapı, s. 9; Topuz, s. 72.

(29)

24 pay başka bir deyişle “adi ortaklık payı” vardır86. İşte TBK'nın 632. maddesinin ikinci fıkrasında kullanılan “ortaklıktaki pay” terimi ile anlatılmak istenen, adi ortaklık payıdır87. Yine TBK'nın 634. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ortağın çıkması veya çıkarılması durumundaki “pay”ı da bu anlamda kullanılmıştır. Bu pay ortak sıfatına bağlıdır88.

5. Tasfiyedeki Pay ya da Tasfiye Payı

TBK'nın 634. maddesinin üçüncü fıkrasında, çıkan veya çıkarılan ortağın ortaklıktan alacağı paraya karşılık olarak “tasfiye payı” terimi kullanılmıştır. Burada adi ortaklık sona ermemekte ve tasfiyesi yapılmamaktadır. Burada esasen, ortağa payının değeri ödenerek, ortağın “ortak sıfatı”na son verilmektedir. Başka bir deyişle ortağa

“ayrılma payı” verilmektedir89. Bunun için ise ortaklık payının değeri tespit edilmeli;

ortağın malvarlığına ilişkin haklarından borçları çıkarılmalıdır. Bu hesap da adi ortaklığın kâğıt üstünde tasfiyesini gerektirir. Şöyle ki; ortaklık sıfatının sona erdiği anda ortaklık tasfiye edilmiş olsaydı varsayımı üzerinden bulunacak tasfiye payı, adi ortaklık payının maddi değerine karşılık gelecektir90. Bu anlamda, TBK'nın 634.

86 Demirkapı, s. 9; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 307;

Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 53; Sevi, s. 31; Yeniocak, s. 78-79; Topuz, s. 73;

Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 90.

87 Demirkapı, s. 9; Topuz, s. 73.

88 Demirkapı, s. 10; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 73.

89 Yongalık, ortaklık sıfatının sona erdiği anda ortaklık tasfiye edilmiş olsaydı varsayımı üzerinden bulunacak tasfiye payına karşılık olarak “ayrılma payı” terimini kullanmaktadır (Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 103; aynı yönde bkz.

Demirkapı, s. 8; "ayrılma akçesi" terimi için bkz. Akil, s. 320).

90 Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 103.

(30)

25 maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasında da ortaklık payının maddi değerine karşılık olarak “tasfiye payı” terimi kullanılmaktadır.

TBK'nın 639. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendinde belirtilen

“tasfiyedeki pay” terimi de adi ortaklık payının yerine kaim edilmiştir. Bu hükümde adi ortaklığın sona erme nedenlerinden biri olarak “bir ortağın tasfiyedeki payının cebri icra ile paraya çevrilmesi” kabul edilmiştir. Buna karşın tasfiye aşamasına geçilebilmesi için öncelikle adi ortaklığın sona ermesi gerekir. Dolayısıyla burada da sona ermiş ve tasfiyesi yapılmış bir adi ortaklıktaki her bir ortağa düşecek paydan söz edilmemektedir.

Ortaklardan birinin ortaklık payının cebri icra ile paraya çevrilmesi adi ortaklık payının ve dolayısıyla ortak sıfatının devri sonucunu doğuracakken, bu durum Kanun'da, kural olarak, adi ortaklığın sona erme nedeni olarak kabul edilmiştir. Zira ortakların söz konusu payı cebri icra ile satışta edinen ve tanımadıkları bir kişiyle ortaklık yapmaya ya da ortaklık yapısında değişiklik yapmaya91 zorlanmaları beklenemez92. Bu doğrultuda Kanun'da “payı cebri icra ile paraya çevrilen ortağın payı”nın değerine karşılık olarak

“tasfiye payı” terimi kullanılmıştır. TBK'nın 633. maddesinde kullanılan “tasfiyedeki pay” terimi de bu anlamdadır. Çünkü burada TBK'nın 639. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendine atıf yapılmaktadır.

6. Tasfiye Sonucunda Her Bir Ortağa Dağıtılacak Pay

TBK'nın 644. maddesinin dördüncü fıkrasında, “tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak pay"dan söz edilmektedir. Buradaki pay adi ortaklığın fiilen sona

91 Diğer bir ortağın, borçlu ortağın payını cebri icra ile satışta edinmesi durumunda, diğer ortakların rızası gerekecektir. Aksi takdirde bu devir diğer ortakları bağlamayacaktır.

92 Şener -Adi Ortaklık, s. 452.

(31)

26 ermesi ile tasfiyesi sonucunda varsa her bir ortağa düşecek değere karşılık kullanılmıştır.

II. Elbirliği Mülkiyeti ve Pay Kavramı

Türk hukukunda toplu mülkiyet, paylı yahut elbirliği mülkiyeti şeklinde olmaktadır93. Elbirliği mülkiyeti TMK'nın 701 ilâ 703. maddelerinde düzenlenmiştir. ve Elbirliği mülkiyeti TMK'nın 701. maddesindeki tanıma göre “elbirliği mülkiyeti, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti”dir. Dolayısıyla bu mülkiyet tipinden söz edilebilmesi için, kanun veya kanunda belirtilen sözleşmeler uyarınca birden fazla kişi arasında önceden doğmuş bir ortaklık ilişkisi94 olmalıdır95.

Türk hukukunda elbirliği mülkiyeti, “miras ortaklığında”, “eşler arasındaki mal ortaklığında”, “aile malları ortaklığında” ve “adi ortaklıkta” söz konusudur.

Elbirliği mülkiyetinin kuruluş yolları sınırlı bir biçimde sayılmış olduğu için, bunlar dışında elbirliği mülkiyeti ilişkisi kurulamaz96.

TMK'nın 701. maddesinin ikinci fıkrasına göre, paylı mülkiyetten farklı olarak elbirliği mülkiyetinde, sahip olunan mal ve haklar üzerinde “ortakların belirlenmiş

93 Balcı, s. 20; Akıntürk/Ateş, s. 424; Ayan, s. 56; Eren, 84-85; Güman, s. 5;

Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 65.

94 Önceden doğmuş bir ortaklık ilişkisi kuralının istinası “miras ortaklığı”dır (Eren, s.133).

95 Akıntürk/Ateş, s. 426-427; Ayan, s. 122-123; Esener/Güven, s. 188;

Oğuzman/Seliçi/Özdemir, s. 282-283; Topuz, s. 61.

96 Aybay/Hatemi, 145; Akipek/Akıntürk, s. 409; Ayan, s. 133; Eren, s. 133; Ertaş, s.

251; Sirmen, s. 302.

(32)

27 payları” yoktur97. Buna ilaveten “eşler arasındaki mal ortaklığı” için TMK'nın 257.

maddesinin üçüncü fıkrasında, “hiçbir eşin ortaklık payı üzerinde tek başına tasarrufta bulunamayacağı” belirtilmiştir. “Aile malları ortaklığı” için TMK'nın 376. maddesinin üçüncü fıkrasında, “ortakların ortaklık devam ettiği sürece paylarını isteyemeyecekleri gibi, bu payları üzerinde tasarruf işlemleri yapamayacakları” ifade edilmiştir. TMK’nın 380. maddesinde “ortaklardan birinin payının haczedilmesi ve satışının istenmesiyle”

“aile malları ortaklığı”nın sona ereceği hükme bağlanmıştır. “Miras ortaklığı” için TMK'nın 677. maddesinde miras payı üzerinde sözleşme yapma şartları düzenlenmiştir.

İİK’nın 94. maddesi ve 121. maddesinde “taksim edilmemiş bir miras hissesi” ve

“iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi”nden söz edilmiş, bu payların haczi ve paraya çevrilmesi mümkün kılınmıştır. Dolayısıyla elbirliği mülkiyetinin olduğu kurumlarda da kanun koyucu, ortakların payları olduğunu kabul etmiş -her ne kadar belirlenmiş olmasa da- ve bu paylara ilişkin hükümler koymuştur98.

Elbirliği mülkiyetinin olduğu her bir ortaklık kendine özgü niteliklere sahiptir.

Bu nedenle ortakların bu ortaklıklardaki paylarının anlamı belirlenirken, elbirliği mülkiyetine ilişkin kural ile ortaklıklara özgü getirilmiş kurallar birlikte değerlendirilerek, bir sonuca varılmalıdır.

97 Akıntürk/Ateş, s. 426-427; Ayan, s. 123-124; Ertaş, s. 253-254; Esener/Güven, s.

188; Sirmen, s. 302.

98 Nitekim doktrinde de elbirliği mülkiyetinde uyuyan ya da gizli gibi sıfatlarla tanımlanan bir paydan söz edilmektedir (Akipek/Akıntürk, s. 410; Ayan, s. 124; Eren, s. 131-132; Esener/Güven, s. 191; Sirmen, s. 302; Topuz, s. 62 ve s. 66-68).

(33)

28 III. Elbirliği Mülkiyetinin Adi Ortaklık Bakımından Değerlendirilmesi

Birden çok kişi, bir malvarlığı hakkı üzerinde birlikte hak sahibi olabilir. Buna ilaveten birden çok kişinin birlikte yükümlülükler üstlenmesi de mümkündür. Birlikte hak sahipliği, elbirliği mülkiyeti ya da paylı mülkiyet şeklinde olabilir. Ayrıca bu birlikteliğe tüzel kişilik de tanınabilir99. Ancak bir birlikteliğin tüzel kişiliği varsa toplu mülkiyetten, yani ortada paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyetinden söz edilmez.

Burada söz konusu olan ferdi mülkiyettir100. Adi ortaklığın ise tüzel kişiliği yoktur. Bu çerçevede TBK'nın 638. maddesinin birinci fıkrasıyla, adi ortaklıktaki toplu mülkiyet, elbirliği mülkiyeti olarak belirlenmiştir101.

Doktrinde ortakların, ortaklık sözleşmesiyle paylı mülkiyet şeklini de kararlaştırılabilecekleri ifade edilmektedir102. Şener, TBK'nın 638. maddesinin birinci fıkrasında "ortaklık sözleşmesi çerçevesinde" ibaresinden yola çıkarak bu sonuca varmaktadır103. Buna karşın bu maddede belirtildiği üzere, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde belirlenecek olan elbirliği mülkiyetidir104. Ayrıca kanun koyucu, elbirliği

99 Demirkapı, s. 5.

100 Karayalçın, s. 38.

101 Özenli, s. 62.

102 Bkz. Bahtiyar, s. 34; Barlas, s. 107; Bilgili/Demirkapı, s. 26; Karayalçın, s. 38 ve 85; Oğuzman/Seliçi/Özdemir, s. 289-291; Sirmen, s. 302; Şener -Adi Ortaklık, s. 181- 182; Şener- Ders Kitabı, s. 25; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 66-67.

103 Şener -Adi Ortaklık, s. 182; Şener- Ders Kitabı, s. 25.

104 Doktrinde elbirliği mülkiyeti payının (hissesinin), ortakların malvarlığına ilişkin talep haklarını belirlemek amacıyla, belirli bir kesirle (1/2, 1/3 gibi) gösterildiği; bu mülkiyet şeklinin ortaklık sözleşmesiyle doğması durumunda, bu paya ilişkin kesrin

(34)

29 mülkiyeti dışında bir mülkiyet şeklinin getirilebileceğini özellikle belirtmek isteseydi, kanımızca, TBK m. 621/2'de, 623/1'de, 630/1'de, 638/2 ve 638/3'te olduğu gibi

"sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa/aksine bir hüküm yoksa" gibi bir ifade kullanırdı.

Poroy/Tekinalp/Çamoğlu ise, “TBK'nın 638. maddesindeki hükmün emredici olmadığını” belirtmekte ve bu nedenle “ortaklık sözleşmesi ile elbirliği yerine paylı mülkiyetin kararlaştırılabileceğini” ifade etmektedir105. Kanımızca bu gerekçe yerindedir. Çünkü bu durum ortaklar arasındaki ilişkinin (iç ilişkinin) konusudur106.

Adi ortaklıkta paylı mülkiyet rejiminin kararlaştırılmasıysa sakıncalıdır. Şöyle ki; paylı mülkiyetin olduğu bir adi ortaklıkta, ortakların, getirdikleri malvarlığı hakları üzerinde belirli payları olacaktır. Nitekim TMK'nın 688. maddesinin üçüncü fıkrasına göre “paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.”

Diğer ortakların rızası olmaksızın paylı mülkiyetteki payın devri dolayısıyla ortak sıfatının devri de mümkündür107. Ancak adi ortaklıkta kişiler arasındaki güven çok önemlidir. Bu nedenle paylı mülkiyet şeklinin kararlaştırıldığı bir adi ortaklığın ayakta sözleşmeyle belirleneceği ifade edilmektedir (Akipek/Akıntürk, s. 411; Eren - Mülkiyet, s. 132; Esener/Güven, s. 188).

105 Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 85.

106 Adi ortaklıkta ortakların iç münasebetiyle ilgili hükümler genellikle düzenleyici niteliktedir. Buna karşın, örneğin, TBK'nin 622. maddesi, 630. maddesi üçüncü fırkası ve 631. maddesi emredici niteliktedir (Güman, s. 122; Karayalçın, s. 81-82).

107 Ayan, 63-66; Eren, s. 96 ve s. 101. Paylı mülkiyetin olduğu bir adi ortaklıkta, ortakların şahsi malvarlığıyla, ortaklığın malvarlığı iç içedir. Bu nedenle gerçek anlamda olmadığı gibi, teknik anlamda da adi ortaklığın malvarlığı yoktur (Barlas, s.

108).

(35)

30 kalması zor olacaktır108. Ayrıca bu mülkiyet şekli içinde ortakların "affectio societatis"

unsurunu gerçekleştirmeleri de kolay olmayacaktır109. Bu nedenle ortaklar arasındaki dar ve kişisel ilişkiye, paylı mülkiyete oranla elbirliği mülkiyeti daha uygundur110. Zira paylı mülkiyette ferdiyetçi bir anlayış varken, elbirliği mülkiyetinin olduğu ortaklıklarda, kolektif bir anlayış vardır111.

TBK'nın 638. maddesine göre, ortakların adi ortaklık malvarlığına elbirliği ile sahip olmaları ve ortakların kişisel borçlarından dolayı ortaklık malvarlığına başvurulamıyor olması tüzel kişiliği olmamasına rağmen adi ortaklıkta, ortakların kişisel malvarlıklarından ayrı ve özel bir malvarlığı doğurmaktadır112. Ayrıca elbirliği mülkiyetinin bir sonucu olarak (TMK m. 702), adi ortaklıkta bir ortak, ortaklık üzerinde tek başına tasarrufta bulunamamaktadır. Adi ortaklık malvarlığı üzerinde yapılacak tasarruflar kural olarak tüm ortakların katılımı ile gerçekleştirilebilmektedir113.

108 Barlas, s. 108; Karayalçın, s. 85; Şener -Adi Ortaklık, s. 182; Şener- Ders Kitabı, s. 25; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 66.

109 Barlas, s. 108.

110 Şener -Adi Ortaklık, s. 182.

111 Güman, s. 16-17. Bu çerçevede çalışmada, adi ortaklıkta elbirliği mülkiyetinin var olduğu kabulü üzerinden açıklamalar yapılacaktır.

112 Akipek/Akıntürk, s. 408; Ayan, s. 126; Barlas, s. 89; Güman, s. 21; Şener -Adi Ortaklık, s. 179; Topuz, s. 78; Yongalık -Adi Ortaklıkta Sermaye, s. 41.

113 Barlas, s. 104; Güman, s. 17; Özenli, s. 62; Şener -Adi Ortaklık, s. 182-183; Şener -Ders Kitabı, s. 25.

(36)

31 Adi ortaklık için elbirliği mülkiyetinin belirlenmiş olması ile ortakların ortak bir amaca114 katılım paylarını özgülenmesi ve ortaklık malvarlığı içindeki bir eşya veya hak üzerinde ortağın payından söz edilememesi adi ortaklığı tüzel kişiliğe yakınlaştırmaktadır115. Adi ortaklığa özgü getirilmiş kurallar birlikte düşünüldüğünde, elbirliği mülkiyetinin adi ortaklıktaki en önemli sonucu budur116 .

114 Steiger, amacın ortak olmasının adi ortaklığı, tüzel kişi benzeri bir topluluk haline getirdiğini ifade etmektedir (Werner von Steiger'den aktaran Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 55).

115 Güman, s. 17; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 55; Şener -Ders Kitabı, s. 25.

116 KVK'nin 2. maddesinin yedinci fıkrası göre, “bu maddede sayılan kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle kurdukları adi ortaklıklar”, kurumlar vergisi mükellefi olabilmektedirler. Yine 26.04.2014 T., 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maliye Bakanlığı’nın "Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği"nin "Adi Ortaklıklarda Vergileme" başlıklı bölümünde “KDV uygulamasında adi ortaklıklar, bağımsız işletme birimleri olarak ayrı vergi mükellefiyetine sahiptir”

denmektedir. Buna ilaveten “01.04.2009 günlü ve 27187 sayılı Resmi Gazetede”

yayımlanan "Ticaret Şirketlerinin Tüzel Kişiliği Bulunmayan Bir Ortaklık Yapısı ile İşlettikleri Ticari İşletmelerin Ticaret Siciline Tescili Hakkındaki Tebliğ" sonrasında ticaret şirketlerinin kurduğu adi ortaklıkların ticaret siciline tescil edilmeleri mümkün hale gelmiştir (Barlas, s. 37-38). Ayrıca Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin 29.

maddesinde adi ortaklık, işveren kabul edilmiş; adi ortaklığa ait işyerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirilmesi konusu düzenlenmiştir. Bu hususa ilişkin olarak 22. HD'nin 28.11.2016 günlü ve 28189/26055 sayılı kararında “fesih tarihi olan 11.10.2015 tarihi itibariyle davalı ... adi ortaklığının Türkiye genelinde aynı iş kolunda olmak üzere kaç işçi çalıştığını gösterir kayıtlar Sosyal Güvenlik Kurumundan temin

Referanslar

Benzer Belgeler

Onun için İngilizce öğreniyor, piyano dersleri alıyor; bugün Türk musikisinde başlı başına bir kutup olan üstad Münir Nureddinin irşat ve nasihatlerinden

Grup, döviz ve/veya faiz oranı (sabit ve değişken) riskinden korunmak amacıyla swap işlemi yapmamaktadır. Grup’un türev finansal araçlarını opsiyon işlemleri

Ocak ve Mayıs ayları arasında, Çinli firmaların Hong Kong, ASEAN, AB, Avustralya, Amerika, Rusya ve Japonya’da gerçekleştirdiği deniz aşırı yatırımlar

Çin Gümrük İdaresi verilerine göre, geçtiğimiz yıl Çin’in dış ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %2.3 oranında arttı, 26.43 trilyon yuan

Çin Maliye Bakanlığı verilerine göre, bu yılın Kasım ayında ülkenin mali gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21.9 arttı 787.1 milyar yuan

sınıflandırılması: yürürlülük tarihi ve geçişe ilişkin bir değişikliktir. Bu değişikliğin, Şirket’in finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. UFRS

30 Doğanay, s. 33 İsmet Sungurbey, Medeni Hukukun Temel Sorunları, Ankara 2003, s.. onun doğal bir sonucudur 36. Bu şekilde her ortağın getirmekle yükümlü olduğu

Katma değer vergisi uygulaması şu şekilde yapılacaktır; (31) "Ortaklardan biri veya birkaçının hisselerinin diğer ortak veya ortaklara devredilmesi suretiyle