• Sonuç bulunamadı

Temettüat Defterine göre Selmanlı ilçesinin sosyal ve ekonomik yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Temettüat Defterine göre Selmanlı ilçesinin sosyal ve ekonomik yapısı"

Copied!
263
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NĠĞDE ÖMER HALĠSDEMĠR ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

TEMETTUAT DEFTERĠNE GÖRE SELMANLI KAZASI’NIN SOSYAL VE EKONOMĠK YAPISI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan Leyla ÖZTÜRK

Niğde

Haziran, 2019

(2)
(3)

T.C.

NĠĞDE ÖMER HALĠSDEMĠR ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

TEMETTUAT DEFTERĠNE GÖRE SELMANLI KAZASI’NIN SOSYAL VE EKONOMĠK YAPISI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan Leyla ÖZTÜRK

DanıĢman : Doç. Dr. Gülin Erdem ÖZTÜRK Üye : Doç. Dr. Nevzat TOPAL Üye : Doç. Dr. KürĢat KOÇAK

Niğde

Haziran, 2019

(4)
(5)
(6)

ÖNSÖZ

Bu çalışmamda bana yol gösteren, her türlü yardımı esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Gülin Erdem ÖZTÜRK’e saygılar sunarım.

Leyla ÖZTÜRK

(7)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEMETTUAT DEFTERİNE GÖRE SELMANLI KAZASI’NIN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI

ÖZTÜRK, Leyla Tarih Anabilim Dalı

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Gülin Erdem ÖZTÜRK İkinci Danışman (Varsa): ………

Haziran 2019, 244 sayfa

Tarihin tanımı konusunda değişik görüşler olmasına karşın en gerçekçi ve bilimsel tarifi Edward Hallet Carr yapmıştır. Carr; Tarih, tarihçilerle olgular arasındaki kesintisiz etkileşim veya bugün ile geçmiş arasındaki bitmeyen bir diyalogdur diyerek tarihin dün ile bugün arasındaki bir diyalogdan ibaret olduğunu ortaya koymuştur.

Hicri 1260-1261 (Miladi 1844-1845) yılları Osmanlı Devletinde Tanzimat Dönemi’nin yaşandığı dönemdir. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin klasik yönetim anlayışı değişmeye başlamış ve Osmanlı toplumu yüzünü Batı’ya çevirmeye başlamıştır. Bilhassa İstanbul, İzmir, Selanik gibi şehirlerde büyük bir değişim yaşanmaya başlanmış ve Osmanlı toplum yapısı hızla değişmeye başlamıştır. Büyük şehirlerdeki bu değişimin aksine taşrada değişim çok geç başlamış ve uzun yıllar klasik toplum yapısı devam etmiştir. (Öztürk, 1996: 26)

Tanzimat ile birlikte yaşanan değişimlerden birisi de ekonomik alanda yaşanan değişimlerdir.

Bu dönemde gerileme ile birlikte ekonomik sıkıntılar daha çok hissedilmiş, yeni vergiler konulmuş ve bu vergilerin düzenlenebilmesi için arazi ve nüfus sayımları yapılmıştır. Bu vergilerden olan Temettü Vergisi ve tutulan Temettuat Defterleri bu dönemin açıklanmasında en önemli kaynaklardandır.

Bu çalışmada Yozgat’ın Selmanlı ilçesinin Temettuat Defterine göre 1260-1261 yılı sosyo- ekonomik yapısı hakkında çalışmalar yaptık. Elde edilen vergilerden ilçenin genel durumu, tarım, hayvancılık, iş gücü, gelir dağılımı gibi birçok konuda değerlendirerek elde edilen bilgilerle yerel tarihçiliğin gelişmesine katkıda bulunmaya çalıştık.

Anahtar Kelimeler: Temettuat, Selmanlı, Tarih, Sosyo-Ekonomik, Tarım, Hayvancılık, Osmanlı Devleti, Vergi, Hicri.

(8)

ABSTRACT MASTER THESIS

SOCIAL AND ECONOMIC STRUCTURE OF SELMANLI ACCORDING TO THE TEMETTUAT BOOK

ÖZTÜRK, Leyla Department,History

Supervisor: Associate Professor Gülin Erdem ÖZTÜRK Co-Advisor (If available): ………..

June 2019, 244 pages.

Although there are different opinions about the definition of history, Edward Hallet Carr made the most realistic and scientific description. Carr History is the uninterrupted interaction between historians and facts, or an endless dialogue between today and the past. he said that history consists of a dialogue between yesterday and today.

Hijri 1260-1261 (Gregorian 1844-1845) is the period of the Ottoman Empire in the Tanzimat Period. In this period, the classical administration of the Ottoman Empire began to change and the Ottoman society began to turn its face to the West. Especially in cities such as Istanbul, Izmir and Thessaloniki, a big change has started to take place and the Ottoman society structure has started to change rapidly. In contrast to this change in the big cities, the change in the provinces began very late and the classical society continued for many years (Öztürk, 1996: 26).

One of the changes experienced with the Tanzimat is the changes in the economic area. In this period, economic problems were felt more, new taxes were introduced and land and population censuses were made in order to regulate these taxes. These taxes, the Temettuat Tax and the held Temettuat Books, are among the most important sources for the announcement of this period.

In this study, we made studies about socio-economic structure of 1260-1261 according to Temettuat Book of Selmanlı district of Yozgat. We have tried to contribute to the development of local historiography with the information obtained from the obtained taxes on many issues such as the general situation of the district, agriculture, animal husbandry, labor force and income distribution.

Key Words: Temettuat, Selmanlı, History,socio-Economic, Agriculture, Farming, Ottoman Empire, Tax, Hicri

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ ... İ ÖZET ... İİ ABSTRACT ………. İİİ İÇİNDEKİLER... İV TABLOLAR LİSTESİ ... IX ŞEKİLLER LİSTESİ... X KISALTMALAR LİSTESİ... XII EKLER LİSTESİ...Xİİİ

GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM TEMETTÜAT DEFTERLERİ VE NÜFUS

1.1. Osmanlı Devletinde Nüfus……… 4

1.2. Temettuat Defterlerinin Kapsamı ve Önemi …...……… 5

1.3. Temettuat Defterlerinin Tarihsel Gelişimi ………... 6

1.4. Temettuat Defterlerinin Yazım Şekli ……….. 9

1.4.1. İsimler ve Lakaplar………. 9

1.4.2. Hane Reislerinin Meslekleri ………., 10

1.4.3. Gelir Kaynakları ………... 11

1.4.4. Gayrimenkuller ……….. 11

1.4.5. Hayvanlar ………. 12

1.4.6. Vergiler ……… 13

1.4.6.1. Tahrirler ……….... 13

1.4.6.2. Tanzimat Dönemi (1389-1876) Vergi Düzenlemeleri ………. . 15

1.4.6.2.1. Vergi-yi Mahsusa ………. 17

1.4.6.2.2. Vergi-yi Öşür (Öşür Vergisi) ……….. 18

1.4.6.2.3. Adet-i Ağnam (Ağnam Vergisi) ……….………….. 19

1.4.6.2.4. Cizye ………. 19

İKİNCİ BÖLÜM SELMANLI (SALMANLI) KAZASININ COĞRAFİ YAPISI VE TARİHİ GELİŞİMİ 2.1 Selmanlı (Salmanlı) Kazasının Coğrafi Yapısı ……….. 21

2.2. Selmanlı (Salmanlı) Kazasının Tarihi ……… 22

2.2.1. İsminin Menşei ………... 22

2.2.2. Osmanlı Egemenliğine Kadar Olan Dönemi (M.Ö 2000/1071) .……….. 22

2.2.3. Osmanlı Devleti Dönemi ………... 24

(10)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SELMANLI (SALMANLI) TEMETTUAT DEFTERLERİ

3.1. SELMANLI KAZASI KÖYLERİ ……….. 28

3.1.1. Dereler Köyü ………. 29

3.1.1.1. Dereler Köyü'nde Nüfus ……… 30

3.1.1.2. Dereler Köyü'nde Tarım ……… 30

3.1.1.3. Dereler Köyü'nde Hayvancılık ……….. 30

3.1.1.4. Dereler Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……… 30

3.1.2. Aydoğan Köyü ………. 30

3.1.2.1. Aydoğan Köyü'nde Nüfus ……… 31

3.1.2.2. Aydoğan Köyü'nde Tarım ……… 32

3.1.2.3. Aydoğan Köyü'nde Hayvancılık ………... 32

3.1.2.4. Aydoğan Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları …………. 32

3.1.3.Susuz Köyü ……… 32

3.1.3.1. Susuz Köyü'nde Nüfus ……….. 33

3.1.3.2. Susuz Köyü'nde Tarım ……….. 33

3.1.3.3. Susuz Köyü'nde Hayvancılık ……… 33

3.1.3.4. Susuz Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……….. 33

3.1.4. Çay Köyü ……….. 34

3.1.4.1. Çay Köyü'nde Nüfus ………. 41

3.1.4.2. Çay Köyü'nde Tarım ………. 41

3.1.4.3. Çay Köyü'nde Hayvancılık ………... 41

3.1.4.4. Çay Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……….. 41

3.1.5. Yörüncek Köyü ………. 41

3.1.5.1. Yörüncek Köyü'nde Nüfus ……… 43

3.1.5.2. Yörüncek Köyü'nde Tarım ……… 43

3.1.5.3. Yörüncek Köyü'nde Hayvancılık ………. 44

3.1.5.4. Yörüncek Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………… 44

3.1.6. Çatma Köyü ……….. 44

3.1.6.1. Çatma Köyü'nde Nüfus ………. 46

3.1.6.2. Çatma Köyü'nde Tarım ………. 46

3.1.6.3. Çatma Köyü'nde Hayvancılık ……… 46

3.1.6.4. Çatma Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……….. 46

3.1.7. Terzili Köyü ……….. 46

3.1.7.1. Terzili Köyü'nde Nüfus ………. 50

3.1.7.2. Terzili Köyü'nde Tarım ………. 50

3.1.7.3. Terzili Köyü'nde Hayvancılık ……… 50

3.1.7.4. Terzili Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……….. 50

3.1.8. Gümüşviran Köyü ………. 50

3.1.8.1. Gümüşviran Köyü'nde Nüfus ……… 52

3.1.8.2. Gümüşviran Köyü'nde Tarım ……… 52

3.1.8.3. Gümüşviran Köyü'nde Hayvancılık ……….. 52

3.1.8.4. Gümüşviran Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları………. 52

3.1.9. Hacı Osmanlı Köyü ………... 53

(11)

3.1.9.1. Hacı Osmanlı Köyü'nde Nüfus ……….. 54

3.1.9.2. Hacı Osmanlı Köyü'nde Tarım ……….. 54

3.1.9.3. Hacı Osmanlı Köyü'nde Hayvancılık ……… 54

3.1.9.4. Hacı Osmanlı Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları …….. 54

3.1.10. Safalı Köyü ……….. 54

3.1.10.1. Safalı Köyü'nde Nüfus ………. 56

3.1.10.2. Safalı Köyü'nde Tarım ………. 56

3.1.10.3. Safalı Köyü'nde Hayvancılık ……….. 57

3.1.10.4. Safalı Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….... 57

3.1.11. İnandık Köyü ……….. 57

3.1.11.1. İnandık Köyü'nde Nüfus ………. 59

3.1.11.2. İnandık Köyü'nde Tarım ………. 59

3.1.11.3. İnandık Köyü'nde Hayvancılık ……… 59

3.1.11.4. İnandık Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 59

3.1.12. Yeniköy Köyü ………. 59

3.1.12.1. Yeniköy Köyü'nde Nüfus ……… 60

3.1.12.2. Yeniköy Köyü'nde Tarım ……… 60

3.1.12.3. Yeniköy Köyü'nde Hayvancılık ……….. 60

3.1.12.4. Yeniköy Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………… 60

3.1.13. Dağ Topacı Köyü ……… 60

3.1.13.1. Dağ Topacı Köyü'nde Nüfus ………. 63

3.1.13.2. Dağ Topacı Köyü'nde Tarım ………... 63

3.1.13.3. Dağ Topacı Köyü'nde Hayvancılık ………. 63

3.1.13.4. Dağ Topacı Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……… 63

3.1.14. Kayadibi Köyü ……… 63

3.1.14.1. Kayadibi Köyü'nde Nüfus ………. . 80

3.1.14.2. Kayadibi Köyü'nde Tarım ……….. 80

3.1.14.3. Kayadibi Köyü'nde Hayvancılık ……… 81

3.1.14.4. Kayadibi Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……….. 81

3.1.15. Kozok Köyü ……….. 81

3.1.15.1. Kozok Köyü'nde Nüfus ……….. 90

3.1.15.2. Kozok Köyü'nde Tarım ………. 90

3.1.15.3. Kozok Köyü'nde Hayvancılık ……… 90

3.1.15.4. Kozok Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 90

3.1.16. Kutluk Köyü ……….. 90

3.1.16.1. Kutluk Köyü'nde Nüfus ………. 98

3.1.16.2. Kutluk Köyü'nde Tarım ……….. 98

3.1.16.3. Kutluk Köyü'nde Hayvancılık ……… 98

3.1.16.4. Kutluk Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 98

3.1.17. Sarıfatma Köyü ……….. 98

3.1.17.1. Sarıfatma Köyü'nde Nüfus………. 104

3.1.17.2. Sarıfatma Köyü'nde Tarım ……… 104

3.1.17.3. Sarıfatma Köyü'nde Hayvancılık ……….. 104

3.1.17.4. Sarıfatma Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……… 104

(12)

3.1.18. İsrailli Köyü ……….. 104

3.1.18.1. İsrailli Köyü'nde Nüfus ……….. 118

3.1.18.2. İsrailli Köyü'nde Tarım ……….. 118

3.1.18.3. İsrailli Köyü'nde Hayvancılık ………... 118

3.1.18.4. İsrailli Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 118

3.1.19. Kara Fakih Evcesi Köyü ………119

3.1.19.1. Kara Fakih Evcesi Köyü'nde Nüfus ……….. 124

3.1.19.2. Kara Fakih Evcesi Köyü'nde Tarım ……….. 124

3.1.19.3. Kara Fakih Evcesi Köyü'nde Hayvancılık ………. 124

3.1.19.4. Kara Fakih Evcesi Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları.124 3.1.20. İhsan Gazil-i Zir Köyü ………. 124

3.1.20.1. İhsan Gazil-i Zir Köyü'nde Nüfus ………. 132

3.1.20.2. İhsan Gazil-i Zir Köyü'nde Tarım ………. 133

3.1.20.3. İhsan Gazil-i Zir Köyü'nde Hayvancılık ……… 133

3.1.20.4. İhsan Gazil-i Zir Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları .. 133

3.1.21. Ahsen Gazili Bala Köyü ……… 133

3.1.21.1. Ahsen Gazili Bala Köyü'nde Nüfus ……….. 139

3.1.21.2. Ahsen Gazili Bala Köyü'nde Tarım ……….. 139

3.1.21.3. Ahsen Gazili Bala Köyü'nde Hayvancılık ………. 139

3.1.21.4. Ahsen Gazili Bala Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları.139 3.1.22. Zincir Köyü ………... 139

3.1.22.1. Zincir Köyü'nde Nüfus ……….. 147

3.1.22.2. Zincir Köyü'nde Tarım ……….. 147

3.1.22.3. Zincir Köyü'nde Hayvancılık ……… 147

3.1.22.4. Zincir Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 148

3.1.23. Hatiboğlu Köyü ………. 148

3.1.23.1. Hatiboğlu Köyü'nde Nüfus ……… 149

3.1.23.2. Hatiboğlu Köyü'nde Tarım ……… 149

3.1.23.3. Hatiboğlu Köyü'nde Hayvancılık ……….. 149

3.1.23.4. Hatiboğlu Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ……… 149

3.1.24. Nefes-i Sağir Köyü ………149

3.1.24.1. Dereler Nefes-i Sağir Köyü'nde Nüfus ………. 151

3.1.24.2. Nefes-i Sağir Köyü'nde Tarım ……….. 151

3.1.24.3. Nefes-i Sağir Köyü'nde Hayvancılık ……… 151

3.1.24.4. Nefes-i Sağir Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ….. 151

3.1.25. Yüzlerevcesi Köyü ……… 152

3.1.25.1. Yüzlerevcesi Köyü'nde Nüfus ………... 157

3.1.25.2. Yüzlerevcesi Köyü'nde Tarım ………... 158

3.1.25.3. Yüzlerevcesi Köyü'nde Hayvancılık……….. 158

3.1.25.4. Yüzlerevcesi Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları…….158

3.1.26. Sevir (Çay) Köyü ……….. 158

3.1.26.1. Sevir (Çay) Köyü'nde Nüfus ……… 161

3.1.26.2. Sevir (Çay) Köyü'nde Tarım ……… 161

3.1.26.3. Sevir (Çay) Köyü'nde Hayvancılık ……….. 161

(13)

3.1.26.4. Sevir (Çay) Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları…… 161

3.1.27. Mengen Mea Yiyecekler Köyü ……… 162

3.1.27.1. Mengen Mea Yiyecekler Köyü'nde Nüfus……… 163

3.1.27.2. Mengen Mea Yiyecekler Köyü'nde Tarım ………... 163

3.1.27.3. Mengen Mea Yiyecekler Köyü'nde Hayvancılık ……….. 163

3.1.27.4. Mengen Mea Yiyecekler Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları……….. 163

3.1.28. Sekili Köyü ……… 163

3.1.28.1. Sekili Köyü'nde Nüfus ……….. 169

3.1.28.2. Sekili Köyü'nde Tarım ……….. 169

3.1.28.3. Sekili Köyü'nde Hayvancılık ………. 169

3.1.28.4. Sekili Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları ………….. 169

3.1.29. Aslanhacılu Köyü ………. 170

3.1.29.1. Aslanhacılu Köyü'nde Nüfus ……… 181

3.1.29.2. Aslanhacılu Köyü'nde Tarım……….. 181

3.1.29.3. Aslanhacılu Köyü'nde Hayvancılık ……….. 181

3.1.29.4. Aslanhacılu Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları……. 181

3.1.30. Kale Evcisi Köyü……….. 181

3.1.30.1. Kale Evcisi Köyü'nde Nüfus ………. 188

3.1.30.2. Kale Evcisi Köyü'nde Tarım……….. 188

3.1.30.3. Kale Evcisi Köyü'nde Hayvancılık……… 188

3.1.30.4. Kale Evcisi Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları…….. 188

3.1.31. Veys Mea Deli Hasanlı Köyü……… 188

3.1.31.1. Veys Mea Deli Hasanlı Köyü'nde Nüfus……… 189

3.1.31.2. Veys Mea Deli Hasanlı Köyü'nde Tarım……… 189

3.1.31.3. Veys Mea Deli Hasanlı Köyü'nde Hayvancılık………. 189

3.1.31.4. Veys Mea Deli Hasanlı Köyü'nün Vergi-yi Mahsusa ve Temettuat Oranları………. 189

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERĠLER 4.1. Selmanlı (Salmanlı) Kazasının Genel Değerlendirmesi ………. 190

4.2. Sonuç ve Öneriler ………... 196

KAYNAKÇA ……….. 198

SÖZLÜK……… .. 201

EKLER ……… 202

ÖZGEÇMĠġ ... 243

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 4.1. Selamanlı Köyleri Genel durumu

Tablo 4.2. Köylerin Tahmini Nüfusu ile Meslek Arazi Tablosu

(15)

ŞEKİLLER LİSTESİ

(16)

GRAFİKLER LİSTESİ

Grafik 4.1. Hane Dağılımı

Grafik 4.2. Köylerin Verdiği Toplam Vergi Miktarı Grafik 4.3. Hane Başına Vergi Durumu

Grafik 4.4. Toplam Hayvan Sayısı

Grafik 4.5. Hayvan Sayısının Hanelere Dağılımı

(17)

KISALTMALAR

(18)

EKLER LİSTESİ

Ek 1. Osmanlı Dökümanı 1 Ek 2. Osmanlı Dökümanı 2 Ek 3. Osmanlı Dökümanı 3 Ek 4. Osmanlı Dökümanı 4 Ek 5. Osmanlı Dökümanı 5 Ek 6. Osmanlı Dökümanı 6 Ek 7. Osmanlı Dökümanı 7 Ek 8. Osmanlı Dökümanı 8 Ek 9. Osmanlı Dökümanı 9 Ek 10. Osmanlı Dökümanı 10

Ek 11. BOA ML. VRD. TMT. 14276- 0001 Dereler Karyesi Ek 12. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0008 Aydoğan Karyesi Ek 13. BOA ML. VRD. TMT. 14275- 0001 Susuz Karyesi Ek 14. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0002 Çay Karyesi Ek 15. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0006 Yörüncek Karyesi Ek 16. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0010 Çatma Karyesi Ek 17. BOA ML. VRD. TMT. 14278- 0002 Terzili Karyesi Ek 18. BOA ML. VRD. TMT. 14279- 0002 Gümüşviran Karyesi Ek 19. BOA ML. VRD. TMT. 14280- 0002 Hacı Osmanlı Karyesi Ek 20. BOA ML. VRD. TMT. 14281- 0002 Safalı Karyesi

Ek 21. BOA ML. VRD. TMT. 14282- 0002 İnandık Karyesi Ek 22. BOA ML. VRD. TMT. 14283- 0001 Yeniköy Karyesi Ek 23. BOA ML. VRD. TMT. 14284- 0001 Dağ Topacı Karyesi Ek 24. BOA ML. VRD. TMT. 14285-0001 Kayadibi Karyesi Ek 25. BOA ML. VRD. TMT. 14286-0002 Kozok Karyesi Ek 26. BOA ML. VRD. TMT. 14287-0002 Kutluk Karyesi Ek 27. BOA ML. VRD. TMT. 14288-0001 Sarıfatma Karyesi Ek 28. BOA ML. VRD. TMT. 14289-0000 İsrailli Karyesi

Ek 29. BOA ML. VRD. TMT. 14290-0001 Karafakih Evcesi Karyesi Ek 30. BOA ML. VRD. TMT. 14291-0001 İhsangazili Zir Karyesi Ek 31. BOA ML. VRD. TMT. 14292-0001 Ahsengazili Bala Karyesi Ek 32. BOA ML. VRD. TMT. 14293-0002 Zincir Karyesi

(19)

Ek 33. BOA ML. VRD. TMT. 14294-0002 Hatiboğlu Karyesi Ek 34. BOA ML. VRD. TMT. 14295-Nefes-i Sağir Karyesi Ek 35. BOA ML. VRD. TMT. 14296-0002 Yüzlerevcesi Karyesi Ek 36. BOA ML. VRD. TMT. 14297-0002 Sevir Karyesi

Ek 37. BOA ML. VRD. TMT. 14298-0002 Mengen Mea Yiyecekler Karyesi Ek 38. BOA ML. VRD. TMT. 14299-0002 Sekili Karyesi

Ek 39. BOA ML. VRD. TMT. 14300 Aslanhaculu Karyesi Ek 40. BOA ML. VRD. TMT. 14301-0002 Kaleevcisi Karyesi

Ek 41. BOA ML. VRD. TMT. 14302-0002 Veysmea Delihasanlı Karyesi

(20)

GİRİŞ

“Arapça kar etmek anlamına gelen Temettü kelimesinin çoğulu olan Temettüat kelimesinin anlamı karlar, kazançlar demektir. ” Osmanlı Devleti’nde Tanzimat Devrine kadar değişik isimlerle alınan çok sayıda örfi vergi bulunmakta idi. Daha sonra bu vergileri bir çatı altında toplamak, tek bir vergi olarak alma ihtiyacı doğmuştur. “Tanzimat Devrinde, daha önceleri değişik adlarla alınan örfi vergilerin yerine tek bir vergi olarak koyulan temettüat vergisi tüccar, esnaf, köylü, şehirli hane reislerinin yıllık kazançları üzerinden alınan vergidir” (Pakalın, 1993:453).

“Temettüat vergisinin konulması üzerine hane reislerinin yıllık gelirlerini tespit etmek amacıyla da yapılan temettüat tahrirlerinin kaydedildiği defterlere de Temettüat Defterleri adı verilmiştir. Bu defterler ilk olarak 1840’da yapılan tahririn sonuçları onlara kaydedilmiştir” Bu defterler özellikle 19. Yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı Devletinin sosyo-ekonomik yapısını ortaya koyan en önemli kaynaklardan olmuştur (Serin, 1998: 18).

Osmanlı Devleti Maliye Varidat Kalemi defterleri içerisinde yer alan Temettü Defterleri İstanbul’da Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunmaktadır ve bu defterler layıkıyla değerlendirildiğinde 19. Yüzyıl Osmanlı sosyo-ekonomik yapısı açısından çok önemli bilgiler verecektir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde yer alan temettüat sayımlarına bakıldığında, bu sayımların vergi mükellefi olan hane reislerinin gelirlerini tespit etmek için yapıldığı görülmektedir. Hane sahiplerinin kaydedildiği bu defterlerde hane reisi yanında o evde ikamet edip de kazanç getiren kişilerin gelirleri de kaydedilmiştir. Temettüat defterlerinin incelenmesi sonucunda, kaydedilmiş olduğu bölgenin; demografik etnik yapısı, fert düzeyinde menkul ve gayrimenkul kaynaklar, ferdin yıllık kazancı, işletmelerin büyüklüğü, toplam ve ayrıntılı vergi yükü, işgücü, kişilerin mesleği, yetiştirilen zirai ürün ve hayvanlar, ticari ve sınai müesseseler hakkında bilgi verilmektedir.

Çalışmamızı oluşturan Yozgat vilayeti Selmanlı kazasına ait defterler Hicri 1260-1261 (Miladi 1844-1845)’de hazırlanmış olup her köy için ayrı ayrı düzenlenmiştir. Selmanlı Kazası Temettüat Defterleri’nde öncelikle yatay şekilde hane reisinin ismi, ardından dikey olarak hane reisinin mesleği kaydedilmiştir. Bu şekilde Selmanlı Kazasında mevcut olmuş meslek dalları ile bu meslek dallarından hangisinin daha fazla rağbet bulduğu hakkında bilgi

(21)

sahibi olmaktayız. Hane reisinin isminin üzerinde yatay olarak verilen makamlar ise hanenin kazadaki sırasını ve numarasını belirlemektedir. Yine meslek ve hane bilgilerinin yanında hane sahibinin vermiş olduğu verginin miktarı belirtilmektedir. Verginin yanında ise öşür verilen ürünün miktarı ve değeri kaydedilmiştir.

Bunların hemen ardından hane sahibinin sahip olduğu tarla, bağ, dut, ceviz ağaçları gibi ekili ve dikili alanların dönüm veya sak olarak karşılıkları verilmektedir.

Arazi ile ilgili verilen bu bilgilerden sonra kazadaki her hane reisine ait küçükbaş, büyükbaş ve binek hayvanlarının sayıları ve getirdikleri gelir belirtilmektedir. Hane ile ilgili bilgilerin en son kısmında ise hanenin yıllık kazancı yer almaktadır.

Yozgat Vilayeti Selmanlı Kazası köylerinin Hicri 1260-1261 (Miladi 1844-1845) yıllarındaki sosyo-ekonomik yapılarını incelemeyi amaçlayan bu çalışmada, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki Temettüat Defterleri esas alınmıştır. Maliye Varidat Temettüat Katalogları arasında yer alan Selmanlı Kazası Temettüat Defterleri’nin 31’i Selmanlı köyleri ile ilgilidir. Çalışıla Temettüat Defterleri sırasıyla aşağıda belirtilmiştir:

1. BOA ML. VRD. TMT. 14275- 0001 Susuz Karyesi (Hane sayısı) 2. BOA ML. VRD. TMT. 14276- 0001 Dereler Karyesi (Hane sayısı) 3. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0008 Aydoğan Karyesi (Hane sayısı) 4. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0002 Çay Karyesi (Hane sayısı) 5. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0006 Yörüncek Karyesi (Hane sayısı) 6. BOA ML. VRD. TMT. 14277- 0010 Çatma Karyesi (Hane sayısı) 7. BOA ML. VRD. TMT. 14278- 0002 Terzili Karyesi (Hane sayısı) 8. BOA ML. VRD. TMT. 14279- 0002 Gümüşviran Karyesi (Hane sayısı) 9. BOA ML. VRD. TMT. 14280- 0002 Hacı Osmanlı Karyesi (Hane sayısı) 10. BOA ML. VRD. TMT. 14281- 0002 Safalı Karyesi (Hane sayısı)

11. BOA ML. VRD. TMT. 14282- 0002 İnandık Karyesi (Hane sayısı) 12. BOA ML. VRD. TMT. 14283- 0001 Yeniköy Karyesi (Hane sayısı) 13. BOA ML. VRD. TMT. 14284- 0001 Dağ Topacı Karyesi (Hane sayısı) 14. BOA ML. VRD. TMT. 14285-0001 Kayadibi Karyesi (Hane sayısı) 15. BOA ML. VRD. TMT. 14286-0002 Kozok Karyesi (Hane sayısı) 16. BOA ML. VRD. TMT. 14287-0002 Kutluk Karyesi (Hane sayısı) 17. BOA ML. VRD. TMT. 14288-0001 Sarıfatma Karyesi (Hane sayısı)

(22)

18. BOA ML. VRD. TMT. 14289-0000 İsrailli Karyesi (Hane sayısı)

19. BOA ML. VRD. TMT. 14290-0001 Karafakih Evcesi Karyesi (Hane sayısı) 20. BOA ML. VRD. TMT. 14291-0001 İhsangazili Zir Karyesi (Hane sayısı) 21. BOA ML. VRD. TMT. 14292-0001 Ahsengazili Bala Karyesi (Hane sayısı) 22. BOA ML. VRD. TMT. 14293-0002 Zincir Karyesi (Hane sayısı)

23. BOA ML. VRD. TMT. 14294-0002 Hatiboğlu Karyesi (Hane sayısı) 24. BOA ML. VRD. TMT. 14295-Nefes-i Sağir Karyesi (Hane sayısı) 25. BOA ML. VRD. TMT. 14296-0002 Yüzlerevcesi Karyesi (Hane sayısı) 26. BOA ML. VRD. TMT. 14297-0002 Sevir Karyesi (Hane sayısı)

27. BOA ML. VRD. TMT. 14298-0002 Mengen Mea Yiyecekler Karyesi 28. BOA ML. VRD. TMT. 14299-0002 Sekili Karyesi (Hane sayısı) 29. BOA ML. VRD. TMT. 14300 Aslanhaculu Karyesi (Hane sayısı) 30. BOA ML. VRD. TMT. 14301-0002 Kaleevcisi Karyesi (Hane sayısı) 31. BOA ML. VRD. TMT. 14302-0002 Veysmea Delihasanlı Karyesi

(23)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. OSMANLI TEMETTÜAT DEFTERLERİ VE NÜFUS 1.1 Osmanlı Devletinde Nüfus

“Nüfus, ekonomiyi etkileyen en önemli unsurlardan biri olması nedeniyle ekonomik ve sosyal tarih çalışmalarında incelenmesi gereken etkendir. İnsan, tarih boyunca üretimin en önemli kaynağı olmuş ve dolayısıyla gelirini halkının üretiminden, kazancından vergi alarak sağlayan devletlerin en önemli gelir kaynağı olmuştur.” Bu sebeple devletler varlıklarını devam ettirebilmek için gelir kaynaklarını tespit etmek, sürekliliğini sağlamak, artırmak ya da azalmasına fırsat vermemek amacıyla zaman zaman nüfus sayımları yapmışlardır (Karpat, 2010: 50-89).

Osmanlıda da nüfus istatistikleri idari, askeri ve mali ihtiyaçları karşılamak üzere yapılmıştır ve bu nüfus sayımları ülkede yaşayanların tek tek sayılmasıyla değil toprak yazımı şeklinde yani tahrir olarak yapılmıştır. “Osmanlı tapu tahrir sayımları yapılırken aile birimi esas alınmış ve vergi yükümlüleri olarak hesaplanmıştır. Dul kadınlarla bekar erkekler de vergi yükümlüsü olarak sayıma dahil edilmişlerdir.” Tahrir defterleri ekonominin bel kemiği olan tımar sisteminin işleyişini sağlama, verimliliğini artırma ve gelirlerin tespiti amacıyla tutulmuştur. Bu defterler tahmini nüfus bilgilerine ulaşma imkânının yanında dini farklılıklar, üretilen ürünler, toprağın işlenişi ve vergi sistemi gibi daha bir çok konuda bilgi verme özelliğine sahiptirler (Karal, 1997: 50-89).

“Osmanlı Devletinde ilk nüfus tahrirlerinin ya Sultan Orhan ya da Sultan I.Murat devirlerinde yapıldığını belirten çeşitli görüşler vardır. Ayrıca Arnavutluk’un 1431 yılına ait defteri Osmanlı tahrir defterlerinin ilk örneklerinden biridir.” Bugün II. Murat, II. Mehmet, II. Beyazıt, I. Selim ve I. Süleyman dönemlerine ait sayım defterleri mevcut olup bize dönemin iktisadi ve sosyal durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bu dönemden sonra da artık yeni sayımlar yapılmamış sadece fethedilen ya da tekrar ele geçirilen yerlerin sayımları yapılmak suretiyle iktisadi kaynaklar tespit edilip kayıt altına alınmıştır. 7. yüzyıla gelindiğinde tahrir defterlerinden daha çok avarız defterleri tutulmuştur. 19. yüzyılda da bu çeşit sayımlar kapsamlı olarak Temettüat defteri adı altında tutularak dönemle ilgili çok önemli ekonomik ve sosyal alana ait bilgiler burada kayıt altına alınmıştır. (Karal, 1997: 42- 89).

(24)

“19. yüzyılda Osmanlı Devletinde modern anlamda ilk sayım 1828/1829 yılında yapılmış ancak bu sayımda nüfusun tümünü sayabilmek mümkün olmamıştır. II. Mahmut döneminde yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra (1826) yapılan bu sayım Rusya ile başlayan savaş nedeniyle bütün ülkeye yayılamayıp yarım kalmış” Savaşın ardından yapılan Edirne Muahedesiyle 1831 yılında yeni bir sayım girişimi gerçekleşmiş ve bu sayım bir öncekine göre daha kapsamlı, hazırlıklı ve başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Bu sayımda yalnızca erkek nüfus sayılmış olup, devletin bu sayımı yapmaktaki en önemli amacı yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra askerliğe uygun Müslüman nüfusun sayısını belirlemek ve mali kaynak için vergi eşitsizliklerini gidermekti. Bu sayımda halkın dini yapısı ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte 1844 yılında yapılmış Temettüat sayımlarında olduğu gibi detaylı bilgiler bulabilmek mümkün değildir (Karpat,2010: 48).

Tanzimat’ın ilanından sonra iltizam sisteminin halkı zarara uğrattığı gerekçesiyle halkın gelir düzeyine göre vergi alınmasına dayalı yeni vergi sisteminin esasları belirlenmiştir. “Bu esaslara göre 1840 yılında yeni bir sayım (Temettüat sayımı) yapmak üzere muhassıllık sistemi kurulmaya başlanmıştı. Muhassıllar sancaklara hükümetçe atanan oradaki halkın mal arazi gibi ekonomik durumlarını ihtiva eden bir sayım yapmakla görevli memurlardı.” Ancak muhassılların 1840 yılı başından itibaren başlamış oldukları sayım, bilgisizlik, ulaşım güçlüğü, bazı muhassılların eski mültezimlerle işbirliği yapması ve hazineye uzun yıllar hiç vergi vermemiş olanların çıkarttığı sorunlar neticesinde tamamlanamayarak yarım kalmıştır. Temettüat sayımlarının ikincisi 1845 yılında bir öncekine göre daha kapsamlı ve başarılı bir şekilde yapılabilmiş ve dönemin ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili çok önemli ve detaylı bilgilerin günümüze ulaşmasını sağlayan defterler olarak arşivde yerini almıştır (Öztürk, 2003: 290).

1.2. Temettuat Defterlerinin Kapsamı ve Önemi

Giriş kısmında ve Osmanlı devletinde nüfus kısımlarında belirtildiği gibi temettuat defterleri 19. Yüzyıl ortalarında Osmanlı Devletinin iktisadi ve sosyal durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivinde, Maliyeden Müdevver Defterler ve Kâmil Kepeci Tasnifi içinde yer alan bu defterler; “1988 yılında tasnif edilerek araştırmaya açılmıştır. Dokuz katalog içinde yer alan 17447 defterin büyük bir kısmı 1260/1261 (1844/1845) tarihinde yapılan tahrirlere çok az bir kısmı da 1256(1840) tarihinde yapılan tahrirlere aittir.” Defterlerin tasnifi ve kataloglaması, dönemin idari yapısı dikkate alınarak eyaletlere göre yapılmıştır. Her eyalet kendi içinde alfabetik olarak kazalara ayrılmış

(25)

ve numaralandırılarak özet bilgilerle kataloglara işlenmiştir. ML. VRD. TMT. olarak kodlanmış ve araştırmacıların hizmetine sunulmuştur (Serin,1998:721).

“Temettuat defterlerinde Osmanlı Devleti sınırları içindeki şehir, kaza, kasaba vb. gibi yerleşim birimlerinde yaşayan Müslüman ve Gayrimüslim bütün halkın emlak, arazi ve gayrimenkulleri ile sahip oldukları bütün hayvanlar ve yetiştirdikleri bütün ürünler teker teker yazılmıştır.” Sahip oldukları bu özellikler ile bu defterler Osmanlı Devletinin taşra teşkilatı hakkındaki ekonomik ve sosyal yapısına ait istatistiksel bilgileri içermektedir. Bu defterlerin incelenmesi ile birlikte, defterin ait olduğu bölgenin sosyo-ekonomik portresi ortaya konacaktır (Kütükoğlu, 2000: 81).

“Temettuât defterinin 19. yüzyılda Osmanlı taşrasının nüfus niceliği ve niteliği konusunda verdiği bilgiler demografi çalışmalarında dikkate alınması gereken özellikler taşımaktadır.” Bu defterlerde, hane reislerinin isim ve şöhretleri, unvanları, lakapları, meslekleri, resmi görevleri ve etnik yapıları gibi bütün ayrıntıların verilmiş olması sosyal tarih açısından önemli bir kaynak olarak değerlendirilmelidir. İsimlerde kişiyi tanıtıcı bilgi olarak verilen yer adlarından yer değiştirme (göç) durumlarını tespit etme imkânı bulunmaktadır (Öztürk, 2000:550).

“Temettuât defterlerinde, en küçük mezralara kadar Müslüman ve Gayr-i Müslim haneler hakkında bilgi bulunması etnik nüfusun analizine imkân sağlamaktadır.” Gayr-i Müslim halkın Müslüman halka mukayesesi ile nüfus oranları, iş kolları dağılımı, gelir durumları, toplam hasıla içindeki gelir ve vergi payları gibi sosyal ve iktisadi sonuçlar çıkartılabilir (Güran, 2000: 67).

Kısaca söylenecek olunursa temettuat defteri ait olduğu bölgenin; tutulduğu dönemin nüfusu hakkında, tahriri yapılan bölgenin arazisi hakkında, yetiştirilen ürün çeşitleri hakkında, yetiştirilen hayvan türleri hakkında, ailelerin gelir ve refah seviyesi hakkında, iktisadî hayat, ekonomi, ticaret vs. pek çok konu hakkında bilgiler vermektedir.

1.3 Temettuat Defterlerinin Tarihsel Gelişimi

“Tanzimatın ilanıyla birlikte iltizam sistemi kaldırılmış ve mültezimlerin yerine vergi toplama, dağıtımı ve tahsili ile görevli olan muhassıllar görevlendirilmişti.” Bunun içinde bu muhassılların en öncelikli görevleri “hemen tahrir-i emlak ve nüfusa başlamaları” idi. Amaca

(26)

yönelik olarak, Talimat-ı Seniyye adında sekiz maddelik bir talimatname hazırlanmış ve muhassılların ellerine verilmiştir. Bu nizamnamede muhassılların görev alanlarındaki devlet varidatının kontrolü ve tespit edilmesi, vergilerin düzenlenmesi ve toplanması, devlet memurlarının yollukları konuları vardı. Muhassıllar bulundukları kazalarda, Muhassılîn adı verilen islerlikli bir de meclis oluşturmaları gerekiyordu (Adıyeke, 2000: 790).

“Talimatnameye göre ilk olarak köylerde sayımlara başlanacak ve köylerdeki herkesin isimleri, unvanları, ne kadar emlaklerinin ve arazilerinin olduğu, ne kadar hayvanlarının bulunduğu, tüccar ve esnaf olanların bir yıllık tahminen ne kadar temettuatı olacağı tespit edilip defterlere kaydedilecekti.” Tahrir çalışmalarının hızlı olması için yukarıda adı geçen meclis tarafından, her kaza için ileri gelenlerden bir kişi seçilerek yanına bir de kâtip verilmesi ve bu şahısların tahririne başlayıp, her bölge için ayrı ayrı defter tutularak meclise takdim etmeleri uygun görülmüştü. “Bu arada muhassıllar imkânlar el verdiğince tahrirleri denetleyecekti. 1256 (1840) tarihinde Muhassılîn meclisleri vasıtasıyla her sahsın durumuna göre vergi miktarları defterlere kaydedildi.” Merkeze götürülen bu defterler, hazine tarafında kontrol edilerek Babıali’ye gönderildi. Meclis-i Vala’ca onaylandıktan sonra padişahın iradesi alındı. Hangi seneden itibaren muteber olacağı basta eyaletin vali ve defterdarları olmak üzere bütün köy ve kazanın ileri gelenlerine hitaben emr-i âliden isdâr edilip gönderilirdi (Öztürk, 2000: 578).

1256 (1840) sayımları istenilen veya beklenilen neticeyi vermediği gibi hazine gelirlerinde büyük azalma görüldü. Bu başarısızlığın en büyük sebeplerinden biri bu göreve atanan kişilerin mültezimlere yakın ilişkileri olanlardan seçilmiş olmalarındandı. Ayrıca büyük ailelerin çıkarları zedelendiği için vergi vermede direnmeleri mal varlıklarını vakfetmiş gibi göstermeleri başarısızlığın önemli nedenlerindendi. “1842 yılında eyalet idaresine yeni bir nizam vermek ve muhassıllıkla ilgili problemi kökünden çözmek için muhassıllıklar kaldırılarak, valilerin sancaklarına hükmetmesi şeklindeki eski kural tekrar getirilerek, Müşirlik sistemi kuruldu.” Valilerin maiyetine bir defterdâr, ayrıca her sancağa birer kaymakam ve kazalara halkın yetenekli ve namuslularından birer müdür tayin edildi.

Muhassılîn meclisi ise yapı ve işlev bakımından önemli bir değişikliğe uğramadan adı Memleket Meclisi olarak değişikliğe uğramıştır. 1824’den itibaren yeniden İltizam Usulüne dönüldü. Muhassıllıkların kaldırılışından sonra meclisler ile maliye ve mülkiye memurlarının tahrir ile ilgili görev ve sorumlulukları devam etmiş; hazırlanan “Emlak, Arazi, Hayvanat ve Temettuat Defterleri” sosyal ve ekonomik çalışmalar yapmaya elverişli kaynaklar oluşturmuştur (Tevfik, 2000: 80).

(27)

Bu başarısız uygulamanın ardından, 1261 yılına girerken “Meclis-i Valânın eyaletlerden merkeze çağırdığı (eşraftan) temsilciler ile yapılan görüşmeler sonucu, vergi ıslahı için yeniden Emlâk ve Temettuât tahririnin yapılmasına karar verilmiştir”. Bu arada Meclis-i Valânın temsilcilerle yaptığı görüşmelerden sonra Tanzimat Fermanı’nın amacı olan

“mülk ve devletin ihyası için” gerekli imar faaliyetlerini yürütecek İmar Meclisleri kurulması da kararlaştırılmıştır. Buna göre; yeniden yapılacak Temettuât tahrirleri her eyaletin müşir, defterdar ve kaymakamları vasıtasıyla icra olunacak; imar meclisleri de Temettuât tahrirlerine nezaret edeceklerdi. Ayrıca Temettuât tahkiki için yapılacak tahrirlerin nasıl yapılacağını belirten açıklamalı örnek nüsha ve talimatlar eyalet valilerine gönderilmiştir (Akgündüz ve Öztürk, 2000: 30).

Böylece 1261 yılında yeniden tahrir çalışmalarına başlandı. Amaç halkın refah düzeyine uygun olarak vergi tevzii etmekti. “Ancak bu sayımlar merkezden gönderilen memurlar tarafından değil de sayımı yapılan köy ve mahallenin, muhtar-ı evvel ve sânîlerle, imamlar ve gayr-i Müslim olan yerlerde papaz ve kocabaşların sorumluluğu altında yapılmış olup, defterin bitiminde bunların mühürleri vardır. Ancak her defter sonunda mühür bulunmamaktadır.” Bazılarında “bende” kelimesi yazılıp bırakılmıştır. Bu da defterlerin hepsinin orijinal olmayıp bir kısmının muhtemelen merkezde çıkarılmış suretler olduğunu göstermektedir (Kütükoğlu, 1995: 397).

“1261 sayımında taşrada sayım yapılan bölgelerden ilk etapta numûne olarak bir köyün defteri Meclis-i Vâlâ'ya geliyor ve burada usûl ve kaidesine muvafık olup olmadığına bakılıyordu. Tutulan defter usûl ve kaidesine uygunsa diğerlerinin de buna göre yapılması istenirdi.” Merkeze gelen bu numûne defterler Meclis-i Vâlâda görülüyor ve uygun olmayanlar Maliye Nezaretine gönderilerek burada asıl numûne defterlerde belirtilen hususlara riayet edilmeden tanzim edilen defterlere gereken açıklamalar yazılarak tekrar mahallerine geri gönderiliyordu. (Barkan, 2000: 122).

“1261 sayımındaki aksaklıklar bunlarla sınırlı kalmıyor, bunun yanında kâtip ücretleri de sorun olmuştur. Osmanlı arşivinde maliyeden müdevver 7143 numaralı defter kâtip ücretleri ile ilgili çok sayıda yazışmayı kapsamaktadır.” Kâtiplerin meclis tarafından belirlenen ücretleri Emval Sandığından ödenecek idi. Ancak bir mahalde eli kalem tutan kimse yok ise, yani dışarıdan kâtibe ihtiyaç duyulursa kâtiplerin ücretleri bölgede ki halk tarafından verilecekti. “Meclis tarafından belirlenen kâtip ücretleri, bir defaya mahsus olarak 1262 yılında emlâk vergisine ilave edilerek tahsil edilmesi yoluna gidilmiştir. 1261 sayımı

(28)

uzun zaman almış ve bu sebeple bir yıl geçtiği halde sayım yapılamadığından Temettuat Defterleri gelmeyen yerler olmuştur.” Meclis-i İmâr memurları merkeze geri çağrılması dolayısıyla, tahrir yapılmayan bölgeler için ellerinde bulunan, tahrir talimatnâmesinin bir suretini orada bırakarak tahrir sayımının valiler denetiminde yapılması kararlaştırılmıştır.

Vergi mükellefinin maddî imkânları, kazançları ve şahsî hayatlarında meydana gelen değişikliklerin her yıl izlenmesi öngörülmüş ve tahsilât döneminden birkaç ay önce başlanılarak bu değişikliklerin tespit edilmesi ve tashih edilmiş halinde defterin gönderilmesi kararlaştırılmıştır (Barkan, 2000: 23).

1.4. Temettuat Defterlerinin Yazım Şekli

“Temettüat Defterleri ziraat müdürleri nezaretinde imam muhtar ya da gayrimüslim köylerde papaz ve kocabaşılar tarafından tutulmuş, sayım tamamlandıktan sonra kaza müdürüne, kaza meclisince incelendikten sonra sırasıyla kaymakama ve diğer üst makamlara gönderilip en sonunda İstanbula ulaştırılmıştır.” Defterlerin başında ait olduğu eyalet, sancak, kaza, köy ve mahalle sırasıyla yazılmış kimi defterlerde bölgenin Müslim ya da gayrimüslim olduğu da belirtilmiştir (Aydın ve Günalan, 2008: 77).

Bu bilgiler Temettüat Defterlerini sosyal tarih açısından da önemli kılmıştır. İsimlerin altlarına şahısların sahip olduğu arazi, emlak, hayvan, gayrı menkul, meslek ve tüm bunların hasılatları yazılmış; üst tarafa ise yatık bir şekilde ödediği vergiler kaydedilmiştir.

1.4.1. İsimler ve Lakaplar

Osmanlı tarihinin en önemli kaynaklarından olan defterlerde genellikle verginin esas olduğu hane reisinin adları kayıtlıdır. İsimler Tahrir Defterlerinde “Mehmed veled-i Hüseyin”

gibi bir önceki şahsın oğlu ve kardeşi olması halinde ise “Hasan veled-i Mustafa” şeklinde, yani veled kelimesi kullanılarak yazılırken, Temettu Defterlerinde ise oğlu kelimesi tercih edilmiş ve “Mehmed oğlu Hüseyin” şeklinde yazılmıştır. Oğlu kelimesinin sıklıkla kullanılmasının yanında zaman zaman “bin” ve “veled” kelimeleri de kullanılmıştır.

Selmanlıya ait defterlerde hem oğlu, hem veled hem de bin kelimesi birlikte kullanılmıştır.

Örneğin “Yorulmaz oğlu Halil”, “Acı Kireki Veledi Kazti Oğlu” gibi. Bunun yanında bazı defterlerde şahısların isimleri ile birlikte, “İmam Hüseyin”, “Deli Hasan”, “Meflüç Veli”,

“Şeytan Hüseyin” gibi lakaplara da yer verilmiştir………….. Yine isimlerin yanında “Saraç İbrahim”, “Kelleci Ahmet” gibi mesleklere de yer verilmiştir. Aile isimlerinin mevcut olması mahalle ve köydeki akrabaların tespit edilmesini kolaylaştırmaktadır.

(29)

Yapılan bu çalışmada yer alan Selmanlı köylerindeki kardeş haneler mümkün olduğu kadarı ile tespit edilmeye çalışılmıştır. Bazı köylerde üç veya dört kardeş hane reisi tespit edilmiştir. Baba, oğul, kardeşler, bazen de amca ve yeğenler art arda, araya bir iki hane gelerek yazılmışlardır. Bu durum da aynı aileye mensup olanların tespit edilmesinde kolaylaştırıcı bir unsur olmuştur. Yine bu defterlerden anlaşıldığı üzere bazı ailelerin bir kolunun, başka köylerde yaşamakta olduğudur. Aynı mahallede veya köyde oturmasalar bile, her zaman rastlanmayacak aile adlarına veya lakaplara sahip olanların akraba oldukları konusunda tereddüt yoktur. Bu durum zaman içinde evlilik yoluyla kendi mahalle ve köylerinden çıkarak başka mahalle ve köylere yerleştikleri kanaatini güçlendirmektedir. Tabi ki bu başka köy ve mahallelere yerleşme olayında evlilik dışında da etkilerin olduğu da söylenebilir. Dönemin şartları göz önüne alındığında köyde huzursuzluk çıkaranların veya bulundukları yerde zulme uğrayanların başka köylere ve mahallelere de göç veya sürgün edilebileceği tarihi bir vakadır. Temettü Defterlerinde çok dikkatli bir araştırma yapılması durumunda bu tür göçlerin de olduğu tespit edilebilir.

Temettuat Defterleri, sadece aile isimlerinin değil, yörede kullanılan şahıs adlarının da tespiti bakımından önemli bir kaynaktır.Selmanlıya ait Temettuat Defterleri, ilçe ve köylerdeki isimler hakkında yorum yapılabilmesine imkân tanımaktadır. İsimler genellikle Halil, Ahmet, İbrahim, Osman, Ali gibi İslami tandanslı isimlerdir. Yine yapılan çalışmada göze çarpan bir diğer özellik de aynı ismi taşıyan baba ve oğul sayısının çokluğudur…………

Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Selmanlı’da da babası doğumundan önce ölmüş bir çocuğa babasının ismi yaygın olarak verilmektedir. Ancak baba oğul aynı ismi taşıyanların tamamının böyle olduğunu söylemek tabi ki mümkün değildir. Babası yaşarken çocuğuna da aynı ismin verildiği sıklıkla görülmektedir.

Sosyal açıdan isimler gibi sıfatların da şahısların kişisel özelliklerini göstermesi bakımından öneme büyüktür. İsimlerle birlikte kullanılan kara, uzun, sarı, deli, molla, küçük, şeyh gibi sıfatların ifade ettikleri anlam gayet açıktır.Yukarıda verilen sıfatların yanında kişilerin mesleklerini belirten imam, kethüda, demirci, kürekçi lakaplar da sıklıkla yer almaktadır. Yine kişilerin fiziksel özelliklerini belirten kör, topal, aksak gibi lakaplarla, hacı, hoca, molla gibi dini lakaplar da sıklıkla kullanılmaktadır………….

(30)

1.4.2. Hane Reislerinin Meslekleri

Hane reislerinin meslekleri Temettuat Defterlerinden kolaylıkla tespit edilebilmektedir. İmam-ı karye gibi vazifeliler dışında genellikle ziraatçı, zirai hizmetkar gibi hane reisliğinin mesleği yazılmıştır. Bazı isimlerin karşısında ise mesleklerine dair bir ibare bulunmamasına rağmen isim ve lakaplarından meslekleri çıkarılabilmektedir. “Saraç”,

“Kelleci” vb….

Selmanlının ilçesine bağlı küçük köylerde halkın hemen hemen tamamı ziraat ve hayvancılıktan geçimlerini sağlamaktadırlar. Meslek kısmında çoğunlukla ziraaatçi ve zirai hizmetkar yazmaktadır. Bu durum ziraat ile uğraşanların hepsinin toprak sahibi olmadığını ortaya koymaktadır. Toprağı olmayanlar, hanelerinin gücü toprağı işleyerek ürünü kaldırmaya yetmeyen büyük toprak sahiplerinin yanında çalışmaktadır. Yine ekip biçmek için yeterince toprağı olmayanlar da, büyük çiftliklerde gündelikçi olarak çalışmakta, ailelerinin geçimlerini sağlamak için ek kazanç sağlamaktadırlar. Selmanlı Temettuat Defterlerine göre halkın çoğunun kendi topraklarında çalıştıkları anlaşılmakta, bunun yanında büyük topraklarda devamlı çalışan zirai hizmetkarların olduğu anlaşılmaktadır.

Hane sayısı bakımından büyük olan köylerde, köyün bazı temel ihtiyaçlarının kendi içerisinde karşılanmasını sağlamak amacıyla ziraat dışında çeşitli zanaat kollarının da faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Mesleklerin yazılmış olması, bir köy veya mahallede hangi zanaatın hangi ölçüde geliştiğinin tespit edilmesine imkan tanımaktadır. Hane reisleri içinde yetimlere de rastlanmaktadır. Bunlar babası ölmüş olduğundan hane reisi durumuna gelmiş olanlardır. Örneğin; Selmanlının İhsan Gazil-i Zir Karyesi’nden Demirci Oğlu Ali.

1.4.3. Gelir Kaynakları

Temettuat Defterleri, iktisat tarihi bakımından da oldukça kıymetli bilgileri kapsamaktadır. Çünkü Temettuat sayımları yapılırken tahrir görevlileri istisnasız herkesin gelir kaynağını detaylı bir şekilde yazmışlardır. Bu devletin görevlilerden istediği bir özelliktir. Bu gelir kaynaklarının içinde meslek gelirleri, tarla, bağ, bahçe, dükkân, hamam, ev, değirmen, han gibi gayrimenkuller ile varsa hayvanlar ve kira gelirleri ile ticaret, esnaflık gibi mesleklerinden kazandıkları yıllık kazançları yer almaktadır.

(31)

1.4.4. Gayrimenkuller

Temettuat Defterlerinde hane reislerinin tarla, bağ, değirmen, bahçe, bostan gibi gayrimenkullerinin ayrıntılı bir biçimde açıklamaları yapılmıştır. Bunlardan köy veya mahalle ahalisinin gelir düzeyi, refah seviyesi, ürün çeşitleri, bölgenin iklimi, yerleşim ve coğrafi şekilleri, ticari durumu gibi çok sayıda bilgiye ulaşılmaktadır. Defterlerde ekili tarlalar

“mezru tarla” olarak kaydedilmiştir. Bu mezru tarlalar da, “kıraç tarla”, “sulak tarla”, “ova tarla”, dağ tarlası” gibi değişik nitelikleri belirtilerek kaydedilmiştir. Yukarıda belirtilen nitelikler göz önünde tutularak her bir tarladan alınacak vergiler ayrı ayrı tespit edilmiştir.

Ekili tarlaların dışında kalan tarlalar da gayrımezru tarla olarak kaydedilmiş, hali (boş, ıssız) veya icarda (kirada) şeklinde kaydedilmiştir.

Temettuat Defterlerinde; dikili ağaçların ürün elde edilenlerin de vergi alınmasından dolayı dönüm veya adet olarak bunlardan da bahsedilmiştir. Mezru tarlalar içinde mahsullere de yer verilmiş, ne tarlası olduğu belirtilmiştir. Ayrıca hububat türlerinin ayrıntılı belirtildiği defterlerin yanında türlerin belirtilmediği defterler de mevcuttur.

Tarlalardan sonra daha çok bağlara yer verilmiştir. Genellikle Temettuat Defterlerinde yüz ölçüm ve kıymetleri ile yıllık gelirleri yazılmışken Selmanlı Temettuat Defterlerinde 1260 ve 1261 gelirleri sadece mezru tarlalarda yazılmıştır. Temettuat Defterlerinde kaydedilen diğer gayrimenkuller, evler, dükkânlar ise tahrir defterlerinde ayrıntılı bir şekilde kaydedilmiştir. Hatta bu defterlerde evlerin kat ve oda sayısı, içme suyu, bahçesi gibi özellikler de belirtilmiştir. Ancak Selmanlı Temettuat Defterlerinde hiç ev ve dükkân kaydı bulunmamaktadır.

1.4.5. Hayvanlar

Temettuat Defterlerinde gayrimenkullerden sonra hayvanlar yazılmıştır. Bu şekilde bir kasaba veya köyde hangi hayvanların çoklukla yetiştirildiği ve bunlardan hangi ölçüde kazanç sağlandığının tespit edilmesi mümkündür. Ziraat yapılan yerlerde halkın toprağını işleyebilmesi için besledikleri öküz, Camus (camuz), taşımacılıkta kullandıkları deve, merkep ve at ile eti, sütü ve yünü için beslenen düve, buzağı, tosun, oğlak gibi hayvanlar defterlere yazılan hayvanların başında yer almaktadır. Bu hayvanların yetiştirildikleri bölgelere göre dağılımlarına bakıldığında ise hayvan sahiplerinin sıklıkla ziraatla uğraşan, hali vakti yerinde olan geniş arazi sahipleri olduğu görülmektedir. Eti, sütü ve yünü için beslenen hayvanlar

(32)

genellikle her meslek sahibine ait evlerde bulunmakta ve hayvanlar kosu öküzü, erkek-dişi sağman, kısır veya döllü-dölsüz şeklinde yazılmaktadır.

Bunun yanında arıcılık yapılan yerlerde kovan başına vergi alındığı görülmektedir.

1256da hayvanların değerleri sayılırken, 1261 yılı sayımında hangi hayvanın ne kadar, kaç kuruş vergi getirdiği de belirlenmiş ve bu hayvanlardan gelen gelirlerden de vergi alınmıştır.

1.4.6. Vergiler

Vergiler her hane reisinin isminin üst tarafında ve dikine olarak yazılmıştır. Fakat vergi kaydı konusunda 1256 ile 1261 yılları sayımlarında tutulan defterlerin arasında farklar bulunmaktadır. 1256 defterlerinde vergilerden sadece vergi-yi mahsusaya yer verilmiş ve bazı defterlerde de ruz-ı hızır ve kasımda verilecek taksitler belirtilip, bazılarında ise tek rakamla senelik olduğu bildirilmişken, 1261 sayımlarında sene-i sabıkada bir yılda vermiş olduğu vergi-yi mahsusa ile birlikte adet-i ağnam ve öşür vergileri kaydedilmiştir. Defterleri ayrı tutulan gayrimüslimlerin ise mükellef oldukları cizye dilimi yani edna, evsat ve ala olduğu, ayrıca cizyeden sorumlu oğulları varsa bunların da hangi oranda cizye verecekleri belirtilmiştir.

Gayrimüslimlerin çok sayıda imtiyaza sahip olması ve vergiden muaf tutulmaları üzerine büyük ticarethane sahipleri de dolaylı olarak bu vergilerden faydalanmak istemişlerdir. “Temettuat Vergisi önceleri Osmanlı tebaasından alınmakta idi. Fakat daha sonra halk vergi vermemek için başta Dersaadet’te olmak üzere büyük ticarethane sahipleri işyerlerini ecnebilere devretmeye başlamışlar, bu durumda da hazine büyük zarara uğramıştır.” Bundan dolayıdır ki Temettuat vergisinin ecnebilere de uygulanabilmesi için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Vergiden muaf tutulan vakıfların gelirleri de mütevellilerin ailelerine bırakılmıştır. Vergiden muaf olan halkın da bu defterlerde yer alması, Osmanlı Devleti’nin en küçük birimlerine kadar halkından haberdar olma isteğinden kaynaklanmıştır (Cezar,1986: 59).

1.4.6.1. Tahrirler

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de devletlerin varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli unsurlar vardır. Bu unsurlar arasında gerek savunma, gerek bayındırlık ve gerekse de devletin devamı için yapılan harcamaları karşılamak için gelir kaynakları önemli bir yer tutmaktadır. Devletlerin en önemli gelir kaynaklarının ise vergiler olduğu herkes tarafından

(33)

kabul edilen bir gerçektir. Ancak vergilerin tespit edilmesi kadar, vergilerin düzenli ve sistemli bir şekilde toplanması da devletler için hayati önem taşımaktadır. Bunun için devletler genellikle vergi teşkilatları oluşturmuşlardır. Adaletli, verimli ve halkı yormayacak bir vergi düzeni kurabilmek, devlet ile halkı arasındaki ilişkilerin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Balkanlar, Anadolu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika' da geniş toprakları imparatorluklarına dâhil eden Osmanlılar, bu bölgelerde, tekâmüllerinin farklı evrelerini yasamakta olan, farklı ekonomik sistemlere ve farklı kültürlere sahip toplumlarla karşılaştılar.

“Bu toplumların imparatorluğun bünyesine dâhil edilmesi meselesi, teorik ve pratik merkezileşme arasında bir denge kurulmasını, diğer bir ifade ile merkezi otoritenin tesisini sağlarken, mahalli şartlara da uyum sağlayacak bir sistemin oluşturulmasını gerekli kılıyordu.” Zıt yönde çalışan bu iki faktör, merkezi otorite ve mahalli şartlar arasında denge kurulması neticesinde, imparatorlukta, birkaç tür eyalet idare sekli ve birkaç tür sosyo- ekonomik hayat tarzı ortaya çıktı. “İmparatorluğun topraklarının büyük bir kısmında (Balkanlar, Anadolu, Kuzey Suriye ve kısmi olarak Irak'ta) uygulanan tımar sistemi, bu idare tarzlarının en yaygın olanıdır ve sisteminin uygulandığı yerler, tipik Osmanlı eyaletini temsil etmektedir” (Acun, 2002: 903).

Konuyu daha iyi anlamak için öncelikle tımar müessesesinin tarifini yapmak gerekmektedir. “Osmanlılardaki duruma göre, Devleti kendi hizmetindeki insanlardan bazılarına hizmetleri mukabilinde, maaş verecek yerde, muayyen yerlerin vergilerinden bir kısmını kendi hesaplarına toplamak hakkını tanır ki, bu aşağı yukarı Tımar demektir.” Bu suretle hizmetlerine mukabil maaş yerine reayadan bazı vergileri alanların mühim bir kısmı askerî ödev görmiye borçlu oldukları için, teşkilât esasında askerî sayılabilir (Akdağ, 1945:

419).

Tımar sistemini yürürlükte olduğu bölgelerde devlet, örneğin bu toprakların fethedilmesinden sonra vergi geliri sağlayabilecek tüm mal ve insan kaynaklarının sayımını yaparak bunları tahrir defterlerine kaydederdi. “Yalnızca tarımsal topraklar değil, kentlerdeki imalathaneler, Pazar yerleri, limanlar, değirmenler ve gümrük kapıları da bu defterlere kaydedilirdi. Daha sonra bu kaynaklar da sağlayacakları yıllık gelirlerinin miktarına göre dirlik adı verilen irili ufaklı birimlere ayrılırlardı.” En çok gelir sağlayan dirliklere has, orta gelirlere zeamet ve sayıca oldukça çok olan küçük dirliklere, tımar adı verilirdi. Has ve zeametlerin gelirleri padişahın kendisine veya maaşlarına karşılık olmak üzere yüksek devlet

(34)

memurlarına ayrılırdı. Tımarlar ise bir berat ile beraber sipahilere dağıtılırdı (Pamuk, 2005:

42).

“Osmanlı Devleti’nde fethedilen yerlerde uygulanacak idari teşkilat ve sistem çerçevesinde, tayin olunan heyetler marifetiyle nüfus, arazi ve emlakin tespit ve kaydedilmesi işlemine tahrir bu bilgilerin kaydedildiği deftere de tapu tahrir defteri denmiştir.” Bu defterlerdeki kayıtlar düzenli olarak tutulmuş ve bir bölgenin fethedilmesinin ardından hemen ilk tahrir yapılmıştır. Vergi gelirlerinde ki artış ve azalışlar ya da yeni bir padişahın tahta çıkması gibi sebeplerle de ortalama 15 – 30 yılda bir yenilenmiştir.

“Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan başlayarak 17. Yüzyıla kadar tahrir çalışmalarının ve defterlerin düzenli olarak yapıldığı görülmektedir.” Her padişah zamanında yeni fethedilen yerlerin idari, askeri ve mali yani vergi düzenini belirlemek için yapılmış tahrir çalışmaları doğrultusunda dirlik yani tımar dağıtımı yapılmaktadır. Esas olarak sancakların birim olarak alınmış ve buna göre düzenlenmiş olan tapu tahrirleri üzerinde yapılmış çalışmalar Osmanlı Devletinin idari, askeri ve ekonomik durumuna ışık tutacak önemli bilgiler vermektedir. “Tapu tahrir defterleri olarak da bilinen bu belgeler sayesinde, Osmanlı Devletindeki arazi durumu, gelir kaynakları, üretilen ürünler, yıllık ortalama kazanç durumları, vergi sistemi ve vergi çeşitleri, vakıflar, mülkler, demografik bilgiler ve uygulanan kanunlar hakkında bilgiler elde edilmektedir” (Tabakoğlu, 2009: 165).

“Tımar, XVI. Asrın ikinci yarısından itibaren bozulmaya başlamıştır” (İnalcık, 2009:

42). 17. Yüzyıla kadar titizlikle yapılan tahrir işlemleri giderek bozulmuş, daha önceleri yapılmış olan tahrirlere, derkenar ve ek belgelerle geçiştirilmiştir. 17. Yüzyıldan itibaren ise avarız ve cizye tahrirleri yaygınlaşmıştır.

1.4.6.2. Tanzimat Dönemi (1389-1876) Vergi Düzenlemeleri

Tanzimat Fermanı ile birlikte Osmanlı Devletinin asırlardır süren vergi sisteminde büyük değişiklikler yaşanmıştır. “Tanzimat Fermanı ile birlikte ülkede yıllardır uygulanmakta olan iltizam usulü ile vergi toplamaya son verilmiş ve iltizamın kaldırıldığı belirtilmiştir.

İltizam sisteminde vergiler ihale yolu ile mültezimlere kiralanmakta, vergiler mültezimler tarafından toplanmakta, bu sayede devlet nakit para ihtiyacını çözmekte idi.” Ancak merkezi yönetimin bozulması ile birlikte vergi toplamada da sıkıntılar yaşanmaya başlanmış ve mültezimler taksitlerini zamanında ödemeyince devlet kefil zorunluluğu getirmiştir. Kefillerin toplumda ileri gelenlerden ve maddi yönden imkânı olan insanlardan seçilmesine özen

(35)

gösterilmiştir. Zamanla devlet ödeme zamanı geldiğinde mültezimleri değil, kefilleri muhatap almaya başlamıştır. Mültezimlerin tutum ve davranışları giderek halk üzerinde zulüm noktasına varmıştır. Bu sonuç iltizam usulünün kaldırılmasına yol açmıştır (Çakır, 2001: 40).

Bu radikal teşebbüs başlangıçta pek başarılı olamadı. “Bu işi başarabilecek etkinlikte bir malî bürokrasi hemen kurulamadığı gibi, ekonominin gelişme derecesi ve üretim-ulaşım- pazarlama yapısı, çoğu aynî olarak tespit ve tahsil edilen ziraî ürünlerin toplanması, depolanması, nakliyesi, pazarlanması ve nihayet nakit olarak hazineye intikal ettirilmesine imkân vermekten oldukça uzaktı.” İki yıllık emanet idaresi iltizamda söz konusu olan şikâyetlerin tamamını ortadan kaldıramadı. Buna karşılık Tanzimat’ın nispeten daha adil olmak üzere uygulamaya konulan yeni vergi rejimi, daha önce ayrıcalıklı bulunan bazı grupların ve bazı bölgelerde bizzat halkın yeni şikâyetlerine sebep oldu. Daha da önemlisi, iltizam sayesinde tahsili malî yılın başından itibaren imkân dâhiline girmekte olan bütçe gelirleri, emanetle vergileri toplayan muhassılların yıl sonuna doğru yapacakları ödemelere bağlı kaldığı için, bir yıla yaklaşan bir gecikmeye maruz kalmış oluyordu. “Maliye otoriteleri bu meseleyi, daha baştan öngörerek, Osmanlı tarihinde ilk defa kâğıt parayı piyasaya çıkararak halletmeye çalışmışlardı.” Ancak yılsonunda hesaplar yapıldığı zaman gelirlerin, iltizamın sağladığından çok daha düşük düzeyde kaldığı anlaşıldı. Bir sonraki yıl da durumun aynı olduğu görülünce iltizam metoduna tekrar dönüş de kaçınılmaz hale geldi. Ne hazine, ne de halk emanet yönetiminden memnun kalmışlardı. İltizam sektörüne hâkim zümrelerin baskı ve dirençleri de bu sonucun oluşmasında katkılarını esirgememişlerdi (Çadırcı, 2013: 56-98).

“İltizama 1842den itibaren yeniden dönülmekle birlikte, onun en büyük şikâyetlere yol açtığı, mahzurlarının en çok ortaya çıktığı ziraî üretimde bir yıl daha emanet usulüne devam edildi.” Ancak emanet usulünün hazine bakımından en başarısız sektörü bu olduğu için 1843den itibaren burada da iltizama dönmekten başka çare bulunamadı. Açık seçik tarifelere göre vergilendirildiği için kanunsuz baskılara yönelme imkânının az olduğu düşünülen gümrükler yeniden iltizama devredilen ilk büyük grubu oluşturdu. “Mart 1842’den itibaren İstanbul, Cidde ve Yemen müstesna olmak üzere bütün gümrükler yeniden iltizamla idare edilmeye başlandı.” Bununla beraber iltizamı ortadan kaldırma konusunda siyasî irade yerleşmiş bulunduğu için gümrüklerde emanet yönetimi Mart 1860’dan itibaren gerçekleştirilebildi (Ercan, 1991: 380).

“Aşarda da iltizama 1843’de yeniden dönülmekle birlikte, devletin esas hedefi ve iradesi üretici halkın üzerindeki baskısını hafifletici mekanizma ve tedbirlerle iltizam

(36)

metodunu mümkün olduğu kadar iyileştirmek, daraltmak ve neticede kaldırmaktı.” Nitekim bu tarihten sonra iltizam usulünün devlete ve halka zarar veren uçlarını budama yönünde deneme ve tedbirlerle sahası giderek daraltıldı. “Ancak tümüyle ortadan kaldırılması imparatorluğun sonuna kadar gerçekleştirilemeden kalmış ve Cumhuriyet devrinde aşar ile birlikte 25 Şubat 1925 tarihli kanun ile tasfiye edilmiştir” (Genç, 2012: 156).

“İltizam usulü 1840 yılı Nisan ayında kaldırılınca mültezimlerin görevlerini yerine getirmek amacıyla birer devlet memuru olan muhassıllar tayin edildi. Muhassıllar basit birer vergi memuru değildi.” Bunlar Tanzimat’ı mali açıdan uygulamakla yükümlü yani çok önemli görevler üstlenmiş olan maliye memurları idi. “Muhassıllar tayin edildikleri görev yerlerine gidecek ve önce o bölgedeki vergi olanaklarını araştırıp, mevcut vergi miktarlarını yeniden belirleyeceklerdi.” Ayni olarak tahsil olunan vergi yükümlülüklerini nakde çevirmek de bu muhassılların görevleriydi. Özetle Tanzimat’ın başarısı ile muhassılların görevlerini başarı ile yapabilmeleri arasında büyük bir ilişki vardı (Cezar,1986: 282).

“Muhassılların gittikleri yerlerdeki ilk görevleri olan Tanzimat’ı tanıttıktan sonra ki en önemli görevleri nüfus ve emlak tahrirleriydi. Tanzimat ile birlikte herkesin ödeme gücü tespit edilerek, çeşitli isimlerle anılan örfi vergilerin yerine tek bir vergi tahsiline başlanacaktı.” Yaklaşık iki yıl süren muhassıllık uygulaması bekleneni karşılamadı. 1840 yılında muhassıllar emlak sayımlarına başlamışlardı. Defterler meclise geldikçe ilgili şahısların, kaza ve köylerdeki halkın ödeyecekler vergi miktarları belirlendi ve defterlere kaydedildi. “Merkezde hazine tarafından bu defterler tetkik edilerek Bâb-ı Aliye veriliyor, Meclis-i Vâlâ tarafından tasdik edildikten sonra padişahın onayı alınarak hangi seneden itibaren muteber olacağı basta vilayetin vali ve defterdarı olmak üzere bütün köy ve kazanın ileri gelenlerine hitaben Emr-i Aliler ısdar edilip gönderiliyordu.” Ancak bilgisizlik, ulaşım güçlüklerinin yanı sıra, uzun yıllardan beri hazineye hiç vergi ödememiş olanların ortaya çıkardıkları zorluklar yüzünden istenilen olumlu sonuç alınamamıştı. Çoğu yerde halk gerçek gelirini gizlerken, bazı bölgelerde iki katı gelir gösterildiği oluyordu. Diğer taraftan hazine gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan asar’ın toplanması muhassıllara verilmemiş, emaneten idare edilmesi yoluna gidilmişti. Zahirenin toplatılıp zamanında satılması çoğu bölgelerde gerçekleştirilemiyordu. Hazinenin gelirleri bu yüzden sürekli olarak azalıyordu.

(Çadırcı, 2013: 210). “Bu sorunların yanında yeni reformlardan memnun olmayanların direnmesi, muhassılların görevlerini iyi yapamaması gibi nedenlerden dolayı 1842 yılında muhassıllık uygulaması kaldırıldı ve sonuç olarak yeniden iltizam sistemine dönüldü.” Islahat

Referanslar

Benzer Belgeler

HL60 cells and UCB CD34+ cells were cultured with different concentrations of ATO for up to three weeks and examined for changes of cell cycle.. We found that ATO (< or = 5

Bu sergi Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

Erkânıharbiye-yi Umumiye’nin emriyle Osmanlı-Rus ilişkileri üzerine yazdığı makalelerden birinde Mısır or­ dusuna da değinerek Kavalalı Mehmed Ali Pa-

Müzecilik sahasında gös­ terdiği kabiliyetten dolâyı âmirlerinin teveccü­ hünü kazanmış olan Aziz Bey 1914 senesinde tzmire asarı atika müfettişi olarak

Kâdî Abdülcebbar’ın Kelâm konularına dair görüşlerini Kur’ân ayetleriyle delillendirmeye çalıştığı ve kelam konularını ağırlıklı olarak ele

Sol vuruşlar, teniste çok zordur; o arkadaşımın beni ye­ neceğini bilirdim; ama benim amacım farklıydı, ben kazanmak için oynamazdım, ben oyunumu geliştirmek

Langerhans hücreli histiyositoz (LHH) genç, sigara içen hastalarda daha sık görülmektedir.. Kadınlarda yaşamın ileri dönemlerinde görülür

cık sağında, karşıya bakan, fakat yaygın yapılarıyla geniş bir alanı kucaklayan Topkapı Sarayı ve az ilerde, Ayasof- ya’yla boy ölçüşmenin ilk eseri,