• Sonuç bulunamadı

Eyüp Sultan ve İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eyüp Sultan ve İstanbul"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

P

S

m

[

R A M A Z A N B O Y U N C A

U

: ı - ~

EYÜP SULTAN ve İSTANBUL

B

ÎR ân için hayâlimizde eski İstan­ bul’u canlandırır, dînî olduğu ka­ dar da millî âbidelerimiz olan câ- mileri kapatan, çevrelerini kuşatıp on­ ları sıkan, sıkıştıran dev yapıları, yüzsüz apartmanları ortadan kaldırır, Boğaz’ı, Haliç’i, hiç olmazsa bundan altmış-yetmiş yıl öncesine göçürürsek, kıyılardaki kömür depolarım, Salacak ve Harem arasındaki kum iskelelerim, Harem’deki taşıt kamyonlarını, yolcu a­ centelerini, otobüsleri, minibüsleri güçlü bir gayretle yok edersek, hayran-hayran seyrettiğimiz gravürler, biraz silik de olsa gözlerimize belki görünür.

Üsküdar sırtlarından, Yalıboyu’ndan karşıya bakarken gözlerimiz, gerçekten de bir azamet olan Ayasofya’yı görme­ de; öyle bir azamet ki yukardan aşağıya yayılarak iniyor, sanki kendisinden baş­ ka bütün varlıkları hükmü altına alacak, ezecek. Dört yanına dikilen minâreler, onu biraz mânevileştirmeye bir havaîliğe çağırıyorsa da başaramıyor. Onun azı­

cık sağında, karşıya bakan, fakat yaygın yapılarıyla geniş bir alanı kucaklayan Topkapı Sarayı ve az ilerde, Ayasof- ya’yla boy ölçüşmenin ilk eseri, Beya- zıd, az ilerde bu çeşit yapıtların şah-eseri Süleymâniya , Sultanselim, tâ ilerde, o yandan şehirden uzaklaşanın gözlerin­ de son olarak belirsiz kalan, son olarak gözden yiten Mihrimahsultan Câmii ve Ayasofya’nın solunda, şuh, şakrak, usûl boylu bir delikanlı gibi göğe yücelen, mâneviyeti temsil eden Sultanahmet.

Nedim 'in hatırası

canlanıyor

Üsküdar; Nedim’in hâtırasını canlan­ dıran, III. Ahmet’in yazıdaki üstünlü­ ğünü yere'mıhlayan, Çeşme, iskele

Ca-ABDÜLBÂKİ GÖLPINARÜ

miî az ilerde Yenivâlide, tepede Vâlide-i Atıyk câmüeri. İstanbul’un sağ yanı Boğaz; sulan her an mora yakın masmavi, Türk çinisinin rengini aldığı güzellik ve karşıda Haliç.

Çocukluğumu hatırladım; köprüden her geçişte, Eyüb’e, her gidişte görür­ düm; sala benzeyen araçların üstündeki memurlar, üst tarafı kapalı iri kürekler­ le Haliç’teki çamuru, balçığı temizlerler- di. Haliç’in sonunda Eyübsultan Camn ve türbesi.

Ebû-Eyyüb’il-Ansârî, Zeyd oğlu Hâ- lid, Rasûlullâh (S.M) Medine’ye göçü­ sünde mescid ve evleri yapılıncaya dek konuk olduğu Medineli en yoksul sahâ- bi. iki kat ve iki gözden ibâret bir evce- ğizi varmış Ebû-Eyyûb’un. Hadislerden öğreniyoruz, siyerler yazıyor; Rasûl-i Ekrem (S.M), bu evin üst odasmda kon -. muş. O gece Ebû-Eyyub, anasıyla yu­ karda bir köşeye büzülüp kalmış; Rasû- lullah altlarındayken,O’nun başı üstünde nasıl gezinebiliriz, demişler. Ertesi gün ağlaya-ağlaya yukarıyı teşrifini dilemiş­ ler Peygamberim. Fakat Peygamber, gelip gidenler sizi rahatsız etmesinler diye bu odayı daha yeğ buyurmuş; onlan teskin etmiş de huzura ermişler.

Ben İslâm 'ın

bayrağı olayım

Akabe bey’atinde, hicretten sonraki Bedir savaşında, öbür savaşlarda bu­ lunmuş; Peygamberim vasıysi A li’nin (A.M) maliyetinde de bütün savaşlara katılmış, kendisini kınayanlara, bunu bana Peygamber buyurdu demiş. Epeyce ihtiyarladığı çağda, Bizans’ı almaya koşan Islâm ordusuna katılmış; ishâlden

vefat ederken, beni karşıya, tâ karşıya gömün; burada Islâm'ın bayrağı olayım ben demiş.

işte Bizans’ı Müslüman şehri yapan, Kostantmıyye’yi İstanbul, İstanbul’u Islâmbol yapan ulu ve ünlü kişi; eşsiz şah-eserler, câmiler; işte İslam'ın, îma­ nın ebedi damgaları; işte milliyet nişâ- neleri. İstanbul’u bizim yapan eserler, hâtıralar bunlar. Çeşmeler, câmiler, câ- milerin yamnda kurulan sebiller, ima­ retler, medreseler, kütüphâneler, hattâ dârüşşifâlar. Bunlarda bütünleşen dün­ ya ve âhıret dengesi; Islâmi inancın yapı şeklinde tecessümü bunlar, önüne geçi­ lemeyen kıyı yağmacılığı, yalıları yakan para hırsı, göklere yüceltilen ruhsuz, yüzsüz apartmanlar... değil.

M utlaka

Eyüp e gidilirdi

Eyübsultan semti, ziyâretiyle, en katkısız hâlis kaymağıyla, bilhassa sün­

net çocuklarının ve bu münâsebetle de başka çocukların uğrağı bulunması yü­ zünden oyuncaklarıyla meşhurdu. Bu­ nun karşısındaki Sütlüce ilerisindekiKâ- ğıthane’yse, deresinin berrak suyuyla bir gezinti ve dinleniş yeriydi. Bahariye Mevleyihânesinin kıyısından oltayla lü­ fer tuttuğumuzu söylersem inanır mısı­ nız?

Mübârek Ramazan ayınm içinde mut­ laka bir kere olsun Eyüb’e gidilir, orda iftar edilirdi; Eyüb Sultan ziyâret edilir, mezarlıklara Fatihalar verilir, yatsıdan sonra dönülürdü.

Yazı uzadı; ben de hayâllere daldım; bu yıl da bir kez gideyim diyorum hani; gideyim ama nasıl; kime sorayım bunu?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sergiyi gezerken, onun yaptığı şair Abdülhak Hâmid ’in portresi bana bunlan düşündürdü. Süleyman Nazif’in, şair-i âzam diye nitelendirdiği

Belirtmek istediğim şu: Batı- lılar çoğu zaman cahillikle ce­ surluğu eş anlamda benimsedik­ leri için, değer yargılarında ve ileriye dönük tahminlerinde

Systemic CS medication in ISSHL and BP pa- tients with HT did not alter the antihypertensive doses, however, diabetic patients needed antidiabetic drug alteration.. Therefore,

kan ‘Sürekli Bir ilkbahar’ birkaç şairi içermektedir; bunlar Ara- gon, N azım Hikm et, Mayakovski, N eruda, Yahya Kemal, Kara- caoğlan ve Fuzuli’dir?. Zaten

Etrafı çepçevre denizle çevrili olan bu güzel şehirde deniz kenarında modern vasıfları haiz kaç otel sayabilirsiniz?. Derdi kökünden halletmek, sistemli bir

halde gerek zirâatin hali iptidaideki tarzını ve âlâtını ıslah ve tepdil , gerek mezrûatın tenevviîle daha nâfi , daha bereketli şeylerin tercih ve

Kaydedilen TL ışıma eğrisi kullanılarak düşük sıcaklık (157 oC) ve yüksek sıcaklık (278 oC) pikleri için pik şiddetlerinin ilk yükselmeye başladığı bölgede

fiimdiye kadar bilim adamlar› böceklerin sokmad›¤› kiflilerin vücut kokular›nda baz› kimyasal maddelerin eksik oldu¤unu düflü- nüyorlard›.. ‹flte Rothamsted