Gazetecilik ve Haber
Pratiklerine İlişkin
Kuramsal Yaklaşımlar
İletişim Nedir?
Bir «şey»in ne olduğunun kapsayıcı bir tanımını yapmak hiç kolay olmayan bir uğraş. «İletişim»in ne olduğunu tanımlamaya kalkıştığımızda doğa, insan, toplum ve
teknik gibi çok geniş bir bağlamı ele almamız gerekir ve bu gerek tanımlama uğraşını daha da güçleştirir.
Bu nedenle sınırlayarak canlı varlıkların iletişiminden söz edecek olursak, iletişim tüm canlı varlıkların yaşamlarını yeniden üretebilmelerinin bir koşuludur diyebiliriz. Tüm canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için doğayla ve diğer canlılarla iletişim kurarlar.
İletişim Nedir?
İnsanlar arası iletişimden söz ederken insanla başlayıp, insanla sürüp giden bir olgudan söz etmiş oluruz. Bu bağlamda İletişim biçimleri, insanın kendi kendisiyle iletişimi, kişilerarası iletişim, grup içi ve gruplar arası iletişim, örgüt iletişimi, kitle iletişimi, uluslararası iletişim gibi geniş bir yelpazeyi içerir. Bizim buradaki temel ilgimiz kitle iletişimi ve haber pratikleri
üzerinedir.
Kitle İletişim Kuramları
İletişim kuramları üzerine çalışan bilim insanları kitle iletişim kuramlarını egemen (ana akım) yaklaşımlar ve eleştirel (alternatif) yaklaşımlar olmak üzere iki başlık altında toplarlar.
Tabii ki kuramların bu iki başlık altında toplanması
sağladığı çeşitli yararlar nedeniyle tercih edilmektedir.
Her iki başlık altında da çok çeşitli ve birbiriyle çatışan başka yaklaşımlar bulunduğu unutulmamalıdır. Ayrıca aynı yaklaşımı savunan kuramcılar arasında bile önemli farklılaşmalar olabileceği de akılda tutulmalıdır.
Egemen Yaklaşımlar
Egemen yaklaşımlar kitle iletişimini büyük oranda toplumun geneli için faydalı işlevleri ile ele alırlar.
Egemen yaklaşımlar içinde elbette kitle iletişimi eleştirisi yapan kuramcılar bulunmaktadır. Bu
eleştiriler çoğunlukla şiddet, cinsel ayrımcılık, sosyal sorumluk ve etik gibi konular üzerinde yoğunlaşır.
Bu kuramcılar büyük oranda sorunların çözümü için etik ilkelere uygun davranılmasını ve/veya yasal
düzenlemeler yapılmasını önerirler.
Egemen Yaklaşımlar
Egemen yaklaşımların düşünsel temeli liberal-
çoğulcu anlayıştır. Chicago Üniversitesi’nin önemli üç entelektüeli Jhon Dewey, Gorge H. Mead, Rober E. Park ve Michigan Üniversitesi’nden Charles
Cooley iletişimde liberal-demokratik kuramsal yaklaşma kaynak olmuşlardır.
İletişimin demokrasinin reformuna hizmet edeceğini umut eden bu kuramcılar, kendilerinden sonra gelen kuramcılar için çıkış noktası olmuştur.
Egemen Yaklaşımlar
Egemen yaklaşımlarda basın, yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü güç olarak nitelenmiş ve bu çerçevede gelişen profesyonel gazetecilik normlarıyla, haberin nesnel, tarafsız ve dengeli olması gerekliliği üzerinde önemle
durulmuştur.
Liberal düşüncenin temelleri atılırken basın özgürlüğü çoğulculuğun ayrılmaz bir parçası haline getirilmiştir.
Genel ve eşit oy ilkesine dayanan temsili demokraside basın, hükümet uygulamalarını denetleyecek ve halkı gelişmeler hakkında bilgilendirecektir. Basın aynı zamanda baskı
gruplarının seslerini duyurmasında bir araç olacaktır.
Eleştirel Yaklaşımlar
Eleştirel kuramcılar egemen yaklaşımın açıklama, eleştiri ve önerilerinin egemen işleyişi
meşrulaştırma ve mutlaklaştırma konusunda
ideolojik bir işlev gördüğünü söyleyerek ana akım kuramcıları eleştirmektedirler.
Eleştirel kuramcılar büyük oranda kaynağını
Marksist tezlerden almakta ve medyayı tarihsel,
ekonomik, politik, kültürel bağlam içinde ele almayı önermektedirler.
Eleştirel Yaklaşımlar
Eleştirel yaklaşımlar içinde ekonomi politik yaklaşımı savunanlar her şeyden önce medyanın meta üretip dağıtan endüstriyel ve ticari örgütler olduğunu kabul etmemiz gerektiğini söylemektedir.
Bazı kuramcılar, medyanın ekonomi politiğinin yalnızca metaların üretimi ve dağıtımına odaklanamayacağını, mutlaka bu metaların kendine has doğasının ve bunun ideolojik rolünün de hesaba katılması gerektiğini
söylemektedirler.
Eleştirel Yaklaşımlar
Ana akım medyanın haber pratikleri üzerine
düşünen bazı eleştirel kuramcılar, haberi medya- ticaret-siyaset ilişkilerine ve profesyonel çalışma
pratiklerine odaklanarak analiz ederler. Kitle iletişim örgütlerinin içinde bulunulan siyasal-ekonomik-
sosyal formasyona ve de profesyonel pratiklere bağlı olarak ekonomik-politik seçkinlerin söylemini dolaşıma soktuğunu, onu yinelediğini, siyasal ve ekonomik uygulamaları meşrulaştırdığını iddia ederler.
Eleştirel Yaklaşımlar
Kimi başka eleştirel kuramcılar ise
yapısalcı yaklaşımları ve dilbilimi takip
ederek dilsel ürünlerin yorumdan arınmış
olamayacağına vurgu yaparak egemen
yaklaşımın tarafsız habercilik iddiasını
tartışırlar.
Eleştirel Yaklaşımlar
Yapısalcılık, dilbilim, göstergebilim, psikoloji, sosyoloji, siyaset
bilimi, antropoloji alanlarında çalışan kimi kuramcıların 1970’lerde hız kazanan eleştirel haber çözümlemelerine önemli katkıları
olmuştur.
Bu kuramcılar; dil, ideoloji ve güç/iktidar sorununun ele alınışında dönemlerine damgasını vuran ve kendilerinden sonra gelen
kuramcıları önemli ölçüde etkileyen kavramları tartışmaya açmışlardır.
Gerek kültürel çalışmalar yaklaşımını gerekse de ekonomi politik yaklaşımı savunanların medya metin analizlerinin önemine yönelik vurgularında bu kuramcıların izlerini görmek mümkündür.
Eleştirel Yaklaşımlar
1980 sonrasında haber incelemeleri üzerine çalışan pek çok araştırmacı çeşitli çalışmalar yaparak dil ve toplumsal süreçleri bir arada ele almamızı sağlayacak kavramları akademik
tartışmaya taşımışlardır. Haber incelemelerine dönük eleştirel kuramsal yaklaşımlar, siyaset bilimi, ekonomi, sosyoloji, psikoloji, sosyal
psikoloji, dilbilim gibi alanların kavramlarını da kullanarak gelişmiştir.