• Sonuç bulunamadı

Sanat kültürü oluşturan ana öğelerden birisidir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sanat kültürü oluşturan ana öğelerden birisidir."

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

 Sanat kültürü oluşturan ana

öğelerden birisidir.

 İster ulus ister

kabile niteliğinde olsun toplum ile sanat arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.

 Toplumun kendine özgü niteliklerini anlamadan sanatı anlamak mümkün değildir.

 Dilimizde zanaat ile sanat birbirine

karıştırılır.

(3)

 Sanat:Bir

duygunun,tasarı mın ya da

niteliğin belli yöntemlerle

belirtilmesi, ya da yaratılması

demektir.

 Zanaat:İnsanların madde ile ilgili

gereksinimlerini karşılamak için yapılan ve

öğrenim,deneyim ya da beceri

gerektiren iş.

(4)

 Sanatın başlıca

amacı, insanlarda heyecan

yaratmaktır.Çünkü sanat düşünceden de öte, içe

duygulara kadar iner,ruhu harekete geçirir.

 Yani bilimdeki gibi gerçeği ya da

olaylar, olgular

arasındaki ilişkileri, yasaları bulmaya

yönelik değildir.Hatta bilimle çelişebilir

bile.

(5)

 Sanatın gelişmesini sağlayan ya da onu engelleyen koşullar şunlardır:

 1.Toplumda geçerli olan

din,hoşgörü,gelenek görenek gibi değer yargıları.

 2.Yönetimden kaynaklanan yasal

düzenlemeler,sansür, yönetsel buyruklar gibi etkenler.

 3.Bilgi ve kültür düzeyi, sanat eğitimi.

 4.Maddi olanaklar.

(6)

 Her şeyden önce bir yaratıcılık demek

olan sanat, özgür bir ortam ister.Bu

yüzden sanat, ancak özgürlüğün

bulunduğu,

sanatçının özgürce düşünüp, eserini yaratabileceği

toplumlarda gelişir.

 Öte yandan sanata ve

sanatçıya değer vermeyen bir

toplumda

sanatın gelişmesi

mümkün değildir.

(7)

 Dinler ve din adamları da yorumları ile sanatı

yönlendirme ya da

sınırlandırmada rol oynarlar.

 Mesela Maniheizm her türlü sanat

etkinliğine önem verirken,vahiye

dayalı dinler plastik sanatlara zaman

zaman büyük

boyutlara varan kısıtlamalar

getirmiştir.

(8)

Müstehcenlik anlayışı da sanatın

gelişmesine etki

etmiştir.Müstehcen Arapçada edebe

aykırı,yakışıksız,utanç verici anlamlarına

gelmektedir.

Kimi toplumlar müstehcen eserlerden korunmak için yasal düzenlemeler

hazırlamışlardır.

19. yüzyılın ünlü İspanyol ressamı Goya’nın yaptığı Çıplak Maya tablosu

müstehcen bulunmuş sanatçı da giyinik

gösteren ikinci bir tablo

yapmak zorunda kalmıştır.

(9)

Türkiye’de de basının etkilik kazandığı ve güzel sanatlara

yönelindiği 19.

yüzyıldan başlayarak birçok sanat eseri için zararlı ya da

müstehcen oldukları savıyla soruşturmalar açılmıştır.

1986 yılında Ankara’da düzenlenen I. Uluslar arası Asya-Avrupa

Sanat Bienali’nde sergilenen Polonyalı ressam Jan

Dubkowski’nin tablosu

Kenan evren tarafından

müstehcen bulununca

sergiden çıkartılmıştır.

(10)

 Eseri

dağıtmadan,toplum a ulaşmadan önce denetlemek

anlamına gelen sansür bir başka sorundur.

 Sansür sonrasında eserin çıkmasına ya hiç izin verilmez ya da bir kısmı

yayınlanmaz.Bu da eseri daha

başlangıçta belli bir

kalıba sokar.

(11)

 Ülkemizde sansürü ilk uygulandığı alan süreli yayınların

arttığı ve iktidarlara yönelik eleştirilen hız kazandığı basın alanında olmuştur.

 II. Abdülhamit döneminde

yayınlarda

hürriyet,inkılap,mura t,birader,burun gibi kelimelerin

kullanılması yasaktı.

(12)

 1980’den sonra Atatürk’ün

kullandığı devrim sözcüğüne sansür getirilmiş,bunun yerine inkılap

deyimi kullanılmıştır.

 Sanat ve sanatçı üstündeki

baskılar dikta rejimlerinde daha büyük boyutlara

ulaşmaktadır.

(13)

 Dikta rejimleri genelde mevcut ideolojilerini

destekleyecek

araçlar yaratmak için sanatı kendi yönlendirmelerine alırlar.

 Hitler’in emriyle

1937’de Münih’te bir Yoz Sanat Sergisi

açılmıştır.Bunun için çeşitli yerlerden

gelen 5000 tablo ve 1200 grafiğe el

konulmuş, bunların sadece 730 eser

yayınlanmaya değer

bulunmuştur.

(14)

 Sanatın gelişip

evrensel boyutlara ulaşması için

toplumun bilgi ve kültür düzeyinin de sanatçıyı

destekleyecek içerikte olması gerekmektedir.

 Topulmdaki bireylerin sanata ilişkin bilgileri ve izlenimleri sanatın yaygınlaşmasında

belirleyicidir.

(15)

 Sanat çoğu kez

geniş harcamaları gerektiren bir

uğraşıdır.Toplumun genel refah düzeyi ile bireysel

uğraşıları sanatın gelişmesinde rol oynamaktadır.

 Sanat kişinin zorunlu

gereksinimlerini karşıladıktan

sonra yakından

ilgilenebileceği

bir uğraşıdır.

(16)

 Rönesans ile birlikte zengin burjuvaların Mesen denilen

sanatçıyı koruyan bir rol üstlenmeleri sanatın topluma

yayılmasına

yardımcı olmuştur.

 Çağdaş devletler toplumun refah

düzeyinin artmasına paralel olarak

sanatçıların emeklerini

düşüncelerini ve eserlerini koruyan

yasal düzenlemelere gitmeyi görev

saymaktadırlar.

(17)

 Yazılı kültüre dayanmayan,

yaptıklarını yazıya geçirmeyi ihmal eden İslam Öncesi Türk davranışı

Türklerde sanatın nasıl olduğu

konusundaki

görüşlerimizin kısıtlı olmasına neden

olmaktadır.

 Türk tarihinde Türklerin sanat anlayışını

etkileyen etkenler bulunmaktadır.Bu nlar şu

etkenlerden

oluşmaktadır:

(18)

 Bozkır hayatı ve göçebelik, kolay taşınmayı zorunlu kıldığı için günlük kullanıma yarayan sanat ürünleri

haricinde büyük

çaplı sanat ürünleri ortaya çıkmamıştır.

 Kaldıki Orta Asya’da yaşayan kavimlerin hepsi de Türk değildi bu nedenle Türklere ait eserlerin bu

dönemdeki

sınıflandırmasını

yapmakta kolay

değildir.

(19)

 Genelde göçebelik dönemindeki Türk sanatı basit halk

sanatı niteliğindedir.

 Söz konusu dönemde anıtsal eserlere

rastlanılmaması yaşanılan hayatın doğal bir

sonucudur.Çünkü

anıtsal eserlere

yerleşik dünyada

görülür.

(20)

 İslamiyet’in

kabulünden sonrada Türkler sanatsal ya da bilimsel

çalışmaları ile değil askeri alandaki

yetenekleri ile tanınmışlardır.

Türk sanatı üstüne

çalışma yapan Polonyalı arkeolog Strzygowski

1917 yılında yayınladığı Altay –İran ve Kavimler Göçü adlı çalışmasında Türklerin başlangıçta kendilerine özgü

sanatlarının olduğunu

göçler ile bu sanatın

niteliğinin değiştiğini

belirtmiştir.

(21)

 Strzygowski’ye göre Türk sanatının

özellikleri şunlardır:

 1.Geniş tasvirlere yer verilmemesi.

 2.İnsan figürünün az kullanılması daha

çok hayvan

figürlerine yer verilmesi.

 3.Sanatın esas

figürünün geometrik olması.

 4.Çadır süslemesinin sanatın ana amacı

olması.

 5.Çeşitli simgelere

ağırlık verilmesi.

(22)

 Polonyalı arkeologa göre bu sanatın pek çok özelliği

Karahanlılara, Selçuklulara, Osmanlılara yansımıştır. Yine

ona göre bu sanat anlayışı İran

sanatından bağımsızdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Konsept Sanat, yapım öncesi sürecinde sinema, canlandırma film, video oyun ya da çizgi roman gibi yapımlarda yönetmenlerinin kafasında tasarladığı hayal dünyasının

Sitotoksik CD 8 yüzey reseptörü Direkt sitotoksik:perforin İndirekt sitotksik:lenfotoksinler Yardımcı CD 4 yüzey reseptörü Lenfokinler salgılarlar Interlökin 2,3,:sitotoksik

On sene her gün « Laboratoire » teharriya - tından sonra, asıl maddenin , hakikatda , bir gün serbest edilmeye musta‘id, hatır ve hayale * gelmez mu‘azzam

«Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk - Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu - Sen­ siz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu - Sen­ siz esenliğimizin

Buna göre, bu araştırmacının hipotezi hangi seçenekte doğru verilmiştir?.. A) Bitkilerin gelişmesinde ışık

Daha sonra gelişmekte olan ülkelerde kalkınmanın önkoşulları ve Ar&Ge ilişkisi üzerinde durulmuş ve bu çerçevede Güney Kore kalkınma süreci değerlendirilerek,

8, 9. soruları aşağıdaki metne göre yanıtlayınız. Lider ve yönetici ile ilgili: I. Lider, doğru olan işleri yapar. II. Yönetici kendine yeni hedefler belirler. III. Lider

Antropolojinin insan ve toplum arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermek için önce- likle kültür alanlarını tercih etmesi, sanat eleştirisinin de bu alanın estetik pratiklerinden