Sinir sistemi ve egzersiz
Sinir – Sinir sistemi fonksiyonları
Sinir sistemi vücudun
tüm aktivitelerini
koordine eder.
Organizma
nın içinde bulunduğu duruma
ortama uyumu
nu
sağlar.
Sinir sistemi
iç
veya
dış
ortamdan aldığı uyarıları (
stimulus
)
değerlendirir
ve bunlara
cevaplar
(
respons
) verir.
Sinir – Sinir sistemi fonksiyonları
Sinir sistemi
ve
endokrin
sistem
homeostasis
i korumak için
sürekli birlikte çalışır.
Sinir – Sinir sistemi fonksiyonları
Hareket
lerin
istem
li
kontrol
ü sağlanır.
Omurilik refleks
lerinin
kontrol
ü sağlanır.
Hafıza
ve
öğrenme
için gerekli
deneyimler
in
özümsenmesi
sağlanır.
Sinir sistemi
İç ve dış ortamdan gelen
uyarılar
(impulslar)
reseptörler
aracılığıyla alınırlar.
Reseptörler
belirli uyarıcılara karşı
özelleşmiş
organlardır.
Dış dünyadan alınan
eksteroseptif duyular;
ağrı, ıs, basınç,
dokunma, gıdıklanma, görme, işitme, koku ve tat gibi duyulardır.
Sinir sistemi
İç organlardan alınan
interoseptif duyular
ise; dolgunluk,
gerginlik, açlık, susuzluk gibi organik duyulardır.
Kaslar, kirişler, eklemler, periost gibi oluşumlardan alınan derin
duyulara ise
proprioseptif duyular
denir.
Sinir sistemi
Sinir sisteminin
yapı ve fonksiyon birimi
nöron (
neuron
) yani sinir
hücresidir.
Sinir sisteminde hücrelerin bir kısmı ise
destek hücreleri
olan
nörogliyalardır (
neuroglia
).
Nörogliya
lar, nöronları
korur
, nöronların
beslenme
sine ve
metabolizma
sına yardımcı olur.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) - Neuroglia
Görevleri
ve
özellikleri
şunlardır;
1. Nöronları desteklemek ve korumak.
2. Nöral beslenmeyi sağlamak.
3. Nöral aktiviteye katılmak.
4. MSS’nin savunmasını sağlamak.
5. Uyarılabilme özelliği taşımazlar.
6. Organizmanın yaşamı boyunca mitoz bölünme özelliklerini korurlar.
Sinir sistemi
SS
’nin
temeli
nöronlardır.
Birkaç milyar
nöron
birbiriyle farklı şekilde
bağlantı
lar kurarak
MSS
’yi oluşturur.
Hücre
boyutları
çok
farklı
dır.
Sinir - Neuron
Neuronların
görevleri
şunlardır;
1. Uyarıları almak ve iletmek,
2. Bazı hücresel aktiviteleri başlatmak ve
3. Neurotransmitterleri ve diğer bilgi moleküllerini sentezleyip
salgılamak.
Sinir - Neuron
Bir neuron
üç bölümden
oluşur. Bunlar;
1. Perikaryon
(gövde)
2. Akson
(uzantı)
3. Dendrit
(uzantı)
Sinir - Neuron
1. Perikaryon (hücre gövdesi, soma);
burada
organeller
ve
nukleus
bulunur. Nöronların operasyon merkezidir.
Nöronun,
çekirdeğini
ve membran ile çevreli
sitoplazmasını
içeren
ana bölümü
dür.
Nukleus
yuvarlak
,
büyük
,
sentrik
yerleşimli ve
ökromatik
boyalıdır.
Sinir - Neuron
Perikaryonda
eksitatör
ve
inhibitör
birçok
sinir sonlanması
vardır.
Uyarıcı
özelliği vardır.
Sinir - Neuron
2. Akson
(sinir impulsunu diğer hücrelere ileten uzantı);
tek
ve
uzun
olan
sinir lifi
dir.
İmpulsu
hücre gövdesinden
diğer bir nörona
,
kasa
veya
beze
götürür.
Sinir - Neuron
Bir
sinir hücresi
nin yalnızca
bir aksonu
bulunur.
Ancak
akson
daha
küçük
dallar
a
ayrılarak
diğer
sinir
hücreleri
nde,
kaslar
da veya
organlar
da
sonlanabilir
.
Aksonların
boyu birkaç milimetre
den
bir metre
ye kadar
farklılık
gösterebilir.
Sinir - Neuron
Akson;
distal kısmı dallanmış ve genişlemiştir. Buraya
sinaptik
yumru
adı verilir.
Bu
yumru
nörotransmitter (
neurotransmitter
)
salgılar
.
Bu salgı
kimyasal bir maddedir
ve
impulsu
bir nörondan diğerine
iletir
.
Sinir - Neuron
Periferik sinir sistemine
ait nöronların
akson
ları içte
myelin
kılıf,
dışta hücresel kılıf (
schwann
) ile sarılıdır.
Hücresel kılıf
sinir hücresi
yaralanmala
rında önemli rol oynar.
Yalnızca schwann hücreleri
nin çevrelediği aksonlar travma
sonrası
rejenere olabilir
ler.
Sinir - Neuron
Büyük sinir lifleri
(iskelet kaslarını uyaranlar gibi), akson
miyelin
kılıf
ı ile
çevrili
dir. Miyelin kılıf, büyük oranda yağ ve proteinden
oluşur.
Myelin
beyaz ve yağlıdır.
Elektrik izolasyonu
çok iyidir ve sinir
impulsu
nu
çok hızlı
taşır.
Miyelin
kılıf
içeren
sinir
lifler
ine
miyelinli
,
medullalı
sinir lifi denir.
Sinir - Neuron
Miyelin
kılıfı sinir lifi boyunca
devamlı değil
dir. Kesintilere
uğrayarak sinir lifini segmentlere ayırır. Bu
kesinti yerleri
ne
Ranvier boğumu
denir.
Sinir - Neuron
Myelin kılıf
ı aksonu çevredeki dokulardan izole eder ve sinirdeki
uyarı iletimini hızlandırır
,
çünkü
myelinli sinirlerde
uyarı bir
boğumdan diğerine sıçrayıcı
tarzda iletilir.
Myelinsiz
sinirlerde ileti hızı
0.25 m/sn
iken
myelinli
sinirlerde
100 m/sn
olabilir.
Sinir - Neuron
Sinir - Neuron
Beynin beyaz cevheri (
substantia alba
) ve omuriliğin beyaz
cevheri
myelin
sayesinde
beyaz
renkte görülür.
Sinir - Neuron
3. Dendrit (uyarıları almak için özelleşmiş çok sayıdaki uzantı);
hücre gövdesinden çıkan, bir veya birden fazla olabilen
kısa
lifler
dir.
Perifer
den
hücre
gövdesine
impuls
getirirler.
Reseptör görevi
yaparlar.
Sinir - Nervus
Sinir (
nervus
);
bağ doku
su ile sarılmış
aksonlar demeti
dir.
Sinir hücresinin gövdesi
ve
aksonun başlangıç kısmı gruplar
halinde birleştiğinde
oluşan yapıya gangliyon (
ganglion
) denir.
Gangliyonlar
ın çoğu
omuriliğin dışına
yerleşmişlerdir.
Sinir - Nervus
Santral
sinir sisteminde akson demetlerine
sinir
yerine traktus
(
tractus
) denir.
Santral
sinir sisteminde
gangliyonlara
nukleus (
nucleus)
adı
verilir.
Sinir – Uzantılarına göre neuronlar
Nöronlar
uzantılarının sayılarına
göre dörde ayrılırlar. Bunlar;
1. Unipolar nöron;
nöron gövdesinden tek uzantı çıkar.
2. Bipolar nöron;
nöron gövdesinden bir akson bir dendrit çıkar.
Sinir – Uzantılarına göre neuronlar
Sinir – Uzantılarına göre neuronlar
3. Multipolar nöron;
nöron gövdesinden bir akson birden çok
dendrit çıkar.
4. Psödounipolar nöron;
nöron gövdesinden tek uzantı çıkar.
Ancak bu uzantı daha sonra ‘’
T
’’ şeklinde ikiye ayrılır.
Sinir – Uzantılarına göre neuronlar
Sinir – Fonksiyonlarına göre neuronlar
Nöronlar
fonksiyonlarına
göre de
üç grupta
incelenirler. Bunlar;
1. Motor nöronlar,
2. Duyu nöronları ve
3. İnter nöronlar
dır.
Sinir – Fonksiyonlarına göre neuronlar
1. Motor
(
efferent
)
nöronlar
; santral sinir sisteminde merkezde
oluşan motor uyarıları
organlara iletirler
.
Kas hücre
leri,
endokrin
ve
ekzokrin bezler
gibi effektör organları
kontrol ederler.
Sinir – Fonksiyonlarına göre neuronlar
2. Duyu
(
afferent
)
nöronları
; periferdeki reseptörlerden aldıkları
duyu impulslarını santral sinir sistemindeki
duyu merkezlerine
taşırlar
.
Sinir – Fonksiyonlarına göre neuronlar
3. İnter nöronlar;
nöronlar arasındaki
bağlantı
yı ve
iletişimi
sağlayan
nöronlardır.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
İki neuron arasındaki
bağlantı
ya sinaps denir.
Sinapslar bir
nörondan diğerine uyarı
iletirler.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinir
impuls
unun
iletildiği
özelleşmiş yapılardır.
Nöronların veya diğer efektör hücrenin
membran potansiyelini
değiştirerek
işlev görür.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinapslar
;
Akso-dendrit;
aksonla dendrit arasında,
Akso-somatik;
aksonla soma arasında,
Akso-aksonik;
iki akson arasında veya
Dendro-dendrit;
iki dendrit arasında olabilir.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinaptik düğümler
,
bilginin nöronlar
arasında
taşınması
nda
önemli rol oynarlar.
Uyarıy
ı sinapsa
getiren ilk
nöron
Pre-sinaptik
,
diğeri
ise
Post-sinaptik
nöron adını alır.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Sinapslarda impuls iletimi
elektriksel
veya
kimyasal yollarla
olur.
Elektriksel
sinapslarda
impuls
iletimi çok
daha hızlıdır
.
Kimyasal
sinapslarda
impuls
iletimi
nörotransmitter
ler
aracılığıyla gerçekleşir.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Presinaptik membran;
sitoplazması
mitokondri
,
sinaptik vezikül
içerir.
Sinaptik veziküllerde
nörotransmitter
bulunur.
Bu veziküller genellikle
somada yapılır
.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Aksiyon potansiyeli
presinaptik membrana ulaşınca voltaj kapılı
Ca
2+kanalları
açılır.
Kalsiyum
hücre içine girer. Sinaptik veziküller presinaptik
membran ile kaynaşır ve
nörotransmitter
ekzositoz ile sinaps
aralığına verilir.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Postsinaptik membran;
postsinaptik
hücre
membranının
kalınlaşmış bölümüdür.
Nörotransmitter
reseptör
lerini
taşır
.
Nörotransmitter reseptöre bağlanınca
iyon kanalları açılır
ve bazı
iyonlar hücre içine girer
.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Bir stimulus postsinaptik membranda
depolarizasyona
neden
oluyor ve aksiyon potansiyelini başlatıyorsa
eksitatör
(uyarıcı)
olarak adlandırılır
.
Postsinaptik potansiyel
hiperpolarizasyona
neden oluyorsa
inhibitör
(baskılayıcı) postsinaptik potansiyel
olarak adlandırılır
.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Bir
nöron
un
ateşlenmesi
için gerekli
minimal elektrik
düzeyine
uyarı eşiği
denir.
Hiperpolarite
, dinlenik membran potansiyelini kuvvetlendirerek
aksiyon potansiyelinin oluşmasını engeller
.
Sinir – Sinapslar (synapsıs)
Yeterli
Na+
iyonunun hücre içine geçişi
aksiyon potansiyeli
oluşturur
.
K+
ve
Cl-
iyonları ise
istirahat membran potansiyelini artırır
.
Yani
hiperpolarite
oluşur ve nöronun
uyarılma
sı
engellenir
.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) - Neurotransmitter
Sinyal
molekülleridir.
İki sinir hücresi
arasındaki
bağlantı
yı sağlayan
kimyasal
bir
maddedir.
Presinaptik bölgede
sentezlenir ve
veziküllerde
depolanır.
Elektrik uyarısı geldiğinde parçalanan vezikülden
ekzositoz
yoluyla
sinaptik aralığa
gider.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) - Neurotransmitter
Yeni
nörotransmitter sentezi
için
O
sistemi tarafından üretilen
ATP’ye
ihtiyaç duyulduğundan
sinaptik düğümlerde mitokondri
de
bulunur
.
Nörotransmetter az
miktarda
depo
edildiğinden
sürekli
sentezlenmeli
dir.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) - Neurotransmitter
Postsinaptik
membranda
özgül
reseptörlere
bağlanan
nörotransmitterler
uyarıcı
veya
inhibitör etki oluştururlar
.
Gamma amino bütirik asidin (GABA)
,
taurin
,
alanin
ve
glycine
inhibitör
nörotransmitterlerdir.
Glutamik
ve
asparik
asitler
ise
uyarıcı
etkisi
olan
nörotransmitterlerdir.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) – Sumasyonlar
Sinaptik aralığa gelen her stimulus
tek başına
post-sinaptik
nöronu
etkileyecek kadar
kuvvetli olmayabilir
.
Ancak
birçok pre-sinaptik
terminalden
aynı anda
veya
kısa
bir
süre
içerisinde
arka arkaya
alınan
stimuluslar birikir
ve
post-sinaptik nöronda eksitasyon
veya
inhibasyona
neden olurlar.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) – Sumasyonlar
Birçok stimulusun
bu
toplu etki
sine
spatial
(çok sayıda uyarı)
sumasyon
denir.
Ayrıca
aynı pre-snaptik
terminalden
15 sn
aralılarla deşarj
oluşturmaya yeterli
uyarılar gelirse
ve bunlar
sayıca çok fazla
ve
yeteri kadar
kuvvetliyse aksiyon potansiyeli
(sinir uyarısı) oluşur.
Sinir – Sinapslar (synapsıs) – Sumasyonlar
Buna
da
temporal
(dalga)
sumasyon
denir.
Sinir Sistemi – Morfolojik Sınıflama
Sinir sistemi iki ana bölümde incelenmektedir. Bunlar;
1. Santral (Merkezi) sinir sistemi (systema nervosum centrale) ve
2. Periferik sinir sistemi (systema nervosum perifericum) olarak
iki ana
gruba ayrılır.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları
Kasta birçok duyu organı vardır. Uzun süren hareketsizlikten
sonra şiddetli bir egzersiz yapıldığında veya kas lifinde meydana
gelen yırtıklar sonucunda oluşan ağrı buna bir örnektir.
Ağrı reseptörleri birkaç tanedir ve kas liflerinde, kas liflerini
besleyen bağ dokusunda ve kan damarlarında bulunur.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları
Kas, ligament ve eklemlerdeki duyu reseptörleri uzama, gerilme
ve basınca karşı duyarlıdır.
Proprioseptör olarak bilinen bu duyu organları kas dinamiği ve
ekstremite hareketleri hakkındaki bilgileri MSS’ye gönderir.
Böylece MSS, vücut kısımlarının çevremize göre pozisyonunu
algılamamızı sağlar.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları
Proprioseptörlerin yardımıyla hareketlerimizi daha yumuşak
tarzda ve koordineli yaparız.
Ayrıca normal vücut postürü ve kas tonusunun sağlanmasında
yardımcı olurlar.
Yerçekimini etkisiyle alt çenenin aşağı doğru düşmesi, başın öne
düşmesi ve dizlerin bükülmesi vücudun boşluktaki pozisyonu ile
ilgili bilgileri ileten antigrative kasları tarafından dengelenerek
engellenir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları
Kinestetik duyuyu alan üç önemli kas duyu organı vardır. Bunlar;
kas iğciği, golgi tendon organı ve eklem reseptörleridir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları
Kinestetik duyuyu alan üç önemli kas duyu organı vardır. Bunlar;
kas iğciği,
golgi tendon organı ve
eklem reseptörleridir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kasta en fazla bulunan proprioseptördür. Kas liflerinin gerilme ve uzunluk değişimleri hakkında bilgi verir. Kasılması gereken MÜ sayısının belirlenmesinde kasa yardımcı olur.
Gerilmenin fazla olması yükün fazla olması demektir. Dolayısıyla ihtiyaç duyulan MÜ sayısı da fazla olacaktır.
Kas iğciği postürün kontrol edilmesinde ve istemli hareketlerin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynar.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kas iğciği, etrafına bir duyu sinirin spiral şekilde sarıldığı, çevresinde bir kapsül bulunan, değişikliğe uğramış birkaç kas lifidir.
Bu, düzenli kas liflerinden (ekstrafuzal lifler) ayrılan, adapte olmuş kas liflerine intrafuzal lifler denir.
İğciğin iki ucu dışında orta kısmı kasılma becerisine sahip değildir. Her iki ucu uyaran sinir hücrelerine gammamotor veya fusimotor nöronlar denir. Bu sinirler uyarılınca, kas iğciğinin uçları kasılır ve iğciği merkezin aksi yönünde çeker.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Düzenli kas liflerini uyaran daha büyük motor sinirlere ise alfa motor nöron denir. Bunlar stimule edildiğinde kas normalde olduğu gibi kasılır.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kas iğciği lifleri ekstrafuzal liflere paralel olarak uzanırlar. Bu nedenle kasın tamamı gerildiğinde kas iğciğinin merkezi de gerilir.
Bu gerilme duyu sinirini aktive eder ve uyarılar MSS’ye iletilir.
Bu uyarılar düzenli kasları uyaran alfa motor nöronu aktive edebilir ve kas kasılır. Kas kasılırken kısalıyorsa kas iğciği de kısalarak duyusal sinir akışını durdurur ve sonra kas gevşer.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Tüm kas gerildiğinde veya gamma motor nöronlar motor korteks tarafından uyarıldıklarında (gamma sistem) kas iğciği de gerilir.
Her iki durumda da kas iğciğinden omuriliğe duyusal uyarılar gönderilir. Bu, alfa motor nöronları uyarır ve kas kasılır. Alfa motor nöronların motor karteks tarafından direkt olarak uyarılmaları da mümkündür.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kas iğciği hem uzunluktaki değişme hızına hem de kas liflerinin ulaştığı uzunluğa karşı duyarlıdır.
Örneğin dirsek fleksiyonu ile elde bir kitap tutulduğunda, eldeki yük nedeniyle kastaki gerilme tipi tonik gerilmedir ve kasın en son uzunluğu olarak düşünülür.
Yük hafifse lifler orta derecede gerilirler ve kas iğciğindeki duyusal uyarıların deşarj olma sıklığı düşer. Böylece sadece birkaç MÜ’nin aktive olmasına ihtiyaç duyulur.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Yük artırılırsa kol biraz aşağı düşer. Bu durumda kas iğciği tarafından başlatılan kasılma önkolun yeniden orijinal seviyesine gelmesini sağlar.
Yük artışı ne kadar fazla olursa, kas iğciğinin deşarj olma sıklığı ve kas kasılması da o kadar kuvvetli, dolayısıyla kompanse edici kuvvet de o kadar fazla olur.
Bir başka deyişle, bu tipteki gerilme (pasif gerilme) ile kas iğciği sadece kasın boyundaki değişime değil aynı zamanda uzamanın hızına da cevap verir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kas iğciği gamma sistemi ile de aktive edilebilir. Kas iğciğinin kasılabilen uçları gamma motor nöronlar tarafından uyarılır.
Gamma motor nöronlar, beynin serebral korteksinde lokalize olan motor merkezler tarafından omurilik ile bağlantı sağlayan primidal yolla doğrudan uyarılabilir.
Böylece kas iğciğinin uçları kasılır, orta kısmı gerilir ve duyu siniri uyarılır. Yani kas iğciği kasın geri kalan kısmı dışında kendi başına da uyarılabilir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Kas iğciği
Kas iğciği, kas kasılmasına neden olan alfa motor nöronları üç yolla aktive edebilir; tonik gerilme, pasif gerilme ve gamma sistemi.
Tüm bu kontrol mekanizmaları birlikte çalışarak etkili, koordineli ve yumuşak hareketlerin yapılmasını sağlarlar.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Golgi
tendon organı
Tendon liflerinin içinde, kas ve tendon liflerinin birleştiği noktalarda bulunur. Gerilmeye karşı duyarlıdır ancak aktive olabilmesi için kuvvetli bir gerilme gereklidir.
Golgi tendon organı bulunduğu tendonun ait olduğu kastaki gerilim tarafından aktive edilir. Gerilme sonrasında duyusal bilgi MSS’ye gönderilir ve kas gevşer.
Bir başka deyişle kas iğciğinin tersine (uyarıcı kasılmaya neden olan, fasilite edici) golgi tendon organının uyarılması, bulunduğu kasın inhibasyonu ile sonuçlanır.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Golgi
tendon organı
Yani, golgi tendon organı kasın gevşemesini sağlar. Bu durum yaralanmaya neden olabilecek yükleri kaldırma sırasında koruyucu bir fonksiyon olarak düşünülebilir.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Golgi
tendon organı
Kas iğciği ve golgi tendon organı birlikte çalışır. Kas iğciği yumuşak bir hareket sağlamak için gerekli olan doğru kas gerilimi derecesini ayarlar.
Golgi tendon organı ise, aşırı yük olduğunda ve kasla ilgili yapılara zararlı olabilecek durumlarda kas gevşemesini oluşturarak hareketlerin yumuşak, koordineli ve zararsız olmasını sağlar.
Sinir Sistemi – Kasın duyu organları - Eklem
reseptörleri
Eklemin açısı, eklemin ivmelenmesi ve basınç sonucu oluşan değişikliklerle ilgili bilgiyi MSS’ye gönderir. Tendon, ligament, periost, kas ve eklem kapsülünde bulunur.
Bazı eklem reseptörleri şunlardır; Krause yumrusu, Pasinian korpus ve Ruffini organı.
Tüm reseptörler, vücut ve ekstremitelerin pozisyonundan haberdar olma ve postürle ilgili otomatik refleksler hakkında bilgi sağlarlar.
Sinir Sistemi – Kas aktivitelerinin nöral
kontrolü
Karmaşık ve zor kas aktivitelerini gerçekleştirebilme becerisi sporda oldukça önemlidir ve MSS’ye bağlıdır. MSS’yi hızlı ve doğru kontrol edebilmek motor becerilerin gelişimi açısından önemlidir.
Afferent sinirler, dorsal kök yoluyla omuriliğe girer ve birkaç nöronla sinaps yaparlar. Bu ara nöronlara internöron denir. Efferent sinir, omuriliği ventral kök yoluyla terk eder ve uygun kasa ulaşır.
Ventral kök liflerinin (efferent) travmaya uğraması, bu motor lifler tarafından uyarılan kas veya kasları etkiler.
Sinir Sistemi – Kas aktivitelerinin nöral
kontrolü
Gri ve gölgeli bölgeler nöronların hücre gövdelerini içerir. Beyaz alan ise sinirlerin miyelinli olan akson kısımlarından oluşmuştur. Bir alfa motor nöronun uyarılması yaklaşık 300 kas fibrilini uyarabilir.
Sinir Sistemi – Kas aktivitelerinin nöral
kontrolü
Sinir kopması total paralizi (felç) ile sonuçlanır. Omuriliğe giren afferent liflerin büyük kısmı bir efferent lifle sinaps yapar ve aynı seviyede kalır.
Genel refleks arkta olduğu gibi çıkan ve inen dallara ayrılarak omurilik boyunca yukarı ve aşağıya doğru da uzanırlar.
Nöronlar arasındaki bu gelişmiş iletişim düzeneği ve beyinden ayağa kadar olan bağlantılar MSS’nin koordineli çalışmasını sağlar.
Sinir Sistemi – Kas aktivitelerinin nöral
kontrolü
Basit hareketler refleks merkezleri tarafında kontrol edilirken, karmaşık hareketler ise omuriliğin üst seviyeleri ve beyin tarafından kontrol edilir.
Omurilikteki motor nöronlar kasların kasılma şekillerini, daha yüksek merkezler ise kasılmanın sıralamasını etkilerler.
Sinir Sistemi – Kas aktivitelerinin nöral
kontrolü
Yeni becerilerin öğrenilmesinde önemli iki yer serebral korteks ve serebellumdur (beyincik). Serebrumun dış kısmı serebral korteks olarak adlandırılır. Serebral korteksin motor hareketlerle ilgili en önemli kısımları; Duyusal (sensory) korteks, motor korteks ve premotor kortekstir.
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Duyu korteksi duyusal reseptörlerden gelen afferent bilgilerin çoğunu alan bölgedir. Hem gelen bilgilerin değerlendirilmesinde hem de uygun hareketlerin başlatılmasında doğrudan rol alır.
Motor korteks (primidal sistem); başparmak, işaret parmağı, ayaklar ve dudaklar gibi spesifik kasların tek başına çalışmasını gerektiren ince, farklı hareketlerin kontrolüyle ilgilidir.
Premotor korteks (ekstraprimidal sistem) ise, büyük kas gruplarını da içeren karmaşık hareketlerin kontrol ve koordine edilmesini sağlar.
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Serebellumun en önemli motor fonksiyonu; kas hareketlerini düzenlemek, koordineli, uyumlu ve yumuşak bir tarda yapılmasını sağlamaktır.
Serebellum hareketi başlatmaz.
Motor korteks, proprioseptörler, kutaneöz taktil (dokunma) reseptörleri, işitme ve görme reseptörleri gibi reseptörlerden afferent uyarıları alır; serebral korteks, beyin sapı ve omurilikteki daha düşük seviyedeki motor nöronlara efferent uyarılar gönderir.
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Primidal sistem (kortikospinal traktus), primidal hücrelerin uzun aksonlarından oluşmuştur ve uyarıların motor korteksten omuriliğin motor nöronlarına gönderildiği yoldur.
Buradan sipinal sinirler çıkar ve iskelet kaslarındaki sonlanmalarına dağıtılırlar. Primidal yolu oluşturan liflerin çoğu omuriliğe girmeden önce beynin medulla seviyesinde karşıya geçerler (çaprazlaşırlar). Bu nedenle sağ motor korteks vücudun sol tarafındaki kasları, sol motor korteks ise sağ taraftaki kasları kontrol eder.
Felç geçirenlerde bu anatomik ilişkinin varlığı oldukça belirgindir. Beynin sağ tarafındaki bir travma vücudun sol tarafındaki kaslarda fonksiyon bozukluğuna neden olur.
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Sağda primidal (kortikospinal) sistemin serebral korteksten iskelet kaslarına gidiş yolu.
Bu sistem medulla seviyesinde çaprazlaşma yapar ve bu nedenle beynin sol yarısı vücudun sağ tarafını, beynin sağ yarısı ise vücudun sol tarafını kontrol eder.
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Sinir Sistemi – Motor fonksiyonların istemli
kontrolü
Vücudun her bölgesini kontrol eden motor korteks alanlarının büyüklüğü temsil ettikleri bölgenin yaptığı hareketin zorluk düzeyine göre değişir. Dil, başparmak, parmaklar, dudaklar ve vokal kord (boğaz) geniş alanlarla temsil edilir.
Bu vücut kısımlarında küçük bir kasın, hatta tek bir fasikülün kasılması için yalnızca minimal bir stimulusa ihtiyaç vardır.
Abdominal bölgede ise primidal bölgenin stimilasyonu ile tek bir kas yerine kas grupları kasılırlar.
Sinir Sistemi – Özel motor becerilerin
öğrenilmesi
Motor alanın ön kısmında yer alan premotor alan, beynin spor becerileri alanı olarak düşünülmektedir. Özellikle spesifik motor becerilerin kazanılmasında önemlidir.
Ekstraprimidal yol, uyarıların premotor alandan aşağı, omuriliğin daha düşük seviyesindeki motor nöronlarına gönderildiği yoldur.
Sinir Sistemi – Özel motor becerilerin
öğrenilmesi
Premotor alan ayrıca; talamus, korpus striatum ve serebellum gibi birkaç subkortikal bağlantıya da sahiptir.
Premotor alandan aşağı doğru inen bir uyarı, subkortikal alanlarda değişikliğe uğratılır.
Yani uyarının içindeki gereksiz bilgiler ayıklanır, uyarı kaslar tarafından daha anlaşılır hale getirilir. Böylece hareket daha koordineli şekilde gerçekleşebilir.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Düzeltme faktörü:
Serebellum büyük kas gruplarını içeren hareketlerin koordinasyonundan sorumludur. Uyarı kaynağından bağımsız olarak motor uyarı ile ilgili bilgileri alır.
Örneğin istemli bir hareket başlatıldığında, uyarılar uygun kasların uyarılması için primidal yoldan aşağı doğru iletilirler. Bu uyarılar aynı anda serebelluma da iletilir.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Uyarılar kaslar ulaştığında, proprioseptörler (golgi to, kas iğciği, eklem reseptörleri) bu uyarıları serebelluma geri gönderir.
Serebellum iki ayrı yerden gelen bilgileri karşılaştırır ve orijinal uyarının başlatıldığı motor korteksten bir implus (düzeltme faktörü) oluşmasını sağlar.
Daha sonra düzeltici hareket (en iyi ayarlama) oluşturulur.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Uyarılar kaslar ulaştığında, proprioseptörler (golgi to, kas iğciği, eklem reseptörleri) bu uyarıları serebelluma geri gönderir.
Serebellum iki ayrı yerden gelen bilgileri karşılaştırır ve orijinal uyarının başlatıldığı motor korteksten bir implus (düzeltme faktörü) oluşmasını sağlar.
Daha sonra düzeltici hareket (en iyi ayarlama) oluşturulur.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Bu, motor kortekste başlayıp, proprioseptörler ve serebellum aracılığıyla tekrar motor kortekse
dönen bir feedback
mekanizmasıdır.
Serebellum motor korteksten gelen bilgiyi değerlendirir, Herhangi bir hata varsa motor kortekse düzeltme emri gönderilir.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Engelleyici (yavaşlatıcı) etki: Öne arkaya salınım gerektiren hareketlerde serebellum, hareketi kontrol edici ve durdurucu bir fonksiyona sahiptir.
Kol ve bacak hareket ederken ekstremite sınırlarının ötesinde fırlatma eğilimi yaratan bir momentum oluşur.
Ancak serebellumun engelleyici etkisiyle ekstremite, istenilen yerde durur.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Benzer şekilde serebellum, en son ekstremite pozisyonunu tahmin eder.
Proprioseptörlerden serebelluma gelen bilgiler bütün vücut kısımlarında yapılan bir hareketin yönlendirilmesinde kullanılır.
Motor korteks yoluyla serebellum tüm agonist ve antagonist kasları kontrol eder.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Hızın algılanması: Serebellum kişilerin objelere ve objelerin kişilere yaklaşma hızlarının algılanmasını sağlar.
Eğer bu yetenek olmasaydı duvarlara, sandalyeye çarpma, tenis topunu kaçırma durumları yaşanırdı.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Serebellum tarafından dikkate alınan diğer iki değişken ise, ekstremite hareketlerinin hızı ve yerçekiminin ekstremitelerin pozisyonuna olan etkileridir.
Bu faktörlerin algılanması, sporda istenilen ekstremite hareketlerinin yapılması için gerekli olan kas kasılmasının ve gevşemesinin uygun şekilde düzenlenmesini sağlar.
Sinir Sistemi – Beyincik (Serebellum)
Serebellum ayrıca, kulaktaki semisirküler kanallardaki değişiklikleri yorumlayarak dengenin sağlanmasına yardım eder.
Başın rotasyonel hareketleri sonucu vücudun pozisyonunu da yönlendirir.
Sinir Sistemi – Duyusal girdi ve motor
beceriler
Bir teoriye göre; beynin duyusal (sensory) alanında beceri gerektiren bir hareket yeterli sayıda yapılırsa ezberlenir ve tekrar yapılmak istendiğinde hemen ortaya çıkar.
Bu ezberlenmiş hareket modeli engram olarak adlandırılır.
Engram bir uyarı tarafından doku protoplazmasında bırakılan sürekli bir iz olarak tanımlanabilir.
Sinir Sistemi – Duyusal girdi ve motor
beceriler
Örneğin teniste forehand vuruşunu bir süre uygulayan kişide, bir müddet sonra beynin duyusal kısmındaki bazı hücrelerin protoplazma yapısında değişiklikler oluşur.
Bu, öğrenilmiş motor hareketin veya engramın yeniden düzenlenmesiyle sonuçlanır.
Sonuçta bu engram artık beynin duyusal kısmının bir parçası haline gelmiştir ve uygun stimulus verildiğinde hemen ortaya çıkar.
Sinir Sistemi – Duyusal girdi ve motor
beceriler
Duyusal engram bir proprioseptör feedback mekanizması içerir. Proprioseptörlerden çıkan nöral yollar serebellumdan geçerek serebral korteksteki duyusal alanlara, oradan da motor kortekse ulaşır.
Her merkez motor hareketi gerçekleştiren kasa giden cevabı düzenleyebilir. Bir kez öğrenildiğinde engram depolanır (hafızada saklanır) ve istenildiğinde kullanıma hazır olur.
Sinir Sistemi – Duyusal girdi ve motor
beceriler
Çok hızlı motor aktivitelerin engramları beynin motor alanında depolanır ve motor engramlar olarak adlandırılırlar.
Yavaş hareketler için beynin duyusal kısmında depolanan engramlar serebellumdaki feedback mekanizmasına benzer bir mekanizmayla çalışır. Frontal lobdaki motor alanda bulunan engramlar, duyusal feedback olmaksızın etkilenebilir.
Örneğin yazı yazma veya klavyedeki hızlı hareketler duyusal feedback mekanizmasının çalışması için yeterli zaman bırakmazlar.