• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de yap

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de yap"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye’de yapılmak istenen madenciliğin çevre ve canlı yaşamına etkileri tartışılırken Kıbrıs Lefke örneği göz önüne alınıyor. Önceki gün Birgi’deki altın madeni ile ilgil halk toplantısında Birgi lefke olur mu sorusu gündeme gelirken, bugün de Çaldağı’ndaki nikel madeninin bölgeyi Lefke’deki gibi bir felakete sürükleyip sürüklemeyeceği tartışılıyor.

Turgutlu yakınlarındaki Çaldağı’nda nikel madenciliği yapmak isteyen Sardes şirketinin Genel Müdürü Cevat Er, Çaldağı’nda yapılacak madencilik sonrası bölgenin Kıbrıs Lefke’ye dönebileceği düşüncelerin “felaket senaryoları” olarak yorumladı. ANKA Ajansının haberine göre Er, Lefke’deki terk edilen bakır madeni ile Turgutlu’da kurulacak nikel madeni arasında benzerlik bulunduğu iddialarını yalanladı. Er, Turgutlu’da dünyanın en ileri teknolojisinin kullanılacağını ileri sürerek, “’Çaldağ, Lefke gibi olacak’ diyenler Turgutlu’ya asıl zararı veriyor. Çaldağ Nikel Projesi ÇED olumlu belgesine sahip, Tübitak’dan Ar-ge desteği almış Türkiye’de madencilik adına örnek teşkil edebilecek bir çalışma” dedi.

Çaldağı ile ilgili bilim insanları ve konunun uzmanları tarafından hazırlanan raporlar buradaki nikel madeninin, bu teknoloji ile işletilmesi durumunda belki Lefke’den bile daha büyük bir felaketin kapıda olduğunu gösteriyor. Nasıl mı? çaldağı nikel madeni ile ilgili hazırlanan raporlardan alıntılar yapalım:

MİLYONLARCA AĞAÇ KESİLECEK

“Sonuç olarak, daha önce mahkemeye vaki dilekçelerde 300 bin ağacın katledileceği öngörülmüştür. Ancak, tesisin işletmeye açılmasıyla birlikte doğrudan kesilecek veya sürülüp toprağa gömülecek ağaç sayısının bu miktarın çok üzerinde çıkacağı, sadece halen izin oluru verilmiş tesis alanı içinde bu sayının bir milyondan fazla olacağı kesindir. Tesisin işletilmesinin oluşturacağı ekolojik etkilerle bu sayı, zaman içerisinde, milyonlarla bile ifade edilemeyecek rakamlara ulaşacaktır.”

“…çaldağı’ndaki işletme süresince açıkta kullanılmak istenen 15 milyon ton sülfürik asit… çevresel etkisini çok geniş bir alanda hissettirecek en önemli yıkıcı faktördür…Asit hem buharlaşma yoluyla, hem de gazlarla taşınmak suretiyle atmosfere dağılır ve emisyon kaynağından yüzlerce kilometre öteye sürüklenip iklimsel koşullara bağlı olarak kırağı, çiğ, yağmur, kar, rüzgar vb. etkenlerle binlerce hektar alandaki toprağa, suya, yaprağa, çiçeğe, canlıların tenine ve solunum organlarına konar. İşte Turgutlu-Çaldağı’nda kurulması planlanmış olan devasa açık hava kimya fabrikasının sadece yakın çevresini değil, tüm Gediz Vadisi’ni, başta ormanlar olmak üzere vadiyi sınırlayan dağlardaki tüm canlı yaşamını, Menemen Ovası’nı, Foça Ovası’nı mahvetmeye aday en önemli çevresel etkisi budur.” (Prof. Dr. İsmail Duman, İTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümü). Duman konuyla ilgili bir söyleşisinde madenin yaratacağı kirliliğin İzmir’in boşaltılmasına bile neden olabilecek boyutlara ulaşacağı uyarısını da yapıyordu.

DÜNYADA BİR İLK!

Sardes Genel Müdürü Er’in iddialarından birisi de Çaldağı’nda kullanılan yöntemin Lefke’den daha iyi olduğu

yönünde. Çaldağı’nda nikel elde etme yöntemi olarak sülfirik asit yığın liçi kullanılacak. Prof. Dr. Duman “Yığın liçi” yöntemiyle nikel üretiminin dünyada ilk kez Türkiye’de, Çaldağı’nda yapılmak istendiğine dikkat çekerek, “Dünyanın başka bir yerinde bugüne kadar neden yapılmadı acaba?” diye soruyor. Metalurji Yüksek Mühendisi Lütfi Tozar ise hazırladığı raporda bu sorunun yanıtını, yöntemin basitliği ve diğer yöntemlere göre 4’te bir oranında daha ucuz olması ile açıklıyor. Tozar, bu yöntemin şirketler için düşük maliyet, bu işlemin yapıldığı ülkeler için ise “milyonlarca ton sülfirik asit içeren atık madde, tamamen kirletilmiş doğa, tüketilmiş kaynaklar demek olan bir çevre felaketi” oluşturacağına dikkat çekiyor. İşte Kıbrıs Lefke ile Turgutlu Çaldağı’nın benzerliklerinden birisi de bu nokta: Lefkede de sülfürik asit bakır elde edilmiş, cevherin içinde bakırın yanında bulunan altın ve gümüşün eldesi için ise siyanür kullanılmıştı. 36 yıl önce, Kıbrıs Harekatı sonrasından Amerikan şirketi tarafından olduğu gibi terk edilip gidilen maden alanı bugün bile “hâlâ nükleer savaş geçirmiş gibi.”

DAHA KURULMADAN KIYAK YAPILDI

E.Ü. Halk Sağlığı Ana Bilim dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa Çaldağı nikel madeni ile ilgili hazırladığı raporunun sonuç cümlesi ise şöyle: “Nikel madeni işletmeciliğinin ekolojik etkileri, oluşturduğu çevre kirliliği (hava, su, toprak, gıda), kullanılan su miktarının fazlalığı ve bunun küresel ısınma sürecinde azalan kaynaklar nedeniyle oluşturacağı ekolojik sonuçları nedeniyle insan sağlığını ve bunu destekleyen çevrenin sağlığını bozacağı var olan bulgular çerçevesinde kaçınılmaz görünmektedir.”

(2)

Tahir Öngür, bu durumu şöyle yorumluyor: “Madene zaten geliştirilmiş bir teknoloji için daha proje aşamasında devletten 1 milyon dolar kıyak veriliyor.”

MADEN NELERE YOL AÇACAK?

Hakkında hazırlanan yüzlerce sayfalık raporlardan kısa alıntılar yaptığımız madenin neler getireceği, neleri götüreceğini ana başlıklar halinde şöyle özetleyebiliriz:

MADEN NELER GETİRECEK?

Maden işletmesinde toplam beş yüz kişinin istihdam edilecek. Bunların ücretleri, sigorta primleri, nakliyeci kamyonculara ödenecek ücretler ve esnaftan yapılacak çeşitli alışverişler olacaktır.

MADEN NELER GÖTÜRECEK?

a. Yalnızca Çaldağı’nda yetişen, başka bir bölgede yetişmeyen 20 bitki türü vardır. Bunlar yok olacaktır. b. Maden işletme alanında 13’ü ulusal ve 4’ü yerel olan endemik bitki türü

c. 287.000 adet ağaçtan oluşan bir ormanlık alan

d. Bugünkü piyasa değeri ile 25 milyar dolarlık tek nikel ve kobalt maden yatağımız e. Çevredeki tarımsal yaşamın zenginliği ve verimliliği

f. İnsan ve diğer canlıların sağlığı elden gidecek. GERİDE BIRAKACAKLARI

- Dev bir çukur

- İki adet büyük, zehirli atık dağı

- 900 000 metrekareye yayılmış 40 metre yüksekliğinde sülfürik asitle yıkanmış, içinde en az 4 milyon 500 bin ton kükürt bulunan atık yığınları

- Etrafa zehir saçan asit fabrikasının enkazını

- 10 milyon ton kükürt oksitleriyle kirlenmiş doğa ve bu doğada yaşamaya mecbur bırakılmış insanlarımızı bırakacaklardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Sanayicilerin ürettikleri ürünlerin bünyesinde girdi olarak kullanılmak üzere ithal edilen bu Tebliğ kapsamı ürünler için, sanayici veya sanayici adına ithalat

Kongre katılımı için, kurumlara verilmek üzere talep edilecek kongre davet yazıları, kongre düzenleme kurulu aracılığı ile isteyen katılımcılara

Birim k¨ure i¸cine ¸cizilen ve YANAL y¨uzey alanı en b¨uy¨uk dik dairesel koninin boyutlarını bulunuz2. (yanal y¨uzey alan form¨ul¨un¨u bilmeniz gerekir, bilmeseniz de bulmak

 Savaş sırasında en az beş kuşak yeni savaş uçağı ortaya çıktı.Savaşın sona ermesinden hemen önce ortaya çıkan son kuşak uçaklar tek kanatlı ve..

9 Uludağ Üniversitesi 22 29 Akdeniz Üniversitesi 6 10 Kocaeli Üniversitesi 19 30 Özyeğin üniversitesi 6 11 Sabancı Üniversitesi 18 31 Atılım Üniversitesi 5 12 İzmir

Özellikle dönemin ilk yarısında, yeni ekonomik model mevcut sanayi yapısını iç pazardan ihracata kaydırmakta ve buna pararel olarak ihracatın yapısını çok kısa bir

Hakkı Bilen tarafından yazılan Moda’nın Mülteci Alman Profesörleri başlıklı kitabın konusu, Nazilerden kaçarak ülkemize sığınan, büyük kısmını Yahudilerin

Japon elektronik ve mühendislik şirketi Toshiba, Türkiye ile Karadeniz kıyısında bir nükleer enerji santrali inşa etmek için anlaşma sağlayacağından emin olduğunu