• Sonuç bulunamadı

Ronnie Cummings ile yap

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ronnie Cummings ile yap"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ronnie Cummings ile yapılan aşağıdaki mülakat göreli olarak yeni sayılabilecek bir tehlike olan genetik mühendisliği ya da GM (GDO, genetiği değiştirilmiş olarak da bilinir) gıdalar hakkındadır. Yaşama düşüncesizce müdahale

etmenin sonuçları nelerdir? Bu yeni tasarım ürünü gıdalar bizleri nasıl etkiler? Bizlere ve Gezegenimize yıkım getirebilecek gıda yetiştiriciliği yöntemlerine olan eğilimi tersine çevirmek içi neler yapabiliriz.

Cummings gibi birçok aktivist için yanıt “atalık tohumlar” olarak bilinen orijinal mahsüllerin genetik materyallerini koruyan tohum bankaları oluşturmak olmuştur (Steve Peters’a ait Tohum Bankaları bölümünü de okuyunuz). Tohum bankaları atalık tohumları toplayıp satarak üreticilere ulaşılabilir kılar ve varolan değiştirilmemiş, doğal gıda

havuzunun yok olmamasını temin eder

Julia: Nasıl oldu da Genetik Mühendisliği Gıdalar kitabının yazarlarından biri oldunuz? Sizi böyle bir kitabı yazmaya itecek kadar ilgilendiren şey neydi?

Ronnie: Kamu yararı avukatı olarak çalışıyordum ve genetik mühendisliğin birçok düzeydeki geniş kapsamlı

etkilerinin farkına vardım. Bulmacanın parçalarını bir araya getirdiğinizde genetik mühendisliği gıda ve mahsüllerin uzun dönemdeki etkileri korkunçtur. Orada burada biraz bilgi vardı ama her şeyi bir araya getiren bir kitap yoktu. Julia: Genetk mühendisliği bizi fiziksel olarak birçok açıdan etkiliyor. çevreyi de etkiliyor ve duyduğum kadarıyla genetik mühendisliği gıdalar her yerde. Kaçmak mümkün değil gibi. .

Ronnie: Restoranlarda, fast food restoranlarında yerseniz, manavdan alışveriş yaparsanız ya da çocuğunuzun öğleyin okul yemeği yemesine izin verirseniz evet mümkün görünmüyor. Buralarda büyük ihtimalle genetik mühendisliği gıdalarla karşılaşırsınız. Tüm işlenmiş gıdalarda mevcuttur. Hangi işlenmiş gıdayı yiyorsanız yiyin bilin ki genetik mühendisliği bir ürün yiyorsunuz. Pamuk yağında, soyanın % 75’inde, mısır ürünlerinin % 50’sinde, patates, kabak, domates ve kanolada mevcut.

Rekombine Bovin Büyüme Hormonu ya da rBGH — şimdi süt tedariğinde mevcut —genetik mühendisliği ürünüdür. İneklerin büyük miktarlarda süt vermesini sağlıyor. Ancak bir meme enfeksiyonu olan mastitise neden oluyor. Bu nedenle inekler enfeksiyonla mücadele etmek için antibiyotiklerle muamele görüyor. Eğer süt organik değilse kişi sütteki hormonları, iltihabı ve antibiyotikleri de içiyor.

Julia: Genetik Mühendisliği gıda kullanan birkaç marka ya da büyük şirket ismi verebilir misiniz?

Ronnie: Starbucks, Kraft, Coca-Cola, Hershey, McDonalds, Campbell Soup, and Proctor & Gamble neredeyse tamamen GM gıda kullanıyor. Ancak insanlar aslında GM gıda istemiyor ve bazı şirketler politikalarını değiştiriyor. Örneğin General Mills ve Frito-Lay, genetiği değiştirilmemiş gıdalar kullanmaya başladı.

Julia: Kitabınızda bahsedilen birkaç ürün mısır cipsi, yulaf, salata sosları, çikolata ve tako. Bu gıdalar genetik mühendisliği ürünü katkılara sahipse ben yemek istemem ancak bunların hepsinde etiket yok.

Ronnie: Genetik mühendisliği ürünü gıdalar genellikle etiketlenmiyor. Tüketiciler sürekli etiketleme istiyorlar. Halkın % 90’ı her zaman etiketlemeden yana oldu. Ancak bu gerçekleşmedi çünkü büyük şirketler ürünlerini genetik

mühendisliği ürünü olarak etiketlerlerse insanların satın almayacağını biliyorlar.Bu sene Oregon’da eyalet çapında GM gıdaların etiketlenmesi için bir oylama yapılacak ve büyük ihtimalle de kabul edilecek. Eğer bu gerçekleşirse bunu diğer eyaletler izleyebilir.

Julia: Avrupa’nın ve diğer ülkelerin genetik mühendisliği gıda tüketmek istemediğini duydum.

Ronnie: Bu doğru. GM gıdalar Avrupa’da (kısmen) yasak ve etiketleme zorunluluğu var. Diğer (bazı) ülkeler de genetiği değiştirilmişse sattığımız gıdaları almak istemiyorlar. Julia: Sanırım genetik mühendisliği gıdaların sağlığımızı olumsuz yönde etkilediği kanıtlandı?

Ronnie: Asıl etki bağırsaklarda. GM gıdalar sindirimle ilgili birçok soruna neden oluyor. GM soya ile soya, pamuk, mısır ve kanolada bulunan ot ilaçlarının yol açtığı bir çok şiddetli ve hafif alerjiler mevcut. GM gıdalar aynı zamanda kilo değişikliğine ve davranış bozukluklarına neden oluyor. Ayrıca ineklerde kullanılan hormonlardan kaynaklanan

(2)

artan kanser riski söz konusu.

Olasılıkla en endişelendirici olanı Dr. Pusztai'nin araştırması. Dr. Pusztai patateslere viral bir promotör olan

Cauliflower Mozaik Virüsü (CaMv) aktardı ki bu neredeyse tüm GM gıdala ve mahsüllere aktarılmaktadır. Daha sonra patatesleri farelere yedirdi. Patatesler farelerin hayati organlarını ve bağışıklık sistemlerini çökertti. Daha da ciddisi farelerin midelerinde ve bağırsaklarında ciddi bir viral enfeksiyona neden oldu.

Temel olarak şu söyleyebiliriz: Şu anda gönüllü olarak katılmadığımız dev bir genetik deneyinin denekleriyiz. Genetik mühendisliğin bizleri nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Genetik müdahaleler bitkilerdeki doğal toksin

düzeylerini ya da gıdalardaki alerjenleri artırabilir. Tüm bunlar düzenli bir şekilde test edilmediği için ancak başımıza bir şey geldikten sonra ne olduğunu bilebileceğiz.

Julia: Genetik mühendisliği gıdalar ne içeriyor? Nasıl yapılıyorlar? Benim anladığıma göre DNA hücre çekirdeğindeki bir bilgisayar ve tüm program bakteri, virüs ve proteinlerin aktarılmasıyla değiştiriliyor

Ronnie: Bu doğru. Bakteri, virüs ve diğer canlı organizmalardan alınan genler hücreye eklenir ve genetik program değiştirilir. Gen mühendisleri sınırlı bazı yasaklamalarla ya da hiçbir yasaklama olmadan her şeyi değiştiriyorlar. Biyoteknoloji şirketleri genetik hayatın mimarları olmaya başladılar. Gen aktarımı birbiriyle bağlantılı olmayan türler arasında gerçekleştiriliyor. Bu tür kombinasyonlar doğada asla gerçekleşmez. Ayrıca gen aktarımı hem üstünkörü hem de tahmin edilemez bir yöntemdir. Yeni ve “yabancı” organizmaların ortaya çıkmasına neden olabilir ve tehlikenin bir bölümünü de bu oluşturuyor: Bitkiler diğer bitkilerle çapraz olarak tozlaşıp birbirlerine gen aktarabilirler. Bu şekilde DNAları daimi olarak değişir. Bunun sonucunda ortaya çıkan yeni türlerin yok mu olacağını yoksa daha da güçlenip varolan gen havuzunu ortadan mı kaldıracağını bilemiyoruz.

Genetik mühendisliği normalde doğada türler arasında var olan sınırları aşarak gen aktarımını olanaklı kılar. Moleküler biyologlar yalnızca aynı türler arasında değil ama bitkliler, hayvanlar ve insanlar arasında da sürekli gen değiştirirler. Bazı alan çalışmaları akrep geni aktarılmış sebzeler, insan memesi sütü üreten inekler ve deniz anası genli patatesleri kapsamaktadır.

Bunlar sadece alan denemeler. Benim daha çok ilgilendiğim şey ise genetik mühendisliği gıdalar ve bunların uzun dönem etkileri.

Julia: Tamam o zaman tarımdan bahsedelim. Ben büyük bir çiftlikte büyüdüm ve daha fazla ürün verdikleri için hibrit tohumların kullanıldığını bilirdim. Ancak büyük çiftliklerin genetik modifiye tohum kullandıklarını bilmiyordum. Bu ne zaman gerçekleşmeye başladı?

Ronnie: Genetik mühendisliği gıdalar on yıl kadar önce, 1992’de, piyasaya sürüldü.. Birçok soya, mısır, pamuk ve kanola şu anda genetik olarak değiştirilmiştir. Yaklaşık 320 bin hektar (8 milyon acre) genetiği değiştirilmiş mahsül yetiştiriliyor. Şu anda soyanın % 60’ı, mısırın %38’i ve kanolanın %50’si genetiği değiştirilmiş tohumlarla üretiliyor. Bunu yapan en büyük firmalardan biri Monsanto.Halkla İlişkiler Müdürleri “Monsanto’nun gıda ürünlerinin

güvenliğini kanıtlamak gibi bir davranış ile kendini aşağılayamaz!”* dedi. Dow, Novartis, DuPont ve Aventis de GM tohum satıyorlar. Büyük şirketler GM tohumlarla ilgili büyük efsaneler türettiler. Örneğin bu bitkilerin inanılmaz mahsüllerle dünyayı besleyeceğini iddia ettiler. Gıdaların besin değerinin artacağını iddia ettiler. Bunlar doğru değil: aslında geleneksel olarak yetiştirilmiş bitkilerden elde edilen gıdalardan daha az besleyici değere sahipler.

GM gıdaların ot ve böcek ilaçlarına olan ihtiyacı azaltacağı iddia edilir ancak bunu gerçekte sadece organik tarım yöntemleri yapabilir. Mahsül ve fiyatların artacağı iddia edilir ancak mahsuller artmaz ve fiyatlar daha düşüktür. Ayrıca bu bitkilerin diğer bitkilerle çapraz döllendiğinde uzun dönemde ne getireceği bilinmiyor. Hiçbir iddia doğru değil. Julia: Pamuk, mısır ve soya bugün çiftçilerin para kazanabileceği yegane mahsüller. Tohumları üreten şirketler ot ve böcek ilaçlarını da üretiyorlar. çiftçi daha fazla kimyasal kullandığında bu şirketler daha fazla kâr etmiyorlar mı? Ronnie: Doğru. GM gıda işi büyük bir iş. Tek amaç para ve tüketiciyi falan düşünen yok. Daha fazla ot ve böcek ilacı satmak onlar için kârlı bir iş. Biyotek şirketleri. Bunların hiçbir olmamalıydı.

Julia: Bana ot ve böcek ilaçlarından bahsedebilir misiniz? Araştırmanız ne gösteriyor?

Ronnie: Bir örnek Bacillus thuringiensis. Bt patates, mısır ve pamuğa zarar veren bazı zararlı böcekleri kovan doğal bir biyolojik böcek ilacıdır. Genellikle güneş ışığında parçalanır ve organik tarım çiftçileri tarafından denetimli bir şekilde kullanılır. Genetik mühendisliği ile üretilen Bt tohumlar sürekli olarak bu zehiri üretmek üzere tasarlanmıştır. Ancak GM gıdalarda bitkideki Bt kalıntıları bulunur. Aynı zamanda toprağa karışır ve toprağı kirletir. Testler Bt’nin

(3)

en sonunda kovduğu böcekleri Bt’ye dayanıklı “süperböceklere” dönüştürdüğünü gösterdi. Bu ise organik tarım çiftçilerinin böcek istilalarına karşı doğal biyopestisit kullanabilmelerini imkansız hale getiriyor.

Bu yalnızca bir böcek ilacı. Daha çok örnek var.

Julia: Bu “şeyler” -genetik mühendisliği materyaller- etkisiz hale getirilemiyor ya da öldürülemiyor. Bu sizin kitabınızdan bir alıntı. Bunun geleneksel ürün yetiştiriciliğinden ne farkı var? Etkisiz hale getirilemezler ya da öldürülemezler derken neyi kastediyorsunuz?

Ronnie: Genetik mühendisliği bitkileri diğer bitkilerle çapraz döllenirler böylece gen havuzu doğada asla mümkün olmayan şekillerde karışır. Bu tür bir karışmanın sonucunun ne olacağını, gen mutasyonlarının ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Nükleer güç reaktörlerinin yarı ömrü gibi bir şey: Nükleer reaktörü kapatabilirsiniz ancak nükleer atıklardan yayılanlar etkisini sürdürmeye devam eder.

Genetik mühendislik biyo-çeşitliliği de tehdit ediyor. En büyük kabus ise kanola. Artık organik kanola yetiştirmek imkansız hale geldi. Gen havuzu tamamen bozuldu. Yaygın bir kontaminasyon ve genetik kirlilik buna neden oldu. Biz bunlara “Frankeştayn Gıdalar” diyoruz.

Julia: çiftliğimizi ormana taşıdık çünkü çocuklarımın endüstriyel tarımda kullanılan kimyasallara maruz kalmasını istemiyorum. Bu tarım şekli gezegene de zarar veriyor. Organik tarım ise emek yoğun bir tarım şekli. Endüstriyel bir tarım çiftliğini nasıl organik tarım çiftliğine dönüştürebilirsiniz? Bunu merak ediyorum. Bununla ilgili ne söylersiniz? Ronnie: Sizin gibi çiftçi ailelerde yetişmiş birçok insan organik yöntemlerine geçmek istemiyor. Bu şu anda özellikle kârlı bir şey değil ama dediğiniz gibi ot ve böcek ilaçları tehlikeli. Araştırmalar gelecekteki çiftçilerin göçmen

olacağını ve organik tarım yapacaklarını gösteriyor. Emek yoğun ve çok çalışma gerektiriyor ama mümkün. Organik tarıma yönelmek zorundayız. Tek çözüm budur.

Julia: Genetik mühendisliği gıdalarla şu anda baş etmenin en iyi yolu nedir?

Ronnie: Bireysel olarak mı? Yalnızca organik gıda tüketin. Süpermarkette alışveriş yapıyorsanız yalnızca organik gıda alın. Nehirlerden uzakta yaşıyorsanız organik gıda alabileceğiniz kooperatifler kurun.

Giderleri azaltmak için toptan almanın bir yolunu bulun. Ben böyle yapıyorum. Organik gıdayı Minnesota’da bulmak zor ancak burada bunun için kurulmuş bir kooperatife üyeyim. Ürün alabileceğiniz bir tüketici kooperatifi

kurabilirsiniz. Biz öyle yapıyoruz. Biz yapabiliyorsak siz de yapabilirsiniz.

Manavları ve bakkalları oy sandığı olarak görün. Aldığımız şeyler gelecekte buralarda nelerin yer alacağını belirler. ABD’de insanlar fast food’a yılda 120 milyar dolar, organik gıdaya ise 11 milyar dolar harcıyor. Organik gıda pazarı büyüyor ama rakamları kıyasladığınızda büyük fark var.

Süpermarketlerde alışveriş yaptığınızda “organik” ya da “GM değildir” etiketi olan gıdaları ya da rBGH’siz süt ürünlerini alın. Organik süt ürünleri almak gerçekten çok önemli.

Yaşam şeklimizi de değiştirmemiz gerek. İnsanlar yemek pişirme yeteneklerini kaybediyorlar. Yeni sağlıklı gıda fast food’larını ya da TV karşısında yenilen akşam yemeklerini sevdiğimi söyleyemem. Avrupada iyi süslenmiş ve hazırlanmış yemeklere önem veriliyor. Bizim de buna önem vermemiz gerekiyor.

Yemekle ilgili tüm tutumumuzu değiştirmekle ilgili bir şey bu: yemek pişirmeye zaman ayırmak, aileye zaman ayırmak. Bunlar önemli şeyler.

Artan farkındalık da önemli. Grup düzeyinde bu bilgiyi arkadaşlarınıza iletebilir ve organik tarım hareketi için daha büyük bir pazar yaratılmasına yardımcı olabilirsiniz. Milletvekillerine mektup yazabilirsiniz.

Julia: Atalık tohumların kullanımıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? Bunlar nedir ve gıda üreticileri bunları nasıl elde edebilir?

Ronnie: Şu anki yok olma hızında altmış bin bitki türü ya da dünyadaki toplam bitki türlerinin dörtte biri gelecek elli yılda yok olabilir ya da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Atalık tohumlar açık tozlaşarak

(open-pollinated) gezegenimizdeki bitki yaşamının çeşitliliğini koruyan çeşitlerdir. Geleneksel ve atalık tohumlarımızın çoğu Avrupa’dan ve yerel halklardan geldi. Tohumlar islah edilmiş mahsüller için genetik materyali korur. (Tohum

(4)

Bankaları bölümüne bakınız)

Julia: Genetik mühendisliği ve tarımla ilgili başka söylemek istediğinizi bir şey var mı?

Ronnie: Tarımda son elli yıl felaket bir deneydi. Ot ilaçları, böcek ilaçları ve genetik mühendislik yolu ile halk sağlığına korkunç zararlar verdik.

Genetik mühendisliği yolu ile gen havuzu bilinmeyen bir şekilde kirletiliyor. Gen havuzunu yok edersek yeni çeşitler üretecek çeşit kalmayacak. Örneğin 1973’te mısır küfü dünyanın mısır mahsülünü ciddi şekilde etkiledi. Daha sonra Meksika’da önemli genetik yapısı ile orijinal mısırı buldular. Şimdi büyük şirketler Meksika’da genetik modifiye mısır yetiştiriyorlar ve eğer bu mısırlar gen havuzunu kirletirse orijinal mısırı kaybederiz.

Ümit verici olan şey ise şu anda dünyada (yaygın olarak*) genetik modifiye mısır yetiştiren yalnızca dört ülkenin bulunması. Maalesef ABD bunlardan biri. Diğerleri Kanada, çin ve Arjantin.

Julia: Ve çözüm…?

Ronnie: Endüstriyel tarımı organik tarımla kıyasladığımızda gerçek tek çözümün organik tarıma yönelmek olduğunu görürüz.

Organik tarım küresel ısınma için olumludur, toprağı güçlendirir ve biyoçeşitliliği destekler. Gitmemiz gereken yön bu. Genetik mühendisliği tarımı ise endüstriyel tarıma bir alternatif olarak asla sunulmamalıydı.

Organik tarımı destekleyerek herkes için daha iyi olan bir geleceğe ilerleyebiliriz. Bu benim büyük dedelerimin – herkesin- yaptığı tarım şekliydi ve son elli yılda kayboldu. Bu ilerleme yavaş yavaş gerçekleşiyor ama bu geleceğin gıda hareketi olacak.Tohum Bankaları ve Atalık TohumlarSteve Peters ile açıktozlaşan (open plollinated) ya da büyük atalık tohum koleksiyonları olan tohum bankaları hakkında konuştuk.

Örneğin Tohum Takasından Peters 150 çeşit atalık tohum yetiştiriyor (Tohum Takasına bknz)Tohumlar altıyüzden fazla çeşit arasından farklı türler ile daha ufak botanik koleksiyon içeren çeşitler arasında farklılık gösteriyor. Botanik koleksiyon temelde çeşite yönelik –yani diğer bir deyişle farklı türlerden ziyade aynı tür içindeki farklı çeşitleri temsil ediyor.

Peters tohum çeşitliliğini desteklemenin iki yöntemi olduğunu söyledi: tohumları kendi doğal ortamında ya da başka bir iklim veya mekânda yetiştirmek. Dayanıklılık, koku ya da tat ve kuvvet gibi tohum nitelikleri bir nesilden diğerine aktarılabilir.

Melez tohumlar büyük şirketlere aittir. "Melez tohumlar aslında sadece şirketin fikri mülkiyeti olduğu için

desteklenir" diyor Peters. "Amaç para. Tohum saklamak çok az kâr güden bir sevgi ve tutku işidir. Allahtan tohum saklama ve tarımın olması gerektiği gibi olması yönünde faaliyet gösteren bir hareket var"

Tohum saklamak, almak ve takas etmek Dünyamızı gelecek nesiller için korumaya yardım eder. Atalık tohumlar ve bitki bilinci ile ilgi şu anki anlayışımız hakkında daha fazla bilgi için Bitkilerin Gizemli Dünyası adlı kitabı da okuyabilirsiniz.

Ronnie Cummings, Organik Tüketiciler Birliğinin ulusal yöneticisidir ve 1960lardan bu yana kamu yararı içi

çalışmaktadır ve sürdürülebilir tarımla ilgili kampanyada yoğun bir şekilde çalışmıştır. Genetik Mühendsiliği Gıdalar: Tüketiciler için Bir Kendini Savunma Rehberi adlı kitabın yazarıdır.

Cummings’e şu e-posta adresinden ulaşılabilir: Ronnie@OrganicConsumers.org ya da 218-226-4155 no lu telefondan doğrudan aranabilir. Daha fazla bilgi için PureFoods.org.

Steve Peters Tohum Takasında tohum toplama ve geliştirme yöneticisidir. Websitesi: SeedsOfChange.com. Peters’a Steve.Peters@effem.com e-posta adresinden ve 505-438-6507 nolu telefondan doğrudan ulaşılabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ana kanal güzergah ı üzerindeki yamaçtan su geliyorsa ve suyun debisi ve ta şı dığı sediment miktarı az, kalitesi sulama suyuna zarar vermeyecek durumda ise bu suyu

Biz de hastanemizde hipofarenks Ca’lı bir hastaya hipofarenks ve servikal özofagus rekonstruksiyonu için pediküllü serbest jejunum otogreft transplantasyonu yaptık ve iskemiden

Bir risk değerlen- dirme raporunun öyle hafife alınacak bir şey olmadığına işaret eden yetki- li, rapor için gereken sürenin, en az istasyonun geliştirilmesi için şimdiye

Sıralı listeler rakam veya harf yada her ikisini içiçe kullanarak liste oluşturmamızı, sırasız listeler rakam/harf yerine madde imleri koyarak liste

Bu derlemede, YDİY ile ilişkili olan ICOS (inducible co-stimulator), TACI (transmembrane activator and calcium-modulator and cyclophilin ligand interactor), CD19,

Bektaş TEPE (Kaynak: Genetik Kavramlar, Klug, Cummings & Reece)... Drosophila’da üç

Bektaş TEPE (Kaynak: Genetik Kavramlar, Klug, Cummings & Reece).. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere

Tüberküloz (Tb) enfeksiyonu, latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBİ) ile aynı kavramı tanımlar; tüberküloz mikrobunun vücut tarafından alındığını gösterir, birlikte