Sadece "yolsuzluk" dosyalarıyla değil, "doğa ve kültür katliamı" na dönüşen "kıyı dolgusu" uygulamalarıyla da yıllardır ülkenin "hukuk ve çevre gündemi" nde bulunan Karadeniz Sahil Yolu, bu kez de "açılış törenleri" yle manşetlerde...
Ne var ki başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, inşaatı "plansız ve projesiz" gerçekleşen yolun yarattığı çevre tahribatını vaktiyle "eleştirerek" siyaset yapan bugünkü yetkililer, şimdi övgüler yağdırıyorlar. O kadar ki, yaklaşık 20 yıldır süren bu "tahribat" ın sadece son 2 yılını yöneten Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak bile yakın geçmişteki "Trabzonlu" kimliğiyle dile getirdiği kaygılarını unutarak şunları söylüyor; "Aynı zamanda bölgenin arazi yapısı ve yol yapım maliyetlerinin elverdiği ölçüde doğal ve tarihi dokunun da korunmasına özen gösterilmiştir..."
Oysa bugün aynı yol katliamından kurtarılabilen ne kadar çevre ve kültür zenginliği varsa, hemen tümü "Bakanlık çabası" yla değil; yöre halkının ve duyarlı kuruluşların özverili mücadelesiyle gerçekleşebildi.
Örneğin, hiç değilse kimi tarihi yerleşme dokularının ve kıyı kültürüyle bütünleşmiş doğal alanların elde kalabilmesi için alınan "SİT kararları" na da aynı Bakanlık iptal davası bile açmış; hatta bu kararları alan Trabzon Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cengiz Eruzun görevinden uzaklaştırılmıştı.
Aynı siyasal tutum, yüzlerce km'lik kıyı dolgusunun yapılabilmesi için ünlü Fırtına Deresi dahil çok sayıdaki Karadeniz vadisini paramparça eden "taş ocakları" na karşı direnen bürokratlara da gösterildi. Kıyı yolu bir yandan deniz kenarlarını yok edip, bir yandan da malzeme uğruna "vadilerin yeşili" ni gözden çıkartırken, buna engel olmak isteyen kimi kamu görevlileri ülkenin başka bölgelerine sürüldüler...
Bu direnişi toplumsal bir muhalefete dönüştüren ve kıyı yolu tahribatını kendi bölgelerinde önlemek için örnek bir kentli duyarlılığı sergileyen Ordu ili ve diğer bazı kasabalar ise yararlanmaları gereken devlet yatırımları askıya alınarak adeta cezalandırıldılar...
_imdi Bakan Özak'ın, bütün bunları unutarak, "koruduk" diyebildiği tarih ve doğanın "gerçek savunucular" ını da açılış törenine çağırıp "teşekkür" etmesi gerekmiyor mu?..
İşte, hukuka, çevre hakkına ve Karadeniz'in doğasıyla kültürüne böylesine saygısızca gerçekleştirilen; bilim çevrelerinin yıllardır açıkladıkları "alternatif ulaşım projeleri" nin dikkate bile alınmadığı; çünkü kıyı dolgusu şeklindeki "denetlenemeyen inşaat türü" nün yarattığı "ölçüsüz kazanç" sağlama uğruna yapımında inat edilen; böylece başlangıçta 800 milyon dolar hesaplanan yapım bedelinin 4.200 milyar dolara tırmandığı ve bu paraya ait birçok ödemenin de yine mahkemelik dosyalarla gerçekleştiği; çok yönlü bir "yolsuzluklar yolu" , artık
Karadenizlilerin hizmetinde... Hayırlı olsun...
Oktay EKİNCİ Cumhuriyet 8.4.2007