KONU 9
Halkla İlişkiler Okuryazarı Olabilmek
Mükemmellik Teorisine Eleştirel Bakış
Halkla İlişkiler Okuryazarı Olabilmek
«Halkla ilişkiler medyanın birincil kaynağı haline gelmesi, iletilerin büyük bir bölümünün bu güçlü haber kaynağı tarafından tasarlanmasına neden olmaktadır.»
-Medyanın tecimsel kaygısı -İletişimdeki güç dengesi
iletilerin gerçek amaçları?
sorgulamak?
Halkla ilişkiler okuryazarı olmak!
kurumların amaçları üzerine yapılan
uygulamalar
Ivy Lee, 1906, bildiri
«Halkla ilişkiler anlayışında Ivy Lee’nin altını çizdiği bilgilendirme yaklaşımı, yani bir başka deyişle halkla ilişkiler alanında mslek ahlakı ilkelerinin atası olarak kabul edilebilecek olan ‘doğru ve eksiksiz bilgi’
temelli bildirisi, aslında ilk önce kendisi tarafından ihlale uğratılmıştır.»
Colorado Grevi
Zehirli Sarmaşık lakabı
«Çoğu zaman haber kaynağı olan ve (?) halkla ilişkiler tarafından tasarlanan iletiler, medyanın itibarının da arkasına gizlenerek, asıl gerçekle yaratılan gerçek arasındaki boşluk büyümüş,
böylece tasarlanan iletilerle» algı değiştirilmiştir.
Rockefeller cimri ihtiyar hayırsever yaşlı (Ivy Lee)
Edward Bernays (ikna kuramları ve araştırma
yöntemleri)
«Medya okuryazarlığı, iletilerin amaliz edilmesi, değerlendirilmesi ile yaratılması sürecini
içermektedir. Yani okuryazarlık, sorgulama temelli bir yaklaşım olup; insanların izledikleri, duydukları ve okudukları hakkında soru sormak konusunda yüreklendirmektedir.»
«Halkla ilişkiler okuryazarlığı ise, iletilerin gerçek amaçlarını okuyabilmek boyutuyla hedef kitleyi ilgilendirirken, iletilerin kim tarafından, hangi
amaçla, kime yönelik olarak tasarlandığını anlamaya ve güvenilirlik düzeyini doğru değerlendirmeye
zemin hazırlar.»
«Hedef kitlenin 5 temel sorusu
1. İleti kim tarafınsan tasarlanmış?
2. Etkili iletişim için hangi yaratıcı teknikler kullanılmış?
3. İleti farklı hedef kitleler tarafından nasıl yorumlanır?
4. Bakış açısı, yaşam biçimi ve hakim değerler nelerdir?
5. İletinin amacı nedir?»
«İletiyi tasarlama aşamasında 5 temel soru 1. Verilmek istenen mesaj nedir?
2. İleti tasarımında yaratıcılık ve teknolojinin gücünden yararlanılıyor mu?
3. İleti, hedef kitleye uygun olarak tasarlanmış mı?
4. İletide bakış açısı ve istenen değerler açık biçimde vurgulanıyor mu?
5. Amaç etkili biçimde tasarlanıyor mu?»
Halkla İlişkilerde Mükemmellik Teorisinin Türkiye Ekseninde Eleştirel Değerlendirmesi ve Öneriler 1990’lı yıllar Mükemmellik Teorisi
«Uluslararası İş İletişimcileri Derneği’nin (IABC)
desteğiyle ABD’de, Kanada’da ve İngiltere’de 1985’te başlatılan ampirik araştırmaların sonucu»
?? «kurumsal hedeflere ulaşılmasında halkla ilişkiler nasıl ve neden etkilidir?»
Araştırmanın iki temel sorusu
1. «Halkla ilişkiler bir kurumu nasıl daha etkili yapar ve bunun ekonomik olarak kuruma katma değeri nedir?»
2. «Bir kurumu etkili yapan mükemmel halkla ilişkiler ve
iletişim yönetiminin karakteristik özellikleri nelerdir?
«Mükemmellik teorisi normatif özelliktedir, yani bir halkla ilişkiler biriminin nasıl yapılanması ve nasıl çalışması
gerektiğinin kurallarını belirlemiştir.»
«Bir kurumun gerçekten etkili olabilmesi için» sahip olması gereken özellikler:
*iletişim değeri
*stratejik kurumsal işlevlere katkı
*yönetim rolü
*halkla ilişkilerin iki yönlü simetrik modeli
*ideal modeli uygulayacak potansiyel
*pozitif bir enerji olarak eylemcilik
*kurum kültürü ve örgütsel yapı
*bir güç olarak farklılık»
Teorinin küresel anlamda geçerli olması için
Slovenya’da 1998 yılında test araştırması yapılmıştır.
Dikkate alınması gereken 6 bağlamsal koşul 1. «Kültür ve dil
2. Siyasi sistem
3. Ekonomik sistem 4. Medya sistemi
5. Ekonomik gelişim düzeyi
6. Eylemcilik (aktivizm) derecesi ve doğası»
Eleştiriler; sorular?
*Kurumların mükemmel işler başarmasının, mükemmel halkla ilişkiler sistemine bağlı olduğunu öne sürmek ne kadar isabetli ve inandırıcıdır?
*Mükemmel kavramından ne kastedilmektedir?
*Kusursuzluk, ‘dört dörtlük olma’ iş hayatında gerçekten mümkün müdür?
*Halkla ilişkiler biriminin adını ‘kurumsal iletişim’
olarak değiştirerek ya da iyi eğitimli, uzman kişileri bu mevkilere atayarak ülkemizde kurumlarda halkla
ilişkiler ihtiyaçlarının giderileceğini ve kurumsal etkinliğin sağlanacağını savunmak ne kadar
gerçekçidir?»
Eleştirel çalışmalar:
Egemen halkla ilişkiler paradigmasını eleştiren yaklaşımlarda,
normatif yaklaşımlardan farklı bir yol izlenmiştir. «Daha önce ihmal edilen toplumsal cinsiyet, ırk, kültür, sömürgecilik, eşitsizlik gibi»
konular ele alınmıştır. Bu konular ilk defa araştırılmasa da sıklığı
artmıştır. Bu tür eleştirel çalışmalarda «homojenlik olmasa da hepsi Grunig paradigmasını eleştirme konusunda birleşmektedirler.»
«Halkla ilişkilerde bir dönüşüm yaşandığını ya da yaşanması
gerektiğini savunan yazarlar, mükemmellik modelinin halkla ilişkiler araştırmalarının gelişmesini engellediğini söylemektedirler. Bu
teorinin örgütsel ve yönetsel çıkarlar tarafından yönlendirilmesi ve tek odak noktasının örgüt olması nedeniyle örgütlerin içinde
faaliyet gösterdikleri toplumsal dünyanın dışlanması eğilimi
yarattığını belirtmektedirler. Bu durumun, halkla ilişkilerin bir bütün olarak değerlendirilmesini engellediği görülmektedir.» (Artan
Özoran, 2018: 106-107)