Derleme
Review
Rozase Etyopatogenezi ve Yeni S›n›flamas›
The Etiopathogenesis and the New Classification System of Rosacea
Özgür Bakar, Zeynep Demirçay*
Ac›badem Kozyata¤› Hastanesi Hastanesi Dermatoloji Bölümü, ‹stanbul *Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye
77
Rozase, yüzde oluflturdu¤u kozmetik sorun ile hastalar›n psikolojik ve sosyal hayat›n› etkileyebilen, özgüven kay-b›na neden olabilen süregen, yineleyici bir hastal›kt›r1.
Literatürde rozase prevalans›, bir ‹sveç çal›flmas› verileri-ne göre %10 olarak bildirilmektedir2. Ancak Türkiye’ye
ait bir epidemiyolojik çal›flma yoktur. Amerikan Ulusal Rozase Toplulu¤u’nun verilerine göre 2004 y›l› için, Amerika Birleflik Devletleri’nde 14 milyon rozase hastas› bulunmaktad›r3. S›kl›kla aç›k tenli kiflilerde
gözlenmesi-ne karfl›n tüm deri tiplerinde gözlegözlenmesi-nebilir. Kad›nlarda, erkeklerden 2-3 kat daha fazla görülür2. Yirmili
yafllar-dan sonra görülür, 30 ve 40’l› yafllarda görülme s›kl›¤› te-pe noktas›na ulafl›r. Genellikle erkeklerde, kad›nlara oranla daha fliddetli seyreder4. Nadir de olsa çocukluk
ça-¤›nda ortaya ç›kabilir5. Rozasede ailesel yatk›nl›k
bildiril-mifltir. Hastalar›n aile bireylerinde rozase görülme s›kl›¤› %30-40 aras›ndad›r6.
Etyoloji ve Patogenez
Etyopatogenezi tam olarak bilinmemektedir. Liiteratür-de, de¤iflik etmenler suçlanm›flt›r7:
1. Genetik yatk›nl›k 2. ‹nfeksiyöz etkenler 3. K›l ünitesi bozukluklar› 4. Çevresel etmenler
5. Günefl hasar› ve ba¤ dokusu hasarlanmas› 6. Psikojenik etmenler
7. Vazomotor sürersizlik
8. ‹mmünolojik mekanizmalar ve medyatörler
1. Genetik predispozisyon
Hastal›¤›n özellikle aç›k tenli, Kuzey Avrupa kökenli kifli-lerde saptanmas› ve aile yatk›nl›¤›n›n olmas› nedeniyle genetik etmenler üzerinde durulmufl, fakat henüz bu konuda herhangi bir HLA antijen efllikteli¤i
bildirilme-Y
Yaazz››flflmmaa AAddrreessii:: Dr. Özgür Bakar, Ac›badem Kozyata¤› Hastanesi, ‹nönü Cad. Okur Sok. No:20 34742 Kozyata¤›-‹stanbul, Türkiye Gsm: 0532 317 03 51 E-mail: obakar@asg.com.tr - ozgurtimurkaynak@hotmail.com AAll››nndd››¤¤›› ttaarriihh:: 19.10.2004 KKaabbuull ttaarriihhii:: 16.03.2005
Özet
Rozase; süregen, yineleyici, inflamatuvar bir deri hastal›¤›d›r. S›kl›kla yüzün orta k›sm›nda gözlenen geçici veya kal›c› eritem, telanjiektaziler, papül ve püstüllerle karakterizedir. Günümüzde, rozase etyopatogenezi ile ilgili de¤iflik varsay›mlar ileri sürülmesine ra¤men, hastal›¤›n kesin nedeni hala bilinmemektedir. Psikojenik, ›rksal, infeksiyöz, immünolojik ve vasküler pek çok neden üzerinde durulmufltur. Yak›n zamanda, Amerikan Ulusal Rozase Toplulu¤u taraf›ndan oluflturulan bir uzman komite, rozasede yeni bir s›n›fland›rma sistemi oluflturmufltur. Komiteye göre; eritematotelenjiektatik, papülopüstüler, fimatöz ve oküler olmak üzere, 4 farkl› rozase alt grubu tan›mlanm›flt›r. Bu yay›nda, rozase etyopatogenezi ile ilgili güncel varsay›mlar ve bu yeni s›n›fland›rma sistemi sunulmufltur. (Turkderm 2007; 41: 77-80)
Anahtar Kelimeler: Rozase, patogenez, alt tipler
Summary
Rosacea is a chronic, recurrent and an inflammatory disorder of the skin. It is most often characterized by transient or per-sistent central facial erythema, telangiectases, and often papules and pustules. Although several hypotheses have been doc-umented on the etiopathogenesis of rosacea, the exact cause still remains unknown. Psychogenic, racial, infectious, immunological and vascular theories have been proposed. Recently, a new classification system of rosacea is reported by an expert committe assembled by The National American Rosacea Society. According to this committee, 4 subtypes of rosacea including erythematotelangiectatic, papulopustular, phymatous, and ocular are defined. Current pathogenic theories on rosacea and this new classification system is reviewed in this manuscript. (Turkderm 2007; 41: 77-80)
Key Words: Rosacea, pathogenesis, subtypes
mifltir8. Rozasede moleküler hastal›k belirteçleri ve gen
ekspres-yon profilleri üzerine çal›flmalar yürütülmektedir3.
2.‹nfeksiyöz etkenler
Infeksiyöz etkenlerdan özellikle üzerinde durulanlar, Helikobak-ter pilori (H.pylori), Demodeks follikulorum (D. folliculorum) ve Demodeks brevis’ tir (D. brevis)9-20.
D
DEEMMOODDEEKKSS:: Sa¤l›kl› kiflilerde de s›k olarak görülen demodeksin rozase etyopatogenezindeki rolü tart›flmal›d›r. Çal›flmalarda farkl› örnekleme yöntemleri kullan›ld›¤› için de¤iflik sonuçlar el-de edilmifltir. Demoel-deks akarlar›n›n, kültürlerel-de üretilememesi, histopatolojik kesitlerde zor saptanmas› patogenezdeki rollerini aç›klamada k›s›tlay›c› di¤er etmenlerdir. Baz› çal›flmalarda, roza-se hastalar›n›n k›l folliküllerinde, sa¤l›kl› kontrollere oranla da-ha fazla say›da D. follikulorum türleri saptanm›flt›r11. Demodeks
infestasyonunun, k›l follikül duvar›n› parçalayarak, hücre arac›-l›kl› immün yan›t›n uyar›lmas›na ve inflamatuvar lezyonlar›n or-taya ç›kmas›na neden oldu¤u ileri sürülmüfltür9-16. Rozase
tedavi-sinde kullan›lmakta olan metronidazol, tetrasiklin, sülfür gibi ilaçlar›n derideki demodeks akarlar›n›n miktar›n› azaltarak etki-li olduklar› düflünülebietki-lir. Ancak yap›lan çal›flmalarda, tüm bu te-davilerin akarlar›n say›s›n› azaltmadan da etkili olabilecekleri gösterilmifltir17. Yak›n zamanda, demodeksin kendisinden çok
üzerinde tafl›d›¤› simbiyotik bakterilerin rozase gelifliminde so-rumlu olabilece¤i ileri sürülmüfltür18.
H
HEELL‹‹KKOOBBAAKKTTEERR:: H.pilori ile ilgili çeliflkili yay›nlar bulunmakta-d›r19-30. Kontrol grubunun bulunmad›¤› bir çal›flmada, rozase
has-talar›n›n gastrik mukozalar›nda H.pilori pozitifli¤i %84 ve dola-flan anti-H.pilori antikor pozitifli¤i %80 olarak saptanm›flt›r. Bu oranlar genel populasyondaki prevelanstan yüksek bulunmufl-tur19. Bu araflt›rmac›lar, H.pilori’nin rozasedeki rolünün, gastrin
gibi vazoaktif gastrointestinal peptidlerin, histamin, prostaglan-din ve lökotrien gibi sitokinlerin sal›n›m›na neden olarak veya di-rek vazodilatasyon yapan bakteriyel toksinler salarak oldu¤unu ileri sürmektedir19-20. Ancak farkl› çal›flmalarda, rozase
hastalar›n-da H.pilori seropozitifli¤inin, genel toplumhastalar›n-dan yüksek olmad›¤›, hatta endoskopik biyopsilerde H.pilori prevelans›n›n rozase d›fl› hastalara göre fark göstermedi¤i bildirilmifltir21. Sonuç olarak
H.pilori, hem rozase hastlar›nda hem de toplumda s›k görülebi-len bir mikroorganizmad›r. Bu bakterinin tedavisinde kullan›lan ilaçlar, her ne kadar rozasede de etkili olsa da, H. pilori’nin roza-se patogenezindeki rolünü tam olarak kan›tlanamamaktad›r.
3. K›l ünitesi bozukluklar›
Rozasenin, yüzde özellikle k›l-ya¤ bezi ünitesinin yo¤un oldu¤u alanlar olan yüzün orta k›sm›n› ve göz kapaklar›n› tutmas›, fima-töz de¤iflikliklerle seyredebilmesi, histopatolojik özellikleri ve k›l ünitesinde yerleflim gösteren demodeks akarlar›n›n varl›¤›, roza-se etyopatogenezinde k›l-ya¤ bezi ünitesinin önemine dikkat çekmektedir31,32. Bu konudaki veriler flu flekilde özetlenebilir:
Özellikle papülopüstüler rozase yüzde ve daha nadiren de göv-dede ya¤ bezlerinin yo¤un oldu¤u alanlar› etkilemektedir32.
Al›-nan biyopsilerde fakl› histopatolojik özellikler gözlenebilse de, inflamasyonun perifolliküler a¤›rl›kl› oldu¤u görülmektedir32.
Di¤er farkl› bir rozase alt tipi olan fimatöz rozasede de yine k›l-ya¤ ünitesi eleman› olan k›l-ya¤ bezlerinde hiperplazi gözlenmek-tedir. Oküler rozase ise, s›kl›kla göz yafl› anomalileri ile seyret-mektedir ki, bu da genellikle göz kapaklar›ndaki, yüzdeki ya¤ bezlerinin eflde¤eri olan zeis ve meibomian bezlerinin etkilen-mesi sonucu oluflmaktad›r32. Uzun y›llard›r üzerinde durulan
de-modeks akarlar› yine k›l ünitesine yerleflim gösteren mikroorga-nizmalard›r32.
4.Çevresel etmenler
Rozase hastal›¤›n›n çevresel etmenler ile tetiklendi¤i bilinmekte-dir. Amerikan Ulusal Rozase Toplulu¤u’nun 1066 rozase hastas› üzerinde yapt›¤› anket sonuçlar›na göre hastal›¤› tetikledi¤i dü-flünülen etmenler s›kl›k s›ras›na göre: %81 günefl, %79 stres, %75 s›cak hava, %57 rüzgar, %56 egzersiz, %52 alkol, %51 s›cak ban-yo, %46 so¤uk hava, %45 baharatl› yiyecekler, %44 nem, %41 kozmetik ürünler ve %36 s›cak içecekler olarak bulunmufltur33.
5.Günefl hasar› ve ba¤ dokusu hasarlanmas›
Hastal›¤›n daha çok aç›k tenli ve aç›k renk gözlü kiflilerde gözlen-mesi ve hastal›k ataklar›n›n s›kl›kla ilkbahar aylar›nda olmas›, so-lar radyasyonun patogenezde rolü oldu¤unu düflündürmektedir. Günefl hasara ba¤l› olan elastin dejenerasyonunun rozasedeki lenfatik damarlardaki destek yap›y› bozdu¤u düflünülmektedir34.
Böylelikle metabolik art›klar›n ve medyatörlerin deride göllen-mesi söz konusudur. Rozaseli hastalar›n deri biyopsilerinde, papil-ler dermis ve bazal tabakada anti-DNA ve anti-kollagen tip 4 im-münoglobülin birikimi gösterilmifltir34. Bu birikimin dermal ba¤
dokusu hasar›n›n göstergesi oldu¤u ve bu nedenle rozase etyolo-jisinde günefl hasar›n›n rol oynayabilece¤i düflünülmüfltür. Buna karfl›l›k, bir epidemiyolojik çal›flmada sadece %17-31 rozase has-tas›n›n günefl ›fl›¤› ile semptomlar›nda fliddetlenme bildirilmifltir2.
6.Psikojenik etmenler
Stres, rozase hastal›¤›n› tetikleyen etmenler aras›nda %79’luk bir oranla, ikinci en s›k rozase tetikleyicisidir33. Rozase
hastalar›n-da aral›kl› olarak gözlenen k›zar›kl›k ataklar›n›n, duygusal tetik-leyici etmenlerden etkilendi¤i düflünülmektedir33.
7.Vazomotor sürersizlik
Günümüzde rozase patogenezinde en yayg›n kabul gören görüfl, vazomotor sürersizlikdir. Baz› araflt›rmac›lar k›zarma ataklar›n›n (flushing) tek bafl›na rozase patogenezinde rol oynad›¤›n› düflün-mektedir. Bu konudaki kan›tlar› Wilkin flöyle özetlemifltir35, 36:
•Kontrollere göre rozase hastalar›nda daha s›k k›zarma atakla-r› gözlenir.
•Rozasede gözlenen tüm bulgular (rinofima dahil olmak üze-re), karakteristik özellikleri k›zarma ataklar› olan karsinoid send-rom ve baz› mastositoz formlar› taraf›ndan taklit edilebilir.
•Rozase, kad›nlarda postmenopozal k›zarma ataklar›n›n baflla-mas›ndan sonra daha s›k gözlenir.
•K›zarma ataklar›n›n derecesi, göz tutulumu fliddeti ile iliflkilidir.
•Rozasenin seyrinde ilk gözlenen bozukluk, k›zarma ataklar›d›r. Baflka çal›flmac›lar da, vasküler etmenlerin patogenezdeki rolle-rini migren ve rozase iliflkisine dayand›rarak göstermifllerdir37-39.
Rozase hastalar›nda, daha s›k migren ataklar› gözlenmekte-dir2,37. Ancak, migren tedavisinde kullan›lan nadolol, klonidin
gi-bi etkenler›n rozasedeki k›zar›kl›k ataklar›nda etkisiz oldu¤unu gösteren çal›flmalar da vard›r40,41.
Rozase hastalar›n›n yüz damarlar›n›n yap›s› ultrasonografik ola-rak incelendi¤inde ise, bu bölgeyi direne eden damarlarda t›ka-y›c› bir anatomik bozukluk olmad›¤› görülmüfltür9. Ancak,
k›zar-ma ataklar›n›n gözlendi¤i yüz alanlar›nda, yüzeyel dak›zar-mar a¤›-n›n kan hacminin ve damar yo¤unlu¤unun di¤er bölgelere oranla fazla oldu¤u saptanm›flt›r9.
Farkl› bir çal›flmada rozase hastalar›nda, santral sinir sisteminin hipertermiye verdi¤i fizyolojik yan›t›n bozuk oldu¤u görülmüfl ve k›zar›kl›k ataklar›ndan bu bozukluk sorumlu tutulmufltur42.
Hastal›¤›n bafllang›c›nda gözlenen bu k›zarma ataklar›n›n, da-mar d›fl›na s›v› ve protein kaç›fl›na, bunun da dermal ödeme ve düflük dereceli bir dermal inflamasyona neden oldu¤u ileri sü-rülmüfltür36.
Bakar ve ark.
Rozase Etyopatogenezi ve Yeni S›n›flamas›
Türkderm 2007; 41: 77-80
78
8.‹mmün mekanizmalar ve medyatörler
Rozase patogenezinde, hem hümoral hem de hücresel immüni-te ile ilgili bozukluklar tan›mlanm›flt›r. Rozase hastalar›n›n deri biyopsilerinde gözlenen lenfositik infiltrasyonun %90’dan fazla-s›n› CD4+ yard›mc› T hücreleri oluflturmaktad›r6,16. Ayr›ca, rozase
hastalar›nda gözlenen dinitroklorobenzen ile sensitizasyon güç-lü¤ü hücresel immünitedeki bozuklu¤un bir baflka iflaretidir34,43.
Çal›flmalarda, farkl› medyatörlerin rozase etyopatogenezindeki rolleri üzerinde durulmaktad›r. Endorfin, enkefalin, substans P ve anjiogenez ile ilgili vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) ve endogelin, bu medyatörler aras›nda say›labilir44-46.
Rozasede gözlenen kal›c› ödemde, inflamatuvar dokuda gözle-nen proteaz ve nötrofil elastazlar›n rolü oldu¤u düflünülmekte-dir. Bu enzimler yoluyla lenfatik damarlara destek sa¤layan elas-tin ve kollajen tip 4 gibi yap›lar hasarlanabilmektedir47.
Yak›n zamanda, reaktif oksijen metabolitlerinin rozase patoge-nezinde rollerini araflt›ran bir çal›flma raporlanm›flt›r48. Öztafl ve
ark. taraf›ndan yay›nlanan bu çal›flmada, fliddetli rozase hastala-r›nda, lipid peroksidasyonunun yani oksidatif hasar›n bir göster-gesi olan MDA (malondialdehit) düzeylerinde yükseklik ve bir antioksidan olan SOD (Süperoksit dismutaz) düzeylerinde bir düflüklük göstermifllerdir48. Yak›n zamanda taraf›m›zdan
yürütü-len baflka bir çal›flmada da, 17 papülopüstüler rozase hastas›n›n tedavi öncesinde al›nan deri biyopsilerinde, sa¤l›kl› kontrollere göre reaktif oksijen metabolitleri olan süperoksit, hidroksil, hid-rojen peroksit, hipoklorit ve hidroperoksil radikallerinin anlaml› düzeyde daha yüksek oldu¤u saptan›rken , tedavi sonras› bu de-¤erlerin tedavi öncesi dede-¤erlerine göre anlaml› bir düflüfl göster-di¤i görülmüfltür49. Ayr›ca farkl› çal›flmalarda rozase tedavisinde
kullan›lmakta olan metronidazolün ve retinoik asitin etkinli¤i-nin antioksidan özelli¤i üzerinden oldu¤u belirtilmifltir50-54. Bu
ça-l›flmalar›n sonuçlar› rozasede antioksidan savunma sisteminde bir bozukluk oldu¤unu düflündürmektedir. Ancak elde edilen bu verilerin rozasede gözlenen inflamatuvar sürecin bir bafllan-g›c› m›? Yoksa sonucu mu oldu¤u henüz aç›kl›¤a kavuflmam›flt›r. Fakat rozase patogenezinde inflamasyonun belirgin bir rol oy-nad›¤› ço¤u araflt›rmac› taraf›ndan ortak kabul edilen bir görüfl-tür. Bu inflamasyonun etkileriyle reaktif oksijen metabolitlerinin sal›n›m›n›n gözlendi¤i ve bunun da rozase patogenezinde belir-gin bir rol üstlenebilece¤i düflünülmektedir55.
Klinik Bulgular ve Tan›
Rozase en s›k yüz bölgesini, nadiren saçl› deri, kulak arkalar›, boyun, gö¤üs v-bölgesi, s›rt ve ekstremiteler gibi yüz d›fl› böl-geleri tutar. K›zar›kl›k ataklar›, telanjiektaziler, inflamatuvar lezyonlar ve nadiren fimatöz lezyonlarla karakterizedir56-57.
fiubat 2002’de Amerikan Ulusal Rozase Toplulu¤u taraf›ndan
oluflturulan bir komite, rozasede yeni bir standart s›n›fland›r-ma sistemi oluflturmufltur. Komite yeni tan› kriterleri, hastal›-¤›n alt gruplar› ve farkl› tipleri tan›mlam›flt›r58. Komiteye
gö-re, hastal›k için tan›mlanan birincil özelliklerden (kal›c› eri-tem, papül ve püstüller, telanjiektazi) bir veya daha fazlas›-n›n, yüzün orta k›sm›nda gözlenmesi, rozase için bir göster-gedir. Tan›mlanan ikincil özellikler (yanma, batma hissi, k›za-r›k plaklar, kuruluk, ödem, göz bulgular›, yüz d›fl› bölgelerin tutulmas›, fimatöz lezyonlar) rozasede tek bafl›na bulunabile-ce¤i gibi birincil özelliklerin bir veya birkaç tanesine efllik edebilir.
Rozasede dört farkl› alt grup tan›mlanm›flt›r (Tablo 1)58.
Bu yeni s›n›flama sisteminde vurgulanmak istenen 2 önemli nok-ta vard›r. Her bir alt grup kendi içerisinde farkl› fliddette seyrede-bilece¤i gibi alt gruplar aras›nda birbirine geçifl görülebilmekle birlikte bu geçifl bir zorunluluk de¤ildir.
Komitenin tan›mlad›¤› tek farkl› tip, granülomatöz rozasedir. Rozase fulminans (piyoderma fasiyale), steroid sonras› gözlenen akneiform döküntü ve perioral dermatit, rozase d›fl› hastal›klar olarak kabul edilmifltir58.
Yak›n zamanda yay›nlanm›fl bir baflka derlemede de glandüler rozase teriminden bahsedilmifltir. Bahsedilen bu dört alt grup-tan farkl› bir fenotip olarak gözlenenen, s›kl›kla kal›n ve ya¤l› bir deri tipine sahip erkeklerde ödemli papüllerin büyük püstül ve nodülokistik lezyonlar›n görülebildi¤i ve öyküde s›kl›kla adöle-san akne ve tipik skarlar›n görüldü¤ü bir farkl› tip olarak sunul-mufltur. Papülopüstüler ve eritematotelenjiektatik rozasede gözlenen yanma ve batma hislerinin bu tipte genelde görülme-di¤i vurgulanm›flt›r59. Yine bu derlemede eritematotelenjiektatik
rozasede yüz d›fl› alanlar olan kulaklar, gö¤üsün üst k›sm›, saçl› deri gibi kronik günefl hasar›na maruz bölgelerde de maküler bir k›zar›kl›¤›n görülebilece¤i; ayr›ca gö¤üs ortas›nda, saçl› deri-de, boyun ve nadiren de ekstremitelerde akneiform lezyonlar›n görülebile¤i vurgulanm›flt›r. Bu bulgular›n da rozasenin yüz d›fl› tutulum alanlar› olarak kabul edilebilece¤i belirtilmifltir59.
Sonuç
Rozase patofizyolojisi günümüzde hala ayd›nlanm›fl de¤ildir. Hastal›¤›n papül ve püstüllerden oluflmas›, folliküler bir patoloji olmas› yönünde ip uçlar› vermektedir. Bu konuda ileri araflt›rma-lara ihtiyaç vard›r. Bu aç›dan yeni araflt›rmalarda, P. aknes üzerin-de yo¤unlafl›labilir. Yeni genetik çal›flmalar, hangi genetik fak-törlerin ne nedenle rozase geliflimine katk›da bulundu¤unu aç›kl›¤a kavuflturacakt›r. Vasküler homeostaz ve ba¤ dokusu ha-sar› aras›ndaki iliflkinin ayd›nlanmas› yine ileri çal›flmalar ile ola-cakt›r. Çal›flmaya aç›k di¤er bir bafll›klar da, inflamatuvar sitokin-lerin ve reaktif oksijen metabolitsitokin-lerinin rozasedeki rolleridir.
Bakar ve ark. Rozase Etyopatogenezi ve Yeni S›n›flamas› Türkderm
2007; 41: 77-80
79
www.turkderm.org.tr
Tablo 1. Rozase alt gruplar›58
A
Alltt ggrruupp ÖÖzzeelllliikklleerr
Birinci alt grup: K›zar›kl›k ataklar›, yüzün orta k›sm›nda eritem. Telanjiektazi, yanma, batma, kuruluk, deskuamasyon ((EErriitteemmaattootteellaannjjiieekkttaattiikk)) gözlenebilir.
‹kinci alt grup: Yüzün orta k›sm›nda kal›c› ödem, papül ve püstüller. Telanjiektazi efllik edebilir. ((PPaappüüllooppüüssttüülleerr))
Üçüncü alt grup: Deride kal›nlaflma, kabalaflma, doku hiperplazisi, nodüller. ((FFiimmaattöözz))
Dördüncü alt grup: Gözde yanma, batma, kuruluk, yabanc› cisim hissi, fotosensitivite. Konjunktivada telanjiektazi olabilir. ((OOkküülleerr))
Rozase tan›s›nda günümüzde herhangi bir laboratuvar testi ol-mad›¤›ndan, Amerikan Ulusal Rozase Toplulu¤u taraf›ndan oluflturulan bu yeni rozase s›n›flamas›n›n, tan›da yard›mc› olaca-¤› düflünülmektedir. Ayr›ca böyle bir s›n›flama, rozase çal›flmala-r›nda ortak bir dil oluflturaca¤›ndan, çal›flmalar›n yorumlanmas›-n› kolaylaflt›racakt›r. Bu do¤rultuda, rozase tedavisinin bu farkl› alt tipler göz önüne al›narak yap›lmas› yine önerilen yeni bir noktad›r.
Kaynaklar
1. Cohen AF, Tiemstra JD: Diagnosis and treatment of rosacea. J Am Board Fam Pract 2002;5:214-217.
2. Berg M, Liden S: An epidemiological study of rosacea. Acta Derm Venereol 1989;69:419-423.
3. Drake L: Research grants awarded to study causes of little-known disorder. Rosacea Review, Winter 2004. (http://www.rosacea. org/rr/2004/winter/article_1.html)
4. Braun-Falco O, Plewig G, Wolff HH, Burgdorf WHC: Dermatology. 2. Bask›. Berlin, Springer-Verlag, 2000; 1071-1075.
5. Drolet B. Paller AS: Childhood rosacea. Pediatr Dermatol 1992;9:22-26.
6. Jansen T: Genetic factors in rosacea: 10th Congress of the EADV, Munich, Germany, October 10-14, 2001 (JEADV 2001;15 (Suppl.2):48.).
7. Katz AM: Rosacea: epidemiology and pathogenesis. J Cutan Med Surg 1998;2(Suppl. 4):4-8.
8. Litt JA: Rosacea: how to recognize and treat an age-related skin di-sease. Geriatrics 1997;52:39-47.
9. Erbagci Z, Ozgoztasi O: The significance of Demodex folliculorum density in rosacea. Int J Dermatol 1998;37:421-425.
10. Silbenge S, Gawkrodger DJ: Rosacea: a study of clinical patterns, blood flow, and the role of Demodex folliculorum. J Am Acad Der-matol 1992;26:590-593.
11. Skrlin J, Richter B, Basta-Juzbaisic A, et al: Demodicidosis and rosa-cea. Lancet 1991;337:734.
12. Forton F, Seys B: Density of Demodex folliculorum in rosacea: a ca-se-control study using standardized skin-surface biopsy. Br J Derma-tol 1993;128: 650-659.
13. Diaz-Perez JL: Demodex mites in rosacea. J Am Acad Dermatol 1994;30:813.
14. Bonnar E, Eustace P, Powell FC: The Demodex mite population in rosacea. J Am Acad Dermatol 1993;28:443-448.
15. Hoekzema R, Hulsebosch HJ, Bos JD: Demodicidosis or rosacea: what did we treat ? Br J Dermatol 1995;133:294-299.
16. Rufli T, Büchner SA: T-cell subsets in acne rosacea lesions and the possible role of Demodex folliculorum. Dermatologica 1984;169:1-5.
17. Robinson TWE: Demodex folliculorum and rosacea: a clinical and histological study. Arch Dermatol 1965; 92: 542-544.
18. Drake L: New research grants awarded to advance knowledge of rosacea. Rosacea Review, Winter 2003. (http://www.rosacea. org/rr/2003/winter/article_1.html)
19. Rebora A, Drago F, Parodi A: May Helicobacter pylori be important for dermatologists ? Dermatology 1995;191:6-8.
20. Rebora A, Drago F: Reply: acne rosacea and Helicobacter pylori bet-rothed. Int J Dermatol 1996;35:302-303.
21. Schneider MA, Skinner RB, Rosenberg EW, et al: Serologic determi-nation of Helicobacter pylori in rosacea patients and controls. Clin Res 1992;40:831.
22. Kolibasova K, Tothova I, Baumgartner J, et al: Eradication of Heli-cobacter pylori as the only successful treatment in rosacea. Arch Dermatol 1996;132:1393.
23. Utas S, Ozbak›r O, Turasan A, Utas C: Helicobacter pylori eradicati-on treatment reduces severity of rosacea. J Am Acad Dermatol 1999; 40:433-4335.
24. Sharma VK, Lynn A, Kaminski M, et al: A study of the prevalence of Helicobacter pylori infection and other markers of upper gastroin-testinal tract disease in patients with rosacea. Am J Gastroenterol 1998; 93: 220-222.
25. Jones mp, Knable Al Jr, White MJ, et al: Helicobacter pylori in rosa-cea: lack of an association. Arch Dermatol 1998; 134: 511. 26. Bamford JTM, Tilden RL, Blankush JL, et al: Effect of treatment of
Helicobacter pylori infection on rosacea. Arch Dermatol 1999; 135: 659-663.
27. Bamford JTM, Tilden RL, Gangeness DE: Does Helicobacter pylori eradication treatment reduce the severity of rosacea? J Am Acad Dermatol 2000; 42:535-536.
28. Grilli R: Helicobacter pylori : related to rosacea? J Am Acad Derma-tol 2000; 42: 536-537.
29. Hirschmann JV: Does Helicobacter pylori have a role in the patho-genesis of rosacea? J Am Acad Dermatol 2000; 42: 537-539. 30. Herr H, You CH: Relationship between Helicobacter pylori and
rosacea:it may be a myth. J Korean Med Sci 2000; 15: 551-554. 31. Pagnoni A, Kligman Am, el Gammal S, et al: Determination of
den-sity of follicules on various regions of the face by cyanoacrylate biopsy: correlation with sebum output. Br J Dermatol 1994; 131: 862-865.
32. Powell FC: Rosacea and the pilosebaceaus follicule. Cutis 2004; 74(Suppl. 3): 9-12.
33. Drake L: Rosacea tripwires. Rosacea Review, Summer 2002. (http://www.rosacea.org/rr/2002/summer/article_3.html)
34. Manna V, Marks R, Holt P: Involvement of immune mechanisms in the pathogenesis of rosacea. Br J Dermatol 1982;107:203-208. 35. Wilkin JK: Vasodilator rosacea. Arch Dermatol 1980;116:598. 36. Wilkin JK: Oral thermal-induced flushing in
erythematotelangiec-tatic rosacea. J Invest Dermatol 1981;76:15-18.
37. Ramelet AA: Rosacea: a reaction pattern associated with ocular lesions and migraine? Arch Dermatol 1994;130:1448.
38. Payne R, O’Doherty CJ: The vasoreactive skin type and rosacea. 10th Congress of the EADV, Munich, Germany, October 10-14, 2001 (JEADV 2001;15 (Suppl. 2):48-49.).
39. Ramelet AA: Rosacea: disease or reaction pattern ? Dermatologica 1986;173:53-56.
40. Wilkin JK: Effect of nadolol on flushing reactions in rosacea. J Am Acad Dermatol 1989;20(2 Pt 1):202-205.
41. Wilkin JK: Effect of subdepressor clonidine on flushing reactions in rosacea. Change in malar thermal circulation index during pro-voked flushing reactions. Arch Dermatol 1983;119(3):211-214. 42. Brinnel H, Friedel J, Caputa M, et al: Rosacea: disturbed defense
against overheating. Arch Dermatol Res 1989;281:66-72.
43. Nunzi E, Rebora A, Hamerlinck F, et al: Immunopathological stud-ies on rosacea. Br J Dermatol 1980;103:543-551.
44. Bernstein JE: Rosacea flushing. Int J Dermatol 1982;21:24. 45. Powell FC, Corbally N, Powell D: Substance P and rosacea. J Am
Acad Dermatol 1993;28(1):132-133.
46. Lachgar S, Charveron M, Gall Y, et al: Inhibitory effects of retinoids on vascular endothelial growth factor production by cultured human skin keratinocytes. Dermatology 1999;199(Suppl. 1):25-27. 47. Wilkin JK: Rosacea: pathophysiology and treatment. Arch
Der-matol 1994;130:359-362.
48. Öztafl MO, Balk M, Ö¤üfl E, et al: The role of free oxygen radicals in the aetiopathogenesis of rosacea. Clin Exp Dermatol 2003;28(2):188-192.
49. Bakar Ö, Demirçay Z, Yüksel H, et al: The effect of azithromycin on reactive oxygen species in rosacea. Clin Exp Dermatol 2007;32(2):197-200.
50. Akamatsu H, Oguchi M, Nishijima S, et al: The inhibition of free radical generation by human neutrophils through the synergistic effects of metronidazole with palmitoleic acid: a possible mec-hanism of action of metronidazole in rosacea and acne. Arch Der-matol Res 1990;282:449-454.
51. Miyachi Y: Potential antioxidant mechanism of action for met-ronidazole: implications for rosacea management. Adv Ther 2001;18(6):237-243.
52. Miyachi Y, Imamura S, Niwa Y: Anti-oxidant action of met-ronidazole: a possible mechanism of action in rosacea. Br J Der-matol 1986; 114:231-234.
53. Hoting E, Paul E, Plewig G: Treatment of rosacea with isotretinoin. Int J Dermatol 1986;25:660-663.
54. Turjanmaa K, Reunala T: Isotretinoin treatment of rosacea. Acta Derm Venereol (Stockh) 1986;67:89-91.
55. Jones D: Reactive oxygen species and rosacea. Cutis 2004; 74 (Suppl. 3): 17-20.
56. Plewig G, Jansen T: Rosacea. Ed: Freedberg IM, Eisen AZ, Wolff K, et al, Dermatology in General Medicine. 5th Edition, pp. 785-794, McGraw-Hill, New York, USA, 1999.
57. Webster GF: Rosacea and related disorders. Ed: Bolognia JL, Jorizzo JL, Rapini RP, et al, Dermatology. pp. 545-552, Mosby, London, UK, 2003.
58. Wilkin JK, Dahl M, Detmar M, et al: Standard classification of rosacea: report of the national rosacea society expert committee on the classification and staging of rosacea. J Am Acad Dermatol 2002; 46: 584-587.
59. Crawford GH, Pelle MT, James WD: Rosacea: 1. Etiology, pat-hogenesis, and subtype classification. J Am Acad Dermatol 2004; 51: 327-341.
Bakar ve ark.
Rozase Etyopatogenezi ve Yeni S›n›flamas›
Türkderm 2007; 41: 77-80