• Sonuç bulunamadı

Edebiyat gazetesi üzerine bir inceleme (1 Ocak 1934 – 31 Aralık 1945)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edebiyat gazetesi üzerine bir inceleme (1 Ocak 1934 – 31 Aralık 1945)"

Copied!
1074
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÖMER HȂLİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

“EDEBİYAT” GAZETESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME (1 Ocak 1934- 31 Aralık 1945)

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Huseyn AHMADOV

NİĞDE

Şubat, 2020

(2)
(3)

T.C.

NİĞDE ÖMER HȂLİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

“EDEBİYAT” GAZETESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME (1 Ocak 1934- 31 Aralık 1945)

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Huseyn AHMADOV

Danışman: Prof. Dr. Hikmet KORAŞ Üye: Prof. Dr. Hatice İÇEL

Üye: Doç. Dr. Ramis KARABULUT Üye: Doç. Dr. Mahmut SARIKAYA Üye: Dr. Öğr. Üyesi Mustafa KARATAŞ

Niğde

Şubat, 2020

(4)
(5)

Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü

(6)

i ÖN SÖZ

Her toplumun hayatında olduğu gibi Azerbaycan Türklerinin hayatında da basın oldukça önemli bir yere sahiptir. Hasan Bey Zardabi’nin 1875 yılında yayın hayatına kazandırdığı Ekinçi gazetesiyle oluşan millî Azerbaycan basını, uzun yıllar toplumun aydınlanmasında ve gelişmesinde önemli hizmetler gerçekleştirmiştir. Ekinçi gazetesinin ardından günümüze kadar farklı dönemlerde çıkan Ziya-yı Kafkasiye, Keşkül, Şark-i Rus, Füyuzat, Molla Nasrettin, Azerbaycan, İstiklal, Komünist, Şark Kadını, Ulduz, Türkologiya, Şark Gazetesi gibi basın organları Azerbaycan basın tarihinde önemli bir yere sahiptirler.

1875 yılında temeli atılan Azerbaycan basın tarihi üzerine günümüze kadar birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar arasında Mirza Bala Mehmetzâde’nin

“Azerbaycan Türk Matbuatı”, Ağarefi Zeynalzâde’nin “Azerbaycan Metbuatı ve Çar Senzurası”, Akif Şahverdiyev’in “Azerbaycan Matbuat Tarihi”, Neriman Zeynalov’un

“Azerbaycan Matbuat Tarihi”, Akif Aşırlı’nın “Azerbaycan Matbuat Tarihi” gibi eserleri örnek gösterilebilir.

Azerbaycan basın tarihinde önemli yere sahip olan yayın organlarından biri de Edebiyat gazetesidir. Gazete, 1932 yılında kurulan Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin bünyesinde 1934 yılında yayın hayatına başlamıştır. Azerbaycan’da Sovyet rejimi kurulduktan sonra, önceden faaliyete başlayan birçok yayın organı 1930’lu yılların başında hükümetin kararıyla kapatılmıştır. Azerbaycan ediplerinnin ülkede faaliyet gösterebilecekleri sadece İnkılap ve Medeniyet, Fırka İşçisi ve Muallime Kömek gibi yayın organları kalmıştır.

Edebiyat gazetesinin yayın hayatına başlama nedenlerinden biri, o yıllarda Azerbaycan’da yazar ve şairlerin eserlerini kaleme alabileceği basın organlarının az olmasıdır. Dolayısıyla dönemin şartları Edebiyat gazetesini yayın hayatına kazandırmıştır. Bu gazete o zamanki yönetimin anlayışı neticesinde resmi bir kurum olan Azerbaycan Yazıcıları İttifakı’nın yayın organı olarak çıkarıldığı için yarı resmi bir gazetedir. Yayımlanmaya başladığı ilk günden itibaren sayfalarında edebiyat ağırlıklı olmakla birlikte, sanat içerikli yazılarla, devletin resmi duyuruları, ilanlarına da yer vermiştir. Bunlara siyaset ve hukuk yazılarını da eklemek mümkündür.

Çalışmada, gazetenin 1934-1945 yılları arasındaki yayımlanan toplam 426

sayısı incelenmiştir. Gazetenin bu yıllarının incelenme nedeni, bu dönemin

(7)

ii

Azerbaycan siyasî ve kültürel hayatında önemli bir yerinin olmasıdır. Bunlar, bütün Sovyetler Birliği’nde uygulamaya konulan Sosyalist Realizm adı verilen edebiyat ve sanatta devletin belirlediği politikanın uygulamaya konulması ve uygulanmaya başlaması, dolayısıyla devletin uygulamalarının bu gazeteden tespitinin daha kolay olması, ilerleyen zamanlarda ülkedeki alfabe değişimi, siyasî kıyımlar ve II. Dünya Savaşı’nın gazetenin bu yıllardaki yayın dönemine denk gelmesidir.

İncelenen yıllarda gazete hem Latin hem de Kiril alfabesiyle yayımlanmıştır. Üç kere alfabe değişikliğine uğrayan gazete, 1934-1940 yılları arasında Latin alfabesiyle, 1940-2000 yılları arasında ise Kiril alfabesiyle yayımlanmıştır. 2000 yılından itibaren ise gazete, yeniden Latin alfabesiyle yayın hayatına devam etmiştir.

Her iki alfabe arasındaki farkı dikkate alarak çalışmanın tablo, tasnif, kısaltma ve kaynakça kısmında çağdaş Azerbaycan alfabesi kullanılmıştır. Fakat Azerbaycan alfabesiyle yazılan kısımlarda Türkiye Türkçesinin yazım ve noktalama işaretleri esas alınmıştır.

Çalışmanın en önemli kısımlarından biri, gazetenin içindekiler tablosunda, gazetede bulunan bütün yazılı ve görsel malzemelerin bir dizininin verilmiş olmasıdır.

Tabloda sıra numarası, sayı, tarih, yazar adı, yazı ve diğer materyal adı, sayfa numarası ve yazı türü verilmiştir. Ayrıca tablo kısmında verilen tarihlerde bazı aylar;

Haziran-Hzr, Temmuz-Tm, Ağustos-Ağs şeklinde kısaltılmıştır.

Daha sonraki aşamalardaysa bu tabloda bulunan malzemelerin tasnifi yapılmıştır. Sırasıyla yazar adına, yazı adına ve konularına göre bütün yazılar sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırılma yapılırken tekrara düşmemek için yeniden sayı, tarih ve sayfa numarası gibi kısımlar verilmemiştir. Böylece bu çalışmadan yararlananlar satır numarasından giderek tabloda ilgili yazının tam künyesini rahatlıkla görebilirler. Bunun yanı sıra yazar adlarındaki sıralamada da tekrara düşmemek için gazetede yazısı çıkan aynı yazarın adı, bir kere gösterilmiştir.

İncelenen sayılarda çıkan eserleri ve eserin tablodaki sıra numarası ise art arda verilmiştir.

Tasnif kısmında ilk önce yazar adları esas alınmıştır. Burada gazetenin 1934- 1945 yılları arasında çıkan yazılarının müellifleri alfabetik sıralamayla verilmiştir.

Yazarı belirtilmeyen yazılar ise “imzasız” şeklinde verilmiştir. Tasnifin bu kısmının

önemi, burada günümüzde bilinmeyen birçok şahsın yeniden tanıtılmasıdır. Bu

(8)

iii

şahıslara o dönemde Azerbaycan edebiyatında yer alan bazı şairler ve yazarlar örnek olarak gösterilebilir. Bu yazar ve şairlerin bir kısmı sadece bu dönemde eser kaleme almıştır. Daha sonra okurlar tarafından bilinmeme nedenleri ya genç yaşta vefat etmeleri ya da edebî faaliyetlerine devam etmemeleri veya daha sonraki dönemlerde yönetimle ters düşecek fikir ve düşüncelere sahip olmalarıdır. Bu ediplerin belli bir kısmının eserleri, maalesef sadece gazete ve dergilerde kalmıştır.

Çalışmada “Adlara Göre Tasnif”in ardından “Türlere Göre Tasnif”e yer verilmiştir. Burada gazetenin içinde yer alan yazılar şu şekilde gösterilmiştir:

“Anekdot”, “Antlaşma”, “Atasözü”, “Bahr-i Tevil”, “Belgeler”, “Beyanname”,

“Bibliyografi”, “Bildiri”, “Biyografi”, “Deklarasyon”, “Deneme”, “Destan”,

“Dilekçe”, “Fıkra”, “Gezi”, “Günlük”, “Haber”, “Hatıra”, “Hikâye”, “Kararname”,

“Nekroloji”, “Nutuk”, “Otobiyografi”, “Özdeyiş”, “Proje”, “Rapor”, “Roman”,

“Senaryo”, “Slogan”, “Şiir”, “Talimatname”, “Telyazı”, “Tiyatro”, “Uzun Hikâye”,

“Yargı”, “Yasa”.

“Türlere Göre Tasnif”te daha çok edebiyatla ilgili türlere rastlamak mümkündür. Bu yazılar sayesinde Azerbaycan edebiyatında yer alan birçok eserin ilk kez bu gazetede yayınlandığı görülmektedir. Bunun yanı sıra burada yer alan bazı edebî eserler daha sonra ya yayınlanmamış ya da günümüz Azerbaycan alfabesine aktarılmamıştır. Ayrıca gazetede yer alan birçok biyografi ve nekroloji türlerinde kaleme alınmış yazılar sayesinde birçok tarihî şahsiyetlerle ilgili de değerli bilgilere rastlanılmıştır. Tasnifin bu kısmında görüldüğü üzere sadece edebiyatla ilgili yazılara değil, diğer türlerde olan yazılara da yer verilmiştir. Bu bölümde yaşanan sıkıntılardan birisi de Azerbaycan ve Türkiye’deki edebî türlerin farklı şekilde isimlendirilmesidir.

Bu isimlendirmede yazılan yazının Azerbaycan’daki isimlendirmeleri dikkate alınmıştır. Uzun hikaye ve talimatname gibi isimlendirmeler bunlardan birkaçıdır.

“Tahlilî Fihrist” kısmında, “Konularına Göre Tasnif” ele alınmıştır. Burada da gazetede işlenen konular ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Konularına göre yazılar şu şekilde ayrılmıştır: “Azerbaycan Edebiyatı Üzerine Yazılar”, “Basın ve Yayınla İlgili Yazılar”, “Baskı ve Sürgünlerle İlgili Yazılar”, “Devlet Tarafından Verilen Resmî Kararlar ve Talimatlar”, “Dil ve Alfabe Üzerine Yazılar”, “Dış Olaylar ve Siyasetle İlgili Yazılar”, “Dünya Edebiyatı Üzerine Yazılar”, “Edebî Eserler”

1

, “Ekonomi Üzerine Yazılar”, “Fen ve Sayısal Bilimlerle İlgili Yazılar”, “Hukuka Dair Yazılar”,

1 Azerbaycan ve Dünya Edebiyatı.

(9)

iv

“İç Olaylar ve Siyasetle İlgili Yazılar”, “İdeolojik Yazılar”, “İkinci Dünya Savaşıyla İlgili Yazılar, “Kültür ve Sanatla İlgili Yazılar”, “Orduyla İlgili Yazılar”, “Tarihle İlgili Yazılar”.

Bu kısım sayesinde gazetenin bu yıllarına ait kaynaklara ulaşmak isteyen araştırmacılar rahatlıkla belirledikleri konulara ulaşabilirler.

Tasnif kısmının sonundaysa “Yazılar Dışında Kalan Materyaller” gelmektedir.

Burada gazetede yer alan reklamlara, ilanlara, fotoğraflara, resimlere ve karikatürlere yer verilmiştir. Gazete, resmi olduğu için, dönemin şartlarından dolayı sayfalarında reklama fazla yer verilmemiştir. İncelenen yıllarda az da olsa Bakü’deki restoranlar ve ticaret merkeziyle ilgili reklamlara rastlamak mümkündür. Yine bu tip ilanlar arasında özellikle üniversite, enstitüler ve meslek liselerine kabul, film ve tiyatro reklamlarına yer verilmiştir.

Gazetede ilanlara, reklamlardan daha çok rastlamak mümkündür. Görsel malzemeler arasında yer alan fotoğraf, resim ve karikatürlere ise gazetenin sayılarında sık sık rastlanmaktadır. Özellikle ilk sayfalarda dönemin devlet büyüklerinin fotoğraf ve resimleri okurlara sunulması dikkat çekicidir. Gazetede bu iki görsel malzeme dışında yer alan karikatürlere de yer verilmiştir. Karikatürlerden gazetede diğer iki görsel malzemeye nazaran daha az yararlanılmıştır. Konuları ise daha çok dönemin yazar ve şairleri; II. Dünya Savaş’ının Faşist Almanya’sı ile ilgilidir. Çalışmaya, gazetedeki yazılar dışında yer alan bu materyaller, ayrı ayrı tasnif edilerek dâhil edilmiştir.

Çalışmanın son kısmında ise seçilmiş metinlere yer verilmiştir. Bunlar, nazım ve nesir olmak üzere iki türde ele alınmıştır. Nesir kısmında Azerbaycan grameri, alfabesi ve edebiyatıyla ilgili makalelere; biyografik yazılara ve haberlere yer verilmiştir. Nazım kısmında ise bugün isimleri unutulan şairlerin şiirleri seçilmiş, ayrıca bunlar çağdaş Azerbaycan Türkçesine aktarılmıştır

Gazete incelenirken sık sık özel adların kısaltmalarıyla karşılaşılmıştır. Bu kısaltmaların araştırılması için birçok kaynağa başvurulmuştur. Bu kaynaklar için çalışmada ayrıca “Kısaltmalar Kaynakçası” oluşturulmuştur.

Gazete incelenirken bazı sayılara maalesef ulaşılamamıştır. Bunlar 1934 yılında

çıkan 11, 12, 13 ve 14. sayılardır. Arşivlerde bulunmayan bu sayılarla ilgili Sevinc

Ayaz Vefalıkızı’nın “Azerbaycan Edebi-Nezeri Fikrinin İnkişafında ‘Edebiyat ve

(10)

v

İncesenet’ Gezetinin (‘Edebiyat Gezeti’) Rolu” ve Rasim Tağıyev ve Musa İmanov’un “Keçmiş Yol” gibi Edebiyat gazetesi üzerine yapılmış çalışmalarda da bilgilere rastlanılmamıştır.

Edebiyat gazetesi üzerine yapılmış bu çalışmada gazetenin orijinal ve elektronik nüshaları Mirza Fethali Ahundzâde Azerbaycan Millî Kütüphanesi’nden temin edilmiştir. Çalışma sırasında aynı zamanda Azerbaycan Millî İlimler Akademisi’nin Merkezî Kütüphanesi’ndeki kaynaklardan da yararlanılmıştır.

Bütün doktora eğitim dönemimde bana her zaman destek olan, ders ve tez aşamasında bilimsel açıdan desteklerini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr.

Hikmet KORAŞ’a ve tez izleme komitesinde bulunan hocalarım Prof. Dr. Hatice İÇEL ve Doç. Dr. Ramis KARABULUT’a teşekkür ederim. Çalışma sürecimde her şekilde desteklerini hissettiğim aileme ve nişanlım Figen UĞURLU’ya; Dr. Öğr.

Üyesi Adem YELOĞLU ve Dr. Taşkın İŞGÖREN’e müteşekkirim.

“Edebiyat Gazetesi Üzerine Bir İnceleme” adlı bu tez çalışmasının hem Azerbaycan’da hem de Türkiye’de Azerbaycan sahası üzerine çalışanlar için bir kaynak olabileceği kanaatindeyim.

Niğde 2020

Huseyn AHMADOV

(11)

vi ÖZET DOKTORA TEZİ

“EDEBİYAT” GAZETESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME (1 OCAK 1934 – 31 ARALIK 1945)

AHMADOV, Huseyn Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hikmet KORAŞ

Şubat 2020, 1074 sayfa

Bu çalışmada Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin bünyesinde çıkan Edebiyat gazetesinin 1 Ocak 1934 - 31 Aralık 1945 yılları arasındaki sayıları üzerine inceleme yapılmıştır. Gazetede başlangıçta edebiyat alanındaki faaliyetler ele alınsa da, zamanla sadece edebiyat değil; ülke gündemindeki diğer konulara da yer verilmiştir.

“Edebiyat Gazetesi Üzerine Bir İnceleme” adlı çalışma, “İnceleme”, “Tahlilî Dizin” ve “Seçilmiş Metinler” olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. “Giriş”

kısmında gazetenin basıldığı yıllardaki genel durumla ilgili bir değerlendirilme yapılmıştır. Öncelikle Sovyet döneminin başlarında Azerbaycan’da yaşanan sosyal ve siyasî gelişmelerle ilgili bilgiler verilmiştir. Yine aynı bölümde 1930’lu yıllardaki siyasî kıyım ve II. Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ni etkileyen önemi olaylar da ele alınmıştır. Bu bölümde Azerbaycan basın tarihine de yer verilmiş; Azerbaycan basınının oluşumu, gelişimi ve günümüzdeki durumuyla ilgili bilgiler verilmiştir. Bu bölümün son kısmında ise yayın faaliyetine günümüzde de devam eden Edebiyat gazetesi hakkında genel ve güncel değerlendirmeler yapılmıştır.

Birinci bölümde gazetenin şekil ve muhteva özellikleri ve yazar kadrosuyla ilgili bilgiler verilmiştir. Bunun yanı sıra Edebiyat gazetesinin incelenen sayılarının tablosu hazırlanmıştır. İkinci bölümünde, incelenen sayıların tahlilî dizinine yer verilmiştir. Burada gazete; yazar adı, konuları ve türlerine göre tasnif edilmiştir.

Üçüncü bölümde ise seçilmiş metinler teze aktarılmıştır. Bu bölümde yer alan metinler, nazım ve nesir olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Seçilmiş metinlerin sadece edebî nitelikte değil, aynı zamanda bilimsel araştırmalar için de tarihî bir değer taşıdığı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, basın tarihi, Edebiyat gazetesi, gazete, tahlilî

dizin.

(12)

vii ABSTRACT

DOCTORAL DISSERTATION

An Examınatıon Over Newspaper Of Edebiyat (1 January 1934 – 31 December 1945)

AHMADOV, Huseyn

Department of Turkish Language and Literature Supervisor: Prof. Dr. Hikmet KORAŞ

February 2019, 1074 pages

In this study, the issues of the newspaper Edebiyat, which were published by The Union of Azerbaijani Writers, between 1 st January 1934 and 31 st December 1945 have been examined. The newspaper, at first, contained the literary activities, but in time it contained the other important issues on the agenda of the country.

The study called “An Examination on the newspaper Edebiyat” is comprised of three main sections: namely “Examining”, “Analysis List” and “Selected Texts”. In the “Introductio”, the general conditions of the years, in which the newspaper was published, have been evaluated. Firstly some information about the political and social issues of Azerbaijan in the earlier of the Sovet Union has been presented. And in the same section, some events that affected Azerbaijan Soviet Socialist Republic during the World War II and massacres happened in the thirties have been examined.

In this section, the history of the Azerbaijani press has also been treated and its establishment, development and present condition have been discussed. In the last part of the section, the newspaper Edebiyat, which is still published, has been evaluated in general.

In the first section of this study, some information about the writers, contents and forms of the newspaper have been provided. And the table of the issues, which were examined, have been prepared. In the second section, the analysis list of the issues in question has been prepared. In the third section, the selected texts have been added into the dissertation. The texts in this section are divided into two categories:

namely, poetry and prose. The selected texts are not only literary texts, but also they have historical values for scientific researches.

Key words: Azerbaijan, press history, Edebiyat newspaper, newspaper,

analytical list

(13)

viii

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ ... İ ÖZET ... Vİ ABSTRACT ... Vİİ İÇİNDEKİLER... Vİİİ KISALTMALAR ... Xİİ

0. GİRİŞ ... 1

0.1.DEVRİN GENEL DURUMU ... 1

0.1.1. Kıyım Dönemi ... 4

0.1.2. İki Dünya Savaşı Yıllarında Azerbaycan ... 7

0.2.AZERBAYAN BASIN TARİHİ HAKKINDA ... 10

0.2.1. Basının Ortaya Çıkış Süreci ve İlk Basın Organları ... 10

0.2.1.1. Ekinçi (1875-1877) ... 11

0.2.1.2. Ziya (Ziya-yı Kafkasiye) (1879-1882) ... 12

0.2.1.3. Keşkül (1883-1891) ... 13

0.2.1.4. Şark-İ Rus (1903-1905) ... 15

0.2.2. 1905 Manifestosu ve Sonrki Süreçte Millî Basın (1905-1917)... 16

0.2.2.1. Hayat (1905-1906) ... 17

0.2.2.2. İrşat (1905-1908) ... 17

0.2.2.3. Füyuzat (1906-1907) ... 18

0.2.2.4. Molla Nasrettin (1906-1931) ... 19

0.2.2.5. Taze Hayat (1907-1908) ... 21

0.2.2.6. İttifak (1908-1909) ... 21

0.2.2.7. Işık (1911-1912) ... 22

0.2.2.8. Mektep (1911-1920) ... 22

0.2.2.9. Seda-yı Hakk (1912-1915)... 22

0.2.2.10. Şelale (1913-1914)... 22

0.2.2.11. Basiret (1914-1920) ... 23

0.2.2.12. Dirilik (1914-1916) ... 23

0.2.2.13. Açık Söz (1915-1918) ... 23

0.2.2.14. Azerbaycan (1906-1907) ... 24

0.2.2.15. Behlul (1907) ... 24

0.2.2.16. Zenbur (1909-1910) ... 25

0.2.2.17. Mirat (1910) ... 25

0.2.2.18. Arı (1910-1911) ... 25

0.2.2.19. Kelniyyet (1912-1913) ... 25

0.2.2.20. Tuti (1914-1917) ... 26

0.2.2.21. Mezeli (1914-1915) ... 26

0.2.2.22. Baba-yı Emir (1915-1916) ... 26

0.2.3. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Dönemi (1918-1920) ... 26

0.2.3.1. Azerbaycan (1918-1920) ... 28

0.2.3.2. İstiklal (1918-1920) ... 28

0.2.3.3. Kurtuluş (1920)... 29

0.2.3.4. Övrak-i Nefise (1919) ... 29

0.2.3.5. Şeypur (1918-1919) ... 29

0.2.4. Sovyet Dönemi (1920-1991) ... 30

0.2.4.1. Komünist (1919) ... 30

0.2.4.2. Şark Kadını (Azerbaycan Kadını) (1923) ... 31

0.2.4.3. Yeni Mektep (Azerbaycan Mektebi) (1924) ... 32

0.2.4.4. Sovyet Kendi (1923) ... 33

0.2.4.5. Maarif ve Medeniyet (Azerbaycan) (1923) ... 33

0.2.4.6. Genç İşci (1919-1997) ... 34

0.2.4.7. Komünist Maarifi (1934) ... 34

0.2.4.8. Azerbaycan Pioneri (1938) ... 35

0.2.4.9. Kirpi (1952) ... 35

0.2.4.10. Bakı (1958) ... 35

0.2.4.11. Ulduz (1967) ... 36

(14)

ix

0.2.4.12. Gobustan (1969) ... 36

0.2.4.13. Türkologiya (1970) ... 37

0.2.4.14. Azerbaycan Tabiatı (1975-2004) ... 37

0.2.4.15. Gençlik (1988-1992) ... 37

0.2.5. Çağdaş Azerbaycan Basını (1991- …) ... 38

0.2.5.1. Yeni Müsavat (1989) ... 39

0.2.5.2. Ses (1991) ... 39

0.2.5.3. İki Sahil (1991) ... 39

0.2.5.4. Aydınlık (1990) ... 40

0.2.5.5. 7 Gün (1991) ... 40

0.2.5.6. Adalet (1990) ... 40

0.2.5.7. 525-ci Gazete (1992) ... 41

0.2.5.8. Olaylar (1995)... 41

0.2.5.9. Şark Gazetesi (1996)... 41

0.3.EDEBİYAT GAZETESİ HAKKINDA ... 41

0.3.1. Gazetenin Yayınlanması ve Amacı ... 42

0.3.2. Gazetenin Değişen İsimleri ve sahibi Olan Kuruluşlar ... 43

0.3.3. Gazetenin Dili ve Kullanılan Alfabeler Hakkında ... 43

0.3.4. Gazetenin Yazar Kadrosu ve Editörleri Hakkında ... 46

0.3.5. Gazetenin Sayfa Sayıları ve Tirajı Hakkında ... 47

I. BÖLÜM ... 49

I. İNCELEME... 49

I.1.EDEBİYAT GAZETESİ VE İNCELENEN SAYILARA DAİR ... 49

I.1.1. Şekil Özellikleri ... 49

I.1.2. Muhteva Özellikleri ... 50

I.1.2.1. Kıyıma Kadar Olan Dönem (1934-1936) ... 50

I.1.2.2. Stalin Kıyımı ve Sonrası (1937-1941) ... 50

I.1.2.3. Savaş Dönemi (1941-1945) ... 51

I.1.3. Yazar Kadrosu ... 55

I.2.EDEBİYAT GAZETESİNİN İÇİNDEKİLER TABLOSU ... 56

II. BÖLÜM ... 265

II. TAHLİLÎ DİZİN ... 265

II.1.YAZILAR ... 265

II.1.1. Yazar Adına Göre Yazılar ... 265

II.1.2. Türlerine Göre Yazılar ... 453

II.1.2.1. Anekdot ... 453

II.1.2.2. Antlaşma ... 454

II.1.2.3. Atasözü ... 454

II.1.2.4. Bahr-i Tevil ... 454

II.1.2.5. Belgeler ... 454

II.1.2.6. Beyanname ... 454

II.1.2.7. Bibliyografi ... 455

II.1.2.8. Bildiri ... 455

II.1.2.9. Biyografi ... 462

II.1.2.10. Deklarasyon ... 472

II.1.2.11. Deneme ... 472

II.1.2.12. Destan ... 475

II.1.2.13. Dilekçe ... 476

II.1.2.14. Fıkra ... 476

II.1.2.15. Gezi ... 483

II.1.2.16. Günlük ... 484

II.1.2.17. Haber ... 485

II.1.2.18. Hatıra ... 522

II.1.2.19. Hikâye ... 525

II.1.2.20. Kararname ... 533

II.1.2.22. Makale ... 540

II.1.2.23. Manzume ... 584

(15)

x

II.1.2.24. Masal ... 586

II.1.2.25. Mektup ... 586

II.1.2.26. Mesel ... 600

II.1.2.27. Mesnevi ... 600

II.1.2.28. Müzik ... 602

II.1.2.29. Nekroloji ... 602

II.1.2.30. Nutuk ... 604

II.1.2.31. Otobiyografi ... 610

II.1.2.32. Özdeyiş ... 610

II.1.2.33. Proje ... 610

II.1.2.34. Rapor ... 610

II.1.2.35. Roman ... 611

II.1.2.36. Röportaj ... 613

II.1.2.37. Senaryo ... 615

II.1.2.38. Slogan ... 615

II.1.2.39. Şiir... 615

II.1.2.40. Talimatname ... 653

II.1.2.41. Telyazı ... 654

II.1.2.42. Tiyatro ... 657

II.1.2.43. Uzun Hikâye ... 658

II.1.2.44. Yargı ... 659

II.1.2.45. Yasa ... 659

II.1.2.46. Yayın Tanıtımı ... 660

II.1.3. Konularına Göre Yazılar ... 664

II.1.3.1. Azerbaycan Edebiyatı Üzerine Yazılar ... 664

II.1.3.2. Basın ve Yayınla İlgili Yazılar ... 690

II.1.3.3. Baskı ve Sürgünlerle İlgili Yazılar ... 696

II.1.3.4. Devlet Tarafından Verilen Resmî Kararlar ve Talimatlar ... 699

II.1.3.5. Dil ve Alfabe Üzerine Yazılan Yazılar ... 709

II.1.3.6. Dış Olaylar ve Siyasetle İlgili Yazılar ... 711

II.1.3.7. Dünya Edebiyatı Üzerine Yazılar... 732

II.1.3.8. Edebî Eserler (Azerbaycan Edebiyatı) ... 745

II.1.3.9. Edebî Eserler (Dünya Edebiyatı) ... 788

II.1.3.10. Ekonomi Üzerine Yazı ... 800

II.1.3.11. Fen ve Sayısal Bilimlerle İlgili Yazılar ... 800

II.1.3.12. Hukuka Dair Yazılar ... 801

II.1.3.13. İç Olaylar ve Siyasetle İlgili Yazılar ... 802

II.1.3.14. İdeolojik Yazılar ... 842

II.1.3.15. İkinci Dünya Savaşıyla İlgili Yazılar ... 848

II.1.3.16. Kültür ve Sanatla İlgili Yazılar ... 856

II.1.3.17. Orduyla İlgili Yazılar ... 884

II.1.3.18. Tarihle İlgili Yazılar ... 885

II.2.YAZILAR DIŞINDA KALAN MATERYAL ... 886

II.2.1. Reklamlar ... 886

II.2.2. İlanlar ... 889

II.2.3. Fotoğraflar... 893

II.2.4. Resimler ... 928

II.2.5. Karikatürler ... 942

III. BÖLÜM ... 944

SEÇİLMİŞ METİNLER ... 944

III.1.NESİR ÖRNEKLERİ ... 944

III.1.1. Tebrik Yazıları ... 944

III.1.2. Edebiyat ve Sanatla İlgili Yazılar ... 945

III.1.3. Kıyım Dönemindeki Siyasi Yazılar ... 961

III.1.4. Türkiye ile İlgili Yazılar ... 970

III.1.5. Alfabe ve Dil Üzerine Yazılar ... 972

III.2.ŞİİR ÖRNEKLERİ ... 976

SONUÇ ... 982

(16)

xi

DİZİN ... 986

KAYNAKÇA ... 1037

KISALTMALAR KAYNAKÇASI ... 1053

ÖZGEÇMİŞ ... 1054

(17)

xii

KISALTMALAR ADDT : Azərbaycan Dövlət Dram Teatrı

Ağs : Ağustos

AK(B)F MK : Azərbaycan Kommunist Bolşevik Fiqəsi Mərkəzi Komitəsi AK(B)F : Azərbaycan Kommunist Bolşevik Fiqəsi

AMŞ : Azərbaycan Mərkəzi Şurası

ASSC : Azərbaycan Sovet Sosialist Cumhuriyyəti:

ASŞC : Azərbaycan Sovet Şura Cumhuriyyəti AŞYİ : Azərbaycan Şura Yazıçıları İttifaqı Az. D.D : Azərbaycan Dövlət Dram

Az. MİK : Azərbaycan Mərkəzi İcraiyyə Komitəsi Az. Ş. Y : Azərbaycan Şura Yazıçıları

Az. : Azərbaycan

AzSSR EA : Azərbaycan Sovet Sosialist Respublikası Elmlər Akademiyası BKİT : Bakı Kommünist İttifaqı Təşkilatı

Cum. Əm. Aktyoru: Cumhuriyyətin Əməkdar Aktyoru

Çev. : Çevirən

Drl : Derleyen

Ed. : Editör

Hzr. : Haziran

XKS : Xalq Komissarı Soveti XKŞ : Xalq Komissarları Şurası

LKKİ : Lenin Kommunist Komitəsi İdarəsi MSSR : Muxtar Sovet Sosialist Respublikası Resp : Respublika

RSDİ : Rusya Sovet Dövlət İdarəsi

(18)

xiii

RSFŞC : Rusiya Sovet Federativ Şura Cumhuriyyəti

s. : sayfa

S. : Sayı

S.N. : Sıra Numarası Sf. N. : Sayfa Numarası ss. : sayfa sayısı

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği SSR : Sovet Sosialist Respublikası

SSRİ : Sovet Sosialist Respublikaları İttifaqı SŞCİ : Sovet Şura Cumhuriyyətləri İttifaqı ŞYİ : Şura Yazıçılar İttifaqı

Tm. : Temmuz

ÜİK(B)F : Ümum İttifaq Kommunist Bolşevik Firqəsi ÜİLKİ : Ümum İttifaq Lenin Kommunist İdarəsi Vb. : ve başkaları

Vd. : ve diğerleri Yay. Tan. : Yayın Tanıtımı

ZAQ. MİK : Zaqafqaziya Mərkəzi İcraiyyə Komitəsi

(19)

1 0. GİRİŞ 0.1. Devrin Genel durumu

Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin 28 Nisan 1920 yılında XI. Kızıl Ordu tarafından işgalinin ardından geçici olarak hükümet kabinesi kurulmuştur. Hükümetin terkibinde Neriman Nerimanov, Cengiz Yıldırım, Hamit Sultanov, Alihaydar Karayev, Gazanfer Musabeyov, Dadaş Bünyadzâde gibi Bolşevikler yer almıştır (Quliyev, 2008: 7-8).

Sovyet rejimi kurulduktan sonra birçok alanda değişimler başlamıştır. İlk başta kısmen bağımsız şekilde faaliyete başlayan rejimin başında yer alan Neriman Nerimanov, faaliyetlerinin esas kısmında devletin ekonomik, siyasî kültürel durumunu iyileştirmeye çalışmıştır. Bu yıllarda Millî mücadele çerçevesinde birkaç cephede savaşan Mustafa Kemal Atatürk, yeni Sosyalist Rusya ile diplomatik ilişkiler kurmayı başarmıştır. Bu ilişkiler Sosyalist yönetime henüz giren Azerbaycan’ını da etkilemiştir. İki hükümet arasında öncelikle diplomatik ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. Bunun için ilk olarak Bakü’de ve Ankara’da elçilikler açılmıştır.

Memduh Şevket Esendal Bakü’ye, İbrahim Ebilov ise Ankara’ya büyükelçi olarak atanmıştır (Adıgüzel, 2004: 96). Ankara’daki Azerbaycan büyükelçiliğinin açılışında Mustafa Kemal Atatürk yeni Azerbaycan hükümetiyle aralarındaki dostluk ve kardeşliği şöyle dile getirmiştir:

“Sefir Hazretleri.

Bu gün Bize meserretli bir bayram yaşattığınızdan dolayı Büyük Millet Meclisi ve Hükümet ve şahsım namına teşekkür ederim. Bu bayram gününün benim için mes’ut bir ciheti daha vardır, o da müstakil Azerbaycan Şura Hükümetinin sancağını çekmek şerefini bana bahsetmiş olmasıdır.

Efendiler; Ankara’ya Yunanların düşmanların bayrağı çekilmek isteniyordu. Bu fırsatı hamdolsun ki düşmanlarımız elde edemediler. Burada işte, kardeş hükümetin kardeş milletin sancağı çekilmekle bahtiyar bulunuyoruz.

Türkiye ve Azerbaycan arasındaki samimi revabatın kardeşliğin derecesini izaha lüzum görmem. Bu kardeşlik rabıtasının teyit ve takviyesi için gönderilen Sefir İbrahim Abilof Bey’in intibahında Azerbaycan Hükümetinin isabeti büyüktür. Çünki İbrahim Abilov Hazretleri bu rabıtai uhuvveti ruhunda duymuş bir zattır ve bize dahi pek mühim olan vazifesinde muvaffak olmak için lazım gelen bütün evsafı haiz bulunuyorlar. Mezayayı mahsusasını daha ilk temaslarında Bize ihsas ve izhar buyurmuşlardır.” (Cəfərov ve Tural, 2013: 33- 34).

Bu yıllarda iki hükümet arasında birçok anlaşmalar yapılmıştır. Bu anlaşmalar

sayesinde Türkiye’den Azerbaycan’a eğitim uzmanları gelmiştir. Bunlar arasında

(20)

2

İsmail Hikmet Ertaylan, Muhittin Birgin, Şevket Süreyya Aydemir, Mehmet Fuat Köprülü gibi aydınlar örnek gösterilebilir. Bu aydınlar, 1920’li yıllarda ülkenin bilim sahasının gelişmesinde, anadil farkındalığının artmasında, millî terminolojinin oluşmasında ve iki halk arasındaki irtibatın kopmaması için birçok hizmette bulunmuşlardır (Quliyev, 2015: 6).

Lenin, Neriman Nerimanov’un rehberliğindeki hükümetin ilk yıllarında, kısmen de olsa, Azerbaycan’daki Sosyalist hükümetin faaliyetlerine karışmamıştır.

Fakat Lenin’in ölümünden sonra Troçki ile siyasî mücadeleyi kazanan Stalin’in döneminde durum değişmiştir.

Nerimanov, siyasî faaliyetleri Stalin tarafından beğenilmediği için Azerbaycan’daki iktidardan uzaklaştırılarak Moskova’ya çağrılmıştır. Bakü’deki iktidar ise diğer milletlerin, özelikle Ermenilerin eline geçmiştir (Djaxannuri, 2010:

65). Bu yıllarda L. Mirzoyan, S(ergey). M(ironoviç). Kirov, G. K. Orconikidze, A.

Mikoyan Azerbaycan’da söz sahibi olmuşlardır (Nərimanov, 1992: 6). Bundan sonraki yıllarda ülkede aydınlara karşı baskılar daha da artmaya başlamıştır.

Aydınlara karşı baskıların yanı sıra Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ın toprak iddiaları devam etmiştir. Moskova’daki merkezî hâkimiyetin yardımıyla Zengezur ve Göyçe bölgeleri Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne verilmiştir. Bunun yanı sıra toprak iddialarından vazgeçmeyen Ermeniler, Dağlık Karabağ ve Nahcivan’ı da Sovyet Ermenistan’ı ile birleştirmeye çalışmışlardır. Fakat Türkiye’nin desteğiyle bu emel hayata geçememiş ve Nahcivan Özerk Cumhuriyeti kurularak Azerbaycan toprak bütünlüğü korunmuştur. Bunun yanı sıra aynı yıllarda, Azerbaycan’ın terkibinde Dağlık Karabağ’a da özerklik verilmiştir.

Moskova merkezli Lenin hükümeti, yarı bağımsız olan Azerbaycan Sovyet Cumhuriyet’inde halkın millî devletçilik mefkûresine ve siyasî ideolojik gelişimine karşı mücadele etse de bu konuda tam anlamıyla başarılı olamamıştır. Dolayısıyla o dönemde de Azerbaycan’da maarif harekâtı devam etmiştir. Celil Memmedkuluzâde, Üzeyir Hacıbeyli, Hüseyin Cavit, Memmed Sait Ordubadi, Cafer Cabbarlı gibi önemli şahsiyetler, Sovyet döneminin başlangıcında da aktif şekilde faaliyetlerine devam etmişlerdir (Cəfərov, 2012: 43).

Bu baskıcı dönemlerde ülkede aydınlanma süreci hızla devam etmiştir.

Nerimanov’un başkanlığında Azerbaycan’da aydınlanma süreciyle ilgili bir sıra

(21)

3

projeler hazırlanmıştır. Ülkede Arap alfabesinin kullanılması bu süreci yavaşlattığı için bu projelerde öncelikle alfabe meselesi ele alınmıştır. Hükümetin bu konuda ileri sürdüğü proje ise Latin alfabesine geçiş olmuştur (Xəlilov, 28: 2016). Bu projeyi hayata geçirmek için 1922 yılında Merkezî İcraiyye Komitesi’nin nezdinde Yeni Türk Alfabesi Komitesi oluşturulmuştur. Komitede Samet Ağamalıoğlu, Ferhat Ağazâde, Hudadat Melik Aslanov, Abdulla Tağızâde ve Ahmet Pepinov yer almışlardır (Salmanlı, 2019: 10).

Komite başkanı Samet Ağamalıoğlu, Lenin’i ziyaret etmiş ve bu projeyi kendisine sunmuştur. Projeyi beğenen Lenin, komitenin alfabe konusundaki tutumunu beğenmiştir. Böylece 1922 yılından itibaren başlatılan çalışmanın sonucu olarak Azerbaycan Merkezî İcraiyye Komitesi’nin 27 Haziran 1924 tarihindeki kararıyla Latin alfabesinin kullanılması zorunlu hâle getirilmiş ve devlet alfabesi olduğu beyan edilmiştir (İsaxanlı, 2011: 83). Azerbaycan’da projeyi başarılı şekilde hayata geçiren komite üyeleri, bundan heveslenerek Sovyetler Birliği’ndeki diğer Türk halklarına da bu projeyi sunmuşlardır (Səid, 1929: 9).

Yeni alfabe, Ahundzâde’nin 1863 yılında Tiflis’ten İstanbul’a giderek saraya sunduğu Latin harflerinin kabulü tasarısına yakındır (Baykara, 1966: 154). Bu alfabe sayesinde yeni çıkacak basın organlarının ve kitapların halka daha verimli bir şekilde aktarılacağı düşünülmekteydi. Latin alfabesine geçme projesini destekleyenlerin yanı sıra ona karşı çıkanlar da olmuştur. Özellikle din adamları, bazı aydınlar ve hükümette yer alan üst düzey yöneticilerin bir kısmı bu projeyi desteklememiştir. Yeni alfabeyle ilgili tartışmalar daha çok o dönemde çıkan “Yeni Yol” gazetesinde yapılmıştır.

Gazetenin bu dönemdeki en büyük özelliği Latin alfabesiyle çıkmasıdır (Həsənli, 2008: 188-189).

Azerbaycan’ın Latin alfabesine geçmesinde, Bakü Türkoloji Kurultayı’nın

toplanmasında da önemli rol oynamıştır. 1926 yılında Bakü’de düzenlenen kurultaya

Azerbaycan’dan Bekir Çobanzâde, Samet Ağamalıoğlu, Ahmet Pepinov, Celil

Memmedkuluzâde; Türkiye’den ise Ali Bey Hüseyinzâde ve Fuat Köprülü gibi

aydınlar katılmıştır. Rusya’da yaşayan diğer Türk halklarının da katılımıyla

gerçekleşen kongrede Azerbaycan’daki alfabe değişimine geniş yer verilmiştir

(Nerimanoğlu ve Öner, 2008: 13).

(22)

4

7 Mart 1926 yılında Azerbaycan “Yeni Türk Alfabesi Komitesi” yeni alfabeyi kabul ederek Cumhuriyet’in bütün bölgelerindeki temsilcilerle müşavere düzenlenmiştir. Bu müşaverenin ardından 1927 yılının Haziran ayında Bakü’de S.

Ağamalıoğlu, F. Hocayev, B. Gulbeşerov, M. A. Aytakov ve diğerleri tarafından

“Yeni Türk Alfabesi Umum İttifak Merkezî Komitesi”nin toplantısı düzenlenmiştir.

Toplantıda Sovyetler Birliği’nde daha önce alfabeleri olmayan veya Arap alfabesi kullanan bütün halklar için farklı Latin alfabeleri kabul edilmiştir (Həsənli, 2008:

191). Bu proje sayesinde Azerbaycan’da okuma yazma oranı 1920-1927 yılları arasında hızlı bir şekilde gelişerek basın organlarının sayısı artmıştır.

Alfabe dışında kültür ve aydınlanma sürecinde ülkede başka projeler de hayata geçirilmiştir. Bu yıllarda şehirlerde işçi kulüpleri, köylerde ise köy kıraathaneleri ve kütüphaneler hızlı şekilde kurulmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra ilk enstitüler de bu yıllarda kurulmuştur.

Kültür ve bilim alanında ıslahatlar 1930’lu yıllarda da devam etmiştir. 1932 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği, 1934 yılında ise Bestekârlar Birliği kurulmuştur.

Daha önce kabul edilmiş Latin alfabesi 1939 yılından itibaren yerini Kiril alfabesine bırakmıştır (Nuriyeva, 2015: 270-271).

Bütün Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi Azerbaycan’da da 1920’li yılların sonundan itibaren hızlı bir şekilde köylülerin ortak şekilde çalışabileceği tarım işletmeciliği uygulaması yapılmaya başlanmıştır. Böylece toprak sahiplerine karşı baskılar artmış, toprakları ellerinden alınmıştır. Yavaş yavaş tamamen iktidarını güçlendiren Stalin rejimi, 1936 yılında Azerbaycan’ı yeni anayasanın şartları gereği tamamen Sovyet Rusya’sına bağımlı duruma getirmiştir.

0.1.1. Kıyım Dönemi

1930’lu yılların başlarında SSCB’de ordu düzenlemesine yakından iştirak eden

Mareşal Mihail Tuhaçevski’nin faaliyetleri, başta Stalin olmakla Sovyet büyüklerini

rahatsız etmeye başlamıştır (Nikolayeviç, 2003: 23-24). Bu durumdan dolayı devlet

tarafından görev alanları daraltılan Tuhaçevski, bir grup meslektaşıyla birlikte Stalin

hükümetine karşı darbe planı hazırlamıştır. Fakat içeriden yapılan ihanet sonucunda

plan ortaya çıkmış ve Tuhaçevski bir grup yüksek rütbeli askerlerle birlikte “Troçki

Taraftarı” olmakla itham edilerek idam edilmiştir. Yaşanan bu olaydan sonra Stalin’in

(23)

5

otoritesi ordu karşısında zayıflamıştır. Durum böyle olunca Stalin NKVD’nin

2

yetkisini artırmak zorunda kalmıştır (Məmmədov, 2007: 35). NKVD’nin başlıca göreviyse ülkede Sovyet ideolojisine karşı olanları veya böyle olabileceğinden şüphelenilen vatandaşları hapsederek en ağır şekilde cezalandırmak olmuştur.

Sovyetler Birliği’ni kapsayan bütün siyasî kıyımlar, eş zamanlı olarak Azerbaycan’da da başlamıştır. SSCB’nin 1937 yılının Mart ayındaki genel toplantısına katılan Mircafer Bağırov “temizleme” işlemini hızlandırmıştır. Daha 1934 yılındaki konuşmasında ülkede “Troçkicilerin”, “milliyetçilerin”, “devrim karşıtı olanların” bulunduğunu söyleyen Bağırov (Nəbiyev, 2004: 35), Azerbaycan Komünist Partisinin genel toplantısında yeni uygulanacak politikayla ilgili şunları dile getirmiştir:

“Plenumun qərarları bütün partiya təşkilatlarının işini yenidən qurmaq üçün partiyanın və xalqın düşmənlərinə qarşı-Troçkici-faşist nökərlərə, ziyançılara, diversantlara və casuslara və onlara qovuşan sağlara və hər cür konturrevalüsion millətçilərə qarşı mübarizədə partiya təşkilatlarını daha artıq möhkəmlətmək və mətinləşdirmək üçün qüvvətli maniələdir.” (Bağırov, 1937: 4).

Bu toplantının ardından bütün yayın organlarında “halk düşmanı” adı altında siyasî yazılar daha çok kaleme alınmaya başlamıştır. Böylece Stalin’in talimatıyla Mircafer Bağırov’un rehberliğinde Azerbaycan’da halka karşı geniş bir kıyım başlamıştır. Dolayısıyla ülkede artık tamamen totaliter rejime geçilmiş, siyasî, ekonomik, medenî faaliyetler devletin tam gözetimi altına alınmıştır.

Siyasî kıyıma uğrayanlar, “Milliyetçi Komünistler”, “Müsavatçılar” ve

“Neonasionailstler” şeklinde 3 gruba ayrılarak yargılanmışlardır (Bünyadov, 1993:

196). İlk önce dönemin devlet adamlarından bazıları Ruhulla Ahundov, Alihaydar Karayev, Ayna Sultanova, Dadaş Bünyadzâde, Hüseyin Rehmanov ve başkaları Troçki taraftarı ve devrim karşıtı olmakta suçlanarak önce hapsedilmişler daha sonra ise öldürülmüşlerdir.

Kıyımlar, siyasîlerin yanı sıra aydınlara karşı da yapılmıştır. 1937 yılında kıyıma uğrayanlar özellikle edebiyat alanındaki aydınlardır. Mircafer Bağırov’un konuşmasının ardından diğer devlet dairelerinde olduğu gibi Azerbaycan Yazarlar Birliği’nde de bu siyasî “temizleme” ile ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

Başta Hüseyin Cavit olmak üzere bazı şair ve yazarların edebî faaliyetlerini keskin bir

2 Halk İç İşleri Komitesi

(24)

6

şekilde eleştiren Samet Vurgun, Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin toplantısında fikirlerini şöyle dile getirmiştir:

“Mən Azərbaycan məsələsi üzərində bir qədər danışmaq istəyirəm və bu nöqtey nəzərdən bəzi yazıçılar ilə mübhisəyə girişmək istəyirəm. Yoldaş Hüseyn Cavidi neçə ildir ki, tənqid edirik. Hüseyn Cavid Azərbaycan xalqının həyatından yazmayır, burada onu haqlı tənqid edirik. O ədəbiyyatımıza panislamizm, pantürkizim gətirmişdir. Hüseyn Cavid Azərbaycan dilinə qarşı olaraq Osmanlı Türklərinin dilini ədəbiyyatımıza gətirmiş. Bu tənqiddə biz daima haqlıyıq. Burada heç bir güzəşdə getməyəcəyik”(Vurğun, 1937: 3).

Daha 1936 yılında bütün SSCB’de “Formalizm ve Natüralizm” aleyhine başlatılan kampanya zamanında birçok Azerbaycanlı yazar ve şair zaman zaman eleştiriye maruz kalmışlardır. 1937 yılında ise artık durum aydınlar için daha da zorlaşmıştır. Sovyet ideolojisi dışına çıkanların yanı sıra rejimi övenler de haksız yere eleştirilmişlerdir. Bu yılda Ahmet Cevat, Hüseyin Cavit, Mikail Müşfik, Tağı Şahbazi, Seyit Hüseyin, Salman Mümtaz, Yusuf Vezir Çemenzeminli, Ali Nazım gibi şair ve yazarlar önce hapsedilmiş (Hacıyev, 2010: 14), kısa süren mahkemelerden sonra en ağır cezalara maruz kalmışlardır. Büyük bir kısmı idam edilmiş, bir kısmıysa Sibirya’ya veya Orta Asya’ya sürgün edilmiştir. Kıyım politikası sadece onlara değil aile üyelerine ve akrabalarına da uygulanmıştır.

1937 yılında yapılan “temizleme” politikası bilim adamlarını es geçmemiştir.

İlimler Akademisi’nde çeşitli dallarda görev alan ülkenin önemli bilim adamları da

“halk düşmanı” adı altında haksız yere cezalandırılmışlardır. Bunlara, Bekir Çobanzâde ve Hanefi Zeynallı örnek gösterilebilir (Əliyeva, 2010: 6).

Toplu şekilde yapılan hapsetme ve idamlar 1937 yılından sonra da devam etmiştir. Fakat bu politika daha seyrek şekilde uygulanmıştır. 1937-1938 yılları arasında yaklaşık 40 000 kişi, 1937-1940 yılları arasında ise ortalama 12 000 kişi hapsedilmiştir. Bu yıllarda Sovyet Azerbaycan’ı vatandaşları toplu şekilde Sibirya’ya ve Kazakistan’a sürgün edilmişler, orada “halk düşmanları”na ayrılan özel kamplarda kalmaya mecbur edilmişlerdir (İbrahimli ve Əziz, 2010: 319).

Kıyıma uğrayanlar, Stalin’in ölümden sonra mahkemelerde beraat edilerek itibarları iade edilmiştir. Stalin’den sonra iktidara gelen Nikita Kuruşçev’in ilk işlerinden biri Stalin döneminde yüksek görevlerde bulunan ve “temizleme”

politikasından bizzat sorumlu olan Lavrenti Beriya’yı görevden alarak yargılamak olmuştur. Kısa süren mahkemenin ardından Beriya idam edilmiştir (Suşkov, 2009:

24). Beriya’nın yanı sıra ona yakın olan şahıslar da cezalandırılmıştır. Bu şahıslardan

(25)

7

biri de Mircafer Bağırov’dur. Azerbaycan’daki 1937 kıyımını hayata geçiren Mircafer Bağırov da hapsedilerek mahkemeye çıkarılmış ardın da idam edilmiştir. Bağırov mahkemedeki konuşmasında hâkimiyeti döneminde halka karşı yaptıklarının cinayet olduğunu şöyle itiraf etmiştir: “Məni asmaq azdır, məni güllələmək azdır, məni şaqqalamaq, dörd yerə bölüb tikə-tikə doğramaq lazımdır ki, mən inanmışam!”

(Məmmədov, 2010: 255).

Onun Azerbaycan’daki hâkimiyeti döneminde haksız yere “halk düşmanı”

olmakta suçlanan bütün vatandaşların suçsuz olduğu mahkeme kararlarıyla tescil edilmiştir. Sürgünde olanlar geri dönmüş; idam edilenlerin ise itibarları iade edilmiştir.

0.1.2. İki Dünya Savaşı Yıllarında Azerbaycan

Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal etmesiyle İkinci Dünya Savaşı başlamıştır (Şelemanov, 2009, 10). Sovyetler Birliği ile 1939 yılında imzalanmış antlaşmaya rağmen Almanlar 1941 yılında Sovyetler Birliği’ne de hücum etmişlerdir.

“Barbarossa” adlı plana göre Almanlar kısa sürede SSCB’nin büyük bir kısmını işgal etmeyi planlamaktaydılar (Bagirov, 2015:4).

Almanya’nın işgal planında, Azerbaycan önemli bir yer tutmuştur. Özellikle Bakü petrolüne önem veren Hitler, Azerbaycan’ı işgal etmekle hem Sovyetler Birliği’ni yakıtsız bırakmayı hem de Doğu coğrafyasına rahat ulaşmayı amaçlamıştır.

“Edelweiss” adlı planla harekete geçen Alman ordusu 25 Eylül 1942 yılında Bakü’yü işgal etmeyi hedeflemiştir (Məmmədov, 2016: 19).

Savaş yıllarında SSCB hükümetinin de Azerbaycan’la ilgili benzer düşünceleri vardı. 1942 yılında imzalanmış gizli plana göre Azerbaycan Türklerinin Orta Asya’ya göç ettirilmesi planlanmıştır. Bunun nedeniyse Azerbaycan’ın Türkiye ile etnik köken bakımından aynı olmasıdır. Stalin, yönetimi Türkiye’den gelecek herhangi bir tehlike sırasında halkın Türkiye’yi destekleyeceğinden kuşkulandığı için bu planı hayata geçirmeye çalışmıştır. Fakat Mircafer Bağırov’un çabaları sayesinde Stalin bu fikirden vazgeçmiştir (Nəsirov, 2014: 14).

Azerbaycan Türkleri savaşın ilk günlerinden itibaren gönüllü olarak cepheye

yollanmışlardır. İlk günlerde savaşa gönüllü olarak katılanların sayısı yaklaşık kırk

bin kişi olmuştur (Paşayev, 1975:3). Savaş yıllarında Azerbaycan’dan Sovyet

(26)

8

ordusuna altı yüz binden fazla insan katılmış, bunlardan yaklaşık on bir bini kadınlardan oluşmaktadır (Cəfərov, 2015: 3).

Azerbaycan, savaşın ilk yıllarında SSCB’ye ekonomik açıdan da önemli katkılar vermiştir. Savaşın talepleri gereği işçilerin mesai saati on bir saate kadar çıkarılmış ve izinleri iptal edilmiştir. İşten kendi başına ayrılanlar ise hapisle cezalandırılmışlardır.

Sadece ekonomik alanda değil bütün endüstri alanlarında da faşizme karşı mücadelede arka cephedeki insanlar ciddî bir şekilde çalışmışlardır (Heydərov, 1957:

7). Orduya gönderilen erkeklerin görevleri, kadınlar ve çocuklar tarafından yapılmıştır. Özellikle petrol alanında çalışan işçiler, Sovyet ordusunun galibiyetinde önemli rol oynamıştır. Savaş yıllarında onların büyük çabaları sayesinde çıkan petrol, bütün ordunun yakıtının %85-90’ını temin etmiştir (Bədəlov, 2017: 5). Petrolcülerin yanı sıra ülkedeki kolhozlarda çalışan köylüler de gece gündüz çalışarak ön cepheye gıda gönderilmesinde büyük katkılar sağlamıştır.

Savaş yıllarında Azerbaycan’ın bilim ve kültür alanında çalışanları da savaşa katkıda bulunmuşlardır. Bu konuda özellikle Yusuf Memmedeliyev’i anmak gerekir.

Onun gayretleri sonucunda uçaklar için yeni metotlarla benzin üretilmiştir (Musa, 2015: 10). Bunun yanı sıra askerî tıp alanında Mustafa Topçubaşov’un tıpta uyguladığı yeni metotlar sayesinde binlerce askerin hayatta kalması sağlanmıştır. O yıllarda ülkede 70’ten fazla askerî hastane yaralılara hizmet vermiştir (Qaziyev, 1943:

22).

Edebiyat alanında da savaşla ilgili temalar esas alınmıştır. Bu dönemde ön ve arka cephede yer alan Azerbaycan Türklerinin kahramanlıklarını anlatan çeşitli eserler kaleme alınmıştır. Mircelal, Memmed Sait Ordubadi, İlyas Efendiyev, Samet Vurgun, Ali Nazmi gibi yazar ve şairler bu yıllarda ülkenin çeşitli basın organlarında savaşla ilgili eserler yayınlamışlardır. Ön cepheye gönderilen yazar ve şairlerden Resul Rza, Abbas Zamanov, Cafer Handan, Ahmet Cemil, Hasay Vezirov, Enver Memmedhanlı burada gördüklerini Veten Uğrunda, Veten Şerefine, Heyecan ve diğer yayın organlarında kaleme almışlardır (İsmayılov, 2000: 44).

Faşizme karşı mücadelede kültür camiasında yer alan aydınlar da aktif şekilde

çalışmışlardır. Müzisyenler tarafından savaşla ilgili çeşitli şarkılar, senfoniler, marşlar

ve operalar bestelenmiştir. Ön cephedeki askerlere sık sık konserler verilmiştir (Azəri,

2015: 15). Müziğin yanı sıra film sektörü de ilk günlerden itibaren faaliyetlerini

(27)

9

savaşa yönlendirmiştir. Bir grup yönetmen ve kameraman, devlet tarafından ön cepheye gönderilmiştir. Onlardan cephede savaşan askerlerin yaptığı kahramanlıklardan bahseden belgeseller çekmeleri talep edilmiştir (Hüseynova, 2018:

4).

Arka cephede olduğu gibi ön cephede de Azerbaycan Türkleri galibiyet için ellerinden geleni yapmışlardır. Savaşın ilk günlerinden itibaren binlerle Azerbaycan vatandaşı ön cepheye gönderilmiştir. Ağır çatışmaların meydana geldiği Brest Kalesi’nde 44 Azerbaycan Türkü büyük kahramanlıklar göstermiştir. Bunun yanı sıra Yarbay Hezi Aslanov’un komutanlığındaki tank alayı önemli bir cephe olan Stalingrat’ta düşmana karşı mücadele etmiştir. Bu cephedeki başarılarından dolayı Hezi Aslanov, “Sovyetler Birliği Kahramanı” madalyasına layık görülmüştür. Hezi Aslanov’un dışında İsrafil Memmedov, Gafur Memmedov, Ahmediye Cebrailov, Ziya Bünyadov, Mehdi Hüseyinzâde gibi savaşa katılan Azerbaycan Türklerine de SSCB’nin en büyük dereceli madalyalarından olan “Sovyetler Birliği Kahramanı”

madalyası verilmiştir (Kərimov, 2007, 311-312).

SSCB ile Almanya arasındaki savaş, 1945 yılında bitmiş, fakat İkinci Dünya Savaşı devam etmiştir Sovyetler Birliği bu defa Japonya’ya karşı savaşa başlamış ve sonunda Japonya da teslim olmuştur. Böylece İkinci Dünya Savaşı sona ermiş ve SSCB bu savaştan galip ayrılmıştır. Galibiyetin elde edilmesinde ise Azerbaycan halkının müstesna hizmetleri olmuştur. Sovyet ordusundaki makinelerin büyük bir kısmı Bakü petrolüyle hareket etmiş, binlerce Azerbaycan Türkü ise savaşa katılmıştır.

Galibiyet, bütün Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi Azerbaycan’da da büyük

coşkuyla karşılanmıştır. Özellikle basın aracılığıyla elde edilen galibiyet halka

duyurulmuş, gazete ve dergilerde galibiyetle ilgili şair ve yazarlar tarafından çeşitli

eserler kaleme alınmıştır. Fakat galibiyete rağmen Azerbaycan halkının bu savaşta

aldığı hasar uzun yıllar telafi edilememiştir. Savaş, hem ekonomik açıdan hem de

nüfus açısından Azerbaycan’a büyük zararlar vermiştir. Sovyetler Birliği’nin diğer

ülkelere nazaran bu savaştaki insan kaybı çok fazla olduğu için bu Azerbaycan’da da

kendini göstermiştir. Savaşa katılanların yarısı cephede ölmüştür (Əzimov, 1992: 51-

52). Bir kısmıysa Almanlara esir düştükleri için Stalin rejiminin sert politikasından

çekinerek geri dönememişler, Avrupa’ya ve Türkiye’ye sığınmak zorunda

kalmışlardır.

(28)

10 0.2. Azerbayan Basın Tarihi Hakkında

Bütün ülke ve toplulukların sosyal ve kültürel hayatında olduğu gibi Azerbaycan halkının hayatında da basın önemli yer tutmaktadır. XIX yüzyılın ikinci yarısından itibaren Cedit hareketinin başlanmasından günümüze kadar basın halkı aydınlatmada, edebiyatın ve kültürün gelişiminde önemli rol oynamıştır. Azerbaycan basınının oluşumunda ve gelişiminde büyük katkıları olan aydınlar arasında başta Hasan Bey Zardabi olmakla birlikte Mirza Fethali Ahundzâde, Celil Memmmedkuluzâde, Kemal Ünsizâde, Celal Ünsizâde, Mehemmed Tağı Şahtahtinski, Hüseyinzâde Ali Bey örnek gösterilebilir.

0.2.1. Basının Ortaya Çıkış Süreci ve İlk Basın Organları

XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çar Rusya’sının hakimiyetinde olan Azerbaycan’da petrol sermayesinin artmasıyla sanayi de gelişmeye başlamıştır.

Merkezi Bakü olmakla birlikte Şeki, Şamahı, Şuşa ve diğer şehirlerde yeni fabrikalar ve istihdam alanları kurulmuştur. Yaşanan bu gelişmeler birçok alanda olduğu gibi bilim ve kültür alanını da etkilemiştir. Bu yıllarda Şamahı’da Seyit Azim Şirvani, Şuşa’da Mir Muhsin Nevvab, Lenkeran’da Mirza İsmail Kasir, Ordubat’ta Mehmet Taki Sıtkı tarafından ilk Cedit okulları kurulmuştur (Baykara, 1966: 114). Bütün Türk dünyasında Cedit dönemi olarak bilinen bu yıllarda Kuzey Azerbaycan’da da aydınlanma ön plana çıkmıştır. Cedit okullarının açılması halkın hızlı bir şekilde aydınlanmasını sağlamıştır. Dönemin aydınlarından Mirza Fethali Ahundzâde, Seyit Azim Şirvani, Kasım Bey Zakir, Necef Bey Vezirov da kendi eserleriyle yenileşme hareketinde önemli rol oynamışlardır (Bayramoğlu, 1997: 7).

Özellikle Bakü’de petrol sanayisinin gelişmesi şehrin sosyal ve kültürel hayatına yansımıştır. 1873 yılında Azerbaycan’da ilk millî tiyatro sahneye konulmuştur. Mirza Fethali Ahundzâde’nin “Hacı Gara” komedisinin sahnelenmesiyle Azerbaycan millî tiyatrosu ortaya çıkmıştır (Hüseynov, 2007: 60).

Bütün bunların yanı sıra o dönem için yenilik olan Müslüman Hayriye Cemiyeti’nin

1872 yılında kurulması da Azerbaycan aydınlarının faaliyetlerinde önemli adımlardan

biri olmuştur (Yaqublu, 2013: 15).

(29)

11 0.2.1.1. Ekinçi (1875-1877)

Bu yıllarda Azerbaycan tarihi için önemli olaylardan biri de millî basınının oluşumudur. Millî basın olmadığı yıllarda Azerbaycan Türkçesinde yayın organları mevcut olmuştur. Fakat bu yayın organları Çar hükümetinin desteğiyle çıkarak daha çok rejimin karar, yasa ve icraatlarını halka duyurmak amacını gütmüş (Turan, 2017:

434), sadece belli sayfalarda ve sayılarda Azerbaycan Türkçesinde haberlere yer verilmiştir. Bu gazeteler Tiflis Ahbarı, Kafkas’ın Bu Tarafının Haberi (Kazan, 2016:

38) ve Tebriz’de çıkan Azerbaycan’dır (Rüstəmova, 1993: 37). Tiflis Ahbarı 1832 yılında (Cavid, 2014: 11), Kafkas’ın Bu Tarafının Haberi ise 1845 yılında Azerbaycan Türkçesinde yayın faaliyetine başlamıştır (Yıldırım, 2013:148). Her iki gazetenin ömrü kısa olmuş ve kapatılmıştır. Maalesef gazetelerin nüshaları arşivlerde bulunmamaktadır.

Yukarıda adı geçen gazetelerle Azerbaycan millî basınının oluştuğunu söylemek mümkün değildir fakat, bu gazeteler Azerbaycan millî basının oluşumunda öncü olmuştur (Şahverdiyev, 2006: 8). Birkaç yıl Azerbaycan Türkçesinde gazete yayımlamak için mücadele eden Hasan Bey Zardabi, amacına ulaşabilmiş, 1875 yılında yayın hayatına kazandırdığı Ekinçi gazetesiyle Azerbaycan’ın ilk millî yayın organı okurlara sunulmuştur (Həsənov, 2009: 4).

Gazetenin faaliyete başlaması sadece Azerbaycan’da değil o dönemde Çar Rusya’sı tarafından işgalde olan bütün Türk dünyasında yankı bulmuştur. Bununla ilgili Hasan Bey Zardabi’nin eşi Hanife Hanım Melikova kendi hatıralarında şöyle der:

“Qəzet bütün Rusiya müsəlmanlarını hərəkətə gətirdi. O, bir elektrik cərəyanı kimi bütün müsəlman aləminə yayıldı. Yatmış müsəlman aləmini hərəkətə gətirmək üçün heç nə - məktəb və teatr da bu cür təsir edə bilməzdi.

Qəzetə hər yerdən – Omskdan, Orenburqdan, Ufadan, Volqaboyundan və Krımdan təbriklər abunələr gəlməyə başladı” (Abayeva, 2005: 27).

Hasan Bey Zardabi, baskıcı Çar rejiminden çekindiği için gazetenin ismini Ekinçi koyarak daha çok ziraatla ilgili konulara yer vereceğine işaret etmiştir. Fakat gazetede sadece ziraatla ilgili haberlere değil siyasî, sosyal, ekonomik ve edebî yazılara da yer verilmiştir (Quliyev, 2001: 6). Gazetenin içeriğiyle ilgili Hasan Bey Zardabi şöyle bilgi vermiştir:

1. Daxiliyyə - buradakı məqalələr qəzetin münşisinin özü tərəfindən

yazılacaqdır.

(30)

12

2. Əkin və ziraət xəbərləri – yəni bizim, ya qeyri vilayətlərdə olan əkinlərdən... onları becərmək vaxtında işlədilən əsbablardan, əkin yerini şum etməkdən, əkin yerini qüvvətli etməkdən ötrü o yerə qeyri şeylər qarışdırmaqdan, xülasə, əkindən və əkini biçib, götürüb, qurdurub, döyüb saxlamaqdan danışıq olacaqdır....

3. Elm xəbərləri – yəni elm və imtahan yolu ilə aşkar olan, məsələn;

insanın bədəninə və malına nəfi olan xəbərlərdən danışılacaqdır.

4. Tazə xəbərlər – bir neçə qism olacaqdır, əvvəli ticarət xəbərləri olacaq, yəni bizim vilayətimizdə və ya qeyri vilayətlərdə bir şey, məsələn, buğda filan şəhərdə, ya filan kənddə nə qiymətə və nə tövr satılmaqdan xəbər verəcəkdir və s.(Həsənzâdə, 1979: 17-18)

Ekinçi’nin birinci sayısı çıktıktan sonra diğer sayılarda konular daha da genişlemeye başlamıştır. Bu sırada Moskova’da eğitim alan Necef Bey Vezirov ve Asker Ağa Gorani de bu durumdan vecde gelerek gazeteye art arda makaleler göndermişlerdir. Onların yanı sıra gazetenin ilk sayılarına Tiflis’ten Mirza Fethali Ahundzâde, Şamahı’dan Seyit Azim Şirvani, Reşt’ten Ehsenül Kavadis, Derbent’ten ise Alekber Haydarî yazılar göndermeye başlamışlardır (Mirəhmədov, 2005: 9).

Çar sansürü sonucunda gazete sadece 2 yıl faaliyet gösterebilmiştir. Özellikle 1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşı ülkede uygulanan sansürü daha da sertleştirmiştir. Bütün bunların sonucunda gazete 1877 yılında kapatılmıştır (Ağazadə, 28: 2006). Yayın hayatı boyunca gazetenin toplam 56 sayısı çıkmıştır. Ekinçi gazetesi gelecekte çıkacak olan diğer yayın organları için temel teşkil etmiştir. Aynı zamanda gazete, maarifçi demokratik ideolojiyi temsil ederek burada geniş konulara yer vermiştir. Bu konular filoloji, edebiyat, felsefe ve doğa bilimleri araştırmacıları için önemli kaynak rolü oynamıştır (Axundov, 1976: 10).

0.2.1.2. Ziya (Ziya-yı Kafkasiye) (1879-1882)

Hasan Bey Zardabi’nin basındaki faaliyetlerinden sonra Azerbaycan basınında Ünsizâde kardeşler, yeni simalar olarak halkın aydınlanması için çabalar göstermeye başlamışlardır. Zardabi gibi onlar da bu yolda basının önemini anlayarak ciddî çalışmalar yapmışlardır. Yusuf Akçura, Ünsizâde kardeşlerinin basın faaliyetlerini

“Bütün Türkçülük İçin Bir Merhale” şeklinde nitelendirerek şöyle der:

“Kanaatımca Ziya-yı Kafkasya ve Keşkül, Türk milliyetperverliği fikrinden çok o zamanlarda bir özel değeri olan ve adetâ ‘Bütün Türklük’

amacına, bir merhale teşkil eden İslâmcılık görüşünü yaymış ve savunmuş

olsalar gerktir; bizzat Celâl Bey’in özel bir mektubunda bana bildirdiği

üzere Keşkül’ün bütün Müslüman memleketlerinden, Osmanlı’dan,

İran’dan, Hindistan’dan, Türkistan’dan, Kuzey Kafkasya’dan gelen

(31)

13

Türkçe, Arapça, Acemce makaleleri içine alması bu kanaatimin doğrulduğunu gösterir. Bence Ünsizâdeler teşebbüsünün Türk milliyetperverliği ile asıl ilgisi, Gaspıralı İsmail’in ilk Türkçe eserlerini bastırmış olmasıdır. Gerçekten, İsmail Bey Rusça birkaç gazete makalesi yazıp bastırdıktan ve Kırım’da taş basmasiyle Türkçe bir iki yaprak karaladıktan sonra, Ünsizâdelerin matbaasında müracaat etmiştir.

Bu şekilde XIX. yüzyıl sonlarında ‘Bütün Türkçülük’ hareketinin en önemli ve merkezî siması olan Gaspıralı İsmail Bey’in hayat ve faaliyetine gelip yetişmiş olduk”(Akçura, 1978: 90-91).

Ekinçi gazetesi Çar rejimi tarafından kapatıldıktan sonra bir müddet Azerbaycan’da yerli basının faaliyeti yasaklamıştır. Ünsizâde kardeşlerin bütün çabalarına rağmen yalnız 2 yıl sonra Tiflis’te 1879 yılında Sait Ünsizâde tarafından Ziya gazetesi yayın hayatına başlamıştır (Zeynalov, 1979: 177)

Her sayısı 4 sayfadan oluşan gazetede dinî konulara daha çok yer verilmiştir.

Fakat bu konuların yanı sıra yerli ve yabancı haberleri, memlekette yaşananları kendi okuyucularına o dönemde Azerbaycan Türkçesinde sunan tek gazete Ziya olmuştur.

Ekinçi gazetesinin Çar sansüründen dolayı kapanması, Ziya gazetesini değinilen konularda daha hassas olmaya mecbur etmiştir (Əliyev, 2016:149).

Haftada bir defa yayımlanan gazetede Hasan Bey Zardabi, Necef Bey Vezirov, Seyit Azim Şirvani, S. Velibeyov, A. Çernyayevski gibi önemli şahısların eserleri sık sık yayımlanmıştır (Tahirqızı, 2014: 11). Gazetenin 76 sayısı Ziya adıyla çıkmıştır.

1880 yılının Aralık ayından itibaren ise gazete Ziya-yı Kafkasiye adı altında yayın hayatına devam etmiştir. Toplam olarak 183 sayısı çıkan gazetenin son 11 sayısı Şamahı’da çıkmıştır (Sarıyeva, 2015: 15). Maddi sorunlardan dolayı gazetenin faaliyetine 1884 yılında son verilmiştir (İsmayıl, 2018: 12). Ünsizâde 1900 yılında gazeteyi yeniden yayınlamaya çalışsa da Çar hükümeti buna izin vermemiştir (Akarslan, 2019: 7).

0.2.1.3. Keşkül (1883-1891)

Çar rejiminin bütün baskılarına rağmen Azerbaycan’daki aydın kısmın bilim ve kültür alanındaki çalışmaları hızlı şekilde devam etmiştir. Ekinçi ve Ziya gazetelerinin ardından Azerbaycan’da ilk dergi olan Keşkül, Celal Ünsizâde tarafından 1883 yılının Ocak ayında ilk sayısıyla yayın hayatına başlamıştır (Nəsrəddinov, 2018: 11).

Celal Ünsizâde, Keşkül’ün ilk 11 sayısını dergi şeklinde yayımladıktan sonra

diğer sayıları gazete şeklinde yayımlanmıştır (Nəsrəddinov, 2015, 3). Başta dergi,

(32)

14

daha sonra gazeteye dönüşen basın organları şunlardır: “Daxili Şöbə, Tarixi və Siyasî Şöbə, Tənqid və Mətbuat Xülasəsi, Pedaqoqika, Həkim Məsləhəti, Şer Şöbəsi, Təqvim, Müxtəlif Materiallar, Elanlar” (Aşırlı, 2009: 34)

Ziya-yı Kafkasiye’den faklı olarak Keşkül’de çeşitli konulara yer verilmiştir.

Burada dinî, bilimsel, edebî yazılar gazetenin temel konuları olmuştur. Keşkül’ü, bu bakımdan önemli kılan noktalardan biri de Ahundzâde’nin tiyatro eserlerinin burada iktibas edilmesidir (Özkaya, 2014: 138). Gazetenin en büyük hedeflerinden biri Azerbaycan Türkçesi dışında Arapça, Farsça ve Rusça yazılar yayınlamak olmuştur.

Fakat bu amaca ulaşılamamıştır (Nəsrəddinov, 2015: 30).

Gazetenin yazar kadrosu daha önce çıkan 2 gazeteye göre daha geniş olmuştur.

Bu yıllarda gazetede dönemin önemli şahıslarından Hasan Bey Zardabi, Seyit Azim Şirvani, Firidun Bey Köçerli, Memmed Tağı Şahtahtinski, Sultan Mecid Ganizâde, Reşit Ahundov

3

, M. Sultanov, S. Velibeyov, G. Kengerli, E Gayıbov ve diğerleri gazetede edebî eserler ve bilimsel yazılar kaleme almışlardır. Azerbaycanlı aydınların yanı sıra gazetede Rusya’dan A. Çernyayevski, Gürcistan’dan İ. Cavcavadze, Ermenistan’dan Raffi ve A. Şirvanzâde Keşkül’de faaliyet göstermişlerdir (Zeynalov, 1978: 6).

Daha önceki yayın organlarında yaşanan sıkıntı Keşkül’de de yaşanmıştır. Bir taraftan maddî sıkıntılar diğer taraftan da baskıcı Çar rejiminin Müslüman-Türk halklarına uyguladığı sert politika sonucunda gazete 123 sayısı çıktıktan sonra 1891 yılında kapanmıştır (Zeynalov,1973: 49).

Azerbaycan’da millî matbuatın yanı sıra bu yıllarda Rusça gazeteler de faaliyet göstermiştir. Bu gazeteler de Kafkasya’daki diğer Rusça çıkan gazeteler gibi siyasî ve ideolojik bakımından hükümete yakın olmuşlardır. Bakü’de faaliyete başlayan ilk gazete Bakinskiy Listok olmuştur. Gazete, Bakü’de öğretmenlik yapan Hıristiyan Sink tarafından 1871 yılında faaliyete başlamıştır. Bu gazetenin yanı sıra Kaspi, Bakinskaya İzvestiya gibi yayın organları da Azerbaycan’da Rusça yayınlanmışlardır (Niftiyev, 2017: 19).

3 Mirza Fethali Ahundzâde’nin oğlu

Referanslar

Benzer Belgeler

7 Mayıs 2015 ile 6 Haziran 2015 arasındaki bir aylık sürede Sabah gazetesinin haberlerini incelediğimiz bu çalışmada da kullanılan manşetler, başlıklar, spotlar ve haber

Brifing kapsamında; genel olarak Kalkınma Ajansları, özel olarak da KUZKA’nın teşkilat ve insan kaynakları yapısı, bütçesi, Ajans tarafından günümüze kadar

Fırat Kalkınma Ajansı tarafından sunulan hizmetler Genel Sekreterlik bünyesinde bulunan Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birimi, Program Yönetim Birimi, İzleme

Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerinden sorumlu olarak faaliyet gösteren Fırat Kalkınma Ajansı; 5449 sayılı Kanun ve 14 Temmuz 2009 tarih ve 15236 sayılı Bakanlar

Diğer taraftan Ajansımız yapmış olduğu çalışmaların kurumsal bir çerçevede yürütülebilmesi için 2011 yılında Kurumsal Stratejik Plan (2011-2013)’ını oluşturmuştur.

Zafer Kalkınma Ajansı koordinasyonunda yürütülen TR33 Bölgesi Bölge Planı (2010 – 2013) hazırlama çalışmaları, 2010 yılının Kasım ayı içerisinde

Şirket’in ana faaliyet alanı, Sermaye Piyasası Kurulu (“SPK”) mevzuatı hükümler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarından oluşan portföyleri

Ana Sözleşmemizin Süre ve Seçim-Madde 12 için önerilen değişiklik, SPK Kurumsal Yönetim İlkelerine uyumu sağlamak amacını taşımaktadır. Bu İlkelerin