• Sonuç bulunamadı

Halk Kltr-Kitle Kltr Farkllamas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk Kltr-Kitle Kltr Farkllamas"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÜLTÜR BAKANLlGI

HALK KÜLTÜRLERiNiARAŞTIRMA ve GELişTiRME

GENEL MÜDÜRLÜGÜ YAYıNLARı: 164 SEMiNER, KONGRE BiLDiRiLERi Dizisi:34

ıv. MILLETLERARASı

•• " •• t. •

TURK HALK KULTURU KONGRESI

• •

BILDIRILERI

I.

cn.r

Genel Konular

(2)

HALKKÜLTÜRÜ-KİTI$KÜLTÜRÜFARKLıLAŞMASI

Prof. Dr. Orhan TÜRKDOGAN (Türkiye)

"Halk" sosyolojik biroluşumdur.Herşeydenönce, "devlet" kavra-mıylagerçek kimligini kazanmıştır.Bu anlamda"halk ve devlet bi-linçli olarak birbirine bağlı düşünenve karar veren ınsanlarınfikri yaratmasıdır".Bu oluşumda, coğrafietkenler kadar, doğuştan kay-naklanan yetenekler de roloynarlar.

Türk sosyolojigeleneğinde.halk.kavramınıyorumlayan, ona sos-yolojik bir biçim veren Ziya Gökalp'tir. Gökalp'in bu görüşleri günü-müzde de özelligini korumaktadır. Gökalp, toplum yapısınıhalk ve

aristokrasi olmak üzere iki tabakada düşünmektedir. Aynı şekilde, Batı'daaristokratlar yüksek tabakadan, halk ise orta ve aşağı taba-kadansayılırlar.Bu toplumlarda yüksekseçkınler,"halk"tan az oku-muşlarla hıç okumamışlann tabakalannıkastederler. Bu anlamda, "'halk sınıfı"ndan,"halk şiiri"nden,"halk edebiyatı"ndan,"halk zev-kinden", "halk elbısesı''ndenve "halk kültüründen söz.açılabilinir. Böyle bir sınıflamada, halkınbütünü düşünülmüşdegildir. Düşünü­ len şeysade ortave aşaiı tabakadır. Görülüyor ki, sosyolojik litera-türde, halktananlaşılandaima sosyal bir bütününparçasıdır.Hiçbir zaman bir bütünün kendisidüşünülemez.

Gökalp de. halk ve arıstokrası tabakalaşmasını "kültür" ölçeğtile belırlemıştır. O'na göre; halk. kültürün yaratıcısıdır.Milli kültür de halkıneseridir. Tehzibadını verdığı işlenmişkültür dearıstokrasının ürünüdür. Böylece, Fransızca"culture" kavramınınGöka1p sosyoloji-sinde biri harslmıllikültür). dığerıde tehzıbüşlenmış kültür) olmak üzere iki anlamı vardır.Milli kültür ile işlenmiş kültür arasındaiki önemli farkvardırki, bunlardan birincisi milli kültürün demokratik,

işlemiş kültürün ise aristokratik olmasıdır. İkıncı fark. bir insan milli kültürünün tesiri ile, belki de yalnız kendi milletinin kültürüne değerverir. Fakat işlenmişkültüre sahipse-yani aristokrat tabakaya mensupsa-başkamilletlerin kültürlerini de sever ve onlannlezzetlerı­ ni d~tatmayaçalışır.

Milli kültür. halkıngeleneklerinden. yapageldığı şeylerden.sözlü ve yazılı edebiyatlanndan, estetik ve ekonomik ürünlerındenibaret oldugu için bu güzelşeylerinhazinesi Göka1p'e görehalktır. Işlenmiş

kültür iseyalnızyüksek egitim görmüş;yüksek bir terbiye ile yetiş­ miş hakikiaydınlaramahsustur.

"KültürDeğışmesı'' adlıeseriyle Türksosyolotısıve antropolojtsın­ de önemli bir yer tutan Mümtaz Turhan ise, Gökalp'i hatırlatacak tarzda ikili bir kültür ayınmınıileri sürmektedir. O'na göre, "Türki-ye'de birbirinden oldukçafarklıiki ayrı kültürü temsil eden iki esas

(3)

102 ORHAN TÜRKDOÖAN

topluluk vardır. Bunlar şehirlerde,bilhassa büyük şehirlerde yaşa­ yan ınsanlarınve aydınların da katıldığıve temsil ettığı şehırveya aydınkültürü. öteki de küçük kasaba ve şehirlerin de dahil oldugu geniş halk kitlelerinin ve köylünün temsil ettığı halk kültürüdür".

Turhan'da rastladığımızşehırveya aydın kültürü ve halk kültürü

farklılaşmasıGökalp'çigeleneğınbirdevamıdır.

Biz de, bu incelemede halk kültürü olarak; köylü, kasabalı ve

kentlerde yaşayan-üstzenginler ve aydınların dışında-geniş toplu-lukları düşünüyoruz.Büyük toplumun belirli bir kesimi halk

kültü-rü kategorisi içinde ele alınıyor. Halk kültürünü temsil eden toplu-luklar süreklilliınıkoruyan ve tarihi kültür mlraslarıylabeslenen

statükocutopluluklardır.

1900'ler sosyolojtstndeyaygınbir biçimde kullanılmayabaşlanan kitle kavramınagelince, daha ziyade, Batı toplumlannın demokratik-leşmeve ferdiyetçilik süreci sonucu, birtakımyasal haklar kazanan kalabalıkların basın, radyo vb. iletişim araçlarıyla da etkileşiminin bir ürünüdür. Kitle, tarihillil ve süreklilliiolmayanprotestocu ni-telığe sahip oluşumlardır.Kitleler, ya düzenden memnun olmayan veya kitle iletişim araçlannınetkisiyle şartlandırılan kalabalıklar ol-masınedeniyle "toplumu nasıl yıkabilirim,düzeni nasıl değıştırebılı­ rim ve dıledığımtarzdanasılhareket edebilirim" endişesiiçindedirler. Bu yüzden sürekli''komplo teorisi" oluştururlar.

Ülkemiz şartlannda,statükocu olmayan, potansiyel protestolarla yüklü bu akıcı(seyyal) gruplar daha ziyade gençlik. gecekondu ve tüm emekçilerin katıldığı kalabalıklardır.Kitle kültürü de halk kültürügibi, bir toplumun bütününü temsil etmemektedir. O da top-lumun birparçasıdır.

Görüldüğüüzere, Türk sosyolojısı1900'lerden itibaren halk kül-türü, aydın kültürüfarklılaşmasınasahiptir. Bu hiç değilseGökalp sosyolojısınıntemel özelliginiteşkileder. Aynıdönemde Batı sosyolo-jisinde de kitle toplum. kitle insan ve bunların oluşturduğu dünya görüşü,hayat felsefesi, inanç ve değerlersistemini belirleyen teorilere raslamaktayız,Bu dönemin tarih felsefesine damgasınıvurankişiler­ Nikolay Danilevski, Oswald Spengler, Amold Toynbee, Nikolay Berdyaev ve Walter Schubart büyük ölçüde kitle kültürününuygarlı­ gımızıtehditettığt gerçeğinedikkatlerimizi çekmişlerdir.Unlü ıspan­ yol düşünürüJose Ortega Y. Gasset ise "KitlelerinAyaklanışı"(1930) adlıeseriyle kitle kültürünün 20.yüzyılınbir ürünü oldugunu ve uy-garlığımızıtehditettiğıni vurgulamıştır.

Kitle kültürü; sanat, estetik, din, felsefe ve sosyoloji alanlarında daha önceki çağlarm düşüncesistemlerini geri plana iterek büyük çaptaıdeolojılere.sosyal hareketlere ve materyalistöğretilere açık yö-nelim biçimlerini ortaya koymuştur. Batı dünyasınıistila eden kapi-talizm ve DoğuAvrupa'ya damgasınıvuran komünizm. Birinci Dünya Savaşı sonrası faşizmve nazızım ideolojilerinin oluşumundakitle kültürünün önemlidesteği olmuştur. Çoğuülkelerde, egitim sistemi-nin siyasi ideolojilerin güdümüne gırmesı, doktriniyel bir dünyada

(4)

HALK KÜLTÜRÜ-KITLE KÜLTÜRÜFARKLıLAŞMASI 103

milYdarabyaklaşankomu

ı'

ni st dünyanıınbideOlart0Jiıkşdartlandınnaklhavuk-

:rr

zun a üyümesını sağ amıştır. Böye ir Ş an ınna tarzı, asi egitim sisteminin kenaraıtılmesıne.yerine çıkarcı,materyaHst, he-sap ve teknige dayalı,sanat ve hümanist bilimlerin daha az saygın­ lığı ve daha az desteğe mazhar oldugu, yeni bir zihniyetin geçmesi anlamım taşır.

ı800-ı900yılları arasında gelişen hızlı sanayileşmesüreci ve tek-noloji çağı, kırsal alanlardan kentlere dolup taşan-Marks'ın "kapita-lizmin yedek ordusu" adım verdığıinsan selini (Lumpen proletaıyayı) oluşturmuştur.Büyük kentlerin yarım yüzyıliçinde on katı kadar büyümeleri, fabrikalarınbu insanlarla dolup taşmasıyeni şekilsiz (ınformel)birtopluluğunortayaçıkışını hazırlıyordu.Buna, bazı Av-rupa ülkelerinde, özellikleİngiltere'deköylülerin HberaHzasyonu di-ye ifade edilen di-yeni yasaların çıkması da eklenince, sanayileşme­ kentleşmesüreci en yüksek düzeyeyükselmiştir.Böylece, kitle kül-türünün malzemesi her gün biraz daha büyüyen kentlerin "yılınlaş­ ması"veya "doluluk" olayı dedığt şeyde buradakarşımıza çıkmakta­ dır: "Kentler artık insan dolu, evler kiracı dolu, mal sahibi dolu, parklar gezendolaşanlarladolu, doktor muayenehaneleri hasta dolu, plajlar yüzenlerle dolu" ...

Kitle-toplum böyle oluşmaktadır.Bunlar aslındaküçük gruplar gibi belirli bir amaç ve ilkeleretrafında birleşmeve rasyonel karar

al-ma yetkisine de sahip olmadıklarıiçinşekılsız, akıpgiden bir su gibi

çerçevesız,hedefsiz oluşumlardır. "

Kitle-toplum, aslında kitle-insanlarınıstatıatığıbiryığılmasıdır. Zevklerde, dünya görüşlerınde.hatta sosyal tercih ve kararlarında yeknesak ve standart bir kımlığıortaya koyarlar. Gasset'in yerinde teşhısıyle:"Bir makineyi çalıştırmakiçin içine yag konulduğugibi bunlara da fikirler dıştan aşılamr"...

Günümüz enformasyon çagındakitle kültürünündurumuna ge-lince, bu da bir yanda totalite ıdeolojılermyıkılmasıve demokratik-leşmesürecininbaşlamasısonucu, ferde büyük sorumluluklar yük-lerken, öte yanda hakim kültür odaknoktalarımn-telekomünikasyon, bilgisayarlar, video, Tv, radyo, basınve benzeri iletişim araçları ka-nalıyla-kitleleşmeyiderinden etkileyecektir. Yeni teknolojiler kol1ek-, tiviteyiyıkarakevrensel katılımı hızlandıracaktır.Batılı değer yargı­ ları, dünyamızındört biryanındaenformasyon çağının ürünlerıyle. kitleleşmebilincini hızlandıracaktır. Naısbıtt'ınisabetli teşhısıyle: "Milletlerarasımoda, yiyecekdeğış tokuşu,fast food (hazıryiyecek), bıgmac, hamburger, coca cola gibi mutfakkültürü,benetton, esprit, laura ashley, habitat couran's, ikea" sadece mutfağayönelik kültür yaşantımızdaevrensellığı sağlayacaktır. Evrenselleşmeve özgürleş­ me, kitlelerin globallaşmasındaetkin güçler olarak karşımıza çıka­ caktır. Ferdıyetçı eğtlımler, katılımcıdemokrasi biçimleri toplum kat-larındakitlelerin doyumsağlayacağıkomplo teorilerine daha daaçık olacaktır.Bu nedenle kitle kültürü, halk kültürü karşısında sosyo-lojik perspektiften hayati önem kazanacaktır.Bu da, bizim,halk kültürü- kitle kültürü farklılaşmasıdedığımızsürecin, Türk toplu-mu açısındanyorumlanmasıgerçeğınıgündeme getirir.

(5)

104 ORHAN TÜRKDOGAN

Kitle-insan, sosyolojik bilgilerinışığı altındabirtakımözelliklere sahiptir. Bunlarınen belirginlerişöyle sıralanabilir:1)Anonim oluş­

lan. Ferdidavranışve özellikler. herkesiyakalayıpsürükleyen ve an-cakıcgüdü nıtelığındebulunantutkularınseli altındageriye atılır. 2) Duygusallık. Aklınyerini duygular ve içgüdüleralmaktadır.Bundan dolayıdırki. kitlelerin çok büyük olan etkilenme ve etkileme güçleri toplumdaki heyecan ortamına bağlıdır.Ayaklanma sırasında dema-goglar ve liderler bu mekanizmayı çalıştırmayabüyük önem verirler. . 3)Akü denetimin erimesi. Kitle içine girince fertlertnaklı. gruptaki-lerin en alt seviyesinedüşer. Kitleye katılan kimse. ne olursa olsun kendini enaşağızeka düzeyine ayak uyduracak, sürüklenerek man-tıktanda ve denetimden de vazgeçecektır. 4) Kişisel sorumlulujun yok olması. Herkesin kişisel tutkularınındenetimini yttırdığıkitle içinde fertler de sorumlulukduygularınıkaybederler.

Görülüyor ki, kitle kültürünün öznesiyıjınlarveya kalabalıktır. Başkabir ifadeyle. kitle veya"lnsan-kltfedır.Oysa kültürün öznesi

fert ve özgür kişiliktir.Bu yüzden, insanınruhu, kitlenin ise sadece ihtiyaçları vardır. Her kültür insanın yücelmesı, mükemmelleşmest süreciniyarısıttığıhalde, kitle kültürüihtiyaçların doyurulmasına yö-neliktir.ı Horkheimer'ın belirttığıüzere: "Kültür ferdileşmeyihedef alıyor.kitle kültürü ise, ters yönde ahlaktan ve hatta kültürden ayrı­ lıyor. çünkü kültür. kitlenin değıl, halkın yaratmasıdır. Hatırlanacağı üzere, Gökalp. bu anlamda halkın kültürüne milli kültür diyordu. çünkü. kültürünyaratıcısı halktır, kitle degildir. Kitle kültürü öğre­ tir. yayar, eğıtmez,Manevi değerlerinseri halinde imalatıyla, kopya-larla, zevk vedeğerlerdenyoksun ürünlerle ve ferdıyete karşı tlgısızh­ giyle. _o bizleri kışısızleşmeyegötürür. Böylece. "Hakim kültürden farklıolarak kitle kültürü yeknesaklığa eğıltmıyleinsan hürriyetini daraltır, Oysa, hürriyet yeknesaklığa.hatta standartlaşmayakarşı koymak demektir".

Kitleleşme,gelenek ve törelerın koruyucu, yön verici ve yönetici çerçevelerımişyapısını kırarak.ferdi kalabalıklariçindeyalnız bırak­ mıştır. Kitle-toplumunda, kendini sosyal birboşluktahisseden. bu-nun tedirginligini yaşayaninsanlar. kitleleşmeye doğru kaymaktadır­ lar. Muazzam örgütler, bürokratik yönetim biçimlerininbaskıları,tek ınsanı.kışıselgörüşü olmayan alelade birsayı.anonımbirvarlık hali-ne getiriyor. Böylece, İzzet Bekovıç'ınyerinde teşhısıyle:"Ferdi davra-nışve özelliklerin yerini, herkesi yakalayan sürükleyen ve ancak iç-güdü ve tutkularınselinekapılananonimlikyanında. aklında yerini duyguların aldığıliderler ve demogogların peşindensürüklenen kitle-insan sahneleri doldurmaktadır",AmerikaBirleşikDevletleri'nde yay-gınbir biçimde söylenıldtğıgibi. "farklı olmak adaba aykırıdır" dövızı artıkön plana geçiyor. Kitle ..farklı olan herşeyi,mükemmelolan her şeyi,kalifiye ve seçkin olan herşeyi,ferdi bilealtındaezmektedir.

Bu durumu ile kitle kültürü, "milli kültürümüzü" düşündürücü bir biçimde tehdit edebilir mi? Önemli olan bu hususuntartışma ko-nusu yapılmasıdır.Kitle kültürü, enformasyon çağının uygulamala-rıylagüç kazanırkenhalk kültürünün durumu ne olacaktır?Bu hu-i Kitlenin bu doyurnsuzluğundanötürü H. Marsucetek boyutlu insankimligini

(6)

HALKKÜLTÜRÜ-KİTLEKÜLTÜRÜFARKLıLAŞMASI 105 suslar. Türk sosyolojisinin yeni uğraşı alanlarıolarak karşımıza çık­ maktadır.Halk kültürü örgütsüzdür. btçımlendırtlmemıştır,bu yü- .~ zen daha fazla kitle kültürünün saldınlarına açıktır.Bu gerçeğiyeni boyutlarıylagözleyebiliriz. Şöyleki. kitle kültürü günümüzde bir yan-kültür alanıolarakmı.yoksa karşıt-kültüralanıolarakmıele alın­ malıdır? Her şeyden önce. bu "kitle kültürü'inden ne anladığırmza bağlıdır,Yorumlar. bakış açıları. kitle kültürünün; gençlik kültürü. yoksulluk kültürü. hatta zenginlik kültürü gibi problem alanları oluşturduğu noktasında toplanmaktadır.O halde. kitle kültürü bir karşıt kültür alanıdır. Bu yüzden. öteki karşıtkültür alanlarıgibi hakim kültürü (milli kültürü) tehdit etmektedir. diyebiliriz.

Kitle kültürü. çağdaşkapitalist toplumlarda ilkokuldan itibaren. uygulanan egitim sistemiyle. gençleri; ekonomı polıtığeuygun olarak. kıran kıranabiryarışmanıniçine sürükler. Bu yüzden fert kişiligini yaşayamaz,sürekli maddi değerve kalıplariçindegirişimlerde bulu-nur. Bu da. çocukluğundanitibaren ferdi. "vahşıcebiryarışma" süre-cinin içinde biçimlendirir. Böyle bir durumda. John Huizing çağdaş insanındaha olgunlaşmamış,çocukça. yani erginlikçağınınruhi de-recesine uyan bir tarzda davranacağınıileri sürerek. bunun en iyi be-lirtilerinin: "Bayağı eğlencelerı.büyük sansasyonlara ihtiyaç duyma-ları. kitlesel resmi geçitleri ve sloganlara yönelik eğılımlert, gerçek esprinin yokluğu, değersizadi yayınların yayılışınıölçüsüz nefret. sevgi veya eleştirive övıne parolaları gibi görüntüler oldugunu" söy-ler. Böylece. kitlelere yönelik çocuğumsu davranışbiçimi diye ifade edilen"puerllizm" aslındapatalojik bir ruh haletini ortaya koyuyor-du. Puerilizmin hakim oldugu bir toplumda. Weber'in ''kapitalizmin ruhu" diye belmedığıProtestan ahlAkıve değerlerırıın yavaş yavaş yok oldugu. yerine Keynes'in"hayvani kapitalizmin ruhu"biçiminde yorumladığısömürü zihniyetiningeçtığıgörülür.

Gerçekte. Huizing'in puerılızmı.kitle kültürünün en anlamlı ifa-desini ortayakoymaktadır:Zevklerde bayağılaşma,demokrasi-gazete ve kitle dergileriylehalkın zıhni yaşantısında"kitap okuma" alışkanlı­ ğının atılması. basın-kitle egitim ve kitle propagandasıyoluyla fertlerin giderek daha az düşünmesive basının-kitle araçlarının (TV ve radyo. telekominikasyon gibi) sundugunu giderek daha çabuk ka-bul etmesi. stadyomda bacağınzaferinin aklınzaferinin yerini alması kitle-toplumun özelliklerinioluşturur.Dantel Belle, "Kapitalizmin Çe-lişkileri" adlıeserinde. sistemeyönelttığı eleştirileri şöyle açıklıyordu:

"...

ı95D'lerde Amerikan kültürü oyun. eğlence, gösterişve zevk gibi

birinci derecede hedonıstıknitelik arzeden bir kımlığe dönüşmüştür. Hedonizmin dünyasıda aslında modanın. fotoğrafın, reklamın. tele-vizyon ve popmüzığının dünyasıdır.Bu "pop killtürü"nünıkonogra­ ftsı kapitalist hayat tarzından kaynaklanıyor.Ev eşyaları, sinema. hamburger ve coca cola gibi yiyecek ve giyecekler. Amerikan kapitalizminde. işin Protestan kutsiyetinde kök salmış ahlaki mükafat sistemine dayalı geleneksel yasallığırıı yitirmiş olması

netıcesıdır. Bu sistem. yerini madde ve lüksü vadeden hedonızmf

terketmiştir."

Aynı şekilde. bir diger günümüz batılı düşünürAllan Bloom da.

(7)

106 om-IAN TÜRKDOGAN

adlıbir incelemesinde: "Günümüzde Batıtoplumlannda kültürün bir tüketim maddesi halinegeldığtnı, çağın insanlarınınkullandıkları ha-yat taralarının.ideolojilerin. değerlerinve karizmalann da boş kavramlardan ibaret olduğunu'flerısürüyordu. Bloom'a göre. Batı gençliginde sevgikaybolmuştur..Fikirlerin ve duygularınbu genel çö-küşüne birbaşkadelil ister misiniz? Bir erkekle birkadın arasındaki münasebetler bundan böyle hep ilişkisözü ile ifade edilirolmuştur. .Aşkkelimesiunutulmuş.yeriniaşkyapmakalmıştır.

"Netice gözlerimize batarcasına ortadadır:Ne suçluluk duygusu ne haya... Cinsellik konusunda çocuklara daha ergmleşmedenher

şeyayrıntılıolaraköğretilıyor.Üniversiteöğrencılerı kızlıerkekli birer şirket oluşturmuşlar. Evlerımıyorlar,ama evlıymışgibi yaşıyorlar... Eşve servis dahil bir dairekiraladıkdiyorlar "

"Her şey. her şeyden kopmuşdurumda Başvurulacakkaynak kalmamış alabtldığınebir özgürlüğünsonunda akıllıca şeylerin orta-ya çıkacağısöylenemez... Demokrasinin dramıylayüzyüzeyiz. Batı aşırı hoşgörünün kurbanıoldu... "

Batılı sosyologların"eulturati" dedikleri kitle -toplumun en dina-mik unsurunu oluşturanbu "gençlik kültürü" birkarşıtkültür alanı olarak bizim toplumumuzda da filizlenmektedir. Bunda kapitalist sistemin dünyagörüşüve hayattarzınınönemli etkisiolmuştur. Batı teknolojisi ve telekomünikasyonunun arkaplanındaki.kültürdeğer­

leri. kültürönermelen. kültür inançlarıve kültür normlan gibi

kapa-lı davranışDiçimlerinin bir "şok" etkisiyle toplumumuzu bombardı­ man etmesi. özellikle eulturatidiye ifade ettığımızgençlikbunalımla­ nnınnedeninioluşturur. Dışardankaynaklanan bugençlik kültürü.

aynızamanda bir karşıt-kültür alanıolarak mtlli kültürümüzü yoz-laştırmaktadır.

Karşıtkültürler. genellikleçelişkili ıhtiyaçlarm uzlaşması biçimin-de ortaya çıkmaktadır.Anne ve babadan özerk. farklı olma ve bunu dışavurma ihtiyacı yanında. aynızamanda aileyle özdeşlığı sürdür-me eğıltrnlerıneyönelme de gençlerde belirlenen bir diger ihtiyaç ola-rak belirmektedir. Bu tür çelişkili yaşantılar.gençlerin kullandıklan üsluplar, müzik türleri. partal giysiler ve lümpen pozlar, düzenledik-leri stilistik karnavallar, dudakları boyalı oğlanlarkitlekültürünün dışa yansımalandır.Bu oluşum. aynı zamanda. kitle-kültürünün; yabancılaşmasüreemt sembolleştırmesı,dil. üslup, müzik ve sanat etkinlikleriyle toplum değerlertne karşı koyması. Purıklar, Medlar. Dazlaklar (Sktnheadl, Bowie'Ier, Glitter ve Rocker'ler. Teddy Boys'lar türü culturatıörneklerini oluşturmak suretıyleprofan (bayağı) kültü-re dönüşümü sağlarlar.

Kısacası kitle kültürü. insanları;zevklerde. dünya görüşlerınde. hayat tarzlarında. yaşama stılınde,konut ve yerleşim biçiminde. giy-stlerınde, eğlence ve oyunlarmda. evlerinindonatımplanmda. okut-tuğu kitap. kullandığıyiyecek türlerinde hemen her şeyde kendine özgü biryapılaşmaya doğru yönlendirmiştir... Hemen her şeydebir "ikonoklazm" diyebilece~imiz "eşya"ve "zevk" fetişizmi ile karşı karşıyayız.2

(8)

HALK KÜLTÜRÜ-KlTLE KÜLTÜRÜFARKLıLAşMASı ıo7 Görülüyor ki. kitlekültürü-sosyologlarında belirttığı gibi-kapita-lizmtarafındanimal edilen ideolojikcihazlarınbiryapıcısı olmuştur.

1t

Komünızm ideolojisi de aynı şekilde birpopülist dünyagörüşüileri sürmek suretiyle proletarya kültürü yaratmaya çalıştı. Böylece.

ya-ratıcıolan halk kültürünü öldürdüler. Bunu, ünlü Sovyet romancısı Vladimir Sorokin, tıpkı Mao'nun kültür devriminde görüldüğügibi. komünizmin Rus insanını nasıl geçmişinden kopardığırııdile getire-rek şöyle açıklıyordu:"... Sovyetler Bırlığı o tek tük ortadan kalkmış hayali, mitolojik devletlerden biridir. Niçin mitolojik? Çünkü bu dev-letyetmiş beş yıldırbir ütopyaya şekilvermeyeçalışıyor.Resmi dokt-rinin etkisiyle Sovyet insanı şimdikizaman kavramını yitirmiştir. Onun ancak bir gelecek ümidivardır,bir de geçmişinin hatıralan. O yüzden bilmem dikkatinizi çekti mi, eşyakültürüyoktur. Arabadan dolmakaleme kadar bütün eşyalarkorkunç ve sevımsızdır. Bu eşya-lar sanki insaneşya-lar için değıl de. bilmem hangi düşünce için imal edilmişlerdir... "

Halk kültürü bir nitelikçerçevesi oluşturduğuhalde. kitle kül-türüdaha ziyade nicellk-yığm kavramıylabelirlenir. Bu nedenle, bir şeyyapma. bir şey üretme bunlarıbir tarih bilinci içinde muhafaza etme gibi eğiltmlerttemsil eden halk kültürü karşısında.kitle kültü-rü. sürekli bunlara karşıkoyma ve düşünceleri doğrultusunda yön-lendirme çabasıiçindedir.

Ülkemizde.niceli~itemsil eden bu kitle toplumu oluşumunda ge-cekondulaşmasürecininpayıbüyüktür. Bugün btrçok kentlerde ge-cekondulaşmaana nüfusunyansından fazlasını teşkil eder. Gece-korıdulaşma, aynızamanda. kırsalalanlarda yaşayan"köy ve kasa-ba" kökenli milli: kültür taşıyıcılarının,kentlerde-belirli süreler için-de-yozlaşarakkitle kültürü taşıyıcılarına dönüşümüsürecidir de ... Köylerden. kasabalardan ana kentlere yığılaninsan selınin, kısa za-manda bir "kültürşoku" iledayanışma çerçevesi veya idrak alanıbir sadmeye maruzkalıyor,sersemliyor... Sonrayavaş yavaşköy ve/veya kasabadantaşıdığımilli, tarihi: kültürdeğerlerıve inanç sistemleri bu yeni ortamda sosyo-ekonomik nitelikli tektonik hareketlerle temelin-den sarsılıyor.Oysa. köyler-kasabalar bu çarpık kentleşmeanaforu içinde sürüklenmeseydı,kendi kültürsahalarındakültürelsüreklılıği veyaratıcılığınesilden nesile aktarabilecekti. Büyük kentlerin

çekici-li~ive kırsal alanların iticili~i giderek köy ve kasabalannboşalması, bunun da halk kültürü denilen sosyolojik olgunun tüketilmesi anla-mınagelmektedir.Milli kültürü besleyen, geliştiren gecekondulaş­

ma de~il, köylülük ve gelenekli-kasaba duygusudur.

Gecekondu-laşmamilli kültürden sapmanın bir görüntüsüdür... Yoksulluk -yan kültürü bu ortamda gelişir. Yoksulluk kültürü aslındamilli kültürün kaynağını teşkileden köylülük ve gelenekli kasaba duygu-sunun (küçük toplumun) kent potasındaerimesi olgusudur... Bazı araştırmacıların iddia ettikleri gibi. "gecekondulanrı,köylerden mi-ras olaraktaşıdıklarıhalk kültürünün dinamik ve demokratik ruhu ile şehirkültürünü mezcetmek suretiyle geleneksel şehireyeni bir bi-çim ve özellik vererek milli kültürü yaratmada önemli bir etken oldu-gu" tarzındaki görüşlerine katılmakmümkün degildir. Tam tersine. gecekondulaşmabüyük kentlerin sayısız sorunları karşısında değıl

(9)

108 ORHAN TÜRtIDOOAN

çözüm aramak, uyum sağlamakyerine yoksulluk kültürü diyebile-ceğımız adacıklar oluşturmaksuretiyle milli kültürle bütünleşmeyı güçleştırrnektedır.Gecekondulaşmanın,bir iki kuşakiçinde oluştur­

duğu yoksullukkültürü, yoksul kimseler arasındabir kültürel hayat tarzı olarak şekillenir. Bu nedenle yoksulluk kültürünü yoksulluk oıgusundan ayırmakgerekir. Bu durumda, yoksulluk kültürü köklerden gelen kültüreltaşıyıcılığabile fırsatvermez. Yok-sulluk kültürünü oluşturanetkenler, fertlerin kalabalıkyerlerde

kü-rnelenmesı.bir gecekondu kuşa~ı oluşturması,alkolizm oranının yüksek olması, sık sık kavgaların yapılması,erkeklerin karılarını dövmesi, nıkahsız yaşamaları, hırsızlığın artması,cinayet ve fuhuşun yükselmesi, yöneticilere ve yasalaragüvensizlığın artmasısürecinin ötesinde, içinde bulunduğu şartlardankurtulmak içinempati kaza-namamasıve bunları biralın yazgısıolarakkabullenmestdır.Bu du-rum,bazıgecekonduaraştırmacılarımızın"köy kültürü ileşehir kül-türü"arasında kültürtaşıyıcısıolarak belirlediklerigecekondulaşma sürecinin kimliginde önemli birboşlukmeydana getirir. Gecekondu-laşrna,hem halk kültürünün tüketilmesi, hem de kentlerde biryığıl­ mayı oluşturduğuiçin kitle kültürünün oluşması anlamını taşır. Kısacasıana çizgileriylesıraladığımızbu etkenlerden ötürü milli

kül-türümüz yani halk kültürümüz, hoşgörü sınırlarınızorlayan kitle

kültürünün tehditi altındadır.Bu da, sosyolojik açıdan milletleşme kimliginde yarılmalarasebepolabtleceğıgibi, aynızamanda halk kül-türünün tüketilmesi

..

anlamınıdataşır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hazırlanışı: Yayvan bir kaba serilen unun üzerine el yardımıyla su serpilerek küçük hamurlar oluşması sağlanır. Un eklenerek oluşan hamurlar ayrılır. Bir süre

Türk mutfağı kavramı içinde yerel ve geleneksel nitelikleriyle beliren halk mutfağının temel özelliklerinden biri olmuştur. Bugün de bu

Şâir burada da divan şiirinin hemen her döneminde telmih öğesi olarak sık sık sözü edilen sürmenin gözün sulan- masını -ve yaşarmasını önlemek için tedavi

düğününde oynama sözü verilerek, küçük yaştan itibaren bu düşüncenin oluşumu sağlanmaktadır. Bunların yanı sıra; oynamanın hafiflik olduğuna dair düşünceler

Ancak günümüzde bu topluluğun konar-göçer yaşam tarzından yerleşik düzene geçmesi, buna bağlı olarak ata mesleği olan ağaç işçiliği yerine yakın çevreyle

Değerlendirebilmek (In Cultural Tourism, Rumi’s Image Evaluates the Context of Cultural Economy).. Bilim ve Kültür - Uluslararası Kültür Araştırmaları Dergisi, 2013, Yıl:

tı') Havır. Yerellik illaki yerel halk kültürü değildir. Ya da Yaşar Kemal Çukurova insanını halk kültürüyle yansıttığı için.. mi Avrupa'da okumakta ve

International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic.. Volume 3/5 Fall 2008