• Sonuç bulunamadı

GAİA İLE URANOS. Erinys: Kimi zaman bir, kimi zaman birçok, kimi zaman da üç olarak gösterilen öç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GAİA İLE URANOS. Erinys: Kimi zaman bir, kimi zaman birçok, kimi zaman da üç olarak gösterilen öç"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

GAİA İLE URANOS

Uranos, tuhaf bir duygunun etkisi altında kalarak çocuklarından ürkmeye, korkmaya başlar.

Uranos, doğan her çocuğunu yerin derinliklerine atar ve orada hapseder. {Böylece evrende egemenlik savaşının ilk belirtileri görülmeye başlar (Erhat, 2003: 115)}. Uranos’un bu yaptıkları Gaia’yı çok üzer ve aynı zamanda kızdırır. Gaia kocasından çocuklarının intikamını almaya karar verir. Gaia göğsünden parlak bir çelik çıkarır. Daha sonra da düşüncesinden çocuklarını haberdar eder. Bütün çocuklar Gaia’nın bu intikam planından korkar. Sadece bir oğlu, Kronos, annesinin bu planını destekler ve ona yardım edeceğini söyler. Akşam olunca Uranos ve Gaia bir araya gelirler ve biraz vakit geçirirler. Bir süre sonra Uranos, uykuya dalınca Gaia, oğlu Kronos’u çağırır.

Kronos, büyük bir cesaretle annesi Gaia’nın isteğini yerine getirir. Gaia’nın göğsünden çıkardığı ve verdiği çelik tırpan ile babası Uranos’u hiç acımadan, korkusuzca biçer. Daha sonra babasının kanlı parçalarını denize atar. Uranos’a atılan ilk tırpan yarasından sızan siyah kan damlalarından ilk olarak ERİNYSleri, sonra sırayla DEVler ve PERİLER doğdular. Uranos’un dalgaların üzerinde kalan kanlı et parçaları beyaz bir köpüğe dönüştü ve bu beyaz köpükten de kutsal bakire, genç ve güzel bir tanrıça olan APHRODİTE doğar.

Erinys:

“Kimi zaman bir, kimi zaman birçok, kimi zaman da üç olarak” gösterilen “öç tanrıçaları”dır (Erhat, 2003: 104). [Erinys maddesi]

Hesiodos, Erinys’lerin kadın olduğunu söyler ve isimlerini verir: Alekto, Tsiphone, Megaira.

Erinys’ler, suç işleyenin ve özellikle adam öldürenin peşine takılan dişi köpekler olarak düşünülür (Erhat, 2003: 104).

Athena, erinys’leri Atina’nın koruyucuları olarak tayin eder. Böylece Atina halkından sonsuz saygı görürler. Bu erinysler’in [erinys algısı] değişmesi anlamına gelir ki onlar artık iyi niyetliler olarak belirirler. Bundan sonra artık onlar intikamın değil adaletin gerçekleştiricileridir (Erhat, 2003: 105).

Ancak zaman içinde, Erinys’ler, “insanları yer altında cezalandıran tanrıçalar olarak görülmeye başlar (…) Erinys’ler, tartaros’ta, ruhlara ellerindeki kamçılar ve yılanlarla korku salıp eziyet ederken” görülür (Erhat, 2003: 106).

(2)

2

KRONOS’UN EGEMENLİĞİ

Uranos düştükten sonra oğul Kronos evrenin tek egemeni olur. İlk iş olarak da kardeşleri Titanlar’ı yeraltındaki zindanlardan çıkarır. Onun egemenliği sırasında yaratılış durmaz, devam eder. Sırayla, ölüm, uyku, düş, (HYPNOS) alay, acı şikayet, öç, hile, kızgınlık, (NEMESİS) nifak, (ERİS) ızdırap, fenalık, hile, şüphe, zulüm vs. doğar. Bütün bunlar insana ait duyguların birer sembolüdür.

Sonra Gaia, deniz ile evlenir. Doğan çocukların birbirleri ile olan birleşmeleri ile yaratılış sürmeye devam eder. Örneği titan Okeanos ile Thetis’ten akıl ve bilgi tanrıçası METİS, cehennem ırmağı STYKS doğar. Yine titan Hyperion ile titan Theia’dan güneş (HELİOS), ay (SELENE) şafak (EOS) doğar. Yaratılış hızla sürmeye devam eder. Daha sonra Kronos, kendi kız kardeşi olan Rheia ile evlenir.

Hypnos:

Hesiodos’a göre Nyks (gece) kendi başına Hypnos (uyku) ve Thanatos (ölüm) tanrılarını yaratmıştır. Her ikisi de Tartaros’ta otururlar. Homeros ise daha sevimli bir hypnos portresi çizer İlyada adlı çalışmasında. Buna göre, “Hera, İda dağının doruğunda Zeus’la sevişmeye karar verince, gelir Lemnos adasında Hypnos’u (uyku) bulur, Zeus’u uyutsun diye diller döker, armağanlar söz verir (…), Hera ile birlikte yola çıkar.” Bir başka efsaneye göre,

“Hypnos, Latmos dağlarının çobanı Endymion’a tutulmuş ve onun gözleri açık uyumasını sağlamış ki sevgilisini gecede doyasıya görebilsin diye” (Erhat, 2003: 149). [Hypnos maddesi]

Nemesis:

“Nemesis, hem soyut bir kavramı simgeler, hem de tanrısal bir varlık olarak canlandırılır.” “Kavram olarak tanrısal öcü simgeler, kimi zaman Erinys’ler ile karışır, ama çokluk insanlarda ölçüsüzlüğü, kendine ve talihine aşırı güveni cezalandıran varlık olarak”

gösterilmektedir (Erhat, 2003: 215). [Nemesis maddesi]

Eris:

Kavga Tanrıça’dır. Hesiodos ona “azgın yürekli” der (Erhat, 2003: 106). [Eris maddesi]

Helios:

“Gaia ile Uranos’un çocukları Hyperion ve Theia birleşirler, üç göksel varlık meydana getirirler. Helios (Güneş), Selene (Ay), Eos (Şafak). Titanlar soyundan olan Helios, Olympos’lu Apollon’dan ayrı bir Tanrı ya da doğal bir güç, yani güneşin ta kendisi sayılır.” “Helios, güçlü,

(3)

3

kuvvetli ve çok yakışıklı bir delikanlı olarak canlandırılır. Başı, saç biçiminde ışınlarla çevrilir. En eski inançlara göre Helios, ateş saçan çok hızlı atların çektiği arabasıyla her sabah Şafak’tan hemen sonra Hindistan’dan yola çıkıp gökteki yörüngesine girer ve akşam da Okeanos ırmağına dalar. Yorgun atlarını Okeanos sularında yıkadıktan sonra doğudan batıya aynı yolu ertesi günü gene izler. Yeryüzü Okeanos ırmağı üstünde yüzen bir tabak gibi tasarlandığı için Helios’un gece batıda batıp sabah doğudan doğması olağan sayılırdı.” Gök bilimi ilerledikçe Helios’un önemi azlaır. Örneği Homeros’un Odysseia destanında Helios artık yardımcı bir tanrıdır (Erhat, 2003:

133). [Helios maddesi]

Selene:

“Selene, Ay’ın simgesidir. Hyperion ile Theia’nın kızı, Güneş tanrı helios ile Şafak tanrı Eos’un kardeşidir. İki atın çektiği gümüş tekerlekli bir araba üstünde gökleri dolaşan güzel bir kadın olarak canlandırılır, birçok sevgilileri olduğu anlatılır: Zeus ile birleşmiş ve ondan Pandia adlı bir kız doğurmuş, Arkadya tanrı Pan ile sevişmiş, Pan da ona bir beyaz öküz sürüsü armağan etmiş. Ama en ünlü aşkı Beşparmak dağlarının çobanı Endymion’dur. Endymion’dan elli kızı olduğu bir efsane de anlatılır. Artemis ile de ilişkileri vardır” (Erhat, 2003: 269). [Selene maddesi]

Eos:

Homeros, “gül parmaklı” olarak tanımlar ve destanlarının hemen her bölümünün başında onun adını anar. Hesiodos’da ondan bahseder (Erhat, 2003: 101-102). [Eos maddesi]

Styks:

“Styks, Hesiodos’a göre Okeanos’un kızları arasında en başta gelenidir. (…) Styks bir yeraltı ırmağı olarak, görülür, tanrılar bu ırmak üstüne yemin ederler. Yemin Olympos’ta olursa, Zeus İris’i gönderir, Styks’i getirir. Styks üstüne yemin eden yeminini bozacak olursa, korkunç bir cezaya çarptırılır: Bir yıl boyunca ağzına ne tanrı balı, ne tanrı şarabı koyabilir, soluk alamaz, sonra da dokuz yıl boyunca tanrılardan, toplantı ve şölenlerinden uzak durmak zorundadır. Styks karanlıkta gürül gürül akan Okeanos’un bir kolu sayılır, suları koca ırmağın sularının onda biri kadardır” (Erhat, 2003: 277). [Styks maddesi]

Tartaros:

“Tartaros, yaraltındaki ölüler ülkesinin en derin yeridir” (Erhat, 2003: 279).

(4)

4

ZEUS’UN DOĞUŞU

Kronos ile Rheia’nın evliliğinden HESTİA, DEMETER, HERA adlarında üç kız ile HADES, POSEİDON, ZEUS adlarında üç erkek çocuk doğdu. Kronos, kendi babası için yaptıklarını şimdi oğullarının da kendisi için yapacağından korkar. {“Kronos, babası Uranos ve annesi Gaia’dan kendi oğlu eli ile alaşağı edilmeye yazgılı olduğunu öğrenmişti, babası gibi, çocuklarının kendi iktidarını tehdit edecek güce hiçbir zaman ulaşmamaları için kararlıydı. Uranos’un taktiği, sonunda faydasız olduğu anlaşılsa da, ailesini anneleri Gaia’nın içinde hapis tutmak olmuştu. Kronos ise farklı bir manevra denedi” (March, 2014: 51).}

Bu nedenle karısı Rheia’nın doğurduğu her yeni çocuğu yutar, karnında saklar. {Çünkü bu çocukların hiçbiri öldürülemezdi, zira ölümsüzlerdi; böylece Kronos, doğan her çocuğu bütün olarak yuttu” (March, 2014: 51).}

Rheia, doğan son çocuk olan Zeus’u kocası Kronos’un hışmından korumak için Gaia ile birlikte hareket eder. {“(…) kaybettiği bütün çocuklardan ötürü sonsuz ızdırap içindeyken, yardım için kendi annesi ve babasına başvurur” (March, 2014: 51). }

Rheia, gecenin karanlığından faydalanarak çocuğunu alıp Girit adasında İda dağının tepesine vardı. Gaia, çocuğu Rheia’dan aldı ve onu bir mağaranın dibine saklar. {“Gaia, onu güvenli bir şekilde sakladı” (March, 2014: 52).}

Rheia ise kocaman bir taşı kundak bezlerine sarar ve kocası Kronos’un yanına geri döner. Rheia, kundaklanan bu taşı doğurduğu son çocuk olarak yine Kronos’a verir. Kronos, kundağı alır almaz onu da yutar. {Rheia, “Kronos’a bebeği değil de kundaklanmış bir taşı verdi. Kronos, herhangi bir gariplik olduğunu fark etmedi ve taşı yutuverdi” (March, 2014: 52).}

Kronos son çocuğunu da yuttuğunu zannederken son oğul ormanda keçi AMALTHEİAnın sütünü içerek büyür. Bağırmalarını, ağlamalarını babası duymasın diye KURETOSlar da (kutsal varlıklar) onun başı üzerinde kalkanlarını çarparlardı. Olgunluk çağına gelen son oğul gizlendiği mağaradan çıkar babası Kronos’un karşısına dikilir. Kronos’a yuttuğu tüm kardeşlerini kusturur.

Ve baba Kronos’u gökten kovup yerin dibine atar. Zeus kardeşleri ile birlikte OLYMPOS dağına yerleşir. Ancak daha sonra da karşısına titanlar çıkar. Titanlar ile Zeus arasında büyük bir savaş başlar.

{On yıl sürer bu savaş. Bu savaş Zeus’un öncülüğünde yeni ve genç tanrılar kuşağı ile Kronos ve onu destekleyen titanlar arasında gerçekleşir. Zeus annesi Gaia’nın tavsiyesi ile bazı yeni müttefikler kazanır: Kyklopslar ve Yüz kollular. Zeus bunları baba Uranos ile hapsedildikleri toprağın derinliklerinden kurtarır ve güçlensinler diye onları NEKTAR ve AMBROSİA ile besler.

Kyklopslar, Zeus için gök gürlemesi ve şimşeği yapar. Yüz kollular ise her defasında üç yüz tane

(5)

5

olmak üzere, büyük kayalar fırlattı. Sonunda Kronos ve ona destek olan titanlar sonunda yenildiler. Zeus titanları Tartaros’un derinliklerine hapsedip başlarına da bekçi olarak Yüz kolluları diker (March, 2014: 53).}

Fakat Zeus’un gücü karşısında titanlar yenilirler ve tartaros’a atılırlar. Zeus, hepsini zincirlere vurur ve üzerlerine kayalar yuvarlar. Bu sefer de yine Zeus’un egemenliğini kabul etmeyen Uranos’un oğulları olan dört dev ile Zeus çarpışmaya başlar. Ama Zeus bunların da üstesinden gelir. Bu devleri de yanardağların diplerine zincirler. Böylece artık Zeus’un egemenliğinde Büyük Tanrılar dönemi başlamıştır.

TİTANLARIN KİŞİSEL YAZGILARI

Menoitios, günahkarlığı ve kabalığı yüzünden Zeus’un şimşeklerinden biri ile doğrudan Tartaros’a fırlatıldı. İapetos’un kendisi ise güneş ve rüzgarın zevklerinden uzak, kasvetli karanlık içinde Kronos ile birliktedir. Ancak bazı kaynaklarda Kronos daha sempatik olarak tasvir edilir.

Onun mutluların adalarına hükümdar olduğu söylenir ve kendisine daha mutlu bir yazgı verilir.

Roma mitolojisinde Kronos’un muadili SATURNUStur. Saturnus da bir iyiliksever olarak görülür.

Olympos’taki iktidarına son verilerek, sürgün edilir ve Latium’un ilk dönem krallarından biri olur ve halkına tarım sanatlarını ve medeniyetin nimetlerini öğretir. Onun krallığı herkesin barış ve refah içinde yaşadığı bir altın çağ olarak anılır. Onun adına düzenlenen şenlikler kış gündönümünde kutlanırdı ve yılın en eğlenceli zamanı idi. Saturnus’un eşi ise Kronos’un eşi ile özdeş tutulan bolluk tanrıçası OPS idi (March, 2014: 53-54).

İapetos’un bir diğer oğlu olan Atlas (ızdırap çeken) ise çok özel bir cezaya çarptırılmıştı. O, dünyanın uçlarında durarak göğü sonsuza kadar başı ve yorulmaz kolları üzerinde yukarıda tutmak zorunda idi. Atlas, bu yükten sadece bir defa ve çok kısa bir zaman için kurtulabilecekti (March, 2014: 54).

Kaynaklar

J., March, “Klasik Mitler”, çev., S. Lim, İletişim, İst., 2014.

A., Erhat, “Mitoloji Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, İst., 2003.

Referanslar

Benzer Belgeler

 3- Siluryen 3- Siluryen devir, 435 milyon yıl önce başlayıp 23 milyon yıl boyunca devir, 435 milyon yıl önce başlayıp 23 milyon yıl boyunca devam etmiştir.. Bu devirde

Triyas boyunca timsah, kaplumbağa ve timsah benzeri sürüngenleri kapsayan yeni sürüngen grupları, mollusk (yumuşakça) yiyen zırhlı sürüngenleri kapsayan yeni

Yumuşak bedenli çok hücreli su hayvanları 1 milyar yıl önce suların altındaki çamurların su hayvanları 1 milyar yıl önce suların altındaki çamurların

These are (i) descriptive analysis method, which includes direct quotes for highlighting and objectively reflecting the important points of the statements in the interview,

Çetin Anlağan, bundan sonraki çalışm alarında S adberk Hanım Müzesi uzmanlarının bilimsel ça­ lışmalarını tanıtarak araştırmaları­ nı yayınlama fırsatı

Buruk Acı şarkısına eşlik yazan 65 öğrenciden 8’inin (%12) “Kuvvetli Zamanda Akorun Tek Sesinin, Zayıf Zamanda Akorun İki Sesinin Eşzamanlı Olarak

Ortalama İvme : Toplam hız değişiminin toplam süreye (zamana) oranına ortalama ivme denir.. Burada amacımız bir hareket teorisi olan klasik

Resmi tanıtım Basın duyuruları basın toplantıları basılı materyaller.. Etkinlik