• Sonuç bulunamadı

prof. dr. cengiz batuk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "prof. dr. cengiz batuk"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Fenomenoloji Nedir?

Alman felsefeci Edmund Husserl’e (1859-1938)

atfedilen felsefi bir harekettir. Fenomenoloji, bizzatihi gerçekliğin doğasının tasvirlerini sunmaktan daha

ziyade gerçekliği bilme yolunu bilme ya da araştırma hususunda bir metot sunar.

Fransız fenomenolog Marleau-Ponty fenomenolojiyi

“bir düşünme tarzı” meselelerin dünyevi fenomenler tarafından ifşa edildiği şekliyle gerçek durumlarını tasvir çabası olarak betimlemiştir.

(3)

Fenomenolojik Metot

1. Epocheu yerine getirme

2. Empatik müdahaleyi (interpolation) yerine getirme 3. Epocheu devam ettirme

4. Fenomenleri tasvir etme 5. Fenomenleri isimlendirme 6. İlişkileri ve Süreçleri tasvir etme

Gerektiği Yerde Revizyon

4. Fenomenleri tasvir etme 5. Fenomenleri isimlendirme 6. İlişkileri ve Süreçleri tasvir etme

7. Paradigmatik İnşa Modeli 8. Eidetik sezgiyi yerine getirme

(dinin anlamını anlama) 9. Sezgiyi test etme

4. Fenomenleri tasvir etme 5. Fenomenleri isimlendirme 6. İlişkileri ve Süreçleri tasvir etme

Gerektiği Yerde Revizyon

GÖZLEMCİNİN TUTUMLARI

(4)

Husserl

Husserlci çerçevede fenomenolojinin nihai amacı fenomenlerin özlerini kavramaktır.

Husserlci fenomenolojinin temel amacı eski metafiziği ortadan kaldırarak somut yaşantıya dönmek, böylece felsefeye yeni bir başlangıç çizmektir.

Husserl’in deyişiyle felsefe yapmak, sürekli başlama durumunda olmak demektir. Somut yaşantıya dönüş, fenomenlerin altında yatan kökensel sezgiyle

eşanlamlıdır.

(5)

 Merleau-Ponty:

 Bu dünya, benim düşündüğüm şey

değildir; fakat benim içinde yaşadığım şeydir. Ben dünyaya açığım, onunla

iletişim halinde olduğumdan şüphe etmiyorum; ancak ben ona sahip

değilim; o tüketilemez.

(6)

Din Fenomenolojisi Niçin Gelişti?

Fenomenolojik metot, dinin bilimsel tetkikini

vurgulayan, on dokuzuncu yüzyıl boyunca gelişen çok geniş bir hareketten doğdu.

Din fenomenolojisi dinin nesnel bir şekilde tanımlanma ihtiyacını kabul eder.

Fenomenoloji, Dinin kendisinin dışında, sadece sosyoloji, psikoloji ya da antropoloji (bilimsel indirgemecilik) gibi disiplinlere uygun olarak

açıklamaya; evrimci varsayımlara ve dinin yansıtmacı teorilerle açıklanmasına karşı çıkar.

(7)

Din fenomenolojisi dinin kökenine/anlamına dair üç yaklaşıma da karşı bir duruş sergiler.

Bu Üç Yaklaşım

Bilimsel İndirgemecilik

Dinin Kökeniyle İlgili Evrimci Teoriler

Islwyn Blythin : “ Biyolojinin sınırlarını aşan Darwin’in evrim teorosinin etkisiyle beraber, dinin özünü araştırma aynı zamanda vuku buldu. İnsanın bedeni gibi dinin de, en aşağısından en gelişmiş şekillerine doğru evrimleşmiş olduğu düşünüldü ve burada, insanlığın en erken ilhamlarını içerdiği kabul edilen ilkel dinlere yönelik yoğun bir ilgi ortaya çıktı.”

Auguste Comte (1798-1857): “İnsanlık zihinsel gelişim açısından üç safha geçirmiştir: teolojik – metafizik – bilimsel. / somut – soyut – nesnel /pozitif bilimler.”

James G. Frazer (1854-1941): “büyü – din – bilim”

E. B. Tylor (1832-1917): “animizm – politeizm – monoteizm”

R. R. Marett (1866-1943): “(korkuya dayalı) pre-animizm / dinamizm – animizm – tanrılar – tanrı”

Wilhelm Schmidt (1868-1954): “tersinden bir evrimci düşünce savunur. Ona göre ilkel inançlar daha aşağı şekillerde başlamaz . Tam tersine başlangıçta düzgün olan inanç sonradan

tabiatçılık, fetişizm, animizm, totemizm vb şekillerde dejenere olmuştur.” Süreç şöyledir:

“monoteizm – poltieizm (animizm, totemizm vb) – monoteizm.”

(8)

Yansıtmacı Teoriler

Yansıtma teorileri, dinin, nihai bir varlığa varıncaya kadar genişletilen ya da söz konusu varlık üzerine yansıtılan beşeri bir ihtiyaçtan geliştiğini farz ederler.

Ludwig Feurbach (1804-1872): “kendisinin sonlu olmasından mükemmel olmamasından, bilgilerinin sınırlı olmasından, güçsüz ve adil olmayışından dolayı insanlar, yarattıkları ve Tanrı diye isimlendirdikleri bir varlığa, söz konusu

noksanlıkların ideal hallerini ‘yansıttılar’.”

Sigmund Freud (1860-1939): Din, i) ıstırapları dindiren güven verir. ii) ahlaki kurallar koyar ve itaat ister. iii) gerçekliğin doğası hakkındaki sorulara cevap verir.

Freud’a göre din, bir nevroz, psikolojik bir hastalıktır.

Emile Durkheim (1858-1917): kutsal ve dindışı. Kutsal toplumda, dindışı ise yalnızca özel alanda bireyde bulunur. Ona göre din hem sosyal hem de psikolojik ihtiyaçlardan ortaya çıkan beşeri bir yansıtmadır.

(9)

Teolojik İndirgemecilik

Teolojik indirgemecilik durumunda, bütün dinler, yalnızca tek bir din tarafından geliştirilen ölçüte uygun olarak değerlendirilir.

Antonio Barbosa de Silva, ‘hakiki din’ ve diğer bütün dinleri onun karşısında batıl dinler olarak kabul etmesini, teolojik normatif yaklaşım olarak isimlendirir.

19. yy. da Protestan misyonerler Comte, Tylor ve Marett gibi evrimci yorumcuların teorilerine teolojik boyut ilave ederler ve ilkel kabilelerdeki belli belirsiz olan günah bilinci gibi şeyler Hıristiyan misyonu doğrultusunda yorumlanır.

Misyoner Mesajına Dair IV. Komisyon Raraporu’nda “Tanrı’nın Birliği ve O’nun herşeye gücünün yetmesi gibi bizim için çok

basit görünen hakikatlerin, insanların kalplerini bu kadar tahrik edici bir fonksiyon icra etmesi, garip görünüyor.” şeklinde ifade edilir.

Feuerbach’ın “Tanrı, sevgi değildir; fakat sevgi, Tanrı’dır.” ifadesi teolojik indirgemeciliğin bir şeklini temsil eder.

(10)

Dini Çalışma Yolları

BEŞER

Felsefe

Teoloji Din Bilimi

Teoloji Sosyoloji

Psikoloji Siyaset Ekonomi Antropoloji

Etnoloji vs.

Vahiy

Cevap

(11)

FENOMENLER Mitler ve Ayinler

Eliade’ye göre mitler ve Ayinler Arasındaki İlişki

1. Mitler ve ayinler, kutsal mekan ve zamanda faaliyet gösterirler.

2. Bunlar, kutsalın dindışı mekan ve zamandaki tezahürleri olan hiyerofaniler sonucunda meydana gelirler.

3. Hiyerofaniler, varlıklarını borçlu oldukları mekan ve zamanda sabit noktalar yaratarak türdeşlik kaosunu parçalarlar.

4. Hiyerofanilerin meydana gelişleri, mitlerde anlatılır.

5. Hiyerofaninin mitsel anı, inananları ilk yaratma eylemine kadar geri götürerek onlar için dönüştürücü bir güç

haline gelen ayinlerde, yeniden yürürlüğe konurlar.

(12)

Mitlerin ve Ayinlerin Anlamı

Zamanın Ötesindeki Zaman

Kozmogoni Mitinin Ayinsel Olarak Yeniden İcrası

Kaostan düzeni meydana getirme

(13)

KUTSAL UZMANLAR

Şamanistik / Rahip Tipi

kutsal dünyaya eşsiz bir ulaşım sağlayan hususi teknik ya da bilgiyle insanları temsil eder.

Peygamber tipi

kutsaldan, halka ilettiği bir mesaj alır. Bu mesaj olmaksızın söz konusu halk kurtuluşu

gerçekleştirmez.

Kutsal Şahıs tipi

halk ve kutsal gerçeklik arasında doğrudan bir bağ sunan, kutsalın kendisinde tezahür ettiği kişi

(14)

Sanat

Tasviri Sanat

Bir hiyerofani inananı kutsalla doğrudan tecrübeye götürür.

Genellikle ayinlerin bir parçasını oluşturur.

Temsili Sanat Didaktik

Tecrübe edebilsin diye kutsalı anlamasına yardım eder.

Ayinlerden ayrılabilir.

(15)

Kutsal ve Sınırsız Değer

“Tanrı fenomenin bir parçası değildir.” Adrew Walls.

Ancak sınırsız değer, tanımı gereği, fenomenlerin en önemli yönüdür.

Ninian Smart fenomenlerin kendisine işaret ettiği şeyi,

“imanın mihveri/odak noktası” olarak tanımlar.

Smart, her bir dini geleneğin, “ o geleneğin odağındaki imanı ifade ettiğini” ileri sürer.

Bu yüzden de dini doğrulama hakkındaki analiz üç yönlüdür: ifadeler, iman ve odak noktası.

(16)

İmanın Odak Noktası Olarak Sınırsız Değer

İFADELER

Dini bir geleneğin doktrinel, mitik ve ahlaki boyutları.

Doktrinel: inançları,

Mitik: kutsal hikayeler, ayinler, kutsal uzman ve sanatı,

Ahlaki: kutsal metinden çıkarılan ahlak kurallarını içerir.

İMAN

Tezahürleri kabul edilebilecek olan kutsal hakkındaki beşeri anlayışı ifade eder. İman hiyerofaniyi bir hiyerofani olarak algılar. Tezahür eden yalnızca imanını fenomenler vasıtasıyla ifade eden mümin için kutsalın bir görünüşü, ortaya çıkışıdır.

İman sınırsız değeri algılamanın bir organıdır.

ODAK

Geleneğin fikirleri ve uygulamalarının gönderme yaptığı şey ya da kendisine yönelttiği şey olduğunu söyler.

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa Birliğ ği, i, ü üye ye ü ülkelerin izledi lkelerin izlediğ ği iklim de i iklim değ ği iş şikli ikliğ ği ile m i ile m ücadele ü cadele politika ve

akraba saydıkları hayvan, bitki veya cansız şeylere verdikleri addır.  Totem, kabilenin büyük atası olarak kabul edilir.  Aynı toteme bağlı kimseler kendi

Kaynak: Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Etik (Editör: Prof. Necati Cemaloğlu) 11... BAZI TEMEL

 Yehova Tanrı şöyle diyor: "Şimdi, geçmişte ve gelecekte, hep var olan, Mutlak Güce Sahip olan, Alfa ve Omega Benim."..  İsa'nın yolunda sizinle birlikte

Kaynak (kaynak, mesajı ileten insan ya da insan gruplarıdır. Kaynak, iletişim sürecini başlatan temel ögedir), kodlama (kodlama, bir bilginin, düşüncenin, duygunun, fikrin

Olumluluk psikolojisi (pozitif psikoloji), mutluluk, genel iyilik durumu, esenlik, gönenç gibi, insan yaşamının olumlu yanlarıyla ilgilenen bir bilim dalıdır..

‘Hacı Bektaş Velî ve Bektaşîlik’ başlığı altında Alevîlik-Bektaşîliğin oluşum sürecinde Baba İlyas ve Babaîler ayaklanması, Hacı Bektaş Velî ve Geyik- li Baba ile Abdal

Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Türkiye Ormanlarını Yangından Koruma Semineri, 4-8 Mayıs 1987, Muğla-Marmaris , Orman Koruma ve